Learn the English Phrases IF AT FIRST YOU DON'T SUCCEED, TRY, TRY AGAIN and FIRST THINGS FIRST

In this English lesson,

Bu İngilizce dersinde,

I wanted to help you learn the English phrase.

İngilizce cümleyi öğrenmenize yardımcı olmak istedim.

If at first you don't succeed, try, try again.

İlk başta başaramazsan, dene, tekrar dene.

It's a bit of a long one, isn't it?

Biraz uzun oldu değil mi?

We actually sometimes just say the beginning of this phrase,

Aslında bazen bu cümlenin sadece başlangıcını söylüyoruz,

we say, if at first you don't succeed,

eğer ilk başta başaramazsan

and then people might respond by saying, try, try again.

ve sonra insanlar, dene, tekrar dene diyerek yanıt verebilirler.

And it's a phrase we use to talk about how in life,

Ve bu, hayatta

sometimes you just need to try to do something

bazen

more than once before you have success.

başarıya ulaşmak için bir şeyi birden fazla kez denemeniz gerektiğinden bahsetmek için kullandığımız bir deyimdir.

You might have this with learning English,

Bunu İngilizce öğrenirken elde etmiş olabilirsiniz,

maybe your first English conversation didn't go very well.

belki ilk İngilizce konuşmanız pek iyi gitmedi.

But the secret to success when learning a language is,

Ancak bir dil öğrenirken başarının sırrı,

if at first you don't succeed, try, try again.

ilk başta başaramazsanız, tekrar deneyin.

We also had this on our farm

Bunu,

with some of the things that we grow.

yetiştirdiğimiz bazı şeylerle birlikte çiftliğimizde de yaşadık.

We've tried to grow certain things in the past,

Geçmişte bazı şeyleri yetiştirmeye çalıştık

and maybe the fertility in the soil wasn't right.

ve belki de topraktaki verimlilik doğru değildi.

Or maybe that certain type of plant

Ya da belki o belirli bitki türü

got too much water, or not enough water.

çok fazla su almış ya da yeterince su almamış olabilir.

And our motto has always been,

Ve sloganımız her zaman olmuştur,

if at first you don't succeed, try, try again.

eğer ilk başta başaramazsan, dene, tekrar dene.

I, as a teacher, would insert in there,

Ben bir öğretmen olarak,

if at first you don't succeed,

ilk başta başaramazsanız,

do some research, and then try, try again.

biraz araştırma yapın ve sonra deneyin, tekrar deneyin. Bugün size öğretmek

The second phrase I wanted to teach you today

istediğim ikinci cümle,

is the phrase first things first.

ilk önce şeyler ifadesidir.

This is a bit of a repeat.

Bu biraz tekrar.

For those of you that have been around

Aranızda

for more than two years,

iki yıldan fazla süredir bulunanlar için,

I did teach this phrase a couple of years ago.

bu cümleyi birkaç yıl önce öğrettim.

It means when you're going to do something,

Bu, bir şey yapacağınız zaman, muhtemelen yapmanız gereken

there are a number of things you probably have to do.

birkaç şey olduğu anlamına gelir .

Do the most important things first.

Önce en önemli şeyleri yapın.

A good example of this would be

Buna iyi bir örnek,

if you're going on a trip, first things first,

bir seyahate çıkıyorsanız, her şeyden önce,

you should make sure the car has gas in it.

arabanın içinde benzin olduğundan emin olmalısınız.

You should make sure the car has had a recent oil change.

Arabanın yakın zamanda yağ değiştirdiğinden emin olmalısınız.

You should make sure that if it's winter,

Mevsim kış ise

you have snow tires on your car.

aracınızda kar lastiği olduğundan emin olmalısınız.

First things first means

İlk şeyler ilk

that you do the most important things first.

önce en önemli şeyleri yaptığınız anlamına gelir.

Once all that's done,

Her şey bittiğinde,

then you pack your things in the car,

eşyalarınızı arabaya yerleştirirsiniz

and you get in the car, and you start driving.

ve arabaya binersiniz ve sürmeye başlarsınız.

But first things first,

Ama her şeyden önce,

you might want to make sure the car is ready to go.

arabanın yola çıkmaya hazır olduğundan emin olmak isteyebilirsiniz.

So to review, if at first you don't succeed,

Bu yüzden, gözden geçirmek için, ilk başta başaramazsanız,

try, try again is a funny little phrase we say,

deneyin, tekrar deneyin , söylediğimiz komik küçük bir sözdür

and we do say this.

ve bunu söylüyoruz.

