13 English Idioms for 😕DOUBT & UNCERTAINTY

This lesson is brought to you by The Ladies' Project,

Bu ders, İngilizce öğrenen kadınlara yönelik çevrimiçi bir sosyal ağ platformu olan The Ladies' Project tarafından size sunulmaktadır

an online social networking platform for women

learning English.

.

Make friends around the world

Dünyanın her yerinden arkadaşlar edinin

and improve your speaking skills in a safe,

ve güvenli, destekleyici bir çevrimiçi ortamda konuşma becerilerinizi geliştirin

supportive online environment

and finally become that confident English speaker

ve sonunda olabileceğinizi bildiğiniz o kendine güvenen İngilizce konuşmacısı olun

that you know you can be.

.

Hey there I'm Emma from mmmEnglish.

Hey, ben mmmEnglish'den Emma.

This lesson today is all about natural English

Bugünkü bu ders, tamamen

expressions that you can use in everyday conversation.

günlük konuşmalarda kullanabileceğiniz doğal İngilizce ifadelerle ilgili. Şüphe ve belirsizliği

I've got thirteen idioms that will help you to express

ifade etmenize yardımcı olacak on üç deyimim var ki

doubt and uncertainty which is really useful right

bu gerçekten yararlıdır,

because we don't always have all the answers do we?

çünkü her zaman tüm cevaplara sahip değiliz, değil mi?

I don't care who you are you don't know everything,

Kim olduğun umrumda değil, her şeyi bilmiyorsun,

you don't always know exactly what you should do

her zaman tam olarak ne yapman gerektiğini bilmiyorsun, bu

so these expressions are going to help you in those

yüzden bu ifadeler o anlarda sana yardımcı olacak

moments and we'll focus on three different situations

ve bu ifadelerin işe yarayacağı üç farklı duruma odaklanacağız.

where these expressions will be useful for you.

senin için faydalı olmak

Firstly, when you're still thinking about a situation

İlk olarak, hala bir durum hakkında düşünürken

you know you haven't decided on the outcome yet.

sonuca henüz karar vermediğinizi bilirsiniz.

You're still forming your opinion.

Hala fikrinizi oluşturuyorsunuz.

But then there are other times when you genuinely

Ancak sonucun ne olacağını gerçekten bilmediğiniz başka zamanlar da vardır

don't know what the outcome will be.

.

So in those situations, instead of saying "I don't know"

Yani bu gibi durumlarda, "bilmiyorum" demek yerine,

you know which can be a little unhelpful

hangisinin biraz yararsız

or unprofessional,

veya profesyonellikten uzak olabileceğini bilirsiniz,

I've got some expressions to help you there and then

size bu konuda yardımcı olacak bazı ifadelerim var ve

of course, there are always times when you actually

tabii ki, her zaman gerçekten ihtiyaç duyduğunuz zamanlar vardır.

need to change your mind,

fikrini değiştir,

make a different decision to the one that you've

aldığın karardan farklı bir karar ver,

already made so we'll get to those as well.

onlara da geleceğiz.

So let's get started by thinking about the times when we

Öyleyse,

have a decision to make

bir karar vermemiz gereken

but we're still deciding what to do,

ama hala ne yapacağımıza karar verme aşamasında olduğumuz,

you know, we're still forming our opinions.

bilirsiniz, hala fikirlerimizi oluşturduğumuz zamanları düşünerek başlayalım.

We're not quite sure yet.

Henüz tam olarak emin değiliz.

Once we decide, we'll know exactly what we need to do

Karar verdiğimizde, tam olarak ne yapmamız gerektiğini bileceğiz, o

right there's no problem then.

zaman sorun yok.

It's deciding that's the hard part

Zor olanın bu olduğuna karar vermek

because you're always gonna have two options right,

çünkü her zaman iki doğru seçeneğin olacak,

two or more options.

iki veya daha fazla seçeneğin olacak.

So this expression is a really useful one when someone

Yani bu ifade, birisi bundan buna giderken gerçekten kullanışlıdır

is going from this to this to this.

.

We say that they are toing and froing.

