English Grammar: The Prepositions ON, AT, IN, BY

I'm having a hard time reading on the train right now.

Şu anda trende okumakta zorlanıyorum

Unh. Hold on. I'll start the lesson.

ahh, Bir saniye. Dersi başlatıyorum.

Hi. James from engVid. Sorry, I was on the train.

Selam , ben James engVid'den. Özür dilerim trendeydim de.

I want to teach you a lesson about

Size bu derste

four basic prepositions that we use in English that sometimes get confused, and I understand

İngilizcede bazen kafamızı karıştıran temel prepostion ları anlatacağım.Kafanızın neden karıştığını biliyorum

why, so I'll keep it basic. But because it's basic, it's going to be 80% correct. That's

Bu yüzden temel bilgileri anlatacağım. Detaya girmediğim için %80 doğru olacak.

a good thing, that means you can go to the website and learn more from other lessons

bu iyi bir şey aslında, sitemizdeki diğer derslerden daha fazla bilgi alabilirsiniz.

we have. But just know that sometimes there'll be exceptions, and I may not cover it here

ama bazen istisnalar oluyor, onların hepsini anlatamayabilirim

today. I'll even give you two exceptions to help you, but why waste time?

Şimdi bile 2 tane istisna vereceğim, ama neden kafamızı yoralım ki

Let's go to the board.

haydi tahtaya

Here's Mr. E. You'll notice he has a calendar, he has a clock, and:

Bu Bay E. Gördüğünüz gibi bir takvimi ,saati var ve

"You are here"?

Siz de burdasınız

Oh, here.

tam burda

"Here" is a location. We're here right now, doing a lesson. That's the location: engVid.

''burası'' bulunduğumuz noktadır.Şimdi buradayız.Ve ders yapıyoruz.burası bulunduğumuz yer:engVid

Let's go to the board and do the rest of the lesson, shall we?

Haydi tahtaya gidelim ve dersimize başlayalım.Başlayalım mı?

Here's: "at", "on", "in", and "by".

İşte: "at" , "on", "in" , ve " by" .

"At". I love it because it's very specific, so you

"At".Onu seviyorum çünkü çok belirli.Siz

always know where you are, exactly. Problem: For transportation, "at" doesn't have anything.

her zaman nerede olduğunuzu kesin olarak bilirsiniz.Sorun olan ulaşımda ne kullanacağımızdır.Ulaşım araçları için "at" kullanılmaz.

Hmm. So let's go to the next one. Let's go to "on". On.

Şimdi geçelim diğerine."On" a.

"On" is used for, let's say,

"On" şunun için kullanılır. Haydi söyleyelim,

large vehicles or large ways of travelling, such as buses... Sorry. Trains, buses, planes,

büyük araçlar,veya büyük ulaşım aletleri için mesela otobüsler. özür dilerim. Trenler,otobüsler, uçaklar

and boats. I'll come back to boat in a second; it's an exception. On the train, on the bus,

ve tekneler.Teknelere geri döneceğim çünkü onun bir istisnası var.Trende,otobüste

and on the plane, unless you're Bill Gates, Donald Trump, or me-I'm not in that list-you

ve uçakta, eğer siz Bill Gates,Donald Trump veya ben- şaka ben zenginler listesinde değilim-sizin

don't have your own train, plane, or bus, so you usually share it with a bunch of people

kendinize ait bir tren,uçak veya otobüsünüz yoksa genellikle ulaşım araçlarını bir yığın insanla paylaşıyorsunuzdur.

or a few people. It's large. So we say:

veya bir kaç kişiyle.O büyük. Bu yüzden biz:

"You're on the bus", because it covers a big area,

"You're on the bus" (otobüstesin) diyoruz.Çünkü bu araç büyüktür ve büyük bir alan kaplar.

so there are many people sitting in that area. When I get to location, you'll see what I mean.

Bu yüzden çok fazla insan onun içine oturur.Ben buraya geldiğimde ne demek istediğimi görürsünüz.

