Can You Follow This Group English Conversation? Advanced English Listening Practice

All right, well welcome to this month’s Master Class lesson. Actually…

Pekala, bu ayki Master Class dersine hoş geldiniz. Aslında…

Thank you.

Teşekkürler.

… this is gonna be an interesting video this month.

… bu ay ilginç bir video olacak .

Yeah.

Evet.

Whoa, you guys want to introduce yourselves over here?

Whoa, kendinizi burada tanıtmak ister misiniz ?

Sure. Okay, I’m Carly, and, uh, maybe you know me from a few videos or so now. Um…

Elbette. Tamam, ben Carly ve, uh, belki beni birkaç videodan tanıyorsundur. Um…

If you’ve been with us for a while, yep.

Bir süredir bizimleyseniz, evet.

Yeah. To any new faces, I’m Carly. I’m from San Diego, but I am living in Nagasaki,

Evet. Yeni yüzler için, ben Carly. San Diego'luyum ama

Japan right now.

şu anda Japonya'nın Nagasaki şehrinde yaşıyorum.

Next.

Sonraki.

I’m Natasha. I went to school at San Diego State University with Carly.

Ben Natasha. Carly ile San Diego Eyalet Üniversitesi'nde okula gittim .

Woo woo!

woo woo!

Um, I’m originally from the Bay Area, and she actually connected me with Drew. And I

Aslen Körfez Bölgesi'ndenim ve aslında beni Drew ile ilişkilendirdi. Ve

interned for him for a while.

bir süre onun yanında staj yaptım.

Yep. She did…

Evet. O yaptı…

For a bit.

Bir süreliğine.

… a little of, little bit of help and so we’re, we actually had, uh, a great evening

… biraz, biraz yardım ve bu yüzden, biz aslında, uh, bugün harika bir akşam geçirdik

today talking about, uh, lots of different business-related things and, uh, customer

, uh, işle ilgili birçok farklı şey ve, uh, müşteri

service cause she’s really interested in that kind of thing as, uh, it’s great for

hizmetleri çünkü o bu tür şeylerle gerçekten ilgileniyor

learning more about business and…

iş hakkında daha fazla şey öğrenmek için harika ve…

Yeah.

Evet.

…helping people get what they need from whatever that was. Uh, but we were just sitting

...insanların her ne ise ondan ihtiyaç duyduklarını almalarına yardım etmek . Uh, ama

here talking. She, uh, you want to hold up this book here. Uh, so this is a book about

burada oturmuş konuşuyorduk. O, uh, bu kitabı burada tutmak istiyorsun. Uh, yani bu Japonya hakkında bir kitap

Japan. She came out to visit Carly. You’re out here for what, a week or…

. Carly'yi ziyarete geldi. Ne kadar süredir buradasın, bir hafta ya da...

Ten days.

On gün.

… ten days.

… on gün.

Yep.

Evet.

Uh, so did you read this whole book?

Uh, yani bu kitabın tamamını okudun mu?

I skimmed through this whole book.

Bu kitabın tamamına göz gezdirdim.

Yep.

Evet. Kelimesi

I didn’t read it word-for-word, but I definitely kept picking out…

kelimesine okumadım ama kesinlikle seçmeye devam ettim...

You found interesting…

İlginç buldunuz... ...

… like the different sections…

farklı bölümler gibi...

…sure, sure.

...elbette, elbette.

… yeah.

… Evet.

Yeah.

Evet.

Uh, so we were just sitting and talking about, like, men and women and, like, other things

Uh, biz de öylece oturmuş erkekler ve kadınlar gibi şeyler hakkında konuşuyorduk ve

like that. Just, you know, coming from, uh, a different cultural thing. Like, you probably

bunun gibi başka şeyler. Sadece, bilirsin, farklı bir kültürel şeyden geliyorum. Mesela, muhtemelen

heard about, like, uh, men, like, the, the subway cars are, and the train cars are pretty

duymuşsunuzdur, mesela, uh, erkekler, mesela, metro vagonları ve tren vagonları oldukça

packed…

dolu...

Yeah, and there’s…

Evet, ve

… in some places.

bazı yerlerde... var.

… and there’s women only…

… ve sadece kadınlar var…

Yep.

Evet.

… ones.

… olanlar.

So, there are women, women-only cars out here in…

Yani, burada kadınlar var, sadece kadınlara özel arabalar ...

Yeah.

Evet.

… Japan as well, just to make sure people don’t get groped or…

... Japonya da, sırf insanların el yordamıyla ya da...

Yeah.

Evet.

… you called it, what, grazing someone.

… sen buna birini otlatmak dedin.

Grazing.

Otlama.

So, you told, you told a story…

Yani anlattın, bir hikaye anlattın…

Yeah.

Evet.

… about a woman getting, like, her, her breasts got grazed…

… göğüsleri sıyrılan bir kadın hakkında ...

Grazed.

Sıyrılan.

… or something…

… ya da başka bir şey…

Yeah. She’s…

Evet. O……

… so a man…

yani bir adam…

… really upset.

… gerçekten üzgün.

Yep, yep.

Evet evet.

And, yeah, and how, like, I shouldn’t be laughing. But Drew … So Drew said, like,

Ve evet ve nasıl, gülmemeliydim. Ama Drew... Drew,

“Ah, I wish women could do that to men a little more.”

"Ah, keşke kadınlar bunu erkeklere biraz daha yapabilse" dedi.

Well I, I didn’t, I didn’t, yeah, yeah.

Ben, yapmadım, yapmadım, evet, evet.

That’s so bad. So bad.

Bu çok kötü. Çok fena.

Yeah, yeah. So I, I was just saying, like, kinda joking…

Evet evet. Yani ben, sadece şaka yapıyormuşum gibi...

Sorry.

Üzgünüm diyordum.

… like, you know, why don’t, why don’t women, women try to just grope men more, like

… gibi, bilirsiniz, neden olmasın, neden kadınlar, kadınlar erkekleri daha çok okşamaya çalışmıyorlar, gibi

out, like out, like, cause you don’t, you don’t see that often. Especially not in

, dışarı, gibi, çünkü yapmıyorsunuz, o kadar sık ​​görmüyorsunuz. Özellikle Japonya'da değil

Japan. Like, you don’t…

. Mesela, sen…

Yeah.

Evet.

… it would be pretty rare for, uh, like, a woman to hit on a man out here.

… burada bir kadının bir erkeğe asılması oldukça nadir olurdu.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

You might see that more with a, like, a Japanese woman and foreign guy.

Bunu daha çok Japon bir kadın ve yabancı bir erkekte görebilirsin.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Maybe just because they, they understand a little bit more about…

Belki de sadece onlar hakkında biraz daha fazla şey anladıkları için...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… Western culture and that’s a…

… Batı kültürü ve bu…

Right.

Doğru.

… whole…

… bütün…

Funny that you mention that, though. In this book, Japan Made Easy, um, it talks about

Yine de bundan bahsetmen komik. Japan Made Easy adlı bu kitapta, um,

how girls are not taboo but, “dot, dot, dot.” It starts off saying that “it’s

kızların nasıl tabu değil, "nokta, nokta, nokta" olduğundan bahsediyor. "

common knowledge that Western men find oriental women unusually attractive.” And that in

Batılı erkeklerin doğulu kadınları alışılmadık derecede çekici bulduğu yaygın bir bilgidir" diyerek başlıyor. Ve

any ranking of overall femininity, characteris, character and personality, Japanese women

herhangi bir genel kadınlık, karakter, karakter ve kişilik sıralamasında, Japon kadınları

are invariably in the top three. But it goes through…

her zaman ilk üçte yer alıyor. Ama geçiyor...

Oh, it like…

Oh, sanki... En

The top…

üstte...

… talking about…

... bahsediyoruz...

…three, wow.

...üç, vay.

… uh, what, what are the other two in the top three?

… uh, ne, ilk üçteki diğer ikisi ne ?

Yeah, I’m curious now.

evet merak ettim şimdi

There’s other, um, and other I don’t, I’m not sure.

Başka var, um ve başka bilmiyorum, emin değilim.

Yeah.

Evet.

Oh, so it doesn’t, it doesn’t list that? It just says they’re in the top three, but

Oh, yani öyle değil, bunu listelemiyor mu? Sadece ilk üç içinde olduklarını söylüyor, ama

it doesn’t say…

söylemiyor...

It doesn’t say…

… what the other two…

Diğer ikisinin ne olduğunu söylemiyor

… what the other two are.

... diğer ikisinin ne olduğunu.

You can’t do that in a book.

Bunu bir kitapta yapamazsınız.

Yeah.

Evet. En üstünü

You’re supposed to give, like, the, all of the top…

falan vermen gerekiyordu …

Now I’m curious.

Şimdi merak ediyorum.

But, it pretty much says, like, male guests from other countries visiting Japan, the Japanese

Ancak, diğer ülkelerden Japonya'yı ziyaret eden erkek konuklar, Japon

men and cultures, they are very protective of their, their women. And, um, if they are

erkekleri ve kültürleri gibi, kadınları için çok korumacı olduklarını söylüyor . Ve eğer

going to engage in, like, flirting or in sexual encounters or anything, it’s, uh, going

flört edeceklerse veya cinsel ilişkide bulunacaklarsa, bu

to be with the entertainment business. So, they’re very kind of, that’s, that’s

eğlence sektörüyle olacak. Yani, çok nazikler, işte bundan

what it talks about.

bahsediyor.

Like…

Mesela...

I have a…

bende...

I know.

biliyorum.

When, when was that written? Cause I haven’t found…

Ne zaman, ne zaman yazıldı? Çünkü bulamadım…

Great question.

Harika soru.

… that to be the case out here.

… burada durum böyle.

No… 1999, updated…

Hayır… 1999, güncellendi…

Huh.

Hah.

… and, uh, a copyright 1995, updated in 1999.

… ve 1995 tarihli bir telif hakkı, 1999'da güncellendi.

Ah, okay.

Ah, tamam.

Okay.

Tamam aşkım.

Well it’s, yeah, that’s almost…

Şey, evet, bu neredeyse…

Ten years.

On yıl.

… 20 years really, 1999.

… Gerçekten 20 yıl, 1999.

Oh my God, 20 years.

Aman Tanrım, 20 yıl.

I was curious about that. It’s good to know. I know.

Bunu merak ettim. bilmek güzel Biliyorum.

But I…

Ama ben…

I was like ten years. That’s not…

ben on yıl gibiydim. Bu…… değil

… but I mean, cer…

ama demek istediğim, cer

… so bad.

…… çok kötü.

… like, the culture, the culture has definitely changed, uh, more about that. But I, I certainly

… kültür, kültür kesinlikle değişti, uh, bununla ilgili daha fazlası. Ama ben, kesinlikle

haven’t…

yapmadım...

Yeah.

Evet.

… found any, any Japanese men being particularly, like, protective of women that are not dating

… Özellikle kendileriyle çıkmayan kadınlara karşı özellikle koruyucu davranan herhangi bir Japon erkek buldu

them specifically.

.

Yeah.

Evet.

So they wouldn’t just walk up, like, oh. Like…

Yani öylece yukarı çıkıp, oh gibi olmazlardı. Mesela...

Stop hitting on…

Asılmayı bırak...

… like, you’re talk, gonna talk to our women or whatever. I’ve never, never experienced

... mesela, konuşacaksın, kadınlarımızla konuşacaksın ya da her neyse. Hiç, hiç

anything…

bir şey yaşamadım...

Oh, I wonder if…

Oh, acaba

… like that.

... böyle bir şey.

Yeah.

Evet.

… it’s just if you’re here for a short period of time. You’re like, all right,

… sadece kısa bir süre için buradaysanız . Pekala,

I’m just looking for a party or, like, the nightlife, or…

ben sadece bir parti arıyorum ya da gece hayatı gibi ya da…

Maybe.

Belki.

… yeah.

… Evet.

But I guess, depending on your level of Japanese, I guess, they, I wouldn’t, I don't know.

Ama sanırım, Japonca seviyenize bağlı olarak, sanırım onlar, ben yapmazdım, bilmiyorum.

I, but I’ve never had any experience like that. But, so…

Ben, ama hiç böyle bir deneyimim olmadı . Ama, yani...

Yeah.

Evet.

… we were, we were just sitting, talking about that, about, like, you know, just the

… biz, sadece oturuyorduk, bunun hakkında konuşuyorduk, bilirsiniz, sadece

differences in men and women and, and, uh, it’s also something I thought would be an

erkekler ve kadınlar arasındaki farklılıklar hakkında ve ve, ah, bu aynı zamanda ilginç bir konu olacağını düşündüm

interesting topic because culturally, in, uh, countries like America and the United

çünkü kültürel olarak, içinde, uh, Amerika, Birleşik

Kingdom and Australia, there are a lot of, like, now there’s a lot more discussion

Krallık ve Avustralya gibi ülkelerde pek çok şey var, örneğin, şimdi

about equality and men and women and how they relate to each other and what…

eşitlik, erkekler ve kadınlar ve bunların birbirleriyle nasıl ilişkili olduğu hakkında çok daha fazla tartışma var ve ne…

Yeah.

Evet.

… should we be doing in business situations. And things…

… iş durumlarında yapmalı mıyız? Ve şeyler...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… like that.

… bunun gibi.

Like, should women make the first move?

Mesela ilk adımı kadınlar mı atmalı?

That’s, so that’s…

Bu, yani bu…

Yeah.

Evet.

…another thing. Like, relationship wise, uh, what, what do you think about that? Can

…başka bir şey. İlişki açısından, uh, ne, bunun hakkında ne düşünüyorsun? A'da,

you, if you see a guy at a, at the club or whatever and you’re, you know, like…

kulüpte ya da her neyse bir adam görürsen ve sen, bilirsin, mesela... Ol

Be, you’re like…

, sen...

… or at the…

... ya da...

… what’s up.

... naber.

… grocery store or something.

… bakkal falan.

Yes.

Evet.

Uh, would you…

Ah, sen...

Yeah.

Evet.

… would you, would you feel comfortable making the first move?

… ilk adımı atarken kendinizi rahat hisseder miydiniz ?

No. I mean…

Hayır. Yani...

Really? Why not?

Gerçekten mi? Neden?

… I just, no, I don't know. I guess I just grew up in a more conservative environment.

… Ben sadece, hayır, bilmiyorum. Sanırım daha muhafazakar bir ortamda büyüdüm.

