English Reductions [Advance Pronunciation Practice]

Hello, hello.

Merhaba Merhaba.

Welcome to today's live English lesson, here on the Speak English With Vanessa YouTube

Bugünkü Speak English With Vanessa YouTube

channel.

kanalındaki canlı İngilizce dersine hoş geldiniz.

I'm so glad that you're here to learn English, to improve, to participate and to enjoy it.

İngilizce öğrenmek, gelişmek, katılmak ve eğlenmek için burada olduğunuz için çok mutluyum.

That's the goal.

Amaç bu.

Today we're gonna be talking about an important pronunciation point and this is useful for

Bugün önemli bir telaffuz noktasından bahsedeceğiz ve bu

your own pronunciation, but it's also useful for understanding other people, for understanding

kendi telaffuzunuz için yararlıdır, ancak aynı zamanda diğer insanları anlamak,

native speakers, for understanding movies and TV shows.

ana dili İngilizce olan kişileri anlamak, filmleri ve TV şovlarını anlamak için de yararlıdır.

So pronunciation overall, is useful for your own speaking, but it's very important for

Genel olarak telaffuz, kendi konuşmanız için yararlıdır , ancak iletişim için çok önemlidir

communication.

.

So today we're gonna talk about the concept of reductions.

Bugün indirim kavramı hakkında konuşacağız .

Reductions comes from the word reduce, reduce means to make something smaller or shorter

İndirgeme, bir şeyi daha küçük veya daha kısa yapmak anlamına gelen, azaltma kelimesinden gelir

and that's what native speakers love to do.

ve anadili İngilizce olanların yapmayı sevdiği şey budur.

Whenever we speak, we're always making our words shorter and quicker, maybe lazier.

Ne zaman konuşsak, kelimelerimizi her zaman daha kısa, daha hızlı, belki daha tembel hale getiriyoruz. Kısa sürede daha fazlasını

An easier way of talking, so that we can say more in a short amount of time.

söyleyebilmemiz için konuşmanın daha kolay bir yolu .

So that's what we're gonna talk about today.

Demek bugün konuşacağımız şey bu.

If you're joining me live for this lesson, welcome.

Bu ders için canlı olarak bana katılıyorsanız, hoş geldiniz.

If you're watching the replay, excellent.

Tekrarını izliyorsanız mükemmel.

You can benefit a lot from this.

Bundan çok faydalanabilirsiniz.

If you're new here, I'm Vanessa, welcome.

Burada yeniyseniz, ben Vanessa, hoş geldiniz.

We have live English lessons here every Tuesday and Thursday at 09:00am EST, that's the New

Burada her Salı ve Perşembe saat 09:00 EST'de canlı İngilizce derslerimiz var, bu New

York time zone.

York saat dilimidir.

I hope you can join me live, if not, you can watch the replay.

Umarım canlı yayında bana katılabilirsin, değilsen tekrarını izleyebilirsin. Canlı dersler başladığında bildirim alabilmeniz için

Just click the subscribe button, plus a little bell icon so that you can get a notification

abone ol düğmesine ve küçük bir zil simgesine tıklamanız yeterlidir

when the live lessons are starting.

.

We have some members who are here with us live already.

Bizimle canlı olarak burada olan bazı üyelerimiz var .

Hello Tra from Vietnam, wonderful, from Paraguay, Iran, Brazil, Côte d’Ivoire, Palestine,

Vietnam'dan Merhaba Tra, harika, Paraguay, İran, Brezilya, Fildişi Sahili, Filistin,

Turkey.

Türkiye'den.

Thanks so much for joining me.

Bana katıldığınız için çok teşekkürler.

We have a wonderful international community and that's the cool thing about language,

Harika bir uluslararası topluluğa sahibiz ve dilin, İngilizcenin harika yanı

about English, is that it combines us and connects us and unifies us.

bizi birleştirmesi, birleştirmesi ve birleştirmesidir.

It doesn't matter, our background or native language, we can all have a common passion,

Geçmişimiz veya ana dilimiz farketmez, hepimizin ortak bir tutkusu olabilir,

communicating in English.

İngilizce iletişim kurmak.

So today we're gonna get started with one of the most common reductions, today we're

Bugün en yaygın indirimlerden biriyle başlayacağız, bugün

gonna talk about three.

üç hakkında konuşacağız.

The first two are more simple and the third one is gonna be something that we use more

İlk ikisi daha basit ve üçüncüsü

often in slang or in casual speech.

argoda veya gündelik konuşmada daha sık kullandığımız bir şey olacak.

So it's not something that you write, but it's something that we use when we speak a

Yani bu sizin yazdığınız bir şey değil ama çok konuştuğumuzda kullandığımız bir şey

lot.

.

My first question for you is, today after you watch this lesson, what are you gonna

Size ilk sorum, bugün bu dersi izledikten sonra ne

do?

yapacaksınız?

I said that pretty quickly, let me say that one more time.

Bunu çok hızlı söyledim, bir kez daha söyleyeyim.

