Interview: How To Achieve Your Dreams With English | Advanced Conversation

hey Rene what's up? hey Stefanie I'm good how are you doing? great thanks

hey Rene naber? hey Stefanie ben iyiyim sen nasılsın? harika teşekkürler

awesome well I'm really excited to be doing this interview with you because I

harika sizinle bu röportajı yapacağım için gerçekten çok heyecanlıyım çünkü geçen yıl

know that your journey of improving your English over the last year has been

İngilizcenizi geliştirme yolculuğunuzun

incredible you've really improved I've gotten to witness a lot of those

inanılmaz olduğunu biliyorum gerçekten kendinizi geliştirdiniz Bu gelişmelerin çoğuna bizzat şahit oldum

improvements myself because we've been working together for I don't know how

çünkü birlikte çalışıyoruz

many months has it been like nine months or something like that yeah I guess it

kaç aydır bilmiyorum dokuz ay gibi bir şey oldu evet sanırım

should be like nine months or something it's like a big journey but you know I

dokuz ay falan olmalı büyük bir yolculuk gibi ama biliyorsun

have been improving my English in a really awesome way I'm absolutely another person

kendimi geliştiriyorum Gerçekten harika bir şekilde İngilizce, ben kesinlikle başka bir insanım,

you're another person that's how you describe it that's awesome so why don't we start there

sen başka bir kişisin, onu böyle tarif ediyorsun, bu harika, neden oradan başlamıyoruz

because in this interview basically what I want to do is I just want to talk to

çünkü bu röportajda temel olarak yapmak istediğim şey, sadece seninle konuşmak istiyorum. Neyin işe yarayıp neyin işe yaramadığı gibi

you about your journey of improving your English like what worked what didn't

İngilizcenizi geliştirme yolculuğunuz

work and then how your English has helped you advance in your career and

ve ardından İngilizcenizin kariyerinizde ilerlemenize nasıl yardımcı olduğu ve

then of course you know you just went on a trip to the U.S. to a really important

tabii ki az önce ABD'ye çok önemli bir

conference so I'd love to talk about that later on in the video so first just

konferansa gittiğinizi biliyorsunuz, bu yüzden ben' Videonun ilerleyen kısımlarında bunun hakkında konuşmayı çok isterim, bu yüzden önce

to start us off tell us a little bit about how you learned English and how

bizi başlatmak için bize biraz İngilizceyi nasıl öğrendiğinizden ve geçen yıl nasıl

you started improving even more over this last year okay so basically you

daha da gelişmeye başladığınızdan bahsedin, tamam, yani temelde şimdiye kadar

know as every people I have been learning English or I mean trying to

tanıştığım her insan gibi siz de biliyorsunuz. İngilizce öğrenmek ya da

learn English since I was at a school then in the high school and also in the

İngilizce öğrenmeye çalışmaktan bahsediyorum çünkü o zamanlar lisede ve aynı zamanda

university and also I took a course in another Institute here in Ecuador but it

üniversitede bir okuldaydım ve ayrıca burada Ekvador'da başka bir Enstitüde ders aldım ama bu

was kind of weird because I was studying I used to be the like the best student

biraz tuhaftı çünkü okuyordum. en iyi öğrenci gibi

or something like that but I was unable to establish a conversation with

ya da onun gibi bir şey ama biriyle gerçekten İngilizce bir konuşma kuramadım, biliyorsun

somebody really in English you know then I guess it was all related with my lack of

o zaman sanırım hepsi benim özgüven eksikliğimle ilgiliydi

confidence because my English was not really bad but it's different when you

çünkü İngilizcem gerçekten kötü değildi ama sen farklıyken

are just solving a test or something or conjugating verbs and just writing

sadece bir testi falan çözmek veya fiil çekimi yapmak ve sadece bir

something it's not the same as real interaction you know absolutely not

şey yazmak gerçek etkileşimle aynı şey değildir kesinlikle bilemezsiniz

because I mean when you're in a test you have like a hole context about where the

çünkü demek istediğim bir testte olduğunuzda testin nerede olduğuyla ilgili bir boşluk gibi bir bağlamınız olur yani kesin bilginiz

test is I mean you have certain topics that you're gonna try in that test but

vardır o testte deneyeceğiniz konular ama

when you are just talking I mean the other person is just trying to establish

siz sadece konuşurken yani diğer kişi sadece bir iletişim kurmaya çalışıyor ve

a communication trying to communicate their ideas and you have no

fikirlerini iletmeye çalışıyor ve bir

idea what is the next sentence or something so you need to learn how to

sonraki cümlenin ne olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok bu yüzden öğrenmeniz gerekiyor nasıl

listen and how to you know answer questions and establish a good

dinleyeceğinizi ve soruları nasıl cevaplayacağınızı ve iyi bir

communication yeah so would you say that a year ago maybe you weren't capable of

iletişim kuracağınızı nasıl bileceğinizi evet yani bundan bir yıl önce belki şu an yaptığımız

having a conversation like we are having right now?

gibi bir sohbeti yapamıyordunuz diyebilir miydiniz ?

absolutely absolutely I remember that when I started to work in the company

Kesinlikle kesinlikle hatırlıyorum,

that I am currently working it was kind of weird for me because I had a really

şu anda çalıştığım şirkette çalışmaya başladığımda bu benim için biraz tuhaftı çünkü gerçekten

lack of confidence and when I had to talk with somebody else in the United

özgüven eksikliğim vardı ve Amerika Birleşik Devletleri'nde başka biriyle konuşmak zorunda kaldığımda sanki bir

States it was like a big mess for me I used to be really scared you know

şey gibiydi. benim için büyük bir karmaşa eskiden gerçekten korkardım

because I was like oh my gosh I would do something wrong here so we actually

çünkü aman tanrım burada yanlış bir şey yapardım bu yüzden aslında

before we continue I totally forgot to ask you this but why don't you tell

devam etmeden önce size bunu sormayı tamamen unuttum ama neden

everyone a little bit about what you do because you mentioned you live in

herkese biraz anlatmıyorsunuz? ne yapıyorsun çünkü Ekvador'da yaşadığından bahsettin,

Ecuador so you're a native Spanish speaker but what is it that you do okay

bu yüzden anadilin İspanyolca olan birisin ama yaptığın şey nedir tamam yani

so as you know I am living here in Ecuator that's a country in South America

biliyorsun ben burada Ekvator'da yaşıyorum, Güney Amerika'da bir ülke, bu

so I am native a Spanish speaker and I am currently working for a big company

yüzden ben İspanyolca konuşan bir yerliyim ve Şu anda Amerika'da büyük bir şirket için çalışıyorum

in States actually our client is from the States but the company is from

aslında müşterimiz Amerika'dan ama şirketin

London it's headquarters is in London, that's cool, haha, it's in London but the technical lead is in California and the guy that is in charge

merkezi Londra'da, bu harika, haha, Londra'da ama teknik lider Kaliforniya'da ve adam da orada

of the businesses is located also in Silicon Valley and you're a software

işletmelerin sorumluluğu da Silikon Vadisi'nde bulunuyor ve siz bir yazılım

developer yeah I am a software developer we are many several developers here in in

geliştiricisisiniz evet, ben bir yazılım geliştiricisiyim, burada Ekvador'da pek çok geliştiriciyiz

