SELF INTRODUCTION | How to Introduce Yourself in English | Tell Me About Yourself Interview Answer

(rousing electronic music)

(elektronik müziği harekete geçirir)

- Hello, everyone, and welcome back to English with Lucy.

- Herkese merhaba, Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.

Today, we are going to talk about self introduction,

Bugün, kendini tanıtma hakkında konuşacağız,

the answer to that dreaded question,

o korkunç sorunun cevabı,

"Tell me about yourself."

"Bana kendinden bahset."

Now, to some of you this topic may seem very basic,

Şimdi, bazılarınız için bu konu çok basit görünebilir,

but learning to introduce yourself properly

ancak kendinizi düzgün bir şekilde tanıtmayı öğrenmek

is incredibly important.

inanılmaz derecede önemlidir.

You might need to introduce yourself

without any forewarning, so you need to be prepared.

Herhangi bir uyarıda bulunmadan kendinizi tanıtmanız gerekebilir, bu nedenle hazırlıklı olmanız gerekir.

You may need to introduce yourself in your English class

Kendinizi İngilizce dersinizde

or in a job interview.

veya bir iş görüşmesinde tanıtmanız gerekebilir.

You might need to introduce yourself at a new job

Kendinizi yeni bir işte

or at a new hobby or leisure activity.

veya yeni bir hobide veya boş zaman etkinliğinde tanıtmanız gerekebilir. Binlerce kişinin önünde

You may even need to introduce yourself at a big event

büyük bir etkinlikte

or convention in front of thousands of people.

veya toplantıda kendinizi tanıtmanız bile gerekebilir . Kendimi büyük insan gruplarına tanıtmam gerektiğinde

I feel very nervous and anxious

çok gergin ve endişeli hissediyorum

when I have to introduce myself to large groups of people,

and English is my first language.

ve İngilizce benim ana dilim.

For learners of English, for my students,

İngilizce öğrenenler için, öğrencilerim için

this is incredibly intimidating.

bu inanılmaz derecede korkutucu.

In order to successfully introduced yourself,

Kendinizi başarılı bir şekilde tanıtmak için,

you must have your self introduction pre-written and learnt.

kendinizi tanıtmanız önceden yazılmış ve öğrenilmiş olmalıdır.

You have to be prepared.

Hazırlıklı olmalısın.

In this video, I am going to guide you through this process.

Bu videoda size bu süreçte rehberlik edeceğim.

At the end of this lesson, you will have

Bu dersin sonunda,

a complete self introduction that is ready to use

kullanıma hazır

and ready for you to learn off by heart.

ve ezbere öğrenmeniz için hazır olan eksiksiz bir kendini tanıtma bilgisine sahip olacaksınız.

I encourage you to share your introductions

Tanıtımlarınızı

in the comment section down below,

aşağıdaki yorum bölümünde paylaşmanızı tavsiye ederim,

so that the community and I may assist you and correct you.

Before we get started, I'd just like to thank

O halde, kendi kendini tanıtmanın temelleriyle başlayalım.

the sponsor of today's video. It is Italki.

If you haven't heard of Italki before,

Kendinizi tanıtırken söylemeniz gereken ilk şey bir selamlamadır.

it's a huge online database

of both native and non-native teachers

Artık resmi selamlaşmalar alabilir

veya resmi olmayan selamlaşmalar yapabilirsiniz.

who give one-to-one video lessons

Nerede olduğunuza, içinde bulunduğunuz duruma bağlı.

24 hours a day, seven days a week.

You can learn English and over 130 other languages

Resmi selamlamalarla başlayalım.

Açıkçası merhaba.

from anywhere in the world,

Merhaba hem resmi hem de gayri resmi olabilir,

as long as you have a stable internet connection.

ancak resmi bir durumda kullanmakta sorun yoktur.

It's an incredibly affordable way of learning a language,

Ayrıca günaydın, iyi öğleden sonra ve iyi akşamlar. Günün hangi saatinde olduğuna

much cheaper than an offline tutor or language academy.

özellikle dikkat ettiğinizden emin olun

So many students message me and ask me

.

how they can meet and talk to native speakers.

Daha önce akşam günaydın, sabah iyi akşamlar dedim.

Italki is a really great option,

Unutulmaması gereken bir şey, iyi günler kullanılmasıdır.

because not only do they have qualified teachers,

they also have community tutors

İngiliz İngilizcesinde iyi günler

who will practise conversation with you.

