Speak With Me: English Speaking Practice

Vanessa: Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

Vanessa: Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

I have some good news. I'm coming  to visit you. Let's talk about it. 

Bazı iyi haberlerim var. Seni ziyarete geliyorum. Bunun hakkında konuşalım.

I can't wait. I just booked my flight. I've  got everything set up. I can't wait to hear  

bekleyemem Az önce uçuşumu ayırttım. Her şeyi kurdum.

more about where you live. What should I see?  What places should I avoid? Tell me all about.  

Yaşadığınız yer hakkında   daha fazla şey duymak için sabırsızlanıyorum. Ne görmeliyim? Hangi yerlerden kaçınmalıyım? Bana her şeyi anlat.

Is your heart starting to beat, tell you  about where I live? What? What do I say? How  

Kalbin atmaya başladı mı, yaşadığım yeri anlatır mısın? Ne? Ne derim?

do I explain it? Well, don't worry. Today in this  lesson, I'm going to help you talk about where you  

Bunu nasıl   açıklayabilirim? Endişelenme. Bugün bu derste, nerede yaşadığınız hakkında konuşmanıza yardımcı olacağım

live and also you will have a chance to speak with  me and use what you've learned. In this lesson,  

ve ayrıca benimle konuşma ve öğrendiklerinizi kullanma şansınız olacak. Bu derste,   nerede yaşadığınız hakkında

you will learn some common vocabulary to talk  about where you live. You can accurately explain  

konuşmak için bazı yaygın kelimeleri öğreneceksiniz .

where you live and give some advice to people who  could be visiting your city. Then we'll talk about  

Nerede yaşadığınızı   doğru bir şekilde açıklayabilir ve şehrinizi ziyaret edebilecek insanlara bazı tavsiyelerde bulunabilirsiniz . Ardından,

some common conversation questions about where you  live. And finally, you will see a little sample  

nerede yaşadığınız hakkında sık kullanılan bazı konuşma soruları hakkında konuşacağız . Ve son olarak,

conversation between my husband, Dan and I, as  we talk about visiting another city, and then you  

başka bir şehri ziyaret etmekten bahsederken kocam Dan ve benim aramızda geçen küçük bir örnek konuşma göreceksiniz ve ardından

will have a chance to practice speaking with  me. I will ask you a question and you will  

benimle konuşma pratiği yapma şansınız olacak . Size bir soru soracağım ve

need to use what you've learned. So pay attention  well, and get ready for the end of this lesson. 

öğrendiklerinizi kullanmanız gerekecek. Bu yüzden dikkatinizi iyice verin ve bu dersin sonuna hazırlanın.

To help you with today's lesson. I have created a  free PDF worksheet with all of today's vocabulary,  

Bugünün dersinde sana yardımcı olmak için. Bugünün tüm kelime dağarcığını,

questions, tips, sample conversations, and  Vanessa's challenge question at the end of  

sorularını, ipuçlarını, örnek konuşmaları ve Vanessa'nın meydan okuma sorusunu

the PDF worksheet so that you can use what  you've learned and remember it so that you  

PDF çalışma sayfasının sonunda   içeren ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum;

don't feel too nervous and you can express  yourself clearly. So don't forget to download  

çok gergin hissedersiniz ve kendinizi net bir şekilde ifade edebilirsiniz. Bu nedenle

the free PDF worksheet. There is a link in the  description of this video. It is my gift for you. 

ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın. Bu videonun açıklamasında bir bağlantı var . Bu senin için benim hediyem.

Okay, let's get started with some common  vocabulary to talk about where you live. 

Tamam, nerede yaşadığınız hakkında konuşmak için bazı yaygın kelimelerle başlayalım.

If you live in a city, you might say, "It's really  busy where I live. New York city is a busy place."  

Bir şehirde yaşıyorsanız, " Yaşadığım yer gerçekten yoğun. New York şehri yoğun bir yer" diyebilirsiniz.

