Use "BAD English" to sound ADVANCED and NATURAL?! - Conditionals

- This video is sponsored by Skillshare.

- Bu videonun sponsoru Skillshare'dir. Açıklamadaki bağlantımı kullanarak İngilizce'de yeni bir beceri

The first 1,000 people to start learning

öğrenmeye başlayan ilk 1.000 kişi

a new skill in English using my link in the description

will get a free trial of Skillshare Premium.

Skillshare Premium'un ücretsiz denemesini alacak.

Or you can skip to this time in the video to learn more.

Ya da daha fazlasını öğrenmek için videodaki bu zamana atlayabilirsiniz.

So, I've been thinking about how I teach

Bu yüzden, hem gerçek sınıflarda hem de çevrimiçi olarak nasıl öğrettiğimi

and how I see other teachers teach,

ve diğer öğretmenlerin nasıl öğrettiğini gördüğümü düşünüyordum

both in real classrooms and online.

.

And I realized something.

Ve bir şey fark ettim.

Everyone, including me, teaches conditionals all wrong.

Ben dahil herkes koşullu ifadeleri tamamen yanlış öğretiyor.

(light music)

(hafif müzik)

If you studied or taught English,

İngilizce okuduysanız veya öğrettiyseniz,

then chances are you've probably seen a textbook

muhtemelen bunlardan biri gibi bir ders kitabı görmüşsünüzdür

like one of these.

.

Actually, I really like "New English File".

Aslında "New English File"ı gerçekten çok seviyorum.

It's the teacher's favorite.

Öğretmenin favorisidir.

But, they have a problem, as do all textbooks,

Ancak, tüm ders kitaplarında olduğu gibi,

as do all teachers.

tüm öğretmenlerde olduğu gibi, onların da bir sorunu var.

And that problem is that it's too prescriptive.

Ve bu sorun şu ki, çok kuralcı.

Now, what I'm talking about is prescriptive grammar

Şimdi, bahsettiğim şey kuralcı dilbilgisine

versus descriptive grammar.

karşı betimleyici dilbilgisidir.

Basically, basically prescriptive grammar,

Temel olarak, temelde

that is focused on traditional grammar rules.

geleneksel dilbilgisi kurallarına odaklanan kuralcı dilbilgisi.

Those don't change.

Bunlar değişmez.

And if you change something in that grammar structure,

Ve bu gramer yapısındaki bir şeyi değiştirirseniz,

you're a bad person and you're rubbish at English.

kötü bir insansınız ve İngilizcede berbatsınız.

Descriptive grammar, however,

Bununla birlikte,

that teaches how we really talk.

gerçekte nasıl konuştuğumuzu öğreten betimleyici dilbilgisi.

Yes, there are rules, but we know how to bend those rules.

Evet, kurallar var ama biz bu kuralları nasıl esneteceğimizi biliyoruz.

And that's what I want all ESL teachers to change.

Ve tüm ESL öğretmenlerinin değişmesini istediğim şey de bu.

Teach real English and not just the rules.

Sadece kuralları değil, gerçek İngilizceyi öğretin.

Because when you do that, English students go

Çünkü bunu yaptığınızda, İngiliz öğrenciler

to an English-speaking country and they feel really bad

İngilizce konuşulan bir ülkeye gidiyorlar ve İngilizceleri hakkında gerçekten kötü hissediyorlar

about their English

because they're like, "I don't understand anyone.

çünkü "Ben kimseyi anlamıyorum.

Is my English that bad or is everyone speaking wrong?

İngilizcem o kadar mı kötü yoksa herkes mi yanlış konuşuyor?

Must be me. I must be stupid."

aptal olmalıyım."

In this video, I've got great news for you.

Bu videoda size harika bir haberim var.

Your English is fine and you're brilliant.

İngilizcen iyi ve harikasın.

But, this is the problem.

Ama sorun bu.

All teachers, myself included, we tend to follow

Ben dahil tüm öğretmenler ,

the rules a bit too strictly.

kurallara biraz fazla sıkı uyma eğilimindeyiz.

Now as a beginner in English, that's good.

Şimdi, İngilizceye yeni başlayan biri olarak, bu iyi.