But also there’s the, some of the things that guys ask nowadays, and like, in…

Ama aynı zamanda, bugünlerde erkeklerin sorduğu bazı şeyler var ve mesela...

What do you mean?

Ne demek istiyorsun?

… online dating, or like, even like just regular, like, I can’t believe you just

… çevrimiçi flört, ya da benzeri, sıradan olsa bile, benden az önce

asked me to, like, do this or do that, you know? And I’m like, do other girls really…

şunu yapmamı ya da şunu yapmamı istediğine inanamıyorum, anlıyor musun? Ve ben, diğer kızlar gerçekten öyle mi

…

……

I can’t give an example right now, but like…

Şu anda bir örnek veremem, ama mesela…

Oh, you mean….

Oh, yani… demek istiyorsun.

… for example…

… örneğin

… like, some like…

…… mesela, bazıları……

… they’ll say…

derler ki……

… sexual thing? Like…

cinsel bir şey mi? Şey gibi...

Not…

Değil...

… very…

Çok...

… necessarily sexual, it’s just so, like, they think that they’re being light and

... ille de cinsel, sanki hafiflediklerini,

flirting and stuff. Or like…

flört ettiklerini filan düşünüyorlar. Ya da...

Yeah, it’s just weird.

Evet, bu sadece garip.

… it’s just weird. Like, they’ll talk about me in a third person or something. We

… bu sadece garip. Mesela benim hakkımda üçüncü bir şahıs gibi konuşacaklar. Biz

have only been…

sadece…

Yeah. She was telling me about…

Evet. Bana ……

… on like, one date…

bir randevuda

… this guy…

…… bu adamdan

… or something.

…… falan bahsediyordu.

Well, you need to explain to people…

Pekala, insanlara açıklamanız gerekiyor……

… they were dating…

çıkıyorlardı… bunun

what that, what that means.

ne anlama geldiğini.

Like, they’ll say, “Oh, uh, it sounds like Tash is, uh…”

Sanki, "Oh, uh, Tash şu anda..." gibi görünüyor

Angry right now, or whatever.

, ya da her neyse, diyecekler.

Not, well, or like, it sounds like Tash is, like, really likes this. Or like, talking

Değil, pekala, öyle görünüyor ki, Tash bundan gerçekten hoşlanıyor gibi. Ya da

about me, like, in a third person, you know?

benim hakkımda üçüncü şahıs ağzından konuşmak gibi, anlıyor musun?

Yeah.

Evet.

Sure.

Elbette.

And I’m like…

Ve ben sanki...

She was dating somebody…

O birisiyle çıkıyordu...

… how do…

...nasıl yani

… who would, like, message her back and talk to her in the third person. It…

... kim ona mesaj atıp onunla üçüncü şahıs olarak konuşabilirdi. Bu…

Weird.

Tuhaf.

… was really weird…

… gerçekten tuhaftı…

Yeah. Or like, I just say…

Evet. Ya da sadece diyorum ki…

Yeah.

Evet.

… one word, like, oh. Like, asking about if you took a flight or a, um, drove to a

… tek kelime, oh gibi. Mesela, uçağa binip gitmediğinizi veya seyahat ettikleri

certain location they were traveling to. And like, they told me they were flying, and I

belirli bir yere arabayla gidip gitmediğinizi sormak gibi. Ve bana uçtuklarını söylediler ve ben de

go, “Oh, nice.” And they go, “How many time are you gonna call me nice.” And I’m

"Oh, güzel" dedim. Ve " Bana daha kaç kez hoş diyeceksin" diyorlar. Ve ben

like…

...

That’s so weird. That’s you’re…

Bu çok garip. Bu sensin……

… it’s just…

bu sadece……

… way of flirting, dude?

flört etmenin bir yolu, ahbap?

… I’m not…

… Ben… bu

Was this, this is…

muydu, bu

… impressed. I’m sorry.

…… etkilendim. Üzgünüm.

… this is somebody you met, like, personally or they’re…

… bu şahsen tanıştığın biri ya da onlar…

Through friends, yeah.

Arkadaşların aracılığıyla, evet.

Uh-huh, and you don’t speak with this person anymore?

Uh-huh, ve artık bu kişiyle konuşmuyor musun ?

Not anymore, no.

Artık değil, hayır.

Ah, okay.

Ah tamam.

It was just a bit of a…

Sadece biraz...

Yes.

Evet.

… turn off. I just…

… kapamak. Ben sadece...

Yeah.

Evet.

… like, I…

… mesela, ben…

Yeah.

Evet.

… you know, I have people who tell me, like, “Oh, don’t be such a prude. Like, they

… bilirsiniz, bana 'Oh, bu kadar iffetli olma. Mesela,

were just being nice, flirting.” But I just…

sadece kibar davranıyorlardı, flört ediyorlardı. Ama ben sadece…

It’s like…

Sanki……

… feel like for me…

benim için öyle hissediyorum……

… if it’s not vibing then…

eğer titreşmiyorsa o zaman……

… maybe I don’t, I can’t…

belki yapmıyorum, yapamam…

That doesn’t sound like game…

Bu kulağa oyun gibi gelmiyor…

… tell if it’s…

… söyle eğer……

… really…

gerçekten…

No.

Hayır.

… I can’t tell if it was just my personal preference or if that was something that other

… Bunun sadece benim kişisel tercihim mi yoksa diğer

people wouldn’t enjoy either. So you guys tell me what your thoughts are on that.

insanların da hoşlanmayacağı bir şey mi olduğunu söyleyemem. Bu yüzden siz bana bu konuda ne düşündüğünüzü söyleyin.

Well that is…

Şey bu…

I think it’s weird

bence bu garip

… it, it sounds like he, he has no game, really.

… sanki onun oyunu yokmuş gibi geliyor, gerçekten.

Yeah, no game. And…

Evet, oyun yok. Ve

Maybe.

belki.

… and is a awkward person, and doesn’t know how to socialize with women properly…

… ve garip bir insan ve kadınlarla nasıl düzgün sosyalleşeceğini bilmiyor…

Sure. Well I think…

Tabii. Şey, sanırım…

Well, that’s…

Şey, bu

… but this, this is a problem…

…… ama bu, bu bir problem

… from my perspective.

…… benim açımdan.

… with men now. Like, men and women, they’re kind of, we used to have like what you’re

... şimdi erkeklerle. Erkekler ve kadınlar gibi, onlar bir nevi, bahsettiğiniz şeyleri severdik

talking about, a bit more traditionally defined (gender) roles or people understood…

, biraz daha geleneksel olarak tanımlanmış (cinsiyet) rollere veya insanların anladığı gibi…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… like men are maybe more the aggressor. Not like in a bad way, but they’re the,

… erkekler daha çok saldırgan gibi. Kötü bir şekilde değil, ama onlar,

they, they approach.

onlar, yaklaşıyorlar.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

And so women are there, like, and this is kinda biologically where we’re coming from.

Ve böylece kadınlar oradalar ve biyolojik olarak geldiğimiz yer burası.

Like the, I, I guess I have more of, like, an evolutionary biology…

Mesela, ben, sanırım daha çok evrimsel bir biyolojiye sahibim…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

…way of looking at it. So if you just look at the, like, the different sexes in general.

…bakmanın bir yolu. Yani genel olarak farklı cinsiyetlere bakarsanız.

So you have eggs. And you have a limited supply of them.

Demek yumurtan var. Ve sınırlı bir kaynağınız var .

Mm-hmm.

Mm-hmm.

So, it’s your job to be choosy.

Yani, seçici olmak senin işin.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

But my, my job, like, I have…

Ama benim, benim işim, benim... Senin

You’ve got millions…

milyonların var...

Yeah. I got…

Evet. Bende ……

… of little guys.

küçük adamlar var.

… I could, I could make millions of little, like sperms or whatever.

… Yapabilirdim, spermler gibi milyonlarca küçük şey yapabilirdim .

Yeah.

Evet.

And so, you know, it’s okay. We can, we can talk about this. We can, we can be adults…

Ve böylece, bilirsin, sorun değil. Yapabiliriz, bunun hakkında konuşabiliriz. Yapabiliriz, yetişkin olabiliriz…

You got a…

Senin bir…

… over here. Yeah, I know. Exactly. Well actually, uh, everybody, everybody watch,

… burada. Evet biliyorum. Kesinlikle. Aslında, herkes, herkes izliyor,

I think there’s a few people in the program actually in high school. But, okay. But some…

sanırım programda aslında lisede olan birkaç kişi var . Ama tamam. Ama bazıları…

Okay, well they’re probably really enjoying this…

Tamam, muhtemelen bundan gerçekten zevk alıyorlar …

Yeah.

Evet.

… topic. It’s…

… başlık. Bu…

But it’s important to learn. You will see it in movies and TV shows and people talk,

Ama öğrenmek önemli. Filmlerde ve TV şovlarında göreceksiniz ve insanlar konuşuyor,

it’s just normal…

bu çok normal…

Yeah.

Evet.

… conversational stuff. So…

… konuşma tarzı şeyler. Yani…

This is the real talk.

gerçek konuşma bu.

… yeah, yeah.

… Evet evet.

Well here’s the thing too just based off of her, my, like, my personal, uh, experience

Pekala, işte ona dayanan bir şey , benim kişisel, uh,

growing up. That stuff was kind of hidden from me.

büyüme deneyimim. Bu tür şeyler benden gizliydi.

Sure.

Elbette.

So, I think if it would have been, um, there more often and talked about more often, it

Yani, bence daha sık orada olsaydı ve hakkında daha sık konuşulsaydı, o

wouldn’t be so different, or, uh, not awkward. I don’t feel awkward, but like, it wouldn’t…

kadar farklı olmazdı veya, uh, garip olmazdı. Garip hissetmiyorum ama sanki, olmaz...

Yeah.

Evet.

… be something that I feel should not be talked about…

… hakkında konuşulmaması gerektiğini düşündüğüm bir şey olmak …

Openly.

Açıkça.

… more openly, exactly.

… daha açık bir şekilde, tam olarak.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Yeah, so, um, it, yeah. I mean, even like… Yeah.

Evet, yani, um, o, evet. Yani, hatta... Evet.

Well feel free to talk about it now. See I, I, I try to think about it in a scientific

Şimdi bunun hakkında konuşmaktan çekinmeyin. Bak ben, ben, bunu bilimsel bir şekilde düşünmeye çalışıyorum,

way when I’m…

ben...

Yeah.

Evet.

… talking about it. Like, I, I like…

… bunun hakkında konuşmak. Mesela, ben, ben...

So you have limited supplies of, uh…

Yani sınırlı kaynağınız var, uh...

Yeah.

Evet.

… our materials…

… malzemelerimiz…

Yeah.

Evet.

… per se…

… kendi başına…

And not, not only that, but I mean, even, like, I mean, you have, uh, you have a period

Ve sadece bu da değil, yani, hatta, yani, yani, yani,

every month.

her ay adet oluyorsun.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

So you go that, like, one egg and there, there’s a, like, 400 of them or however…

Yani, bir yumurta gibi gidersiniz ve orada, 400 tane falan vardır, ancak…

Yeah, yeah, yeah.

Evet, evet, evet.

… many you’ve got for, you know, for you…

… senin için çok şey var, biliyorsun, senin için…

Until menopause.

Menopoza kadar.

Yeah. And you can only produce a child, you know, its nine months gestation period.

Evet. Ve sadece bir çocuk üretebilirsin, biliyorsun, dokuz aylık gebelik süresi.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

And you got to raise the child really before…

Ve çocuğu gerçekten daha önce büyütmelisin...

Yeah.

Evet.

… doing another one. So you have a very limited supply, so…

… bir tane daha yapıyor. Yani çok sınırlı bir arzınız var, bu yüzden…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you have to be choosier.

… daha seçici olmalısın.

Yeah, about who we make a baby with.

Evet, kiminle bebek yaptığımız hakkında.

Yeah, exactly. Yeah. But I think, like, women now, like, you know, there are contraceptives…

Evet kesinlikle. Evet. Ama bence, şimdi kadınlar gibi, bilirsiniz, doğum kontrol yöntemleri var...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… and you know, women can have more fun or they cannot have more fun.

… ve bilirsiniz, kadınlar daha çok eğlenebilir ya da daha fazla eğlenemezler.

Yeah.

Evet.

But do, do you think with, I mean, cause I, I’ve been out of America for a while. I

Ama sence, yani, çünkü ben, ben bir süredir Amerika dışındaydım.

mean, I follow the news…

Yani haberleri takip ediyorum…

Yeah.

Evet.

… or things that happen in the United States. But like, since Natasha you’re still living

… veya Amerika Birleşik Devletleri'nde olan şeyler. Ama Natasha'dan beri hala

out there. Are you noticing more, uh, people feel like men and women are becoming more

orada yaşıyorsun. Fark ettiniz mi, uh, insanlar erkekler ve kadınlar daha eşit hale geliyormuş gibi hissediyorlar mı

equal? Or is that making a, a difference in the way people interact with each other?

? Yoksa bu, insanların birbirleriyle etkileşim biçimlerinde bir fark mı yaratıyor?

I would say I’m really lucky to be in California where there is more equality between men and

Kadınlar ve erkekler arasında daha fazla eşitliğin olduğu Kaliforniya'da olduğum için gerçekten şanslı olduğumu söyleyebilirim

women. Even in, like…

. Hatta...

Sure.

Tabii.

… the workplace, people are like, okay. Let’s talk, uh, let’s see what the women’s

… iş yeri, insanlar şöyle tamam. Haydi konuşalım, uh, bakalım kadın

side, it, it, like….

tarafı neymiş, o, o, nasıl….

Perspective, or…

Perspektif, ya da……

… uh, perspective is, you know, or…

uh, perspektif, bilirsiniz, ya da

… are they interested in that?

…… bununla ilgileniyorlar mı?

Uh-huh.

HI-hı.

… it’s not just the men. I do think that women have come a long way, and there’s

… sadece erkekler değil. Kadınların çok yol kat ettiğini ve

still a lot more to be done. But…

daha yapılacak çok şey olduğunu düşünüyorum. Ama...

Uh-huh.

Hı hı.

