How to Explain Something in English - Basic English Phrases

Okay! I think we're rolling.

Tamam aşkım! Sanırım yuvarlanıyoruz.

So, let's get started.

Öyleyse başlayalım.

Hi, everybody and welcome back to our weekly live stream.

Herkese merhaba, haftalık canlı yayınımıza tekrar hoş geldiniz .

My name is Alisha.

Benim adım Alisha.

And, this week we're going to be talking about this topic, “How To Explain Processes.”

Ve bu hafta bu konu hakkında konuşacağız, "Süreçler Nasıl Açıklanır?"

So, today's live lesson is going to be about using sequence words like, “first,” “then,”

Bugünün canlı dersi, "önce", "sonra", "

“after that,” “next.”

ondan sonra", "sonraki" gibi sıralı sözcükleri kullanmakla ilgili olacak.

I'm also going to talk about a key grammar point, the difference between “if” and

Ayrıca önemli bir gramer noktasından, "eğer" ve

“then,” which is something lots of my students have trouble with.

"o zaman" arasındaki farktan bahsedeceğim ki bu, birçok öğrencimin sorun yaşadığı bir şeydir.

So, we're going to do that.

Yani, bunu yapacağız.

At the end of this live lesson, we're going to put everything together to make a simple

Bu canlı dersin sonunda, basit bir günlük yaşam süreci oluşturmak için her şeyi bir araya getireceğiz

everyday life process.

.

In this case, a recipe.

Bu durumda, bir tarif.

So, lots to do.

Yapacak çok şey var.

I see lots of you are already in the YouTube chat.

Çoğunuzun zaten YouTube sohbetinde olduğunu görüyorum .

Hi!

MERHABA!

Hi, guys.

Merhaba millet.

Thanks for coming.

Geldiğin için teşekkürler.

And then, we're getting Facebook up as well so we'll start in maybe just a couple minutes.

Ve sonra, Facebook'u da açıyoruz, bu yüzden belki sadece birkaç dakika içinde başlayacağız.

Good.

İyi.

But, in the meantime, a couple of announcements, maybe one big announcement.

Ama bu arada, birkaç duyuru, belki de büyük bir duyuru.

If you missed this, last week, the channel hit a million subscribers.

Bunu kaçırdıysanız, geçen hafta kanal bir milyon aboneye ulaştı.

Very, very exciting.

Çok, çok heyecan verici.

And, as I mentioned last week, also, there's a special video on the YouTube channel only.

Ayrıca geçen hafta da belirttiğim gibi sadece YouTube kanalında özel bir video var.

So, if you haven't seen that video yet, please, go to YouTube and check out that video because

Bu videoyu henüz izlemediyseniz, lütfen YouTube'a gidin ve o videoyu izleyin çünkü

the team put together a special deal for the YouTube subscribers only.

ekip yalnızca YouTube aboneleri için özel bir anlaşma hazırladı .

So, please, please, please go and check that out if you haven't already.

O yüzden, lütfen, lütfen, lütfen gidin ve henüz yapmadıysanız kontrol edin.

Also, there's kind of a funny video, some stuff, some of my mistakes from the last few

Ayrıca, komik bir video var, bazı şeyler, son birkaç yıldaki hatalarımdan bazıları

years, like the last six years, so it's actually--it's kind of fun to watch even if you don't get

, son altı yıl gibi, bu yüzden aslında -- anlaşmayı alamasanız bile izlemesi biraz eğlenceli

the deal, I suppose.

, ben sanmak.

So, please go check that out.

O yüzden lütfen gidip kontrol edin.

That's on the YouTube channel.

Yani YouTube kanalında.

Here, I tweeted about it earlier before.

Burada daha önce tweet atmıştım.

But, you can check the YouTube channel only, so not Facebook but the YouTube channel only.

Ancak, yalnızca YouTube kanalını kontrol edebilirsiniz, bu nedenle Facebook'u değil, yalnızca YouTube kanalını kontrol edebilirsiniz.

So, please do that.

O yüzden lütfen bunu yapın.

But, today we have a different topic.

Ancak bugün farklı bir konumuz var.

The topic as I said is “How To Explain Processes.”

Dediğim gibi konu “Süreçler Nasıl Açıklanır?”

So, sequence words, for example.

Örneğin, kelimeleri sıralayın.

So, we have a lot to do for today.

Yani, bugün için yapacak çok şeyimiz var.

I think I want to begin.

Sanırım başlamak istiyorum.

I see Facebook is up, which is good.

Facebook'un açık olduğunu görüyorum, bu iyi.

Is Twitter up?

Twitter açık mı?

And also, you can watch the stream now on Twitch, too, which is great.

Ayrıca yayını şimdi Twitch'te de izleyebilirsiniz, bu harika.

So, I think that everything is rolling so we'll get started.

Yani, bence her şey yolunda gidiyor, bu yüzden başlayacağız.

Oh, I don't see Twitter yet.

Ah, Twitter'ı henüz göremiyorum.

Is it okay if I go, though?

Yine de gitsem sorun olur mu?

Okay, well, for now.

Tamam, şimdilik.

Let's get rolling into today's topic.

Gelelim bugünün konusuna.

So, I want to begin for today by introducing two questions.

O yüzden bugün için iki soru sorarak başlamak istiyorum .

These are questions that you can use when you want someone's help with something.

Bunlar, bir konuda birinin yardımını istediğinizde kullanabileceğiniz sorulardır.

You don't know how to do something and sometimes students say, “Can you teach me how to do

Bir şeyi nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz ve bazen öğrenciler "Bana bir şeyi nasıl yapacağımı öğretebilir misin

something?”

?"

They use the verb, “teach,” but in American English, actually, we use the verb, “show,”

Onlar "teach" fiilini kullanıyorlar ama aslında Amerikan İngilizcesinde biz "teach" fiili yerine "show" fiilini kullanıyoruz

instead of the verb, “teach.”

.

So, I want to begin today by introducing these two questions you can use to ask someone to

Bu yüzden bugün, birinden size bir konuda yardım etmesini istemek için kullanabileceğiniz bu iki soruyu sunarak başlamak istiyorum

help you with something.

.

So, they are, first, “Can you show me how to,” so, “how” mean, this is a question

Yani, önce, “Bana nasıl yapılacağını gösterir misin? ” yani “nasıl” demek, bu

asking for help with a process.

bir süreçle ilgili yardım isteyen bir sorudur.

So, “Can you show me how to use the computer?”

Yani, “Bana bilgisayarı nasıl kullanacağımı gösterebilir misin?”

“Can you show me how to use this software?”

"Bana bu yazılımı nasıl kullanacağımı gösterebilir misin?"

So, this question, “Can you show me how to blah, blah, blah?” it should be followed

Yani, bu soru, "Bana nasıl blah, blah, blah yapılacağını gösterebilir misin?" ardından

by a verb.

bir fiil gelmelidir.

A verb in the simple present tense.

Basit şimdiki zamanda bir fiil.

