What Happens As We Die? | Kathryn Mannix | TED

530,094 views ・ 2023-12-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Fatih Keskin Gözden geçirme: Nurgül Burcu CEM
00:03
Human beings are the only animals capable of contemplating
0
3900
5280
İnsanlar, kendi ölümleri üzerinde düşünebilen tek hayvanlardır
00:09
their own mortality,
1
9220
2280
00:11
and they've been doing that for thousands of years.
2
11540
3680
ve bunu binlerce yıldır yapmaktadırlar.
00:16
And yet somehow, in the very recent past,
3
16460
4520
Yine de bir şekilde, çok yakın geçmişte,
00:21
we have lost the practical wisdom of what happens as people die.
4
21020
6240
İnsanlar ölürken neler olduğuna dair gerçekçi bilgeliğimizi kaybettik.
00:28
I think that that's a problem.
5
28900
2240
Bence bu bir sorun.
Ve eğer bunun bir sorun olduğu konusunda benimle hemfikirseniz,
00:32
And if you agree with me that it is a problem,
6
32380
2520
00:34
then we have to work out what we're going to do about it.
7
34900
3320
o zaman bu konu hakkında ne yapacağımızı bulmalıyız.
00:40
When she was in her mid-20s, in the 1920s,
8
40140
4280
20'li yaşlarının ortasındayken, 1920'lerde
00:44
my grandmother was already deeply familiar with the sequence of events
9
44460
5120
anneannem, bir insanın ömrünün sonuna yaklaştığında yaşadığı olaylar dizisyle
00:49
that happened to a human person
10
49620
2280
derinden ve çoktan aşinaydı.
00:51
as they were coming to the end of their life.
11
51940
2160
Ve bunun nedeni, kendisi bir kadın olduğundan
00:54
And that’s because, as a woman --
12
54140
1840
00:56
and it was usually women’s work --
13
56020
1960
ve bu genellikle kadınların göreviydi,
00:57
she was doing what women had done for centuries,
14
57980
3960
kadınların yüzyıllardır yaptığı şeyi yapıyordu
01:01
looking after people at the very end of their lives,
15
61940
3240
yani ömürlerinin sonundaki insanlara halktan biri olarak destek çıkıyor,
01:05
in their own beds, in their own homes,
16
65180
2320
onlara kendi yataklarında ve evlerindeyken bakıyordu.
01:07
supported by their own people,
17
67540
2080
01:09
because hospital had nothing to offer,
18
69620
2560
Bunun sebebi hastanelerin, ölümleri yakın olan ağır hastalar için
01:12
once a person was so sick that their death was imminent.
19
72220
4160
yapacak bir şeyleri olmayışı idi.
01:18
And yet, when I reached my mid-twenties,
20
78140
3560
Ancak, 20'li yaşlarımın ortasına geldiğimde, 1980'lerde,
01:21
in the 1980s,
21
81740
2520
01:24
I had none of her wisdom and understanding and knowledge of dying,
22
84260
5080
her ne kadar 5 yıllık tıp fakültesinden mezun olsam da
01:29
and that was even though I'd just finished five years of medical school.
23
89340
4160
onun sahip olduğu ölüm bilgeliği, anlayışı ve bilgisine sahip değildim.
01:34
As a newly qualified doctor,
24
94140
1600
Yeni nitelikli bir doktor olarak,
01:35
I'd spent five years being trained to stop people from dying.
25
95780
5120
insanların ölmesini engellemek için beş yıl boyunca eğitilmiştim.
01:41
And actually, if a death happened,
26
101860
2960
Ve gerçekten bir ölüm olduğunda,
01:44
it was a thing that was seen as a medical disaster.
27
104860
3400
bu tıbbi felaket olarak görülen bir şeydi.
01:48
It was a thing that was embarrassing,
28
108300
1800
Utanç verici bir şeydi,
01:50
it was a thing of which we do not speak.
29
110100
2520
üzerinde konuşmadığımız bir şeydi.
01:56
Why the difference,
30
116420
1480
Bu fark niye,
01:57
and why within just a couple of generations?
31
117900
3840
ve niye sadece bir kaç nesil içinde ortaya çıktı?