çok eski moda, çok çok, çok resmi kabul edilir.

They've given me an offer to pass on to you.

You'll receive $10 worth

Yaygın olarak kullanılmaz.

of Italki credits in your student wallet

Ancak, Avustralya İngilizcesinde çok yaygındır.

48 hours after making your first purchase of any amount.

Onu g'day'e kadar kısaltıyorlar.

That could be a free lesson.

Just click on the link in the description box to sign up.

İyi günler. (kıkırdar)

Ben de öyle derdim, iyi günler.

Right, let's get on with the lesson.

MmmEnglish'den Emma'nın

So, let's start with the basics of a self introduction.

iyi günler dediğim için ne düşüneceğini (kıkırdayarak) merak ediyorum.

The very first thing that you'll need to say

Onaylayacak mı? Ona soracağım.

Ama g'day daha resmi değil.

when introducing yourself is a greeting.

Ama bu yine Avustralya'daysanız.

Now, you can have formal greetings

Bu sadece

or you can have informal greetings.

yorumlar bölümümde insanların "İyi günler" kullandığını fark ettiğim bir şey.

It depends where you are, the situation you are in.

Neden kullanacağını anlayabiliyorum.

Let's start with formal greetings.

Obviously, hello.

Günün her saati için uygun bir selamlama gibi görünüyor,

Hello can be both formal and informal,

gerçekte İngiliz İngilizcesinde

but it's fine to use it in a formal situation.

bu sadece çok, çok eski moda bir söz.

You also have good morning, good afternoon and good evening.

Ayrıca, iyi gecelerin normalde bir uğurlama olduğunu,

vedalaşmanın eşdeğeri olduğunu unutmayın.

Make sure you pay particular attention

to what time of day it is.

Birini selamlarken değil, çıkarken söylüyorsun.

I have said good morning in the evening

Gece vakti kendinizi tanıtıyorsanız,

and good evening in the morning before.

iyi akşamlar derdiniz.

One thing to note is the use of good day.

Şimdi resmi olmayan selamlaşmalardan bahsedelim. Kendinizi rahat hissedeceğiniz

In British English, good day is considered

birini bulmanız sizin için gerçekten önemli

very old-fashioned, very very, very formal.

. Hey

It's not commonly used.

, naber, merhaba, merhaba,

However, it is very common in Australian English.

yo gibi pek çok gayri resmi selamlama var. (gülerek)

They kind of shorten it down to g'day.

Hatta var, nesi iyi?

Bu oldukça Amerikan olanı.

G'day. (chuckling)

And I would say that, g'day.

Dürüst olmak gerekirse,

I wonder what Emma from mmmEnglish will think

(chuckling) of me saying g'day.

bir İngilizce dersinde veya daha az resmi bir durumda kendimi tanıtırken yo dersem kendimi

Will she approve? I'll ask her.

gerçekten aptal hissederim çünkü bu bana uymuyor.

But, g'day is more informal.

But this again is if you're in Australia.

Benim özel bölgem yo kullanmıyor,

bu yüzden biraz zorlama geliyor.

It's just something I've noticed

Ayağa kalkıp

people using in my comments section, "Good day."

"Yo, ne iyi?" diyebilen insanlara gerçekten hayranım.

Ama benim için olmayacak.

I can see why you would use it.

Bu yüzden gerçekten rahat hissettiğin birini seçtiğinden emin ol

.

It appears to be a greeting

that is suitable for all hours of the day,

Sırada elbette adınız var.

when in reality, in British English,

Şimdi, adınızı tanıtmanın birçok yolu var .

it's just a very, very old-fashioned saying.

Ben veya ben gibi çok temel olanlar.

Also note that goodnight is normally a send off,

an equivalent for goodbye.

Ben Lucy'yim. Ben Lucy'yim.

You say it when you are leaving

Ya da

instead of when you are greeting someone.

If you're introducing yourself in the night time,

dinleyicilerin çoğunluğunun sizi göremeyeceği bir durumda,

you would say good evening.

Now let's talk about informal greetings.

örneğin telefonda kendinizi tanıtıyorsanız. Telefonda konuşurken

kimse sizi gerçekten göremez

It's really important for you to find one

.

Benim adım veya benim adımın,

that you feel comfortable with.

There are lots of informal greetings,

kesme işaretleri ile, kısaltılmış biçimde diyebilirsiniz.

like hey, what's up, hi, hiya,

Ya da çok büyük bir

oditoryumda veya kongre merkezindeyseniz

yo. (laughing)

There's even, what's good?

