Describing Books in English: Essential Idioms

- Well, I read a book and it was good.

- Bir kitap okudum ve güzeldi.

Mm.

mm.

(yawns)

(esner)

Mm.

Mm.

I read a book and it was a real gem.

Bir kitap okudum ve gerçek bir mücevherdi.

Ooh.

Ah. Kitapları daha ilginç bir şekilde tanımlayabilmen için

Let me give you some exciting idioms

sana bazı heyecan verici deyimler vereyim

so you can describe books in a more interesting way.

.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

Hello, this is Keith from English Speaking Success

Merhaba, ben English Speaking Success'ten

and the website, The Keith Speaking Academy.

ve The Keith Speaking Academy web sitesinden Keith.

Now, when talking about books,

Artık kitaplardan bahsederken,

you can use idioms to make your descriptions

açıklamalarınızı

more interesting and lively.

daha ilginç ve canlı kılmak için deyimleri kullanabilirsiniz.

So in this video I'll give you 10 idioms

O yüzden bu videoda size okuduğunuz kitapları anlatmak için kullanabileceğiniz 10 deyim vereceğim

that you can use to describe books you have read.

.

I'll start with idioms about reading in general,

Genel olarak okumayla ilgili deyimlerle başlayacağım,

and then idioms to describe books as good,

sonra kitapları iyi olarak tanımlayan deyimlerle,

and then to describe books as exciting,

sonra kitapları heyecan verici olarak tanımlayan

and then to describe books as well, bad, right?

ve sonra kitapları kötü olarak tanımlayan deyimlerle başlayacağım, değil mi?

Finally, I'll show you how to recommend a book in English.

Son olarak, size İngilizce bir kitabı nasıl önereceğinizi göstereceğim.

Great.

Harika.

Now, remember in the description below,

Şimdi, aşağıdaki açıklamada,

you can click on a link to get the PDF of these

with more examples and a quiz as well as an MP3 audio file

daha fazla örnek ve test içeren bunların PDF'sini ve bir MP3 ses dosyasını almak için bir bağlantıya tıklayabileceğinizi unutmayın,

so you can start practising

böylece pratik yapmaya başlayabilir

and really improve your fluency.

ve akıcılığınızı gerçekten geliştirebilirsiniz.

Just click on the link down there,

Sadece aşağıdaki bağlantıya tıklayın,

get practising with the PDF and MP3, and that's it,

PDF ve MP3 ile pratik yapın ve işte bu kadar,

excellent.

mükemmel. Bir

Let's get into the video with idiom number one.

numaralı deyimle videoya geçelim.

So let's begin with idioms about reading generally.

O halde genel olarak okumayla ilgili deyimlerle başlayalım.

Number one, to be a bookworm.

Birincisi, kitap kurdu olmak.

And this just means to read a lot.

Ve bu sadece çok okumak demektir.

I'm a bit of a bookworm,

Biraz kitap kurduyum

but actually I don't read as much as I would like to.

ama aslında istediğim kadar okuyamıyorum.

You can also say I'm an avid reader, avid,

Ayrıca hevesli bir okuyucuyum diyebilirsiniz, hevesli,

I'm an avid reader.

hevesli bir okuyucuyum.

It's the same, right? You read a lot.

Aynı, değil mi? çok okursun

Bookworm is interesting,

Kitap kurdu ilginç,

I think historically it was quite negative

bence tarihsel olarak oldukça olumsuzdu

because the worm is like a bug,

çünkü solucan bir böcek gibidir

and you know that the bugs used to live in the books

ve böceklerin kitaplarda yaşar

and eat up the books.

ve kitapları yediklerini bilirsiniz.

So it used to be quite negative.

Yani eskiden oldukça olumsuzdu.

But nowadays, I'd say it's neutral,

Ama bugünlerde nötr olduğunu söyleyebilirim,

it's neither positive nor negative,

ne olumlu ne de olumsuz,

it's just a very neutral expression.

sadece çok tarafsız bir ifade.

Number two, to have your nose in a book.

İkincisi, burnunu bir kitaba sokmak.

Now, literally, right, you've got a book,

Şimdi, kelimenin tam anlamıyla, doğru, bir kitabınız var,

put your nose in the book,

kitaba burnunuzu sokun,

but of course idiomatically,

ama tabii deyimsel olarak,

it just means you are always in the book,

bu sadece her zaman kitabın içindesiniz,

you read a lot.