Or you could use the word crowded. "Tokyo is a  crowded city. There are lots of people everywhere,  

Veya kalabalık kelimesini kullanabilirsiniz. "Tokyo kalabalık bir şehir. Her yerde çok sayıda insan var

and there are not many places where you can be  alone and have a quiet moment." Maybe you might  

ve yalnız kalıp sakin bir an geçirebileceğiniz pek fazla yer yok." Belki

say that your city is busy and crowded. What's  the opposite of this? You can say, "Stockholm,  

şehrinizin yoğun ve kalabalık olduğunu söyleyebilirsiniz. Bunun tersi nedir? "Stockholm,

Sweden is a relaxed city. It's a quiet place."  I don't know. I have never been to Stockholm.  

İsveç rahat bir şehir. Sakin bir yer" diyebilirsiniz. Bilmiyorum. Stockholm'e hiç gitmedim.

If you're from Stockholm, Sweden, let me know.  

Stockholm, İsveç'ten iseniz, bana bildirin.

But you might say, "Where I live is just a relaxed  place." Or we can say it's relaxing. "If you  

Ancak "Yaşadığım yer sadece rahat bir yer" diyebilirsiniz. Ya da rahatlatıyor diyebiliriz. "

come visit where I live, it's very relaxing and  quiet. Maybe that's because it's in the country." 

Yaşadığım yeri ziyarete gelirseniz çok rahatlatıcı ve sessizdir. Belki de taşrada olduğu içindir."

Let's go on to these two common words to  talk about the type of place you live.  

Yaşadığınız yerin türü hakkında konuşmak için bu iki ortak kelimeye geçelim.

You might say, "Yeah, I live in Delhi, India, and  it's one of the largest urban areas in the. There  

"Evet, Hindistan, Delhi'de yaşıyorum ve burası dünyadaki en büyük kentsel alanlardan biri.

are so many people here. It's busy, it's crowded.  It's an urban area." And this means it's the city.  

Burada çok fazla insan var. Yoğun, kalabalık. Burası kentsel bir bölge." Bu da şehir olduğu anlamına geliyor.

It's quite busy. It's crowded. It's an urban  area. There's not many trees, not much nature.  

Oldukça meşgul. Burası kalabalık. Bu bir kentsel alan. Çok fazla ağaç yok, çok fazla doğa yok.

But on the other hand, you might say, "I live  in the country." The word country means United  

Ancak öte yandan, " Taşrada yaşıyorum" diyebilirsiniz. Ülke kelimesi Amerika Birleşik

States, France, Japan, these places, but in the  US, we use this to mean countryside. We do say  

Devletleri, Fransa, Japonya, bu yerler anlamına gelir, ancak ABD'de bunu kırsal alan anlamında kullanırız.

countryside sometimes, but we're more likely in  the US to say, "I live in the country." That means  

Bazen kırsal bölge diyoruz, ancak ABD'de "Taşrada yaşıyorum" deme olasılığımız daha yüksek. Bu, doğada   anlamına gelir

in nature. Maybe there's some farms around you,  maybe there's forests around you and you don't  

. Belki çevrenizde bazı çiftlikler vardır, belki çevrenizde ormanlar vardır ve

live in a busy urban city center. You live in the  country. So I wonder for you, do you live in the  

yoğun bir şehir merkezinde yaşamıyorsunuzdur. Taşrada  yaşıyorsunuz . Senin için merak ediyorum,

country or do you live in an urban city center? Do you live somewhere that's difficult to get  

taşrada mı yoksa şehir merkezinde mi yaşıyorsun? Ulaşılması zor bir yerde mi yaşıyorsunuz

to? You might say, "Yeah, my city is off the  beaten path, but it's worth visiting." So for me,  

? "Evet, benim şehrim alışılmışın dışında , ancak ziyaret etmeye değer" diyebilirsiniz. Yani benim için

my city, Asheville in North Carolina, it is  definitely off the beaten path. It's not a huge  

benim şehrim, Kuzey Karolina'daki Asheville, kesinlikle alışılmışın dışında. Büyük bir

city. It doesn't have a big airport that comes  here. It's off the beaten path. But if you want  

şehir değil. Buraya gelen büyük bir havaalanı yok . Alışılmışın dışında. Ancak

to check out some other local sites in the US, it  could be nice to visit. It's off the beaten path. 

