FIRST WORLD PROBLEMS - English Addict - 164 - LIVE CHAT / Sunday 29th August 2021 - with Mr Duncan

Well hello there

Merhaba

hi everybody welcome to another live stream on a Sunday afternoon

herkese merhaba Pazar öğleden sonra başka bir canlı yayına hoş geldiniz

I hope you are feeling well i am here at the moment with a recorded message before we begin

umarım kendinizi iyi hissediyorsunuzdur bugünün canlı yayınına başlamadan önce kayıtlı bir mesajla buradayım Galler'deki

today's live stream i am here it at Lake Vyrnwy in wales mr steve's mother is also here as

Vyrnwy Gölü'ndeyim Bay Steve'in annesi de burada burada da gerçekten

well and we are having a very lovely time indeed

çok güzel zaman geçiriyoruz

I hope you will stay with us today for this wonderful two hours of live english coming

umarım bugün bu harika iki saatlik canlı ingilizce için bizimle kalırsınız

to you from the birthplace of the english language which just happens to be...

ingilizcenin doğum yeri olan ingiltere'den size geliyor ...

england

ingiltere

we are back together again oh no i can't believe it have you had a good week i hope it's been

geri döndük tekrar birlikte oh hayır inanamıyorum iyi bir hafta geçirdin mi umarım

very nice hi everybody this is mr duncan in england how are you today are you okay i hope

çok güzel geçmiştir herkese merhaba ben ingiltere'den bay duncan bugün nasılsın iyi misin umarım

so are you happy i hope you are feeling happy today i have had a crazy week i'm not going

mutlusundur umarım bugün mutlu hissediyorsundur çılgın bir hafta geçirdim yalan söylemeyeceğim

to lie i'm not going to pretend everything this week has been very busy we've had a special

her şeymiş gibi davranmayacağım bu hafta çok meşguldü

guest staying here with us and it's been a wonderful week we've been to many places we've

burada bizimle kalan özel bir konuğumuz vardı ve harika bir haftaydı birçok kişiye gittik

had a lot of food i have to be honest with you we have eaten quite a lot of food yes

çok yemek yediğimiz yerler size karşı dürüst olmalıyım çok fazla yemek yedik evet

we had mr steve's mother staying with us this week which of course meant that my studio

bu hafta Bay Steve'in annesi bizde kaldı, bu da tabii ki stüdyomun

had to be taken to pieces so over the past couple of days i've been putting everything

paramparça olması gerektiği anlamına geliyordu. Son birkaç gündür her şeyi bir

back together but of course you know what happens whenever you move something or put

araya getiriyorum ama tabii ki bir şeyi hareket ettirdiğinizde veya

something in a certain place quite often you forget where you've put it so there have been

belirli bir yere koyduğunuzda ne olduğunu bilirsiniz, çoğu zaman onu nereye koyduğunuzu unutursunuz, bu yüzden

a few things that i've put in a particular place but then afterwards i've forgotten where

birkaç şey oldu. belirli bir yere koydum ama sonra nereye

i put it so i have been trying to find various things including my reading glasses which

koyduğumu unuttum bu yüzden okuma gözlüğüm dahil çeşitli şeyler bulmaya çalışıyorum ki

i really do need without my reading glasses i can't see anything i can't read your your

okuma gözlüğüm olmadan gerçekten ihtiyacım var hiçbir şey göremiyorum göremediğim

live messages unfortunately so anyway i found them they're here i have them now here we

canlı mesajlarını okudum ne yazık ki neyse buldum onları buradalar şimdi bende varlar işte

go then yes we are back on a sunday and it is english addict my name is mr duncan what's

gidiyoruz o zaman evet yine bir pazar günüyüz ve bu ingilizce bağımlısı benim adım mr duncan

yours i wonder what your name is you can tell me because we have the live chat right here

seninki ne senin adın ne merak ediyorum yapabilirsin söyle bana, çünkü bugün burada canlı sohbetimiz var,

today so i hope you are feeling good it's very strange because everything in the studio

umarım iyi hissediyorsundur, bu çok garip çünkü stüdyodaki her şey

is is in a slightly different place so i haven't put my studio back together in exactly the

biraz farklı bir yerde, bu yüzden stüdyomu tam olarak aynı yerde bir araya getirmedim,

same place so everything seems seems a little weird a little odd so if i if i seem a little

yani her şey biraz tuhaf görünüyor, bu yüzden eğer

bit distracted or disoriented today you will know why because everything is slightly different

bugün biraz dikkatim dağılmış veya kafam karışmış görünürsem nedenini anlayacaksınız çünkü

in here including the lighting which makes me look as if i'm standing in a dark shadow

burada beni karanlık bir gölgede duruyormuşum gibi gösteren aydınlatma da dahil olmak üzere her şey biraz farklı.

i don't know why anyway i hope you can see me all right the name of the game is english

neden bilmiyorum her neyse umarım beni görebilirsin oyunun adı ingilizce

and that is what we do here we share our love of the english language you might even say

ve burada yaptığımız da bu ingilizceye olan sevgimizi paylaşıyoruz hatta

that we are english addicts coming up today we have lots of things besides you on the

bugün gelecek olan ingilizce bağımlıları olduğumuzu bile söyleyebilirsin canlı sohbette sizin dışınızda pek çok şey

live chat we also have we're talking about one particular subject today we are talking

bizde de var bugün belirli bir konudan bahsediyoruz

about first world problems this is something i mentioned a few weeks ago although i did

birinci dünya problemlerinden bahsediyoruz bu birkaç hafta önce bahsettiğim bir konu ama

not go into the subject itself so we will be talking about that with mr steve and also

konunun kendisine girmedim o yüzden konuşacağız bunun hakkında bay steve ve

myself also we will be looking at some abbreviations they seem to be everywhere don't they abbreviations

ayrıca kendimle konuşurken bazı kısaltmalara bakacağız, her yerdeler gibi görünüyorlar, kısaltmalar baktığınız

are everywhere everywhere you look you can hear people instead of saying the whole thing

her yerde değil mi, insanları duyabiliyorsunuz, her şeyi söylemek yerine

quite often people will abbreviate they will shorten the thing that they want to say quite

oldukça sık olarak insanlar kısaltacaklar kısaltacaklar Oldukça sık söylemek istedikleri şey,

often it is the name of an organization or maybe some sort of action that happens quite

bir organizasyonun adı veya belki de günlük yaşamda oldukça sık gerçekleşen bir tür eylemdir,

often in day-to-day life so we will often abbreviate things sentences words some people

bu nedenle sık sık bazı şeyleri kısaltırız.

say we do it because we are lazy some people say we do it because it saves time so we are

tembel bazı insanlar bunu zaman kazandırdığı için yaptığımızı söylüyor, bu yüzden

talking about abbreviations and of course we will be looking at some lovely pictures

kısaltmalardan bahsediyoruz ve tabii ki

of our time spent

with mr steve's mother she was with us this week and it's been almost two years can you

Bay Steve'in annesiyle geçirdiğimiz zamanın güzel fotoğraflarına bakacağız, o bu hafta bizimleydi ve neredeyse iki yıl oldu.

believe it almost two years since mr steve's mother was with us almost two years can you

inanın bay steve'in annesi neredeyse iki yıldır bizimle birlikteydi neredeyse iki yıldır buna inanabiliyor musunuz bu kadar

believe it so that is one of the reasons why we had such a good time because it's been

iyi vakit geçirmemizin nedenlerinden biri de bu çünkü

a long time since i last saw steve's mother a very long time indeed here is a photograph

steve'in annesini son görüşümün üzerinden çok uzun zaman geçti gerçekten çok uzun bir süre işte

from our time together this is the picture that i posted on my facebook page there it

birlikte geçirdiğimiz zamandan bir fotoğraf bu benim facebook sayfama koyduğum fotoğraf işte orada

is you can see myself and also you can see mr steve's mother looking very happy we had

kendimi görebiliyorsunuz ve ayrıca bay steve'in annesinin çok mutlu göründüğünü de görebilirsiniz

so much laughter we did we laughed all the time we were making jokes we were making fun

çok güldük yaptık yaptık hep güldük biz şakalar yapıyorduk birbirimizle dalga geçiyorduk

of each other

we were doing all sorts of crazy things in fact you wouldn't believe the things we got

her türlü çılgınca şeyi yapıyorduk aslında yaptığımız şeylere inanamayacaksınız ve

up to and also mr steve is there on the end looking very mischievous so mr steve and his

ayrıca Bay Steve orada çok yaramaz görünüyor yani Bay Steve ve

mother and also me at the front as usual pulling a very silly face and we had a great time

annesi ve ayrıca ben her zamanki gibi çok aptalca bir suratla cephedeydim ve harika zaman geçirdik

and as you know the place that we went to Lake Vyrnwy is actually one of my most favourite

ve bildiğiniz gibi Vyrnwy Gölü'ne gittiğimiz yer aslında yaşadığımız

places to visit not very far away from where we live so it's it's it's quite quick to get

yerden çok da uzakta olmayan ziyaret etmeyi en sevdiğim yerlerden biri. normale dönmek oldukça hızlı

to normally around about an hour you can drive there it's very peaceful there were not many

yaklaşık bir saat oraya arabayla gidebilirsiniz çok huzurlu orada pek fazla

people there i was surprised that actually there were not as many people there as we

insan yoktu aslında orada düşündüğümüz kadar çok insan olmamasına şaşırdım

thought so we had a lovely time we had a nice meal at the local hotel and mr steve's mum

bu yüzden güzel zaman geçirdik güzel bir zaman geçirdik Yerel otelde yemek yedik ve Bay Steve'in annesi

had a wonderful time in fact we all did we enjoyed it a lot and it was nice having her

harika zaman geçirdi aslında hepimiz çok eğlendik ve onun

here with us as i said we had quite a few laughs quite a few smiles some funny moments

burada bizimle olması güzeldi dediğim gibi epeyce güldük epeyce gülücükler bazı komik anlar

so lots of things were happening during our trip to Lake Vyrnwy which is in wales if you've

çokça Galler'deki Vyrnwy Gölü'ne yaptığımız gezi sırasında birçok şey oldu, eğer

never been there i suggest you go there because it is the most amazing place ah and hopefully

oraya hiç gitmediyseniz oraya gitmenizi öneririm çünkü burası en muhteşem yer ah ve umarım

we will be seeing mr steve's mother in a couple of weeks because we will be going over to

birkaç hafta içinde Bay Steve'in annesini göreceğiz çünkü biz

see her

onu görmeye gideceğiz

so we will be going to see mr steve's mother where she lives hopefully in a couple of weeks

bu yüzden Bay Steve'in annesini yaşadığı yerde göreceğiz umarım bundan birkaç hafta sonra

from now lots of things going on in the world some of them happy and some of them not so

dünyada pek çok şey oluyor bazıları mutlu bazıları pek

happy i'm sure you don't need me to tell you what the unhappy things are i'm pretty sure

mutlu değil ben mutsuz şeylerin ne olduğunu sana söylememe ihtiyacın olmadığına eminim ne olduklarını bildiğine oldukça eminim

you know what they are i know what they are in fact i think we all know what they are

aslında ne olduklarını biliyorum sanırım hepimiz onların ne olduğunu biliyoruz

we will be having a long break today because my voice i don't know why my voice has been

bugün uzun bir ara vereceğiz çünkü benim ses

a bit bad for the past couple of days i don't know why i have a feeling it might be because

son birkaç gündür sesimin neden biraz kötü olduğunu bilmiyorum neden içimde

of the air quality in this area because at the moment the harvest season has started

bu bölgenin hava kalitesinden kaynaklanabileceğine dair bir his var çünkü şu anda hasat mevsimi başladı

and there are many farmers at the moment busily working they are working twice as fast as

ve şu anda yoğun bir şekilde çalışan birçok çiftçi var, normalde olduğundan iki kat daha hızlı çalışıyorlar,

they normally would so many farmers at this time of year have started doing their harvesting

pek çok çiftçi yılın bu zamanında hasadı yapmaya başladı

and in fact many of them are doing it later than they normally would

ve aslında birçoğu bunu normalde olduğundan daha geç yapıyor

and there you can see this is something i filmed a couple of days ago and you can see

ve işte siz. Bunu birkaç gün önce çektiğim bir şey görebilir ve

one of the farmers very close to where i live cutting harvesting collecting all the grain

yaşadığım yere çok yakın bir yerde çiftçilerden birini biçerken, hasat ederken tarlalardaki tüm tahılı toplarken görebilirsiniz

in the fields and there is another shot a beautiful shot of a combine harvester these

ve başka bir çekim var, biçerdöverin güzel bir çekimi bu

pieces of equipment are very expensive so most farmers don't buy combine harvesters

parçalar ekipmanlar çok pahalıdır bu nedenle çoğu çiftçi biçerdöver almaz

because they are very expensive so most farmers will actually rent they will actually rent

çünkü çok pahalıdırlar bu yüzden çoğu çiftçi gerçekten kiralar

the combine harvester because they are very expensive pieces of equipment and of course

biçerdöver kiralar çünkü bunlar çok pahalı ekipman parçalarıdır ve tabii ki

they are only used a couple of times each year during the harvest season and there you

sadece birkaç kez kullanılırlar her yıl hasat mevsiminde ve orada

can see there is a tractor a farmer driving a tractor collecting all of the bales and

bir traktör olduğunu görebilirsiniz, bir traktör kullanan bir çiftçi tüm balyaları [ __ ] ve

stacking them onto a trailer so everything is used nothing goes to waste

onları bir römorka istifler, böylece her şey kullanılır, hiçbir şey ziyan olmaz,

so that is what is happening at the moment around here we have the harvest season and

yani şu anda burada olan budur. Hasat mevsimimiz var ve

i think that's the reason why my throat is a little bit bad at the moment because what

sanırım şu anda boğazımın biraz kötü olmasının nedeni bu çünkü

i think is happening i think all of the dust from the harvest all of the tiny particles

bence hasattan gelen tüm tozlar, tüm küçük toz parçacıkları

of dust are actually affecting my throat in this area so i think maybe that is why my

aslında boğazımı etkiliyor. bu yüzden belki de bu yüzden bugün

voice is a little bit rough around the edges today yes we do have mr steve coming in a

sesimin kenarlarda biraz pürüzlü olduğunu düşünüyorum evet, birkaç dakika içinde Bay Steve gelecek, benden yemek

few moments i have been asked to talk about food however i also had a message during the

hakkında konuşmam istendi ancak hafta boyunca birinden de bir mesaj aldım.

week from one of my regular viewers saying mr duncan would you mind not eating during

Bay Duncan canlı yayınınız sırasında yemek yemez misiniz

your live stream because we don't like the sound of your your chomping your chewing sounds

çünkü çiğneme seslerinizi çiğneme sesinizden hoşlanmıyoruz bu

so today i promise i will not be eating any food here in the studio i will not be doing

yüzden bugün söz veriyorum burada stüdyoda herhangi bir yemek yemeyeceğim.

it even though it's very tempting as you know i love food very much quite a lot in fact

çok cezbedici olmasına rağmen bunu yapmak, bildiğiniz gibi, yemeği çok seviyorum, aslında

we also have the live chat and yes we have made it to the end of another weekend and

canlı sohbetimiz de var ve evet, bir hafta sonunun daha sonuna geldik ve neredeyse

almost the end of another month because september is just around the corner yes it's sunday

bir ayın sonuna geldik çünkü eylül ayına az kaldı köşe evet bugün pazar

yes we are back together again even though my voice does not want to work i am back with

evet yine beraberiz sesim çalışmak istemese de tekrar aranızdayım

you again i think the other reason why my voice might be bad is because i've been doing

sanırım sesimin kötü olmasının diğer sebebi de

a lot of talking during the week we have been talking with mr steve's mum laughing joking

ders boyunca çok konuşmam. hafta boyunca bay steve'in annesiyle konuşuyoruz gülüyor şaka yapıyor

singing everything in fact so what a what an amazing week and i suppose also i would

her şeyi söylüyor aslında bu yüzden ne harika bir hafta ve sanırım ayrıca şunu da

say also it's been a very long time since we've socialized with other people because

söyleyebilirim ki ayrıca kilitlenme nedeniyle diğer insanlarla sosyalleşmeyeli çok uzun zaman oldu

of lockdown social distancing all of that however something i i should mention on where

sosyal mesafe tüm Bununla birlikte, bahsetmem gereken bir şey, ne zaman

when was it was it saturday i think it was saturday or friday maybe friday we went to

neredeydi, cumartesiydi, sanırım cumartesi ya da cumaydı, belki cuma,

buy some bird food from the local shop that caters for all of the farmers in this area

bu bölgedeki tüm çiftçilere hizmet veren yerel dükkandan kuş yemi almaya gittik

and the one thing i noticed when i went in was how few people were wearing masks it would

ve tek şey içeri girdiğimde ne kadar az insanın maske taktığını fark ettim,

appear that the habit of wearing masks has now faded it would appear fewer and fewer

maske takma alışkanlığı artık azaldı gibi görünüyor, giderek daha az

people are are actually wearing masks in shops and yes even yesterday we went into much wenlock

insan aslında dükkanlarda maske takıyor gibi görünüyor ve evet dün bile çok wenlock'a gittik

and we went into one of the main supermarkets in much wenlock and most of the people in

ve gittik Wenlock'taki ana süpermarketlerden birine girdiniz ve oradaki insanların çoğu

there were also not wearing masks and the reason for that is because the laws have all

da maske takmıyordu ve bunun nedeni, bir mağazaya girerken

been relaxed so you don't have to wear a mask when you go into a shop the the laws have

maske takmak zorunda kalmamanız için yasaların tümünün gevşetilmiş olmasıdır. kanunlar

been relaxed so it would appear that most people are now not wearing masks even though

gevşetildi, bu yüzden görünüşe göre çoğu insan artık maske takmıyor, halbuki

mr steve and myself we were still wearing ours i must admit i did feel slightly foolish

bay steve ve ben hala bizimkini takıyorduk, itiraf etmeliyim ki bunu yaparken biraz aptalca hissettim

doing it because everyone else didn't have a mask so only mr steve and myself had masks

çünkü herkesin maskesi yoktu, o yüzden sadece Bay Steve ve benim

in the shop yesterday so it was very strange it would appear that a lot of people are very

dün dükkanda maskelerimiz vardı, bu yüzden çok garipti, görünüşe göre birçok insan

eager to get back to normal i think so hello to the live chat i suppose i should say hello

normale dönmeye çok hevesli, canlı sohbete merhaba, sanırım sana merhaba demeliyim

to you mmm who was first on today's live chat i wonder let's have a look shall we oh very

mmm kimdi bugünün canlı sohbetinde birincisi merak ediyorum bakalım bir bakalım mı oh çok

interesting very intriguing um it would appear once again

ilginç çok merak uyandırıcı um bir kez daha görünecekti

that vitas is first on today's live chat well done vitas you are first again

ki bugünün canlı sohbetinde ilk sırada aferin vitas yine birincisin

we really do have to find out what your secret is what is your secret what is the secret

gerçekten sırrının ne olduğunu öğrenmemiz gerekiyor senin

of your fast finger even i want to know i have become intrigued by how vitas is always

sırrın ne hızlı parmağının sırrı ne bilmek istesem bile vitas'ın nasıl her zaman

able to get onto the live chat before anyone else so how are you doing it vytas can you

canlı sohbete herkesten önce girebildiği ilgimi çekti, peki bunu nasıl yapıyorsun vytas

tell me please oh by the way it's a lovely day today it's very nice outside would you

bana söyler misin lütfen oh by bu arada bugün hava çok güzel bir gün dışarısı çok güzel

like to have a look there it is there is the view today it's a beautiful day we've had

oraya bir bakmak ister misiniz orası manzara var bugün güzel bir gün

some sunshine some cloud but we are having beautiful weather and that's the other thing

biraz güneş ışığı aldık biraz bulut ama hava güzel

that was good about last week because mr steve's mum was here and we were able to go out every

Geçen hafta iyiydi çünkü Bay Steve'in annesi buradaydı ve her gün dışarı çıkabiliyorduk

day because the weather was so nice lots of sunshine not too much but it is dry and that

çünkü hava çok güzeldi bol güneş ışığı çok fazla değil ama hava kuru ve

is the most important thing of all it is not raining and it would appear that the next

en önemlisi yağmur yağmıyor ve Görünüşe göre önümüzdeki

few days it is also going to be dry and sunny very good

birkaç gün hava da kuru ve güneşli olacak çok iyi

i can't complain about that even though sometimes people do like to complain have you noticed

şikayet edemem bazen insanlar şikayet etmekten hoşlansa da fark ettiniz mi

sometimes people do complain about things sometimes we complain about things that we

bazen insanlar bir şeylerden şikayet ediyor bazen biz de bildiğimiz şeylerden şikayet ediyoruz

should not sometimes we behave like spoiled children do you think sometimes we behave

bazen şımarık çocuklar gibi davranmamalı mıyız sizce bazen

like spoilt children when we can't have something that we want quite often we will complain

