How to pronounce 100 JOBS in English

Hi.

MERHABA. Ben

I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Let's talk about how to pronounce 100 jobs.

100 job'un nasıl telaffuz edileceği hakkında konuşalım.

When you first meet someone, talking about your job is one of the first topics that comes

Biriyle ilk tanıştığınızda, işiniz hakkında konuşmak, sohbette ortaya çıkan ilk konulardan biridir

up in conversation.

.

This phrasal verb "come up" means that it easily arises in conversation, so I want to

Bu deyimsel fiil "come up", konuşmada kolayca ortaya çıktığı anlamına gelir, bu yüzden işinizi

help you learn a simple, clear way to describe your job.

tanımlamanın basit ve net bir yolunu öğrenmenize yardımcı olmak istiyorum .

It looks like we have a little friend who is here to help us explain these job titles.

Görünüşe göre bu iş unvanlarını açıklamamıza yardım edecek küçük bir arkadaşımız var.

I don't know how long he's going to stay.

Ne kadar kalacağını bilmiyorum.

We'll see.

Göreceğiz.

It's pretty perfect because I'm wearing this cat shirt today.

Oldukça mükemmel çünkü bugün bu kedi gömleğini giyiyorum.

Well, when someone asks me, "Vanessa, what do you do?"

Biri bana "Vanessa, ne iş yapıyorsun?"

I say, "I'm an English teacher.

"Ben bir İngilizce öğretmeniyim.

I teach online."

Çevrimiçi öğretiyorum" diyorum.

Simple and clear.

Basit ve net.

And usually they ask, "How does that work?

Ve genellikle "Bu nasıl çalışıyor?

Can you do that?"

Bunu yapabilir misin?"

I explain, "Yes, people from around the world who want to learn English find my lessons,

"Evet, dünyanın her yerinden İngilizce öğrenmek isteyen insanlar derslerimi buluyor

and I help them."

ve ben de onlara yardımcı oluyorum."

Great.

Harika.

This is a simple, clear way to explain this.

Bu, bunu açıklamanın basit ve net bir yoludur. Bu

So today, we're going to practice pronouncing a lot of job titles, and I hope that yours

yüzden bugün, birçok iş unvanını telaffuz etme alıştırması yapacağız ve umarım sizinki de

is one of them.

onlardan biridir.

It's great for introducing yourself, but it's also useful to understand other job titles

Kendinizi tanıtmak için harika, ancak diğer iş unvanlarını anlamak da yararlıdır,

so that when people say that that's what they do, you can have a little conversation about

böylece insanlar işlerinin bu olduğunu söylediğinde , bu konuda biraz sohbet edebilir

it or at least understand the word that they said.

veya en azından söyledikleri kelimeyi anlayabilirsiniz .

So, I hope this will help to build your vocabulary and also help you to meet other people.

Umarım bu, kelime dağarcığınızı geliştirmenize ve ayrıca diğer insanlarla tanışmanıza yardımcı olur.

There are a couple ways to describe your job.

İşinizi tanımlamanın birkaç yolu var.

You could say, "I'm a teacher," or you could say the full sentence, "I work in education."

"Ben öğretmenim" diyebilirsin ya da cümlenin tamamını "Eğitimde çalışıyorum" diyebilirsin.

This is the field that you work in.

Bu senin çalıştığın alan.

I work in management.

Ben yönetimde çalışıyorum.

I work in construction.

İnşaatta çalışıyorum.

You're not saying your specific job title, but you're just generally saying, I work in

Belirli iş unvanınızı söylemiyorsunuz, ancak genel olarak,

plus that field.

artı o alanda çalışıyorum diyorsunuz.

Or you could say, "I work for Google.

Veya "Google için çalışıyorum.

I work for Apple.

Apple için çalışıyorum.

I work for a local pizza restaurant."

Yerel bir pizza restoranında çalışıyorum" diyebilirsiniz.

Here, you're talking about the company.

Burada şirketten bahsediyorsunuz. Bölgenizde

As long as it's something well known or maybe well known in your area, you can say the company

iyi bilinen veya belki de iyi bilinen bir şey olduğu sürece ,

that you work for as well.

çalıştığınız şirketi de söyleyebilirsiniz. İşinizi tanımlamak için

Now that we've talked about these two helpful sentences for describing your job, I work

bu iki faydalı cümleden bahsettiğimize göre , ben

in management.

yönetimde çalışıyorum.

I work for Google.

Google için çalışıyorum.

Let's get onto some specific job descriptions.

Bazı özel iş tanımlarına geçelim.

I've broken these into different categories.

Bunları farklı kategorilere ayırdım.

Some of these are general, some of these are medical or food or creative type jobs.

Bunların bir kısmı genel, bir kısmı tıbbi veya gıda veya yaratıcı tip işlerdir.

There's a couple overlapping type jobs, so we're just going to try to stick with those

Birkaç örtüşen türde iş var, bu yüzden

categories to help you remember them.

onları hatırlamanıza yardımcı olmak için bu kategorilere bağlı kalmaya çalışacağız.

Let's start with some general job descriptors.

Bazı genel iş tanımlayıcılarıyla başlayalım.

I'm the director of the marketing team.

Pazarlama ekibinin direktörüyüm.

I'm the director of the design team, to be the director, or you could say, "I'm the manager.

Ben tasarım ekibinin direktörüyüm, yönetmen olmak için ya da "Ben müdürüm.

I'm the manager of the sales department.

Ben satış departmanının müdürüyüm.

I'm the owner of a local restaurant."

Yerel bir restoranın sahibiyim" diyebilirsiniz.

Or you can make this complete sentence and say, "I run the local restaurant."

Ya da bu cümleyi tam olarak kurup "Yerel restoranı ben işletiyorum" diyebilirsiniz.

That means that you're in charge.

Bu, sorumlu olduğunuz anlamına gelir.

I run the local restaurant.

Yerel restoranı işletiyorum.

I run my own business.

Kendi işimi yürütüyorum. Ben

I run a jewelry business.

kuyumculuk yapıyorum. Sahibi

I run some kind of business because I'm the owner.

olduğum için bir tür iş yürütüyorum . Bir

The next category deals with jobs that include words of some sorts.

sonraki kategori, bir tür kelime içeren işlerle ilgilidir.

The first one is teacher.

Birincisi öğretmen.

I'm a teacher, or you could say, "I'm a kindergarten teacher.

Ben bir öğretmenim ya da "Ben anaokulu öğretmeniyim.

I'm an elementary school teacher.

Ben ilkokul öğretmeniyim.

I'm a middle school teacher.

Ben ortaokul öğretmeniyim.

I'm a high school teacher."

Ben lise öğretmeniyim" diyebilirsiniz.

You could be more specific.

Daha spesifik olabilirsin.

I'm a math teacher.

Ben bir matematik öğretmeniyim.

I'm an English teacher.