"Bu Lucy" ifadesini kullanmak isteyebilirsiniz.

Which is quite an American one.

Honestly, if I said yo when I was introducing myself

Telefonda normalde merhaba,

ben Lucy konuşuyorum veya bu Lucy derdim.

in an English class or in a less formal situation,

Şimdi konum,

nereli olduğunuz ve nerede yaşadığınız hakkında konuşalım.

I would feel really stupid, because it doesn't suit me.

Bunun birçok varyasyonu var.

En basitinden başlayacağım

My particular region doesn't use yo,

ve coğrafi konumunuzu tanımlamanın biraz daha karmaşık yollarına geçeceğim

so it feels a bit forced.

.

I really admire people who can just stand up and say,

"Yo, what's good?"

İlk önce nereliyim ve sonra yer adı var.

But it's not gonna happen for me.

So make sure you pick one

that you feel really comfortable saying.

Bedfordshire'lıyım.

Ayrıca ben ve ardından milliyet sıfatına sahibiz.

Next of course we have your name.

"Ben İngilizim, ben İngilizim." Kendinizi

Now, there are many ways of introducing your name.

The very basic ones like I'm or I am.

tanıttığınız yerin çok uzağında bir yerdenseniz ,

I'm Lucy. I am Lucy.

ben geldim diyebilir ve o yerin adını koyabilirsiniz.

Or, if you're introducing yourself in a situation

Come from, biraz daha fazla bir yolculuk anlamına gelir.

where the majority of the audience cannot see you,

for example on the telephone.

Nerede büyüdüğünü söylemek istersen

No one can really see you

when you're speaking on the telephone.

yer adında doğup büyüdüm diyebilirsin.

You can say, my name is or my name's,

İngiltere'de doğdum ve büyüdüm.

with the apostrophe-s, the contracted form.

Bir yerde doğup

Or, if you're in a very large

başka bir yerde büyüdüyseniz,

auditorium or convention centre,

ben Fransa'da doğdum ama İsveç'te büyüdüm diyebilirsiniz.

then you might want to use this is, "This is Lucy."

Bir yerden geldiğinizi

On the telephone I would normally say,

ve şimdi başka bir yerde yaşadığınızı söylemek istiyorsanız,

hi, this is Lucy speaking, or this is Lucy.

çeşitli seçenekler var. Ben

büyüdüm diyebilirsiniz...

Next let's talk about location,

where you're from and where you're living.

"Los Angeles'ta büyüdüm ama şimdi New York'ta yaşıyorum."

There are many variations of this.

I'm going to start with the most basic

"Aslen Edinburgh'luyum ama şimdi Londra'da yaşıyorum." Belirli bir yerde

and move on to slightly more complicated ways

ne kadar süredir yaşadığınızı söylemek isterseniz

of describing your geographical location.

,

Firstly we have I'm from, and then the place name.

" Üç yıldır Londra'da yaşıyorum" diyebilirsiniz.

Veya "Son birkaç yılımı Paris'te geçirdim."

I'm from Bedfordshire.

We also have I'm and then the nationality adjective.

Şimdi, bunlar temel bilgiler. Kendinizi tanıtmanıza ekleyebileceğiniz

"I'm British, I'm English."

diğer seçeneklerden bahsedelim

.

If you are from somewhere that is quite far

Çok önemli bir seçenek, konumunuz ve şirketinizdir.

from the place where you're introducing yourself,

Örneğin, "Google'da pazarlama departmanında çalışıyorum."

you can say I come from, and then you can name that place.

Come from implies a little bit more of a journey.

Çalışıyorum ya da çalışıyorum diyebilirsiniz.

If you want to say where you grew up, you can say,

Çalışıyorum demeyin sonra bir firma ismi.

I was born and raised in place name.

Bir şirket adına veya adına.

I was born and raised in England.

" Starbucks'ta yöneticiyim" de diyebilirsiniz.

If you were born in one place

but grew up in a different place, you can say,

Ben şirkette bir pozisyonum.

I was born in France but raised in Sweden.

Yine, at ayrıca bir for ile değiştirilebilir.

If you want to say that you are from one place,

Sadece çalıştığınız alanla ilgili genel bir fikir vermek isterseniz,

but are now living in another place,

there are various options.

