6 NEW English IDIOMS 💼 Business English Vocabulary

Hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Hey, ben mmmEnglish'den Emma!

In this lesson, we're going to get down to business,

Bu derste,

knowing some of the idioms used in a professional

profesyonel bağlamda kullanılan bazı deyimlerin

context is going to help you to sound more

relaxed and natural in the workplace.

işyerinde daha rahat ve doğal görünmenize yardımcı olacağını bilerek işe başlayacağız.

And of course, help you to understand what the heck

Ve elbette, diğer herkesin neden bahsettiğini anlamanıza yardımcı olur

everyone else is talking about!

! Bu

So today, I've got five useful idioms for you

yüzden bugün,

that are commonly used in a professional context

profesyonel bağlamda

- a business context.

- iş bağlamında - yaygın olarak kullanılan beş yararlı deyimim var.

And that means they're perfect and fantastic to use

Ve bu, bir röportajda kullanmak için de mükemmel ve harika oldukları anlamına gelir

in an interview as well, so stay tuned!

, bu yüzden bizi izlemeye devam edin!

Now I always tell my students one of the best ways

Şimdi öğrencilerime her zaman

to learn and remember English idioms

İngilizce deyimleri öğrenmenin ve hatırlamanın en iyi yollarından birinin,

is to link them to a memory or an experience in your life.

onları hayatınızdaki bir anı veya deneyimle ilişkilendirmek olduğunu söylüyorum.

That way, when you think about the idiom

Bu şekilde, deyim hakkında düşündüğünüzde

or you hear it somewhere

veya bir yerde duyduğunuzda,

you connect it with the personal moment in your life

onu hayatınızdaki ve deneyimlediğiniz kişisel anla ilişkilendirirsiniz

and experience.

.

And when you think about the experience, it helps you to

Ve deneyim hakkında düşündüğünüzde,

think about the idiom as well.

deyim hakkında da düşünmenize yardımcı olur.

Now you don't have to learn and remember

Artık İngilizce'deki her deyimi öğrenmek ve hatırlamak zorunda değilsiniz

every idiom in English, but you should learn

, ancak

some common ones that you can actually use

gerçekten

to talk about your life.

hayatınız hakkında konuşmak için kullanabileceğiniz bazı yaygın olanları öğrenmelisiniz.

I'm going to tell you a story.

Sana bir hikaye anlatacağım.

My first job out of university

Üniversiteden sonraki ilk işim

was with a huge corporate company.

büyük bir kurumsal şirketteydi.

I was an intern.

Ben stajyerdim.

I thought it was going to be photocopying and stapling

Fotokopi çekeceğimi, zımbalayacağımı

and getting cups of tea for my boss.

ve patronuma çay getireceğimi sanmıştım.

But at the time that I started, my department was really

Ama işe başladığımda departmanım gerçekten

understaffed.

yetersizdi. İş yükünü

They just didn't have enough people to manage

yönetmek için yeterli sayıda insan yoktu

the workload.

.

So I really got thrown in the deep end.

Bu yüzden gerçekten derinlere atıldım.

Within weeks of starting, I was writing reports and I was

Başladıktan birkaç hafta sonra, raporlar yazıyordum ve

making presentations to the management team

yönetim ekibine

which was kind of cool but a bit scary.

biraz havalı ama biraz korkutucu sunumlar yapıyordum.

So in this idiom, the 'deep end' is referring to

Yani bu deyimde 'derin uç',

the deepest part of a swimming pool

bir yüzme havuzunun

where often your feet can't touch the ground.

ayaklarınızın genellikle yere değmediği en derin kısmına atıfta bulunur.

So if someone throws you or pushes you into the pool,

Yani biri sizi havuza atarsa ​​veya iterse,

that's a bit of a shock, isn't it?

bu biraz şok edici, değil mi?

You can't feel the ground.

Zemini hissedemezsin.

So you're thrown in the deep end when you're

Yani herhangi bir hazırlık yapmadan

put into a new or a difficult situation

yeni veya zor bir duruma girdiğinizde derin bir uçuruma atılırsınız

without any preparation.

.

And this often happens in the workplace, doesn't it?

Ve bu genellikle işyerinde olur, değil mi?

Sarah's been so stressed lately. She started a new job

Sarah son zamanlarda çok stresli. Geçen ay yeni bir işe başladı

last month, but they've really thrown her in the deep end.

, ama onu gerçekten derinlere attılar.

I'm not afraid of being thrown in the deep end.

Derin sona atılmaktan korkmuyorum.

I think it's the best way to learn!

Bence öğrenmenin en iyi yolu bu!

Now I don't want to throw you in the deep end

Şimdi, seni ilk gününde derinlere atmak istemem

on your first day, but

ama hafta sonuna kadar

do you think you could make a presentation to the CEO

CEO'ya bir sunum yapabileceğini düşünüyor musun

by the end of the week?

?