çok okuyorsunuz demektir.

Same meaning as a bookworm.

Kitap kurdu ile aynı anlama gelir.

I always have my nose in a book, it means I read a lot.

Her zaman bir kitaba burnumu sokarım , bu çok okuduğum anlamına gelir.

My friend Gareth, when I was growing up,

Arkadaşım Gareth, ben büyürken,

he was an avid reader,

hevesli bir okuyucuydu, her

he always had his nose in a book, all the time,

zaman bir kitaba burnunu sokardı, her zaman,

whenever you saw him, he was reading.

onu ne zaman görsen, okuyordu.

Number three, to leaf through a book.

Üç numara, bir kitabı karıştırmak.

So a leaf is a page in a book.

Yani bir yaprak, bir kitaptaki bir sayfadır.

So to leaf through is just to flip through,

Yani sayfaları çevirmek sadece sayfaları çevirmek,

you can also say, to flip through, right?

aynı zamanda sayfaları çevirmek de diyebilirsiniz, değil mi?

You're turning the pages of the leaf.

Yaprağın sayfalarını çeviriyorsunuz.

Really, it means that you are reading it quickly

Gerçekten,

without paying attention to detail.

detaylara dikkat etmeden hızlı bir şekilde okuyorsunuz demektir.

I'll just leaf through this book to find where I was,

Nerede olduğumu bulmak için bu kitabı gözden geçireceğim,

ah, yes.

ah, evet.

I guess typically, you would leaf through a recipe book,

Sanırım tipik olarak,

a bit like this one, right?

buna biraz benzeyen bir tarif kitabına göz atarsınız, değil mi?

If you're looking for a recipe,

Bir tarif arıyorsanız,

you'll just leaf through and look for,

sayfalarını karıştırıp,

oh, yes, easy sausage carbonara, can't go wrong, lovely.

ah, evet, kolay sosis carbonara, yanlış gidemem, güzelim diye bakacaksınız.

So to leaf through or to flip through,

Yani sayfaları çevirmek ya da çevirmek,

both of those are good.

bunların ikisi de iyidir.

Okay, let's talk now about idioms to describe books as good.

Tamam, şimdi kitapları iyi olarak tanımlayan deyimlerden bahsedelim.

So we've got to be a real gem, right?

Yani gerçek bir mücevher olmalıyız, değil mi?

This book was a real gem.

Bu kitap gerçek bir mücevherdi. Bak

Tell you what, this book was a real gem.

ne diyeceğim, bu kitap gerçek bir mücevherdi.

This idiom means that the book was valuable,

Bu deyim, kitabın değerli olduğu,

it gave you something valuable or and highly enjoyable.

size değerli veya çok eğlenceli bir şey verdiği anlamına gelir.

Now, this book, "The Echo Chamber,"

Şimdi, bu kitap, "Yankı Odası",

oh it was a real gem.

gerçek bir cevherdi.

I mean, it's hilarious, it's a comedy, right?

Demek istediğim, çok komik, bu bir komedi, değil mi?

It's a comedy about modern life, social media and fame.

Modern yaşam, sosyal medya ve şöhret hakkında bir komedi.

It had me in stitches, hilarious book,

Beni diken diken etti, komik bir kitap,

I highly recommend it, it was a real gem.

kesinlikle tavsiye ederim, gerçek bir mücevherdi.

Next, to be a breath of fresh air,

Sonra, bir nefes temiz hava olmak,

to be a breath, fresh air.

bir nefes, temiz hava olmak.

Of course, we can use this expression actually

Elbette bu tabiri aslında

to describe people, events, but also books,

insanları, olayları, ama aynı zamanda kitapları anlatmak için de kullanabiliriz

and basically it's something that is refreshing and new.

ve temel olarak canlandırıcı ve yeni bir şeydir.

Now, because I spend a lot of time reading grammar books,

Şimdi, çünkü gramer kitapları,

vocabulary books, learning English books,

kelime kitapları, İngilizce öğrenme kitapları,

teaching English books.

İngilizce öğretme kitapları okumaya çok zaman harcıyorum.

