American English Conversation: Southern and Californian Accents Compared

hi Renee thank you so much for meeting with me  today hi Stefanie how are you? I'm good how are  

merhaba Renee bugün benimle buluştuğunuz için çok teşekkür ederim merhaba Stefanie nasılsın? İyiyim

you? good I'm good awesome well I want to quickly  give everyone a background whose watching this  

sen nasılsın? iyi ben iyiyim harika peki sen bir YouTuber olduğun için bu videoyu izleyen herkese hızlı bir şekilde bir arka plan vermek istiyorum

video because you're a YouTuber yes and my cousin  sent me one of your videos and she was like look  

evet ve kuzenim bana videolarınızdan birini gönderdi ve o da bak dedi

Stephanie this is so cool and I adored this video  it was uh teaching you some Southern slang yes of  

Stephanie bu çok havalı ve bu videoya bayıldım sana biraz Güney argosu öğretiyordu evet tabii

course and I just got such a kick out of that  video I actually rewatched it yesterday and I'm  

ki ve o videodan çok keyif aldım aslında dün videoyu yeniden izledim ve

like this video is so good um and I learned  so much because you're where are you from?  

bu video çok iyi um ve ben çok şey öğrendim çünkü sen neredesin itibaren?

Kentucky Western Kentucky wow Western Kentucky  and you guys use words over there and phrases and  

Kentucky Western Kentucky vay Western Kentucky ve sizler orada kelimeleri ve deyimleri ve

expressions that I have never heard in my life and  I learned through your video sure yeah so there's  

hayatımda hiç duymadığım ifadeler kullanıyorsunuz ve videonuz aracılığıyla öğrendim kesinlikle evet, bu yüzden

so many more too oh my goodness, so basically  when my cousin um sent me this video I immediately  

çok daha fazla şey var aman tanrım, yani temelde kuzenim gönderdiğinde Bu videoyu bana hemen   aman

thought oh my gosh one day I would love to  interview her on my channel, have a conversation,  

tanrım bir gün kanalımda  onunla röportaj yapmayı, sohbet etmeyi çok isterim   düşündüm,

because first of all my subscribers they're always  asking for conversations with real native English  

çünkü her şeyden önce abonelerim her zaman anadili İngilizce   olan

speakers like other native English speakers they  want to hear how we speak in real life yes and  

diğer kişiler gibi ana dili İngilizce olan kişilerle sohbet etmek istiyorlar  gerçek hayatta nasıl konuştuğumuzu duymak için evet ve

um, you know, a lot of my students say "I want  to learn American English" and one of the things  

um, bilirsiniz, birçok öğrencim " Amerikan İngilizcesi öğrenmek istiyorum" diyor ve

I tell them is okay but choose a mentor and learn  from you know one person if you're trying to sound  

onlara söylediğim şeylerden biri tamam ama bir akıl hocası seçin ve sizden bir kişi öğrenin

a specific way because the reality is we all sound  kind of different yes we do, yes and people will  

belirli bir şekilde ses çıkarmaya çalışıyorsanız, çünkü gerçek şu ki hepimizin sesi biraz farklı  evet öyle, evet ve insanlar

hear that as we're talking because you have a  very strong accent or what I consider strong  

konuşurken bunu duyacaklar çünkü çok güçlü bir aksanınız var veya benim güçlü olduğunu düşündüğüm bir aksanınız var

but probably when you're listening to me you  might think I have a strong accent too I don't,  

ama muhtemelen ne zaman beni dinliyorsan benim de güçlü bir aksanım olduğunu düşünebilirsin,

I don't hear an accent in you but I have  a very strong southern accent born and  

sende bir aksan duymuyorum ama çok güçlü bir güneyli aksanım var

raised in Kentucky wow, okay so we have a  really fun uh conversation coming up I've  

Kentucky'de doğup büyümüş vay canına, tamam öyleyse bizim gerçekten bir  eğlenceli uh sohbet yaklaşıyor

got a lot of questions for you we're going  to talk about slang I'm gonna test you on  

sana bir sürü sorum var argo hakkında konuşacağız   seni

some Californian slang and we'll just roll  with it yeah, this will be fun yes cool so  

Kaliforniya argosunda test edeceğim ve onunla başa çıkacağız evet, bu eğlenceli olacak evet harika yani

um really quick your name is Renee you're  from Kentucky and what can you tell us  

adınız Renee, Kentucky'lisiniz ve bize

about yourself? so I'm gonna be 52 this year,  I'm born and raised in Kentucky I'm a very  

kendiniz hakkında ne söyleyebilirsiniz? yani bu yıl 52 olacağım, Kentucky'de doğup büyüdüm,

Southern Girl in the South we will call each other  "redneck" I'm sure you've heard that term it's  

Güney'de çok   Güneyli bir Kızım, birbirimize "cahil" diyeceğiz. Eminim bu terimi duymuşsunuzdur, bu

just a slang term for in the South specifically  Kentucky, Tennessee we live in the country  

sadece bir argodur Güneyde, özellikle Kentucky, Tennessee'de yaşadığımız için kullanılan terim

um I don't live in a big city and we're truly  redneck so when people use this term over there  

um, ben büyük bir şehirde yaşamıyorum ve gerçekten cahiliz, yani insanlar bu terimi orada kullandıklarında

are they using it in an insulting way? 'cause I've  I've used it just for fun in a joking way but I'm  

aşağılayıcı bir şekilde mi kullanıyorlar? çünkü ben sadece eğlenmek için şaka amaçlı kullandım ama

also careful because I'm like what I wouldn't want  to offend anybody by using it, do they find it  

aynı zamanda dikkatliyim çünkü bunu kullanarak kimseyi gücendirmek istemem, saldırgan buluyorlar mı

offensive? it depends on how you use it I guess  redneck can be derogatory if somebody is doing  

? nasıl kullandığına bağlı bence cahil aşağılayıcı olabilir eğer biri

something really stupid they're didn't educate  themselves they're doing things wrong and you say  

gerçekten aptalca bir şey yapıyorsa kendilerini eğitmemişler yanlış şeyler yapıyorlar ve sen de

"well you're doing it the redneck way" like that  would be derogatory but we refer to each other  

"peki bunu cahilce yapıyorsun" diyorsun aşağılayıcı olurdu ama biz birbirimize

as Redneck because we're out in the country we  drive trucks you know we're outside all the time  

Redneck diyoruz çünkü taşradayız kamyon kullanıyoruz bilirsiniz her zaman dışarıdayız

time I'm always barefoot so that is more you know  the slang the southern that that is um a redneck  

zaman hep yalınayakım yani bu güney argosunu daha iyi bilirsiniz um bir cahil

reference if you live in the south or in this  part of the country and I just realized this, the  

referansı, eğer ülkenin güneyinde veya bu bölgesinde yaşıyorsanız ve şunu yeni fark ettim,

people listening might not know why it's called  "red neck" now, do you know that? do you know  

dinleyen insanlar buna neden artık "kızıl boyun" dendiğini anlamayabilir, bunu biliyor musunuz? neden biliyor musun

why? I don't know I don't know okay so I heard I  don't know if this is right but it's because when  

? Bilmiyorum tamam mı bu yüzden duydum bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum ama bunun nedeni

you're working out in the fields in the country  you get sunburned on your neck and you get a red  

taşrada çalışırken boynunuzun güneşte yanması ve boynunuzun kızarmasıdır

neck that would absolutely make sense because  guys who work outside, construction workers,  

bu kesinlikle mantıklı çünkü dışarıda çalışan adamlar, inşaat işçileri,

my husband is always outside when he takes off  his T-shirt this is white and your neck is red yes  

kocam tişörtünü çıkardığında her zaman dışarıdadır bu beyaz ve boynunuz kırmızı evet

that's absolutely makes sense and because because  we you know there's a lot of white people in the  

bu kesinlikle mantıklı ve çünkü biz bilirsiniz çok fazla şey var ABD'deki beyaz insanlar güneşte

U.S we get really red if we spend too much time  in the sun you are right yes okay so, okay, so  

çok fazla zaman geçirirsek gerçekten kızarırız haklısın evet tamam öyleyse, tamam, yani

really quick how would you describe your southern  accent? my Southern accent is not as strong as as  

çok hızlı güney aksanınızı nasıl tanımlarsınız ? Güneyli aksanım olabileceği kadar güçlü değil

it could be I will talk to other Southerners and I  really hear their southern drawl I'm middle ground  

diğer Güneylilerle konuşacağım ve onların güneyli aksanını gerçekten duyuyorum.

southern accent I guess and when you hear me you  said you don't really hear an accent first of  

all why do you think that is? because we do sound  different we do speak differently a little we do  

bunların   neden olduğunu düşünüyorsunuz? çünkü farklı konuşuyoruz biraz farklı konuşuyoruz

speak very differently oh I can tell Northerners  have an accent Southerners very south like  

çok farklı konuşuyoruz oh Kuzeylilerin  bir aksanı olduğunu söyleyebilirim

Louisiana they have their own accent I can hear  the the Midwest but once you get out to California  

Orta Batı'yı duyabiliyorum ancak bir kez California

and like Washington State I don't really hear an  accent in those folks so that's you right? aren't  

ve Washington gibi Bu kişilerde gerçekten bir aksan duymadığımı belirtin, bu doğru mu?

you in California? yeah yeah yeah I don't hear I  don't hear an accent at all so my take on this why  

Kaliforniya'da   değil misin? evet evet evet duymuyorum hiç aksan duymuyorum bu yüzden benim fikrim bu neden

I think this happens is it has to do with exposure  the more you've been exposed to something the  

bunun maruz kalmayla ilgili olduğunu düşünüyorum  bir şeye ne kadar çok maruz kalırsanız o

more normal it sounds because the more familiar  you are with it it's like my mom has an accent  

kadar normal görünür çünkü sen daha aşinasın, sanki annemin bir aksanı var gibi...

um because she's not a native English speaker  but growing up people would say oh I hear your  

um çünkü onun anadili İngilizce değil ama büyürken insanlar derdi ki ah,

mom's accent I'd be like what accent? like to  me she sounded totally normal because I was so  

annenin aksanını duyuyorum Hangi aksan gibi olurdum? bana göre kulağa tamamen normal geliyordu çünkü ona o kadar

exposed to her it like I couldn't hear an accent  at all so I think that's what happens because I  

maruz kaldım ki hiçbir aksanı duymuyordum bu yüzden sanırım böyle oluyor çünkü

know I do have an accent but when we think about  Hollywood and all of the films and TV shows that  

aksanım olduğunu biliyorum ama Hollywood'u ve tüm filmleri düşündüğümüzde ve

come out of Hollywood and if everybody's sounding  like me then everybody's used to that so it's kind  