A similar idiom is to be 'out of one's depth'

Benzer bir deyim 'kendi derinliğinden çıkmak'tır

and it has a similar meaning because it's an

ve rahatsız bir yer olduğu için benzer bir anlamı vardır

uncomfortable place.

.

Again,

Yine

thinking about the deep end of your swimming pool,

havuzunuzun dibini düşününce

your feet can't touch the ground and you have to swim

ayaklarınız yere basamıyor ve

to keep yourself alive, right?

hayatta kalabilmek için yüzmeniz gerekiyor değil mi?

My brother loves the company that he works for

Ağabeyim çalıştığı şirketi seviyor

but he feels a little out of his depth in the finance team.

ama finans ekibindeki derinliğini biraz aşıyor.

Now when you start a new job, maybe a new role or a

Şimdi yeni bir işe, belki şirketinizde yeni bir role veya

position in your company

pozisyona başladığınızda

or you start working for a new company,

veya yeni bir şirkette çalışmaya başladığınızda, işin

it usually takes some time to learn the ropes.

püf noktalarını öğrenmek genellikle biraz zaman alır.

So this means to learn the basic tasks

Yani bu,

that allow you to do your job well and efficiently.

işinizi iyi ve verimli bir şekilde yapmanızı sağlayan temel görevleri öğrenmek anlamına gelir.

You know, like how to use the photocopier,

Bilirsiniz, fotokopi makinesinin nasıl kullanılacağı,

how to use the company's email system,

şirketin e-posta sisteminin nasıl kullanılacağı,

who to call if your computer won't start,

bilgisayarınız çalışmazsa kimi arayacağınız,

who you report to

kime rapor vereceğiniz

and which meetings you need to attend

ve hangi toplantılara katılmanız gerektiği gibi

- all of the simple things

tüm basit şeyler

take a week or two to get used to

bir hafta veya

when you start a new job.

Yeni bir işe başladığınızda alışmak için iki.

How's the new job?

Yeni işin nasıl?

It's going well! I'm still learning the ropes,

İyi gidiyor! Hâlâ ipleri öğreniyorum

but my colleagues are really great.

ama meslektaşlarım gerçekten harika.

You'll also hear people say

Ayrıca insanların

"I'll show you the ropes"

"Sana ipleri göstereceğim" dediğini duyacaksınız,

which means that they'll show you how things

bu da size işlerin nasıl

are done, the standard, normal way that things are done.

yapıldığını, işlerin standart, normal şekilde yapıldığını gösterecekleri anlamına gelir.

So note that if a person has been working at their job

Bu nedenle, bir kişi işinde

for over a month, this idiom isn't really relevant anymore

bir aydan uzun süredir çalışıyorsa, bu deyimin artık gerçekten geçerli olmadığını unutmayın

because they've already learnt the basic tasks

çünkü

they need to do their job.

işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları temel görevleri zaten öğrenmişlerdir.

Now, once you've had your job for a while,

Şimdi, bir süre işinize sahip olduğunuza göre,

it might be time to focus on

climbing the corporate ladder.

kurumsal merdiveni tırmanmaya odaklanmanın zamanı gelebilir.

So this idiom talks about the progression of roles

Yani bu deyim,

through a career,

starting with an entry-level job, an internship

giriş seviyesi bir iş, staj

or a position straight out of university.

veya üniversiteden hemen sonra bir pozisyonla başlayan bir kariyer boyunca rollerin ilerleyişinden bahseder.

But over the years, you get promotions,

Ancak yıllar içinde terfi alırsınız,

you switch companies,

şirket değiştirirsiniz,

you become known in your industry,

sektörünüzde tanınır hale gelirsiniz,

you work your way up to better and better opportunities.

daha iyi fırsatlara ulaşmak için çalışırsınız.

You get paid more, you have more responsibilities,

Daha fazla maaş alıyorsun, daha fazla sorumluluğun var,

you'll be a manager and then one day

bir yönetici olacaksın ve bir gün

maybe even the CEO!

belki CEO bile olacaksın!

So this progression is called

Dolayısıyla bu ilerlemeye

'climbing the corporate ladder'

'kurumsal merdiveni tırmanmak' denir

Tim climbed the corporate ladder quickly.

Tim kurumsal merdiveni hızla tırmandı. 26 yaşına geldiğinde

He became a partner at the company

şirkete ortak oldu.

by the time he was 26.

But James has never been

Ancak James hiçbir zaman

interested in climbing the corporate ladder.

kurumsal merdiveni tırmanmakla ilgilenmedi. Hem

I feel inspired by women who climb the corporate ladder

şirket basamaklarını tırmanan hem de aile kuran kadınlardan ilham alıyorum

and raise a family at the same time.

.

Amazing!

İnanılmaz!