Recently, I read a novel

Geçenlerde bir roman okudum

and it was like a breath of fresh air

ve bu bir nefes taze hava gibiydi

or it was a breath of fresh air.

ya da taze bir nefes gibiydi.

This, "Death and Croissants,"

Bu, "Ölüm ve Kruvasan",

it's another funny book, quite interesting,

başka bir komik kitap, oldukça ilginç,

just really an easy read.

gerçekten kolay okunan bir kitap.

So that, yeah, for me, 'cause it was so different

Yani, evet, benim için çok farklı

and refreshing, it was a breath of fresh air.

ve canlandırıcı olduğu için, taze bir nefesti.

Next to be a real eyeopener.

Gerçek bir göz açıcı olmanın yanında.

Eye, open, eye opener.

Göz, aç, göz açıcı.

To be a real eye opener, is again,

Gerçek bir göz açıcı olmak yine

a book that gives you a new perspective on something

size bir konuda yeni bir bakış açısı kazandıran

or gives you new valuable information.

veya size yeni değerli bilgiler veren bir kitaptır.

Recently I read this book, "The YouTube Formula."

Geçenlerde "YouTube Formülü" adlı bu kitabı okudum.

It was a real eye opener,

Gerçekten ufuk açıcıydı, YouTube kanalımı nasıl büyütebileceğim konusunda

gave me a whole new perspective

bana yepyeni bir bakış açısı kazandırdı

on how to grow my YouTube channel.

.

Well worth reading if it stays in the cover.

Kapakta kalırsa okumaya değer.

It was a real eye-opener.

Gerçek bir göz açıcıydı. Bu

Moving on, by the way, none of these books are sponsored,

arada devam edersek, bu kitapların hiçbiri sponsorlu değil

but I can highly recommend them.

ama şiddetle tavsiye edebilirim.

Let's move on and talk about exciting books.

Devam edelim ve heyecan verici kitaplardan bahsedelim.

So exciting books.

Çok heyecan verici kitaplar.

We can say it was a real page-turner, a real page-turner,

Gerçek bir sayfa çeviriciydi, gerçek bir sayfa çeviriciydi diyebiliriz,

which means it was so engaging and so interesting

yani o kadar sürükleyici ve ilginçti ki

that you couldn't stop turning the pages, right?

sayfaları çevirmeden duramıyorsunuz değil mi?

You're turning the pages, it's so exciting.

Sayfaları çeviriyorsunuz , çok heyecan verici.

It was a real page-turner.

Gerçek bir sayfa çeviriciydi.

I think all of the Jack Reacher novels are page-turners.

Bence tüm Jack Reacher romanları sayfa çevirici.

I've just noticed, I always go for the bargain.

Şimdi farkettim, her zaman pazarlığa giderim.

I buy so many books at the airport or the train station,

Havaalanında veya tren istasyonunda çok fazla kitap alıyorum

but this one was a real page-turner.

ama bu gerçekten sayfa çeviriciydi.

Next, to be a rollercoaster ride.

Sonra, bir rollercoaster yolculuğu olmak.

The rollercoaster ride is full of ups and downs,

İniş ve çıkışlarla dolu rollercoaster yolculuğu,

may be exciting, it may be a twist in the plot,

heyecan verici olabilir, olay örgüsünde bir bükülme olabilir, kitapta

it may be unexpected things happening in the book.

beklenmedik şeyler olabilir .

This one, "Firewatching,"

Bu, "Firewatching" vay

wow, this was a real rollercoaster ride.

canına, bu gerçek bir hız treni yolculuğuydu.

You never know what's gonna happen next.

Bundan sonra ne olacağını asla bilemezsin.

It's actually also a real page-turner,

Aslında aynı zamanda gerçek bir sayfa çevirici,

but, oh, the ups and downs,

ama olay örgüsündeki inişler ve çıkışlar,

the twists and turns in the plot, really exciting.

kıvrımlar ve dönüşler gerçekten heyecan verici.

Yeah, it was a rollercoaster ride.

Evet, bir rollercoaster yolculuğuydu.

Another expression, to have you on the edge of your seat.

Başka bir ifade, sizi koltuğunuzun kenarında tutmak.