Boat is a small exception. For many people in the world, they have their own boats because

Tekne küçük bir istisna değildir. Birçok insan için Dünya, kendi tekneleri var, çünkü

maybe they do fishing, or rowing, which is a type of boat that you go by yourself. In

belki onlar olan balıkçılık, kürek yapmak kendiniz gitmek tekne türüdür. İçinde

that situation, you can use "in". So, if the boat is small enough, say: "in":

Bu durum, sen "in" kullanabilirsiniz. Yani, Tekne kadar küçük ise, derler ki: "in":

"I'm in a boat right now." But if it's a big boat, you have to say: "I'm on a boat." Another exception

"Şu anda bir tekne içinde değilim." Ama bu büyük bir tekne ise, Eğer söylemek zorundayım: ". Ben bir teknede değilim" başka bir istisna

for the "on" rule is bicycle. You're always "on" a bicycle. I know, I said big vehicles,

kural "konulu" bisiklettir için. Sen her zaman "" Bir bisiklet. Biliyorum, büyük araçlar, söz konusu

but remember: a bicycle is small, and it doesn't really have a motor or an engine, so we kind

Bir bisiklet küçük ve öyle değil: ama unutmayın Gerçekten bir motor ya da bir motoru var, çok nazik biz

of give it its own thing, because you have to sit on the bicycle, and you can never really

Eğer zorunda çünkü, onun kendi şey vermek bisiklet üzerinde oturmak ve asla olabilir gerçekten

be in a bicycle. Is that good?

bir bisiklet olması. İyi mi?

Now, let's go to "in". "In" is funny because there are only two things for "in".

Şimdi, "in" gidelim. "In" komik çünkü "In" için sadece iki şey vardır.

"In" we use for car and taxi.

"In" Biz araba ve taksi kullanmak.

The easy way to think about it is usually you own your own car;

kolay yolu bunu düşünmek Kendi araba sahibi genellikle;

it doesn't belong to a group of people. People just don't get on your car every time you

bu insanların bir gruba ait değildir. İnsanlar Sadece her zaman araç üzerinde alamadım sen

stop it, they go in and say: "Take me somewhere."

Bunu durdurmak, onlar gidip derler ki: "Beni bir yerlere götür."

And a taxi, well, when you're in a taxi, it

Ve bir taksi, iyi, ne zaman Eğer bir taksi konum, onu

is kind of your car. You pay the driver and you keep the car. So, this is one of those

Aracınızın türüdür. Sürücüyü ödeme ve Arabayı tutmak. Yani, bu onlardan biri

few cases where, because it belongs to me, I am in my car or I am in the taxi, because

bana, ben ait olduğu, az sayıda vaka Benim arabada olduğumu ya da ben, çünkü taksi duyuyorum

the taxi belongs to me as long as I pay the money. It's one of these funny exceptions.

Taksi sürece ödemek bana aittir para. Bu komik istisnalar biri.

I don't know why, because you can put more people in a car, but I guess because you can

Daha fazla koyabilirsiniz, çünkü neden bilmiyorum yapabilirsiniz, çünkü bir araba insanlar, ama sanırım

actually own this transportation, it's yours. Think of it like the small boat. The small

aslında o senin, bu ulaşım kendi. küçük bir tekne gibi düşünün. Küçük

boat, one person is in it, you can be inside of it. All right? Cool.

tekne, bir kişi, yapabilirsiniz içinde olduğunu bunun içinde olacak. Pekala? Güzel.

The last one we're going to do is "by". This is how you get there. So, "by" is different.

Biz yapacağız sonuncusu "ile" dir. Bu Oraya nasıl. Yani, "ile" farklıdır.

When we talk about "in" and "on", you are... We are talking about how you are in the vehicle.

biz "in" ve "ON" hakkında konuşmak zaman, biz are ... Aracın ne kadar bahsediyoruz.

