🥞 Are you ready to toss with us? 👨🏻‍🍳 - It's Pancake Day - LIVE - Shrove Tuesday 21st February 2023

Do do do do do do do do do do

yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap yap

do do do do do do do do do

do do do do do do.

Hi, everybody.

Selam millet.

This is Mr. Duncan in England.

Ben İngiltere'den Bay Duncan.

How are you today? Are you okay?

Bugün nasılsın? İyi misin?

I hope so.

Umarım. Mutlu

Are you happy? I hope you're feeling happy today.

musun? Umarım bugün kendini mutlu hissediyorsundur.

I'm okay. Not too bad. We have a beautiful day.

İyiyim. Çok kötü değil. Güzel bir gün yaşıyoruz.

The sun is shining.

Güneş parlıyor.

It's also a special day.

Aynı zamanda özel bir gün.

Because today it's pancake day.

Çünkü bugün pankek günü.

Can you believe it?

Buna inanabiliyor musun?

So we are going to do some cooking here in the kitchen.

Bu yüzden burada mutfakta biraz yemek yapacağız.

I know what you're going to say.

Ne söyleyeceğini biliyorum.

It's been a long time since we've done anything in the kitchen.

Mutfakta bir şey yapmayalı uzun zaman oldu.

You can see now we all live.

Şimdi hepimizin yaşadığını görebilirsiniz.

It is just coming up to 2:05 o'clock on a Tuesday.

Salı günü saat 2:05'e geliyor.

This is Shrove Tuesday.

Bu Shrove Salı.

If you are wondering what that's all about, Mr.

Tüm bunların ne hakkında olduğunu merak ediyorsanız, Bay

Duncan, what do you mean when you say Shrove Tuesday?

Duncan, Shrove Salı derken ne demek istiyorsunuz?

Don't worry.

Merak etme.

I will explain all of that later on as well.

Bunların hepsini ayrıca daha sonra anlatacağım.

So we are going to make some pancakes.

O yüzden pankek yapacağız.

Although I have to be honest, we aren't going to cheat ever so slightly

Dürüst olmak zorunda olsam da,

more about that later on because there is something

daha sonra bu konuda biraz daha fazla hile yapmayacağız çünkü

even more exciting than pancakes.

kreplerden daha heyecan verici bir şey var.

And that is

Ve o da yardımcı

my co-host, my special guest, my partner in crime.

sunucum, özel konuğum, suç ortağım.

Here he comes.

İşte geliyor.

It's Mr. Steve.

Ben Bay Steve.

Hello. Hello, everybody.

Merhaba. Herkese merhaba.

Hello, Mr. Duncan.

Merhaba, Bay Duncan.

Yes, It's all exciting.

Evet, hepsi heyecan verici.

Today's funny having the camera very close up.

Bugün kameranın çok yakın olması komik.

We use it being a long way away in the studio.

Stüdyoda çok uzakta olduğu için kullanıyoruz.

Here we are in the kitchen and it's going to be.

İşte mutfaktayız ve olacak.

I'm hungry.

Açım.

I don't know about you, Mr.

Sizi bilmem Bay

Duncan, but I'm actually feeling quite hungry.

Duncan ama ben gerçekten çok acıktım.

So who's actually going to make these pancakes, by the way?

Bu arada, bu pankekleri gerçekte kim yapacak ?

You don't have to shout, by the way.

Bu arada bağırmana gerek yok.

Well, I'm just talking normally.

Ben sadece normal konuşuyorum.

Just more

of just my normal way of talking.

Sadece normal konuşma şeklimden daha fazlası.

You going to whisper to

Mr. Duncan any sound? Yes.

Bay Duncan'a herhangi bir ses fısıldayacak mısın? Evet.

It isn't that.

Bu o değil.

It's just, you know, you sound a bit crazy.

Sadece, bilirsin, biraz çılgınca konuşuyorsun.

Anyway, that was a good start for doing well so far.

Her neyse, bu şimdiye kadar iyi iş çıkarmak için iyi bir başlangıçtı.

Well, we're both going to cook with pancakes, but both are going to do them in a minute.

İkimiz de pankek pişireceğiz ama ikisi de birazdan yapacak.

I might make the pancake mix and then pour it all over Mr.

Pankek karışımı yapıp Bay

Duncan's head.

Duncan'ın kafasına dökebilirim.

Yes, Well, I would make a good nice, wouldn't it?

Evet, iyi bir kibar olurdum, değil mi?

Make it make you very good alive.

Seni hayatta çok iyi yapmasını sağla.

Get millions of views. Yes.

Milyonlarca görüntüleme elde edin. Evet.

Anyway, how would you

Her neyse, nasılsınız

please tell us how you are and please tell us if you are also making pancakes today.

lütfen bize nasıl olduğunuzu ve bugün siz de pankek yapıyorsanız söyleyin lütfen.

If it is Shrove Tuesday or Pancake Day. Right.

Shrove Salı veya Gözleme Günü ise. Sağ.

You wherever you are around this wonderful world.

Bu harika dünyanın her neresinde olursanız olun siz.

Mr. Duncan has a live chat, I'm sure.

Bay Duncan'ın canlı bir sohbeti olduğundan eminim.

So we'll be able to see exactly what you're saying, what you think

Böylece bu çok farklı canlı yayında tam olarak ne söylediğinizi, ne düşündüğünüzü görebileceğiz

to this very different live stream. Yes.

. Evet.

Well, think about this.

Bunu bir düşün.

We have done this many times in the past, so it's not that unusual because we've done

Bunu geçmişte birçok kez yaptık, bu yüzden alışılmadık bir şey değil çünkü

it loads of times, but we haven't done it for a long time.

birçok kez yaptık ama uzun zamandır yapmadık.

So I couldn't resist today having a live stream.

Bu yüzden bugün canlı yayın yapmaya dayanamadım.

And also we are making some pancakes.

Ayrıca pankek yapıyoruz.

Can I say also to Alexander?

İskender'e de söyleyebilir miyim?

Congratulations to you.

Tebrikler.

You are first on today's live chat. Well done.

Bugünkü canlı sohbette birincisiniz. Tebrikler.

Lots of people joining us already.

Şimdiden bir çok kişi bize katılıyor.

Rehab is here, right? Yes.

Rehabilitasyon burada, değil mi? Evet.

Also the tests, Paolo as well.

Ayrıca testler, Paolo da.

Hello, Paolo. Beatrice.

Merhaba Paolo. Beatrice.

Hello, Beatrice Alexander alongside Alexandra. Already.

Merhaba, Beatrice Alexander, Alexandra ile birlikte. Çoktan.

Beatrice Mahmud is here rather ham.

Beatrice Mahmud burada oldukça ham.

Paolo already was said that?

Paolo zaten söylendi mi?

Yes, to take the tests.

Evet, sınavlara girmek için.

But you. You're already writing lots of comments.

Ama sen. Zaten çok sayıda yorum yazıyorsunuz.

So you just say hello.

Yani sadece merhaba de.

You, me, you, me says how?

Sen, ben, sen, ben diyor nasıl?

Really? Well, it's. It's quite hot in here.

Gerçekten mi? Evet, öyle. Burası oldukça sıcak.

So you might be referring to the temperature in the kitchen.

Yani mutfaktaki sıcaklıktan bahsediyor olabilirsiniz.

And of course, the banter that goes on in kitchens is often seen as a hellhole.

Ve tabii ki, mutfaklarda yapılan şakalaşmalar genellikle bir cehennem çukuru olarak görülür.

A place to be, isn't it? In the kitchen?

Olmak için bir yer, değil mi? Mutfakta?

Well, when you see all

those television programs with the chefs,

Pekala,

şeflerin olduğu tüm o televizyon programlarını gördüğünüzde,

high profile chefs are making meals.

yüksek profilli şefler yemek yapıyor.

There was shouting, swearing at people, Hey, maybe we could do that now if we were to chat

İnsanlara bağırışlar, sövmeler vardı, Hey, belki şimdi

and swear as each other.

birbirimizin adıyla sohbet edip sövsek bunu yapabilirdik. Bir

What they do on the on the sort of master chef programmes.

çeşit usta şef programlarında yaptıkları şey .

You mean Gordon Ramsay? He's one of them. Isn't a yes.

Gordon Ramsay'i mi kastediyorsun? O onlardan biri. evet değil mi İnsanlara

Well, he's the one that swears and shouts at people and beats them up If they don't.

küfreden, bağıran ve eğer yapmazlarsa onları döven o.

If they have sloppy pancakes or soggy

Özensiz krepleri veya ıslak

pancakes, maybe I will have to shout at Mr.

krepleri varsa, belki Bay Steve'e bağırmak zorunda kalacağım

Steve. There'll be none of us.

