How to Call Customer Support in English

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Have you ever had to call customer  support and hated it? Let's talk about it.  

Hiç müşteri desteğini aramak zorunda kalıp da bundan nefret ettiğiniz oldu mu? Bunun hakkında konuşalım.

This past Christmas, I bought my mom this  photo scanner for Christmas. She could save  

Geçen Noel'de anneme Noel için bu fotoğraf tarayıcıyı aldım.

all of our old childhood photographs, but  there is a problem. It makes a really strange  

Tüm eski çocukluk fotoğraflarımızı kurtarabilirdi ama bir sorun var. Gerçekten tuhaf   bir

sound. I've been delaying calling customer support  for so many months. I feel so bad that I've put it  

ses çıkarıyor. Aylardır müşteri desteğini aramayı geciktiriyorum . Kendimi o kadar kötü hissediyorum ki bunu

off for so long, but I have decided to take you  on the journey with me. I want to help you feel  

bu kadar uzun süre erteledim ama seni bu yolculuğa benimle çıkarmaya karar verdim.

confident calling customer support, or  maybe you work at a customer support center  

Müşteri desteğini ararken kendinize güvenmenize yardımcı olmak istiyorum veya belki bir müşteri destek merkezinde çalışıyorsunuz

and you need to have the right expressions and the  right phrases to do your job accurately and well. 

ve işinizi doğru ve iyi yapmak için doğru ifadelere ve ifadelere ihtiyacınız var.

So today, I want to help you  call customer support in English.  

Bugün, müşteri desteğini İngilizce olarak aramanıza yardımcı olmak istiyorum.

You are going to be listening to me call customer  support for this photo scanner, and I will be  

Bu fotoğraf tarayıcı için müşteri desteğini aramamı dinleyeceksiniz ve ben de destek görevlisinin söylediğini

explaining some common expressions that you hear  the support guy say. And that hear me say. I hope  

duyduğunuz bazı genel ifadeleri açıklayacağım . Ve bu dediğimi duy. Umarım

you can feel empowered to use these expressions  yourself. And like always, I have created a free  

bu ifadeleri kendiniz kullanmak için kendinizi yetkili hissedebilirsiniz . Ve her zaman olduğu gibi, öğrendiklerinizi asla unutmamanız için

PDF worksheet with all of today's expressions,  phrases, ideas, and tips so that you never  

günümüzün tüm ifadelerini, deyimlerini, fikirlerini ve ipuçlarını içeren ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum

forget what you've learned. You can click on  the link in the description to the free PDF  

.

worksheet for today's lesson. Plus at the end of  the worksheet, you can answer Vanessa's challenge  

Bugünün dersi için ücretsiz PDF çalışma sayfasının açıklamasındaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Ayrıca çalışma sayfasının sonunda Vanessa'nın meydan okuma

question. Make sure that you click on the link  and download it today, and let's get started. 

sorusunu yanıtlayabilirsiniz. Hemen bugün bağlantıya tıklayıp indirdiğinizden emin olun ve başlayalım.

When I call customer support, I'm going to attempt  to quickly describe the problem that I'm having,  

Müşteri desteğini aradığımda, yaşadığım sorunu, yani

which is the scanner is making a strange noise.  And then the customer support person is going to  

tarayıcının garip bir ses çıkardığını hızlı bir şekilde açıklamaya çalışacağım. Daha sonra müşteri destek görevlisi,

help me figure out what the problem is. This  is called troubleshooting, troubleshooting.  

sorunun ne olduğunu anlamama yardım edecek. Buna sorun giderme, sorun giderme denir.

So we might say, "Hey, let me help you  troubleshoot." Or, "Let's trouble shoot a few  

Bu nedenle, "Hey, sorun gidermenize yardım etmeme izin verin" diyebiliriz. Veya "Birkaç   şeyde sorun çıkaralım

things." So they might not know exactly what the  problem is immediately, but they could say let's  

." Bu nedenle, sorunun tam olarak ne olduğunu hemen bilmeyebilirler, ancak

troubleshoot a few things. We're going to try  this, then we'll try this. Then we'll try this.  

birkaç sorunu giderelim diyebilirler. Bunu deneyeceğiz, sonra bunu deneyeceğiz. O zaman bunu deneyeceğiz.

Overall, we're trying to come up with the  answer, the solution, let's troubleshoot. 

Genel olarak yanıta, çözüme ulaşmaya çalışıyoruz, hadi sorun giderelim.

Okay. Are you ready to see some troubleshooting?  You'll seem me give the support number a call  

Tamam aşkım. Bazı sorun giderme işlemleri görmeye hazır mısınız? Destek numarasını arayacağım

and we'll just see what happens from there. Let's  watch. All right. Let's call and see how long I  

ve oradan ne olacağını görelim. Hadi izleyelim. Elbette. Arayalım ve ne kadar süre

have to be on hold. Speaker 2: 

beklemem gerektiğini görelim. 2. Konuşmacı: Görüntüleme ve gözetim çözümlerinde lider olan

Thank you for calling Plustek Technology, the  leader in imaging and surveillance solutions.  

Plustek Technology'yi aradığınız için teşekkür ederiz .

Your call may be monitored or  recorded for training purposes.  

Aramanız eğitim amacıyla izlenebilir veya kaydedilebilir.

