Ruby Sales: How we can start to heal the pain of racial division | TED

39,869 views ・ 2019-03-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Ivana Korom Reviewer: Joanna Pietrulewicz
0
0
7000
Çeviri: Ivana Korom Gözden geçirme: esra kurul
Sizinle, hayatımda ırkçılık acılarının
ve yaralarının benim için hem ölümcül
hem de felç edici olduğu
00:13
I want to share with you
1
13240
2120
00:17
a moment in my life
2
17200
1840
bir andan bahsetmek istiyorum.
00:20
when the hurt and wounds of racism
3
20600
4200
Öğrendiğim şeyin, hepimiz için
00:25
were both deadly and paralyzing for me.
4
25920
4400
iyileştirici olabileceğini düşünüyorum.
00:32
And I think what I've learned
5
32240
1960
Henüz 17 yaşındayken
00:35
can be a source of healing for all of us.
6
35160
4240
Tuskagee Üniversitesi'nde bir öğrenciydim
00:41
When I was 17 years old,
7
41320
4840
ve İnsan Hakları Hareketi dediğimiz Güney özgürlük yürüyüşünde
00:47
I was a college student at Tuskegee University,
8
47920
4800
bir katılımcıydım.
00:54
and I was a worker in the Southern freedom movement,
9
54520
4896
Bu süreçte,
00:59
which we call the Civil Rights Movement.
10
59440
2640
Cambridge,Massachusetts’ten gelen
01:05
During this time,
11
65720
1640
26 yaşında beyaz bir üniversite öğrencisi
01:08
I met another young 26-year-old,
12
68840
5136
Jonathan Daniels ile tanıştım.
O ve ben,
01:14
white seminary and college student
13
74000
3016
yaşamları, sıradan siyahi insanların ülke çapında
01:17
named Jonathan Daniels, from Cambridge, Massachusetts.
14
77040
4360
01:22
He and I
15
82160
1240
ve güneyde yaydıkları
01:24
were both part of a generation of idealistic young people,
16
84600
5520
özgürlük ateşiyle
tutuşan idealist genç neslin
01:31
whose life has been ignited
17
91640
3456
bir parçasıydık.
01:35
by the freedom fire
18
95120
2456
01:37
that ordinary black people were spreading around the nation
19
97600
4976
Harekette yer almak için
Lowndes ilçesine geldik.
01:42
and throughout the South.
20
102600
1880
Bu, Amerika’nın ruhlarını günahtan kurtarabilmek adına
01:46
We had come to Lowndes County
21
106400
2560
barışçıl bir hareketti.
01:50
to work in the movement.
22
110120
2120
Biz, ırkı ne olursa olsun
01:53
And it was a nonviolent movement
23
113160
3296
siyah ya da beyaz
01:56
to redeem the souls of America.
24
116480
2720
Güney'in insanlarının
02:00
We believe that everyone,
25
120800
3616
onları 400 yıldan fazla süredir yakalamış olan
02:04
both black and white,
26
124440
2536
tutucu ırkçılıktan kurtarıcı bir yol
02:07
people in the South,
27
127000
1840
bulabileceklerine inanıyoruz.
02:09
could find a redemptive pathway
28
129920
2440
02:13
out of the stranglehold of racism
29
133400
3296
02:16
that had gripped them for more than 400 years.
30
136720
3680
Ağustos'un sıcak bir yaz gününde
siyahi marabaların paralarına el konularak
02:24
And on a hot, summer day in August,
31
144920
3800
zengin toprak sahipleri tarafından
sömürülmesini protesto eden
02:29
Jonathan and I joined a demonstration
32
149720
4016
yerli siyahi gençlerin
02:33
of local young black people,
33
153760
2736
02:36
who were protesting the exploitation
34
156520
3560
gösterisine katıldık.
02:40
[of] black sharecroppers
35
160960
4896
02:45
by rich land holders who cheated them out of their money.
36
165880
5160
Onların yanında gösteri yapmaya karar verdik.
Gösteriye katıldığımız günü takip eden sabah,
02:54
We decided to demonstrate alongside them.
