Meaning of LIFE OF THE PARTY and LATE TO THE PARTY - A Short English Lesson with Subtitles

If someone says that you are the life of the party

Birisi İngilizce'de sen hayatın partisisin diyorsa

in English, it means that you are

, bu

a really fun person to be around.

etrafta olması gerçekten eğlenceli bir insan olduğun anlamına gelir.

You probably have a friend

Muhtemelen bir arkadaşınız

or someone in your family who is the life of the party.

veya ailenizde partinin hayatı olan biri vardır.

That means that whenever you get together,

Bu, ne zaman bir araya gelseniz,

even if it's not an actual party,

gerçek bir parti olmasa bile, ne

whenever you get together,

zaman bir araya gelseniz

they are funny, they help the conversation

komik oluyorlar, sohbetin

to keep going, they are the life of the party.

devam etmesine yardımcı oluyorlar, partinin hayatı onlar.

Maybe your brother-in-law is like this,

Belki enişteniz böyledir,

maybe your cousin is like this.

belki kuzeniniz böyledir.

When you go out for dinner,

Akşam yemeğine çıktığınızda,

when you go out and do things,

dışarı çıkıp bir şeyler yaptığınızda

or when you have an actual party,

veya gerçek bir partiniz olduğunda,

they are the ones that just make

everyone have a good time.

herkesin iyi vakit geçirmesini sağlayan şeyler bunlardır.

So when you say that someone is the life of the party,

Bu yüzden birisinin partinin can damarı olduğunu söylediğinizde,

it doesn't mean that they're there to try

bu onların herkesin dikkatini çekmeye çalışmak için orada oldukları anlamına gelmez,

and get everyone's attention,

it doesn't mean that they are arrogant.

kibirli oldukları anlamına gelmez.

It means that they have a personality

Bu, onları süper eğlenceli yapan bir kişiliğe sahip oldukları anlamına gelir

that makes them super fun.

.

Some people think that I am kinda that type of person,

Bazıları benim böyle biri olduğumu düşünüyor

but I'm not, actually.

ama aslında değilim.

If you ever met me at a party,

Benimle bir partide tanıştıysanız,

I'm pretty boring.

oldukça sıkıcıyımdır.

Anyways, we also have a phrase in English

Her neyse, bir de İngilizce'de partiye geç diye bir deyimimiz var

called late to the party.

.

When you are late to the party,

Partiye geç kalmanız,

it can mean that you are late to an actual party,

gerçek bir partiye geç kaldığınız anlamına gelebilir,

but it could also mean that you are

ancak aynı zamanda

one of the last people to start doing something.

bir şeyler yapmaya başlayan son insanlardan biri olduğunuz anlamına da gelebilir.

A good example of this would be

Buna iyi bir örnek

years ago, I created a Facebook account

, yıllar önce bir Facebook hesabı oluşturdum

and then about a year later,

ve yaklaşık bir yıl sonra

some of my friends created a Facebook account.

bazı arkadaşlarım bir Facebook hesabı açtı.

You would say that they were late to the party.

Partiye geç kaldıklarını söylerdin.

For a whole year, I was using Facebook

Bütün bir yıl boyunca, Facebook'u

before they were and kind of enjoying using it

onlardan önce kullanıyordum ve onu kullanmaktan

and sharing pictures and connecting with old friends,

, resimler paylaşmaktan ve eski arkadaşlarla bağlantı kurmaktan keyif alıyordum

and when they eventually joined Facebook,

ve sonunda Facebook'a katıldıklarında,

they were a little bit late to the party.

partiye biraz geç kaldılar.

So again, it wasn't an actual party,

Tekrar ediyorum, bu gerçek bir parti değildi,

but we use this phrase in English

ama İngilizce'de bu ifadeyi

to describe when people start using something

insanların bir şeyi kullanmaya başladıklarını

or start doing something later than most other people.

veya bir şeyi diğer birçok insandan daha sonra yapmaya başladıklarını anlatmak için kullanırız.

So hopefully, you are the life of the party

Umarım, partinin hayatı sensindir

and hopefully, you're never late to the party.

ve umarım partiye asla geç kalmazsın.

Anyways, Bob the Canadian here.

Her neyse, Kanadalı Bob burada.

Hope you're having a good day.

Umarım iyi bir gün geçiriyorsundur.

I'll see you tomorrow in the next video.

Yarın bir sonraki videoda görüşmek üzere.