Biz onların sallanıp durduğunu söylüyoruz. Gerçekten ne yapacağınıza karar vermek gerçekten zor olduğunda,

Going backwards and forwards from one to the other

birinden diğerine geri ve ileri gitmek bilirsiniz

you know, when it's really difficult to decide

what you're actually gonna do.

.

Come on, we've been toing and froing on this all week

Hadi ama, bütün hafta bunu tartıştık, hadi

let's just make a call.

bir telefon görüşmesi yapalım.

Let's decide what to do.

Ne yapacağımıza karar verelim.

You can say that you are in two minds when you

are having difficulty deciding what to do.

Ne yapacağınıza karar vermekte zorlandığınız anlarda kararsız kaldığınızı söyleyebilirsiniz.

And this is a really great one to use at work

Ve bu, işte profesyonel bir bağlamda kullanmak için gerçekten harika bir şey,

in a professional context so instead of saying

bu nedenle olumsuz olan

"I don't know"

"bilmiyorum" demek yerine

which is negative and it doesn't really make you seem

ve bu sizi gerçekten

very professional or helpful but by saying that you're in

çok profesyonel veya yardımcı göstermez, ancak içinde olduğunuzu söyleyerek bir

two minds about something suggests that you're

şey hakkında iki zihin,

actively thinking about it.

aktif olarak onun hakkında düşündüğünüzü gösterir.

Tim suggested we hire a new developer,

Tim, yeni bir geliştirici tutmamızı önerdi

but I'm in two minds.

ama kararsızım.

I'm unsure. I'm still thinking about

Emin değilim. Hala

whether that's the right thing to do.

yapılacak doğru şeyin bu olup olmadığını düşünüyorum.

To put feelers out.

Duyguları söndürmek için.

What is that?

Bu nedir?

This is really useful when you want the advice

Bu,

or opinions of others before you make your decision.

kararınızı vermeden önce başkalarının tavsiyelerini veya fikirlerini almak istediğinizde gerçekten yararlıdır.

So you're trying to discover what other people think

Yani diğer insanların ne düşündüğünü keşfetmeye çalışıyorsunuz

and often you're doing this discreetly you know,

ve genellikle bunu ihtiyatlı bir şekilde yapıyorsunuz,

when you put the feelers out you would just

sensörleri kapattığınızda sadece

ask a few people quietly, not send out a huge group

birkaç kişiye sessizce sorarsınız,

email just to ask for everyone's input.

herkesin fikrini almak için büyük bir grup e-postası göndermezsiniz. . Düşündüğünüz şeyin doğru türde bir şey olup olmadığını

You're just asking for a few people just to see

görmek için birkaç kişiden sadece soruyorsunuz

if what you're thinking is the right sort of thing.

.

So imagine you're organising the staff office party.

Personel ofisi partisini düzenlediğinizi hayal edin.

You're not sure what everyone might want to do,

Herkesin ne yapmak isteyebileceğinden emin değilsin,

bowling, river cruise. There's lots of options.

bovling, nehir gezisi. Birçok seçenek var.

So you could say

I might put the feelers out to see what the team thinks.

Takımın ne düşündüğünü görmek için sensörleri kaldırabileceğimi söyleyebilirsin.

You know, before doing something and organising it,

Biliyorsunuz, bir şeyi yapmadan ve organize etmeden önce,

you're gonna try and discover what everyone else thinks

by just asking a few people, making a few discreet

sadece birkaç kişiye sorarak, sizin

inquiries to see if what you're thinking

düşündüğünüzün diğer herkesin de düşündüğü gibi olup olmadığını görmek için birkaç ihtiyatlı araştırma yaparak,

is also what everyone else is thinking.

herkesin ne düşündüğünü keşfetmeye çalışacaksınız.

Alright so what on earth is a quandary?

Pekala, o halde ikilem nedir?

If you're in a quandary.

Eğer bir ikilem içindeyseniz.

A quandary. Say it with me. It's a bit tricky.

Bir ikilem. Benimle söyle. Bu biraz zor.

Quandary.

İkilem.

This is a really great expression when you're stuck

Bu, sıkışıp kaldığında

and you can't actually decide what to do you know.

ve aslında ne yapacağına karar veremediğinde gerçekten harika bir ifade, biliyorsun.

