5 Ways to THINK Like a NATIVE English Speaker | Go Natural English

(Yerli) Anadili İngilizce Olan Bir Konuşmacı Gibi Düşünmenin 5 Yolu | Go Natural English

This is huge this

Bu anlatacağım şey

is probably

büyük bir sorun

The thing that bothers me the most and I want you to know it because you might be losing

ve beni en çok rahatsız eden şey ve bunu bilmenizi istiyorum, çünkü bundan dolayi

friends over this one

arkadaş kaybediyor olabilirsiniz.

Hello, welcome back to go natural English today

Merhaba, Go Natural English'e tekrar hoşgeldiniz. Bugün

We are talking about how you can think more like a native English speaker in order to increase

İngilizce konuşma becerini arttırmak için, daha fazla nasıl anadili ingilizce olan bir konuşmacı (yerli) gibi düşünebileceğin hakkında konuşuyoruz.

Your English speaking skills. So if you're interested in how to speak English better

Bu nedenle, doğuştan ingilizce konuşan biri gibi, nasıl daha iyi, daha hızlı ve daha

faster more native-like and more confidently then you are in the right place if this is your first time here then

fazla kendine güvenli bir şekilde konuşmaya merak saldıysanız, o zaman doğru yerdesiniz. Eğer ilk kez buradaysanız hoşgeldiniz.

Welcome. I'm thrilled. You're here. My name is Gabby Wallace and I am an American English teacher

Hoşgeldiniz. Sen burada olduğun için heyecanlıyım. Benim adım Gabby Wallace ve ben bir Amerikalı İngilizce öğretmeniyim.

My goal is to help you to understand English language and to reach fluency and confidence

Amacım, İngilizceyi anlamanıza ve güvene ve akıcılığa ulaşmanıza

to be able to speak in English with anyone in any

Herhangi biriyle herhangi bir durumda İngilizce konuşabilmeniz için size yardımcı olmak.

Situation. So today I'd like to share five ways that I've noticed that

Bugün, fark ettiğim beş yolu paylaşmak istiyorum. Öyle ki,

Native English speakers, actually think differently than English learners

Ana dili İngilizce olan konuşmacılar, aslında İngilizce öğrenen kişilerden farklı düşünürler.

And I hope that this will be helpful for you now

Ve umarım şimdi paylaşacağım şey sizin için yararlı olur

If you are an English Learner, I would encourage you to turn on the captions in

İngilizce öğrenen bir kişiyseniz (ya da öğrenmeye çalışan), Altyazıları ingilizce olarak açmanızı tavsiye ederim.

English so that you can listen and watch this video and

böylece bu videoyu dinleyebilir, izleyebilir ve altyazıları da okuyabilirsiniz.

Read along so if you're here on YouTube

Bu yüzden, Youtube'da olduğunuz zamanlarda

make sure to turn those on and if you would be so kind and able to

bunları (Altyazıları) açtığınızdan emin olun ve eğer nezakette bulunmak istersen,

Translate this video on youtube into your native language

Youtube'a koyduğum bu videoyu kendi ana dilinize çevirin

There's a link in the description

Açıklama kısmında (daha fazla göstere tıkla) bir link (bağlantı) var

Where you can click on the link and you can help to translate to help more people from your country to represent

Linke tıklayabilir ve ülkenizden daha fazla insana yardım etmek için (bu videoyu anlaması için)

Your language and as a thank you. I'll put your name in the description once you complete the transcription

kendi dilinize bu videoyu çevirebilirsiniz. Ve çeviriyi tamamladıktan sonra size bir teşekkür olarak isminizi açıklama kısmına koyacağım.

all right, five ways that natives think different from

Pekala, Ana dili ingilizce olanların İngilizce öğrenen kişilerden farklı düşünmelerine sebep olan

English learners

5 adımı şöyle söylebiliriz.

I've noticed that there are some differences in the ways that

Bu adımlarda bazı farklılıklar olduğunu fark ettim. Öyle ki,

You might think if you're an english learner and the way that a native English speaker might approach things

Eğer ingilizce öğrenen biriyseniz ve anadili İngilizce olan bir konuşmacıya yaklaşabilmenin yolu nedir diye düşünmeniz gayet normal.

so the first one is how we

Bu yüzden ilk adımı şöyle belirledim.

approach people this is huge this

Biz insanlara nasıl yaklaşıyoruz. Bu büyük

It's probably

bir sorun

the things that bothers me the most and I want you to know it because

ve beni en çok rahatsız eden şey, ve bunu bilmeni istiyorum

You might be losing friends over this one. This is really important. So a

Bunun yüzünden arkadaş kaybediyor olabilirsin. Bu gerçekten önemli.