ABD'deki diğer bazı yerel sitelere göz atmak isterseniz, ziyaret etmek güzel olabilir. Alışılmışın dışında.

This also can be used to talk  about locations within a city.  

Bu aynı zamanda bir şehir içindeki konumlar hakkında konuşmak için de kullanılabilir.

So if you visit Paris and you go to the  Eiffel Tower, and then you get hungry. Well,  

Yani Paris'i ziyaret edip Eyfel Kulesi'ne giderseniz ve sonra acıkırsanız. Şey,   yemek yemek için

the places that are close to the Eiffel Tower  to eat, those are what we call tourist traps.  

Eyfel Kulesi'ne yakın olan yerlere turist tuzağı diyoruz.

Those places are only for tourists. They're  extremely expensive. They're not high quality.  

Buralar sadece turistler içindir. Son derece pahalıdırlar. Yüksek kaliteli değiller.

It's just to trap tourists. But if you want to  eat at a great location, you might go somewhere  

Sadece turistleri tuzağa düşürmek için. Ancak harika bir yerde yemek yemek istiyorsanız, alışılmışın dışında bir yere gidebilirsiniz

off the beaten path. This is somewhere that not  many other people go to. And it's an expression  

. Bu, diğer pek çok kişinin gitmediği bir yerdir. Ve bu,

that's great to use about like little secret local  locations. So when I visit your city, I might ask,  

küçük gizli yerel  konumlar hakkında kullanmak için harika bir ifadedir . Bu nedenle, şehrinizi ziyaret ettiğimde,

"Are there any places off the beaten path that  I can visit? Are there any restaurants off the  

"Alışılmışın dışında ziyaret edebileceğim herhangi bir yer var mı ? Yalnızca yerel halkın bildiği, alışılmışın dışında herhangi bir restoran var mı

beaten path that only locals know about? What  is something off the beaten path that I can do?" 

? Alışılmışın dışında yapabileceğim bir şey nedir? ?"

Let's say that where you live is not extremely  popular, but it's becoming more popular.  

Diyelim ki yaşadığınız yer çok popüler değil, ancak giderek daha popüler hale geliyor.

Maybe because of the pandemic last year, people  are traveling to different types of destinations.  

Belki de geçen yılki salgın nedeniyle insanlar farklı türde yerlere seyahat ediyor.

Maybe they're deciding to travel to  more nature places, places that are  

Belki daha fazla doğal yerlere, dağlarda bulunan yerlere

in the mountains or places that are not in big  city centers. Well, that might mean that where  

veya büyük şehir merkezlerinde olmayan yerlere seyahat etmeye karar veriyorlar . Bu,

you live is becoming an up and coming place.  We use this term, up and coming, to talk about  

yaşadığınız   yerin yükselen bir yer haline geldiği anlamına gelebilir. Bu terimi,

somewhere that's not extremely popular, but it's  becoming more popular. So you might say, "Yeah,  

çok popüler olmayan ancak daha popüler hale gelen bir yerden   bahsetmek için kullanırız. Yani, "Evet,

my city isn't really popular now, but it's an up  and coming place, you've got to check it out." We  

benim şehrim şu anda pek popüler değil, ancak gelişmekte olan bir yer, kontrol etmelisiniz." diyebilirsiniz.

can use this on a smaller scale, just like off  the beaten path, to talk about a restaurant or  

Bunu   bir restoran veya   bir mahalle hakkında konuşmak için daha küçük ölçekte kullanabiliriz, tıpkı alışılmışın dışında gibi

a neighborhood. "That neighborhood used to not be  a good neighborhood, but now it's an up and coming  

. "O mahalle eskiden iyi bir mahalle değildi, ama şimdi gelişmekte olan bir

neighborhood. You've got to walk through it. Just  look at the houses, look at the architecture,  

mahalle. İçinden geçmeniz gerekiyor. Sadece evlere bakın, mimariye bakın,

enjoy the sites." So you might say, "It's an  up and coming place." Excellent expression. 

sitelerin tadını çıkarın." Bu nedenle, " Gelişmekte olan bir yer" diyebilirsiniz. Mükemmel ifade.

