How to Take YOUR English to the Next Level ⬆️

Well hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma!

Today we're going to talk about

Bugün İngilizce seviyenizi nasıl yükselteceğiniz hakkında konuşacağız.

leveling up your English.

Taking your English to the next level,

İngilizcenizi bir üst seviyeye taşımak,

from intermediate to upper-intermediate,

orta-üst-orta,

from upper-intermediate to advanced

üst-orta seviyeden ileri seviyeye

and beyond.

ve ötesinde.

We can all agree that becoming fluent in a language

Hepimiz bir dilde akıcı konuşmanın

has its highs

zirveleri var

and its lows.

ve alçaklar.

Some are you further along in your language journey

Bazıları dil yolculuğunuzda ilerliyor musunuz?

than others.

diğerlerine göre.

Some of you spend more hours practising every week

Bazılarınız her hafta egzersiz yapmak için daha fazla saat harcıyorsunuz

and some of you work harder than others

ve bazılarınız diğerlerinden daha fazla çalışıyor

to improve your English. Am I right?

İngilizcenizi geliştirmek için. Haklı mıyım?

But I've got a question for you.

Ama sana bir sorum var.

Do you feel like you've reached a point in your English

İngilizcenizde bir noktaya ulaştınız mı?

where you've plateaued?

Yayla neresi?

You've made lots and lots of progress

Çok fazla ilerleme kaydettiniz

in the past

geçmişte

and now it feels a bit flat.

ve şimdi biraz düz geliyor.

Your progress has really slowed down.

İlerlemeniz gerçekten yavaşladı.

You've lost energy and momentum.

Enerji ve momentumu kaybettiniz.

You're not improving as quickly as you want to.

İstediğin kadar hızlı gelişmiyorsun.

But perhaps this is how you're feeling right now.

Ama belki de şu anda böyle hissediyorsunuz.

The feeling of being stuck with your progress

İlerlemenize takılı kalma hissi

is really, really common. Most language learners,

gerçekten çok yaygın. Çoğu dil öğrenen,

regardless of the language,

dilden bağımsız olarak,

they can relate to this feeling.

bu duygu ile bağlantı kurabilirler.

But what we need to do together is

Ama birlikte yapmamız gereken şey

push through

ile itmek

from intermediate level

orta seviyeden

to upper-intermediate, to advanced, fluent English.

üst orta, ileri, akıcı İngilizce.

But how are we going to do this?

Ama bunu nasıl yapacağız?

Well I've got a few useful tips to help you push through

İlerlemenize yardımcı olacak birkaç yararlı ipucum var

and keep climbing that mountain.

ve o dağa tırmanmaya devam et.

But before we get started, if you have a friend

Ama başlamadan önce, bir arkadaşın varsa

who's been feeling miserable

kim kendini mutsuz hissediyor

about their English progress.

İngilizce gelişmeleri hakkında.

And you think they would love to level up with you,

Ve seninle seviye atlamayı seveceklerini düşünüyorsun,

then please share this video with them too.

lütfen bu videoyu da onlarla paylaşın.

It's always good to have a friend with you

Seninle bir arkadaşa sahip olmak her zaman iyidir

to keep you accountable and to practise together.

sizi hesap verebilir kılmak ve birlikte pratik yapmak.

Tip number one.

Birinci ipucu.

Expand your vocabulary.

Kelime dağarcığınızı genişletin.

Expand it, make it bigger.

Genişletin, büyütün.

Wider. Broader.

Daha geniş. Daha geniş.

This may seem like a really obvious tip

Bu gerçekten açık bir ipucu gibi görünebilir

but it can be really, really easy to get stuck

ama takılmak gerçekten çok kolay olabilir

using the same words over and over and over again.

aynı kelimeleri tekrar tekrar kullanmak.

It's what's comfortable and it's what's easy.

Rahat olan ve kolay olan budur.

And hey, if you can

Ve hey, eğer yapabilirsen

communicate your message in English,

mesajınızı İngilizce olarak iletin,

do you really need to learn more?

gerçekten daha fazla öğrenmen gerekiyor mu?

Well if you're happy with your current level of English

Şu anki İngilizce seviyenizden memnunsanız

then maybe not!

o zaman belki değil!

Maybe what you've got is perfectly okay.

Belki de sahip olduğun şey gayet iyi.

But if you want to take your English to the next level,

Ancak İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımak istiyorsanız,

then you do need to improve your vocabulary range,

kelime dağarcığınızı geliştirmeniz gerekir,

which can seem like a bit of an overwhelming task.

bu biraz ezici bir görev gibi görünebilir.

Where do you start?

Nereden başlıyorsunuz?