An English Learner, let's start with English learners an english learner

Yani ingilizce öğrenen biri, İngilizce öğrenenlerle başlayalım, İngilizce öğrenen biri genellikle

often approaches native English speakers with the idea that oh if I

bu kişiyle konuşursam fikri ile anadili ingilizce olan konuşmacılara yaklaşır.

Speak with this person. It would only be my friend. I'll be able to improve my English with them

Onu sadece arkadaş olarak görür. İngilizcemi onlarla birlikte geliştirebilirim der.

I'll be able to practice with them. This will be like a

Onlarla pratik yapabilirim der. Bunun ücretsiz bir ders

free lesson

gibi olacağını düşünür.

Well that may be true it very well may be true

Peki bu doğru olabilir, çokta iyi olabilir.

actually

Aslında.. Bu doğru :)))

It is true

The more native speakers that you interact with and the more native speaker friends that you have the more you will improve your English. However

:)))

ne kadar çok anadili ingilizce olan konuşmacıyla etkileşime geçtiyseniz ve ne kadar çok anadili ingilizce olan arkadaşınız varsa İngilizceniz o oranda gelişecektir.

approaching a person with the mindset of oh this person is going to help me and

Fakat zihniyeniti sürekli ohh bana yardım edecekler,

They're going to give me their time their energy

bana zamanlarını verecekler enerjilerini benim için harcayacaklar, olan bir kişi

You know, they're going to correct my English for free. It just doesn't feel very good

Evet bu ingilizceyi bedava geliştirmek için harika bir yöntem olabilir. Unuttuğun birşey var adamım, bu durum anadili ingilizce olanların pek hoşuna gitmiyor .

to

(kim kendini kullandırsın ister ki).

The native English speaker now if you approach a native English speaker in a more organic way

şimdi anadili İngilizce olan konuşmacıya daha organik (doğal) bir şekilde yaklaşıyorsanız

Less as a student and more with the mindset of hey, I really like this person

En azından bir öğrenci olarak ve HEY ben bu kişiyi gerçekten beğeniyorum

Hey, we have a lot in common. Hey we can talk about

Hey, çok ortak noktamız var. Hey XY ve Z hakkında konuşabiliriz daha çok bu zihniyet ile yaklaşırsanız,

XY and Z because we share a mutual affinity or interest or passion

çünkü karşılıklı bir yakınlık veya ilgi ya da tutku paylaşıyoruz

for these topics and

bu konulara ilgimiz olduğu için ve

It happens to be that we both speak English and we'll both be using English to do so

Her ikimiz de İngilizce konuşuyoruz ve ikimiz de İngilizcemizi geliştirmek için kullanıyor olacağız.

This is a much better way to actually accomplish the same goal. So

Bu aslında aynı hedefe ulaşmak için çok daha iyi bir yol.

Again, an English Learner might approach people thinking that they are a free ticket to English fluency

Yani tekrar, bir İngilizce Öğrencisi, İngilizceyi akıcı hale getirmek için onların ücretsiz bir bilet (ders) olduklarını düşünerek insanlara yaklaşabilir.

Whereas a native English speaker will approach people

Oysa anadili İngilizce olan bir konuşmacı İnsanlara

with the mindset of

İyi sebepler için İyi insanlar tanıma zihniyetiyle

Let me get to know good people

Yaklaşırlar.

For good reasons and it just so happens that we're using English

ve sadece bu yüzden ingilizce kullanırlar.

so I encourage you to think more about how you could approach people in the second way another way that

İnsanlara ikinci adımda nasıl yaklaşacağınız hakkında daha fazla düşünmenizi tavsiye ederim.

English learners

İngilizce öğrenenler,

and think differently than native english-speakers is that you put yourself down when you make a mistake if you make a mistake in English you

ve anadili İngilizce olanlardan farklı düşünün, eğer İngilizce'de hata yaparsanız, yanlış yaptığınız zaman kendinizi yerin dibine sokmaya çalışırsınız,

Often say oh my English is so bad or I'm so sorry for my English and a native English speaker

sık sık şunu söylediğinizi duyuyorum; diyorsunuz ki, oh benim İngilizcem çok kötü veya İngilizcem için çok üzgünüm falan.

Will usually just let it go or say Oh, oops. I made a mistake or maybe not even say anything. They might not even

Anadili İngilizce olan biri ise konuşmayı bırakır ya da toparlamak için oh, ops gibi kelimeler kullanır. Bir hata yaptım der ya da hiçbir şey söyleme gereği duymaz.

Say oops I made a mistake. They might just correct themselves and keep going or not even correct themselves

Oops Bir hata yaptım der. Sadece kendilerini düzeltip devam ettirebilirler ya da kendilerini düzeltmeden devam ederler.

Just keep going because a native English speaker is not as focused on perfection in

Çünkü anadili İngilizce olan bir konuşmacı konuşmada mükemmeliyete odaklanmazlar.