Ben bir İngilizce öğretmeniyim.

I'm a piano teacher.

Ben bir piyano öğretmeniyim.

I'm a music teacher.

Ben bir müzik öğretmeniyim.

Excellent.

Harika.

I'm a professor at the local university.

Yerel üniversitede profesörüm.

I'm a professor at the local college.

Yerel kolejde profesörüm.

This means that you are a teacher at the university or at the college.

Bu, üniversitede veya kolejde öğretmen olduğunuz anlamına gelir .

We don't say teacher for this higher level of education.

Bu üst eğitim düzeyi için öğretmen demiyoruz .

We say professor.

Profesör diyoruz.

You might also say, "I work in the school system."

"Ben okul sisteminde çalışıyorum" da diyebilirsiniz .

This means that you generally have a job that deals with education, but you don't really

Bu, genellikle eğitimle ilgili bir işiniz olduğu , ancak

want to say specifically what you do.

ne yaptığınızı özellikle söylemek istemediğiniz anlamına gelir.

You could just say, "I work in the school system.

"Okul sisteminde çalışıyorum .

I'm a student.

Öğrenciyim.

I'm a philosophy student.

Felsefe öğrencisiyim.

I'm a student of biology.

Biyoloji öğrencisiyim.

I'm a biology student."

Biyoloji öğrencisiyim." diyebilirsiniz.

I'm a daycare worker.

Ben bir kreş çalışanıyım.

I help little kids have fun all day.

Küçük çocukların bütün gün eğlenmesine yardımcı oluyorum.

I'm a daycare worker.

Ben bir kreş çalışanıyım.

I'm a translator.

Ben bir tercümanım.

I'm a translator.

Ben bir tercümanım. Bu kelimenin

Do you notice how I added a D in the middle of this word?

ortasına nasıl bir D eklediğimi fark ettiniz mi ?

That's because in American English, that T often changes to a D. So make sure that you

Bunun nedeni, Amerikan İngilizcesinde T'nin genellikle D olarak değişmesidir. Bu nedenle,

say that correctly, especially if you're a translator and you deal with words, translator.

özellikle bir çevirmenseniz ve sözcüklerle, çevirmenle ilgileniyorsanız, bunu doğru söylediğinizden emin olun.

Or you might be an interpreter, interpreter.

Ya da tercüman olabilirsiniz, tercüman. Bu kelimenin

Do you notice that same thing happening at the end of this word?

sonunda da aynı şeyin olduğunu fark ettiniz mi ?

It sounds like D-E-R, interpreter.

D-E-R gibi geliyor, tercüman.

I'm a writer.

Ben bir yazarım.

Again, we have that T in the middle of the word changing to a D. I'm a writer, or I'm

Yine, kelimenin ortasındaki T harfi D'ye dönüşüyor. Ben bir yazarım veya

a journalist.

gazeteciyim.

I work for the National Geographic.

National Geographic için çalışıyorum.

This is a well-known company, so you might say, "I work for National Geographic," or

Bu tanınmış bir şirket, bu yüzden "National Geographic için çalışıyorum" diyebilirsiniz veya

we could add "the" if you'd like.

isterseniz "the" ekleyebiliriz.

I work for the National Geographic.

National Geographic için çalışıyorum.

Excellent.

Harika.

I'm a lawyer, lawyer.

Ben bir avukatım, avukat.

Even though the root of this word is law, the vowel is different when we're talking

Bu kelimenin kökü kanun olmasına rağmen loy,

about the person loy, loy.

loy kişisinden bahsederken sesli harf farklıdır.

It sounds like it rhymes with boy, toy.

Boy, toy ile kafiyeli gibi geliyor.

Lawyer, lawyer.

Avukat, avukat.

Or maybe you're a judge, a judge.

Ya da belki bir yargıçsın, bir yargıç.

Like we mentioned before with the school system, you might say, "I work in the court system."

Daha önce okul sisteminden bahsettiğimiz gibi, "Ben mahkeme sisteminde çalışıyorum" diyebilirsiniz.

Maybe you're not a lawyer, you're not a judge, but you generally work in the court system.

Belki avukat değilsin, hakim değilsin ama genel olarak mahkeme sisteminde çalışıyorsun.

This is excellent.

Bu mükemmel.

You can say, "I work in the court system."

“Mahkeme sisteminde çalışıyorum” diyebilirsiniz.

I'm a tour guide, or I work in tourism.

Tur rehberiyim ya da turizmde çalışıyorum.

You might not be the guide to yourself, but you could say, "I work in tourism."

Kendiniz rehber olmayabilirsiniz ama “turizmde çalışıyorum” diyebilirsiniz. Başka

If it's just a simple chit-chat with somebody else, they'll get the general idea that you

biriyle basit bir sohbetten ibaretse , ne

work with tourism instead of the specific job, giving all these details about what you

yaptığınızla ilgili tüm bu ayrıntıları vererek, belirli bir iş yerine turizmle çalıştığınız konusunda genel bir fikir edineceklerdir

do.

.

I work in tourism.

Turizmde çalışıyorum.

The next category of jobs have to do with medical related jobs.

Bir sonraki iş kategorisi tıpla ilgili işlerle ilgilidir.

The first one is doctor.

Birincisi doktor.

I'm a doctor.

Ben bir doktorum.

You might say, "I'm a heart doctor.

"Ben kalp doktoruyum.

I'm an eye doctor.

Ben göz doktoruyum.

I'm a bone doctor."

Ben kemik doktoruyum" diyebilirsiniz. Bu alanların her biri

There are some technical terms related to each of these fields.

ile ilgili bazı teknik terimler vardır .

For example, you might say, "I'm an optician," instead of, "I'm an eye doctor."

Örneğin, "Ben bir göz doktoruyum" yerine "Ben bir göz doktoruyum" diyebilirsiniz.

But in daily conversation, we usually keep it simple and just say, "I'm a bone doctor.

Ama günlük konuşmada, genellikle basit tutarız ve "Ben bir kemik doktoruyum.

I'm an eye doctor," something like this.

Ben bir göz doktoruyum" deriz, bunun gibi bir şey.

I'm a surgeon.

Ben bir cerrahım.

You might be a neurosurgeon.

Beyin cerrahı olabilirsiniz. Buna

You could add some more specific related words to this, but make sure that when you say the

daha spesifik ilgili kelimeler ekleyebilirsiniz , ancak

word surgeon, surgeon, the end of that word is beautifully pronounced.

cerrah, cerrah kelimesini söylediğinizde, bu kelimenin sonunun güzel bir şekilde telaffuz edildiğinden emin olun. Bir

It's kind of swallowed surge.

çeşit yutulmuş dalgalanma.

Surgeon, surgeon.

Cerrah, cerrah.

Or if you're not a surgeon, but you have to go to the doctor, you might say, "Oh, I have

Ya da cerrah değilseniz ama doktora gitmeniz gerekiyorsa, "Ah,

to see the surgeon today.

bugün cerrahı görmem gerekiyor.