Ecuador actually we have offices here in Quito is the capital of Ecuador and also

aslında burada Ekvador'un başkenti Quito'da ve ayrıca

in another city that is Loja we are working here from four clients you know

başka bir şehirde ofislerimiz var. Loja, burada Birleşik Devletler Londra'da tanıdığınız dört müşteriden çalışıyoruz,

in the States London so when you speak with clients

bu nedenle müşterilerle konuşurken Amerika

are you speaking with people in the United States or in London? the most of

Birleşik Devletleri'ndeki veya Londra'daki insanlarla mı konuşuyorsunuz? çoğu

the time just in the United States but some co-workers are working with some

zaman sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde ama bazı iş arkadaşlarınız

people in London so basically a year ago you didn't feel confident speaking with

Londra'da bazı insanlarla çalışıyor, bu yüzden temelde bir yıl önce ABD'deki müşterilerle konuşurken kendinizi güvende hissetmiyordunuz

the clients in the USA but today how do you feel when you speak with them? today

ama bugün onlarla konuşurken nasıl hissediyorsunuz? onlara? bugün aynı ülkeden başka insanlarla

is like just starting a conversation with another people from the same

sohbete başlamak gibi,

country you know it's a really big change because when I used to be in

bunun gerçekten büyük bir değişiklik olduğunu biliyorsunuz çünkü

those meetings I used to often ask for the help of somebody else just to listen

o toplantılarda olduğum zamanlar sadece dinlemek ve anlamaya çalışmak için sık sık başka birinin yardımını isterdim. Eskiden

and try to understand you know I used to record

the whole conversation so that repeat I remember that yes you know you don't

tüm konuşmayı kaydederdim, böylece tekrar et, evet,

record the conversations to listen? and.. No, now I am just taking a notebook and

konuşmaları dinlemek için kaydetmediğini biliyorsun, değil mi? ve.. Hayır, şimdi sadece bir defter alıp

writing some notes and that's it I guess and the most of the time I am just

bazı notlar yazıyorum ve bu kadar sanırım ve çoğu zaman sadece

establishing a communication and.. I have to say Rene that's phenomenal because when

bir iletişim kuruyorum ve.. Rene söylemeliyim ki bu olağanüstü çünkü

I remember when we first started working together which I think was like in

ilk tanıştığımız zamanı hatırladığımda birlikte çalışmaya başladım ki bence

January of this year 2017 that was like your biggest concern you were just like

bu yılın Ocak 2017'sinde en büyük endişen buydu tıpkı Stefanie gibiydin

Stefanie I have these meetings with native English speakers and I don't

Anadili İngilizce olan kişilerle bu toplantıları yapıyorum ve

understand what's going on and so you know we were talking about that and so

neler olduğunu anlamıyorum ve bu yüzden konuştuğumuzu biliyorsun o ve

now here we are in the end of September and you're like yeah you know I attend

şimdi buradayız Eylül ayının sonundayız ve siz diyorsunuz ki evet biliyorsunuz

the meetings I understand all I don't have to record them anymore you just

toplantılara katılıyorum hepsini anlıyorum artık onları kaydetmek zorunda değilim sadece

take notes and then you're actually able to input like before you were just

notlar alıyorsunuz ve sonra gerçekten girebiliyorsunuz gibi daha önce sadece

listening and trying to understand now you listen understand and you're

dinliyor ve anlamaya çalışıyordunuz, şimdi dinliyorsunuz, anlıyorsunuz ve

probably able to give feedback and to speak in these meetings is that right?

muhtemelen bu toplantılarda geri bildirimde bulunabiliyor ve konuşabiliyorsunuz, değil mi?

yeah actually like that you know it's like a big change because when I used to

evet aslında bunun büyük bir değişiklik olduğunu biliyorsunuz çünkü ben

work here in Ecuator I used to be like the one in the in the meetings and all

burada Ekvator'da çalışırken toplantılardaki gibiydim ve

the time providing solutions and giving ideas and things like that in your

her zaman ana dilinizde çözümler sunar, fikirler verir ve bunun gibi şeyler yapardım

native language yeah in my native language then when I started to work with

evet ana dilimde o zaman

this company was like really weird because I I had some ideas but I was

bu şirketle çalışmaya başladığımda gerçekten tuhaftı çünkü bazı fikirlerim vardı ama

unable to really express what I was thinking it was awful but now we have

düşündüğümü gerçekten ifade edemedim, bu korkunçtu ama şimdi

the last meeting a couple of weeks ago and we were talking really fluent way

birkaç hafta önce son toplantımız var ve biz bildiğiniz gibi gerçekten akıcı konuşuyorduk

you know and I was I was giving them some ideas also providing feedback

ve ben onlara bazı fikirler veriyordum ve

asking some questions that I had it was really pretty cool so how did you get to

bazı sorular sorarak geri bildirim sağlıyordum ki bu gerçekten çok güzeldi,

this place in such a short amount of time? because you were probably stuck in

bu kadar kısa sürede bu yere nasıl geldiniz ? çünkü muhtemelen

the same place for years you know where you pretty much understood English but

yıllarca aynı yerde sıkışıp kaldınız, İngilizceyi nerdeyse nerede anladığınızı biliyorsunuz ama

you didn't feel fluent or confident you were stuck there for years and then you

akıcı ya da özgüvenli hissetmiyordunuz, yıllarca orada mahsur kaldınız ve sonra

had this breakthrough and now you're like yeah you know I speak with native

bu atılımı yaptınız ve şimdi evet, bilirsiniz ben diye düşünüyorsunuz. anadili

English speakers my English isn't perfect but we communicate and I'm a

İngilizce olan kişilerle konuşmak İngilizcem mükemmel değil ama iletişim kuruyoruz ve

leader at my company now and so how did that happen for you? yeah okay

şu anda şirketimde liderim ve bu senin için nasıl oldu? evet tamam,

it's absolutely different when you're going to an institute or something to

just study English and try to memorize these the grammar rules and

sadece İngilizce çalışmak ve bu gramer kurallarını falan ezberlemeye çalışmak için bir enstitüye falan gittiğinde kesinlikle farklı

all that stuff and it's absolutely different when you are just talking with

ve

somebody else when you started the Academy and we started to just

Akademi'ye başladığında başka biriyle konuşurken kesinlikle farklı ve biz Akademiye başladığımda söylediğin

communicate talking about other careers or profession you said when I started

diğer kariyerlerden veya mesleklerden bahsederek iletişim kurmaya mı başladın

the Academy? yeah the Academy, the English Full-Time Academy and we were just talking I

? evet Akademi, Tam Zamanlı İngiliz Akademisi ve biz sadece konuşuyorduk yani

mean if you wanna talk in English this is your advice if you wanna talk in English you just