You need to learn context.

Bağlam öğrenmeniz gerekiyor.

You need to learn how grammar works

to explain context and time references.

Bağlam ve zaman referanslarını açıklamak için gramerin nasıl çalıştığını öğrenmeniz gerekir.

But, as you get more advanced,

Ancak, ilerledikçe,

you learn how to break those rules.

bu kuralları nasıl yıkacağınızı öğrenirsiniz.

Most of the time, especially for online teachers,

Çoğu zaman, özellikle çevrimiçi öğretmenler için,

we tend to follow the rules a bit too strictly.

kurallara biraz fazla sıkı uyma eğilimindeyiz.

Why?

Neden?

Because some idiot in the comments is gonna be like,

Çünkü yorumlardaki bazı aptallar,

"Um actually, the grammar rule is this

"Aslında, dilbilgisi kuralı şudur

and you're teaching teaching students how

ve öğrencilere

to speak wrong, wrongly.

yanlış, yanlış konuşmayı öğretiyorsunuz.

Wait, (beep)."

Bekle, (bip)" gibi olacak.

If you're a teacher, don't listen to your YouTube comments,

Öğretmenseniz, YouTube yorumlarınızı

ever.

asla dinlemeyin.

If you're a student, don't listen to YouTube comments

Öğrenciyseniz,

for grammar tips.

gramer ipuçları için YouTube yorumlarını dinlemeyin.

Very rarely are they correct.

Çok nadiren doğrular.

But for now though,

Ancak şimdilik, size öğretimi

I want to show you how we can update teaching.

nasıl güncelleyebileceğimizi göstermek istiyorum . Sana

Let me show you.

(air whooshing)

göstereyim.

(hava uğultu)

I started this video

Bu videoya

by saying I've been teaching conditionals all wrong.

koşullu ifadeleri tamamen yanlış öğrettiğimi söyleyerek başladım.

Well, probably everyone has and this is why.

Muhtemelen herkesin vardır ve bu yüzden.

You've learned there are four conditionals, right?

Dört koşul olduğunu öğrendiniz, değil mi?

So, we've got zero which describes things

Yani, her zaman doğru olan şeyleri tanımlayan sıfırımız var

which are always true.

.

If this happens, then this happens.

Bu olursa, o zaman bu olur.

It's useful for giving information,

Bilgi vermek,

talking about science, that kind of thing.

bilim hakkında konuşmak, bu tür şeyler için kullanışlıdır.

For example.

Örneğin.

I don't know if you've heard this one.

Bunu duydunuz mu bilmiyorum.

But if you play Led Zeppelin backwards,

Ama Led Zeppelin'i tersten çalarsan

you can hear the devil.

şeytanı duyabilirsin.

I know, it sounds ridiculous.

Biliyorum, saçma geliyor.

Unbelievable, right?

İnanılmaz, değil mi?

But, then I tried it.

Ama sonra denedim.

(record playing backwards)

(geriye doğru kayıt çalma)

♪ I'm gonna eat your soul ♪

♪ Ruhunu yiyeceğim ♪

The grammar for this, we've got if with a present tense verb

Bunun dilbilgisi, şimdiki zaman fiili

and a present tense verb for the result.

ve sonuç için şimdiki zaman fiili ile if'imiz var.

So, if this happens this happens, always.

Yani, bu olursa, her zaman olur.

Again, really good for information or scientific facts.

Yine, bilgi veya bilimsel gerçekler için gerçekten iyi.

Then, there's the first conditional and that's like this.

Sonra, birinci koşullu var ve bu böyle.

So, something realistic happens in the future.

Yani, gelecekte gerçekçi bir şey olur.

This is good for warnings, for example.

Bu, örneğin uyarılar için iyidir.

If you keep making that noise, I'm gonna break up with you.

O sesi çıkarmaya devam edersen, senden ayrılacağım.

Grammatically, we have if with a present tense verb.

Dilbilgisel olarak, şimdiki gergin bir fiille if'imiz var.

And the result is future, so we use future tense.

Ve sonuç gelecek, bu yüzden gelecek zamanı kullanıyoruz.

