The pride and power of representation in film | Jon M. Chu

58,658 views ・ 2019-11-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sara Ozturk Gözden geçirme: Can Boysan
00:12
The Silicon Valley and the internet gave me superpowers,
0
12792
5017
Silikon Vadisi ve internet bana süper güçler verdi,
00:17
tools to go to battle with,
1
17833
2810
savaşa götüreceğim aletler,
00:20
a suit to take bullets with
2
20667
2976
kurşunları taşıyacağım bir kostüm
00:23
and a giant signal in the sky that told me when it was time to fight.
3
23667
4583
ve ne zaman savaşılacağını söyleyen gökyüzündeki büyük işaret.
00:29
Now, I can't actually prove any of this.
4
29125
3559
Bunların hiçbirisini kanıtlayamam.
00:32
I am not a "scientist,"
5
32708
2018
"Bilim insanı" değilim,
00:34
I don't have "facts."
6
34750
1458
"gerçeklerim" yok.
Aslında Rotten Tomato skorum şu anda yüzde 50 civarında,
00:37
In fact, my Rotten Tomato score is running around 50 percent right now,
7
37042
3392
bu yüzden neden girmeme izin verdiler pek emin değilim.
00:40
so I'm not sure why they let me in.
8
40458
1768
00:42
(Laughter)
9
42250
1226
(Gülüşmeler)
00:43
But if we're talking about colliding with a power
10
43500
3476
Ama eğer bizden büyük bir güçle
00:47
that's bigger than us,
11
47000
1601
çarpışmak hakkında konuşuyorsak
00:48
then I'm in the right place,
12
48625
1601
o zaman doğru yerdeyim.
00:50
because this last year,
13
50250
1393
Çünkü geçen yıl,
00:51
I had an interesting year with a movie called "Crazy Rich Asians" that I did --
14
51667
3809
kendim çektiğim "Crazy Rich Asians" filmiyle ilginç bir yıl yaşadım.
00:55
(Applause and cheers)
15
55500
1018
(Alkış ve tezahürat)
00:56
Thank you, thank you.
16
56542
1976
Teşekkür ederim, teşekkürler.
00:58
And if we're talking about connection specifically today,
17
58542
2892
Bugün eğer özellikle ilişkiler hakkında konuşuyorsak
01:01
then I know my story is only possible
18
61458
2601
benim hikâyem sadece hayatım boyunca
01:04
because of a collection of connections that happened throughout my life,
19
64083
3935
gerçekleşen ilişkiler derlemesi sayesinde mümkün oldu.
01:08
and so hopefully by telling a little bit of my story,
20
68042
2684
Umarım kendi hikâyemden birazcık bahsetmek
01:10
it will help someone else find their path a little sooner than I did.
21
70750
3726
başkasının yolunu benim bulduğumdan daha erken bulmasına yardım eder.
01:14
My story begins when I opened the holy book for the first time ...
22
74500
4125
Benim hikâyem kutsal kitabı açmamla başladı.
Tabii ki cihazların kutsal kitabı "Sharper Images"'ı.
01:20
The holy book of gadgets, of course, "Sharper Image."
23
80208
2726
01:22
(Laughter)
24
82958
1226
(Gülüşmeler)
Evet, bilenler belli oluyor.
01:24
Yes, those who know.
25
84208
1310
01:25
It was a magical magazine of dreams
26
85542
3434
Sihirli ve içi muhtemelen var olamayacak şeylerle dolu,
01:29
and had things in there that you knew could not possibly exist,
27
89000
3851
hayallerin dergisiydi.
01:32
but it was right there.
28
92875
1268
Ama tam da oradaydı.
Sipariş edebilirsiniz, postanıza gelir.
01:34
You could order it -- come in the mail.
29
94167
1858
01:36
And some things that probably should have never existed,
30
96049
2635
Bazı şeyler muhtemelen hiç var olmamalıydı.
01:38
like "Gregory," a lifelike, portable mannequin
31
98708
3226
Mesela güçlü, maskülen görünüşüyle suçları engelleyen,
01:41
who deters crime by his strong, masculine appearance.
32
101958
2893
canlı gibi görünen taşınabilir manken "Gregory" gibi.
01:44
This is a real --
33
104875
1268
Bu gerçek bir --
01:46
(Laughter)
34
106167
1017
(Gülüşmeler)
01:47
This is a real thing, by the way.
35
107208
1601
Bu gerçek bir şey bu arada.
01:48
(Laughter)
36
108833
1018
(Gülüşmeler)
01:49
But my eyes were set on the Sima Video Ed/it 2.
37
109875
3726
Ama ben gözüme Sima Video Ed/it 2.'yi kestirmiştim.
01:53
This thing was so cool at the age of 10.
38
113625
2851
Bu şey 10 yaş için çok havalıydı.