After this live lesson, after you watch this lesson, what are you gonna do today?

Bu canlı dersten sonra, bu dersi izledikten sonra bugün ne yapacaksın?

I said, what are you gonna do today?

Bugün ne yapacaksın dedim.

Gonna ... is there an English word that's gonna?

Gonna ... İngilizce bir kelime var mı ?

No, this is our first reduction.

Hayır, bu bizim ilk indirimimiz.

So when you type, when you write your answer in the chat box, in the comments, you can

Yani yazarken, cevabınızı sohbet kutusuna, yorumlara yazarken,

use a shortened version, I'm gonna write a version on my clipboard here, so that you

kısaltılmış bir versiyonunu kullanabilirsiniz, ben panoma bir versiyon yazacağım, böylece

can see.

görebilirsiniz.

But typically when you're writing something professional, you need to write the full two

Ancak genellikle profesyonel bir şey yazarken tam iki kelimeyi yazmanız gerekir

words, in this case, you need to write the full word.

, bu durumda tam kelimeyi yazmanız gerekir.

But for speaking, that's why it's a reduction.

Ama konuşmak için, bu yüzden bir azalma.

So my question is, what are you gonna do after this lesson?

Benim sorum şu, bu dersten sonra ne yapacaksın ?

Now here we have our main word that we're talking about, gonna.

Şimdi burada bahsettiğimiz ana kelimemiz var, olacak.

What do you think gonna means?

Ne anlama geleceğini düşünüyorsun?

What does gonna mean?

ne anlama geliyor?

It's gonna mean two words and their quite important.

İki kelime anlamına gelecek ve oldukça önemliler.

Gonna is going to.

Gidecek.

You might notice this as a version of the future tense.

Bunu gelecek zamanın bir versiyonu olarak fark edebilirsiniz .

When we talk about the future, you could say will, I will go swimming today.

Gelecek hakkında konuştuğumuzda, diyebilirsin , bugün yüzmeye gideceğim.

I am gonna go swimming today.

Bugün yüzmeye gideceğim.

So it's a way to talk about the future, but if you wanna say it fast, like a native speaker,

Yani gelecek hakkında konuşmanın bir yolu, ama eğer bunu hızlı bir şekilde söylemek istersen, ana dili İngilizce olan biri gibi,

we always say gonna.

biz her zaman yapacağız deriz.

Oh, I'm gonna go to the store.

Ah, ben dükkana gideceğim.

I'm gonna go to work.

işe gideceğim

I'm gonna sleep because it's really late at night in my country.

Uyuyacağım çünkü ülkemde gece gerçekten geç.

What are you gonna do?

Ne yapacaksın?

Junie here, who is live with me, says, “I'm gonna write a résumé.”

Benimle yaşayan Junie, " Bir özgeçmiş yazacağım" diyor.

Sioshi says, “I'm gonna drink a glass of wine and go straight to bed.”

Sioshi, "Bir kadeh şarap içip doğruca yatacağım" diyor.

Beautiful, so here we're talking about things that are gonna happen, things that will happen

Güzel, yani burada olacak şeylerden bahsediyoruz , gelecekte olacak şeylerden

in the future.

.

I wanna note that when we use gonna, when we use these reductions, what happened to

Şunu belirtmek isterim ki, will kullandığımızda, bu indirgemeleri kullandığımızda,

this word?

bu kelimeye ne oldu?

What happened to, to?

Ne oldu?

Where did to go?

nereye gitmek?

A lot of my English students sometimes add to when they're practicing reductions for

İngilizce öğrencilerimin çoğu,

the first time.

ilk kez indirgeme alıştırması yaparken bazen ekler.

So I want to make sure you don't make this mistake.

Bu yüzden bu hatayı yapmadığınızdan emin olmak istiyorum .

A lot of my English students might say, “I'm gonna to go swimming.

İngilizce öğrencilerimin çoğu, “ Yüzmeye gideceğim.

I'm gonna to drink a glass of wine.”

Ben bir kadeh şarap içeceğim.”

Well, that's what this A is.

Peki, bu A budur.

The to has turned into this A, has changed and become this A here.

To, bu A'ya dönüştü, değişti ve buradaki A oldu.

So we don't need to add to because it's already combined in this reduction.

Yani eklememize gerek yok çünkü zaten bu indirgemede birleştirildi.

So make sure that when you're using a reduction, this T, T, to sound is gone.

Bu nedenle, bir indirgeme kullandığınızda, bu T, T, to sesinin kaybolduğundan emin olun.

It's already combined, so you don't need to repeat it.

Zaten birleştirildi, bu yüzden tekrarlamanıza gerek yok .

Let me read a couple more of your wonderful sentences.

Harika cümlelerinden birkaç tane daha okumama izin ver .

What are you gonna do after this live lesson?

Bu canlı dersten sonra ne yapacaksın?

“I'm gonna go shopping.”

"Alışverişe gideceğim."

Resa says, “I'm gonna read papers for my thesis.”

Resa, "Tezim için makaleler okuyacağım " diyor.