So, I'm gonna, I'm going to, or I will, I'll,

Öyleyse, yapacağım, yapacağım veya yapacağım, yapacağım,

whichever your preference is, it doesn't matter.

tercihin hangisi olursa olsun, farketmez.

And again, it's for a future,

Ve yine, bu bir gelecek için,

it really can or will happen.

gerçekten olabilir veya olacak.

Usually for warnings, threats,

Genellikle uyarılar, tehditler,

promises, you know, real things.

vaatler, bilirsiniz, gerçek şeyler için.

But, if we need to use our imagination

Ancak,

for something that's not real, impossible,

gerçek olmayan, imkansız

or just imaginary, you know, we're talking hypothetically.

veya sadece hayali olmayan bir şey için hayal gücümüzü kullanmamız gerekirse, bilirsiniz, varsayımsal olarak konuşuyoruz. Ya

What if maybe this thing?

bu şey olabilirse?

Then, we need to use second conditional.

Ardından, ikinci koşullu kullanmamız gerekiyor. Senin

If I were you, I'd break up with him.

yerinde olsam, ondan ayrılırdım.

This is the second conditional, if with a past tense verb.

Bu, geçmiş zaman fiiliyle birlikte ikinci koşulludur.

We're talking in the future or now,

Gelecekten ya da şimdiden bahsediyoruz

but that verb should be in the past tense.

ama bu fiil geçmiş zamanda olmalı.

Why?

Neden?

Because we're imagining.

Çünkü hayal kuruyoruz.

So, you see if and a past tense verb,

Yani, if ve geçmiş zaman fiilini görüyorsunuz,

just know it's an imaginary situation.

bunun sadece hayali bir durum olduğunu bilin.

But, if you want to be completely sure

Ancak,

if this situation is just imaginary,

bu durumun sadece hayali olduğundan tamamen emin olmak istiyorsanız,

you just have to look for that magic word, would.

sadece o sihirli kelimeyi aramanız gerekir, olur.

This means, well, the situation isn't real,

Bu, durumun gerçek olmadığı,

I'm just imagining it.

sadece hayal ettiğim anlamına gelir.

You know, like if I had £1 million, I would buy a,

Bilirsin, sanki 1 milyon sterlinim olsaydı, bir abur cubur alırdım

what would I buy, snacks.

, ne alırdım.

I'd spend £1 million on snacks.

Atıştırmalıklara 1 milyon sterlin harcardım.

So yeah, you can abbreviate that to I'd, that's fine.

Yani evet, bunu I'd olarak kısaltabilirsiniz, sorun değil.

You can also use could if you want

Ayrıca,

to stress the possibility that that situation brings.

bu durumun getirdiği olasılığı vurgulamak isterseniz de kullanabilirsiniz.

So remember that yes, the verb is past

Öyleyse unutmayın ki evet, fiil geçmiştir

but the situation is present or future.

ama durum şimdiki veya gelecektekitir.

If we need to talk about a different past,

Farklı bir geçmişten,

an imaginary past, then we need the third conditional,

hayali bir geçmişten bahsetmemiz gerekiyorsa o zaman üçüncü koşula ihtiyacımız var

and that's this.

ve bu da bu. Seninle

If I hadn't met you, I wouldn't have fallen in love.

tanışmasaydım, aşık olmazdım.

Now, we are imagining a different past,

Şimdi farklı bir geçmiş,

a past that didn't happen.

yaşanmamış bir geçmiş hayal ediyoruz.

So for this, we need the if, again, and a had, or a hadn't

Bunun için, yine if, ve bir

for a negative, with the verb three, or past participle.

negatif için, üç fiil veya geçmiş ortacıyla birlikte, bir hade veya bir had't'e ihtiyacımız var.

And what is the result of that?

Ve bunun sonucu nedir?

How does that different past affect the past?

Bu farklı geçmiş, geçmişi nasıl etkiler?

Well, I wouldn't have a verb three, or past participle.

Pekala, üç fiilim veya geçmiş ortacım olmazdı.

Those are the structures of the conditions,

Bunlar koşulların yapılarıdır,

zero, one, two, and three here.

burada sıfır, bir, iki ve üç.