… just going somewhere more rural or like, more towards the Midwest and, or even going

… sadece daha kırsal veya benzeri bir yere, daha çok Orta Batı'ya gitmek ve hatta

to another country like in Greece, you know. Like, it just seems like, um, there’s so

Yunanistan gibi başka bir ülkeye gitmek, bilirsiniz. Sanki, öyle görünüyor ki, um,

much more opportunity where I’ve grown up in terms of where women’s voices are definitely

büyüdüğüm yerde kadınların seslerinin kesinlikle

diminished, and…

azaldığı yerler açısından çok daha fazla fırsat var ve…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Huh.

Ha.

… so I do feel like it’s come a long way in California.

… bu yüzden Kaliforniya'da uzun bir yol kat edildiğini hissediyorum .

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Yeah.

Evet.

Um, and you know, city areas and everything, but…

Um, ve bilirsiniz, şehir alanları ve her şey, ama…

Do you think that, like, changes…

Sence bu, falan değişir mi…

… some of the things you hear, oh yeah.

… duyduğun bazı şeyler, oh evet.

… does, do you think that changes dating in any way? Like…

… yapar, bunun herhangi bir şekilde çıkmayı değiştirdiğini düşünüyor musunuz ? Mesela...

Like more women…

Daha fazla kadın gibi...

…maybe…

...belki...

… more women getting into the workplace and that’s affecting the way men and women

daha fazla kadının işyerine girmesi ve bu da kadın ve erkeklerin

relate to each other you mean? Or you’re just talking about equality socially in general?

birbirleriyle olan ilişkilerini etkiliyor demek istiyorsun? Yoksa genel olarak sosyal olarak eşitlikten mi bahsediyorsunuz?

Yeah. Like, socially in general, like would it be more normal in California for a women

Evet. Mesela, genel olarak sosyal olarak, Kaliforniya'da bir kadının

to approach a man than vice versa? I think it would, right? It’s a little bit different.

bir erkeğe yaklaşması, tersinden daha mı normal olur? Bence olur, değil mi? Bu biraz farklı.

It’s more open. Like, you could.

Daha açık. Yapabilirsin.

Yeah.

Evet.

I, I would say that you, you can approach a guy. But I think that there’s also the

Ben, senin bir erkeğe yaklaşabileceğini söyleyebilirim. Ama bence

feeling of letting the guy feel like a guy.

erkeğin erkek gibi hissetmesine izin verme duygusu da var.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

They like to do those things, you know. Sometimes…

Böyle şeyleri yapmayı severler, bilirsiniz. Bazen…

Boost their ego.

Egolarını artırın.

… I, I, you know, now that I think about it, there are times where I’m the first

… Ben, ben, biliyorsun, şimdi düşünüyorum da , ilk olduğum zamanlar oluyor

one.

.

Yeah.

Evet.

Or like, I’m like trying to reach out and everything but…

Ya da, ulaşmaya çalışıyorum falan ama…

Yeah.

Evet.

… I’m like, oh, I don’t wanna, like…

… Ben, oh, istemiyorum, falan...

Or, at least make some, like, really flirty eyes. Like…

Ya da en azından, gerçekten cilveli gözler yapmak. Mesela...

Yeah.

Evet.

…

……

… It’s like, okay, I’m showing you I’m interested, and…

Sanki, tamam, sana ilgilendiğimi gösteriyorum ve…

Yeah.

Evet.

… I’m like…

… Ben…

Look at my body.

Vücuduma bak.

… either…

… ya……

…

…I’ve been sorely rejected, or, or they really just like, they have, they have to

… şiddetle reddedildim ya da ya da gerçekten beğendikleri gibi,

do it on their own two. Like, sometimes you know, or like…

bunu kendi başlarına yapmak zorundalar. Mesela, bazen bilirsin ya da seversin…

Sure.

Elbette.

… there has, have been guys, like, I’ve dated where, um, I’ll make more of the m,

… erkekler oldu, oldu, mesela, nerede çıktım, um, m,

the f…

f…

Mmm, the first…

Mmm, ilk……

… the first moves, and…

ilk hamleler ve

… moves.

…… hamlelerden daha fazlasını yapacağım.

… and then….

… ve daha sonra….

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Well that’s common.

Peki bu yaygın.

… there’s…

… var…

I mean, you, like, women…

Yani, siz, kadınlar gibi…

Yeah.

Evet.

… typically, like, if I’m, if, if a man walks into a bar and there are women there,

… tipik olarak, eğer ben, eğer, eğer bir adam bir bara girerse ve orada kadınlar varsa

and he’s kinda looking around and like…

ve o biraz etrafına bakar ve şöyle der...

Which one…

Hangisi……

… yeah, and he seeing…

evet, ve o görürse...

… can I talk to?

... onunla konuşabilir miyim?

… well, who, yeah. So who, who is…

… peki, kim, evet. Peki kim, kim…

Who’s friendly?

Kim arkadaş canlısı?

…yeah. Who looks friendly? Who is providing some kind of indication and invitation…

…Evet. Kim arkadaş canlısı görünüyor? Kim bir tür işaret ve davet veriyor…

Yeah.

Evet.

… of some sort. Like, ooh, like… You know? But…

… bir çeşit. Gibi, ooh, gibi… Bilirsin? Ama

Yeah.

evet.

… whatever women…

… kadınlar…

Who’s…

Kimler…

… do. Yeah.

… ne yaparsa yapsın. Evet.

… looking, yeah, yeah, yeah, yeah.

… bakıyor, evet, evet, evet, evet.

So, if you, if you pay attention to that, then you’re, it’s really up to you to

Yani, eğer buna dikkat ederseniz,

make a move at that point.

o noktada bir hamle yapmak gerçekten size kalmış.

Yeah, but…

Evet, ama...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… then sometimes when I feel like I made a move, like I feel like, oh. Maybe that was

… sonra bazen bir hamle yaptığımı hissettiğimde, oh gibi hissediyorum. Belki de bu

too strong. Like, wasn’t that supposed to be, like, his kind of like…

çok güçlüydü. Sanki, onun gibi olması gerekmiyor muydu...

Uh-huh.

Uh-huh.

But that’s what I’m saying…

Ama ben de bunu söylüyorum...

… the ball’s in his court.

... top onun sahasında.

… I think, I think…

… Sanırım, sanırım…

Yeah.

Evet.

… like, the, like, a lot of the, the, the changes that are happening socially are contributing

… sosyal olarak meydana gelen pek çok değişiklik,

to making that more difficult…

bunu daha da zorlaştırmaya katkıda bulunuyor…

Yeah?

Evet?

… for men.

… erkekler için.

Hmm.

Hmm.

I see, yeah.

Anlıyorum, evet.

So they, if they feel, like some places, I, I mean, and again, like, I’m not, I’m

Yani onlar, bazı yerler gibi hissederlerse, yani, ve yine, ben değilim,

kind of out of touch as far as, like, actually living in the United States or a place where

aslında Amerika Birleşik Devletleri'nde ya da başka bir yerde yaşadığım sürece, iletişimden kopuk değilim.

you have that, cause the culture is still, it’s a bit more traditional still, out here

buna sahipsiniz, çünkü kültür hala burada , Japonya'da biraz daha geleneksel

in Japan. Kinda like what the book was talking about. But the, if men feel that they’re

. Tıpkı kitabın bahsettiği gibi . Ama erkekler

going to be, uh, I don't know, called out for sexual harassment or something. Like,

cinsel taciz veya başka bir şey için çağrılacaklarını hissederlerse, bilmiyorum. Mesela,

if I, if you kinda look at me, I’m like, all right. Maybe, maybe she wants me to make

eğer bana bakarsan, ben de, pekala. Belki, belki

a move and I walk over, and you’re like, why are you talking to me or whatever. And,

bir hamle yapmamı istiyor ve ben yanına gidiyorum ve sen, neden benimle konuşuyorsun falan diyorsun.

and like, like, I think men are…

Ve sanırım erkekler...

Why’d you touch my shoulder?

Neden omzuma dokundun?

… or some, yeah. Something like that. So it’s, uh, like…

… ya da bazıları, evet. Bunun gibi bir şey. Yani , uh, şey gibi...

Yeah.

Evet.

… the, because the, the socially understood rules are a little bit different now.

… çünkü, sosyal olarak anlaşılan kurallar artık biraz farklı.

Right.

Sağ.

Do, do you…

Yap, sen…

Yeah.

Evet.

… do you feel that? Does that sound, does that make sense or you don’t really notice

… bunu hissediyor musun? Kulağa hoş geliyor mu, mantıklı mı yoksa bunu gerçekten fark etmiyor musunuz

that or…

veya…

I don’t notice it.

Ben fark etmiyorum.

Yeah.

Evet.

I’ve never heard a story where a, you know, you hear a guy complain about a girl…

Bir adamın bir kızdan şikayet ettiğini duyduğun bir hikaye hiç duymadım ...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… making moves or being too strong.

… hamle yapmak veya çok güçlü olmak.

Oh, well yeah. I, I, I, I don’t, I don’t, I don’t, I don’t mean about like a man

Evet. Ben, ben, ben, ben, ben, ben , ben bir kadının yaklaşmasından şikayet eden bir erkek gibi demek istemiyorum

complaining about a women approaching. I mean my, men might even but, it, especially if

. Demek istediğim, erkekler bile olabilir ama, özellikle de

you’re interested in the women. Like, the worst is when if you’re not interested in

kadınlarla ilgileniyorsanız. Mesela, en kötüsü

someone, like, a woman and they’re approaching, and you’re like, oh. I, I feel bad, you

, bir kadın gibi biriyle ilgilenmiyorsanız ve onlar yaklaşıyorsa ve siz, oh. Ben, kendimi kötü hissediyorum,

know, like…

bilirsin, mesela...

Yeah.

Evet.

… if I’m not…

… eğer değilsem…

Yes.

Evet.

… interested or whatever.

... ilgileniyor ya da her neyse.

Yeah.

Evet.

Uh, but the, just men feeling a bit more nervous about…

Uh, ama, sadece erkekler ...

Mmm…

Mmm...

… approaching a women in general.

... genel olarak bir kadına yaklaşma konusunda biraz daha gergin hissediyorlar.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Gotcha.

Anladım.

I think…

Bence… Şeye

Having, like…

sahip olmak…

… I think, like, the Bay Area is a, is a pretty, is a pretty special case because there

… Bence Körfez Bölgesi bir, güzel, oldukça özel bir durum çünkü

is, uh, such a, uh, you got so many more men than women out there now. So, women have it

şu anda orada kadınlardan çok erkekler var. . Yani, kadınların durumu

much better…

çok daha iyi…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… like, dating wise or whatever, than, than men do out there.

… gibi, flört akıllıca ya da her neyse, daha, orada erkeklerin yaptığından daha.

I see. So you’re saying that guys now are feeling like they are holding back more because

Anlıyorum. Yani, erkeklerin artık kendilerini daha fazla geride tuttuklarını hissettiklerini söylüyorsunuz çünkü

women in, like, are kind of evolving to be…

kadınlar, mesela, bir şekilde evrim geçiriyorlar…

Sure.

Elbette.

… come…

… gel… Şey

Well it, that, it’s, that’s, that’s what I hear, or kind…

, bu, bu, bu, duyduğum bu ya da nazik…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… of what I see online or in, on just news when I hear people talking about things like

… İnternette veya haberlerde gördüklerimden, insanların böyle şeyler hakkında konuştuğunu duyduğumda

that because I’m not, I’m not out there. So I’m asking…

çünkü ben değilim, ben orada değilim. Ben de soruyorum...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… more because you’re there. Do you notice anything like that, or does it not seem like

… dahası çünkü sen oradasın. Böyle bir şey fark ettin mi, yoksa öyle değilmiş gibi

it’s…

...

No, I mean…

Hayır, yani...

Yeah?

Evet?

… I’ve heard of that too, now that I think about it, but I haven’t actually…

… Bunu ben de duydum, şimdi düşünüyorum da, ama aslında…

Sure.

Tabii.

… experienced or noticed that.

… deneyimli ya da fark ettim.

Huh.

Ha.

Yeah.

Evet. Senin

Have you?

varmi?

Not, not too much. No, yeah.

Değil, çok fazla değil. Hayır, evet.

Well what, what…

Peki ne, ne…

I think, like…

bence, mesela…… ne

… what do you…

yaparsınız……

… women are being, uh, sticking up for themselves more if they feel harassed.

kadınlar, uh, tacize uğradıklarını hissettiklerinde kendilerini daha çok savunuyorlar.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Whereas, like, in the past, maybe they just kinda like, go with it and not say anything.

Halbuki, geçmişte, belki sadece seviyorlar, onunla gidiyorlar ve hiçbir şey söylemiyorlar.

Yeah.

Evet.

Um…

Um…

So women are becoming more assertive?

Yani kadınlar daha iddialı mı oluyor?

Yeah. They’re becoming more assertive about, like, needing respect or space if they’re

Evet. Adamla ilgilenmiyorlarsa, saygıya veya boşluğa ihtiyaç duyma konusunda daha iddialı hale geliyorlar

not interested in the guy. So, it can lead to some sticky situations, you know, if like,

. Yani, bazı yapışkan durumlara yol açabilir, bilirsiniz, eğer

a guy does, like, push himself to touch her on her shoulder or elbow or whatnot, in kind

bir erkek, daha

of like a safer area. But, if she doesn’t like it, like, the women has full right to

güvenli bir alan gibi, omzuna veya dirseğine dokunmak için kendini iterse. Ama hoşuna gitmezse, kadının

be like, “Don’t touch me.” Like, “Get away.” You know? So, like, I can see why

"Bana dokunma" demeye hakkı var. "Git buradan" gibi. Bilirsin? Yani,

maybe some guys are afraid to approach women. But like…

bazı erkeklerin neden kadınlara yaklaşmaktan korktuğunu anlayabiliyorum. Ama sanki…

Ah.

Ah.

… they should, I don't know. They should just, like, have more of a social intuition

… yapmalılar, bilmiyorum. Sanırım daha çok sosyal bir sezgiye sahip olmalılar

I guess. But…

. Ama...

Uh-huh.

Hı hı.

… not everybody has that, you know?

… herkeste yok, biliyor musun?

Sure. Well it’s, it’s a…

Elbette. Şey, bu bir…

It’s tough.

Zor.

… thing you, you kinda have to, you have to develop, I suppose.

… yapmanız gereken bir şey var, geliştirmek zorundasınız, sanırım.

Yeah.

Evet.