I'm worried about what he's going to say."

Ne söyleyeceği konusunda endişeliyim" diyebilirsiniz.

Make sure that you pronounce it correctly.

Doğru telaffuz ettiğinizden emin olun.

Surgeon.

Cerrah.

I'm a nurse, or I'm a pediatrician.

Ben hemşireyim ya da çocuk doktoruyum.

This is a doctor who deals with kids.

Bu çocuklarla ilgilenen bir doktor.

You could combine these words and say, "I'm a pediatric nurse."

Bu kelimeleri birleştirerek "Ben pediatri hemşiresiyim" diyebilirsiniz.

This is a nurse who works with children.

Bu çocuklarla çalışan bir hemşire.

I'm a nurse.

Hemşireyim.

I'm a pediatrician, or I'm a pediatric nurse.

Ben bir çocuk doktoruyum veya pediatri hemşiresiyim.

A lot of these jobs, you can combine them to be more specific for your field so that

Bu işlerin birçoğunu, alanınıza daha spesifik olacak şekilde birleştirebilirsiniz,

way you can expand your vocabulary even more.

böylece kelime dağarcığınızı daha da genişletebilirsiniz.

I'm a dentist, dentist, or I'm a dental hygienist.

Ben bir diş hekimiyim, diş hekimiyim veya diş hijyenistiyim.

This is the person who checks your teeth and usually aids the dentist.

Bu, dişlerinizi kontrol eden ve genellikle diş hekimine yardımcı olan kişidir.

I'm a dentist, or I'm a dental hygienist.

Ben bir diş hekimiyim veya diş hijyenistiyim.

Great.

Harika.

I'm a pharmacist.

Ben bir eczacıyım.

Break down this word with me.

Bu kelimeyi benimle paylaş.

I'm a pharmacist.

Ben bir eczacıyım.

Or maybe I had to talk with the pharmacist today because I think they got my prescription

Ya da belki reçetemi yanlış aldıklarını düşündüğüm için bugün eczacıyla konuşmak zorunda kaldım

wrong.

.

I talked with the pharmacist.

Eczacı ile görüştüm.

If you help to work in the pharmaceutical field, you might be a pharmaceutical scientist.

Farmasötik alanında çalışmaya yardımcı olursanız , bir ilaç bilimcisi olabilirsiniz.

Let's break down this word.

Bu kelimeyi parçalayalım.

Pharma.

Eczacılık.

That's the first part.

Bu ilk kısım.

Pharmaceutical.

Eczacılığa ait.

Pharmaceutical scientist.

Farmasötik bilim adamı.

I'm a pharmaceutical scientist.

Ben bir ilaç bilimcisiyim.

I'm a scientist.

Ben bir bilim adamıyım.

This is quite general.

Bu oldukça genel.

You couldn't make it more specific.

Daha spesifik yapamazdın.

I'm a neuroscientist.

Ben bir sinirbilimciyim.

This deals with the brain.

Bu beyinle ilgilenir.

I'm a neuroscientist, or I'm a biologist.

Ben bir sinirbilimciyim ya da bir biyoloğum.

I'm a chemist, or I'm a physicist.

Ben kimyacıyım ya da fizikçiyim.

There's different syllables here, so say it with me.

Burada farklı heceler var, o yüzden benimle söyle.

Physicist.

Fizikçi.

I'm a physicist.

Ben bir fizikçiyim.

I'm a researcher.

Ben bir araştırmacıyım.

Makes sure that the vowels in this word are the same.

Bu kelimedeki ünlülerin aynı olmasına dikkat eder .

Er, and then, er again.

Ee, ve sonra, tekrar eee.

I'm a researcher, researcher.

Ben bir araştırmacıyım, araştırmacı.

I'm an occupational therapist, or I'm a physical therapist.

Ben bir meslek terapistiyim veya fizyoterapistim.

Sometimes in the field, those are shortened to OT or PT.

Bazen sahada bunlar OT veya PT olarak kısaltılır.

I'm a PT.

Ben bir PT'yim.

But if you're talking to someone just on the street or someone you met who isn't familiar

Ancak, sokaktaki biriyle veya bu alana aşina olmayan tanıştığınız biriyle konuşuyorsanız

with the field, I recommend saying the full term.

, terimin tamamını söylemenizi tavsiye ederim .

I'm an occupational.

Ben bir meslektaşım. Bu kelimenin

Make sure that you use "tion" in the middle of that word.

ortasında "tion" kullandığınızdan emin olun .

Occupational therapist, or I'm a physical therapist.

Mesleki terapist veya ben bir fizyoterapistim.

I'm a psychologist.

Ben bir psikoloğum.

I'm a therapist.

Ben bir terapistim.

If you're feeling a little bit down, you're feeling some depression.

Biraz moraliniz bozuksa, biraz depresyon hissediyorsunuz demektir.

You might go see a therapist, or you might say a psychologist.

Bir terapiste gidebilirsin ya da bir psikolog diyebilirsin.

I feel like it's a little more common to say therapist for these types of people.

Bu tür insanlar için terapist demek biraz daha yaygın gibi geliyor bana.

I'm a veterinarian.

Ben bir veterinerim.

Veterinarian, veterinarian.

Veteriner, veteriner.

But you can also say, "I'm a vet."

Ama "Ben bir veterinerim" de diyebilirsiniz.

Just to let you know, if you say, "I'm a vet, someone might think that you used to be in

"Ben veterinerim, birileri senin askerlik yaptığını düşünebilir

the military," because the word vet can be short for veterinarian, or it can be short

" derseniz, çünkü vet kelimesi veterinerin kısaltması olabileceği gibi, gaziliğin kısaltması da olabilir. askerlik

for veteran, which is someone who has served in the military.

yapmış kimse .

So sometimes people who used to be in the military might say, "Oh, I'm a vet."

Bu yüzden bazen eskiden orduda olan insanlar "Oh, ben bir veterinerim" diyebilir.

This means that you used to be in the military.

Bu, eskiden askerde olduğunuz anlamına gelir.

But if you're a veterinarian, you could also say, "I'm a vet."

Ama bir veterinerseniz, "Ben bir veterinerim" de diyebilirsiniz.

If that person generally has an idea that you're some kind of doctor, you could just

Eğer o kişi genel olarak sizin bir tür doktor olduğunuza dair bir fikre sahipse,

say, "I'm a vet," but you can specify and say, "I'm a veterinarian."

"Ben bir veterinerim" diyebilirsiniz, ancak "Ben bir veterinerim" diyebilirsiniz.

Great word.

Harika bir kelime.

And finally in our medical category is Dietitian.

Ve son olarak tıp kategorimizde Diyetisyen var.

Diet is the root word here.

Diyet burada kök kelimedir.

Dietitian, dietitian, dietitian.