Hollywood'dan çıkan TV şovları ve eğer herkes benim gibi konuşuyorsa, o zaman herkes buna alışmıştır, yani bu

of like standard in a way and then if someone  has an accent that's outside of that suddenly  

bir bakıma standart gibidir ve sonra birisinin aksanı bunun dışındaysa aniden

it's an accent because it sounds different does  that make sense? absolutely and you don't hear  

bu bir aksandır çünkü kulağa farklı gelir mi algı? kesinlikle ve

many Southern accents in Hollywood or in a movie  not at all no so anytime I'm out or traveling and  

Hollywood'da veya bir filmde pek çok Güney aksanı duymuyorsunuz hiç de hayır, bu yüzden ne zaman dışarıda olsam veya seyahat etsem ve

I talk to people they always have a reaction to  my accent but definitely when I'm I'm at home in  

insanlarla konuştuğumda aksanıma her zaman bir tepki verirler ama kesinlikle ben olduğumda Kentucky'deki evimde

Kentucky I will just typically encounter people  who have very stronger Southern drawl than I do,  

tipik olarak benden çok daha güçlü Güney aksanına sahip insanlarla karşılaşacağım,

so I would call myself middle ground for sure yeah  got it and quick question do you ever change your  

bu yüzden kendime kesinlikle orta yol derdim evet anladım ve hızlı bir soru

accent depending on what you're doing and who  you're with? like can you turn it on or off  

ne yaptığınıza ve kimin yaptığına bağlı olarak aksanınızı hiç değiştirir misiniz? yanında mısın örneğin, içinde bulunduğunuz  duruma, kiminle konuştuğunuza

or make it stronger or less strong depending on  the situation you're in, who you're talking to? I  

bağlı olarak açıp kapatabilir   veya daha güçlü veya daha az güçlü yapabilir misiniz ?

never thought about that before but yes I think I  can I don't think I do it intentionally but um if  

Bunu   daha önce hiç düşünmedim ama evet sanırım yapabilirim Bunu bilerek yaptığımı sanmıyorum ama eğer

I am in, like we go to Chicago or New York City  and I can tell that by people's reaction to me,  

içindeysem, örneğin Chicago'ya veya New York City'ye gidersek ve bunu insanların bana tepkisinden,

by my accent, they're like whoa I can definitely  dial it down if I need to but with, when I'm home  

aksan, woa gibiler, ihtiyacım olursa kesinlikle kısabilirim ama evdeyken

when I'm with my family and my friends and we  all get you know yapping and talking definitely  

ailem ve arkadaşlarımla birlikteyken ve hepimiz  gevezelik ettiğinizi ve konuştuğunuzu kesinlikle   anladığınızda

the southern drawl comes out so um in a business  setting because I worked in a corporate world for  

güney aksanı ortaya çıkar yani bir iş ortamında çünkü   23 yıl boyunca kurumsal bir dünyada çalıştım

23 years, definitely if I was talking to people  that were not from here I could pronounce my words  

, kesinlikle buradan olmayan insanlarla konuşuyor olsaydım sözlerimi

more clearly and not use some of the slang terms  and yeah so I can turn it off and on just not I  

daha net telaffuz edebilirdim ve bazı argo terimleri kullanmazdım ve evet böylece dönebilirim ara ara sadece

don't do that all the time yeah well I actually  think this is something a lot of people do without  

bunu her zaman yapmıyorum evet pekala aslında bunun birçok insanın farkına varmadan yaptığı bir şey olduğunu düşünüyorum

realizing it I know I do it too even though I have  you know my accent if I'm around a bunch of people  

that speak like you I tend to start saying "y'all"  more you know? and just like those things that I  

sizin gibi konuşan bir grup insan "hepiniz" demeye başlıyor daha çok anlıyor musunuz? ve tıpkı

hear everybody else doing around me and I think I  don't remember what this is called but basically  

etrafımda herkesin yaptığını duyduğum şeyler gibi ve sanırım buna ne dendiğini hatırlamıyorum ama temelde

it comes from like the human need to be part of a  group right? and to not totally stand out and my  

insanın bir grubun parçası olma ihtiyacından geliyor, değil mi? ve tamamen öne çıkmamak için

husband does this, he's a native Spanish speaker,  when he's with a bunch of Mexicans start suddenly  

kocam bunu yapıyor, o anadili İspanyolca, bir grup Meksikalıyla birlikteyken aniden

his his accent starts changing and I'm like hey  what are you doing? uh but it's you know I think  

aksanı değişmeye başlıyor ve ben de hey ne yapıyorsun? uh ama biliyorsun bence

it's normal actually my oldest daughter lives in  Milwaukee and she always tells me that when she  

bu normal aslında en büyük kızım Milwaukee'de yaşıyor ve bana her zaman

comes home she doesn't really hear my accent just  you know talking to me on the phone but when she  

eve geldiğinde aksanımı gerçekten duymadığını söylüyor, sadece benimle telefonda konuştuğunu biliyorsun ama

comes home and she's with the family and we're  all talking her accent starts to come back out  

eve geldiğinde ve o ailesiyle ve hepimiz konuşuyoruz aksanı geri gelmeye başlıyor

and then when she goes back to Milwaukee she loses  a little bit so even this morning I said something  

ve sonra Milwaukee'ye döndüğünde biraz kaybediyor, bu yüzden bu sabah bile bir şey söyledim

and she's like Mom that was so country it's like  I guess that you know it's yeah so for those who  

ve o annem gibi o kadar taşralı ki sanırım  sen

don't know where is Milwaukee? it's in Wisconsin  Wisconsin and do you think they have a different  

Milwaukee'nin nerede olduğunu bilmeyenler için evet olduğunu biliyor musunuz? Wisconsin Wisconsin'de ve sence orada farklı bir   aksanları var mı

accent over there or is it more like mine or  or what do you think? Milwaukee's about an hour  

yoksa benimkine daha çok benziyor mu veya  ne düşünüyorsunuz? Milwaukee, Chicago'nun yaklaşık bir saat

north of Chicago so they would speak very similar  to folks that live in Chicago so big city accent  

kuzeyindedir, bu nedenle Chicago'da yaşayan insanlarla çok benzer şekilde konuşurlar, bu nedenle büyük şehir aksanı   ille de

not necessarily a drawl, just not Southern at all  yeah I have a feeling some people are watching  

Güneyli değil evet, bazı insanların

this going "what?" like "people have different  accents in the U.S?" because gosh yes yeah and  

bu "ne?" gidişini izlediğini hissediyorum. "ABD'de insanların farklı aksanları mı var ?" çünkü tanrım evet evet ve

but when people are learning a language and they  think American English they think it's just one  

ama insanlar bir dil öğrenirken ve Amerikan İngilizcesi düşündüklerinde bunun yalnızca bir

kind but it's not and we'll actually get into that  later because we're going to compare our accents I  

tür olduğunu düşünürler ama öyle değildir ve aslında buna daha sonra gireceğiz çünkü aksanlarımızı karşılaştıracağız ben

have a little exercise we're gonna do for that  yes um but okay so let's teach everyone some  

biraz egzersiz yapacağım Bunun için yapacağım evet um ama tamam o halde hadi herkese biraz

Southern slang so the first one we already talked  a little bit about it it's "y'all" what is this?  

Güney argosu öğretelim, bu yüzden zaten bunun hakkında biraz konuştuğumuz ilk kişi "hepiniz" bu nedir?

y'all is short for you all some people will say  you guys hey you we take you all and we make it  

y'all sizin için kısa, bazı insanlar diyecek ki siz çocuklar hey siz hepinizi alıyoruz ve yapıyoruz

one word y'all we just draw it out that way so we  I can say y'all for any reference yeah talking to  

tek kelime y'all biz sadece bu şekilde çiziyoruz böylece herhangi bir referans için hepinizi söyleyebilirim evet konuşuyorum

you know my husband y'all doesn't have to  be a lot of people it could be one person  

Biliyorsunuz kocam çok kişi olmanıza gerek yok, tek kişi olabilirsiniz

you know? oh really? oh yeah y'all come on over  come on in how are y'all hey y'all you just, it  

biliyorsunuz? Gerçekten mi? oh evet hepiniz gelin  hadi nasılsınız hey siz sadece,

is how you address anyone or any group of people  so do you ever address your husband as y'all?  

herhangi birine veya herhangi bir grup insana böyle hitap ediyorsunuz yani hiç kocanıza hepiniz gibi hitap ediyor musunuz?

that's not a name I give him but I well it's kind  of hard to explain but like do you use y'all just  

bu ona verdiğim bir isim değil ama açıklaması biraz zor ama siz

really just talking to one person once in a  while? sometimes I can be like what are y'all  

gerçekten arada bir tek kişiyle konuşurken mi kullanıyorsunuz ? bazen siz ne yapıyorsunuz gibi olabilirim

doing? but really I'm talking to him you know  what I mean? oh that okay I haven't heard that  

? ama gerçekten onunla konuşuyorum, ne demek istediğimi anlıyor musun ? oh o tamam bunu daha

before that is interesting I know that I do use  y'all not on a regular basis but I think I tend  

önce duymamıştım bu ilginç

to use it when it's like I don't want to say when  like an attitude is kicking in or something but I  

tekme falan ama

remember one time it was like one in the morning  and my husband and my nephew they were playing  

hatırlıyorum bir keresinde saat sabah gibiydi ve kocam ve yeğenim

video games or something and suddenly I was  just like y'all need to go to bed it is late  

video oyunları falan oynuyorlardı ve birdenbire hepinizin yatması gerekiyormuş gibiydim, geç oldu

I was like where did that come from? I don't  know but I do use it but not like I have to get  

nerede gibiydim şundan mı geldi Bilmiyorum ama kullanıyorum ama

to a level to use it if that makes sense whereas  for you it's probably just normal it is in every  

kullanmak için bir düzeye gelmem gerekmiyor, eğer bu mantıklıysa, oysa sizin için muhtemelen normal,

every day every sentence thing yeah that is so  funny yeah okay this next one I loved "Johnny  

her gün her cümlede evet bu çok komik evet tamam Bir sonraki sevdiğim "Johnny

up" never heard it in my life never? Johnny up  is to be spontaneous you didn't plan you didn't  

up" hayatımda hiç duymadım mı? Johnny up spontane olmaktır planlamadınız

make preparations you just up and do something so  let's just say my husband will be in the living  

hazırlık yapmadınız  öylece kalkıp bir şeyler yapın yani diyelim ki kocam

room at night he will just out of the clear blue  say let's go get ice cream so we'll just Johnny  

gece oturma   odasında olacak birdenbire  gidip buz alalım diyelim krema yani biz sadece Johnny

up and get ice cream but like it's just we just  you just do it there's absolutely no planning you  

kalkıp dondurma alacağız ama sanki biz sadece sen yap bunu kesinlikle planlama yok sen

just Johnny up and do something and probably no  idea how this term started right? I have no idea  

sadece Johnny kalk ve bir şeyler yap ve muhtemelen bu dönemin nasıl başladığı hakkında hiçbir fikrin yok değil mi? Hiçbir fikrim yok

that is so funny I don't know I like I literally  I've heard a lot of Southern slang but this one  

bu çok komik Bilmiyorum Seviyorum Kelimenin tam anlamıyla Bir sürü Güney argosu duydum ama bu