Are you sitting on the bicycle? I can see you on it? You know, a boat is on water. But

Eğer bisikletin üstünde oturuyor? seni görebiliyorum üstünde? Bir tekne su üzerinde olduğunu biliyoruz. Fakat

"by" just means: How did you get here? So, when someone responds to you with: "By car",

sadece anlamına gelen "tarafından": Buraya nasıl geldin? Yani, Birisi size cevap: "Araba ile",

"by plane", they're telling you how they got here. Not if they're in the plane, or on the

onlar var nasıl "Uçakla", onlar bana söylüyorsun İşte. Onlar düzlemde, ya da konum değilse

plane. They are just... That's how they got there. So, how did I get here to do this video?

uçak. Onlar var nasıl budur ... sadece vardır Orada. Peki, nasıl bu videoyu yapmak için buraya?

Wouldn't you like to know. I'm kidding. I came here by car. So, yes, I was in my car

Bilmek istemem. Şaka yapıyorum. ben araba ile geldi. Yani, evet, benim arabada oldu

and drove here, but I would tell somebody: "I got here by car, not by bus", and that

ve burada sürdü, ama birini söylerdim: "Ben araba ile değil, otobüsle burada var" ve bu

would tell them the difference in the transportation I took. "How did you get here?" You like that?

Onlara taşımacılığında farkı anlatmak istiyorum Aldım. "Buraya nasıl geldin?" Bunu beğendin mi?

Good, so that's "by", this is how you did it; and the way you travelled is here, "in"

İyi, böylece sen nasıl yaptığını bu, "ile" var o; ve seyahat yolu "in", burada

and "on". Remember there is a small exception for small vehicles, so a small boat you can

ve üzerinde". Küçük bir istisna olduğunu unutmayın küçük araçlar için küçük bir tekne yapabilirsiniz, böylece

be in. Remember small. And a bicycle, you're always on the bicycle, because people see

. Olmak küçük unutmayın. Ve bir bisiklet, sen Her zaman bisiklet üzerinde, insanlar gördükleri için

you sitting on it. We good? Excellent. Now, that is the lesson for transportation.

bunun üzerinde oturan. Biz iyiyiz? Mükemmel. Şimdi, Bu taşıma için ders budur.

Let's look at location. You'll notice that the same rules or ideas apply.

lokasyonuna bakalım. Sen fark edeceksiniz Aynı kurallar veya fikirler geçerli olduğunu.

Remember I said I liked "at" because it's specific? Notice the dot, it's very specific.

Ben çünkü ben "de" sevdim dedi hatırla özel? nokta dikkat, bu çok özel olduğunu.

"Meet me at my house." That does not mean down the street,

"Benim evimde buluşalım." o caddede anlamına gelmez,

that does not mean in another city. It means:

Bu başka bir şehirde anlamına gelmez. Anlamına gelir:

My house, you. Meet me at my house, specific location. Or I'll give you an address:

Benim evim, sen. evimde buluşalım, özel yer. Ya sana bir adres vereceğim:

"Meet me at 51 Eglington."

"51 Eglington buluşalım."

Not: "In 51 Eglington", no. "At", that means right there.

Değil: "51 Eglington ise" hayır. "At", bu doğru olduğu anlamına gelir.

You can see the number and the place. Like it? I do, too.

Sen numarası ve yeri görebilirsiniz. Bunun gibi mi? Ben de yaparım.

"On". If you notice, this is a dot, and this is like a carpet or an area. This is why I

"Açık". Eğer fark ederseniz, bu bir nokta olduğunu ve bir halı ya da alan gibi. Bu yüzden ben

said on the bus, the train, and the plane - they are big, they have an area. And because

otobüs, tren ve uçakta dedi - onlar bir alan var, büyük. Ve çünkü

of that, we say "on" because you stand in an area.

Eğer stand bu nedenle, biz "konulu" demek bir alan.

So, "on". We put things on a table.

Yakında". Biz bir masaya şeyler koymak.