Diyetisyen, diyetisyen, diyetisyen.

This is someone who helps to create healthy meals maybe for a nursing home, maybe for

Bu, belki bir huzurevi, belki

a school system.

bir okul sistemi için sağlıklı yemekler oluşturmaya yardımcı olan biridir.

They are a dietitian.

Onlar bir diyetisyen. Bir

The next category are jobs that deal with offices or stores.

sonraki kategori, ofisler veya mağazalarla ilgili işlerdir.

The first job is secretary.

İlk iş sekreterliktir.

I'm a secretary.

Ben bir sekreterim.

Let's break down this word.

Bu kelimeyi parçalayalım.

Secretary, secretary, secretary.

Sekreter, sekreter, sekreter.

I'm an office worker.

Ben bir ofis çalışanıyım.

This is quite general, but you might want to be general and just say, "I'm an office

Bu oldukça genel, ancak genel olmak ve sadece "Ben bir ofis

worker."

çalışanıyım" demek isteyebilirsiniz.

I'm an engineer.

Ben bir mühendisim.

You might be more specific and say, "I'm a mechanical engineer."

Daha spesifik olabilir ve "Ben bir makine mühendisiyim" diyebilirsiniz.

That's what my dad is.

Babam böyle.

Or you might say, "I'm a civil engineer.

Veya "Ben inşaat mühendisiyim.

I'm a software engineer."

Yazılım mühendisiyim" diyebilirsiniz.

Notice that the T in the middle of software is cut out.

Yazılımın ortasındaki T'nin kesildiğine dikkat edin .

Software.

Yazılım.

The F and the W are right beside each other when we pronounce it, software engineer, or

F ve W telaffuz ettiğimizde yan yana geliyor yazılım mühendisi, ya da

you might say, "I'm an environmental engineer."

"Ben çevre mühendisiyim" diyebilirsiniz.

This great word, environmental.

Bu harika kelime, çevresel. Hadi

Let's break it down.

parçalayalım.

Environmental, environmental.

Çevresel, çevresel.

Environmental engineer.

Çevre Mühendisi.

I'm an insurance broker.

Ben bir sigorta komisyoncusuyum.

I work in insurance.

sigortalı çalışıyorum

I'm an insurance broker.

Ben bir sigorta komisyoncusuyum.

I work in insurance.

sigortalı çalışıyorum

I'm an accountant, or you could be more specific and say, "I'm a tax accountant," or sometimes

Ben bir muhasebeciyim veya daha açık konuşup "Ben bir vergi muhasebecisiyim" diyebilirsiniz veya bazen

this job is referred to as a tax adviser.

bu iş vergi danışmanı olarak anılır.

Make sure that when you say the word adviser, there's a Z sound there where the S is.

Danışman kelimesini söylediğinizde S'nin olduğu yerde Z sesi olduğundan emin olun.

Adviser.

Danışman.

I'm a tax adviser.

Ben bir vergi danışmanıyım.

I'm an account manager, account manager.

Ben bir hesap yöneticisiyim, hesap yöneticisi. Ya

What if you work in marketing?

pazarlamada çalışıyorsanız?

Would you say I'm a marketer?

Pazarlamacı olduğumu söyleyebilir misin?

Not really.

Tam olarak değil.

It's okay, but it's not that common.

Sorun değil, ama o kadar yaygın değil.

I feel like it's more natural to just say, "I work in marketing."

"Pazarlamada çalışıyorum" demenin daha doğal olduğunu düşünüyorum.

I work in marketing.

Pazarlamada çalışıyorum.

I'm a human resources manager, or I work in human resources.

İnsan kaynakları yöneticisiyim veya insan kaynaklarında çalışıyorum. Ya insan kaynakları müdürü

What if you have a technical job maybe like this, human resources manager, and you don't

gibi belki böyle teknik bir işiniz varsa ve

really want to explain it to someone when you talk to them?

birileriyle konuşurken bunu gerçekten anlatmak istemezseniz ?

You could say simply with a smile, maybe with a little laugh, "Oh, you know, I work in an

Basit bir gülümsemeyle, belki biraz kahkahayla, "Oh, bilirsin, ben bir ofiste çalışıyorum

office."

" diyebilirsin.

This means that you don't really want to explain your job in detail.

Bu, işinizi gerçekten ayrıntılı olarak açıklamak istemediğiniz anlamına gelir .

It's not rude.

Bu kaba değil.

It's kind of funny.

Bu biraz komik.

"Oh, you know, I work in an office."

"Oh, biliyorsun, ben bir ofiste çalışıyorum."

It just covers all those bases.

Sadece tüm bu temelleri kapsar.

All of those categories, office jobs.

Tüm bu kategoriler, ofis işleri.

"Oh, you know, I work in an office."

"Oh, biliyorsun, ben bir ofiste çalışıyorum."

I'm a technician, or I'm an electronic technician.

Ben bir teknisyenim veya elektronik teknisyeniyim.

I'm a sales representative.

Ben bir satış temsilcisiyim.

I work in sales.

Satışta çalışıyorum.

Maybe you don't want to say, "I'm a sales representative," every time.

Belki de her seferinde "Ben satış temsilcisiyim" demek istemezsiniz.

You could just say, "I work in sales."

"Ben satışta çalışıyorum" diyebilirsin.

Great, that's clear and simple, but how can you pronounce the word representative?

Harika, bu açık ve basit ama temsilci kelimesini nasıl telaffuz edersiniz? Bu

You might notice that the T, the first T in this word I'm cutting out.

kelimedeki ilk T'yi kesip attığımı fark etmişsinizdir .

You can pronounce it.

telaffuz edebilirsiniz. Bu kelimenin ortasında

You can say, "I'm a sales representative," tative in the middle of that word, but you

"Ben bir satış temsilcisiyim" diyebilirsin , ama

can just cut it out too.

kesebilirsin de. Biz hızlı

That's what a lot of native speakers do when we're speaking quickly.

konuştuğumuzda anadili İngilizce olan birçok kişi bunu yapar .

So let's say it slowly, and I want you to try to repeat it with me.

Öyleyse yavaşça söyleyelim ve benimle tekrar etmeye çalışmanı istiyorum.

I'm a sales representative.

Ben bir satış temsilcisiyim. Kulağa

It sounds like zen.

zen gibi geliyor.

Peace, zen, in the middle of this word.

Barış, zen, bu kelimenin ortasında.

I'm a representative.

Ben bir temsilciyim.

I'm a sales representative.

Ben bir satış temsilcisiyim.

You can do it.

Bunu yapabilirsin.

All right, let's go to the next one.

Pekala, bir sonrakine geçelim.

I'm a customer service representative.

Ben bir müşteri hizmetleri temsilcisiyim.

Same pronunciation for that word representative, but instead of you're saying customer service.

Temsilci kelimesi için aynı telaffuz, ancak bunun yerine müşteri hizmetleri diyorsunuz.

