5 Acceptable English Grammar Mistakes: Are you telling me to make these mistakes?!

Hi.

MERHABA. Ben

I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Let's talk about some good mistakes.

Bazı güzel hatalardan bahsedelim.

It's true that sometimes native English speakers make mistakes when they're speaking English,

Anadili İngilizce olanların bazen İngilizce konuşurken hata yaptıkları doğrudur

and it's probably true for your native language as well.

ve bu muhtemelen sizin ana diliniz için de geçerlidir.

There are two kinds of mistakes that native speakers make.

Anadili İngilizce olanların yaptığı iki tür hata vardır .

One of them is mistakes that are unacceptable.

Bunlardan biri kabul edilemez hatalardır.

These mistakes are just really mistakes.

Bu hatalar sadece gerçekten hatalardır.

They aren't thinking straight.

Doğru düşünmüyorlar.

They are not thinking about their grammar, or maybe they just don't know the correct

Dilbilgisi hakkında düşünmüyorlar veya belki de doğru

grammar, so they're incorrectly forming their sentences.

dilbilgisini bilmiyorlar, bu yüzden cümlelerini yanlış kuruyorlar .

When they speak, other people know ah, that wasn't correct.

Konuştuklarında, diğer insanlar bunun doğru olmadığını bilirler.

They feel a little bit strange.

Biraz garip hissediyorlar.

You know when someone makes a mistake in your native language, you know that feeling you

Birisi ana dilinizde bir hata yaptığında , hissettiğiniz duyguyu bilirsiniz

get.

.

Oh, something wasn't quite right.

Ah, bir şeyler tam olarak doğru değildi.

The second kind of mistake is a mistake based on the grammar book, so a grammar book shows

İkinci tür hata, gramer kitabına dayalı bir hatadır, bu nedenle bir gramer kitabı

a certain rule, but in reality, native speakers use another style of speaking, and this kind

belirli bir kuralı gösterir, ancak gerçekte, anadili İngilizce olan kişiler başka bir konuşma tarzı kullanırlar ve bu tür

of mistake, if native speakers use it while they're talking, other native speakers won't

bir hata, eğer anadili İngilizce olan kişiler konuşurken onu kullanırlarsa. konuşurken, diğer anadili İngilizce olanlar

necessarily say, "Oh, ooh.

mutlaka "Oh, ooh.

That was bad grammar.

Bu kötü bir gramerdi.

Oh, they don't know how to speak."

Ah, nasıl konuşulacağını bilmiyorlar" demezler.

They don't feel weird about it.

Bu konuda garip hissetmiyorlar. Dil bilgisine

They might kind of notice if they are big into grammar, and love, studying grammar,

meraklılarsa fark edebilirler ve aşk, dilbilgisi çalışmak biliyor

they might know, but it doesn't feel weird, like that first kind of mistake, so that's

olabilirler, ama bu ilk tür bir hata gibi garip gelmiyor, bu yüzden bugün hakkında

the kind of mistake that I want to talk about today, the mistake that native speakers accept.

konuşmak istediğim türden bir hata bu. , anadili İngilizce olanların kabul ettiği hata.

These are ones that are perfectly acceptable, and this is perfectly acceptable in spoken

Bunlar tamamen kabul edilebilir olanlardır ve bu, konuşulan İngilizcede tamamen kabul edilebilir

English.

.

Make sure that when you're taking a grammar test, of course, chose what the grammar book

Dilbilgisi sınavına girerken elbette dilbilgisi kitabının

says is correct, or if you're speaking in front of the CEOs of your company, make sure

doğru söylediğini seçtiğinizden emin olun veya şirketinizin CEO'larının önünde konuşuyorsanız, elbette

you use correct grammar, of course, but these are acceptable in daily life, and native speakers

doğru dilbilgisi kullandığınızdan emin olun, ancak bunlar günlük hayatta kabul edilebilir ve ana dili İngilizce olan kişiler

use these all the time.

bunları her zaman kullanır.

Let's talk about the first mistake that's acceptable for you to use in English.

İngilizcede kullanmanız için kabul edilebilir olan ilk hatadan bahsedelim.

Last week, me and my husband played a three-hour board game.