Imagine... Nope. How about this? This is a better table. I'm going to put something on the table. You

Hayır ... düşünün. Buna ne dersin? Bu, daha iyi bir tablo. Ben masaya bir şeyler koymak için gidiyorum. Sen

can see it on, and here is an area. Cool? That's for "on".

Burada gördüğünüz ve bir alandır. Güzel? Yani "ON" için.

"In" I can use the same thing. That's the next one. "In", there is a surface, but you

"In" Ben de aynı şeyi kullanabilirsiniz. İşte sıradaki. "In", bir yüzey var, ama sen

have to go over and in something. Remember I said "on" here? This is now "in". You can't

üzerinde ve bir şey gitmek zorunda. I Remember Burada "konulu" dedi? Bu şimdi "içinde" dir. Yapamazsınız

see it anymore, can you? Because it's inside with a bunch of markers. It's inside. But

Eğer, artık yapabileceğini görmek? o içeride Çünkü belirteçlerin bir grup ile. Bu içeride. Fakat

when it's on the surface, you'll notice "on", you can see it. "In", like magic, it disappears.

yüzeyde ne zaman, sen "açık" sizi fark edeceksiniz görebilirsiniz. "In", büyü gibi, kaybolur.

Okay? So, "in", usually you have walls or something surrounding you that you can look

Tamam? Yani, "in", genellikle duvarlar var ya bir şey bakabilirsiniz size çevreleyen

up and see the walls. You'll see there's the board here, and there are three other walls,

ve yukarı duvarları bakın. Sen var göreceksiniz Burada tahta ve diğer üç duvarları vardır,

so I'm in a room. But I'm on the floor because I'm standing on the floor. Okay? So if the

bu yüzden bir odadayım. Ama zemin nedeniyle çıkıyorum Ben katta duruyorum. Tamam? öyleyse

floor was here, this would be me. Ta-da. But I would go in the room, and now you need a

Zemin bu beni olurdu, burada oldu. Ta-da. Fakat Odaya gitmek istiyorum, ve şimdi bir ihtiyaç

door to see me. Okay? So, "in" and "on".

Kapı beni görmeye. Tamam? Yani, "in" ve "on".

"By". Many of you know "close" and "near". So, if you think of two things... Okay? Here's

"Tarafından". Birçoğunuz "yakın" ve "yakın" biliyorum. Yani, Eğer Tamam ... iki şeyden eğer düşünüyorsun? İşte

one thing, here's two things. We can say:

bir şey, burada iki şey var. Söyleyebiliriz:

"This is by the red marker."

"Bu kırmızı işareti gereğidir."

Similar to saying "close" or "near". We just say "by".

diyerek benzer "yakın" ya da "yakın". Biz sadece "tarafından" derler.

There's 8% of this marker. I said 80% lesson, but

Bu markerin% 8 var. Dedim% 80 ders, ama

it seems it's gone down. [Laughs] Well, "by" is similar to "close" or "near". And you notice

o aşağı gitti görünüyor. [Gülüşmeler] Eh, "by" benzer "yakın" ya da "yakın". Ve fark

the arrows, here, show you, if I say I'm close to your house or by your house, it's similar

Ben yakın olduğumu söylüyorlar eğer oklar, burada, size göstermek evinize veya evinizin tarafından, bu benzer

to saying "by" or "near". Okay? Cool.

"Yakın" "tarafından" veya diyerek. Tamam? Güzel.

Now I'm going to deal with time. When we deal with time, we'll start at "at". "At". Remember

Şimdi zaman başa gidiyorum. Ne zaman biz anlaşma zamanla, biz "at" da başlayacağız. "At". Hatırlamak

I said very specific, that's why I like it? This is when you say things like: "At 9:15",

Ben bunu seviyorum, bu yüzden çok özel dedi? "9:15 At",: Eğer gibi şeyler derken bu

"At 12:00". It says very specific time when we deal with hour and minute.

"12:00". Bu çok özel bir zaman diyor biz saat ve dakika ile anlaşma.

-"What time will I meet you?" -"At 10:30." Specific. That doesn't mean 12:00. That's not "at". Okay?