I was like and is this something just in your  family or does like everybody know it there where  

Bu sadece sizin ailenizde olan bir şey mi yoksa yaşadığınız yerde herkesin bildiği gibi mi dedim

you live and use it I don't think most people  around here have heard that one yeah okay it's not  

ve bunu kullanın. Buradaki çoğu insanın bunu duyduğunu sanmıyorum, evet tamam, bu

a family thing now we do have some family slang  terms um some terms I use on my YouTube channel  

bir aile meselesi değil artık bazı aile argo terimlerimiz var um YouTube kanalımda kullandığım bazı terimler

which is funny because I have one terminology  that I use all the time that my subscribers  

bu komik çünkü benim kullandığım bir terminolojim var her zaman kullan,

from all over the world now say it and I actually  printed shirts with it on there one time a couple  

dünyanın her yerinden abonelerim şimdi bunu söylüyor ve aslında birkaç   yıl önce bir kez orada gömlekler bastırdım,

years ago share it with us so there's a story  behind it if you're taking a nap like you can  

bizimle paylaşın ki sizin gibi şekerleme yapıyorsanız arkasında bir hikaye olsun

see my dog behind me on the couch well can you?  yeah it looked like a pillow but I see it now he  

köpeğimi arkamda kanepede görebilir misin? evet bir yastığa benziyordu ama şimdi görüyorum o

is "taking a Judy" J-U-D-Y taking a Judy and years  ago my mother-in-law fell asleep in church and my  

"Judy alıyor" J-U-D-Y bir Judy alıyor ve yıllar önce kayınvalidem kilisede uyuyakaldı ve

sister-in-law was with her and my mother's name is  Judy my sister-in-law took a photo of her and this  

yengem onunla birlikteydi ve annemin adı Yengem Judy onun bir fotoğrafını çekti ve bu

was on Christmas Eve and she sent it out to all  of the family because we're getting ready to get  

Noel arifesindeydi ve bunu tüm aileye gönderdi çünkü biz birlikte olmaya hazırlanıyoruz

together she sent us the photo of Judy sleeping  in church and somehow or another it just became  

bize Judy'nin kilisede uyurkenki fotoğrafını gönderdi ve bir şekilde ya da bir başkası

"take a Judy" and it's caught on so everybody now  refers to taking a nap as taking a Judy well that  

"bir Judy al" haline geldi ve yakalandı, bu yüzden artık herkes kestirmeyi Judy kuyusu yapmak olarak adlandırıyor, bu

is a really great example of how slang starts  and how these terminologies come about because  

argonun nasıl başladığına ve bu terminolojilerin nasıl ortaya çıktığına dair gerçekten harika bir örnek çünkü

if another if enough people start saying this  who knows in 10 years maybe people around the  

eğer başkaysa, yeterince insan söylemeye başlar bu kim bilir 10 yıl sonra belki dünyanın her yerinden insanlar

world are going to be talking about taking a  Judy and it will be something you have started  

bir Judy almaktan bahsedecek ve bu sizin başlattığınız bir şey olacak

yes absolutely yes that is so cool okay and then  the next one, again, I love I want to start using  

evet kesinlikle evet bu çok havalı tamam ve sonra bir sonraki, yine seviyorum, başlamak istiyorum

this this one is "draggin' booty" what is draggin'  booty? you're tired you're exhausted you have no  

bunu kullanarak, bu "ganimet sürüklemek" ganimet sürüklemek nedir? yorgunsun bitkinsin

energy you are dragging your behind, draggin'  booty, like if you just you know worked super  

enerjin yok kıçını sürüklüyorsun, ganimetini sürüklüyorsun, sanki çok sıkı çalıştığını biliyorsan ve

hard and you're tired or draggin' booty doesn't  necessarily have to be a physical tiredness it can  

yorgunsan ya da ganimeti sürüklemek ille de fiziksel bir yorgunluk olmak zorunda değil

be you know you put a lot of effort into a project  and you're at the end and you're just dragging  

bir proje için çok çaba sarf ettiğinizi biliyor olabilirsiniz ve sonundasınız ve

booty to get to the end so it can be mentally  it can be physically but you're just dragging  

sona ulaşmak için sadece ganimetinizi sürüklüyorsunuz, bu zihinsel olabilir, fiziksel olabilir, ancak siz sadece

your behind you're worn out you're tired does this  also mean like you're going slow? yeah sure yeah  

arkanızı sürüklüyorsunuz bitkinsin yorgunsun bu aynı zamanda yavaş gittiğin anlamına mı geliyor? evet eminim evet

draggin' booty draggin' booty I love it okay and  then the last one this is also another good one  

ganimet sürükleme ganimet Seviyorum tamam ve sonuncusu bu da başka bir güzel

um like the South I'm convinced now has so much  great slang that we need to get exposed to here  

um Güney gibi artık o kadar çok harika argoya sahip olduğuna inanıyorum ki burada   yaşadığımız yerde ifşa olmamız gerekiyor

where we live because it would be so fun to use  these uh phrases that we can't really use because  

çünkü gerçekten kullanamayacağımız bu uh cümleleri kullanmak çok eğlenceli olurdu çünkü

nobody knows but you know I think I'm gonna start  using it and I'll explain to my family what it  

kimse bilmiyor ama siz biliyorsunuz sanırım kullanmaya başlayacağım ve aileme bunun ne

means they'll start using it okay the next one  is "having a comin' apart" having a comin' apart,  

anlama geldiğini açıklayacağım kullanmaya başlayacaklar tamam mı bir sonraki "ayrılmak",

you just are upset you don't understand you just  are all worked up about things you've heard having  

sadece üzgünsünüz, anlamıyorsunuz, sadece duyduğunuz şeyler hakkında sinirlenmişsiniz

a tissy you've heard that? yeah I've heard  that you're having a comin' apart you're just  

bir tülbent olduğunu duydunuz mu? evet duydum bir ayrılık yaşıyorsun sadece bir

coming apart about something I mean it can be  anything so yeah having a comin' apart yeah  

şey hakkında ayrışıyorsun yani bu herhangi bir şey olabilir yani evet ayrılık evet

like a like an emotional breakdown or a mental  breakdown or something like that yeah anything  

duygusal bir çöküntü veya zihinsel bir çöküntü veya bunun gibi bir şey evet herhangi bir şey

okay or you know you could be in the middle of  doing something and it's not going right and  

tamam veya bilirsiniz  bir şey  yapmanın tam ortasında olabilirsiniz ve bu doğru gitmiyor ve

you're just all worked up about it that's havin'  a comin' apart it can be big it can be small it's  

bu konuda kafanız çok karışık bu ayrılıyor büyük olabilir küçük olabilir bu

just having a comin' apart that is so fun okay  um could write a book with slang terms and maybe  

sadece bir geliş oluyor ' dışında bu çok eğlenceli tamam argo terimlerle bir kitap yazabilirim ve belki

you should yeah because these are really fun so  now I want to test you on some Californian slang  

evet yapmalısınız çünkü bunlar gerçekten eğlenceli bu yüzden şimdi sizi bazı Kaliforniya argolarında test etmek istiyorum

and I kind of roll my eyes at this because I was  like do we even have Californian slang? I had to  

ve buna gözlerimi devirdim çünkü ben de öyleydim Kaliforniya argomuz bile var mı? Google'da aramam gerekti

Google it because I was like I don't know what  kind of slang do we have and then I got these  

çünkü ne tür bir argomuz olduğunu bilmiyorum gibiydim ve sonra bu

terms from like a list on Google but I don't  even know if it's true Californian slang you  

terimleri Google'daki benzer bir listeden aldım ama bunun gerçek Kaliforniya argosu olup olmadığını bile bilmiyorum

might know it you might I'll be shocked if you  don't know it let's just put it that way okay  

sen   biliyor olabilirsin Bunu  bilmezsen şok olabilir miyim hadi öyle söyleyelim tamam

so do you know what it means to put someone on  blast? does it mean you're talking about them?  

peki birini patlatmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz ? onlardan bahsettiğin anlamına mı geliyor?

yes kind of yes so when you put someone on blast  it means to embarrass someone in public so let's  

evet biraz evet yani birini havaya uçurduğunuzda bu, toplum içinde birini utandırmak anlamına gelir, yani

say um you know like Judy fell asleep in church  and you guys put her on blast by sending that  

diyelim ki Judy kilisede uyuyakaldı ve siz o

photo to the whole family you put Judy on blast  and then this whole thing came came to be about  

fotoğrafı tüm aileye göndererek onu kızdırdınız Judy'yi kızdırdınız ve sonra tüm bunlar

taking a Judy that's putting someone on blast so  have you heard this before? I've heard that but  

birini patlatan bir Judy'yi almakla ilgili oldu, yani bunu daha önce duydunuz mu? Bunu duydum ama

apparently I didn't know what it meant okay and  so you probably don't really use it right? no yeah  

görünüşe göre bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum ve muhtemelen gerçekten kullanmıyorsun değil mi? hayır evet

because if you don't know what something means  obviously it's really difficult to use it that's  

çünkü bir şeyin ne anlama geldiğini bilmiyorsanız açıkçası onu kullanmak gerçekten zordur   bu

something I teach in one of my vocabulary uh or  in my vocabulary course so yes I actually use this  

benim kelime dağarcığımdan birinde veya kelime kursumda öğrettiğim bir şey bu yüzden evet aslında bunu

all the time so I guess we can confirm that maybe  this is Californian slang apparently yes yeah yeah  

her zaman kullanıyorum  bu yüzden sanırım bunu doğrulayabiliriz belki bu Kaliforniya argosudur, görünüşe göre evet evet evet   Ah, o bilgi parçasını sizinle paylaştığı