02:01
Think about what happened to medicine over the course of the 20th century.
32
121780
4240
20. yüzyıl boyunca tıbbın başından geçenleri düşünün.
02:06
It was not worth going to hospital when you were dying
33
126660
3400
1920'lerde ölürken hastaneye gitmeye değmezdi.
02:10
in the 1920s.
34
130100
1520
02:12
But by the 1960s, '70s, '80s and onwards,
35
132580
3760
Ancak 1960, 70 ve 80'lerden itibaren
02:16
think of the fantastic progress that had been made
36
136340
3080
yaşanan muhteşem gelişmeleri düşünün.
02:19
so that people who were so sick that they might die,
37
139420
2800
İnsanlar ölebilecek kadar hasta düştüklerinde
02:22
of course we took them to hospital, because there were antibiotics,
38
142260
3600
onları tabii ki de hastaneye götürdük çünkü artık antibiyotiğimiz vardı
02:25
there were really clever anesthetics
39
145900
2160
ve bunlar da çok akıllı bir anestezi yoluydu.
02:28
that allowed surgeons to spend a long time unpicking things
40
148060
3760
Böylece cerrahlar da ameliyatları sırasında uzunca detaya inebildi.
02:31
during operations.
41
151860
1480
02:33
There were new and very sophisticated treatments for cancers,
42
153380
4040
Artık, kanser ile kalp ve böbrek yetmezliğinde kullanılan
02:37
for heart failure, for kidney failure.
43
157460
2120
yeni ve sofistike tedavilerimiz var.
02:39
There were intensive care units,
44
159620
1800
Bazılarının bu şehre öncülük ettiği
02:41
there was transplantation of organs,
45
161460
2080
organ nakli ve
02:43
some of that pioneered in this very city.
46
163540
2640
yoğun bakım üniteleri var.
02:46
Medical progress was astonishing,
47
166740
2760
Tıbbi ilerleme şaşırtıcıydı.
02:49
taking dying people to hospital very often saved their lives,
48
169540
3960
Ölmekte olan insanları hastaneye götürmek, çoğu zaman hayatlarını kurtardı
02:53
and that is fantastic.
49
173500
2080
ve bu harika.
02:57
And yet ...
50
177340
1160
Ancak...
03:00
By taking dying people out of home and putting them in hospital,
51
180060
5160
Ancak, ölmekte olan insanları evlerinden alıp onları hastanelere götürdüğümüzde
03:05
we changed our understanding of the process.
52
185260
3760
süreç hakkındaki anlayışımızı değiştirdik.
03:09
We lost our ownership of the process and we gave it to healthcare ...
53
189660
4840
Sürecin sahipliğini kaybettik ve onu sağlık hizmetlerine verdik.
03:15
And we forgot what dying looked like.
54
195100
3200
Ve ölmenin neye benzediğini unuttuk.
03:20
So, having been qualified for just over four years,
55
200460
3920
Dört yıldan biraz fazla okuyup kalifiye biri olduktan sonra
03:24
I find myself in a new job.
56
204420
2080
kendimi yeni bir işte buldum.
03:26
Having originally intended a career in cancer medicine,
57
206940
3160
Başlangıçta kanser tıbbında kariyer yapmayı düşündüğümden
03:30
I’d spent the last four years choosing to train
58
210140
2640
son dört yılımı, hasta insanların en çok bulunduğu yerde eğitim alarak geçirdim.
03:32
in the places where the most sick people were.
59
212780
3080
03:37
And then I realized that actually, what was really interesting to me
60
217100
3520
Ve sonradan anladım ki aslında ilgimi çeken şey,
03:40
was the detective journey of symptom management
61
220660
4080
semptom yönetimini ve
03:44
and the emotional integration of feeling well enough
62
224740
4480
ömrün sonunda biraz daha yaşamdan zevk almayı sağlayan
03:49
to live a little bit during the very end of life,
63
229220
3120
iyilik hissiyatının duygusal bütünlüğünü araştırdığım bir yolculukmuş,
03:52
and I went to work in a hospice.