şımarık çocuklar gibi davranıyoruz istediğimiz bir şeye sahip olamayınca çok sık

about something very trivial or small and we often describe these things as first world

çok önemsiz veya küçük şeylerden şikayet ederiz ve bunları genellikle birinci dünya sorunları olarak tanımlarız

problems we are talking about that later on but now we are going to go into the kitchen

bunun hakkında daha sonra konuşacağız ama şimdi

for a few moments i hope you will enjoy this and then i can rest my voice and mr steve

birkaç dakikalığına mutfağa gideceğiz umarım beğenirsiniz ve sonra sesimi dinlendirebilirim ve Bay Steve

will be making himself comfortable here in the studio here we are now in the kitchen

burada stüdyoda kendini rahat ettirecek işte şimdi buradayız mutfak

this is something recorded and we are busy making one of mr steve's favorite cakes this

bu kaydedilen bir şey ve biz Bay Steve'in en sevdiği keklerden birini yapmakla meşgulüz bu,

is a certain type of cake called a scone or as some people say scone and then after this

çörek olarak adlandırılan veya bazılarının dediği gibi, belirli bir pasta türüdür ve bundan sonra

he will not be recorded he will be live mr steve we'll be right here after this little

kaydedilmeyecek, canlı olacak Bay Steve, biz yapacağız mutfakta bu küçük andan sonra burada olun merhaba

moment in the kitchen hi everybody welcome to mr duncan's kitchen on a saturday night

millet bir cumartesi gecesi bay duncan'ın mutfağına hoş geldiniz

and guess what mr steve is going to show us how to make his magic scones the only problem

ve tahmin edin bay steve bize sihirli çöreklerini nasıl yapacağımızı gösterecek

is we are missing one important ingredient and that is mr steve come on mr steve hello

bay steve hadi bay steve merhaba merhaba ben

hello here he is here i am this normally is an english teaching channel but today it's

buradayım ben bu normalde bir ingilizce öğretim kanalı ama bugün

a cookery channel so you can learn how to make scones or scones and learn some new english

bir aşçılık kanalı, böylece nasıl çörek veya çörek yapılacağını öğrenebilir ve bazı yeni ingilizce

words as well so without any more messing about let's get on with it shall we i'm ready

kelimeleri de öğrenebilirsiniz, böylece daha fazla ortalığı karıştırmadan haydi devam edelim, hazır mıyım

mr duncan i have all my ingredients laid out here on this rather small area that i'm going

bay duncan, tüm malzemelerimi burada, bu çörekleri yapacağım oldukça küçük bir alana koydum,

to make these scones on so right the most important thing is this uh weighing device

en önemli şey bu uh tartı aleti

scales and i use the old-fashioned uh non-electronic ones i've had these since i was about 20.

terazi ve 20 yaşımdan beri bunlara sahip olduğum eski moda elektronik olmayanları kullanıyorum.

right so first ingredient of course i've got my cookery book here this is a very big the

doğru yani ilk malzeme tabii ki burada yemek kitabım var bu çok büyük bir

good housekeeping guide mr duncan monster but good housekeeping book i've had this again

iyi temizlik rehberi bay duncan canavarı ama güzel temizlik kitabı bunu tekrar yaşadım 18

my mother bought this for me when i was about 18 when i left home and it's got everything

yaşımdayken evden ayrıldığımda annem bunu benim için aldı ve burada pişirmek isteyebileceğiniz her şey var, bu yüzden

in here you could possibly want to cook so on page 378 it tells me how to make scones

378. sayfada bana nasıl çörek yapılacağını anlatıyor, bu yüzden

so the first thing is i want eight ounces of self-raising flour so we're going to weigh

ilk şey sekiz ons kendi kendine kabaran un mu istiyorum, bu yüzden bunu

this here we go eight full ounces it's self-raising of course because we want the scones to rise

burada tartacağız sekiz tam ons bu kendi kendine kabarıyor elbette çünkü çöreklerin fırında kabarmasını istiyoruz,

in the oven so that they're nice and delicate and spongy and nice to eat so we also want

böylece güzel, narin ve süngerimsi olsunlar ve yemesi güzel bu yüzden

to make it rise even more so we add some baking powder so it just helps it to rise a bit more

daha da kabarmasını sağlamak istiyoruz bu yüzden biraz kabartma tozu ekliyoruz bu yüzden biraz daha kabarmasına yardımcı oluyor bu yüzden

so how much do we want mr duncan baking powder we want one level teaspoon now here is my

ne kadar istiyoruz bay duncan kabartma tozu bir seviye çay kaşığı istiyoruz şimdi işte benim

magic spoons uh they have all the uh the different measurements that you might need in cookery

sihrim kaşıklar uh, aşçılıkta ihtiyaç duyabileceğiniz tüm farklı ölçülere sahipler,

so uh what did i say half a teaspoon or a whole teaspoon mr duncan you're the chef what

peki ben ne dedim yarım çay kaşığı veya tam bir çay kaşığı Bay Duncan şef sizsiniz ne

does it say let's check again one level teaspoon of baking powder there we go uh we also want

diyor tekrar kontrol edelim bir seviye çay kaşığı kabartma tozu orada gidiyoruz ah biz de

some salt we want half a teaspoon of salt which sounds odd for cakes let's just uh i

biraz tuz istiyoruz yarım çay kaşığı tuz istiyoruz ki bu kekler için tuhaf geliyor hadi sadece uh

don't know why we put salt in i think it's because that's just a flavour so we need to

neden tuz koyduğumuzu bilmiyorum çünkü bu sadece bir tat olduğundan emin olmak için

sieve everything to make sure there aren't any lumps and it also helps to mix the ingredients

her şeyi elememiz gerekiyor topaklanma yok ve malzemeleri karıştırmaya da yardımcı oluyor artı

plus i just like sitting sieve this is a sieve so it takes out all the lumps and also creates

ben sadece oturan elek seviyorum bu bir elek bu yüzden tüm topakları alıyor ve ayrıca aman

my goodness a big cloud of flour at the same time i'll put this over here there we go so

tanrım büyük bir un bulutu yaratıyor aynı zamanda bunu koyacağım işte oraya gidiyoruz, bu yüzden

i'll give it a bit of a mix i'll give it a bit of a mix mr duncan just to make sure that

biraz karıştıracağım biraz karıştıracağım Bay Duncan sadece

all those other ingredients are mixed up now they would say you want cool hands for baking

diğer tüm malzemelerin karıştığından emin olmak için şimdi onlar pişirmek için soğuk eller istediğinizi söylerler

because if your hands are sticky and hot everything gets sticky right now we've got to add some

çünkü elleriniz yapışkan ve sıcaksa, her şey hemen yapışkanlaşıyor,

fat to this mr duncan how much do we need we want one to two ounces of butter which

bu Bay Duncan'a biraz yağ eklemeliyiz, bir ila iki ons tereyağına ihtiyacımız var, yani

is 25 to 50 grams uh eight ounces of flour by the way is 225 grams of flour so i'm going

25 ila 50 gram uh sekiz ons un yol 225 gram un, bu yüzden

to add two ounces because i can and two ounces will make it just a little bit more rich than

iki ons ekleyeceğim çünkü yapabilirim ve iki ons onu normalde olacağından biraz daha zengin yapacak

it otherwise would have been in fact i might just add a little bit more there we go two

aslında biraz daha ekleyebilirim işte başlıyoruz iki

ounces of fat any old fat will do so we put the the fat into there with the flour and

ons yağ herhangi bir eski yağ işe yarar, bu yüzden yağı unla birlikte oraya koyarız ve

then we've got to mix it all up i like this bit so you sort of squash the flour with the

sonra hepsini karıştırmamız gerekir, bu biraz hoşuma gitti, böylece unu

fat and eventually it all sort of combines together now i should be using a bigger bowl

yağla bir şekilde ezersiniz ve sonunda her şey sıralanır şimdi daha büyük bir kap kullanmalıyım

really can you describe this as kneading no this isn't kneading yet this is just sort

gerçekten bunu yoğurma olarak tanımlayabilir misiniz hayır bu yoğurma değil ama bu sadece bir

of mixing you're just blending the fat with the flour and what happens is it turns into

çeşit karıştırma sadece yağı unla karıştırıyorsunuz ve olan şey bir

sort of crumbs it's quite magic the way it happens and of course we need to get it nice

çeşit dönüşüyor kırıntılar oldukça sihirli bir şekilde oluyor ve tabii ki güzelce

and evenly mixed up here we go make sure it's all blended in i'm not really using the correct

ve eşit şekilde karıştırmalıyız, burada her şeyin karıştığından emin olmalıyız gerçekten doğru

bowl you normally use a bigger bowl but i haven't got one because i broke it it's only

kaseyi kullanmıyorum normalde daha büyük bir kase kullanırsınız ama kullanmadım bir tane aldım çünkü kırdım daha

recently that i've started actually baking again now can you see what's happened here

yeni yeni pişirmeye başladım şimdi burada ne olduğunu görebiliyor musunuz

mr duncan all the flour has blended with the fat and we've got sort of breadcrumbs a breadcrumby

bay duncan tüm un yağla karıştı ve bir çeşit galeta unu elde ettik galeta unu

effect yes it's quite magic isn't it so i can't believe that this will eventually become

etkisi evet oldukça sihir Öyle değil mi, bunun sonunda çörek olacağına inanamıyorum,

scones well it will and i'm just i can feel the odd little bit of fat here so i'm just

iyi olacak ve burada garip bir parça yağ hissedebiliyorum, bu yüzden

trying to blend it in to make sure it's all correctly done because we don't want any sort

her şeyin doğru yapıldığından emin olmak için onu karıştırmaya çalışıyorum. çünkü herhangi bir şekilde

of lumps of unblended fat right my mother always used to say you want cool hands for

karıştırılmamış yağ topakları istemiyoruz, değil mi annem her zaman kek yapmak için soğuk ellere ihtiyacın olduğunu söylerdi işte

making cakes right there we go it's always messy doing this don't expect this to be not

başlıyoruz bunu yapmak her zaman dağınık oluyor bunun

messy wear all old clothes now we need to add some milk we want a quarter of a pint

dağınık olmasını beklemeyin tüm eski kıyafetlerinizi giyin biraz süt eklemeliyiz çeyrek litre

of milk or 150 mls now don't add it all in at once because this is quite important because

veya 150 ml süt istiyoruz şimdi hepsini birden eklemeyin çünkü bu oldukça önemli çünkü

we don't want the mixture to become sticky we want it to go into a consistency that's

karışımın yapışkan olmasını istemiyoruz içine girmesini istiyoruz

a bit like bread dough so i'm going to add a quarter of a pint of milk we're not going

biraz ekmek hamuru gibi bir kıvam o yüzden çeyrek litre süt ekleyeceğim

to put it all in but we're going to leave some of it out because we don't want it to

hepsini koymayacağız ama istemediğimiz için bir kısmını dışarıda bırakacağız

get sticky because we won't be able to turn it into nice shapes if it does go too sticky

çünkü çok yapışkan olursa güzel şekiller veremeyiz

then we can just add some more flour to it and i'm going to get in there with my hands

o zaman biraz daha un ekleyebiliriz ve ben ellerimle oraya gireceğim

because there's nothing more satisfying than kneading a bit of dough that's perfect mr

çünkü bundan daha tatmin edici bir şey yok biraz hamur yoğuruyoruz bu mükemmel bay

duncan we just want it like that so that we can just it doesn't stick to our hands if

duncan biz sadece böyle olmasını istiyoruz böylece elimize yapışmaz

it sticks your hands add more flour but it's best to add less than they suggest right so

elinize yapışırsa daha fazla un ekleyin ama en iyisi önerilenden daha az eklemek en iyisidir, bu yüzden bir

next stage mr duncan is that i like fruit scones here's the fruit raisins there we go

sonraki aşama bay duncan şu ki meyveli çörekleri severim işte meyveli kuru üzümler işte gidiyoruz

i like raisins i like sweet scones but mr duncan wants cheese in his oh yes there we

kuru üzümü severim tatlı çörekleri severim ama bay duncan peynir istiyor oh evet işte

go so there's some cheese that i grated one of the things i've noticed steve is if you

gidiyoruz yani rendelediğim biraz peynir var fark ettiğim şeylerden biri steve Eğer

grate cheese it becomes more much easier to handle you can you can handle it much easier

peyniri rendelerseniz tutması çok daha kolay hale gelir, yapabilir misiniz çok daha kolay halledebilirsiniz,

right so because mr duncan wants cheese in his i'm going to split this in half and then

çünkü Bay Duncan onun içinde peynir istiyor, bunu ikiye böleceğim ve sonra

i'm going to um make the cheese ones with one half so i'll approximately cut it in half

peynirleri yapacağım. bir buçuk yani yaklaşık olarak bu şekilde ikiye böleceğim

like that i'll just see whether they are the same eight ounces eight ounces so that's mr

sadece aynı olup olmadıklarına bakacağım sekiz ons sekiz ons yani bu Bay

duncan so these approximately the same and now i'm going to put cheese in we probably

Duncan yani bunlar yaklaşık olarak aynı ve şimdi peynir koyacağım muhtemelen

should have done this before but it doesn't matter we can do it afterwards so there in

almalıydık bunu daha önce yaptım ama farketmez sonradan yapabiliriz o yüzden

goes the cheese and then i'm just going to sort of mash it in there so you're mixing

peynir içeri giriyor ve sonra ben onu orada biraz ezeceğim böylece

the cheese into the dough yes but probably if i wasn't splitting this into two lots i

peyniri hamura karıştırıyorsunuz evet ama muhtemelen ben yapmasaydım Bunu iki partiye ayırmasaydım,

would have probably added the cheese in when i was mixing it in earlier but because mr

muhtemelen daha önce karıştırırken peyniri eklerdim ama Bay

duncan's awkward and he wants cheese i do then i'm gonna i'm gonna mix it in now i love

Duncan beceriksiz olduğu ve peynir istediği için yapıyorum, o zaman şimdi karıştıracağım,

cheese it doesn't really matter because we've got the perfect consistency for the dough

peynire bayılırım gerçekten önemli değil çünkü burada hamur için mükemmel kıvamı elde ettik

here it's not sticking to my fingers so we'll blend the cheese in there you can add all

parmaklarıma yapışmıyor bu yüzden peyniri orada karıştıracağız

sorts of things to this you might be interested to note that i haven't added any sugar to

buna her türlü şeyi ekleyebilirsiniz ilginizi çekebileceğini not edin Buna hiç şeker eklemedim

this because you don't have to for scones right there's mr duncan's that's ready we're

çünkü çörekler için yapmanıza gerek yok, işte Bay Duncan hazır, aşırıya

not going to overdo it the secret we're cooking you don't overdo it now i'm going to split

kaçmayacağız, pişirdiğimiz sır, aşırıya kaçmayın, şimdi paylaşacağım

it into three i'm going to roll it a bit and i'm going to split it into three scones for

üçe biraz yuvarlayacağım ve Bay Duncan için onu üç çöreğe böleceğim

mr duncan yeah because he's important so there we go well i didn't know i might be able to

evet çünkü o önemli bu yüzden işte gidiyoruz

get more than three i'll do three because that'll be quite nice there we go they're

üçten fazla alabileceğimi bilmiyordum ben' Üç yapacağım çünkü bu oldukça güzel olacak, gidiyoruz

going to be very big scones they are going to be very big scones now all i'm going to

çok büyük çörekler olacaklar çok büyük çörekler olacaklar, şimdi tek yapacağım

do is roll them like that not going to mess around with them and put them onto a baking

onları öyle yuvarlamak, onlarla uğraşmayacağım ve yapışmasını istemediğim için biraz un serpilmiş bir fırın tepsisine koyun,

sheet which has some flour on because i don't want it to stick

we don't need to be fussy with this you can get proper things for cutting out nice shapes

bununla uğraşmamıza gerek yok güzel şekiller kesmek için uygun şeyler alabilirsiniz

but we're not going to bother we're just going to shovel onto the baking tray like that and

ama biz zahmet etmeyeceğiz kürekle fırın tepsisine bu şekilde koyacağız ve

then here's mine i don't want cheese in mine so we want raisins in mind so i'm just going

işte benimki benimkinde peynir istemiyorum bu yüzden aklımızda kuru üzüm olsun istiyoruz o yüzden sadece

to add a handful of raisins that'll do we'd have to measure it just a few so i'm going

bir avuç kuru üzüm ekleyeceğim bu da işimizi görür sadece birkaçını ölçmek için bunu

to just blend that in the flute like i did with the cheese and out of one mixture i've

flütte peynirle yaptığım gibi karıştıracağım ve bir karışımdan

got two different types of spoon which is i think that's very clever of me don't you

iki farklı kaşık türüm var ki bu bence çok zekice değil

i think it's very not only clever but also resourceful yes it shouldn't really handle

bence bu sadece zekice değil, aynı zamanda becerikli de evet bununla pek başa çıkmamalı

this very much because uh it can affect the way it rises now i'm going to get three scones

çünkü uh yükselme şeklini etkileyebilir şimdi bundan da üç çörek alacağım işte

out of this as well there we go one two that's about right one

başlıyoruz bir iki bu yaklaşık doğru olanı

there we go don't need to be too precise with it roll it up stick it on the on the baking

işte başlıyoruz çok hassas olmasına gerek yok onu yuvarlayın

tray that's ready to go in the oven one more thing to do we're just going to uh glaze we're

fırına girmeye hazır fırın tepsisine yapıştırın yapacak bir şey daha var sadece sır yapacağız

going to put some milk on the top which just when they bake it gives it a nice colour you

üstüne biraz süt koyacağım ki tam pişince güzel bir renk veriyor bunun için

can use egg mixture for this which makes it look a bit better it just gives it a nice

yumurta karışımı kullanabilirsiniz bu biraz daha iyi duruyor sadece pişince güzel bir renk veriyor

colour when it's cooked it makes them look brown egg egg works better but you waste a

kahverengi yumurta yumurta gibi görünmesini sağlıyor daha iyi çalışır ama

whole egg just to to just to do this right one baking tray into a hot oven so so now

bütün bir yumurtayı sadece bunu yapmak için ziyan edersiniz bir fırın tepsisini sıcak bir fırına koyun yani şimdi

we're going to put these into the oven here we go oh can you see what i've already got

bunları fırına koyacağız işte başlıyoruz

in there mr duncan mr steve has mr steve you have something else i have our tea cooking

orada Bay Duncan Bay Steve'in Bay Steve'i var sizde başka bir şey var orada çayımız pişiyor

in there already which is chili con carn i assume so the oven's already on so i'm not

zaten ki bu biberli konserve sanırım bu yüzden fırın zaten açık bu yüzden

wasting electricity by just putting it on to cook the scones i've got the chilli in

sadece çörek pişirmek için koyarak elektriği boşa harcamıyorum ben' biberi alta aldım

the bottom scones in the top right now we've got to time this mr duncan there we go we'll

çörekler üstte şu anda zamanımız var Bay

start that okay it's done mr duncan the scones are in the oven what we're going to do we're

Duncan işte başlıyoruz tamam oldu Bay Duncan çörekler fırında ne yapacağız biz'

going to have a little break and then we're going to come back to see if the chili con

Biraz ara vereceğiz ve sonra chili con

car and also the scones have cooked as they should and then we'll eat them tomorrow live

arabasının ve ayrıca çöreklerin olması gerektiği gibi pişip pişmediğini görmek için geri geleceğiz ve sonra onları yarın canlı yiyeceğiz

we will have one of the scones on the live stream okay does that sound like a good idea

çöreklerden birini yiyeceğiz. canlı yayın tamam bu kulağa iyi bir fikir gibi geliyor

okay see you in a few moments

tamam birkaç dakika sonra görüşürüz

they're ready mr duncan switch that off okay mr duncan they're coming out of the oven yeah

hazırlar bay duncan kapatın şunu tamam bay duncan fırından çıkıyorlar evet

look at that oh my goodness and i shall put them on this cooling rack there we go oh my