Or it take, it takes, I mean, learning, learning how to, like, that courtship of meeting…

Ya da, yani, öğrenmek, nasıl yapılacağını öğrenmek, tanışmak için kur yapmak...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… women, going out, talking to women and you know, if you’re, you know, the, developing

… kadınlar, dışarı çıkmak, kadınlarla konuşmak ve bilirsiniz, eğer siz, bilirsiniz,

that game.

o oyunu geliştiriyorsanız.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Uh, and I just wonder now, again, I’m, I’m not any kind of authority to talk about it

Uh, ve şimdi yine merak ediyorum, ben, bunun hakkında konuşacak herhangi bir otorite değilim

because I’m not living out there. I’m not young and dating anyway so…

çünkü orada yaşamıyorum. Ben genç değilim ve zaten flört etmiyorum yani…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… uh, but I’m, I’m just curious because I see about that. And people complaining about

… uh, ama ben, sadece merak ediyorum çünkü bunu anlıyorum. Ve internette bundan şikayet eden insanlar

that online.

.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

So, now you have more, like, you know what MGTOW is? You ever heard of that?

Yani, artık daha fazlasına sahipsiniz, örneğin, MGTOW'un ne olduğunu biliyor musunuz ? Bunu hiç duydun mu?

MGTOW?

MGTOW?

No.

Hayır.

So, MGTOW is an acronym for Men Going Their Own Way.

Yani MGTOW, Kendi Yoluna Giden Adamlar'ın kısaltmasıdır .

Men Going Their Own Way.

Erkekler Kendi Yollarına Gidiyor.

So this is, this is men. There’s a, like, a growing community of men that, like, they’re

Yani bu, bu erkekler. Büyüyen bir erkek topluluğu var, kendilerini

feeling ostracized or, like, socially…

dışlanmış hissediyorlar ya da sosyal olarak...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… that they don’t, like, it’s, it’s like, it’s like, getting…

... onlar, şey, bu, bu, bu, bu, bu, oluyor...

They don’t…

… harder, socially, to even approach women.

Kadınlara yaklaşmak bile... sosyal olarak daha zor değil.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Uh, like, maybe years ago, like, uh, like, a less attractive guy or somebody…

Uh, falan, belki yıllar önce, falan, uh, falan, daha az çekici bir adam ya da biri...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you know, could try to approach women and wouldn’t get shot down…

… bilirsiniz, kadınlara yaklaşmaya çalışabilir ve vurulmaz…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… as quickly, or something like that. But now, uh…

... o kadar çabuk ya da onun gibi bir şey. Ama şimdi...

Yeah.

Evet.

… like, only, only what would be considered like an alpha male. Like…

… sadece, sadece alfa erkeği olarak kabul edilebilecek şeyler gibi . Mesela…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you know, you know what an alpha male is?

… bilirsin, alfa erkeğinin ne olduğunu biliyor musun ?

Yeah.

Evet.

So that, that…

Yani, bu…

Absolutely.

Kesinlikle.

… idea.

… fikir.

Hot or like…

Ateşli ya da öyle…

Yeah, so good looking or like, socially…

Evet, çok yakışıklı ya da öyle, sosyal olarak…

Yeah.

Evet.

… very, like, high, high status, that kind…

… çok, yüksek, yüksek statü, bu tür…

Uh-huh.

Uh-huh.

… of person.

… kişinin.

Well, here’s the thing. I feel like, in the Bay Area at least, there’s a lot of

İşte olay şu. En azından Körfez Bölgesi'nde, bugünlerde pek çok

online dating nowadays.

çevrimiçi buluşma olduğunu hissediyorum.

Sure.

Elbette.

So there’s so many different apps. It doesn’t even seem like you really hit on someone at

Yani çok fazla farklı uygulama var. Bir barda gerçekten birine asılmış gibi görünmüyorsun bile

a bar or like…

…

Sure.

Tabii.

… you meet somebody. I mean, it’s, you still meet people through friends and stuff

… biriyle tanışırsın. Demek istediğim, hala arkadaşlar aracılığıyla insanlarla tanışıyorsunuz ve

like that, but it just seems a lot rarer.

bunun gibi şeyler, ama çok daha nadir görünüyor.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Like, if you’re…

Mesela, eğer...

Yeah.

Evet.

… you know?

… Biliyorsun?

…

…

Are you using these apps now? Or you, or, uh, are you, you…

Bu uygulamaları şimdi kullanıyor musunuz? Ya da sen, ya da, uh, sen, sen…

Here and there.

Burada ve orada.

Sure.

Elbette.

I wouldn’t say…

Söylemezdim...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… like, yeah. But just from…

… gibi, evet. Ama sadece…

How’s your experience…

Sizin deneyiminiz…

… like, my experience…

… benim deneyimim…

… been?

… nasıldı?

Yeah, I mean, it’s…

Evet, demek istediğim, bu…………

…

… like I said, here and there. Um, uh, met a few good eggs, a few…

dediğim gibi, şurada burada. Um, uh, birkaç iyi yumurtayla tanıştım, birkaç…

Yeah.

Evet.

… bad eggs.

… Kötü yumurta.

Yeah.

Evet.

But, um, I…

Ama, şey, ben...

Right.

Doğru.

… I feel more comfortable getting to know the person, like, being able to gauge, like,

… Kişiyi tanımak, ölçmek,

oh. Is this somebody I actually want to invest my time spending with and getting…

oh gibi, daha rahat hissediyorum. Bu gerçekten zamanımı birlikte geçirmek ve elde etmek için harcamak istediğim biri mi…

Sure.

Elbette.

… to know, even for, like, a, a first meetup, you know? And then, um, I’ve, every person

… bilmek, hatta bir ilk buluşma için bile, anlıyor musun? Ve sonra, neyse ki tanıştığım her insan

I have met, luckily, actually has been a good egg. But the bad eggs, I’m like, I’m not

aslında iyi bir yumurta oldu. Ama kötü yumurtalar,

even going to bother wasting my time, like…

zamanımı boşa harcamayacağım, mesela…

Yeah, messaging.

Evet, mesajlaşmak.

Oh, really?

Gerçekten mi?

… messaging…

… mesajlaşma…

Yeah.

Evet.

… online.

… çevrimiçi.

So how do you, you’re, so you’re, what are you using Tinder or something? Or…

Peki nasılsın, sen, yani sen, ne Tinder falan kullanıyorsun? Veya…

Tinder, no.

Tinder, hayır.

Oh, no?

Oh hayır?

That’s a little bit too risqué for me.

Bu benim için biraz fazla riskli.

Oh, really? Now I, I’ve not, I’ve not used any, any dating app ever. Like, I remember

Gerçekten mi? Şimdi ben, ben hiç kullanmadım, hiç flört uygulaması. Mesela,

actually meeting people back on America Online, like, way…

America Online'da insanlarla gerçekten tanıştığımı hatırlıyorum, mesela...

Whoa.

Vay canına.

… like, many, many, many, I know. That’s like, it’s like, old, like…

… gibi, çok, çok, çok, biliyorum. Bu gibi, bu gibi, eski, gibi…

What is that?

Bu nedir?

… pen pals and stuff, way back…

… mektup arkadaşları ve benzeri şeyler, çok önceleri…

Yeah.

Evet.

… in the day. Uh, but thinking about that now, why, why not Tinder? I guess I don’t

… gün içinde. Uh, ama şimdi bunu düşününce , neden, neden Tinder olmasın? Sanırım

know much about it. I know you…

bu konuda pek bilgim yok. Seni tanıyorum...

Tin, yeah.

Tin, evet.

… just swipe left or right on pictures…

… sadece resimlerde sola veya sağa kaydırın…

Yeah.

Evet.

… and if you connect with someone then it lets you communicate with that person.

… ve eğer birisiyle bağlantı kurarsan o kişiyle iletişim kurmanı sağlar.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Well, each app almost has a reputation. Tinder’s reputation…

Eh, her uygulamanın neredeyse bir itibarı vardır. Tinder'ın itibarı...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… is, okay. I’m looking for a…

… tamam. Ben bir…

Hookups.

Bağlantılar arıyorum.

… hookup for that night. Like…

… o gece için bağlantı. Mesela...

Oh, really?

Oh, gerçekten mi?

… that weekend or…

… o hafta sonu ya da…

Oh really?

Gerçekten mi?

… you’re like, something quick.

… hızlı bir şey gibisin.

Yeah.

Evet.

You know?

Bilirsin?

Uh-huh.

HI-hı.

Like, I mean, there are rare stories where they, the people do meet on Tinder and then

Demek istediğim, insanların Tinder'da tanıştığı ve sonunda

they end up getting married, and, you know, end up…

evlendikleri ve bilirsiniz, sonunda…

Yeah.

Evet.

… dating a lot longer and everything. But…

… flört çok daha uzun ve her şey. Ama...

Huh.

ha.

… Tinder…

… Tinder…

But that’s the rare exception?

Ama bu nadir bir istisna mı?

… I try to stay, yeah. Exactly.

… Kalmaya çalışıyorum, evet. Kesinlikle.

Ah, I see.

Ah, anlıyorum.

Mm-hmm.

Mm-hmm. Uzak

I don’t try to stay away, I just don’t, I don’t use it.

durmaya çalışmıyorum, sadece yapmıyorum, kullanmıyorum.

Huh.

Ha.

Yeah.

Evet.

Oh really. So what, what…

Gerçekten mi. Peki ne, ne…

Yeah.

Evet.

… would you recommend for, for women that are trying to actually have a connection with,

… bir erkekle gerçekten bağlantı kurmaya çalışan kadınlara

with a guy or…

veya…

Yeah, there’s an app called Bumble. And…

Evet, Bumble adında bir uygulama var. Ve...

Ah, okay.

Ah, tamam.

… Bumble…

… Bumble…

All right, I’ve heard of that.

Tamam, bunu duydum.

You’ve heard of Bumble. Yeah, exactly.

Bumble'ı duydunuz. Evet kesinlikle.

Never heard of this.

Bunu hiç duymadım.

The girl can reach out first to the guy.

Kız önce erkeğe ulaşabilir.

Oh, really?

Gerçekten mi?

And…

Ve...

Oh, interesting.

Oh, ilginç.

… yeah. Yeah, so, um, usually my go-to is “Hey, how’s it going?” So if, uh…

… Evet. Evet, yani, um, genellikle "Hey, nasıl gidiyor?" Yani eğer...

Yeah. That’s good.

Evet. Bu iyi.

… yeah. Happy face.

… Evet. Mutlu yüz.

Yeah.

Evet.

Or like, I’ll try to point, figure something out from like maybe a picture that interests

Ya da mesela, işaret etmeye çalışacağım, belki beni ilgilendiren bir resimden bir şey çıkarmaya çalışacağım

me or, like, I can connect with…

ya da mesela, bağlantı kurabileceğim...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you know?

… Biliyorsun?

Yeah.

Evet.

Um…

Um…

Like, “Like the picture of you in the trees. Where did you go camping?”

Mesela, “Ağaçlardaki resmin gibi. Kampa nereye gittin?”

Well there ya go.

İşte gidiyorsun.

“Do you like to spend time outside?”

"Dışarıda vakit geçirmeyi sever misin?"

Yeah. Or, “It’s so cool you’re an astronaut.”

Evet. Veya, "Astronot olman çok güzel."

Yeah.

Evet.

Like he’s really an astronaut.

Sanki gerçekten bir astronotmuş gibi.

That would be cool, but are you really an astronaut?

Bu harika olurdu, ama sen gerçekten bir astronot musun?

Yeah, you just…

Evet, sen sadece...

Well that’s a great opener anyway…

Eh, bu zaten harika bir açılış...

Love your…

… even if they’re not.

Sevmeseler bile... seni seviyorum.

… abs, but are they real?

… abs, ama onlar gerçek mi?

Like, they could just be out, like, walking their dog or whatever.

Mesela, dışarıda olabilirler, köpeklerini gezdiriyorlar ya da her neyse.

Yeah.

Evet.

Oh, I didn’t know you were an astronaut.

Ah, astronot olduğunu bilmiyordum.

No, they, they have business title or like, what they’re…

Hayır, onların işletme unvanları falan var, ne olduklarını...

Ah.

Ah.

… do, what they’re working…

… ne yapıyorlarsa onu yapın…

Ah, okay.

Ah, tamam.

… and doing and everything. And they’re like, “Yeah, astronaut at NASA.” And I’m

… ve yapmak ve her şey. Ve "Evet, NASA'da astronot" gibiler. Ben de

like, “We matched…”

"Eşleştik..."

Okay.

Tamam.

… “I feel pretty cool.”

… "Kendimi oldukça havalı hissediyorum."

Uh-oh.

Uh-oh.

Like, I…

Ben...

Yeah.

Evet.

… can go on a date with an astronaut.

… bir astronotla randevuya çıkabilir.

Like, up in space, you know.

Mesela, uzayda, bilirsin.

Yeah. Oh, that would be romantic.

Evet. Oh, bu romantik olurdu.

That’d be a cool date.

Harika bir tarih olurdu.

I’ve always wanted to go to a coffee shop on the moon with a view of, like…

Her zaman aydaki bir kafeye şöyle bir manzarayla gitmek istemişimdir, mesela...

Oh.

Oh.

… planet Earth.

… Dünya gezegeni.

That would be beautiful.

Bu çok güzel olurdu.

There ya go.

İşte gidiyorsun.

That would be, uh…

Bu, uh...

That’s a good business idea…

Bu iyi bir iş fikri

… out of this world.

... bu dünyaya ait değil.

… right there.

… tam orada.

Out of this world, yeah. Great business idea, right? Let’s, so once Elon Musk…

Bu dünyanın dışında, evet. Harika bir iş fikri, değil mi? Hadi, bir kez olsun Elon Musk…

That’s right.

Bu doğru.

… you know, gets all his, uh, life ideas to build a civilization on Mars. Maybe…

… bilirsiniz, tüm yaşam fikirlerini Mars'ta bir medeniyet inşa etmek için alıyor. Belki...

Yep.

Evet.

… there can be some transportation to the moon too.

… Ay'a ulaşım da olabilir.

Yeah.

Evet.

Yeah, you think we would do the moon first…

Evet, önce ayı yapacağımızı düşünüyorsun...

The moon kinda thing, but it’s…

Ay gibi bir şey, ama bu...

… you know? It’s a little bit closer.

... anlıyor musun? Biraz daha yakın.

A lot closer…

Çok daha yakın…

Yes.

Evet.

… isn’t it? Yeah, that’s a good idea, Drew.