Oh, lots of studying.

Oh, bol bol ders çalış.

“I'm gonna go to the gym.”

"Spor salonuna gideceğim."

Great Tamara, I hope that it's useful for you.

Harika Tamara, umarım senin için faydalı olur .

Ameer says, "I'm gonna replay this lesson again."

Ameer, "Bu dersi tekrar edeceğim " diyor.

Excellent idea, take some notes, writes some sentences down, repeat them out loud, repeat

Harika fikir, biraz not al, birkaç cümle yaz, yüksek sesle tekrar et,

them with me.

benimle tekrar et. Ya

I'm gonna, what if we wanna use this in a negative way?

bunu olumsuz bir şekilde kullanmak istiyorsak ?

We're gonna talk about each of these reductions in a positive and a negative way.

Bu indirimlerin her biri hakkında olumlu ve olumsuz bir şekilde konuşacağız.

How could we change an answer to be negative?

Bir cevabı olumsuz olarak nasıl değiştirebiliriz?

Let me write a sample for myself and if you wanna write also a negative sentence.

Kendim için bir örnek yazayım ve olumsuz bir cümle de yazmak isterseniz.

What are you not gonna do after this lesson?

Bu dersten sonra ne yapmayacaksın?

What are you not gonna do?

Neyi yapmayacaksın?

For me, it's the morning, so I could say, "I'm not gonna go back to sleep."

Benim için sabah oldu, bu yüzden "Uyumaya devam etmeyeceğim" diyebilirim.

I'm already awake, it's the morning, I'm probably gonna eat breakfast, I'm gonna take a walk,

Zaten uyandım, sabah oldu, muhtemelen kahvaltı yapacağım, yürüyüşe çıkacağım,

start my day.

güne başlayacağım.

So for me, we can add this negative word, not.

Yani benim için bu olumsuz kelimeyi ekleyebiliriz, değil.

I'm not gonna, right before gonna.

Yapmayacağım, gitmeden hemen önce.

I'm not gonna go back to sleep.

Tekrar uyumayacağım. Saat

It's 09:00am, it's not really a good time to go back to sleep.

09:00, uyumak için pek iyi bir zaman değil .

Maybe 09:00pm would be a good time.

Belki 21:00 iyi bir zaman olabilir.

Great, thank you so much for all of your wonderful sentences.

Harika, tüm harika cümleleriniz için çok teşekkür ederim .

Maisaki says, “I'm not gonna have dinner.”

Maisaki, "Akşam yemeği yemeyeceğim" diyor.

Oh, maybe for you, dinner is finished or maybe you're not hungry.

Oh, belki senin için yemek bitti ya da belki aç değilsin.

“I'm not gonna play a video game."

"Bir video oyunu oynamayacağım."

Thank you Bach, interesting sentence.

Teşekkürler Bach, ilginç bir cümle.

"I'm not gonna watch TV."

"TV izlemeyeceğim."

Maybe you're gonna do something else, like study English.

Belki başka bir şey yapacaksın, İngilizce çalışmak gibi.

Not gonna, make sure we're using that negative version right in front of this.

olumsuz halini hemen bunun önünde kullan.Daha

As I mentioned before, just a quick little review.

önce de belirttiğim gibi ufak bir inceleme.G

Don't write G-O-N-N-A, don't write gonna in your professional in emails.

-O-N-N-A yazmayın, mesleğinize profesyonelce yazmayın.Bu

This is only for conversation or when you're writing with your friends or when you're writing

sadece sohbet için veya biriyle yazarken

with a family member.

Whenever I write an email to a family member or someone I know, it's not a big deal to

Bir aile üyesine veya tanıdığım birine ne zaman bir e-posta yazsam ,

use gonna, G-O-N-N-A, instead of going to because this is the proper way to use it.

gitmek yerine G-O-N-N-A kullanmak çok önemli değil çünkü doğru kullanma yolu bu

But this is gonna be our casual way, so make sure that you use this in conversations.

Ama bu bizim günlük yolumuz olacak, bu yüzden bunu konuşmalarda kullandığınızdan emin olun.

Business conversations, no problem, you can use this in any conversation, business conversations,

İş konuşmaları, sorun değil, bunu herhangi bir konuşmada, iş konuşmalarında,

with your friends, with your grandma, with your cat, with anyone.

arkadaşlarınızla, büyükannenizle, kedinizle kullanabilirsiniz. kimseyle.Ama

But we don't write this in business situations, so it's pretty flexible, except for writing.

bunu iş durumlarında yazmıyoruz, bu yüzden yazmak dışında oldukça esnek.Profesyonel bir şey

You need to make sure that you write the full version, if you're writing something professional.

yazıyorsanız, tam sürümü yazdığınızdan emin olmalısınız .

Let's go to the second reduction, the second reduction ... I have a question for you, another

Gelelim ikinci indirgemeye, ikinci indirgeme... Size bir sorum daha olacak, bir

question.

sorum daha var.

Tell me, where do you wanna visit in the world?