01:56
You could connect all your VHS players together
39
116500
2809
Bütün VHS oynatıcılarınızı bağlayabilirsiniz
01:59
and cut something together,
40
119333
1351
ve aynı anda kesebilirsiniz.
02:00
so I called my parents and convinced them to buy this for me.
41
120708
2893
Aileme söyledim ve onları bunu almak için ikna ettim.
02:03
But before I get into that,
42
123625
1351
Ama buna girmeden önce,
02:05
let me give you a little rundown about my parents.
43
125000
2351
ailem hakkında kısa bir bilgi vereyim.
02:07
They came to the United States when they were young,
44
127375
2601
Amerika'ya gençken gelmişler,
02:10
they're from Taiwan and China
45
130000
1684
Tayvan ve Çin'den geliyorlar
02:11
and they settled in Los Altos, California --
46
131708
2893
ve Kaliforniya Los Altos'a,
02:14
the Silicon Valley before the Silicon Valley --
47
134625
2351
Silikon Vadisi'ne yerleştiler
02:17
and they started a restaurant called Chef Chu's.
48
137000
3601
ve Chef Chu's adında bir restoran işletmeye başladılar.
02:20
50 years later, today, they still work at the restaurant,
49
140625
2726
50 yıl sonra bugün, hâlâ o restoranda çalışıyorlar,
02:23
they're still there,
50
143375
1268
hâlâ oradalar
02:24
and I grew up there, so it was great.
51
144667
1851
ve ben orada büyüdüm, yani bu çok güzeldi.
02:26
Talk about connection -- this place was a hub of connection.
52
146542
2892
İlişkilerden bahsetmişken -- bu yer ilişkilerin merkeziydi.
02:29
People coming there to celebrate birthdays, anniversaries, business deals,
53
149458
4435
İnsanlar oraya doğum günlerini, yıl dönümlerini,
iş anlaşmalarını kutlamak için gelirlerdi, yerlerdi, içerlerdi.
02:33
eating, drinking --
54
153917
1267
02:35
connection.
55
155208
1268
İlişki buydu.
02:36
And I got to grow up in that environment.
56
156500
1976
Ben de o ortamda büyüdüm.
02:38
And my parents always said America is the greatest place in the world.
57
158500
3351
Ebeveynlerim Amerika'nın dünyadaki en muhteşem yer olduğunu söylerdi.
02:41
You can --
58
161875
1268
Siz-- eğer bir şeyi seviyorsanız
02:43
if you love anything, you can work hard and you can accomplish anything you want.
59
163167
3851
çok çalışabilir ve istediğiniz her şeyi elde edebilirsiniz.
02:47
So, they raised five all-American kids.
60
167042
3517
Her şeyiyle 5 Amerikan çocuğu büyüttüler.
02:50
I am the youngest --
61
170583
1310
Ben en küçükleriyim,
02:51
you can see I'm the one with the eyes closed there --
62
171917
3392
gördüğünüz gibi şurada gözleri kapalı olan benim.
02:55
and they named actually my sister and I, Jennifer and Jonathan,
63
175333
3060
"Hart to Hart" adlı dizideki Jennifer ve Jonathan Hart'tan sonra
02:58
after Jennifer and Jonathan Hart from that TV show "Hart to Hart."
64
178417
3267
kız kardeşime ve bana Jennifer ve Jonathan isimlerini koydular.
03:01
(Laughter)
65
181708
2185
(Gülüşmeler)
03:03
So that's how much they loved America, apparently.
66
183917
3101
Amerika'yı ne kadar sevdikleri ortada.
03:07
And they thought that we were The Kennedys --
67
187042
2392
Kennedy ailesi olduğumuzu düşünürlerdi,
03:09
my mom specifically --
68
189458
1268
özellikle de annem.
03:10
so she dressed us up all the time like each other
69
190750
2351
Bu yüzden bizi hep benzer şekilde giydirirdi,
03:13
and she put us in etiquette classes and ballroom dance classes,
70
193125
3518
bizi görgü kuralları derslerine, baloya gönderirdi.
03:16
made sure that we had the right dental plan --
71
196667
3892
Doğru diş randevusuna sahip olduğumuzdan emin olurdu.
03:20
(Laughter)
72
200583
1310
(Gülüşmeler)
03:21
This is a real picture of me. That is not fake.
73
201917
2309
Bu gerçekten benim fotoğrafım, sahte değil.
03:24
Thank God for that one.
74
204250
1458
Bunun için şükürler olsun.
03:26
And I was in charge of the video camera every time we went on vacations,
75
206500
3476
Tatile her çıktığımızda kameranın sorumlusu bendim,
03:30
so I would collect all these videos and had nothing to do with it.
76
210000
3143
bir sürü video çekerdim ve onlarla hiçbir işim olmazdı.
03:33
Thus, the Sima Video Ed/it 2.
77
213167
3226
Nitekim bu Sima Video Ed/it 2.