… değil mi? Evet, bu iyi bir fikir, Drew. Hadi

Let’s do it.

yapalım.

It’s like, let Elon have the, have Mars, you know?

Sanki Elon'a sahip olsun, Mars'a sahip olsun, anlıyor musun?

I’ll take the moon.

Ay'ı alacağım.

Yeah, yeah, yeah. We’ll…

Evet evet evet.

Yeah.

İyi evet.

… we’ll get, we’ll get to the moon first. Well that, are, are, are you seeing anybody

… alacağız, önce aya gideceğiz. Şu anda biriyle görüşüyor musun

right now? Or you don’t want to divulge that? Or is that, is that, uh-oh. We can,

? Yoksa bunu açıklamak istemiyor musun ? Yoksa bu mu, bu mu, uh-oh. Yapabiliriz,

we can, we can, we can gloss over that one.

yapabiliriz, yapabiliriz, bunun üzerinden geçebiliriz.

Yes, gloss…

Evet, parlatıcı…

Um, we can gloss over that one. Nice try though, Drew.

Um, bunun üzerinden geçebiliriz. Yine de iyi deneme, Drew.

I don't know. I, like, I, I don't know if, if, if that…

Bilmiyorum. Ben, ben, bilmiyorum eğer, eğer, eğer öyleyse…

Gloss over that.

Bunu parlat.

… that special someone, if there is one, would probably not be watching this video

… o özel kişi, eğer varsa, muhtemelen zaten bu videoyu izlemiyor olacaktır

anyway. But, uh…

. Ama...

That’s true.

bu doğru.

… the thing, like how, how did you…

… şey, nasıl, nasıl yaptın gibi…

Unless I share it with them.

Tabii ben onlarla paylaşmazsam.

… if you, ah.

… eğer sen, ah.

Yeah.

Evet.

If you, if you did meet such a person…

Eğer sen, böyle biriyle tanışsaydın...

And then…

Ve sonra...

… where would you have met them? Would that be through, through Bumble or through just…

... onlarla nerede tanışırdın? Bu , Bumble aracılığıyla mı yoksa sadece…

Bumble, Coffee Meets Bagel…

Bumble, Kahve Bagel ile Buluşuyor…

Coffee Meets Bagel?

Kahve, Bagel ile Buluşuyor mu?

… those two. Yeah. I would say Coffee Meets Bagel and Bumble.

… şu ikisi. Evet. Coffee Meets Bagel ve Bumble diyebilirim.

Uh-huh.

HI-hı.

Coffee Meets Bagel, they give you like, a bagel of the day. They call…

Kahve Simitle Buluşuyor, size günün simidini veriyorlar. Diyorlar…

Bagel…

Simit…

What…

Ne…

… it a profile…

… o bir…

… of the day?

… günün profili?

… bagel equals profile in this case.

… simit bu durumda profile eşittir.

Okay.

Tamam aşkım.

And what’s coffee? That’s a euphemism for…

Ve kahve nedir? Bu bir örtmece …

That’s you?

Bu sen misin?

… something else, or …

… başka bir şey, veya …

I guess it just is the coffee meets bagel, so they pair well together. So they’re looking

Sanırım kahve simitle buluşuyor, bu yüzden birlikte iyi eşleşiyorlar. Yani

for, like, your…

, senin...

Oh.

Ah'ı arıyorlar.

… taste maybe? That, that’s just my assumption. I’m not…

… tadı belki? Bu sadece benim varsayımım. Ben...

Huh.

Hah.

… exactly sure. But…

…kesinlikle eminim. Ama...

Hmm.

Hmm.

… that’s what I’m getting from it.

… ondan aldığım şey bu.

Oh, I was thinking, like, the bagel meant, like, a woman or something like that for some

Oh, simitin bir kadın ya da onun gibi bir şey anlamına geldiğini düşünüyordum

reason.

.

Yeah.

Evet.

Cause like a…

Çünkü bir…

I heard of one app on Instagram. Like, I don't know if it’s true or just like a fake thing,

Instagram'da bir uygulama duydum. Mesela, doğru mu yoksa sahte bir şey mi bilmiyorum,

but like, they take these, like, super-duper great profiles and feature them so there’s

ama sanki, bu süper kandırılmış harika profilleri alıyorlar ve onları öne çıkarıyorlar, böylece

only like 21 men per month or something like that. And I, basically you have to, like,

ayda sadece 21 erkek falan oluyor . Ve ben, temelde,

enter to win, like a date with these awesome guys. Like…

bu harika adamlarla bir randevu gibi, kazanmak için girmelisin . Mesela…

That’s like bachelor’s…

Bu bekar gibi…

Yeah.

Evet.

… offer up…

… teklif et… Bir

Kinda like…

nevi…

Oh really?

Gerçekten mi?

… bachelorette or…

… bekarlığa veda ya da…

Huh.

Huh.

… The Bachelor online.

… Lisans çevrimiçi.

Yeah, only, like, a app, right. I know.

Evet, sadece bir uygulama gibi, değil mi? Biliyorum.

Innovative.

yenilikçi.

So, it is so innovative. I was like, I want to…

Yani çok yenilikçi. Ben gibiydim, istiyorum…

And so you, you’ve tried this before? Or you…

Ve sen, bunu daha önce denedin mi? Ya da sen…

No. I haven’t tried it. Um, I was just kinda flipping through my phone and saw that and

Hayır. Denemedim. Um, telefonumda biraz geziniyordum ve bunu gördüm ve

skimmed over the information, and made my own, like, assumptions about it. So I could

bilgileri gözden geçirdim ve bu konuda kendi varsayımlarımı yaptım. Yani

be way off, but…

çok uzakta olabilirim ama...

You don’t remember the name of it?

Adını hatırlamıyor musun?

I don’t.

Yapmıyorum.

D: Ah.

D: Ah.

I don’t remember the name. But that sounds fun, like, uh, yeah. If I could go on a date

adını hatırlamıyorum. Ama bu kulağa eğlenceli geliyor, mesela, uh, evet.

with a really nice guy, I would be happy…

Gerçekten iyi bir erkekle randevuya çıkabilseydim, mutlu olurdum…

Well that, that’s what I was mentioning before about, like, the, the, the dating strategies

Şey, daha önce bahsettiğim şey buydu, mesela, the, the, erkeklerin flört stratejileri

of men…

…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… and women. Like, just from, like, thousands of years ago, you talk about, like, how, because

… ve kadınlar. Sanki, binlerce yıl öncesinden, üreme şeklimiz yüzünden, nasıl hakkında konuşuyorsunuz

of the way we reproduce. So a women is gonna be more inclined to…

. Yani bir kadın daha eğilimli olacak…

Be choosy.

Seçici ol.

… to find, like, yeah, to be choosy. And like, because you’re choosy, you want to

… evet, seçici olmak gibi. Ve mesela, seçici olduğun için

meet…

tanışmak istiyorsun...

Yeah.

Evet.

… the best person you can.

… yapabileceğiniz en iyi kişi.

Yeah.

Evet.

And…

Ve…

And the, would a dude be like, “Oh, she’s cute. Okay.”

Ve bir erkek, "Ah, o çok tatlı. Tamam aşkım."

Basically.

Temel olarak.

Yeah.

Evet.

Well what’s awesome about the app is you can scroll through profiles and you can be

Uygulamayla ilgili harika olan şey, profiller arasında gezinebilmeniz ve "

like, all right, I’m more interested in that. Especially when you’re really busy,

Tamam, bununla daha çok ilgileniyorum" diyebilmenizdir . Özellikle gerçekten meşgul olduğunuzda,

like…

mesela...

Ah. Yeah, that seems like…

Ah. Evet, öyle görünüyor ki...

Yeah, that’s true.

Evet, bu doğru.

… it’s the big, a big, uh…

… bu büyük, büyük, uh…

That’s the big appeal.

Bu büyük çekicilik.

Yeah.

Evet.

… yeah, yep.

… evet, evet.

Especially when you’re going through your 20s, you’re trying to build up your career

Özellikle 20'li yaşlarınızdan geçerken , kariyerinizi geliştirmeye çalışıyorsunuz

or, you know, build up your hobbies, this and that. So, it’s like, where can you fit

ya da bilirsiniz, hobilerinizi geliştirmeye çalışıyorsunuz, şu ya da bu. Yani, romantizmini nereye sığdırabilirsin

your romance? Sometimes people are too busy, so it’s easy…

? Bazen insanlar çok meşguldür, bu yüzden kolay…

Oh, well that’s interesting…

Oh, bu ilginç……

… just to…

sadece

… you bring that up though. So I mean, both of you are working and you’re…

…… yine de bunu gündeme getiriyorsun. Yani, ikiniz de çalışıyorsunuz ve siz...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you know, young ladies. Are you thinking about, you want to have kids in the future

… bilirsiniz, genç bayanlar. Gelecekte çocuk sahibi olmayı düşünüyor musun,

or do you care?

yoksa umursuyor musun?

Yeah.

Evet.

Is that a, a priority to balance that out?

Bu, bunu dengelemek için bir öncelik mi?

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Or not really? Or, what do you think?

Yoksa gerçekten değil mi? Veya ne düşünüyorsun?

More in the future.

Gelecekte daha fazlası.

Yeah.

Evet.

You know, I definitely feel like now, like, I’m really wanting to focus on my career.

Biliyor musun, şu anda gerçekten kariyerime odaklanmak istediğimi hissediyorum.

Um, I haven’t thought that far ahead to be honest.

Um, dürüst olmak gerekirse o kadar ileriyi düşünmemiştim .

Mm-hmm.

Mm-hmm.

I mean, one day, yes. But I think, I mean, you have a better…

Yani, bir gün, evet. Ama bence, yani, senin daha iyi bir şeyin var...

Yeah.

Evet.

… idea on what you want. For me, I’m like…

… ne istediğiniz hakkında fikir. Benim için şöyleyim...

Well but you guys…

Peki ama sizler...

… career…

kariyer

… are how, how old?

... nasılsınız, kaç yaşındasınız?

… very career focused. Uh, 25.

… çok kariyer odaklı. 25.

25?

25?

24.

24.

Ah, okay.

Ah, tamam.

Yeah. So I would like to have children, but like, honestly, I’m just gonna be doing

Evet. Bu yüzden çocuk sahibi olmak isterdim, ama dürüst olmak gerekirse,

my own thing until Mr. Right shows up.

Bay Doğru ortaya çıkana kadar kendi işimi yapacağım.

Exactly.

Kesinlikle.

And like, I can have a child maybe 28 to 37. Like, there’s a wide, wide window. I’m

Ve mesela, belki 28-37 yaşlarında bir çocuğum olabilir. Geniş, geniş bir pencere var gibi.

ready for, like, whatever comes at me.

Bana ne gelirse, buna hazırım.

Uh-huh.

HI-hı.

But, um, definitely I want to be financially stable, be with the right person. Um, and

Ama kesinlikle finansal olarak istikrarlı olmak istiyorum , doğru kişiyle birlikte olmak. Um, ve

make sure, like, I’m healthy.

sağlıklı olduğumdan emin ol.

Yeah.

Evet.

So if those things are, like, checked off and both me and my partner feel ready, then

Yani, bu şeyler işaretliyse ve hem ben hem de partnerim kendimizi hazır hissediyorsak,

like, that’s when I could have a child. But, I definitely do want children, and I

işte o zaman çocuk sahibi olabilirim. Ama kesinlikle çocuk istiyorum ve

want to adopt, at least. Like…

en azından evlat edinmek istiyorum. Mesela…

Oh really?

Gerçekten mi?

Yeah. I wanted to.

Evet. İstedim.

It’s really interesting…

Gerçekten ilginç...

Oh, you want to adopt…

Oh, evlat edinmek istiyorsun...

… that you mention…

... bahsettiğin...

also? Or…

ayrıca? Veya…

Um, well actually I grew up in a family that was really involved with, uh, foster family…

Um, aslında ben koruyucu aileyle gerçekten ilgilenen bir ailede büyüdüm…

Uh-huh.

Uh-huh.

… the Foster Family Network, and…

… Koruyucu Aile Ağı ve…

Oh, are you adopted or?

Oh, evlat edinildin mi yoksa?

Um, it’s a, it’s a complicated story. But…

Um, bu bir, bu karmaşık bir hikaye. Ama...

Uh-huh.

Hı hı.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… um, you know, I have, uh, siblings who have been adopted and, um, a lot of kids have

… um, bilirsiniz, evlat edinilmiş kardeşlerim var ve um, aileleriyle ilgili ihmal veya uyuşturucu sorunları nedeniyle pek çok çocuk

come into our house and home due to, like, neglect or drug issues with their family and…

evimize ve evimize geldi ve…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… everything. But, um, just going back based off of what you mentioned in terms of evolution.

… her şey. Ama, um, sadece evrim açısından bahsettiğin şeye dayanarak geri dönüyorum.

Uh-huh.

HI-hı.

Like, my grandma, I call her Yiya. She had her, like, first child at 17.

Büyükannem gibi, ona Yiya diyorum. İlk çocuğunu 17 yaşında doğurdu.

Sure.

Tabii.

And like, you know, a lot of civiliza, or civilizations, I don't know, like, different…

Ve bilirsiniz, pek çok uygarlık ya da uygarlık, bilmiyorum, farklı…

Yep, yep. Yeah. Societies is…

Evet, evet. Evet. Toplumlar...

…you know, societies and…

...biliyorsunuz, toplumlar ve...

… sure.

...elbette.

… everything back in the day. It’s like, hey, you get married, you have children, you’re

… her şey eskidendi. Sanki, hey, evleniyorsun, çocukların var,

the child bearer, you know. The woman is sweeping around the house, trying to look for the American

çocuk doğuran sensin, biliyorsun. Kadın evin etrafını süpürüyor, Amerikan

dream, white picket fence. Cook for the husband once he comes home. But nowadays, it’s like,

rüyası beyaz darabayı aramaya çalışıyor. Kocası eve geldiğinde ona yemek yap . Ama günümüzde, sanki

both the man and the woman are providing. Or sometimes you even see and hear about,

hem erkek hem de kadın sağlıyor. Ya da bazen

like, men staying home and…

erkeklerin evde kaldığını görüyor ve duyuyorsunuz ve…

Sure.

Elbette.

… the women going out and…

… kadınlar dışarı çıkıyor ve…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

A stay-at-home dad, yep.

Evde oturan bir baba, evet.