So, “Can you show me how to use Twitter?”

Yani, "Bana Twitter'ı nasıl kullanacağımı gösterebilir misin?"

“Can you show me how to use the webcam?”

"Bana web kamerasını nasıl kullanacağımı gösterebilir misin?"

something like that.

bunun gibi bir şey.

Use the simple present tense in this question one.

Bu birinci soruda basit şimdiki zamanı kullanın .

So, that's one expression but a key point is here we use the verb, “show,” not the

Yani, bu bir ifade ama kilit nokta burada "göster" fiilini kullanıyoruz,

verb, “teach.”

"öğret" fiilini değil.

I don't think you'll have a communication problem if you use the verb, “teach,”

"Öğret" fiilini kullanırsan iletişim sorunu yaşayacağını sanmıyorum

but this sounds more natural in American English.

ama bu Amerikan İngilizcesinde kulağa daha doğal geliyor.

Second one is this expression.

İkincisi bu ifadedir.

“I don't know how to blah, blah, blah.”

"Nasıl blah, blah, blah yapacağımı bilmiyorum."

“I don't know how to use the software.”

"Yazılımı nasıl kullanacağımı bilmiyorum."

“I don't know how to buy a ticket.”

"Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum."

“I don’t know how to," again, a present tense verb expression here.

“Nasıl yapacağımı bilmiyorum”, burada yine geniş zaman fiil ifadesi.

“I don't know how to do something,” in present tense.

Then, a request, “Can you show me?”

Şimdiki zamanda “Bir şeyi nasıl yapacağımı bilmiyorum.”

“Can you show me?”

"Bana gösterebilir misin?"

So, here, you see the same thing.

Yani burada da aynı şeyi görüyorsunuz,

“Can you show me?” as a simple request, or, “Can you show me how to do something?”

“Bana gösterebilir misiniz?” basit bir istek olarak veya "Bana bir şeyi nasıl yapacağımı gösterebilir misin?"

I want to start today with these two, just basic questions that you can use when you

Bugün, bir konuda yardıma ihtiyacınız olduğunda kullanabileceğiniz bu iki temel soruyla başlamak istiyorum

need help with something.

.

So, this is one.

Yani bu bir soru.

Then, today, basically, I want to focus on answering these questions.

Ardından, bugün, temel olarak, bu soruları yanıtlamaya odaklanmak istiyorum.

So, if someone asks you one of these questions, how can you show them how to do something.

Yani, eğer birisi size sorarsa Bu sorulardan biri, onlara bir şeyi nasıl yapacaklarını nasıl gösterebilirsin.

I want to focus the next part of today's live stream on how you can you can actually show

Bugünkü canlı yayının bir sonraki bölümünde

someone a process, how you're going to explain a process.

birine bir süreci gerçekten nasıl gösterebileceğinize, bir süreci nasıl açıklayacağınıza odaklanmak istiyorum.

So, let's take a look next at some sequence words, some transition words.

Yani, şimdi bazı ardışık kelimelere, bazı geçiş kelimelerine bir göz atalım.

You'll see them over here, Just a second.

Onları burada göreceksiniz, bir saniye.

This is just a sample list.

Bu sadece örnek bir liste. Bunlardan çok

There are a lot more words you can use than these.

daha fazla kullanabileceğiniz kelime var .

But, for today, I want to use these as kind of just some nice focus words that we can

Ama, bugün için, Bunları

use in lots of different situations.

pek çok farklı durumda kullanabileceğimiz bazı güzel odak sözcükleri olarak kullanmak istiyorum.

So, just a quick explanation.

Yani, sadece hızlı bir açıklama.

So, “first,” number one, this is your first step, the first thing you need to do

Yani, "ilk" bir numara, bu sizin ilk adımınız, ihtiyacınız olan ilk şey

in a process or in a sequence.

bir işlemde veya bir dizide yapmak

Then, second, “next,” we can use it to mean the next step after that, similar here,

Sonra, ikincisi, "sonraki", bundan sonraki adım anlamında kullanabiliriz, burada benzer şekilde,

“after that.”

"ondan sonra".

So, these words, “next,” “then,” and “after that,” are kind of very general

Yani, bu "sıradaki", "o zaman" ve " ondan sonra" sözcükleri,

transition words that you can use in many, many different situations.

pek çok farklı durumda kullanabileceğiniz çok genel geçiş sözcükleridir.

But, I recommend, when you are telling someone, when you are explaining a process, it's good

Bir süreci açıklıyorsanız,

to try to use many different transition words.

birçok farklı geçiş sözcüğü kullanmayı denemek iyidir.

If you always use, “next,” “next,” “next,” it sounds a little bit unnatural.

Her zaman "sonraki", "sonraki", "sonraki" kullanırsanız, kulağa biraz doğal gelmiyor.

So, try to use some different words, try to mix up your vocabulary choices here.

Bu nedenle, farklı kelimeler kullanmayı deneyin, deneyin. Buradaki kelime seçimlerinizi karıştırmak için

Okay, I want to look at the next two here, I have, “once you've done that,” and “once

Tamam, burada sonraki ikisine bakmak istiyorum, "bunu yaptıktan sonra" ve "

you've finished that.”

bunu bitirdikten sonra".

So, here you can see, I have, “once you've,” this is “once you have.”

Yani, burada görebilirsiniz, "bir kez sahip oldunuz", bu "bir kez sahip oldunuz".

“Once you have done that,” “Once you have finished that.”

"Bunu bir kez yaptıktan sonra," "Bunu bir kez bitirdikten sonra."

Please keep this pronunciation point and this grammar point in mind.

Lütfen bu telaffuz noktasını ve bu dilbilgisi noktasını aklınızda tutun

“Once you've,” “once you have done that.”

.

This is a present perfect tense expression.

Bu, şimdiki mükemmel gergin bir ifadedir.

This means, so basically, when you finish an action or when something has been completed,

Bu, temel olarak, bir eylemi bitirdiğinizde veya bir şey tamamlandığında, bir

go to the next thing.

sonraki şeye gidin anlamına gelir.

Okay.

Tamam.

And then, our final two.

Ve sonra, son ikimiz.

Our “last” and “finally.”

"son" ve "nihayet".

“Last” and “finally,” you use these to introduce the last or the final step in

"Son" ve "nihayet", bunları,

the process that you are explaining, “last” or “finally.”

"son" veya "nihayet" olarak açıkladığınız süreçteki son veya son adımı tanıtmak için kullanırsınız.

Today, we're going to use almost all of these to explain a couple of processes.