Typically, these are jobs on the phone compared to a sales representative, which is most likely

Tipik olarak bunlar, büyük olasılıkla

in a store talking directly with a customer.

bir mağazada doğrudan bir müşteriyle konuşan bir satış temsilcisiyle karşılaştırıldığında telefondaki işlerdir.

But you could be a customer service representative.

Ancak bir müşteri hizmetleri temsilcisi olabilirsiniz.

I'm a receptionist.

Ben bir resepsiyonistim.

I'm a receptionist.

Ben bir resepsiyonistim.

You might be a hotel receptionist.

Bir otel resepsiyonisti olabilirsiniz.

What about a clerk?

Bir katip ne olacak?

Sometimes I hear English learners say, "I'm the hotel clerk," or, "I'm a clerk in an office."

Bazen İngilizce öğrenenlerin "Ben otel memuruyum" veya "Ben bir ofiste memurum" dediğini duyuyorum.

This word clerk kind of makes me think of 1800s, England, people in a dark office scribbling

Bu katip bana 1800'ler İngiltere'sini, karanlık bir ofiste

down notes.

notlar karalayan insanları düşündürüyor.

"I'm a clerk."

"Ben memurum."

We don't really use this term in the US anymore.

Artık bu terimi ABD'de gerçekten kullanmıyoruz.

So if you are a receptionist; you're helping someone at the front desk, you are a receptionist.

Yani bir resepsiyonist iseniz; resepsiyonda birine yardım ediyorsun, resepsiyonistsin.

You're not a clerk.

Katip değilsin.

I'm a consultant.

Ben bir danışmanım. Az önce

You might say that full word like I just did, consultant, or you can kind of swallow that

yaptığım gibi tam kelimeyi söyleyebilirsin danışman, ya da o

last syllable and say, "I'm a consultant."

son heceyi yutup "Ben bir danışmanım" diyebilirsin.

Consultant.

Danışman.

Here, we have the root word, consultant.

Burada kök kelimemiz var, danışman.

I'm a consultant.

Ben bir danışmanım.

I'm a consultant.

Ben bir danışmanım.

I'm a consultant.

Ben bir danışmanım.

I'm a buyer.

Ben bir alıcıyım.

Usually, if you use the word buyer, you're going to want to be a little more specific

Genellikle, alıcı kelimesini kullanırsanız,

like, "I'm a buyer for mechanical parts on airplanes," like one of you on YouTube told

"Uçaklardaki mekanik parçaların alıcısıyım " gibi biraz daha spesifik olmak isteyeceksiniz, YouTube'da birinizin

me, "I'm a buyer for mechanical parts for airplanes."

bana "Ben bir uçaklar için mekanik parçalar için alıcı ."

Great.

Harika.

I'm a bank teller, or you could just generally say, "I work at the bank."

Ben bir banka memuruyum veya genel olarak "Bankada çalışıyorum" diyebilirsiniz.

I used to work at the bank, and I often just said, "I work at the bank."

Eskiden bankada çalışırdım ve sık sık "Bankada çalışıyorum" derdim.

I could have said, "I'm a bank teller," and that would have been more specific, but maybe

"Ben bir banka memuruyum" diyebilirdim ve bu daha spesifik olurdu ama belki

you have a different job at the bank, and you don't want to explain in detail.

bankada farklı bir işiniz var ve ayrıntılı olarak açıklamak istemiyorsunuz.

You could just say, "I work at the bank," and most people can get the idea of what you

Sadece "Bankada çalışıyorum" diyebilirsiniz ve çoğu insan ne yaptığınız hakkında fikir sahibi olabilir

do.

.

I'm an intern.

Ben bir stajyerim.

This isn't a specific job field.

Bu belirli bir iş alanı değil.

It could be in any job field, but maybe at the moment you are a student, and you're trying

Herhangi bir iş alanında olabilir, ama belki şu anda bir öğrencisiniz ve

to get a job in a specific job field, maybe at an engineering firm.

belirli bir iş alanında, belki bir mühendislik firmasında iş bulmaya çalışıyorsunuz.

But you don't have the skills yet, so you are an intern.

Ama henüz becerilere sahip değilsin, bu yüzden bir stajyersin.

You're learning those skills with the hopes that someday I'll get a job here.

Bir gün burada bir iş bulacağım umuduyla bu becerileri öğreniyorsun.

I'm an intern.

Ben bir stajyerim.

The last one in this category is, I'm a realtor.

Bu kategorideki sonuncusu, ben bir emlakçıyım.

Realtor.

emlakçı Kulağa

It sounds like just real plus T-E-R.

gerçek artı T-E-R gibi geliyor.

But it's not spelled like that.

Ama böyle yazılmaz.

I'm a realtor, or I'm a real estate agent.

Ben bir emlakçıyım veya emlakçıyım.

This is someone who helps you to sell or buy houses.

Bu, ev satmanıza veya satın almanıza yardımcı olan kişidir .

I'm a real estate agent.

Ben bir emlakçıyım.

Real estate.

Emlak.

Usually, we link those words together.

Genellikle, bu kelimeleri birbirine bağlarız.

I'm a real estate agent, or I'm a realtor.

Ben bir emlakçıyım veya emlakçıyım. Bir

The next category of jobs are creative jobs.

sonraki iş kategorisi yaratıcı işlerdir.

Of course, if your job is another category, you also probably need to use creativity.

Elbette, işiniz başka bir kategoriyse, muhtemelen yaratıcılığı da kullanmanız gerekir.

Everyone needs to use creativity, but this is the best I could do for a category, so

Herkesin yaratıcılığı kullanması gerekir, ancak bir kategori için yapabileceğimin en iyisi bu, bu yüzden

we're going to talk about creative type jobs.

yaratıcı tip işler hakkında konuşacağız.

I'm a designer.

Ben bir tasarımcıyım.

Maybe I'm a web designer.

Belki de bir web tasarımcısıyım.

I'm a fashion designer.

Ben bir moda tasarımcısıyım.

I'm a developer.

Ben bir geliştiriciyim.

I'm a web developer.

Ben bir web geliştiricisiyim.

Make sure that when you pronounce this, that V has some vibration here.

Bunu telaffuz ettiğinizde, V'nin burada biraz titreştiğinden emin olun.

Developer.

Geliştirici

If you have any problems with the sound ... or any other sound, I made a video called How

Sesle ilgili veya başka bir sesle ilgili sorununuz varsa ,

to Pronounce All 44 Sounds in English.

44 Sesin Tümünü İngilizce Olarak Nasıl Telaffuz Edilir adlı bir video hazırladım.

You can watch it up here, and it will help you to pronounce developer.

Buradan izleyebilirsiniz ve geliştiriciyi telaffuz etmenize yardımcı olacaktır.

I'm a computer programmer.