If you know your party's extension,  please dial it now. For technical support,  

Grubunuzun dahili numarasını biliyorsanız lütfen şimdi çevirin. Teknik destek için

please press one. Vanessa: 

lütfen bire basın. Vanessa:

All right, let's take a quick pause. There are  five phrases that I want to talk to you about  

Pekala, kısa bir ara verelim. O kısa klipte sizinle konuşmak istediğim   beş kelime öbeği var

in that short clip. Yes. I know five  phrases, but a lot happens at the  

. Evet. Beş kelime öbeği biliyorum ama

beginning of this conversation. First,  I used a wonderful expression, to be on  

bu konuşmanın başında çok şey oluyor. İlk olarak, beklemede olmak için harika bir ifade kullandım

hold. To be on hold. I'm not holding  something, it just means I'm waiting.  

. Beklemede olmak. Bir şey tutmuyorum, sadece bekliyorum anlamına geliyor.

So if you work in customer support, this is a  great phrase you can use. You might be super busy,  

Dolayısıyla, müşteri desteğinde çalışıyorsanız bu, kullanabileceğiniz harika bir ifadedir. Çok meşgul olabilirsiniz

but you have to pick up the phone. So you  might pick up the phone and say, "I'm sorry,  

ancak telefonu açmanız gerekir. Yani telefonu kaldırıp "Üzgünüm,

can I put you on hold?" Or, "Excuse me, can I  put you on hold please? Can I put you on hold?" 

sizi beklemeye alabilir miyim?" diyebilirsiniz. Veya "Afedersiniz, lütfen sizi beklemeye alabilir miyim? Sizi beklemeye alabilir miyim?"

And the other person really doesn't  have a choice. They have to say a yes,  

Ve diğer kişinin gerçekten başka seçeneği yoktur. Evet demek zorundalar,

but it's just a polite thing to say, "Excuse me,  I'm going to put you on hold for just a minute and  

ancak "Affedersiniz, sizi bir dakikalığına bekleteceğim ve

I'll be right there." And you can put them on  hold. That means they have to wait, but you'll  

hemen orada olacağım" demek kibar bir davranıştır. Bunları beklemeye alabilirsiniz . Bu, beklemeleri gerektiği anlamına gelir, ancak

come back to them. Another common phrase that  you will hear when you call customer support is,  

onlara geri döneceksiniz. Müşteri desteğini aradığınızda sıklıkla duyacağınız başka bir ifade de

"Thank you for calling." The name of the company.  "Thank you for calling the computer doctor. Thank  

"Aradığınız için teşekkür ederiz" şeklindedir. Şirketin adı. "Bilgisayar doktorunu aradığınız için teşekkür ederiz.

you for calling Microsoft. Thank you for calling."  Extremely polite. Before a real person picks up  

Microsoft'u aradığınız için teşekkür ederiz. Aradığınız için teşekkür ederiz." Son derece kibar. Gerçek bir kişi telefonu açmadan önce

the phone, while you're still listening to the  automated message, you'll probably hear this. 

, otomatik mesajı dinlemeye devam ederken muhtemelen bunu duyacaksınız.

"Your call may be monitored or recorded  for training purposes." And this is pretty  

"Görüşmeniz eğitim amacıyla izlenebilir veya kaydedilebilir ." Ve bu oldukça

self explanatory. Maybe they will use your  customer support phone call to help train  

açıklayıcı. Belki de

other people about how to do customer support  well, or maybe how to do it not so well.  

müşteri desteğini nasıl iyi yapacakları veya nasıl iyi yapamayacakları konusunda diğer insanları eğitmek için müşteri desteği telefon görüşmenizi kullanacaklardır.

In my opinion, this might be just a legal thing,  that if they record the phone call, then the  

Kanaatimce, bu sadece yasal bir şey olabilir, eğer telefon konuşmasını kaydederlerse,

customer can't file a lawsuit or do something  like this. This is my gut feeling about it,  

müşteri dava açamaz veya böyle bir şey yapamaz . Bu benim bu konuda içimden gelen bir his,

but who knows, maybe they're using the phone call  just like we are using the phone call for training  

ama kim bilir, belki onlar da telefon görüşmesini  tıpkı bizim telefon görüşmesini eğitim   amacıyla kullandığımız gibi kullanıyorlardır

purposes. Another common phrase in customer  support in the automated message is, "If you  

. Otomatik mesajda müşteri desteğinde sık kullanılan diğer bir ifade de "

know your party's extension, please dial it now." Your party's extension. Are you going to a party?  

Partinizin dahili numarasını biliyorsanız, lütfen şimdi çevirin." Partinizin uzantısı. Bir partiye mi gidiyorsun?

I never knew that calling customer support was  like a party. No, unfortunately it's not like a  

Müşteri desteğini aramanın bir parti gibi olduğunu hiç bilmiyordum. Hayır, maalesef bir   parti gibi değil

party. That just means the people you're trying  to reach. Sometimes when we use the word party,  

. Bu, yalnızca ulaşmaya çalıştığınız kişiler anlamına gelir . Bazen parti kelimesini kullandığımızda

we're talking about a group of people. There's  a party of people here, a party of people here.  

bir grup insandan bahsediyoruz. Burada bir grup insan var, burada bir grup insan var.

You often hear this in restaurants. They might  say, "Smith, party of four. When your table is  

Bunu restoranlarda sıklıkla duyarsınız. "Smith, dört kişilik grup. Masanız

ready." If your last name is Smith, they might  say, "Smith party of four." And if you're waiting  

hazır olduğunda." diyebilirler. Soyadınız Smith ise "Dört kişilik Smith partisi" diyebilirler. Ve

outside the restaurant, you'll say, "Oh,  Smith, that's my name. Four there's four of us. 

restoranın dışında bekliyorsanız, "Oh, Smith, bu benim adım. Dört kişiyiz.