Söyle bana, dünyada nereyi ziyaret etmek istersin?

Let's imagine someone gives you $100,000 and you can visit any country, where do you wanna

Birinin size 100.000 dolar verdiğini ve herhangi bir ülkeyi ziyaret edebileceğinizi düşünelim, nereyi

visit?

ziyaret etmek istersiniz?

Maybe you could visit that country, especially with that large amount of money.

Belki o ülkeyi ziyaret edebilirsin, özellikle de o kadar büyük miktarda parayla.

Maybe you could visit that country for a month or you could go to really amazing restaurants

Belki bir aylığına o ülkeyi ziyaret edebilirsin ya da her gün gerçekten harika restoranlara gidebilirsin

every day.

.

But where do you wanna visit in the world?

Ama dünyada nereyi ziyaret etmek istersin?

For me that's a really difficult question because my list is really long and it's always

Benim için bu gerçekten zor bir soru çünkü listem gerçekten çok uzun ve her zaman

growing, but the good news is, nowadays it's pretty convenient to travel, we just need

büyüyor ama iyi haber şu ki, günümüzde seyahat etmek oldukça uygun, sadece

some extra money and some free time to be able to go around the world.

biraz fazladan paraya ve dünyayı dolaşabilmek için biraz boş zamana ihtiyacımız var .

So I'm gonna write my question here, where do you wanna go in the world?

O yüzden sorumu buraya yazacağım, dünyada nereye gitmek istersin?

You have a lot of choices, there's a lot of amazing places.

Pek çok seçeneğiniz var, pek çok harika yer var.

Here is our key reduction, what do you think that this reduction means?

İşte anahtar azaltmamız, sizce bu azaltma ne anlama geliyor?

Wanna, wanna, we've got a lot of great sentences here.

Wanna, want, burada bir sürü harika cümlemiz var .

Ola says, "I wanna go to the US."

Ola, "ABD'ye gitmek istiyorum" diyor.

Sankbo says, "I wanna visit Hawaii."

Sankbo, "Hawaii'yi ziyaret etmek istiyorum" diyor.

Khan says, "I wanna visit Vanessa."

Khan, "Vanessa'yı ziyaret etmek istiyorum" diyor.

Well, my city is quite nice.

Benim şehrim oldukça güzel.

It's not exactly New York, but it's real America.

Tam olarak New York değil ama gerçek Amerika.

Myles says, "I wanna visit Korea."

Myles, "Kore'yi ziyaret etmek istiyorum" diyor.

Oh, a lot of people say Hawaii, interesting.

Oh, birçok insan Hawaii diyor, ilginç.

Hector says, "I wanna visit Mars."

Hector, "Mars'ı ziyaret etmek istiyorum" diyor.

Yes, do it.

Evet yap.

I'm really curious what Mars is like.

Mars'ın nasıl bir yer olduğunu gerçekten merak ediyorum.

At least you can visit outer space, I think it would be amazing to see the earth from

En azından uzayı ziyaret edebilirsiniz, bence dünyayı uzaydan görmek harika olur

space, which means you don't have to go too far away.

, bu da çok uzağa gitmenize gerek olmadığı anlamına gelir .

But you still have to get in a rocket and experience strange sensations, but that would

Ama yine de bir rokete binmeniz ve garip hisler yaşamanız gerekiyor, ama bu

be amazing.

harika olurdu.

I think I wanna see earth from space.

Sanırım dünyayı uzaydan görmek istiyorum.

Maybe that's my answer here because there's too many countries on my list.

Belki de cevabım bu çünkü listemde çok fazla ülke var.

Who knows, what is wanna?

Kim bilir, istemek nedir?

What does wanna mean?

istemek ne demek?

Wanna stands for two words, just like gonna, we've combined want to, want to.

Wanna iki kelimenin kısaltmasıdır, tıpkı will gibi, istemek ve istemek gibi şeyleri birleştirdik.

So what happened to, to?

Peki ne oldu?

Where is to in this reduction?

Bu indirimin neresinde?

Well, same as gonna, it has become this uh sound at the end.

Şey, aynı olacak gibi, sonunda bu uh sesi oldu.

This shwa uh sound, so we don't need to add to.

Bu shwa uh sesi, bu yüzden eklememize gerek yok .

No, don't add to afterwards because we already have to.

Hayır, sonradan ekleme çünkü zaten yapmak zorundayız.

So a lot of you are already writing beautiful sentences using wanna correctly.

Pek çoğunuz zaten want'ı doğru bir şekilde kullanarak güzel cümleler yazıyorsunuz. Bunu yapmak zorunda

Make sure we don't have to and just like gonna, we're gonna use this in every kind of conversation

olmayacağımızdan emin olun ve tıpkı öyle yapacak gibiyiz, bunu her tür konuşmada

and in more casual writing, not professional writing.

ve daha gündelik yazılarda kullanacağız, profesyonel yazılarda değil.

But you can use this spoken, at work, you can use this in your presentations, but don't

Ama bunu sözlü olarak iş yerinde kullanabilirsiniz, bunu sunumlarınızda kullanabilirsiniz ama

write this at work.

bunu işte yazmayın.