03:36
I convinced them to get it for me,
78
216417
1684
Bana almaları için onları ikna etmiştim,
03:38
and I spent all night trying to wrangle all the VCRs
79
218125
3268
bütün geceyi erkek ve kız kardeşlerimin odasındaki
03:41
from my brother's and sister's room, tangled in wires,
80
221417
2559
tellere karışmış VCR'lerle uğraşmak için harcardım.
Artık onlara göstereceğim bir şey vardı.
03:44
and now I had something to show them.
81
224000
1809
03:45
So I brought them into the living room one night,
82
225833
2310
Bir gece onları oturma odasına götürdüm,
03:48
it was probably 1991, somewhere around there,
83
228167
2142
muhtemelen 1991 senesi civarıydı,
03:50
and I sit them down in the living room --
84
230333
2018
onları oturma odasında oturttum,
03:52
my heart was pounding, my breaths were deep --
85
232375
2351
kalbim deli gibi atıyordu, nefesim şiddetliydi,
03:54
sort of like right now --
86
234750
1518
tıpkı şimdi olduğu gibi
03:56
and I pressed play
87
236292
1476
ve oynat tuşuna bastım.
03:57
and something extraordinary happened actually.
88
237792
3892
Sıra dışı bir şey oldu.
04:01
They cried.
89
241708
1250
Ağlamaya başladılar, ağladılar.
04:03
And cried.
90
243583
1268
04:04
They cried not because it was the most amazing home video edit ever --
91
244875
3351
Sadece en inanılmaz ev yapımı video düzenlemesi olduğu için değil
04:08
although it was pretty good --
92
248250
1518
yine de oldukça iyiydi.
04:09
(Laughter)
93
249792
976
(Gülüşmeler)
04:10
but because they saw our family as a normal family that fit in
94
250792
5434
Ama ailemizi önlerindeki ekrana uyan
ve ait olan normal bir aile olarak gördükleri için ağladılar.
04:16
and belonged on the screen in front of them,
95
256250
2143
04:18
just like the movies that they worshipped and the TV shows that they named us after.
96
258417
4934
Tıpkı taptıkları filmler ve adımızı oradan koydukları diziler gibi.
04:23
I remember as the youngest of these five kids
97
263375
2351
5 çocuğun en küçüğü olarak
04:25
feeling heard for the first time.
98
265750
1976
ilk kez dikkate alındığımı hissettiğimi hatırlıyorum.
04:27
There was this place where all these things in my head
99
267750
2601
Kafamın içerisindeki her şeyin
04:30
could go into the great, electric somewhere-out-there and exist and escape,
100
270375
3559
o müthiş elektrikli yere gidip var olup kaybolduğu bir yer vardı.
04:33
and I knew from this moment on,
101
273958
1560
O andan itibaren,
04:35
I wanted to do this for the rest of my life,
102
275542
2142
para kazansam da kazanmasam da
hayatımın geri kalanında bu işi yapmak istediğimi biliyordum.
04:37
whether I was going to get paid for it or not.
103
277708
2185
04:39
So I had this passion and now I needed some tools,
104
279917
2392
Yani, tutkum vardı, şimdi de aletler gerekiyordu.
04:42
and my dad went to work.
105
282333
1268
Babam işe gitti.
04:43
He continued to brag about my home video editing skills
106
283625
3351
Chef Chu restoranındaki müşterilerine ev yapımı video düzenleme yeteneğimden
04:47
to the customers at Chef Chu's,
107
287000
1934
övünerek bahsetmeye devam etti.
04:48
and luckily this is the Silicon Valley,
108
288958
2143
Şanslıyız ki burası Silikon Vadisi.
04:51
so they're working on stuff, hardware and software --
109
291125
2851
Donanım ve yazılım gibi şeylerle çalışıyorlar,
04:54
these are all engineers.
110
294000
1351
hepsi mühendis.
04:55
And they offered to give me things for digital video editing.
111
295375
3893
Bana dijital video düzenlemem için aletler vermeyi teklif ettiler.
04:59
This is like the mid-'90s, early '90's,
112
299292
2642
Yıl 90'ların ortasıydı, 90'ların başı.
05:01
where this stuff didn't exist for kids like me.
113
301958
2810
Benim gibi çocuklar için böyle aletlerin olmadığı zamanlar.
05:04
So I'd get this beta software and hardware from places like HP and Sun
114
304792
4309
HP, Sun ve Russell Brown, Adobe'dan
05:09
and Russell Brown at Adobe.
115
309125
2893
bu beta yazılım ve donanımları aldım.
05:12
And I had no manual,
116
312042
1684
El kitabım yoktu,
05:13
so I'd figure it out and I fell in love with it even more.
117
313750
2809
bu yüzden kendim çözmek zorundaydım ve bu işe daha da aşık oldum.