şuna bakın aman tanrım ve onları koyacağım bu soğutma rafı işte başlıyoruz aman tanrım

god voila look at those now they are the most amazing scones that i've ever seen um i had

voila bunlara bir bakın şimdiye kadar gördüğüm en harika çörekler um

to put them in for 15 minutes uh because they hadn't really browned off okay yours have

onları 15 dakika koymak zorunda kaldım çünkü gerçekten kızarmamışlardı tamam sizinkiler

browned off more than mine your these are the cheese ones here and these are obviously

kızardı benimkinden daha çok bunlar buradaki peynirli olanlar ve bunlar da belli ki

the fruit ones here yeah yours are browned off more because i think it's because they've

buradaki meyveler evet sizinkiler daha çok kızardı çünkü bence

got cheese in them but they will be done yeah i think it's safe to say that we have success

içlerinde peynir var ama onlar yapılacak evet bence biz söylemek güvenli başarılı olmak

one thing worth mentioning if something is browned off it can also mean annoyed or if

bahsetmeye değer bir şey, eğer bir şey kızardıysa, sinirlenmek anlamına da gelebilir veya

you are sick and tired of something something can make you feel annoyed you are you are

bir şeyden bıktıysanız, bir şey sizi sinirlendirebilir, siz misiniz, bıktınız mı,

you've had enough of it you are feeling down you're feeling depressed you are feeling browned

kendinizi kötü hissediyorsunuz moralin bozuk

off anyway that's it steve let's go shall we yes i often feel browned off with mr duncan

zaten bu kadar steve hadi gidelim mi evet Bay Duncan etraftayken sık sık kendimi kızgın hissediyorum bu çok

around that's nice you like my clothes they're all warm and toasty steve's got his oven gloves

hoş kıyafetlerimi beğendin hepsi sıcak ve sıcacık steve'in fırın eldivenleri var

they are very warm right we're off to cook the rest of tonight's meal and tomorrow we'll

çok sıcak değil mi bu geceki yemeğin geri kalanını pişirmek için yola çıktık ve yarın

eat the scones yes on the live stream tomorrow we are going to eat one of these scones each

çörekleri yiyeceğiz evet canlı yayında yarın bu çöreklerden birer tane yiyeceğiz her birimiz

i will have a cheese one and mr steve will have one of the fruit scones and that's it

birer peynir alacağım ve Bay Steve meyveli çöreklerden birini yiyecek ve bu

i will return you back live to the studio

seni canlı olarak stüdyoya geri döndüreceğim

um here we are back live

um işte canlı yayına geri döndük,

we're not only back live but also we are back live with the man himself the man who this

sadece canlı yayına değil, aynı zamanda adamın kendisiyle canlı yayına da geri döndük, bu

week invited his mother over to see us and didn't we have a lovely time we've spoken

hafta annesini bizi görmeye davet eden adam ve biz değil miydik? iyi eğlenceler

about it already we did have a lovely time i must talk slower a few people have commented

bunun hakkında konuştuk zaten güzel zaman geçirdik daha yavaş konuşmalıyım birkaç kişi ne

that they can't always understand what i am saying so i will make a special effort during

dediğimi her zaman anlayamadıklarını söylediler bu yüzden bu canlı yayın sırasında özel bir çaba göstereceğim

this live stream to just slow down a little and pronounce my words clearly for all to

sadece biraz yavaşla ve sözlerimi herkesin duyacağı şekilde net bir şekilde söyle

hear yes is that better i don't think you have to go that slowly okay to be honest but

evet böylesi daha iyi bence o kadar yavaş gitmen gerekmiyor dürüst olmak gerekirse

just i think the problem is and this is a common problem with people learning a new

sorun şu ki ve bu yeni bir kelime öğrenen insanlarda yaygın bir sorun

language any language so this does nothing include just english it includes every language

dil herhangi bir dil yani bu hiçbir şeyi içermez sadece ingilizce içerir her dili içerir

is the speed at which native speakers use the language so if you go around we we've

anadili İngilizce olanların dili kullanma hızıdır bu yüzden etrafta dolaşırsanız

met people native english speakers who who speak slowly quickly they they have an accent

anadili ingilizce olan insanlarla tanıştık yavaş hızlı hızlı konuşurlar aksanları vardır

so there are there are countless many ways of of speaking english or any language so

yani orada ingilizce veya herhangi bir dili konuşmanın sayısız yolu var mı, bu yüzden

some people might say it or say the words clearly and slowly some people might mispronounce

bazı insanlar bunu söyleyebilir veya kelimeleri net ve yavaş söyleyebilir, bazı insanlar kelimeleri yanlış telaffuz edebilir,

words some people with a very strong accent might also do the same thing it does happen

çok güçlü aksanlı bazı insanlar da aynı şeyi yapabilir, olur

but i think sometimes with steve he gets very excited in his words will become very mixed

ama bence bazen steve ile çok heyecanlanıyor sözleri çok karışıyor

i always get excited when i'm on the live stream mr duncan few people have been asking

canlı yayındayken hep heyecanlanıyorum bay duncan çok az kişi

questions about the scones how much flour went in how much salt what temperature is

çörekler hakkında sorular soruyor ne kadar un girdi ne kadar tuz ne kadar tuz fırın kaç derece

the oven at things like that i think if you just search on the internet google or other

böyle şeylerde bence sadece internette google veya diğer

search engines scones are very basic cakes to make they're not difficult the recipe will

arama motorlarında arama yaparsanız çörekler yapmak için çok basit kekler zor değiller tarif

be everywhere yes for them that's it um so i don't need to go into any depth about the

her yerde olacak evet onlar için bu kadar um o yüzden girmeme gerek yok tam tarif hakkında herhangi bir derinlik,

exact recipe unless of course lots of people ask me that's it but i think scones or scones

tabii ki birçok insan bana bu kadar diye sormadıkça ama bence çörekler veya çörekler

okay don't forget we can say oh we had one yesterday well that's what i was going to

tamam unutma diyebiliriz ah dün bir tane yedik, ben de öyle

say we actually went we found a new place to eat in much wenlock i don't know what happens

diyecektim aslında gittik yeni bir tane bulduk wenlock'ta yemek yenecek yer ne olduğunu bilmiyorum

but every time a place closes down or changes into a different type of business we always

ama ne zaman bir yer kapansa veya farklı bir iş türüne dönüşse, her zaman

manage to find another place to eat at so there is a new place that we've started going

yemek yiyecek başka bir yer bulmayı başarırız, bu yüzden gitmeye başladığımız yeni bir yer vardır.

to and the food there is delicious it's nice it's local and we took mr steve's mother there

ve oradaki yemekler lezzetli, güzel, yerel ve Bay Steve'in annesini de oraya götürdük

as well would you like to see something funny steve belso would you like to see your mother

Komik bir şeyler görmek ister misiniz steve belso

supervising you whilst you were working in the garden so this is mr steve's mum see if

siz bahçede çalışırken annenizin size nezaret ettiğini görmek ister misiniz yani bu Bay Steve'in anne bak bu

you can see where mr steve's mother is in this clip here it is now

klipte bay steve'in annesinin nerede olduğunu görebiliyor musun şimdi burada yani

so you can see mr steve very busy working but sitting in the chair supervising i think

bay steve'in çalışmakla çok meşgul olduğunu ama sandalyede oturup nezaret ettiğini görebilirsin bence

this is great by the way it's your mother she was there what was your mother doing was

bu harika bu arada bu senin annen o oradaydı o senin neydi Annem

she was she giving you instructions or giving me all sorts of orders occasionally she'd

sana talimat veriyor muydu ya da bana her türden emir veriyor muydu ara sıra beni

point at me um i remember when she got up at one point and pretended that she got a

işaret ederdi um, bir noktada ayağa kalkıp elinde bir kırbaç varmış gibi davrandığını hatırlıyorum

whip oh in her hand because she was going to you know give me a whip to get me to work

çünkü sana gidiyordu. bir atı kırbaçladığın gibi daha çok çalışmamı sağlamak için bana bir kırbaç ver.

harder in the same way that you whip a horse okay that sounds like it to uh to gallop faster

that sounds like too much information there but it's funny because my mother's only joking

and we have quite a lot she doesn't like she does look like she's asleep there yes um well

pek hoşlanmıyor orada uyuyor gibi görünüyor evet um pek

she was not nobody's asking of course what i'm doing i am of course mixing soil uh to

kimse sormuyordu tabii ki ne yaptığımı

plant those laurel bushes yes so so steve has decided to plant some new bushes and also

çalılar ve aynı zamanda

um you have to feed them as well with some nice new soil and that's what mr steve is

onları güzel yeni toprakla beslemeniz gerekiyor ve Bay Steve'in yaptığı da bu, gerçek bitkileri

doing he's digging a hole in which to put the actual plants but he's also mixing some

koymak için bir çukur kazıyor ama aynı zamanda bazılarını da karıştırıyor,

some i suppose you would call it fertilizer um it's just uh just soil just some yes it's

sanırım buna gübre diyeceksiniz, um bu sadece uh sadece biraz toprak evet,

just not because the soil under there that i don't i dug a trench to put these plants

sadece altındaki toprak bu bitkileri koymak için bir hendek kazmadığım için değil

in but the soil that i dug out the trench is a long hole wide normally very wide because

ama hendekten çıkardığım toprak uzun bir çukur, normalde çok geniş çünkü

i was putting several plants in otherwise i'd have just dug one hole and the soil is

birkaç tane koyuyordum Aksi takdirde bitkiler sadece bir çukur kazmış olurdum ve toprak

very poor quality because there were conifers that were growing there before okay and conifers

çok kalitesiz çünkü daha önce orada büyüyen kozalaklı ağaçlar vardı tamam ve kozalaklı ağaçlar

suck all the nutrients out of the soil well any tree does really but conifers in particular

topraktaki tüm besinleri iyi emer, herhangi bir ağaç gerçekten yapar ama özellikle kozalaklılar

are renowned for it so i wanted to put some um organic material into the soil that's what

ünlüdür. bu yüzden toprağa biraz organik malzeme koymak istedim,

that is the compost yeah so so something with some nutrients yes it was um soil conditioner

kompost budur evet yani bazı besinler içeren bir şey evet bu toprak düzenleyiciydi

okay something to improve the organic material in the soil so that it retains water and i

tamam topraktaki organik maddeyi su tutması için iyileştiren bir şey ve ben

added a little p some fertilizer as well just to encourage the root growth of the new plants

ekledim biraz gübre de sadece yeni bitkilerin kök büyümesini teşvik etmek için evet

yes that i put in otherwise i mean they would grow but they would grow poorly and slowly

koydum aksi takdirde büyüyeceklerini kastediyorum ama zayıf ve yavaş büyüyecekler hepsi

that's it and i want them to grow quickly so that we can have a hedge there to block

bu ve hızlı büyümelerini istiyorum böylece bir Komşularını engellemek için oraya çit çekin,

out their neighbours so hopefully in a couple of years time those those tiny laurel bushes

umarım birkaç yıl içinde o minik defne çalıları

will be taller than mr steve i just love that i love the fact that your mother is sitting

Bay Steve'den daha uzun olur, sadece annenizin

there watching you and giving you directions i think that's brilliant look at this a.d

orada oturup sizi izlemesi ve size yön vermesi gerçeğini seviyorum bence bu harika şu ilana bak evet

yes who um addie i'm sure it's 80. okay um

kim ben eminim 80 yaşındadır şu

told us last week he was going to california and he is in california but he's still joining

the live stream because he's in the car and got nothing to do so he says you are now in

anda kaliforniya'da olduğunu söylüyor

california in california i'm very jealous i know watching us in the car isn't that wonderful

çok kıskanıyorum arabada bizi izlemenin o kadar da harika olmadığını biliyorum bu harika

that's fantastic the efforts that people go to to watch our show you're not driving you're

insanların şovumuzu izlemek için harcadıkları çaba sen araba

not driving are you that is commitment don't don't drive and text at the same time don't

kullanmıyorsun araba kullanmıyorsun değil mi? taahhüttür araba kullanma ve mesaj aynı anda

send me live messages if you're driving i don't want to be responsible for for any law

bana canlı mesaj gönderme eğer araba kullanıyorsan herhangi bir kanun ihlalinden sorumlu olmak istemiyorum dürüst olmak

breaking i think that's very impressive to be honest um but then we have lots of viewers

gerekirse bu çok etkileyici um ama o zaman başka şeyler yapmalarına rağmen izleyen çok sayıda izleyicimiz var,

who watches even though they're doing other things they've got people around they're maybe

etraflarında insanlar var, belki

doing housework you know lots of people watch us in all sorts of circumstances and make

ev işi yapıyorlar, bilirsiniz birçok insan bizi her türlü koşulda izliyor ve

the effort it's fantastic yes well by the way giovanni the unit of weight on the scales

çaba harcıyor, bu harika evet, bu harika. yol giovanni terazide ağırlık birimi

because it's the uk we've got two units on there we've got pounds and ounces which is

çünkü orası İngiltere çünkü orada iki birimimiz var

the traditional weight and measure in the uk but also we've got grams as well and being

İngiltere'de geleneksel ağırlık ve ölçü olan pound ve ons var ama aynı zamanda gramlarımız da var ve

somebody who was born in the 60s i tend to still use pounds and ounces but people younger

birisi olmak 60'larda doğmuş biri olarak hala pound ve ons kullanma eğilimindeyim ama benden daha genç insanlar

than myself will use the grams and all the weighing devices in the uk tend to have both

gramları kullanacak ve Birleşik Krallık'taki tüm tartı cihazları her ikisine de sahip olma eğilimindeyken,

on yes whereas probably in europe they've probably only got grams on so let's say them

muhtemelen Avrupa'da muhtemelen sadece gramları var yani hadi

again grams grams and ounces so those are the two measurements that we often use when

tekrar gram gram ve ons diyelim, yani bunlar

we are weighing things here in the uk yes good we we use both good and uh but yeah that

burada İngiltere'de bir şeyleri tartarken sıklıkla kullandığımız iki ölçümdür evet iyi hem iyi hem de uh kullanırız ama evet

just thought i'd i'd mention that this is interesting yes um go on i've missed it okay

bu sadece bundan bahsetmem gerektiğini düşündüm ilginç evet um devam et kaçırdım tamam bu

that's good steve that's another magic moment of youtube yes no it was sergio made a comment

güzel steve bu youtube'un başka bir sihirli anı evet hayır sergio hakkında bir yorum yaptı oh evet hadi

about oh yes let's play master and servant i think he's referring to a song by um let's

usta ve hizmetçi oynayalım sanırım um hadi

play master and servant who's that by can't remember who it's by now

oynayalım efendi ve uşak kimdi şimdiye kadar kim olduğunu hatırlayamıyorum

but of course he's referring to the fact that mum is the master and i'm the servant i think

ama tabii ki annemin efendi olduğu gerçeğinden bahsediyor ve sanırım hizmetçi

or the mistress yeah what's that group somebody tell me tell me surgery depeche mode the pesh

ya da metresi evet o grup nedir biri bana söyle cerrahi depeche mode the pesh

mode that's it

modu bu,

isn't that the group that you go mad about oh i used to love them yes and you can't remember

çıldırdığınız grup o değil oh ben onları severdim evet ve sen

the name i can never i can never remember names i'm very bad at it but then you shouldn't

adını hatırlayamazsın asla hatırlayamıyorum isimleri asla hatırlayamıyorum bunda çok kötüyüm ama o zaman yapmamalısın bunu

say that because you will not get better if you keep convincing yourself you're not good

söyle çünkü daha iyi olmayacaksın kendini isimlerde iyi olmadığına inandırmaya devam edersen

at names by repeating it to yourself if you say so yes what about length and measurement

bunu kendi kendine tekrarlayarak evet dersen peki ya uzunluk ve ölçü

do you still use inches it depends what it's for it depends what your matter is it does

hala inç kullanıyor musun ne için olduğuna bağlı ne için olduğuna bağlı o

depend what you're measuring at the time yes we often use inches when we are measuring

sırada neyi ölçtüğünüze bağlı mı evet,

small things or short things so if you're measuring something that's not very long then

küçük şeyleri veya kısa şeyleri ölçerken genellikle inç kullanırız, bu nedenle çok uzun olmayan bir şeyi ölçüyorsanız, o zaman

you use inches or maybe even centimetres he's joking of course um no we still use in this

inç veya belki de santimetre kullanırsınız, şaka yapıyordur elbette um hayır bu ülkede hala

country most people use feet and inches um we don't really tend to use centimetres very

çoğu insan fit ve inç kullanıyor um biz aslında yüksekliği ölçmek için santimetreyi pek kullanma eğiliminde değiliz

much for measuring height do we i hate meters i don't know what if somebody said to me you're

metreden nefret ediyor muyuz bilmiyorum ya biri bana senin

120 centimetres i mean i know that's over a meter but you know if somebody says six

120 santimetre olduğunu söylese ben yani biliyorum bu bir metreden fazla ama biri bana altı

foot to me i know what that is six feet i can see six feet but i can't see 184 centimetres

fit derse bunun altı fitin ne olduğunu biliyorum altı fiti görebiliyorum ama göremiyorum 184 santimetre

184 centimetres doesn't mean anything but if you say six feet i know what six feet is

184 santimetre bir şey ifade etmiyor ama altı fit dersen altı fitin ne olduğunu biliyorum bunun

i know it it's six feet which is my height is roughly yes even though you know we went

altı fit olduğunu biliyorum ki bu benim boyum kabaca evet, bilseniz bile

metric oh yes in the 1970s people still tend to use the old measurements it's the same

metrik ölçüye geçtik oh evet 1970'lerde insanlar hala eski ölçüleri kullanıyor, aynı

we use miles here not kilometers kilometers means very little to me i can't picture it

burada kilometre değil mil kullanıyoruz kilometre demek benim için çok az, hayal edemiyorum

because i grew up with miles but then on the other hand i couldn't use pound shillings

çünkü millerle büyüdüm ama öte yandan pound şilin

and pence well you can't anyway but we just you know it's a hundred pennies to a pound

ve peni kullanamadım, zaten kullanamazsınız ama biz sadece bir poundun yüz peni olduğunu biliyoruz

so that's metrics nobody is using shillings anymore depeche mode everyone's talking about

yani bu metrikler artık kimse şilin kullanmıyor depeche modu herkes

depeche mode yeah it's a good group is it depeche mode is it the peshmerga or the it

depeche modundan bahsediyor evet bu iyi bir grup depeche modu mu peşmerge mi yoksa

was from the 1980s one of the one of the the best groups around in the 1980s yes they were

1980'lerdendi 1980'lerin en iyi gruplarından biriydi evet onlar

fantastic yes anyway we are straying way way off from the subjects that we're talking about

harika evet yine de konuştuğumuz konulardan çok sapıyoruz

steve was very busy in the garden yesterday would you like to see mr steve

steve dün bahçede çok meşguldü bay steve'i

mowing the lawn but i i've made some slight changes so this is mr steve cutting the lawn

çimleri biçerken görmek ister misiniz ama ben bazı küçük değişiklikler yaptım bu yüzden bu bay steve

as he often does at the weekend but with some slight differences

hafta sonları sık sık yaptığı gibi çimleri biçmek ama bazı küçük farklılıklarla

oh mr duncan

oh bay duncan

oh that's made me laugh and it's my it's me i haven't seen that when did you do that mr

oh bu beni güldürdü ve benim o benim görmemiştim bunu ne zaman yaptınız bay

duncan what did i do when you were cutting the lawn no i meant when did you edit the

duncan siz çimleri biçerken ben ne yaptım çim hayır demek istediğim,

video to make it faster and funnier oh this this morning when i was trying to do 20 things

daha hızlı ve eğlenceli hale getirmek için videoyu ne zaman düzenlediniz oh bu sabah aynı anda 20 şey yapmaya çalışırken

at the same time i had a very hectic morning because well first of all i was rebuilding

çok telaşlı bir sabah geçirdim çünkü her şeyden önce stüdyoyu yeniden inşa ediyordum

the studio yes and then i couldn't find things because i'd put them somewhere i know you

evet ve o zaman bir şeyler bulamadım çünkü onları bir yere koyardım

do this don't you sometimes steve no sometimes put things away and then you can't remember

bunu biliyorum bazen yapmazsın steve hayır bazen bir şeyleri kaldırırsın ve sonra

where you've put them no i never do that mr duncan you do it literally all the time oh

onları nereye koyduğunu hatırlayamazsın hayır bunu asla yapmam bay duncan tam anlamıyla her zaman yapıyorsun oh

no my brain is sharp i'm focused i know what i'm doing at all times you know what that

hayır beynim keskindir odaklanmışımdır her zaman ne yaptığımı biliyorum bu bana neyi

reminds me of what what what i just showed it reminds me of that time i was playing on

hatırlatıyor az önce gösterdiğim şey bana oynadığım zamanı hatırlatıyor

the swings in the in the park shall we have a look at that just for a laugh i'm a big

parktaki salıncaklar şuna bir bakalım mı sadece gülmek için ben koca bir

boy now you certainly are oh okay there you are you had that beard then didn't you mr

çocuğum şimdi kesinlikle öylesin oh tamam işte o sakalın vardı o zaman değil miydi bay

duncan yes yes and when we were making the scones did you see it when we were making

duncan evet evet çörekleri yaparken gördün mü biz

the scones i had my beard then as well oh thank you nissa admiring my clothes again