You can say, I grew up in...

genel alanda çalışıyorum diyebilirsiniz.

"I grew up in LA but now live in New York."

"Satışta çalışıyorum." Belirli

bir pozisyon vermek istiyorsanız ,

"I'm originally from Edinburgh but I'm now based in London."

"Müdür yardımcısı olarak çalışıyorum" diyebilirsiniz.

If you want to say how long you have lived

"Muhasebeci olarak çalışıyorum. Muhasebeci olarak çalışıyorum."

in a certain place, you can say,

"I've been living in London for three years."

Or, "I've spent the past few years in Paris."

Özellikle kendinizi

bir iş görüşmesinde tanıtıyorsanız, niteliklerinizden de bahsetmek isteyebilirsiniz. Mezuniyete

Now, those are the basics.

yaklaştığınızı söylemek isterseniz ,

Let's talk about some other options

"Mezun olmak üzereyim" diyebilirsiniz.

that you can add on to your self introduction.

Ayrıca, bir bölüm mezunuyum veya lisansüstüyüm de diyebilirsiniz.

A very important option is your position and your company.

For example, "I work at Google in the marketing department."

"Pazarlama mezunuyum."

" Pazarlama alanında lisans derecem var."

You can say, I work at or I work for.

Veya "Pazarlama alanında lisans derecem var."

Ya da sadece, "Pazarlama lisans derecesi."

You would not say I work in, and then a company name.

"Ben biyoloji mezunuyum." Mezun

olarak kısaltmak daha gayri resmidir,

It's at or for a company name.

bu nedenle bir toplantıda

You can also say, "I'm a manager at Starbucks."

veya İngilizce sınıfınızda yaptığınız bir şey olabilir.

Derslerden veya diğer kazanımlardan bahsetmek isterseniz,

I'm a position at company.

şu anda konu ile ilgili bir ders alıyorum diyebilirsiniz

Again, the at can also be replaced with a for.

. Matematik.

Şimdi, in - on edatına dikkat edin.

If you just want to give general idea

of the field in which you work, you can say,

Matematik gibi teorik bir konuda ders alabilirsiniz.

I work in, general area.

"I work in sales."

If you want to give the specific position, you can say,

Takı yapımı veya çömlekçilik gibi pratik bir konuda kurs alabilirsiniz.

"I work as a deputy manager."

Edatı da kaldırabilirsiniz.

"I work as an accountant. I work as an accountant."

"Çömlek kursuna gidiyorum."

You might also want to mention your qualifications,

Bir kursu bitirdim demek istiyorsanız

artık özgeçmişinizde var,

especially if you are introducing yourself

72 saatlik veya konu ile ilgili bir kursu tamamladım diyebilirsiniz.

in a job interview.

If you want to say that you are close to graduation,

you can say, "I'm about to graduate."

Kursun zaman ölçeği için

You could also say, I am a subject graduate or postgraduate.

sayı, tire ve ardından zaman birimini söyleyebilirsiniz

ve bunlar birlikte bir sıfat oluşturur.

"I'm a marketing graduate."

"I have a bachelor of arts degree in marketing."

72 saatlik konu kursu.

Or, "I have a BA degree in marketing."

Üç günlük konu kursu.

Or just, "A BA in marketing."

Şimdi tecrübeden,

"I'm a biology post-grad."

Shortening it down to grad is more informal,

daha önceki işlerinizden bahsetmek isterseniz,

so it might be something that you do at a convention

bu alanda sayılı yıllara dayanan tecrübem var diyebilirsiniz.

or in your English class.

If you want to talk about courses or other achievements,

"Nörobilim alanında 3 yıllık tecrübem var

you can say, I'm currently taking a course

hangi şirkette olursa olsun.

in subject. Maths.

Now, note the preposition, in versus on.

Alan demenize gerek yok.

10 yıllık satış tecrübem var diyebilirsiniz.

You can take a course in something theoretical like maths.

Ya da 10 yıllık satış tecrübem var.

Ayrıca

You can take a course on something practical

siz ne kadar çalıştıysanız ben de sahada çalıştım diyebilirsiniz.

like jewellery making or pottery.

" Üç yıl muhasebe alanında çalıştım."

You can also remove the preposition.

Veya " Muhasebe alanında üç yıl çalıştım."

"I'm taking a pottery course."

