12 Essential English Phrasal Verbs - Love & Relationships (+ Free PDF & Quiz)

(upbeat music)

Müzik

- Hello everyone, and welcome back to English with Lucy.

Herkes merhaba ve Lucy ile İngilizceye tekrardan hoşgeldiniz.

It seems like quite a lot of you are interested in

Bir çoğunuzun insanlara arasındaki

vocabulary regarding relationships,

ilişki kelimelerine

and you're also quite interested in phrasal verbs,

ve pharasal (türkçesi yok) fiilere de ilgi duyduğunuz görülüyor.

so I just had this amazing idea.

Bu yüzden aklıma bu inanılmaz fikir geldi.

I thought, put the two together,

İnsanlar arası ilişki kelimeleri ve phrasal verbler çok fazla olduğu için

relationships, phrasal verbs, because there are a lot.

bu ikisini bir araya getirmeyi düşündüm.

So I'm going to talk about 12 today.

Bu yüzden bugün 12 tanesinden bahsedeceğim.

Some are more basic, some are more common, should I say,

Bazıları daha basit, bazıları daha yaygın

and some are more advanced.

ve bazıları daha ileri düzeyde.

Then if you use these in exams like IELTS and

Ve eğer bunları IELTS,

the first in the advanced Cambridge exams,

ilk ileri düzeyde Cambridge sınavları gibi sınavlarda kullanırsanız

then you should get a good response

iyi bir geri dönüş alırsınız

because they're quite niche.

çünkü onlar oldukça uygun.

Quickly, before we get started,

Başlamadan önce hızlıca

I'd just like to thank the sponsor of today's video, italki.

Bugünün videosunun sponsoru olan italki'e teşekkür etmek istiyorum.

I'm sure you've heard me talk about it before,

Eminim bunun hakkında konuştuğumu daha önce duymuşsunuzdur

but italki is a fantastic online database

ama italki birlikte video dersleri

of teachers that you could have video chat lessons with.

yapabileceğiniz öğretmenlerin olduğu harika bir veritabanı.

There are native and non-native teachers.

Orada yerli ve yerli olmayan öğretmenler var.

It's a really convenient way to get in

Ve şu fazladan öğrenme saatlerine

those extra learning hours,

ulaşmak, gerçek konuşma pratiği

and have real conversation practise.

yapmak için gerçekten uygun bir yol.

If you sign up using the link in the description box,

Açıklama kısmındaki linki kullanıp kaydolursanız,

you will see my lovely face,

benim sevimli yüzümü göreceksiniz

and when you buy your first $10 worth of italki credits,

ve 10 dolarlık ilk italki kredinizi aldığınızda

they will credit your account with another $10,

sizin hesabınıza başka bir 10 dolarlık kredi verecekler

so it's like a buy-one-get-one-free on lessons.

yani bu bir alana bir bedava dersi gibi.

All the information is in the description box down below.

Tüm bilgiler aşağıda açıklama kısmında.

Right, let's get on with the lesson.

Tamamdır, hadi derse başlayalım.

The first phrasal verb is to ask out.

İlk phrasal verb, "to ask out"

It's separable, so to ask somebody out,

Bunu ayırabilirsiniz, yani "to ask somebody out"

and this is to invite someone on a date.

ve bu birine randevu için teklif etmek demek.

For example, he asked me out at a party,

Örneğin, "Bana partiye gelmeyi teklif etti

and we've been inseparable ever since.

ve biz o zamandan beri birlikteyiz."

So the next one is to take somebody out.

Ve diğeri de "to take somebody out."

This is to take somebody on a date.

Bu da birini randevuya çıkarmak.

So these first two are quite similar.

Yani ilk ikisi oldukça benzer.

On our first date, he took me out to a restaurant.

"İlk randevumuzda, beni restorana götürdü."

Normally, the person who is taking the other person out

Normalde, karşısındakini dışarıya çıkaran kişi

is offering to pay for the date.

hesabı ödemeyi teklif eder.

Normally.

Normalde.

I prefer to split the bill,

Ben bölüşmeyi tercih ediyorum

and then there are no expectations.

ve ortada hiç bir beklenti olmuyor.

And I like to do this,

Ve bunu yapmayı seviyorum,

because I don't like to lead anyone on.

çünkü kimseyi kandırmayı sevmiyorum.

So to lead somebody on is to give them the wrong idea,

Yani, "to lead somebody on" başkalarına yanlış fikir vermek,

to make them think that they've got a chance with you,

onlara seninle bir şansları olduğunu,

that the relationship might go somewhere,

gerçekten asla olmayacak ilişkinin

but in reality, it never will.

bir yerlere gidebileceğini düşündürmek.

So...

Yani....

So if I kept agreeing to these dates,

İlişkiyi ilerletme gibi bir niyetim olmadığında

and letting this person pay for me

o randevuları kabul etmeye devam edersem

when I have no intention of furthering the relationship,

ve o kişinin benim için ödemesine izin verirsem

I would be leading that person on.

o kişiyi kandırmış olurum.

Then we have one which is a bit more casual.

Ve daha gündelik olan bir tane var.

This is to hook up.

"To hook up" (Takılmak)

To hook up normally means

"To hook up" aslında

to have more of a casual relationship with somebody.

biriyle daha gündelik bir ilişkinin olması demek.

So...

Yani...

So if you say I hooked up with her last night,

Eğer onunla dün gece 'takıldığını' söylersen

it probably doesn't mean that it's a serious relationship.

muhtemelen ciddi bir ilişki anlamına gelmez.

