Making Requests with IF and Using Unreal Past Conditionals in English

Hi everyone! It’s Jennifer with another lesson on conditionals.

Herkese selam! Ben, koşullu ifadeler üzerine başka bir dersle Jennifer.

If you’ve been watching my lessons on the different kinds of if-clauses we can make,

Kurabileceğimiz farklı türden if-tümceleriyle ilgili derslerimi izliyorsan,

I hope you’re feeling more confident now about using conditional sentences in English.

umarım artık İngilizce'de koşul cümleleri kullanma konusunda kendinden daha emin hissediyorsundur.

Each lesson I challenge you with a couple of tasks.

Her derste size birkaç görevle meydan okuyorum. Bir

In the previous lesson, I asked you to complete these sentences with your own ideas.

önceki derste sizden bu cümleleri kendi fikirlerinizle tamamlamanızı istemiştim.

These are conversational expressions you can use to make requests. You can use them with coworkers, classmates, neighbors, and friends.

Bunlar istekte bulunmak için kullanabileceğiniz konuşma ifadeleridir. Bunları iş arkadaşlarınız, sınıf arkadaşlarınız, komşularınız ve arkadaşlarınızla kullanabilirsiniz.

Both are polite because they’re unreal conditionals. I’m not telling you the way it’s going to be.

Her ikisi de kibar çünkü gerçek olmayan şart cümleleri. Sana nasıl olacağını söylemiyorum.

I’m asking whether it would be all right if I got my way. I’m not demanding anything.

Yoluma çıkarsam sorun olur mu diye soruyorum. Hiçbir şey talep etmiyorum.

Remember to speak hypothetically or to imagine a situation in the present or future,

Varsayımsal olarak konuşmayı veya şimdiki zamanda veya gelecekte bir durumu hayal etmeyi unutmayın,

we use the simple past tense in the condition (that's the if-clause) and then WOULD + the base verb in the result.

koşulda basit geçmiş zamanı kullanırız (bu if-cümlesidir) ve sonra WULD + sonuçtaki temel fiil.

Let’s take a look at the examples you came up with and I’ll let you know how much variation is acceptable with the verb forms.

Bulduğunuz örneklere bir göz atalım ve fiil biçimleriyle ne kadar varyasyonun kabul edilebilir olduğunu size bildireceğim.

Let's start with Aimanno's sentences.

Aimanno'nun cümleleriyle başlayalım.

-ed...-ed...I like those choices. The simple past sounds fine here.

-ed...-ed...Bu seçimler hoşuma gitti. Basit geçmiş burada kulağa hoş geliyor.

Grammatically it's correct, but this expression is best for making requests, not invitations.

Dilbilgisi açısından doğru, ancak bu ifade ricada bulunmak için en iyisidir, davette bulunmak için değil.

So it might sound more natural if you said, "Would you mind if I joined you for lunch?"

Bu yüzden, "Öğle yemeğinde size katılmamın bir sakıncası var mı?" demeniz daha doğal gelebilir.

I'm asking, "Is it okay?...Can I join you for lunch?...Would you mind if I joined you for lunch?"

"Tamam mı?...Öğle yemeğinde sana katılabilir miyim?...Öğle yemeğinde sana katılmamın senin için bir sakıncası var mı?" diye soruyorum.

Ra'ed wrote:

Ra'ed şöyle yazdı:

I would rather see either the simple past: if you considered

Ya basit geçmişi görmeyi tercih ederim: Eğer düşünürseniz

OR some people might use a modal, like "would."

VEYA bazı insanlar "olurdu" gibi bir kip kullanabilir.

Although we don't normally use "would" in the condition,

Normalde koşulda "would" kullanmasak da,

it's more so a modal we see in the result,

sonuçta gördüğümüz bir kiptir,

in this expression, it is very common.

bu ifadede çok yaygındır.

If you would do (something): If you would consider my offer.

Eğer (bir şey) yapsaydınız: Teklifimi dikkate alsaydınız.

We'll make it a question.

Bunu bir soru haline getireceğiz.

Some people choose to use "come" and "have."

Bazı insanlar "gel" ve "sahip ol"u kullanmayı tercih eder.

And that would be the simple present.

Ve bu basit bir hediye olurdu.

I would suggest shifting to the past.

Geçmişe dönmeni öneririm.

You can even shorten it.

Hatta kısaltabilirsiniz.

How about: Would you mind if I came over to your place tonight for dinner ?

Ne dersin: Bu akşam senin evine akşam yemeği için gelmemin bir sakıncası var mı?

Marat shared some examples. He wrote:

Marat bazı örnekler paylaştı. Şöyle yazdı:

(I'd say "about.")

("hakkında" derdim).

Well, I'll consider that.

Pekala, bunu dikkate alacağım.