I recommend writing want to, when you're writing more professional style emails or presentations.

Daha profesyonel tarzda e-postalar veya sunumlar yazarken "istiyorum" yazmanızı öneririm.

Let's take a look at some of your wonderful want to, wanna sentences.

Harika want to, want cümlelerinden bazılarına bir göz atalım.

"I wanna visit Canada again."

"Kanada'yı tekrar ziyaret etmek istiyorum."

Great, "I wanna learn how to write correctly."

Harika, "Doğru yazmayı öğrenmek istiyorum."

Oh beautiful, "I wanna visit your hometown."

Ah güzelim, "Memleketini ziyaret etmek istiyorum."

Oh well, it's a lovely place.

Güzel bir yer.

I hope that you get a chance to do it someday.

Umarım bir gün bunu yapma şansın olur.

Wanna, something that you wanna do, wanna, wanna.

Yapmak istediğin, istediğin, istediğin bir şey .

And if you've noticed so far, we always have a verb afterwards.

Ve buraya kadar fark ettiyseniz, bizim hep sonradan bir fiilimiz var.

It was the same with gonna, gonna plus a verb and this is gonna be typical.

Olacak, olacak artı bir fiil ile aynıydı ve bu tipik olacak.

We're always gonna have a verb afterwards.

Sonrasında her zaman bir fiilimiz olacak.

Let's take a look at the third reduction.

Üçüncü indirgemeye bir göz atalım.

Now the third reduction is gonna be a little bit different, gonna be.

Şimdi üçüncü indirim biraz farklı olacak, olacak.

If you notice, I use these reductions all the time.

Fark ettiyseniz, bu indirimleri her zaman kullanıyorum.

Gonna, wanna and the third reduction, can you guess what we're gonna talk about today?

Gonna, want ve üçüncü indirgeme, bugün ne hakkında konuşacağımızı tahmin edebilir misiniz?

The third one is a little more casual.

Üçüncüsü biraz daha sıradan.

So for this one, we've got a couple of different options.

Yani bunun için birkaç farklı seçeneğimiz var.

I wanna ask you a question and I wanna see how you answer it, I'll give you a little

Sana bir soru sormak istiyorum ve nasıl cevaplayacağını görmek istiyorum, sana da küçük bir

hint too.

ipucu vereceğim.

My question is, what do you have to do to improve your English skills?

Sorum şu, İngilizce becerilerinizi geliştirmek için ne yapmanız gerekiyor ?

What do you have to do to improve your English skills?

İngilizce becerilerinizi geliştirmek için ne yapmanız gerekiyor ?

There are two reductions that we can talk about for this question.

Bu soru için bahsedebileceğimiz iki indirim var.

The first one is a little more clear and straightforward because I already used that word in this question.

İlki biraz daha açık ve anlaşılır çünkü bu kelimeyi zaten bu soruda kullandım.

I already used have to, have to.

Zaten zorundaydım, zorundaydım.

So you could say something like, "Oh, I hafta practice every day."

Yani, "Oh, her gün pratik yapıyorum" gibi bir şey söyleyebilirsin .

This is our first reduction and it's the most clear because it's pretty much the same thing

Bu bizim ilk indirgememiz ve en açık olanı çünkü

that we talked about before.

daha önce bahsettiğimiz şeyin hemen hemen aynısı.

We have a and to, but I really wanna focus on a second reduction that has a similar meaning,

Bir ve to var ama benzer bir anlamı olan ikinci bir indirgemeye odaklanmak istiyorum

but it's not in this question.

ama bu soruda yok.

Typically, the second reduction that I wanna talk about here, is used in statements.

Tipik olarak, burada bahsetmek istediğim ikinci indirgeme ifadelerde kullanılır.

We don't often use it in a question, can any of you guess what we're gonna talk about for

Bunu bir soruda pek kullanmayız,

the second reduction that has a similar meaning, but it's more casual, something that we use

benzer bir anlama sahip olan ikinci indirgeme için ne hakkında konuşacağımızı tahmin edeniniz var mı, ama daha rahat, ifadelerde kullandığımız bir şey

in statements.

.

I'll give you a hint, it starts with a G, starts with a G. What do you think?

Sana bir ipucu vereyim, G ile başlar, G ile başlar. Ne düşünüyorsun?

Well, let me write a sample sentence and see if you can guess what this means, what this

Peki, örnek bir cümle yazayım ve bunun ne anlama geldiğini, bunun ne anlama geldiğini tahmin edip edemeyeceğinize bakın

stands for.

.

I gotta practice every day.

Her gün pratik yapmalıyım.

Oh, what do you think that this reduction means?

Oh, bu azalmanın ne anlama geldiğini düşünüyorsun?

It actually stands for three words, so previously we talked about reductions that have two words,

Aslında üç kelimeyi temsil ediyor, bu yüzden daha önce iki kelimesi olan indirgemelerden bahsetmiştik,

going to, want to, have to.

gitmek, istemek, zorunda olmak.