Ben bir bilgisayar programcısıyım. Bilgisayar

Make sure that when you pronounce the word computer, you say D-E-R at the end.

kelimesini telaffuz ettiğinizde sonunda D-E-R dediğinizden emin olun.

I'm a computer programmer.

Ben bir bilgisayar programcısıyım.

I'm an advertiser, or more likely you could say, "I'm in advertising."

Ben bir reklamcıyım veya daha çok "Reklamcılıktayım" diyebilirsiniz.

That's the most common.

Bu en yaygın olanıdır.

I'm a photographer.

Ben bir fotoğrafçıyım.

Make sure the emphasis is correct here.

Buradaki vurgunun doğru olduğundan emin olun.

Photographer.

fotoğrafçı

That T-O-G, photographer, is emphasized.

Fotoğrafçı T-O-G vurgulanıyor.

Photographer.

fotoğrafçı

When you're talking about the physical thing, a photograph, we're going to emphasize a different

Fiziksel bir şeyden, bir fotoğraftan bahsederken, kelimenin farklı bir

part of the word.

kısmını vurgulayacağız.

Photograph.

Fotoğraf. Burada

Do you notice that the first syllable is emphasized here?

ilk hecenin vurgulandığını fark ettiniz mi ?

Photograph, compared to I'm a photographer.

Fotoğraf, ben bir fotoğrafçıyım ile karşılaştırıldığında.

Pho, that first part is small.

Pho, o ilk kısım küçük.

Photographer.

fotoğrafçı

I'm a photographer.

Ben bir fotoğrafçıyım.

I'm an animator.

Ben bir animatörüm.

Make sure that the T changes to a D in American English, animator.

Amerikan İngilizcesinde T'nin D olarak değiştiğinden emin olun , animatör.

I'm an actor.

Ben bir aktörüm.

I'm an actress.

Ben bir oyuncuyum.

Sometimes women will also say, "I'm an actor."

Bazen kadınlar da "Ben bir oyuncuyum" derler.

It's not so specific that if you're a woman you have to say, "I'm an actress."

Bir kadınsanız, "Ben bir aktrisim" demeniz gerekecek kadar spesifik değil.

But if you're a man, you won't say, "I'm an actress."

Ama erkekseniz, "Ben oyuncuyum" demezsiniz.

Actor could work for both.

Oyuncu her ikisi için de çalışabilir.

Or if you're a woman, you're welcome to say, "I'm an actress.

Veya bir kadınsanız, "Ben bir aktrisim.

I'm an artist.

Ben bir sanatçıyım.

I'm a tattoo artist."

Ben bir dövme sanatçısıyım" diyebilirsiniz.

Here, that middle T is also changing to a D. Artist, artist.

Burada ortadaki T de D'ye dönüşüyor. Sanatçı, sanatçı.

I'm an artist.

Ben bir sanatçıyım.

I'm a painter.

Ben bir ressamım.

I'm a painter.

Ben bir ressamım.

I'm a sculptor.

Ben bir heykeltraşım.

I'm an interior designer.

Ben bir iç mimarım.

Interior, interior.

İç, iç.

Say that with me.

Bunu benimle söyle.

Interior designer, someone who designs the inside of places, usually someone's house,

İç mimar, genellikle birinin evi,

maybe a hotel, maybe some special building, is an interior designer.

belki bir otel, belki bazı özel binalar gibi yerlerin içini tasarlayan kişi, bir iç mimardır.

I'm a musician.

Ben bir müzisyenim.

This word is kind of tricky.

Bu kelime biraz zor.

Musician, musician, “musish” “zish.”

Müzisyen, müzisyen, "musish" "zish."

Practice that with me.

Bunu benimle uygula.

Musician, musician.

Müzisyen, müzisyen.

I'm a musician.

Ben bir müzisyenim.

I'm a tailor.

Ben bir terziyim.

Or if you're a woman, you might say, "I'm a seamstress."

Ya da kadınsanız "Ben terziyim" diyebilirsiniz.

Women can use the word tailor as well, but men probably won't use the word seamstress.

Kadınlar da terzi kelimesini kullanabilir ama erkekler muhtemelen terzi kelimesini kullanmayacaktır.

This is someone how fixes your clothes and sews them.

Bu, kıyafetlerinizi nasıl tamir eden ve diken biridir.

I'm a tailor.

Ben bir terziyim.

I'm a seamstress.

Ben bir terziyim.

The final job in this creative category is I'm a gardener.

Bu yaratıcı kategorideki son iş, ben bir bahçıvanım.

I'm a landscaper.

Ben bir peyzaj mimarıyım.

Both of these mean the same thing.

Bunların ikisi de aynı anlama gelmektedir.

You deal with plants and flowers and that kind of natural world.

Bitkilerle, çiçeklerle ve bu tür doğal dünyayla uğraşırsınız.

I'm a gardener.

Ben bir bahçıvanım.

I'm a landscaper.

Ben bir peyzaj mimarıyım.

Notice the D here is cut out.

Buradaki D'nin kesildiğine dikkat edin.

Landscaper.

Peyzaj mimarı.

I'm a landscaper.

Ben bir peyzaj mimarıyım. Bir

The next job category are jobs that deal with food.

sonraki iş kategorisi, gıda ile ilgili işlerdir .

I'm a chef, or more specifically, I'm a pastry chef.

Ben bir şefim, daha doğrusu pasta şefiyim.

Pastry chef.

Pasta şefi.

I'm a fry cook.

Ben bir kızartma aşçısıyım.

Usually, this means that you work at a fast-food restaurant.

Genellikle bu, bir fast-food restoranında çalıştığınız anlamına gelir .

Maybe in the back, you're frying things.

Belki arkada, bir şeyler kızartıyorsundur.

I'm a fry cook, or you could just say, generally, "I work in the kitchen at this local restaurant."

Ben bir kızartma aşçısıyım ya da genel olarak "Bu yerel restoranda mutfakta çalışıyorum" diyebilirsiniz.

I work in the kitchen.

Ben mutfakta çalışıyorum.

I'm a server, or I'm a waiter.

Ben bir sunucuyum ya da garsonum.

I'm a waitress.

Ben bir garsonum.

It's so little bit more common to say, "I'm a server," because this covers men and women.

"Ben bir sunucuyum" demek biraz daha yaygın, çünkü bu kadınları ve erkekleri kapsıyor.

It means that you bring food to the tables.

Bu, sofralara yiyecek getirdiğiniz anlamına gelir.

I'm a server.

Ben bir sunucuyum.

I'm a host.

Ben bir ev sahibiyim.

I'm a hostess at the local restaurant.

Yerel restoranda hostesim.

This means that you greet the customers when they come in, and you help them to find a

Bu, müşterileri geldiklerinde karşıladığınız ve bir masa bulmalarına yardımcı olduğunuz anlamına gelir

table.

.

I'm the host.

Ben ev sahibiyim.