çörek yaparken sakalım vardı o zaman da oh teşekkürler nissa yine kıyafetlerime hayran kalıyor

nissan always makes comments about my clothes you are in blue yes somebody described it

nissan hep kıyafetlerim hakkında yorum yapıyor sen mavi içindesin evet biri tarif etti

the other few weeks ago is French blue yes it's very nice it's a very pleasant colour

diğer bir kaç hafta önce fransız mavi evet çok güzel çok hoş bir renk

it's very old it's very old top you don't realize that there are so many different shades

çok eski çok eski üst mavinin çok farklı tonları olduğunun farkında değilsin

of blue you always think that blue is just one colour but this actually i think you have

hep mavinin tek bir renk olduğunu düşünüyorsun ama bu aslında bence

light blue so that must be the french blue but this one here this is also blue it's darker

açık mavi var yani bu fransız mavisi olmalı ama buradaki bu da mavi daha koyu

and quite often we refer to that as navy navy blue navy blue yes very dark blue because

ve çoğu zaman buna lacivert lacivert lacivert evet çok koyu mavi çünkü

the sailors don't they wear navy blue i don't know yeah you wouldn't say i think you would

denizciler lacivert giymezler mi bilmiyorum evet siz

know more about that than me but they do either navy blue is dark blue it's a but yes it's

bu konuda benden daha çok şey bildiğini düşünmüyorum ama biliyorlar ya lacivert lacivert a ama evet bu

a particular sort of it's a sombre colour yes it's sort of used in fact my mother always

özel bir tür kasvetli bir renk evet bir nevi kullanılmış aslında annem hep

tends to wear navy blue it's a very conservative colour to wear uh you're not going to offend

lacivert giyme eğiliminde mavi giymek için çok muhafazakar bir renk uh

anyone you just look smart and it's just a very conservative colour but my mother has

kimseyi gücendirmeyeceksin sadece zeki görünüyorsun ve çok muhafazakar bir renk ama annem

been getting complaints from people or comments i should say comments what about that she

insanlardan şikayet ya da yorum alıyor yorum söylemeliyim ya

wears too much navy blue but it suits her it suits her who's saying that then oh i'm

çok giyiyor lacivert ama ona yakışıyor bunu söyleyen ona yakışıyor o zaman oh

not going to say i'm going to i'll sort them out i'll i'll tell them i'll tell them to

söylemeyeceğim onları halledeceğim onlara söyleyeceğim onlara

stop stop telling your mother what to wear i think i know who it is what about grey says

senin söylemeyi bırakmalarını söyleyeceğim anne ne giyeceğimi sanırım kim olduğunu biliyorum peki ya grey tomic diyor ki tomic grinin

tomic there are 50 shades of grey oh i know what you've done there yes very clever we've

50 tonu var oh orada ne yaptığını biliyorum evet çok zeki

got very clever people people are now saying how well you looked with your beard i mean

çok zeki insanlarımız var şimdi insanlar seninle ne kadar iyi göründüğünü söylüyor sakalından nefret ettim

i hated it yes steve did not like it because it it tickled no comment um yes have you read

evet steve beğenmedi çünkü gıdıkladı yorum yok um evet

my comment i'm asking because i had to leave the live stream for a bit oh and yet not driving

yorumumu okudun mu soruyorum çünkü canlı yayından biraz ayrılmak zorunda kaldım oh ve yine de araba kullanmıyorum

my girlfriend is driving um right okay no i haven't read your comment hey do you let

kız arkadaşım araba kullanıyor um doğru tamam hayır yorumunu okumadım hey

me go back i did read the comment about you being in the car yes if that's the one you

geri dönmeme izin verir misin arabada olduğun hakkındaki yorumu okudum evet eğer demek

meant i've read that out because i thought it was very impressive that you were in california

istediğin buysa onu okudum çünkü çok etkileyici olduğunu düşündüm california'daydınız

presumably on holiday and still watching us i think they are having a very good time i

muhtemelen tatildeydiniz ve hala bizi izliyorsunuz bence çok iyi vakit geçiriyorlar

did read your comment out you can't be listening

yorumunuzu okudum harika dinleyemiyorsunuz

great i'm only it's all a joke what are we doing then today mr duncan well we're talking

sadece hepsi bir şaka o zaman bugün ne yapıyoruz bay duncan peki

about a couple of subjects one of them is it refers to the way we behave not us personally

birkaç konudan bahsediyoruz bunlardan biri, kişisel olarak bize değil,

but people in certain parts of the world and we're talking about something called first

dünyanın belirli yerlerindeki insanlara davranış biçimimizi ifade ediyor ve birinci dünya sorunları denen bir şeyden bahsediyoruz tamam tamam

world problems right okay yes now in the past i know this is a very old-fashioned term but

şimdi geçmişte i Bunun çok eski moda bir terim olduğunu biliyorum, ancak

we often just describe developed countries countries that live with a certain level of

genellikle belirli bir düzeyde

economic stability as being first world countries now i don't particularly like that term i

ekonomik istikrarla yaşayan gelişmiş ülkeleri birinci dünya ülkeleri olarak tanımlarız, bu terimi özellikle sevmiyorum,

don't like it but we do use it and i'm not here to judge whether a term is right or wrong

sevmiyorum ama kullanıyoruz bir terimin doğru mu yanlış mı olduğuna karar vermek için burada değilim

but first world problems are things we often refer to when we are talking about the small

ama birinci dünya sorunları,

things that are inconveniencing us but they are they're not very important no because

bizi rahatsız eden küçük şeylerden bahsederken sıklıkla atıfta bulunduğumuz şeylerdir ama onlar çok önemli değiller, hayır çünkü

we don't have to worry about food shelter safety so instead we worry about other things

biz gıda barınağı güvenliği hakkında endişelenmenize gerek yok, bunun yerine

which people in other countries might think what on earth are they moaning and complaining

diğer ülkelerdeki insanların ne hakkında inleyip şikayet ettiklerini düşünebilecekleri başka şeyler hakkında endişeleniyoruz

about at least they've got the basics so i haven't even got that i'm not criticizing

any other part of the world i'm just saying that that's that the term we often use and

Dünyanın başka bir bölümünü eleştirmiyorum, sadece bu terimin sıklıkla kullandığımız bir terim olduğunu söylüyorum ve

i suppose we should first of all look at what that actually means so when we are talking

sanırım her şeyden önce bunun gerçekte ne anlama geldiğine bakmalıyız, bu yüzden

about first world problems we are talking about things other than what one might take

birinci dünya sorunlarından bahsederken bahsediyoruz.

for granted such as clean water or electricity so those are the things that are there and

temiz su veya elektrik gibi birinin kanıksadığından farklı şeyler, yani bunlar orada olan şeylerdir ve

you expect them to be there in fact quite often we say that we take them for granted

onların orada olmalarını beklersiniz, aslında çoğu zaman bunları hafife aldığımızı söyleriz,

so when you switch on your light you plug your tv into the wall and it works you don't

bu nedenle ışığınızı açtığınızda siz tv'nin fişini prize tak çalış çalışsın

think about it you just do it when you turn the tap in your kitchen fresh clean water

düşünmezsin musluğu çevirdiğinde yaparsın taze temiz su

comes out you don't think about it you just take it for granted but we are talking about

akar hiç düşünmezsin doğal karşılarsın ama biz konuşuyoruz

other things that are small or trivial

küçük veya önemsiz olan diğer şeyler hakkında gerçekte olduğundan daha önemli

small problems or inconveniences that appear more important than they actually are are

görünen küçük sorunlar veya uygunsuzluklar

often referred to as first world problems they are problems that we see as something

genellikle birinci dünya sorunları olarak adlandırılır, bunlar çok büyük ve önemli bir şey olarak gördüğümüz sorunlardır,

very big and important but in fact they are not they are small things and i suppose we

ancak aslında bunlar küçük şeyler değildir ve sanırım

could think of some examples well we'll we'll take a look at a couple of examples in a moment

bazı örnekler düşünebiliriz, birazdan birkaç örneğe bakacağız,

for example steve we've all done this running out of milk or not being able to buy the milk

örneğin steve, bunu hepimiz yaptık, sütün bitmesi veya istediğiniz sütü alamama

you want so maybe you go to the supermarket and you want to buy a particular type of milk

yani belki süpermarkete gidiyorsunuz ve belirli bir süt türü almak istiyorsunuz

because you're very fussy about the type of milk that you drink yes and you can't find

çünkü içtiğiniz sütün türü konusunda çok titizsiniz evet ve

the one you want maybe you have low-fat milk or non-dairy and there are many different

istediğinizi bulamıyorsunuz belki az yağlı sütünüz var veya süt ürünü olmayan ve artık pek çok farklı

types of milk now that are not actually milk they are made with other things such as i

süt türü var, bunlar aslında süt değil, başka şeylerle yapılıyorlar, örneğin badem, badem

suppose almonds you can have almond milk oat milk oat milk it's disgusting by the way they're

sütü, yulaf sütü, yulaf sütü, iğrenç bu arada,

all disgusting but a lot of people nowadays do prefer to have those things so they might

hepsi iğrenç ama çok Günümüzde insanların yüzdesi bu şeylere sahip olmayı tercih ediyor, bu yüzden onları

complain they might feel annoyed if they can't find them but those things are very small

bulamazlarsa rahatsız olacaklarından şikayet edebilirler, ancak

problems even if that person feels annoyed outraged angry that they can't find their

bu kişi

favourite milk haven't you got any organic semi-skimmed milk in this supermarket this

en sevdikleri süt cennetini bulamadıkları için sinirlense, çileden çıksa bile bu şeyler çok küçük problemlerdir. Bu süpermarkette hiç organik yarım yağlı sütünüz yok bu

is terrible what a terrible situation and then you're upset for the rest of the day

korkunç ne korkunç bir durum ve sonra günün geri kalanında üzgünsünüz

not us not us well i've got to speak i've got to carry on speaking slowly because uh

biz değil biz değil iyi konuşmalıyım konuşmaya devam etmeliyim yavaş yavaş çünkü uh

mary alba is saying omg such a lovely episode today with scones mr steve's mother and mr

mary alba bugün çörekler ile çok güzel bir bölüm aman tanrım diyor bay steve'in annesi ve bay

steve talking slowly so i've got to keep remembering to speak clearly and slowly but yes first

steve yavaş konuşuyor bu yüzden açık ve yavaş konuşmayı hatırlamaya devam etmeliyim ama evet birinci

world problems things which you would think were very unimportant that people in poorer

dünya sorunları çok önemsiz olduğunu düşündüğünüz şeyler Yoksul

countries might criticize you for saying for goodness sake at least you've got milk you

ülkelerdeki insanlar, Allah aşkına en azından sütünüz var dediğiniz için sizi eleştirebilir,

know don't complain about the fact that you can't get organic semi-skimmed so not everyone

bilirsiniz, organik yarım yağlı süt alamadığınız için şikayet etmeyin, zaten herkes

can get milk anyway not everyone can have milk in their kitchen not a lot there are

süt alamaz. mutfağında çok fazla

people that don't have kitchens and there someone is complaining they're they're complaining

değil mutfağı olmayan insanlar var ve orada birileri şikayet ediyor onlar

about the fact they can't get their particular type of milk yes it is a first world problem

kendi özel süt türlerini alamadıklarından şikayet ediyorlar evet bu birinci dünya sorunu

victoria says living in peace can be taken for granted but it is not at all no as we've

diyor victoria yaşıyor barış doğal kabul edilebilir ama hiç de değil hayır

seen on the news recently reminded yet again of the plight of people in other countries

haberlerde gördüğümüz gibi son zamanlarda başka ülkelerdeki insanların içinde bulunduğu kötü durumu bir kez daha hatırlattı

yes um here's another one steve maybe your car it's not as nice as your neighbors yes

evet hım işte bir tane daha steve belki araban komşuların kadar güzel değil evet

and it's a very small thing but you might be worried that your car is older than your

ve çok küçük bir şey ama arabanızın komşularınızdan daha eski olduğu konusunda endişelenebilirsiniz

neighbours but you have a car and you can drive that car around it works perfectly well

ama bir arabanız var ve o arabayı onun etrafında gayet iyi kullanabiliyorsunuz

however you think you have a problem you think you have a big problem because your car is

ancak bir sorununuz olduğunu düşünüyorsunuz büyük bir sorununuz olduğunu düşünüyorsunuz çünkü arabanız

not as nice as your neighbours yes you you might another example could be you might have

komşularınız kadar güzel değil evet siz başka bir örnek verebilirsiniz

a coffee maker at home you might have spent a thousand pounds on a coffee maker which

evinizde bir kahve makineniz olabilir bir kahve makinesine bin pound vermiş olabilirsiniz ki

some of them do cost that much easily and it's not working it's broken down and you're

bazılarının maliyeti bu kadar kolay ve çalışmıyor bozuldu ve sen

complaining my coffee maker isn't working anymore i've got to have instant coffee oh

kahve makinemin artık çalışmadığından şikayet ediyorsun hazır kahve içmeliyim oh

it's horrible disgust i can't believe that i'm having to live like this nest cafe with

bu korkunç bir tiksinti hazır kahvemle bu yuva kafe gibi yaşamak zorunda olduğuma inanamıyorum tamam mı

my instant coffee okay steve i'm not sure if he's really reacting now but that would

steve şu anda gerçekten tepki verip vermediğinden emin değilim ama bu

be a first world problem if you've got coffee you've got to have coffee made in a coffee

dünyanın ilk sorunu olurdu eğer kahve içiyorsan evde binlerce pound harcadığın bir kahve makinesinde kahve yapmalısın

maker that you've spent thousands of pounds on at home yes and it's broken so that's the

evet ve bu kırık yani

problem so i think the best way to describe this is is maybe a situation where a person

sorun bu yüzden bence bunu en iyi tarif etmenin en iyi yolu, bir insanın en sevdiği tatlıyı

is behaving spoilt like a child when it can't have its favourite sweet i want that mummy

alamayınca çocuk gibi şımarık davranması, o mumyayı istiyorum,

i want it and i want it now that sort of situation where we talk about something or we get angry

onu istiyorum ve onu şimdi istiyorum bir şey hakkında konuştuğumuz veya

about something that we can't have maybe a person complains because they're 50 megabytes

sahip olamayacağımız bir şeye kızdığımız bir tür durum belki biri saniyede 50 megabayt olduğu için şikayet ediyor

per second internet speed is not fast enough oh my internet speed is only 50 megabytes

internet hızı yeterince hızlı değil ah benim internet hızım saniyede sadece 50 megabayt keşke

per second i wish it was a hundred or two hundred it's not fair that there are people

yüz ya da iki yüzdü

in the next town and they have 500 megabytes and i only have 50. but 50 is more than enough

yan kasabada insanların 500 megabaytı olması ve benim sadece 50 megabaytım olması adil değil ama 50 fazlasıyla yeterli, tek

that's all you need that's all you need you need well in fact you only need about five

ihtiyacın olan tek ihtiyacın olan şey aslında sadece sen

to function every day unless of course your whole family is using the internet at the

her gün çalışmak için yaklaşık beşe ihtiyaç var tabii ki tüm aileniz aynı anda interneti kullanmıyorsa

same time but 50 megabytes is a lot per second but there are people who might moan about

ama 50 megabayt saniyede çok fazla ama inleyen insanlar var ki hayır hayır

that they'll say no no no i should have 200 megabytes per second it's not fair just be

hayır benim 200 megabaytım olmalı diyecekler her saniye adil değil sadece

thankful that you have internet just be thankful and that's it you see mobile phones valentina

internetin olduğu için şükret sadece şükret ve işte bu kadar cep telefonlarından bahsediyor valentina cep

mentions mobile phones young generations take it for granted that having a mobile phone

telefonlarından bahsediyor genç nesiller ben gençken bir cep telefonuna sahip

when i was young it didn't exist but i lived very well yes that i think i sometimes think

olmadığımı doğal karşılıyor ama çok yaşadım evet bazen düşünüyorum da

that particularly as you get older and more affluent you get more money because you've

özellikle yaşlandıkça ve zenginleştikçe daha çok para kazanıyorsun çünkü

worked for a long time you build up possessions you live in and go and live in a nice neighbourhood

uzun süre çalıştın mülk ediniyorsun içinde yaşıyorsun ve gidip güzel bir mahallede yaşıyorsun bence sen ben

i think you become i i think you always want something to moan about i think we keep forgetting

oluyorsun her zaman sızlanacak bir şey istediğini düşünüyorum bence

to remind ourselves every day the value of what we've got and i think we need to remind

her gün kendimize sahip olduklarımızın değerini hatırlatmayı unutup duruyoruz ve bence

ourselves every day you know what we've actually got health if you've got your health that's

kendimize her gün aslında neye sahip olduğumuzu bildiğinizi hatırlatmamız gerektiğini düşünüyorum sağlığınız

everything if you've got you know a roof over your head you've got food you don't have to

her şeydir, eğer sahipseniz, başınızın üzerinde bir çatı olduğunu bilirseniz, yiyeceğiniz olur,

worry about money for food things like if you've got those basic things you've you know

yiyecek için para konusunda endişelenmenize gerek kalmaz, sahip olduğunuzu bildiğiniz temel şeylere sahipseniz gibi şeyler

you've that's all you need really and all the other things are just fripperies they're

gerçekten ihtiyacın olan tek şey bu ve diğer tüm şeyler sadece saçmalık onlar

just i mean in a modern society you have to have internet you have to have no mobile phones

sadece demek istiyorum ki modern bir toplumda internet olmalı cep telefonu

computers otherwise you couldn't work no but certainly over the past 20 months it's yes

bilgisayar olmamalı aksi halde çalışamazsın hayır ama kesinlikle son 20 ayda evet

first world problems it's problems associated with things which are not essential really

birinci dünya sorunları önemli olmayan şeylerle ilgili sorunlar gerçekten

yes or maybe you have something already that is good but you think it could always be better

evet ya da belki zaten iyi olan bir şeye sahipsiniz ama her zaman daha iyi olabileceğini düşünüyorsunuz

and then you complain about it you complain about the fact that my internet speed is too

ve sonra bundan şikayet ediyorsunuz internet hızımın çok hızlı olduğundan şikayet ediyorsunuz

slow my neighbour's car is better than mine yes tomic mentions where says we're hardwired

yavaş komşumun arabası benimkinden daha iyi evet lüks olan şeylere alışmamız gerektiğini söyleyen tomik sözler evet

to get used to things which are luxuries yes i think there is always a way of encouraging

bence insanları çok fazla içine girmek istemediğim şeyleri almaya teşvik etmenin her zaman bir yolu vardır

people to keep buying things i don't want to get too much into that because that is

çünkü bu

a whole different subject to be honest but i think sometimes people behave like spoiled

çok farklı bir konu açıkçası ama bence bazen insanlar şımarık çocuklar gibi davranıyorlar

children because they have everything they want the essential things for for living for

çünkü istedikleri her şeye sahipler yaşamak için gerekli şeyler

getting through the day but they want more or they want things that are better or something

günü geçirmek için ama daha fazlasını istiyorlar veya daha iyi şeyler istiyorlar falan

that might make them appear better i was reading a book recently and it said you know remind

bu onları daha iyi gösterebilir geçenlerde bir kitap okuyordum ve

yourself every day of what you have what are the valuable things which you have just remind

her gün kendinize sahip olduğunuz değerli şeyleri hatırlattığınızı bildiğinizi söylüyordu.

yourself and then you won't get down or dip down and depressed about the things which

you think you should have but you haven't got for example you might want you know a

sahip olmanız gerektiğini düşündüğünüz ama sahip olmadığınız şeyler örneğin

mercedes top-line s-class or something like that but in fact you already have a car yes

mercedes birinci sınıf bir s-class veya onun gibi bir şey bilmek isteyebilirsiniz ama aslında zaten bir arabanız var evet bu

so you can go from a to b yes remind yourself of the things which you've already got and

yüzden a'dan b'ye gidebilirsiniz evet, kendinize zaten sahip olduğunuz şeyleri hatırlatın ve

then you won't worry about the things which you haven't got and yeah we've often said

o zaman sahip olmadığınız şeyler için endişelenmeyin ve evet,

if we lost everything and were living had to live in a cardboard box at least we'd have

her şeyi kaybedersek ve şu anda bir karton kutu içinde yaşamak zorunda kalsaydık, sık sık söylerdik. en azından bir

something yes you know each other so it it you're able to see the things you have and