But this one means the same thing as have to, it's a necessity.

Ama bu, have to ile aynı anlama geliyor , bu bir gereklilik.

I have to practice every day, I need to practice every day.

Her gün çalışmalıyım, her gün çalışmalıyım.

But with this reduction it's actually three that we're combining.

Ama bu indirgeme ile aslında üçü birleştiriyoruz.

Can anyone guess?

Kimse tahmin edebilir mi?

A lot of you said got to, Khan has the correct answer.

Pek çoğunuz gitmeliyim dediniz, Khan'ın doğru cevabı var.

Khan says, "Have got to."

Khan, "Zorundayım" diyor.

Oh, lovely, lovely guess.

Oh, güzel, güzel tahmin.

So here we have, have got to, where is have?

Yani burada var, var, var nerede?

Because this follows a similar pattern as the other reductions.

Çünkü bu da diğer indirimlerle benzer bir örüntü izliyor .

Got to, to becomes the A, and then we've got, got.

Got to, to A olur ve sonra sahip olduk, var.

Pretty clear compared to other ones, but what about have?

Diğerlerine göre oldukça net, peki ya var?

What happened to have?

Ne oldu?

Well, as I mentioned, when native speakers are talking quickly, we often like to cut

Bahsettiğim gibi, anadili İngilizce olanlar hızlı konuşurken, genellikle

out things, throw them away, reduce them, speak quickly.

bir şeyleri kesmek, atmak, azaltmak, hızlı konuşmak isteriz.

That's exactly what's happening, so in this situation, have is gone.

Olan tam olarak bu, yani bu durumda have gitti.

Is this possible?

Mümkün mü?

Can we actually cut out important verbs?

Gerçekten önemli fiilleri kesebilir miyiz?

Well, yeah, we can.

Evet, yapabiliriz.

In this situation it's understood, it's understood and the word understood means that it's implied

Bu durumda anlaşıldı, anlaşıldı ve anlaşılan kelimesi ima edilen

or understood.

veya anlaşılan anlamına gelir.

This is a challenging concept in English because it means that in the sentence, you're not

Bu, İngilizce'de zorlayıcı bir kavramdır çünkü bu, cümlede

gonna hear and you're not gonna see each word.

her kelimeyi duymayacağınız ve görmeyeceğiniz anlamına gelir.

One word or some words are completely cut out of the sentence, but native speakers already

Bir kelime veya bazı kelimeler cümleden tamamen çıkarılmıştır, ancak anadili İngilizce olanlar

understand that it should be in that sentence.

bunun o cümlede olması gerektiğini zaten anlamıştır.

So they already understand that it needs to be there, but when we speak or in some situations,

Yani orada olması gerektiğini zaten anlıyorlar ama konuştuğumuzda veya bazı durumlarda

when you write, it's cut out.

yazdığınızda kesilip atılıyor.

So here is the perfect example of implied.

İşte ima edilenin mükemmel bir örneği.

Something that's implied because I could say, "I have got to practice every day."

"Her gün pratik yapmalıyım" diyebildiğim için ima edilen bir şey.

Or, "I've gotta practice every day."

Veya "Her gün pratik yapmalıyım."

You can say that, no problem.

Diyebilirsin sorun değil.

We can add, I've, I've gotta practice every day.

Ekleyebiliriz, ben, her gün pratik yapmalıyım .

This is great, but you're gonna hear a lot of native speakers cut that out.

Bu harika, ama anadili İngilizce olan birçok kişinin bunu kestiğini duyacaksınız.

I gotta practice, I gotta, I gotta practice every day.

Çalışmalıyım, yapmalıyım, her gün çalışmalıyım.

So for you, if you feel comfortable saying, "Today, oh, I gotta pick up my sister from

Yani sizin için, "Bugün ablamı okuldan almam gerekiyor,

school and then I gotta go to the grocery store and then I gotta think about what to

sonra markete gitmem gerekiyor ve sonra akşam yemeğinde ne yiyeceğimi düşünmem

eat for dinner and prepare for my family."

ve ailem için hazırlanmam gerekiyor."

If you feel comfortable using gotta by itself, excellent.

Got'u tek başına kullanmakta rahat hissediyorsanız, mükemmel.

Go ahead, it just is the same as hafta, but it's really strong.

Devam et, sadece hafta ile aynı, ama gerçekten güçlü.

So if you feel comfortable using this, excellent.

Yani, bunu kullanırken kendinizi rahat hissediyorsanız, mükemmel.

If you're uncertain, I recommend listening and watching to a lot of material.

Emin değilseniz bol bol malzeme dinlemenizi ve izlemenizi tavsiye ederim.

A lot of material that is from native speakers because you're gonna hear them use this all

Ana dilini konuşanlardan gelen birçok materyal çünkü onların bunu her zaman kullandıklarını duyacaksınız

the time.

.

Native speakers use, "I gotta go."

Anadili İngilizce olan kişiler "Gitmeliyim" kullanır.