64
232380
1760
bundan dolayı, bir düşkünlerevinde çalışmaya başladım.
03:55
But I'd been working in a big teaching hospital,
65
235020
2360
Büyük bir üniversite hastanesinde çalıştığımdan
03:57
I'd learned a lot of medicine,
66
237420
1440
tıp hakkında bir sürü şey öğrenmiş bir sürü ölüm görmüştüm.
03:58
I'd seen a lot of dying.
67
238860
1680
04:02
We had a patient in the hospice.
68
242460
2120
Düşkünlerevinde bir hastamız vardı.
04:05
She was a memorable woman for many reasons.
69
245700
3080
Kendisi bir sürü sebepten ötürü unutulmaz bir kadındı.
04:08
She had been a member of the French Resistance
70
248820
3320
İkinci Dünya Savaşı'nda Fransız Direnişi'nin bir üyesiydi.
04:12
during the Second World War.
71
252180
2120
04:14
She'd married a British airman,
72
254340
1840
İngiliz bir pilotla evlenmişti ve
04:16
she'd come to live in England.
73
256220
1800
İngiltere'de yaşamaya gelmişti.
04:18
She'd never lost her French accent.
74
258060
3160
Fransız aksanını asla kaybetmemişti.
04:22
She had a cloud of glorious white hair,
75
262580
4280
Parlak parlak beyaz saçları vardı tıpkı bir nur aylası gibiydi.
04:26
like a halo.
76
266860
1240
04:28
She had piercing brown eyes,
77
268140
1960
Delici kahverengi gözleri vardı,
04:30
the kind of gaze that you feel a person can see your soul.
78
270140
3640
size baktığında sanki ruhunuzun içine bakıyormuş gibi hissederdiniz.
04:34
She was self-contained, she was a little bit aloof.
79
274740
3560
Suskun biriydi, biraz soğuktu.
04:38
In fact, she was a little bit scary.
80
278300
2760
Hatta ve hatta biraz korkutucuydu.
04:41
(Laughter)
81
281060
1400
(Kahkahalar)
04:42
One day, she told the nurse who was looking after her
82
282500
3280
Bir gün, ona bakan hemşireye
04:45
that she was terrified of dying in agony,
83
285780
3280
ızdırap çekerek ölmekten korktuğunu
04:49
because if she were to die in agony, she might despair in God.
84
289060
3600
çünkü ızdırap çekerek ölürse Tanrı'dan umudunu kesebileceğini söyledi.
04:52
And if she were to despair in God,
85
292660
2680
Ve eğer bir Fransız Roma Katoliği olarak Tanrı'dan umudunu kesseydi
04:55
as a French Roman Catholic,
86
295340
1720
04:57
her belief was that that would be a mortal sin,
87
297100
3600
bunun bir ölümcül günah olacağını
05:00
so she would not be able to go to heaven,
88
300740
2080
bu yüzden de cennete gidemeyeceğini düşünüyordu
05:02
and heaven was the place she knew her husband was waiting for her.
89
302860
4160
ama biliyordu ki kocası onu, cennette bekliyordu.
05:07
This was a profound existential distress.
90
307780
3800
Bu derin bir varoluşsal sıkıntıydı.
05:12
And my boss said, "We need to go and talk to her, and you should come,
91
312340
3360
Patronum bana “Gidip onunla konuşmalıyız, sen de gelmelisin,
05:15
you'll find this interesting."
92
315700
1920
bunu ilginç bulacaksın" dedi.
05:18
I was 26.
93
318420
1520
26 yaşındaydım. 26 yaşınızı hatırlar mısınız?
05:19
Do you remember 26?
94
319980
1160
05:21
It's the last age when you know that you know everything.
95
321140
2840
Her şeyi bildiğinizi bildiğiniz son yaşınızdır.
05:24
(Laughter)
96
324020
1840
(Kahkahalar)
05:25
So I went along, wondering what I might learn,
97
325900
2680
Ben de kabul ettim, ne öğrenebileceğimi merak ettim
05:28
because I thought I was quite good at pain control.
98
328620
2560
çünkü acı dindirmede oldukça iyi olduğumu düşünürdüm.
05:31
That conversation ...