05:16
I went to USC School of Cinematic Arts and started to go there,
118
316583
3685
USC Sinematik Sanatları okuluna gitmeye başladım.
05:20
and my mom and dad would always call me randomly and remind me
119
320292
4184
Annem ve babam beni rastgele çağırır
05:24
that I've got to do movies about my Chinese heritage.
120
324500
4143
ve Çin soyum hakkında film yapmam gerektiğini hatırlatırlardı.
Bir gün Çin'in filmler için büyük bir pazar haline geleceğini söylerlerdi.
05:28
That China was going to be a huge market for movies one day.
121
328667
3309
Ben de "Evet haklısınız çocuklar." derdim.
05:32
I was like, "Yeah right, guys".
122
332000
1684
05:33
(Laughter)
123
333708
1435
(Gülüşmeler)
Her zaman ebeveynlerinizi dinleyin.
05:35
Always listen to your parents.
124
335167
1517
05:36
(Laughter)
125
336708
3226
(Gülüşmeler)
05:39
I wanted to be Zemeckis, Lucas and Spielberg.
126
339958
2810
Zemeckis, Lucas ve Spielberg olmak istedim.
05:42
The last thing I wanted to talk about was my own cultural identity,
127
342792
3226
Hakkında konuşmak istediğim son şey kültürel kimliğimdi,
05:46
my ethnicity.
128
346042
1642
etnik kökenimdi.
05:47
And honestly, I had no one else to talk --
129
347708
2018
Dürüst olmak gerekirse konuşacak kimsem yoktu.
05:49
there was no one at school that I could really open up to,
130
349750
2809
Okulda içimi açabileceğim kimse yoktu.
05:52
and even if I did, like, what would I say?
131
352583
2000
Eğer yapsaydım bile ne diyebilirdim ki?
05:54
So I ignored it and I moved on with my life.
132
354607
2244
Bu yüzden umursamadım ve hayatıma devam ettim.
05:56
Cut to 15 years later,
133
356875
2018
15 yıl sonra,
05:58
I made it in Hollywood.
134
358917
1267
Hollywood'a girdim.
06:00
I got discovered by Spielberg,
135
360208
1643
Spielberg tarafından keşfedildim.
06:01
I worked with The Rock and Bruce Willis and Justin Bieber.
136
361875
3643
The Rock, Bruce Willis ve Justin Bieber'le çalıştım.
06:05
I even came to the TED stage to present my dance company LXD,
137
365542
4476
Dans şirketim LXD'yi tanıtmak için TED sahnesine bile geldim
06:10
and it was great.
138
370042
1476
ve bu muhteşemdi.
06:11
And then a couple years ago,
139
371542
1392
Birkaç yıl sonra,
06:12
I felt a little bit lost, creatively.
140
372958
2042
yaratıcı olarak kaybolmuş gibi hissettim.
06:16
The engine was going down a little bit,
141
376000
1893
Motor biraz yavaşlıyordu,
06:17
and I got a sign ...
142
377917
1375
ve bir işaret aldım.
06:20
I heard from voices from the sky ...
143
380417
1875
Gökten sesler duydum.
06:23
or more it was like, birds.
144
383417
1851
Ya da daha çok kuş gibiydi.
06:25
OK, fine, it was Twitter.
145
385292
1309
Tamam, pekâlâ Twitter idi
06:26
And Twitter --
146
386625
1268
ve Twitter --
06:27
(Laughter)
147
387917
1267
(Gülüşmeler)
06:29
It was Constance Wu on Twitter,
148
389208
1477
Twitter'da Constance Wu idi,
06:30
it was Daniel Dae Kim,
149
390709
1934
Daniel Dae Kim idi,
06:32
it was Jenny Yang, who's here today,
150
392667
2309
bugün burada olan Jenny Yang idi,
06:35
it was Alan Yang --
151
395000
1268
Alan Yang idi.
06:36
all of these people who were writing their frustrations
152
396292
3309
Bütün bu insanlar Hollywood'daki hayal kırıklıklarını
06:39
with representation in Hollywood.
153
399625
2726
temsilen yazıyordu.
06:42
And it really hit me.
154
402375
1351
Beni gerçekten etkiledi.
06:43
I thought these things but never really registered --
155
403750
2559
Böyle şeylerin asla tescilli olmadığını düşündüm.
06:46
I was really focused on --
156
406333
1310
Gerçekten odaklanmıştım
06:47
and I felt lucky to be working,
157
407667
1559
ve çalıştığım için şanslı hissettim.
06:49
and so then I realized --
158
409250
1393
Sonradan fark ettim,
06:50
yeah, what is wrong with Hollywood?
159
410667
1726
Hollywood'un sorunu neydi?
06:52
Why aren't they doing this?
160
412417
1351
Neden bunu yapmıyorlardı?
06:53
And then I looked at myself in the mirror and realized I am Hollywood.
