DESSERT Taste-Test: Advanced English Conversation Lesson

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Dan: And I'm her husband, Dan.

Dan: Ben de onun kocasıyım, Dan.

Vanessa: Today, we're going to be eating some wonderful things.

Vanessa: Bugün harika şeyler yiyeceğiz.

Let's get started.

Başlayalım. Aç

Are you hungry?

mısın?

Do you have a sweet tooth?

Tatlıya düşkün müsün?

Well, I have some good news.

İyi haberlerim var.

My husband Dan and I went to a local bakery in our city, where we chose seven amazing

Kocam Dan ve ben şehrimizdeki yerel bir fırına gittik ve yedi harika

desserts, and we want to share them with you.

tatlı seçtik ve bunları sizinle paylaşmak istiyoruz.

Dan: Yeah.

Evet.

I hope you're hungry.

Umarım açsındır.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Virtually share them with you.

Sanal olarak sizinle paylaşın.

So what I would love for you to be able to do during this lesson is to immerse yourself

Bu ders sırasında yapabilmenizi çok isterim, kendinizi

in English.

İngilizceye kaptırmak.

You're going to have a quick little visit to the bakery, where we buy these, and then

Bunları satın aldığımız fırına küçük bir ziyarette bulunacaksınız ve sonra

we're going to be talking about what we taste, what it smells like, the different textures.

tattığımız şeylerden, nasıl koktuğumuzdan, farklı dokulardan bahsedeceğiz.

Just a chance for you to feel like you are in an American home for a couple minutes,

Birkaç dakikalığına kendinizi bir Amerikan evinde gibi hissetmeniz,

enjoying yourself, learning some new vocabulary and phrases.

eğlenmeniz, yeni kelimeler ve deyimler öğrenmeniz için bir şans.

Are you ready to get started?

Başlamaya hazır mısın?

Dan: How could I not be?

Dan: Nasıl olmayayım?

Vanessa: Let's do it.

Vanessa: Hadi yapalım.

Dan: For this lesson, we're going to actually play a little game.

Dan: Bu ders için aslında küçük bir oyun oynayacağız. Birbirine

We are going to compare two similar style of pastries and decide which one we like better.

benzeyen iki böreği karşılaştırıp hangisini daha çok sevdiğimize karar vereceğiz.

We'll rate them one through 10 and we'll also say between the two, which one we like better.

Onları birden 10'a kadar derecelendireceğiz ve ikisi arasında hangisini daha çok sevdiğimizi de söyleyeceğiz.

Vanessa: Oh, this is my favorite kind of game.

Vanessa: Ah, bu benim en sevdiğim oyun türü.

Dan: Indeed.

Dan: Gerçekten.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

All right.

Elbette.

We're starting off with the two that we think are maybe the least exciting, but still could

Belki de en az heyecan verici olduğunu düşündüğümüz, ancak yine de

be really sweet and tasty.

gerçekten tatlı ve lezzetli olabilecek ikisiyle başlıyoruz.

Dan: This looks pretty exciting to me.

Dan: Bu bana oldukça heyecan verici görünüyor.

Vanessa: In front of me, I have peanut brittle.

Vanessa: Önümde fıstık ezmesi var.

It looks kind of crunchy, kind of thick.

Biraz çıtır çıtır, biraz kalın görünüyor.

It's got peanuts in it.

İçinde fıstık var.

Dan: This is very American.

Dan: Bu çok Amerikalı.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

What about for you?

Peki ya senin için?

What do you have?

Neye sahipsin?

Dan: This is English toffee.

Dan: Bu İngiliz şekerlemesi.

It is an obviously English-style, sweet, kind of crispy, crunchy candy.

Belli ki İngiliz usulü, tatlı, çıtır çıtır, çıtır çıtır bir şeker.

Vanessa: Caramelly kind of thing?

Vanessa: Karamelli bir şey mi?

Dan: Caramelly.

Dan: Karamelli.

Yeah.

Evet.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Well, let's try it.

Pekala, deneyelim.

Which one do you want to try first?

Önce hangisini denemek istersin?

Dan: Let's try this one.

Dan: Hadi bunu deneyelim.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

I'll try the big piece.

Büyük parçayı deneyeceğim.

Dan: Traditionally, you'd eat this with your fingers.

Dan: Geleneksel olarak, bunu parmaklarınla ​​yerdin .

So let's give it a shot.

Öyleyse bir şans verelim.

Very buttery.

Çok tereyağlı.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

Dan: That's the first thing that comes to my mind.

Dan: Aklıma gelen ilk şey bu .

Butter.

Tereyağı.

Vanessa: I feel like I expected it to be chewy, but instead, it's more crispy.

Vanessa: Çiğnenebilir olmasını bekliyordum ama onun yerine daha çıtır çıtır oldu.

So the inside, the caramel on the inside is pretty crispy.

Yani içi, içindeki karamel oldukça çıtır çıtır.

Dan: I'd say perfectly crispy.

Dan: Tamamen çıtır diyebilirim.

Vanessa: Perfectly crispy.

Vanessa: Mükemmel çıtır çıtır.

Dan: Perfectly.

Mükemmel.

Vanessa: Wow.

Vanessa: Vay canına.

So you're going to give this one a high ranking probably?

Yani buna muhtemelen yüksek bir derece vereceksin ?

Dan: I don't know.

Bilmiyorum.

Let me try the other one first.

Önce diğerini deneyeyim.

Vanessa: If you had to guess what was on the outside, what would you say?

Vanessa: Dışarıda ne olduğunu tahmin etmen gerekse , ne söylerdin?

Dan: I think pecans.

Dan: Bence ceviz.

Vanessa: Percans?

Vanessa: Perkanlar mı?

Okay.

Tamam aşkım.

Dan: Some kind of nut is on the outside.

Dan: Dışarıda bir çeşit ceviz var.

Vanessa: Pecans.

Vanessa: Cevizler. Belki ceviz

Maybe walnuts.

.

Definitely chocolate.

Kesinlikle çikolata

So it's kind of like a sandwich of those things with caramel in the middle.

Yani bu, ortasında karamel olan şeylerden oluşan bir sandviç gibi .

All right.

Elbette.

You want to try the peanut brittle?

Fıstık ezmesini denemek ister misin?

Dan: Sure.

Dan: Elbette.

I'm going to take this huge piece.

Bu büyük parçayı alacağım.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

When we bought these at the bakery, I didn't really want to explain, "Oh, these are-"

Bunları fırından aldığımızda, gerçekten açıklamak istemedim, "Ah, bunlar-"

Dan: Oh, this one's hard.

Dan: Oh, bu çok zor.

Vanessa: "-for us, but we're not going to eat them all."

Vanessa: "-bizim için ama hepsini yemeyeceğiz."

Anyway, we just bought a lot of pastries.

Her neyse, bir sürü hamur işi aldık.

I felt a little bit embarrassed.

Biraz utandım.

Dan: This one's crunchier.

Dan: Bu daha çıtır çıtır.

Vanessa: Whoa.

Vanessa: Vay canına.

Dan: Whoa.

Dan: Vay canına.

I haven't had peanut brittle in a long time.

Uzun zamandır fıstık ezmesi yememiştim.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: That's good.

Dan: Bu iyi.

Vanessa: I don't think I've ever had real, homemade peanut brittle.

Vanessa: Hiç gerçek, ev yapımı fıstık ezmesi yediğimi sanmıyorum.

I've only had the kind ... It comes in a little candy wrapper.

Ben sadece türden oldum ... Küçük bir şeker paketi içinde geliyor. Bir

It's kind of cheap Halloween candy.

çeşit ucuz Cadılar Bayramı şekeri.

Dan: They're pretty similar.

Dan: Oldukça benzerler.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I feel like- Dan: This one has more of a candy taste to

Sanki- Dan: Bunun daha çok şeker tadı var

it.

.

Vanessa: This makes me feel like I need to brush my teeth immediately.

Vanessa: Bu bana hemen dişlerimi fırçalamam gerektiğini hissettiriyor.

Dan: Yeah.

Evet.

That's really sweet.

Bu gerçekten tatlı.

Vanessa: Maybe we should have started with this one last.

Vanessa: Belki de en son bununla başlamalıydık.

Dan: This one's more buttery and crispy, and this one is more crunchy, candy.