Actually using the new words that you learn

Aslında öğrendiğiniz yeni kelimeleri kullanarak

is the key to acquiring new vocabulary.

yeni kelimeler edinmenin anahtarıdır.

So make the new words relevant.

Bu yüzden yeni kelimeleri alakalı hale getirin.

Make sure you use them.

Bunları kullandığınızdan emin olun.

Look for interesting, new practice materials.

İlginç, yeni alıştırma materyalleri arayın.

New shows on Netflix or

Netflix'te yeni şovlar veya

TedTalks or different podcasts.

TedTalks veya farklı podcast'ler.

Our world is so full of information and opinions

Dünyamız bilgi ve görüşlerle dolu

and ideas, and most of them can be found at any time.

fikirleri ve çoğu zaman bulunabilir.

In your pocket!

Cebinizde!

Look for new, interesting content

Yeni, ilginç içerik arayın

always.

her zaman.

Don't get stuck watching the same shows, listening

Aynı şovları izlerken, dinlerken takılma

to the same things, over and over again.

aynı şeylere, tekrar tekrar.

If you love talking about food,

Yemek hakkında konuşmayı seviyorsanız,

don't just watching cooking shows.

sadece yemek programlarını izlemeyin.

But search for podcasts where people are discussing

Ancak insanların tartıştığı podcast'leri arayın

topics and issues about food.

gıda ile ilgili konular ve konular.

Or even better, join online groups or communities

Daha da iyisi, çevrimiçi gruplara veya topluluklara katılın

that discuss ideas and trends about these topics.

bu konularla ilgili fikirleri ve eğilimleri tartışır.

Daily.

Günlük.

Even if you're not ready to participate

Katılmaya hazır olmasanız bile

in these discussions in these groups,

bu gruplardaki bu tartışmalarda,

you can see what other people are talking about,

diğer insanların ne hakkında konuştuğunu görebilirsiniz,

what they're chatting about.

ne hakkında konuştuklarını.

This is an endless supply of new ideas

Bu sonsuz yeni fikir kaynağı

and words and topics. And they're real, they're current,

ve kelimeler ve konular. Ve gerçekler, günceller,

relevant conversations

alakalı konuşmalar

that will help you to keep motivated and interested

motive ve ilgilenmenize yardımcı olacak

in learning and practising your English.

İngilizcenizi öğrenme ve pratik yapma konusunda.

You won't even notice that you're studying!

Okuduğunu bile fark etmeyeceksin!

So tell me

Söyle bana

what topics are you most interested in?

en çok hangi konularla ilgileniyorsun?

What conversations do you love to have in English?

İngilizce ne tür konuşmalar yapmayı seviyorsunuz?

Can you add them in a comment below this video?

Bunları bu videonun altındaki bir yoruma ekleyebilir misiniz?

Who knows? I might even be able to

Kim bilir? Hatta yapabilirim

recommend an online group to join about this topic or

bu konu hakkında çevrimiçi bir gruba katılmalarını önerin veya

perhaps someone else who's watching

belki izleyen başka biri

might even be able to recommend one for you.

sizin için bir tane bile önerebilir.

Now I shared some tips on learning

Şimdi öğrenme konusunda bazı ipuçları paylaştım

new vocabulary in this lesson right here.

burada bu derste yeni kelimeler.

You might want to check that out next.

Bundan sonra kontrol etmek isteyebilirsiniz.

But before we move on,

Ama devam etmeden önce,

when it comes to vocabulary,

kelime söz konusu olduğunda,

as you're watching a Youtube video,

bir Youtube videosu izlerken,

take notes of the new words that you hear,

duyduğunuz yeni kelimeleri not edin,

turn on the subtitles and rewind the video a little

altyazıları aç ve videoyu biraz geri sar

so that you can really understand

böylece gerçekten anlayabilirsin

how the words are used.

kelimelerin nasıl kullanıldığı.

By the way,

Bu arada,

I write all of my own subtitles on mmmEnglish lessons,

Tüm altyazılarımı mmmİngilizce derslerine yazıyorum,

so you can see exactly what I'm saying

tam olarak ne dediğimi görebilirsiniz

if you ever need to check the subtitles.

Altyazıları kontrol etmeniz gerekiyorsa.

And you can turn them on just down there.

Ve onları orada açabilirsiniz.

Okay, next tip.

Tamam, bir sonraki ipucu.

Get used to different English accents.

Farklı İngiliz aksanlarına alışın.

Now, hands up if you've ever experienced

Şimdi, daha önce deneyimlediyseniz eller yukarı

this situation.

bu durum.