They're talking about our party. Our group of  people. If you don't know your party's extension,  

Partimizden bahsediyorlar. Bizim grubumuz . tarafın uzantısı,

listen for the options that the automated message  gives you. Sometimes this can be quite frustrating  

otomatik mesajın  size  sunduğu seçenekleri dinleyin . Bazen bu oldukça sinir bozucu olabilir

because you think one of them is for you and then  you listen for others and then you forget that  

çünkü bunlardan birinin sizin için olduğunu düşünürsünüz ve sonra başkalarını dinlersiniz ve sonra o

number and you have to listen to it all over  again. These things can be quite frustrating,  

numarayı unutursunuz ve baştan sona dinlemek zorunda kalırsınız yine. Bunlar oldukça sinir bozucu olabilir,

but thankfully, the support number that I called  was very straightforward. They said for technical  

ama neyse ki aradığım destek numarası çok açıktı. Teknik

support, please press one. Oh, I needed technical  support, that's great. That must be the majority  

destek için lütfen bire basın dediler. Ah, teknik desteğe ihtiyacım vardı, bu harika. Arayan kişilerin çoğunluğu bu olmalı

of people who call them. They need technical  support, but you could hear other things like,  

onları arayın. Teknik  desteğe ihtiyaçları var , ancak

"For sales, please press two." Sometimes you also hear a language  

"Satış için lütfen ikiye basın." Bazen bir dil

option given, "For English, please press one.  For Spanish, please press two." You might be  

seçeneğinin verildiğini de duyarsınız, "İngilizce için lütfen bire basın. İspanyolca için lütfen ikiye basın." Size

given some language options as well. All right,  let's go on to the next set of my support call  

bazı dil seçenekleri de verilmiş olabilir. Pekala,  bir sonraki destek aramama geçelim

and see what happens. Customer Support: 

ve neler olacağını görelim. Müşteri Desteği:

Thank you for calling Plustek  Support how can I help you? 

Plustek'i aradığınız için teşekkür ederiz Destek nasıl yardımcı olabilirim sen?

Vanessa: Hi, I'm calling about a device that I bought  

Vanessa: Merhaba,

back in November and I bought it as a Christmas  present. So, the person I bought it for just  

Kasım ayında   satın aldığım ve Noel hediyesi olarak aldığım bir cihaz hakkında arıyorum . Yani, satın aldığım kişi

started to use it now and it's making a strange  noise. So I thought I'd call to see if you guys  

şimdi kullanmaya başladı ve garip bir ses çıkarıyor. Yani Ne

had any tips about what I should do. You just  heard me attempting to summarize my problem  

yapmam gerektiğine dair herhangi bir ipucu olup olmadığını öğrenmek için arayacağımı düşündüm. Az önce sorunumu birkaç cümleyle özetlemeye çalıştığımı duydunuz

in just a few sentences. I felt a little bit  nervous and yeah, I've been delaying this call  

. Biraz gergindim ve evet, bunu erteliyordum.

for a while, so I wasn't sure what they were  going to say, but I did it, and I'm helping  

bir süre aradım, bu yüzden ne söyleyeceklerinden emin değildim ama yaptım ve

you at the same time. Win-win. All right. At the  beginning of this, you heard the support guy say,  

aynı zamanda size    yardımcı oluyorum. Kazan-kazan. Pekala. Bunun başında  destek görevlisi,

"How can I help you?" What a beautiful question. First of all, he picked up the phone so quickly.  

"Size nasıl yardımcı olabilirim?" Ne güzel bir soru. Her şeyden önce telefonu çok hızlı açtı.

That's amazing. I was expecting to be on hold for  a while, and then he said, "How can I help you?"  

Bu harika. Bir süre beklemeyi bekliyordum ve ardından "Nasıl" dedi yardımcı olabilir miyim?"

This is so polite. So if you work for customer  support, please use this phrase, "Thank you for  

Bu çok kibar. Dolayısıyla, müşteri desteği için çalışıyorsanız , lütfen "

calling Plustek Support. How can I help you?" So  lovely. For me, I got right to the point. I said,  

Plustek Desteği aradığınız için teşekkür ederiz. Size nasıl yardımcı olabilirim?" Çok sevimli. Benim için doğru noktaya geldim.

"I'm calling about." Blank. I tried to give a  quick summary of what happened. I kind of went a  

"Arıyorum" dedim. Boşluk. Olanların kısa bir özetini vermeye çalıştım.

little bit around about, but when you want to tell  customer support about a problem that you have,  

Biraz etrafta dolaştım, ancak müşteri desteğine yaşadığınız bir sorunu anlatmak istediğinizde

be direct, I'm calling about a problem with  my phone. I'm calling about a problem with  

doğrudan olun, telefonumla ilgili bir sorun için arıyorum . Yazıcıyla ilgili bir sorun için arıyorum

the printer, it's making a strange sound, great. Straightforward, to the problem, and it can help  

, garip bir ses çıkarıyor, harika. Sorunu doğrudan giderirseniz   sorunları

you to troubleshoot faster. Okay, let's go on to  the next section and listen into our conversation. 

daha hızlı gidermenize yardımcı olabilir. Tamam, bir sonraki bölüme geçelim ve sohbetimizi dinleyelim.

Customer Support: Oh, what kind of scanner is it? 

Müşteri Desteği: Ne tür bir tarayıcı bu?

Vanessa: It's the photo scanner. It's the Plustek  

Vanessa: Fotoğraf tarayıcı. Plustek

photo scanner Z300, I think is the name. Customer Support: 

fotoğraf tarayıcı Z300, sanırım adı bu. Müşteri Desteği:

Okay. Did you already download the driver?  Is ePhoto already installed on the computer? 