Dan: Bu daha tereyağlı ve çıtır, ve bu daha çıtır, şeker.

Probably made with corn syrup, I imagine.

Sanırım mısır şurubu ile yapılmış.

Vanessa: Maybe.

Vanessa: Belki.

I don't know.

Bilmiyorum.

This is a local bakery, so I'm sure that they're trying to make it as nice and smooth and-

Burası yerel bir fırın, bu yüzden eminim ki onu olabildiğince güzel, yumuşak ve-

Dan: More authentic.

Dan: Daha otantik yapmaya çalışıyorlar.

Vanessa: Authentic as possible.

Vanessa: Olabildiğince otantik.

Yeah.

Evet.

If you had to choose between the two of them when we go back to this bakery someday, and

Bir gün bu fırına geri döndüğümüzde ikisi arasında seçim yapmak zorunda kalsanız ve

these were the only two pastries available ... Well, they're not pastries, but sweets

mevcut iki hamur işi bunlar olsaydı ... Eh, bunlar hamur işi değil, tatlılar

available.

.

Dan: They're very similar to me as far as how much I like them.

Dan: Onlardan ne kadar hoşlandığım konusunda bana çok benziyorlar.

Vanessa: Oh, it's different for me.

Vanessa: Ah, benim için farklı.

Dan: I don't love love them.

Dan: Sevmiyorum onları seviyorum.

So I'm going to say ... You know what?

O yüzden diyeceğim ki... Biliyor musun?

Vanessa: Let's point.

Vanessa: İşaret edelim.

Dan: Point?

Dan: İşaret mi?

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Point at three, two, one and point.

Üç, iki, bir ve noktaya gelin.

Dan: Okay.

Tamam.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Three, two, one.

Üç iki bir.

Oh, really?

Gerçekten mi?

Dan: I'm going with the peanut brittle.

Dan: Fıstık ezmesiyle gidiyorum.

I don't know why.

Neden bilmiyorum.

The peanut flavor just smacks you in the face and I like that.

Fıstık aroması yüzünüze çarpıyor ve bu hoşuma gidiyor.

Vanessa: I think I'm not a fan of how much it will probably stick in my teeth.

Vanessa: Sanırım dişlerime ne kadar yapışacağının hayranı değilim .

Dan: Yeah.

Evet.

This is going to stick in your teeth, too.

Bu senin de dişlerine yapışacak.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I mean it's going to stick in your teeth, but it's less crunchy and I really like this

Yani, dişlerine yapışacak ama daha az çıtır çıtır ve bunu gerçekten seviyorum

... Dan: This one's crispier.

... Dan: Bu daha çıtır.

Vanessa: Crispy on the outside.

Vanessa: Dışı çıtır çıtır.

Dan: It's close to me, but- Vanessa: Creamy on the inside.

Dan: Bana yakın ama- Vanessa: İçi kremsi.

Dan: I'm going to say seven for this one and 6.5 for that one.

Dan: Bunun için yedi ve bunun için 6,5 diyeceğim.

Vanessa: Oh my goodness.

Vanessa: Aman tanrım.

Okay.

Tamam aşkım.

Well, I'm going to give this one a five.

Pekala, buna beş vereceğim.

Dan: A five?

Dan: Beş mi?

Ouch.

Ah.

Vanessa: It's still good.

Vanessa: Hala iyi.

This is a spectrum of amazing desserts.

Bu harika tatlılardan oluşan bir yelpaze.

This one, I would buy it again.

Bu, tekrar satın alırdım.

I probably would not buy this one again.

Muhtemelen bunu bir daha satın almazdım.

I will still eat it over the next couple days.

Önümüzdeki birkaç gün boyunca yine de yiyeceğim.

Dan: See, I'm going for a second bite.

Dan: Bak, ikinci bir ısırık için gidiyorum.

Vanessa: But I feel like this one ... Dan: Plus, I'm an American boy, so I've got

Vanessa: Ama ben böyle hissediyorum... Dan: Artı, ben Amerikalı bir çocuğum, bu yüzden

to like peanut brittle.

fıstık ezmesini sevmeliyim.

Vanessa: I think it's the chocolate.

Vanessa: Sanırım çikolata.

The chocolate on the outside of this is just an extra touch.

Bunun dışındaki çikolata sadece ekstra bir dokunuş.

I'm going to give this one a six.

Buna altı vereceğim.

Dan: A six.

Dan: Altı.

Okay.

Tamam aşkım.

Vanessa: A still kind of low rating, but I know that these probably-

Vanessa: Hala düşük bir puan, ama biliyorum ki bunlar muhtemelen-

Dan: You're setting the standard.

Dan: Standardı sen belirliyorsun.

She's got a baseline.

Temeli var.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I know that the other desserts will probably be better to me.

Diğer tatlıların muhtemelen benim için daha iyi olacağını biliyorum.

Dan: We'll see.

Dan: Göreceğiz.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala. Bir

Let's go to the next pair.

sonraki çifte geçelim.

Dan: Okay.

Tamam.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

The next pair of desserts that we're going to taste are similar styles again.

Bir sonraki tadacağımız tatlı çifti yine benzer tarzlarda.

I have a chocolate pot de crème.

Bir çikolatalı kremam var.

Dan: Chocolate.

Dan: Çikolata.

Vanessa: It looks like it's completely chocolate, some whipped cream on top.

Vanessa: Tamamen çikolata gibi görünüyor, üstüne biraz çırpılmış krema.

There's a blackberry and a blueberry with a little spring of rosemary.

Bir böğürtlen ve bir yaban mersini ve biraz da biberiye var.

Dan: Yes.

Dan: Evet.

This one is kind of similar, except it's not chocolate.

Bu, çikolata olmaması dışında biraz benzer .

It's Swedish cream.

İsveç kreması.

Vanessa: If you're from Sweden, let us know if this is actually a Swedish dessert.

Vanessa: İsveçliyseniz, bunun gerçekten bir İsveç tatlısı olup olmadığını bize bildirin.

Dan: I've never been to Sweden and I don't know if this is a legit Swedish thing, but

Dan: İsveç'e hiç gitmedim ve bunun yasal bir İsveç olayı olup olmadığını bilmiyorum, ama

it's got this sweet cream and then it almost looks like a yogurt and then jelly.

bu tatlı kremaya sahip ve sonra neredeyse yoğurt ve sonra jöle gibi görünüyor.

Raspberry jelly.

Ahududu jölesi.

A raspberry and I guess another rosemary sprig.

Bir ahududu ve sanırım başka bir biberiye dalı.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I feel like I've had this one a lot with blackberry, but I've never seen them make it with raspberry.

Bunu böğürtlenle çok yemiş gibiyim ama ahududuyla yaptıklarını hiç görmedim.

Maybe it's a seasonal thing.

Belki mevsimsel bir şeydir.

Let's give it a try.

Bir deneyelim.

Dan: They just wanted to change the color up.

Dan: Sadece rengi değiştirmek istediler .

Vanessa: I think we should try this one first.

Vanessa: Bence önce bunu denemeliyiz.

Dan: Okay.

Tamam.

Vanessa: Because I think the chocolate might be more of an overpowering taste.

Vanessa: Çünkü bence çikolata daha baskın bir tat olabilir.

Dan: It's going to be overpowering.

Dan: Çok güçlü olacak.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: I think we've had both of these before, but I'll give it a shot.

Dan: Sanırım ikisini de daha önce yaşadık ama bir deneyeceğim.

Vanessa: I don't know if I've had this one.

Vanessa: Bunu yaşadım mı bilmiyorum.

Dan used to work at a chocolate shop, so we had a lot of different types of chocolate.

Dan bir çikolata dükkanında çalışıyordu, bu yüzden birçok farklı çikolata çeşidimiz vardı.

Dan: This looks really good.

Dan: Bu gerçekten iyi görünüyor.

Vanessa: Cheers.

Vanessa: Şerefe.

Dan: Should we cross arms?

Dan: Kollarımızı kavuşturmalı mıyız?

Vanessa: Might be a little messy.

Vanessa: Biraz dağınık olabilir.

That's so amazing.

Bu çok şaşırtıcı.

Dan: This is way better than peanut brittle.

Dan: Bu fıstık ezmesinden çok daha iyi.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

It's crazy because this cream down here, it looks like it should be just yogurt, but it's

Çılgınca çünkü buradaki krema, sadece yoğurt olmalı gibi görünüyor, ama

not too sweet.