37
174920
4200
ellerinde beyzbol sopası,
02:59
And on the morning that we showed up for the demonstration,
38
179920
3320
pompalı ve hayal edebileceğiniz herhangi bir silah olan
03:04
we were met with a mob of howling white men
39
184560
4736
uluyan bir beyaz erkek çetesiyle karşılaştık.
03:09
with baseball bats, shotguns
40
189320
4120
Bizi öldürmekle tehdit ediyorlardı.
Şerif, içinde bulunduğumuz tehlikeyi görünce
03:15
and any weapon that you could imagine.
41
195320
2600
03:18
And they were threatening to kill us.
42
198760
2560
bizi tutuklayıp bir çöp kamyonuna koyarak
03:22
And the sheriff, seeing the danger that we faced,
43
202200
5400
aklınıza gelebilecek en insanlık dışı
03:28
arrested us and put us on a garbage truck
44
208560
5216
şartlarda hücrelerde tutulduğumuz
03:33
and took us to the local jail,
45
213800
2000
yerel hapishaneye götürdü.
03:37
where we were put in cells
46
217520
3936
Tuvaletten gelen içme suyuyla
03:41
with the most inhumane conditions you can imagine.
47
221480
4120
mahkumlar tarafından tehdit edildik.
03:46
And we were threatened by the jailers
48
226760
3960
03:51
with drinking water that came from toilets.
49
231880
4240
Hiçbir bilgilendirme ve ön uyarı olmadan
altıncı günde salıverildik.
03:59
We were finally released on the sixth day,
50
239840
3240
Beklenmedik bir anda,
gitmemize izin vermişlerdi.
04:05
without any knowledge, without any forewarning.
51
245800
3296
Bunun bir tehlikeye işaret olduğunu biliyorduk,
04:09
Just out of the clear blue sky,
52
249120
2776
çünkü Goodman, Schwerner ve Chaney de hapisten çıkmaya zorlanmış
04:11
we were made to leave.
53
251920
1440
04:14
And we knew that this was a dangerous sign,
54
254840
3696
ve öldürülmüşlerdi çünkü kimse onlara ne olduğunu bilmiyordu.
04:18
because Goodman, Schwerner and Chaney had also been forced to leave jail
55
258560
6376
Gayretle direnişimize rağmen,
04:24
and were murdered because no one knew what had happened to them.
56
264960
3520
şerif bizi hapisten çıkardı
04:29
And so, despite our fervent resistance,
57
269640
5120
ve elbette kimse bizi beklemiyordu.
04:35
the sheriff made us leave the jail,
58
275520
2856
Kaldırımdan yükselen
04:38
and of course, nobody was waiting for us.
59
278400
2760
sıcak buharı
tam anlamıyla hissedebileceğiniz
04:44
It was hot,
60
284040
1680
sıcak Güney günlerinden biriydi.
04:48
one of those Southern days
61
288080
2736
04:50
where you could literally feel the pavement --
62
290840
2720
Yaklaşık on dördümüzün olduğu grup
04:54
the vapor seeping out of the pavement.
63
294960
4040
Jonathan Daniels’i seçtik ve o,
05:00
And the group of about 14 of us
64
300720
3480
henüz ülkeye gelmiş Rahip Morrisroe idi,
05:05
selected Jonathan Daniels,
65
305840
2600
17 yaşındaki köylü kız Joyce Bailey
05:09
Father Morrisroe, who had recently come to the county,
66
309440
4096
ve ben içecekleri almaya gittik.
05:13
Joyce Bailey, a local 17-year-old girl
67
313560
5856
Kapıya vardığımızda
05:19
and I to go and get the drinks.
68
319440
2080
beyaz bir adam elinde tüfekle kapıda duruyordu.
“Beynini havaya uçuracağım kaltak!” dedi.
05:23
When we got to the door,
69
323440
1800
05:26
a white man was standing in the doorway with a shotgun,
70
326680
4016
Ben reaksiyon bile gösteremeden
05:30
and he said, "Bitch, I'll blow your brains out!"
71
330720
4480
neler olduğunu bile anlayamadan
Jonathan kasıtlı olarak bluzumdan çekti
05:36
And before I could even react,
72
336680
3056
05:39
before I could even process what was going on,
73
339760
3856
ve ben öldüğümü düşünerek geri çekildim.