It means, I have to go, I have got to go, I need to go, I need to leave, see you later

Demek ki gitmem gerek, gitmem gerek, gitmem gerek, gitmem gerek, sonra görüşürüz

everyone.

millet.

This is really common and the more that you hear it, the more you're gonna feel comfortable

Bu gerçekten yaygın bir durumdur ve ne kadar çok duyarsanız, anlamakta o kadar rahat hissedeceksiniz

understanding it.

.

The first step is to understand it when native speakers use it.

İlk adım, onu ana dili İngilizce olan kişiler kullandığında anlamaktır .

Second step is to use it yourself and that's what you're doing.

İkinci adım, onu kendiniz kullanmaktır ve yaptığınız şey bu.

Let's take a look at some of your sentences.

Bazı cümlelerinize bir göz atalım.

What do you have to do to improve your English?

İngilizcenizi geliştirmek için ne yapmanız gerekiyor?

I gotta ... Hibo says, "I gotta practice English."

Ben ... Hibo, "İngilizce pratik yapmalıyım" diyor.

Jenny says, "I gotta prepare my presentation in English."

Jenny, "Sunumumu İngilizce hazırlamalıyım" diyor.

Oh, Marcella says, "I gotta practice English with Vanessa."

Oh, Marcella, " Vanessa ile İngilizce çalışmalıyım" diyor.

I hope it's useful for you.

Umarım sizin için yararlı olur.

Gabriela says, "I'm gonna see an old friend and I wanna buy him a gift, so I gotta find

Gabriela, "Eski bir arkadaşımı göreceğim ve ona bir hediye almak istiyorum, bu yüzden

something pretty special or I have to find something pretty special."

çok özel bir şey bulmalıyım ya da çok özel bir şey bulmalıyım" diyor.

Beautiful sentence, using all of these reductions.

Tüm bu indirgemelerin kullanıldığı güzel bir cümle.

Lovely, lovely, so make sure that when you use gotta, it's the same as hafta, I hafta

Güzel, sevimli, bu yüzden, got'u kullandığınızda emin olun , bu hafta, I hafta do bir

do something, it's a necessity.

şey yapmak ile aynıdır, bu bir gerekliliktir.

Something, maybe it's not so fun all the time, but it's important for your life, it's a necessity.

Bir şey, belki her zaman o kadar eğlenceli değil ama senin hayatın için önemli, bu bir gereklilik.

All right, let's take a look at a final sentence that we can say altogether, if you are still

Pekala, hep birlikte söyleyebileceğimiz son bir cümleye bir göz atalım , eğer hala

watching this live or in the replay, congratulations.

bunu canlı ya da tekrarda izliyorsanız, tebrikler.

I hope that you've learned a lot, let's combine our knowledge and use these three reductions

Umarım çok şey öğrenmişsinizdir, hadi bilgilerimizi birleştirelim ve bu üç indirgemeyi

to make a wonderful sentence, to say altogether and practice pronunciation, practice memory

harika bir cümle yapmak, hep birlikte söylemek ve telaffuz, hafıza

and repetition.

ve tekrar pratiği yapmak için kullanalım.

And I'm gonna say the sentence and I want you to write it down or write it in your notebook

Cümleyi söyleyeceğim ve onu yazmanı ya da not defterine yazmanı

or just say it out loud.

ya da sadece yüksek sesle söylemeni istiyorum.

We're gonna practice this together, so it's kind of a mini listening practice.

Bunu birlikte uygulayacağız, yani bu bir nevi küçük bir dinleme alıştırması. Ne

Try to hear exactly what I'm saying, are you ready?

dediğimi tam olarak duymaya çalış, hazır mısın? Gelin

Let's say this English sentence together, what should we say?

bu İngilizce cümleyi birlikte söyleyelim, ne söyleyelim?

How about ... oh, I got a good one.

Peki ya ... oh, bende iyi bir tane var.

I gotta good one, I gotta ... gotta good one.

İyi bir tane lazım, ben ... iyi bir tane olmalı.

We could say, "I wanna improve my English, so I'm gonna study and I gotta do it now."

"İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışacağım ve şimdi yapmalıyım" diyebiliriz.

Can you write this full sentence?

Bu cümleyi tam olarak yazar mısınız?

I wanna improve my English, so I gotta study and I'm gonna do it now.

İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışmalıyım ve bunu şimdi yapacağım.

I wanna improve my English, so I gotta study every day and I'm gonna do it now.

İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden her gün çalışmalıyım ve bunu şimdi yapacağım.

Great, maybe earlier I switched those, it's okay.

Harika, belki daha önce onları değiştirdim, sorun değil.

I wanna improve my English, so I'm gonna study and I gotta do it now, beautiful.

İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışacağım ve şimdi yapmalıyım güzelim.

Let's say this slowly.

Bunu yavaş yavaş söyleyelim.