çok tatlı değil.

Well, it's very sweet, but it's not too sweet.

Şey, çok tatlı ama çok tatlı değil.

Dan: It's pretty sweet.

Dan: Çok tatlı.

Vanessa: At least for my taste.

Vanessa: En azından benim zevkime göre.

The jam on top is so smooth.

Üstteki reçel çok pürüzsüz.

Dan: It's tart.

Dan: Ekşi.

Vanessa: And tart.

Vanessa: Ve ekşi.

Yeah.

Evet.

I think that the berryness of it is great, too.

Berryliğinin de harika olduğunu düşünüyorum .

Dan: Obviously, it's very creamy and I like cream.

Dan: Açıkçası, çok kremsi ve kremayı severim.

What can I say?

Ne söyleyebilirim?

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Well, I'm going to clean off my spoon and try the chocolate.

Pekala, kaşığımı temizleyip çikolatayı deneyeceğim.

Maybe I should refresh- Dan: I don't always like fruity kind of desserts,

Belki tazelemeliyim- Dan: Meyveli tatlıları her zaman sevmem

but this has just a layer of tart jelly or jam on the top, and that really just hits

ama bunun üstünde sadece bir kat ekşi jöle veya reçel var ve bu gerçekten

the spot for me.

benim için tam isabet.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

It doesn't feel too heavy, especially if we go to the bakery and share this.

Özellikle fırına gidip bunu paylaşırsak çok da ağır gelmiyor.

Dan: Yes.

Dan: Evet.

I feel like I could eat this whole thing.

Bütün bunları yiyebilirim gibi hissediyorum.

Vanessa: It feels like a good sharable thing.

Vanessa: Paylaşılabilir güzel bir şey gibi geliyor.

Dan: I could eat the whole thing without getting sick.

Dan: Hastalanmadan hepsini yiyebilirim .

Vanessa: Oh, that's a good thing.

Vanessa: Oh, bu iyi bir şey.

Dan: That's a big thing for me.

Dan: Bu benim için büyük bir şey.

Too much sweets makes me feel sick.

Çok fazla şeker midemi bulandırıyor.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet. Bugün

We don't eat sweets that often except for today.

dışında çok sık tatlı yemiyoruz .

Usually if I go for a dessert, usually I go for something that's chocolatey, but I've

Genellikle tatlı yemeye gidersem, genellikle çikolatalı bir şey yerim ama bunu bundan

bought this one more often than this one.

daha sık aldım.

So I'm curious now how this one will taste after that.

Peki bundan sonra bunun tadı nasıl olacak merak ediyorum şimdi .

Dan: Got to clean off the spoon.

Dan: Kaşığı temizlemem lazım.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

I'm going to try some- Dan: Is that gross?

Biraz deneyeceğim- Dan: Bu iğrenç mi?

Probably.

Muhtemelen.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

No one likes to watch other people eat stuff.

Kimse başkalarının bir şeyler yemesini izlemekten hoşlanmaz.

Dan: That's what we're doing in this video.

Dan: Bu videoda bunu yapıyoruz.

Vanessa: Well, I guess the- Dan: People don't like to watch people eat

Vanessa: Şey, sanırım- Dan: İnsanlar insanların bir şeyler yemesini izlemekten hoşlanmazlar

stuff.

.

Vanessa: I mean chewing and those sounds are always awful.

Vanessa: Çiğnemeyi kastediyorum ve bu sesler her zaman berbattır.

Do you want to cheers?

Tezahürat ister misin?

Dan: Whoa.

Dan: Vay canına.

A lot thicker.

Çok daha kalın.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

This one feels a lot lighter.

Bu çok daha hafif hissettiriyor.

The texture is really thick.

Doku gerçekten kalın.

Dan: It's almost like mousse.

Dan: Neredeyse köpük gibi.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

It's even thicker than a mousse.

Bir köpükten bile daha kalın.

Like between a mousse and a brownie.

Mousse ve brownie arası gibi.

Dan: Both of these are really good.

Dan: Bunların ikisi de gerçekten çok iyi.

Vanessa: Are you cool if I eat this whole blackberry?

Vanessa: Bütün böğürtleni yersem sorun olur mu ?

Dan: Yeah, go ahead.

Dan: Evet, devam et.

I'll eat the blueberry.

Böğürtleni yiyeceğim.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

I want to try it with the chocolate because- Dan: Are we supposed to eat the rosemary or

Bunu çikolatayla denemek istiyorum çünkü- Dan: Biberiyeyi mi yememiz gerekiyor yoksa

is that just purely a garnish?

bu sadece bir garnitür mü?

Vanessa: I feel like they added the berry for looks.

Vanessa: Meyveyi görünüş için eklemişler gibi hissediyorum .

Dan: I'll try it with a little bit just ... Oh, you know what?

Dan: Bunu biraz deneyeceğim... Oh, biliyor musun?

It actually tastes good with it.

Aslında onunla tadı güzel.

Vanessa: Oh, yeah?

Vanessa: Ah, öyle mi?

What happened to it?

Ona ne oldu?

Oh, it's on here.

Ah, burada.

Maybe I'll try it.

Belki deneyeceğim.

Dan: It added a little something.

Dan: Küçük bir şey ekledi.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Dan: I got it on my fingers.

Dan: Parmaklarıma aldım.

Vanessa: I think the berry is a stronger taste to me than the rosemary.

Vanessa: Bence dut benim için biberiyeden daha güçlü bir tat.

Dan: Yeah.

Evet.

The blueberry was really good with that, too.

Yaban mersini de buna çok yakıştı.

I don't know about the blackberry, but- Vanessa: I love berries.

Böğürtleni bilmem ama- Vanessa: Çilekleri severim.

Dan: All the little additions they had here really made it taste a lot better.

Dan: Buradaki tüm küçük eklemeler gerçekten tadı çok daha iyi hale getirdi.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

What about that raspberry?

Ahududu ne olacak?

Are we going to fight over it?

Bunun için mi savaşacağız?

Dan: You can have it.

Dan: Onu alabilirsin.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Dan: I've got to save space.

Dan: Yerden tasarruf etmem gerekiyor.

Vanessa: Oh, yeah.

Vanessa: Ah, evet.

We've got a lot of desserts coming.

Bir sürü tatlı geliyor. Garnitür konusunda

Well, I feel like they know what they're doing as far as the garnish.

ne yaptıklarını bildiklerini hissediyorum .

They know what will look good and they also know what's going to give it that extra edge.

Neyin iyi görüneceğini biliyorlar ve ayrıca ona neyin ekstra avantaj sağlayacağını da biliyorlar.

Dan: Yeah.

Evet. Bunu

I feel like I thought this was going to be the clear winner when I tried it, but now

denediğimde açık ara kazananın bu olacağını düşünmüştüm ama şimdi o

I'm not so sure.

kadar emin değilim.

They're both so good.

İkisi de çok iyi.

Vanessa: Maybe I'll have to try this one again.

Vanessa: Belki bunu tekrar denemeliyim.

I think that- Dan: Got to try coffee with it.

Bence- Dan: Onunla kahveyi denemeliyim.

Vanessa: I think I could never order this one by myself because it's too rich.

Vanessa: Sanırım bunu asla tek başıma sipariş edemem çünkü çok zengin.

Dan: I've got to try this one again.

Dan: Bunu tekrar denemeliyim.

Vanessa: It's rich in a good way, but it's too rich for at least me to handle the whole

Vanessa: İyi bir şekilde zengin, ama en azından benim için tüm kupayı tek başıma kaldıramayacak kadar zengin

cup by myself.

.

Dan: Daggum.

Dan: Daggum.

I like both of these.

Bunların ikisini de severim.

Vanessa: I could probably handle that by myself if I was forced to.

Vanessa: Mecbur kalırsam muhtemelen bunu kendi başıma halledebilirim .

Yeah.

Evet.

I need a sip of my tea.

Çayımdan bir yudum istiyorum.

Dan: Oh, they're both so good.

Dan: Oh, ikisi de çok iyi.

Okay.

Tamam aşkım. Ben

I'm going to say- Vanessa: All right.

diyeceğim- Vanessa: Peki.

We've got to point.

İşaret etmeliyiz.

Dan: Oh, yeah.

Dan: Ah, evet.