I'm the hostess.

Ben hostesim.

I'm a Barista.

Ben bir Baristayım.

Barista.

Barista.

This is someone who makes coffee drinks.

Bu kahve içecekleri yapan biri.

I'm a Barista, or I'm a bartender.

Ben bir Barista'yım veya barmenim.

You make alcoholic drinks.

Alkollü içecekler yapıyorsun.

I'm a bartender.

Ben bir barmenim.

I'm a dishwasher.

Ben bir bulaşıkçıyım.

Yes, this is the name for the machine, but maybe you are the person who washes the dishes

Evet, makinenin adı bu ama belki de restoranda bulaşıkları yıkayan kişi sizsiniz

at the restaurant.

.

So you might say, "I am the dishwasher at that restaurant."

Yani "Ben o restoranda bulaşıkçıyım" diyebilirsiniz.

I'm the dishwasher.

Ben bulaşıkçıyım.

I'm a taste tester.

Ben bir tat testçisiyim.

I'm a taste tester.

Ben bir tat testçisiyim.

I'm a farmer.

Ben bir çiftçiyim.

Of course you could say the type of thing that you farm.

Elbette yetiştirdiğiniz şeyin türünü söyleyebilirsiniz .

I'm a cow farmer.

Ben bir inek çiftçisiyim.

I'm a corn farmer.

Ben bir mısır çiftçisiyim.

I'm a rice farmer.

Ben bir pirinç çiftçisiyim.

Or you might just generally say, "I work in agriculture."

Ya da genel olarak "tarımda çalışıyorum " diyebilirsiniz.

Agriculture.

Tarım.

I work in agriculture.

Ben tarımda çalışıyorum.

The final category of jobs is societal type jobs, jobs that deal with our social framework.

Son iş kategorisi toplumsal tip işlerdir, sosyal çerçevemizle ilgilenen işler.

The first job is I'm a police officer.

İlk işim polis memuruyum.

I'm a police officer.

Ben bir polis memuruyum.

You could say, "I'm a policeman.

"Ben bir polisim.

That's totally fine," but it's a little more gender neutral to say, "I'm a police officer,"

Bu kesinlikle sorun değil" diyebilirsiniz, ancak "Ben bir polis memuruyum" demek biraz daha cinsiyet ayrımı gözetmez

and that's becoming more common to just say, "I'm a police officer."

ve bu sadece "Ben bir polisim" demek daha yaygın hale geliyor subay."

I'm a fireman.

Ben bir itfaiyeciyim.

You don't really say, "I'm a firewoman."

Gerçekten "Ben bir itfaiyeciyim" demezsin.

So if you're a woman who's a fireman, it's okay.

Yani itfaiyeci olan bir kadınsan, sorun değil.

You're a fireman.

Sen bir itfaiyecisin.

I'm a social worker.

Ben bir sosyal hizmet uzmanıyım.

Makes sure that you say so, "cial," social.

"Sosyal", sosyal demenizi sağlar.

Social worker.

Sosyal hizmet uzmanı.

Try to say that word 10 times.

Bu kelimeyi 10 kez söylemeye çalış.

Social, social, social, social.

Sosyal, sosyal, sosyal, sosyal.

It's tough.

Bu zor.

You can say it.

Söyleyebilirsin.

I'm a social worker.

Ben bir sosyal hizmet uzmanıyım.

What about if you generally work in the government?

Peki ya genellikle devlette çalışıyorsanız?

Can you say, "I'm a civil servant"?

"Ben memurum" diyebilir misin?

A lot of my English students say this, and it's okay, but we don't really use this.

İngilizce öğrencilerimin çoğu bunu söylüyor ve sorun değil, ama biz bunu gerçekten kullanmıyoruz.

Instead, it's more common to just say, "I work in the public sector.

Bunun yerine, " Kamu sektöründe çalışıyorum.

I work in the public sector," or maybe, "I work for the health department."

Kamu sektöründe çalışıyorum" veya " Sağlık departmanı için çalışıyorum" demek daha yaygın. Bunun

Something that's a little more general like this.

gibi biraz daha genel bir şey .

We don't really use the term civil servant that much anymore.

Memur tabirini artık pek kullanmıyoruz. ben

I'm in the military.

askerdeyim

You could be more specific and say, "I'm a pilot in the Navy," or I'm a private in the

Daha spesifik olabilir ve " Donanmada bir pilotum" veya Orduda bir erim diyebilirsiniz

Army.

.

That's fine.

Bu iyi.

Or You could just say, "I'm in the military."

Ya da sadece "Askerdeyim" diyebilirsin.

Make sure that in American English, you pronounce those final three letters military, same with

Amerikan İngilizcesinde, son üç harfi military

the word secretary.

kelimesiyle aynı şekilde telaffuz ettiğinizden emin olun.

In British English, they link those all together.

İngiliz İngilizcesinde, bunların hepsini birbirine bağlarlar.

But in American English, we say each one.

Ama Amerikan İngilizcesinde her biri deriz.

Military, secretary.

Asker, sekreter.

I'm a plumber.

Ben bir tesisatçıyım.

Makes sure that the B is silent.

B'nin sessiz olduğundan emin olur.

Plumber.

Tesisatçı.

I'm a plumber.

Ben bir tesisatçıyım.

I'm an electrician.

Ben elektrikçiyim.

Electrician.

Elektrikçi.

I'm an electrician.

Ben elektrikçiyim.

I'm a house cleaner.

Ben bir ev temizleyicisiyim.

I've heard some students say, "I'm a maid," and this is something that we don't really

Bazı öğrencilerin "Ben bir hizmetçiyim" dediğini duydum ve bu artık pek kullanmadığımız bir şey

use anymore.

.

It's quite old fashioned.

Oldukça eski moda.

It does mean that you probably take care of the house, but nowadays, it's more common

Bu, muhtemelen evle ilgilendiğiniz anlamına gelir , ancak günümüzde

to say, "I'm a house cleaner.

"Ben bir ev temizleyicisiyim.

I'm a truck driver," or more commonly you might say, "I'm an over-the-road truck driver."

Ben bir kamyon şoförüyüm" demek daha yaygın veya daha yaygın olarak "Ben bir işi bitirdim -yol kamyon şoförü."

This means that you drive long distances.

Bu, uzun mesafeler kat ettiğiniz anlamına gelir.

Maybe you're taking important shipments of food to different places, or you're taking

Belki önemli gıda sevkiyatlarını farklı yerlere götürüyorsunuz veya

some kind of packages to another location, and it's usually far away, maybe overnight.

bir tür paketleri başka bir yere götürüyorsunuz ve bu genellikle çok uzakta, belki bir gecede oluyor.

I'm an over-the-road truck driver.

Ben bir karayolu kamyon şoförüyüm.

I'm a construction worker.

Ben bir inşaat işçisiyim.

Construction.

Yapı.