You just start feeling

Sadece hissetmeye başlıyorsun

confident with your English-speaking skills,

İngilizce konuşma becerilerinize güvenen,

and you're feeling pretty chuffed with yourself, right?

ve kendinizle oldukça mutlu hissediyorsunuz, değil mi?

And then suddenly, you find yourself in a conversation

Ve sonra aniden kendinizi bir konuşmada buluyorsunuz

with someone that has an English accent

İngilizce aksanı olan biriyle

that you're not used to.

alışık olmadığınız

Or someone who speaks really fast.

Veya çok hızlı konuşan biri.

There is nothing that leaves you feeling more deflated

Seni daha sönük hissettiren hiçbir şey yok

and miserable, right?

ve sefil, değil mi?

In the U.S, Australia, England,

ABD, Avustralya, İngiltere,

people speak English with different accents.

insanlar farklı aksanlarla İngilizce konuşurlar.

There's Scottish and Irish accents,

İskoç ve İrlanda aksanları var,

and South African, Canadian, New Zealand.

ve Güney Afrika, Kanada, Yeni Zelanda.

But then, there's everyone else

Ama sonra herkes var

who's learned English as a second language

İngilizceyi ikinci dil olarak kim öğrendi

which is by far the majority of English learners.

İngilizce öğrenenlerin çoğunluğu.

English is spoken by about

İngilizce hakkında

twenty percent of the world's population

dünya nüfusunun yüzde yirmi

which is about one point five billion people.

ki bu yaklaşık bir milyar beş milyar insan.

But only about twenty-five percent of those

Fakat bunların sadece yüzde yirmi beşi

one point five billion are native English speakers.

bir puan beş milyar ana dili İngilizce'dir.

And since English is the most studied language

Ve İngilizce en çok çalışılan dil olduğundan

in the world,

dünyada,

there will be many, many, many more

çok, çok, çok daha fazlası olacak

non-native English speakers in the future.

gelecekte anadili İngilizce olmayan kişiler.

So you really need to get comfortable

Bu yüzden gerçekten rahat olmalısın

listening to English in different accents.

İngilizce'yi farklı aksanlarda dinlemek.

Search for videos and lessons from teachers with

İle öğretmenlerden video ve ders arayın

different accents.

farklı vurgular.

Watch movies from different

Farklı filmleri izleyin

English-speaking parts of the world.

Dünyanın İngilizce konuşulan bölümleri.

Don't just watch American movies.

Sadece Amerikan filmlerini izlemekle kalmayın.

And speak with people who have

Ve sahip olan insanlarla konuş

different English accents.

farklı İngilizce aksanlar.

Find a speaking partner from Iran or from Brazil

İran'dan veya Brezilya'dan konuşan bir ortak bulun

and practise speaking with them.

ve onlarla konuşma pratiği yapın.

Oh right! The next tip is: use English filler words.

Ah doğru! Bir sonraki ipucu: İngilizce dolgu kelimeleri kullanın.

Learn them and train yourself to use them.

Onları öğrenin ve bunları kullanmak için kendinizi eğitin.

Filler words are meaningless words

Dolgu kelimeleri anlamsız kelimelerdir

that can be used when you're

bu,

pausing or you're hesitating while speaking.

duraklarken ya da konuşurken tereddüt ediyorsunuz.

It helps other people in a conversation

Bir konuşmadaki diğer insanlara yardımcı olur

to know that you haven't finished yet.

Henüz bitirmediğini bilmek için.

But you're just thinking about

Ama sen sadece düşünüyorsun

what you're going to say next.

bundan sonra ne söyleyeceksin.

So you'll likely have these filler words in your

Yani bu dolgu kelimelerini muhtemelen

own language as well but they're probably

kendi diliniz de var ama muhtemelen

different in English.

İngilizce farklı.

Okay.. um.. well..

Tamam .. hmm .. iyi ..

ah..

Ah..

right...

sağ...

uh.. basically..

ah .. temelde ..

you see...

Anlıyorsun...

I guess...

Sanırım...

like...

sevmek...

I mean...

Demek istediğim...

you know..

Bilirsin..

Pausing or hesitating in conversation is normal!

Konuşmada duraklatma veya tereddüt normaldir!

Especially when you need an extra moment

Özellikle ekstra bir ana ihtiyacınız olduğunda

to think about what you're going to say next.

sonra ne söyleyeceğinizi düşünmek için.

And since we use filler words without actually

Ve dolgu kelimelerini aslında

really thinking about them,

onları gerçekten düşünüyor,

your instinct or your habit will be to use

içgüdünüz ya da alışkanlığınız

filler words from your native language.

ana dilinizden doldurma sözcükleri.