05:43
Jonathan intentionally pulled my blouse,
74
343640
3120
Ve baktığım o kısacık anda
05:48
and I fell back, thinking that I was dead.
75
348280
3440
Jonathan Daniels ateş hattında duruyordu
ve ateşle benim arama girdi
05:53
And in that instant, when I looked up,
76
353440
3176
05:56
Jonathan Daniels was standing in the line of fire,
77
356640
3800
ve hayatımı kurtardı.
06:01
and he took the blast,
78
361440
2040
06:04
and he saved my life.
79
364840
1880
Bu, benim için bir travma idi
bu olay yüzünden felç oldum.
06:15
I was so traumatized
80
375120
3600
Tam da Tom Coleman’ın kasten
06:19
and paralyzed by that event,
81
379800
4000
kötü niyetle
06:24
where Tom Coleman deliberately,
82
384720
4120
arkadaşım ve meslektaşım olan
Jonathan MyrickDaniels'i öldürdüğü yerde.
06:30
with malicious intent,
83
390160
2080
06:33
killed my beloved friend and colleague,
84
393280
4136
06:37
Jonathan Myrick Daniels.
85
397440
2920
O gün
benim hayatımdaki en önemli gündü.
Sevgi ve nefreti aynı anda gördüm.
06:47
On that day,
86
407040
1560
06:50
which was one of the most important days in my life,
87
410400
3280
her ikisi de birbirinden çok farklı iki ayrı beyaz adamdan geliyordu.
06:54
I saw both love and hate
88
414800
2400
Amerika’nın en iyisini ve en kötüsünü temsil ediyorlardı.
06:58
coming from two very different white men
89
418680
4256
07:02
that represented the best and the worst of white America.
90
422960
6040
Çok derinden incinmiştim.
Çünkü, Tom Coleman gözlerimin önünde Jonathan’ı öldürmüştü,
bu sebeple altı ay boyunca
07:10
So deep was my hurt
91
430800
1776
sustum
07:12
at seeing Tom Coleman murder Jonathan before my eyes,
92
432600
4736
ve konuşmadım.
07:17
that I became a silent person,
93
437360
2896
Yaşım ilerledikçe içimdeki yaraya
07:20
and I did not speak
94
440280
1760
07:23
for six months.
95
443760
1440
dokunmayı öğrendim
ve Güneyli özgürlük hareketi hakkında konuşmaya başladım.
07:28
I finally learned to touch that hurt in me
96
448360
4696
Hikayelerimi
07:33
as I became older
97
453080
2496
diğer özgürlük savaşçıları ve meslektaşlarımın, yani benim gibi
07:35
and began to talk about the Southern freedom movement,
98
455600
4376
07:40
and began to connect my stories
99
460000
2816
ırkçılığın ölümcül travmalarına uğramış olanların
07:42
with the stories of my other colleagues and freedom fighters,
100
462840
5736
ve bu yolda arkadaşlarını yitirenlerin
07:48
who, like me, had faced deadly trauma of racism,
101
468600
5616
ve dövülen, hapse atılanların hikayeleri ile birleştirdim.
07:54
and who had lost friends along the way,
102
474240
3256
07:57
and who themselves have been beaten and thrown in jail.
103
477520
3800
50 yıl geçti.
Birçok insan dövüldü ve hapse atıldı
08:07
It is 50 years later.
104
487200
2400
Bazıları Jonathan Daniels gibi öldürüldü.
08:13
Many people were beaten and thrown in jail.
105
493280
4280
Ve biz hala, millet olarak
08:18
Others were murdered like Jonathan Daniels.
106
498880
3000
ırkçılığın
08:22
And yet, we are still, as a nation,
107
502720
5096
bataklığına gömülmüş haldeyiz.
08:27
mired down
108
507840
1960
08:30
in the quicksand of racism.
109
510760
2160
Ve ülkede nereye gitsem,
acıyı görüyor ve duyuyorum.
08:38
And everywhere I go around the nation,
110
518520
3616
Her yerde insanlara soruyorum.
"Yaran nerende anlat bana?"
08:42
I see and hear the hurt.
111
522160
3879
Sen de bu acıyı benim gibi
08:47
And I ask people everywhere,
112
527000
2655
görüyor ve hissediyor musun?