şeyimiz olurdu evet birbirinizi tanıyorsunuz bu yüzden sahip olduğunuz şeyleri görebiliyorsunuz ve

the things that you you should really probably be be more pleased about having but quite

gerçekten muhtemelen sahip olmaktan daha çok memnun olmanız gereken şeyleri görebiliyorsunuz ama çoğu

often we forget about them instead we complain about small trivial things here's another

zaman onları unutuyoruz bunun yerine şikayet ediyoruz küçük önemsiz şeyler işte bir tane daha

one i was going to say that's why sometimes it's good and

söyleyeceğim bu yüzden bazen iyidir ve

to do something which brings you back to basics like going on holiday say just go camping

sizi tatile gitmek gibi temel şeylere geri getiren bir şey yapmak demek sadece

for a week very basic holiday somewhere without all the luxuries without all the luxuries

bir haftalığına kamp yapmak çok basit bir tatil tüm lükslerin olmadığı bir yerde tüm lüksler olmadan

and then you'll appreciate them when you get back but yes we just get used to things the

ve o zaman geri döndüğünüzde onları takdir edeceksiniz ama evet, her şeye

way they are and we forget that a lot of the things which we've got we probably don't really

olduğu gibi alışıyoruz ve sahip olduğumuz birçok şeye muhtemelen gerçekten

need and in fact i mean we've got friends haven't we who keep and neighbours people

ihtiyacımız olmadığını unutuyoruz ve aslında gerçekten ihtiyacımız var. Dostlarımız var değil mi, tanıdıklarımız ve komşularımız var,

that we know you're not going to mention any names but they keep buying sheds and putting

isim vermeyeceğinizi biliyoruz ama barakalar alıyorlar ve

another shed in the garden oh i need another one because they keep buying things and they've

bahçeye bir baraka daha koyuyorlar oh bir tane daha lazım çünkü sürekli bir şeyler alıyorlar ve onlar

got nowhere to store them in the house so they buy a shed so they can store these things

onları evde saklayacak hiçbir yer yok, bu yüzden bir kulübe alıyorlar, böylece bu şeyleri

in the shed so they've used up all the space in the house for consumerism buying stuff

kulübede saklayabiliyorlar, bu yüzden evdeki tüm alanı tüketicilik için kullandılar,

which they don't really need i mean for example everybody around here has a lawnmower that's

gerçekten ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alıyorlar, örneğin herkesi kastediyorum buralarda bir çim biçme makinesi var,

it i think we're straying off though in reality from where where really but we don't all need

sanırım gerçekte nereden geldiğimize rağmen sapıyoruz ama yedi kişilik

a lawn though we could buy one for a group of seven and then each person uses that lawnmower

bir grup için bir tane alabilsek de hepimizin bir çime ihtiyacı yok ve sonra her kişi o çim biçme makinesini

every day and then we've only got to purchase one we don't need a lawnmower each we don't

her gün kullanıyor ve o zaman sadece bir tane satın almalıyız, her birimiz çim biçme makinesine ihtiyacımız yok, her

need a leaf blower okay every household he doesn't need a leaf steve this is not this

birimize yaprak üfleyiciye ihtiyacımız yok, tamam her evde bir yaprak steve'e ihtiyacımız yok, bu değil, bu

is becoming something coming in we're coming ranting now about wanton consumerism uh which

bir şey olmaya başlıyor, bağırarak geliyoruz şimdi ahlaksız tüketimcilik hakkında, ki

i hate it sounds like you know what i think i think mr steve might be a communist no it's

bundan nefret ediyorum, kulağa ne düşündüğümü biliyormuşsunuz gibi geliyor, Bay Steve bir komünist olabilir hayır,

nothing it's not that much it's just sharing your plough with with the local community

o kadar da önemli değil, sadece sabanınızı yerel toplulukla paylaşmak

but you know this would all help help the planet i mean i can never understand why they

ama bunların hepsinin yardımcı olacağını biliyorsunuz. gezegen yani

encourage people to buy a new car every three years they should say buy that car and keep

insanları neden her üç yılda bir yeni bir araba almaya teşvik ettiklerini asla anlamıyorum.

it for 20 years surely that's better for the environment yes than making lots of new cars

every three years anyway but that's you know because this is this is not actually what

biliyorsun çünkü aslında

we're talking about this is none of that my soapbox is done steve steve we've got you

bahsettiğimiz konu bu değil bunların hiçbiri değil sabun kutum bitti steve steve

got to remember we're doing a live stream i will never buy a shed to store things if

canlı yayın yapacağımızı unutmamalısın bir şeyleri saklamak için asla bir kulübe almayacağım Eğer

if i need to buy anything okay and i've got nowhere to store it i have something else

bir şey almam gerekirse ve onu saklayacak yerim yoksa, gitmem gereken başka bir şey varsa,

has to go we're never buying sheds to store stupid stuff in that we don't really need

gerçekten ihtiyacımız olmayan aptalca şeyleri saklamak için asla barakalar almayız,

okay steve you've made your point you made your point five minutes ago to be honest oh

tamam Steve, demek istediğini anladın dürüst olmak gerekirse, demek istediğini beş dakika önce söyledin oh

yes okay mr steve be quiet well no it's not that it's just that we are doing something

evet tamam bay steve sessiz ol pekala hayır bu sadece farklı bir şey yaptığımızdan değil evet işte

different yeah here we go here's a good one steve i think your sister might be in this

başlıyoruz güzel bir tane steve bence kız kardeşin bu

group you insist on organic food in restaurants is it organic yes that coffee um is it organic

grupta olabilir ısrar ediyorsun restoranlarda organik yiyecekler organik mi evet o kahve organik mi

coffee um with skimmed milk um no not skim milk yes can i have an organic skinny latte

yağsız sütlü um hayır yağsız süt evet organik skinny latte

sawyer coffee please sawyer coffee i've never heard of sawyer coffee yeah well instead of

sawyer kahvesi alabilir miyim lütfen sawyer kahvesi sawyer kahvesini hiç duymadım evet peki yerine

instead of that you put soy milk in it but you know first world problems yes some people

bunun yerine içine soya sütü koyuyorsunuz ama birinci dünya problemlerini biliyorsunuz evet bazı insanlar

get upset can i have my steak medium rare and can you make sure that the cow was was

üzülüyor bifteğimi orta pişmiş alabilir miyim ve ineğin sürekli

grazing in an open field with the sun on its face constantly if not i will have to send

güneş ışığında açık bir alanda otladığından emin olabilir misiniz ? değil

the stake back and i will go and i will complain about you on the internet moderators please

stake'i geri göndermek zorunda kalacağım ve gideceğim ve internet moderatörleri hakkında sizi şikayet edeceğim lütfen

will you do your duty

görevinizi yapar mısınız ne demek istediğimizi

i think you know what we mean i don't know what you mean yes palmyra i'm still dreaming

anladığınızı düşünüyorum ne demek istediğinizi anlamıyorum evet palmyra ben hala

of a mustang so that that's my only that's my one nod to consumerism is that that i want

Bir mustang hayal etmek, böylece benim tek o, tüketimciliğe tek selamım,

a gas guzzling you know you do

bir benzin içmek istiyorum,

a few moments ago is now rendered null oh yeah but if i just have that car and keep

birkaç dakika önce yaptığınızı biliyorsunuz, şimdi geçersiz hale getirildi oh evet, ama eğer o arabaya sahipsem ve

it for 20 years then i'm not having an impact on the environment uh is if we really want

onu 20 yıl boyunca saklarsam o zaman çevre üzerinde bir etkim olmuyor uh, eğer gerçekten istiyorsak

to we are help the environment we've all got to cut back on the on the things we buy and

çevreye yardım ediyoruz hepimiz satın aldığımız şeylerden kısmalıyız ve

keep them for longer yes that's my point i'm making stop buying ford mustangs yeah but

onları daha uzun süre tutmalıyız evet benim amacım bu ford mustang almayı bırakıyorum evet ama

if i keep it for 20 years what that's all right but doesn't it run on petrol yeah but

20 yıl saklarsam sorun değil ama benzinle çalışmıyor mu evet ama iyi çalışıyor

it does well that might be the problem you see well they run on something but i mean

sorun bu olabilir iyi görüyorsun bir şeyle çalışıyorlar ama yani

i haven't had children so i'm not responsible for doubling the amount of of of of co2 i'm

ben yapmadım çocuklarım oldu, bu yüzden ürettiğim CO2 miktarını ikiye katlamaktan ve

producing and pollution by producing another human being that's going to you know am i

başka bir insan yaratarak

no it's just me no you're just going to drive around in your forward mustang revving up

çevreyi kirletmekten sorumlu değilim. ileri mustang

your engine and polluting the planet with petrol fumes well i know but you've got it

motorunu çalıştırıyor ve gezegeni petrol dumanlarıyla kirletiyor iyi biliyorum ama anladın sen zaten

you've got to assume that you need transport anyway as you say we're straying off the subject

ulaşıma ihtiyacın olduğunu farz etmelisin ki biz konudan sapıyoruz derken

well you are so you might insist on your food being organic or can i have a terrible valentine

öylesin yani ısrar edebilirsin yemeğin organik mi yoksa berbat bir sevgilim olabilir mi

can i have an egg can i have an egg a boiled egg now can i first ask where was the egg

yumurta alabilir miyim yumurta alabilir miyim haşlanmış yumurta şimdi ilk önce yumurtanın nereye

laid were the chickens indoors or outdoors which way was the wind blowing on that particular

yumurtladığını sorabilir miyim tavuklar içeride mi yoksa dışarıda mı rüzgar o tarafta ne yönden esiyordu

day when this egg was laid can you tell me the name of the chicken and can i have a photograph

Bu yumurtanın yumurtlandığı gün bana tavuğun adını söyler misiniz ve

of that chicken to make sure that it was well kept and looked after and then and only then

o tavuğun iyi muhafaza edildiğinden ve bakıldığından emin olmak için bir fotoğrafını alabilir miyim ve o zaman ve ancak o zaman

will i eat that egg

o yumurtayı yiyeceğim, bu

so that's how fussy people can be sometimes that people worrying about uh dogs and cats

yüzden insanlar bu kadar telaşlı bazen insanlar köpekler ve kediler için endişeleniyor olabilir

okay is this a i think there's a there's a first world problem well that do you know

tamam mı bu bence bir birinci dünya sorunu var peki ne demek istediğimi iyi anlıyor musunuz

what i'm referring to well i'm not sure if it is a first we'll you are on thin ice there

bunun bir ilk olup olmadığından emin değilim orada ince bir buzun üzerinde

i know do not let's not go down that road do not talk about people trying to rescue

biliyorum sakın o yoldan aşağı inmeyelim

dogs and cats from war-torn areas because you will you are going to have a a hell of

savaşın parçaladığı bölgelerden köpekleri ve kedileri kurtarmaya çalışan insanlar hakkında konuşma çünkü yapacaksın

hurt from the world all i would say is surely no no probably probably best priority would

dünyadan çok büyük bir incineceksin diyeceğim tek şey kesinlikle hayır hayır muhtemelen en iyi öncelik

be to save the humans first yes if you're going to try and fund an aeroplane to rescue

önce insanları kurtarmak olacaktır evet eğer

dogs and cats from a war-torn country you need to seriously think about your priorities

savaştan mahvolmuş bir ülkeden köpekleri ve kedileri kurtarmak için bir uçağı finanse edecekseniz önceliklerinizi ciddi şekilde düşünmeniz gerekir

because surely you could hire a plane and save some humans but anyway yeah well i think

çünkü kesinlikle işe alabilirsiniz bir uçak ve bazı insanları kurtarmak ama yine de evet bence

one of the problems nowadays there are people who live their daily lives and they see animals

günümüzdeki sorunlardan biri günlük hayatlarını yaşayan insanlar var ve onlar

such as cats and dogs as being more important and valuable than other human beings giovanni

kedi ve köpek gibi hayvanları diğer insanlardan daha önemli ve değerli görüyorlar giovanni

says close that door mr steve right let's close it yes move on the problem with mr steve

diyor ki kapıyı kapatın mr steve sağ hadi kapatalım evet devam et bay steve ile ilgili

is i can't resist the problem with this this live chat steve is the youtube channel does

sorun şu ki bu canlı sohbetteki

not belong to you it belongs to me so if you say something that causes a problem i will

soruna karşı koyamıyorum

receive the punishment from youtube you've already been punished you've been punished

youtube'dan ceza alacaksın zaten cezalandırıldın

for years by youtube mr duncan i don't think there's anything really more they could do

youtube tarafından yıllarca cezalandırıldın bay duncan sana yapabilecekleri başka bir şey olduğunu sanmıyorum pekala

to you no well well maybe you saying the wrong thing might be the best but i'm not going

belki yanlış bir şey söylüyorsun en iyisi olabilir ama

to say anything you know it's just a controversial subject yes well that's the problem humans

hiçbir şey söylemeyeceğim biliyorsun bu sadece tartışmalı bir konu evet sorun bu

first dogs and cats seconds see the problem is controversial you see controversial doesn't

önce insanlar köpekler ve kediler saniyeler görüyorsun sorun tartışmalı görüyorsun tartışmalı artık

happen anymore on youtube you can't do controversial anymore you have to be boring and lame sergio

youtube'da olmuyor artık tartışmalı yapamazsın sen sıkıcı ve topal olmak zorunda sergio

makes a good point there i mean you know maybe these war-torn countries need to keep these

orada iyi bir noktaya değiniyor yani belki de bu savaştan zarar görmüş ülkelerin bu

cats and dogs because they might need food okay steve that's good i'm with you there

kedileri ve köpekleri beslemeleri gerekiyor çünkü onların yiyeceğe ihtiyaçları olabilir tamam steve bu iyi orada seninleyim bu

so now i've got you there and now i've got two people trying to get my youtube channel

yüzden şimdi sahibim sen oradasın ve şimdi youtube kanalımı elimden almaya çalışan iki kişi var

taken off me but if anybody doesn't know about that story look it up yes don't open that

ama bu hikayeyi bilmeyen varsa bir baksın evet o

door keep that door closed a first world problem is trivial or petty yes so a thing that you

kapıyı açmayın o kapıyı kapalı tutun birinci dünya sorunu önemsizdir veya önemsiz evet yani şikayet ettiğin bir şey

complain about but really you should not be complaining about it at all because it's a

ama aslında bundan hiç şikayet etmemelisin çünkü bu

very small thing a trivial thing something that is not really important and i think that's

çok küçük bir şey önemsiz bir şey gerçekten önemli olmayan bir şey ve bence bu

that's something that often happens nowadays can you give any other examples of a first

günümüzde sıklıkla olan bir şey başka bir şey verebilir misin birinci

world problem uh not off the top of my head okay either um but yes it's things which people

dünya probleminin örnekleri ah kafamın üstünde değil tamam da um ama evet bunlar

in other countries that don't have the benefits of the wealth that we have in the uk europe

diğer ülkelerdeki insanların İngiltere'de Avrupa Amerika'da sahip olduğumuz zenginliğin faydalarına sahip olmadığımızı

america

uh would think that we were behaving in a very selfish way yes but i think it's just

düşünecekleri şeyler. çok bencilce davranıyor evet ama bence bu sadece bir şeye

that thing that you get used to something you get used to a certain way of life and

alışmak, belli bir yaşam tarzına alışmak ve

normally normally as you get older normally not always you probably get better jobs and

normalde normalde yaşlandıkça normalde her zaman değil muhtemelen daha iyi işler bulursun ve

you probably earn more money and then you reach a stage in your life where you've got

muhtemelen daha fazla para kazanırsın ve sonra hayatında ihtiyacın olan her şeye sahip olduğun bir aşamaya ulaşırsın

everything you need but then you know you always want something more and so you start

ama sonra her zaman daha fazlasını istediğini bilirsin ve böylece

getting upset about all the trivial things yes and uh so that's what i mean when a person

tüm önemsiz şeyler için üzülmeye başlarsın evet ve uh yani bir insan

behaves like a spoiled child yes it's like worrying about your neighbour whose dog barks

böyle davrandığında bunu kastediyorum şımarık bir çocuk evet bu, köpeği günde beş dakika havlayan komşunuz için endişelenmek gibi bir şey

for five minutes a day i know i think that's that's a that's a good one to get annoyed

biliyorum bence bu sinirlenmek için iyi bir şey,

about especially when it happens five or six times a day maybe we could send that one on

özellikle günde beş veya altı kez olduğunda belki onu gönderebiliriz

the plane that's going out are there any planes going out with that will take cats and dogs

giden uçak geri gelmek yerine kedi ve köpek alacak herhangi bir uçak var mı

instead of coming coming back i'm gonna get into trouble for that now i've had it that's

şimdi bunun için başım belaya girecek bende öyle oldu

it i'm not sure if if our viewers know exactly what uh story we're talking about are you

izleyicilerimizin bilip bilmediğinden emin değilim tam olarak hangi hikayeden bahsediyoruz

joking are you kidding me do you realize that every person on the planet knows that story

şaka mı yapıyorsun benimle dalga mı geçiyorsun gezegendeki herkesin bu

well i didn't know about that story until you mentioned it to me this morning and i

hikayeyi iyi bildiğinin farkında mısın bu sabah sen bana bahsedene kadar o hikayeden haberim yoktu ve

was boiling inside with rage at the lunacy of what they were proposing to do we are talking

içim kaynıyordu yapmayı teklif ettikleri şeyin çılgınlığına öfkeyle

about abbreviations in a moment abbreviations a very interesting subject because we often

bir anda kısaltmalardan bahsediyoruz kısaltmalar çok ilginç bir konu çünkü

use abbreviations in everyday language we will say

günlük dilde sık sık kısaltmalar kullanıyoruz diyeceğiz

i don't know lol lol where we are typing something maybe something we find amusing lol laugh

bilmiyorum ha ha ha nereye bir şeyler yazıyoruz belki bir şeyler komik buluyoruz, yüksek

out loud so there is a good example of that we will be looking at that in a moment so

sesle gülüyoruz, bu yüzden buna iyi bir örnek var, birazdan buna bakacağız, bu yüzden

i think it would be fair to say that first world problems are things that are trivial

birinci dünya sorunlarının önemsiz

and petty but we treat them as if it's the end of the i think just keep reminding yourself

ve önemsiz şeyler olduğunu söylemenin adil olacağını düşünüyorum ama onlara öyleymiş gibi davranıyoruz. bu bencenin sonu bence kendine

of what you've got health if you've got your health that's number one isn't it that's always

neye sahip olduğunu hatırlatmaya devam et eğer sağlığına sahipsen bu bir numara değil mi bu her zaman bir

number one if you've got that you've really got everything and then you you need shelter

numaradır eğer gerçekten her şeye sahipsen ve sonra barınağa ihtiyacın var

maslow's hierarchy of needs you need shelter food you want to feel safe anything beyond

maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine ihtiyacın var barınağa ihtiyacın var yiyeceğine ihtiyacın var güvende hissetmek istiyorsun bunun ötesindeki her şey

that is just

unnecessary yes trivial but of course we want to live you know we want to live comfortably

gereksiz evet önemsiz ama tabii ki yaşamak istiyoruz rahat yaşamak istediğimizi biliyorsun bu yüzden

so i think i think i'm going to make that my motto for now and just remember what i've

sanırım yapacağım şimdilik sloganım bu ve sadece sahip olduğum şeyi hatırla,

got if i've got a problem think is this a real problem look what i've got stop moaning

eğer bir sorunum varsa, bunun gerçek bir sorun olduğunu düşün, sahip olduğum şeye bak, stephen inlemeyi bırak

stephen and just get on with your life here's a good one i've got a first world problem

ve hayatına devam et işte iyi bir sorunum var. birinci dünya sorunu

mr steve last week got very angry when the supermarket did not deliver a pizza oh yes

bay steve geçen hafta süpermarket bir pizza teslim etmediğinde çok sinirlendi oh evet

i mean it was disgraceful i mean oh i think that's a first world problem you've got one

demek istediğim bu utanç vericiydi yani oh bence bu bir birinci dünya sorunu sizde var

there mr duncan oh the supermarket we ordered a pizza and they forgot to deliver it disgraceful

bay duncan oh sipariş ettiğimiz süpermarket pizzayı getirmeyi unutmuşlar rezalet

i'm going to complain and he did well i didn't complain you did you wrote to them and said