Geçen hafta, ben ve kocam üç saatlik bir masa oyunu oynadık.

Last week, me and my husband played a three-hour board game.

Geçen hafta, ben ve kocam üç saatlik bir masa oyunu oynadık.

Did you hear that sentence?

O cümleyi duydun mu?

Last week, me and my husband played a three-hour board game.

Geçen hafta, ben ve kocam üç saatlik bir masa oyunu oynadık.

Last week, me and my husband played a three-hour board game.

Geçen hafta, ben ve kocam üç saatlik bir masa oyunu oynadık.

What's the correct way to say this sentence?

Bu cümleyi söylemenin doğru yolu nedir?

The correct way is to say, my husband and I played a three-hour board game, but you

Doğru yol, kocam ve ben üç saatlik bir tahta oyunu oynadık ama

know what?

biliyor musunuz?

Native speakers often use me instead of I as the subject, so it's often the singular

Anadili İngilizce olan kişiler genellikle özne olarak ben yerine beni kullanırlar , bu yüzden genellikle tekil

version, so you could say, "Him and his friend, her and her friend, me and my husband."

versiyondur, yani "O ve arkadaşı, o ve onun arkadaşı, ben ve kocam" diyebilirsiniz.

That singular version, you can use that as the subject, with someone else.

O tekil versiyonu, başka biriyle konu olarak kullanabilirsin.

This is the most obvious mistake out of these five examples, so if you asked a native speaker,

Bu, bu beş örnek arasındaki en bariz hatadır , bu yüzden anadili İngilizce olan birine sorarsanız,

they would most likely know, oh, yeah.

büyük olasılıkla, ah, evet, bileceklerdir.

That's not correct, but they don't feel weird about it, and they probably use it themselves.

Bu doğru değil, ama bu konuda garip hissetmiyorlar ve muhtemelen kendileri kullanıyorlar.

For this mistake, and you're going to see this as a common theme for the other mistakes

Bu hata için ve bunu diğer hatalar için de ortak bir tema olarak göreceksiniz

as well, if you use the grammar correctly, often times, people are going to think that

, dilbilgisini doğru kullanırsanız , çoğu zaman insanlar

you are too formal, or maybe a little bit snobby, so by using the mistake, you're actually

sizin çok resmi veya belki biraz züppe olduğunuzu düşüneceklerdir. , yani hatayı kullanarak, dilbilgisi kitabında kesinlikle bir hata olmasına rağmen, aslında

being a little more conversational, a little more natural, even though it's definitely

biraz daha konuşkan, biraz daha doğal oluyorsunuz

a mistake in the grammar book.

.

Let's talk about the second example, and these next ones are much more acceptable, even than

İkinci örnekten bahsedelim ve sonraki örnekler, birincisinden bile çok daha kabul edilebilir

the first one.

.

The second mistake is a greeting, a really common greeting, so let's watch a quick example,

İkinci hata bir selamlaşmadır, gerçekten yaygın bir selamlaşmadır, bu yüzden hızlı bir örnek izleyelim,

so you can see how this is in real life.

böylece bunun gerçek hayatta nasıl olduğunu görebilirsiniz.

Oh, hey.

Merhaba.

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Dan: Oh, hey.

Dan: Ah, selam.

Pretty good.

Oldukça iyi.

Vanessa: Oh, hey.

Vanessa: Ah, selam.

How's it going?

Nasıl gidiyor?

Dan: Oh, hey.

Dan: Ah, selam.

Pretty good.

Oldukça iyi.

Vanessa: How are you doing?

Vanessa: Nasılsın?

Oh, pretty good.

Oldukça iyi.

How are you doing?

Nasılsın?

Pretty good.

Oldukça iyi.

In this situation, most people know that it should be, I'm doing well.

Bu durumda çoğu insan olması gerektiğini biliyor, ben iyi gidiyorum.

How are you doing?

Nasılsın?

Well, but if you say well in this situation, people might roll their eyes, and say, "Ugh,

Peki, ama bu durumda iyi söylersen, insanlar gözlerini devirebilir ve "Ah,

she is too interested in grammar."

gramerle çok ilgileniyor" diyebilir.

