How To Use TOO | Stop Making This Common Mistake in English!

Hey there I'm Emma from mmmEnglish.

Hey, ben mmmEnglish'den Emma.

Today I want to talk to you about this. I've read it

Bugün sizinle bunun hakkında konuşmak istiyorum. Okudum

and I've heard it so many times from my students, too many times.

ve öğrencilerimden pek çok kez duydum.

Today I want to nip it in the bud.

Bugün onu tomurcuk halinde kıstırmak istiyorum. Şunları

I'm going to explain why it's incorrect to say:

söylemenin neden yanlış olduğunu açıklayacağım:

I like your lessons too much.

Derslerinizi çok seviyorum.

Your lessons are too good.

Derslerin çok iyi Bunun

And I'll teach you what you should be saying instead.

yerine ne söylemeniz gerektiğini size öğreteceğim.

Are you ready?

Hazır mısın?

Let's take a close look at this sentence.

Bu cümleye yakından bakalım.

I like your lessons too much.

Derslerini çok seviyorum.

What do you think the feeling is behind this sentence?

Sizce bu cümlenin ardındaki duygu nedir?

Is it positive? Is it negative?

Olumlu mu? Negatif mi?

What's this person trying to say?

Bu kişi ne demeye çalışıyor?

Can you think of a different way to express the same idea?

Aynı fikri ifade etmenin farklı bir yolunu düşünebilir misiniz?

If you can, write it down in the comments for me.

Yapabiliyorsanız, benim için yorumlara yazın.

I want to see what you can come up with.

Neler bulabileceğini görmek istiyorum.

While the intention is good, the meaning of this sentence is not.

Niyet iyi olsa da bu cümlenin anlamı iyi değildir.

This person, I think means to say

Bu kişi, sanırım

I really like your lessons or I like your lessons so much.

derslerinizi gerçekten sevdiğimi veya derslerinizi çok beğendiğimi söylemek istiyor.

I like your lessons a lot.

Derslerinizi çok beğeniyorum.

All of these sentences are really good alternatives.

Bu cümlelerin hepsi gerçekten iyi alternatifler.

They talk about the degree to which the lesson is lacked.

Dersin ne ölçüde eksik olduğu hakkında konuşurlar.

You know, we could also

Biliyorsunuz,

bring that degree back down a little. We could lower it and say

bu dereceyi biraz geri çekebiliriz. Onu indirebilir ve

I don't really like your lessons.

derslerinizi pek beğenmediğimi söyleyebiliriz.

So why shouldn't you say

Öyleyse neden

I like your lessons too much.

derslerinizi çok beğendiğimi söylemiyorsunuz?

Your lessons are too good.

Derslerin çok iyi

Let's talk about why too is not the best choice for this sentence.

Bu cümle için neden too en iyi seçenek olmadığı hakkında konuşalım.

Think back to when you learned about too much and too many.

Çok fazla ve çok fazla şey öğrendiğiniz zamanları düşünün.

We know that using too in this way suggests that we

Bu şekilde kullanmanın da

have more than what we need or what we want,

ihtiyacımız olandan veya istediğimizden,

more than what is suitable.

uygun olandan daha fazlasına sahip olduğumuzu gösterdiğini biliyoruz.

So much and many are used with nouns, aren't they? We can say:

Çok ve çok isimlerle birlikte kullanılıyor, değil mi? Şunu söyleyebiliriz:

too many people,

çok fazla insan,

that's more people than you want or you need.

bu, istediğinizden veya ihtiyacınız olandan daha fazla insan demektir.

Too much furniture,

Çok fazla mobilya,

more furniture than you want or you need.

istediğinizden veya ihtiyacınız olandan daha fazla mobilya.

Too many options,

Çok fazla seçenek,

more options than you want or you need like I can't decide.

istediğinizden veya ihtiyacınız olandan daha fazla seçenek, örneğin karar veremiyorum.

There's too many options!

Çok fazla seçenek var!

So in addition to much and many, too can be used with

Yani, too ve many'a ek olarak,

adjectives and adverbs to give us

sıfatlar ve zarflar

more information about those adjectives and those adverbs.

hakkında bize daha fazla bilgi vermek için sıfatlar ve zarflarla birlikte kullanılabilir.