… getting, yeah. Staying at home, and…

… alıyorum, evet. Evde kalmak ve…

That was my dad.

O benim babamdı.

Yep.

Evet.

Yeah.

Evet.

Yeah.

Evet.

And yeah, and then like, now it’s like, we think, okay. What are we going to do right

Ve evet, ve sonra, şimdi şöyle düşünüyoruz, tamam. Şimdi ne yapacağız

now? How far in the future are we going to plan out when we’re going to have kids?

? Gelecekte ne zaman çocuk sahibi olacağımızı planlayacağız?

Or are we even thinking about that at all? Are we continuously pushing that back and

Ya da hiç bunu düşünüyor muyuz? Bunu ve her şeyi sürekli geri mi çekiyoruz

everything, you know. So, it is interesting to think about the mindset. And even now people

, bilirsiniz. Dolayısıyla, zihniyet hakkında düşünmek ilginç. Ve şimdi bile

my age are having kids and getting married. I’m thinking, aren’t you still so young

benim yaşımdaki insanlar çocuk sahibi oluyor ve evleniyor. Düşünüyorum da, bunun için hala çok genç değil misin

for that? But, it really just depends on…

? Ama bu gerçekten

On the person.

kişiye göre değişir.

… the person nowadays. I mean…

… günümüzdeki kişi. Yani

Yeah.

evet.

… luckily you have freedom and choice and everything, but…

… Neyse ki özgürlüğünüz, seçiminiz ve her şeyiniz var, ama…

Sure. And the better healthcare systems that enable people to push that back. So…

Elbette. Ve insanların bunu geri itmesini sağlayan daha iyi sağlık sistemleri. Yani

Yeah.

evet.

… I mean, it’s, it, you can have maybe a complication with a pregnancy or something

… Demek istediğim, bu, bu, belki hamilelikle ilgili bir komplikasyonunuz olabilir veya daha

where you could be older. Uh, so like, my wife, we had Aria. She was, uh, 34, I think.

yaşlı olabileceğiniz bir şey. Uh, yani karım, Aria'mız vardı. Sanırım 34 yaşındaydı.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Uh, so we’re thinking about another one actually.

Uh, yani aslında başka bir tane düşünüyoruz .

Yeah.

Evet.

But I mean, I thought the same way. I didn’t, wasn’t interesting in having kids. I knew

Ama demek istediğim, ben de aynı şekilde düşündüm. Yapmadım, çocuk sahibi olmak ilginç değildi.

I wanted kids…

Çocuk istediğimi biliyordum…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… but not until I was, you know.

… ama ben olana kadar değil, biliyorsun.

Ready.

Hazır.

I think men, men really specifically think about the financial stableness, you know?

Bence erkekler, erkekler özellikle finansal istikrarı düşünüyor, anlıyor musunuz?

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Uh, to be able to, like, and again, that’s part of that, like, traditional… I, I, I,

Uh, yapabilmek, beğenmek ve yine, bu bunun bir parçası, geleneksel gibi… Ben, ben, ben,

I guess I kind of, I look at it almost like a business in a way, where there’s a division

sanırım, buna bir bakıma neredeyse bir iş gibi bakıyorum, orada bir bölünme var

of labor.

iş gücü.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

So if, if I can work more and focus on that, then my wife can, you know, be at home with

Yani, eğer daha çok çalışıp buna odaklanabilirsem, o zaman karım, bilirsiniz, çocuklarla evde olabilir

kids or whatever.

falan.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

We both happen to be home, cause I work from home. But, um, but again, I’m just, from

İkimiz de evdeyiz, çünkü ben evden çalışıyorum . Ama yine de, ben sadece,

what I hear about people, things seem to be changing in some way that I’m not personally,

insanlar hakkında duyduklarıma göre, kişisel olarak pek bilmediğim bir şekilde işler değişiyor gibi görünüyor,

I guess, uh, knowing much about. So, it’s nice to get your feedback about what’s happening

sanırım hakkında pek bir şey bilmiyorum. Bu nedenle, bu konuda neler olduğu hakkında geri bildiriminizi almak güzel

about that.

.

Yeah. Definitely.

Evet. Kesinlikle.

We need to get more, like, men over here to explain, like, young men explaining…

Buraya açıklamak için daha fazla adama ihtiyacımız var, mesela, genç adamların açıklaması...

Yeah.

Evet.

… what’s, what’s happening with that.

… ne oluyor, bununla ne oluyor.

On their mind.

Akıllarında.

Yeah, I feel like this age, it’s, there’s not a, I don't know. Not looking…

Evet, bu yaş gibi hissediyorum, öyle değil, bilmiyorum. Bakmıyorum...

Yeah.

Evet.

… for anything to just settle down right now. It’s more like, hey, let’s see what’s

… her şeyin hemen şimdi oturması için . Daha çok, hey, bakalım

out there…

orada ne var ...

Yeah.

Evet.

… kind of thing.

… tür bir şey.

And if you find somebody that’s like really good for you, then…

Ve senin için gerçekten iyi olan birini bulursan, o zaman…

So if you, if you…

Öyleyse eğer, eğer… …

… yeah, just…

evet, sadece

… did find, if you found some guy now that met some kind of critour, criteria, would

…… bulduysan, şimdi bir tür eleştiri, kriteri karşılayan bir adam bulsaydın, yapar mıydın

you, would you settle down or would you still even then be like, nah. We’re gonna, like,

, yapar mıydın? yerleş ya da o zaman bile hala şöyle olur muydun, hayır.

wait and, and see or, or date him for a while or something?

Bekleyip göreceğiz ya da onunla bir süre falan çıkacak mıyız?

Date for a while.

Bir süre randevu.

Yeah?

Evet?

Yeah…

Evet

Yeah.

evet.

… before I really seal the deal.

… anlaşmayı gerçekten imzalamadan önce.

Yeah.

Evet.

Mm-hmm, same. Like, I’d have to be in my career that I know I want to stay in or like,

Aynı. Mesela, kalmak istediğimi bildiğim kariyerimde olmalıyım ya da

in the same city I know I want to stay in. Like, I’m gonna be moving back to San Diego

kalmak istediğimi bildiğim aynı şehirde olmalıyım. Mesela, dört ay sonra San Diego'ya geri taşınacağım

in four months and now I’m just like, not focused on dating right now.

ve şimdi tıpkı şu anda çıkmaya odaklanmamış gibiyim.

Sure.

Elbette.

Like…

Mesela…

Like, in college and, um, I’d work, and I’d go to school. I didn’t even have time

Mesela, üniversitede ve, um, çalışırdım ve okula giderdim. Çıkmak için zamanım bile yoktu

for dating and all these, you know, um, a lot of people I knew would go on dates and

ve tüm bunlar, bilirsiniz, um, tanıdığım birçok insan randevuya giderdi

everything. It was, wasn’t really until like after graduating college when I got into

falan. Öyleydi, üniversiteden mezun olduktan sonra

the, you know, dating scene at first, and everything. So I don't know, I must be late

, bilirsiniz, ilk başta flört sahnesine ve her şeye girdiğim zamana kadar değildi. Yani bilmiyorum,

to the game and everything. But I just feel a lot more focused on, like, what I, like,

maça filan geç kalmış olmalıyım. Ama ben sadece daha çok odaklanmış hissediyorum, mesela, neyi sevdiğime,

my…

benim...

Yeah, depends on the….

Evet, ...'e göre değişir.

… my path and my career…

… yolum ve kariyerim……

… person, yeah.

kişi, evet.

… and bettering myself. And then, whoever wants to come along for the ride, you know?

… ve kendimi geliştirmek. Ve sonra kim gelmek isterse, bilirsin?

Yeah.

Evet.

Uh-huh.

HI-hı.

And I think, like, a good thing about online dating is you can see on the profile right

Ve bence, çevrimiçi flört hakkında iyi bir şey, profilde

away, like, what kind of relationship they’re interested in; if it’s casual, short-term,

ne tür bir ilişkiyle ilgilendiklerini hemen görebilmeniz ; gündelik, kısa vadeli,

long-term. And they usually ask, like, if you want to have children someday or be married

uzun vadeli ise. Ve genellikle bir gün çocuk sahibi olmak mı yoksa

someday.

bir gün evlenmek mi istersin diye sorarlar.

Uh-huh.

HI-hı.

So you kinda, like, know what you’re getting…

Yani, ne elde ettiğinizi biliyorsunuz…

Sure.

Elbette.

… yourself into.

... kendin içine.

Yeah.

Evet.

But like, I think as we get older too, and you know, do want to find a life-long partner,

Ama sanırım biz de yaşlandıkça ve bilirsiniz, ömür boyu sürecek bir ortak bulmak istiyorsak,

like, it’s important to ask those questions early on in the game. Cause like, if we know

bu soruları oyunun başlarında sormak önemlidir. Çünkü,

we want kids, but like, we start dating a guy who…

çocuk istediğimizi biliyorsak, ama mesela, bir adamla çıkmaya başlarsak ...

Yeah.

Evet.

… like, we find out six month after investing our time with him. So it’s like, oh by the

… onunla zamanımızı harcadıktan altı ay sonra öğreniyoruz . Yani, bu

way, I’m not too into kids. That’s how their voice will sound.

arada, ben çocuklardan pek hoşlanmıyorum. Sesleri böyle çıkacak.

Yeah, well, It’s actually really nice. Some of the guys, like, online dating will like,

Evet, aslında gerçekten çok güzel. Bazı erkekler, çevrimiçi flört gibi,

right off the bat, be like, “Hey, I’m actually just looking for a friends with benefits

hemen "Hey, aslında sadece faydaları olan bir arkadaş arıyorum

kind of thing.”

" gibi olacak.

Yeah.

Evet.

And I’m like, you know what? I like that you’re so direct…

Ve ben, biliyor musun? Çok doğrudan olmanı seviyorum…

I respect that.

Buna saygı duyuyorum.

… you respect that.

… buna saygı duyuyorsunuz.

Yeah.

Evet.

I’m not interested, but you know, let…

İlgilenmiyorum, ama bilirsin, hadi…

That’s great.

Bu harika.

… let them know what you’re looking for, you know? Like…

… ne aradığınızı onlara bildirin, anlıyor musunuz? Mesela…

Sure.

Elbette.

… that was awesome. Like, I might not be interested in that, but…

… bu harikaydı. Mesela, bununla ilgilenmeyebilirim ama…

Yeah.

Evet.

… it’s still, it’s almost like auditioning.

… hala, neredeyse seçmelere benziyor.

Yeah.

Evet.

Well you’re, you’re…

Peki sen, sen…

But I…

Ama ben…

… looking…

… bakıyorum

…

…

……

Sure.

Tabii.

You’re not, you’re not right for the role.

Değilsin, rol için uygun değilsin.

Yeah, sorry…

Evet, üzgünüm...

You gotta find, you gotta find what you’re looking for. I suppose that makes it easier

Bulmalısın, aradığını bulmalısın. Sanırım bu,

to narrow your choices down.

seçimlerinizi daraltmayı kolaylaştırıyor.

Mm-hmm.

Mm-hmm.

Yeah.

Evet.

What about, uh, are you, are you getting any kind of advice or pressure from your parents?

Peki ya sen, anne babandan herhangi bir tavsiye ya da baskı alıyor musun?

Or like, your mothers are saying anything like, “Why…

Ya da anneleriniz, "Neden...

Well…

Pekala...

… don’t you settle down?” You know?

... sakinleşmiyorsunuz?" gibi bir şey söylüyor. Bilirsin?

Mm-hmm.

Mm-hmm. Sahip

Do you think about having, like, you’re not getting any younger dear. You know?

olmayı düşünüyor musun, sanki daha gençleşmiyorsun canım. Bilirsin?

Yeah.

Evet.

Do you, do you get any of that or not really?

Sen, bunlardan herhangi birini alıyor musun, gerçekten anlamıyor musun?

I have, I have family from India and trust me. They’re like, oh, let’s do an arranged…

Var, Hindistan'dan bir ailem var ve bana güvenin. Ah, hadi bir anlaşma yapalım…

Yeah.

Evet.

… marriage for, for you at this point. But, it’s kinda joking, kinda not.

... bu noktada senin için evlilik. Ama şaka gibi, değil.

Ah.

Ah.

You know? Like, I don’t really know. I think they’re kidding, but, uh, no. Not really.

Bilirsin? Mesela, gerçekten bilmiyorum. Şaka yaptıklarını düşünüyorum ama hayır. Tam olarak değil.

Um…

Şey...

Yeah. I hear Indian…

Evet. Kızılderilileri duydum……

… they’ve never been like, oh my gosh…

hiç böyle olmadılar, aman tanrım

… families are strict about that. Or like…

…… aileler bu konuda katı. Ya da...

Yeah. They’re not…

Evet. Onlar……

… can be pushy.

saldırgan olamazlar.

… super, no. They’re not really. I mean, for more…

… süper, hayır. Gerçekten değiller. Yani, daha fazlası için...

…

… um, traditional Indian families, yes. Both my roommates are Indian and, you know,

... um, geleneksel Hint aileleri, evet. Her iki oda arkadaşım da Hintli ve bilirsiniz,

they, very, like, if they’re dating someone who’s not Indian, they’re very like, hey.

onlar çok, eğer Hintli olmayan biriyle çıkıyorlarsa, çok benziyorlar, hey.

I don’t want to…

İstemiyorum...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… talk to my family about this even, you know?

… bunu ailemle bile konuş, biliyor musun?

Oh, really? Huh.

Gerçekten mi? Ha.

Yeah. But for me, it’s, luckily I’ve had freedom to kinda do…

Evet. Ama benim için, şans eseri bir şekilde yapma özgürlüğüm oldu…

Yeah.

Evet.

… they, they trust my decision and if they’re…

… onlar, benim kararıma güveniyorlar ve eğer...

Yeah.

Evet.

… important enough to bring home, I will. And they, usually they’re pretty respectful…

… eve getirecek kadar önemli, ben yapacağım. Ve onlar, genellikle oldukça saygılıdırlar...

Sure.

Elbette.

… about that. So…

... bunun hakkında. Yani

Yeah.

evet.

So if you’re, if you’re parents, like, if you brought home a guy that your parents

Yani eğer siz, eğer ebeveynseniz, örneğin, eve ailenizin sevmediği bir adamı getirdiyseniz, bu

didn’t like, you wouldn’t feel bad about that. You’re just like, well, I mean, you

konuda kendinizi kötü hissetmezsiniz . Sen tıpkı şey gibisin, yani,

just gotta…

sadece yapmalısın...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… do your own thing.