161
413792
3934
Daha sonra, aynada kendime baktım ve fark ettim ki Hollywood benim.
06:57
I literally --
162
417750
1268
Gerçekten de --
06:59
I popped my collar before I came out here,
163
419042
2059
buraya gelmeden önce yakalarımı kaldırdım.
07:01
that's how Hollywood I am.
164
421125
1309
Hollywood oluşum böyle.
07:02
(Laughter)
165
422458
1018
(Gülüşmeler)
07:03
Is it still up? OK, good.
166
423500
1976
Hâlâ öyleler mi? Tamam, güzel.
07:05
(Applause)
167
425500
1500
(Alkış)
07:08
For all these years I felt I had been given so much,
168
428292
2809
Bunca yıldır bana çok şey verildiğini hissettim.
07:11
and what was I giving back to the film business that I loved?
169
431125
4268
Sevdiğim bu film işine ben ne veriyordum?
Burada olduğum için şanslı hissettim.
07:15
I felt lucky to be here,
170
435417
1309
07:16
but at this moment, I realized that I was not just lucky to be here,
171
436750
3226
Ama şimdi fark ettim ki sadece burada olduğum için şanslı değildim,
07:20
I had the right to be here.
172
440000
1601
burada olmaya hakkım vardı.
07:21
No, I earned the right to be here.
173
441625
1684
Hayır, burada olmaya hak kazandım.
07:23
All those sleepless nights, all those parties I missed on Fridays,
174
443333
3185
Bütün o uykusuz geceler, cuma günleri kaçırdığım o partiler,
07:26
every friend and girlfriend I lost because I was editing --
175
446542
3517
düzenleme yaptığım için kaybettiğim bütün arkadaşlar ve sevgililer.
Sadece ses çıkarmak için değil aynı zamanda bir şeyler söylemek için
07:30
I earned the right to be here not just to have a voice but to say something,
176
450083
3851
07:33
and say something important,
177
453958
1393
burada olmaya hak kazandım.
Önemli bir şey söylemek için.
07:35
and I had, actually, the power --
178
455375
2018
Aslında o güce,
07:37
the superpower to change things if I really, really wanted to.
179
457417
3958
eğer gerçekten istersem bir şeyleri değiştirebilme süper gücüne sahibim.
07:42
When you try to tell stories about yourself
180
462375
3059
Kendinizle, size ve ailenize benzeyen insanlarla alakalı
07:45
and people who look like you and look like your family,
181
465458
2685
hikâyeler anlatmaya çalıştığınızda,
07:48
it can be scary,
182
468167
1267
bu korkutucu olabiliyor
07:49
and all those feelings of being alone came back.
183
469458
2351
ve yalnız olmanın verdiği his geri geldi.
07:51
But the internet is what told me --
184
471833
1726
Ama internet bana, beni destekleyecek
07:53
sent the sign that there was going to be a whole army waiting for me
185
473583
3268
ve yaptığım şey için beni sevecek olan
07:56
to support me and to love me for it.
186
476875
2059
koca bir ordunun beklediği işaretini gönderdi.
07:58
And so I found Kevin Kwan's amazing novel "Crazy Rich Asians,"
187
478958
4268
Kevin Kwan'ın ilginç romanı "Crazy Rich Asians"ı buldum,
08:03
and we went to work.
188
483250
1268
çalışmaya başladık.
08:04
We put this movie together.
189
484542
2184
Bu filmi birlikte yaptık.
08:06
All-Asian cast --
190
486750
1268
Bütün Asyalı oyuncu kadrosu,
modern hikâyesiyle 25 yıl içindeki tamamı Asyalı olan ilk oyuncu kadrosuydu.
08:08
the first all-Asian cast in 25 years with a contemporary story --
191
488042
3059
08:11
(Applause and cheers)
192
491125
3143
(Alkış ve tezahürat)
08:14
But when we started it was not a guarantee at all.
193
494292
4851
Başladığımızda hiçbir şeyin garantisi yoktu.
08:19
There was no comp for this kind of movie.
194
499167
2976
Böyle bir film için sponsor yoktu.
08:22
Every time we did surveys and stuff,
195
502167
1767
Ne zaman anketler yapsak
08:23
the audiences weren't going to show up.
196
503958
1893
sonuç izleyicilerin filme gelmeyeceği yönünde oluyordu.
08:25
In fact, even in our test screenings
197
505875
1768
Filmini izlemeleri için
08:27
where you give free tickets to people to watch your movie,
198
507667
3142
insanlara bedava bilet verdiğin deneme gösterimlerinde bile
08:30
we had a one to 25 ratio,
199
510833
2018
1'e 25 oranımız vardı.
08:32
meaning after 25 asks, only one person said yes,
200
512875
2351
Bu da 25 sorudan sonra sadece 1 kişinin evet dediği anlamına geliyor,
08:35
which is super low for these types of things.
201
515250
2143
ki bu böyle türde şeyler için çok düşük bir oran.