Tamam. Sürücüyü zaten indirdin mi? ePhoto bilgisayarda zaten yüklü mü?

Vanessa: Yes. So I've already scanned a couple pictures and  

Vanessa: Evet. Bu yüzden zaten birkaç resim taradım ve

tried to test out a couple things. I looked at  the Amazon reviews videos to see if the videos  

birkaç şeyi test etmeye çalıştım. Diğer kişilerin gösterdiği videolarda aynı sesin olup olmadığını görmek için Amazon inceleme videolarına baktım

that other people showed had the same sound, and I  didn't hear it in those videos. So that's why I'm  

ve o videolarda sesi duymadım. İşte bu yüzden

calling you guys eyes. You heard the  customer support ask me some basic questions.  

size   gözler diyorum. Müşteri desteğinin bana bazı temel sorular sorduğunu duydunuz.

"What kind of scanner do you have? Have  you already downloaded the drivers?"  

"Ne tür bir tarayıcınız var? Sürücüleri zaten indirdiniz mi?"

These types of basic questions. I used a great  phrasal verb that I want to introduce to you.  

Bu tür temel sorular. Size tanıtmak istediğim harika bir deyimsel fiil kullandım.

This is the phrasal verb that I used. To test  out. I said, "I already scanned a couple pictures  

Bu kullandığım deyimsel fiil. test etmek için. "Zaten birkaç resim taradım

and tried to test out a couple things." So I didn't want to just call customer  

ve birkaç şeyi test etmeye çalıştım" dedim. Bu yüzden müşteri

support right away. In fact, I waited a little too  long I think, but I tried to look at the reviews,  

desteğini hemen aramak istemedim. Aslında, biraz fazla bekledim sanırım, ancak incelemelere bakmaya çalıştım,

see if other people had tips, see if this is  a common thing that happens. Maybe it's not  

diğer kişilerin ipuçları olup olmadığına bakın, bunun sık sık olan bir şey olup olmadığına bakın. Belki

even a problem, it's just in an annoying  sound. I tried to test out various things  

sorun bile değildir, sadece sinir bozucu  bir sestir. Müşteri desteğini aramadan önce çeşitli şeyleri   test etmeye çalıştım

before calling customer support, and he could have  used this phrasal verb too. He could have said,  

ve o bu deyimsel fiili de kullanabilirdi.

"All right, there's a couple things that I  want to test out. All right, here are some  

"Pekala, test etmek istediğim birkaç şey var . Pekala, işte

things that we should test out while we're still  on the phone." And it's a simple way of saying,  

hala telefonda konuşurken test etmemiz gereken bazı şeyler var ." Bu,   bunları deneyelim demenin basit bir yolu

let's try these things. Okay, let's go to the next  section of my call, and learn some new phrases. 

. Tamam, aramamın sonraki bölümüne geçelim ve yeni ifadeler öğrenelim.

Customer Support: Just to confirm,  

Müşteri Desteği: Onaylamak için,

are you using a 24 volt power adapter? Vanessa: 

24 voltluk bir güç adaptörü mü kullanıyorsunuz? Vanessa:

I believe so. That's what it came with. Customer Support: 

Öyle olduğuna inanıyorum. Bununla geldi. Müşteri Desteği:

Let's double check. You can unplug  it from the wall and check next to  

Tekrar kontrol edelim. Prizden çıkarıp çıkışın yanında kontrol edebilirsiniz

output. Vanessa: 

. Vanessa:

Okay. Let's see. It says output 24 volt. Yes. Customer Support: 

Tamam. Görelim. Çıkış 24 volt diyor. Evet. Müşteri Desteği:

That should be the correct one. Vanessa: 

Doğru olan bu olmalıdır. Vanessa:

Okay. In this section you heard three phrases.  The first one is, just to confirm, and this is  

Tamam. Bu bölümde üç cümle duydunuz. İlki, yalnızca onaylamak içindir ve bu

often used when you assume something  but you're not completely sure.  

genellikle bir şeyi varsaydığınızda ancak tam olarak emin olmadığınız durumlarda kullanılır.

So at the beginning of our conversation, he used  this to make sure that we were on the same page.  

Sohbetimizin başında aynı fikirde olduğumuzdan emin olmak için bunu kullandı. Bilgisayarınızla

Let's say that you call customer support about  your computer. The first thing they might say is,  

ilgili olarak müşteri desteğini aradığınızı varsayalım . Söyleyecekleri ilk şey şu olabilir:

"Just to confirm, is your computer plugged into  a power source?" Well, this is essential. If  

"Bilgisayarınız bir güç kaynağına bağlı mı?" Bu çok önemli.

your computer is plugged in, then everyone can get  started. Or you could use this if you're at work,  

Bilgisayarınızın fişi prize takılıysa herkes başlayabilir. Veya işteyseniz

and you're not sure when your business meeting is. Maybe you think it's at two o'clock, but you're  

ve iş toplantınızın ne zaman olduğundan emin değilseniz bunu kullanabilirsiniz. Belki saat ikide olduğunu düşünüyorsun, ama

not sure, you might ask your coworker just  to confirm, our meeting's at two o'clock  

emin değilsin, iş arkadaşından sadece onaylamasını isteyebilirsin, toplantımız saat ikide   değil

right? This is a great phrase to check,  to make sure that you're on the same page.  

mi? Bu, aynı sayfada olduğunuzdan emin olmak için kontrol edilmesi gereken harika bir ifadedir.