08:49
"Tell me, where does it hurt?"
113
529679
2521
Bu yarayı siyah ve kahverengi insanlarda görüyor ve hissediyorum
08:53
Do you see and feel the hurt
114
533600
3496
08:57
that I see and feel?
115
537120
1720
bu insanlar her gün ırkçılığın korkunç yaylım ateşi altındalar
09:01
I feel and see the hurt in black and brown people
116
541240
5960
09:07
who every day feel the vicious volley of racism
117
547880
6600
ve her gün insan hakları ve vatandaşlık hakları ihlal ediliyor.
Onlara bunu yapan insanlar, mitleri ve yalanları kullanıp
09:16
and every day have their civil and human rights stripped away.
118
556320
4960
bunu haklı çıkarıyorlar.
09:22
And the people who do this use stereotypes and myths
119
562040
5176
Gittiğim her yerde
09:27
to justify doing it.
120
567240
2120
Kadınları görüyor ve duyuyorum
09:33
Everywhere I go,
121
573920
1520
bu kadınlar--
09:36
I see and hear women
122
576880
3800
bedenlerini suistimal eden erkeklere karşı konuşan kadınlar.
09:43
who speak out against --
123
583000
3736
Bu erkekler sonradan dönüp--
09:46
who speak out against men who invade our bodies.
124
586760
4280
ırkçılığı da teşvik ediyorlar,
sonra dönüp emeğimizi çalıyor, eşit olmayan ücret ödüyorlar.
09:52
These same men who then turn around --
125
592720
3776
09:56
the same men who promote racism
126
596520
2496
Beyaz adamın incindiğini görüyor ve duyuyorum
09:59
and then turn around and steal our labor and pay us unequal wages.
127
599040
5800
aynı güçteki beyaz adamdan ihanet görüyor
10:07
I hear and feel the hurt of white men
128
607200
4176
onlara ten renklerinin
10:11
at the betrayal by the same powerful white men
129
611400
4080
iyi bir hayatın ve gücün bileti olduğunu anlatanlardan,
tabii keşfedinceye kadar,
10:16
who tell them that their skin color
130
616760
2920
beyaz adam dairesinin daraldığını,
10:20
is their ticket to a good life and power,
131
620760
3416
biletlerinin geçersiz kılındığını
10:24
only to discover,
132
624200
2816
ve artık birinci sınıf statülerini taşımadıklarını.
10:27
as the circle of whiteness narrows,
133
627040
3456
10:30
that their tickets have expired
134
630520
3176
Madem ki yaralara dokunuyoruz,
10:33
and no longer carry first-class status.
135
633720
3720
kendimize sormalıyız,
"Neresi acıyor?
10:39
Now that we've touched the hurt,
136
639480
2160
Bu acının kaynağı nedir?”
10:42
we must ask ourselves,
137
642640
2776
10:45
"Where does it hurt
138
645440
1640
Beyaz adam kültürüne
10:48
and what is the source of the hurt?"
139
648480
2600
derinden bakmamız gerektiğini öneriyorum.
10:55
I propose that we must look
140
655440
5176
bu kültür bütün bireyleri boğan bir nehir
11:00
deeply into the culture of whiteness.
141
660640
3360
ve bizi de statükoyu korumak için yanlış bir tekdüzelik içinde boğuyor.
11:04
That is a river that drowns out all of our identities
142
664960
4776
Herkesin dikkatini çekerim, beyaz adam kültürü diyorum
11:09
and drowns us in false uniformity to protect the status quo.
143
669760
5520
beyaz adam değil.
Çünkü tahminimce,
11:16
Notice, everybody, I said culture of whiteness,
144
676760
5136
sorun beyaz adam değil
11:21
and not white people.
145
681920
2056
Beyaz adam kültürü.
11:24
Because in my estimation,
146
684000
2976
ve beyaz adam kültürü diyerek,
11:27
the problem is not white people.
147
687000
2120
sistematik ve organize inançlar bütünü,
11:30
Instead, it is the culture of whiteness.
148
690120
3440
11:34
And by culture of whiteness,
149
694320
1376
değerler, kutsanmış bilgi ve hatta dini kastediyorum.