I like your verb choices.

Fiil seçimlerini beğendim.

That's a good context. I think it sounds fine for everyday spoken conversation.

Bu iyi bir bağlam. Bence günlük konuşmalar için kulağa hoş geliyor.

I might suggest, though, using "ate."

Yine de "yedi" kullanmanızı önerebilirim.

I think "eat" sounds okay, but I'd prefer the past.

Bence "yemek" kulağa hoş geliyor ama ben geçmişi tercih ederim.

(Yes, I would mind!)

(Evet, sakıncası yok!)

Lucas shared examples. He wrote:

Lucas örnekler paylaştı. Şöyle yazdı:

What a great suggestion!

Ne harika bir öneri!

You used the simple past, but to suggest a possibility, you could use "could."

Simple past'ı kullandınız, ancak bir olasılık önermek için "could" kullanabilirsiniz.

So the simple past works, but I would suggest "could" to emphasize that possibility.

Yani basit geçmiş işe yarıyor, ancak bu olasılığı vurgulamak için "yapabilirim" i öneriyorum.

And the second example:

Ve ikinci örnek:

You could say: Would you mind if I arrived a little later than planned?

Planlanandan biraz daha geç gelsem sorun olur mu?

And it sounds very natural. That's a good question to ask either over the phone or by text.

Ve kulağa çok doğal geliyor. Bu, telefonda veya mesajla sormak için iyi bir soru.

Mollie shared her examples. First:

Mollie örneklerini paylaştı. Birincisi:

It sounds okay, but you know what I would prefer?

Kulağa hoş geliyor ama ben neyi tercih ederdim biliyor musunuz?

Either the simple past (opened) or a modal verb (if you would open).

Ya basit geçmiş (açıldı) ya da modal bir fiil (eğer açarsan).

Then you could use the contraction, and it would sound like this?

O zaman kasılmayı kullanabilirsin ve kulağa böyle mi gelir?

Second:

İkincisi:

Again, it sounds okay, but I would prefer the simple past here.

Yine kulağa hoş geliyor ama burada basit geçmişi tercih ederim.

If you really want to use the simple present, do you know how I'd change it?

Basit hediyeyi gerçekten kullanmak istiyorsan, onu nasıl değiştireceğimi biliyor musun?

I would use "do" at the beginning. It's no longer unreal.

Başlangıçta "do" kullanırdım. Artık gerçek dışı değil.

So let's go back now, though, to the construction I gave you.

Öyleyse şimdi size verdiğim yapıya geri dönelim.

More examples:

Daha fazla örnek:

If that's a real request, I'll consider it.

Bu gerçek bir istekse, dikkate alacağım.

That's a nice request. Right?

Bu güzel bir istek. Sağ?

You want to interrupt. You don't want to be rude about it. That's a good example.

Sözünü kesmek istiyorsun. Bu konuda kaba olmak istemezsin. Bu iyi bir örnek.

And I love the verb forms here.

Ve buradaki fiil biçimlerini seviyorum.

So we have "would" + a base verb and then here we have the simple past.

Yani "would" + bir temel fiilimiz var ve sonra burada basit geçmişe sahibiz.

If you'd like to see more of my corrections to student examples, then visit me on Facebook.

Öğrenci örneklerine yaptığım düzeltmeleri daha fazla görmek isterseniz, beni Facebook'ta ziyaret edin.

Thank you to everyone who posted their examples.

Örneklerini yayınlayan herkese teşekkür ederiz.

To summarize, I think these patterns are the ones that are most used and more commonly accepted:

Özetlemek gerekirse, bu kalıpların en çok kullanılan ve daha yaygın olarak kabul edilenler olduğunu düşünüyorum:

I talked with a colleague about this pattern, and we agreed it was common with verbs in the negative, negative verbs.

Bir meslektaşımla bu kalıp hakkında konuştum ve bunun olumsuz, olumsuz fiillerdeki fiillerde yaygın olduğu konusunda anlaştık.

Another very common pattern is to use:

Diğer bir çok yaygın kalıp kullanmaktır:

I'd really appreciate it if you WOULD / COULD and then the base verb.

WULD / COULD ve ardından temel fiil ise gerçekten minnettar olurum.

You might here people use the simple present.

Burada insanlar basit hediyeyi kullanabilir.

Technically, I don't think that's correct, but you'll hear it.

Teknik olarak bunun doğru olduğunu düşünmüyorum ama duyacaksın.

And if I heard it, I'd think, "Yeah. I understand what the person wants...what they're saying. It sounds okay."

Ve bunu duysaydım, "Evet. Kişinin ne istediğini... ne dediğini anlıyorum. Kulağa hoş geliyor" diye düşünürdüm.