Our final expression to talk about where you  live is must-see, or some must-see locations.  

Yaşadığınız yer hakkında konuşmak için son ifademiz mutlaka görülmesi gereken yerler veya bazı görülmesi gereken yerler.

Can you imagine what this means? Does it mean  it's not important to see it? No. You can skip  

Bunun ne anlama geldiğini hayal edebiliyor musunuz? Bu, onu görmenin önemli olmadığı anlamına mı geliyor? Hayır.

that. No, you must see this. For example, when  you visit Egypt, the pyramids are a must-see.  

Bunu atlayabilirsiniz. Hayır, bunu görmelisin. Örneğin Mısır'ı  ziyaret ettiğinizde piramitler mutlaka görülmesi gereken yerlerdendir.

So we can use it as a noun. A must-See. Of course,  when you go to Egypt, the pyramids are a must-see.  

Yani isim olarak kullanabiliriz. Görülmesi gereken bir yer. Tabii Mısır'a gittiğinizde piramitler mutlaka görülmeli.

When you go to London, Big Ben is a must-see. When  you go to New York City, the Empire State Building  

Londra'ya gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken bir yer Big Ben. New York'a gittiğinizde, Empire State Binası

is a must-see. These are kind of like the top  things that you need to see. But even if you don't  

mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Bunlar, görmeniz gereken en önemli şeyler gibidir. Ancak bu

live in one of those really popular cities, if you  live somewhere a little bit off the beaten path,  

gerçekten popüler şehirlerden birinde yaşamıyor olsanız bile, alışılmışın biraz dışında bir yerde yaşıyorsanız,

you can still use this expression. You might  say, "In my city, this view on the top of the  

bu ifadeyi yine de kullanabilirsiniz. "Benim şehrimde, dağların tepesindeki bu manzara

mountains, that is a must-see. You drive up  this hill and you can have a great 360 view.  

mutlaka görülmeli. Bu tepeye çıkarsanız 360 derecelik harika bir manzaraya sahip olabilirsiniz.

That is a must-see." So it's something that  you cannot miss when you visit that location. 

Bu mutlaka görülmeli." Bu yüzden, o yeri ziyaret ettiğinizde kaçırmamanız gereken bir şey.

So when I visit your city, tell  me what are some places that  

Bu yüzden, şehrinizi ziyaret ettiğimde, mutlaka görülmesi gereken yerler nelerdir

are a must-see? I don't want to miss them. Next, let's talk about some common questions  

? Onları kaçırmak istemiyorum. Şimdi,

that you can ask other people about where  they live and also other people will ask you  

diğer insanlara nerede yaşadıkları hakkında sorabileceğiniz ve ayrıca diğer insanların size

about where you live. So make sure you're  comfortable answering them about where you live. 

nerede yaşadığınız hakkında soracağı bazı genel sorulardan bahsedelim. Bu nedenle, onlara nerede yaşadığınızla ilgili rahat bir şekilde yanıt verdiğinizden emin olun.

The first question is, where are you from? This  is an extremely common question. And you can  

İlk soru, nerelisin? Bu, son derece yaygın bir sorudur. Siz

just say, "Yep. I'm from the US." But it's nice to  give a little more details. So you might say, "I'm  

"Evet. ABD'liyim" diyebilirsiniz. Ancak biraz daha fazla ayrıntı vermek güzel. Yani, "Ben

from Asheville in North Carolina. It's a pretty  quiet place, but it's kind of up and coming."  

Kuzey Carolina, Asheville'denim. Oldukça sakin bir yer, ama bir şekilde gelecek vaat ediyor" diyebilirsiniz.