Again, that “sh” sound here.

Burada yine o “ş” sesi.

I'm a construction worker.

Ben bir inşaat işçisiyim.

I'm a personal trainer.

Ben kişisel antrenörüm.

I help people to get fit, get strong.

İnsanların forma girmesine, güçlenmesine yardımcı oluyorum.

I'm a personal trainer.

Ben kişisel antrenörüm.

I'm a hairdresser.

Ben kuaförüm.

I'm a hair stylist or for men, I'm a barber.

Ben kuaförüm ya da erkekler için berberim.

If you cut men's hair, you could say, or maybe their beards, you could say, "I'm a barber."

Erkeklerin saçını keserseniz, belki sakallarını keserseniz, "Ben bir berberim" diyebilirsiniz.

But if you also help women, you wouldn't really say, "I'm a barber," because that deals with

Ama kadınlara da yardım edersen, "ben berberim" demezsin çünkü bu

just men's hair.

sadece erkeklerin saçıyla ilgili.

You could say, "I'm a hairstylist.

"Ben bir kuaförüm.

I'm a hairdresser."

Ben bir kuaförüm" diyebilirsiniz.

Any of those words work.

Bu kelimelerden herhangi biri işe yarar.

I'm a beautician.

Ben bir güzellik uzmanıyım.

A beautician is typically someone who fixes your nails and makes them look nice.

Bir güzellik uzmanı, tipik olarak tırnaklarınızı düzelten ve güzel görünmelerini sağlayan kişidir.

I'm a beautician, beautician.

Ben güzellik uzmanıyım, güzellik uzmanıyım.

I'm a librarian, librarian.

Ben bir kütüphaneciyim, kütüphaneciyim.

Lots of syllables here.

Burada bir sürü hece var.

Say it with me.

Benimle söyle.

I'm a librarian or maybe you're not a librarian.

Ben bir kütüphaneciyim ya da belki sen kütüphaneci değilsin.

You could say, "I need to ask the librarian the name of that book because I forgot."

"Kütüphaneciye o kitabın adını sormam gerekiyor çünkü unuttum" diyebilirsiniz.

Librarian.

kütüphaneci

I'm a commercial pilot, commercial pilot, or maybe you also work on an airplane.

Ben ticari bir pilotum, ticari pilotum ya da belki siz de uçakta çalışıyorsunuz.

You are a steward or a stewardess or a flight attendant.

Sen bir hostessin, hostessin ya da uçuş görevlisisin.

Typically, the term flight attendant is a little more common, kind of like server compared

Tipik olarak, uçuş görevlisi terimi, garson veya garsona kıyasla biraz daha yaygın, bir tür sunucudur

to waiter or waitress.

.

This word, flight attendant, is a little more gender neutral, so it's kind of professional

Bu uçuş görevlisi kelimesi biraz daha cinsiyetten bağımsızdır, bu yüzden kulağa biraz profesyonel geliyor

sounding.

.

I'm a flight attendant.

Ben bir uçuş görevlisiyim.

I'm a handyman.

Ben bir tamirciyim.

This means that you fix stuff.

Bu, bir şeyleri düzelttiğiniz anlamına gelir.

I'm a handyman.

Ben bir tamirciyim.

I'm a stay-at-home mom or stay-at-home dad.

Ben evde oturan bir anne veya evde oturan bir babayım.

Both of these mean that it is your main job, 100% to take care of the kids.

Bunların her ikisi de, çocuklarla %100 ilgilenmenin asıl işiniz olduğu anlamına gelir .

If you are a stay-at-home mom, of course it means that when your husband comes home, he

Evde oturan bir anne iseniz, elbette bu, kocanız eve geldiğinde, çocukların

is going to help participate in taking care of the kids.

bakımına katkıda bulunacağı anlamına gelir .

But during the day, usually, those working hours, it is your job to take care of the

Ama gündüzleri, genellikle mesai saatlerinde, çocuklara bakmak sizin işiniz

kids, not an easy job for sure.

, hiç de kolay bir iş değil.

What about if you don't have any kids or maybe your kids are 20 or 30 or 40 years old, so

Peki ya hiç çocuğunuz yoksa veya çocuklarınız 20, 30 veya 40 yaşındaysa, yani

you don't need to take care of them anymore, but you don't have a job outside of the home?

artık onlara bakmanıza gerek yok ama ev dışında bir işiniz yoksa?

You could say, "I'm a homemaker.

"Ben bir ev hanımıyım.

I'm a homemaker."

Ben bir ev hanımıyım" diyebilirsiniz.

This implies that you're not taking care of children.

Bu, çocuklara bakmadığınız anlamına gelir .

You're taking care of the house.

Evle ilgileniyorsun.

So if you have children, make sure that you say, "I'm a stay-at-home mom or stay-at-home

Bu nedenle, çocuklarınız varsa, "Ben evde oturan bir anne veya evde oturan bir

dad."

babayım" dediğinizden emin olun.

You don't say, "I'm a homemaker."

"Ben ev hanımıyım" demezsiniz.

And our final job here (Congratulations.

Ve buradaki son işimiz (Tebrikler.

You made it through!) is I'm retired.

Başardın!) Ben emekli oldum.

That means that you finished working.

Bu, çalışmayı bitirdiğiniz anlamına gelir. Ben

I'm retired, but you might say, "I'm retired," but I used to be a teacher.

emekliyim ama emekliyim diyebilirsiniz ama eskiden öğretmendim.

I'm retired, but I used to be an engineer."

Emekliyim ama eskiden mühendistim."

Great.

Harika.

Or you might say, "I'm retired, but I still work part-time."

Ya da "Emekliyim ama hala yarı zamanlı çalışıyorum" diyebilirsiniz. ,

This is pretty typical for a lot of people.

I'm retired, but I just can't stop working.

ama çalışmayı bırakamıyorum.Bir

That was a lot of jobs.

sürü işti.Umarım

I hope that one of these was yours.

bunlardan biri sizindir.Yorumlarda

Let me know in the comments.

belirtin.İşiniz

What's your job?

nedir?

Can you explain it?

Açıklayabilir misiniz?

Can you pronounce it naturally?

Doğal telaffuz edebilir misiniz?

Try to read it out loud?

yüksek sesle oku?

And also, it will be interesting to see what other people's jobs are.

Ayrıca, diğer insanların işlerinin ne olduğunu görmek ilginç olacak.

Thanks so much for learning English with me, and I'll see you again next Friday for a new

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler, gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz

lesson here on my YouTube channel bye.

hoşçakal.

The next step is to download my free ebook, 5 Steps to Becoming a Confident English Speaker.

sonraki adım ücretsiz e-kitabımı indirmek, Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin 5 Adım. Kendinizden

You'll learn what you need to do to speak confidently and fluently.

emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için yapmanız gerekenleri öğreneceksiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Teşekkürler. çok

Bye.

hoşçakalın