Three, two, one.

Üç iki bir.

Vanessa: I still pointed to the opposite one.

Vanessa: Ben yine de karşı tarafı işaret ettim.

So why do you like that one the best?

Peki neden en çok bunu seviyorsun?

Dan: Well, it was a last minute decision.

Dan: Bu bir son dakika kararıydı.

I don't know.

Bilmiyorum.

Just the thick, creamy chocolate.

Sadece kalın, kremsi çikolata.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: I don't know.

Bilmiyorum.

Just really got me on that last bite.

Beni gerçekten son ısırıkta yakaladı.

It was really good.

Gerçekten iyiydi.

Also, all the garnishes on it taste really yummy.

Ayrıca üzerindeki tüm garnitürler gerçekten çok lezzetli.

Both of them are really good.

İkisi de gerçekten iyi.

It's a tough decision.

Bu zor bir karar.

Vanessa: If I'm going to have something thick and chocolatey that's not cake or a cookie,

Vanessa: Kek veya kurabiye dışında kalın ve çikolatamsı bir şey yiyeceksem,

I think I would rather have hot chocolate.

sanırım sıcak çikolatayı tercih ederim.

Dan: Oh, yeah?

Dan: Ah, öyle mi?

Oh, I'd take this any day over hot chocolate.

Oh, bunu sıcak çikolata yerine her gün alırdım.

Vanessa: Instead of this?

Vanessa: Bunun yerine mi?

Dan: I thought we were similar.

Dan: Benzer olduğumuzu sanıyordum.

Vanessa: Well, in this way- Dan: Maybe we're just like opposites attract.

Vanessa: Pekala, bu şekilde- Dan: Belki de zıt kutuplar gibiyizdir.

Vanessa: You can have this one and I'll have this one.

Vanessa: Sen bunu alabilirsin, ben de bunu alacağım.

Dan: All right.

Dan: Pekala.

Vanessa: I feel like this one suits me better because it feels lighter.

Vanessa: Bunun bana daha çok yakıştığını hissediyorum çünkü daha hafif hissettiriyor.

We've got a lot of desserts to come.

Gelecek çok tatlımız var.

It's a little bit lighter and- Dan: It is a little lighter.

Biraz daha hafif ve- Dan: Biraz daha hafif.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Something about it, the fruitiness and the creaminess is still better.

Bununla ilgili bir şey, meyvemsilik ve kremsilik hala daha iyi.

If I had the option to buy one of these again, I would definitely buy this one-

Bunlardan birini tekrar alma seçeneğim olsaydı, kesinlikle bunu alırdım-

Dan: All right.

Dan: Pekala.

We've got to rate them.

Onları değerlendirmemiz gerekiyor.

Vanessa: -over that one.

Vanessa: -bunun üstüne.

Oh.

Ah.

Dan: I'm going to say, just so I don't go too crazy here, nine.

Dan: Burada çıldırmayayım diye söyleyeceğim, dokuz.

Vanessa: Whoa.

Vanessa: Vay canına.

That's a little crazy.

Bu biraz çılgınca.

Dan: Point five.

Dan: Beşinci nokta.

Vanessa: Oh, okay.

Vanessa: Ah, tamam.

Dan: This one is a nine.

Dan: Bu bir dokuz.

There we go.

Oraya gidiyoruz.

Vanessa: Oh, you still like this one at a nine?

Vanessa: Ah, dokuzda bunu hâlâ seviyor musun ?

Dan: Yeah.

Evet.

I really like both of them a lot.

İkisini de gerçekten çok seviyorum.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

I think I would say this one is probably an 8.5.

Sanırım bunun muhtemelen bir 8.5 olduğunu söyleyebilirim .

Dan: Vanessa is actually reasonable.

Dan: Vanessa aslında mantıklı.

Vanessa: Well, I'm just waiting because the other-

Vanessa: Pekala, bekliyorum çünkü diğer-

Dan: The next time I really love something, it's actually going to be rated 11.

Dan: Bir dahaki sefere bir şeyi gerçekten sevdiğimde, aslında 11 olarak derecelendirilecek.

Vanessa: Oh, you're going to go above the scale?

Vanessa: Oh, ölçeğin üstüne mi çıkacaksın ?

Dan: Yeah.

Evet.

I'll just go above the scale.

Ben sadece ölçeğin üstüne çıkacağım.

Vanessa: Cheating.

Vanessa: Hile yapmak.

I think the thing is we have three other desserts that I've never tried before, and I've tried

Sanırım olay şu ki, daha önce hiç denemediğim üç tatlımız daha var ve

these before.

bunları daha önce denedim.

At least this one before.

En azından bu daha önce.

So I want to leave some room on the scale.

Bu yüzden ölçekte biraz yer bırakmak istiyorum.

I think this one, I would say- Dan: Hey, I left room.

Sanırım bu, derdim ki- Dan: Hey, odadan çıktım.

Point five is something.

Beşinci nokta bir şeydir.

Vanessa: 8.5 and maybe 7.5.

Vanessa: 8.5 ve belki 7.5.

Dan: Oh, that's an insult to this fine dessert.

Dan: Oh, bu güzel tatlıya hakaret.

Vanessa: It's still better than the other two as far as what I would like to have if

Vanessa: Yine fırına gitsem sahip olmak isteyeceğim kadarıyla diğer ikisinden daha iyi

I were to go to the bakery again.

.

Dan: Yeah.

Evet.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala. Bir

Let's go to the next pair.

sonraki çifte geçelim.

Dan: All right.

Dan: Pekala. Bir

For the next round, we have cakes.

sonraki tur için keklerimiz var.

We have a classic American cake.

Klasik bir Amerikan pastamız var.

I don't know if it's only in America, but this is carrot cake.

Sadece Amerika'da mı var bilmiyorum ama bu havuçlu kek.

It doesn't really taste like carrots in my experience.

Tecrübelerime göre tadı gerçekten havuç gibi değil .

It just tastes- Vanessa: Carrots were killed in the making

Sadece tadı- Vanessa: Bunun yapımında havuçlar öldürüldü

of this, though.

ama.

Dan: Carrots were destroyed in the making of this, but it just tastes like a sweet cake.

Dan: Bunun yapımında havuçlar yok edildi , ama tadı sadece tatlı bir pasta gibi.

Vanessa: This is a chocolate fudge cake.

Vanessa: Bu bir çikolatalı şekerleme pastası. Gerçekten yoğun olması

I don't know what exactly makes it fudge except it's really dense.

dışında tam olarak neyin şekerleme yaptığını bilmiyorum .

I would just call it a chocolate cake, but I know that this one probably has a cream

Ona sadece çikolatalı kek derdim, ama bunun muhtemelen kremalı krema olduğunu biliyorum

icing and this one most likely ... The typically pairing for icing with carrot cake is cream

ve bu büyük olasılıkla ... Havuçlu kek ile krema için tipik eşleştirme krem

cheese icing.

peynirli kremadır.

Dan: Cream cheese.

Dan: Krem peynir.

Vanessa: So if you ever had cream cheese on toast, it's a sweet version of that.

Vanessa: Tost ekmeğinin üzerine krem ​​peynir yediyseniz , bu onun tatlı bir versiyonudur.

I must be honest.

dürüst olmalıyım

For my whole life, carrot cake has been one of my top favorite cakes.

Hayatım boyunca havuçlu kek en sevdiğim keklerden biri oldu.

So I'm curious how this bakery will do carrot cake.

Peki bu fırın havuçlu keki nasıl yapacak çok merak ediyorum .

Dan: I feel like if the last round was any predictor, I'll probably like this better.

Dan: Son raunt bir tahminde bulunsaydı, muhtemelen bunu daha çok seveceğimi hissediyorum.

Vanessa: Oh, because it's chocolate?

Vanessa: Oh, çikolata olduğu için mi?

Dan: Because it's chocolate and fudgy.

Dan: Çünkü çikolatalı ve şekerli.

It's probably going to be pretty similar.

Muhtemelen oldukça benzer olacak.

We'll see.

Göreceğiz.

Vanessa: Which one should we try first?

Vanessa: Önce hangisini deneyelim?

Dan: Let's start with the chocolate this time.

Dan: Bu sefer çikolatayla başlayalım.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Sure.

Elbette.

Let's see.

Görelim.

Got to get some icing.