So, we know how a different past,

Yani, seninle tanışmasaydım farklı bir geçmişin nasıl

if I hadn't met you, would create a different past.

farklı bir geçmiş yaratacağını biliyoruz.

I wouldn't have fallen in love in the past.

Eskiden aşık olmazdım.

But, let's say he wants to say, if I hadn't met you,

Ama diyelim ki seninle tanışmasaydım

right now I'm not in love.

şu anda aşık değilim demek istiyor.

How can he say that?

Bunu nasıl söyleyebilir?

Well, you already know

Eh, zaten biliyorsun

because it's from the second conditional grammar.

çünkü ikinci koşullu dilbilgisinden.

So, let's mix them and create this.

Öyleyse, onları karıştıralım ve bunu yaratalım.

I wouldn't be in love.

aşık olmazdım.

Now, we're just using would or wouldn't with the infinitive,

Şimdi, mastar,

the base verb, verb one.

temel fiil, fiil bir ile sadece gider veya olmaz kullanırız.

That creates a mixed conditional,

Bu,

how a different past affects an imaginary present.

farklı bir geçmişin hayali bir şimdiyi nasıl etkilediğine dair karışık bir koşul yaratır. Yorumlarda

Try your own mixed conditionals

kendi karışık koşullarınızı

or any conditionals that you don't feel confident with

veya kendinize güvenmediğiniz herhangi bir koşul koşulunu deneyin

in the comments.

.

I'll try and correct you.

Seni düzeltmeye çalışacağım.

And these are the grammar rules, right?

Ve bunlar gramer kuralları, değil mi?

Your teacher taught them. I've just taught them to you.

Öğretmenin onlara öğretti. Onları sana öğrettim.

And if you change anything of these in a test,

Ve bir testte bunlardan herhangi birini değiştirirseniz,

you're a bad person and you fail at life.

kötü bir insansınız ve hayatta başarısız oluyorsunuz.

I'm kidding.

Şaka yapıyorum.

I've got great news for you.

Sana harika haberlerim var.

The rules here are flexible, very flexible.

Buradaki kurallar esnektir, çok esnektir.

For example, now probably I'm never going

Örneğin, şimdi muhtemelen size asla

to give you £1 million.

1 milyon sterlin vermeyeceğim.

But what if I did?

Ama ya yaparsam? İngilizce sınıfınızda öğrendiğiniz

A classic second conditional sentence that you learned

klasik bir ikinci şart cümlesi

in your English class.

.

If I gave you £1 million, what would you do?

Sana 1 milyon sterlin versem ne yaparsın?

We've got the obvious if with a past tense verb,

Geçmiş gergin bir fiil,

then word and an infinitive.

sonra kelime ve bir mastar ile bariz olana sahibiz.

That's fine and that is what you should write

Sorun değil ve

in your English grammar tests.

İngilizce gramer testlerinde yazman gereken şey de bu.

But, in real life situations, in real English conversations,

Ancak gerçek hayattaki durumlarda, gerçek İngilizce konuşmalarda

you might hear this.

bunu duyabilirsiniz.

If you give me a million, I'm buying a yacht.

Bana bir milyon verirsen, bir yat alırım. Yatlara olan hayranlığı

I've never understood the fascination with yachts.

hiçbir zaman anlayamadım .

I've never been on one. I'm sure they're great.

Hiç birine binmedim. Eminim harikadırlar.

But anyway, surely this is wrong, right?

Ama her neyse, kesinlikle bu yanlış, değil mi?

I mean, if you give me a million.

Yani, bana bir milyon verirsen.

That's not likely, that's not gonna happen,

Bu olası değil, bu olmayacak,

that's not real.

bu gerçek değil.

But, why are you using first conditional grammar here?

Ancak, burada neden birinci koşullu dilbilgisini kullanıyorsunuz?

Shouldn't it be second?

İkinci olması gerekmez mi?

Well yeah, in traditional grammar, yes.

Evet, geleneksel gramerde, evet.

However, that's not necessarily how we speak.

Ancak, böyle konuşmamız şart değil.