Great. You're giving some details. It's  quiet, but it's also up and coming. I live  

Harika. Biraz detay veriyorsun. Sessiz, ama aynı zamanda gelişiyor.

in Asheville. You're inviting a conversation.  If you just say, "I'm from the US." Or,  

Asheville'de yaşıyorum. Bir sohbete davet ediyorsunuz. "Ben ABD'denim" derseniz. Veya

"I'm from Asheville." That's where I'm from.  Someone might ask you, "What's it like there?"  

"Ben Asheville'liyim." Ben oralıyım. Birisi size "Orası nasıl bir yer?" diye sorabilir.

Or if someone doesn't give you more details  about where they live, they just say France.  

Ya da birisi size nerede yaşadığıyla ilgili daha fazla ayrıntı vermezse , sadece Fransa der.

"I live in London. I live in LA." Okay, well,  you might want some more details. You don't want  

"Londra'da yaşıyorum. Los Angeles'ta yaşıyorum." Tamam, biraz daha ayrıntı isteyebilirsin.

to continue the conversation. This is a great  question to ask: what's it like there? What's  

Görüşmeye   devam etmek istemiyorsunuz. Bu, sorulması gereken harika bir soru: Orası nasıl bir yer?

it like there? What is it like there? They might  say, "It's so hot in the summer, but in the fall,  

Orada nasıl? Orası nasıl? "Yazın çok sıcak ama sonbaharda

it's awesome because we get some great leaves and  you got to check it out in the fall." Excellent. 

harika, çünkü harika yapraklar alıyoruz ve sonbaharda bunu kontrol etmelisiniz." diyebilirler. Harika.

If someone has not mentioned the weather yet,  you can say, "What's the weather like there?"  

Birisi henüz hava durumundan bahsetmediyse "Orada hava nasıl?" diyebilirsiniz.

They can go into some details. You could say about  your city. "The winter is so cold. We get tons of  

Bazı ayrıntılara girebilirler. Şehriniz hakkında söyleyebilirsiniz . "Kış çok soğuk. Tonlarca

snow, but when it melts in the spring and all of  the leaves become green and the flowers bloom,  

kar yağar, ancak ilkbaharda eridiğinde ve tüm yapraklar yeşerdiğinde ve çiçekler açtığında,

it's awesome. You got to visit in the spring." If you have not told someone what time to visit  

bu harikadır. İlkbaharda ziyaret etmelisiniz." Henüz birine ne zaman ziyaret edeceğini söylemediyseniz

yet, they might ask, "What's the best time to  visit?" When Dan and I were planning a trip to  

, "Ziyaret etmek için en iyi zaman hangisi ?" diye sorabilirler.

go to Costa Rica, a couple years ago, we did a  lot of research about what is the best time to  

Birkaç yıl önce Dan ve ben Kosta Rika'ya gitmek için bir gezi planlarken, Kosta Rika'yı ziyaret etmek için en iyi zamanın ne olduğu konusunda çok araştırma yaptık

visit Costa Rica. Their seasons are very different  than our seasons and we were going to be spending  

. Onların mevsimleri bizim mevsimlerimizden çok farklı ve

a lot of time outside. So we wanted to make  sure it wasn't going to be raining the whole  

dışarıda çok fazla zaman geçirecektik. Bu yüzden sürekli yağmur yağmayacağından

time, it wasn't going to be pouring down rain or  too hot the whole time. So we asked this question,  

, sürekli sağanak yağmur yağmayacağından veya çok sıcak olmayacağından emin olmak istedik. Biz de şu soruyu sorduk:

"When's the best time to visit?" So  someone might ask you, "When's the  

"Ziyaret etmek için en iyi zaman ne zaman?" Yani birisi size "

best time to visit your city?" For my city,  I think the best time to visit is the fall.  

Şehrinizi ziyaret etmek için en iyi zaman ne zaman?" diye sorabilir. Şehrim için, ziyaret edilecek en iyi zamanın sonbahar olduğunu düşünüyorum.