. Hiçbirimiz olmayacağız.

Here are pancakes will be perfect.

İşte krepler mükemmel olacak.

We might. We're going to be tossing.

Biz belki. Biz savuracağız.

Yes, there will be a lot of tossing today if you if you want to toss with us.

Evet, eğer bizimle atmak istersen bugün çok fazla atış olacak .

We are a couple of tosses and we love tossing pancakes.

Biz birkaç atışız ve krep atmayı seviyoruz.

And if you would like to toss with us, you are more than welcome to do so.

Ve bizimle uğraşmak isterseniz, bunu yapmaktan memnuniyet duyarsınız.

All right. Okay.

Elbette. Tamam aşkım.

Yes. Feel feel free, right? Argue.

Evet. Kendinizi özgür hissedin, değil mi? Tartışmak.

I think we're making pancakes today. I don't know.

Sanırım bugün pankek yapıyoruz. Bilmiyorum.

I'm just having a look.

Sadece bir göz atıyorum.

Yesterday before Ash friends say thank you.

Dün Ash arkadaşları teşekkür etmeden önce.

It's nice. Yes, we are making orange cake, says Rahm.

Bu iyi. Evet portakallı kek yapıyoruz diyor Rahm. Kulağa

Oh, that sounds nice.

hoş geliyor.

Has it got chocolate in it as well?

İçinde çikolata da var mı?

Hello. Good evening to you both. It says

Merhaba. ikinize de iyi akşamlar

chin taka, chin taka.

Çene takası, çene takası diyor.

What about?

See, if you're saying good evening, then you must be maybe.

Ne dersin?

Bak, iyi akşamlar diyorsan, belki de öyle olmalısın.

Oh, yes, that's a bit of good evening.

Oh, evet, bu biraz iyi akşamlar.

So, yes, you must be sort of east of us.

Yani evet, biraz doğumuzda olmalısın.

Yes, maybe.

Evet belki.

I think Asia, I want to say far east, maybe.

Bence Asya, belki uzak doğu demek istiyorum.

Yes, sir. Good evening to you. It's sort of.

Evet efendim. Sana iyi akşamlar. Bu bir nevi.

Well, it's 2:00 here, isn't it?

Burada saat 2:00, değil mi?

So I'm getting excited. Mr. Doom was.

Bu yüzden heyecanlanıyorum. Bay Doom öyleydi.

I'm hungry.

I haven't had any lunch today.

Açım.

Bugün öğle yemeği yemedim.

I've been saving my appetite. Yes.

İştahımı koruyorum. Evet.

For these delicious which I'm having is going to be very delicious.

Sahip olduğum bu lezzetli şeyler çok lezzetli olacak.

Pancakes.

Krep.

Oh, they better be.

Olsa iyi olur.

Or else there will be trouble.

Yoksa sorun çıkar.

So, first of all, I'm going to show you what we're actually doing.

Yani, her şeyden önce, size gerçekte ne yaptığımızı göstereceğim.

So don't worry. Live chat.

Bu yüzden endişelenme. Canlı sohbet.

We haven't forgotten about you, so I'm going to move the camera.

Seni unutmadık, bu yüzden kamerayı hareket ettireceğim.

You can hold that, Mr. Steve. I'll have the live chat.

Tutabilirsiniz, Bay Steve. Canlı sohbeti yapacağım.

I like to have charge of the knife.

Bıçağın kontrolünün bende olmasını seviyorum.

Please don't delete anyone.

Lütfen kimseyi silmeyin.

Well, I

can't promise, but I've got to be very careful not to press anything.

Söz veremem ama hiçbir şeye basmamak için çok dikkatli olmalıyım.

Okay. Oh, Mr. Jenkins wandering.

Tamam aşkım. Oh, Bay Jenkins dolaşıyor.

So here we go.

İşte başlıyoruz.

So this is what we are doing today.

Bugün yaptığımız şey bu.

You can see we have all the things ready that we need.

İhtiyacımız olan her şeyin hazır olduğunu görebilirsiniz.

We have eggs.

Yumurtamız var.

We have a mixing bowl.

Karıştırma kabımız var.

We also have some some tools as well,

Ayrıca bazı araçlarımız da var,

some tools to help us do what we're doing.

yaptığımız şeyi yapmamıza yardımcı olacak bazı araçlar.

We have the frying pan and also we have a container

Kızartma tavamız var ve ayrıca

ready to to put some water into.

içine biraz su koymak için hazır bir kabımız var.

So all the ingredients we need today, Steve, are basically

Yani bugün ihtiyacımız olan tüm malzemeler , Steve, temelde

water,

su,

eggs and a bit of mix.

yumurta ve biraz karışım.

Now, I have to say, I'm going to be honest with you, I am cheating

Şimdi söylemeliyim ki, size karşı dürüst olacağım, hile yapıyorum

because we are using some mix, some readymade pancake mix.

çünkü biraz karışım, biraz hazır pankek karışımı kullanıyoruz.

So we are slightly cheating.

Yani biraz hile yapıyoruz.

I will be honest with you.

sana karşı dürüst olacağım

I just have the confused look.

Sadece şaşkın bir bakışım var.

And Steve space is look like.

Ve Steve uzay benziyor.

So what's happening that I wasn't sure that I need to face that way to the microphone.

Peki ne oluyor ki mikrofona o şekilde bakmam gerektiğinden emin değildim.

All right.

So that works that nobody can see at the moment, Steve.

Elbette.

Böylece şu anda kimsenin göremediği işler Steve.

I know that.

Biliyorum ki.

Yes. So we have we have some tools here.

Evet. Yani burada bazı araçlarımız var.

We have a knife.

Bıçağımız var.

We have a very sharp knife.

Çok keskin bir bıçağımız var.

I love this knife, by the way, because it's spread.

Bu arada, bu bıçağı seviyorum çünkü yayılıyor.

So if you cut yourself, you can't see the blood.

Yani kendinizi keserseniz kanı göremezsiniz. Bir

We also have something called a whisk.

de çırpıcı denen bir şeyimiz var.

And we will be using this to mix everything up as well.

Ve bunu her şeyi karıştırmak için de kullanacağız.

And very important, we have a couple of lemons as well.

Ve çok önemli, birkaç limonumuz da var.

So that is what we are going to be using to make today's

Demek bugünün

special festive pancakes.

özel şenlikli kreplerini yapmak için kullanacağımız şey bu.

And now I will put Mr.

Ve şimdi Bay

Steve back where he wants to be, which is a here.

Steve'i olmak istediği yere, yani buraya geri koyacağım.

There we go.

I'm quite happy to be where I was before. Mr. Duncan.

Oraya gidiyoruz.

Daha önce olduğum yerde olduğum için oldukça mutluyum. Bay Duncan.

Hello to Aziz from Algeria

Cezayir'den Aziz'e

and also from Cero or Cheerio from Brazil.

ve ayrıca Brezilya'dan Cero veya Cheerio'dan merhaba.

So we already have our people from

Halihazırda Güney Amerika'dan gelen insanlarımız var

South America

and watching is obviously Algeria is not South America is near Africa.

ve izliyoruz ki Cezayir, Güney Amerika değil, Afrika'ya yakın.

But yes.

Ama evet.

Yeah, from Asia it's just chin taka.

Evet, Asya'dan sadece chin taka.

So yes, good that we like to know where you're from.

Yani evet, senin nereli olduğunu bilmek güzel.

So yeah, there's nothing else on there at the moment.

Yani evet, şu anda orada başka bir şey yok.

Mr. Duncan.

Bay Duncan.

Anything else. No. So we probably need to get on.

Başka bir şey. Hayır. Yani muhtemelen devam etmemiz gerekiyor.

Can you please put something interesting on the live chat or else Steve might fall asleep?

Lütfen canlı sohbete ilginç bir şey koyabilir misin yoksa Steve uyuyakalabilir mi?

You see, he gets very tired at this time of the day, so it's now coming up to 2:15.

Günün bu saatinde çok yoruluyor, bu yüzden saat 2:15'e geliyor.

I hope you're okay.

Umarım iyisin. Bu

This is, by the way, a live stream celebrating,

arada bu,

commemorating a special day because it is pancake Day.

gözleme günü olduğu için özel bir günü kutlayan, anan bir canlı yayın.

And as you know, anything to do with food, anything at all,

Ve bildiğiniz gibi, yemekle ilgili herhangi bir şey, herhangi bir şey,

count me in.

beni de hesaba katın.

Definitely.

Kesinlikle.

So we are going to do this in a moment.

Bunu birazdan yapacağız.

First of all, Steve, we meet.

Öncelikle Steve, tanışıyoruz.