Most importantly from this video,

Bu videodan en önemlisi,

I want you to know that traditional grammar rules

geleneksel gramer kurallarının

are a guide, you know?

yol gösterici olduğunu bilmenizi istiyorum, biliyor musunuz?

They should help you explain yourself better,

Kendinizi daha iyi açıklamanıza,

tell a story with more clear time references,

daha net zaman referansları olan bir hikaye anlatmanıza

and all that stuff, and help you understand

ve tüm bu şeylere yardımcı olmalı ve

when people talk.

insanların ne zaman konuştuğunu anlamanıza yardımcı olmalıdır.

Oh, you're talking about yesterday?

Ah, dünden mi bahsediyorsun?

Cool, I understood that because grammar.

Harika, bunu anladım çünkü gramer.

But, grammar is not a law.

Ancak dilbilgisi bir yasa değildir.

If anyone tells you that you're stupid

Biri size aptal olduğunuzu

or you've got bad English

ya da

because you didn't stick to the traditional grammar rules,

geleneksel gramer kurallarına uymadığınız için İngilizcenizin kötü olduğunu söylerse,

but yet they still understood you,

ama yine de sizi anlıyorlarsa, o zaman

then you should make fun of their haircut.

onların saç kesimleriyle dalga geçmelisiniz.

Make them cry.

Onları ağlat.

So if you say this, people will understand you.

Yani bunu söylersen insanlar seni anlayacaktır.

No one will think that you're stupid

Kimse senin aptal olduğunu

or that your English is bad.

veya İngilizcenin kötü olduğunu düşünmeyecek.

This is fine. This is how we speak.

Bu iyi. Biz böyle konuşuyoruz.

You're fine. Don't worry.

İyisin. Merak etme.

Because as another example.

Çünkü başka bir örnek olarak.

Aly, are you tired? You look tired.

Ali, yorgun musun? Yorgun görünüyorsun.

This is just my normal face.

Bu benim normal yüzüm.

Well, you wouldn't look tired

if you just slept early last night.

Dün gece erken yatsaydın yorgun görünmezdin.

Now, this is talking about last night,

Şimdi, bu dün geceden bahsediyor,

a different past.

farklı bir geçmişten.

So, shouldn't this be past perfect, if you had slept?

Yani, eğer uyumuş olsaydın, bunun mükemmeli aşması gerekmez miydi?

And that one, that one's okay.

Ve bu, bu tamam.

You wouldn't look tired now.

Şimdi yorgun görünmüyorsun.

There's no problem with that.

Bunda bir sorun yok.

If you wrote this in an exam, you would fail.

Bunu bir sınavda yazsaydın başarısız olurdun.

But, in real conversations people change the second

Ancak, gerçek konuşmalarda insanlar ikinci

and third conditional grammar,

ve üçüncü koşullu dilbilgisini değiştirirler, bununla

I don't know what I'm doing with this, all the time.

ne yaptığımı her zaman bilmiyorum.

Yes, you're talking about an imaginary past situation,

Evet, geçmişteki hayali bir durumdan bahsediyorsunuz

and that should be past perfect.

ve bu geçmiş mükemmel olmalı.

But if you just use past simple, no one will care

Ancak past simple kullanırsanız,

in real conversation.

gerçek konuşmada kimse umursamaz.

In an English grammar test, people will absolutely care.

Bir İngilizce gramer testinde insanlar kesinlikle umursar.

You'll fail there.

Orada başarısız olacaksın.

And this is the point I want to make with this video.

Ve bu video ile varmak istediğim nokta da bu.

Prescriptive grammar is bad for students,

Kuralcı dilbilgisi öğrenciler için kötü,

great for tests, bad for real life situations.

testler için harika, gerçek hayattaki durumlar için kötü.

In textbooks and tests, there's only one correct answer.

Ders kitaplarında ve testlerde tek bir doğru cevap vardır.

Anything else is a fail.

Başka bir şey başarısızlıktır.

But in real life, in real conversations,

Ama gerçek hayatta, gerçek konuşmalarda,

we bend the rules all the time.

kuralları her zaman esnetiriz.

Please know that conversation is way more important

Lütfen konuşmanın testlerden çok daha önemli olduğunu bilin

than tests.