We can say. He's driving too fast.

Söyleyebiliriz. Çok hızlı sürüyor.

You're speaking too quickly for me.

Benim için çok hızlı konuşuyorsun.

He's too old to run that business.

O işi yürütmek için çok yaşlı.

Notice that too always comes before the adjective in the adverb

too ifadesinin zarfta her zaman sıfattan önce geldiğine dikkat edin,

but what you really need to remember is that by using too

ancak asıl hatırlamanız gereken şey, too'yu

with an adjective or an adverb, it usually suggests

bir sıfat veya zarfla kullandığınızda,

that it's a negative thing because too means,

bunun genellikle olumsuz bir şey olduğunu ima ettiğidir çünkü too,

the definition of too in this context is that it's more than you need

bu bağlamda too'nun tanımının şu anlama geldiği anlamına gelir: İhtiyacınız olandan

or you want right so it has a negative feeling. It's a problem.

veya doğru istediğinizden daha fazla olduğu için olumsuz bir duyguya sahip. Bu bir problem.

There's too much of it.

Çok fazla var.

It's too high

Çok yüksek olması,

means it's higher than you want, right?

istediğinden daha yüksek olduğu anlamına gelir, değil mi?

The shelf is too high. I can't reach it.

Raf çok yüksek. ona ulaşamıyorum

I'm too hungry to concentrate.

Konsantre olamayacak kadar açım.

I can't concentrate. All I can think about is food.

konsantre olamıyorum Tek düşünebildiğim yemek.

It's a negative thing. I'm not able to get my work done because

Bu olumsuz bir şey. Karnım aç olduğu için işimi yapamıyorum

I'm hungry. You can even emphasise, make the meaning

. Hatta vurgulayabilir, anlamı daha

even stronger.

da güçlendirebilirsiniz.

We can say this lesson is too long

Bu ders çok uzun

or this lesson is way too long, far too long.

veya bu ders çok uzun, çok uzun diyebiliriz.

So way and far help us to add emphasis

Şimdiye kadar, bu olumsuz duyguya vurgu eklememize yardımcı olun

to that negative feeling. It makes it even stronger.

. Daha da güçlü hale getirir.

So far, so good right? Clear?

Şimdiye kadar, çok iyi değil mi? Temizlemek?

Now where some of my students get stuck is when they use too

Öğrencilerimden bazılarının takıldığı nokta,

to express positive ideas with adjectives like good

iyi, komik ve akıllı gibi sıfatlarla olumlu fikirleri ifade etmek için çok kullanmalarıdır

funny and smart.

.

So if we apply the same logic,

Dolayısıyla, aynı mantığı uygularsak,

we think about that, too good means

çok iyinin bir

more good than you want something to be or if you like something

şeyin olmasını istediğinizden daha iyi olduğu veya bir şeyi çok seviyorsanız,

too much then you like it more than you want to.

istediğinizden daha fazla sevdiğiniz anlamına geldiğini düşünürüz. Olumlu sıfatlar, duygular ve hisler hakkında konuşurken

So can you see how the meaning starts to get a little strange

anlamın nasıl biraz garipleşmeye başladığını görebiliyor musunuz? Bunun

when we're talking about

positive adjectives and emotions and feelings

and that's because we're trying to say something positive

nedeni,

but with a word that usually suggests a negative thing.

genellikle olumsuz bir şeyi çağrıştıran bir kelimeyle olumlu bir şey söylemeye çalışmamızdır.

Let's look at an example.

Bir örneğe bakalım.

You're too qualified for this role or for this job.

Bu rol veya bu iş için fazla niteliklisiniz.

So if you're qualified for something, you have the education

Yani bir şey için kalifiyeyseniz,

and the training that you need to do that job well, right?

o işi iyi yapmak için ihtiyacınız olan eğitime ve eğitime sahipsiniz, değil mi?

To have qualifications is a good thing,

Niteliklere sahip olmak iyi bir şeydir,

to be qualified is a good thing

nitelikli olmak iyi bir şeydir, bu

so we know now that if you say you're too qualified

yüzden artık biliyoruz ki çok nitelikli olduğunuzu söylerseniz

then we're suggesting that there's some sort of negative meaning

bir tür olumsuz anlam olduğunu

or there's a problem, right?

veya bir sorun olduğunu öne sürüyoruz, değil mi? Sahip

The qualifications that you have are

olduğunuz nitelikler,

more than what is needed or what is wanted.

ihtiyaç duyulandan veya istenenden daha fazlasıdır.