Their English speaking. They're often much more focused on the meaning or

Onlar genellikle anlamlara çok daha fazla odaklanırlar ya da

Communicating or expressing themselves simply talking speaking

İletişim kurmaya ya da kendilerini ifade etmeye, basitçe konuşmaya

Having a good time talking with their friends and if they make a grammar mistake if they make a pronunciation

Arkadaşlarıyla konuşurken iyi vakit geçirmeye odaklanırlar ve eğer telaffuz da bir hata yaparlarsa ya da gramer hatası yaparlarsa

Mistake if they stutter. These are all

kekeleyerek söylerler. Bunların hepsi

super

Normal things that happen every single day for most native English speakers, and we don't lose our self-esteem

Anadili İngilizce olanların çoğu için her gün olan süper normal şeyler ve genellikle sırf bu yüzden öz saygımızı yitirmiyoruz

Usually because of it. We just simply keep on going

Sadece devam etmeyi sürdürüyoruz

So I encourage you to think more like a native English speaker and just let it go

Bu yüzden sizi daha çok anadili İngilizce konuşanlar gibi düşünmenize teşvik ediyorum ve sadece devam edin

Let it slide off if you make a mistake and keep going stay focused on your communication. Stay focused on

Bir hata yapmaktan korkmayın ve iletişiminize odaklanmaya devam edin kaymalar olabilir.

expressing yourself and connecting with other people

kendini ifade etme ve başkalarıyla bağlantı kurmaya odakla.

number three

Üçüncü adım

language learners including

Dil öğrenenler Bende dahil olmak üzere

myself often

Daima

Consider not doing an activity

Bir aktivite yapmamayı düşünüyoruz

Because we're afraid that it might be too difficult to understand my own example is here in Brazil

Çünkü kendi örneğimin Brezilya'da olduğunu düşünürsek bunu yapmaktan korkuyoruz.

I've been living here for several months and there was a

Birkaç aydır burada yaşıyorum

Stand-up comedian that I was interested in seeing I was interested in seeing the performance

ve performansını görmekle ilgilendiğim bir Stand-Up komedyeni vardı.

But it was all in Portuguese and really fast speaking for native speakers and I almost didn't go because I was afraid I wouldn't

Ama gösteri Portekizce dilindeydi ve anadili için çok hızlı konuşuyorlardı ve neredeyse gitmeyecektim

understand but I said

Çünkü anlayamaycağım için korktum ama dedim ki

You know what if I'm going to improve my portuguese?

Portekizceni geliştirmek için ne yapacağını biliyor musun?

And if I want to be part of society, I have to get out and do things that I think might be fun

Ve eğer toplumun bir parçası olmak istiyorsam, dışarı çıkmalı ve eğlenceli olabileceğini düşündüğüm şeyler yapmalıyım diye düşündüm.

even if I'm a little worried I won't understand so I went and you know what I

anlayamayacağım için biraz endişeli olsam bile yine de gittim ve tahmin edersin ki,

didn't understand hardly anything, but that's okay because when we put ourselves in

pek bir şey anlamadım, ama sorun değil çünkü kendimizi

Uncomfortable difficult challenging situations. It only helps us grow

Rahatsız edici zor zor durumlar içine koyduğumuzda bu durum sadece ilerlememize yardım ediyor

It is difficult in the moment

Şu anda zor

but I think as long as we stay positive and understand that this is part of our journey part of our

ama bence pozitif kaldığımız ve bunun bizim yolculuğumuzun bir parçası olduğunu anladığımız sürece

Growth part of our experience. It's okay. Just be patient with yourself

Tecrübelerimiz ilerlemenin bir parçası olacak. Sorun değil. Sadece kendine karşı sabırlı ol.

So think more like a native speaker who might say, hey, you know

Öyleyse, daha fazla yerli bir konuşmacı gibi söyleyebilmeyi düşün. Hey, Biliyorsun

I am gonna go to this lecture on

Bu derse

astrophysics or this TEDx talk on

astrofizik ile ya da bu teknoloji üzerine olan TEDx konuşması

Technology

ile devam edeceğim

And I might not understand everything but that's okay because it will open my eyes and open my mind

Ve her şeyi anlamamış olabilirim ama sorun değil çünkü gözlerimi açacak ve fikrimi açacak

To some new ideas new vocabulary and maybe new friends too number four

Bazı yeni fikirlere, yeni kelimelere ve belki de yeni arkadaşlara Dördüncü adım

English learners often have this kind of cloud hanging over their heads an imaginary cloud

İngilizce öğrenenlerin sık sık başlarının üzerinde asılı bu tür bir bulut vardır

but they often feel I've noticed I've perceived that they feel like

onlar daima benim uyarılarımı onların hissettiklerini algıladığımı onlara bildirdiğimi hissederler.

they're not as good as native English speakers, and this is

anadili İngilizce olan kadar iyi değiller ve bu

actually quite

aslında oldukça

opposite quite

tam tersi

quite strange to me because the world actually has

Bana göre oldukça garip, çünkü dünya aslında

many many times more

birçok kez daha

Non-native English speakers than native English speakers. So English has become your language

anadili İngilizce olanlardan daha çok anadili ingilizce olamayanlara sahip. Yani İngilizce sizin diliniz haline geldi

non-native English speakers English learners

ana dili İngilizce olmayan konuşmacılar İngilizce öğrenenler vs.