Biraz krema almalıyım.

Dan: Got to go all the way down.

Dan: Tüm yolu aşağı inmek zorundayım.

This is a big cake.

Bu büyük bir pasta.

Vanessa: Rich.

Vanessa: Zengin.

This is one slice of cake.

Bu bir dilim kek.

I feel like if I were served this slice of cake at a birthday party, there is no way

Bir doğum günü partisinde bu dilim pasta servis edilseydi,

I would ever finish that, but half of this, I could probably finish that if it was a special

bunu bitirmemin hiçbir yolu yokmuş gibi hissediyorum, ama bunun yarısını, özel bir gün olsaydı, muhtemelen bunu bitirebilirdim

occasion.

.

Dan: It's pretty good.

Dan: Oldukça iyi.

Vanessa: Pretty good?

Vanessa: Oldukça iyi mi?

Only pretty good?

Sadece oldukça iyi mi?

Dan: Yeah.

Evet.

I like the cream better.

Ben kremayı daha çok seviyorum.

Vanessa: Oh, all right.

Vanessa: Ah, tamam.

Dan: That's just me.

Dan: Bu sadece benim.

Let me try again.

Tekrar denememe izin ver.

Vanessa: I'm going to try just the icing because I'm curious.

Vanessa: Sadece buzlanmayı deneyeceğim çünkü merak ediyorum.

It's very dense icing.

Çok yoğun buzlanma.

It's not fluffy.

Kabarık değil.

It tastes almost like- Dan: It's so dense.

Tadı neredeyse... Dan: Çok yoğun.

Yeah.

Evet.

Vanessa: -a brownie has been spread.

Vanessa: -Bir kek yayıldı.

Maybe that's the fudge part.

Belki de şekerleme kısmı budur.

Dan: Well, yeah.

Dan: Şey, evet.

It's like fudge.

Şekerleme gibi.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: That's the fudge part on the top.

Dan: Bu üstteki şekerleme kısmı.

Vanessa: That's really rich and sweet.

Vanessa: Bu gerçekten zengin ve tatlı.

Dan: That would definitely make feel sick after eating it.

Dan: Bu onu yedikten sonra kesinlikle hasta hissettirir.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

It tastes almost like dark chocolate.

Neredeyse bitter çikolata gibi tadı var.

It's really sweet, but it doesn't taste milky.

Gerçekten tatlı ama sütlü tadı yok.

All right.

Elbette.

Let's try this one.

Bunu deneyelim. Damak

I've got to prepare my palate.

tadımı hazırlamalıyım.

Dan: I know.

Biliyorum.

Yeah.

Evet.

Vanessa: All right.

Vanessa: Pekala.

Tea and coffee.

Çay ve kahve.

This one looks like it also has some nuts on the back.

Bunun da arkasında biraz fındık var gibi görünüyor .

So we should add in those little garnishes.

Bu yüzden bu küçük garnitürleri eklemeliyiz.

Dan: This one is crumblier.

Dan: Bu daha ufalanan.

Vanessa: We're using our child's- Dan: Sh.

Vanessa: Çocuğumuzun-- Dan: Sh.

These are dessert forks.

Bunlar tatlı çatalları.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

We have dessert forks because we're fancy.

Süslü olduğumuz için tatlı çatallarımız var.

No, these are not dessert forks.

Hayır, bunlar tatlı çatalı değil.

We are not fancy.

Biz süslü değiliz.

These are our toddler's forks, but we thought they would be cute and small for desserts.

Bunlar yürümeye başlayan çocuk çatallarımız ama tatlılar için sevimli ve küçük olacaklarını düşündük.

All right.

Elbette.

You've got to try some icing.

Biraz buzlanma denemelisin.

Dan: Whoa.

Dan: Vay canına.

I tasted ginger.

Zencefili tattım.

Vanessa: Really?

Vanessa: Gerçekten mi?

Dan: Pretty sure there's ginger in carrot cake.

Dan: Havuçlu kekte zencefil olduğundan eminim .

Vanessa: That's amazing.

Vanessa: Bu harika. Sizi kendine

It has so many different flavors that hit you.

çeken çok farklı tatları var .

This cream cheese icing, not too sweet, not too overpowering.

Bu kremalı peynirli krema, çok tatlı değil, çok güçlü değil.

I can tell you love it.

Sevdiğini söyleyebilirim.

Dan: It's just okay.

Dan: Sorun değil.

It's fine, but ... Vanessa: I feel like the cake part of it ... I'm

Sorun değil, ama... Vanessa: İşin pasta kısmı gibi hissediyorum...

going to try just the cake part without the icing.

Sadece pasta kısmını krema olmadan deneyeceğim .

The cake part.

Kek kısmı.

Oh, there's some raisins and maybe dates.

Oh, biraz kuru üzüm ve belki de hurma var.

Dan: It's reminiscent of a Christmas fruitcake, which has a bad reputation for being nasty,

Dan: İğrenç olduğu için kötü bir üne sahip olan bir Noel meyveli kekini anımsatıyor,

but that's usually a really thick and wrapped in a bag.

ama bu genellikle gerçekten kalın ve bir çantaya sarılı.

Vanessa: It's been sitting in the fridge for like three months or something.

Vanessa: Yaklaşık üç aydır buzdolabında duruyor.

Dan: This has a very similar flavor, though, but just better textures.

Dan: Bunun çok benzer bir tadı var ama sadece daha iyi dokuları var.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I don't specifically taste carrot, but I don't ... It's hard to put your finger on exactly

Özellikle havucun tadına bakmam ama ... Tadının tam olarak ne olduğuna parmak basmak zor

what the taste is except for- Dan: Cinnamon.

ama- Dan: Tarçın.

Vanessa: Nuts, cinnamon.

Vanessa: Fındık, tarçın.

Dan: Do I see coconut?

Dan: Hindistan cevizi görüyor muyum?

Vanessa: I think there is coconut flakes in it.

Vanessa: Sanırım içinde hindistancevizi gevreği var .

Dan: This is a lot of stuff in there.

Dan: Orada bir sürü şey var.

Vanessa: It's a lot of different flavors.

Vanessa: Pek çok farklı tat var.

I like the dried fruit in it.

İçindeki kuru meyveye bayılıyorum.

The raisins or maybe some kind of dried plums, maybe.

Kuru üzüm ya da belki bir çeşit kuru erik, belki.

Dan: To me, it tastes like a cinnamon roll with fruit in it and a sprinkle of disappointment.

Dan: Bana göre tadı, içinde meyve ve bir tutam hayal kırıklığı olan tarçınlı rulo gibi.

Vanessa: A sprinkle of disappointment?

Vanessa: Bir tutam hayal kırıklığı mı?

Dan: It's just not as good as- Vanessa: Okay.

Dan: O kadar iyi değil- Vanessa: Tamam.

So I can imagine which one you think is going to be the winner.

Bu yüzden hangisinin kazanacağını düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum .

Are you ready?

Hazır mısın?

Dan: I don't know.

Bilmiyorum.

Vanessa: Let's rank it first.

Vanessa: Önce sıralayalım.

Dan: Last time, we pointed at it.

Dan: Geçen sefer onu işaret etmiştik. Bizim

The one we liked better.

daha çok sevdiğimiz.

Vanessa: Oh, first?

Vanessa: Ah, önce mi?

Before we gave a number?

Bir numara vermeden önce?

Dan: Yeah.

Evet.

Vanessa: Are you sure?

Vanessa: Emin misin?

Dan: I'm sure.

Dan: Eminim.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Three, two, one.

Üç iki bir.

I knew you'd choose that one.

Bunu seçeceğini biliyordum.

Dan: How do you like this one better?

Dan: Bunu nasıl daha çok sevdin?

Vanessa: This is too rich for me.

Vanessa: Bu benim için çok zengin.

I think- Dan: Oh, come on.

Bence... Dan: Ah, hadi ama.

Vanessa: The complex tastes in this, you can't beat that for me.

Vanessa: Buradaki karmaşık tatlar, benim için bunu yenemezsin.

There's just so much going on with the different textures and the dried fruit in it and the

Farklı dokular ve içindeki kuru meyveler,

nuts and the icing.

fındıklar ve krema ile çok şey oluyor.

It's still really rich.

Hala çok zengin.

I would rather share this than get it myself.

Kendim almaktansa paylaşmayı tercih ederim.