99
331540
1680
Yapacağımız konuşma,
05:33
changed my life.
100
333980
1280
hayatımı değiştirdi.
05:35
It changed my career.
101
335980
1680
Kariyerimi değiştirdi.
05:38
And it's brought me here.
102
338700
1680
Ve beni buraya getirdi.
05:41
Sitting on her bed, with me on a little footstool
103
341420
3160
O yatağında, ben de küçük bir taburede oturuyoruz
05:44
so I can see him and her, and the nurse sitting on the chair,
104
344620
4560
yani patronumu, o kadını ve sandalyede oturan hemşireyi görebiliyorum.
05:49
he said to her,
105
349220
1960
Patronum da yataktaki kadına şöyle dedi:
05:51
"I'm concerned that you've got worries about what might happen as you're dying."
106
351180
4520
“Ölürken neler olduğuna dair endişeleriniz olabileceğinden endişeleniyorum.”
05:55
And she said yes. She knew him well, she trusted him.
107
355740
2920
O da evet dedi. O patronumu iyi tanıyor, ona güveniyordu.
05:58
And he said, "I'm sorry to hear that,
108
358660
1920
Patronum da, “Bunu duyduğuma üzüldüm,
06:00
and I wondered whether it might help you
109
360620
2360
belki de size
06:02
if I described to you what usually happens as a person is dying."
110
362980
4120
genelde bir insan ölürken yaşanan şeyleri anlatarak yardımcı olabilirim" dedi.
Ben de orada bu dediklerinden sonra taburede oturuyor, düşünüyordum:
06:08
And I'm sitting on the stool of all knowledge, thinking,
111
368260
2720
“Bunu ona söyleyemezsin ki”
06:11
"You can't tell her that."
112
371020
1240
06:12
(Laughter)
113
372300
1120
(Kahkahalar)
06:13
Because I’ve seen lots of dying, and I know they’re all different.
114
373460
3360
Çünkü ölen birçok insan gördüğümden hepsinin farklı olduğunu biliyordum.
06:17
And she said, "Yes, please."
115
377860
1360
Ve “Evet, lütfen” dedi.
06:19
And he said, "I'll describe what we usually see,
116
379260
2320
Patronum da: “Genelde gördüğümüz şeyi anlatacağım
06:21
and if it gets too much, you tell me.
117
381620
2240
ve eğer size bunlar çok gelirse, bana söyleyin
06:23
Promise, I'll stop.
118
383900
1600
söz veriyorum ki duracağım.
06:26
The thing that's really interesting, Sabine,
119
386980
3080
Sabine, gerçekten ilginç olan şey
06:30
is that as people are dying,
120
390100
1360
insanlar ölürken,
06:31
it doesn't really matter what the illness is they're dying from.
121
391500
3520
hangi hastalıktan öldükleri önemli değildir.
06:35
The pattern of events is very similar.
122
395020
2680
Neticede yaşanan olaylar birbirine çok benzer.
06:38
We see people becoming more and more tired.
123
398580
3000
İnsanların gittikçe daha da yorulduğunu görürüz.
06:41
It's harder and harder for them to find the energy to do things.
124
401620
3560
Bir şeyler yapmak için enerji bulmaları onlar için gittikçe daha da zorlaşır.
06:46
In fact, they recharge their energy not so much by eating and drinking,
125
406140
3800
Hatta, enerjilerini yemek ve içeceklerle değil de
06:49
but by sleeping.
126
409980
1280
uyuyarak şarj ederler.
06:52
And as time goes by,
127
412060
1200
Ve zaman geçtikçe,
06:53
what we see is that people sleep more and they're awake less.
128
413260
4160
insanların daha fazla uyuduğunu ve daha az uyanık olduklarını görürüz.
06:57
And if they want to do something important,
129
417460
2040
Ve eğer önemli bir şey yapmak istiyorlarsa
06:59
they should take a snooze before it."
130
419500
2000
bunu yapmadan önce uyusalar iyi olur."
07:02
She nodded, and she got hold of his hand.
131
422980
2720
Sabine de başını salladı ve onun elini tuttu.