08:37
Asian people who knew the book didn't trust Hollywood at all,
202
517417
2976
Kitabı bilen Asyalılar Hollywood'a çok güvenmedi.
08:40
Asian people who didn't know the book thought the title was offensive
203
520417
3517
Kitabı bilmeyen Asyalılar filmin adını kırıcı buldu.
08:43
and other people who weren't Asian just didn't think it was for them.
204
523958
4310
Asyalı olmayan diğer insanlar da onlara hitap etmediğini düşündü.
08:48
So we were pretty screwed.
205
528292
2517
Yani, oldukça berbat durumdaydık.
08:50
Luckily, Warner Brothers didn't turn away from us.
206
530833
2518
Şanslıyız ki, Warner Brothers bize yüz çevirmedi.
08:53
But then the electric somewhere struck again,
207
533375
2518
Ama sonra elektrik yine bir yerde sıkıştı.
08:55
and this army of Asian-American writers, reporters, bloggers,
208
535917
5726
Kendi yayımlarıyla yıllarca çalışmış
09:01
who over the years had worked their way up through their respective publications,
209
541667
5101
bu Asyalı-Amerikan yazarlar, muhabirler, blog yazarları ordusu
09:06
went to work, unbeknownst to me.
210
546792
2059
benden habersiz işe koyuldu
09:08
And they started to post things.
211
548875
1601
ve yazılar yayımlamaya başladılar.
09:10
Also, some tech founders out here started to post stuff on social media,
212
550500
3476
Aynı zamanda teknoloji kurucuları sosyal medyada bir şeyler paylaşmaya,
09:14
write stuff about us in articles in the "LA Times,"
213
554000
3768
"LA Times", "The Hollywood Reporter" ve "Entertainment Weekly" gibi
09:17
in "The Hollywood Reporter" and "Entertainment Weekly."
214
557792
2726
dergilerde bizim hakkımızda makaleler yazmaya başladılar.
09:20
It was like this grassroots uprising of making ourselves news.
215
560542
6059
Bu, sanki bizim haberlerimizi yaparak halkın baş kaldırısı gibiydi.
09:26
What an amazing thing to witness.
216
566625
1625
Tanık olmak için ne kadar harika bir şey.
09:29
And the swell of support turned into this conversation online
217
569250
5976
Bu destek dalgası bütün Asyalı-Amerikanlar arasında
09:35
between all these Asian Americans
218
575250
1893
sohbet başlattı.
09:37
where we could actually debate and discuss
219
577167
2142
Nerede tartışıp münazara edeceğimizi,
hangi hikâyeleri anlatmak istediğimizi,
09:39
what stories we wanted to tell,
220
579333
1477
09:40
what stories should be told or not,
221
580834
1725
hangi hikâyelerin anlatılıp anlatılamayacağını gösterdi.
09:42
what kind of --
222
582583
1268
09:43
are we allowed to make fun of ourselves?
223
583875
1934
ne türde --
kendimizle dalga geçebilir miyiz?
09:45
What about casting? What are we allowed to do?
224
585833
2226
Ya oyuncu kadrosu? Ne yapmak için iznimiz var?
09:48
And we didn't agree -- and we still don't,
225
588083
2726
Hemfikir değildik ve hâlâ değiliz.
09:50
but that wasn't the point.
226
590833
1560
Ama önemli olan nokta bu değildi.
09:52
The point was the conversation was happening.
227
592417
2726
Önemli olan nokta sürmekte olan sohbetti.
09:55
And this conversation stream became an infrastructure.
228
595167
3851
Bu sohbet seli bir altyapı haline geldi.
09:59
It took all these different groups that were trying to achieve the same thing
229
599042
3684
Aynı şeye ulaşmaya çalışan bütün bu farklı grupları aldı
10:02
and put us all together in this connective tissue.
230
602750
4018
ve hepimizi bu birleştirici dokuda bir araya getirdi.
10:06
And again, not perfect,
231
606792
1309
Yine mükemmel değildi
10:08
but the start of how we determine our own representation on the big screen.
232
608125
4208
ama sinemadaki temsillerimizi nasıl kararlaştırdığımızın başlangıcıydı.
10:13
It became more physical when I went to the movie theater.
233
613667
3101
Sinemaya gittiğimde daha fiziksel bir hal aldı.
10:16
I'll never forget going -- opening weekend,
234
616792
2684
Hafta sonu açılışı için oraya gidişimi hiç unutmayacağım.
10:19
and I went into the theater, and it's not just Asians --
235
619500
2643
Sinemaya girdim ve sadece Asyalılar yoktu,
10:22
all types of people --
236
622167
1267
birçok türde insan vardı.
10:23
and I go in and sit down,
237
623458
1310
Gittim ve oturdum,
10:24
and people laughed, people cried,
238
624792
2583
insanlar güldüler, ağladılar.