We need to you have to put that down now because I'm going to need Mr.

Bunu şimdi bırakmalısın çünkü Bay

Steve's help. Oh, how about your assistant?

Steve'in yardımına ihtiyacım olacak. Ya asistanın?

Well, assistant.

Pekala, asistan.

So as usual, Mr.

Her zamanki gibi Bay

Duncan is is going to do probably most of the cooking, and I'm going to be assisting.

Duncan muhtemelen yemeklerin çoğunu yapacak ve ben de yardımcı olacağım.

Can I help with the whisk?

Çırpma konusunda yardımcı olabilir miyim?

You can.

Yapabilirsiniz.

You can do it all if you want.

İstersen hepsini yapabilirsin.

After we haven't got our overalls on Pinafore.

Pinafore'da tulumlarımızı alamadıktan sonra.

There's no rules.

Kural yok.

I haven't got anything to protect our overalls.

Tulumlarımızı koruyacak hiçbir şeyim yok.

How messy are you going to be?

Ne kadar dağınık olacaksın?

You don't need overalls.

Tuluma ihtiyacın yok.

We're not building a house, for God's sake, anyway.

Ev yapmıyoruz zaten Allah aşkına.

Steve. Come on, Steve.

Steve. Hadi Steve.

So, you know I'm going home anyway.

Yani, nasılsa eve gideceğimi biliyorsun.

You know what you call them?

Onlara ne diyorsun biliyor musun?

Yes, They for an apron.

Evet, bir önlük için.

That's it. You don't have an apron when you're cooking, don't you?

Bu kadar. Yemek pişirirken önlüğünüz yok, değil mi?

First of all, can I.

Her şeyden önce,

Can I ask you something?

size bir şey sorabilir miyim?

Can you take those big clumpy shoes off and I move this clock?

Şu büyük, topaklı ayakkabılarını çıkarır mısın, ben de bu saati hareket ettiririm?

No, it's sort of in the way. It isn't in the way.

Hayır, bir şekilde engel oluyor. Yolunda değil.

Okay. That's right.

Tamam aşkım. Bu doğru.

I've spent all morning setting this up,

Bütün sabah bunu ayarlamakla uğraştım

and I wanted it to go so smoothly, but I'm nervous.

ve çok düzgün gitmesini istedim ama gerginim.

Sorry. It's live.

Üzgünüm. canlı.

We've got no producers here telling us what to do.

Burada bize ne yapacağımızı söyleyen bir yapımcımız yok.

It's life. That's the thing. You see, It's not fake.

Bu hayat. Olay bu. Görüyorsun, sahte değil. Bir şeyler yapıyormuş gibi yaptıkları

It's not like all those other YouTubers where they pretend to do things.

diğer tüm YouTuber'lar gibi değil .

This is actually happening right now at 215

Bu aslında şu anda

on a Tuesday afternoon.

bir Salı öğleden sonra 215'te oluyor.

I hope you are having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

Let's get on with it, Steve. Right.

Devam edelim, Steve. Sağ.

Okay. So what do you want to do first?

Tamam aşkım. Peki ilk önce ne yapmak istersin? Bu

So the first thing we need is to make sure we have one of these,

yüzden ihtiyacımız olan ilk şey ,

a frying pan, very useful for frying things in.

bir kızartma tavasına sahip olduğumuzdan emin olmak, bir şeyleri kızartmak için çok kullanışlı

And also if Mr.

Steve annoys me, I can bum

clunk him over the head with this as well.

.

If he's being naughty.

Yaramazlık yapıyorsa.

Here we go then.

İşte başlıyoruz o zaman.

So we're going to put a bit of oil in here, first of all.

Bu yüzden, her şeyden önce buraya biraz yağ koyacağız .

So first of all, a little bit of oil in the frying pan.

Bu yüzden öncelikle tavaya biraz sıvı yağ alın. Onu

You do that. Mr.

yap. Bay

Duncan, on top paper, what's in this pancake mix?

Duncan, kağıt üzerinde, bu pankek karışımının içinde ne var?

Now? My mother would have a fit if she knew

Şimdi? Pankek karışımı aldığımı bilse annem kriz geçirirdi

that I was buying pancake mix, because basically it's just that's a lot of

, çünkü temelde bu çok fazla

it's flour

un

and skim milk powder.

ve yağsız süt tozu.

That's basically it.

Temelde bu.

Flour and milk.

Un ve süt. Bu

So we don't know what they're going to taste because normally you use mixed a cup of flour

yüzden ne tadacaklarını bilmiyoruz çünkü normalde bir bardak unu

with proper milk, but we're just trying to save time there and. Ms.

uygun sütle karıştırırsınız, ama biz sadece orada zaman kazanmaya çalışıyoruz.

So I'll open this tactic for them.

Hanımefendi bu taktiği onlara açacağım.

Do you want me to open this up yet?

Bunu açmamı istiyor musun?

Okay.

Tamam aşkım.

Three.

Üç.

So the secret here is not to put too much oil.

Yani buradaki sır çok fazla yağ koymamak.

Don't put too much oil in the pan, because what will happen is

Tavaya çok fazla yağ koymayın, çünkü ne olacak,

the oil will burn and then you will have very

yağ yanacak ve o zaman

horrible tasting pancakes.

tadı çok kötü olan pankekleriniz olacak.

So, yes, we are cheating

Yani evet, biraz hile yapıyoruz

slightly because we are making something that's already been mixed.

çünkü zaten karıştırılmış bir şey yapıyoruz .

However, there is a little bit of preparation that we have to do.

Ancak, yapmamız gereken küçük bir hazırlık var .

We have to break an egg.

Bir yumurta kırmalıyız.

We have to prepare some water,

Biraz su hazırlamalıyız

and then we have to mix it all together and put it in the frying pan.

ve sonra hepsini karıştırıp kızartma tavasına koymalıyız.

Oh, it's going to be so interesting.

Ah, çok ilginç olacak.

But the big question is, will they be good or will they be awful?

Ama asıl soru şu ki, iyi mi olacaklar yoksa berbat mı olacaklar?

I was going to use bottled water, but that's okay.

Şişelenmiş su kullanacaktım ama sorun değil.

Mr. Steve is going to do.

Bay Steve yapacak.

I've always noticed whenever we do this, we always seem to be fighting

Bunu ne zaman yapsak, her zaman kavga ediyor gibi göründüğümüzü

and between ourselves trying to do things, Mr.

ve kendi aramızda bir şeyler yapmaya çalıştığımızı her zaman fark etmişimdir, Bay

Steve's going to show his lovely flower in a little while as well, because Mr..

Steve de kısa bir süre sonra o güzel çiçeğini gösterecek, çünkü Bay..

Mr. Steve's lovely flower is lovely. Not yet.

Bay Steve'in sevimli çiçeği sevimli. Henüz değil.

So you have to move over there.

Yani oraya taşınmalısın.

Steve Oh, you've got the instructions. Yes.

Steve Oh, talimatlar sende. Evet. O

Well, it's it's not that difficult.

kadar da zor değil.

It's not really that difficult.

Gerçekten o kadar da zor değil. Bunu takip edememek için

You would have to be completely stupid not to be able to follow this.

tamamen aptal olmalısın .

So you need, first of all, you need to whisk together one

Yani, her şeyden önce, bir

large egg and 420 millilitres of water.

büyük yumurta ve 420 mililitre suyu bir araya getirmeniz gerekiyor.

How would you do that in a bowl?

Bunu bir kasede nasıl yaparsın?

Yes, you obviously do in here, though, don't you?

Evet, belli ki burada yapıyorsun, değil mi?

Yes. Let me just get the egg.

Evet. Yumurtayı alayım.

So as you can see, we have some lovely organic eggs.

Gördüğünüz gibi, çok güzel organik yumurtalarımız var.

So these are no ordinary eggs.

Yani bunlar sıradan yumurtalar değil.

These are organic eggs.

Bunlar organik yumurtalar.

And we have one left in the box.

Ve kutuda bir tane kaldı. İşte

There it is.

burada.

So we can't break it.

Yani onu kıramayız.

If we break this egg, then we have no more eggs left.

Bu yumurtayı kırarsak başka yumurtamız kalmaz. İşte

So there it is.

orada. Size

I'm going to show you my way of breaking eggs.

yumurta kırma yöntemimi göstereceğim.

By the way, a lot of people are fascinated by it.

Bu arada, birçok insan bundan etkileniyor.

I'm going to show you how I do it.

Sana nasıl yaptığımı göstereceğim.

It's probably over my head.

Muhtemelen beni aşıyor.

Is that what you're going to do, Mr. Denton?

Yapacağınız şey bu mu, Bay Denton?

