The smart way to improve your English | Learn Collocations

Hello, I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma!

Has a native English speaker ever said to you

Anadili İngilizce olan biri size hiç

"Hmm... What you said doesn't sound right. "

"Hmm... Söyledikleriniz kulağa doğru gelmiyor" dedi mi? "

"We just wouldn't say it like that."

Biz böyle söylemezdik."

Often, this is simply because you've used

Çoğu zaman bunun nedeni,

the wrong words in combination with each other.

yanlış kelimeleri birbiriyle kombinasyon halinde kullanmanızdır.

There are only a small number of words

that work with a single word in English.

İngilizce'de tek bir kelimeyle çalışan çok az sayıda kelime vardır.

Take the word question for example.

Örneğin soru kelimesini ele alalım.

It's a noun, or it can be a verb, but it's a noun!

Bu bir isim veya bir fiil olabilir, ama bu bir isim!

And there are a group of adjectives

Ve

that are often used with this noun to help describe it.

onu tanımlamaya yardımcı olması için sıklıkla bu isimle birlikte kullanılan bir grup sıfat vardır.

An awkward question or a difficult question.

Garip bir soru veya zor bir soru.

Relevant, probing,

Alakalı, araştırıcı

or a burning question.

veya yakıcı bir soru. Soru

There are also a group of verbs that are often used with

ile birlikte sıklıkla kullanılan bir grup fiil de vardır

question.

.

Ask, answer, face or have.

Sor, cevapla, yüzleş veya sahip ol.

Now, compare this to the verb, make,

Şimdi, bunu

which is not usually used with question.

genellikle soru ile kullanılmayan yapmak fiiliyle karşılaştırın.

Certain adverbs and prepositions are also used

Bazı zarflar ve edatlar,

with question when others are not.

diğerleri kullanılmadığında soru ile birlikte kullanılır.

When words go together like this,

Sözcükler bu şekilde bir araya geldiklerinde, İngilizce cümlelerde

they're called collocations,

words that frequently occur together

sıklıkla birlikte geçen sözcüklere eşdizim denir

in English sentences.

.

The reason why native speakers say

Anadili İngilizce olanların

that something you said sounds weird or strange

söylediğiniz bir şeyin garip veya garip olduğunu söylemesinin nedeni,

is because they're not used to hearing

those words together.

bu kelimeleri bir arada duymaya alışkın olmamalarıdır.

They don't often get said together,

Genellikle birlikte söylenmezler, bu

so it sounds a bit strange.

yüzden kulağa biraz garip geliyor.

Part of the problem is that you're probably translating

Sorunun bir kısmı, muhtemelen

words from your own language

kendi dilinizdeki kelimeleri

directly into English.

doğrudan İngilizceye çeviriyor olmanızdır. Dilinizde

Words that are commonly used together

yaygın olarak birlikte kullanılan

in your language

but in English, they're not.

ancak İngilizce'de olmayan kelimeler.

Hacer una fiesta.

Bir bayram kutlayın.

It makes sense in Spanish but

İspanyolca'da mantıklı ama

if you translate those words directly, you get

bu kelimeleri doğrudan çevirirseniz

make a party,

bir parti veriyorsunuz ki bu

which is not the correct way to say this in English.

bunu İngilizce'de söylemenin doğru yolu değil.

Can you think of any examples in your own language

Kendi dilinizde buna benzer örnekler var mı aklınıza

that are like this?

?

Where you translate words directly and it just

Kelimeleri doğrudan çevirirseniz ve bu

doesn't work in English, it doesn't make sense.

İngilizce'de işe yaramazsa, bir anlam ifade etmez.

I'm sure you can think of some that you already know.

Eminim zaten bildiğiniz bazılarını düşünebilirsiniz.

It's likely that collocation is the problem

Eşdizim,

that you're just using the wrong words together.

yalnızca yanlış kelimeleri bir arada kullandığınız sorun olabilir.

The problem here is that it's very easy

Buradaki sorun,

to get into a bad habit

kötü bir alışkanlığa kapılıp

and use words that sound okay in your own language,

kendi dilinizde kulağa hoş gelen kelimeleri

when you translate them in your head,

kafanızda çevirdiğinizde kullanmak çok kolay,

but they sound strange or even wrong

ancak İngilizce'deki bu kombinasyonda kulağa garip ve hatta yanlış geliyor

in that combination in English.