İngilizce konuşmak istiyorsan bu senin tavsiyen İngilizce konuşmak istiyorsan

have to go ahead and talk in English that's the only way that you can improve

devam etmelisin ve İngilizce konuşabilmenin tek yolu bu

that skill there isn't any other way you know and when I used to do some

bu beceriyi geliştirmek için bildiğiniz başka bir yol yok ve bazı

Liver videos I used to play over and over again and then I figure out what were

Liver videoları yaptığımda tekrar tekrar oynardım ve sonra hatalarımın ne olduğunu anladım

my faults and then I started to take notes and then try to correct them you

ve sonra not almaya başladım ve sonra düzeltmeye çalıştım. onlar için

know it's really hard because you are making a lot of mistakes all the time

bunun gerçekten zor olduğunu biliyorsun çünkü her zaman çok fazla hata yapıyorsun

but if you are paying attention to them and trying to fix them it works

ama onlara dikkat ediyorsan ve düzeltmeye çalışıyorsan işe yarıyor

ya know that was actually something that I was really impressed by with you and I

biliyorsun bu aslında senden çok etkilendiğim bir şeydi ve

think it was our first or second call again months and months ago but

bence bu aylar ve aylar önce yine ilk ya da ikinci görüşmemizdi ama

basically you said Stefanie I did my presentation video I had to do it so

temelde Stefanie dedin sunum videomu yaptım çok kez yapmak zorunda kaldım

many times because I wasn't satisfied with it but by doing it so many times

çünkü bundan memnun değildim ama o kadar çok yaparak

you know I caught so many mistakes and I learned and I was like isn't that

biliyorsun çok fazla yakaladım Hatalar ve öğrendim ve o kadar da

amazing Rene you know because this is I think what's lacking from a lot of

harika değil miydim Rene, çünkü bu bence pek çok eğitim sisteminde eksik olan şey, sizin

educational systems is the whole experimentation from the students where

you guys actually do work and analyze your own work and not necessarily rely

gerçekten çalıştığınız ve kendi çalışmanızı analiz ettiğiniz öğrencilerden gelen tüm deneylerdir.

24/7 on a teacher to correct your mistakes because a lot of times students

Hatalarınızı düzeltmesi için 7/24 bir öğretmene güvenin çünkü çoğu zaman öğrenciler şöyle der

are like Oh teacher correct me correct me and it's like you will find your own

Ah öğretmenim beni düzeltin beni düzeltin ve

mistakes if you just really start looking for them so I think that that's

sanki gerçekten aramaya başlarsanız kendi hatalarınızı bulacaksınız, bu yüzden bence bu

phenomenal and for those who are watching who don't know what the Academy

olağanüstü ve sizin için izleyenler akademinin ne olduğunu bilmeyenler

is the English Full-Time Academy was the first program I ever started online for

ingilizce tam zamanlı akademi tam zamanlı ingilizce için çevrimiçi olarak başladığım ilk programdı

English full-time and then we went from an academy to a community and then I

ve sonra bir akademiden topluluğa geçtik ve sonra

Shut down the community and I'm doing other projects now but I.. don't worry you

topluluğu kapattım ve Şimdi başka projeler yapıyorum ama ben.. merak etmeyin

guys I'm not going anywhere I'll do more program projects and communities but

çocuklar hiçbir yere gitmiyorum Daha fazla program projesi ve topluluk yapacağım ama

basically in that environment it was an online group where there would be like

temelde o ortamda

coaching and training and feedback and the students basically were free to

koçluk ve eğitim gibi şeylerin olduğu çevrimiçi bir gruptu. ve geri bildirim ve öğrenciler temelde

interact with each other and Rene took full advantage of this

birbirleriyle etkileşim kurmakta özgürdü ve Rene bundan tam olarak yararlandı, bu

what it was like an experiment really it was a creation and he just I remember

bir deney gibiydi, gerçekten bir yaratımdı ve o sadece

you did one live video and your first live video I think was like two minutes

bir canlı video çektiğinizi hatırlıyorum ve sanırım ilk canlı videonuz gibiydi

like I do live videos on Facebook you did one in our group and then your next

Facebook'ta canlı videolar yaptığım gibi iki dakika, grubumuzda bir tane yaptınız ve sonra bir sonraki

video was like three minutes your next video was four minutes your next video

videonuz üç dakika gibiydi, bir sonraki videonuz dört dakikaydı, bir sonraki videonuz

was seven minutes and pretty soon you were just like hey you guys you started

yedi dakikaydı ve çok geçmeden tıpkı hey çocuklar

a group like everybody needs to do this this is amazing I feel so confident and

bir grup kurdunuz herkesin bunu yapması gerekiyor gibi, bu harika, kendime çok güveniyorum ve

a few days ago you made a video I think that was 17 minutes and I was like oh my

birkaç gün önce bir video yaptınız, sanırım bu 17 dakikaydı ve ben de aman tanrım,

gosh this guy is on fire you know when you're just starting it's kind of really

bu adam yanıyor, bilirsiniz, yeni başladığınızda bu nazikti.

awful when you don't because you feel you don't have something to say and you

Söylememeniz gerçekten korkunç çünkü söyleyecek bir şeyiniz olmadığını hissediyorsunuz ve

are just thinking oh my gosh I will do a mistake and another and another one but then you are starting to

sadece aman tanrım bir hata yapacağım, bir tane daha ve bir tane daha yapacağım diye düşünüyorsunuz ama sonra

just speak and communicate things that would've really worked for other people

sadece konuşmaya ve yapacak şeyleri iletmeye başlıyorsunuz. Gerçekten diğer insanlar için çalıştınız

and then you just start to talk and in an absolutely natural way yeah and I

ve sonra konuşmaya başlıyorsunuz ve kesinlikle doğal bir şekilde evet ve bence diğer insanlar için

think that you're such a good example for other people because you really show

çok iyi bir örneksiniz çünkü

people that confidence is a mindset thing like right now we're talking and

insanlara güvenin şu anda olduğu gibi bir zihniyet olduğunu gerçekten gösteriyorsunuz. konuşuyorum ve

you understand me perfectly but you you're making some mistakes your

beni mükemmel anlıyorsun ama bazı hatalar yapıyorsun

pronunciation isn't perfect but it's like who cares we're having an awesome

telaffuzun mükemmel değil ama bu kimin umurunda harika bir

conversation and you're confident you're more confident than other people out

sohbet yapıyoruz ve kendinden eminsin oradaki diğer insanlardan daha kendinden eminsin

there who have English that's technically better than yours is what I

Teknik olarak sizinkinden daha iyi bir İngilizceye sahip olmak

mean? and so but that's what everyone needs everyone needs this kind of

demek istediğim bu mu? ve böylece herkesin ihtiyacı olan şey bu, herkesin sizin geliştirdiğiniz bu tür bir güvene ihtiyacı var

confidence that you've developed because now you can go out there you can work

çünkü artık dışarı çıkabilirsiniz,

for you know an english-speaking company you can network with other English

İngilizce konuşan bir şirket için çalışabilirsiniz, diğer İngilizce

speakers you can talk with the clients you can be a leader in your industry and

konuşanlarla ağ kurabilirsiniz, müşterilerinizle konuşabilirsiniz. sektörünüzde bir lider olabilir ve

English is no longer holding you back and you'll keep improving it as you go

İngilizce artık sizi engellemiyor ve ilerledikçe onu geliştirmeye devam edeceksiniz,

along but the point is to be able to interact confidently with others and I

ancak asıl mesele başkalarıyla güvenle etkileşim kurabilmek ve bence

think you really truly demonstrate that yeah absolutely

bunu gerçekten gerçekten kanıtlıyorsunuz, evet kesinlikle

actually I have one friend of mine that is he is studying in a in a .. in

gerçekten ben bir arkadaşım var o da burada Quito'da gerçekten pahalı olan bir enstitüde okuyor.