English is now a global language or it should be it should be owned by the

İngilizce şimdi küresel bir dil ya da sahip olunan bir dil olmalıdır çoğunluk tarafından.

Majority and so if you're thinking that you'll never be as good as a native speaker

bu yüzden asla anadili ingilizce olan bir konuşmacı kadar iyi olmayacağınızı düşünüyorsanız

just turn that thought around turn it on its head but think more like

sadece bu düşünceyi tersine çevirin ya da bu düşünceye sahip kafadan kurtulun.

This is a language that is shared with

yani, Bunun Dünyada milyonlarca insanın paylaştığı bir dil olduğunu düşün.

Millions of people around the world and we need to make it work for all of us

ve Bu dilin hepimiz için çalışmasını sağlamalıyız.

So don't believe that you are in any way inferior, just because you didn't grow up speaking English as your first language

Bu yüzden, İngilizcenizin kalitesiz olduğunu hiçbir şekilde inanmayın, çünkü ilk diliniz olarak İngilizce konuşarak büyümediniz.

Finally as an English Learner

Sonunda bir İngilizce Öğrenen Olarak

Sometimes to focus on or dwell on what you don't know yet

Bazen henüz bilmediğin şeye odaklanmak veya üzerinde durmak

Oh, I don't understand the past perfect. So I just can't speak English at all

Oh, PAST PERFECT tense'yi anlamıyorum. Bu yüzden sadece İngilizce konuşamıyorum

No, not at all native English speakers. Don't focus on what they don't understand in English grammar. In fact

Hayır, herkes anadili İngilizce olan bir konuşmacı değil. İngilizce gramerinde anlamadığın şeye odaklanma. Aslında

many native English speakers don't understand the past perfect either and they don't use it correctly, but that doesn't keep us from

Birçok ana dili İngilizce konuşanlar da PAST PERFECT Tense'yi çok iyi anlamıyor ve doğru kullanmıyorlar.

Speaking English every single day. So

Ancak bu bizi Her gün İngilizce konuşmaktan yıldırmıyor.

you is what you do know and

Yani sen ne yaptığını bil. Ve

Improve little by little each day on what you don't know

Her gün bilmediğiniz şeyler hakkında yavaş yavaş kendini geliştir.

just to recap first of all try to approach people as

Özetlemek gerekirse her şeyden önce insanlara insan gibi yaklaşmaya çalışın

People and not just opportunities for practice

sadece pratik yapma fırsatı için değil

Stop thinking

İngilizcem kötü diye düşünmeyi bırak.

My English is bad and just keep going if you make a mistake do everything you want to do

Yapmak istediğin herşeyde bir hata yaptın diye pes etme, Devam et.

even if the English involved might be a little difficult believe that you are just as good as any native English speaker and

Kapsamlı ingilizce biraz zor olsa bile anadili ingilizce olan bir konuşmacı kadar iyi olabileceğinize inanın. Ve

focus on what you do know and what you can use to communicate this can

bildikleriniz ne yaptığınıza ve bunu başkalarına iletmek için neleri kullanabileceğinize odaklanın,

include body language gestures a smile so you can actually communicate with very

Bunu beden dili hareketleri ile ve bir gülümsemeyle süsleyin.

little language and each day

aslında her gün çok az dille iletişim kurabilirsiniz.

We are improving little by little hope that you enjoy these English tips on how to think more like a native English speaker

İngilizceye daha fazla güven duymak için daha iyi İngilizce konuşabilmek için anadili İngilizce konuşmacı gibi nasıl düşüneceğinize dair

To speak better English to have more confidence in English

bu İngilizce ipuçlarından memnun kalacağınızı yavaş yavaş geliştiriyoruz.

I would love to have you subscribe here to go natural English

Go Natural English'e gitmek için buraya abone olmanızı çok isterim.

if you'd like to see

Görmek isterseniz,

More English tip lessons like this and I am going to post the next lesson for you that I think would be super helpful

Bunun gibi daha fazla İngilizce ipucu dersi ve sizin için süper yararlı olacağını düşündüğüm bir sonraki dersi size göndereceğim.

Right over there. You can click on it, and I will see you there. Thanks so much for watching. Bye for now

Tam orada. Üzerine tıklayabilirsen orada görüşürüz. İzlediğiniz için çok teşekkürler. Şimdilik hoşçakal.