Dan: It is less rich than that.

Dan: Bundan daha az zengin.

That's for sure.

Kesinlikle.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: This fudge frosting is very rich.

Dan: Bu şekerleme kreması çok zengin.

I probably wouldn't order this by myself.

Muhtemelen bunu tek başıma sipariş etmezdim.

For sure, I couldn't finish that.

Kesinlikle, bunu bitiremedim.

I prefer the pot de crème.

Pot de crème'i tercih ederim.

Vanessa: I do too over this.

Vanessa: Bunu çok fazla yapıyorum.

I think if I were to order this or if I could change something about it, it would be that

Sanırım bunu sipariş edersem veya bununla ilgili bir şeyi değiştirebilseydim,

the icing would be more fluffy.

krema daha kabarık olurdu.

Dan: So not fudge.

Dan: Yani şekerleme değil.

Vanessa: Kind of like a mousse type icing instead of fudge because to me, that makes

Vanessa: Şekerleme yerine mus tipi krema gibi çünkü bana göre bu

the cake- Dan: So just chocolate cake.

pastayı- Dan: Yani sadece çikolatalı kek.

Vanessa: Just chocolate cake.

Vanessa: Sadece çikolatalı kek.

I think it overpowers the cake.

Bence pastayı aşıyor.

The cake is good, but the fudge is too strong.

Kek güzel ama şekerleme çok sert.

Dan: Yeah.

Evet.

It didn't taste strong to me, though.

Yine de tadı bana güçlü gelmedi.

Vanessa: Oh, yeah?

Vanessa: Ah, öyle mi?

Dan: Just the texture and the richness.

Dan: Sadece doku ve zenginlik.

It had an extra richness about it.

Bu konuda ekstra bir zenginliği vardı.

Vanessa: What's your number score?

Vanessa: Puanın kaç?

Dan: Yeah.

Evet.

For the chocolate cake, I'm going to give that a 7.5.

Çikolatalı kek için 7,5 vereceğim.

I actually don't like the cake that much.

Aslında pastayı pek sevmiyorum.

What did I give the toffee?

Şekerlemeyi ne verdim?

Did I give that one an eight?

Buna sekiz mi verdim?

Vanessa: I don't remember.

Vanessa: Hatırlamıyorum. Geri

We'll have to go back and see.

dönüp görmemiz gerekecek.

Dan: If I gave the peanut brittle an eight ... See, now I have to revise everything.

Dan: Fıstık ezmesine sekiz verdiysem ... Bak, şimdi her şeyi gözden geçirmem gerekiyor.

Then that's definitely an eight.

O zaman bu kesinlikle bir sekiz.

It's got to be at least tied with the peanut brittle.

En azından fıstık ezmesiyle bağlanmış olmalı .

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

So this is in your mind the same as the peanut brittle.

Yani bu sizin zihninizde yer fıstığı ezmesiyle aynı şey .

Dan: It's better than ... 8.5.

Dan: ... 8.5'ten daha iyi.

Vanessa: Wow.

Vanessa: Vay canına.

Dan: It's better than the peanut brittle.

Dan: Fıstık ezmesinden daha iyi.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

What about this one?

Peki ya bu?

Dan: That's like a 6.5.

Dan: Bu 6.5 gibi.

Vanessa: Oh, really?

Vanessa: Gerçekten mi?

Dan: Yeah.

Evet.

Vanessa: The sprinkle of disappointment.

Vanessa: Bir tutam hayal kırıklığı.

Dan: Yeah.

Evet.

It's just okay.

Sorun değil.

I mean I'll still eat it.

Demek istediğim, yine de yiyeceğim.

I'm just not loving it.

Sadece sevmiyorum.

Vanessa: I'm going to say that this one is ... Well, at the end of this lesson, we will

Vanessa: Diyeceğim o ki bu ... Pekala, bu dersin sonunda

rank all of them together, but I can't help but do that now a little bit.

hepsini birlikte sıralayacağız ama şimdi bunu biraz yapmaktan kendimi alamıyorum.

I think that the Swedish cream is still better than this, and I gave the Swedish cream 8.5.

İsveç kremasının bundan daha iyi olduğunu düşünüyorum ve İsveç kremasına 8.5 verdim.

I think that this to me is still pretty high.

Bence bu benim için hala oldukça yüksek.

I might say 7.5.

7.5 diyebilirim

Dan: 7.5.

Dan: 7.5.

Vanessa: Maybe eight.

Vanessa: Belki sekiz.

Dan: Jeez.

Dan: Tanrım.

You're a harsh critic.

Sert bir eleştirmensin.

Vanessa: Well, it's really amazing, but we've got to be a little tempered in our expectations.

Vanessa: Gerçekten harika ama beklentilerimizde biraz ölçülü olmalıyız.

For the chocolate cake, I would say 6.5.

Çikolatalı kek için 6 derdim.

I'm so sorry.

Ben çok üzgünüm.

Dan: How dare you?

Dan: Nasıl cüret edersin?

Vanessa: You can have this one and I'll have this one.

Vanessa: Sen bunu alabilirsin, ben de bunu alacağım.

Dan: We switch again.

Dan: Tekrar değiştiriyoruz.

Vanessa: Well, we have one more final dessert after this.

Vanessa: Bundan sonra son bir tatlımız daha var .

It isn't going to be compared to anything because nothing is really like this, at least

Hiçbir şeyle karşılaştırılmayacak çünkü hiçbir şey gerçekten böyle değil, en azından

at the bakery.

fırında.

Dan: We also didn't want to get too sick.

Dan: Ayrıca çok hastalanmak istemedik.

Vanessa: And eat too much, but it's a pretty crazy, giant dessert.

Vanessa: Ve çok ye, ama oldukça çılgın, dev bir tatlı.

Are you ready to go into that one?

Buna girmeye hazır mısın?

Dan: Let's do it.

Dan: Hadi yapalım.

Vanessa: Let's do it.

Vanessa: Hadi yapalım.

All right.

Elbette.

For our final dessert, we have this insane giant.

Son tatlımız için bu çılgın deve sahibiz.

Just look how big that is.

Ne kadar büyük olduğuna bir bak.

It's the same size as my hand.

Elim ile aynı boyutta.

Huge.

Büyük.

They call this mountain éclair.

Buna dağ ekleri diyorlar.

Dan: The mountain éclair.

Dan: Dağ pastası.

Vanessa: Because it is an éclair, but it looks like a mountain.

Vanessa: Çünkü o bir ekler, ama dağa benziyor.

Dan: Yeah.

Evet.

Are éclairs traditionally long?

Eklerler geleneksel olarak uzun mudur?

Vanessa: That's how I think of it.

Vanessa: Ben de böyle düşünüyorum.

Dan: Yeah.

Evet. Ben

That's how I think of them.

onları böyle düşünüyorum.

Like a fancy Twinkie.

Süslü bir Twinkie gibi.

Vanessa: Oh.

Vanessa: Ah.

Yeah, but- Dan: This is a very fancy Twinkie.

Evet, ama- Dan: Bu çok şık bir Twinkie.

Vanessa: Maybe it's because we live in the mountains.

Vanessa: Belki de dağlarda yaşadığımız içindir .

They wanted to do a local play on this, like a mountain éclair.

Bunun üzerine bir dağ pastası gibi yerel bir oyun yapmak istediler .

Dan: This is a chocolate coating and then a thin pastry inside filled with cream.

Dan: Bu bir çikolata kaplama ve daha sonra içi krema ile doldurulmuş ince bir hamur işi.

Sweet cream.

Tatlı krema.

Vanessa: Yes.

Vanessa: Evet.

I imagine probably a light, fluffy kind of cream.

Muhtemelen hafif, kabarık bir krem ​​​​hayal ediyorum .

Not a heavy, eggy kind of cream, but we'll find out.

Ağır, yumurtamsı bir krema değil ama öğreneceğiz.

The only way to get into the middle of this is to destroy it.

Bunun ortasına girmenin tek yolu onu yok etmektir.

Dan: I want to take a dainty bite.

Dan: Lezzetli bir ısırık almak istiyorum.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

All right.

Elbette. Önce

Let's just take the outside first then, I guess.

dışarıdan bakalım o zaman sanırım.

Dan: It's thicker than I expected.

Dan: Beklediğimden daha kalın.