.

To explore the idea of collocations a little more,

Eşdizimlilik fikrini biraz daha keşfetmek için tek

we're going to focus on just one simple verb, make.

bir basit fiile odaklanacağız, make.

And we'll explore some of the common collocations

Ve

of that verb

specifically, make, with a noun or a noun phrase.

özellikle make fiilinin bir isim veya isim öbeği ile ortak yerleşimlerinden bazılarını keşfedeceğiz.

And we just have to start with food.

Ve sadece yemekle başlamalıyız.

The verb make is so commonly used with

Make fiili, kahve ve çay gibi

food, drinks and meals,

yiyecek, içecek ve yemeklerle çok yaygın olarak kullanılır

like coffee and tea.

. Sana

Can I make you a coffee?

bir kahve yapayım mı? Öğle yemeği

It's used with meals like lunch, dinner, breakfast.

, akşam yemeği, kahvaltı gibi öğünlerin yanında kullanılır.

I prefer to make breakfast at home on Sundays.

Pazar günleri kahvaltıyı evde yapmayı tercih ederim.

You can use it with food, cake, soup, dessert.

Yemek, kek, çorba, tatlı ile kullanabilirsiniz.

If you're making dinner, I'll make dessert!

Akşam yemeği yapıyorsan, tatlı yapacağım!

But there are many other nouns

Ama make ile eş dizilen başka birçok isim var

that collocate with make

and as I read them out,

ve ben onları okudukça,

make a note of the ones that you don't know

bilmediklerinizi not edin

and look them up in the dictionary after this lesson.

ve bu dersten sonra sözlükte arayın.

First one, decision.

Birincisi, karar.

He's made the decision to quit his job after 15 years.

15 yıl sonra işi bırakma kararı aldı.

Excuse. Stop making excuses!

Mazeret. Bahaneler üretmeyi kes!

Love.

Aşk.

They made love the night before he left the country.

Ülkeden ayrılmadan önceki gece seviştiler.

Offer.

Teklif.

After his interview,

Görüşmesinden sonra ona

they made him an offer he couldn't refuse!

reddedemeyeceği bir teklifte bulundular!

Assumption.

Varsayım.

We don't want to make any assumptions yet,

Henüz herhangi bir varsayımda bulunmak istemiyoruz

but he appears to be guilty.

ama suçlu gibi görünüyor.

Friends.

Arkadaşlar. Buraya taşındığımızdan beri

We've made some really good friends

çok iyi arkadaşlar edindik

since we moved here.

.

Phone call.

Telefon görüşmesi.

Can I borrow your phone, I need to make a quick call.

Telefonunuzu ödünç alabilir miyim, hızlı bir arama yapmam gerekiyor.

You can make a sound or a noise.

Bir ses veya gürültü yapabilirsiniz.

Don't make a sound!

ses çıkarma!

If we make a noise, they'll hear us.

Ses çıkarsak bizi duyarlar.

You can make your bed.

Yatağınızı yapabilirsiniz.

I make my bed as soon as I get up in the morning.

Sabah kalkar kalkmaz yatağımı topluyorum.

Complaint.

Şikayet.

If you're unhappy with the service,

Hizmetten memnun değilseniz

you should make a complaint.

şikayette bulunmalısınız.

And apology.

Ve özür.

You need to make him an apology.

Ona bir özür dilemelisin.

Note here, that it's quite formal

Burada

to use make with complaint and apology.

make'i şikayet ve özür ile kullanmanın oldukça resmi olduğuna dikkat edin.

In informal speech and writing,

Gayri resmi konuşma ve yazmada,

you can use the verb forms complain and apologise

şikayet etmek ve özür dilemek fiillerini

in the same way.

aynı şekilde kullanabilirsiniz.

If you are unhappy with the service,

Hizmetten memnun değilseniz,

you should complain.

şikayette bulunmalısınız.

You need to apologise to him.

Ondan özür dilemelisin.

You can make a mess.

Ortalığı karıştırabilirsin.

The kids made a mess

when we went out for dinner last night.

Dün akşam yemeğe çıktığımızda çocuklar ortalığı karıştırdı.

You can make a plan.

Bir plan yapabilirsiniz.