But instead, I want you to think about these

Ama bunun yerine, bunları düşünmeni istiyorum

English filler words

İngilizce dolgu kelimeleri

and next time you can't think of a word,

ve bir dahaki sefere bir kelime düşünemediğinizde,

try to use them instead.

bunları kullanmayı deneyin.

Try to get into the habit of using words and sounds

Kelimeleri ve sesleri kullanma alışkanlığına girmeye çalışın

that are natural in English.

İngilizcede doğal olan.

Now it's important not to overuse these filler words.

Şimdi bu dolgu kelimelerini fazla kullanmamak önemlidir.

For, um...

Çünkü, um ...

example... I actually... like,

örneğin ... ben aslında ... beğeniyorum,

literally, um...

kelimenin tam anlamıyla, um ...

sound..

ses..

totally, uh..

tamamen, ah ..

you know... awful!

bilirsin ... korkunç!

Try not to do that!

Bunu yapmamaya çalışın!

I sounded really unsure and confused and

Gerçekten emin değildim, kafam karıştı ve

not very confident there when I was speaking.

Konuşurken orada pek emin değilim.

But when used correctly,

Ancak doğru kullanıldığında,

filler words can actually

dolgu kelimeleri aslında

help to join your thoughts together.

düşüncelerinize katılmanıza yardımcı olur.

And make your speech flow a little more naturally.

Ve konuşmanızı biraz daha doğal hale getirin.

I mean, if you think about it,

Demek istediğim, eğer düşünürsen,

filler words can be, well,

dolgu kelimeleri olabilir,

well they can be really helpful sometimes!

iyi bazen gerçekten yardımcı olabilir!

Phrasal verbs.

Deyimsel fiiller.

Now English speakers use tons of phrasal verbs,

Şimdi İngilizce konuşanlar tonlarca deyimsel fiil kullanıyorlar,

you'll hear them everywhere!

onları her yerde duyacaksın!

Especially in spoken English.

Özellikle İngilizce konuşulur.

Phrasal verbs are really, really common.

Deyimsel fiiller gerçekten çok yaygındır.

They're a nightmare to try and learn, aren't they?

Onlar denemek ve öğrenmek için bir kabus, değil mi?

Phrasal verbs are a verb followed by a preposition.

Deyimsel fiiller, bir edat ve onu takip eden bir fiildir.

Or an adverb.

Veya bir zarf.

And together, that creates a new meaning.

Ve birlikte, bu yeni bir anlam yaratıyor.

Often a completely different meaning

Genellikle tamamen farklı bir anlam

to the original meaning of the verb.

fiilin orijinal anlamına.

Now I've got a whole playlist up here about

Şimdi burada tam bir oynatma listem var

phrasal verbs with tips to help you study them

Onları çalışmanıza yardımcı olacak ipuçlarını içeren öbek fiiller

and use them, so definitely check it out at some point.

ve onları kullanın, bu yüzden kesinlikle bir noktada kontrol edin.

But let's look at a few examples, right here.

Ama burada birkaç örneğe bakalım.

Please come in.

Lütfen içeri gel.

Please come up with the answer to this question.

Lütfen bu sorunun cevabını bulun.

Please come forward

Lütfen öne çık

with any information that you hear about the crime.

Suç hakkında duyduğunuz tüm bilgilerle.

See what I mean? These three sentences have

Neyi kastettiğimi anla? Bu üç cümle

totally different meanings.

tamamen farklı anlamlar.

'come in' means something different from 'come up'

'içeri gel', 'gel' den farklı bir şey anlamına gelir

and something different from 'come forward'

ve "öne çık" dan farklı bir şey

and all of those meanings are different

ve bütün bu anlamlar farklı

from the original meaning of the verb 'come'

'gel' fiilinin orijinal anlamından

Now we know that phrasal verbs are tricky to learn

Şimdi biliyoruz ki deyimsel fiiller öğrenmek zor

and it's so, so important that you're learning them

ve çok önemli, onları öğreniyorsun

in context.

bağlamında.

So what's my recommendation?

Benim tavsiyem ne?

Set a goal to learn and to use one new phrasal verb,

Yeni bir öbek fiil öğrenmek ve kullanmak için bir hedef belirleyin,

every day. Just one.

her gün. Sadece bir tane.

Train your tongue.

Dilinizi eğitin.

You can have perfect listening skills

Mükemmel dinleme becerilerine sahip olabilirsiniz

and perfect grammar,

ve mükemmel dilbilgisi,

but if you can't communicate your message

ama mesajınızı iletemiyorsanız

clearly with your mouth and your tongue, well,

ağzınızla ve dilinizle açıkça,

it's really difficult to feel

hissetmek gerçekten zor

positive about your speaking skills.

konuşma becerileriniz hakkında olumlu.