10:28
and when I went into the lobby,
239
628333
2643
Lobiye çıktığımda,
10:31
people stayed.
240
631000
1250
insanlar kaldılar.
10:32
It's like they didn't want to leave.
241
632750
1893
Sanki ayrılmak istemiyormuş gibiydiler.
10:34
They just hugged each other,
242
634667
1809
Birbirlerine sarıldılar,
10:36
high-fived each other, took selfies,
243
636500
1726
beşlik çaktılar, öz çekim yaptılar,
10:38
they debated it, they laughed about it.
244
638250
2101
film hakkında konuştular, güldüler.
10:40
All these different things.
245
640375
1893
Bütün bu farklı şeyler.
10:42
I had such an intimate relationship with this movie,
246
642292
3309
Bu filmle çok yakın bir ilişkim vardı
10:45
but I didn't understand when we were making it
247
645625
3101
ama çekerken bunu anlamamıştım,
10:48
what we were making until it was happening --
248
648750
3018
çekene kadar ne yaptığımızı anlamamıştım.
10:51
that it was the same thing that my parents felt when they watched our family videos
249
651792
4976
Bu, o gün oturma odasında
aile videomuzu izlerken ebeveynlerimin hissettiği şeyle aynıydı.
10:56
in that living room that day.
250
656792
1851
10:58
Seeing us on the screen has a power to it,
251
658667
3392
Ekranda bizi görmenin bir gücü var
11:02
and the only way I can describe it is pride.
252
662083
2810
ve bunu sadece gurur olarak tanımlayabilirim.
11:04
I have always understood this word intellectually --
253
664917
3434
Bu kelimeyi her zaman zihnen anladım,
11:08
I've probably talked about this word,
254
668375
2268
muhtemelen bu kelime hakkında konuştum da.
11:10
but to actually feel pride --
255
670667
1809
Ama aslında gururu hissetmek --
11:12
and those of you who have felt it know --
256
672500
2018
ve bunu hisseden sizler biliyorsunuz ki --
11:14
it's like you just want to like, touch everybody and grab and run around.
257
674542
4309
sanki herkese dokunup ve kucaklayıp etrafta koşmak istiyormuşsunuz gibidir.
11:18
It's like a very --
258
678875
1476
Bu çok --
11:20
I can't explain --
259
680375
1268
bunu açıklayamıyorum.
11:21
it's just a very physical feeling,
260
681667
1684
Uzun bir ilişki modeli olduğu için
11:23
all because of a long pattern of connection.
261
683375
3917
bu çok fiziksel bir his.
11:28
Film was a gift given to me,
262
688500
2226
Film bana verilmiş bir hediyeydi.
11:30
and through the years I've learned a lot of things.
263
690750
2684
Yıllar boyunca birçok şey öğrendim.
11:33
You can plan, you can write scripts, you can do your storyboards,
264
693458
3143
Planlayabilirsiniz, senaryo yazabilirsiniz ve film şeritleri yapabilirsiniz.
11:36
but at a certain point,
265
696625
2226
Ama bir noktada,
11:38
your movie will speak back to you,
266
698875
2143
filminiz size bir şeyler söyleyecek
11:41
and it's your job to listen.
267
701042
2166
ve sizin işiniz de onu dinlemek.
11:43
It's this living organism and it sort of presents itself,
268
703667
2726
Bu yaşayan bir organizma ve bir nevi kendisini sunuyor,
11:46
so you better catch it before it slips through your hands,
269
706417
2767
bu yüzden ellerinizden kaymadan önce yakalasanız iyi olur
11:49
and that's the most exciting part about making movies.
270
709208
2560
ve bu, film çekmekle ilgili en heyecanlı bölüm.
11:51
When I look at life, it's not that different actually.
271
711792
2559
Hayata baktığımda, aslında bu kadar farklı değil.
11:54
I've been led through these sort of breadcrumbs of connections
272
714375
3976
İlişkilerin kırıntılarından, insanlardan,
11:58
through people, through circumstances,
273
718375
2434
durumlardan, şanstan
12:00
through luck.
274
720833
1560
geçmeme bir nevi izin verildi.
12:02
And it changed when I realized that once you start listening
275
722417
4559
Sessiz ritimleri ve karmakarışık sesleri dinlemeye başladığınızda,
12:07
to the silent beats and the messy noises around you,
276
727000
2518
sizin için çoktan yazılmış bu güzel senfoniyi
12:09
you realize that there's this beautiful symphony already written for you.
277
729542
4226
duyduğunuzu fark ettiğimde bir şeyler değişti.
12:13
A direct line to your destiny.
278
733792
2250
Doğrudan kaderinize giden bir çizgi.
12:16
Your superpower.
279
736667
1559
Süper gücünüz.
12:18
Now, film was a gift given to me,
280
738250
2833
Film bana verilmiş bir hediyeydi,
12:22
sort of spurred on by my parents and supported by my community.