şikayet edeceğim ve o iyi yaptı şikayet etmedin mi onlara yazdın ve

hello you phoned them i didn't complain hello is that waitrose they charged me for it that's

merhaba dedin onları aradın şikayet etmedim merhaba o garson kız benden bunun için ücret aldılar bu

different they charged me for the pizza but hadn't delivered it so i didn't complain i

farklı olarak benden pizza için para aldılar ama teslim etmemişlerdi, bu yüzden şikayet etmedim,

just pointed it out to them and they said oh thank you for letting us know mr harper

sadece onlara gösterdim ve dediler ki, bize bildirdiğiniz için teşekkür ederiz Bay Harper, size o pizza

we will refund you the three pounds 50 for that pizza i mean you know that's it's a sort

için 50 sterlin iade edeceğiz. yani bunun bir çeşit olduğunu biliyorsun

of a but you know you you don't want to be ripped off well i don't think they're ripping

ama biliyorsun kazıklanmak istemiyorsun

you off it's just a it's just an error an error that's all it was but you you you were

seni kazıklayacaklarını düşünmüyorum bu sadece bir hata sadece bir hata hepsi bu ama sen sen pizza

angry at the time when i said there wasn't a pizza yes you seen my reaction well i said

yok dediğimde kızmıştın evet tepkimi iyi gördün peki

well we haven't got a pizza we have a pizza on wednesday we haven't got a pizza how dare

pizzamız yok çarşamba günü pizzamız var pizzamız yok bu ne cüretle

that yes that's it that's stupid because yes i mean you know it's not like we haven't got

evet bu kadar bu aptalca çünkü evet, yani biliyorsun ki

anything to else to eat yes because you're behaving like a spoiled child when you do

yiyecek başka bir şeyimiz yok gibi değil evet çünkü tam olarak bunu yaptığında şımarık bir çocuk gibi davranıyorsun bu yüzden

that exactly so i thought no stephen be adult about it just tell them we can always get

hiçbir Stephen'ın bu konuda yetişkin olacağını düşünmedim, sadece onlara yapabileceğimizi söyle her zaman

a pizza from another shop or we can eat something else steve stevens you must know when to stop

başka bir dükkandan pizza al yoksa başka bir şey yiyebiliriz steve stevens ne zaman durup

and end the subject get that full stop get that little full stop and put it at the end

konuyu bitireceğini bilmelisin o noktayı al o küçük noktayı al ve sonuna koy

and then we can move on oh hello to oim oim hello mr duncan this is my first live stream

ve sonra devam edebiliriz oh merhaba oim oim merhaba bay duncan bu benim ilk canlı yayınım

but i have been following you since your beginning thank you very much welcome nice to see you

ama sizi başından beri takip ediyorum teşekkür ederim çok hoşgeldiniz sizi burada görmek güzel

here and how many years is that mr duncan remind us it's too long 14 years 15 15. in

ve kaç yıldır bay duncan çok uzun olduğunu hatırlattı 14 yıl 15 15.

october the end of october it will be 15 years since i started doing this on youtube and

ekimde ekimin sonunda youtube'da bunu yapmaya başlayalı 15 yıl olacak ve

i think youtube has forgotten all about me i don't think they i don't think they even

bence youtube benim hakkımda her şeyi unuttu bence onların benim

know i exist anymore welcome how lovely to have you on for the live stream sergio says

var olduğumu bile bildiklerini sanmıyorum artık hoşgeldiniz sizi burada görmek ne güzel canlı yayın sergio,

i've heard that the so-called first world is falling into pieces right now well yes

sözde birinci dünyanın şu anda parçalara ayrıldığını duydum, evet

for various reasons various reasons yes uh right

çeşitli nedenlerle çeşitli nedenlerle evet uh doğru

oh mr duncan anything else we're talking are we doing the uh the the usual no ah no sentence

oh bay duncan başka bir şey konuşuyoruz her zamanki gibi mi yapıyoruz hayır ah Cümle

game no sentence game not today that's why we're having our our abbreviations you see

oyunu yok Cümle oyunu yok bugün değil bu yüzden kısaltmalarımızı yapıyoruz

so that's kind of the replacement for the sentence game but uh oh we had a little surprise

yani bu bir nevi cümle oyununun yerine geçiyor ama ah ah geçen sabah küçük bir sürprizimiz oldu

the other morning i was lying in bed and i heard a very strange sound a very strange

yatakta uzanıyordum ve çok şey duydum garip ses çok garip bir ses

noise i heard it sounded like air escaping and i thought maybe it was mr steve breaking

duydum hava kaçıyormuş gibi geliyordu ve belki de bunun sık sık yaptığı gibi rüzgarı kıran Bay Steve olduğunu düşündüm

wind as he often does quite often he will break wind so hard that the duvet the cover

rüzgarı o kadar sert kıracak ki yorgan yatak örtüsü uçar uçar uçar gitti

on the bed flies off it flies up it's gone it's gone completely we have to go and retrieve

tamamen gitti,

it from the front garden but it wasn't that it was something rather unusual something

ön bahçeden gidip onu almamız gerekiyor ama bu değildi, evin dışında oldukça sıra dışı bir şey vardı, evin

outside the house something flying over the house and there it is from from the bedroom

üzerinde uçan bir şey vardı ve işte yatak odasının

window there was a hot air balloon going over the house right over the house very low and

penceresinden bir sıcak hava balonu geliyordu. evin üzerinde tam evin üzerinde çok alçak ve balona sıcak havayı vermek için kullanılan

you could hear the sound of the the flame that is used to to introduce the hot air into

alevin sesini duyabiliyordunuz

the balloon we were fast asleep yes woken up by the sound of

derin uykudaydık

flames going into a balloon wow

evet balona giren alevlerin sesiyle uyandık

that's that's the sound i woke up to there it is again at the back of the house yes this

vay bu kadar orada uyandığım ses yine evin arka tarafındaydı evet bu

balloon was hovering around or should i say floating it was floating it wasn't hovering

balon ortalıkta geziniyordu ya da uçuyor mu demeliydim yüzüyordu havada süzülmüyordu bir

when something hovers it normally stays in one place but when something floats it means

şey havada süzüldüğünde normalde bir yerde kalıyor ama bir şey havada süzüldüğünde bunun anlamı

it is moving through the sky with no visible means of support so there is a difference

görünür bir destek aracı olmadan gökyüzünde hareket ediyor, bu yüzden

between those two things but there it is a balloon floating by i know there must have

bu iki şey arasında bir fark var ama orada yüzen bir balon var biliyorum

been six of them passed right over the top of the house yes there were lots of them lots

altı tanesi evin tepesinden geçmiş olmalı evet çok sayıda vardı

of them apparently this weekend there is a big balloon festival very close to where we

birçoğu görünüşe göre bu hafta sonu yaşadığımız yere çok yakın büyük bir balon festivali var, bu

live so all of these balloons were coming over but this one came over the house at about

yüzden bu balonların hepsi geliyordu ama bu sabah saat yedi civarında evin üzerine geldi,

seven o'clock in the morning it was very early and it woke me up i wanted to complain to

çok erkendi ve beni uyandırdı dürüst olmak gerekirse şikayet etmek istedim peki ya sen

be honest what about you steve would you ever would you ever go would you ever go up in

steve hiç gider miydin

a hot air balloon i've been in a tethered hot air balloon that's not the same i know

bir sıcak hava balonuna biner miydin hiç sıcak hava balonuna biner miydim

tethered that means it was tied it had a bit of rope that only allowed it to go so far

bu aynı değil bağlıydı, sadece gökyüzüne kadar gitmesine izin veren bir ip vardı,

into the sky would i get well i don't know only probably if i was peer pressured into

iyileşir miydim bilmiyorum, sadece akranlarım tarafından

doing it for example if i was on a work trip and they might say we're going up in a hot

bunu yapmam için baskı yapılsaydı, örneğin bir iş gezisindeysem ve onlar sıcak havaya çıkacağımızı söyleyebilir, hadi

air let's all go up in a hot air balloon and i you know i would probably feel the need

hep birlikte bir sıcak hava balonuna binelim ve bilirsiniz,

to do it so that people didn't think i was scared i mean we had something at work a team

insanlar korktuğumu düşünmesinler diye muhtemelen bunu yapma ihtiyacı hissederdim, yani işte bir şeyimiz vardı bir takım

building exercise can you believe this are you are you now getting it yes we won't go

oluşturma alıştırması buna inanabiliyor musun şimdi anlıyorsun evet buna girmeyeceğiz

into that are you going to talk about something that's nothing to do with the subject yes

konuyla alakası olmayan bir şeyden mi bahsedeceksin evet

was it walking on hot cold yes okay that's it that's the story by the way that's it that's

sıcak soğukta mı yürüyordu evet tamam o kadar hikaye bu arada,

the story i've just saved i've just saved you five minutes of mr steve telling a story

az önce kurtardığım hikaye bu, sizi Bay Steve'in bir hikaye anlatmak için beş dakikasını kurtardım,

the company made them walk on hot coal well they decided it would be a good idea yeah

şirket onları sıcak kömürün üzerinde yürüttü, iyi bir fikir olacağına karar verdiler, evet,

again to help us you know that was the short version of it because it's sales they're always

bize yardım etmek için tekrar Bunun kısa versiyonu olduğunu biliyorsunuz, çünkü bu satış, her zaman

wanting you to push the barriers and and try different things so they think oh if we make

engelleri aşmanızı ve farklı şeyler denemenizi istiyorlar, bu yüzden ah,

these sales people walk over hot coals their sales will go up all that actually happened

bu satışları yaparsak insanların sıcak kömürlerin üzerinden geçmesi satışlarının artacağını düşünüyorlar.

was that several people got very burnt feet yeah it all went horribly wrong and some people

birkaç kişinin ayakları çok yanmıştı evet her şey çok ters gitti ve bazı insanlar

ended up in hospital i didn't do it no no this is very interesting very interesting

hastaneye kaldırıldı ben yapmadım hayır hayır bu çok ilginç çok ilginç

steve uh giovanni says by the way i would not thanks for asking by the way i would not

nasıl olsa

go up in a hot air balloon at all oh it's always all about you mr duncan because i i've

sıcak hava balonuna binmezdim oh her şey hep seninle ilgili Bay Duncan çünkü ben

i've seen i've seen so many of these disasters recently there was one i think it was in the

gördüm bu felaketlerden çok gördüm son zamanlarda bir tane vardı sanırım o

united states where a hot air balloon struck a power cable and the basket caught fire with

Amerika'daydı bir sıcak hava balonunun bir güç kablosuna çarptığı ve sepetin

the people inside it and then the balloon detached from the basket and the basket fell

içindeki insanlarla birlikte alev aldığı ve ardından balonun sepetten ayrıldığı ve sepetin

to the ground and everyone killed so no and some people say i would go up in a hot air

yere düştüğü ve herkesin öldüğü bu nedenle hayır ve bazılarının ben yukarı çıkacağımı söylediğini belirtir. sıcak hava

balloon if they had a parachute but it wouldn't work because you're too low and you have to

balonunda paraşüt olsa ama işe yaramaz çünkü çok alçaksın ve

be trained in using a parachute well yes but what i'm saying is you're too low anyway the

paraşüt kullanma konusunda iyi eğitim alman gerekiyor evet ama demek istediğim çok alçaksın zaten

parachute would be no good because you have to be quite high up for the parachute to work

paraşüt olmaz iyi, çünkü paraşütün düzgün çalışması için oldukça yüksekte olmanız gerekiyor, bu yüzden atladığınızda

properly so even if you had a parachute by the time you jumped out you would be so close

paraşütünüz olsa bile,

to the ground the force of your body would still be very great giovanni says that those

vücudunuzun kuvveti yine de çok büyük olurdu, giovanni diyor ki bunlar

those balloons that came over our house were spies wanting to know about your channel trust

Evimizin üzerine gelen balonlar casuslardı kanalınızı öğrenmek istiyorlar güven

me trust me there is no one there is no external force out there interested in my youtube channel

bana güven kimse yok youtube kanalımla ilgilenen dış güç yok

trust me i'm trying to make's upset we're not doing the sentence game well sometimes

güven bana yapmaya çalışıyorum üzmeye çalışmıyoruz cümle oyunu iyi bazen

in life see that that's a first world problem oh i want the sentence game it's not fair

hayatta bunun bir ilk dünya sorunu olduğunu görüyorum ah cümle oyununu istiyorum bu adil değil bu

it's not fair i want the sentence game mr duncan but there's a lot of happy people good

adil değil cümle oyununu istiyorum bay duncan ama bir sürü mutlu insan var iyi

but we're not doing it not happy but you know a lot of people you can't see the but the

ama biz yapmıyoruz mutlu değil ama pek çok insan tanıyorsun göremiyorsun ama

problem is steve you can't you can't please everyone knows if you please everyone you

sorun şu ki steve göremezsin memnun edemezsin herkes bilir eğer herkesi memnun edersen

please no one that's what i try to do i've always tried to do that in life please everyone

kimseyi memnun etmezsin yapmaya çalıştığım şey bu hep yapmaya çalıştım hayatta herkesi memnun edin

and the only person that gets upset is me that's it trying to please everyone oh the

ve üzülen tek kişi benim, bu herkesi memnun etmeye çalışıyor oh

burdens the burdens mr duncan french invention what's that hot air balloon true yes a lot

yükler yükler bay duncan fransız icadı nedir o sıcak hava balonu doğru evet birçok

of people say the french are full of hot air so it's a good place to put it

insan fransızların sıcak havayla dolu olduğunu söylüyor yani bu bir bunu söylemek için iyi bir yer bakın

see i can say that because i'm part french it's true it's like the n word see i can say

bunu söyleyebilirim çünkü ben kısmen fransızım bu doğru n kelimesi gibi bakın

i can i can criticize french people because i'm part french about 100th of you as friends

Fransızları eleştirebilirim çünkü ben kısmen Fransızım çünkü yaklaşık 100 arkadaşınızdan yaklaşık 100'ü arkadaş olarak

no it's a big chunk of me a big part of me is just she it is french so i'm allowed to

hayır bu büyük büyük bir parçam sadece o fransız bu yüzden buna iznim var

i can say that you see french people full of hot hot air i can say that because i'm

fransızları sıcak sıcak havayla dolu gördüğünüzü söyleyebilirim bunu söyleyebilirim çünkü ben

part french that's what you do you see gold for your brothers that's the rules around

kısmen fransızım siz bunu yaparsınız altın görürsünüz kardeşleriniz için kural bu

the world in 80 days a film of some people going in a balloon supposedly going around

80 günde dünyanın etrafını dolaşan bazı insanların balonla

the world in 80 days it's actually a book yes it's not a film i know but people will

80 günde dünyanın çevresini dolaştığını gösteren bir film aslında bir kitap evet bu bir film değil biliyorum ama insanlar

have seen the film the film was made much later who who wrote that

filmi görmüş olacaklar filmin olduğu çok sonra yapıldı kim yazdı

i'm not good on books and literature clearly do you know well most well i i'm wondering

benim kitaplarda ve edebiyatta iyi olmadığımı açıkça en iyi sen biliyorsun, merak ediyorum

if somebody out there ah do you know mr d i do know well i actually do know well write

oralarda biri var mı ah biliyor musun bay d ben iyi biliyorum aslında biliyorum iyi biliyorum yaz o

it down so that we've got it right there have been several versions of around the world

zaman doğru anladığımızı

in 80 days i should know i do know i do know it's right on the tip from the pip the tip

80 gün içinde dünyanın dört bir yanında birçok versiyonu olduğunu bilmeliyim biliyorum biliyorum biliyorum tam

of my tongue yes good something's on the tip of your tongue you've nearly it's nearly there

tırnağın ucundan dilimin ucuna evet iyi bir şey dilinin ucunda neredeysen oraya geldin

you can't haven't quite got it yet tomic's got it right i see oh i'm going to try and

henüz tam olarak anlamadın tomic doğru anladı anladım ah deneyeceğim ve

remember it's like a long name he also wrote 20 000 leagues under the sea jules verne there

uzun bir isim gibi hatırlamaya çalışacağım o da denizler altında 20 000 fersah jules verne orada yazdı

you go got it you got it i didn't have to look at the live stream jules verne jules

sen git anladın anladın canlı yayına bakmak zorunda değildim jules verne jules

verne hmm

verne hmm aman tanrım

oh my goodness silence on the live stream you see that mr steve for a moment there mr

canlı yayında sessizlik bir an için bay

steve was not saying things that could you get a screenshot of that could somebody please

steve'in sizin anlayabileceğiniz şeyler söylemediğini görüyorsunuz bunun bir ekran görüntüsü biri lütfen

save that that moment take a screenshot of of mr steve not saying anything florence went

o anı kaydedebilir mi bay steve hiçbir şey söylemeden ekran görüntüsü al florence

in a hot air balloon and was very scared i think i would be yeah and they don't they

sıcak hava balonuna bindi ve çok korkmuştu sanırım evet olurdu ve onların

don't have toilets on hot air balloons you know so so what happens if you want a wee

tuvaletleri yok sıcak hava balonları bilirsiniz yani ne olur bir çiş istiyorsanız yan tarafa

you just go over the side what about what down it goes through the basket what about

geçersiniz sepetten aşağı ne geçer peki ya

a poop is there a little flap under the basket and where does the poop go well you wait till

kaka sepetin altında küçük bir kanatçık var mı ve kaka iyi nereye gidiyor bekleyin

you're over a house or someone you don't like or someone you don't like um i i would like

bir evin veya sevmediğiniz birinin veya sevmediğiniz birinin üzerine gelene kadar um ben

to know how they manoeuvre them what sort of degree of control do they have over where

onlara nasıl manevra yaptırdıklarını bilmek isterdim balonun nereye iyi gittiği konusunda ne tür bir kontrole sahip olduklarını hayal etmek zorundaydım

the balloon goes well i had to imagine they do have control some i mean i mean they can't

biraz kontrolleri var demek istiyorum ki

go against the wind it's got to be basically going in the same direction as the wind but

rüzgara karşı gidemezler bu temelde rüzgarla aynı yönde gidiyor olmalı ama

uh you know do they can they sort of i mean you thought they got flaps or something in

bilirsin yapabilirler mi bir nevi kanatçıkları falan olduğunu düşünmüşsündür demek istiyorum

the balloon yes i think there is a steering mechanism there is something that they can

balon evet bence bir dümen mekanizması var kullanabilecekleri bir şey var bu

use it's a thing they they put up and pull down that allows the balloon to catch the

balonun rüzgarı yakalamasına izin veren bir şey kaldırıp indiriyorlar

wind and so they are able to control some kind of rudimentary control like a rudder

ve böylece dümen gibi bir tür ilkel kontrolü kontrol edebiliyorlar

if we said rudimentary it means very basic and probably not very good but at least they've

ilkel dediysek, çok basit ve muhtemelen çok iyi değil ama en azından

got some control um yes do they eat and drink i think they do i think you can sort of if

biraz kontrolleri var um evet yiyip içiyorlar mı bence yapıyorlar bence

you go on an organized balloon trip yes i think they've got sort of hampers they've

organize bir balon gezisine çıkarsan bir nevi yapabilirsin evet bence bir çeşit sepetleri var

got a barbecue they're just yes they just cook the food on the flame yes just got a

barbeküleri var sadece evet yemeği ateşte pişiriyorlar evet sadece bir

fork and some burgers oh yeah that's

çatal ve biraz hamburger var oh evet bu bir

sort of like like barbecue you can just you can just put your food up to the flame so

çeşit barbekü gibi yapabilirsin sadece koyabilirsin aleve kadar yiyecek yani

and then it it cooks the food yes that's very funny that is very well you you could i think

ve sonra yemeği pişiriyor evet bu çok komik bu çok iyi sen yapabilirsin bence

you can some of them have got quite i wonder how many people can you get in the in a balloon

yapabilirsin bazılarında oldukça var merak ediyorum bir balon sepetine kaç kişi sığdırabilirsin peki biraz

basket well some of the baskets it varies because there are small baskets and there

sepetlerin sayısı değişir çünkü küçük sepetler ve

are big baskets so it depends on the size of the balloon so the balloon is not always

büyük sepetler vardır, bu nedenle balonun boyutuna bağlıdır, bu nedenle balon her zaman

the same size some of them are much larger so the larger the balloon the larger the basket

aynı boyutta değildir, bazıları çok daha büyüktür, bu nedenle balon ne kadar büyükse sepet de

so by just by simple physics really that's how it works but toilets what what happens

o kadar büyük olur. sadece basit fizikle gerçekten böyle işliyor ama tuvaletler ne olur

if you need a wee maybe they give you a bottle maybe there's a big bottle that you can you

bir çişe ihtiyacın olursa sana bir şişe verirler belki büyük bir şişe vardır ki

can have a wee into yes they change the height of the balloon by uh by putting more hot air

içine bir çiş içebilirsin evet balonun yüksekliğini uh tarafından değiştirirler Balona daha fazla sıcak hava koyarsanız,

in if you put more hot air into the balloon obviously it will go higher that's altitude

daha fazla sıcak hava koyarsanız, açıkçası daha yükseğe çıkacaktır, bu irtifadır

that's altitude and if they stop putting the hot air in it'll cool and gradually sink but

ve içine sıcak hava koymayı bırakırlarsa, soğur ve yavaş yavaş batar, ancak bir

can they sort of you know sort of get things to manoeuvre i mean they've got to go with