It's much more acceptable to use the mistake.

Hatayı kullanmak çok daha kabul edilebilir.

Good.

İyi.

How are you doing?

Nasılsın?

Good.

İyi.

For me, because I care about grammar, not so much, but enough, that I often just try

Benim için, çünkü dil bilgisini o kadar çok değil ama yeterince önemsiyorum ki çoğu zaman

to evade this rule completely, and I just use a completely different word.

bu kuraldan tamamen kaçınmaya çalışıyorum ve tamamen farklı bir kelime kullanıyorum.

You just say something like, "Great.

Sadece "Harika.

Fantastic.

Fantastik.

Incredible."

İnanılmaz" gibi bir şey söylüyorsun. İyiye karşı iyi

I use a different kind of word, instead of good versus well, so that's up to you, but

yerine farklı türde bir kelime kullanıyorum, bu size kalmış, ancak iyiden başka

it's much more acceptable to say something other than well.

bir şey söylemek çok daha kabul edilebilir .

The third mistake is a lovely example.

Üçüncü hata güzel bir örnek.

Let's take a look at a quick scene using this expression.

Bu ifadeyi kullanarak hızlı bir sahneye bakalım .

Dan: If I was a snake, do you think my baby would be scared?

Dan: Ben bir yılan olsaydım, sence bebeğim korkar mıydı?

If I was a snake, do you think my baby would be scared?

Ben bir yılan olsaydım, sizce bebeğim korkar mıydı?

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

You heard, "If I was a snake, do you think my baby would be scared?"

"Ben bir yılan olsaydım, sizce bebeğim korkar mıydı?"

If I was a snake.

Bir yılan olsaydım.

Ooh.

Ah.

What do we got going on here?

Burada ne işimiz var?

In English, there are not many chances to use the subjunctive form of the verb, but

İngilizce'de fiilin subjektif halini kullanma şansı pek yoktur, ancak

this is one situation where it is correct to say, "If I were a snake."

bu, "Keşke bir yılan olsaydım" demenin doğru olduğu durumlardan biridir.

If you said, "I were happy yesterday," people would look at you like you were a little bit

"Dün mutluydum" deseydin, insanlar sana biraz deliymişsin gibi bakarlardı

crazy, but when we add the word if, it means that you're going to use the subjunctive case,

ama eğer kelimesini eklediğimizde, bu, dilek kipini kullanacağın anlamına gelir

and that means if I were becomes correct.

ve bu, eğer ben anlamına gelir. doğru olur.

In any other situation, I were sounds completely crazy, but with if, it means, it's correct,

Başka herhangi bir durumda, kulağa tamamen çılgınca geliyordum, ama eğer, demek ki, bu doğru,

so the sentence should be, if I were a snake, do you think my baby would be scared?

yani cümle şöyle olmalı, eğer bir yılan olsaydım, sence bebeğim korkar mıydı?

In daily life, we use both of these, but we're most likely to use the mistake.

Günlük hayatta ikisini de kullanırız ama hataya düşme ihtimalimiz yüksektir.

If I was a snake.

Bir yılan olsaydım.

My theory about why we often use the mistake is because we're just not used to pairing

Neden sıklıkla bu hatayı kullandığımıza dair teorim, I'yi eşleştirmeye alışkın olmadığımız

I and were together, because in English, we don't use the subjunctive tense very much.

ve birlikte olduğumuz için, çünkü İngilizce'de dilek kipini çok fazla kullanmıyoruz. İspanyolca ve Fransızca

I know in some other romantic languages, like Spanish, and French, the subjunctive is much

gibi diğer bazı romantik dillerde dilek kipinin çok

more common, so in your daily conversations, it is perfectly acceptable and in fact maybe

daha yaygın olduğunu biliyorum, bu nedenle günlük konuşmalarınızda, "

desirable to say, "If I was a boy, my life would be very different.

Ben bir erkek olsaydım, hayatım böyle olurdu" demek tamamen kabul edilebilir ve aslında belki de arzu edilir. çok farklı.

If I was."

Olsaydım."