And when he asked me, are you using a 24 volt  power adapter? Well, I wasn't exactly sure, but I  

Ve bana 24 voltluk bir güç adaptörü mü kullanıyorsunuz diye sorduğunda? Tam olarak emin değildim ama kutudan çıkanı kullandığım için

imagined that I probably was using the right cord  because I used what came in the box. So I said,  

muhtemelen doğru kabloyu kullandığımı hayal ettim . Ben de

"I believe so." This is a great phrase  to use when you're pretty certain,  

"Öyle olduğuna inanıyorum" dedim. Bu, oldukça emin olduğunuz

but you're not completely sure. So if there's a  little bit of doubt, you can say, "I believe so." 

ancak tam olarak emin olmadığınızda   kullanabileceğiniz harika bir ifadedir. Dolayısıyla, biraz şüpheniz varsa, "Öyle olduğuna inanıyorum" diyebilirsiniz.

And then I checked and yes, this was the right  type of adapter, but he just wanted to make  

Sonra kontrol ettim ve evet, bu doğru türde bir adaptördü, ancak o yalnızca

sure. So he could have just said, "Well, look on  the adapter and see what it says." But you know  

emin olmak istedi. Yani, "Pekala, adaptöre bakın ve ne yazdığına bakın" diyebilirdi. Ama ne biliyor musun

what? That's a little direct, instead he said,  "Let's double check." Let's double check. This  

? Bu biraz doğrudan oldu, bunun yerine "Bir kez daha kontrol edelim" dedi. Tekrar kontrol edelim. Bu

is very polite. It's not assuming that I'm dumb  or that I just put any old cord in the wall. No,  

çok kibar. Aptal olduğumu veya eski bir kabloyu duvara koyduğumu varsaymıyorum. Hayır,

he's just saying, "Let's double check. Let's do  this together." It felt very affirming that I've  

sadece "Bir kez daha kontrol edelim. Bunu birlikte yapalım" diyor.

tried, that I'm trying to do my best and he's here  to help me. Let's double check. Let's go through  

Denediğimi, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımı ve onun bana yardım etmek için burada olduğunu bilmek çok olumlu hissettirdi. Tekrar kontrol edelim. Gelin

it together. Let's double check. Beautiful phrase. All right, let's go to the next section. I want  

bu konuyu birlikte inceleyelim. Tekrar kontrol edelim. Güzel ifade. Pekala, bir sonraki bölüme geçelim. Bu bölümde

you to listen for the first phrase that he uses  in this section, and then we're going to be doing  

kullandığı ilk cümleyi dinlemenizi istiyorum ve ardından

some troubleshooting, but we're going to go back  and focus on that first phrase that you are about  

bazı sorun giderme işlemleri yapacağız, ancak geri dönüp duymak üzere olduğunuz ilk cümleye odaklanacağız

to hear. Let's listen. Customer Support: 

. Hadi dinle. Müşteri Desteği:

Let's go ahead and hear  it. Try putting in a photo. 

Devam edip duyalım . Bir fotoğraf koymayı deneyin.

Vanessa: Okay. All right. I just put a photo over there.  

Vanessa: Peki. Elbette. Hemen oraya bir fotoğraf koydum.

Okay. That was it. Customer Support: 

Tamam aşkım. O kadardı. Müşteri Desteği:

It does sound a bit unusual.  Are you scanning at 300 or  

Kulağa biraz alışılmadık geliyor. 300 veya

600 DPI? Vanessa: 

600 DPI'da mı tarıyorsunuz? Vanessa:

I first started at 300 and then I did 600 to see  if that made it any different and it was the same. 

Önce 300'de başladım ve sonra 600 yaptım bunun durumu farklı kılıp kılmadığını ve aynı olup olmadığını görmek için.

Customer Support: Okay. Did you install the software via  

Müşteri Desteği: Tamam. Yazılımı

the disc or the software online? Vanessa: 

disk aracılığıyla mı yoksa çevrimiçi olarak mı yüklediniz? Vanessa:

I did the software online. At the beginning  of this section, you heard him say,  

Yazılımı çevrimiçi yaptım. Bu bölümün  başında,

"Let's go ahead." Let's go ahead and hear that  strange sound you're talking about. Let's go  

"Devam edelim" dediğini duydunuz. Devam edelim ve bahsettiğiniz o garip sesi duyalım. Haydi   devam edelim

ahead and hear it. Try to put it in a photo.  Well, we often use this phrase, let's go ahead  

ve duyalım. Bir fotoğrafa koymaya çalışın. Pekala, bu ifadeyi sık sık kullanırız, hadi devam edelim

and ... when you are troubleshooting and trying  to solve and figure out a solution. So we might  

ve ... sorun gidermeye ve çözmeye ve bir çözüm bulmaya çalıştığınızda. Böylece

present multiple ideas, multiple solutions. We're  not sure which one is going to work, but you can  

birden fazla fikir, birden fazla çözüm sunabiliriz. Hangisinin işe yarayacağından emin değiliz, ancak

present them with this phrase. Let's go ahead and  try this first, let's go ahead and do this next.  

onlara bu ifadeyi sunabilirsiniz. Devam edelim ve önce bunu deneyelim, sonra devam edelim ve sonra bunu yapalım.

Let's go ahead and try these things and see what  works. This is a great polite phrase to use. Okay.  