Imagine if you received two job offers,

İki iş teklifi aldığınızı hayal edin,

one is a really interesting job.

biri gerçekten ilginç bir iş.

The work is interesting but it doesn't pay well.

İş ilginç ama iyi para kazandırmıyor.

The other is a really well-paying job but the work is

Diğeri gerçekten iyi maaşlı bir iş ama iş

kind of boring so it's hard to decide right? You could say

biraz sıkıcı o yüzden karar vermek zor değil mi?

I'm in a real quandary over which job to accept.

Hangi işi kabul edeceğim konusunda gerçekten ikilemdeyim diyebilirsiniz.

I want to know. Have you ever been in a quandary?

Bilmek istiyorum. Hiç ikilemde kaldın mı?

I want you to think about that.

Bunu düşünmeni istiyorum.

Have you ever been in a quandary?

Hiç ikilemde kaldın mı? Aşağıdaki yorumlara

Write me a sentence using that expression

bu ifadeyi kullanarak bana bir cümle yazın

in the comments below.

.

It's a new one I'm sure, for many of you so try it out.

Eminim yeni bir tane, çoğunuz için deneyin.

Alright I'm sure you've heard this one before.

Pekala, bunu daha önce duyduğuna eminim.

It's a very common expression 'to sleep on it'.

'Üzerinde uyumak' çok yaygın bir ifadedir.

So if someone is expecting you to make a decision

Yani eğer birisi sizden bir karar vermenizi bekliyorsa

but you need a little bit more time to think about it,

ve sizin bunun hakkında düşünmek için biraz daha zamana ihtiyacınız varsa,

then this idiom is perfect and by using it,

o zaman bu deyim mükemmeldir ve onu kullanarak, bir şeyi önceden düşünmek için

you're asking for some more time until the next day

ertesi güne kadar biraz daha zaman istemiş olursunuz.

to think something over before making that decision

bu kararı vermek,

so you sleep on it.

böylece üzerinde uyursun.

So this isn't just about what to have for lunch tomorrow,

Yani bu sadece yarın öğle yemeğinde ne yiyeceğinizle ilgili değil,

it's usually a big important decision like

genellikle yatırımcılardan fon kabul etmek gibi büyük ve önemli bir karardır

accepting funding from investors or maybe your boss

veya belki patronunuz

offers you a new position

size yeni bir pozisyon teklif eder

but it's in an office in another country.

ama bu başka bir ülkedeki bir ofistedir.

So when you hear that idea, you might be really positive

Yani bu fikri duyduğunuzda, gerçekten olumlu olabilir

and say "Wow what an amazing opportunity" but

ve "Vay canına, ne harika bir fırsat" diyebilirsiniz, ancak

it's a really big decision, you know, it means

bu gerçekten büyük bir karardır, bilirsiniz,

new friends, relocating so you might say something like

yeni arkadaşlar, yer değiştirmek anlamına gelir, bu nedenle

"I really appreciate your offer but if you don't mind,

"Teklifinizi gerçekten takdir ediyorum ama" gibi bir şey diyebilirsiniz. Sakıncası yoksa,

I need to sleep on it."

üzerinde uyumam gerek."

So you can talk to your family about it. You can

Böylece ailenle bu konuyu konuşabilirsin.

do some research about the country and you know this

Ülke hakkında biraz araştırma yapabilir ve

new place that you're moving to,

taşınacağınız bu yeni yeri tanıyarak

to help you make the decision.

karar vermenize yardımcı olabilirsiniz.

Or if you have an awesome boss, then they might say

Ya da harika bir patronunuz varsa, o zaman

"Do you know what? Why don't you sleep on it?

"Biliyor musunuz? Neden bunun üzerinde durmuyorsunuz?

Let me know your decision tomorrow."

Kararınızı yarın bana bildirin" diyebilirler.

Okay so there are definitely times when we are

Tamam,

really unsure of an outcome

sonuçtan gerçekten emin olmadığımız

and because of that we don't want to commit to a

ve bu nedenle bir

decision right? So to express that uncertainty

karar vermek istemediğimiz zamanlar kesinlikle vardır, değil mi? Bu belirsizliği ifade etmek için

there are a few different things that you can say

söyleyebileceğiniz birkaç farklı şey var

and of course, one of those is that you're on the fence.

ve tabii ki bunlardan biri, kararsız olduğunuzdur.