281
742417
5017
bir nevi ailem tarafından teşvik edildi ve topluluğum tarafından desteklendi.
12:27
I got to be who I wanted to be when I needed to be it.
282
747458
3375
İhtiyacım olduğunda olmak istediğim kişi olabildim.
12:31
My mom posted something on Facebook the other day,
283
751625
2393
Annem, geçen gün Facebook'ta sesli söylemek için
12:34
which is usually a really bad thing to say out loud --
284
754042
2583
çok ayıp olan bir şey paylaştı.
12:37
scary, she should not have a Facebook, but --
285
757958
2185
Korkutucu, onun Facebook'u olmamalıydı --
12:40
(Laughter)
286
760167
1351
(Gülüşmeler)
12:41
She posted this thing, and it was a meme,
287
761542
1976
Bu şeyi paylaştı ve bu bir deyişti.
12:43
you know, one of those funny things,
288
763542
1767
Şu eğlenceli olanlardan.
12:45
and it said, "You can't change someone who doesn't want to change,
289
765333
3185
"Değişmek istemeyen birisini değiştiremezsiniz
12:48
but never underestimate the power of planting a seed."
290
768542
2601
ama bir tohum ekmenin gücünü asla küçümsemeyin." diyordu.
12:51
And as I was doing the finishing touches on this talk,
291
771167
2601
Ben de bu konuşmaya son dokunuşları yaparken
12:53
I realized that all the powerful connections in my life
292
773792
2767
hayatımdaki bütün ilişkilerin cömertlik,
12:56
were through generosity and kindness and love and hope.
293
776583
6435
kibarlık, sevgi ve umuttan geçtiğini fark ettim.
13:03
So when I think about my movies "Crazy Rich Asians" and "In the Heights"
294
783042
3392
Şu anda üzerinde çalıştığım "In the Heights" ve "Crazy Rich Asians"
13:06
which I'm working on right now --
295
786458
1643
filmlerini düşündüğümde--
13:08
(Applause and cheers)
296
788125
1309
(Alkış ve tezahürat)
13:09
Yes, it's a good one.
297
789458
1893
Evet, iyi bir film.
13:11
All I want to do is show joy and hope in them,
298
791375
4434
Tek istediğim içlerindeki neşe ve umudu göstermek.
13:15
because I refuse to believe that our best days are behind us,
299
795833
3643
Çünkü en iyi günlerimizin geride olduğuna inanmayı reddediyorum.
13:19
but in fact, around the corner.
300
799500
2393
Aslında çok yakındalar.
13:21
Because you see love --
301
801917
1267
Çünkü görüyorsunuz ki sevgi --
13:23
love is the superpower that was given to me.
302
803208
2935
Sevgi bana verilen süper güç.
13:26
Love is the superpower that was passed onto me.
303
806167
4726
Sevgi içime işleyen süper güç.
13:30
Love is the only thing that can stop a speeding bullet
304
810917
4226
Sevgi, hızlı bir kurşunu odadan çıkmadan
13:35
before it even exits the chamber.
305
815167
1642
durdurabilecek tek şey.
13:36
Love is the only thing that can leap over a building
306
816833
2518
Sevgi, bir binanın üzerinden atlayacak
13:39
and have a whole community look up into the sky,
307
819375
2583
ve bir topluluğu gökyüzüne baktıracak,
13:42
join hands,
308
822958
1351
el ele tutuşturacak
13:44
and have the courage to face something that's impossibly bigger than themselves.
309
824333
3834
ve imkânsızca kendilerinden büyük bir şeyle yüzleşecek cesareti verecek tek şey.
13:48
So I have a challenge for myself and for anyone here.
310
828792
2934
Kendime ve buradaki herkese meydan okuyorum.
13:51
As you're working on your thing,
311
831750
2434
Şirketinizde işiniz üzerinde çalışırken,
13:54
on your company,
312
834208
1310
bu şeyi hayata işlerken
13:55
and you're forging this thing to life, and you're making the impossible possible,
313
835542
4309
ve imkânsızı mümkün kılarken
13:59
let's just not forget to be kind to each other,
314
839875
3083
birbirimize karşı kibar olmayı unutmayalım.
14:03
because I believe that is the most powerful form of connection
315
843750
3309
Çünkü bunun bu gezegene verebileceğimiz
en güçlü iletişim şekli olduğuna inanıyorum.
14:07
we can give to this planet.
316
847083
1518
14:08
In fact, our future depends on it.
317
848625
3268
Aslında, geleceğimiz buna bağlı.
14:11
Thank you.
318
851917
1267
Teşekkür ederim.
14:13
(Applause and cheers)
319
853208
2310
(Alkış ve tezahürat)
14:15
Thank you.
320
855542
1434
Teşekkürler.
14:17
(Applause)
321
857000
2292
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7