Make sure if you're taking the test, of course, you should say, "If I were," but in daily

Sınava giriyorsanız, elbette "Ben olsaydım" demelisiniz, ancak günlük

conversation, the mistake is more acceptable.

konuşmada hata daha kabul edilebilir.

The fourth mistake has to do with our lovely friends lay and lie.

Dördüncü hata, sevimli dostlarımızın yatıp yalan söylemesiyle ilgili.

I know when I learned about this in grammar class, in the US, I hated it, because I always

Bunu ABD'de dilbilgisi dersinde öğrendiğimde bundan nefret ettiğimi biliyorum, çünkü her zaman kafam

felt so confused, and the reason why I felt confused is because in daily life, we don't

çok karışmış hissetmiştim ve kafamın karışmasının nedeni, günlük hayatta

really stick to the grammar rules, so it didn't feel natural or comfortable to me.

gramer kurallarına gerçekten bağlı kalmamamızdı. bu yüzden bana doğal veya rahat gelmedi.

I know that my middle school English teachers tried to impress upon me, use the correct

Ortaokul İngilizce öğretmenlerimin doğru versiyonu kullanarak beni etkilemeye çalıştıklarını biliyorum

version, but people are going to say what they're going to say, and it's not often what

ama insanlar söyleyeceklerini söyleyecekler ve

the grammar book says that you should say.

senin söylemen gereken çoğu zaman gramer kitabının söylediği şey değil.

Let's take a look at what is the most common thing to say, and then we're going to talk

En yaygın olarak söylenen şeye bir göz atalım ve sonra

about what's actually correct.

neyin gerçekten doğru olduğu hakkında konuşacağız.

Dan: I'm sick.

Dan: Ben hastayım. Ben gidip uzanacağım

I'm gonna go lay down.

.

Yesterday, I laid down because I was sick.

Dün hasta olduğum için yattım.

Vanessa: You heard, I'm sick.

Vanessa: Duydun mu, hastayım. Ben gidip uzanacağım

I'm gonna go lay down.

.

Yesterday, I was sick.

Dün hastaydım.

Yesterday, I laid down.

Dün yatırdım.

Hmm.

Hmm.

Here, we actually have the opposite of the correct word being used.

Burada aslında doğru kelimenin tam tersi kullanılıyor.

The correct version is this.

Doğru versiyon şudur.

Dan: I'm sick.

Dan: Ben hastayım. Ben

I'm gonna go lie down.

gidip uzanacağım.

Yesterday, I lay down because I was sick.

Dün hasta olduğum için yattım.

Vanessa: Let's take a look at this in closer detail.

Vanessa: Buna daha yakından bakalım .

You might have noticed that the original, incorrect version, but the most commonly used

Orijinal, yanlış versiyonun, ancak en sık kullanılan

version, uses lay in the present.

versiyonun şimdiki zamanı kullandığını fark etmiş olabilirsiniz.

I'm sick.

Hastayım.

I'm gonna go lay down, but the correct past tense uses lay.

Uzanmaya gideceğim ama doğru geçmiş zaman kullanımları yatıyor.

Yesterday, I lay down, so why are we using the past tense in the present incorrectly?

Dün uzandım, öyleyse şimdiki zamandaki geçmiş zamanı neden yanlış kullanıyoruz?

Somehow this happened in the English language, and it's stuck, so that's, in my opinion,

Her nasılsa bu İngilizce dilinde oldu ve sıkıştı, bu yüzden, bence,

why lay and lie are just so confusing when you try to learn them, because they don't

lay ve lie onları öğrenmeye çalıştığınızda neden bu kadar kafa karıştırıcı , çünkü

feel natural.

doğal gelmiyorlar.

The grammar book says one thing.

Gramer kitabı bir şey söylüyor.

Native English speakers in daily conversation use another, and in fact, when I asked Dan

Anadili İngilizce olanlar günlük konuşmada bir başkasını kullanıyor ve aslında Dan'e

about this, I read the sentence to him, and he said, "What's wrong?

bunu sorduğumda cümleyi ona okudum ve "Sorun ne?

It's right, right?"

Bu doğru, değil mi?"

He didn't even know that it was incorrect.

Yanlış olduğunu bile bilmiyordu.

If those of you out there are grammar lovers, and you think, why didn't Dan know this?