- "Ne zaman seni karşılayacak?" - ". 10:30 At" Özel. Bu 12:00 anlamına gelmez. Yani "de" değil. Tamam?

Day... Sorry. "On". When we talk about "on", we talk about days. "On Monday", "On Tuesday".

Gün ... Üzgünüm. "Açık". Biz "konulu" hakkında konuşmak, Biz gün hakkında konuşmak. "Salı günü" "On Pazartesi",.

And if you're confused, think of it this way: A day has 24 hours. It's kind of got a surface

Eğer karıştı iseniz, bunu bu şekilde düşünmek: A gün 24 saat vardır. Bu tür bir yüzey var

to it. It's not just one specific time; it's got a little bit of time on it. So, on that

buna. Sadece belirli bir zaman değil; onun Üzerinde zaman biraz var. Yani, o

day-okay?-anything can happen on that day on the surface. We stand on it, and we walk

gün tamam mı? Ne olursa o gün olabilir yüzeyin üzerinde. Biz bunun üzerinde durmak ve yürümek

across it. You wake up, then you go to sleep. So, on that day. Funny enough, you can say

karşıya. Daha sonra Uyumadan, uyan. Yani, o gün. Yeterince komik, diyebilir

things like: "On Christmas day", "On Monday", "On my birthday". So if you have a word that

gibi şeyler: "Noel gününde", "Pazartesi günü", "Doğum günümde". Eğer bir kelime varsa böylece

has a day in it, you can use "on". Told you I'd make it easy. It's 80% true, there'll

, Sen "on" kullanabilirsiniz o bir gün vardır. Sana söyledim Ben kolay yapmak istiyorum. Orada olacak,% 80 doğru

be exceptions. I know, someone will say one. But just think: "Did I say 'day' in there?

istisnalar olabilir. Biliyorum, birisi bir diyecekler. Ama düşünüyorum: "Ben 'gün' Orada dedin?

'On' the holiday." Right? You can say it, because it's got "day". Make it easy.

tatil 'On'. "Doğru? Sen bunu söyleyebilirim o "gün" var çünkü. Kolaylaştır.

Okay, now we've talked about specific time with "at",

Tamam, şimdi konuştuk "At" ile belirli bir zaman,

and on the day with "on", but let's look at "in".

ve "ON" ile gün, ama en "in" bakalım.

When I say something like: "In September", what I'm talking about are long

"Eylül ayında",: gibi bir şey derken ne bahsediyorum uzun

periods of time. We can say that for years, months, and weeks. So, for instance, I can

zaman dilimleri. Biz, yıllardır söyleyebiliriz ay ve haftalar. Yani, örneğin, I can

even go back in the past and say: "In 1992, I came to Canada."

Hatta geçmişte geri dönün ve söyleyin: "1992 yılında, ben Kanada'ya geldi."

Or: "In September, I will buy a hat."

Ya da: "Eylül ayında, Ben şapka satın alacak. "

Now, we're talking about specific time, as we did in "on" and "at", but this

Şimdi, biz belirli bir zaman bahsediyoruz, Biz "konulu" ve "at" olarak, ama bu kadar

time we're talking about longer periods of time, and we're being very specific.

biz uzun süreler bahsediyoruz zaman ve biz çok özel davranıyorsun.

Now, I'm going to go to one more for you and we're going to go by "by". "By" is fantastic

Şimdi, senin için birine daha gitmek için gidiyorum ve biz "tarafından" gitmek için gidiyoruz. "By" fantastik

because it's the end of a specific time. If I say: "I need it done by tonight",

belirli bir süre sonunda çünkü. Ben dersem: "Ben bu gece tarafından yapılan gerek",

that is the time, it's specific, and that's the end time or your limit.

Bu, zaman belirli var, ve Bu bitiş zamanı ya da limit.

And funny enough, that's the end of my lesson. I'm at the limit.

Ve yeterince komik, o sonu Benim ders. Ben limitte değilim.