People who think outside the box are usually

Alışılmışın dışında düşünen insanlar genellikle

pretty valuable employees

oldukça değerli çalışanlardır

because they think creatively and they solve problems

çünkü yaratıcı düşünürler ve sorunları

in non-standard ways.

standart dışı yollarla çözerler. Bu

So they think outside or beyond the normal

nedenle,

or standard way of thinking which often leads

to really interesting, creative solutions to problems.

sorunlara gerçekten ilginç, yaratıcı çözümler getiren normal veya standart düşünme biçiminin dışında veya ötesinde düşünürler.

We need to think outside the box

Kutunun dışında düşünmeli

and find a different solution.

ve farklı bir çözüm bulmalıyız.

Steve's probably the most creative guy on the team

Steve muhtemelen takımdaki en yaratıcı adamdır

- he's always thinking outside the box.

- her zaman kutunun dışında düşünür.

Now in Australia, you'll often hear this expression as

Şimdi Avustralya'da, bu ifadeyi sık sık

'thinking outside the square'

'karenin dışında düşünmek' olarak duyacaksınız.

It's the same thing.

Bu aynı şey.

Are you the type of person

who thinks outside the square?

Meydanın dışında düşünen bir insan mısınız?

Last one, a 'steep learning curve'.

Sonuncusu, 'dik bir öğrenme eğrisi'.

Now this is a brilliant idiom to use

Şimdi bu bir iş görüşmesi sırasında kullanmak için harika bir deyim

during a job interview

- so was the last one actually -

- aslında sonuncusu da öyleydi -

but this one is a brilliant idiom to use

ama bu

during an interview or a speaking exam.

bir görüşme veya konuşma sınavı sırasında kullanmak için harika bir deyim.

So use it when you're reflecting or thinking about some

Bu nedenle, geçmişte üstesinden geldiğiniz bazı zorlukları düşünürken veya düşünürken bunu kullanın

of the challenges that you've overcome in the past.

.

So it could be relating to work or even life experiences.

Yani iş ve hatta yaşam deneyimleriyle ilgili olabilir.

So it's used when someone has to learn something

Bu nedenle, birisinin bir şeyi gerçekten hızlı bir şekilde öğrenmesi gerektiğinde kullanılır

really quickly, usually just by giving it a shot,

, genellikle sadece bir şans vererek, elinden gelenin

by doing their best and then

en iyisini yaparak ve ardından

learning from their mistakes.

hatalarından ders alarak.

So using this idiom to describe an experience

Dolayısıyla, sahip olduğunuz bir deneyimi anlatmak için bu deyimi kullanmak,

that you've had helps to show that you're not afraid

of hard work or challenges and that you're willing

çok çalışmaktan veya zorluklardan korkmadığınızı ve

to build new skills and overcome problems.

yeni beceriler geliştirmeye ve sorunların üstesinden gelmeye istekli olduğunuzu göstermeye yardımcı olur.

So it's a really handy one to have!

Bu yüzden sahip olmak gerçekten kullanışlı bir şey!

For many international students,

Birçok uluslararası öğrenci için,

studying in an English-speaking country can be a

İngilizce konuşulan bir ülkede okumak

steep learning curve.

dik bir öğrenme eğrisi olabilir.

Going from employee to business owner

Çalışandan işletme sahibine geçmek

was a really steep learning curve for me!

benim için gerçekten dik bir öğrenme eğrisiydi!

It's still steep actually, I'm only about here!

Aslında hala dik, ben sadece buradayım! İşte bu

So that's it! Six new business idioms for you.

kadar! Sizin için altı yeni iş deyimi.

I'm sure that you can think of some others as well

Eminim

that relate to jobs and business.

iş ve iş ile ilgili başkalarını da düşünebilirsiniz.

So if you can, pop them in the comments below

Yapabiliyorsanız, onları aşağıdaki yorumlara yazın

and share them with everyone.

ve herkesle paylaşın.

And of course, I always, always love to see you

Ve tabii ki,

actually using the English that I teach you.

sana öğrettiğim İngilizceyi fiilen kullandığını görmek her zaman hoşuma gitti.

So take a moment right now

O yüzden hemen bugün öğrendiğiniz

to write a sentence using one of the idioms

deyimlerden birini kullanarak bir cümle yazmak için bir dakikanızı ayırın

that you've learned today and add it to the comments.

ve onu yorumlara ekleyin.

I'll check it for you but you'll also get to see

Sizin için kontrol edeceğim ama aynı zamanda tüm akranlarınızdan

how the idioms are being used in lots of different

birçok farklı örnekte deyimlerin nasıl kullanıldığını da göreceksiniz

examples from all of your peers.

.

Once you do that, then come over here,

Bunu yaptıktan sonra buraya gel,

keep practising with me. Try out this lesson here

benimle pratik yapmaya devam et. Buradaki dersi,

or maybe even that one.

hatta onu deneyin. Henüz abone

Make sure you subscribe if you haven't

olmadıysanız abone olmayı unutmayın

already subscribed, you'll get a new lesson

, her hafta yeni bir ders alacaksınız

every single week.

.

Bye for now!

Şimdilik hoşça kal!