Şimdi, eğer arkadaş edinmek,

If you want to say that you finished a course,

it's now on your CV, you can say

I have completed a 72-hour course in or on subject.

insanlarla tanışmak ve birbirinizi daha iyi tanımak için kendinizi tanıttığınız daha gayri resmi bir durumdaysanız,

aileniz hakkında konuşmak isteyebilirsiniz.

For the time scale of the course,

,

Bir erkek kardeşim var, bir kız kardeşim var, bir annem ve bir babam var.

you can say the number, dash, and then the unit of time,

Peki ya biraz daha bilgi vermek

and that together forms an adjective.

A 72-hour subject course.

ve aynı zamanda dil becerilerinizi göstermek isterseniz?

Öğrencilerimin yaptığı yaygın bir hata,

A three-day subject course.

Ailelerinin ne kadar büyük veya küçük olduğundan bahsetmeye çalışıyorlar.

Now, if you want to talk about experience,

Bana ailelerinde kaç aile üyesi

about your previous jobs, you can say,

olduğunu söylemek istiyorlar.

I have number years of experience in the field.

Sık sık " Ailemizde beş kişiyiz" dediklerini duyuyorum.

Bu doğru değil. İngilizce.

"I have three years of experience

İngilizcede ben bir sayı ailesindenim deriz.

"in the neuroscience field" at whichever company.

You don't necessarily have to say field.

"Dört kişilik bir aileden geliyorum."

You can say I have 10 years of sales experience.

Veya "Biz dört kişilik bir aileyiz."

Or, I have 10 years of experience in sales.

Bu hatırlaman için gerçekten önemli bir şey.

You can also say I've worked in field

Çok sık duyduğum bir hata.

for however long you've worked there.

Kaç erkek veya kız kardeşin olduğundan bahsetmek istersen

"I've worked in the accounting field for three years."

"Ben dört kardeşten biriyim" diyebilirsin.

Or, "I've worked in accounting for three years."

Kardeşler cinsiyet belirtmediği

Now, if you are in a more informal situation,

için iki erkek bir kız kardeş demenize gerek yok.

one in which you're introducing yourself to make friends

Sadece kardeş diyebilirsin, üç.

and to meet people and to get to know each other better,

"Dört kardeşten biriyim."

you may want to talk about your family.

Ya da zaten ailelerden bahsediyorsan,

Now, obviously, there are the normal things like,

"Ben dört kişiden biriyim" diyebilirsin,

I have a brother, I have a sister, I have a mum and a dad.

seni anlarlar.

Kardeşin yoksa

tek çocuğum diyebilirsin.

But what if you want to give a little bit more information

"Ben tek çocuğum."

and also show off your language skills?

Hobileriniz hakkında konuşmak isteyebilirsiniz.

One common mistake I hear my students make

is when they're trying to talk about

Koşmayı gerçekten seviyorum, tenisten gerçekten zevk alıyorum gibi tüm olağan ifadelere sahipsiniz.

how large or how small their family is.

They want to tell me how many family members

Bence gerçekten iyi bir söz , büyük bir hayranıyım.

there are in their family.

I often hear them say, "We are five in our family."

"Go-karting'in büyük bir hayranıyım."

Ayrıca, ben keskin ve sonra bir isim diyebilirsiniz.

This isn't correct in English.

In English we say, I'm from a family of number.

Örneğin, "Heyecanlı bir koşucuyum."

Veya, "Hevesli bir tenis oyuncusuyum."

"I'm from a family of four."

Şimdi, bunu sona bıraktım çünkü gerçekten, artık o kadar da

Or, "We are a family of four."

gerekli değil

That's a really important one for you to remember.

ama nasıl söyleyeceğinizi bilmeniz önemli. yaş geldi

It's a mistake I hear very frequently.

Temel olana sahibiz.

If you want to talk about

how many brothers or sisters you have, you can say,

"25 yaşındayım."

Onu kısaltabiliriz. "25 yaşındayım." Yaşınızı

"I am one of four siblings."

belirtmek istemiyorsanız,

Siblings doesn't specify the gender,

so you don't have to say two brothers, one sister.

erken, orta veya geç ve sonra on yılımdayım diyebilirsiniz.

You can just say siblings, three.

"I'm one of four siblings."

20'ler, 30'lar, 40'lar, 50'ler,

Or even, if you're already talking about families,

gençler de, eğer gerçekten gençseniz.

you can just say, "I'm one of four,"

and they'll understand you.

"20'li yaşlarımın ortasındayım."

If you have no brothers or sisters,

"Gençlik çağında."

you can say I am an only child.