Bugün bunların hemen hemen hepsini bir iki işlemi anlatmak için kullanacağız.Tabii

Of course, as I said, there are many other words you can use but these are quite nice

dediğim gibi daha bir çok kelime var ama bunlar

ones for today, I think.

bugün için oldukça güzel bence.Ayrıca

Also, I'm going to explain today's lesson and in terms of using speech but you can also

ben' Bugünkü dersi konuşma kullanımı açısından anlatacağım ama

use these in emails, in written correspondence, in letters, anytime you need to teach someone

bunları e-postalarda, yazılı yazışmalarda, mektuplarda, birine bir şey öğretmek

or show someone something.

veya bir şey göstermek istediğinizde de kullanabilirsiniz.Ayrıca

Also, when you're explaining a process, a grammar point for today, please use present

bir süreci anlatırken, bir Bugün için dilbilgisi noktası, lütfen

tense to explain your steps.

adımlarınızı açıklamak için şimdiki zamanı kullanın.

So, I'm going to give some example sentences and use this in just a moment, too.

O yüzden, bazı örnek cümleler vereceğim ve bunu da birazdan kullanacağım.

So, this is our introduction for today.

O yüzden, bu bizim bugünkü girişimiz.

These words we'll use today to give kind of some—yeah, to give a couple of examples

Kullanacağımız bu kelimeler bugün biraz vermek için -evet,

of some ways to explain sequences.

dizileri açıklamanın bazı yollarından birkaç örnek vermek için.

Okay.

Tamam.

But, we're about 10 minutes in, before we go on to the next part, our kind of focused

Ama, bir sonraki kısma geçmeden önce yaklaşık 10 dakika içerisindeyiz ,

grammar point for today.

gramer için odaklanmış noktamız bugün.

I think we need to take a break, yes, maybe, I think, perhaps.

Sanırım ara vermemiz gerekiyor, evet, belki, sanırım, belki.

Yes, that is true.

Evet, bu doğru. Tamam. Devam etmeden

Okay.

So, before we go on.

önce.

Oh, just keep going.

Oh, devam et.

Okay, I'll just keep going.

Tamam, devam edeceğim.

Sure, okay, okay.

Tabii, tamam, tamam.

Oh, the break.

Mola.

Oh, sorry, sorry, sorry.

Ah, üzgünüm, üzgünüm, üzgünüm.

Okay.

Tamam aşkım.

So, yes, we are supposed to take a quick break.

Yani, evet, hızlı bir mola vermemiz gerekiyor.

If you're just joining, today's focus is on explaining processes but we always have kind

Yeni katılıyorsanız, bugünün odak noktası süreçleri açıklamaya yönelik ama

of some free stuff for you, guys.

sizin için her zaman bir tür ücretsiz şeyimiz var çocuklar.

This week, as we had last week, we have some free PDF documentation.

Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da bazı ücretsiz PDF belgelerimiz var.

This week, I'm kind of focusing in on like this business English one.

Bu hafta, bu iş İngilizcesi gibi bir şeye odaklanıyorum.

I thought this would be nice because I find at work sometimes—actually, just yesterday,

Bunun iyi olacağını düşündüm çünkü işte bazen - aslında, daha dün,

I had to explain how to do something and so this was kind of nice, actually.

bir şeyin nasıl yapıldığını açıklamam gerekti ve bu aslında çok hoştu.

These are free, these are something you can download from the website, from EnglishClass101.com.

Bunlar ücretsizdir, bunlar web sitesinden, EnglishClass101.com'dan indirebileceğiniz şeylerdir.

Actually, below the video on YouTube and above the video on Facebook, there's a link to get

Aslında, YouTube'daki videonun altında ve Facebook'taki videonun üstünde, bunları ücretsiz olarak alabileceğiniz bir bağlantı var

this stuff for free.

.

I think you saw, maybe quickly, a screenshot.

Sanırım hızlı bir şekilde bir ekran görüntüsü gördünüz.

Yeah, there it is.

Evet, işte burada.

These are all the free PDFs you can download from our website from EnglishClass101.com.

Bunların tümü, EnglishClass101.com adresinden web sitemizden indirebileceğiniz ücretsiz PDF'lerdir.

If you would like to get these for free please, check the link below the video on YouTube

Bunlara ücretsiz sahip olmak istiyorsanız, lütfen YouTube'da videonun altındaki

or above the video on Facebook, on Twitter, on Twitch, wherever you're watching.

veya Facebook'ta, Twitter'da, Twitch'te, nerede izliyorsanız izleyin videonun üstündeki bağlantıyı kontrol edin.

So, these are free.

Yani bunlar ücretsiz.

So, today, yeah, I thought the business one would be nice for today.

Yani, bugün, evet, iş gününün bugün için iyi olacağını düşündüm.

There's kind of actually some business expressions you can use like, “I'd like to introduce,”

"Tanıştıracağım" gibi kullanabileceğiniz bazı ticari ifadeler var,

is sort of a way to begin telling someone about something.

birisine bir şey hakkında bir şeyler anlatmaya başlamanın bir tür yolu .

Please check this out.

Lütfen şuna bir göz at.

Okay.

Tamam aşkım.

But, with that, let's go on to the second part of today's lesson.

Ama bununla birlikte, bugünün dersinin ikinci kısmına geçelim.

If you're just joining today's lesson, today, we're talking about “How to Explain Processes,”

Bugünün dersine yeni katılıyorsanız, bugün “Süreçler Nasıl Açıklanır”dan,

how to show someone how to do something.

birine bir şeyin nasıl yapılacağının nasıl gösterileceğinden bahsediyoruz.

If you're just joining, of course, please make sure to like the video, super helpful,

Tabii ki yeni katılıyorsanız, lütfen videoyu beğendiğinizden emin olun, çok faydalı

and share if you like to.

ve isterseniz paylaşın.

Great!

Harika! Bugünkü dersin

So, we talked about some sequence words at the beginning of today's lesson.

başında bazı sıralı kelimelerden bahsetmiştik .

There they are.

İşte buradalar.

Thanks, Kyle.

Teşekkürler, Kyle.

These are the sequence words I introduced in the first part of today's lesson.

Bunlar, bugünkü dersinin ilk bölümünde tanıttığım sıralı kelimeler.

I want to give a quick example.

Hızlı bir örnek vermek istiyorum. Bunların

Let's look at a three-step sequence of how to use these.

nasıl kullanılacağına ilişkin üç adımlık bir diziye bakalım .

I'm going to start my sequence with the expression, “first.”

Sıralamama "önce" ifadesiyle başlayacağım.

Let's imagine for this practice, we're going to fill out, we're going to write our information

Bu uygulama için düşünelim, dolduracağız,

on a website like filling out a form online.

online bir form doldurur gibi bir web sitesine bilgilerimizi yazacağız.

We'll start with the expression, “first,” then we follow with a present tense verb.

"Önce" ifadesiyle başlayacağız, ardından şimdiki zaman fiiliyle devam edeceğiz.

So, “First, enter your name,” for example.

Örneğin, "Önce adınızı girin".

As I said before, we're going to use present tense to do this.

Daha önce de söylediğim gibi, bunu yapmak için şimdiki zamanı kullanacağız.

So, “First, enter,” “enter.”

Yani, "Önce girin", "girin."

“Enter” means like put in fill in, like a form.

