An English Story at Three Speeds

Every once in a while, one of you will ask me

Arada bir, biriniz benden normal hızımda konuştuğum

to make an English lesson where I talk at my normal speed.

bir İngilizce dersi yapmamı isteyecek .

As you know, in these lessons

Bildiğiniz gibi bu derslerde

I talk a little bit more slowly

biraz daha yavaş konuşuyorum

and I try to pronounce every word clearly

ve anlamanız için her kelimeyi net bir şekilde telaffuz etmeye çalışıyorum

so that you can understand, and I thought,

ve

"You know what?

"Biliyor musunuz?

It would be a good idea to do that."

Bunu yapmak iyi bir fikir olur" diye düşündüm.

So I've designed an English lesson

Bu yüzden

where I'm going to read a story to you,

size bir hikaye okuyacağım bir İngilizce dersi tasarladım, kendi

a story that I wrote, it's a really short story.

yazdığım bir hikaye, bu gerçekten kısa bir hikaye.

I'm going to read a story to you three times

Size

at three different speeds.

üç farklı hızda üç kez bir hikaye okuyacağım.

I think it'll be fun.

Bence eğlenceli olacak.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

So here's how this will work.

İşte bu nasıl çalışacak.

I have written three versions of the story.

Hikayenin üç versiyonunu yazdım.

It's a really short story, by the way,

Bu gerçekten kısa bir hikaye, bu arada,

it's only about a minute long.

sadece bir dakika uzunluğunda.

The first version of the story,

Hikayenin ilk versiyonunu

I will read and I will pronounce every word clearly,

okuyacağım ve her kelimeyi net bir şekilde telaffuz edeceğim

and there are no contractions and no reductions.

ve kısaltmalar ve kısaltmalar yok.

The second version of the story,

Hikayenin ikinci versiyonu,

I will read at a little bit of a faster pace

biraz daha hızlı okuyacağım

and it will include contractions.

ve kısaltmalar içerecek.

And the third version of the story,

Ve hikayenin üçüncü versiyonu,

I'll read at my normal speed,

normal hızımda,

the speed I would use if I was talking to someone at work.

işte biriyle konuşurken kullanacağım hızda okuyacağım.

So, here we go. Are you ready?

İşte başlıyoruz. Hazır mısın?

Let's get started with the first version of the story.

Hikayenin ilk versiyonuyla başlayalım.

(bright music)

(parlak müzik)

"Let me tell you about a young man named Paul.

"Size Paul adında genç bir adamdan bahsedeyim. Alışveriş merkezine

He did not like going to the mall.

gitmekten hoşlanmazdı.

When his mom would say, 'Time to go,'

Annesi 'Gitme zamanı'

he would say, 'I am just going to stay home,'

dediğinde, 'Ben evde kalacağım. '

and this would drive his mom up the wall,

ve bu, annesini duvara tırmandırırdı,

because she would leave in the car

çünkü arabada ayrılırdı

and she would not get far

ve

before Paul would text her and ask,

Paul ona mesaj atıp

'Could you buy me some new pants

'Bana yeni pantolon

and a couple of new house plants?

ve birkaç yeni ev bitkisi alır mısın?

Oh, and I am kind of hungry.

Oh, ve ben biraz açım.

Could you get me something to eat?'

Bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin?'

She would then stop the car

Daha sonra arabayı durdurup,

and text a reply, saying,

'You should have told me that before I left.

" Bunu gitmeden önce bana söylemeliydin.

I am going to come back home to get you.

Seni almak için eve geleceğim.

I will be home in a couple of minutes.

Birkaç dakika içinde evde olacağım.

Please be ready to go.'"

Lütfen gitmeye hazır ol" diyerek bir yanıt yazıyordu. .'"

(bright music)

(parlak müzik)

"Let me tell you about a young man named Paul.

"Sana Paul adında genç bir adamdan bahsedeyim. Alışveriş

He didn't like going to the mall.

merkezine gitmeyi sevmezdi.