Devam edelim ve bunları deneyelim ve nelerin işe yaradığını görelim. Bu, kullanmak için harika bir kibar ifadedir. Tamam aşkım. Bir

Let's go on to our next section. Listen carefully. Customer Support: 

sonraki bölümümüze geçelim. Dikkatli dinle. Müşteri Desteği:

That should be correct. I'd like to try to  give you a different version. If it still makes  

Bu doğru olmalıdır. Size farklı bir sürüm sunmaya çalışmak istiyorum. Hâlâ

those noises, then it's most likely a physical  error and it's still covered under warranty. 

bu sesleri çıkarıyorsa büyük olasılıkla fiziksel bir hatadır ve hâlâ garanti kapsamındadır.

Vanessa: Oh, okay. That's great. I wasn't sure because  

Vanessa: Ah, tamam. Bu harika. Emin değildim çünkü

I bought it back in November. What that would be. Customer Support: 

Kasım ayında geri almıştım. Bu ne olurdu? Müşteri Desteği:

Oh, no worries. It should be a year. Vanessa: 

Ah, merak etmeyin. Bir yıl olmalı. Vanessa:

Oh, okay. Customer Support: 

Ah, tamam. Müşteri Desteği:

Let me get your email and I can  send you a different version  

E-postanızı almama izin verin, denemeniz için size  farklı bir sürüm   gönderebilirim

to try. Vanessa: 

. Vanessa:

In this section, you heard three useful phrases.  The first one is, "I'd like to try." "I'd like to  

Bu bölümde üç yararlı ifade duydunuz. İlki, "Denemek isterim." "Size

try and give you a different version." This is one  of the possible solutions that he's offering. He  

farklı bir versiyonu vermeyi denemek istiyorum." Bu, sunduğu olası çözümlerden biridir.

doesn't know if this is going to be the one that  solves the problem, but it's one of the options.  

Bunun sorunu çözüp çözmeyeceğini bilmiyor, ancak seçeneklerden biri bu.

I'd like to try this and then we can try this. I'd  like to try this. I'd like to try that. The next  

Bunu denemek istiyorum ve sonra bunu deneyebiliriz. Bunu denemek isterim. Bunu denemek istiyorum. Bir sonraki

phrase is a two part phrase, because maybe your  first solution, isn't the one that works. So you  

ifade, iki parçalı bir ifadedir, çünkü belki de ilk çözümünüz işe yarayan çözüm değildir. Yani

want to give another idea. You might say, if it  still makes a strange noise, then it's most likely  

başka bir fikir vermek istiyorsunuz. Hâlâ tuhaf bir ses çıkarıyorsa büyük ihtimalle

a physical error. So here the two parts are, if  it's still the problem, then it's most likely. 

fiziksel bir hatadır diyebilirsiniz. İşte iki kısım, sorun hâlâ buysa, büyük ihtimalle öyledir.

And then that's kind of your final  last conclusion, the thing that well,  

Ve bu bir nevi nihai son sonucunuzdur,

maybe causes the most hassle, which means I  need to return the entire device to the company,  

belki de en çok güçlük yaratan şey, bu da tüm  cihazı şirkete iade etmem gerektiği anlamına gelir

and that's a hassle, but that's the final option.  So we have this wonderful two part phrase. Let's  

ve bu bir güçlüktür, ancak bu son seçenektir. Böylece bu harika iki parçalı ifadeye sahibiz. Bunu

take a look at a sample where you could use  this. If your computer still won't turn on,  

kullanabileceğiniz bir örneğe bakalım . Bilgisayarınız yine de açılmıyorsa   bu

then it's most likely a hard drive error and  you'll have to bring it in for repairs. I'm sorry,  

büyük olasılıkla bir sabit sürücü hatasıdır ve onarım için götürmeniz gerekir. Üzgünüm,

but the last phrase is good news.  It is covered under warranty. Yes.  

ancak son ifade iyi bir haber. Garanti kapsamındadır. Evet.

So this means that you can return it for free.  You might need to pay for shipping, but overall,  

Yani bu, ücretsiz olarak iade edebileceğiniz anlamına gelir. Gönderim için ödeme yapmanız gerekebilir, ancak genel olarak

you don't need to pay for a new divide. This is huge. Especially when you purchase  

yeni bir pay için ödeme yapmanız gerekmez. Bu cok büyük. Özellikle

something online, you don't always know what the  warranty policy is, especially with electronics,  

internetten bir şey satın aldığınızda, özellikle elektronik ürünlerde garanti politikasının ne olduğunu her zaman bilemezsiniz,

but he said it's covered under warranty.  Beautiful. So you can ask this too.  

ancak garanti kapsamında olduğunu söyledi. Güzel. Yani bunu da sorabilirsiniz.

Do you know if it's still covered under warranty?  How long is the warranty for this scanner?  

Hala garanti kapsamında olup olmadığını biliyor musunuz? Bu tarayıcının garantisi ne kadardır?

This is a great question to ask because you  want to know, am I going to have to pay some  

Bu sorulacak harika bir soru çünkü

big bucks to get this back to the company and  then to get another one? What is the warranty?  

bunu şirkete geri götürmek ve sonra başka bir tane almak için büyük paralar ödemem gerekip gerekmediğini bilmek istiyorsunuz. Garanti nedir?

It's important to know. All right, let's go on  to the final section where you're going to learn  

bilmek önemlidir. Pekala, bugünkü çağrı merkezi

the two final phrases that are useful from  today's call center call, let's listen. 

görüşmesinden işinize yarayacak son iki cümleyi öğreneceğiniz son bölüme geçelim, dinleyelim.

Customer Support: You're on the Windows machine, right? 

Müşteri Desteği: Windows makinesindesiniz, değil mi?

Vanessa: Yes. That's right. 

Vanessa: Evet. Bu doğru.