It's more of a casual fling.

Daha çok günlük eğlence gibi.

But hey, whatever floats your boat.

Aman, sen nasıl istersen.

Then we have another one, which is to drift apart,

Ve şimdi de başka bir tane daha var, "to drift apart"

and this one's quite sad.

ve bu oldukça üzücü.

To drift apart means to lose closeness.

"To drift apart" yakınlığı kaybetmek demek.

You know, once you were really in love, really close,

Bilirsin, zamanında gerçekten aşık olursun,

and then, you drift apart.

çok yakınsıdır ama sonra o yakınlığı kaybedersin.

It's quite self-explanatory.

Bu oldukça aşikâr.

You don't see eye-to-eye anymore.

Artık göz göze bakmazsın.

So you could use it in a situation

Yani birisi size "Neden ayrıldınız?" diye sorarsa

where someone asks you, "Why did you break up with your ex?"

bu durumda bunu kullanabilirsiniz.

Uh, we just drifted apart.

"Hiç, sadece biraz uzaklaştık."

We went our separate ways.

"Kendi yollarımızdan gittik."

Next, we have to break up.

"Sonra da ayrılmak zorunda kaldık."

To break up.

"To break up"

This is when a relationship ends.

Bu da bir ilişkinin bitmesidir.

Finito, done.

Bitti. Sona erdi.

You can also say to split up as well.

Aynı zamanda "to split up" da diyebilirsiniz.

We split up last year.

"Geçen yıl ayrıldık."

He broke up with me because I was too grumpy.

"Benimle ilişkisini kesti çünkü çok huysuzdum."

However, if you then reconcile, you make up.

Ancak, eğer sonra barışırsanız, birleşirsiniz.

So you break up, and then you make up.

Yani önce ilişkiyi bitirip sonra yeniden birleşirsiniz.

To make up is to get back together.

"To make up" yeniden bir araya gelmek.

But we made up, and it's been great ever since.

"Ama biz birleştik ve o zamandır harikayız."

The next one is a really nice one.

Diğeri gerçekten güzel bir tanesi.

To put up with.

"To put up with"

And to put with somebody or somebody's behaviour,

Birine ya da birinin davranışına katlanmak,

it means to tolerate.

Hoşgörmek, tahammül etmek demek.

So why did you split up?

"Peki neden ayrıldınız?"

I couldn't put up with his snoring.

"Horlamasına katlanamadım."

I could not tolerate his snoring.

"Horlamasına tahammül edemedim."

The next one, to cheat on somebody.

Diğeri, "to cheat on somebody."

A fly.

Bir sinek.

The next one is to cheat on somebody.

Diğeri, "to cheat on somebody."

And if you cheat on somebody, you are unfaithful to them.

Ve eğer birini aldatırsanız, onlara karşı sadakatsizsinizdir.

Or if you are cheated on, he cheated on me,

Ya da aldatılmışsanız, onlar sizi aldattıysa,

then it means that somebody has been unfaithful to you.

O zaman onlar size karşı sadakatsizdir.

They've gone off with somebody else behind your back.

Sizin arkanızdan başkasıyla çekip gitmiştir.

Never a nice thing to happen.

Olması hiç hoş bir şey değil.

You could say that they really messed you around.

Onların sizinle oyalandığını söyleyebilirsiniz.

To mess somebody around to really treat them in a bad way.

"To mess somebody around" onlara gerçekten kötü bir yönde davranmaktır.

Maybe one day you say you want to be with them,

Belki bir gün onunla olmak istediğinizi söylersiniz,

and then the next day you change your mind,

ama sonraki gün fikrinizi değiştirirsiniz

and they're waiting on your every move.

ve onlar sizin her adımınızı beklerler.

You get their hopes up.

Onların umutların yükseltirsiniz.

You disappoint them again.

Ve onları hayal kırıklığına uğratırsınız.

It's best not to mess anyone around.

Birileriyle oyalanmamak en iyisidir.

Now the next one is something most of us hope to do one day,

Şimdi, bir sonraki çoğumuzun bir gün yapmak istediği bir şey,

and that is to settle down, and to settle down means

"to settle down" ve bu da

to finally find a stable relationship and stay there

sonunda sabit bir ilişki bulup orada kalmak,

and have a more quiet and relaxed life.

daha sakin ve rahat bir hayata sahip olmak demektir.

So your partying days are over.

Yani partili günlerin bitmiştir.

You've had enough of dating and meeting loads of new people.

Yeterince randevuya çıkıp, sürüsüyle yeni insanla tanışmışsınızdır.

You find one person that you really like,

Gerçekten beğendiğiniz ve umutla sevdiğiniz

and hopefully really love, and you settle down with them.

birini bulup onlarla durulursunuz.

Maybe you start a family, or move in together,

Belki bir aileniz olur, birlikte yaşarsınız,

get married, whatever.

evlenirsiniz falan.

Settling down is normally quite a nice thing to do.

Durulmak oldukça iyi bir şeydir.

Right, that's it for today's lesson.

Pekala, bugünlük bu kadar.

Don't forget to check out italki.

Italki'ye bir bakmayı unutmayın.

All of the information is in the description box,

Tüm bilgiler açıklama kısmında,

and don't forget to connect with me on all of social media.

ve tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle iletişime geçmeyi unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram, and my Twitter,

Facebook, instagram ve twitter hesabım var.

and I will see you soon for another lesson.

Başka bir derste görüşmek üzere!

Muah!

Muah!

(upbeat music)