şekilde bir şeyler elde edebilirler mi? manevra yapmak için, rüzgarın yönüne göre gitmeleri gerektiğini kastediyorum,

the direction of the wind but can they sort of sort of move a bit within that they must

ancak biraz içlerinde hareket edebilirler mi, biraz

have some control because or else there would just be lots and lots of hot air balloons

kontrolleri olmalı çünkü yoksa her yerde çok ama çok sayıda sıcak hava balonu olur

everywhere and just all going in the wrong direction avitas says you're not allowed to

ve sadece hepsi yanlış yöne gidiyor avitas,

take anything with you in the balloon can't i take my big lung sharp needle probably it's

balona yanınıza hiçbir şey almanıza izin verilmediğini söylüyor, büyük akciğerimdeki keskin iğnemi alamaz mıyım, muhtemelen

all to do with weight can you play darts on a hot air balloon they don't want you taking

hepsi ağırlıkla ilgilidir, sıcak hava balonunda dart oynayabilir misiniz, onlar yapmazlar'

things and then sort of deliberately throwing them out to try and hit people what about

Bir şeyleri alıp sonra kasıtlı olarak insanlara vurmak için onları fırlatmanı istemiyorum peki ya

archery

okçuluk

but you know i mean it's like it's like anything in life everything's risky isn't it uh it's

ama biliyorsun demek istediğim bu hayattaki her şey gibi her şey riskli değil mi uh

you just got to weigh up the risks there are balloon tragedies that's one way of putting

sadece oradaki riskleri tartmalısın balon trajedileri, bunu bir şekilde ifade etmenin bir yolu,

it i suppose uh just like there are helicopter

sanırım uh, tıpkı helikopterler olduğu gibi, var olan

are you going to crashes all the crashes that exist but it's just you know weighing up the

tüm çarpışmaları mı yapacaksınız, ancak

risk what about dropping a chance is probably very slim about slipping over on some dog

riski tartmak, bir şansı düşürmenin muhtemelen çok zayıf olduğunu biliyorsunuz. köpek

poop uh that's that's that's a crash you're falling over because someone carelessly let

kakası uh işte bu bir kaza, çünkü birisi dikkatsizce

their dog poo poo on the pavement

köpeğinin kakasını kaldırıma bırakıyor

yes so uh no i ha i have been in a balloon but it was tethered yes it was tied to the

evet yani uh hayır i ha bir balonun içindeydim ama bağlıydı evet yere

ground tied to the ground so um and it didn't i probably only went up 100 feet or something

bağlıydı yere çok um ve muhtemelen sadece 30 metre yukarı çıkmadım ya da

that's nothing 100 feet what's that 30 meters something like that is it uh

hiçbir şey 100 fitlik bir şey o 30 metre nedir böyle bir şey bu

no one cares by the way about that not many people have said that i has anybody actually

arada kimse umursamıyor bu arada pek çok insan benim gerçekten orada

been in a hot air balloon yes i don't think it's a thing that i don't think it's a common

bulunduğumu söylemedi sıcak hava balonunda evet bunun sıradan bir şey olduğunu düşünmüyorum sıcak hava balonuna

thing i i've never met anyone who has been in a hot air balloon i will be honest with

binen biriyle hiç tanışmadım sana karşı dürüst olacağım

you it's very rare i don't think it's something that people do often what are you doing today

çok nadir 'Sanırım bu insanların sıklıkla yaptığı bir şey bugün ne yapıyorsun peki

well i am going up in a hot air balloon oh okay i wasn't expecting that are you oh uh

sıcak hava balonuyla yukarı çıkıyorum oh tamam beklemiyordum bunu sen misin oh uh kimse

nobody's no flammable drinks on the balloon

balonda yanıcı içecek yok

with any alcohol do you mean alcohol then yeah it might set fire yeah well i think it

alkolle birlikte alkolü mü kastediyorsun o zaman evet alev alabilir evet bence

might explode i mean you know sergio's sort of

patlayabilir yani sergio'nun votkası

vodka is probably 100 percent alcohol yes highly flammable probably maybe i'm joking

muhtemelen yüzde 100 alkoldür evet oldukça yanıcı muhtemelen şaka yapıyorum oh

oh yeah so uh one little stray flame and that bottle of vodka will explode and cause a tragedy

evet yani uh küçük bir başıboş alev ve o votka şişesi patlayacak ve iyi bir trajediye neden olmak iyi

that's good good good steve thanks for uh

iyi steve için teşekkürler uh

so if we're not doing the sentence get why aren't we doing the sentence game is it just

öyleyse eğer cümleyi kurmuyorsak anlayın neden cümle oyununu yapmıyoruz bu sadece

because you didn't have time well i've had a busy day i had a busy day i couldn't find

vaktiniz olmadığı için mi yoğun bir gün geçirdim ben yoğun bir gün geçirdim

my reading glasses and that's terrible because without my reading glasses i won't be able

okuma gözlüğümü bulamadım ve bu çok kötü çünkü okuma gözlüğüm olmadan

to look at anything or see anything around me it would be well it might be more entertaining

etrafımda hiçbir şeye bakamayacağım veya hiçbir şey göremeyeceğim,

watching me try to present without my reading glasses but i couldn't find them because i

beni sunum yapmaya çalışırken izlemek daha eğlenceli olabilir okuma gözlüğümü ama bulamadım çünkü

put them somewhere and i couldn't remember where i put them so no sentence game because

onları bir yere koydum ve nereye koyduğumu hatırlayamadım bu yüzden cümle oyunu yok çünkü

mr duncan didn't have time to put it all together because it takes you how long does it take

bay duncan'ın hepsini bir araya getirmeye vakti olmadı çünkü sizin ne kadar zamanınızı alıyor?

you oh to prepare the centre it doesn't matter this is different you're boring me steve

seni ah merkezi hazırlamaya al farketmez bu farklı beni sıkıyorsun steve

huh it's very boring well i'll go then shall i mr duncan if you're going to offend me no

ha çok sıkıcı peki ben gideyim mi bay duncan beni gücendireceksen

one cares about how long it takes me to prepare this no one cares not even me even i don't

kimsenin ne kadar süreceği umurunda değil beni bunu hazırlamaya götürüyor kimsenin umurunda değil ben bile umrumda değil kimse

care

no one's been in a balloon nobody we have watching us has been on a balloon maybe maybe

balona binmedi kimse izledik bizi balona bindik belki belki

it's just something i've imagined maybe i've imagined the existence of hot air balloons

sadece hayal ettiğim bir şeydir belki varlığını hayal ettiğim sıcak hava balonları

and they don't really exist no one's been in one that was strange though having hot

ve gerçekten yoklar kimse bir tanesine binmedi bu garip ama

air balloons going over the house it was strange they could have crashed into our chimney yes

evin üzerinden geçen sıcak hava balonları olması garipti bizim bacamıza çarpmış olabilirler evet

well again i i don't think hot air balloons demolish houses they they move very slowly

yine sıcak hava balonlarının evleri yıktığını düşünmüyorum çok yavaş hareket ediyorlar,

so if if a hot air balloon was coming towards your house i think you'd have plenty of time

yani eğer bir sıcak hava balonu evinize doğru geliyorsa, bence balon yavaşça bacanıza çarpmadan

to run downstairs and get out before it it bumped gently into your chimney belarussia

önce aşağı inmek için bolca vaktiniz olur, belarussia

has been on a hot air balloon oh um tell me more because it was a present and it would

bir sıcak hava balonunun üzerindeydi oh um bana daha fazlasını anlat çünkü bu bir hediyeydi ve

be a birthday present and it would be impolite to refuse to go yes that's um yes if somebody

bir doğum günü hediyesi olurdu ve gitmeyi reddetmek kabalık olurdu evet bu um evet eğer birisi

buys you a present as a flight on a hot air balloon you would feel as though you would

sana sıcak hava balonuyla uçuş olarak bir hediye alırsa,

have to go even if you didn't want to i just exchange it for something else a pair of socks

gitmek istemesen bile gitmek için başka bir şeyle değiştirdim sadece bir çift çorap

no one has ever fallen out of a pair of socks valentina says i would have refused

hiç kimse bir çift çoraptan düşmedi valentina reddederdim diyor

but never mind oh giovanni mentioned something and this reminds me of a very funny thing

ama boşver oh giovanni bir şeyden bahsetti ve bu bana şunu hatırlattı bir zamanlar yaptığımız çok komik bir şey hiç

that we did once have you ever been in a cable car i have and i hated it we went on a cable

teleferiğe bindin mi ve bundan nefret ettim

car many years ago in madeira and i actually filmed it which was a big mistake because

yıllar önce madeira'da bir teleferiğe bindik ve aslında onu filme aldım ki bu büyük bir hataydı çünkü

i was absolutely petrified i was so scared i was screaming like like a little [ __ ] girl

kesinlikle taşlaşmıştım. çok korkmuştum küçük bir [ __ ] kız gibi çığlık atıyordum

yes if you won't go in uh in a cable car there's no way you're gonna go in a balloon it was

evet teleferiğe binmezsen uh bir balona binmene imkan yok

horrible because because you could you can feel you can feel the as as the cable car

korkunçtu çünkü yapabildiğin için hissedebiliyorsun hissedebildiğini teleferik

goes along now and again it will go over something where where the the things are supporting

giderken ara sıra nesnelerin kabloyu desteklediği bir şeyin üzerinden geçecek,

the cable so every time it went over those little sections the cable car would suddenly

bu yüzden o küçük bölümlerin üzerinden her geçtiğinde teleferik aniden

do that and i i hated that and when you looked out the window there was nothing underneath

bunu yapacaktı ve bundan nefret ettim ve sen dışarı baktığında pencerenin altında hiçbir şey yoktu

you just just space for you to fall from and through so i did not like that i do not like

sadece içinden düşebileceğin bir boşluk vardı bu yüzden hoşuma gitmedi bu

cable cars and to be honest i did scream like a little girl and it's on videotape somewhere

teleferikleri sevmem ve dürüst olmak gerekirse küçük bir kız gibi çığlık attım ve bu video kasette bir yerlerde

it's on video i'll have to show it one day i'll try to find it but it's very embarrassing

videoda ben' bir gün göstereceğim bulmaya çalışacağım ama çok utanç verici

ten minutes left mr duncan what can we do this week we have 20 minutes left why because

on dakika kaldı bay duncan bu hafta ne yapabiliriz 20 dakikamız kaldı neden

i was 10 minutes late how on earth are we going to fit 20 minutes with interesting comment

10 dakika geciktim çünkü 20 dakikayı nasıl sığdıracağız dakikalar

for our viewers well the first hour and 40 minutes wasn't wasn't that good to be honest

izleyicilerimiz için ilginç yorumlarla iyi oldu ilk bir saat ve 40 dakika dürüst olmak gerekirse o kadar iyi değildi

you can click away by the way if you want to click away and watch something else there's

bu arada tıklayıp başka bir şey izlemek istiyorsanız tıklayabilirsiniz

some very interesting videos on youtube there's there's a little baby vomiting over its mother

youtube'da çok ilginç videolar var küçük bir bebek var annesinin üzerine kusuyor

that's very funny and there's there's a guy that's trying to climb up some crates and

bu çok komik ve bazı kasalara tırmanmaya çalışan bir adam var ve

halfway up he falls and breaks his neck apparently that's the latest craze client literally breaks

yarı yolda düşüp boynunu kırıyor görünüşe göre bu son çılgın müşteri tam anlamıyla

his neck what they do is you you put you stack milk crates i don't know where they're getting

boynunu kırıyor onların yaptığı şey sen seni koymak Süt kasalarını istifle Süt kasalarını nereden aldıklarını bilmiyorum

milk crates from because i've never i can't remember the last time i saw a milk crate

çünkü hiç süt kasasını en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum

but apparently they they put milk crates on top of each other like like a pyramid and

ama görünüşe göre süt kasalarını piramit gibi üst üste koymuşlar. ve

you run up from one side and the idea is you have to get to the top and then back down

bir taraftan koşarsınız ve buradaki fikir, yukarı çıkmanız ve sonra geri inmeniz gerektiğidir,

but unfortunately most people don't get halfway by the time they get halfway all of the crates

ancak ne yazık ki çoğu insan yolun yarısına gelene kadar yolu yarılamış olmaz, tüm kasalar

start to collapse and the person falls in the most uncomfortable way possible can you

çökmeye başlar ve kişi içine düşer. Mümkün olan en rahatsız edici yol, bir

imagine falling on top of lots of milk crates and apparently now tick-tock has now banned

sürü süt kasalarının üzerine düştüğünüzü hayal edebiliyor musunuz ve görünüşe göre şimdi tik tak,

people doing this or uploading videos because apparently lots of people are getting hurt

insanların bunu yapmasını veya video yüklemesini yasakladı çünkü görünüşe göre birçok insan inciniyor

and injured can i just say i do worry sometimes about the human race i do i worry about people

ve yaralanıyor, bazen endişelendiğimi söyleyebilir miyim? insan ırkı

under the age of 25. they want excitement well okay they're bored they want excitement

25 yaşın altındaki insanlar için endişeleniyorum. heyecan istiyorlar tamam sıkıldılar heyecan istiyorlar

jimmy says why don't we invite questions well we we people are always asking questions and

jimmy neden soru davet etmiyoruz diyor biz insanlar her zaman soru soruyoruz ve

we try to answer as many of them as we can yes well this is it um well well that's why

olabildiğince çok cevaplamaya çalışıyoruz elimizden geldiğince onlardan evet pekala bu bu um peki pekala bu yüzden

we have the live chat if you want to ask a question as long as it's nothing too difficult

canlı sohbetimiz var eğer bir soru sormak istiyorsanız çok zor bir şey olmadığı sürece

don't ask about the sub atomic particles of the inside of mr steve's underpants because

bay steve'in iç çamaşırının içindeki atom altı parçacıklar hakkında soru sormayın çünkü

that's a place i'm not going to and i never will

orası gitmeyeceğim ve asla gitmeyeceğim

people are missing the the sentence game mr duncan are they yes well some people will

insanlar cümle oyununu kaçırıyorlar bay duncan öyleler mi evet pekala bazı insanlar yapacak

and some people won't you can't please everyone because if you try to please everyone you

ve bazı insanlar olmayacak herkesi memnun edemezsiniz çünkü herkesi memnun etmeye çalışırsanız

please no one that's what happens so i'm sorry about that edit says that uh my father has

lütfen kimse böyle bir şey olmasın o yüzden üzgünüm bu düzenleme diyor ki uh babamın

a sailing plane and sometimes took me with him so uh is it like a sea plane a sailing

bir yelkenli uçağı var ve bazen beni yanına alıyor yani uh bu deniz uçağı gibi mi yelkenli

plane uh maybe we would call it a seaplane so is it got that skis at the bottom uh so

uçak uh belki ona deniz uçağı deriz yani o kayakları dipte var yani

it can land on water um it's not just a giant bird is it that you're holding on to

suya konabiliyor um bu sadece dev bir kuş değil mi tutunduğun şey değil

no exactly i think it's just you're not you're not holding onto a pelican and then they're

tam olarak bence sadece sen değilsin bir pelikana tutunmuyorsun ve sonra

just taking you up into the sky i think we call it a sea plane uh but a sailing plane

sizi sadece göğe çıkarıyorlar sanırım biz ona deniz uçağı diyoruz ama yelkenli uçak

yes a plane that can land on water i think is what edit means please correct me if i'm

evet suya inebilen bir uçak bence düzenlemenin anlamı bu yanlışsam düzeltin

wrong

mr duncan yes well actually jimmy said that we should ask oh i see questions well i'm

bay duncan evet aslında jimmy sormamız gerektiğini söyledi oh soruları iyi anlıyorum

going to now if steve will let me i'm not sure if he's going to but yes we have something

şimdi yapacağım eğer steve izin verirse soracağından emin değilim ama evet şimdi yaklaşan bir şey var

coming up now steve good we have i'm relieved so instead of the sentence game today we're

steve iyi bizde var rahatladım onun yerine bugün bahsettiğimiz cümle oyunu

talking about and i think this is quite quite interesting quite an interesting subject i

ve bence bu oldukça ilginç oldukça ilginç bir konu ne

don't know what you think mr steve but i think it's quite an interesting subject he says

düşündüğünüzü bilmiyorum bay steve ama bence bu konuyu ararken söylediği oldukça ilginç bir konu

as he is searching for that subject i'm searching for it oh no not that one no i want i want

ben' onu arıyorum oh hayır o değil hayır onu istiyorum

that one abbreviations there we go we got there eventually it seems very strange because

o kısaltmaları oraya gidiyoruz oraya varıyoruz sonunda çok tuhaf görünüyor çünkü

everything's in a different place in my studio this always happens here we go so abbreviations

stüdyomda her şey farklı bir yerde bu hep oluyor burada gidiyoruz yani kısaltmalar

we're going to show some abbreviations on the screen there is the first one just next

gidiyoruz ekranda bazı kısaltmalar göster hemen yanımızda ilki var

to us there it is the the first one so all i want is to tell me can you tell me mr duncan

işte o ilk o yüzden tek istediğim bana bay duncan

and also mr steve what this abbreviation is and they will slowly go down and and show

ve ayrıca bay steve'in bu kısaltmanın ne olduğunu söyler misiniz ve yavaş yavaş aşağı inecekler ve

you lots of different abbreviations so we do often use abbreviations but but why why

size birçok farklı kısaltma göstereceğiz, bu yüzden sık sık kısaltmalar kullanıyoruz ama neden

do we use them because it's uh easier than writing out the full words isn't it mr duncan

onları kullanıyoruz çünkü uh tüm kelimeleri yazmaktan daha kolay değil mi bay duncan

eric said female body inspection interesting interesting will it be i will put that aside

eric dedi kadın vücut muayenesi ilginç ilginç olacak mı bunu

for a moment by the way uh giovanni is spotting the white van behind us yes uh so that is

bir an için bir kenara bırakın, bu arada giovanni arkamızdaki beyaz minibüsü görüyor evet uh yani bu

a live camera so behind us that that actually is live from the studio window so that that

canlı bir kamera o kadar arkamızda ki bu aslında stüdyo penceresinden canlı yani bu

is not a recording that is actually now so everything that happens behind us is actually

aslında şu anda olan bir kayıt değil arkamızda olan her şey aslında şu

happening right now it's exciting isn't it map pack monop i think has got it uh or was

anda oluyor heyecan verici değil mi harita paketi monop bence aldı uh ya da

the first to get it this could be a competition a bit like the sentence game first to get

ilk alan oldu bu biraz ilk alan cümle oyunu gibi bir yarışma olabilir um

it um what is the meaning of duncan duncan is a scottish word it is a scottish name in

nedir duncan duncan'ın anlamı iskoçça bir kelimedir, aslında iskoçça bir isimdir ve

fact and it means brave warrior just like mel gibson what means brave warrior duncan

aynı mel gibson gibi cesur savaşçı anlamına gelir.

oh i see right i missed that bit oh i see i'm standing literally seven inches away i

wasn't

so fbi is an organization it is well i suppose you could say they investigate very serious

FBI öyle bir örgüt değil miydi, iyi sanırım çok ciddi

crimes would you say steve yes i think they do yes quite often involving the security

suçları soruşturduklarını söyleyebilirsin steve diyebilir misin evet bence evet yapıyorlar oldukça sık olarak

of a certain country and in this case yes of course we're talking about the united states

belirli bir ülkenin güvenliğini ilgilendiriyor ve bu durumda evet tabii ki biz amerika birleşik devletleri

fbi the federal bureau of investigation quite often people refer to them as the feds as

fbi federal soruşturma bürosu hakkında konuşurken, insanlar onlara sıklıkla federaller

well defence if you if you inform the feds then you are telling the fbi you are giving

ve savunma diyorlar, eğer federalleri bilgilendirirseniz o zaman fbi'ye

them some very important information i think from what i understand it's the sort of next

onlara bazı çok önemli bilgiler verdiğinizi söylüyorsunuz, anladığım kadarıyla düşünüyorum bu

level up from the police so if the police sort of might solve a crime or something that's

polisten bir sonraki seviye, bu yüzden polis bir suçu veya devam eden bir şeyi çözebilirse,

going on but if it's very serious and involves more complicated matters uh or national security

ancak çok ciddiyse ve daha karmaşık meseleleri veya ulusal güvenliği içeriyorsa,

they might involve the fbi the fbi here's another one and steve yeah i will i will i