“Enter”, doldurmak gibi, bir form gibi anlamına gelir .

Me typing.

Yazıyorum.

“First, enter your name.”

"Önce adınızı girin."

This is step one.

Bu birinci adım.

I've shown that with “first” here.

Bunu burada “ilk” ile gösterdim.

After that, so, I just used “after that” but in my sentence, I'm going to use “then,”

Bundan sonra, sadece "sonra" kullandım ama cümlemde bir

to show the next step.

sonraki adımı göstermek için "sonra" kullanacağım.

I'm going to use a different verb this time.

Bu sefer farklı bir fiil kullanacağım.

So, “Then, fill out the form.”

Yani, "Öyleyse formu doldurun."

Here, again, this is my present tense verb.

Burada, yine, bu benim şimdiki zaman fiilim.

“Then, fill out,” “fill out” that's a phrasal verb which means put your information

"Sonra doldurun", "doldurun" bu, bilgilerinizi bir şeyin içine koymak anlamına gelen deyimsel bir fiildir

into something.

.

First, “fill out the form,” after that.

Önce “formu doldurun”, ardından.

Then, the last step.

Ardından, son adım.

In this case, the final step in the sequence, in this explanation, is “Once you finish

Bu durumda, bu açıklamadaki dizideki son adım , "

that.”

Bunu bitirdiğinizde" dir.

As I explained before, “once you finish that,” here's my present perfect tense,

Daha önce açıkladığım gibi, " bunu bitirdiğinde", işte şimdiki mükemmel zamanım,

“Once you have finished that, hit enter.”

"Bunu bitirdiğinde, enter tuşuna bas."

Here, I've used again present tense verb, “hit.”

Burada yine şimdiki zaman fiilini kullandım, “vurmak”.

This “hit,” though, doesn't mean strike, doesn't mean punch something.

Ancak bu "vurmak", darbe anlamına gelmez, bir şeye yumruk atmak anlamına gelmez.

“Hit” is a casual word which means click, like click a mouse button somewhere.

"Hit", tıklama anlamına gelen gündelik bir kelimedir, örneğin bir yere fare düğmesini tıklamak gibi.

Like when we click a mouse button, to push a button, we can say, “hit.”

Tıpkı bir fare düğmesine tıkladığımızda, bir düğmeye basmak için "vur" diyebileceğimiz gibi.

So, “Hit enter,” “hit the enter button.”

Yani, "Enter'a basın", "enter düğmesine basın."

This is a very simple sequence.

Bu çok basit bir sıralamadır.

I've got step 1, step 2, step 3.

Adım 1, adım 2, adım 3'e sahibim.

“First,” “then,” “once you've finished that.”

"Önce", "sonra", "bunu bitirdikten sonra ."

And, I use present tense verbs because present tense is used for regular action.

Ve şimdiki zaman fiillerini kullanıyorum çünkü şimdiki zaman düzenli eylemler için kullanılıyor.

Something that is always true, general facts.

Her zaman doğru olan bir şey, genel gerçekler.

These are always going to be true, these are the steps in a process.

Bunlar her zaman doğru olacak, bunlar bir süreçteki adımlar. Bu

So, we need to use present tense to do this.

yüzden, bunu yapmak için şimdiki zamanı kullanmamız gerekiyor.

Okay, good.

Tamam iyi.

If you have questions, please, let me know.

Sorularınız varsa, lütfen bana bildirin.

I'll try to watch the chat.

Sohbeti izlemeye çalışacağım.

There's a lot going on too.

Çok şey oluyor.

The next thing I would like to talk about, I want to quickly, maybe over here.

Bahsetmek istediğim bir sonraki şey, hızlıca, belki burada.

I don't have much space.

fazla yerim yok

I want to talk about a key grammar point because I want to use this in the last part of today's

Temel bir gramer noktasından bahsetmek istiyorum çünkü bunu bugünün dersinin son bölümünde kullanmak istiyorum

lesson.

.

Today, I want to talk about the difference between these two words, “if” and “when.”

Bugün bu iki kelime arasındaki farktan bahsetmek istiyorum, "eğer" ve "ne zaman".

“If” and “when,” lots of people struggle with this because there's a key difference

"Eğer" ve "ne zaman", pek çok insan bununla mücadele ediyor çünkü bu ikisi arasında önemli bir fark var

between these two.

.

Remember, “if” is used for something that has just a chance of happening.

Unutma, “eğer” sadece olma şansı olan bir şey için kullanılır .

So, “if” is something has a chance of happening, “when” is used for something

Yani, "eğer" olma ihtimali olan bir şey için , "ne zaman"

that has a 100% chance of happening.

olma ihtimali %100 olan bir şey için kullanılır.

So, you might think, “Why does this matter?

Öyleyse, “Bu neden önemli?

Why it is important?”

Neden önemli?”

Because, the listener, if they hear, “if,” they think, “Okay, there's a chance something

Çünkü dinleyici, “eğer” kelimesini duyarsa, “Tamam, bir şey olma ihtimali var

might happen.”

” diye düşünür.

But, if the verb or if the word, “when,” is used, then there's an expectation something

Ancak, fiil veya “ne zaman” kelimesi kullanılıyorsa, o zaman bir şeyin olacağı beklentisi vardır

is going to happen.

.

We're going to use this point in a sequence.

Bu noktayı sırayla kullanacağız.

But, I want to give a quick example of times when this can cause a problem, if you use

Ancak bunun sorun yaratabileceği zamanlara hızlıca bir örnek vermek istiyorum , eğer

the wrong word here, if you choose “if” or “when” incorrectly, it can cause a

burada yanlış kelime kullanırsanız, “eğer” veya “ne zaman”ı yanlış seçerseniz

miscommunication issue.

iletişimsizlik sorununa neden olabilir.

For example, if I say, “If I have time, I'll call you,” for example.

Mesela “Zamanım olursa seni ararım” dersem mesela.

Here, I have “if.”

Burada "eğer" var.

Same sentence, “When I have time, I'll call you.”

Aynı cümle, “Zamanım olduğunda seni arayacağım.”

So, the difference here is important because in the first example sentence, “If I have

Dolayısıyla, buradaki fark önemlidir, çünkü ilk örnek cümlede, "

time, I'll call you,” that means the speaker thinks there's a chance he or she might not

Zamanım olursa seni ararım", bu, konuşmacının

have time.

zamanı olmayabileceği ihtimalinin olduğunu düşündüğü anlamına gelir.

“If I have time, I'll call you.”

"Vaktim olursa seni ararım."

There's only a chance.

Sadece bir şans var.

If you use “when,” like, “When I have time, I'll call you,” that means the speaker

"Ne zaman" kullanırsanız, " Zamanım olduğunda seni arayacağım" gibi, bu, konuşmacının

expects to have time and the listener probably expects the speaker is going to call, it's

zamanı olmasını beklediği ve dinleyicinin muhtemelen konuşmacının arayacağını beklediği anlamına gelir, bu

going to happen.

gerçekleşecektir.