Let's have a look. So there it is. There is.

Bir bakalım. İşte orada. Orada.

You've measured that right of you?

Doğru mu ölçtün?

Yes. As close as I can possibly get to.

Evet. Ulaşabileceğim kadar yakın.

Okay, then.

Tamam o zaman.

So there is the water.

Yani su var.

There is the egg. I'm going to break the egg.

Yumurta var. Yumurtayı kıracağım.

Do, do, do.

Yap yap yap.

This is how I normally break your neck like this.

Boynunu normalde böyle kırarım.

I normally tap the side like this.

Normalde bu şekilde yana vururum.

Give it a couple of strikes and then break it.

Birkaç vuruş yap ve sonra kır.

I know a lot of people like to do it different ways, but this is my way of breaking and I

Pek çok insanın bunu farklı şekillerde yapmayı sevdiğini biliyorum, ama bu benim kırılma yolum ve

to do it so you can see me.

beni görebilsin diye yapacağım.

Okay, so I just do that.

Tamam, sadece bunu yapıyorum.

The spirit is open.

Ruh açıktır.

Yeah, I love that sound

Evet, bu sese bayılıyorum,

is a great sound.

harika bir ses.

They normally you would be doing this into milk,

Normalde bunu süte yapacaksınız

but there's already milk in the powder in the mix, so you don't need to do that.

ama karışımdaki tozda zaten süt var, bu yüzden bunu yapmanıza gerek yok.

John. I was doing Mr. Duncan. Why do you keep to that?

John. Bay Duncan'ı yapıyordum. Neden buna devam ediyorsun? Bu

So we need to we need to mix that first, I think before we to that

yüzden önce bunu karıştırmamız gerekiyor, sanırım bunu yapmadan önce

you just see. Yes.

görüyorsunuz. Evet. Daha

You as you have the mix afterwards and again, that's done. So

sonra ve tekrar karışımınız olduğu için, bitti. Yani

you have the mix and on the anarchy form stirring.

karışımınız var ve anarşi formunda karıştırıyorsunuz.

So Mr.

Bay

Stevens now whisking whisk,

Stevens şimdi çırpıcıyı çırpıyor,

he's mixing everything together vigorously.

her şeyi kuvvetlice karıştırıyor.

I love that word. By the way. He's vigorous.

Bu kelimeyi seviyorum. Bu arada. O enerjik.

If you do something vigorously, it means you do it with a lot of effort and energy.

Bir şeyi kuvvetli bir şekilde yapıyorsanız, onu çok fazla çaba ve enerji ile yapıyorsunuz demektir. Bir

You use a lot of energy to do something.

şeyi yapmak için çok fazla enerji harcıyorsunuz.

You do it with force.

Zorla yaparsın.

You do something vigorously.

Şiddetle bir şeyler yapıyorsun.

Ooh, very nice, right? Is that it?

Çok güzel, değil mi? Bu mu?

That's it.

Bu kadar.

So now we need to weigh.

Şimdi tartmamız gerekiyor.

Oh, Barrow, We need all of it.

Barrow, hepsine ihtiyacımız var.

All of it.

Hepsini.

Well, that's what it says here.

Burada öyle yazıyor.

Almost 400 and 420 male

Yaklaşık 400 ve 420 erkek, 192 gramlık

add at the pancake mix

gözleme karışımına eklenir

at 192 grams. Yes.

. Evet.

And there is 109 to 2 grams in here.

Ve burada 109 ila 2 gram var.

Oh, I see.

So the whole syringe and the whole lot, I'm really worried.

Ah anlıyorum.

Yani tüm şırınga ve her şey, gerçekten endişeliyim.

Not because we would have to have everything.

Her şeye sahip olmamız gerektiği için değil.

Well, let's see what happens.

Bakalım ne olacak.

This apparently this makes 12 pancakes.

Bu görünüşe göre bu 12 krep yapıyor.

I'm not sure if we're going to have 12, but

12 olacak mı emin değilim ama

this is how many pancakes it makes.

bu kadar krep yapıyor.

If you go, then sprinkle sprinkles,

Giderseniz, ilkbaharda serpin,

sprinkling, sprinkling in the spring.

serpin, serpin.

No disrespect, Mr. Duncan said. It's not

Saygısızlık etmek yok, dedi Bay Duncan.

mixing it.

Karıştırmıyor.

He's mixing it in.

Karıştırıyor.

Carry on and mould

Devam edin ve

a bit more

on the sex

seks

content.

içeriğini biraz daha şekillendirin.

And you can you here is by the way I think I think

Ve burada olabilirsin bu arada sanırım bence biz

I think we're okay yes I think we can be heard especially with Mr.

iyiyiz evet bence özellikle Bay

Stevens big now

Stevens büyükken artık

you know this is going to be a bit more staid.

bunun biraz daha ağırbaşlı olacağını biliyorsun.

Yeah. Take care of me.

Evet. Bana iyi bak.

Maybe all of it.

Belki de hepsi.

Still there's still some it

Hala

like the rest.

diğerleri gibi bir kısmı var.

What is it.

Nedir.

So the mix, the mix that we're having, it's not milk powder.

Yani bu karışım, sahip olduğumuz karışım, süt tozu değil.

It does have milk powder in the mix.

Karışımda süt tozu var.

But there are other things as well.

Ama başka şeyler de var.

There's flour and other things as well.

Un ve başka şeyler de var.

Hello, live chat. Hello, Mohsin.

Merhaba, canlı sohbet. Merhaba Muhsin.

Nice to see you. Here.

Sizi görmek güzel. Burada.

We are about to attempt to make some pancakes and this is very exciting.

Pankek yapmak üzereyiz ve bu çok heyecan verici.

Hello.

Also to

Merhaba.

Ayrıca

o p creation.

o p oluşturma.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

Who else is here?

Burada başka kim var?

Cero is here watching in Brazil.

Cero burada Brezilya'da izliyor.

Nice to see you here as well.

Seni burada görmek de güzel.

So it is Shrove Tuesday.

Yani Shrove Salı.

Today, Shrove Tuesday,

Bugün, Shrove Salı,

a special day.

özel bir gün.

That's the

Bu

good.

iyi.

Well, there we go. That's all mixed. Mr. Duncan disappeared.

İşte başlıyoruz. Hepsi karışık. Bay Duncan ortadan kayboldu.

I presume he's going to just the sound, but that looks like that's ready now

Sanırım sadece sesi alacak, ama görünüşe göre bu artık

for us to put in the frying pan.

kızartma tavasına koymamız için hazır.

So we will do that.

Yani bunu yapacağız.

I'm just making sure that everything is still working.

Sadece her şeyin hala çalıştığından emin oluyorum.

All right, because I'm not in the studio.

Pekala, çünkü stüdyoda değilim.

You see, I'm in the kitchen, so I have to keep an eye on my controls

Görüyorsun, mutfaktayım, bu yüzden kontrollerime

and all of my knobs.

ve tüm düğmelerime göz kulak olmam gerekiyor.

Okay.

Just to stay in the centre, you can't actually see what Steve is doing. But

Tamam aşkım.

Sırf merkezde kalmak için Steve'in ne yaptığını gerçekten göremezsiniz. Ama

actually, I tell you what I'm going to do.

aslında, sana ne yapacağımı söylüyorum.

I'm going to bring the camera down and then we can see what Mr.

Kamerayı aşağı indireceğim ve sonra Bay

Steve is actually doing.

Steve'in gerçekte ne yaptığını görebiliriz.

Would you like to see have a close look here.

Buraya yakından bakmak ister misiniz?

We can do.

Biz yapabiliriz.

I'm going to cut the I'm going to cut the the

lemons first.

Önce limonları keseceğim.

So not only and we're ready to sprinkle that on.

Yani sadece değil ve üzerine serpmeye hazırız.

Do you want me to do the first? You want to do the first one?

İlkini yapmamı ister misin? İlkini yapmak ister misin?

Because you better do it if you do it, Steve.

Çünkü yapacaksan yapsan iyi olur, Steve.

You're right. Let's right.

Haklısın. Doğru yapalım.

We're going to wait until the until the batter is

Hamurun

the oil is literally a half

yağın tam anlamıyla yarısı

smoking. Yes.

tütene kadar bekleyeceğiz. Evet.

And then

Ve sonra

we'll we'll be ready, hopefully it's not ready yet.

hazır olacağız, umarım henüz hazır değildir.

I think it will take a while to heat.

Isınması biraz zaman alacak sanırım.

I think we think this is going

Sanırım bunun geleceğini düşünüyoruz

to arrive.

.

I have to say we are making this look very difficult.

Bunu çok zorlaştırdığımızı söylemeliyim.

Well, you know what they say about too many cooks spoiling the broth.