When his mom would say, 'Time to go,'

Annesi 'Gitme zamanı' dediğinde

he'd say, 'I'm going to stay home,'

, 'Ben gidiyorum' derdi. Evde kalacağım'

and this would drive his mom up the wall,

ve bu, annesini duvara tırmandırırdı,

because she'd leave in the car and she wouldn't get far

çünkü arabada ayrılırdı ve çok uzaklaşmadan

before Paul would text her and ask,

Paul ona mesaj atar ve '

'Could you buy me some new pants

Bana yeni bir pantolon

and a couple of new house plants?

ve bir çift pantolon alır mısın' diye sorardı. yeni ev bitkileri mi?

Oh, and I'm kind of hungry,

Oh, ve ben biraz açım,

could you get me something to eat?'

bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin?'

She'd then stop the car and text a reply, saying,

Daha sonra arabayı durdurup, "

'You should've told me that before I left.

Bunu gitmeden önce bana söylemeliydin.

I'm going to come back to get you.

Seni almaya geleceğim.

I'll be home in a couple of minutes.

Birkaç dakika içinde evde olacağım.

Please be ready to go.'"

Lütfen beni bekle" diyen bir cevap yazıyordu. gitmeye hazır.'"

(bright music)

(parlak müzik) Size

Lemme tell ya ‘bout a young man named Paul.

Paul adında genç bir adamdan bahsetmeme izin verin.

He didn’t like goin’ to the mall.

Alışveriş merkezine gitmeyi sevmiyordu.

When his mom ‘ould say, “Time to go!”

Annesi "Gitme zamanı!"

He’d say, “I’m gonna stay home!”

"Ben evde kalacağım!" derdi.

And this ‘ould drive ‘is mom up the wall.

Ve bu "sürmek" annenin duvardan yukarısı.

cause she’d leave in the car. and she wouldn’t get far,

çünkü arabada gidecekti. ve

before Paul ‘ould text ‘er and ask,

Paul ona mesaj atıp,

“Couldja buy me some new pants

"Bana yeni pantolon

and a couple ‘a new houseplants.

ve birkaç 'yeni ev bitkisi alabilir misin' diye sormadan uzağa gidemezdi.

Oh, and I’m kinda hungry,

Oh, ve ben biraz acıktım,

couldja get me some‘in to eat?”

bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin?

She’d then stop the car and text a reply.

Daha sonra arabayı durdurur ve bir cevap yazardı.

Saying, “You shoulda tol’ me that before I left.

" Bunu gitmeden önce bana söylemeliydin."

I'm gonna come back to get you.

Seni almak için geri geleceğim.

I’ll be home in a couple’a minutes.

Birkaç dakika içinde evde olacağım.

Please be ready to go.'"

Lütfen gitmeye hazır olun.

(bright music)

And now, just for fun, I'll read the fast version

as fast as I possibly can.

Here we go. "Lemme tell ya ‘bout a young man named Paul.

He didn’t like goin’ to the mall.

Alışveriş merkezine gitmeyi sevmiyordu.

When his mom ‘ould say, “Time to go!”

Annesi "Gitme zamanı!"

He’d say, “I’m gonna stay home!”

"Ben evde kalacağım!" derdi.

And this ‘ould drive ‘is mom up the wall.

Ve bu "sürmek" annemin duvardan yukarısı.

cause she’d leave in the car. and she wouldn’t get far,

çünkü arabada gidecekti. ve

before Paul ‘ould text ‘er and ask,

“Couldja buy me some new pants

Paul ona mesaj atıp,

"Bana yeni pantolon

and a couple ‘a new houseplants.

ve birkaç 'yeni ev bitkisi alabilir misin' diye sormadan uzağa gidemezdi.

Oh, I’m kinda hungry,

couldja get me some‘in to eat?”

Ah, biraz acıktım,

bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin?