an institute that is really expensive here in Quito actually is one of the

aslında

best ones here but I feel he has a really big lack of confidence because his

buradaki en iyilerden biri ama onun gerçekten büyük bir özgüven eksikliği olduğunu hissediyorum çünkü

english is awesome it's perfect he knows a lot of grammar rules he's all

ingilizcesi harika mükemmel, pek çok gramer kuralını biliyor, her

the time with a big book all the time making exercises and things like that but when he has to talk

zaman büyük bir kitapla, her zaman alıştırmalar yapıyor ve bunun gibi şeyler yapıyor ama konuşmak zorunda kaldığında

it it has a big problem that's a .. terrible, i mean his

büyük bir sorunu var, bu bir .. korkunç, yani

English is better than mine but I don't know why he can't use it you see why confidence is so important it's

İngilizcesi daha iyi benimkinden daha ama neden kullanamadığını bilmiyorum güvenin neden bu kadar önemli olduğunu anlıyorsun

everything because I I know what this is like because as I you know tell

her şey çünkü bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorum çünkü bildiğin gibi

everybody I went through this when I was learning Spanish I was like you I was

herkese söyle İspanyolca öğrenirken bunu yaşadım sen

the best one in my class and I was like your friend you know my Spanish was

sınıfın en iyisiydim ve arkadaşın gibiydim biliyorsun ispanyolcam

perfect but I did not have confidence and even though maybe I was able to

mükemmeldi ama kendime güvenim yoktu ve belki de

speak well that lack of confidence held me back from so many opportunities I

iyi konuşabiliyor olmama rağmen bu özgüven eksikliği beni pek çok fırsattan

wouldn't speak up I wouldn't share my ideas and it was a huge struggle took me

alıkoydu. Yüksek sesle konuşun Fikirlerimi paylaşmazdım ve bunun üstesinden gelmem yıllarımı alan büyük bir mücadeleydi

years to overcome it and I didn't have anybody helping me but confidence is

ve bana yardım eden kimsem yoktu ama güven, size

like the one thing that they don't teach you or help you with in English

öğretmedikleri veya yardım etmedikleri tek şey gibidir. İngiliz Enstitülerinde

Institutes it's always teaching teaching teaching

her zaman öğretmenlik öğretmenliği öğretiyor

but the real-world practice building the confidence and all that stuff it's

ama gerçek dünya pratiği güven inşa ediyor ve eksik olan tüm bu şeyler

missing its lacking so obviously when I created English full-time that was kind

o kadar açık ki tam zamanlı İngilizce oluşturduğumda bu

of like my goal I understood I was like okay we need confidence you know Rene

benim hedefim gibiydi anladım tamam gibiydim güvene ihtiyacımız var Biliyorsun Rene,

I've done a lot of traveling and I see so many English speakers around the

çok seyahat ettim ve dünya çapında İngilizce konuşan o kadar çok kişi görüyorum ki kendilerini

world who don't even identify as English speakers they still think they're

İngilizce konuşan olarak bile tanımlamıyorlar, hala

English learners and I look at them and I go you're an English speaker we're

İngilizce öğrenen olduklarını düşünüyorlar ve ben onlara bakıyorum ve gidiyorum sen bir İngilizce konuşan,

speaking English right now you're entertaining me like give yourself some

şu anda İngilizce konuşuyoruz, beni eğlendiriyorsun, kendine biraz

credit and give yourself some permission to call yourself an English speaker and

değer ver ve kendine İngilizce konuşan biri deme izni ver ve

yeah again you'll keep improving as you go but at some point you have to cross

evet yine ilerledikçe gelişmeye devam edeceksin ama bir noktada karşıya geçmek zorundasın

over and usually the crossover happens in your mind it's when you decide yeah I

ve genellikle bu geçiş zihninizde olur, evet İngilizce konuştuğuma karar verdiğinizde evet evet

speak English yeah yeah absolutely like you are just missing a lot of

kesinlikle pek çok

opportunities because you don't wanna use your English it's as you said my

fırsatı kaçırıyorsunuz çünkü İngilizcenizi kullanmak istemiyorsunuz söylediğiniz gibi

English is not perfect I'm making a lot of mistakes

İngilizcem mükemmel değil Ben yapıyorum bir sürü hata

but I right now I don't really care about those mistakes I am just trying to

ama şu anda bu hataları pek umursamıyorum sadece

communicate my ideas I try to really be like effective in the things that I am doing

fikirlerimi iletmeye çalışıyorum tam olarak yaptığım şeylerde gerçekten etkili olmaya çalışıyorum

exactly and speaking of being effective in the things that you're doing I want

ve sizin yaptığınız şeylerde etkili olmaktan bahsediyorum Şimdi

you to tell us now about the conference in the USA because you wrote to me about

bize ABD'deki konferanstan bahsetmeni istiyorum çünkü bana

that conference and I was so happy for you because you're like Stefanie I was

o konferans hakkında yazmıştın ve senin adına çok mutlu oldum çünkü sen Stefanie gibisin

able to ask questions and so just tell us about this conference I guess that

Soru sorabildim ve bu yüzden bize bundan bahset konferans Sanırım o

conference was like the graduation of your program or something for you

konferans sizin için programınızın mezuniyeti gibi bir şeydi, gruptaki

we were talking with other non-native speakers in the group and we will grow

diğer anadili olmayan kişilerle konuşuyorduk ve

in our confidence and things like that and then was like the big test for me

kendimize güvenimiz artacak ve bunun gibi şeyler ve sonra benim için büyük bir sınav gibiydi.

when the boss of my company arrived to the company to Ecuator a couple of

şirketimin patronu birkaç

months ago and he had a conversation with me we were talking like one hour or

ay önce şirkete Ekvador'a geldi ve benimle yaklaşık bir saat kadar konuştuk

so and he is from California it was like a big test for me then he said ok you

ve o California'dan geldi, bu benim için büyük bir sınav gibiydi ve sonra tamam dedi,

are ready you can go to the conference and I'm going to buy the tickets for you

hazırsın konferansa gidebilirsin ve ben senin için biletleri alacağım vay

wow, wait, stop. That's huge

canına, bekle, dur. Bu çok büyük

That's huge because he felt that you were ready with your English your fluency your

Bu çok büyük çünkü İngilizceniz ile hazır olduğunuzu hissetti akıcılığınız güveniniz ile

confidence he the boss of the company sent you bought the ticket for you so

şirketin patronu size yolladı bileti sizin için satın aldı böylece

you could have this amazing experience like this is what I try to tell people

bu harika deneyimi yaşayabilesiniz, bu benim İngiliz gibi insanlara anlatmaya çalıştığım şey.