Et suyunu bozan çok fazla aşçı hakkında ne derler bilirsin .

There's two of us trying to cook here,

Burada yemek yapmaya çalışan iki kişi var

and naturally it's taking a lot longer than it should do.

ve doğal olarak olması gerekenden çok daha uzun sürüyor.

But how are we now? Has that was that looking back?

Ama şimdi nasılız? Geriye bakmak bu muydu?

I think we're nearly.

Sanırım neredeyse geldik.

Is it hot?

Sıcak mı?

It's hot.

Bu çok sıcak.

It is definitely hot.

Kesinlikle sıcak.

Mr. Duncan.

Bay Duncan.

Not quite hot enough.

Yeterince sıcak değil.

I think it needs to be hot enough.

Yeterince sıcak olması gerektiğini düşünüyorum.

As soon as you put the batter in.

Hamuru koyar koymaz

It's supposed to start cooking

our tests a little bit.

hamurumuzu biraz pişirmeye başlamalıyız.

You can do a little test here.

Burada küçük bir test yapabilirsiniz.

Yes, it's definitely on the way.

Evet, kesinlikle yolda.

The very small

Çok küçük

the very small pancakes.

çok küçük krepler.

Mr. Steve.

Bay Steve.

Oh, I see you just testing it. I was just testing it.

Ah, test ettiğini görüyorum. Sadece test ediyordum.

I actually thought that those with pancakes than the fact that you're three small pancakes.

Ben aslında pankek olanların aslında üç küçük pankek olduğunu düşünmüştüm.

Okay.

Tamam aşkım.

All right. I think we're nearly there.

Elbette. Sanırım neredeyse geldik.

Okeydoke. Come on, Steve.

Tamam. Hadi Steve.

Everyone's waiting.

Herkes bekliyor.

I can't speed this process up.

Bu süreci hızlandıramam.

Mr. Duncan.

Bay Duncan.

Clearly.

Açıkça.

So as I said before, we are cheating slightly

Daha önce de söylediğim gibi, biraz hile yapıyoruz

because we're using something that's already been mixed together.

çünkü zaten birbirine karıştırılmış bir şey kullanıyoruz.

It just saves time.

Sadece zaman kazandırır.

But of course, you can make your own using flour, eggs

Ama tabii ki un, yumurta

and also a little bit of

ve biraz da

some people like to add salt as well.

tuz eklemeyi seven bazı insanlar kullanarak kendiniz yapabilirsiniz.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Well, let's try Mr. Duncan.

Pekala, Bay Duncan'ı deneyelim.

Yes, here we go

Evet, işte

a bit more.

biraz daha gidiyoruz.

And then that's I think.

Ve sonra bence bu.

Okay, that's already

Tamam, zaten

the things it's cooking, right?

pişirdiği şeyler bunlar, değil mi? Hareket ettirdiğin

Something's happening

bir şey oluyor

that you move it.

.

Did you want to explain that?

Bunu mu açıklamak istedin?

Show cheese again?

Yine peynir gösterilsin mi?

I'm doing this now because I won't be able to just.

Bunu şimdi yapıyorum çünkü yapamayacağım.

Just just do this first, Steve, and then it will

Sadece önce bunu yap Steve, sonra

move on to the

details afterwards.

ayrıntılara geçilecek

.

Stepping there.

Oraya adım atmak.

No, Steve, It's stuck on

Hayır Steve,

in case you just joined us.

bize yeni katıldıysan diye takılı kaldı.

Still alive.

Hala canlı.

And Mr.

Ve Bay

Steve is making a pancake.

Steve gözleme yapıyor.

Is is it going well?

İyi gidiyor mu?

I'm not sure.

Emin değilim.

It asked me in a few minutes.

Birkaç dakika içinde bana sordu.

It doesn't look too good to me, too.

Bana da pek iyi görünmüyor.

Why is it going back

Neden kenarlara geri gidiyor

the edges?

? Aslında

I don't think this is a particularly good

bunun pek iyi bir spatula olduğunu düşünmüyorum

spatula, actually.

.

But we don't have any tools.

Ama hiçbir aletimiz yok.

I'm. Oh, as you.

Ben. Senin gibi.

Good, right.

İyi, doğru.

Well, what are you doing like that?

Peki, ne yapıyorsun böyle?

Just.

Sadece.

Oh, so it's just terrible.

Oh, yani bu çok kötü.

There you go.

İşte gidiyorsun.

Fantastic.

Fantastik.

Oh, my God.

Aman Tanrım.

And everyone.

Ve herkes.

Everybody comes in a foil.

Herkes bir folyo içinde gelir.

Everyone last week was saying how wonderful you are in the kitchen.

Geçen hafta herkes mutfakta ne kadar harika olduğunu söylüyordu.

Can I just say Mr.

Bay

Steve is not sometimes not very good in this.

Steve'in bazen bu konuda pek iyi olmadığını söyleyebilir miyim?

It's okay. Abandon that one and start again.

Sorun değil. Onu bırak ve yeniden başla.

This was not very successful.

Bu çok başarılı olmadı. Aman

Oh, my goodness.

tanrım.

It's just terrible.

Bu sadece korkunç.

That's one.

Bu bir.

God save another.

Tanrı başka birini korusun.

Go out of the worst pancake I've ever seen.

Gördüğüm en kötü gözlemeden çık.

And these is a lot more oil.

Ve bunlar çok daha fazla yağ.

Yeah,

Evet,

because it was sticking

çünkü

to the.

yapışıyordu.

I don't think it's positive.

Olumlu olduğunu düşünmüyorum.

Personally, I don't think it was hot enough.

Şahsen, yeterince sıcak olduğunu düşünmüyorum. Şimdi

Let's try again

tekrar deneyelim

now. Put a lot more in this time

. Bu sefer çok daha fazla koy

30 I it at the outset I said

30 tane koydum en başta dedim

just just give it a chance to cook on the bottom

sadece altı üstü pişmesi için bir şans verin

before you start.

başlamadan önce.

I like a hot bottom. Mr.

Ben sıcak popo severim. Bay

Duncan.

Duncan.

I'd love to see what let's say yes.

Neye evet diyelim görmek isterim.

Holy cow, says Mohsin.

Kutsal inek, diyor Mohsin.

Say, he says, Tell me.

Söyle, söyle diyor.

Please do it. Good.

Lütfen yap. İyi.

Mrs..

Bayan..

It's a big pancake.

Bu büyük bir gözleme.

Oh, that's better, though.

Oh, bu daha iyi ama.

That's much better. Now.

Bu çok daha iyi. Şimdi.

It looks like it's working.

Çalışıyor gibi görünüyor.

So shuffle it around just to make sure it's. That's it.

O yüzden emin olmak için karıştır. Bu kadar.

Not too much. Not too much.

Çok fazla değil. Çok fazla değil.

Just shuffle it. Yeah, that's tipping. Yeah.

Sadece karıştır. Evet, bu bahşiş. Evet.

You need to even things out of here.

Buradan her şeyi eşitlemelisin.

Yeah.

Evet.

I really get the feeling that Steve's not cooked

Gerçekten Steve'in

many pancakes because it's been a few years, I've got to say, Mr.

birkaç yıl olduğu için çok fazla krep pişirmediği hissine kapılıyorum, söylemeliyim Bay

Duncan.

Duncan.

So does this longer get a bit better?

Peki bu uzadıkça biraz daha iyi oluyor mu? Bu mu

Is it?

?

I don't think I put enough in him.

Ona yeterince kattığımı düşünmüyorum.

Right. What are we looking like? Him?

Sağ. Neye benziyoruz? O?

Yeah, this is starting to right out. My dispatcher.

Evet, bu doğru çıkmaya başladı. Göndericim.

That is, if I can get another spatula.

Yani, başka bir spatula bulabilirsem.

Why haven't we got another one?

Neden bir tane daha almadık?

Oh, I think.

Sanırım.

I think you know, we have.

Sanırım biliyorsun, bizde var.

Haven't

the who is used to

Kim

everything.

Stick to it, okay.

her şeye alışkın değil mi?

Buna bağlı kal, tamam.

And we put a little more along it, but I help it.

Ve üzerine biraz daha koyduk, ama ben yardım ediyorum.

You do realise your pancake is now on fire, Right?

Pankekinizin şimdi yandığının farkındasınız, değil mi?

Let's see what's happening here.

Bakalım burada neler oluyor.

Oh, yes, that looks a bit.

Oh, evet, bu biraz görünüyor.

Yeah, it's, it. It's moved too much.

Evet, bu, o. Çok fazla taşındı.

Just note it. So it is not.

Sadece not et. Yani değil.

It is just releasing it.