I'll be like oh he totally put me on blast like  he shared that piece of information with you know  

gibi, beni tamamen havaya uçurdu, bilirsiniz

everybody over there and it's almost like throwing  somebody under the bus too oh you know that one's  

oradaki herkes ve neredeyse birini otobüsün altına  atmak gibi oh, bilirsiniz bu

a common we know that one yes okay the next one  is "butthurt" I've heard that it means you um  

bir yaygın olarak biliyoruz ki bir evet tamam bir sonraki "butthurt" Bunun sizin um

somebody hurt your feelings yeah when someone gets  upset over a small thing and maybe they're like  

birinin duygularınızı incittiği anlamına geldiğini duydum evet, birisi küçük bir şeye üzüldüğünde ve belki

pouting or they're upset about it but you feel  like they shouldn't be upset about that right?  

surat asmak ister veya bu konuda üzgündür ancak bu konuda üzülmemeleri gerektiğini düşünüyorsunuz, değil mi?

so he's over in the corner all butthurt because I  I don't know or you could say Judy's in the corner  

yani o köşede kıçını kıvırdı çünkü ben bilmiyorum ya da Judy köşede diyebilirsin   kıçını

butthurt because I I sent the picture like it's  no big deal but Judy's over there butthurt you  

kıvırdı çünkü ben fotoğrafı önemli değilmiş gibi gönderdim ama Judy orada küstah

know? so my poor mother-in-law sorry sorry Judy  sorry yeah oh she would love it she would love it  

anlıyor musun? bu yüzden zavallı kayınvalidem üzgünüm üzgünüm Judy üzgünüm evet oh buna bayılırdı buna bayılırdı

oh man so yeah so you don't use butthurt then? no  okay that's another one I've been using that one  

oh adamım yani evet o zaman popo kullanmıyorsun? hayır tamam bu başka bir tanesi onu

for years no I see, I would I would probably say  in that scenario he's over there in the corner  

yıllardır kullanıyorum  hayır anlıyorum, muhtemelen bu senaryoda o köşede dağılıyor derdim

havin' a comin' apart because blah blah blah yeah  and you know the other thing we could consider too  

çünkü falan filan evet ve diğer şeyi biliyorsun şunu da düşünebiliriz   argo

is that slang sometimes is like generational like  there might be things that people in Kentucky use  

bazen nesiller arasıdır mesela Kentucky'deki insanların kullandığı şeyler olabilir

that are my age that I also use or that you're  using that younger people aren't using because  

benim yaşımdakiler benim de kullandığım şeyler olabilir veya sizin kullandığınız, daha genç insanlar kullanmıyor çünkü

I know that that's how words come into existence  too like sure there's so much new slang out there  

kelimelerin böyle geldiğini biliyorum ayrıca eminim ki orada o kadar çok yeni argo var

that I don't even use that I'm finding on the  internet and I have to Google and I'm like oh  

ki kullanmıyorum bile internette buluyorum ve Google'a bakmam gerekiyor ve aman

my God what does this mean I ask my niece she's  16, if I hear something I'm like I'm texting her  

tanrım bu ne anlama geliyor diyorum yeğenime 16 yaşında olduğunu soruyorum , ona mesaj atıyormuşum gibi bir şey duyarsam

what what does so-and-so mean? and she laughs  at me but I'm like how would I know that? yes  

falanca ne anlama gelir? ve bana gülüyor ama ben bunu nasıl bilebilirim?

um one that I recently noticed was when people  say like somebody died or something they're  

evet   son zamanlarda fark ettiğim bir şey, insanların biri ölmüş gibi veya başka bir şey

saying they unalived themselves and I'm just like  oh that's a new one and it's also longer it's  

kendilerinin yaşamadığını söylediklerinde ve ben de ah bu yeni bir şey ve aynı zamanda daha

longer than just saying they died anyway there's a  lot so yeah another conversation for another time  

uzun    sadece öldüklerini söylemekten daha uzun zaten çok  var  evet başka bir zaman için başka bir sohbet

but the last one is when something looks sketch  or sketchy have you heard this? yes sketchy we  

ama sonuncusu, bir şey eskiz veya kabataslak göründüğünde bunu duydunuz mu? evet kabataslak biz

say that it's sketchy all right yeah so for those  that don't know it basically means something looks  

bunun kabataslak olduğunu söylüyoruz tamam evet yani bilmeyenler için temelde bir şeyin

not safe or dangerous or like if you see a dark  alleyway that's look sketch or looks sketchy yeah  

güvenli veya tehlikeli görünmediği anlamına gelir veya karanlık  bir ara sokak gördüğünüzde eskiz veya kabataslak görünür evet

I think people used to say it looks sketchy and  it has evolved to sketch because I don't remember  

sanırım insanlar bunun göründüğünü söylerdi kabataslak ve eskiz haline geldi çünkü

people saying sketch as much in the past what  about you? we say sketchy yeah like that's what  

geçmişte insanların eskiz kadar eskiz dediğini hatırlamıyorum, peki ya siz? kabataslak evet aynen öyle diyoruz

we use the Y yeah just untrustworthy not not gonna  do that yet sketchy yes a situation or a thing or  

Y'yi kullanıyoruz evet sadece güvenilmez bunu yapmayacak henüz kabataslak evet bir durum veya bir şey veya

anything yeah exactly Okay cool so now um let's  move on we're gonna compare our pronunciation  

herhangi bir şey evet tam olarak Tamam harika öyleyse şimdi um devam edelim telaffuzumuzu

a little bit when I was watching your YouTube  videos I noticed your intonation patterns are  

biraz karşılaştıracağız   ne zaman YouTube videolarınızı izliyordum tonlama modellerinizin

sometimes slightly different from mine and your  rhythm is sometimes slightly different from mine  

bazen benimkinden biraz farklı olduğunu ve ritminizin bazen benimkinden biraz farklı olduğunu fark ettim.

um but the most obvious difference I would say is  in the pronunciation of the I diphthong so that's  

um like a vowel that changes right I it's not like  a straight e sound e that doesn't change so I you  

doğru değişir I düz bir e sesi gibi değil e değişmez, bu yüzden

tend to pronounce this like ah so for example  the question "why?" how would you say that? why  

bunu  ah gibi telaffuz etme eğilimindesiniz, örneğin "neden?" bunu nasıl söylersin? neden

why so our letter "as" we say them like your  "I" so are well no that's not true yeah it's  

neden "as" harfimiz onlara sizin "ben"iniz gibi deriz yani iyisiniz hayır bu doğru değil evet bu

like yeah like because I would say why yeah yeah  why yeah that takes a lot of effort why yes well  

evet gibi çünkü neden derdim evet evet neden evet bu çok çaba gerektiriyor neden evet peki

I understand because you're not used to it and  when I try to you know pronounce things in other  

anlıyorum çünkü sen buna alışık değilim ve bir şeyleri başka şekillerde telaffuz etmeni sağlamaya çalıştığımda vay canına,

ways I'm like wow that's actually really hard  because I'm not used to it um but I have some  

bu gerçekten çok zor çünkü buna alışkın değilim ama

words here so for example I would say why I my  try and what would you say? "why my I try" yeah  

burada bazı   kelimelerim var, yani örneğin neden ben derdim denemem ve ne dersin? "neden benim deniyorum" evet

so we can totally hear the difference there it's  ah and I and sometimes my I it might not be as  

böylece farkı tam olarak duyabiliriz ah ve ben ve bazen benim ben o kadar

prominent like that if I'm speaking quickly or  something like that I might reduce it a little  

belirgin olmayabilir, eğer hızlı konuşursam veya bunun gibi bir şey onu biraz azaltabilirim

bit but for the most part I make the full sound  the diphthong and for you it's just a straight ah  

ama için Çoğunlukla tam sesi çift sesli yapıyorum ve sizin için bu sadece düz bir ah

ah and another word where I heard this earlier in  our conversation was the word tired I say tired  

ah ve bunu daha önce konuşmamızda duyduğum başka bir kelime de yorgun kelimesiydi, yorgun diyorum

what do you say? tired tired yeah I'm tired yeah  so I just wanted to point that out because that's  

ne diyorsunuz? yorgun yorgun evet yorgunum evet  bu yüzden bunu belirtmek istedim çünkü bu

one of the easiest um pronunciation differences  and it's like we're both from the same country  

en kolay um telaffuz farklılıklarından biri ve sanki ikimiz de aynı ülkedenmişiz

we both speak the same language but there's  this very big difference in our pronunciation  

ikimiz de aynı dili konuşuyoruz ama aramızda  bu çok büyük fark var telaffuz

and that's one of the most obvious ones to spot  yes very much so and I'm so used to saying you  

ve bu fark edilmesi en bariz olanlardan biridir evet çok öyle ve ben

know the full sound the I or whatever so it's  not hard for me but I can see why it would be  

I veya her neyse tam sesi bildiğinizi söylemeye o kadar alıştım ki bu benim için zor değil ama neden se   zor olacağını anlayabiliyorum

difficult if you're not used to doing that it  feels like it just takes more effort sure oh  

' bunu yapmaya alışkın değiliz sadece daha fazla çaba gerektiriyormuş gibi hissettiriyor tabii oh

it does take more effort yeah yeah so I actually  have a sentence we can say that uses this sound a  

daha fazla çaba gerektiriyor evet evet bu yüzden aslında bu sesi çok kullanan bir cümlem var

lot so people can really hear the difference and  the question or the sentence is "why did I even  

böylece insanlar farkı ve soruyu veya soruyu gerçekten duyabilir cümle "neden denedim bile

try?" why did I even try? how would you say this?  why did I even try? yeah why did I even try? yeah  

?" neden denedim ki? bunu nasıl söylersin neden denedim ki? evet neden denedim ki evet

cool alright and then there's one more difference  that's pretty obvious to spot and it happens with  

harika pekala ve sonra fark edilmesi oldukça açık olan bir fark daha var ve

ing words these are words like something  going saving sometimes I take off the g  

bu   sözcüklerle olur  bunlar  kurtaran  gibi sözcüklerdir bazen sakızı çıkarırım

um but not always but I notice that in your  accent you tend to drop the g a lot more so I  

um ama her zaman değil ama aksanınızda g a düşürme eğiliminde olduğunuzu fark ettim çok daha fazlası yani

would say maybe something and how would you  say that something is probably a word that  

belki bir şey söylerdim ve siz bir şeyin muhtemelen g harfini söylediğim bir kelime olduğunu nasıl söylersiniz