07:07
"As time goes by," he said, "we see people are asleep for longer,
132
427100
3840
“Zaman geçtikçe,” dedi patronum, “insanların daha uzun süre uyuduğunu,
07:10
they're awake for shorter,
133
430940
1800
daha kısa süre uyanık kaldıklarını görürüz
07:12
and something interesting we notice that they don’t is,
134
432780
2680
ve bizim görüp onların görmediği ilginç bir şey ise,
07:15
maybe it's medicine time, or there's a visitor,
135
435460
2360
ya ilaç zamanıdır ya bir ziyaretçi gelmiştir,
07:17
we need to waken them ...
136
437820
1240
onları uyandırmamız gerektiğidir.
07:19
For a period, we can't waken them.
137
439860
2000
Bir süre onları uyandıramayız.
07:22
They're not just asleep,
138
442580
2280
Onlar sadece uykuda değil,
07:24
they're actually unconscious.
139
444860
1960
aslında bilinçsizlerdir.
Ve uyandıklarında bize güzel bir uyku geçirdiklerini söylerler.
07:27
And when they waken, they tell us they've had a lovely sleep.
140
447140
2880
07:30
It turns out that human beings don't recognize
141
450020
2920
Görünüşe göre biz, insanlar, ne zaman bilinçsiz olduğumuzun farkında değiliz.
07:32
when we become unconscious.
142
452980
1920
07:36
And so at the very end of somebody's life, they're not just asleep,
143
456620
4800
Aslında yaşamının sonundaki birisi sadece uyumuyordur,
07:41
they're actually deeply unconscious.
144
461460
2040
aslında derinden bilinçsizdir de.
07:43
And when the brain is unconscious,
145
463540
1720
Ve beyin bilinçsiz olduğunda,
07:45
the only part of it that's still working
146
465300
2240
halen çalışan tek kısım
07:47
is the part that's working their breathing."
147
467580
2320
nefes almalarını kontrol eden kısımdır."
07:50
By now, she is sitting right up in bed.
148
470540
2400
Şimdiye kadar Sabine, yatağında oturmuştu.
07:52
She's got hold of one of his hands, and she's stroking it.
149
472980
3920
Patronumum ellerinden birisini tutmuş ve onu okşuyordu.
07:56
She's nodding at everything he says.
150
476940
2960
Her dediğine de başını sallıyordu.
08:00
And in the meanwhile, I’m sitting on my stool,
151
480260
3080
Ve bu sırada ben, taburemde oturuyorum
08:03
horrified that he seems to be describing dying to a dying person.
152
483380
6000
ölen birine ölümü anlattığından dehşete düşmüştüm.
08:09
And that feels, to me, to be really not very OK.
153
489420
3240
Ve bu bana gerçekten kabul edilebilir gelmiyordu.
08:13
But she is mesmerized.
154
493940
1680
Ama Sabine büyülenmişti.
08:17
"By the time the brain is deeply unconscious,"
155
497180
2240
"Beyin derinden bilinçsiz olduğu zaman" dedi patronum ve devam etti:
08:19
he's saying to her now,
156
499460
1240
08:20
"the only bit that's still working is the bit that drives the breathing.
157
500700
3640
“halen çalışan tek kısım, nefes almayı yürüten kısımdır.
08:24
And so breathing cycles we don't normally see start to happen.
158
504380
5040
Ve bundan dolayı normalde görmediğimiz solunum döngülerini görmeye başlarız.
08:29
Reflex automatic breathing
159
509460
2160
Refleks otomatik solunumu.
08:31
cycles from very deep breaths becoming shallower and shallower,
160
511660
3960
Derin soluk döngülerinin git gide daha sığ hale gelip
08:35
and then going back to the beginning again,
161
515660
2120
sonrasında tekrar eder.
08:37
cycles of fast breathing that gradually become slower,
162
517780
4080
Git gide daha yavaş hale gelen hızlı solunum döngülerinin,
08:41
maybe with pauses,
163
521900
1800
duraksamalarla belki de,
08:43
and then back to the beginning again.
164
523740
2000
sonrasında tekrar eder.
08:45
The person can't feel their throat.