Sadece onu serbest bırakıyor.

It's, it's, it's, it is don't need to typical in in

Bu, bu, bu, tipik olması gerekmiyor,

it's just give it a little bit more.

sadece biraz daha fazlasını verin.

No irritant.

No I know because the dispatcher is useless That's why you've got to you've got to get underneath it.

Tahriş edici değil.

Hayır biliyorum çünkü gönderici işe yaramaz Bu yüzden altından kalkmalısın. Akla gelebilecek

You say it's

unfortunate that we have the most used

en çok kullanılan gönderiye sahip olmamızın talihsizlik olduğunu söylüyorsunuz

dispatch of it imaginable. Have

. İş için

you've thought to have the right tools

doğru araçlara sahip olmayı düşündünüz mü

for the job?

?

Yeah.

Evet.

Okay.

Tamam aşkım.

Is it at least in the land?

En azından karada mı?

Yeah, it's that it is sticking with us.

Evet, bize yapışıyor.

Another about this one, isn't it.

Bununla ilgili bir tane daha, değil mi? Orada mı

Is that there, there, there's.

, orada mı, orada mı? Bir

Let's look at it.

bakalım.

Right. Yes.

Sağ. Evet.

So you get rid of that bit, get rid of a fault that is single

Yani o bitten kurtulun, tek olan bir hatadan kurtulun

and then the other bits should be right.

ve sonra diğer bitler doğru olmalıdır.

Okay.

Tamam aşkım. Sonbaharda hep

I was to unite this kind of this pancake mix always in the fall.

bu pankek karışımını bu şekilde birleştirecektim .

Yeah, it is pancake mix, is it.

Evet, pankek karışımı, öyle mi?

It shouldn't they would experience don't use pancake mix.

Pankek karışımı kullanmayınız.

Right.

Sağ.

But you guys are tough so I'm I have a go

Ama sizler sertsiniz, ben de bir gidip

and see what happens.

ne olacağını göreceğim.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

But obviously

Ama belli ki

that doesn't work.

bu işe yaramıyor.

I think we actually have the right saucepan for that.

Sanırım bunun için doğru tencereye sahibiz.

It wouldn't come out.

Çıkmazdı.

This is going very well, Mr.

Bu çok iyi gidiyor, Bay

Steve.

Steve.

Well, looks alright. That doesn't look too bad.

Pekala, iyi görünüyor. Bu çok kötü görünmüyor.

That looks all right even though we've, we've,

Bu iyi görünüyor, biz, biz, biz,

we've made a bit of a mess unfortunately

ne yazık ki, gördüğünüz gibi, biraz ortalığı karıştırmış olsak da, ben, ben işin içinde

as you can see

I, I might be down

olabilirim,

it, it certainly done, it gives a little bit more time.

kesinlikle bitti, bu biraz daha zaman veriyor.

I think it might be a bit soft.

Bence biraz yumuşak olabilir.

You see I don't normally break up like this but no

Bakın ben normalde böyle dağılmam ama

that should be done now

hayır şimdi yapılmalı

as you have a place

çünkü burada bir yeriniz var

here, I regard

as one might look at all that sort of looks like a pancake.

.

It sort of looks like one.

Bir nevi benziyor.

So are you going to put a bit of sugar oil

Peki limon suyunun üzerine biraz şeker yağı

and a bit of lemon juice stuff against the lemon juice? It's

biraz da limon suyu şeysi koyacak mısınız? Yani

lemon juice

limon suyu

that is.

Sure. Not too much sugar.

.

Elbette. Çok fazla şeker değil.

Not too much sugar because I'm on a diet.

Diyette olduğum için fazla şeker kullanmıyorum.

We go that

Buna gidiyoruz

and that's we're always over.

ve bu her zaman bitiyoruz.

See that?

Bunu gördün mü?

You shouldn't do that.

Bunu yapmamalısın.

You haven't got time to try it, Mr.

Denemek için vaktiniz yok, Bay

Duncan, Anyway, No, let me just put my camera back.

Duncan, Her neyse, Hayır, kameramı yerine koyayım.

Let's see.

Görelim.

Let's see what we've got.

Neye sahip olduğumuza bir bakalım.

I'm very aware of burning.

Yanmanın çok farkındayım.

Does a visit.

ziyaret eder.

Does a definite smell of burning.

Kesin bir yanık kokusu yapar.

Give me a very.

Bana çok ver.

Oh, there we go. I'm going to be on MasterChef next week.

İşte başlıyoruz. Önümüzdeki hafta MasterChef'te olacağım.

Mr. Duncan. Yes, but you want me to go?

Bay Duncan. Evet, ama gitmemi mi istiyorsun?

Come on, let's try this.

Hadi, bunu deneyelim.

Try some of this.

Bundan biraz dene.

So happy pancake day.

Krep gününüz kutlu olsun.

Although this.

Buna rağmen.

I'm not sure what this is.

Bunun ne olduğundan emin değilim.

Is this.

This looks like something that's been hit by a car.

Bu.

Bu bir arabanın çarptığı bir şeye benziyor.

Okay, Not bad.

Tamam, fena değil.

This isn't bad.

Mr. Duncan.

Bu kötü değil.

Bay Duncan.

I don't think my mother would approve.

Annemin onaylayacağını sanmıyorum. O

She would not.

yapmaz.

That's not bad. Hmm.

Fena değil. Hmm.

I think we need to open a restaurant

Sanırım bir restoran açmamız gerekiyor

and do you want to have a go?

ve sen denemek ister misin?

I have to say, after seeing Mr.

Bay

Save trying to make one, I'll make another one.

Save'in bir tane yapmaya çalıştığını gördükten sonra bir tane daha yapacağımı söylemeliyim.

Hmm. Yeah, it's a little.

Hmm. Evet, biraz. Bazı

It's a different role in places, but I've got to have it now, Mr.

yerlerde farklı bir rol ama artık ona sahip olmalıyım, Bay

Valentine.

Valentine.

Okay, Mr.

Steve is going to try and make another one, right? Hmm.

Tamam, Bay

Steve bir tane daha yapmaya çalışacak, değil mi? Hmm.

Not bad.

Fena değil.

Oh, she

Oh,

actually not bad at all.

aslında hiç de fena değil.

I suppose you're wondering why we do this.

Sanırım bunu neden yaptığımızı merak ediyorsunuz.

Well, actually,

Aslında,

the reason why we have Shrove Tuesday

Shrove Salı'nın olmasının nedeni, Shrove Tide adlı

is because it's part of a religious festival

dini bir festivalin parçası olması

called Shrove Tide,

and this takes place over

ve bu,

three days before Ash Wednesday.

Kül Çarşambası'ndan üç gün önce gerçekleşiyor.

So this is the beginning of what we call Lent.

Bu, Lent dediğimiz şeyin başlangıcıdır.

So certain religions follow a fasting period, and in the Christian religion,

Yani bazı dinler oruç dönemini takip eder ve Hıristiyan dininde

certain people will follow Lent,

bazı insanlar Oruç'u takip eder, oruç

they will abstain or they will fast.

tutmaz veya oruç tutarlar.

Maybe they will give something up for that

Belki o dönem için bir şeylerden vazgeçerler

particular period of time.

.

We often call it the Festival of Confession.

Biz buna genellikle İtiraf Festivali deriz.

And normally on Shrove Tuesday, people will gather together

Ve normalde Shrove Salı günü insanlar bir araya toplanacak

and they will collect all of the food

ve tüm yiyecekleri toplayacak

and they will eat it on that day.

ve o gün yiyecekler.

And then during the festive period, all of that food will not go to waste.

Ve sonra bayram döneminde, tüm bu yiyecekler boşa gitmeyecek.

So that's the reason why people do it, Although nowadays

Yani insanların bunu yapmasının nedeni bu, Her ne kadar günümüzde

I don't think people do all of that.

insanların hepsini yaptığını düşünmüyorum.

I don't think many people do actually fast.

Pek çok insanın gerçekten hızlı olduğunu düşünmüyorum.

First of all, it's not very good for you.

Her şeyden önce, senin için pek iyi değil.

So this

Bu da oruç dönemi olan

leads up to the period called Lent, which is the fasting period.

Lent denilen döneme kadar götürür .

So during Lent, people will give things up.

Yani Lent sırasında insanlar bir şeylerden vazgeçecekler.

Quite often people will give up smoking or maybe drinking

Çoğu zaman insanlar sigarayı, içkiyi

or chasing ladies around or something like that.

, kadınları kovalamayı ya da buna benzer şeyleri bırakacaktır.

So Lent is the period that follows Shrove Tide.

Lent, Shrove Tide'ı takip eden dönemdir.