11:35
I mean a systemic and organized set of beliefs,
150
695720
5976
11:41
values, canonized knowledge and even religion,
151
701720
6480
güç yapısı üzerindeki hiyerarşiyi sürdürmek için
insanların rengini değil de tenlerin rengine dayanan bir kültür.
11:49
to maintain a hierarchical, over-and-against power structure
152
709840
5536
11:55
based on skin color, against people of color.
153
715400
3600
Bu kültür
beyaz insanları içeriden ve dost olarak görürken
12:03
It is a culture
154
723640
3800
özellikle siyah olanlar olmak üzere farklı renkteki insanları,
12:08
where white people are seen as necessary and friendly insiders,
155
728240
6280
tehlikeli olarak görür
12:15
while people of color, especially black people,
156
735680
3000
ve dışarıdakiler tehdittir,
bu görünen ve sunulan tehlike
12:19
are seen as dangerous
157
739720
2640
beyaz adam kültürünün
12:23
and threatening outsiders,
158
743760
2816
12:26
who pose a clear and present danger
159
746600
3256
etkinliği ve güvenliği içindir.
12:29
to the safety and the efficacy
160
749880
3200
12:35
of the culture of whiteness.
161
755000
2920
Beni dinle ve hayal edebilirsen
beyaz adam kültürü, insanlıktan uzaklaşma sürecidir.
12:44
Listen to me and see if you can imagine
162
764880
4296
ırk, sınıf, cinsiyet gibi
12:49
the culture of whiteness as a dehumanizing process
163
769200
5336
birbiri ile bağlı kimliklerimizi
eritip yok ediyor.
12:54
that melts away
164
774560
1456
12:56
all of our multiple and interlocking identities,
165
776040
5936
bu sayede
güç için gerekli birlik sağlanıyor.
13:02
such as race, class, gender and sexualities,
166
782000
5816
13:07
so that ...
167
787840
1200
13:10
so that unity is maintained for power.
168
790880
4760
İnanıyorum, çünkü biliyorum
ve inanıyorum ki beyaz adam kültürü
13:18
I believe, because I know
169
798640
2400
sosyal bir yapıdır.
13:22
and believe that the culture of whiteness
170
802600
4896
Doğumdan ölüme her birimiz,
13:27
is a social construct.
171
807520
2040
bu kültür içinde sosyalleşiriz,
bu kültür insanların ten renklerini de etiketliyor.
13:32
Each of us, from birth to death,
172
812720
3776
Ve beyaz insan gibi renk tanımları yapıyor
13:36
are socialized in this culture.
173
816520
3296
çıkarlarına karşı oy kullanır.
13:39
And it marks people of color also.
174
819840
3016
13:42
And it makes people of color, like white people,
175
822880
4536
13:47
vote against our interests.
176
827440
3240
Bazılarınız soracaktır--
ve öğrencilerim bana hep zor görevler verdiğimi söylerler--
bazılarınız haklı olarak şunu soracaktır,
13:57
Some of you might ask --
177
837080
1456
13:58
and my students always tell me I give hard assignments --
178
838560
4256
Bunu nasıl düzeltiriz?
çok zorlu ve üstesinden gelinmesi zor görünüyor
14:02
some of you might ask, and rightfully so,
179
842840
2840
14:07
"How do we fix this?
180
847640
2736
bunu düzeltmemiz gerektiğine inanıyorum
14:10
It seems so all-powerful and overwhelming."
181
850400
3240
çünkü eğer beyaz adam kültürünün
suç ortağı olmaya devam edersek
14:16
I believe that we must fix it,
182
856920
3176
geleceğimizi insanileştiremeyiz.
14:20
because we cannot humanize our future
183
860120
3456
Her birimiz otantik benliklerimizle bağlantı kurmalıyız
14:23
if we continue to be complicit
184
863600
3736
14:27
with the culture of whiteness.
185
867360
2360
ortak benliklerimiz ile.
14:30
Each of us must connect with our authentic selves,
186
870680
5416
kimliklerimizin farklı yönleri ile bağlantı kurmalıyız
14:36
with our authentic ethnic selves.
187
876120
3256
Beyaz olma, Siyah olma, kahverengi olmak gibi
14:39
And we must connect with the other aspects of our identities.