165
525740
1880
Kişi boğazını hissedemez.
08:47
They don't notice if they breathe out through their voice box,
166
527660
3400
Gırtlağından nefes alıp almadıklarını bilemezler,
08:51
making a noise families might think that they're sighing
167
531060
3360
aileleri de belki iç çektiklerini, ah ettiklerini veya
08:54
or groaning, or uncomfortable.
168
534460
1560
rahatsız olduklarını düşünürler.
08:56
We'll always check,
169
536020
1520
Biz her zaman kontrol etsek de
08:57
but it's part of this reflex breathing.
170
537580
2600
bu refleks solunumunun bir parçası.
09:01
Saliva or mouth-cleaning fluid won't irritate their throat,
171
541940
3800
Tükürük veya ağız temizleme sıvıları boğazlarını tahriş etmeyecek,
09:05
it won't make them cough or swallow.
172
545780
2440
onları öksürtmeyecek veya yutkunmalarını sağlamayacaktır.
09:08
They just lie there with a little pool of fluids,
173
548220
2320
Orada, bazen boğazlarının arkasında, küçük sıvı havuzları olacaktır.
09:10
sometimes in the back of their throat.
174
550580
1840
09:12
It's not in the way.
175
552420
1320
Engel teşkil etmeyecektir.
09:13
Air is moving in and out of their lungs,
176
553780
1920
Hava akciğerlerine girip çıkacak
09:15
and it bubbles through that little film of fluid,
177
555740
2720
ve o su birikintisinden geçip baloncuk yaratacaktır
09:18
but families can mistake that for drowning or choking.
178
558460
4240
ancak aileler bunu boğulmayla veya nefes alamamayla karıştırabilir.
09:22
So one of the things that we'll do, Sabine,
179
562740
2040
Yani, Sabine, yapacağımız şeylerden biri,
09:24
if your nieces and nephews are here,
180
564780
2560
eğer yeğenlerin buradaysa,
09:27
is we will make sure we explain to them what is happening to you."
181
567340
4520
onlara, sana ne olduğunu açıklamak olacaktır."
09:34
She's stroking his hands, she's nodding.
182
574660
2640
Patronumun ellerini okşuyor, başını sallıyordu.
09:37
She is absolutely taking in everything that he says.
183
577820
3240
Söylediği her şeyi kelimesi kelimesine anlıyordu.
09:42
And then he says -- and I think,
184
582780
1720
Ve sonra şöyle dedi, ben de
09:44
"Oh my goodness, he's going to the last breath."
185
584500
2960
"Aman tanrım, son nefes konusuna gelecek" diye düşündüm.
09:48
"And then, during, usually, one of those phases of slow breathing,
186
588740
5480
"Ve sonrasında, genellikle, bahsettiğim o yavaş solunum aşamalarının birinde
09:54
there'll be a breath out ...
187
594260
1520
bir nefes verişi olacak...
09:58
that just isn't followed by another breath in.
188
598620
2880
ama bir daha nefes alışı olmayacak.
10:01
There is nothing special about the last breath.
189
601900
3600
Son nefes özel bir şey değil.
10:05
It's so not like on the television or in cinema.
190
605540
3800
TV'de veye sinemalarda gösterildiği gibi bir şey değil.
10:09
There's no rush of pain at the end. There's no sudden panic.
191
609820
3200
Sonunda acı bir telaş olmayacak. Ani bir panik olmayacak.
10:13
There's no feeling of fading away.
192
613060
2280
Canlılığını yitirme hissi olmayacak.
10:15
Sometimes, we who work in palliative care,"
193
615340
2480
Bazen hafifletici bakımda çalışan bizler,"
10:17
and I've subsequently discovered this to be true,
194
617820
3240
Ve sonradan bunun doğru olduğunu keşfettim
10:21
"sometimes, we will walk into a room where a family has been around a person
195
621060
5120
"bazen ölmekte olan ve etrafında ailesinin bulunduğu bir kişinin odasına gireriz
10:26
who is in the act of dying,
196
626220
1800
10:28
and we'll realize the person has stopped breathing,
197
628060
3560
ve o kişinin nefes almayı bıraktığını fark ederiz
10:31
and the family hasn't noticed yet,
198
631660
2880
ancak aile henüz fark etmemiştir
10:34
because the Hollywood finale that they're waiting for hasn't happened."