like English will give you so many opportunities but you have to go after

sana pek çok fırsat veriyor ama onların peşinden gitmek zorundasın o yüzden

them so okay sorry sorry for interrupting it's just... no you're right

tamam özür dilerim böldüğüm için özür dilerim sadece... hayır kesinlikle haklısın ondan

absolutely then after that was like okay I'm

sonra tamam gibiydim

doing awesome here in English and then I had to go to States and then try to see

burada ingilizcede harikayım ve sonra gitmek zorunda kaldım Devletler ve sonra

how my English is but then they're in a country that all the people is speaking

İngilizcemin nasıl olduğunu görmeye çalışın ama sonra tüm insanların İngilizce konuştuğu bir ülkedeler, bu yüzden

in English so then I went to this conference I was in New York and the

bu konferansa gittim, New York'taydım ve

first thing when I arrived to States I mean New York was oh my gosh I'm here

Amerika'ya geldiğimde ilk şey demek istediğim Yeni York, aman Tanrım, buradayım,

what am I gonna do? it's so I am alone here I was with nobody else in the airport in another

ne yapacağım? yani ben burada yalnızım başka bir ülkenin havaalanında kimseyle birlikte değildim sen

country you're alone oh my gosh what I'm gonna do so I just started to

yalnızsın aman tanrım ne yapacağım bu yüzden

see how the things are how the people are communicated and you know in New

işlerin nasıl olduğunu yeni görmeye başladım insanların nasıl iletişim kurduklarını ve bilirsiniz New

York the people is speaking a lot of languages people talking in Chinese

York halkı birçok dil konuşuyor, insanlar Çince konuşuyor

and you met Erika there too, right? yes I met Erika also there okay

ve Erika ile de orada tanıştınız, değil mi? evet Erika ile de orada tanıştım tamam

it was awesome Erika was another person from our Academy group and Erika is awesome so

harikaydı Erika Akademi grubumuzdan başka bir kişiydi ve Erika harika bu yüzden

shout out to Erika and she was she lives in New York and she's just like Rene

Erika'ya sesleniyorum ve o New York'ta yaşıyor ve o tıpkı Rene gibiydi

you're coming to New York here you know let's hang out and you guys had a blast

burada New York'a geliyorsun biliyorsun hadi takılalım ve çok eğlendiniz

right? yeah okay it was the first day and then when I arrived to New

değil mi? evet tamam ilk gündü ve sonra New York'a geldiğimde

York I remember when I was leaving the airport I didn't have idea what I will

havaalanından ayrıldığımı hatırlıyorum ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu

do you know, because I just started to read all the the cards

çünkü oradaki tüm kartları okumaya yeni başladım.

that were there about the taxis and things like that and then I was just

taksiler ve bunun gibi şeyler ve sonra

talking with somebody else from Indonesia or something and then he told me that he

Endonezya'dan başka biriyle falan konuşuyordum ve sonra bana

help me with a taxi you know we were talking in English in a really harsh

bir taksi konusunda yardım ettiğini söyledi, gerçekten sert bir İngilizce konuşuyorduk

English because his English was also kind of hard to understand yeah, it was a struggle and then the taxi

çünkü İngilizcesi de biraz iyiydi. anlamak zor evet, bu bir mücadeleydi ve sonra taksi

arrives, arrived there and it was a big guy from New York and was talking to me

geldi, oraya geldi ve New York'tan iriyarı bir adamdı ve benimle

about how and things like that and then we were talking a

nasıl ve bunun gibi şeylerden bahsediyordu ve sonra biraz konuşuyorduk ben

little bit I was scared, you know, then I remember that I had

korktum, sen biliyorum, o zaman Özgürlük Anıtı'nı ziyaret etmek için

brought some tickets to go and visit the Statue of Liberty and I just ride to

bazı biletler getirdiğimi hatırlıyorum ve nerede

New York and without idea about where I was or something and then I asked for

olduğum hakkında hiçbir fikrim olmadan sadece New York'a gidiyorum ve sonra

somebody else to how to get to Battery Park that is a park that is really close

başka birine Battery Park'a nasıl gidileceğini sordum. Liberty Island'a gerçekten yakın bir park

to the Liberty Island mm-hmm and then I was oh my gosh he was giving me

mm-hmm ve sonra aman tanrım, bana

directions about how to get that Park and then I took the metro I got lost

o Park'a nasıl gideceğim konusunda yol tarifi veriyordu ve sonra metroya bindim

there you know because New York City's Metro is huge but then I was able to get there and visit the Statue of Liberty and I was really

orada kayboldum, bilirsiniz çünkü New York City's Metro çok büyük ama sonra oraya gidip Özgürlük Heykeli'ni ziyaret edebildim ve gerçekten

excited I was doing some videos taking a lot of pictures it was amazing because

heyecanlandım, birkaç video çekiyordum, bir sürü fotoğraf çekiyordum, bu yüzden inanılmazdı ve

of it and then at night I had dinner with Erika and we were talking about our

sonra gece Erika ile akşam yemeği yedim ve hakkında konuşuyorduk.

struggles and also about how amazing your community is and things like that

mücadelelerimiz ve ayrıca topluluğunuzun ne kadar harika olduğu hakkında ve bunun gibi şeyler,

it was awesome you know meeting a person but not just through the webcam or

bir kişiyle tanışmak harikaydı, sadece web kamerası veya başka bir şey aracılığıyla değil

something but in person, it was absolutely great, you know yeah I think that to me was first of all it was a

, şahsen, kesinlikle harikaydı, bilirsiniz evet, bence bu benim için ilkiydi hepsi bir

dream come true because when I started my academy and community you know what

rüyanın gerçekleşmesiydi çünkü akademime ve topluluğuma başladığımda

was it like a year ago over a year ago I was like I want to bring people together

bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz.

from all around the world help them improve their English and then hopefully

eventually you know people can become friends and meet in real life and that's

sonunda insanların arkadaş olabileceğini ve gerçek hayatta tanışabileceğini biliyorsunuz ve

literally what happened you guys and you guys surprised me because I had no idea

tam anlamıyla olan buydu siz ve siz beni şaşırttınız çünkü

you were planning on meeting up and then you took a picture and you put it in our

buluşmayı planladığınızı bilmiyordum ve sonra bir fotoğraf çektiniz ve grubumuza koydunuz

group and I like I was like oh my gosh I started showing it to everybody I

ve ben Sanki aman tanrım, bunu herkese göstermeye başladım,

don't remember who I was with my family I'm sure and I was like look you guys look look look so now that that was

ailemle kim olduğumu hatırlamıyorum, eminim ve ben de gibiydim, bakın, bakın, bakın, şimdi bu,

phenomenal that you guys got to meet up there you know having met in our

sizin tanışmanız olağanüstü bir şeydi. orada topluluğumuzda tanıştığınızı biliyorsunuz

community and then you know gotten to know each other and become friends and

ve sonra birbirinizi tanıdığınızı ve arkadaş olduğunuzu biliyorsunuz ve

then meet in real life oh my gosh and all of it is just English it's how

sonra gerçek hayatta tanışıyorsunuz aman tanrım ve hepsi sadece İngilizce,

English can bring people together so I get really I get really excited

İngilizce insanları nasıl bir araya getirebilir, bu yüzden gerçekten anlıyorum

especially when I see like the success of the people that I work with so that's

özellikle birlikte çalıştığım insanların başarısını gördüğümde gerçekten heyecanlanıyorum, bu harika