I do say the g but like driving I say drivin'  tryin' I don't say somethin' I'm a somethin' I  

ama araba kullanmak gibi sürüş derim deniyorum bir şey söylemiyorum ben bir şeyim bir şeyim

don't know that's weird for that word but yeah  drivin' tryin' cookin' eating but eating I do  

yapmıyorum Bu kelime için garip olduğunu bilmiyorum ama evet araba sürmek yemek pişirmeyi deniyorum ama yemek yiyorum

say the g so it I guess it just depends on  the word I'm not sure yeah and it could also  

g harfini söylüyorum yani sanırım bu kelimeye bağlı  emin değilim evet ve aynı zamanda

depend on the context because it depends like  basically something a lot of English speakers  

bağlama da bağlı olabilir çünkü duruma göre değişir temelde pek çok İngilizce konuşanın

don't realize is how our pronunciation changes  depending on the stress of the sentence the  

fark etmediği bir şey   telaffuzumuzun cümlenin vurgusuna bağlı olarak   bağlama

context what words we're emphasizing when  we speak so sometimes I say something and  

konuşurken hangi kelimeleri vurguladığımız  bu yüzden bazen bir şey söylüyorum ve   bazen bir şey

sometimes I say somethin' yeah somethin's weird  somethin's weird about this somethin's weird  

söylüyorum evet bir şeyler garip  bir şeyler bu konuda tuhaf bir şey

and then I can say going or I can say goin'  like yeah they're just goin' around talkin'  

ve sonra gitmek diyebilirim veya gitmek diyebilirim evet, etrafta dolanıp

goin' around talkin' rather than going around  talking so I do it too but I I guess my point  

konuşmak yerine sadece konuşuyorlar   etrafta dolaşıyorlar  bu yüzden ben de yapıyorum ama sanırım amacım

is I noticed you tend to do it more regularly in  your accent like that's a feature of your accent  

bunu aksanınızda daha düzenli yaptığınızı fark ettim, sanki bu aksanınızın bir özelliğiymiş gibi

to drop the g more frequently than I would yes  I probably drop it 90 percent of the time yeah  

g'yi benden daha sık düşürmek evet Muhtemelen yüzde 90 düşürdüm evet

I'm goin' to the grocery not going to the grocery  yeah and um in one of your videos that I watched  

Bakkala gidiyorum, markete gitmiyorum bakkal evet ve um

the 25 things about me video I noticed a really  good example sentence from this you said "I love  

hakkımda  25 şey videosunu izlediğim videolarınızdan birinde gerçekten iyi bir örnek cümle fark ettim "

savin' my money" right? that's right I love savin'  my money yes savin' savin' savin' by the way this  

paramı biriktirmeyi seviyorum" demişsiniz değil mi? bu doğru paramı biriktirmeyi seviyorum evet tasarruf etmek bu arada tasarruf etmek

is something that a lot of English students  struggle with because when they're learning  

birçok İngiliz öğrencinin uğraştığı bir şeydir çünkü

English in their classrooms maybe they're learning  like the most formal the most complete way of  

sınıflarında İngilizce öğrenirken belki de en resmi şekilde öğreniyorlardır

pronouncing words and then they actually go travel  to the US or they watch movies and they're like  

kelimeleri telaffuz etmenin tam bir yolu ve sonra gerçekten ABD'ye seyahate giderler veya film izlerler ve

that's not actually how people talk and they're  mortified because they don't understand and  

insanlar   aslında böyle konuşmazlar ve anlamadıkları için utanırlar ve

they're frustrated so that's also kind of why I'm  focusing in on these differences sure yeah we are,  

hüsrana uğrarlar, yani bu da bir tür neden bu farklılıklara odaklanıyorum, evet,

in the South we have a drawl it's like a lazy  drawl so we will draw things out and like you  

Güney'de bir çekişmemiz var, bu tembel  bir çekişme gibi, bu yüzden bazı şeyleri dışarı çıkaracağız ve sizin

said drop off letters and shorten things up  to come up with slang that's just our nature  

dediğiniz gibi   mektupları bırakacağız ve bazı şeyleri kısaltarak bu sadece argoyu bulacağız doğamız

I guess yeah well actually I like that you say  that because when I was comparing this sentence  

sanırım evet aslında bunu söylemen hoşuma gidiyor çünkü bu cümleyi   videonuzda söyleyiş şeklinizle karşılaştırırken

and the way you said it in your video you said  I love savin' my money I noticed also that you  

paramı biriktirmeyi seviyorum dediniz

lengthened the word love because I wouldn't say  with my accent like I love saving my money or I  

aşk kelimesini uzattığınızı da fark ettim çünkü yapmazdım aksanımla paramı biriktirmeyi seviyorum ya da

love it it just sounds weird right? I would just  say I love saving money I love so it's shorter but  

seviyorum gibi söylemem kulağa tuhaf geliyor değil mi? Sadece  sevdiğim parayı biriktirmeyi sevdiğimi yani daha kısa olduğunu söylerdim ama

that's probably where the drawl comes from right?  you're drawing out the word I love it's longer you  

çekişme muhtemelen buradan geliyor, değil mi? sevdiğim kelimesini uzatıyorsun daha uzun sen

draw out the verb I love saving my money or I love  cooking or I adore so and so like yes a lot I do  

paramı biriktirmeyi seviyorum veya yemek yapmayı seviyorum veya bayılıyorum ve bu yüzden evet çok seviyorum

that a lot now that you point it out yeah yeah  and for those watching who will study English  

bunu şimdi sen işaret ettiğin için bunu çokça yapıyorum evet evet ve için kimin İngilizce çalışacağını izleyenler

this has to do with the rhythm of the sentences  the length of the words creates the rhythm and in  

bu, cümlelerin ritmiyle ilgilidir kelimelerin uzunluğu ritmi oluşturur ve   İngilizce'de,

English we have different types of words that are  different lengths and like some are shorter some  

farklı uzunluklarda olan ve bazıları daha kısa, bazıları

are longer but also depending on where they're  at in the sentence and how the speaker emphasizes  

daha uzun olan ama aynı zamanda nereye bağlı olarak farklı kelime türlerimiz vardır cümlede yer alıyorlar ve konuşmacının

the words or the accent it can make the words  longer or shorter like in this example really  

kelimeleri veya aksanı nasıl vurguladığı bu örnekte olduğu gibi kelimeleri daha uzun veya daha kısa hale getirebilir gerçekten

interesting I guess for me at least uh features  of English and how people use it differently,  

sanırım benim için en azından İngilizce'nin özellikleri  ve insanların onu nasıl farklı kullandığı,

again, in the same country like we're from the  same place but we're not but we're not you're  

yine, aynı ülkedeyiz sanki biz aynı yerdeniz ama değiliz ama biz değiliz siz

from a different state and I'm from a different  place and anyways there's differences okay,  

farklı bir ülkedensiniz ve ben farklı bir yerdenim ve her neyse farklılıklar var tamam,   bu

so I have some true or false I guess questions  for you or statements they're statements and I  

yüzden bazı doğrularım veya yanlışlarım var Sanırım sizin için sorular veya ifadeler, bunlar ifadelerdir ve

want to know if they're true or false it's  like stereotypes of the South that I have  

bunların doğru mu yanlış mı olduğunu bilmek istiyorum, Güney'in klişeleri gibi

heard so first of all everyone from the south has  a Southern accent, true or false? and we can also  

duydum, bu yüzden her şeyden önce güneydeki herkesin Güney aksanı var, doğru mu yanlış mı? ve

say everyone from the south has the same southern  accent, true or false? depends on what you define  

güneyden gelen herkesin aynı güney aksanına sahip olduğunu da söyleyebiliriz , doğru mu yanlış mı? Güney'i ne tanımladığınıza bağlıdır,

the South so the South technically is any if  you fall below the Mason-Dixon line so Kentucky,  

bu nedenle Mason-Dixon çizgisinin altına düşerseniz, yani Kentucky,

Tennessee, Florida is in the South but they don't  necessarily have the southern accent so to me the  

Tennessee, Florida Güney'deyse, teknik olarak Güney herhangi bir Güney'dir, ancak güney aksanına sahip olmaları gerekmez, bu nedenle bana göre

southern accent is Kentucky, Tennessee, Texas  can get Southern-y Alabama, Arkansas, Georgia,  

güney aksanı Kentucky'dir. , Tennessee, Teksas Güney-y Alabama, Arkansas, Georgia,

a little bit of South Carolina but but it kind  of stops there as far as the southern drawl yeah  

biraz Güney Karolina'yı alabilir, ancak bu güney çekişine kadar orada bir şekilde durur, evet

so does everyone in the South everyone have a  Southern accent? if you're born here and you  

yani Güney'deki herkesin Güney aksanı var mı? burada doğduysanız ve

grew up hearing this accent yes okay that makes  sense that makes sense next Southerners are really  

bu aksanı duyarak büyüdüyseniz evet tamam bu mantıklıdır bundan sonra Güneyliler gerçekten

friendly and open with strangers that is so true  absolutely true yeah? yeah I read that southern  

arkadaş canlısı ve yabancılara karşı açıktır bu çok doğru kesinlikle doğru evet? evet güney

hospitality is a real thing like people just are  different there it yes so when I leave the South  

misafirperverliğinin gerçek bir şey olduğunu okudum, insanlar orada  farklı  gibi, evet bu yüzden Güney  'den ayrılıp

and go to other countries and other places in  the United States I'm like wow the southern  

diğer ülkelere ve  Amerika Birleşik Devletleri'ndeki diğer yerlere gittiğimde vay canına güney

hospitality is not here we speak to each other if  I am walking down the street and I see someone a  

misafirperverliği burada konuşmuyoruz birbirimize sokakta yürüyorsam ve

total stranger you say hello when you pass them so  um you hold the door for other people you speak in  

tamamen yabancı birisini görürsem, yanından geçerken merhaba dersiniz, yani  um diğer insanlar için kapıyı tutar  , bakkalda konuşursunuz,

the grocery I mean it's just it's just what we do  yes very much so it almost seems like living life  

yani bu sadece bizim yaptığımız şey evet çok bu yüzden neredeyse hayatı biraz daha yavaş yaşıyor gibi görünüyor  merhaba demek için

in a bit of a slower pace like taking the time to  say hello taking the time to talk yes very true  

zaman ayırmak gibi konuşmak için zaman ayırmak evet çok doğru

and on that note is it normal for people to use  the word ma'am? like yes ma'am yes sir in the  

ve bu anlamda insanların hanımefendi kelimesini kullanması normal mi ? güneyde evet hanımefendi evet efendim gibi mi

south? is that something that is Southern? it's  yes ma'am yes ma'am I didn't know that like I  

