Learn English Through Stories, Jokes, and Riddles #1 | English Video with Subtitles

Hi Bob the Canadian here.

Merhaba Kanadalı Bob.

Today I’m going to tell you two jokes and one riddle.

Bugün size iki fıkra ve bir bilmece anlatacağım.

Jokes and riddles are great ways to learn a language.

Şakalar ve bilmeceler bir dili öğrenmenin harika yollarıdır .

Jokes are basically small stories that have a funny ending or a punchline.

Şakalar temelde komik bir sonu veya can alıcı noktası olan küçük hikayelerdir.

Riddles are sometimes questions or phrases where you have to guess the answer.

Bilmeceler bazen cevabını tahmin etmeniz gereken sorular veya ifadelerdir.

So let’s look at two jokes and one riddle and stay around until the end because the

Öyleyse iki fıkraya ve bir bilmeceye bakalım ve sonuna kadar etrafta kalalım çünkü

riddle in my opinion is a really good one.

bence bilmece gerçekten iyi.

So there was a guy named Joe and he was driving a truck and he had the truck full of penguins.

Yani Joe adında bir adam vardı ve bir kamyon kullanıyordu ve kamyonu penguenlerle doldurdu.

He was driving along and all of the sudden he fell asleep and his truck went off the

Yolda gidiyordu ve birdenbire uyuyakaldı ve kamyonu

road and flipped onto its side.

yoldan çıkıp yan tarafına takla attı.

And all of the penguins escaped.

Ve tüm penguenler kaçtı.

No one was hurt, but the penguins were outside of the truck.

Kimse yaralanmadı ama penguenler kamyonun dışındaydı.

Joe didn’t know what to do, and then he noticed another truck was pulling over off

Joe ne yapacağını bilemedi ve sonra başka bir kamyonun otoyoldan çıktığını fark etti

of the highway.

.

And a man got out and said, “Hi!

Ve bir adam indi ve “Merhaba!

My name is Frank.

Benim adım Frank. Burada

It looks like you have a lot of penguins loose here.

başıboş dolaşan bir sürü penguen var gibi görünüyor .

My truck is empty, let’s put the penguins in my truck and I’ll take them wherever

Kamyonum boş, penguenleri kamyonuma koyalım, ben de onları

you were originally taking them.”

ilk götürdüğünüz yere götüreyim."

Joe was very, very relieved.

Joe çok ama çok rahatlamıştı.

So him and Frank, together, they rounded up all the penguins and they got them into Frank’s

Böylece o ve Frank birlikte tüm penguenleri topladılar ve onları Frank'in

truck and Joe said, “I was originally taking the penguins to the zoo.

kamyonuna bindirdiler ve Joe, "Aslında penguenleri hayvanat bahçesine götürüyordum.

If you could take them to the zoo for me I would really appreciate that.”

Onları benim için hayvanat bahçesine götürebilirsen, gerçekten minnettar olurum.

And Frank said, “No problem.

Ve Frank, "Sorun değil.

I’ll take them to the zoo and he headed off.”

Onları hayvanat bahçesine götüreceğim ve o yola koyuldu.

Now a couple of days later Joe was driving along and saw Frank go by in his truck with

Şimdi birkaç gün sonra Joe arabasıyla yanından geçiyordu ve Frank'in

all the penguins in the back still.

tüm penguenleri geride bırakarak kamyonuyla geçtiğini gördü.

So he chased him with his vehicle and he waved at him to pull over off of the highway and

Bu yüzden onu aracıyla kovaladı ve otoyoldan çekmesi için ona el salladı ve

he pulled over and Joe went up to Frank’s truck and he said, “Frank!

kenara çekti ve Joe, Frank'in kamyonuna gitti ve "Frank!

What are you doing?

Ne yapıyorsun?

I told you to take the penguins to the zoo!”

Sana penguenleri hayvanat bahçesine götürmeni söylemiştim!"

And Frank said, “I did and we had so much fun so today I think I’m gonna take them

Ve Frank, "Yaptım ve çok eğlendik, bu yüzden bugün sanırım onları

to the museum!”

müzeye götüreceğim!"

Hahaha.

Hahaha.

So I’m not sure if you got the punchline - the end of the joke.

Bu yüzden can alıcı noktayı anladığından emin değilim - şakanın sonu. Şakayı

I don’t want to spend too much time explaining the joke, but the funny part is that Frank

açıklamak için fazla zaman harcamak istemiyorum ama işin komik tarafı, Frank

was treating the penguins as if they were visiting relatives or as if they were children

penguenlere sanki akrabalarını ziyaret ediyormuş ya da

who wanted to go to the zoo to see all the animals and then they wanted to go somewhere

hayvanat bahçesine gidip bütün hayvanları görmek isteyen çocuklarmış gibi davranıyordu. sonra

else that was equally as fun or enjoyable.

eşit derecede eğlenceli veya keyifli olan başka bir yere gitmek istediler.

So that’s joke #1.

Yani bu 1 numaralı şaka.

Let’s look at joke #2.

2 numaralı fıkraya bakalım.

So joke #2, I’m going to use the same two guys.

Şaka 2, aynı iki adamı kullanacağım.

So Joe and Frank are really good friends now.

Yani Joe ve Frank artık gerçekten iyi arkadaşlar.

And one weekend Frank says, “Hey Joe, let’s go and rent a boat at a boat rental shop,

Ve bir hafta sonu Frank, "Hey Joe, hadi gidip bir tekne kiralama dükkanından bir tekne kiralayalım

and let’s go do some fishing.”

ve gidip biraz balık tutalım" diyor.