The leaves are beautiful and the mountains.  There's so many different colors and the air is so  

Yapraklar güzeldir ve dağlar. Pek çok farklı renk var ve hava çok

crisp and fresh. Got to visit in the fall. If someone asked you, "What's your city known  

canlı ve ferah. Sonbaharda ziyaret etmeliyim. Birisi size "Şehriniz neyle

for?" What would you say? This means, what is your  city famous for? Why do people visit your city?  

tanınır?" Ne dersin? Bu, şehrinizin neyle ünlü olduğu anlamına gelir ? İnsanlar neden şehrinizi ziyaret ediyor?

It might just be something simple  like, "The air is so fresh."  

"Hava çok taze" gibi basit bir şey olabilir.

Or it might be, "Oh, they just love  this pastry. This type of dessert  

Ya da "Ah, bu hamur işine bayılıyorlar. Bu tür tatlılar

that's made in my city and a lot of  people like to come and eat that pastry."  

benim şehrimde yapılıyor ve pek çok insan gelip o hamur işini yemeyi seviyor."

Cool. It could be something simple. Or if you live  in a bigger place, you can obviously talk about  

Serin. Basit bir şey olabilir. Ya da daha büyük bir yerde yaşıyorsanız,

some famous destinations that your city is known  for. But if people have not heard about your city,  

şehrinizin meşhur olduğu bazı ünlü destinasyonlar hakkında açıkça konuşabilirsiniz . Ancak insanlar şehrinizi duymamışsa

they might ask this question, "Oh, what's  it known for? What's your city known for?"  

şu soruyu sorabilirler: "Ah, ne  olarak bilinir? Şehriniz ne için bilinir?"

And then you can think about some great places  to visit that people might be interested in. 

Ardından, insanların ilgi duyabilecekleri gezmek için bazı harika yerler düşünebilirsiniz.

Whenever I ask someone about their city,  especially if I'm going to visit like your city,  

Birine şehri hakkında soru sorduğumda, özellikle de sizin şehriniz gibi bir yeri ziyaret edeceksem,

I like to ask about their personal favorite  thing to do. So someone might ask you,  

onların yapmayı en sevdikleri şey hakkında soru sormaktan hoşlanırım . Bu nedenle birisi size

"What's your favorite thing to do in your city?"  Or, "What's your favorite thing to eat there?  

"Şehrinizde yapmayı en sevdiğiniz şey nedir?" diye sorabilir. Veya "Orada yemeyi en sevdiğin şey nedir?

What's your favorite thing to see?" Because I  think that local people's perspectives are often  

Görmeyi en sevdiğin şey ne?" Çünkü yerel halkın bakış açısının çoğu zaman

different than a tourist perspective. So finding  out what the locals like to do, specifically what  

turist bakış açısından farklı olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla, yerel halkın ne yapmaktan hoşlandığını, özellikle de

you like to do can be really valuable and can add  to a rich visiting experience. So if I asked you,  

sizin ne yapmaktan hoşlandığınızı öğrenmek gerçekten değerli olabilir ve zengin bir ziyaret deneyimine katkıda bulunabilir. Peki size,

"What's your favorite thing to do in your city?"  You might tell me, "Oh man, there is this little  

"Şehrinizde yapmayı en sevdiğiniz şey nedir?" Bana şöyle diyebilirsiniz: "Aman Tanrım,

bar off the beaten path, down this alley, and you  got to check it out. It's so cool. They brew their  

bu sokağın aşağısında, alışılmışın dışında küçük bir bar var ve onu kontrol etmelisin. Çok havalı. Kendi

own beer and the atmosphere is awesome. It is a  must-see." Great. I bet that my trip to your city  

biralarını kendileri yapıyorlar ve atmosfer harika. Bu bir zorunluluktur. -Görmek." Harika. Bahse girerim

would be a lot more amazing because of that  information. So make sure that you have some ideas  

bu bilgi sayesinde şehrinize yapacağım gezi   çok daha harika olurdu . Bu nedenle,

that you can tell other people about your city. Our final question is a little more broad. Someone  