199
634540
4680
çünkü Hollywood'da gördükleri final henüz yaşanmamıştır."
10:44
She got hold of both of his hands.
200
644860
2560
Sabine onun her iki elini de tuttu.
10:48
She shook them in hers,
201
648260
1960
Onları kendi ellerinin içine aldı ve salladı.
10:50
and then she pulled his hands to her face and she kissed them.
202
650260
4320
Sonra onun ellerini yüzüne yaklaştırdı ve onları öptü.
10:57
And then, she closed her eyes,
203
657180
2840
Sonrasında ise gözlerini kapattı,
11:00
she lay back on her pillows.
204
660060
1760
yastıklarına uzandı.
11:01
I just watched her relax,
205
661860
2840
Sabine'nin rahatlamasını izledim,
11:04
and in her own inimitable and aloof way,
206
664740
3560
ve kendi eşsiz, soğuk tavrıyla
11:08
she told us that we were no longer required.
207
668340
2480
bize artık gerek duymadığını söyledi.
11:10
(Laughter)
208
670860
3440
(Kahkahalar)
11:14
And my boss said to me, “Are you OK?” And I said, “Yes.” (Voice breaking)
209
674340
3760
Patronum bana "İyi misin?" dedi, ben de "Evet" dedim. (sesi çatlar)
11:18
And I went to the kitchen to blow my nose and dry my eyes,
210
678100
4040
Ve mutfağa burnumla gözlerimi silmek
11:22
and think about what just happened.
211
682180
3240
ve az önce neler yaşandığını düşünmek için gittim.
11:26
Two huge ideas exploding in my brain at the same time.
212
686060
5040
Bu sırada beynimde iki tane büyük fikir patlaması yaşıyordum.
11:31
One is "How have I never noticed that?"
213
691100
4600
Biri “Bunu nasıl hiç fark etmedim?” idi.
11:36
That pattern that he has just explained,
214
696460
3240
Az önce açıkladığı kalıbı
11:39
I have seen hundreds of times.
215
699700
3000
yüzlerce kez görmüştüm.
11:43
But I was the most junior doctor.
216
703140
1800
Ama daha genç bir doktordum
11:44
It was my job to stop the person dying, remember?
217
704980
3200
ve hatırlarsınız, işim insanların ölmesini engellemekti.
11:48
So I was so busy worrying about this person's oxygen levels
218
708220
3000
O kişinin oksijen seviyeleri, bu kişinin nabzı
11:51
and that person's pulse, and this person's kidney function
219
711260
3200
ve şu kişinin böbrek fonksiyonlarıyla uğraşmakla o kadar meşguldüm ki
11:54
that I didn't stand back and see that there's a pattern going on here.
220
714460
4880
biraz kenara çekilip gerçekleşen kalıpları görmemiştim.
12:00
We can describe the process of ordinary human dying,
221
720580
4680
Sıradan bir insanın ölüm sürecini tanımlayabiliriz
12:05
and it's as much a process as the process of giving birth is.
222
725300
4280
ve doğum yapmak ne kadar bir süreçse ölüm de bir süreçtir.
12:09
It has stages.
223
729580
1760
Aşamaları vardır.
12:11
We can recognize them, we can pace ourselves.
224
731380
2920
Onları tanıyabiliriz, onlara göre adımlarımızı atabiliriz.
12:14
We can work out where we are in it.
225
734300
2360
Hangi aşamada olduğumuzu bulabiliriz.
12:18
But even more fascinating
226
738300
2960
Ama daha da büyüleyici olan şey,
12:21
was that realization from watching Sabine's reaction,
227
741260
5080
Sabine'nin tepkisini izleyerek vardığım anlayış,
12:26
that we can describe ordinary dying to a dying person ...