awesome yeah it was really awesome and you know as I

evet gerçekten harika ve

know that Erika was there I was feeling like okay I have one friend in this

Erika'nın orada olduğunu bildiğim için iyi hissediyordum bu ülkede bir arkadaşım var

country and that's also yeah even that gives you like peace of mind yeah

ve o da evet bu bile size gönül rahatlığı veriyor evet

absolutely then at the next day I had to assist

kesinlikle o zaman ertesi gün o konferansa yardım etmek zorunda kaldım

that conference and it was great I remember when I write there I was oh my

ve harikaydı hatırlıyorum oraya yazarken aman

gosh this is like the big conference for developers and I am here Wow

tanrım bu geliştiriciler için büyük bir konferans gibiydi ve ben buradayım Vay be

what was the name of the conference? is QCon

ne konferansın adı neydi? QCon

yeah that one is celebrated also in Brazil in London in San Francisco and in

evet, biri Brezilya'da, Londra'da, San Francisco'da ve

New York mm-hmm so now I was there and I was really Wow I don't know how to

New York'ta da kutlanıyor mm-hmm yani şimdi oradaydım ve gerçekten Vay canına, gelen

express that I was looking to the people that was arriving they're looking to the

insanlara baktığımı nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum konuşmacılara bakıyorlar

speakers many of them was like the big ones for me and I used to just watch

birçoğu benim için büyük olanlar gibiydi ve eskiden sadece

their videos or read their books or something or their blogs and then I was

videolarını izlerdim veya kitaplarını falan okurdum ve sonra

there with them you know yeah it was so cool and when I attended the first session it was

onlarla oradaydım, bilirsiniz evet, çok güzeldi ve ne zaman İlk seansa katıldım,

awesome because it was okay we are doing many things in the in the good way but

harikaydı çünkü sorun değil, birçok şeyi iyi yönde yapıyoruz ama

we have to fix many many other things and I was just writing some notes and

birçok başka şeyi düzeltmemiz gerekiyor ve ben sadece bazı notlar yazıyordum ve

then I started to attend to other and another session and then I was in

sonra diğer ve başka bir seansa katılmaya başladım. ve sonra

session that was really technical and I had a lot of questions to that guy and I

gerçekten teknik olan bir oturumdaydım ve o adama bir sürü sorum vardı ve

was thinking okay I have a lot of question for him

tamam diye düşünüyordum ona bir sürü sorum var

this will be the unique chance that I will have to talk with somebody like

bu onun gibi biriyle konuşmak zorunda kalacağım eşsiz şans olacak

like him you know this question so I had to just go ahead and ask him right but

bu soruyu biliyorsun bu yüzden devam edip ona doğru sormam gerekiyordu ama

my English is not perfect but it was like a big mess in my mind you

İngilizcem mükemmel değil ama aklımda büyük bir karmaşa gibiydi sen

you're just like I don't know how I'm gonna do this but it's a

tıpkı bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum gibisin ama bu

once-in-a-lifetime opportunity yeah okay then I just I just said for

hayatta bir kez karşına çıkabilecek bir fırsat evet tamam o zaman sadece kendi kendime dedim ki

myself this will be the unique chance that you will have to talk with this guy

bu adamla konuşmak zorunda kalacağın eşsiz bir şans olacak bu yüzden

probably so you just have to do it maybe you'll make mistakes

sadece yapmalısın belki muhtemelen hatalar yapacaksın

probably no nobody will remember it or you won't it to nobody else you know in your

hayır kimse hatırlamayacak ya da başka kimseye hatırlamayacaksın

whole life you will never see them again that's exactly what I tell myself too when I have to do something scary or embarrassing I'm

hayatın boyunca tanıyacaksın onları bir daha asla görmeyeceksin ben de kendime tam olarak bunu söylüyorum korkutucu ya da utanç verici bir şey yapmam gerektiğinde

like they'll never know me or see me ever again yeah absolutely then I just

sanki asla yapmayacaklar gibiyim beni tanıyın ya da bir daha görün, evet kesinlikle o zaman sorular

started to to talk with them asking questions and it was awesome you know

sorarak onlarla konuşmaya başladım ve beni anlayabildiklerini bilmeniz harikaydı

they were able to understand me I don't know with my questions were well formed

Sorularımın iyi biçimlendirilmiş olup

or not but they were able to understand me and answer my questions and then

olmadığını bilmiyorum ama yapabildiler beni anlayın ve sorularıma cevap verin ve

after the meetings also we were just drinking a coffee with them and asking

toplantılardan sonra da onlarla sadece bir kahve içtik ve

some questions it was absolutely awesome it was I can't it was phenomenal I'm sure that

bazı sorular sorduk, kesinlikle harikaydı, yapamazdım, olağanüstüydü eminim

that entire experience just did wonders for your overall confidence because you

tüm bu deneyim sizin için harikalar yarattı. genel güven çünkü grubumuzdaki kişilerle

were already probably feeling pretty confident after having practiced you

pratik yaptıktan sonra muhtemelen kendinizi oldukça güvende hissediyordunuz

know with the people in our group and you had made so many improvements but

ve pek çok gelişme kaydetmiştiniz ama

then like you said this was the test and you realized it was a once-in-a-lifetime

sonra söylediğiniz gibi bu bir testti ve bunun hayatta bir kez karşılaşılabilecek bir sınav olduğunu fark ettiniz.

opportunity so you just decided to go for it and that is like the difference I

fırsatın peşine düşmeye karar verdiniz ve bu, bence

think between success and failure in English or in a language because what

İngilizce veya bir dilde başarı ile başarısızlık arasındaki fark gibi çünkü

happens to a lot of people is they get the opportunity but then they get scared

birçok insanın başına gelen şey, fırsatı yakaladıklarında sonra korkarlar

and so then they don't do it but that's the moment when you have to say it

ve sonra da yapmazlar. Yap ama işte o an önemli değil demen gereken an

doesn't matter I'll never see these people again or whatever you have to

Bu insanları bir daha asla görmeyeceğim ya da korkularının

tell yourself in your mind to make yourself brave enough to overcome your

üstesinden gelecek kadar cesur olmak için kendine ne söylemen gerekiyorsa söyle

fears because once you overcome them that's like when you go over like the

çünkü korkularını bir kez yenersen bu, dağın zirvesinin en zor kısmı gibi üzerinden geçtiğinizde

hardest part the mountaintop whatever and on the other side it's just

ve diğer tarafta bu sadece

beautiful because you feel so accomplished and it gives you the

güzel çünkü çok başarılı hissediyorsunuz ve size

confidence and the courage to go on and to do more right yeah yeah absolutely

devam etmek ve daha fazlasını yapmak için güven ve cesaret veriyor evet evet kesinlikle

you know in that in that confidence then at the lunch time I was just looking to

bunu biliyorsunuz O güven içinde öğle yemeği saatinde dünyanın

so many people you know from many play many countries around the world and I

pek çok ülkesinden tanıdığınız pek çok insana bakıyordum ve

just started to sit together them and just establish conversation and it was

onlarla birlikte oturup sadece sohbet etmeye başladım ve bu

awesome also because I was able to meet people from all

aynı zamanda harikaydı çünkü insanlarla tanışabildim.