188
879400
4120
yapılardan kurtulmalıyız
14:44
And we must move out of the constructs
189
884960
3416
ve yeniden bütünlüğümüze kavuşmalıyız.
14:48
of whiteness, brownness and blackness
190
888400
4616
14:53
to become who we are at our fullest.
191
893040
4120
Bunu nasıl yaparız?
İnanıyorum ki kolektif hikayelerimiz aracılığıyla yaparız.
Ve kolektif hikayelerimiz mutlaka bireysel hikayeleri,
15:02
How do we do this?
192
902080
3376
15:05
I believe that we do this through our collective narratives.
193
905480
4496
sanatı,
15:10
And our collective narratives must contain our individual stories,
194
910000
5160
ruhsal yansımaları,
edebiyatı,
15:16
the arts,
195
916240
2216
içermelidir, ve evet davulları bile
15:18
spiritual reflections,
196
918480
2200
(Gülüşmeler)
15:22
literature,
197
922480
1520
Kolektif bir anlatım olmalıdır
15:26
and yes, even drumming.
198
926040
2336
çünkü bireysel hikayeler sadece paradigma yaratı
15:28
(Laughter)
199
928400
1600
insanlar bir hikayeden diğerine üzülerek atlar.
15:32
It must be a collective telling,
200
932080
3296
15:35
because individual stories just create a paradigm
201
935400
4416
15:39
where we are pitting one story against another story.
202
939840
3920
bu akşam anlattığım bu farklı modeller
kanımca bize ırkçılığın batağından çıkmak için
15:49
These different models that I have talked about tonight
203
949120
3800
bize bir yol sunacaktır.
15:54
I think are essential to providing us a pathway
204
954520
5096
Ve önemli bir başka modelden bahsedeceğim
15:59
out of the quagmire of racism.
205
959640
4056
bu model, kurtuluş.
16:03
And I want to talk about another very important model.
206
963720
4936
inanıyorum ki ırksal adalet hareketleri
16:08
And that is redemption.
207
968680
2640
yargılayıcılıktan çok kurtarıcı olmalıdır.
16:12
I believe that movements for racial justice
208
972680
4976
Ve evet, inanıyorum
bu herkes için kurtuluş sağlayacaktır.
16:17
must be redemptive rather than punitive.
209
977680
4856
16:22
And yes, I believe
210
982560
2856
Ve mutlaka
bizi ezen o insanların kinayeli sözlerine karşın
16:25
that we must provide the possibility of redemption for everyone.
211
985440
4200
istekli ve hevesli olmalıyız.
16:30
And we must be willing,
212
990720
2216
16:32
despite some of the vitriolic language
213
992960
3416
Bence onları dinlemeliyiz
16:36
that might come from those very people who oppress us,
214
996400
5016
ve yaralarının kaynağını bulmalıyız.
16:41
I think that we must listen to them
215
1001440
4536
Bunu yapmalıyız. İnanıyorum ki
16:46
and try to figure out where do they hurt.
216
1006000
2920
bizim kurtuluşumuz onların kurtuluşuna bağlıdır.
ve sebepsiz öfkeden kurtulmadıkça
16:50
We must do this, I believe,
217
1010120
1896
hiçbirimiz özgür olamayacağız.
16:52
because our redemption is tied into their redemption,
218
1012040
5896
16:57
And we will not be free
219
1017960
2496
17:00
until we've all been redeemed from unredemptive anger.
220
1020480
4640
Bu kolay bir görev değil.
teknolojik toplumlarda daha da karmaşık hale geliyor
17:14
The challenge is not easy.
221
1034200
2200
çünkü sıklıkla teknoloji kullanılarak
ırkçılığın devam edegelen değerlerini her gün teşvik ediyoruz.
17:17
And in a technological society, it grows even more complicated,
222
1037319
5457
17:22
because often we use technologies
223
1042800
2696
Teknoloji kullanarak,
17:25
to perpetuate the very values of racism that we indulge in every day.
224
1045520
5720
nefret konuşmalarını sürdürüyoruz
ve diğerlerinin kişiliklerini küçük görüyoruz.
17:33
We use technology to bully,
225
1053280
2559
Ve ayrıca inanıyorum ki geleceği insanileştireceksek
17:37
to perpetuate hate speech
226
1057119
2240
17:40
and to degrade each other's humanities.