So, if you use “when,” but you mean “if,” you might have some communication problems.

Yani, "ne zaman" kullanıyorsanız, ancak "eğer" demek istiyorsanız, bazı iletişim sorunlarınız olabilir.

So, this is a key point to remember for today.

Yani, bu bugün için hatırlanması gereken önemli bir nokta.

Because, we're going to use all of these, “if” and “when,” and all of these

Çünkü, bugünkü dersin son bölümünde tüm bu “eğer” ve “ne zaman” ve tüm bu

sequence words in the last part of today's lesson, to make a simple sequence.

sıralama sözcüklerini basit bir sıralama yapmak için kullanacağız.

So, “if” and “when.”

Yani, "eğer" ve "ne zaman".

Actually, I made I made a whiteboard video about this so I hope you can see that on the

Aslında bununla ilgili bir beyaz tahta videosu hazırladım, umarım bunu

channel sometime soon.

yakında kanalda görebilirsiniz.

But, this, yeah, this is an important point.

Ama bu, evet, bu önemli bir nokta.

Okay, good.

Tamam iyi.

I don't see any questions yet so we're going to keep going.

Henüz bir soru göremiyorum, bu yüzden devam edeceğiz.

But, I think we need to take another short break.

Ama sanırım kısa bir ara daha vermemiz gerekiyor . Oradaki

Can I scroll down just a little bit in my notes there, Kyle?

notlarımda biraz aşağı kaydırabilir miyim , Kyle?

Is it okay?

Tamam mı?

Thank you.

Teşekkür ederim.

Okay, good.

Tamam iyi.

Okay, yeah, good.

Tamam, evet, güzel.

I did get everything.

Her şeyi aldım.

I just wanted to make sure that everything was there.

Sadece her şeyin orada olduğundan emin olmak istedim.

Okay, good.

Tamam iyi.

So, we're about almost 20 minutes into today's lesson.

Bugünkü dersin yaklaşık 20 dakikasındayız .

A couple example sentences coming in.

Birkaç örnek cümle geliyor.

Good, Hector.

Güzel, Hector.

Hi, Hector on YouTube says, “If I were rich, I would invite you to Tahiti.”

Merhaba, YouTube'da Hector, "Zengin olsaydım seni Tahiti'ye davet ederdim" diyor.

Oh, my.

Aman.

Okay, interesting.

Tamam, ilginç.

“If I have time, I'll call you, maybe.”

"Vaktim olursa seni ararım belki."

in Facebook.

Facebookta.

Hmm.

Hmm.

“If I have money, I will buy a car.”

"Param olursa araba alırım"

Yeah, “If I had,” “If I had money,” so, slightly different grammar point from

Evet, "Eğer sahip olsaydım", "Param olsaydı," yani, bugünden biraz farklı gramer noktası

today then.

.

Can't figure out my accent?

Aksanımı çözemiyor musun?

I have an American accent.

Amerikan aksanım var.

I am from the west coast of the USA.

ABD'nin batı kıyısından geliyorum.

Okay, good.

Tamam iyi.

So, let's continue to our break.

O halde molamıza devam edelim.

Quick break time.

Hızlı mola zamanı.

So, if you missed it before or if you missed it last week, we have, as always, free stuff

Daha önce kaçırdıysanız veya geçen hafta kaçırdıysanız, her zaman olduğu gibi sizin için ücretsiz içeriklerimiz var

for you, guys.

çocuklar.

So, this week, we have, of course, in the link below the video on YouTube, above the

Bu hafta, elbette, YouTube'daki videonun altındaki bağlantıda,

video on Facebook, Twitter, Twitch, we have free PDFs.

Facebook, Twitter, Twitch'teki videonun üstünde ücretsiz PDF'lerimiz var.

Tada!

Tada!

So, today, like I said, I'm kind of focusing on business English.

Yani, bugün, dediğim gibi, bir nevi iş İngilizcesine odaklanıyorum. Bu gramer noktasıyla

I thought that would be a nice one to practice with this grammar point because you can use

pratik yapmanın iyi olacağını düşündüm çünkü

these to explain things to your co-workers.

bunları iş arkadaşlarınıza bir şeyleri açıklamak için kullanabilirsiniz.

So, this is just one example of what you can find.

Yani, bu bulabileceklerinizin sadece bir örneği .

It's for free on EnglishClass101.com.

EnglishClass101.com'da ücretsizdir. Burada

You can find a few phrases for meetings up here, as I said, like, first, “I want to

toplantılar için birkaç kelime öbeği bulabilirsiniz , dediğim gibi, önce "

introduce blah, blah, blah,” or some other things here like, “We're here today to,”

blah, blah, blah'ı tanıtmak istiyorum" gibi veya burada "Bugün bunun için buradayız" gibi başka şeyler de bulabilirsiniz.

that's another one as well.

ilave olarak.

You could use that to introduce something.

Bunu bir şeyi tanıtmak için kullanabilirsin.

So, please, check these out.

Bu yüzden, lütfen bunları kontrol edin.

These are from the link below the video on YouTube, above the video on Facebook, Twitter,

Bunlar YouTube'daki videonun altındaki , Facebook, Twitter, Twitch'teki videonun üstündeki bağlantıdan, bir göz

Twitch, check it out.

atın.

There!

Orada!

For sure.

Kesinlikle.

So, these are totally free.

Yani bunlar tamamen ücretsiz.

If you don't have an account, you can make an account in just a few minutes, I think.

Hesabınız yoksa birkaç dakika içinde hesap açabilirsiniz sanırım.

Actually, I think you can use this sequence to make an account.

Aslında, bir hesap oluşturmak için bu sırayı kullanabileceğinizi düşünüyorum.

I think you can do that on the website.

Bence bunu siteden yapabilirsin.

So, you can try that.

Yani, bunu deneyebilirsiniz.

It should only take a moment.

Sadece bir dakika sürmeli. Bu

So, please, do check this out, it's free.

yüzden, lütfen bunu kontrol edin, ücretsiz.

And, the team put together, if you checked in the past but you have not checked recently,

Ve ekip bir araya getirildi, geçmişte kontrol ettiyseniz ancak son zamanlarda kontrol etmediyseniz,

the team added like seven totally new ones a few weeks ago.

ekip birkaç hafta önce yedi yenisini ekledi.

So, definitely, go check that out.

Yani, kesinlikle, gidip kontrol edin.

Okie dokie.

Okie dokie.

Let's continue.

Devam edelim.

Great!

Harika!

Nice job with the example sentences too.

Örnek cümlelerle de güzel olmuş.

“If I had time, I would go to the USA.”

"Zamanım olsa Amerika'ya giderdim."

Very nice, good, Rocha.

Çok güzel, güzel, Rocha.

“I'm watching for the first time.”

"İlk kez izliyorum."

Hi, thanks for joining!

Merhaba, katıldığınız için teşekkürler!

Okay, let's go then to the last part of today's lesson.