"40'lı yaşlarının sonunda."

"I'm an only child."

İnsanların

You might want to talk about hobbies.

"20'li yaşlarında bir pazarlama mezunu" dediğini de duyabilirsiniz.

You have all the usual phrases like,

I really like running, I really enjoy tennis.

Veya, "30'lu yaşlarında bir muhasebeci."

Yaşlarını bilmiyorsanız

A really good phrase I think is, I'm a big fan of.

veya yaşlarını tahmin etmeye çalışmanın kabalık olacağını düşünüyorsanız.

"I'm a big fan of go-karting."

Dersin bu kelime dağarcığı bölümündeki son nokta,

You can also say, I am a keen and then a noun.

sizinle korkunç eğlenceli bir gerçek hakkında konuşmak istiyorum. Pek

For example, "I'm a keen runner."

çok etkinliğe katıldım,

Or, "I'm a keen tennis player."

pek çok kongreye katıldım

ve

Now, I've left this one till last because really,

pek çok İngilizce dersinde kendimi tanıtmak zorunda kaldım

it really isn't as necessary anymore,

ve öğretmenlerin ve konuşmacıların sizden yapmanızı istemeye bayıldıkları bir şey,

but it's important that you know how to say it. It's age.

eğlenceli bir ortam yaratmaktır. kendinle ilgili gerçek.

We have the basic one.

"I am 25 years old."

İtiraf etmeliyim ki öğrencilerimden

We can shorten it down. "I'm 25."

kendileri hakkında eğlenceli bir bilgi vermelerini istedim. Can

If you don't want to specify your age, you can say,

sıkıcı, çünkü ayağa kalkıp

I'm in my early, mid or late, and then your decade.

, benim adım ve işim

ve eğlenceli gerçeğim (mırıldanır) demelisiniz.

Ve bu gerçekten, gerçekten yıldırıcı, korkutucu olabilir.

20s, 30s, 40s, 50s,

Aniden kendinizle ilgili ilginç bir gerçeği düşünmek

teens as well, if you're really young.

gerçekten çok zor.

"I'm in my mid-20s."

Bu yüzden,

"She's in her early teens."

kolunuzda eğlenceli bir gerçek, hazırlanmış eğlenceli bir gerçek olmasını şiddetle tavsiye ederim.

"He's in his late 40s."

You might also hear people say,

İlginç bir korku, garip bir beğeni ya da hoşlanmama düşünün.

"She's a 20-something marketing graduate."

İyi bir tanesi her zaman gözdenizdir

Or, "He's a 30-something accountant."

ya da garip bir başarı ya da olağanüstü bir deneyimdir.

That's if you don't know their age

or you think it would be rude to try and guess their age.

Her zaman hiper hareketliliğim olduğunu söylerim

ve sonra onlara başparmaklarımı gösteririm

The last point in this vocabulary section of the lesson,

veya kürek kemiğimi çıkarırım.

I want to talk to you about the dreaded fun fact.

Bu, ayda iki kez bunu YouTube'da yaptığım anlamına gelir.

Sakinleşmeye ihtiyacım var.

I've been to a lot of events,

Bir düşünün, eğer bonus ödev yapmak istiyorsanız,

I've been to a lot of conventions

and I've had to introduce myself

in a lot of English classes,

kendinizle ilgili eğlenceli gerçeğinizi paylaşın.

Ancak bu isteğe bağlıdır.

and something that teachers and speakers

Eğlenceli gerçeğin ne kadar korkunç olabileceğini biliyorum.

Şimdi, sana bir sürü farklı seçenek verdim.

love to ask you to do is give a fun fact about yourself.

Size temel bilgileri verdim

ve ardından seçenekleri ekleyebilirsiniz.

I must admit, I have asked my students

Ama bir sürü kısa cümleyle kalacaksın.

to provide a fun fact about themselves.

Bakalım benimki nasıl görünecek.

It's annoying, 'cause you have to stand up

Herkese günaydın.

and say, my name is and my job is,

Benim adım Lucy. 24 yaşındayım. Ben

and my fun fact is (mumbles).

And that could be really, really daunting, intimidating.

Bedfordshire'lıyım.

İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum.

To suddenly think of an interesting fact about yourself

Ben pazarlama mezunuyum.

is really, really hard.

Koşu ve fitness derslerinin büyük bir hayranıyım.