.

Unless you, you know, need a Visa, uni entry,

Vizeye, üniversiteye girişe

or what's the other thing, a job.

ya da diğer ne ise işe ihtiyacın yoksa.

Then, that one's more important.

O zaman bu daha önemli.

Okay, maybe I've been too general.

Tamam, belki de çok genel oldum.

You can't just break all the rules

because the sentence needs to make sense

Cümlenin mantıklı olması

and you need to understand each other.

ve birbirinizi anlamanız gerektiği için tüm kuralları çiğneyemezsiniz.

So, there are some rules that we still follow.

Yani, hala takip ettiğimiz bazı kurallar var.

but don't worry because they're very easy.

ama merak etmeyin çünkü çok kolaylar.

For example, she broke up with him.

Örneğin, ondan ayrıldı.

But, he wants to say,

Ama,

"To be honest, it was going to end anyway."

"Dürüst olmak gerekirse, zaten bitecekti" demek istiyor.

So, he says this.

Yani şunu söylüyor.

If you didn't break up with me,

Sen benden ayrılmasaydın,

I would've broken up with you.

ben senden ayrılırdım.

A textbook would say this is wrong.

Bir ders kitabı bunun yanlış olduğunu söylerdi.

Your test would say this is wrong.

Testiniz bunun yanlış olduğunu söyleyecektir.

But in a real conversation,

Ama gerçek bir sohbette

people speak like this all the time and no one cares.

insanlar hep böyle konuşur ve kimsenin umurunda olmaz.

That's the important thing.

Önemli olan bu.

Basically, basically any type of past sentence here

Temelde, temel olarak, burada

with if and the would've with a verb three

if ve the have ile bir fiil üç

or past participle, everyone knows you're talking

veya geçmiş ortacı olan herhangi bir geçmiş cümle türü,

about an imaginary past situation.

hayali bir geçmiş durumdan bahsettiğinizi herkes bilir.

That's fine.

Bu iyi.

No one's gonna correct that.

Bunu kimse düzeltemez.

However, and the more strict rule, would be this.

Ancak, ve daha katı kural şu ​​olacaktır. Koşullu ifadelerde

The main two rules to follow

izlenecek ana iki kural,

with conditionals are make sure the time reference is right

zaman referansının doğru olduğundan

and not confusing.

ve kafa karıştırıcı olmadığından emin olmaktır.

So if you're talking about a past situation,

Yani geçmiş bir durumdan bahsediyorsanız,

make sure you have a past sentence.

geçmiş bir cümleniz olduğundan emin olun.

So, not don't break, use didn't break, or hadn't broken.

Yani kırılmadı, kullanımda kırılmadı veya kırılmamıştı.

Those two are acceptable in conversation.

Bu ikisi sohbette kabul edilebilir.

Like I said before, any past and past,

Daha önce de söylediğim gibi, herhangi bir geçmiş ve geçmiş,

we all understand that you're talking

about something in the past.

geçmişte bir şeyden bahsettiğinizi hepimiz anlıyoruz.

And secondly, breaking the structure of rules.

İkincisi, kuralların yapısını bozmak.

So, would broken,

Yani, giderdi,

you know that a modal verb needs an infinitive, verb one.

modal bir fiilin mastar bir fiile ihtiyacı olduğunu bilirsiniz.

So, when you put would with a verb three, broken,

Yani, bir fiile "kırık" koyduğunuzda,

that just sounds weird to the ear.

bu kulağa garip geliyor.

So that one, yes, people will correct you on that.

Böylece, evet, insanlar sizi bu konuda düzeltecek.

But this one, probably no.

Ama bu, muhtemelen hayır.

And in the future, I want to make more videos like this,

Ve gelecekte, bunun gibi daha fazla video yapmak istiyorum,

you know, how English teaching should be not how it is.

bilirsiniz, İngilizce öğretimi böyle değil, nasıl olmalı.

I think that it's already so outdated

Bence zaten çok eski

and we need to change some of our methods.

ve bazı yöntemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor.

That's the future of English teaching.

Bu, İngilizce öğretiminin geleceğidir.