So first of all, you have three days of celebrations

Her şeyden önce, üç günlük kutlamalarınız var

and then you have Shrove Tuesday and then

ve ardından Shrove Salı var ve ardından

Lent begins.

Lent başlıyor.

Oh, Mr. Steve.

Bay Steve.

Okay, I have to show you this. Mr.

Tamam, sana bunu göstermeliyim. Bay

Steve has done a very good job, but finally,

Steve çok iyi bir iş çıkardı, ama sonunda

third time lucky is what we say.

üçüncü kez şanslı diyoruz.

The third time Lucky.

Üçüncü kez Şanslı.

Oh, Mr.

Oh, Bay

Steve, That's Well,

Steve, Pekala,

I've discovered

that the oil has to be a lot hotter than before you put it in.

yağın siz koymadan öncekinden çok daha sıcak olması gerektiğini keşfettim .

That is fantastic.

Bu harika.

That's a proper time.

Bu uygun bir zaman.

That is much better over here. That's ready.

Burası çok daha iyi. Bu hazır.

That's it. Oh!

Bu kadar. Ah!

Oh, Mr. Steve.

Bay Steve.

Oh, Mr.

Steve.

Bay

Steve.

That was amazing.

Bu harikaydı.

That is incredible that we have.

Sahip olduğumuz inanılmaz.

Claudia would be proud.

Claudia gurur duyardı.

I hate this bachelor. This is.

Bu bekardan nefret ediyorum. Bu.

Well, I'll tell you what.

Pekala, sana ne diyeceğim.

When we go when we go off air, I'm going to go straight onto Amazon

Yayından çıktığımızda, doğruca Amazon'a gideceğim

and we're going to order a proper a real spatula.

ve uygun bir gerçek spatula sipariş edeceğiz.

Something that we went to Mr.

Bay

Steve's lovely pancakes to pieces.

Steve'in sevimli kreplerine gittiğimiz bir şey.

Okay, that's looking good.

Tamam, bu iyi görünüyor.

A little bit of sugar and, of course,

Biraz şeker ve tabii ki

a little bit of lemon juice as well.

biraz da limon suyu.

Oh, yes.

Oh evet.

Look at that.

Şuna bak.

Now, that is pretty nice.

Şimdi, bu oldukça güzel.

There we go.

Oraya gidiyoruz.

That's better, Mr. Duncan.

Böylesi daha iyi, Bay Duncan.

Look at that.

Şuna bak.

Have a little piece of that.

Ondan küçük bir parça al.

See what you think, Steve

Ne düşündüğünü gör, Steve

took a little piece.

küçük bir parça aldı. Bir

Oh, try that, Mr.

deneyin, Bay

Duncan.

Duncan.

Look, this is technical note.

Bak, bu teknik not. Aman

Oh, my goodness.

tanrım.

It's not

Mr. Steve.

Bay Steve değil.

That is amazing.

Bu harika.

Oh, my gosh.

Aman Tanrım.

You know, another piece on that one piece

Bilirsiniz, kalan tek parçanın üzerine başka bir parça

that's left.

.

Mm. Right.

mm. Sağ.

I'm on a roll now.

Şimdi bir roldeyim.

Are you going to make it to the wall?

Duvara kadar mı gideceksin? Bir

I'm going to make another one.

tane daha yapacağım.

I've got, I've got, I've got though.

Bende var, bende var, yine de var.

You get the hang of it now, Mr. Duncan.

Artık alışın, Bay Duncan.

I know what I need to do, which is basically

Ne yapmam gerektiğini biliyorum, yani

make sure the oil is very hot before you put it in.

koymadan önce yağın çok sıcak olduğundan emin olmak.

Yes, I'm committing Greece

Evet,

that are failed attempts.

başarısız girişimler olan Yunanistan'ı taahhüt ediyorum.

That is that is what Mr.

Bay

Steve tried to make earlier, and it did not go very well.

Steve'in daha önce yapmaya çalıştığı buydu ve pek iyi gitmedi.

So unfortunately, Mr.

Ne yazık ki, Bay

Steve's first attempt was not very good, but it's,

Steve'in ilk denemesi pek iyi değildi, ama

you know, sometimes you have to make a few mistakes before you get it right.

bilirsiniz, bazen doğruya ulaşmak için birkaç hata yapmanız gerekir .

That's what we often say in life.

Hayatta sık sık söylediğimiz şey budur.

We get our tide.

Gelgitimizi alıyoruz.

That's what you try to head up, what you want to have when it goes in.

Dikkat etmeye çalıştığınız şey, içeri girdiğinde sahip olmak istediğiniz şey budur.

So so it must sizzle or sizzle as it goes in.

Yani içeri girerken cızırtılı veya cızırtılı olmalıdır.

And then, you know, you've got it right.

Ve sonra, bilirsiniz, doğru anladınız.

Learning on the job here, Mr.

Burada işi öğreniyorum, Bay

Duncan. Learning on the job.

Duncan. İş başında öğrenmek.

And then just leave it for a bit.

Ve sonra onu biraz bırak.

So maybe next year when we do this, we'll make our own.

Yani belki gelecek yıl bunu yaptığımızda, kendimizinkini yaparız.

We won't use any any mix.

Herhangi bir karışım kullanmayacağız.

I think the mix is all right. Mr. Duncan.

Bence karışım tamam. Bay Duncan.

I think it's you need lots of you need hot oil.

Bence çok fazla kızgın yağa ihtiyacın var.

That's what you need. That's what we didn't have.

İhtiyacın olan şey bu. Sahip olmadığımız şey buydu.

We didn't have much oil.

Fazla petrolümüz yoktu.

And it's got a sizzle, as you put it in.

Ve içine koyduğunuzda bir cızırtı var.

I think it's the secret I love

Bence

that looks much better. Yes.

çok daha iyi görünen sevdiğim sır. Evet.

Come and we don't we know we are only on Sunday and Wednesday, but

Gel ve biz sadece pazar ve çarşamba günleri olduğumuzu bilmiyoruz, ama

this is special today because it's pancake day.

bugün özel çünkü gözleme günü.

Pancake day today.

Bugün gözleme günü.

And again, just we're making pancakes in the kitchen now.

Ve yine, şimdi mutfakta pankek yapıyoruz.

We can look at that.

Buna bakabiliriz.

It's released.

Serbest bırakıldı.

Yes, I got the hang of it now. That's it. Mr.

Evet, şimdi anladım. Bu kadar. Bay

Steve has got it.

Steve aldı.

Okay, let's just see what that's doing underneath.

Tamam, bunun altında ne yaptığına bir bakalım.

Not quite ready

to pass through and deal with it.

Geçmeye ve onunla başa çıkmaya pek hazır değil.

I think that's time to flip over.

Sanırım devrilme zamanı.

So we will attempt a flip here,

Yani burada bir takla atmaya çalışacağız,

a flip flop.

bir takla.

There we go. Yes.

Oraya gidiyoruz. Evet.

Very good.

Çok güzel.

That's it.

I'm an expert in Amsterdam.

Bu kadar.

Amsterdam'da uzmanım.

Know?

Bilmek?

I think so.

I'm going to be very embarrassing.

Bence de.

Çok utanç verici olacağım.

Well, the first one was embarrassing.

İlki utanç vericiydi.

So next year, when we do it next year, you should be able to do it first.

Yani gelecek yıl, gelecek yıl bunu yaptığımızda, önce siz yapabilmelisiniz.

I do think I've made a pancake for about five years.

Sanırım yaklaşık beş yıldır gözleme yapıyorum.

Well, I'll tell you, when you last did it two years ago.

Peki, sana en son iki yıl önce ne zaman yaptığını söyleyeceğim.

Oh, right. Okay.

Ah, doğru. Tamam aşkım.

On your birthday, you made that

Doğum gününüzde,

somebody commented that we needed to make for some candidates.

birinin bazı adaylar için yapmamız gerektiğini söylemesini sağladınız.

So we're so much like this in was in journalism.

Yani biz gazetecilikte buna çok benziyoruz.

Well, I think you can do yes

Bence yapabilirsin evet

I wasn't prepared for that.

buna hazırlıklı değildim.

As somebody said earlier, where is the damson jam?

Birinin daha önce söylediği gibi, mürdüm reçeli nerede?

Oh, so I'm going to

Oh, öyleyse

put that in now.

şimdi onu koyacağım.

Can't remember who said that.

Bunu kimin söylediğini hatırlayamıyorum.

Whoever it was, I'm going to do it.

Kim yaptıysa onu yapacağım.

And that is now Reggie.

Ve bu artık Reggie. İşte

So there we go,

başlıyoruz,

inside.

içeri.

I'm going to put some I think we can turn it off now.