Customer Support: Great. I'm going to send you a  

Müşteri Desteği: Harika. Size

different version. If it's still encountering the  same issue, just call me back or you can email me  

farklı bir   sürüm göndereceğim. Hâlâ aynı sorunla karşılaşıyorsa, beni geri arayın veya bana e-posta gönderin  ,

and we'll get started on the RMA process. Vanessa: 

RMA sürecini başlatalım. Vanessa:

Okay. Thank you so much. I'm really glad to  hear that there's still a warranty just in  

Tamam. Çok teşekkür ederim. İşe yaramazsa diye hala bir garantinin olduğunu duyduğuma gerçekten sevindim. Sizi

case it doesn't work out, I felt bad  it took us so long to call you guys. 

aramamız bu kadar uzun sürdüğü için kendimi kötü hissettim.

Customer Support: Oh, no problem, happy to help.  

Müşteri Desteği: Oh, sorun değil, yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.

We'll get it straightened out. Vanessa: 

Düzlüğe çıkaracağız. Vanessa:

Okay. Thanks so much. I'll look for that email. Customer Support: 

Tamam. Çok teşekkürler. O e-postayı arayacağım. Müşteri Desteği:

Great. Thank you so much. Vanessa: 

Harika. Çok teşekkür ederim. Vanessa:

Thanks. Bye. In this final section, we're going  to talk about three phrases. The first one is,  

Teşekkürler. Hoşçakal. Bu son bölümde, üç kelime öbeği hakkında konuşacağız. İlki,

in case it doesn't work out. This phrasal  verb to work out means to find the solution,  

yürümezse diye. Bu deyimsel fiil çözüm bulmak,

to find the answer to the problem. So he's  suggesting that I download a new driver  

sorunun yanıtını bulmak anlamına gelir. Yani yeni bir sürücü indirmemi öneriyor

and I said, "Okay, I'll try that." But in case it  doesn't work out, I can always use the warranty. I  

ve ben de "Tamam, bunu deneyeceğim" dedim. Ancak işe yaramazsa garantiyi her zaman kullanabilirim.

can return it to the company and get a new one for  free. I was really worried about that, but I used  

Şirkete iade edip ücretsiz olarak yenisini alabilirim . Bunun için gerçekten endişelendim, ancak işe

this great phrase in case that doesn't work out, I  can use the warranty. Great. Just like every great  

yaramazsa diye bu harika ifadeyi kullandım, garantiyi kullanabilirim. Harika. Tıpkı her harika

call center employee should say, or just a nice  person. He said, "Oh no problem. Happy to help." 

çağrı merkezi çalışanının veya sadece iyi bir insanın söylemesi gerektiği gibi . "Sorun değil. Yardım etmekten mutluluk duyarım" dedi.

Whenever you help someone, maybe you make an  English lesson for them, you can tell them,  

Ne zaman birine yardım etsen, belki onun için İngilizce dersi hazırlarsan, ona

"I'm happy to help you." Or if your friend is  moving and you come and help them to pack up  

"Sana yardım etmekten mutluluk duyarım" diyebilirsin. Veya arkadaşınız taşınıyorsa ve gelip

some boxes and they say, "Thank you so much for  helping me." You could say, "I'm happy to help."  

bazı kutuları toplamasına  yardım ederseniz ve onlar " Bana yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederim" derlerse. "Yardım etmekten mutluluk duyuyorum" diyebilirsiniz.

You're not just doing it because you have a duty.  You feel obligated. No, you are happy to help.  

Bunu sadece bir görevin olduğu için yapmıyorsun. Kendini mecbur hissediyorsun. Hayır, yardım etmekten mutlusun.

How kind, what a beautiful phrase. And the final  phrase that I want to share with you today is,  

Ne hoş, ne güzel bir söz. Ve bugün sizinle paylaşmak istediğim son cümle,

we'll get it straightened out. We'll get it  straightened out. We can imagine a tangled mess  

bunu düzelteceğiz. Sorunu düzelteceğiz. Karışık bir

of yarn, of string. Oh, it's just so messed up. Oh, but when you straighten it out, all of a  

iplik, ip karmaşası hayal edebiliriz. Oh, bu çok karışık. Ah, ama düzelttiğinizde, birden   tekrar

sudden it's easy to use again. Whoa, this is what  he is offering to me. Don't worry, we'll get it  

kullanımı kolay hale geliyor. Whoa, bana sunduğu şey bu. Endişelenme,

straightened out. Especially because my problem  was not completely solved in just this one phone  

düzelteceğiz. Özellikle sorunum yalnızca bu tek telefon görüşmesinde tamamen çözülmediği için

call. I still need to download the drivers and  make sure that it's working fine. So he said,  

. Hâlâ sürücüleri indirmem ve düzgün çalıştığından emin olmam gerekiyor. Bu yüzden

"We'll get it straightened out." This has the  feeling of taking care of me. You're taking  

"Düzelteceğiz" dedi. Bu, benimle ilgilenme hissi uyandırıyor.

care of the customer, even though we didn't solve  it right now, you go download the driver, give it  

Müşteriyle ilgileniyorsunuz, biz sorunu şu anda çözemesek de siz gidip sürücüyü indirin,

your best bet, and don't worry, we will be here  to support you. We'll get it straightened out. 

elinizden geleni yapın ve merak etmeyin, biz sizi desteklemek için burada olacağız. Düzlüğe çıkaracağız.