Prepare our pronunciation, prepare your mouth muscles and I hope that this quick repetition

Telaffuzumuzu hazırlayın, ağız kaslarınızı hazırlayın ve umarım bu hızlı tekrar,

will help you to say it correctly and also start to feel more comfortable.

onu doğru söylemenize ve daha rahat hissetmenize yardımcı olur.

All right, let's say I wanna improve my English, so I gotta study and I'm gonna do it now.

Pekala, diyelim ki İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışmalıyım ve şimdi yapacağım.

Let's say it quickly, I wanna improve my English, so I've gotta study and I'm gonna do it now.

Çabuk söyleyelim, İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışmalıyım ve şimdi çalışacağım.

We could ... I've gotta study or we can cut it out.

Yapabiliriz ... Çalışmalıyım ya da kesebiliriz.

I wanna improve my English, so I gotta study and I'm gonna do it now.

İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışmalıyım ve bunu şimdi yapacağım.

In fact, you are doing it now because you're watching this lesson and participating.

Aslında, şimdi bu dersi izlediğiniz ve katıldığınız için yapıyorsunuz.

All around the world, if you are in Vietnam, Brazil, Egypt, Russia, France, Chile, wherever

Dünyanın her yerinde, Vietnam'da, Brezilya'da, Mısır'da, Rusya'da, Fransa'da, Şili'de, nerede olursanız olun,

you are, I hope that you're saying this sentence out loud with me.

umarım bu cümleyi benimle birlikte yüksek sesle söylüyorsunuzdur.

I wanna improve my English, so I'm gonna study and I gotta do it now.

İngilizcemi geliştirmek istiyorum, bu yüzden çalışacağım ve şimdi yapmalıyım.

Repeat this and enjoy this concept because native speakers use it all the time.

Bunu tekrarlayın ve bu kavramın tadını çıkarın çünkü anadili İngilizce olan kişiler bunu her zaman kullanır.

Thanks so much for learning with me today and if you enjoyed this live lesson, feel

Bugün benimle birlikte öğrendiğiniz için çok teşekkürler ve bu canlı dersten keyif aldıysanız, bir

free to come again for the next live lesson, which will be Tuesday and Thursday at 09:00am

sonraki canlı ders için tekrar gelmekten çekinmeyin, Salı ve Perşembe günleri Doğu saatiyle 09:00'da

Eastern time, that's the New York time zone.

, yani New York saat diliminde olacak.

I hope you can come again, next time will be on Tuesday.

Umarım tekrar gelebilirsin, bir dahaki sefere Salı günü olacak. Çok şey öğrenebileceğinizi umduğum

We'll be talking about another important concept that I hope you can learn a lot from and if

başka bir önemli kavram hakkında konuşacağız ve

you wanna continue learning with me right now and expand your English knowledge, if

şu anda benimle öğrenmeye devam etmek ve İngilizce bilginizi genişletmek istiyorsanız,

you wanna improve, you're gonna do it, I know you can and I recommend reading my free ebook,

geliştirmek istiyorsanız, bunu yapacaksınız, yapabileceğinizi biliyorum Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım adlı ücretsiz e-kitabımı okumanızı tavsiye ederim

called Five Steps To Becoming A Confident English Speaker.

.

This free ebook has helped thousands of English learners to know the next step because there's

Bu ücretsiz e-kitap, İngilizce öğrenen binlerce kişinin bir sonraki adımı öğrenmesine yardımcı oldu çünkü İngilizcenizi geliştirmek için

a lot of places, a lot of paths you can take to improve your English, but that can be kind

izleyebileceğiniz birçok yer, birçok yol var ama bu

of overwhelming.

biraz bunaltıcı olabilir.

It's great to have choices, but sometimes too many choices is overwhelming.

Seçeneklere sahip olmak harikadır, ancak bazen çok fazla seçenek bunaltıcıdır.

Wow, that's a really loud motorcycle, I hope it wasn't too loud for you.

Vay canına, bu gerçekten gürültülü bir motosiklet, umarım senin için çok gürültülü olmamıştır. Benimle İngilizce

So if you would like to continue to learn English with me, I recommend reading my free

öğrenmeye devam etmek istiyorsanız , ücretsiz

ebook.

e-kitabımı okumanızı tavsiye ederim. Dersin sonunda

I'll put a link in the description and here on the screen at the end of the lesson.

açıklamaya ve buraya ekrana bir bağlantı koyacağım .

You'll be able to read the free ebook and you'll get free email lessons from me each

Ücretsiz e-kitabı okuyabilecek ve İngilizce bilginizi genişletmenize yardımcı olmak için her hafta benden ücretsiz e-posta dersleri alacaksınız

week to help you expand your English knowledge.

.

You're gonna improve, you gotta do it, I hope you wanna do it.

İyileşeceksin, yapmalısın, umarım yapmak istersin.

Let's learn together.

Birlikte öğrenelim.

Thanks so much for joining me and I'll see you the next time.

Bana katıldığınız için çok teşekkürler ve bir dahaki sefere görüşürüz.

Bye everyone, talk to you later.

Herkese hoşçakalın, sonra konuşuruz.