… kendi işini yap.

Yeah. Um, that’s actually a really good point now that I think about it. I’ll like,

Evet. Um, bu aslında şimdi düşündüğümde gerçekten iyi bir nokta. Seveceğim,

you know, when I go on a date with a guy or like, I’ve been on a few dates, usually

bilirsiniz, bir erkekle falan çıktığımda , birkaç randevum oldu, genellikle

I don’t let them know. But when I do, I’m like, “Oh mom, what do you think of this

onlara haber vermem. Ama yaptığımda , "Anne, bu adam hakkında ne düşünüyorsun

guy?” And she’ll be like, “Eh, it’s okay.” And I’m like, “Mom…

?" Ve "Eh, sorun değil" gibi olacak . Ben de “Anne…

Yeah.

Evet.

… why don’t you like them? I want you to like them. “ Especially if, like…

… neden onları sevmiyorsun? Onları beğenmeni istiyorum. “Özellikle, eğer...

Come on, mom. He’s an astronaut.

Hadi anne. O bir astronot.

Yeah, yeah, yeah, the, the…

Evet, evet, evet, o...

He’s an astronaut. How can you not?

O bir astronot. Nasıl yapamazsın?

… astronaut. Yeah, yeah, yeah. For sure.

… astronot. Evet evet evet. Kesinlikle.

You know?

Bilirsin?

Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah.

Evet, evet, evet, evet, evet.

Exactly. But she’s like, “Natasha, it’s your life. Like, if you like him then that’s

Kesinlikle. Ama o, “Natasha, bu senin hayatın. Mesela, ondan hoşlanıyorsan, o zaman

fine.” But then I’m like, “Well, I’m already turned off now because I want my mom

sorun değil. Ama sonra, "Şey, zaten kapattım çünkü annemin

to love this guy.” You know?

bu adamı sevmesini istiyorum." Bilirsin?

Yeah. It’s important to have a family like him.

Evet. Onun gibi bir aileye sahip olmak önemlidir .

Yeah.

Evet.

You think so, yeah?

Öyle mi düşünüyorsun?

In my eyes, yeah.

benim gözümde evet.

I do. I do think that’s important too. I agree with that.

Evet. Bunun da önemli olduğunu düşünüyorum. Buna katılıyorum.

Yeah.

Evet.

Um, and then like, if they do like him. I’m like, “All right, he’s a good one. I’ll

Um, ve ondan hoşlanırlarsa beğenirler. Ben, "Pekala, o iyi biri.

keep him around for a while.”

Onu bir süre etrafta tutacağım.

Yeah.

Evet.

You know?

Bilirsin?

So if you, if you, maybe like, there was a guy you liked, maybe 80 percent. But your

Yani eğer sen, eğer istersen, belki yüzde 80 oranında hoşlandığın bir adam vardı. Ama

mom liked him a lot, that would, that would sway…

annen onu çok severdi, bu etki ederdi ...

Boost him up?

Güçlendirmek mi?

… that for you?

… bu senin için?

It would…

Bu...

Yeah?

Evet?

Yeah.

Evet.

… add that extra boost, yeah.

… bu ekstra desteği ekleyin, evet.

Oh, yeah? Yeah.

Ah evet? Evet.

Especially when, like, they, even before I bring them home or like, even before I even

Özellikle de onlar, ben onları eve getirmeden veya hatta

mention them to my family. Like, if they talk about their mom, like, all right. That’s…

aileme onlardan bahsetmeden önce bile. Mesela, anneleri hakkında konuşurlarsa, tamam. Bu...

That’s so nice.

Bu çok hoş.

… that’s cool to hear.

… bunu duymak harika.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Bonus points, yeah.

Bonus puanlar, evet.

Yeah.

Evet.

Ah, so if you’re, if you’re trying to…

Ah, öyleyse, eğer deniyorsan...

Right.

Doğru.

… how, how, how soon into the…

… nasıl, nasıl, ne kadar yakında…

Or…

Veya…

… dating or whatever should he…

… flört ya da her neyse o…

Yeah.

Evet.

Not…

Değil……

… like…

gibi……

… not necess, yeah. Not necessarily about their mom. But I guess even about their family

… gerekli değil, evet. Mutlaka anneleri hakkında değil . Ama sanırım genel olarak aileleri hakkında bile

in general.

.

Just to say that’s…

Sadece şunu söylemek için…

Like, how close they are.

Ne kadar yakınlar.

… important.

… önemli.

Um…

Um...

Oh, so them, them saying family is important…

Ah, yani onlar, ailenin önemli olduğunu söylüyorlar...

Important, yeah.

Önemli, evet.

Yeah. Like, I don’t…

Evet. Mesela, ben...

That could be anytime, the first date…

Bu herhangi bir zaman olabilir, ilk buluşma

… want to know their, the detail of their family history. Like…

…… onların, aile geçmişlerinin detaylarını bilmek istiyorum . Mesela...

No, I don’t need…

Hayır, benim...

… their life…

onların hayatına...

… a family tree.

... bir soyağacına ihtiyacım yok.

I don’t need a family tree. I don’t need to, like, know every detail about your childhood.

Bir aile ağacına ihtiyacım yok. Senin çocukluğunla ilgili her detayı bilmem gerekmiyor.

But like, just to express your values and to include, like, your relationship with your

Ama sadece değerlerinizi ifade etmek ve aileniz ve arkadaşlarınızla olan ilişkinizi dahil etmek gibi şeyler

family and friends is important…

önemlidir…

Yeah.

Evet.

Ah.

Ah.

… to me.

… bana göre.

Just…

Sadece...

Yeah.

Evet.

… subtle cues.

… Ince ipuçları.

Sure, sure. So note, note to people out there…

Tabi tabi. Öyleyse not, dışarıdaki insanlara not…

Yeah, you don’t, like…

Evet,

… if you’re, if you’re dating…

sevmiyorsun, eğer…… eğer öyleysen, eğer çıkıyorsan

… don’t stop today and be like, say, “I got a mom.” I mean, I got…

…… bugün durup “Benim bir annem var” deme. Yani, ben...

My mom’s calling.

Annem arıyor.

… my mom’s calling. I gotta answer this. “Hey, Mom.” Yeah. I’d be like, okay.

… annem arıyor. Buna cevap vermeliyim. "Hey anne." Evet. Ben şöyle olurdum, tamam.

So…

Yani... Ya da

Or what if, now what if a guy, like, if a guy walked up to you at the club and he was

şimdi, ya bir adam, mesela, bir adam kulüpte sana doğru yürürse ve

just like, you know, like, my mom would love you. What, what would, what would you, would

tıpkı, bilirsin, mesela, annem seni severdiyse. Ne, ne olurdu, ne olurdun, sen olurdun

you be, would you be kinda like…

, biraz şey olur muydun…

I would laugh so hard.

Çok gülerdim.

Watch that happen now.

Şimdi bunun olmasını izle.

Yeah.

Evet.

Oh.

Ah.

Or try that one out. Like, come out, like just bring, carry the photo album with you.

Veya bunu deneyin. Gibi, dışarı çık, sadece getir, fotoğraf albümünü yanında taşı.

Like, this is me…

Mesela, bu benim…

Yeah.

Evet.

… when I was…

… ben…

Hey, photo…

Hey, fotoğraf

… five, you know?

…… beşken, bilirsin?

… albums are on phones nowadays.

… albümler artık telefonlarda.

Oh, it’s, I know. Look at me…

Oh, öyle, biliyorum. Bana bak...

Yeah.

Evet.

Just…

Sadece…… burada

… with like, a physical, physical pictures over here. I’m all, I’m old over here.

fiziksel, fiziksel resimler gibi . Ben buradayım, burada yaşlıyım.

That would be even more creepy.

Bu daha da ürkütücü olurdu.

Well think…

İyi düşünün…

This is my photo…

Bu benim fotoğrafım…

I always think it’s so…

Hep öyle olduğunu düşünüyorum…

… of my mom.

… annemin.

… funny. Like, back in the olden days, not the olden days, but like…

… eğlenceli. Eski günlerdeki gibi, eski günlerde değil, ama mesela…

The olden days.

Eski günlerde.

… you know, you see in movies, like, a, a cute little grandma or a cute little grandpa

… bilirsin, filmlerde görürsün, a, sevimli küçük bir büyükanne ya da sevimli küçük bir büyükbaba

pulling out their wallet with like…

cüzdanını şöyle bir şekilde çıkarıyor…

Yep, with the…

Evet, …

… whole long line of, like…

… uzun bir sıra, gibi…

All the pictures.

Tüm resimler.

Yeah. People watching this who are young probably don’t even know what I’m talking about

Evet. Bunu izleyen genç insanlar muhtemelen şu anda neden bahsettiğimi bile bilmiyorlar

right now.

.

Yep, yep, yep.

Evet, evet, evet.

You should show a little picture showing that.

Bunu gösteren küçük bir resim göstermelisin.

Well actually…

Şey aslında…

Yeah.

Evet.

… it’s, it’s, it’s interesting again, you had mentioned something like that. Like,

… bu, bu, yine ilginç, böyle bir şeyden bahsetmiştin. Mesela, insanların sahip olduğu

when I teach, uh, a lot of even just the vocabulary that people have, like, we take it for granted,

kelime dağarcığını bile öğrettiğimde, sen daha gençken bile bunu hafife alıyoruz

even when you’re younger. So you’ll learn something like, like hang the phone up.

. Böylece , telefonu kapatmak gibi bir şey öğreneceksiniz.

Yeah.

Evet.

Yeah.

Evet.

Now you’re pushing a button on the phone.

Şimdi telefonda bir düğmeye basıyorsunuz.

Oh, so you’re not…

Oh, yani sen...

But it’s because…

Ama bunun nedeni...

… like hanging it…

... onu asmak gibi...

Yeah, so it used to be up on a wall and you…

Evet, yani eskiden bir duvarın üzerindeydi ve sen...

Ah.

Ah.

… would actually hang something up. Or like…

… aslında bir şeyi asardı. Ya da...

Yeah.

Evet.

… a, a dial that you would turn on…

… a, açacağınız bir kadran…

That makes sense.

Bu mantıklı.

So now it’s a switch…

Yani şimdi bir anahtar…

Oh.

Oh.

… that you, like, flip back and forth or push a button. But before…

… ileri geri çevirmek veya bir düğmeye basmak gibi. Ama daha önce...

Yeah.

Evet.

… I mean, old televisions, like, you remember an old television? It just had the power;

… Yani eski televizyonlar, mesela eski bir televizyonu hatırlıyor musunuz? Sadece gücü vardı;

the power dial was the channel dial…

güç kadranı kanal kadranıydı…

Yeah.

Evet.

Oh, yeah.

Ah evet.

… as well. So, you would turn it on, turn the chann, so we would say turn the channel.

… ilave olarak. Yani sen aç, kanalı aç, biz de kanalı çevir deriz.

Oh.

Ah.

Because it was a dial.

Çünkü o bir kadrandı.

Oh.

Ah.

And so now you’re…

Ve şimdi sen...

I remember that for a very short period…

Bunu çok kısa bir süre için hatırlıyorum...

Yeah.

Evet.

… of time. Yeah.

… zamanın. Evet.

So, it use, used to be like that. And you know, like, but again, we have things like

Yani, eskiden böyleydi. Ve bilirsiniz, ama yine, bizde onlardan gelen böyle şeyler var

that that come from those…

…

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… you know, older, olden days…

… Hani eski, eski günler…

The olden days…

Eski günler…

The olden days.

Eski günler.

… as, as these young, these young ladies like to call it. But, it’s great…

… bu genç hanımların dediği gibi . Ama harika…

Yeah.

Evet.

… great to get your, your fresh perspectives on what’s happening…

… neler olup bittiğine dair yeni bakış açılarınızı elde etmek harika …

Yeah.

Evet.

… with the dating scene and what, what men and women are up to these days. I need to

… flört sahnesi ve ne ile, bu günlerde erkekler ve kadınlar neler yapıyor.

get more…

Daha fazlasına ihtiyacım var...

Yeah.

Evet.

… another, another young buck over here.

… bir başkası, burada başka bir genç delikanlı.

Right. I think…

Sağ. Bence…

Talk about what’s going on.

Neler olduğu hakkında konuşun.

… can I say, like, one pro tip?

… bir profesyonel ipucu söyleyebilir miyim?

Yeah, yeah.

Evet evet.

If it, if they take away anything from this…

Eğer öyleyse, eğer bundan bir şey çıkarırlarsa...

Mm-hmm.

Mm-hmm.

… um, men or women, like, if you just approach somebody and you’re genuine. You’re not

… um, erkekler veya kadınlar, mesela birine yaklaşırsanız ve samimiyseniz.

trying to, like, look for anything out of somebody and just treat them like a person.

Birinden herhangi bir şey aramaya ve onlara bir insan gibi davranmaya çalışmıyorsunuz.

Uh-huh.

HI-hı.

…

…

I mean, that’s like, yeah. That’s a huge turn on. Like, because…

Demek istediğim, evet gibi. Bu büyük bir dönüş. Mesela, çünkü…

Yeah?

Evet?

… I feel like attacked if, like, a guy is being sleazy, or I can see in his eyes he,

… Bir adam kalitesiz davranıyorsa veya gözlerinde

like, wants something more. This is gonna end, and like him asking for my number. It’s

daha fazlasını istediğini görebiliyorsam saldırıya uğramış gibi hissediyorum. Bu iş bitecek ve onun numaramı istemesi gibi. Bu

just, like, socially exhausting.

sadece sosyal olarak yorucu.

You can tell if he’s like a, if he’s like a hit it and quit it kind of…

Onun bir gibi olup olmadığını, bir vurup bırakmadığını söyleyebilirsin…

Yeah.

Evet.

… kind of guy, or whatever?

… bir tür adam ya da her neyse?

It’s awkward.

Bu garip.

Yeah, it is.

Evet o.

Yeah.

Evet.

It’s like…

Sanki…

Or you can see what’s happening in their brain. But if you’re just genuine, like,

Veya beyinlerinde neler olduğunu görebilirsiniz . Ama sadece samimiysen,

“Hey, what’s up. Like, I really like your dress.” Or, like, that tie you’re wearing.

"Hey, naber. Mesela, elbiseni gerçekten beğendim . Ya da taktığın kravat gibi.