You know, when you are faced with a choice,

Hani bir seçimle karşı karşıya kaldığınızda

you've got two different options and you need to make

iki farklı seçeneğiniz vardır ve

a decision and you're thinking about those two different

bir karar vermeniz gerekir ve bu iki farklı

options but you haven't decided yet you know.

seçeneği düşünürsünüz ama henüz karar vermemişsinizdir bilirsiniz.

Both are good options so you're here you're on the fence

Her ikisi de iyi seçeneklerdir, bu yüzden buradasınız, sınırdasınız

and usually this expression when you have,

ve genellikle bu ifadeye sahip olduğunuzda,

maybe when you have to choose a side you know

belki bir taraf seçmek zorunda kaldığınızda, bildiğiniz

or you feel strongly about something. Are you for

veya bir şey hakkında güçlü hissettiğiniz zaman. Bunun için misin

or against it? Are you in are you out?

yoksa karşı mısın? var mısın çıktın mı

So let me ask a question.

O halde bir soru sorayım.

Do you think that children should have mobile phones?

Sizce çocukların cep telefonu olmalı mı?

So if your answer is firmly yes or no, good for you.

Yani cevabınız kesinlikle evet veya hayır ise, sizin için iyi.

You don't need to worry but if you catch yourself

Endişelenmenize gerek yok ama kendinizi

thinking well it is good to have access to the Internet,

iyi düşünürken yakalarsanız, internete,

the education you know. If they ever are in trouble then

bildiğiniz eğitime erişiminizin olması iyidir. Başları belaya girerse,

they have a way to call for help etcetera, right?

yardım çağırmanın bir yolu vardır, değil mi?

So you might have to say

Yani

"Do you know what? I think I'm on the fence."

"Biliyor musun? Sanırım kararsızım" demeniz gerekebilir. Bir şey hakkında kararsız

Can you think of a time when you were

kaldığın bir zamanı düşünebiliyor musun

on the fence about something?

? Aşağıdaki yorumlara bununla ilgili

I want you to see if you can write a sentence

bir cümle yazıp yazamayacağınızı görmenizi istiyorum

about it in the comments below.

. Bir şeye katılıp katılmadığınız konusunda

Think about a time when you really weren't sure if you

gerçekten emin olmadığınız bir zamanı düşünün

agreed or disagreed with something. Let me know.

. Bana bildirin.

So that was a useful expression when you are in control

Bu, sonucun kontrolü sizde olduğunda yararlı bir ifadeydi

of the outcome. You get to make the decision right

. Kararı doğru verirsin

but if you're not in control of the outcome

ama sonucu kontrol edemiyorsan

and you're trying to predict something,

ve bir şeyi,

what the result will be, then you can say

sonucun ne olacağını tahmin etmeye çalışıyorsan, o zaman

"It could go either way."

"Her iki şekilde de olabilir" diyebilirsin.

Imagine that you're watching a football match

Bir futbol maçı izlediğinizi

and the scores are even, there's only one minute left

ve skorların eşit olduğunu hayal edin, sadece bir dakika kaldı

and the result really could go either way you know,

ve sonuç gerçekten her iki yönde de olabilir, bilirsiniz,

there are two possible outcomes.

iki olası sonuç vardır.

Team A wins or team B wins unless you play soccer

Futbol oynamadığınız sürece A takımı kazanır veya B takımı kazanır

which I think you can have a draw as well so

ki bence berabere de kalabilirsiniz yani

this is Australian football, right?

bu Avustralya futbolu, değil mi?

You can't have a draw okay. Team A wins or team B wins

Beraberlik olamaz tamam mı? A takımı mı yoksa B takımı mı kazanır

and it's actually not clear which result is more likely.

ve aslında hangi sonucun daha muhtemel olduğu net değildir.

So you can use this expression in a sporting context

Dolayısıyla, bu ifadeyi bunun gibi bir spor bağlamında kullanabilirsiniz,

like that but also in other contexts too especially

ancak diğer bağlamlarda da, özellikle

where there's some level of competition

belirli bir düzeyde rekabetin olduğu

and you're not sure what the result will be.

ve sonucun ne olacağından emin olmadığınız durumlarda kullanabilirsiniz.