Good pronunciation is definitely one very, very

İyi telaffuz kesinlikle çok çok, çok

important part of pushing your English to the next level.

İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımanın önemli bir parçası.

Now think about it this way, if you want to improve

Şimdi bu şekilde düşünün, eğer geliştirmek istiyorsanız

your arm strength or your leg strength,

kol gücünüz veya bacak gücünüz,

what do you do? You exercise!

ne yaparsın? Sen egzersiz yap!

You hit the gym. You workout.

Spor salonuna vurdun. Sen egzersiz.

We train our muscles to be stronger.

Kaslarımızı daha güçlü olmak için eğitiyoruz.

Now the tongue is also a muscle

Şimdi dil de bir kas

and it can also be trained.

ve ayrıca eğitilebilir.

There are some English sounds that just don't exist

Sadece var olmayan bazı İngilizce sesler var

in your native language. It's a fact.

kendi dilinizde. Bu bir gerçek.

So of course, it's normal if your tongue

Tabii ki, eğer diliniz normalse

just can't make those sounds at first.

ilk başta bu sesleri çıkaramaz.

But it doesn't mean

Ama bu demek değil

that you can never make those sounds.

bu sesleri asla yapamayacağınız.

With a little bit of training and a little bit of hard work,

Biraz eğitim ve biraz sıkı çalışma ile,

your tongue and your mouth

dilin ve ağzın

will be able to make those sounds.

bu sesleri çıkarabilecektir.

Now firstly, you really need to know which sounds

Öncelikle, hangi sesleri gerçekten bilmeniz gerekiyor

are difficult for you.

senin için zor.

Which are the sounds that you really need to practise?

Gerçekten pratik yapmanız gereken sesler hangileridir?

Maybe the 'th' sound.

Belki de 'th' sesi.

Maybe the 'ch' sound is really hard for you.

Belki 'ch' sesi sizin için gerçekten zor.

And perhaps you say 'shicken' instead of 'chicken'.

Ve belki de 'tavuk' yerine 'shicken' diyorsunuz.

So find video lessons that

Öyleyse video dersleri bulun

focus on the sound that you need help with and study it.

yardıma ihtiyacınız olan sese odaklanın ve çalışın.

Then choose a word that has that sound

Sonra bu sese sahip bir kelime seçin

- a tricky one, right?

- aldatıcı bir tane, değil mi?

And say it over and over and over again.

Ve tekrar tekrar söyleyin.

Squirrel.

Sincap.

Say it until you can't say it anymore

Artık söyleyene kadar söyle

until your tongue is really tired.

dilin gerçekten yorgun olana kadar.

And it will feel tired, just like your stomach's

Ve midenizde olduğu gibi yorgun hissedeceksiniz

going to feel tired after you do a hundred sit-ups.

yüz mekik yaptıktan sonra kendinizi yorgun hissedeceksiniz.

But better still, what if you practised pronunciation

Ama daha iyisi, ya telaffuz pratiği yaparsan

while you were exercising?

egzersiz yaparken?

Sixth.

Altıncı.

As you train your tongue muscles,

Dil kaslarınızı eğitirken,

those tricky words and sounds will become easier

bu zor sözler ve sesler daha kolay olacak

and easier to make.

ve daha kolay.

It just takes a little practice, consistent practice.

Sadece biraz pratik, tutarlı bir uygulama gerektirir.

So, they're my tips to help you level up in English.

İngilizce seviyenizi yükseltmenize yardımcı olacak ipuçları.

And I want to know

Ve bilmek istiyorum

if you've got any others that you want to add.

eklemek istediğiniz başkalarınız varsa.

Please share them in the comments below.

Lütfen bunları aşağıdaki yorumlarda paylaşın.

If you're an advance level English learner,

İleri düzeyde bir İngilizce öğrencisiyseniz,

how do you push through the difficult times?

Zor zamanları nasıl geçiyorsun?

Times when you almost gave up.

Neredeyse vazgeçtiğiniz zamanlar.

How did you take your English to the next level?

İngilizcenizi nasıl bir sonraki seviyeye taşıdınız?

Can you share any advice

Herhangi bir tavsiyeyi paylaşabilir misin

with the other English learners

diğer İngilizce öğrencileriyle

who are here watching today?

bugün burada kimler izliyor?

Here are the links to some of the lessons

İşte bazı derslerin bağlantıları

that I talked about during this video.

bu video sırasında bahsettiğim

So I'll see you in the next lesson!

Bir sonraki derste görüşürüz!