She’d then stop the car and text a reply, saying,

Daha sonra arabayı durdurur ve "

“You shoulda tol’ me

Bana"

“You shoulda tol’ me that before I left.

Bunu ben ayrılmadan önce söylemeliydin "diyerek bir yanıt yazardı.

I'm gonna come back home to get you.

Seni almak için eve geleceğim.

I’ll be home in a couple’a minutes.

Birkaç dakika içinde evde olacağım.

please be ready to go.'"

lütfen gitmeye hazır olun.'"

Wow, that was, that was actually quite hard to do.

Vay canına, bu gerçekten çok zordu.

Should I read the slow version as slow as possible?

Yavaş versiyonu olabildiğince yavaş mı okumalıyım?

Maybe I'll do that as well.

Belki onu da yaparım.

(bright music)

(parlak müzik)

"Let me tell you about a young man named Paul.

"Size söyleyeyim. Paul adında genç bir adam hakkında.

He did not like going to the mall.

Alışveriş merkezine gitmeyi sevmiyordu.

When his mom would say, 'Time to go,'

Annesi 'Gitme zamanı' dediğinde,

he would say, 'I am just going to stay home,'

'Ben sadece evde kalacağım' derdi

and this would drive his mom up the wall

ve bu, annesini duvardan yukarı iterdi

because she would leave in the car

çünkü o arabada giderdi

and she would not get far

ve

before Paul would text her and ask,

Paul'den çok uzaklaşamazdı. ona mesaj atıp

'Could you buy me some new pants

'Bana yeni pantolon

and a couple of new house plants?

ve birkaç yeni ev bitkisi alır mısın?

Oh, and I am kind of hungry.

Oh, ve ben biraz açım.

Could you get me something to eat?'

Bana yiyecek bir şeyler getirebilir misin?'

She would then stop the car and text a reply, saying,

Daha sonra arabayı durdurur ve '

'You should have told me that before I left.

Bunu gitmeden önce bana söylemeliydin' diyerek bir yanıt gönderirdi.

I am going to come back home to get you.

Seni almak için eve geleceğim.

I will be home in a couple of minutes.

Birkaç dakika içinde evde olacağım.

Please be ready to go.'"

Lütfen gitmeye hazır olun.

Well, hey, thank you for listening to me tell a story

five times at five different speeds,

I hope that was helpful.

By the way, you should know that

if you are using the subtitles or the transcript,

transkript,

at the fastest speed,

en yüksek hızda,

when I tell the story at the fastest speed,

hikayeyi en yüksek hızda anlattığımda

the spellings are not correct.

yazımlar doğru değil.Kelimeleri hecelemek zorunda kalsaydım kulağa geleceklerini düşündüğüm

I spell the words the way I think they would sound

şekilde yazıyorum

if I had to spell them, so be careful with that.

, bu yüzden buna dikkat edin.

For the slow version and the medium version,

Yavaş olanlar için sürüm ve orta sürüm,

everything is correct.

her şey doğru.

Anyways, thanks again for watching.

Neyse, izlediğiniz için tekrar teşekkürler.

Remember, if this is your first time here,

Unutmayın, buraya ilk gelişinizse,

don't forget to click that red subscribe button,

kırmızı abone ol düğmesini tıklamayı unutmayın, bana

gimme a thumbs up, leave a comment, and, by the way,

bir başparmak verin, yorum bırakın ve, Bu arada,

if you like hearing me speak at a faster speed,

daha hızlı konuşmamı seviyorsanız,

I do have another YouTube channel,

başka bir YouTube kanalım var

and for the last two minutes of each of those lessons,

ve bu derslerin her birinin son iki dakikasında

I do speak very closely to my normal speaking speed.

normal konuşma hızıma çok yakın konuşuyorum.

Anyways, thanks again for watching.

Her neyse, izlediğiniz için tekrar teşekkürler Güle

Bye.

güle

(upbeat music)

(iyimser müzik)