I think it would be two kids arguing about a toy

Sanırım bir oyuncak hakkında tartışan iki çocuk

or two applicants for the same position,

ya da aynı pozisyon için başvuran,

applying for the same job at work.

işyerinde aynı işe başvuran iki kişi olurdu.

So if you have something like a plan or a decision

Yani bir plan ya da karar gibi bir şey varsa

and it's up in the air, it means that it hasn't been decided

ve havada kalıyorsa, henüz karara bağlanmamış

yet or it hasn't been settled yet

ya da karara bağlanmamış demektir

but the thing is this expression is a little negative.

ama olay şu ki bu ifade biraz olumsuz.

I'm wondering if you can guess why.

Nedenini tahmin edip edemeyeceğinizi merak ediyorum.

It doesn't actually suggest any action, you know,

Aslında herhangi bir eylem önermiyor, biliyorsunuz,

the result is out of your control,

sonuç sizin kontrolünüz dışında,

you're just waiting to hear

sadece

what the result will be.

sonucun ne olacağını duymayı bekliyorsunuz.

So usually if something is up in the air, it makes you

Yani genellikle havada bir şey varsa, bu sizi

feel a little uncomfortable or a little uneasy like

biraz rahatsız mı ediyor yoksa ne olacak gibi biraz tedirgin mi

what's gonna happen?

?

My company's announced that they're making

Şirketim

redundancies at the end of the month

ay sonunda işten çıkarılacağını duyurdu

but we don't know how many,

ama kaç tane olduğunu bilmiyoruz,

we don't know from which department

hangi departmandan bilmiyoruz

and it's so hard to stay focused with everything

ve her şey havada kalırken odaklanmak çok zor

so up in the air. I don't know if I'll have a job next month.

. Gelecek ay bir işim olur mu bilmiyorum.

Without funding to move forward, the project's

İlerlemek için finansman olmadan, proje

really up in the air.

gerçekten havada kalıyor.

The jury's out or it's still out.

Jüri çıktı ya da hala çıktı.

This expression means that something is being

Bu ifade, bir şeyin

considered but no decision has been reached yet okay?

değerlendirildiği ancak henüz bir karara varılmadığı anlamına gelir, tamam mı?

Now in case, this word is a little new for you.

Her ihtimale karşı, bu kelime sizin için biraz yeni.

A jury is the group of people who decide the verdict

Jüri, bir mahkemede karara varan bir grup insandır

in a court.

.

So the judge is the main guy but this group of people,

Yani hakim asıl kişi ama bu grup insan

that's the jury. They're the ones who decide if someone

jüri. Birinin

is innocent or guilty and if you've watched

masum ya da suçlu olduğuna karar veren onlar ve

any Law & Order shows on Netflix,

Netflix'te herhangi bir Law & Order programı izlediyseniz,

you'll know that after the jury have all the evidence,

jüri tüm kanıtları aldıktan sonra,

they leave the courtroom to discuss and to make

tartışmak ve kararlarını vermek için mahkeme salonunu terk ettiklerini bileceksiniz.

their decision.

karar.

Sometimes it can take days or even weeks.

Bazen günler hatta haftalar sürebilir.

But while the jury is out, out of the room,

Ama jüri odanın dışındayken

there's no decision right?

karar verilmiyor değil mi?

We don't have any idea what the outcome will be

Sonucun ne olacağı hakkında hiçbir fikrimiz yok, bu

so that's where this expression comes from.

yüzden bu ifade buradan geliyor.

Will Australia open its international borders

Avustralya 2020'de uluslararası sınırlarını tekrar açacak mı

again in 2020?

?

Well, the jury's still out on that one!

Jüri hala bu konuda dışarıda!

And you can express that same idea a little more

Ve aynı fikri biraz daha

formally by saying that the result remains to be seen

resmi olarak, sonucun

so we don't know what the result will be yet.

henüz ne olacağını bilmediğimiz için sonucun görülmesi gerektiğini söyleyerek ifade edebilirsiniz.

The government's pledge to fund three new schools

Hükümetin üç yeni okulu finanse etme taahhüdü,

but the location of each school remains to be seen.

ancak her okulun yeri henüz belli değil.