It's like a croissant.

Kruvasan gibi.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet. Bir

It kind of does have that layered cakiness to it, but let's break it open.

nevi bu katmanlı kekliğe sahip , ama hadi onu açalım.

Crack it open like an egg.

Yumurta gibi kırıp açın.

Dan: That chocolate on the outside is really good.

Dan: Dışarıdaki çikolata gerçekten çok iyi.

Vanessa: I guess somebody normal would use a knife for this.

Vanessa: Sanırım normal biri bunun için bıçak kullanır.

Dan: Somebody normal.

Dan: Normal biri.

Vanessa: Somebody normal.

Vanessa: Normal biri.

Oh, boy.

Oh, evlat.

Holy cow.

Kutsal inek.

Whoa.

Vay canına.

Dan: It's like custard.

Dan: Muhallebi gibi.

Vanessa: Oh, it's thicker than I thought it would be.

Vanessa: Oh, düşündüğümden daha kalın .

Dan: Oh, yeah.

Dan: Ah, evet.

Straight up custard.

Düz muhallebi.

Vanessa: Oh, that's really good.

Vanessa: Oh, bu gerçekten çok iyi.

Dan: Yeah.

Evet.

That's yummy.

Bu çok lezzetli.

Vanessa: Wow.

Vanessa: Vay canına. Bana

It reminds me of the lightness of the Swedish cream.

İsveç kremasının hafifliğini hatırlatıyor .

It's not too heavy.

Çok ağır değil.

Dan: It's even lighter?

Dan: Daha mı hafif?

Vanessa: Yeah, maybe.

Vanessa: Evet, belki.

It's a little fluffier, but the chocolate on the outside.

Biraz daha kabarık ama dışı çikolata.

Dan: Come on, baby.

Dan: Hadi bebeğim.

Vanessa: I'm going to try it all together, too.

Vanessa: Ben de hepsini birlikte deneyeceğim .

It's a little bit hard to get it.

Onu elde etmek biraz zor.

This is definitely not first date food.

Bu kesinlikle ilk buluşma yemeği değil.

If you go on a first date with someone and you order this, you're going to be covered

Biriyle ilk buluşmaya gidersen ve bunu sipariş edersen,

in chocolate and digging into the cream.

çikolatayla kaplanacak ve kremaya dalacaksın.

It's not a very ... Dan: Not to mention, you'll be very sick afterwards.

Bu pek ... Dan: Daha sonra çok hasta olacağından bahsetmiyorum bile.

Vanessa: I know.

Vanessa: Biliyorum.

Yum.

Nefis.

That's amazing.

Bu harika.

Dan: I really like the custard inside.

Dan: İçindeki muhallebiyi gerçekten seviyorum.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I think that makes it.

Bence bu yapar.

We've had the small version of this.

Biz bunun küçük versiyonunu yaşadık.

It's really small, but this is a giant one.

Gerçekten küçük, ama bu çok büyük.

Dan: The pastry part is only okay to me.

Dan: Hamur işi kısmı sadece benim için sorun değil.

Vanessa: I think the chocolate on the outside though is a great touch.

Vanessa: Bence dışarıdaki çikolata harika bir dokunuş.

It's lighter than the chocolate cake icing.

Çikolatalı kek sosundan daha hafiftir.

It's not fudge, but- Dan: Yeah.

Şekerleme değil ama- Dan: Evet. Dışarıdaki çikolata

Much lighter than the fudge cake as far as the chocolate outside.

kadar şekerleme pastasından çok daha hafif .

Vanessa: This is definitely a sharable dessert, especially because they offer or they sell

Vanessa: Bu kesinlikle paylaşılabilir bir tatlı, özellikle küçük bir versiyonunu sundukları veya sattıkları için

a small version.

.

Dan: Who will we share this with later?

Dan: Bunu daha sonra kiminle paylaşacağız?

Vanessa: Who wants this dessert after we've destroyed it?

Vanessa: Biz onu mahvettikten sonra bu tatlıyı kim ister ?

Dan: A gift for you, neighbor.

Dan: Sana bir hediye komşu.

Vanessa: I don't know if they'd like that.

Vanessa: Bundan hoşlanırlar mı bilmiyorum.

So how would you- Dan: I'm going in for another bite.

Peki sen nasıl- Dan: Bir ısırık daha alacağım.

Vanessa: -rate this?

Vanessa: -bunu değerlendirir misin?

Zero to 10 because- Dan: Oh, yeah.

Sıfırdan 10'a çünkü- Dan: Oh, evet.

I guess we can't compare.

Sanırım kıyaslayamayız.

Vanessa: We can't compare it to the other ones until the very end, which is coming soon.

Vanessa: Sonuna kadar diğerleriyle kıyaslayamayız, ki bu çok yakında.

What would you give this?

Buna ne verirsin?

Dan: You think first.

Dan: Önce sen düşün.

I've still got to chew.

Hala çiğnemem gerekiyor.

Vanessa: You know what?

Vanessa: Biliyor musun?

I think I'm going to give this a ... Dan: Eight out of 10.

Sanırım buna bir ... Dan: 10 üzerinden sekiz.

Vanessa: A nine.

Vanessa: Dokuz.

Dan: A nine.

Dan: Dokuz.

Holy moly.

Vay canına.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

I think the cream in the middle is just really up my alley.

Bence ortadaki krema tam bana göre.

Dan: That's really good.

Dan: Bu gerçekten çok iyi.

Again, the pastry part is ... I'm not feeling it.

Yine hamur işi kısmı ... Hissetmiyorum.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

The pastry might be a little underwhelming.

Pasta biraz az olabilir.

Dan: It's dry.

Dan: Kuru.

It's dry and it's not very flaky.

Kuru ve çok lapa lapa değil.

Just crumbly.

Sadece ufalanan.

Vanessa: I think it's okay, though.

Vanessa: Yine de sorun olmadığını düşünüyorum.

Dan: Chocolate on the outside.

Dan: Dışarıda çikolata.

That's kind of throwing me off a little bit.

Bu beni biraz geriyor.

Vanessa: I wonder if we got the small one if it would be different because it bakes

Vanessa: Acaba küçüğünü alsak daha farklı olur mu çünkü

in a different way.

farklı pişiyor.

You still have the cream, but it's not overwhelming.

Hala kremanız var, ama ezici değil.

Dan: It's certainly not the main show isn't the cream.

Dan: Kesinlikle ana şov krem ​​değil. Bu

So I'm going to give it a ... I'll give it an eight.

yüzden ona bir ... sekiz vereceğim.

Vanessa: Oh, okay.

Vanessa: Ah, tamam.

All right.

Elbette.

Well, let's bring back all of our pastries.

Pekala, tüm hamur işlerimizi geri getirelim.

Dan: I'm generous with my pastries.

Dan: Hamur işlerimde cömertimdir.

Vanessa: You did give them all very high scores.

Vanessa: Hepsine çok yüksek puanlar verdin.

Well, we tried to choose ones too that we knew would be good.

Biz de iyi olacağını bildiklerimizi seçmeye çalıştık.

This bakery has all amazing things.

Bu fırında harika şeyler var.

Let's bring back all the pastries and put them side by side to see what is the ultimate

Tüm hamur işlerini geri getirelim ve nihai kazananın ne olduğunu görmek için yan yana koyalım

winner.

.

Okay.

Tamam aşkım. Katladığımız

Here we have all of our wonderful pastries that we have massacred.

harika böreklerimizin hepsi burada . Bir

I want to know if the next time that you walk into this bakery, you saw they have a lot

dahaki sefere bu fırına girdiğinizde,

of other pastries, but let's imagine they only had these seven pastries or desserts.

başka birçok hamur işleri olduğunu gördünüz mü, ama sadece bu yedi hamur işi veya tatlıları olduğunu düşünelim. Düşünmeden

Which one would you buy instantly without thinking?

anında hangisini alırdınız ?

Dan: Yeah.

Evet.

One of the creams, for sure.

Kremlerden biri kesinlikle.

Either one.

Ya biri.

It depends on my mood.

Ruh halime bağlı.

I'd probably be like, "Oh, I want fruit today.

Muhtemelen "Ah, bugün meyve istiyorum.

Oh, I really want chocolate."

Ah, gerçekten çikolata istiyorum" derdim.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Dan: I'd go for one of those.