And you want to know something else that's

Ve öğrenmenin geleceği olan başka bir şey bilmek ister misin

the future of learning?

?

It's today's sponsor, Skillshare.

Bugünün sponsoru, Skillshare.

Skillshare is an online learning community

Skillshare,

with thousands of inspiring classes for creative

yaratıcı

and curious people.

ve meraklı insanlar için binlerce ilham verici sınıfa sahip bir çevrimiçi öğrenme topluluğudur. İngilizcenizi doğal bir şekilde geliştirirken

You can learn a new skill, deepen your passions,

yeni bir beceri öğrenebilir, tutkularınızı derinleştirebilir

and get lost in creativity all while improving your English

ve yaratıcılığın içinde kaybolabilirsiniz

in a natural way.

.

Now especially recently, a lot of you have contacted me

Şimdi, özellikle son zamanlarda, çoğunuz

about starting your own YouTube channel or Instagram,

kendi YouTube kanalınızı veya Instagram'ınızı başlatmak,

doing something creative and turning that into a business.

yaratıcı bir şeyler yapmak ve bunu bir işe dönüştürmek için benimle iletişime geçtiniz. Bu

That's why I recommend that you start taking

yüzden

this class today, "Be Your Own Boss:

bugün "Kendi Patronunuz Olun:

Strategies for Launching Your Creative Career".

Yaratıcı Kariyerinizi Başlatma Stratejileri" başlıklı bu dersi almaya başlamanızı tavsiye ediyorum.

In this course, you'll learn how to build your reputation,

Bu kursta itibarınızı nasıl inşa edeceğinizi,

how to use social media to your advantage,

sosyal medyayı kendi avantajınıza nasıl kullanacağınızı,

building your portfolio, maintaining it,

portföyünüzü nasıl oluşturacağınızı, portföyünüzü nasıl sürdüreceğinizi

and then how to find clients

ve ardından nasıl müşteri bulacağınızı

and how to price your work properly.

ve işinizi nasıl uygun şekilde fiyatlandıracağınızı öğreneceksiniz.

And again, use my link in the description and you'll get

Ve yine, açıklamadaki bağlantımı kullanın ve

a free trial to Skillshare Premium

ücretsiz bir Skillshare Premium denemesi elde edin,

so you can take this class absolutely free.

böylece bu dersi tamamen ücretsiz olarak alabilirsiniz.

Don't worry if you miss this opportunity,

Bu fırsatı kaçırırsanız endişelenmeyin,

because Skillshare costs less than $10 a month

çünkü Skillshare yıllık abonelikle ayda 10 dolardan daha ucuza mal oluyor ki

with an annual subscription, which is crazy cool.

bu çok havalı.

And with thousands of courses to choose from,

Ve aralarından seçim yapabileceğiniz binlerce kurs ile

you're never gonna be bored.

asla sıkılmayacaksınız.

There are no ads, of course.

Tabii ki reklam yok.

And Skillshare believes a strong community is essential

Skillshare,

to personal growth.

kişisel gelişim için güçlü bir topluluğun gerekli olduğuna inanıyor.

So, you can get support from fellow creatives

Böylece, yol boyunca

who provide encouragement, communication,

cesaret, iletişim

and inspiration along the way.

ve ilham sağlayan diğer yaratıcılardan destek alabilirsiniz.

So, this is why, yeah, it's good to learn the basics

İşte bu yüzden, evet, geleneksel gramerin temellerini öğrenmek iyidir

of traditional grammar, because when you do

, çünkü öğrendiğinizde,

then you know how to break and bend those rules

to explain things better and more naturally.

her şeyi daha iyi ve daha doğal bir şekilde açıklamak için bu kuralları nasıl yıkacağınızı ve esneteceğinizi bilirsiniz.

So, I want you to try playing around

Bu yüzden, yorumlarda koşullu cümlelerle oynamayı denemenizi istiyorum

with conditional sentences in the comments.

.

I'll try to reply to as many as possible.

Mümkün olduğu kadar çok kişiye cevap vermeye çalışacağım.

And I'll see you in the next class.

Ve bir sonraki derste görüşürüz.

(light music)

(hafif müzik)