So you might hear this when you're applying for a job.

Dolayısıyla, bir iş başvurusunda bulunurken bunu duyabilirsiniz. Size

If you get told that you're too qualified

çok kalifiye olduğunuzun söylenmesi,

it probably means that they're about to tell you that you're not

muhtemelen size

getting the job that you applied for

başvurduğunuz işi

because you're too qualified. You're overqualified.

fazla kalifiye olduğunuz için alamadığınızı söylemek üzere oldukları anlamına gelir. Fazla niteliklisiniz.

I actually had this happen recently.

Aslında bunu yakın zamanda yaşadım.

I put out a job ad. I wanted someone with about three to five

Bir iş ilanı verdim. Pazarlama ve iletişim rolünde yaklaşık üç ila beş yıllık deneyime sahip birini istedim

years experience in a marketing and a communications role

and someone applied who was the director of a creative agency

ve bir yaratıcı ajansın yöneticisi olan

and had been working in marketing for over ten years

ve on yılı aşkın süredir pazarlama alanında çalışan biri başvurdu

and so initially I thought

ve bu yüzden başlangıçta

awesome! This is going to be great. She's going to be amazing!

harika düşündüm! Bu harika olacak. Harika olacak!

She's going to bring all these amazing skills

Tüm bu harika becerileri getirecek

but then I started thinking...

ama sonra düşünmeye başladım...

Hang on, I'm gonna have to pay her

Bir dakika, ona

way more than I budgeted for this role

bu rol için ayırdığım bütçeden daha fazlasını ödemem gerekecek

because her experience and her skills

çünkü onun deneyimi ve becerileri

are more than what I can pay for.

benim ödeyebileceğimden daha fazla.

She was too qualified and too experienced for the role.

Rol için fazla nitelikli ve fazla deneyimliydi.

So can you see how even something positive  

Olumlu bir şeyin bile

can sometimes be a negative thing and that too

bazen olumsuz bir şey olabileceğini görebiliyor musunuz ve bu da bunu

is a really important part of communicating that

iletmenin gerçekten önemli bir parçası,

so you've got to be careful.

dolayısıyla dikkatli olmalısınız.

Let's imagine that you really enjoyed a movie.

Bir filmden gerçekten keyif aldığınızı düşünelim.

Well then don't say:

Peki o zaman

The movie was too good.

film çok iyiydi demeyin.

If you really like this lesson don't say:

Bu dersi gerçekten beğendiyseniz, "

I like this lesson too much.

Bu dersi çok beğendim" demeyin.

So what should you say instead? Any ideas?

Peki bunun yerine ne söylemelisiniz? Herhangi bir fikir?

You can use very or really to add emphasis.

Vurgu eklemek için çok veya gerçekten kullanabilirsiniz.

This doesn't create a negative meaning, it just adds emphasis

Bu olumsuz bir anlam oluşturmaz, yalnızca

to the adverb or the adjective that you're using.

kullandığınız zarfa veya sıfata vurgu ekler.

Same with so. So we can use so to add emphasis but it's like

Yani ile aynı. Vurgu eklemek için so kullanabiliriz, ancak bu,

even more than really and very.

gerçekten ve çok'dan daha fazlası gibidir.

It's like shock and surprise.

Şok ve sürpriz gibi.

Wow, that is so expensive.

Vay canına, bu çok pahalı.

But compare that to:

Ama şununla karşılaştır:

It's too expensive.

Çok pahalı.

Then we've got a problem. Maybe I don't have the money to pay

O zaman bir sorunumuz var. Belki ödeyecek param yok

or I don't want to pay that much money for it so I'm saying

veya bunun için o kadar para ödemek istemiyorum, bu yüzden

it's too expensive to say that there's a problem.

bir sorun olduğunu söylemek için çok pahalı olduğunu söylüyorum.

In any of these sentences we can add really, very or so.

Bu cümlelerin herhangi birinde gerçekten, çok veya çok ekleyebiliriz.

The movie was really good.

