Going to a Restaurant in English: Travel English

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Akşam

Let's eat dinner together.

yemeğini birlikte yiyelim. Mükemmel bir sunucuya

You're invited to a fancy restaurant with an excellent server.

sahip lüks bir restorana davetlisiniz .

Today you'll experience wonderful service and you'll also learn some useful expressions

Bugün harika bir hizmet deneyimi yaşayacaksınız ve ayrıca restoranlar için bazı faydalı ifadeler öğreneceksiniz

for restaurants.

.

This month in the Fearless Fluency Club, we're talking all about restaurants.

Fearless Fluency Club'da bu ay tamamen restoranlardan bahsediyoruz.

If you become a member of the course for only $5 for the first month, you'll meet Ted, an

İlk ay sadece 5$'a kursa üye olursanız,

expert server.

uzman sunucu Ted ile tanışacaksınız. ABD'deki farklı yemek deneyimlerinde restoranlarda

You'll learn all about his experiences serving in restaurants in different types of dining

hizmet veren deneyimleri hakkında her şeyi öğreneceksiniz.

experiences in the U.S.

It's a good chance to get an insider's perspective.

İçeriden birinin bakış açısını almak için iyi bir şans.

Today you'll watch a common restaurant role play between my husband, Dan, the server,

Bugün kocam, sunucu Dan ve benim aramda ortak bir restoran rolünü izleyeceksiniz,

and me, I'm the customer in the restaurant, but I'm not going to be stopping after each

ben restoranın müşterisiyim ama her

section to explain it.

bölümden sonra bunu açıklamak için durmayacağım.

That's what we'll do in the Fearless Fluency Club, so if you'd like to get extra explanations

Fearless Fluency Club'da yapacağımız şey bu , bu yüzden

for each of these sections, join me in the Fearless Fluency Club for this lesson set

bu bölümlerin her biri için ekstra açıklamalar almak istiyorsanız, 1 Mart'tan itibaren restoranlarla ilgili bu ders setinde Fearless Fluency Club'da bana katılın

about restaurants starting on March 1st.

.

Without any more hesitation, I invite you to join me to dine in this fancy restaurant

Daha fazla tereddüt etmeden, sizi mutfağımdaki bu şık restoranda yemek yemeye davet ediyorum

in my kitchen.

. Hadi

Let's go.

gidelim.

Dan: Hi, welcome to the Outback Steakhouse.

Dan: Merhaba, Outback Steakhouse'a hoş geldiniz.

Two?

İki?

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

Dan: Do you have a preference inside or outside?

Dan: İçeride mi yoksa dışarıda mı bir tercihin var?

Vanessa: It's a little cold today, so maybe inside.

Vanessa: Bugün biraz soğuk, yani içeride olabilir.

Dan: Okay.

Tamam.

Right this way.

Bu taraftan.

Is a table okay?

Bir masa uygun mu?

Vanessa: Sure.

Vanessa: Elbette.

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be right over to explain the specials and take your drink order.

Sunucunuz spesiyalleri açıklamak ve içecek siparişinizi almak için hemen orada olacak.

Vanessa: Thanks.

Vanessa: Teşekkürler.

Dan: Okay.

Tamam.

Dan: Hi, welcome to Outback.

Dan: Merhaba, Outback'e hoş geldiniz. Ben

I'm Dan.

Dan'im.

I'm going to be your server today.

Bugün sunucunuz olacağım.

Vanessa: Hi. Dan: Have you been here before?

Vanessa: Merhaba. Dan: Daha önce burada bulundun mu?

Vanessa: No, I haven't, but he has.

Vanessa: Hayır, ben yapmadım ama o yaptı.

Dan: Great.

Harika.

Thanks for dining with us.

Bizimle yemek yediğiniz için teşekkürler.

Our specials are on the menu board over here.

Spesiyallerimiz buradaki menü panosunda.

We have a surf and turf, grilled trout with a four-ounce filet mignon for 19.99, and a

Sörf ve çim, 19.99'a dört ons fileto mignonlu ızgara alabalık ve 15.99'a

fried chicken plate with grilled seasonal vegetables for 15.99.

ızgara mevsim sebzeleri ile kızarmış tavuk tabağımız var .

Would you like either of those or would you like help with the menu?

Bunlardan herhangi birini ister misiniz yoksa menü ile ilgili yardım ister misiniz?

Vanessa: I'll just take a look at the menu for a little bit.

Vanessa: Ben sadece menüye biraz göz atacağım .

Dan: All right.

Dan: Pekala. Size

Can I get you started with a drink, an appetizer, maybe our famous Bloomin' Onion?

bir içki, meze ve belki de ünlü Bloomin' Onion'umuzla başlamanızı sağlayabilir miyim?