Now you may know to be on the edge of your seat

Artık

means to be excited, in suspense,

when you're watching a suspense or a crime thriller,

bir gerilim veya polisiye gerilim filmi izlerken koltuğunuzun kenarında olmanın, gerilim içinde heyecanlanmak anlamına geldiğini biliyor olabilirsiniz,

also for books.

ayrıca kitaplar için.

But you can also say the book had me on the edge of my seat.

Ama kitabın beni koltuğumun kenarında tuttuğunu da söyleyebilirsin.

It made me be excited and on tenterhooks if you like,

Beni heyecanlandırdı ve dilerseniz

in suspense.

gerginleştirdi.

I read this book, "Mayflies," right?

Bu kitabı okudum, "Mayflies", değil mi?

Very nice book.

çok güzel bir kitap

They've just made an adaptation for television.

Televizyon için bir uyarlama yaptılar.

I think it's on Netflix.

Sanırım Netflix'te.

To be honest, I didn't like the adaptation very much

Açıkçası uyarlamayı pek beğenmedim

but I loved the book, right?

ama kitabı sevdim değil mi?

And this book, yeah, it had me on the edge of my seat.

Ve bu kitap, evet, beni koltuğumun kenarında tuttu.

It's a story, it's not a crime or a thriller,

Bu bir hikaye, bu bir suç ya da gerilim değil,

but it's a story about everyday life.

ama günlük yaşamla ilgili bir hikaye.

Friends, when they were young,

Arkadaşlar, gençken,

meeting up again when there are 50

and some strange twists in the plot.

olay örgüsünde 50 ve bazı garip kıvrımlar olduğunda tekrar buluşuyorlar.

Yeah, it had me on the edge of my seat this one.

Evet, bu sefer beni koltuğumun kenarında tuttu.

Finally, we can say to be a fast-paced novel,

Son olarak,

fast-paced, to move quickly.

hızlı ilerlemek için hızlı tempolu, hızlı tempolu bir roman diyebiliriz.

So any kind of crime novel or spy novel

Dolayısıyla, herhangi bir polisiye romanı veya casus romanı

is typically a fast-paced novel, fast-paced novel.

tipik olarak hızlı tempolu bir romandır, hızlı tempolu bir roman.

You get the nice stress, fast-paced novel.

Güzel stres, hızlı tempolu bir roman elde edersiniz.

Jo Nesbo, all of his books are fast-paced novels.

Jo Nesbo, tüm kitapları hızlı tempolu romanlardır.

This is a translation,

Bu bir çeviri,

but obviously this the Harry Hole series.

ama belli ki bu Harry Hole serisi.

What an interesting name for a detective.

Bir dedektif için ne ilginç bir isim.

But most of his books, a bit like Jack Reacher,

Ama kitaplarının çoğu, biraz Jack Reacher gibi,

they are fast-paced novels, really interesting.

hızlı tempolu romanlar, gerçekten ilginç.

Moving on.

Hareketli.

You know, if you are preparing for IELTS

Biliyorsunuz, eğer IELTS'e hazırlanıyorsanız

or maybe just thinking about taking IELTS,

veya belki sadece IELTS'e girmeyi düşünüyorsanız,

thinking about it, why would I take IELTS?

bunun hakkında düşünüyorsanız, neden IELTS'e gireyim?

It's a good question.

Bu iyi bir soru.

But did you know that most students

Ancak sınava

taking or preparing an exam,

giren veya sınava hazırlanan çoğu öğrencinin, üzerinde çalışacakları sabit bir hedefleri olduğu için

tend to have higher motivation, higher focus,

daha yüksek motivasyona, daha yüksek odaklanmaya

and more successful results

ve daha başarılı sonuçlara sahip olma eğiliminde olduklarını biliyor muydunuz?

because they've got a fixed goal to work towards.

Exams are a very good idea.

Sınavlar çok iyi bir fikir.

So if you are thinking of taking IELTS or preparing it,

Dolayısıyla, IELTS'e girmeyi veya hazırlanmayı düşünüyorsanız, size yardımcı olacak pek çok kaynak bulabileceğiniz

go and check out my website, The Keith Speaking Academy,

web siteme, The Keith Speaking Academy'ye göz atın

where you can find lots of resources to help you.

.

The Keith Speaking Academy,

Keith Speaking Academy,

the fun and professional way

to prepare for your IELTS speaking test.

IELTS konuşma sınavınıza hazırlanmanın eğlenceli ve profesyonel yolu.