And Joe says, “That sounds great, let’s do that!”

Ve Joe, "Kulağa harika geliyor, hadi yapalım!" diyor.

So Frank and Joe drive out to a lake and they go to a boat rental shop and they pay their

Böylece Frank ve Joe bir göle giderler ve bir tekne kiralama dükkanına giderler ve

money and they’re told, “ You can have boat number 7.”

paralarını öderler ve kendilerine " 7 numaralı tekneyi alabilirsin" denilir.

Frank and Joe get into boat number 7 and they head out into the lake and they basically

Frank ve Joe 7 numaralı tekneye binerler ve göle doğru yola çıkarlar ve temelde

start fishing and they’re catching all kinds of fish.

balık tutmaya başlarlar ve her türden balığı yakalarlar.

So Joe says to Frank, “Frank!

Joe, Frank'e, “Frank!

This is a really good spot.

Burası gerçekten iyi bir yer.

Let’s put an ‘X’ on the bottom of the boat so we remember where to come tomorrow.”

Kayığın dibine bir 'X' koyalım da yarın nereye geleceğimizi hatırlayalım.”

And Frank says, “Joe, that won’t work.

Frank, "Joe, bu işe yaramaz.

What if we don’t get the same boat?”

Ya aynı tekneye sahip olmazsak?”

So, I’m not sure if you get that one.

Yani, onu alıp almadığından emin değilim. Bir

It kind of has two punchlines.

nevi iki can alıcı noktası var.

The first punchline is if you put an ‘X’ on the bottom of a boat it doesn’t help

İlk can alıcı nokta, bir teknenin dibine bir 'X' koyarsanız, bunun

you find the same spot on the lake.

gölde aynı noktayı bulmanıza yardımcı olmamasıdır.

And then we think that the other person actually knows that that’s a bad idea but then they

Ve sonra diğer kişinin aslında bunun kötü bir fikir olduğunu bildiğini düşünüyoruz ama sonra

make almost as bad of a mistake by saying, “What if we don’t get the same boat?”

"Ya aynı tekneyi almazsak?"

So that was joke #2.

Yani bu 2 numaralı şakaydı.

Let’s look at riddle #1.

1 numaralı bilmeceye bakalım.

So this riddle is:

Öyleyse bu bilmece şudur:

What’s black and white and read all over?

Siyah beyaz olan ve her yerde okunan nedir?

So What’s black and white and read all over?

Peki siyah beyaz olan ve her yerde okunan nedir?

So think about that for a minute.

Bunu bir dakikalığına düşünün.

I’ll count to five.

Beşe kadar sayacağım.

1, 2, 3, 4, 5.

1, 2, 3, 4, 5.

The answer is: A newspaper.

Cevap: Bir gazete.

So this riddle is a little bit of a play on words.

Yani bu bilmece biraz kelime oyunu.

You thought I said, “What’s black and white and red all over.”

" Her yerde siyah, beyaz ve kırmızı olan nedir?" dediğimi düşündün.

But what I actually said was, “What’s black and white and read all over?”

Ama aslında söylediğim şey, " Siyah beyaz olan ve baştan sona okunan nedir?"

And you’ll notice a difference between the colour red and the verb which indicates reading.

Ve kırmızı renk ile okumayı gösteren fiil arasındaki farkı fark edeceksiniz.

So they answer is a newspaper.

Yani cevap bir gazetedir.

A newspaper is black.

Bir gazete siyahtır.

It’s white, and it’s read all over the world.

Beyaz ve tüm dünyada okunuyor .

Well Bob the Canadian here.

Kanadalı Bob burada.

I hope you enjoyed this short little video.

Umarım bu kısa küçük videoyu beğenmişsinizdir.

It’s actually Thanksgiving weekend here in Canada.

Aslında Kanada'da Şükran Günü hafta sonu . Bu

So I had a big meal yesterday, and I’m heading out today to have another big meal.

yüzden dün büyük bir yemek yedim ve bugün başka bir büyük yemek yemeye gidiyorum.

Thanksgiving in Canada is in October.

Kanada'da Şükran Günü Ekim ayındadır. Amerika

In the United States it’s in November.

Birleşik Devletleri'nde Kasım ayında.

And it’s a holiday where we give thanks.

Ve şükrettiğimiz bir bayram.

So one of the things that I am thankful for today is all of you.

Bu yüzden bugün minnettar olduğum şeylerden biri hepinizsiniz.

I am so thankful that you watch my videos.

Videolarımı izlediğiniz için çok müteşekkirim. Aşağıya

I’m so thankful that you leave comments below.

yorum bıraktığınız için çok müteşekkirim .

I’m so thankful that you, you give me thumbs up and you subscribe.

Bana onay verdiğin ve abone olduğun için çok müteşekkirim.

And I’m just thankful that you watch.

Ve izlediğin için minnettarım.

I’m thankful that you’re spending some time learning a new language.

Yeni bir dil öğrenmek için biraz zaman harcadığın için minnettarım. Yeni

I think anyone that focuses on learning a new language is helping the world.

bir dil öğrenmeye odaklanan herkesin dünyaya yardım ettiğini düşünüyorum.

So I’m thankful that all of you are helping the world.

Bu yüzden hepinizin dünyaya yardım ettiğiniz için minnettarım .

Have a good weekend, good week yourself.

İyi hafta sonları, kendinize iyi haftalar. Phrasal verbs ile ilgili

I’ll see you this Friday 8:15 AM for a live stream on phrasal verbs.

canlı yayın için bu Cuma 08:15'te görüşürüz .

Have a great day.

İyi günler.