Vanessa: I'll just have a glass of water, thanks.

Vanessa: Ben sadece bir bardak su alacağım, teşekkürler.

Dan: Okay.

Tamam.

Lemon?

Limon?

Vanessa: Sure.

Vanessa: Elbette.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

I'll be right back with that.

Bununla hemen döneceğim.

Dan: Here's your water.

Dan: İşte suyunuz.

Vanessa: Thank you.

Vanessa: Teşekkür ederim.

Dan: Have you decided what you'd like?

Dan: Ne istediğine karar verdin mi?

Have any questions?

Herhangi bir sorunuz var mı?

Vanessa: Yeah, I think I'm going to go with the fried chicken special, but what are the

Vanessa: Evet, sanırım kızarmış tavuk spesiyaliyle gideceğim ama

seasonal vegetable?

mevsim sebzeleri neler?

Dan: Let's see.

Dan: Bakalım.

We have zucchini, squash, and carrots.

Kabak, kabak ve havuçlarımız var.

Vanessa: Okay, I'd like that.

Vanessa: Tamam, isterim.

Can I also have a side salad?

Yanında salata da alabilir miyim?

How much is it?

Ne kadar?

Dan: The side salad is $1.99.

Dan: Yan salata 1,99 dolar.

What would you like for dressing?

Giyinmek için ne istersin?

Vanessa: Well, what have you got?

Vanessa: Pekala, neyin var?

Dan: We have Italian, Ranch, Thousand Island, and a lemon raspberry vinaigrette.

Dan: İtalyan, Ranch, Thousand Island ve limonlu ahududu salatamız var.

Vanessa: I think I'll go with the vinaigrette.

Vanessa: Sanırım salata sosu ile gideceğim.

Can I have it on the side?

Yanına alabilir miyim?

Dan: No problem.

Den: Sorun değil.

So we have the fried chicken special, a side salad with a lemon raspberry vinaigrette on

Kızarmış tavuk spesiyalimiz, yanında limonlu ahududu soslu yan salatamız var

the side.

.

Vanessa: Yes, that sounds great.

Vanessa: Evet, kulağa harika geliyor.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

I'll put in your order and I'll be right back with the salad.

Siparişinizi vereceğim ve salata ile hemen döneceğim.

Vanessa: Thank you.

Vanessa: Teşekkür ederim.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Here's your side salad with a side of dressing.

İşte yanında soslu yan salatanız.

Vanessa: Thank you.

Vanessa: Teşekkür ederim.

I think I'm also going to get a beer.

Sanırım ben de bir bira alacağım.

Dan: Okay.

Tamam.

Vanessa: What do you have on tap?

Vanessa: Muslukta ne var?

Dan: We have Blue Moon, Bud Light, Corona, and a local beer, Highland IPA.

Dan: Blue Moon, Bud Light, Corona ve yerel bir bira olan Highland IPA'mız var.

Vanessa: I think I'll get that local beer, the Highland IPA.

Vanessa: Sanırım o yerel bira olan Highland IPA'yı alacağım.

Dan: Great choice.

Dan: Harika bir seçim.

Can I see your ID?

Kimliğinizi görebilir miyim?

Vanessa: Sure.

Vanessa: Elbette.

Here you go.

Hadi bakalım.

Dan: Okay.

Tamam.

I'll be right back with that.

Bununla hemen döneceğim.

Vanessa: Thanks.

Vanessa: Teşekkürler.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Here you go, Highland IPA.

Buyrun, Highland IPA.

Vanessa: Oh, thanks.

Vanessa: Ah, teşekkürler.

Dan: Enjoy.

Dan: İyi eğlenceler.

Dan: I have the fried chicken special.

Dan: Kızarmış tavuk spesiyalim var.

Vanessa: Thank you so much.

Vanessa: Çok teşekkür ederim.

Dan: Can I get you anything else right now?

Dan: Şu anda sana başka bir şey getirebilir miyim?

Vanessa: No, this looks great.

Vanessa: Hayır, bu harika görünüyor.

Thanks.

Teşekkürler.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Enjoy.

Eğlence.

Dan: How is everything?

Dan: Her şey nasıl?

Vanessa: Oh, it's good, thanks.

Vanessa: Oh, bu iyi, teşekkürler.

Dan: Would you like another IPA?

Dan: Başka bir IPA ister misin?

Vanessa: No thanks, I'm fine.

Vanessa: Hayır teşekkürler, ben iyiyim.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Enjoy.

Eğlence.

Dan: How was your meal?

Dan: Yemeğin nasıldı?

Vanessa: It was great, thanks.

Vanessa: Harikaydı, teşekkürler.

Dan: Can I interest you in our dessert special, cheesecake with fresh strawberries on top?