Film gerçekten güzeldi.

I like this lesson so much!

Bu dersi çok seviyorum!

These are the words that you need to use to emphasise

Bunlar, olumlu duyguları vurgulamak için kullanmanız gereken kelimelerdir

positive emotions.

.

Now I know that some of you are gonna say:

Şimdi bazılarınızın şöyle diyeceğini biliyorum:

Hey Emma, you made a whole video telling us not to use very.

Hey Emma, ​​bize çok fazla kullanmamamızı söyleyen koca bir video yaptın.

What's with that?

Bunun nesi var?

Okay point taken

Tamam,

but once you are accurately and confidently using too, very and so

ama doğru ve kendinizden emin bir şekilde çok ve çok'u kullandığınızda,

then I want you to watch this lesson up here

to expand your vocabulary and express yourself in more

kelime dağarcığınızı genişletmek ve

advanced ways to go even further beyond this lesson.

bu dersin ötesine geçmek için kendinizi daha gelişmiş yollarla ifade etmek için bu dersi buradan izlemenizi istiyorum.

Now I don't want to rock the boat too much here

Şimdi burada lafı çok fazla uzatmak istemiyorum

but I am going to talk about the few times when it is actually

ama

appropriate to use too

too'yu

with positive adjectives and adverbs in English.

İngilizce'de olumlu sıfatlar ve zarflarla kullanmanın gerçekten uygun olduğu birkaç yerden bahsedeceğim.

Yeah! There are a few occasions where it makes sense to say that

Evet!

someone or something is too good or too funny or too smart.

Birinin veya bir şeyin çok iyi, çok komik veya çok akıllı olduğunu söylemenin mantıklı olduğu birkaç durum vardır.

Can you think of a time when you might tell someone that they're

Birine

smarter or funnier than you want them to be

olmasını istediğinizden

or you need them to be?

veya sizin olmasını istediğinizden daha zeki veya komik olduğunu söyleyebileceğiniz bir zaman düşünebiliyor musunuz?

What about if you're competing against someone?

Peki ya birine karşı yarışıyorsanız?

Maybe it's a spelling test or a maths quiz or the quiz

Belki bir heceleme testi, bir matematik testi ya da

that I put out here on Youtube last week.

geçen hafta Youtube'da yayınladığım bir sınavdır.

You could say to someone: You're too smart for me.

Birine şöyle diyebilirsiniz: Benim için fazla akıllısın.

Smarter than I want you to be because I can't compete with you.

Seninle rekabet edemediğim için olmanı istediğimden daha akıllı.

Maybe you're just playing a game with a child

Belki bir çocukla oyun oynuyorsunuz

and you want to tell them that

ve onlara

they're better than you are.

sizden daha iyi olduklarını söylemek istiyorsunuz.

They're better than you are at this.

Bu konuda sizden daha iyiler.

You can say: You're too good for me.

Benim için fazla iyisin diyebilirsin.

I can't beat you. I can't win. You're too good for me.

seni yenemem kazanamam. Benim için çok iyisin.

You're too good.

Çok iyisin.

So in this context, we're saying

Yani bu bağlamda,

you're better than me so it's a positive thing

senin benden daha iyi olduğunu söylüyoruz, yani bu olumlu bir şey

because we're comparing ourselves to that other person.

çünkü kendimizi diğer kişiyle karşılaştırıyoruz.

We're actually paying them a compliment so in this context,

Aslında onlara iltifat ediyoruz, dolayısıyla bu bağlamda

it's absolutely okay to say that someone is too good

birisinin sizin için fazla iyi veya fazla akıllı olduğunu söylemenizde kesinlikle bir sakınca yoktur

or too smart for you.

.

So you may hear..

Duyabilirsiniz..

Please don't get mad at me

Lütfen bana kızmayın

but you may hear this rule being busted

ama bu kuralın

by native English speakers, definitely here in Australia,

anadili İngilizce olan kişiler tarafından çiğnendiğini duyabilirsiniz, kesinlikle burada Avustralya'da,

I think in the UK, maybe in the US, let me know

sanırım Birleşik Krallık'ta, belki ABD'de, bana bildirin

but this rule gets broken informally.

ama bu kural gayri resmi olarak kırıldı.