I'd recommend the simple past. If you really want to use the simple present,

Simple past'ı tavsiye ederim. Eğer gerçekten basit hediyeyi kullanmak istiyorsanız,

I would suggest changing the question to: Do you mind..."

soruyu şu şekilde değiştirmenizi öneririm: Sakıncası yoksa..."

So it's a difference between unreal and real.

Yani bu gerçek olmayan ile gerçek arasındaki bir fark.

Now let’s consider the question I asked you in the previous lesson: What’s the difference between these sentences?

Şimdi size önceki derste sorduğum soruyu ele alalım: Fark nedir? Bu cümleler arasında

There were a lot of very good explanations in the comments. Let me share just a few that I think everyone will find useful.

çok güzel açıklamalar vardı.Yorumlarda çok güzel açıklamalar vardı.Herkesin işine yarayacağını düşündüğüm birkaç tanesini paylaşayım.Mahmud

Mahmoud offered his explanations, and some you might find this helpful because he uses traditional grammar terms.

açıklamalarını yaptı,bazılarınız geleneksel gramer terimlerini kullandığı için bunu faydalı bulabilir.O

He identifies examples a, b, and c as first, second, and third conditionals.

a, b ve c örneklerini birinci, ikinci ve üçüncü şart cümleleri olarak tanımlar.

The past is over.

Geçmiş bitti.

Gabriel offers very clear explanations.

Gabriel çok net açıklamalar yapıyor.

And Francoise offers a very concise explanation.

Francoise ise çok özlü bir açıklama yapıyor.

Let’s focus on that last example:

O son örneğe odaklanalım:

Or with the full forms:

Veya tam biçimlerle:

So what's the pattern for imagining something about the past that's completely counterfactual?

Yani geçmişle ilgili tamamen gerçek dışı bir şey hayal etmenin kalıbı nedir?

In other words, it didn't happen that way. I'm just imagining the past differently.

Başka bir deyişle, bu şekilde olmadı. Ben sadece geçmişi farklı şekilde hayal ediyorum.

We use IF + past perfect in the condition.

Koşulda IF + past perfect kullanırız.

And then WOULD + past participle in the result.

Sonra WULD + geçmiş ortacı kullanırız. Sonuçta.

My example was kind of tricky because I used a passive verb: had been invited.

Örneğim biraz yanıltıcıydı çünkü pasif bir fiil kullandım: davet edilmiştim.

So HAD BEEN + (past participle) is a passive verb in the past perfect.

Yani HAD BEEN + (geçmiş katılımcı), geçmiş mükemmelde pasif bir fiildir.

Here’s an easier example to understand. It uses active verbs, no passives:

İşte anlaşılması daha kolay bir örnek. Aktif fiiller kullanır, edilgenler kullanmaz:

Note that we could also use the modal verbs COULD and MIGHT in the result clause.

Sonuç yan tümcesinde COULD ve MIGHT modal fiillerini de kullanabileceğimize dikkat edin.

Let’s practice together, okay?

Birlikte pratik yapalım, tamam mı?

I'll tell you something that didn't happen, and then you tell me a conditional sentence that we can create based on this situation.

Ben sana olmamış bir şeyi anlatayım, sen de bana bu duruma göre kurabileceğimiz bir koşul cümlesi söyle.

Remember you can use COULD, MIGHT, or WOULD in the result clause.

Sonuç yan tümcesinde COULD, MIGHT veya WULD kullanabileceğinizi unutmayın.

We’re almost done, so let’s talk about homework.

Neredeyse bitirdik, o yüzden ev ödevi hakkında konuşalım.

Your first task is to report these two statements. Rewrite them so that quotation marks are not needed.

İlk göreviniz bu iki ifadeyi bildirmektir. Tırnak işaretine gerek kalmayacak şekilde bunları yeniden yazın.

You can write your ideas in the comments, but I won’t confirm the answers until the next lesson.

Fikirlerinizi yorumlara yazabilirsiniz, ancak cevapları bir sonraki derse kadar onaylamayacağım.

For your bonus task, I want you to identify the time period in this sentence:

Bonus göreviniz için şu cümledeki zaman dilimini belirlemenizi istiyorum: Bir

We'll go over the answer to that bonus task in our next lesson. That’s all for now.

sonraki dersimizde bu bonus görevin cevabını ele alacağız. Şimdilik bu kadar.

I'll see you again soon for another lesson on conditionals in English. Please remember to like this video and subscribe if you haven't already.

Yakında başka bir koşullu İngilizce dersi için görüşürüz. Lütfen bu videoyu beğenmeyi ve hala abone değilseniz abone olmayı unutmayın.

As always, thanks for watching and happy studies!

Her zaman olduğu gibi, izlediğiniz için teşekkürler ve mutlu çalışmalar!