I think my mom just said it the other day.

Sanırım annem geçen gün söyledi.

It just means that when you try something,

Bu sadece, bir şeyi denediğinizde,

it doesn't always go well the first time.

ilk seferinde her zaman iyi gitmediği anlamına gelir.

So you should make sure you don't quit.

Bu yüzden bırakmadığınızdan emin olmalısınız.

You should make sure you try again.

Tekrar denediğinizden emin olmalısınız.

And when we say first things first,

Ve ilk şeyler önce söylediğimizde,

it simply means that if you're doing something,

bu basitçe, eğer bir şey yapıyorsanız

and there are five things to do,

ve yapılacak beş şey varsa, önce

do the most important one or two things first.

en önemli bir veya iki şeyi yapın anlamına gelir.

But, hey, let's look at a comment from a previous video.

Ama, hey, bir önceki videodan bir yoruma bakalım.

This comment is from Cherong,

Bu yorum Cherong'dan

and the comment is my English learning goals

ve yorum şu: Bu haftaki İngilizce öğrenme hedeflerim, her gün

for this week are to watch at least one short video

en az bir İngilizce kısa video izlemek

in English, and write a short comment on it every day.

ve bunun üzerine kısa bir yorum yazmak.

I hope to be able to make it.

Umarım başarabilirim.

My response was make it happen, you can do it.

Cevabım, bunu gerçekleştir, yapabilirsin oldu. Eskiden

I used to watch a show called Star Trek,

Star Trek adlı bir şov izlerdim

and Jean-Luc Picard was the captain,

ve kaptan Jean-Luc Picard'dı

and he would say make it so,

ve öyle yap derdi

and that basically means do it, get it done.

ve bu temelde yap, bitir anlamına gelir.

You can do it.

Bunu yapabilirsin.

Hey, I want it to talk a little bit more

Hey, biraz daha

about some of the crops on our farm.

çiftliğimizdeki mahsullerden bahsetmek istiyorum.

The other day, I think it was on my member's only video,

Geçen gün sanırım üyemin tek videosunda

Mohd Ags noticed that the pumpkins are doing well.

Mohd Ags kabakların iyi durumda olduğunu fark etti.

Let me spin you around.

Seni döndürmeme izin ver.

Hold on, you're gonna go for a bit of a ride,

Bekle, biraz gezintiye çıkacaksın,

and I'll give you a view.

ben de sana bir manzara göstereyim.

These are smaller pumpkins than what you might be used to.

Bunlar alışık olabileceğinizden daha küçük balkabakları.

And we actually use these pumpkins.

Ve aslında bu kabakları kullanıyoruz.

We cut them open, and we put little flower bouquets in them.

Onları kestik ve içlerine küçük çiçek buketleri koyduk.

It's kind of fun.

Bu biraz eğlenceli.

I think I'm clicking the wrong thing here now.

Sanırım şimdi burada yanlış şeye tıklıyorum.

You're gonna go for a ride again, there I am.

Yine gezintiye çıkacaksın, işte buradayım.

So those are doing well.

Yani bunlar iyi gidiyor.

They grow really well.

I should say though, 20 years ago,

Gerçekten iyi büyüyorlar.

Ancak şunu söylemeliyim ki bundan 20 yıl önce

when we started growing pumpkins,

balkabağı yetiştirmeye başladığımızda

we didn't have enough fertilizer in the soil.

toprakta yeterince gübre yoktu.

Pumpkin's really, really like a lot of composted manure,

Balkabağı gerçekten, gerçekten çok fazla kompostlanmış gübre

and a lot of fertilizer.

ve çok fazla gübre gibidir. Bu

So now we make sure that we always put lots there.

yüzden şimdi oraya her zaman çok şey koyduğumuzdan emin oluyoruz.

So these are kind of fun.

Yani bunlar biraz eğlenceli.

In a few weeks, when we do start making bouquets,

Birkaç hafta içinde, buketleri yapmaya

and putting them in the pumpkins,

ve onları kabakların içine koymaya başladığımızda,

I'll make sure I show you a few pictures,

size mutlaka birkaç resim göstereceğim

or put them in a video.

veya onları bir videoya koyacağım.

They're really cute.

Gerçekten sevimliler.

Anyways, see you in a couple of days

Her neyse, birkaç gün sonra

with another short English lesson, bye.

başka bir kısa İngilizce dersinde görüşmek üzere, hoşçakalın.