Maybe when someone tells you that they

Belki birisi size

played a prank on someone

birine şaka yaptığını söylediğinde,

and you might say:

"

That's too funny.

Bu çok komik" diyebilirsiniz.

And I've been thinking about this, about why and how and when

Ve bunun hakkında, neden, nasıl ve ne zaman hakkında düşünüyordum

and I think that it happens when our reaction, our tone,

ve bence bu, tepkimiz, tonumuz,

our body language, when that reaction can't match

beden dilimiz,

the emotion for some reason. So if the story is actually really funny

bir nedenden dolayı bu tepki duyguyla uyuşmadığında oluyor. Dolayısıyla, hikaye gerçekten komikse

but you're at work so you can't really

ancak işteyseniz ve gerçekten

burst out laughing or maybe you're on the phone,

gülemiyorsanız veya telefondaysanız

then you might say:

o zaman şöyle diyebilirsiniz: Dediğim gibi

That's too funny

bu çok komik

like I said, it's really informal and it is an exception,

, gerçekten gayri resmi ve bir istisna,

it kind of requires sophisticated use of language

dilin

and particularly tone but I wanted to mention it just in case you

ve özellikle üslubun karmaşık bir şekilde kullanılmasını gerektirir, ancak bununla karşılaşırsınız diye bahsetmek istedim,

do come across it, you might be able to recognise this exception.

bu istisnayı tanıyabilirsiniz.

Maybe you hear it in a TV series

Belki bunu bir dizide

or something where someone says:

veya birinin şöyle dediği bir yerde duyarsınız:

That's too good!

Bu çok iyi!

Another exception but this time in a formal situation

Başka bir istisna, ancak bu sefer resmi bir durumda

is you might hear someone say:

birisinin şöyle dediğini duyabilirsiniz:

Thank you, you're too kind.

Teşekkür ederim, çok naziksiniz.

But in this context, this is a positive thing

Ancak bu bağlamda, bu olumlu bir şey,

right so it's an exception because

yani bu bir istisna, çünkü

we're saying you're too kind.

sizin çok nazik olduğunuzu söylüyoruz.

Usually that would suggest that there's a problem or that it's

Genellikle bu, bir sorun olduğunu veya

it's a negative thing.

bunun olumsuz bir şey olduğunu gösterir.

But with you're too kind,

Ama sen çok naziksin,

it's always positive, it's just quite formal.

her zaman olumlu, sadece oldukça resmi.

You're too kind.

Çok kibarsınız.

So I hope this lesson reminded you how careful you need to be

Umarım bu ders size

with this little but important English word

bu küçük ama önemli İngilizce kelime konusunda ne kadar dikkatli olmanız gerektiğini hatırlatmıştır

and if I ever see you write a comment

ve derslerimden birinin altına şöyle bir yorum yazdığınızı görürsem

under one of my lessons saying:

:

Emma this lesson is too good!

Emma bu ders çok iyi! Kullanırken

I will be able to send you right back to this video right

just to remind you about what you need to do, what you need to

nelere dikkat etmeniz, nelere dikkat etmeniz gerektiğini size hatırlatmak için sizi hemen bu videoya geri gönderebileceğim

pay attention to as you're using too.

.

Of course, if you have any doubts or questions or requests to make

Elbette, herhangi bir şüpheniz, sorunuz veya isteğiniz varsa

make sure you add them down in the comments below.

bunları aşağıdaki yorumlara eklediğinizden emin olun.

I would love to get back to you down there

Oradan size geri dönüp

and continue the conversation.

sohbete devam etmeyi çok isterim.

Make sure you're subscribed to the channel just down there.

Aşağıdaki kanala abone olduğunuzdan emin olun.

I make new lessons every week including ones like this one.

Bunun gibiler de dahil olmak üzere her hafta yeni dersler yapıyorum.

If you want to practise your natural English pronunciation

Doğal İngilizce telaffuzunuzu

and expression you can do that with me in my imitation lessons.

ve ifadenizi geliştirmek istiyorsanız, bunu benimle taklit derslerimde yapabilirsiniz.

Thanks for watching this lesson and I will see you next week.

Bu dersi izlediğiniz için teşekkürler. Gelecek hafta görüşürüz.

Bye for now!

Şimdilik hoşça kal!