? Bu Güney'e ait bir şey mi? evet hanımefendi evet hanımefendi bunu bilmiyordum

guess for the most part we teach our children to  say ma'am and sir so even I'm 52 years old when I  

sanırım çoğu zaman çocuklarımıza hanımefendi ve efendim demeyi öğretiyoruz, bu yüzden ben bile 52 yaşındayım

refer to a woman or I'm speaking to a woman I'll  say yes ma'am like it's just it's just what you  

bir kadından veya benden söz ettiğimde' bir kadınla konuşurken evet hanımefendi diyeceğim, sanki bu sizin

do I would never say yes and stop there it's yes  ma'am like it's a form of respect yes or thank  

yaptığınız şeymiş gibi Asla evet demez ve orada durur bu evet hanımefendi, sanki bu bir tür saygıdır evet veya teşekkür

you ma'am or you know yes it's just part of the  the way that you acknowledge the person you're  

ederim hanımefendi veya bilirsiniz evet bu, konuştuğunuz kişiyi kabullenme şeklinizin bir parçasıdır evet

speaking to yeah and that is different because  over here I don't hear ma'am nearly as much or  

ve bu farklı çünkü burada ben neredeyse hanımefendi kadar duymuyorum veya

sir maybe if you're in the grocery store somebody  might say it especially if they don't know your  

efendim belki bakkaldaysanız birileri duyabilir özellikle adınızı bilmiyorlarsa söyleyin,

name like oh ma'am did you uh I don't swipe your  card again please or whatever um but I don't hear  

ah hanımefendi, uh kartınızı bir daha okumuyorum lütfen ya da her neyse um ama o

it as much and um I actually have a YouTube  video one of my very first when I was first  

kadar fazla duymuyorum ve um aslında bir YouTube videom var ilk kez

figuring out like how to teach online and what I  wanted to teach about and teaching English where  

çevrimiçi olarak nasıl öğreteceğimi ve ne hakkında öğretmek istediğimi öğrendiğim ve İngilizce öğrettiğimde

I talked about mistakes people made in English and  I corrected something that I don't think anymore  

insanların İngilizce yaptığı hatalardan bahsettiğim ve artık   bir hata olduğunu düşünmediğim bir şeyi düzelttiğim,

is a mistake but basically in the comments of my  YouTube videos I was getting a lot of comments  

ancak temelde YouTube videolarıma yapılan yorumlarda

where people were addressing me as ma'am and it  made me feel uncomfortable because where I'm from  

insanların bana hanımefendi diye hitap ettiği çok sayıda yorum alıyordum ve bu beni rahatsız etti çünkü geldiğim yerde

we we don't do that plus I was younger then and I  felt like ma'am is something you use for somebody  

bunu yapmayız ve o zamanlar daha gençtim ve gibi hissettim hanımefendi, daha yaşlı biri için kullandığınız bir şeydir,

who's older so I was like don't call me ma'am  like don't use ma'am and now I realize it's not  

bu yüzden bana hanımefendi demeyin, hanımefendi demeyin ve şimdi bunun kendi başına yanlış olmadığını anlıyorum,

wrong per se it's just a variation of normal yes  so I will say ma'am so I used to own an ice cream  

bu sadece normal bir evet ifadesinin bir varyasyonu, bu yüzden yapacağım hanımefendi demek, eskiden bir dondurma

shop I recently sold it and when customers would  come in I could refer to a seven-year-old girl as  

dükkanım vardı, yakın zamanda sattım ve müşteriler geldiğinde yedi yaşındaki bir kıza hanımefendi diye hitap edebilirdim, eğer

ma'am if she handed me her money for ice cream I  would hand her her change and say thank you ma'am  

bana dondurma parasını verirse verirdim onun üstünü değiştir ve teşekkür ederim hanımefendi

like this just you refer to each other that way it  has really nothing to do I mean I guess formally  

böyle sadece birbirinize bu şekilde hitap edin gerçekten yapacak bir şey yok yani sanırım resmi olarak

children would refer to adults as ma'am but  we refer to each other it's like saying your  

çocuklar yetişkinlere hanımefendi diye hitap ederdi ama birbirimize atıfta bulunuyoruz bu sizin demek gibi

name instead of me saying your name I would say  ma'am at the end of my sentence but it's also  

isminizi söylemek yerine isminizi söylerdim cümlemin sonunda hanımefendi derdim ama bu aynı zamanda

a way to close out your conversation thank you  ma'am yes ma'am see you ma'am yes sir like you  

sohbetinizi bitirmenin bir yolu teşekkür ederim hanımefendi evet hanımefendi görüşürüz hanımefendi evet efendim bildiğiniz gibi

know? it doesn't really come up in the middle of  conversation so much yeah well actually I want to  

? konuşmanın ortasında pek gündeme gelmiyor evet aslında ben

bring something up uh and then I'll continue with  my list but uh talking about how we can use ma'am  

bir konuyu gündeme getirmek istiyorum uh ve sonra listeme devam edeceğim ama uh hanımefendiyi

in the South for older people or younger people  or anywhere when you uh when I first contacted you  

güneyde yaşlı insanlar için nasıl kullanabileceğimizden bahsediyorum veya daha genç insanlar veya herhangi bir yerde sizinle ilk iletişime geçtiğimde

and I was like oh I really want to interview  you etc. and you replied and we were sending  

ve ben "seninle gerçekten röportaj yapmak istiyorum" gibiydim.

voice messages and one of the things you said was  yes I am a southern what did you say? a southern,  

diyorsun? güneyli,

a southern gal? with a yeah a southern gal with a  southern accent or something but I think you used  

güneyli bir kız mı? evet, güney aksanı olan bir güneyli kız falan ama sanırım

the word girl because I wrote it down I was like  oh that's so interesting because usually people  

kız kelimesini kullandın çünkü ben bunu yazdım... oh bu çok ilginç çünkü genellikle insanlar

would think of a girl as a child right? but I,  I realized I'm like this is a very endearing  

bir kızı çocuk olarak düşünür, değil mi? ama ben, bunun kendin hakkında konuşmanın çok sevecen bir yolu olduğunu fark ettim,

way to speak about yourself you know? I'm a  Southern girl right? yes so I will refer to  

anlıyor musun? Ben bir Güneyli kızım, değil mi? evet bu yüzden

younger gals or like myself as a girl but if  I'm gonna talk about other women I typically  

daha genç kızlara atıfta bulunacağım veya kendimden bir kız olarak bahsedeceğim ama diğer kadınlar hakkında konuşacaksam genellikle   kız diyeceğim

will say gal I don't say look at those group  of women over there I would say look at those  

oradaki kadın grubuna bak demiyorum şuradaki kızlara bak derdim

gals over there that's just a more kind and  welcoming way to say it versus look at those  

işte bu, bunu söylemenin daha kibar ve hoş bir yolu

women oh yeah look at those gals you know it  just has a different a different effect yeah  

kadınlara bakın oh evet şu kızlara bakın sadece farklı bir etkisi var evet   kendilerini

they're gonna feel gal yeah okay so I just  wanted to bring that in there and then okay  

kız gibi hissedecekler evet tamam o yüzden ben de bunu getirmek istedim orada ve

um next I one time heard that when in the South  they say oh bless her heart or bless your heart  

sonra tamam   um sonra bir keresinde duydum ki Güney'de ah onun kalbini kutsasın veya kalbini korusun dediklerinde

it's like a nice way of saying "F you" is that  true? or what do you have to say about that?  

"F sen" demenin güzel bir yolu bu doğru mu? ya da buna ne diyorsunuz? kullanıldığı

depends on the tone and the context that it's  being used so my mother will say bless your  

üsluba ve bağlama göre değişir, bu nedenle annem kalbinizi kutsasın,

heart meaning you're so sweet it's another way to  say I love you or you've done something good bless  

yani çok tatlısınız, sizi sevdiğimi veya iyi bir şey yaptınız demenin başka bir yoludur,

you your heart it can be a put down if somebody  is doing something really stupid and you go well  

kalbinizi korusun, moraliniz bozulabilir eğer biri gerçekten aptalca bir şey yapıyorsa ve sen iyi gidersen

bless your heart oh my God wow I actually felt  that it was like you idiot yeah so it can go both  

kalbini korusun aman Tanrım vay gerçekten senin aptal gibi olduğunu hissettim evet yani her iki

ways yeah yeah well I think that's a big takeaway  from this entire conversation is like that's how  

yöne de gidebilir evet evet pekala bence bu, tüm bu konuşmadan büyük bir çıkarım

language is, like it's not always literal there's  so many times where the tone behind what you say  

dil nasıldır, her zaman gerçek değilmiş gibi çoğu zaman söylediklerinizin ardındaki ton

or the attitude behind what you say will literally  make what you say positive or negative absolutely  

veya tavrınız kelimenin tam anlamıyla söylediklerinizi olumlu veya olumsuz hale getirir kesinlikle

bless your heart is one of those okay, so finally  we're gonna wrap up uh with some recommendations  

kalbinizi kutsasın o iyi olanlardan biridir, yani sonunda biz' bazı önerilerle bitireceğiz

so yeah best Southern food everyone should  try do you have anything you recommend?  

yani evet herkesin denemesi gereken en iyi Güney yemeği önerdiğiniz herhangi bir şey var mı? aman

oh my goodness there are so many Southern things  the first thing that comes to my mind is fried  

tanrım o kadar çok güneyli şey var ki aklıma ilk gelen kızarmış

squash have you ever had fried squash? I don't  know if I have okay so how what is this and how  

kabak hiç kızarmış kabak yediniz mi? İyi olup olmadığımı bilmiyorum, bu nasıl bir şey ve

do you make it? so yellow squash you slice it up  pretty thin you put it in buttermilk and then you  

bunu nasıl yapıyorsun? yani sarı kabağı ince ince dilimleyin ayranın içine koyun ve ardından

flour it in a mixture that's 50 percent cornmeal  and 50 percent flour with salt and pepper and  

yüzde 50 mısır unu ve yüzde 50 undan oluşan bir karışımla tuz ve karabiberle unlayın ve

then you put a little bit of oil in a cast iron  skillet and you you brown it until it's golden  

sonra bir dökme demir tavaya biraz yağ koyun ve siz altın rengi  kahverengi

brown and crispy and when I do fried squash  the squash has to be fresh out of the garden,  

ve çıtır çıtır olana kadar kızartırsınız ve ben kabak kızarttığımda kabak bahçeden yeni çıkmış olmalıdır,

that's the only time I do it I don't do like  grocery store squash and my family will stand  

sadece o zaman yaparım bakkal kabaklarını sevmem ve ailem

there and eat the squash as soon as I get it out  of the skillet, it won't even make it to dinner  

orada durup yer  kabak tavadan çıkar çıkmaz akşam yemeğine bile gelmiyor

it's just we we consume the squash it is so good  yes so is it true that in the South people eat a  

sadece biz kabak tüketiyoruz o kadar iyi  evet yani Güney'de insanların çok

lot of fried food or love fried food? because  that's kind of another stereotype I've heard  

fazla kızarmış yemek yedikleri doğru mu veya kızarmış yiyecekleri sever misin? çünkü bu da başka bir klişe duydum

we eat a lot of fried food, fried catfish is  very popular in Kentucky where I live I love  