Aranızda grameri sevenler varsa ve neden Dan bunu bilmiyor diye düşünürsünüz? Her şeyden önce

First of all, if you ask most native speakers that, they're not going to really feel like

, anadili İngilizce olan çoğu kişiye bunu sorarsanız, bunu

it's so strange, like it feels bad to say that.

söylemenin kötü hissettirdiği gibi çok garip hissetmeyeceklerdir .

It just feels okay to say that.

Bunu söylemek iyi hissettiriyor.

It's quite natural, even though it's technically incorrect.

Teknik olarak yanlış olsa da oldukça doğal .

When you're talking about taking a nap, you can say, "I'm gonna go lay down.

Biraz kestirmekten bahsederken, "Gidip uzanacağım. Gidip

I'm gonna go lay down.

uzanacağım.

I'm gonna go lay down."

Gidip uzanacağım" diyebilirsin.

Yesterday, I was tired, so I laid down.

Dün yorgundum, o yüzden uzandım.

I was tired, so I laid down.

Yorgundum, bu yüzden uzandım.

This is perfectly acceptable, and most speakers, in American English, of course.

Bu kesinlikle kabul edilebilir ve çoğu konuşmacı Amerikan İngilizcesi elbette.

That's where I'm speaking from.

Oradan konuşuyorum.

Most American English speakers are not going to even bat an eye about it.

Amerikan İngilizcesi konuşanların çoğu bu konuda gözünü bile kırpmayacak.

Bat an eye just means they're not going to think twice about it.

Göz kırpmak, bu konuda iki kez düşünmeyecekleri anlamına gelir.

Okay.

Tamam aşkım.

Great.

Harika.

Go lay down.

Git uzan.

Let's talk about the fifth and final example.

Beşinci ve son örnekten bahsedelim.

There's a lot of children's books on my shelf.

Rafımda bir sürü çocuk kitabı var.

There's a lot of children's books on my shelf.

Rafımda bir sürü çocuk kitabı var. Az

You just heard, there's a lot of children's book on my shelf.

önce duydunuz, rafımda bir sürü çocuk kitabı var.

There's a lot of children's books on my shelf.

Rafımda bir sürü çocuk kitabı var.

Books.

Kitabın.

Books.

Kitabın.

This is plural, so why in the world do we use there's?

Bu çoğul, öyleyse neden orada kullanıyoruz?

There's.

var.

There is.

Orada.

Is is used with singular things.

Is tekil şeylerle kullanılır.

What in the world are native speakers thinking?

Anadili İngilizce olanlar ne düşünüyor?

I think that they're just really not thinking about the full sentence when they start the

Bence fiile başladıklarında tam cümleyi düşünmüyorlar

verb, so it's okay to say, "Oh, there are a lot of children books on the shelf."

, bu yüzden "Ah, rafta bir sürü çocuk kitabı var" demekte sorun yok.

There are, but it flows more naturally on your tongue to say, there's, instead of there

Var, ama var demek yerine var demek dilinizde daha doğal bir şekilde akıyor

are.

.

There are.

Var.

It feels a little bit cumbersome and difficult, but often times we say, "There's" with something

Biraz hantal ve zor geliyor, ama çoğu zaman

plural or something singular.

çoğul veya tekil bir şeyle "İşte" deriz.

There's a book on my shelf.

Rafımda bir kitap var.

There's a lot of books on my shelf, so in fact, you're going to hear native speakers

Rafımda bir sürü kitap var, bu yüzden aslında anadili İngilizce olanların

say this a lot, and don't be alarmed.

bunu çokça söylediğini duyacaksınız ve paniğe kapılmayın. Teknik olarak doğru olmasa

It's quite normal, and natural, even though it's technically not correct.

da oldukça normal ve doğaldır .

If you want to use this in its construction, don't worry about it, but make sure that you're

Bunu yapımında kullanmak istiyorsanız, endişelenmeyin, ancak

using the word there.

oradaki kelimeyi kullandığınızdan emin olun.

You can't say, "They is going to the store."

"Mağazaya gidiyorlar" diyemezsiniz.

Don't say that.

Bunu söyleme.

Only use the word there's.