So, I highly recommend that you have

Şimdi, bunların hepsi dilbilgisi açısından doğru

a fun fact up your sleeve, a fun fact prepared.

ve çok açık olsa da, bunu kendim söylersem,

Think about an interesting fear, a weird like or dislike.

bu yedi cümleyi

A good one is always your pet,

iki akıcı cümleye sıkıştırsam çok daha iyi olur diye düşünüyorum.

or a strange achievement or extraordinary experience.

Bunun hakkında ne düşünüyorsun?

Herkese günaydın.

I always say that I have hypermobility,

Benim adım Lucy ve Bedfordshire'dan 25 yaşında bir

and then I'll just show them my thumbs

pazarlama mezunuyum.

or dislocate my shoulder blade.

Şimdi İngilizce öğretmeni olarak çalışıyorum

ve koşu ve fitness derslerinin büyük bir hayranıyım.

That is twice in a month I've done that on YouTube.

I need to calm down.

Çok daha iyi, çok daha kısa, çok daha doğal.

Have a think, if you want to do bonus homework,

Girişinizi

share your fun fact about yourself.

selamlama hariç iki akıcı cümleye indirgeyebilecek misiniz bir bakın.

But this is optional.

I know how horrible the fun fact can be.

Now, I've given you loads of different options.

Bu kendi başına küçük bir cümle olabilir.

Hiçbir bilgiyi silmedim.

I've given you the basics

and then you can add on the options.

Doğru, eğer istersen,

But you'll be left with a lot of short sentences.

tüm tanıtımlarını ve eğlenceli gerçeklerini okumayı dört gözle bekliyorum

Let's see how mine would look.

.

Good morning, everyone.

Birbirinizi düzeltmekten ve birbirinize yardım etmekten çekinmeyin.

My name is Lucy. I am 24 years old.

Ayrıca ilk yorumlara da bakacağım

I am from Bedfordshire.

ve bir avuç dolusu bakacağım.

I work as an English teacher.

I am a marketing graduate.

Tüm sosyal medyalarımda benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I'm a big fan of running and fitness classes.

Facebook'um, Instagram'ım, Twitter'ım

Now, whilst all of that is grammatically correct

ve

İngilizce değil, hayatımdan bahsettiğim Lucy Bella Earl kanalım var.

and very clear, if I do say so myself,

Yakında başka bir ders için görüşürüz. Mwa.

I think it would be a lot better

if I condensed these seven sentences down

into two flowing sentences.

What do you think of this?

Good morning, everyone.

My name's Lucy and I'm a 25-year-old

Sabit bir internet bağlantınız (kekeme) olduğu sürece, yılın herhangi bir zamanında dünyanın herhangi bir yerinden 130'dan fazla dilde İngilizce öğrenebilirsiniz.

Pek çok öğrenci mesaj--

marketing graduate from Bedfordshire.

I now work as an English teacher,

Mesaj.

and I'm a big fan of running and fitness classes.

Sana sonra mesaj atacağım.

Sana iletmem için bana bir teklif verdiler.

So much better, so much shorter, so much more natural.

10 dolar alacaksınız.

Alma değil alma. Berbat bir kelime. Az önce

See if you can condense your introduction

down to two flowing sentences, minus the greeting.

penceremin dışında sigara içtiğini düşünmediğim birini gördüm.

Ah, bilgi.

That could be a little sentence on its own.

(elektronik müzik çalar)

I haven't removed any of the information.

Right, I really look forward

to reading all of your introductions and your fun facts,

(parmak şıklatma)

if you choose to do so.

Feel free to correct each other and help each other.

I will also be looking at the first comments,

and I'll look at a handful

throughout the week as well when I can.

Don't forget to check out Italki.

The link is in the description box.

You can get your $10 worth of Italki credits

in your student wallet

48 hours after making your first purchase of any amount.

Don't forget to connect with me on all of my social media.

I've got my Facebook, my Instagram and my Twitter,

and my Lucy Bella Earl channel

where I talk about my life, not English.

I will see you soon for another lesson. Mwa.

You can learn English in over 130

other languages from anywhere in the world,

anytime of the year, as long as you have

a stable internet con (stutters).

So many students message--

Message.

I'll message you later.

They've given me an offer to pass on to you.

You will get $10.

Receive not get. Get's an awful word.

I just saw someone that I didn't think smoked,

smoking outside my window.

Ugh, the knowledge.

(rousing electronic music)

(fingers snapping)