227
1060720
3440
teknoloji kullanım yöntemleri tasarlamalıyız
ezmek için değil, yüceltmek için
17:45
And so I believe that if we're going to humanize the future,
228
1065120
4536
bu sayede kapasitemizin tamamını kullanabiliriz.
17:49
we must design ways to use technology
229
1069680
3256
17:52
not to degrade us, but to elevate us
230
1072960
3456
Ve inanıyorum ki teknoloji
bize daha geniş bir görüş sağlamalıdır
17:56
so that we can live into the fullest of our capacities.
231
1076440
4376
böylece bir diğerimize adapte olalım
18:00
And I believe that technology
232
1080840
2736
ve hayatımızın her gününde parçalanmışlığın ötesine geçelim.
18:03
must provide us larger vistas
233
1083600
4256
18:07
so that we might engage with each other
234
1087880
2656
İnanıyorum ki
18:10
and move beyond the segregated spaces that we live in, every day of our lives.
235
1090560
5200
zihnimizde oluşturursak
18:17
I believe
236
1097880
1480
buna ulaşabiliriz ve umut edebiliriz
18:21
that we can achieve this if we set our minds
237
1101240
4960
Bu gece önümüzdeki soru
18:27
and hopes on the prize.
238
1107400
2880
çok ciddi bir soru.
18:32
The question before us tonight
239
1112880
2240
Soru şu: "iyileşmek istiyor musun?"
18:37
is very serious.
240
1117360
1880
İyileşmek istiyor musun?
18:40
It is: "Do you want to be healed?
241
1120840
3400
Tanımlayıcı kimliklerinle bir bütün olarak yaşamak istiyor musun,
18:45
Do you want to be healed?"
242
1125720
2080
ya da çoklu kimliğini yamyamlaştırıp
18:49
Do you want to become whole and live into all of your identities?
243
1129520
5096
diğerlerinin üzerine bir kimliği çıkartmak ayrıcalığı mı yaşamak istiyorsun?
18:54
Or do you want to continue to cannibalize your multiple identities
244
1134640
6576
Uzun bir kuyruğa katılmaya hazır mısın?
19:01
and privilege one identity over the other?
245
1141240
2480
insanların nesillerinden oluşan,
19:07
Do you want to join a long line
246
1147240
3560
insanlar ki Amerikan Rüyasına inanmış
demokrasiyi yücelten?
19:12
of generations of people
247
1152240
2480
19:15
who believed in the promise of America
248
1155880
3576
19:19
and had the faith to upbuild democracy?
249
1159480
4440
Potansiyelinin tamamına ulaşmak istiyor musun?
ben kesinlikle istiyorum.
Ve bunu yapacağımıza inanıyorum.
19:28
Do you want to live into the fullest of your potential?
250
1168760
4656
Şunu oldukça ciddi söylemeliyim ki,
19:33
I certainly do.
251
1173440
1576
19:35
And I believe you do, too.
252
1175040
1720
Size inanıyorum
her şeye rağmen
19:39
Let me just say, quite seriously,
253
1179920
4136
Amerika’ya hala inanıyorum.
19:44
I believe in you.
254
1184080
1640
19:47
And despite everything,
255
1187080
1680
Bu akşam size sunduğum,
19:49
I still believe in America.
256
1189960
3600
sizinle paylaştığım bu teklif kurtarıcı yollar sunacak
19:55
I hope that this offering that I've given to you tonight,
257
1195760
3536
böylece kimliğiniz bütünleştirebileck,
19:59
that I've shared with you tonight,
258
1199320
2536
20:01
will provide redemptive pathways
259
1201880
3776
ve insanlığınız sadece sizin geleceğiniz için değil
ayrıca demokrasiniz için de
20:05
so that you might claim the fullest of your identity
260
1205680
4576
20:10
and become a major participant
261
1210280
2816
büyük bir katılım olacaktır.
20:13
in humanizing not only the future for yourselves,
262
1213120
5416
Teşekkür ederim.
(Alkış)
20:18
but also for our democracy.
263
1218560
2280
20:21
Thank you.
264
1221520
1256
20:22
(Applause)
265
1222800
4200
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7