Have you made any plans for your summer holidays?

Yaz tatiliniz için herhangi bir plan yaptınız mı?

You can also make mistakes.

Ayrıca hatalar da yapabilirsiniz.

I'll admit that we may have made a mistake there.

Orada bir hata yapmış olabileceğimizi kabul edeceğim.

Profit.

Kâr.

After three years, the business is finally making a profit!

Üç yıl sonra, iş nihayet kâr ediyor!

But equally, you can also use make with loss.

Ancak aynı şekilde, make'i kayıpla da kullanabilirsiniz.

After three years, the business is still making a loss.

Üç yıl sonra, iş hala zarar ediyor.

You can make a speech!

Bir konuşma yapabilirsiniz!

Once the groom made his speech, the music started.

Damat konuşmasını yaptıktan sonra müzik başladı.

Effort. You can make an effort.

Çaba. çaba gösterebilirsiniz.

He really made an effort to have fun at the party.

Partide eğlenmek için gerçekten çaba sarf etti.

You can make a list.

Bir liste yapabilirsiniz.

I think we've invited about 200 people..

Sanırım yaklaşık 200 kişiyi davet ettik..

I really should make a list so I know for sure!

Kesin olarak emin olmak için gerçekten bir liste yapmalıyım!

You can make money.

Para kazanabilirsin.

I heard he made his money on the internet.

Parasını internetten kazandığını duydum.

You can make progress.

İlerleme kaydedebilirsin.

Your son has made a lot of progress at school this year.

Oğlunuz bu yıl okulda çok ilerleme kaydetti.

Make a statement.

Açıklama yapmak.

He witnessed the fight.

kavgaya tanık oldu.

He needs to make a statement to the police.

Polise ifade vermesi gerekiyor.

And change.

Ve değişim.

After our poor performance last month,

Geçen ayki kötü performansımızdan sonra

we need to make some changes.

bazı değişiklikler yapmamız gerekiyor.

You can make an error, which is similar to a mistake.

Bir hataya benzer bir hata yapabilirsiniz.

Uh ohh.. I think I've made an error.

Uh ohh.. Sanırım bir hata yaptım.

Make a promise.

Söz ver.

You made me a promise last year!

Geçen yıl bana bir söz vermiştin!

Time. She needs to make more time for her family.

Zaman. Ailesine daha fazla zaman ayırması gerekiyor.

So Emma what nouns aren't used with make?

Peki Emma hangi isimler make ile kullanılmaz?

Well, lots

Pek çok

but some of the common mistakes are

ama yaygın hatalardan bazıları

make a party.

parti yapmaktır.

He's making a party on Friday night.

Cuma gecesi bir parti veriyor.

The verbs throw, have

Fırlatmak, sahip olmak

and plan a party are possible

ve bir parti planlamak fiilleri mümkündür,

but make doesn't sound right.

ancak yapmak kulağa doğru gelmiyor.

Don't use make with party in English.

Make with party'yi İngilizce olarak kullanmayın.

Make a picture.

Bir resim yap.

The artist makes her pictures outside.

Sanatçı resimlerini dışarıda yapar.

The verbs draw, create, paint a picture are possible

Çizmek, yaratmak, resim yapmak fiilleri mümkündür

but make is not.

ama yapmak mümkün değildir.

Make a barbecue.

Barbekü yap.

We're making a barbecue in the park tonight,

Bu akşam parkta mangal yapıyoruz,

do you want to come?

gelmek ister misin?

The verbs have and cook are possible here

Have ve cook fiilleri burada mümkündür

but make just doesn't make sense.

ancak yapmak mantıklı değildir.

Make an accident is also incorrect.

Kaza yapmak da yanlıştır.

I hope they didn't make an accident.

Umarım bir kaza yapmamışlardır.

The verbs have, saw and cause are possible here

Have, Saw ve Reason fiilleri burada mümkündür,

but make is not.

ancak yapmak mümkün değildir.

The idea of English collocations

İngilizce eşdizimlilik fikri

can be pretty overwhelming.

oldukça ezici olabilir.

We just focused on the verb make

Sadece make fiiline odaklandık

and look at all of the different nouns

ve yan yana geldiği tüm farklı isimlere baktık

that it collocates with.

.

And that's not all of them.

Ve hepsi bu değil.