Okay so there are just a few more to go my friends.

Tamam, o halde gidecek birkaç tane daha var dostlarım.

We're talking about doubt and uncertainty

Şüphe ve belirsizlikten

and how to express that in English so naturally

ve

when you feel uncertain and you're doubting yourself

kendinizi kararsız hissettiğinizde ve kendinizden

and the decisions that you've made in the past,

ve geçmişte verdiğiniz kararlardan şüphe duyduğunuzda bunu İngilizcede nasıl bu kadar doğal bir şekilde ifade edeceğinizden bahsediyoruz,

maybe you change those decisions you know,

belki bildiğiniz bu kararları değiştirirsiniz

and if you're changing your mind constantly

ve eğer Sürekli

going from one to the other, then we say that you

birinden diğerine giderek zihninizi değiştiriyorsunuz, sonra kesiyorsunuz diyoruz ve bundan buna şuna

chop and change

değiştiriyorsunuz

from this to this to this to this.

.

But unlike toing and froing where

Ancak,

you're switching between different opinions or

farklı görüşler veya farklı fikirler arasında geçiş yaptığınız ileri geri hareketin aksine,

different ideas

well this expression is more about actions and decisions

bu ifade daha çok eylemler ve kararlarla ilgilidir,

so when you keep changing the plan.

bu nedenle planı değiştirmeye devam ettiğinizde.

And chopping and changing is definitely a negative

Ve doğramak ve değiştirmek kesinlikle olumsuz bir

thing you, know it often creates confusion.

şeydir, bunun genellikle kafa karışıklığı yarattığını bilirsiniz.

Are we doing this? Are we doing that?

Bunu yapıyor muyuz? Bunu mu yapıyoruz?

Are we going there? Are we going there?

Oraya mı gidiyoruz? Oraya mı gidiyoruz?

So usually when you're using this expression,

Yani genellikle bu ifadeyi kullandığınızda

you're expressing frustration, right?

hayal kırıklığını ifade ediyorsunuz, değil mi?

Are we printing the designs on yellow t-shirts?

Tasarımları sarı tişörtlere mi basıyoruz?

Who knows? Jess has been chopping and changing

Kim bilir? Jess haftalardır fikirlerimizi değiştiriyor ve değiştiriyor

our ideas for weeks.

. Keşke bir

I wish she'd just make up her mind

karar verse de

so that we can get them printed.

onları yazdırabilsek.

What if you have made a decision to do something?

Ya bir şey yapmaya karar verdiyseniz?

To buy a house, to quit your job, to start a family, well,

Bir ev satın almak, işini bırakmak, bir aile kurmak, yani,

that's great but then you start to panic.

bu harika ama sonra paniğe kapılıyorsun.

Is that really what I want? Maybe I rushed into this

Gerçekten istediğim bu mu? Belki de bu kararı aceleye getirdim

decision. Maybe I need more time.

. Belki daha fazla zamana ihtiyacım var.

So that's when you get cold feet.

İşte o zaman korkacaksın.

I'm not really sure where this expression comes from

Bu ifadenin tam olarak nereden geldiğinden emin değilim

exactly but I love it. I've always imagined that

ama onu seviyorum. Sahilde

you've had this amazing wonderful idea to go for a swim

yüzmeye gitmek gibi harika bir fikrin olduğunu hep hayal etmişimdir

at the beach. The ocean looks beautiful

. Okyanus çok güzel görünüyor, bu

so you run down, ready to get in

yüzden aşağı iniyorsunuz, içeri girmeye hazırsınız

and as soon as your feet hit the water,

ve ayaklarınız suya değdiği anda,

you realise it's actually freezing cold.

aslında dondurucu soğuk olduğunu fark ediyorsunuz.

You start thinking oh should I keep going further?

Daha ileri gitmeli miyim diye düşünmeye başlıyorsunuz.

Is this a good idea? Am I gonna regret it?

Bu iyi bir fikir mi? Pişman olacak mıyım?

That's what I imagine when I use this expression.

Bu ifadeyi kullandığımda bunu hayal ediyorum.