Like…

Mesela...

Like, the tie you’re wearing.

Taktığın kravat gibi.

Yeah. And just, like…

Evet. Ve tıpkı...

Yeah.

Evet.

… be genuine about it.

… bu konuda samimi olun.

Uh-huh, uh-huh.

Uh-huh, uh-huh.

And don’t expect anything. Don’t expect anything. That’s what I want to say. Don’t

Ve hiçbir şey beklemeyin. Hiçbir şey beklemeyin. Benim söylemek istediğim bu.

expect…

Beklemeyin...

Yeah.

Evet.

… anything from the other person ever.

… diğer kişiden herhangi bir şey.

Sure to…

Elbette…

Ouch.

Ah.

Just be…

Sadece…… ol

… if you don’t expect anything, you’re sure to…

, eğer bir şey beklemiyorsan, emin ol…

Get something.

Bir şey alırsın.

… be more successful.

… daha başarılı olun.

I see.

Anlıyorum.

It’s amazing.

Bu harika.

All right. Well, like, you, you men out there, play it safe. Be kind to the ladies, you know,

Elbette. Pekala, siz, siz dışarıdaki adamlar, dikkatli olun. Bayanlara karşı nazik olun, bilirsiniz

or at least let them know, like, can I, you know, can I graze your, your chest or like,

ya da en azından bilmelerini sağlayın, mesela, ben, bilirsiniz, göğsünüzü ya da benzeri şeyleri otlatabilir miyim, bilir misiniz

you know? Some like you to ask…

? Bazıları senin sormanı seviyor…

Ask permission.

İzin iste.

… ask politely, ask permission.

… kibarca isteyin, izin isteyin.

Yeah.

Evet.

Uh, but wanna, wanna, I’ll leave it here. There’s a lot more that we could talk about,

Uh, ama istiyorum, istiyorum, burada bırakacağım. Konuşabileceğimiz daha çok şey var,

but I think that’s a lot of interesting things to jump into there. Uh, but I wish

ama bence bu, oraya atlamak için çok ilginç şeyler. Uh, ama

both of you well with your respective…

ikinize de iyi dileklerimle...

Thank you.

Teşekkürler.

… dating, dating lives and professional lives as well.

… flört, flört hayatları ve profesyonel hayatlar da.

Yes.

Evet.

Arigatou gozaimasu

Arigatou gozaimasu

Uh, yeah. Well hopefully I got some interesting, uh, vocabulary and tips in there for you.

Ah, evet. Umarım orada sizin için bazı ilginç kelimeler ve ipuçlarım vardır.

But, we’ll leave it here for now, and I’ll be back in just a minute for the Special Mission

Ama şimdilik burada bırakalım ve bir dakika sonra Özel Görev

Homework assignment. Maybe I’ll send you out dating or something like that. Do something

Ev Ödevi için döneceğim. Belki seni flört ya da onun gibi bir şeyle gönderirim. İlginç bir şey yapın

interesting…

…

Check out some apps.

Bazı uygulamalara göz atın.

Try this on a date. Hey Drew, high five.

Bunu bir tarihte deneyin. Selam Drew, beşlik çak.

Oh…

Oh………… evet

…

… yeah, well, yeah. You, you could, you could do some, she was, she was telling us…

, peki, evet. Sen, yapabilirsin, biraz yapabilirsin, öyleydi, bize anlatıyordu…

Or a pound of ice cream.

Ya da yarım kilo dondurma.

Ice cream cone.

Dondurma külahı.

I can’t see it from that angle.

O açıdan göremiyorum.

There ya go.

İşte gidiyorsun.

Ice cream cone.

Dondurma külahı.

Some different, different ways of interacting…

Etkileşim kurmanın bazı farklı, farklı yolları...

Yeah.

Evet.

… with people over here. That might be a generational thing.

… buradaki insanlarla. Bu kuşaksal bir şey olabilir.

Yeah.

Evet.

But, you see, see, see who that works with. But anyway, so we’ll…

Ama görüyorsun, görüyorsun, kiminle çalıştığını görüyorsun. Ama her neyse, yani biz...

Yeah, anyways…

Evet, neyse...

… close it down for now. And I’ll see you back in here soon. Bye bye.

... şimdilik kapatalım. Ve seni yakında burada göreceğim. Güle güle.

Bye.

Hoşçakal.

Bye.

Hoşçakal.

Well that’s the end of this conversation. I hope you did enjoy it. For your Special

Bu konuşmanın sonu bu. Umarım eğlenmişsindir.

Mission Homework assignment tonight, uh, or this month, what I’d like you to do, there

Bu gece ya da bu ayki Özel Görev Ödev ödeviniz için, yapmanızı istediğim şey,

are actually two things. The first one is just going back and reviewing the conversation

aslında iki şey var. İlki, sadece geri dönüp sohbeti gözden geçirmek

because we had a really, a special opportunity this month with two speakers in addition to

çünkü bu ay benim dışımda iki konuşmacıyla

myself, that we get to speak with. So there are lots of opportunities where people are

konuşabileceğimiz gerçekten çok özel bir fırsatımız oldu. Dolayısıyla, insanların

trying to find their turn in the conversation. And this is something that you develop as

sohbette sıralarını bulmaya çalıştıkları pek çok fırsat var. Ve bu, konuştukça geliştirdiğiniz bir şeydir

you speak. It’s the same thing in your native language, but there are certain language patterns,

. Ana dilinizde de aynı şey var , ancak belirli dil kalıpları,

ways of expressing yourself or certain words that people use right before they’re done

kendinizi ifade etme yolları veya insanların konuşmayı bitirmeden hemen önce kullandıkları belirli kelimeler var

speaking. Or it could be maybe a pause and a thought or something that this gives the

. Ya da belki bir duraklama ve bunun konuşmadaki diğer kişiye verdiği bir düşünce ya da başka bir şey olabilir

other person in the conversation, or if there are more than one person, uh, more than peep,

ya da konuşmada birden fazla kişi varsa, uh, birden fazla dikizleme, birden

more than one person, uh, in the conversation who are also waiting.

fazla kişi, uh, aynı zamanda beklemek.

So go back and look for this in the conversation. And this is really just to, to develop that

O yüzden geri dönün ve sohbette bunu arayın. Ve bu gerçekten sadece,

sense of listening for when a conversation point, uh, someone is saying something and

bir konuşma noktası olduğunda, uh, birisi bir şey söylediğinde ve

then maybe they’re going to stop talking so you can make your point after that. Uh,

sonra belki konuşmayı bırakacaksa, bundan sonra ne demek istediğinizi anlatabilmeniz için o dinleme duygusunu geliştirmek içindir.

but go back and watch when the conversation switches. So the speakers, uh, it switches

Ama geri dön ve konuşmanın ne zaman değiştiğini izle. Yani hoparlörler, uh,

from one person to the next. And then just go back a little bit and see what was being

bir kişiden diğerine geçiyor. Ve sonra biraz geriye gidin ve

said right before that happens. Now it happens a lot throughout the conversation, but just

bu olmadan hemen önce ne söylendiğine bakın. Şimdi konuşma boyunca çok oluyor, ama sadece

pay attention to that.

buna dikkat et.

The other part of your homework assignment more connected with this month’s theme,

Ev ödevinizin bu ayın temasıyla daha bağlantılı olan diğer kısmı,

uh, this month’s theme, is to go out and watch some kind of romantic comedy movie.

uh, bu ayın teması, dışarı çıkıp bir tür romantik komedi filmi izlemek.

Now you could watch something maybe, uh, even just a TV show like an episode of some TV

Artık bir şey izleyebilirsiniz, uh, hatta sadece bir TV şovu, sevdiğiniz bir TV şovunun bir bölümü gibi,

show you like that has to do with, like, a love thing or a relationship or dating thing,

aşkla, ilişkiyle ya da flörtle ilgili bir şey,

something like that. But just so you can listen for this kind of vocabulary. So even if you

bunun gibi bir şey. Ama sadece bu tür kelimeleri dinleyebilmeniz için. Dolayısıyla, tıpkı

don’t understand everything, exactly like we do in Master English Conversation and The

bizim Master English Conversation ve The

Fluency Course, what you’re really doing is just focusing on one thing at a time. I

Fluency Course'ta yaptığımız gibi, her şeyi anlamasanız bile, aslında yaptığınız şey her seferinde tek bir şeye odaklanmaktır.

know you want to be able to use every kind of grammar point very well or use every kind

Her türlü gramer noktasını çok iyi kullanabilmek veya her tür

of phrase exactly when you want to say it. But it takes time to do that.

cümleyi tam olarak söylemek istediğin zaman kullanabilmek istediğini biliyorum. Ama bunu yapmak zaman alıyor.

So that’s why each month, we just focus on one particular grammar point. You focus

İşte bu yüzden her ay belirli bir gramer konusuna odaklanıyoruz.

on that, and then even there are plenty other grammar points you’ll find in these lessons,

Buna odaklanıyorsunuz ve bu derslerde bulacağınız pek çok başka gramer noktası olsa da

we just want you to focus on that one.

biz sadece buna odaklanmanızı istiyoruz.

So take your time. Really listen for this vocabulary. Uh, you could even, you know,

Bu yüzden acele etmeyin. Bu kelime dağarcığını gerçekten dinleyin. Uh, hatta, bilirsin,

take a movie, something like that and learn it in the same way that you’re doing this.

bir film çekebilirsin, bunun gibi bir şey ve bunu yaptığın gibi öğrenebilirsin.

So you could just go through a couple of sections of it. Most movies, you can find the script

Yani sadece birkaç bölümden geçebilirsin . Çoğu filmin

of them online. So you can even, uh, search for a particular romantic comedy movie, find

senaryosunu internette bulabilirsiniz. Hatta belirli bir romantik komedi filmi arayabilir,

the script online. Just type in Google or wherever, “script for…” You know, whatever

senaryosunu internette bulabilirsiniz. Google'a veya herhangi bir yere "senaryo için..." yazın, hani

the name of that movie is. Uh, and then when you find the script, you can, you can even

o filmin adı her neyse. Uh, ve sonra senaryoyu bulduğunuzda,

just do searching for, uh, specific words right in that online script. So if you’re

doğrudan o çevrimiçi senaryoda belirli kelimeleri arayabilirsiniz, hatta arayabilirsiniz. Yani

just looking at it in your browser, uh, you can take some of the vocabulary that you’ve

sadece tarayıcınızdan bakıyorsanız, uh, bu ay derslerde öğrendiğiniz kelimelerin bir kısmını alabilir

learned this month in the lessons, and then just look for those particular words and then

ve sonra sadece o belirli kelimeleri arayabilir ve sonra

see where that appears in the movie. And then you can go to that section of the movie and

bunların filmde nerede göründüğüne bakabilirsiniz. . Ve sonra filmin o bölümüne gidebilir ve

watch those things as well.

o şeyleri de izleyebilirsiniz.

So it should be a lot of fun. Uh, and if you can, you can also find fan sites for these

Bu yüzden çok eğlenceli olmalı. Uh, ve eğer bulabilirseniz, bu tür filmlerin hayran sitelerini de bulabilirsiniz, hatta

kind of movies or even if you go to IMDB.com. This is the Internet Movie Database. And usually

IMDB.com'a girseniz bile. Bu, İnternet Film Veritabanıdır. Ve genellikle

you can even start by picking a movie that has lots of people commenting, and you can

birçok insanın yorum yaptığı bir film seçerek başlayabilirsin ve

again, speak specifically about that movie or talk about, uh, maybe something interesting

yine, özellikle o film hakkında konuşabilir veya belki film hakkında beğendiğin ilginç bir şey hakkında konuşabilir

that you liked about it or ask other fans questions about it. Again, the more you go

veya diğer hayranlara film hakkında sorular sorabilirsin. Yine,

deep into the conversation, you know, whatever you’re talking about. Maybe it’s a specific

konuşmanın derinliklerine indikçe, ne hakkında konuştuğunuzu bilirsiniz. Belki belirli bir

movie or something else, it doesn’t really matter. But the point is that you’re going

film ya da başka bir şey, gerçekten önemli değil. Ama asıl mesele şu ki

deeper into that, and that’s what’s going to get you closer to fluency.

, bu konuda daha derine iniyorsunuz ve bu sizi akıcı konuşmaya yaklaştıracak.

Well, that’s it for this month. So go back and do those two things. One, again, going

Eh, bu ay için bu kadar. Öyleyse geri dön ve şu iki şeyi yap. Bir, tekrar

back. Reviewing the lesson, looking for that where you can, uh, get in and out of people

geri dönüyor. Dersi gözden geçirmek, kullandıkları

speaking because of the, the specific words they’re using or maybe the pause or the

belirli kelimeler veya belki duraklama veya diğer kişiye izin vermek

body language that they’re using to let other person, uh, to let the other person

için kullandıkları beden dili nedeniyle insanların konuşmasına girip çıkabileceğiniz bir yer aramak. , diğer kişinin

know that you can get into the conversation or to, uh, to start speaking because one person’s

sohbete girebileceğinizi bilmesini sağlamak için veya, uh, bir kişi

not going to say anything after that. And then also look for some kind of romantic comedy

bundan sonra hiçbir şey söylemeyeceği için konuşmaya başlamak için. Ve sonra bir tür romantik komedi filmi de arayın

movie.

.

So part of that is watching it to get connected with the vocabulary and seeing it in something

Bunun bir kısmı, onu sözlükle bağlantı kurmak için izlemek ve onu

like a movie. But also if you can connect with other people, that’s ideal as well.

bir film gibi bir şeyde görmek. Ancak diğer insanlarla bağlantı kurabiliyorsanız, bu da idealdir. Hatta

So maybe even find some other people who enjoy learning English, or just like those kinds

belki İngilizce öğrenmekten zevk alan veya bu tür

of movies, and watch it with them. And say, “Hey, like you know, I want to watch a movie

filmler gibi başka insanlar bulabilir ve onlarla birlikte seyredebilirsiniz. Ve "Hey, bildiğin gibi seninle bir film izlemek istiyorum

with you, and this could be a great thing to watch.” Anyway, that’s the end of this

ve bu izlemek için harika bir şey olabilir " deyin. Her neyse, bu dersin sonu bu

lesson. I hope you have enjoyed it and I look forward to seeing you next month. Bye bye.

. Umarım beğenmişsinizdir ve gelecek ay sizi görmeyi dört gözle bekliyorum. Güle güle.