Sadece var kelimesini kullanın.

There's.

var.

There's.

var.

Thanks so much for learning these five acceptable English mistakes with me.

Bu beş kabul edilebilir İngilizce hatasını benimle birlikte öğrendiğin için çok teşekkürler.

I just want to emphasize again that if you would like to use the correct grammar, no

Doğru dilbilgisini kullanmak isterseniz

problem.

sorun olmadığını tekrar vurgulamak istiyorum.

A lot of these examples came up over the 30-day listening challenge that just finished in

Bu örneklerin çoğu, Ocak 2018'de yeni biten 30 günlük dinleme yarışmasında ortaya çıktı

January 2018, and a lot of the conversation clips included these mistakes, and I got a

ve konuşma kliplerinin çoğu bu hataları içeriyordu ve

lot of emails from students saying, "Why am I hearing this mistake?

öğrencilerden "Bu hatayı neden duyuyorum?" diyen çok sayıda e-posta aldım. ?

This person's a native speaker."

Bu kişinin ana dili İngilizcedir."

I wanted to share these mistakes with all of you so that when you hear them, you realize,

Bu hataları hepinizle paylaşmak istedim ki duyunca anlayasınız

okay.

tamam mı?

This is an acceptable mistake.

Bu kabul edilebilir bir hatadır.

They're not just doing something to prove a point.

Sadece bir noktayı kanıtlamak için bir şey yapmıyorlar .

It's something that a lot of native speakers do, but also for you, if you interact with

Bu, anadili İngilizce olan birçok kişinin yaptığı bir şeydir, ama sizin için de,

native speakers, and you use one version instead of the other, you're going to be perceived

anadili İngilizce olanlarla etkileşim kurarsanız ve bir versiyonu diğeri yerine kullanırsanız ,

in a different way.

farklı bir şekilde algılanacaksınız.

I want to make sure that you feel like you are completely comfortable in a situation,

Bir durumda kendinizi tamamen rahat hissettiğinizden

and understand correctly, and can use English in the most natural way, which is not always

ve doğru anladığınızdan ve İngilizceyi en doğal şekilde kullanabildiğinizden emin olmak istiyorum ki bu her zaman

the correct way.

doğru yol değildir.

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

Were any of these new for you?

Bunlardan herhangi biri sizin için yeni miydi?

Did you know that these mistakes are generally acceptable?

Bu hataların genel olarak kabul edilebilir olduğunu biliyor muydunuz ?

Of course, they're not going to be acceptable to everyone.

Tabii ki, herkes tarafından kabul edilmeyecekler.

I'm sure someone in the comments will say, "This is terrible.

Eminim yorumlarda birileri "Bu korkunç.

Don't tell students to do this," but in general, these are quite acceptable in American English,

Öğrencilere bunu yapmalarını söyleme" diyecektir ama genel olarak bunlar Amerikan İngilizcesinde oldukça kabul edilebilirdir;

so let me know in the comments if any of them are new for you.

senin için yeni

Can you use these mistakes?

Bu hataları kullanabilir misiniz?

Something in my heart tells me this is wrong to tell you to make a mistake, but you know

İçimden bir ses sana hata yapmanı söylemenin yanlış olduğunu söylüyor ama biliyor

what?

musun?

That's the purpose of this video.

Bu videonun amacı bu.

It's okay to make these mistakes.

Bu hataları yapmak sorun değil.

It's acceptable, so I hope that this video was useful to you.

Bu kabul edilebilir, bu yüzden umarım bu video sizin için yararlı olmuştur.

Keep up the good work with English, and I'll see you the next time.

İngilizce ile iyi çalışmaya devam edin, bir dahaki sefere görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal. Bir

The next step is to download my free ebook, Five Steps to Becoming a Confident English

sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

Speaker.

.

This will help you know what is the next step in your English journey, to help you really

Bu, İngilizce yolculuğunuzda bir sonraki adımın ne olduğunu bilmenize , gerçekten

master English, and speak fluently.

İngilizcede uzmanlaşmanıza ve akıcı bir şekilde konuşmanıza yardımcı olacaktır.

Thanks so much, and I'll see you later.

Çok teşekkürler, sonra görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.