çok fazla kızarmış yemek yiyoruz, kızarmış yayın balığı yaşadığım Kentucky'de çok popüler

fried catfish wow I've never tried that oh it's  a white flaky fish it is so good if it's fried  

Kızarmış yayın balığını seviyorum vay canına bunu hiç denemedim oh bu beyaz pul pul bir balık, eğer öyleyse çok iyi kızarmış

and it's crispy oh yeah nice, fried catfish  we will fry green tomatoes you've heard fried  

ve çıtır çıtır oh evet güzel, kızarmış yayın balığı yeşil domatesleri kızartacağız kızarmış

green tomatoes I've yes I've heard this but  I have not tried it yeah um fried okra again,  

yeşil domatesleri evet duydum ama denemedim evet yine kızarmış bamya,

not, haven't tried it yeah all the things, but  fried squash is really is a southern thing and  

değil, denemedim evet her şey ama kabak kızartması gerçekten güneye özgü bir şey ve

that's something I love and then barbecue well of  course barbecue is more where I'm from, Kentucky,  

bu benim sevdiğim bir şey ve ardından iyi mangal tabii ki benim geldiğim yerde barbekü daha çok, Kentucky,

um and Western Kentucky we are known for our  barbecue and so that's you know something we do  

um ve Western Kentucky biz barbekümizle tanınırız ve bu yüzden bu Yaptığımız bir şey var

what is what is something that makes your barbecue  I would say different from, because I feel like in  

barbekünüzü  farklı kılan şey nedir  derdim , çünkü

the U.S there's barbecue like places everywhere,  so is there something that makes the barbecue you  

ABD'de   her yerde mangal benzeri yerler var gibi hissediyorum, yani sizin   yaptığınız barbeküyü biraz farklı kılan bir şey var mı

guys do a little bit different? you can go to  places in the South where they will take their  

? güneyde

barbecue and just put it in a sauce so it's a  saucy, you know whatever you can have dry barbecue  

mangallarını alıp bir sosun içine koyacakları yerlere gidebilirsiniz, yani bir sulu, bilirsiniz ne isterseniz kuru mangal yiyebilirsiniz

that was done with a rub where I live it's dry  barbecue with a little bit of sauce on top like  

yaşadığım yerde ovuşturarak yapılır, biraz kuru mangaldır üstüne sos mesela

if you're gonna have a barbecue sandwich or a  plate of barbecue you have slaw and fries and corn  

bir barbekü sandviçi veya bir tabak barbekü yiyecekseniz lahana salatası, patates kızartması ve mısır alırsınız

and then you put your barbecue on top it's not  dripping in barbecue sauce nice and is it smoked  

ve ardından barbeküyü üstüne koyarsınız barbekü sosu güzel damlamaz ve tütsülenmiş mi

also or is it just done on fire? well it's both  you can do it either way so my husband loves to  

yoksa sadece ateşte yapılır mı? peki her ikisi de her iki şekilde de yapabilirsiniz, yani kocam ızgara yapmayı sever, mangal yapmayı sever, pirzola

grill he loves to barbecue he smokes ribs you can  do brisket and pork but a lot of people do it a  

tüttürür, döş ve domuz eti yapabilirsiniz, ancak birçok kişi bunu

lot of ways but typically it is smoked or you can  put it on the grill at the end to char the outside  

birçok  şekilde yapar, ancak genellikle tütsülenir veya üzerine koyabilirsiniz dışını kömürleştirmek için sonundaki ızgara

he'll probably get mad at me because I'm saying  that wrong but mainly smoked so when you have  

muhtemelen bana kızacaktır çünkü bunu yanlış söylüyorum ama çoğunlukla tütsülenmiş yani

barbecue and you start pulling the meat the very  top of it underneath that dry section you'll see  

mangal yaptığınızda ve eti en üstünden o kuru bölümün altına çekmeye başladığınızda

red and then the meat gets a lighter color that's  your smoke ring on the outside oh wow and that  

kırmızı görün ve ardından et daha açık bir renk alır, bu dışarıdaki duman halkanızdır oh vay ve bu

would be that is what tastes so good that smoke  ring wow, okay I've seen the smoke ring I just  

tadı o kadar güzel olan duman halkası vay, tamam duman halkasını gördüm sadece

never knew what created it or how to make it your  smoker yeah cool that's your smoker oh yeah Fourth  

onu neyin oluşturduğunu asla bilemedim veya nasıl sigara içiyorsunuz evet havalı bu sizin sigara içeniniz oh evet 4

of July, Labor Day, Memorial weekend we will smoke  ribs and smoke chicken nice yes we got a little  

Temmuz, İşçi Bayramı, Anma hafta sonu pirzola içeceğiz ve tavuk içeceğiz güzel evet biraz

smoker and my husband does smoke things once  in a while but not often yeah oh we did smoked,  

sigara içiyoruz ve kocam arada sırada bir şeyler içer ama sık değil evet ah tütsüledik,

we did smoked salmon once, that was pretty good  have you guys done that? well so we do, we're  

bir kez somon tütsüledik, bu oldukça iyiydi bunu yaptınız mı? eh öyle yapıyoruz,

getting off topic, we do salmon on a cedar plank  and put it on the grill we don't smoke it that's  

konudan sapıyoruz, sedir tahta üzerinde somon balığı yapıyoruz ve ızgaraya koyuyoruz tütsülemiyoruz bu   eskiden

the kind of salmon like I used to like ordering in  restaurants I mean I still do but I just haven't  

restoranlarda sipariş vermeyi sevdiğim türden somon, yani hala seviyorum ama

in a long time because it's so good I didn't know  I could just make it myself but you can you can  

Uzun zamandır yapmıyorum çünkü o kadar iyi ki bilmiyordum kendim yapabilirdim ama alabilirsin

just buy the cedar planks absolutely very we'll  have to talk about that later I have a feeling  

sadece sedir tahtaları alabilirsin kesinlikle çok bunun hakkında daha sonra konuşmamız gerekecek  içimde bir his var

I'm gonna need to get some recipes okay um next  one what is sweet tea and do you like it? what  

Bazı tarifler almam gerekecek tamam mı sıradaki tatlı çay nedir ve sever misin?

is sweet tea? so traditional Southern sweet tea  you take tea bags and you put them in water and  

tatlı çay nedir? yani geleneksel Güney tatlı çayı poşet çayları alıp suya koyarsınız ve

you set it outside in the sun so it is sun-brewed  and it is sweetened with real sugar, no artificial  

güneşte demlenmesi için dışarıda güneşe koyarsınız ve gerçek şekerle tatlandırılır, yapay

sweeteners, none of that, it is real sugar and it  is sweet, sweet, sweet like when you pour it it  

tatlandırıcılar kullanılmaz, bunların hiçbiri, gerçek şekerdir ve tatlı, tatlı, tatlı tıpkı döktüğünüz zamanki

is like sappy oh wow yeah oh sweet tea is sweet I  love iced tea I don't really I'm not a huge fan of  

gibi özlü gibi oh vay evet oh tatlı çay tatlı Buzlu çayı severim gerçekten sevmiyorum Tatlı çayın büyük bir hayranı değilim

sweet tea it can just be overwhelming and so sweet  and has oh there's a lot of sugar in there so I  

sadece bunaltıcı olabilir ve bu yüzden tatlı ve ah içinde çok şeker var bu yüzden

used to drink sweet tea but about 10 years ago I  decided you know what I need to get away from all  

eskiden tatlı çay içerdim ama yaklaşık 10 yıl önce tüm bunlardan   uzaklaşmak için neye ihtiyacım olduğunu bildiğinize karar verdim

that and now I drink unsweet tea yeah good yeah I  mean sure either way I don't drink sugar and I try  

ve şimdi şekersiz çay içerim evet güzel evet yani her iki şekilde de eminim Şeker içmem ve

not to put sugar in my drinks if it comes with it  it comes with it but um I've tried sweet tea like  

içeceklerime şeker koymamaya çalışıyorum, eğer yanında geliyorsa, beraberinde geliyor ama um,

in fast food places growing up and I never really  liked it because well one was probably artificial  

büyürken fast food yerlerindeki gibi tatlı çay denedim ve hiç sevmedim çünkü iyi biri muhtemelen yapay

not real and two it was really sweet but I've  been curious because in movies in the South and  

gerçek değil ve iki gerçekten tatlıydı ama merak ettim çünkü Güney'deki filmlerde ve

stuff I always hear about the sweet tea and  everybody's talking about the sweet tea and  

her zaman tatlı çaydan bahsediyorum ve herkes tatlı çaydan bahsediyor ve

maybe even in country music they might talk about  the sweet tea and I'm like okay there's something  

belki country müziğinde bile tatlıdan bahsediyor olabilirler çay ve ben tamam diyorum

with this sweet tea I need to ask about this  it is real sugar so funny that you bring this  

bu tatlı çayla ilgili  bir şey  var bunu sormam gerekiyor bu gerçek şeker o kadar komik ki bunu

up because where I live in Kentucky last week we  have the quilt show here, my city that I live in  

gündeme getiriyorsunuz çünkü geçen hafta Kentucky'de yaşadığım yerde yorgan şovu yapıyoruz, yaşadığım şehir

is called Quilt City USA, that's our our nickname  we have the largest quilt show and convention in  

ABD'de Quilt City denir, bu bizim takma adımızdır  dünyanın en büyük yorgan fuarı ve kongresi

the world held here so I went downtown to the  quilt show and walked around the streets and  

burada düzenleniyor, bu yüzden şehir merkezine yorgan gösterisine gittim ve sokaklarda dolaştım ve

did a YouTube video about it but they had food  vendors out for all the people who were at the  

bununla ilgili bir YouTube videosu çektim ama yiyecek satıcıları dışarıdaydı kongre merkezinde bulunan tüm insanlar

convention center and several of them I would say  40 percent of them had signs out front saying that  

ve birçoğu için, yüzde 40'ının önünde

they served sweet tea to all the quilters yeah wow  and for the people that don't know what quilts are  

tüm yorgancılara tatlı çay servis ettiklerini belirten tabelalar olduğunu söyleyebilirim evet vay ve yorganın ne olduğunu bilmeyen insanlar için

oh quilts um they're, blanket is probably not  the right term but I don't know any better way  

oh yorgan um onlar, battaniye muhtemelen doğru terim değil ama tarif etmenin daha iyi bir yolunu bilmiyorum

to describe I would say like a blanket or a  handmade comforter or something like that yes  

battaniye veya el yapımı bir yorgan veya onun gibi bir şey diyebilirim evet

hand-stitched, very intricate can take, I mean,  forever to make a beautiful quilt but they're  

elle dikilmiş, çok karmaşık olabilir, yani , sonsuza dek güzel bir yorgan yapmak için

all done by hand and it's, they're beautiful yeah  yeah when you said a quilt convention I was like  

hepsi elle yapılır ve bu, çok güzeller evet  evet bir yorgan kongresi dediğinizde ben   vay canına bu kulağa

wow that sounds very American and very country  and it is right here yeah yeah oh my goodness  