228
746340
5240
ölen bir insana, sıradan bir ölümün nasıl olduğunu anlatabiliriz
12:33
and it shines the light of understanding and information
229
753180
3960
ve bu da, ölmekte olanların korkularının ve hayallerinin bulunduğu o karanlık yeri
12:37
into that dark place
230
757180
2000
12:39
where all their fears and imagination were at play.
231
759220
3200
anlayış ve bilginin ışığını kullanarak aydınlatır.
12:44
I've gone on in my career in palliative care
232
764740
2120
Sonrasında hafifletici bakım kariyerimde
12:46
to have that conversation thousands of times, countless times.
233
766900
4000
bu konuşmayı binlerce, sayısız kere yaptım.
12:50
I always offer to stop.
234
770940
1840
Her zaman durmayı teklif ettim.
12:53
I've never been stopped.
235
773940
2040
Hiç durdurulmadım.
12:57
But what happens at the end is that relaxation,
236
777180
3920
Ama sonunda gerçekleşen şey bir rahatlamadır,
13:01
that moment of, "Well, that isn't what I was expecting,"
237
781100
4800
“Beklediğim şey bu değildi” derler
13:05
followed almost immediately by "Can you tell my family that?"
238
785900
4040
ve neredeyse hemen ardından: “Bunu aileme söyleyebilir misin?”
13:09
“Can you tell my wife, my husband, my kids, my parents?
239
789980
3520
“Karıma, kocama, çocuklarıma, annemle babama söyleyebilir misin?"
13:13
That’s not what we’re expecting.”
240
793500
2160
"Beklediğimiz şey bu değil.”
13:15
And I think we can do that.
241
795980
1800
Ve bence bunu onlar için yapabiliriz.
13:19
So losing the wisdom really matters.
242
799940
3840
Yani bilgeliğimizi kaybetmemek gerçekten önemlidir.
13:23
And we can't leave it to palliative care people,
243
803820
2640
Bu kaybolmuş bilgeliği geri kazanmayı, hafifletici veya normal tıpta çalışanlara,
13:26
or even medical people,
244
806500
2120
13:28
to reclaim that lost wisdom, one family at a time.
245
808620
3640
her seferinde bir aileye bakacaklarından, onlara bırakamayız.
13:32
This is a massive social public health issue.
246
812300
4160
Bu büyük bir sosyal halk sağlığı sorunudur.
13:37
And I invite everybody who's listening to step up.
247
817380
4080
Ve beni dinleyen herkesi, elinden geleni yapmaya davet ediyorum.
13:42
The reason my grandmother understood about dying
248
822260
3040
Anneannemin ölümü anlamasının sebebi
13:45
was that she'd seen it alongside people who knew it,
249
825340
3280
ölümü, ölümü anlayan insanların yanında görmesinden
13:48
who described to her, as the process was happening,
250
828620
3200
ve bu insanların da süreç yaşanırken anneanneme,
13:51
what she was seeing,
251
831860
1480
ölümü anlayıp korkmaması için o an nelere tanıklık ettiğini anlatmasından geliyordu.
13:53
so that she would understand and not be afraid.
252
833380
3200
13:57
And it requires all of us who are mortals,
253
837740
3720
Ölümlü olan hepimizin,
14:01
all of us who love other mortals,
254
841460
3400
diğer ölümlüleri seven hepimizin
14:04
to step up, to say, “Enough,
255
844900
3640
buna dur deyip şöyle demesi gerek: "Yeter,
14:08
death is not a medical event, it's a social event.
256
848580
3920
ölüm tıbbi bir olay değildir, sosyal bir olaydır.
14:12
It's a deeply personal event.
257
852540
2280
Son derece kişisel bir olaydır.
14:15
And we can understand it,
258
855780
1920
Ve bunu anlayabiliriz,
14:17
we can describe it,
259
857700
1720
tanımlayabiliriz
14:19
we can console each other.
260
859460
2080
ve birbirimizi teselli edebiliriz.
14:22
We can accompany each other.
261
862580
2360
Birbirimize eşlik edebiliriz.
14:24
We can reclaim dying."
262
864980
2720
Ölüm anlayışımızı geri kazanabiliriz."
14:28
Thank you.
263
868780
1160
Teşekkür ederim.
14:29
(Applause)
264
869980
3040
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7