Tamam, o zaman bugünün dersinin son bölümüne geçelim .

The final part, I want to put everything together.

Son kısım, her şeyi bir araya getirmek istiyorum.

I'm going to erase this.

Bunu sileceğim.

Don't worry because this is a video so you can watch this video back on our Facebook

Endişelenmeyin, çünkü bu videoyu Facebook

page or our YouTube page.

sayfamızda veya YouTube sayfamızda tekrar izleyebileceğiniz bir video.

I’m going to keep the “if” and “when” there on the board.

"Eğer" ve "ne zaman"ı tahtada tutacağım.

Okay, we're going to look at a sequence, an actual sequence.

Tamam, bir diziye bakacağız, gerçek bir diziye.

I made a disgusting recipe for this lesson.

Bu ders için iğrenç bir tarif yaptım.

It's not a real recipe but just to practice today's grammar and to practice today's speaking

Bu gerçek bir tarif değil, sadece bugünün gramerini çalışmak ve bugünün konuşma

points.

noktalarını uygulamak için. Bu derste

I want to introduce a simple recipe that we can explain in this lesson.

anlatabileceğimiz basit bir tarif vermek istiyorum .

So, with that, let's begin a disgusting carrot soup.

Bununla iğrenç bir havuç çorbasına başlayalım.

Let's look at the first sentence, the first step in this sequence.

Bu dizinin ilk adımı olan ilk cümleye bakalım.

Great.

Harika.

Oh, thanks, Kyle.

Teşekkürler, Kyle.

So, the first step in the sequence is here, “First, pour water into a pot.”

Sıralamanın ilk adımı burada, "Önce bir tencereye su dökün."

So, here, I have the verb, “pour.”

Yani burada "dökmek" fiilim var. Herhangi biriniz yemek yapıyorsa,

This is very, very common for like recipe instructions, if any of you cook.

bu, benzer tarif talimatları için çok, çok yaygındır .

But, we're going to use the same sequence words we used before to do that.

Ancak, bunu yapmak için daha önce kullandığımız aynı dizili kelimeleri kullanacağız.

So, “First, pour water into a pot,” is our first step for the sequence.

Bu nedenle, “Önce bir tencereye su dökün” dizisi için ilk adımımızdır.

Okay, then, the next step here will be to turn on the heat.

Tamam, o zaman buradaki bir sonraki adım, ısıyı açmak olacak.

“Turn on the heat” means like start the fire if you have a gas kitchen or like start

"Isıtmayı açın", gazlı bir mutfağınız varsa ateşi yakmak veya elektriği başlatmak gibi anlamına gelir

the electricity.

.

So, turn on the heat.

Yani, ısıyı açın.

So, again, I have a present tense verb here, “Next, turn on the heat,” is the present

Yani, yine, burada şimdiki zaman fiilim var, "Sonraki, ısıyı açın", şimdiki

tense verb.

zaman fiilidir.

Okay.

Tamam aşkım. Bir

In the next step, though, I want to I want to use “when.”

sonraki adımda, yine de, "ne zaman" kullanmak istiyorum.

We have our first two steps here.

Burada ilk iki adımımız var.

Step 3 is going to use “when.”

Adım 3 "ne zaman" kullanacak.

So, let's take a look at that next step.

Öyleyse, bir sonraki adıma bir göz atalım.

Awesome.

Mükemmel.

The next step here is, “When the water boils, add carrots.”

Buradaki bir sonraki adım, "Su kaynayınca havuç ekleyin."

So, here, I'm using “when” because I know, in this case, I know the water is going to

Burada "ne zaman" kullanıyorum çünkü biliyorum, bu durumda suyun kaynayacağını biliyorum

boil.

.

So, I use “when.”

Bu yüzden "ne zaman" kullanıyorum.

So, if you don't know this word, “boil,” the word, “boil,” it's hard to see there,

Yani, bu "kaynat" kelimesini bilmiyorsanız, "kaynat" kelimesini orada görmek zor,

sorry.

üzgünüm.

If you don't know the word, “boil,” “boil,” means the water starts to bubble, it reaches

"Kaynat", "kaynat" kelimesini bilmiyorsanız, su köpürmeye başlar,

100 degrees Celsius.

100 santigrat dereceye ulaşır.

Alright, so it starts to bubble.

Pekala, kabarcıklar çıkmaya başlıyor. Adım 2'de ısıyı açtığım

I know the water is going to boil because I turned on the heat in step 2.

için suyun kaynayacağını biliyorum.

So, I should use when here, not “if.”

Bu yüzden burada ne zaman kullanmalıyım, "if" değil.

“If” is used to explain a chance, something that has a chance of happening, “when”

“If” bir şansı, olma ihtimali olan bir şeyi anlatmak için , “When” olacağını

is used for something we know is going to happen.

bildiğimiz bir şeyi anlatmak için kullanılır . Bu

So, I use “when” in this step here.

nedenle, buradaki bu adımda "ne zaman" kullanıyorum.

Okay, so, “When the water boils, add carrots.”

Pekala, "Su kaynayınca havuçları ekleyin."

Okay, this is not an appetizing recipe.

Tamam, bu iştah açıcı bir tarif değil.

Then, let's go to the next step.

O zaman bir sonraki adıma geçelim. Bir

The next step I'm using this point.

sonraki adımda bu noktayı kullanıyorum.

Maybe some of you have seen this video on the YouTube channel, the difference between

Belki bazılarınız bu videoyu YouTube kanalında görmüşsünüzdür,

“by” and “until.”

"by" ve "e kadar" arasındaki fark.

“Until,” here, so, “Cook the carrots until they are soft,” is the next step.

"Kadar" burada, yani "Havuçları yumuşayana kadar pişirin" sonraki adımdır.

So, the image here is that the carrots are cooking, cooking, cooking, cooking, cooking.

Yani, buradaki görüntü, havuçların yemek pişiriyor, pişiriyor, pişiriyor, pişiriyor, pişiriyor.

And then, at one point, they become soft.

Ve sonra bir noktada yumuşarlar.

So, at this point, I can stop this step.

Yani, bu noktada, bu adımı durdurabilirim.

So, I can stop cooking the carrots.

Böylece havuçları pişirmeyi bırakabilirim.

That means it's done.

Bu, bitti demektir.

So, in other words, at this point, carrots are done.

Yani başka bir deyişle bu noktada havuç bitmiştir.

I should stop with them.

Onlarla durmalıyım.

This shows a point in time where something changes.

Bu, bir şeyin değiştiği bir zaman noktasını gösterir .

Here, my action, I'm continuing one action, cooking carrots and I stopped the action here

İşte benim eylemim, bir eyleme devam ediyorum, havuç pişiriyorum ve eylemi

at this point.

bu noktada durdurdum.

That's what “until” means in this step.

Bu adımda "kadar"ın anlamı budur.

Okay.

Tamam aşkım.

Then, let's go to our penultimate.

O zaman sondan bir önceki halimize geçelim.