Biraz koyacağım, sanırım şimdi kapatabiliriz.

Now, this one is this particular one that Mr.

Şimdi, bu, Bay

Steve just made is perfect.

Steve'in az önce yaptığı mükemmel.

It is amazing.

Bu harika. O

So let's have a bit of juice.

halde biraz meyve suyu içelim.

I can I just say I don't like Mr.

Bay

Steve's times and John, I'm not I'm not very keen on it.

Steve'in zamanlarını sevmediğimi söyleyebilirim ve John, buna pek hevesli değilim.

Let's read designs of it.

Tasarımlarını okuyalım.

Okay.

Tamam aşkım. Bu arada

If you're wondering what's going

neler oluyor diye merak ediyorsanız

on, by the way, this is a live stream for Pancake Day.

bu Pancake Günü için canlı yayın. Bugün

It is Shrove Tuesday, and this is a special live stream.

Shrove Salı ve bu özel bir canlı yayın.

Don't forget, we're back tomorrow.

Unutma, yarın dönüyoruz.

We have some big news. Tomorrow.

Bazı büyük haberlerimiz var. Yarın. Fransa'daki büyük buluşmayı

We are going to start arranging and organise

ayarlamaya ve organize etmeye başlayacağız

the big meet up in France,

,

or should I say Paris gay pary.

yoksa Paris eşcinsel partisi mi demeliyim?

So that is coming up tomorrow.

Yani bu yarın geliyor.

Look at that.

Now that is amazing. Look.

Şuna bak.

Şimdi bu harika. Bakmak.

So there is Mr. Steve Pancake.

Demek Bay Steve Pancake var.

You can see that he's put lots of dimes in jam on the top right.

Sağ üstte bir sürü kuruş koyduğunu görebilirsiniz.

Roll it up.

Topla.

I don't like Damson jam, but it might be nice to be in the studio.

Mürdüm reçeli sevmem ama stüdyoda olmak güzel olabilir.

We'll see.

Göreceğiz.

We'll see.

Göreceğiz.

So we are back tomorrow.

Yani yarın geri dönüyoruz. Saat

Don't forget from 2 p.m. UK time.

14:00'ten itibaren unutmayın. İngiltere saati.

As soon as we finish this we will go.

Bunu bitirir bitirmez gideceğiz.

But of course you can watch it again with lovely captions later on.

Ama elbette daha sonra güzel altyazılarla tekrar izleyebilirsiniz.

If you want to try places to drink, that's a moment to try to try.

İçki içebileceğiniz yerleri denemek istiyorsanız, denemek için tam zamanı.

Peace with damson jam, sugar and

Mürdüm reçeli, şeker ve

lemon juice.

limon suyu ile barışın.

Nice try the end.

Sonunu dene güzel

Get that?

Anladın mı?

That looks very nice.

Bu çok güzel görünüyor. Muhteşem olan

You know what

ne biliyor musunuz

is gorgeous, Mr.

, Bay

Steve?

Steve?

That might be the best pancake I've ever tasted. Mm

Hayatımda yediğim en iyi gözleme olabilir.

hmm. I have to have another piece now.

Hmm. Şimdi bir parça daha almalıyım.

Go through the pancake damson jam.

Pankek mürdüm reçelinden geçin.

Mm hmm. Okay, cool.

Hmm. Peki tamam.

Now, whoever said, Where's the Damson jam?

Şimdi, kim dediyse, Mürdüm reçeli nerede? Sen

Was it you, Palmira?

miydin, Palmira?

I can't remember.

Now, somebody said put downs in general, and I have.

hatırlayamıyorum.

Şimdi, birisi genel olarak aşağı indir dedi ve ben de koydum.

And it's gorgeous.

Ve bu muhteşem.

That is incredible.

Bu inanılmaz. Doğru olana kadar

So even though we have to try three times

üç kez denememiz gerekmesine rağmen

before we got it right,

,

that last pancake was amazing.

son gözleme harikaydı.

So thank you, Mr. Steve.

Bu yüzden teşekkürler, Bay Steve. Sana karşı dürüst olmam gerekirse

You did a very good job of that, if I was honest with you.

, bunda çok iyi bir iş çıkardın .

Yes, it was Palmira, sir.

Evet, Palmira'ydı, efendim.

Thank you. Found there for suggesting

Teşekkür ederim. Üzerinde Mürdüm reçeli ile konuştuğumu öne sürdüğü için orada bulundu

that I spoke to the Damson jam on it, and it was spectacular.

ve muhteşemdi.

Really delicious. You and the piece

Gerçekten lezzetli. Sen ve parçanın

have another piece?

başka bir parçası var mı?

I wanted that, but never mind, Mr.

Bunu istiyordum ama boşver, Bay

Damson Jam will stay in your floor,

Damson Jam senin katında kalacak

I think. What about Jenna?

sanırım. Jenna'dan ne haber?

Mr. Duncan?

Bay Duncan?

Do you want a tissue? Yes.

Doku ister misin? Evet.

It does get messy

when you're in the kitchen with sugar, lemon juice and batter mix.

Şeker, limon suyu ve hamur karışımı ile mutfakta olduğunuzda ortalık karışıyor.

Can you see what's happened, Mr. Steve's hit me.

Ne olduğunu görebiliyor musun, Bay Steve bana vurdu.

Well, you deserve it. Hit me in the face.

Bunu hak ediyorsun. Yüzüme vur.

You know, my mouth is bleeding. Not really.

Biliyor musun, ağzım kanıyor. Tam olarak değil.

He got some. Make another one.

Biraz aldı. Bir tane daha yap.

But after we've gone off line so you can finish up

Ama çizgiyi aştıktan sonra sen bitirebilirsin,

and I'll make one.

ben de bir tane yaparım.

So that's it?

Yani bu kadar mı?

That is our Pancake Day special live stream.

Bu bizim Gözleme Günü özel canlı yayınımız.

Almost finished.

Neredeyse bitti.

I hope you've enjoyed it.

Umarım eğlenmişsindir. Salı için

It's been a little bit different as something unusual

alışılmadık bir şey olarak biraz farklı oldu

for a Tuesday, but we're back tomorrow.

ama yarın geri dönüyoruz.

2 p.m.

öğleden sonra 2

UK time with our normal live stream.

Normal canlı yayınımızla İngiltere saati.

And don't forget we have some big news tomorrow concerning our trip to Paris

Ve unutmayın, yarın Paris gezimizle ilgili büyük haberlerimiz var

and hopefully you will be joining us there as well.

ve umarım siz de bize orada katılırsınız.

So more about that tomorrow.

Yarın bunun hakkında daha fazla bilgi.

Hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

Claudia has just joined us.

Claudia aramıza yeni katıldı.

Hello, Claudia.

Merhaba Claudia.

Oh, no, actually, it's Louis who's just joined us.

Oh, hayır, aslında, aramıza yeni katılan Louis.

Louis Mendez?

Louis Mendez mi?

Yes. Claudia

Evet. Claudia

said she was on a bus tomorrow going to the seaside.

yarın otobüste deniz kenarına gideceğini söyledi.

Oh, of course. So.

Oh elbette. Bu yüzden.

So, Louis, you'd probably be ashamed

Yani Louis, muhtemelen

at my first attempt at making a pancake.

benim ilk pankek yapma denememden utanırsın.

It was pretty diabolical.

Oldukça şeytaniydi.

Yes, you can watch it again.

Evet, tekrar izleyebilirsiniz.

And you can watch Mr.

Ve Bay

Steve completely destroy his first pancake.

Steve'in ilk gözlemesini tamamen mahvetmesini izleyebilirsiniz.

But eventually he did get it right.

Ama sonunda doğru anladı.

Anyway, it's time to go.

Her neyse, gitme zamanı.

I will leave Mr.

Steve to carry on cooking his pancake

Kremasını pişirmeye devam etmesi için Bay Steve'i bırakacağım

and I will see you tomorrow from 2 p.m.

ve yarın saat 14:00'te görüşürüz.

UK. Time until then, enjoy the rest of your Tuesday.

İngiltere O zamana kadar, Salı gününüzün geri kalanının tadını çıkarın.

Maybe you can try to make your own pancake and see what happens.

Belki kendi pankekinizi yapmayı deneyebilir ve ne olduğunu görebilirsiniz.

And of course, until the next time we meet here, you know what's coming next.

Ve tabii ki, bir dahaki sefere burada buluşana kadar, sonra ne olacağını biliyorsun.

Yes, you do.

Evet yaparsın.

Until tomorrow 2 p.m.

Yarın 2'ye kadar.

UK Time is when we're back...

Birleşik Krallık Zamanı, geri döndüğümüz zamandır...

ta ta for now

şimdilik ta ta