Dan: Onlardan birini seçerdim.

Vanessa: So those are the top winners for you.

Vanessa: Demek senin için en çok kazananlar bunlar .

Dan: For sure.

Dan: Elbette.

Vanessa: Which one do you imagine you'll probably never buy again?

Vanessa: Hangisini muhtemelen bir daha asla almayacağını düşünüyorsun?

This could be we could split it together, we could share it.

Bu, onu birlikte bölebilir, paylaşabilirdik.

That's fine, too.

Bu da iyi.

Dan: Funnily enough, it might be the carrot cake.

Dan: İşin garibi, havuçlu kek olabilir.

Vanessa: Really?

Vanessa: Gerçekten mi?

Dan: Yeah.

Evet.

It's not that I hated it.

Ondan nefret ettiğimden değil.

It's just that it's bigger than the toffees.

Sadece şekerlemelerden daha büyük.

So I feel like I could get a little piece of toffee and get some kicks out of that,

Bu yüzden küçük bir parça şekerleme alabilir ve bundan biraz zevk alabilirim gibi hissediyorum,

but with this whole cake, I've got to eat this entire giant piece of carrot cake, which

ama bütün bu pastayla birlikte, sadece vasat bulduğum bu dev havuçlu kek parçasını da yemek zorundayım

I only find to be mediocre.

.

Vanessa: Okay.

Vanessa: Peki.

Even if you were sharing it with me?

Benimle paylaşıyor olsan bile mi?

Dan: Well, if I'm sharing it with you, then I'd do it for you, honey.

Dan: Pekala, eğer seninle paylaşıyorsam, o zaman senin için yaparım tatlım.

Vanessa: But you wouldn't do it if you were with someone who had the exact same taste

Vanessa: Ama seninle tamamen aynı zevklere sahip biriyle olsaydın bunu yapmazdın

as you.

.

Dan: No.

Dan: Hayır.

Vanessa: I think I would immediately buy either the Swedish cream or the toffee.

Vanessa: Sanırım hemen ya İsveç kreması ya da şekerleme alırdım.

Dan: Whoa.

Dan: Vay canına.

The toffee.

Şekerleme.

Vanessa: Maybe a small piece of the toffee.

Vanessa: Belki şekerlemeden küçük bir parça. Çok

Not so big because it's really rich and sweet, but I think if I wanted a little kick of sweetness,

büyük değil çünkü gerçekten zengin ve tatlı ama sanırım biraz tatlılık isteseydim,

if I were just going to the bakery to get some tea and maybe a sandwich, I would probably

fırına biraz çay ve belki bir sandviç almaya gitseydim, muhtemelen

get just a little bite of that if I wanted something sweet.

ondan birazcık ısırırdım. Tatlı bir şey istedim.

This is much bigger.

Bu çok daha büyük.

It's much heavier, so I would probably want to share that with someone.

Çok daha ağır, bu yüzden muhtemelen bunu biriyle paylaşmak isterim.

Dan: Yeah.

Evet.

I do think too I might get the small éclair also because-

Ben de küçük ekler yiyebileceğimi düşünüyorum çünkü-

Vanessa: Not the big one.

Vanessa: Büyük olanı değil.

Dan: I'm critiquing it now.

Dan: Şimdi eleştiriyorum.

I'm being a little harsh on the pastry part, but if I'm just going to eat it with a friend

Hamur işi konusunda biraz sert davranıyorum ama eğer bir arkadaşımla

pretty quickly, I'm probably going to not really care about that and all I'm going to

hızlıca yiyeceksem, muhtemelen bunu pek umursamayacağım ve tadacağım tek şey

taste is this delicious custard and it's very satisfying.

bu kadar lezzetli olacak. muhallebi ve çok tatmin edici.

Vanessa: Our poor cakes.

Vanessa: Zavallı keklerimiz.

Dan: Cakes.

Kekler.

Vanessa: They're losing out.

Vanessa: Kaybediyorlar.

Dan: I mean probably most people would love the cakes, but ...

Dan: Yani muhtemelen çoğu insan kekleri sever ama...

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Dan: I also don't like big, heavy things either.

Dan: Ben de büyük, ağır şeyleri sevmiyorum.

Vanessa: They are heavier.

Vanessa: Daha ağırlar.

Yeah.

Evet.

I think if it were a special occasion, like a birthday, that's when you traditionally

Bence doğum günü gibi özel bir gün olsaydı , o zaman geleneksel olarak

have cake.

pasta yerdin.

Maybe I would be more inclined to get a piece of cake and then share it with whoever I'm

Belki de pastadan bir parça alıp doğum gününü kiminle kutluyorsam onunla paylaşmaya daha yatkın olurdum

celebrating their birthday with.

.

Go to the bakery together and have a piece of cake.

Birlikte fırına gidin ve bir dilim pasta yiyin.

But then again, you've got so many other desserts.

Ama yine de, başka pek çok tatlınız var.

You could just as easily have this for a birthday because why not?

Bunu bir doğum günü için kolayca alabilirsin çünkü neden olmasın?

Dan: Yeah.

Evet.

Those are so satisfying to me.

Bunlar beni çok tatmin ediyor.

The creams are amazing.

Kremler harika.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

Now you are going to need to come to our house and eat the rest of our massacred desserts

Şimdi bizim evimize gelip katledilen tatlılarımızın geri kalanını yemen gerekecek

because there's no way- Dan: Please finish these.

çünkü başka yolu yok... Dan: Lütfen bunları bitir.

Vanessa: -we're going to be able to finish these.

Vanessa: -Bunları bitirebileceğiz.

Dan: Even though we ate out of each plate already.

Dan: Zaten her tabaktan yememize rağmen .

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet.

We only ate a little bit.

Sadece biraz yedik.

Dan: Maybe a little unsanitary.

Dan: Belki biraz sağlıksız.

Vanessa: Yeah.

Vanessa: Evet. Biraz yememe

Well, I've got another one here to help me eat a little bit, but my stomach is very small

yardım etmesi için burada bir tane daha var ama şu anda midem çok küçük

right now.

.

Shrinking and smashed under the baby.

Bebeğin altında küçülüp ezildi.

Well, in any case, thank you so much for joining us for this fun, outside the box English lesson.

Her halükarda, bu eğlenceli, alışılmışın dışında İngilizce dersi için bize katıldığınız için çok teşekkür ederiz.

Thanks for dedicating and sacrificing today.

Bugünü adadığın ve feda ettiğin için teşekkürler.

Dan: Yeah.

Evet.

This was so rough.

Bu çok kabaydı.

I had to eat pastries today.

Bugün hamur işleri yemem gerekiyordu.

Vanessa: So hard.

Vanessa: Çok zor.

This just is such a hard job.

Bu çok zor bir iş.

Dan: I guess it was okay.

Dan: Sanırım sorun yoktu.

Vanessa: Well, thank you so much for joining us.

Vanessa: Pekala, bize katıldığınız için çok teşekkür ederim .

Now I have a question for you: what kind of desserts do you like?

Şimdi size bir sorum var: Ne tür tatlıları seversiniz?

Out of all of these desserts, which one would you like to try?

Tüm bu tatlılardan hangisini denemek istersin?

If you ever come to the U.S., make sure that you visit some local bakeries, so that you

ABD'ye gelirseniz, farklı bölgelerin sunduğu farklı şeyleri görebilmek için bazı yerel fırınları ziyaret ettiğinizden emin olun

can just see the different things that different regions have to offer.

.

Thanks so much for joining me.

Bana katıldığınız için çok teşekkürler.

Dan: You're welcome.

Dan: Rica ederim.

Vanessa: We'll see you again next Friday for a new lesson here on my YouTube channel.

Vanessa: Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşürüz.

Bye.

Hoşçakal.

Dan: Peace.

Dan: Barış.

Vanessa: The next pair that we're going to ... I'm so excited, I can't even say taste.

Vanessa: Bir sonraki çiftimiz ... O kadar heyecanlıyım ki tadına bile bakamam.

Vanessa: The next step is to download my free E-book, Five Steps to Becoming a Confident

Vanessa: Bir sonraki adım, ücretsiz E-kitabımı, Kendine Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek

English Speaker.

.

You'll learn what you'll need to do to speak confidently and fluently.

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more free lessons.

Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Thanks so much.

Çok teşekkürler.

Bye.

Hoşçakal.