many people from South America but people also from Germany from India from

Güney Amerika'dan pek çok insandan ama aynı zamanda Almanya'dan Hindistan'dan Amerika Birleşik Devletleri'nden

the States many States from the United States you know Philadelphia California

birçok Eyaletten Amerika Birleşik Devletleri'nden biliyorsunuz Philadelphia California

Florida I don't remember And you just started talking with everyone that's it was awesome no it is it is because like you said a year ago just a

Florida hatırlamıyorum Ve daha yeni herkesle konuşmaya başladınız bu harikaydı hayır öyle çünkü bir yıl önce söylediğin gibi

year ago and actually you went to this conference I think like a month or two

ve aslında bu konferansa gittin sanırım bir veya iki ay

ago so literally like six months ago you probably weren't prepared for something

önce yani kelimenin tam anlamıyla altı ay önce muhtemelen böyle bir şeye hazırlıklı değildin

like this but now you went it was amazing you had all these breakthroughs

ama şimdi gittin harikaydın tüm bu atılımlar

and I know and you know that that moment was very important for you and for your

ve biliyorum ve siz de o anın sizin ve tüm kariyeriniz için çok önemli olduğunu biliyorsunuz

entire career because you have even bigger goals and more things that you

çünkü daha büyük hedefleriniz ve başarmak istediğiniz daha çok şey var, bu

want to achieve so what's your next step what are you you know what do you have

yüzden bir sonraki adımınız nedir, nesiniz, biliyorsunuz, nelere sahipsiniz?

your eye on next what do you want to do next in your career? okay you know after

bundan sonra gözünüz kariyerinizde bundan sonra ne yapmak istiyorsunuz? tamam,

I attend to these to these conference I then I went to visit our client offices

bu konferanslara katıldıktan sonra, müşteri ofislerimizi de ziyarete gittim

also and then I was able to figure out that the environment that they are

ve sonra çalıştıkları ortamın

working it's absolutely different and they want that we have then I just

kesinlikle farklı olduğunu ve bizim sahip olmamızı istediklerini anlayabildim.

started to think that we had to transform the whole environment that we

have here in Ecuador and make it more like an environment from from from

Burada Ekvador'da sahip olduğumuz tüm çevreyi dönüştürmemiz gerektiğini ve onu daha çok Birleşik Devletler'den bir ortam haline getirmemiz gerektiğini düşünün,

the States do you mean like it's more productive more organized or what do you

daha üretken, daha organize gibi mi demek istiyorsunuz yoksa ne

mean? in in all aspects actually because the people in the States is absolutely more

demek istiyorsunuz? Aslında her açıdan, çünkü Amerika'daki insanlar sahip oldukları şeylerde kesinlikle daha

organized in the things that they have they are owning their products that they

organizeler,

are building they are not wasting any minutes in the in the whole day they are

inşa ettikleri ürünlere sahipler, tüm gün boyunca hiçbir dakikayı boşa harcamıyorlar,

all the time doing productive things and also in that conference I was able to

her zaman üretken şeyler yapıyorlar. ve ayrıca o konferansta

gather a lot of knowledge to to Ecuador it was awesome so basically you want to like take the

Ekvador'a pek çok bilgi toplayabildim, bu harikaydı, yani temel olarak

ideas and everything that you learned and observe there and you want to start

fikirleri ve orada öğrendiğiniz ve gözlemlediğiniz her şeyi almak istiyorsunuz ve

implementing them where you're at to help yeah you know your company your

bunları bulunduğunuz yerde uygulamaya başlamak istiyorsunuz. yardım evet şirketinizi biliyorsunuz

country everything moves forward yeah absolutely

ülkeniz her şey ilerliyor evet kesinlikle

actually I gave like four or five trainings here for the company here in Ecuator

aslında burada şirket için burada Ekvator

training? yeah trainings about the same topics that I learned there and

eğitiminde dört beş falan eğitim verdim? evet, orada öğrendiğim konular hakkında eğitimler ve

since we have one guy that is from Iran and he speaks just in English I had to

İranlı bir adamımız olduğu ve sadece İngilizce konuştuğu için,

make those trainings also in English you know it was amazing you know because you

bu eğitimleri de İngilizce yapmak zorunda kaldım, bunun harika olduğunu biliyorsunuz, çünkü

know they're here in Ecuator there are many Spanish speakers just and in the

burada olduklarını biliyorsunuz. Ekvator'da ve şirkette İspanyolca konuşan birçok kişi var

company too but since he just speaking English I made those trainings in

ama o sadece İngilizce konuştuğu için bu eğitimleri İngilizce yaptım

English and it was an absolutely other story that we can talk about in another conversation

ve

that sounds like an awesome project again that a year ago you probably weren't prepared for it so it

bir yıl önce yine harika bir proje gibi gelen başka bir sohbette konuşabileceğimiz tamamen farklı bir hikayeydi. muhtemelen buna hazırlıklı değildin, bu yüzden İngilizcende ve kariyerinde

seems like you've made some really really incredible strides in your

gerçekten inanılmaz ilerlemeler kaydettin gibi görünüyor, biliyorsun

English and in your career you know over the last six months to a year so I think

son altı aydan bir yıla kadar bu yüzden bence bu

that's awesome I bet it feels phenomenal I know there's awesome things in store

harika, bahse girerim olağanüstü hissettiriyor biliyorum seni bekleyen harika şeyler var,

for you so what tips do you have for other

bu yüzden diğer İngilizce öğrenenler için ne tür ipuçların var,

English learners that are maybe where you were a year ago like if you could

belki bir yıl önce neredeydin mesela

give them advice what would you tell them okay you just have to take the

onlara tavsiye verseydin onlara ne derdin tamam mı sadece

challenges you know if you have challenges in your life you just have to

bildiğin zorlukların üstesinden gelmelisin eğer yapabilirsen hayatında zorluklar varsa, sadece onların

go for them and take them and then just we're really hard to to really achieve

peşinden gitmeli ve onları almalısın ve sonra

all the goals that you have in your life all the goals that I used to have like

hayatında sahip olduğun tüm hedeflere gerçekten ulaşmak gerçekten zoruz,

one year ago were related with English stuff so I decided to take them just

bir yıl önce sahip olduğum tüm hedefler birbiriyle ilişkiliydi. İngilizce şeylerle, bu yüzden onları

look as crazy for for a company from US and and work with them and then I

ABD'den bir şirket için deli gibi göstermeye ve onlarla çalışmaya karar verdim ve sonra

only had to use my English it was it was not perfect it's not perfect yet today

sadece İngilizcemi kullanmak zorunda kaldım, mükemmel değildi, bugün henüz mükemmel değil

but you just have to use it you just have to take challenges you have to

ama sadece kullanmalısın sadece zorluklara göğüs germek zorundasın yaptığın

don't pay attention to your mistakes to the mistakes that you are making you know

hatalara dikkat etmemelisin yaptığın hatalara dikkat etmen gerekiyor

just go for it if you want to get something just go for it

sadece devam et eğer bir şey elde etmek istiyorsan sadece peşinden git orası

that's that's the place that I can take it well I don't know I think that is

benim alabileceğim yer pekala bilmiyorum bence bu

really great advice Rene and I mean it's so so simple but again everything

gerçekten harika bir tavsiye Rene ve demek istediğim çok basit ama yine her şey

is in our mind we hold ourselves back I think so much sometimes just because of

zihnimizde kendimizi geri tutuyoruz bazen sadece

fear or excuses you know and so you can make excuses for everything you know say that again if you want you can