Dan: Özel tatlımız, üzerinde taze çilek bulunan cheesecake ile ilginizi çekebilir miyim?

Vanessa: Oh, no.

Vanessa: Ah, hayır.

That was a big meal, thanks.

Bu büyük bir yemekti, teşekkürler.

Dan: Okay.

Tamam.

Here's your check, but take your time, whenever you're ready.

İşte çekin, ama ne zaman hazır olursan ol, acele etme .

Vanessa: Oh, I'm ready.

Vanessa: Ah, ben hazırım.

You can take it now.

Şimdi alabilirsin.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Dan: Here you go.

Dan: Buyrun.

Thanks for dining with us.

Bizimle yemek yediğiniz için teşekkürler.

Have a great night.

İyi geceler.

Vanessa: Thanks.

Vanessa: Teşekkürler.

Dan: Bye-bye.

Dan: Güle güle.

Vanessa: Bye.

Vanessa: Görüşürüz.

I hope you enjoyed this fun role play video.

Umarım bu eğlenceli rol yapma videosunu beğenmişsinizdir.

I have a couple of questions, though.

Yine de birkaç sorum var.

Why did Dan say, "Is a table okay?"

Dan neden "Masa uygun mu?" dedi?

Does he expect me to sit on the floor?

Yere oturmamı mı bekliyor? Yan salatanın

And was it rude when I asked how much the side salad was?

ne kadar olduğunu sorduğumda kaba mıydı ?

And why did Dan give me a pen at the end of the meal?

Dan yemeğin sonunda neden bana bir kalem verdi ?

If you'd like to really dig deep into restaurant culture in the U.S. so that when you visit

Disney World or New York, you feel comfortable, make sure that you join me in the Fearless

Disney World veya New York'u ziyaret ettiğinizde kendinizi rahat hissetmek için ABD'deki restoran kültürünü gerçekten derinlemesine incelemek istiyorsanız, Mart ayında Fearless Fluency Club'da bana katıldığınızdan emin olun

Fluency Club in the month of March, and we'll talk about all of these things in more detail.

ve biz ' Tüm bu şeyler hakkında daha ayrıntılı olarak konuşacağız.

There's a link in the description.

Açıklamada link var.

And now I have a question for you.

Ve şimdi size bir sorum var.

How often do you eat out?

Ne sıklıkla dışarıda yersin?

This is a wonderful phrasal verb to say go to a restaurant.

Bu, bir restorana git demek için harika bir deyimsel fiildir .

"I eat out five times a week."

"Haftada beş kez dışarıda yerim."

"I eat out once a month."

"Ayda bir dışarıda yerim."

"I rarely eat out."

"Nadiren dışarıda yemek yerim."

This means you're going to a restaurant, you're not eating in in your house, you're eating

Bu, bir restorana gideceğiniz, evinizde yemek yemeyeceğiniz,

out, so let me know.

dışarıda yiyeceğiniz anlamına gelir, bu yüzden bana haber verin.

How often do you eat out in your daily life?

Günlük hayatınızda ne sıklıkla dışarıda yemek yiyorsunuz?

Thanks so much for learning English with me, and I'll see you again next Friday for a new

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler, önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere

lesson here on my YouTube channel.

.

Bye.

Hoşçakal.

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

Your ... don’t laugh.

Senin ... gülme.

Vanessa: Because it's funny, okay.

Vanessa: Çünkü komik, tamam mı?

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be right over ... Dan: Here's some menus.

Sunucunuz hemen orada olacak... Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be right over to explain the ...

Sunucunuz açıklamak için hemen orada olacak ...

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

No, I've got to address the monkey.

Hayır, maymuna hitap etmeliyim.

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be right over to take ... your face.

Sunucunuz, yüzünüzü ... almak için hemen orada olacak .

Vanessa: I'm trying so hard not ... Dan: I've got to look at the monkey.

Vanessa: O kadar çok çabalıyorum ki... Dan: Maymuna bakmam lazım.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

I'm trying so hard not to laugh.

Gülmemek için kendimi çok zorluyorum.

Dan: I'll look at the monkey.

Dan: Maymuna bakacağım.

Okay.

Tamam aşkım.

Dan: Here's some menus.

Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be right over to take ... Dan: Here's some menus.

Sunucunuz almak için hemen orada olacak... Dan: İşte bazı menüler.

Your server will be ... Vanessa: I can't.

Sunucunuz ... Vanessa: Yapamam.

Dan: He was so tender.

Dan: Çok hassastı.

Vanessa: I love the menus.

Vanessa: Menülere bayılıyorum.

I love the menus.

Menüleri seviyorum. Bir

The next step is to download my free e-book, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.