The confidence, no matter what, we will find a  solution. We'll get it straightened out, I'll be  

Ne olursa olsun bir çözüm bulacağımıza olan güven . Düzelteceğiz,

here for you. It's very assuring. What a great  thing for a customer support center guy to say.  

senin için   burada olacağım. Çok güven verici. Bir müşteri destek merkezi görevlisinin söylemesi ne harika bir şey.

I think it's pretty fair to say that this  guy has excellent customer service skills.  

Bence bu adamın mükemmel müşteri hizmetleri becerilerine sahip olduğunu söylemek oldukça adil.

Let's try to break down exactly what he did really  well, so that if you work for customer support,  

Müşteri desteği için çalışıyorsanız,

you can do that as well. Let's take a look  at these four things that he did. Number one,  

bunu da yapabilmeniz için tam olarak neyi gerçekten iyi yaptığını açıklamaya çalışalım. Yaptığı bu dört şeye bir göz atalım. Birincisi,

he responded quickly. He picked up the phone  immediately. I wasn't even on hold for long at  

hızlı bir şekilde yanıt verdi. Hemen telefonu aldı . Uzun süre beklemede bile değildim

all. Now I know this is sometimes not your fault. You have a lot of phone calls to get to,  

. Şimdi bunun bazen senin suçun olmadığını biliyorum. Ulaşmanız gereken çok sayıda telefon görüşmesi var

and there's a lot of things going on. But  even if you have to have a customer on hold,  

ve devam eden pek çok şey var. Ancak bir müşteriyi beklemeye almanız gerekse bile   "

you can still say something very kind like,  "Excuse me, can you please go on hold for a  

Afedersiniz, lütfen bir  dakika beklemeye geçebilir misiniz

moment? I'll be right with you." Very polite,  very clear, lovely. Because number two, is be  

? Hemen geliyorum." gibi çok nazik bir şey söyleyebilirsiniz. Çok kibar, çok net, sevimli. Çünkü iki numara

polite and friendly. Yes, it's your job. Yes the  customer is probably complaining about something,  

kibar ve arkadaş canlısı olmaktır. Evet, bu senin işin. Evet, müşteri muhtemelen bir şeyden şikayet ediyordur,

but you can still be polite and friendly,  using all of the phrases from today's lesson,  

ancak yine de kibar ve arkadaş canlısı olabilir, bugünkü dersteki tüm kalıpları kullanabilir,

you can arm yourself with polite words to say. Tip  number three is to try to figure out the problem. 

söyleyecek kibar sözlerle kendinizi donatabilirsiniz. Üçüncü ipucu, sorunu anlamaya çalışmaktır.

Now this is not talking about the solution, this  is the problem. It's important to understand the  

Şimdi bu çözümden bahsetmiyor, sorun bu.

problem that your customer is having. And a  good way to do this is to repeat it back, "Oh,  

Müşterinizin yaşadığı sorunu anlamak önemlidir. Bunu yapmanın iyi bir yolu, "Ah,

the machine is making a really loud sound. Oh your  computer isn't turning on after it was doing." So  

makine gerçekten yüksek bir ses çıkarıyor. Ah, bilgisayarınız açıldıktan sonra açılmıyor." Yani

you are repeating the problem back. You're trying  to figure out exactly what the problem is that the  

sorunu tekrarlıyorsunuz. Müşterinin sizinle paylaştığı sorunun tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz

customer is sharing with you. Number four of  course is to try to find a helpful solution,  

. Dördüncüsü, elbette yararlı bir çözüm bulmaya çalışmaktır,

a helpful solution. Sometimes you can find a  helpful solution quickly, sometimes you need  

yararlı bir çözüm. Bazen hızlı bir şekilde yararlı bir çözüm bulabilirsiniz, bazen

to follow up in an email later, but you can  always use that phrase and say, "We'll get it  

daha sonra bir e-posta ile takip etmeniz gerekir, ancak her zaman  bu ifadeyi kullanabilir ve "

straightened out. Don't worry, I'm here to help." All right. I hope you enjoy today's lesson and it  

Düzelteceğiz  . Merak etmeyin, yardım etmek için buradayım. ." Elbette. Umarım bugünün dersini beğenirsiniz ve

was useful to you. The next time you have to call  customer support or you work for customer support,  

sizin için faydalı olmuştur. Bir dahaki sefere müşteri desteğini aramanız gerektiğinde veya müşteri desteği için çalıştığınızda,

I hope it was useful to you. Don't forget to  download today's free PDF worksheet. There  

Umarım sizin için yararlı olmuştur. Bugünün ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın.

is a link in the description. Don't  forget any of today's phrases, ideas,  

Açıklamada   bir bağlantı var. Günümüzün deyimlerini, fikirlerini,

sample sentences. And you can answer Vanessa's  challenge question at the bottom of the worksheet.  

örnek cümlelerini unutmayın. Çalışma sayfasının alt kısmında Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz.

There's a link in the description so you can  download it today. Now I have a question for  

Açıklamada, bugün indirebilmeniz için bir bağlantı vardır . Şimdi size bir sorum var

you. Do you like to call customer support? Maybe  you're one of those rare people that enjoys it. 

. Müşteri desteğini aramayı sever misiniz? Belki bundan hoşlanan ender insanlardan birisin.

Let me know in the comments. I hope today's  lesson was useful to you and I will see you again  

Yorumlarda bana bildirin. Umarım bugünkü ders sizin için yararlı olmuştur ve

next Friday for a new lesson here on my YouTube  channel. Bye. The next step is to download  

önümüzdeki Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz . Hoşçakal. Sonraki adım,

the free PDF worksheet for this lesson. With  this free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için   ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned. You  can be a confident English speaker. Don't  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.