I hope you've enjoyed it. E has been helpful,

Bunu keyif aldığınızı umuyoruz. E, yararlı olmuştur

bringing out the calendar and the clock, and giving us a location.

takvim ve getirerek Saat ve bize bir konum vererek.

Quick recap: You can use "at", "on", "in", and "by"

Hızlı özetleyelim: kullanabilirsiniz , "Açık", "in" "at" ve "tarafından"

for transportation, location, and time.

taşıma için, Konumu ve zaman.

When we deal with transportation, there are a couple of exceptions you want to remember.

Biz ulaşım başa zaman, orada istisnalar çift hatırlamak istiyorum.

"On" is used for large groups of people travelling by train, bus, plane, or boat. But sometimes

"Açık" seyahat eden insanların büyük gruplar için kullanılır tren, otobüs, uçak, ya da tekne ile. Ama bazen

a boat can be for one person, and you can say "in". We also use bicycle for "on", and

Bir tekne, bir kişi için olabilir, ve mümkün "In" derler. Biz de "ON" için bisiklet kullanın ve

that's because you sit on the bicycle. When we talk about "in", we use it for car and taxi,

Eğer bisiklet oturup çünkü. Biz ne zaman "In" hakkında konuşmak, biz araba ve taksi için kullanmak,

because that's usually your private vehicle. Even though you say taxi's public,

genellikle özel çünkü Araç. Eğer taksi'nın halkı demek olsa da,

when you're in it, it's yours as long as you pay for it, and it's also small. Okay?

bunu olduğunuzda, bu sürece senindir bunun için ödeme, ve aynı zamanda küçük. Tamam?

"By" is how you get there; by car, plane, or train.

"By" Oraya nasıl; araba, uçak, ya da tren ile.

When we went for location, we talked about specific with "at". On the surface or in an

biz konumu için gitti, biz konuştuk "At" ile özel. yüzeyde ya da içinde

area for "on", like a carpet, think like carpet. "In", think like a box, you go in a box. And

alan "on" için, bir halı gibi, halı gibi düşünüyorum. "In", bir kutu gibi düşünmek, bir kutu içinde gidin. Ve

"by" is similar to "close" or "near" or "close to" when you used it.

"Yakın" ya da "yakın" benzer "tarafından" ya da "yakın" sen kullanıldığında.

And finally, for time, we talked about specific time-okay?-using these prepositions.

Ve nihayet, bir süre için, biz konuştuk belirli bir zaman-tamam mı? Bu edatları kullanma olayı.

"At" is one time only; "on" is for days: "On Monday", "On Christmas day";

"At" tek zamandır; "On" için gün: "Pazartesi günü", "Noel gününde";

"in" is used for longer periods of time, like: "In September", or we can go back into the past:

"In" gibi daha uzun süre için kullanılır: "Eylül ayında", ya da biz geçmişe geri gidebilir:

"In 1992";

"1992 yılında";

and finally, end time when we use "by". Okay? And we say that's the end.

ve nihayet, bitiş zamanı biz "ile" kullanın. Tamam? Ve biz bu son diyorum.

And that's the end of this particular lesson.

Ve bu sonu Bu özel ders.

So, I'd like to thank you, once again, for coming to engVid.

Yani, ben bir kez, teşekkür etmek istiyorum Yine, engVid geldiğiniz için.

And what did I say? I need you to go to www.eng as in engVid... English.

Ve ben ne dedim? Ben gitmeni istiyorum engVid ... İngilizce olarak www.eng için.

V, as in video.com

V 'deki gibi video.com

(www.engvid.com) where you can go do the quiz and see how well you learned your lesson.

(Www.engvid.com) nereye sınav yapmak gidebilirsiniz ve size dersini ne kadar iyi bakın.

Okay? And by now, I think you've got 80% of it correct.

Tamam? Ve şimdi, sanırım Doğru bunun% 80 var.

Okay? See ya later.

Tamam? Daha sonra görüşürüz.