Oh, “penultimate,” that's a good vocabulary word for you, guys.

Oh, "sondan bir önceki", bu sizin için iyi bir kelime dağarcığı, çocuklar.

Kind of an advanced vocabulary word, “penultimate.”

Bir tür gelişmiş kelime dağarcığı, "sondan bir önceki".

“Penultimate” means the step before the last one or the thing before the last thing,

"Sondan bir önceki", sondan önceki adım veya son şeyden önceki şey,

“penultimate.”

"sondan bir önceki" anlamına gelir.

Our penultimate for today is, yes, this one, “If the water starts boiling over, turn

Bugünkü sondan bir öncekimiz, evet, bu, "Su taşmaya başlarsa,

down the heat.”

ocağı kısın."

Okay, there's a lot happening in this sentence here.

Tamam, burada bu cümlede çok şey oluyor .

Let's first look at this verb, “to start boiling over.”

Önce bu fiile bakalım, " kaynamaya başlamak."

So, we talked about the verb, “to boil,” but “to boil over” -- I am not an artist

Böylece, "kaynamak" fiili hakkında konuştuk ama "taşmak" --

as we established last week.

Geçen hafta belirlediğimiz gibi bir sanatçı değilim.

If “to boil over” means there's water boiling in a pot, but, “to boil over”

Eğer “taşmak” bir tencerede su kaynaması anlamına geliyorsa, “taşmak” ise

means the water comes over the edge of the pot.

suyun tencerenin kenarından taşması anlamına gelir .

So, the water starts coming out of the pot.

Böylece tencereden su çıkmaya başlar.

That means “to boil over.”

Bu, "kaynamak" anlamına gelir.

So, the water starts boiling over, it starts boiling over.

Böylece su taşmaya başlar, taşmaya başlar.

That's one.

Bu bir.

So, here's my beautiful description.

İşte benim güzel tarifim.

This is water boiling over in a kitchen somewhere.

Bu, bir yerlerde bir mutfakta kaynayan sudur.

Hopefully, not your kitchen.

Umarız mutfağınız değildir.

So, “If the water starts boiling over, turn down the heat,” “turn down,” just like,

Yani, "Su kaynamaya başlarsa, ısıyı kısın", "kısın", tıpkı "sesi kısın" gibi,

“turn down the volume,” if you're listening to music, “turn down the heat.”

müzik dinliyorsanız, "sıcağı kısın."

Finally, here, I have used the word, “if.”

Son olarak burada “eğer” kelimesini kullandım.

I've used “if: here because there's just a chance that the water is going to boil over.

Burada “if:” kullandım çünkü suyun taşma ihtimali çok yüksek.

So, we're planning, we know the water is going to boil but we don't know, there's not a 100%

Yani planlama yapıyoruz, suyun kaynayacağını biliyoruz ama bilmiyoruz, %100

certainty, we don't know the water is going to boil over, there's a chance only.

kesinlik yok, suyun taşacağını bilmiyoruz , sadece bir ihtimal var.

So, here, we should use “if.”

O halde burada “if” kullanmalıyız.

If you use “when” here, it sounds strange.

Burada "ne zaman" kullanırsanız, kulağa garip geliyor.

If you say, “When the water boils over, turn down the heat.”

“Su kaynayınca altını kısın” diyorsanız. Sanki

It's like you expect the water is going to boil over.

suyun kaynamasını bekliyormuşsun gibi .

It's better to use “if” here.

Burada "if" kullanmak daha iyidir.

Alex, yes, it is a cooking recipe for a disgusting carrot soup that I made for this grammar lesson.

Alex, evet, bu gramer dersi için yaptığım iğrenç bir havuç çorbası tarifi.

Okay, great.

Tamam harika.

So, finally.

En sonunda.

I guess our final two steps, I combined them together.

Sanırım son iki adımımızı birleştirdim.

Tada!

Tada!

“Cook for 30 minutes, then eat.”

“30 dakika pişirin, sonra yiyin.”

So, we've turned down the heat, we cooked the carrots till they’re soft, the last

Ocağın altını kıstık, havuçları yumuşayana kadar pişirdik, son

step is just cook.

adım sadece pişirmek.

Like, maybe, let it cook in the pot.

Olabilir, bırak tencerede pişsin.

So, over low heat, then eat, I guess.

Yani, kısık ateşte, sonra ye, sanırım.

This is not supposed to be a delicious soup at all but just a way to show you how to use

Bunun lezzetli bir çorba olması gerekmiyor, sadece

these words, how to connect these words using these transition words.

bu kelimeleri nasıl kullanacağınızı, bu kelimeleri bu geçiş kelimelerini kullanarak nasıl bağlayacağınızı göstermenin bir yolu.

So, “first,” “next,” “when,” “until,” “if,” “then.”

Yani, "ilk", "sonraki", "ne zaman", "kadar", " eğer", "sonra".

We could use “finally,” so, “Last, cook for 30 minutes and then eat,” something

"Sonunda" kullanabiliriz, yani "Son olarak, 30 dakika pişirin ve sonra yiyin" gibi bir şey

like that is okay too.

de sorun değil.

So, there's no 100% correct way to explain a sequence every time.

Bu nedenle, bir diziyi her seferinde açıklamanın %100 doğru bir yolu yoktur .

You can use your own transition words, feel which one sounds best to you and yeah, make

Kendi geçiş kelimelerinizi kullanabilir, hangisinin size daha iyi geldiğini hissedebilir ve evet,

your sequence accordingly.

sıralamanızı buna göre yapabilirsiniz.

Good.

İyi.

We only have a couple minutes left.

Sadece birkaç dakikamız kaldı.

Oh, my gosh.

Aman Tanrım.

I hope that this was useful.

Umarım bu yararlı olmuştur.

There are a couple questions.

Birkaç soru var.

Woozi in the YouTube chat says, “What about, ‘Wait for 5 minutes.’”

YouTube sohbetinde Woozi, "' 5 dakika bekle'ye ne dersin?" diyor.

Yeah, that's fine.

Evet, sorun değil.

You can say--you mean the last step, so, “Cook for 30 minutes, then wait for 5 minutes.”

Son adımı kastediyorsunuz, yani " 30 dakika pişirin, ardından 5 dakika bekleyin" diyebilirsiniz.

Or, you can use the verb for cooking—Sorry, we have a cooking vocabulary word.

Ya da yemek pişirmek için fiili kullanabilirsiniz—Üzgünüm, yemek pişirme sözlüğümüz var. Yemek

For cooking, you can say, “Let cool.”

pişirmek için "Soğumaya bırakın" diyebilirsiniz.

You can put the dish name here if you want, but generally, you can just say, “Let cool

İsterseniz yemeğin adını buraya koyabilirsiniz ama genel olarak “

for 5 minutes,” or “Let cool for 30 minutes.”

5 dakika soğumaya bırakın” veya “30 dakika soğumaya bırakın” diyebilirsiniz. Et için kullandığımız yemek

We also have “Let rest,” in cooking which we use for meat, though, too.

pişirmede de "Dinlenelim" var .