korku veya bildiğin mazeretler yüzünden çok düşünüyorum ve böylece yapabilirsin bildiğin her şey için mazeretler tekrar söyle istersen

have excuses for everything yes oh yeah you can you can but you know I think

her şey için mazeretlerin olabilir evet oh evet yapabilirsin ama bilirsin bence

with the internet with social media with the

internet ile sosyal medya sayesinde

way that we're now able to connect to other people around the world there's no

artık çevremizdeki diğer insanlarla bağlantı kurabiliyoruz dünyada

excuse really there's so much great information on the Internet and then you

gerçekten mazeret yok internette çok fazla harika bilgi var ve sonra

just need to practice your English speak with other people and like you did you

sadece diğer insanlarla İngilizce konuşma pratiği yapmanız gerekiyor ve sizin gibi

joined a program that really helped so when you see the opportunity for

gerçekten yardımcı olan bir programa katıldınız, böylece böyle bir şey için fırsat gördüğünüzde

something like that to take it and to realize also that traditional language

ve ayrıca geleneksel dil

education can help you in many ways it can teach you vocabulary and grammar but

eğitiminin size birçok yönden yardımcı olabileceğini fark etmek, size kelime ve gramer öğretebilir, ancak

at some point you have to cross over and start really using English in the real

bir noktada karşıya geçmeniz ve İngilizceyi gerçek dünyada gerçekten kullanmaya başlamanız gerekir, tabiri caizse

world so to speak even if that just means on social media with other English

bu sadece sosyal medya anlamına gelse bile diğer İngilizce

learners and other English speakers yeah that kind of vocabulary that you're

öğrenenlerle ve diğer İngilizce konuşanlarla medya evet, Enstitüde öğrendiğiniz bu tür kelimeler

learning in the Institute is not really helpful because you are just learning

gerçekten yardımcı olmuyor çünkü sadece

the words and learning the translation into your native language but you are

kelimeleri öğreniyorsunuz ve ana dilinize çeviriyi öğreniyorsunuz ama

not using them so you just lost them really well I know I know the struggle

onları kullanmıyorsunuz, bu yüzden sadece onları gerçekten iyi kaybettim mücadeleyi

too because like I said I've spent years doing the traditional learning method

de biliyorum çünkü dediğim gibi geleneksel öğrenme yöntemini uygulayarak yıllarımı harcadım

and it wasn't until I started speaking Spanish with other Spanish speakers it

ve diğer İspanyolca konuşanlarla İspanyolca konuşmaya başlayana kadar akıcılık

was like boom fluency just happened I didn't even have to really even try that

patlaması gibiydi ben yapmadım hatta gerçekten denemek zorundayım ki

just immersion method works so well because your brain the way it tries to

sadece daldırma yöntemi çok iyi çalışıyor çünkü beyninizin

communicate it forces you to think in another language and like right now I'm

iletişim kurmaya çalışma şekli sizi başka bir dilde düşünmeye zorluyor ve sanki şu anda

in Italy and the other day we were hanging out with someone who is Italian

İtalya'dayım ve geçen gün birisiyle takılıyorduk. İtalyanca

and doesn't speak English or Spanish I have no idea how or when I learned so

ve İngilizce ya da İspanyolca konuşmuyor Bu kadar çok İtalyancayı nasıl ve ne zaman öğrendiğime dair hiçbir fikrim yok

much Italian but I was talking in Italian and he was understanding me and I mean I

ama İtalyanca konuşuyordum ve o beni anlıyordu ve yani ben

wasn't speaking perfectly at all but you know that's what it is if we need to

hiç mükemmel konuşmuyordum ama biliyorsun işte bu

have the real communication with each other so anyways Rene is there anything

Birbirimizle gerçek bir iletişim kurmamız gerekiyorsa, her neyse, Rene

else you would like to share with us any last thoughts that you have? no I guess

bizimle paylaşmak istediğin son bir düşüncen var mı? hayır sanırım

as I told you before I just have to say you thanks because in this year my

daha önce de söylediğim gibi sana teşekkür etmeliyim çünkü bu yıl içinde

whole life changed I mean a lot I have another personality with the people

tüm hayatım değişti yani çok şey İngilizce konuşan insanlarla başka bir kişiliğim var o harika

speaking in English I had those chances that were awesome I was visiting a lot

fırsatlara sahiptim çok fazla ziyaret ediyordum Demek

of cities there in the States I mean I had like the whole that the whole bunch

istediğim, çocukken aklımda kurduğum tüm hayallerin hepsini beğendim

of dreams that I used to have in my mind when I was a child I was able to achieve

and then now I am going for four other ones you

ve sonra şimdi dört tanesine daha gidiyorum,

know you changed my mind absolutely so just thank you you are welcome well thank you

değiştirdiğini biliyorsun aklım kesinlikle bu yüzden teşekkür ederim hoşgeldiniz pekala sanırım

also for I guess believing in me and joining my program when I first launched

bana inandığınız ve programıma ilk başladığımda katıldığınız için de teşekkür ederim

because you took a leap of faith there and it worked so that's awesome and it

çünkü orada bir inanç sıçraması yaptınız ve işe yaradı bu yüzden bu harika ve bunu

makes me really happy to hear that you achieved your dreams and that now you're

duymak beni gerçekten mutlu ediyor hayallerinizi gerçekleştirdiğinizi ve şimdi

creating new ones and I want everyone to really hear that and know that it's like

yenilerini yarattığınızı ve herkesin bunu gerçekten duymasını ve bilmesini istiyorum ki,

you have dreams in your mind right now you can totally accomplish those within

şu anda aklınızda hayalleriniz varmış gibi, bunları

maybe six months a year a couple years whatever it is you can you can reach

yılda belki altı ay içinde, birkaç yıl içinde tamamen gerçekleştirebilirsiniz. o

those goals and then you'll be creating new goals things you can't even imagine

hedeflere ulaşabilirsin ve sonra yeni hedefler yaratacaksın hayal bile edemeyeceğin şeyler Neyi bilmediğini

I like to say you don't know what you don't know you don't know where you're

söylemeyi seviyorum nereye gideceğini bilmiyorsun

gonna be you know because you have to accomplish things first and then more

biliyor musun, çünkü önce bir şeyler başarman gerekiyor, sonra sana daha fazla

opportunities will come to you so Rene thank you so much for sharing this

fırsat gelecek, bu yüzden Rene bu bilgiyi bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederim,

information with us I look forward to following your journey and to learning

yolculuğunu takip etmeyi ve yaptığın

more about the many awesome things that you do because I know you're gonna

harika şeyler hakkında daha fazla şey öğrenmeyi dört gözle bekliyorum çünkü

continue doing amazing things so thank you for joining us and we'll talk soon

Harika şeyler yapmaya devam edeceğini biliyorum, bu yüzden bize katıldığın için teşekkürler ve yakında konuşacağız

okay see you

tamam mı görüşürüz