So when you get cold feet about something,

Yani bir şey hakkında kararsız kaldığınızda,

usually you begin to hesitate about it, you know

genellikle o konuda tereddüt etmeye başlarsınız, artık

you're no longer sure whether you

really want to do it or not.

onu gerçekten isteyip istemediğinizden emin olmadığınızı bilirsiniz.

You start to think oh is this the right thing to do?

Bu yapılacak doğru şey mi diye düşünmeye başlıyorsunuz.

And usually it relates to a big decision,

Ve genellikle büyük bir kararla ilgilidir,

something that makes you nervous.

sizi endişelendiren bir şey.

I wanted to bid at the auction but at the last minute,

Müzayedede teklif vermek istedim ama son anda

I got cold feet.

korktum.

Can you think of a time when you got cold feet

Korktuğun

and you actually hesitated or maybe you didn't

ve gerçekten tereddüt ettiğin ya da

do something because you thought it was a bad idea?

kötü bir fikir olduğunu düşündüğün için bir şey yapmadığın bir zamanı düşünebilir misin?

Let me know it down in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

To have second thoughts.

İkinci düşüncelere sahip olmak.

Now this is another idiom that has a very similar

Şimdi bu, 'korkuya kapılmak' ile çok benzer bir anlama sahip başka bir deyimdir.

meaning to 'to get cold feet'

You can also say

Ayrıca,

"I wanted to bid at the auction

"Müzayedede teklif vermek istedim

but I had second thoughts."

ama tereddüt ettim" de diyebilirsiniz.

So it's used when you want to change your opinion

Yani

about something you know and you start to doubt your

bildiğiniz bir şey hakkında fikrinizi değiştirmek istediğinizde ve

your opinion or your ideas.

fikrinizden veya fikirlerinizden şüphe etmeye başladığınızda kullanılır.

Now it's not quite as strong as getting cold feet.

Şimdi korkacak kadar güçlü değil.

It doesn't have to be about a really serious decision.

Bunun gerçekten ciddi bir kararla ilgili olması gerekmiyor.

It's just when you change your mind so it might be

Tam fikrini değiştirdiğinde

I thought the sailing club would be a great venue

yelken kulübünün düğünümüz için harika bir mekan olacağını düşünmüş olabilirim

for our wedding but I've been down to check it now and

ama şimdi kontrol etmeye geldim ve

I'm having second thoughts.

ikinci kez düşünüyorum.

I'll have the pumpkin pizza please.

Balkabağı pizzasını alayım lütfen.

On second thoughts, I might try the fish.

İkinci kez düşündüğümde, balığı deneyebilirim.

So there you have it. That was thirteen English idioms

İşte buradasın. Bu,

that you can use when you feel uncertain

or unsure about something.

bir şey hakkında emin olmadığınız veya kararsız hissettiğiniz zaman kullanabileceğiniz on üç İngilizce deyimdi.

I hope that you enjoyed it. If you did, make sure you

Umarım hoşunuza gitmiştir. Yaptıysanız, beğendiğinizden emin olun

give it a like, share it with your friends if you want to.

, isterseniz arkadaşlarınızla paylaşın.

This always helps YouTube to know that you like

Bu, YouTube'un bunun gibi dersleri sevdiğinizi bilmesine her zaman yardımcı olur

lessons like this, keep sending them to me.

, bana göndermeye devam edin.

So most of the idioms that I shared with you today

Bu yüzden, bugün sizinle paylaştığım deyimlerin çoğu,

will help you to sound more professional at work,

especially when you're not sure what to do but you

özellikle ne yapacağınızdan emin olmadığınızda ama

want to seem like you're in control of a situation.

bir durumun kontrolü sizdeymiş gibi görünmek istediğinizde, iş yerinde daha profesyonel görünmenize yardımcı olacak.

And definitely all of them are very common

Ve kesinlikle hepsi,

everyday expressions that you can start using right now.

hemen şimdi kullanmaya başlayabileceğiniz çok yaygın günlük ifadelerdir.

So keep learning with me here in this lesson or

O yüzden bu derste benimle birlikte öğrenmeye devam edin veya

practise your speaking skills and pronunciation with me

konuşma becerilerinizi ve telaffuzunuzu benimle

in this lesson right here.

bu derste pratik yapın.

I will see you in there!

Seni orada göreceğim!