If you let the meat rest, it becomes juicier and then there's like after cooking time.

Eti dinlendirirseniz daha sulu olur ve pişme süresi biter.

So, “Let cool,” is another word that you can use to do that.

Yani, "Bırakın", bunu yapmak için kullanabileceğiniz başka bir kelimedir.

“Finally,” yes.

"Sonunda" evet. İsterseniz

You can use “finally” to end the recipe if you like.

tarifi bitirmek için “nihayet” kullanabilirsiniz .

Yeah, so, “Finally,” before the last step, “Finally, let cool 5 minutes then eat,”

Evet, yani "Son olarak" son adımdan önce " Son olarak 5 dakika soğumaya bırakın ve sonra yiyin"

is fine too.

de uygundur.

Yes, it is the worst carrot soup ever.

Evet, şimdiye kadarki en kötü havuç çorbası.

I do not recommend trying this recipe.

Bu tarifi denemenizi tavsiye etmiyorum.

Sounds terrible but I wanted to make a simple recipe to explain today's points, yeah.

Kulağa korkunç geliyor ama bugünün püf noktalarını açıklamak için basit bir tarif yapmak istedim, evet.

Alright.

Peki.

We're out of time for today.

Bugün için zamanımız kalmadı.

Yeah, I know spamming my cooking recipes.

Evet, yemek tariflerimi spamladığımı biliyorum.

We're out of time for today.

Bugün için zamanımız kalmadı.

So, we have to finish up this lesson.

O halde bu dersi bitirmemiz gerekiyor.

If you missed the lesson, don't worry, you can watch this video on YouTube or on Facebook,

Dersi kaçırdıysanız üzülmeyin, bu videoyu YouTube'da veya Facebook'ta izleyebilirsiniz, bu

so please, definitely check it out.

yüzden lütfen mutlaka izleyin. Burada işimizi

You can review it there right away after we finish here.

bitirdikten hemen sonra inceleyebilirsiniz .

We’re finish with today's topic but we will be back, of course, next week.

Bugünün konusunu bitirdik ama elbette haftaya geri döneceğiz.

So, next week's lesson we're going to change gears, change topics a little bit.

Yani, gelecek haftaki derste vites değiştireceğiz, konuları biraz değiştireceğiz.

Next week's lesson is going to be “TOEIC Tips.”

Gelecek haftanın dersi “TOEIC İpuçları” olacak.

So, “TOEIC,” this is a test.

Yani, "TOEIC", bu bir testtir.

Some of you have questions about test taking in general like how to get a better score

Bazılarınızın genel olarak sınava girmeyle ilgili, bu sınavda nasıl daha iyi puan alınır

on this test, how to get a better score on that test.

, o sınavda nasıl daha iyi puan alınır gibi soruları var . Bu

So, we're going to talk about the TOEIC test next week, what it is, how to improve or how

yüzden, önümüzdeki hafta TOEIC sınavından, ne olduğundan, sınava girerken nasıl geliştirileceğinden veya nasıl

to do a better job when you take the test.

daha iyi bir iş çıkarılacağından bahsedeceğiz.

We're going to focus on the TOEIC and some test-taking stuff for next week's lesson.

Gelecek haftaki ders için TOEIC'ye ve bazı test çözme konularına odaklanacağız.

So, please join us next week, April 4th.

Öyleyse, lütfen önümüzdeki hafta, 4 Nisan'da bize katılın. Vay

Wow, it’s already April.

canına, şimdiden Nisan oldu.

April 4th, that's Wednesday nights, 10 p.m., Eastern Standard Time.

4 Nisan, yani Çarşamba geceleri, Doğu Standart Saati ile 22:00.

So, Eastern Standard Time, remember is New York City time.

Yani, Doğu Standart Saati, New York City saati olduğunu unutmayın.

If you don't know your local time just use your Google skills and you can find it pretty

Yerel saatinizi bilmiyorsanız, sadece Google becerilerinizi kullanın ve

quickly, I think.

bence oldukça hızlı bir şekilde bulabilirsiniz.

No, we don't have an Instagram class.

Hayır, Instagram sınıfımız yok.

We have class on Facebook and YouTube and Twitter and Twitch, no Instagram class.

Facebook ve YouTube ve Twitter ve Twitch'te dersimiz var, Instagram dersimiz yok.

Thanks, okay.

Teşekkürler, tamam.

So, this will be our topic for next week.

O yüzden önümüzdeki hafta konumuz bu olacak.

Hey, Mio!

Hey Mio!

Yeah, do you want to tick-tock?

Evet, tik-tak yapmak ister misin?

I know you!

Seni biliyorum!

Thanks for watching.

İzlediğiniz için teşekkürler.

Yeah, so, this is next week's topic, next week's lesson, so please join us.

Evet, bu gelecek haftanın konusu, gelecek haftanın dersi, o yüzden lütfen bize katılın.

We're looking forward to seeing you there.

Seni orada görmeyi dört gözle bekliyoruz.

And, since this lesson, I'm going to go away now.

Ve bu dersten beri, şimdi gideceğim.

So, please be sure to check the link below the video on YouTube and above the video on

Bu nedenle, bu hafta için ücretsiz içeriklerinizi almak için lütfen YouTube'da videonun altındaki ve

Facebook, Twitter, and Twitch to get your free stuff for this week.

Facebook, Twitter ve Twitch'teki videonun üstündeki bağlantıyı kontrol ettiğinizden emin olun .

Please go download that right away and you can grab all the free things immediately.

Lütfen onu hemen indirin ve tüm ücretsiz şeyleri hemen alabilirsiniz.

Free!

Özgür!

Some vocabulary study tools.

Bazı kelime çalışma araçları.

There are a lot of these.

Bunlardan çok var.

Also, just a to make sure to check out the 1 million subscribers video on YouTube and

Ayrıca, YouTube'daki 1 milyon abone videosuna göz attığınızdan ve

grab that deal if you like as well.

isterseniz bu fırsatı yakaladığınızdan emin olmak için sadece bir tane.

But, we'll finish here for today.

Ancak, bugünlük burada bitireceğiz.

Thank you so, so much for liking the video and for sharing the video.

Videoyu beğendiğiniz ve paylaştığınız için çok ama çok teşekkür ederim.

It's amazing.

Bu harika.

There are so many of you watching so thank you so, so much for supporting our team and

İzleyen o kadar çok kişi var ki, ekibimizi desteklediğiniz ve

for joining us in your studies this week.

bu hafta çalışmalarınızda bize katıldığınız için çok ama çok teşekkür ederim.

Have a great day, have a great night.

Harika bir gün geçirin, harika bir gece geçirin.

Enjoy the rest of your week, your weekend and we'll see you again next time.

Haftanın geri kalanının, hafta sonunun tadını çıkar ve bir dahaki sefere görüşürüz.

Bye-bye.

Güle güle.