çok Amerikalı ve çok taşralı  gibi gelmiştim ve tam burada evet evet oh benim aman tanrım

okay next what is a really cool or interesting  place to visit like for people that already either  

tamam bundan sonra ziyaret etmek için gerçekten harika veya ilginç bir yer neresidir mesela zaten

live there or where you're at or in the South  or for people that are thinking of traveling  

orada   yaşayan veya sizin bulunduğunuz yerde veya Güney'de  veya

to the South or to where you live if you come  to Paducah, Kentucky which is where I live in  

Güney'e   veya gelirseniz yaşadığınız yere   seyahat etmeyi düşünen insanlar için Kentucky, Paducah'a, yani yaşadığım yer

late September every year we have something called  the, it's a festival, called Barbecue on the River  

her yıl Eylül ayı sonlarında bir festivalimiz var, Barbecue on the River

it is a huge three-day barbecue festival, so in  Paducah, Kentucky we live right where the Ohio  

üç günlük büyük bir barbekü festivalidir, bu nedenle Paducah, Kentucky'de tam Ohio'nun olduğu yerde yaşıyoruz

and the Tennessee rivers meet, so downtown  which is on the river we have a festival,  

ve Tennessee nehirleri birleşir, bu yüzden nehir üzerindeki şehir merkezinde bir festivalimiz vardır,

it spans several blocks and there's like I don't  know 40 or 50 different vendors there for a three  

birkaç bloğa yayılır ve orada üç

or four day span that serve barbecue and ribs you  have Cajun corn and ribbon fries and coleslaw and  

veya dört gün boyunca barbekü ve kaburga servis eden 40 veya 50 farklı satıcı tanımıyorum. Cajun mısırı ve şerit patates kızartması ve lahana salatası ve

funnel cakes, and you know, hot fudge cakes  and cheesecake on a stick and it's incredible  

huni kekler ve bilirsiniz, sıcak şekerleme kekleri ve çubuk üzerinde peynirli kek ve bu inanılmaz

yeah it sounds like if you want to experience  something American with a bunch of American food,  

evet, bir grup Amerikan yemeğiyle Amerikan bir şey deneyimlemek istiyorsanız

that sounds like a great idea yes and that's  actually something that I really like that we  

bu kulağa harika bir fikir gibi geliyor evet ve bu aslında gerçekten sevdiğim bir şey,

do here in the US, we do festivals around all  kinds of things especially food-related like  

burada ABD'de yapıyoruz, özellikle gıdayla ilgili her türlü şey etrafında festivaller düzenliyoruz, örneğin

um growing up I used to hear about some asparagus  festival and I would think like asparagus? but  

büyürken kuşkonmaz festivalleri hakkında bir şeyler duyardım ve kuşkonmaz gibi düşünürdüm? ama

apparently people get together they sell asparagus  they make things with asparagus and it's I never  

görünüşe göre insanlar bir araya geliyor kuşkonmaz satıyorlar kuşkonmazla bir şeyler yapıyorlar ve ben hiç

went, I'd love to go, but I've heard of  an asparagus festival, barbecue festivals,  

gitmedim, gitmek isterdim ama kuşkonmaz festivali, barbekü festivalleri   duydum

my brother actually, this is hilarious, um he they  invited us they're like oh we're gonna go to this  

kardeşim aslında, bu çok komik, um o onlar bizi davet ettiler, ah bu

barbecue festival, I don't remember if it was in  Fresno, California, or whatever but they traveled,  

barbekü festivaline gideceğiz, California, Fresno'da mıydı hatırlamıyorum ama seyahat ettiler,

they booked a hotel, they stayed overnight I'm  like wow you guys are some serious like you're  

bir otel rezervasyonu yaptılar, bir gece kaldılar vay canına Beyler biraz ciddisiniz,

serious about your barbecue ribs, like you're  really serious about it to go to a festival and  

barbekü pirzolalarınız konusunda ciddisiniz, bir festivale gitmek ve

to then book a hotel and like it's an event,  you know, but it's really cool it's fun yes  

ardından bir otel rezervasyonu yapmak konusunda gerçekten ciddisiniz ve bu bir etkinlikmiş gibi, bilirsiniz, ama bu gerçekten harika, eğlenceli evet

we go every year I think I have this number  correct, correct but I heard somewhere that  

biz her yıl git sanırım bu sayı bende doğru, doğru ama bir yerde duydum ki

our city said last year thirty thousand people  people went downtown to Barbecue on the River wow  

şehrimiz geçen yıl otuz bin kişi insanlar şehir merkezindeki Nehirde Barbekü yapmaya gitti vay

that sounds really fun yeah you can smell the fire  and the smoke and the barbecue from about a mile  

bu gerçekten eğlenceli geliyor evet ateş , duman ve barbekünün kokusunu alabiliyorsunuz festivalden yaklaşık bir

and a half away from the festival I bet oh yeah  that smells so good yeah so last question here,  

buçuk mil uzakta bahse girerim oh evet çok güzel kokuyordur evet, buradaki son soru,

um, about your recommendations is there a  Southern tradition, uh that you really love?  

um, gerçekten sevdiğiniz bir Güney geleneği var mı?

we get together as a family and by family not  just my daughters but like my husband's family,  

ailece bir araya geliyoruz sadece kızlarım değil, kocamın ailesi gibi,

his grandpa, like everybody 40 of us, get together  for any family holiday, Mother's Day, Easter,  

büyükbabası, 40'ımız gibi, herhangi bir aile tatili, Anneler Günü, Paskalya,

Father's Day, birthdays, Christmas, Thanksgiving,  we get together for a huge family meal so I think  

Babalar Günü, doğum günleri, Noel, Şükran Günü, biz büyük bir aile yemeği için bir araya gelin, bu yüzden bence

that I don't know that that happens elsewhere  it's a very southern thing um to have huge family  

bunun başka bir yerde olduğunu bilmiyorum büyük aile toplantıları yapmak çok güneydeki bir şey

gatherings, but yeah that's pretty Southern  that's yeah good tradition yeah cool well  

, ama evet bu oldukça Güney bu evet iyi bir gelenek evet harika pekala

thank you for sharing all of this with us this I  feel like this has been really really interesting  

hepsini paylaştığınız için teşekkürler bu bizde bu bunun gerçekten çok ilginç olduğunu düşünüyorum

and where can everyone find you online? because I  would love to just send everybody after this video  

ve herkes sizi internette nerede bulabilir? çünkü bu videodan sonra herkesi göndermek isterim

send them your way so that they can listen and  watch more of your videos and listen to more of  

onları daha fazla videonuzu izleyip izleyebilmeleri ve  içeriğinizi   daha fazla dinleyebilmeleri

your content and get familiar with how you speak  yeah because it's another way of speaking American  

ve nasıl konuştuğunuza aşina olabilmeleri için kendi yolunuza gönderin evet çünkü bu Amerikan   İngilizcesi konuşmanın başka bir yolu

English and I think they're going to learn a  lot and have a lot of fun with you absolutely  

ve Bence seninle kesinlikle çok çok öğrenecekler ve çok eğlenecekler bu

so I have a YouTube channel it's called Welcome  to My Curls, curly hair, everything in my life  

nedenle Buklelerime Hoş Geldiniz adlı bir YouTube kanalım var , kıvırcık saçlar, hayatımdaki her şey

revolves around my curls, it's kind of defined  who I am, and so it's called Welcome to My Curls  

buklelerimin etrafında dönüyor, bu bir şekilde kim olduğumu belirliyor  [ __ ] ve adı Welcome to My Curls

I'm on YouTube I'm on Instagram under that same  name, I'm on Facebook and I post new YouTube  

YouTube'dayım Instagram'da aynı adla, Facebook'tayım ve

videos every Tuesday and Friday those videos  are about where I live in the south I go out  

her Salı ve Cuma günü yeni YouTube   videoları yayınlıyorum, bu videolar güneyde yaşadığım yerle ilgili Dışarı çıkıyorum

and about it's about my life and things I love  yeah yeah I actually think it's a really great  

ve bu benim hayatım ve sevdiğim şeyler hakkında evet evet aslında

um resource for everybody here that's watching  because it's lifestyle content, it's everyday  

burada izleyen herkes için gerçekten harika bir kaynak olduğunu düşünüyorum çünkü bu yaşam tarzı içeriği, günlük

type stuff, it's hey this is what I'm doing today,  this is what I did yesterday, and you know just  

türden şeyler, hey bugün yaptığım şey bu, dün yaptığım şey buydu ve siz de biliyorsunuz ki

so if you're curious about American life and what  it might be like to be here I think Renee has some  

Amerikan hayatını ve burada olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız Renee'nin

really awesome stuff for you, I think you should  check it out, follow her, and you'll learn, you'll  

sizin için gerçekten harika şeyleri var, bence kontrol etmelisiniz, onu takip etmelisiniz , ve öğreneceksiniz,

learn a lot about American life and culture just  by following her yes a lot about southern food  

sadece onu izleyerek Amerikan yaşamı ve kültürü hakkında çok şey öğreneceksiniz evet güney yemekleri hakkında çok şey   Pek

I do a lot of cooking videos and I make southern  food yeah awesome well thank you from the bottom  

çok yemek videosu çekiyorum ve güney yemekleri yapıyorum evet harika pekala teşekkür ederim en derinden

of my heart, Renee, I think this was so much fun  and I am so glad we did it, thank you so much  

canım Renee, bence bu çok eğlenceliydi ve yaptığımıza çok sevindim, çok teşekkür ederim   beni

thank you for having me Stefanie, I appreciate it  alright take care, have a good one see you later

ağırladığın için teşekkürler Stefanie, minnettarım  tamam kendine iyi bak , iyi eğlenceler sonra görüşürüz