But learning words together like this in chunks

Ancak, ortak eşdizimlerde parçalar halinde bunun gibi kelimeleri bir arada öğrenmek

in common collocations is a really good idea.

gerçekten iyi bir fikir.

You're learning and practising a word along with

Bir kelimeyi,

the other words that it commonly appears with.

genellikle birlikte göründüğü diğer kelimelerle birlikte öğreniyor ve uyguluyorsunuz.

Next time you learn a new word, I want you to try it.

Bir dahaki sefere yeni bir kelime öğrendiğinde, onu denemeni istiyorum.

Let me show you what I mean.

Sana ne demek istediğimi göstereyim.

Let's say you just heard the noun, innovation,

Diyelim ki inovasyon kelimesini yeni duydunuz

and you wanted to spend some time exploring

ve

some of the words that it's commonly used with.

bunun yaygın olarak kullanıldığı bazı kelimeleri keşfetmek için biraz zaman harcamak istediniz.

That's a really smart idea!

Bu gerçekten akıllıca bir fikir!

And you can easily do that using an English

Ve bunu bir İngilizce eşdizimlilik sözlüğü kullanarak kolayca yapabilirsiniz

collocations dictionary.

. Aşağıdaki açıklama kutusunda

I've got a few links to some good ones

bazı iyi bağlantılara birkaç bağlantım var,

in the description box below

but innovation is commonly used with the adjectives

ancak yenilik genellikle

technical, scientific, educational innovation,

teknik, bilimsel, eğitimsel yenilik,

design or product innovation.

tasarım veya ürün yeniliği sıfatlarıyla birlikte kullanılır.

Scientific innovations are helping

Bilimsel yenilikler,

the team to develop new technologies.

ekibin yeni teknolojiler geliştirmesine yardımcı oluyor. Yenilik ile birlikte kullanılan

There are some common verbs

bazı yaygın fiiller vardır

that are used with innovation.

.

Encourage, foster, facilitate

Teşvik edin, teşvik edin,

stifle or hinder.

kolaylaştırın veya engelleyin.

The management team

Yönetim ekibi

encourage creativity and innovation.

yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eder.

Occur. How does innovation occur?

Meydana gelmek. İnovasyon nasıl oluşur?

And a common preposition used with innovation is in.

Ve yenilik ile kullanılan ortak bir edat da 'dır.

Innovations in technology

Teknolojideki yenilikler,

allowed the research to progress.

araştırmanın ilerlemesine olanak sağlamıştır.

Well I really hoped that this lesson helped you to see the

Bu dersin,

value of learning common collocations together,

ortak eşdizimleri birlikte öğrenmenin değerini görmenize, hangi sözcükleri başka sözcüklerle kullanacağını

learning words in chunks together to train your brain

beyninizi eğitmek için birlikte parçalar halinde öğrenmenize yardımcı olacağını umuyordum

which words to use with other words.

.

This type of study is crucial to training your brain

Bu tür bir çalışma, beyninizi

to think in English instead of in your own language.

kendi diliniz yerine İngilizce düşünmeye alıştırmak için çok önemlidir. Birlikte öğreniyorsanız,

It helps words come to your mind more quickly

kelimelerin üzerinde fazla düşünmeden daha hızlı ve verimli bir şekilde aklınıza gelmesine yardımcı olur

and efficiently without thinking about it too much,

if you're learning them together.

.

If you enjoyed this lesson, make sure you subscribe

Bu dersi beğendiyseniz,

by clicking that red button down there.

aşağıdaki kırmızı düğmeyi tıklayarak abone olmayı unutmayın.

I make a new lesson every week.

Her hafta yeni bir ders yapıyorum.

You can also translate this video very kindly

Ayrıca bu videoyu arkadaşlarınız için çok nazikçe çevirebilirsiniz

for your friends

and the link to do that is in the description below.

ve bunun için bağlantı aşağıdaki açıklamadadır.

And of course you can keep practising

Ve tabii ki

with more mmmEnglish lessons, right here.

burada, daha fazla mmmEnglish dersiyle pratik yapmaya devam edebilirsiniz.

Thanks for watching and I'll see you next week

İzlediğiniz için teşekkürler, haftaya

for another lesson. Bye for now!

başka bir derste görüşürüz. Şimdilik hoşça kal!