You can get information about the test, the format,

Test, format,

different topics, different parts of the test.

farklı konular, testin farklı bölümleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Canlı dersler gibi

There are also free resources like the live lessons,

ücretsiz kaynaklar da var ,

you can download the PDFs and watch the latest live lessons.

PDF'leri indirebilir ve en son canlı dersleri izleyebilirsiniz.

There are also tips, whether it's to improve fluency,

Akıcılık,

vocabulary or grammar.

kelime dağarcığı veya dil bilgisini geliştirmek için de ipuçları var.

You can get lots of extra free resources here to help you.

Burada size yardımcı olacak birçok ekstra ücretsiz kaynak bulabilirsiniz.

There are also online courses.

Online kurslar da var.

You can find out more about them,

to decide which is right for you,

whether it's the Gold course, the Fluent Grammar,

Gold kursu, Fluent Grammar

or the BAND 7+ course.

veya BAND 7+ kursu gibi sizin için hangisinin doğru olduğuna karar vermek için onlar hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

There's also an academic reading and a writing course.

Akademik bir okuma ve yazma kursu da var.

A lot of students ask me,

Pek çok öğrenci bana

"Keith, should I take an online course?"

"Keith, çevrimiçi bir kurs almalı mıyım?"

And I think there are lots of advantages to online courses.

Ve çevrimiçi kursların birçok avantajı olduğunu düşünüyorum.

Do you sometimes find yourself in a classroom with a teacher

Bazen kendinizi bir öğretmenin olduğu bir sınıfta buluyorsunuz

and the teacher goes so quickly,

ve öğretmen çok hızlı gidiyor, ne

you can't catch what they're saying

dediğini anlayamıyorsunuz

and you just want to stop the teacher

ve sadece öğretmeni durdurup

and rewind the teacher.

geri sarmak istiyorsunuz.

But you can't.

Ama yapamazsın.

Can you imagine? Pause the teacher.

Hayal edebilirsiniz? Öğretmeni duraklatın. Çevrimiçi

With recorded videos in online training, you can.

eğitimde kayıtlı videolar ile bunu yapabilirsiniz.

You can pause, you can go back, you can practise,

Duraklatabilir, geri dönebilir, pratik yapabilir,

you can repeat at your own pace.

kendi hızınızda tekrarlayabilirsiniz.

You can do everything 'cause you are in control

Her şeyi yapabilirsin çünkü kontrol sende

and you can review as much as you want to.

ve istediğin kadar gözden geçirebilirsin.

So there are big advantages to online courses as well.

Dolayısıyla çevrimiçi kursların da büyük avantajları var.

So if you're interested in IELTS or thinking about IELTS

Dolayısıyla, IELTS ile ilgileniyorsanız veya IELTS hakkında düşünüyor

and thinking about an online course,

ve çevrimiçi bir kurs düşünüyorsanız,

go and check out The Keith Speaking Economy.

gidip The Keith Speaking Economy'ye göz atın.

(laughs)

(gülüyor)

The Keith Speaking Economy, Keith Speaking Academy.

Keith Konuşan Ekonomi, Keith Konuşan Akademisi.

Go and check out The Keith Speaking Academy.

Git ve The Keith Speaking Academy'ye bir göz at.

There are lots of resources there for you.

Orada sizin için birçok kaynak var.

On that note, let's get back to those idioms.

Bu notta, o deyimlere geri dönelim.

Talking about idioms to describe a book as bad, right?

Bir kitabı kötü olarak tanımlayan deyimlerden bahsediyoruz, değil mi? Burada senin

I've just got one for you here, and that is,

için bir tane var ve bu,

to be a heavy read.

ağır bir okuma olacak.

To be a heavy read means a book is not interesting.

Ağır bir okuma olmak, bir kitabın ilginç olmadığı anlamına gelir.

Maybe it's either,

Belki ya

it's emotionally heavy or it's intellectually challenging

duygusal olarak ağırdır ya da entelektüel olarak zorlayıcıdır

or it's just boring, basically, too much information, right?

ya da sadece sıkıcıdır, temelde çok fazla bilgi, değil mi?

You may find, for example, this one,

Örneğin,

"Understanding Business Finance."

"İşletme Finansmanını Anlamak" başlıklı bunu bulabilirsiniz.