FBI'ı dahil edebilirler işte FBI başka bir tane ve steve evet göstereceğim

will show you another one we've got some funny uh we've got some rather funny uh um uh uh

sana bir tane daha göstereceğim biraz komik şeyimiz var uh biraz komik şeyimiz var uh um uh uh

the explanations but yes okay here's another one steve

açıklamalar ama evet tamam işte bir tane daha steve

ah so this is the i suppose this is really for for people watching in the uk so i think

ah bu sanırım bu gerçekten için Birleşik Krallık'ta izleyen insanlar için, bu yüzden

the second one is really for for people watching here i think so so maybe maybe that one there

ikincisinin gerçekten burada izleyen insanlar için olduğunu düşünüyorum, yani belki de oradaki

it is i will isolate it

onu izole edeceğim, bu yüzden

so if you are watching in the uk you might know what this means i t v

Birleşik Krallık'ta izliyorsanız bunun ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz. kısaltmalar için

itv we've got people making their own suggestions for abbreviations yes cia now they as i understand

kendi önerilerini yapan insanlar var evet cia şimdi anladığım

that the cia is often involved with espionage spying things that might be harmful to national

kadarıyla cia genellikle ulusal güvenliğe zarar verebilecek şeyleri gözetleyen casusluk işleriyle uğraşıyor

security so yes the cia the central intelligence what's the a stand for agency i think it is

bu yüzden evet cia merkezi istihbarat teşkilatın ne anlama geldiğini düşünüyorum

agency central intelligence agency that's good anyway we have this one here anyone aidy's

teşkilat merkezi istihbarat teşkilatı bu iyi zaten bizde bu var burada herkes aidy'de var

got it sharian's got it oh good um yep definitely got the answers there itv is well in fact

sharian'da var oh iyi um evet kesinlikle cevapları aldım orada tv iyi aslında

it's one of the main tv channels here in the uk commercial channels and it stands for independent

burada İngiltere'deki ticari kanallardaki ana televizyon kanallarından biri ve bağımsız

television i t v so if you come here to the uk you will often see itv and all of its wonderful

televizyon i t v'nin kısaltmasıdır, bu nedenle, buraya İngiltere'ye gelirseniz, sık sık itv'yi ve İngiltere'nin sahip olduğu yetenekler de

high quality entertainment including britain's got talent it's the rival to the bbc isn't

dahil olmak üzere tüm harika yüksek kaliteli eğlencelerini göreceksiniz, bbc'nin rakibi,

it amazing shows the bbc british broadcasting corporation is uh funded by us and doesn't

bbc İngiliz yayın kuruluşunun finanse ettiği harika şovlar değil mi? bizim tarafımızdan ve

have any advertising on it true which probably is difficult to believe for a lot of people

üzerinde herhangi bir reklam yok doğru ki izleyen birçok insan için muhtemelen inanması zor

watching but the bbc has no adverts because we fund it we pay every citizen has to pay

ama bbc'de reklam yok çünkü biz finanse ediyoruz her vatandaşın ödemek zorunda

i think it's 150 pounds something like that a year you'll be amazed how many people are

olduğunu düşünüyorum 150 sterlin gibi bir şey yıl, kaç kişinin

not paying their license fee anymore no but so it's it's been controversial for a number

artık lisans ücretini ödemediğine şaşıracaksınız hayır ama bu birkaç

of years but there are no adverts so we all have to pay for it automatically you have

yıldır tartışmalı ama hiç reklam yok bu yüzden hepimiz otomatik olarak ödemek zorundayız

to if you have a television in your house okay steve you have to pay for it whereas

eğer bir televizyonunuz varsa ödemek zorundasınız senin evinde tamam steve parasını ödemek zorundasın oysa

the itv is as you say it's an independent network and it's funded by advertising that's

itv dediğin gibi bağımsız bir ağ ve reklamlarla finanse ediliyor bu yüzden evet evet pek

it so yeah yeah well in a lot of countries that's the only television that's available

çok ülkede mevcut olan tek televizyon bu

not necessarily i know but in a lot of countries so i was pointing out the difference between

mutlaka değil biliyorum ama pek çok ülke, bu yüzden bununla

that and the bbc which is funded by us if you are unfortunate okay steve if you are

bizim tarafımızdan finanse edilen bbc arasındaki farkı işaret ediyordum, eğer talihsizsen tamam Steve, diyelim ki daha sıkı kontrol edilen

unfortunate to to live in a a place that is let's say more strictly controlled you will

bir yerde yaşamak için talihsizsen

find that there is state tv which what about channel 4 somebody else channel 4 is also

orada olduğunu göreceksin devlet tv peki ya kanal 4 başka biri kanal 4 de evet yani

yes that is as i understand it channel 4 is independent from everything so it is a completely

anladığım kadarıyla kanal 4 her şeyden bağımsız yani tamamen

independent organization and i if i'm not mistaken i think also it's partly paid for

bağımsız bir kuruluş ve yanılmıyorsam kısmen de olsa

by the government so it's funded not by the license payer but by the government itself

devlet tv tarafından ödeniyor diye düşünüyorum hükümet bu yüzden lisans ödeyen tarafından değil, hükümetin kendisi tarafından finanse ediliyor,

although there are talks now about privatizing channel 4 so they are going to offer that

ancak şu anda 4. kanalın özelleştirilmesiyle ilgili görüşmeler var, bu yüzden bunu

to to a private organization whoever wants to own their own tv channel maybe we could

özel bir kuruluşa teklif edecekler, kim kendi televizyon kanalına sahip olmak isterse belki

buy it yes maybe we could do some crowd funding yes so there's the bbc steve the bbc there

satın alabiliriz evet belki biraz kitle fonlaması yapabiliriz evet yani bbc var steve bbc orada

we've got that one yes the british broadcasting corporation and then we have another one here

bir tane var evet ingiliz yayın şirketi ve sonra burada

w-h-o and this is one that we've heard a lot of over the past well i would say over the

w-h-o bir tane daha var ve bu geçmişte çokça duyduğumuz bir şey

past 20 months we've heard a lot from this organization apparently kyber yes is going

son 20 ayda bu organizasyondan çok şey duyduk görünüşe göre kyber evet

off tomorrow flying off somewhere tomorrow really very nice have a nice flight i'm a

yarın uçuyor yarın bir yere uçuyor gerçekten çok güzel iyi uçuşlar

bit jealous to be honest yeah all the best all the best to you have a good time and uh

dürüst olmak gerekirse biraz kıskanıyorum evet her şey gönlünüzce olsun en iyisi size iyi vakit geçirmeniz ve uh,

we we wish you a safe trip and uh and of course it's very difficult out there at the moment

size güvenli yolculuklar diliyoruz ve uh ve tabii ki dışarısı şu anda çok zor yani

so uh yeah good all good wishes too good world health organization the world health organization

uh evet iyi tüm iyi dileklerimle çok iyi dünya sağlık örgütü dünya sağlık örgütü

you guys got that one very much in the public eye because they were often given statements

bunu aldınız çocuklar Halkın gözünde çok fazla, çünkü onlara sık sık ifade veriliyordu,

they were giving out statements during the early stages of the coronavirus so yes the

koronavirüsün ilk aşamalarında ifade veriyorlardı, bu yüzden evet,

world health organization even though at the moment they are coming under fire they are

dünya sağlık örgütü şu anda ateş altına girseler bile

actually being criticized for their treatment or their investigations into the early stages

aslında tedavileri veya tedavileri nedeniyle eleştiriliyorlar. virüs salgınının erken evrelerine yönelik araştırmalar

of the outbreak of the virus so yes some people not happy not happy with the world health

bu yüzden evet bazı insanlar dünya sağlık örgütünden memnun değiller

organization here's another one steve oh i think this this also might be related to television

işte bir tane daha steve oh bence bu da televizyonla ilgili olabilir

there it is

orda

this is another television network not here in the uk this one is actually in the united

bu başka bir televizyon ağı burada değil İngiltere'de bu aslında Amerika Birleşik

states this is cnn

Devletleri'nde burası cnn bunu

you remember that no because i'm not in america that was darth vader it's true the actor who

hatırlarsınız hayır çünkü Amerika'da değilim o darth vader'dı doğru

supplied the voice to darth vader was also the guy that said this is cnn and it was him

Darth vader'ı seslendiren aktör aynı zamanda bunun cnn olduğunu söyleyen adamdı ve o o

same guy

aynı adam mıydı

so what so what exactly ah we've got i think vts has got it cool uh is it cable news network

yani ne yani tam olarak ne var elimizde vts'nin havalı olduğunu düşünüyorum uh kablolu haber ağı mı evet aferin

it is yes well done often seen as more left-wing let's just say left-wing although at the moment

genellikle daha solcu olarak görülüyor hadi sadece solcu diyelim ama şu anda

they they're not sure where they are because they're trying their best not to criticize

onlar nerede olduklarından emin değiller çünkü şu anki ABD hükümetini eleştirmemek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar,

the current us government so does that mean that it only comes through cable as i understand

yani bu, kökenini anladığım kadarıyla sadece kabloyla mı geliyor? amerika

it its origins yes although many it is worth noting that many tv channels in the united

birleşik

states are cable channels but but of course cnn has been around for a very long time so

devletleri kablo kanalları ama tabii ki cnn çok uzun bir süredir

it has been around from for many many years indigo suggests cctv yes as an example well

ortalıkta bu yüzden çok uzun yıllardır var indigo cctv'yi öneriyor evet örnek olarak bu

that's interesting because cctv has more than one use so it can be closed circuit television

ilginç çünkü cctv'nin birden fazla kullanımı var yani olabilir kapalı devre televizyon

but also it can be chinese television as well so cctv is also the communist china television

ama aynı zamanda çin televizyonu da olabilir yani cctv aynı zamanda komünist çin televizyonu,

right so that's also cctv ah right but i suppose i suppose if you're in china nowadays it's

yani bu da cctv ah doğru ama sanırım bugünlerde çin'deyseniz

just everything everything watching you all the time giving you scores on how well you

her şey sizi izliyor her zaman size veriyor yolun karşısına ne kadar iyi geçtiğinize

cross the road and how politely you eat your food with your chopsticks yes i think so here's

ve yemeğinizi yemek çubuklarınızla ne kadar kibarca yediğinize ilişkin puanlar evet bence işte bir tane

another one

daha,

if i can sergio's making a point that people can just google these well you can google

eğer yapabilirsem sergio, insanların bunları google'da iyi bir şekilde google'da yapabileceğine dair bir noktaya değiniyor,

anything can't you really i mean yes

her şeyi google'da yapabilirsiniz değil mi gerçekten demek istedim evet

you can google anything steve i know you could just put english language into google and

google'da her şeyi aratabilirsin steve biliyorum ingilizceyi google'a koyabilirsin ve

then you don't have to ever watch anything ever again or read anything ever again so

o zaman bir daha asla hiçbir şey izlemene veya bir daha hiçbir şey okumana gerek kalmaz, bu yüzden

it actually says i didn't know there was left wing in the u.s but i mean there is you know

aslında abd'de sol kanat olduğunu bilmiyordum diyor ama demek istediğim,

the democrats are seen as the left left leaning in politics but i think it's compared to in

demokratların siyasette sol eğilimli olarak görüldüğünü biliyorsunuz ama bence bu İngiltere'deki ile karşılaştırılır, yani burada

the uk i mean if we have a left-wing uh politician here you know it's much more extreme isn't

sol görüşlü bir politikacımız varsa, bunun çok daha aşırı olduğunu bilirsiniz, değil mi?

it i mean we are they used to say i mean but we saw an american person comment that's an

yani biz demeye alışkındık ama Amerikalı bir kişinin Amerikalı olduğunu söylediğini gördük tamam evet

american person okay yes well we watch him every week don't we that um bernie sanders

onu her hafta izliyoruz değil mi um bernie sanders

is seen as as very left-wing extreme in america and yet it's nothing compared to left-wing

Amerika'da aşırı solcu olarak görülüyor ve yine de bu Ülkemizde sahip olduğumuz solcu politikacılarla karşılaştırıldığında hiçbir şey,

politicians that we have in our country well that's not that's not strictly true but that's

bu kesinlikle doğru değil ama onun

what he said on that not since the mid-1990s i know i'm talking about a recent oh well

hakkında söylediği bu, 1990'ların ortalarından beri değil, yakın tarihli bir oh pekala

labour politician yes but he's he's no longer the leader but he was we have now a safe and

işçi politikacısından bahsettiğimi biliyorum, evet ama o o artık lider değil ama oydu artık bir kasamız var ve

he's still there we have a now we now have a safe non-communist as the leader of the

o hala orada şimdi bir kasamız var artık işçi partisinin lideri olarak komünist olmayan bir kasamız var

labour party but yes i know what you're saying exactly but it hasn't really been far left

ama evet tam olarak ne dediğinizi biliyorum ama olmadı

since since the mid 1990s when tony blair i'm not saying no we haven't i'm just talking

Tony Blair'in 1990'ların ortasından beri gerçekten çok solcuyum hayır demiyorum, sadece

about individual politicians yes well i'm talking about generally well i started the

bireysel politikacılardan bahsediyorum evet peki genel olarak iyiden bahsediyorum konuya

subject going yes right well left-wing politics is a general subject yes i don't i don't think

evet sağdan solcu diyerek başladım siyaset genel bir konudur evet düşünmüyorum evet

yeah anyway let's move on i can't believe i was just comparing yes is it bernie sanders

yine de devam edelim sadece karşılaştırma yaptığıma inanamıyorum evet bernie sanders

is seen as a very left-wing politician in america well to the left yes yes i know he's

amerika'da çok solcu bir politikacı olarak görülüyor mu sola doğru evet evet,

seen as that yes but it's not really very left-wing if you compare it to what you know

öyle görüldüğünü biliyorum evet ama bunu bildiğiniz şeyle karşılaştırırsanız gerçekten çok solcu değil

americans think that that is left-wing extreme to them bernie sanders is seen as quite extreme

amerikalılar bunun solcu olduğunu düşünüyor onlara göre bernie sanders oldukça aşırı görülüyor peki ya

what about president not extreme compared to other countries what about president xi

başkan diğerlerine kıyasla aşırı değil ülkeler peki ya başkan xi

what about president xi is he left or right would you say well that's what i'm that's

peki ya başkan xi sağ mı sol mu der misiniz ben de bunu söylüyorum size anlatmak istediğim

the point i'm making you that's exactly the point i'm making mr duncan no there's only

tam olarak bu Bay Duncan hayır

one politics in china that's that's the point i'm making there is no left and right in china

Çin'de sadece bir siyaset var o da bu İşaret ettiğim nokta Çin'de sağ ve sol yoktur

there's only left and that's it there's no right turn in china

sadece sol vardır ve bu kadar Çin'de sağa dönüş yoktur

sergio yes interesting do we have any answers i've put a new one on steve uh fyi yes for

sergio evet ilginç herhangi bir yanıtımız var mı steve'e yeni bir tane ekledim uh

your information yes quite often if we are going to to give someone some important information

bilginiz olsun evet evet sıklıkla birine önemli bir bilgi vereceksek,

something valuable that they need to know you might say for your information fyi for

bilmesi gereken değerli bir şey bilginiz olsun diye söyleyebilirsiniz,

your information something important that you are about to say or tell a person we are

bilginiz olsun diye bir kişiye söylemek üzere olduğunuz veya bir kişiye söyleyeceğiniz önemli bir şey,

coming up towards the end right i'll go and put the kettle on mr duncan yes so whether

sona doğru geliyoruz. gidip çaydanlığı bay duncan'a koyacağım evet yani ister

you are sitting on the right or on the left they're both dictatorships yes extreme left

sağda ister solda oturun ikisi de diktatörlük evet aşırı sol

and extreme right as iron man says well extreme anything anything can be extreme well yeah

ve aşırı sağ demir adam dediği gibi peki aşırı her şey aşırı iyi olabilir evet

but i'm just making a comment what iron man said that extreme left and right they're both

ama ben Ben sadece bir yorum yapıyorum demir adam ne dedi aşırı sol ve sağ ikisi de

dictatorships that's it well i'm agreeing with you anything can be extreme you can have

diktatörlük bu pekala size katılıyorum her şey aşırı olabilir

extreme environmentalism here's one for you mr duncan what does ea stand for english well

aşırı çevrecilik olabilir işte size bir tane bay duncan ea ingilizce ne anlama geliyor peki

addict was that's not really the fact that it's floating around just above my head

bağımlısı bu gerçekten başımın üzerinde uçup gitmesi gerçeği değildi peki ya

what about no flies on you mr duncan what about t t f n we are about to say that by

üzerinizde sinek yok bay duncan peki ya t t f n bunu söylemek üzereyiz

the way

ttfn yes don't know mr duncan you'll have to say it i say it every time at the end of

ttfn evet bilmiyorum bay duncan söylemek zorunda kalacaksınız Bunu her canlı yayınımın sonunda söylüyorum, her zaman

my live streams i've always gone into the kitchen to put the kettle on by that stage

mutfağa giderim ve o aşamada su ısıtıcısını çalıştırırım,

i've only been seeing it for the past 15 years i'm sure other people can suggest what it

sadece son 15 yıldır görüyorum, eminim başkaları ne önerebilir?

is that you say oh there we go yes i know of course oh tata for now yes so mr steve

oh işte başlıyoruz evet biliyorum tabii ki oh tata şimdilik evet bu yüzden bay steve

right i'm going lovely to see you all you're going into the kitchen and hopefully see you

doğru hepinizi görmek çok güzel mutfağa gidiyorsunuz ve umarım

all again next week have a lovely week and enjoy life and remember what you've got remember

haftaya tekrar görüşürüz güzel günler hafta ve hayatın tadını çıkar ve sahip olduklarını hatırla

what you've got in your life that's valuable that you already have sometimes sometimes

hayatında sahip olduklarını hatırla hayatında sahip oldukların değerli olan bazen bazen

it's easy to forget the important things yes what you've already got right bye bye bye

önemli şeyleri unutmak kolaydır evet zaten sahip oldukların hemen hoşçakal hoşçakal

see you later mr steve bye and there's mr steve he's going into the kitchen now

sonra görüşürüz bayım steve hoşçakal ve işte bay steve şimdi mutfağa gidiyor

i think he's hot i think mr steve is feeling a bit hot today and there is a reason for

sanırım çok sıcak bence bay steve bugün biraz sıcak hissediyor ve bunun bir nedeni var

that it's because the sun is out and everything is rather nice to be honest very nice day

çünkü güneş çıktı ve her şey oldukça güzel dürüst olmak gerekirse çok güzel bir gün

here in the uk that's it it's almost time for us to say goodbye i hope you've enjoyed

burada İngiltere'de neredeyse vedalaşma vaktimiz geldi umarım

today's live stream i hope you've enjoyed everything we've done you can watch this again

bugünün canlı yayınını beğenmişsinizdir umarım yaptığımız her şeyi beğenmişsinizdir bunu daha sonra altyazılı olarak tekrar izleyebilirsiniz daha

later with captions there will be captions added later on so don't worry about that they

sonra altyazılar eklenecektir merak etmeyin

will be there a little bit later on captions will be available and you can watch this all

biraz sonra orada olacaklar altyazılar mevcut olacak ve gerçekten istiyorsanız bunu baştan izleyebilirsiniz

over again if you really want to

you can no problem i am back with you on wednesday and i suppose it's a good opportunity to tell

sorun değil çarşamba günü tekrar sizlerleyim ve sanırım bu iyi bir fırsat size

you that mr steve is actually off as well he's taking a break from work so i will be

bay steve'in de aslında izinli olduğunu söylemek için işe ara veriyor bu yüzden

with you on wednesday but mr steve might also be here as well at the same time we will have

çarşamba günü sizinle olacağım ama bay steve de burada olabilir aynı zamanda

to wait and see what happens then i hope you've had a good time today i hope you've enjoyed

bekleyip ne olacağını görmemiz gerekecek o zaman umarım bugün iyi vakit geçirdiniz umarım beğenmişsinizdir her

it it's been a busy one as usual see you very soon wednesday 2 p.m uk time is when i'm back

zamanki gibi yoğun bir gündü çok yakında görüşürüz çarşamba 14:00 uk tekrar

with you thank you for your company thanks everyone i didn't see louis mendes today lewis

aranıza döndüğümde şirketiniz için teşekkür ederim herkese teşekkürler ben yapmadım bugün louis mendes ile görüş lewis

i didn't see you today i hope you are okay see you on wednesday don't forget 2pm uk time

bugün seni görmedim umarım iyisindir çarşamba günü görüşürüz unutma 14:00 İngiltere saatiyle

i might be outside i might even be with mr steve i don't know yet i haven't decided don't

dışarıda olabilirim hatta bay steve ile olabilirim bilmiyorum henüz karar vermedim unutma,

forget if you like it give me a big like as well please like and share to let me know

eğer beğenirsen bana da büyük bir beğeni ver, lütfen beğen ve paylaş,

that you care and of course until the next time we meet here you know what's coming next

umursadığını bana bildir ve tabii ki bir dahaki sefere burada buluşana kadar sırada ne olacağını biliyorsun,

yes you do until wednesday you know what's coming next you do you know what's coming

evet çarşambaya kadar yaparsın, ne olacağını biliyorsun sonra sırada ne olduğunu biliyor musunuz

next yes it's what happens every time t t f n

evet bu her t t f n'de olan şey,

which means

bu da

ta ta for now.

şimdilik ta ta anlamına geliyor.