This was a heavy read.

Bu ağır bir okumaydı.

I didn't finish it.

bitirmedim

I found it hard to read.

Okumayı zor buldum.

It's great bedtime reading, you'll be asleep in no time.

Yatmadan önce okumak harika, kısa sürede uykuya dalacaksınız.

The opposite would be an easy read, right?

Tersi kolay bir okuma olurdu, değil mi?

If something's an easy read, well, it's really simple.

Bir şey kolay okunuyorsa, gerçekten basittir.

I mean, take most of these crime books,

Demek istediğim, bu suç kitaplarının çoğunu alın,

your Lee Child Books.

sizin Lee Çocuk Kitaplarınızı.

They're an easy read, short sentences, simple language.

Kolay okunan, kısa cümleler, basit bir dil.

"I'm not going to lie, I didn't speak to the other guy,

"Yalan söylemeyeceğim, diğer adamla konuşmadım, hiçbir

there was no point, there are too many holes in the plan.

anlamı yoktu, planda çok fazla boşluk var.

It's DOA.

Bu DOA.

We need to find an alternative."

Bir alternatif bulmalıyız."

Band Five IELTS

Beşinci Grup IELTS Değil

It's not, in case Mr. Lee, you're watching, no, it's not

, izliyorsanız diye söylüyorum, hayır,

Mr. Lee, Mr. Child.

Bay Lee değil, Bay Child.

It's just simple, short sentences,

Sadece basit, kısa cümleler,

the same vocabulary repeated, it's such an easy read.

aynı kelimeler tekrarlanıyor, çok kolay okunuyor.

Okay, good.

Tamam iyi.

So coming next to recommending books.

Yani kitap önermenin yanına geliyor.

Well, you can say for example, this one,

Peki, mesela bu,

I highly recommend this book.

bu kitabı şiddetle tavsiye ederim diyebilirsiniz.

Notice the stress, I highly recommend.

Strese dikkat edin, şiddetle tavsiye ederim.

Intonation, it's going up and down.

Tonlama, yukarı ve aşağı gidiyor.

I highly recommend this book.

Bu kitabı şiddetle tavsiye ederim.

Another nice expression is I can't recommend it enough.

Başka bir güzel ifade, yeterince tavsiye edemem.

I can't recommend it enough, meaning it's fantastic, right?

Yeterince tavsiye edemem, yani harika, değil mi?

I strongly recommend it.

Şiddetle tavsiye ederim.

What, for example, what's my favourite book here?

Ne mesela burada en sevdiğim kitap ne?

Yes, this will be my favourite, this one.

Evet, bu benim favorim olacak, bu. Yeterince

I can't recommend it enough, it's brilliant.

tavsiye edemem , harika.

Go out and get it.

Dışarı çık ve al.

That's it for books and idioms about books.

Kitaplar ve kitaplarla ilgili deyimler için bu kadar.

Listen, I hope that this was useful for you.

Dinle, umarım bu senin için faydalı olmuştur.

If you enjoyed the video, give me a like,

Videoyu beğendiyseniz like atmanız

and just click on the subscribe button

ve yeni videolardan haberdar olmak istiyorsanız abone ol butonuna tıklamanız

and get notifications

ve bildirimleri almanız yeterli

if you want to find out about new videos.

.

I've taken all of these idioms

Tüm bu deyimleri

and also the titles of the books, they're everywhere,

ve ayrıca kitapların isimlerini aldım , her yerdeler,

I've put them in a PDF.

onları bir PDF'ye koydum. PDF ile pratik yapmak için aşağıdaki bağlantıdaki

Just look in the description in the link below

açıklamaya bakın

for get practising with the PDF and there's an MP3

ve

so you can practise your pronunciation.

telaffuzunuzu pratik edebilmeniz için bir MP3 var.

Remember, the secret is in the practise,

Unutmayın, işin sırrı pratikte,

that's how you'll improve your English.

İngilizcenizi bu şekilde geliştireceksiniz.

Okay, lovely, thank you for watching

Tamam canım, izlediğiniz için teşekkürler, bir

and I will see you in the next video.

sonraki videoda görüşmek üzere.

Take care, my friend, bye-bye.

Kendine iyi bak dostum, güle güle.

(upbeat music)

(iyimser müzik)