diğer insanlara şehriniz hakkında anlatabileceğiniz   bazı fikirleriniz olduğundan emin olun. Son sorumuz biraz daha kapsamlı. Birisi

might simply ask you, "What do you recommend?"  Or maybe if you're talking to someone who lives  

size "Ne önerirsiniz?" diye sorabilir. Ya da belki New York'ta yaşayan biriyle konuşuyorsanız

in New York and you are about to visit New York.  Great, you can ask them some questions and say,  

ve New York'u ziyaret etmek üzereyseniz. Harika, onlara bazı sorular sorabilir ve

"What do you recommend? What do you recommend  about New York? What do you recommend that I do?" 

"Ne önerirsiniz? New York hakkında  ne önerirsiniz? Ne yapmamı önerirsiniz?"

"Oh, you've got to see this museum. It's really  cool. They have local artists that they have  

"Ah, bu müzeyi görmelisin. Gerçekten harika. Yerel sanatçıları

on display. All these different things you can  see." Great, you're asking, what do you recommend  

sergiliyorlar. Tüm bu farklı şeyleri görebilirsin." Harika, soruyorsun,

in general? It might not be that person's absolute  favorite thing personally, but to visit the city,  

genel olarak ne önerirsin  ? Bu kişinin kişisel olarak mutlak en sevdiği şey olmayabilir, ancak şehri ziyaret etmek için

what do you recommend? Great. A wonderful  question to ask. What do you recommend? 

ne önerirsiniz? Harika. Sormak için harika bir soru. Ne tavsiye edersiniz?

All right, now that we've talked about some  common vocabulary to describe your city,  

Pekala, şehrinizi tanımlamak için bazı yaygın sözcüklerden,

some common questions that you can ask or other  people might ask you about where you live,  

sorabileceğiniz veya başkalarının size sorabileceği bazı genel sorulardan bahsettiğimize göre,   kocam Dan ile benim aramda

let's see a quick sample conversation between  me and my husband, Dan, where we talk about  

kısa bir örnek sohbete bakalım . burada

visiting Rome. Now, neither of us are from  Rome, but I want you to use your imagination.  

Roma'yı ziyaret etmekten bahsediyoruz. Şimdi, ikimiz de Roma'dan değiliz ama hayal gücünüzü kullanmanızı istiyorum.

Let's imagine that Dan is from Rome. He's actually  from the US, but let's imagine that he's from Rome  

Dan'in Romalı olduğunu düşünelim. Kendisi aslında ABD'den, ancak onun Roma'dan   olduğunu

and he is giving me some insider tips about what  I should do on my upcoming trip to Rome. Let's  

ve yaklaşan Roma gezimde ne  yapmam gerektiği konusunda bana içeriden bazı ipuçları verdiğini düşünelim .

watch the sample conversation and listen for some  of the key vocabulary that we just talked about,  

Örnek sohbeti izleyelim ve biraz önce konuştuğumuz bazı temel kelimeleri dinleyelim,

because you are about to have a chance to use  it yourself, speaking with me. Let's watch. 

çünkü benimle konuşarak bu kelimeyi kendiniz kullanma şansınız olacak. Hadi izleyelim.

Hey Dan. Dan: 

Hey Dan. Dan:

Hey Vanessa. Are you excited  for your trip to Rome? 

Selam Vanessa. Roma geziniz için heyecanlı mısınız?

Vanessa: Yeah, I can't wait. It's such a historic place,  

Vanessa: Evet, sabırsızlanıyorum. Çok tarihi bir yer

but are there any tourist traps I should avoid? Dan: 

ama kaçınmam gereken turist tuzakları var mı? Dan:

Yeah, avoid all the gelato shops except this  one. It's off the beaten path, but trust me,  

Evet, bunun dışındaki tüm gelato dükkanlarından kaçının . Alışılmışın dışında ama güven bana

it's worth it. Vanessa: 

buna değer. Vanessa:

Oh, thanks for the tip. Any other must-sees? Dan: 

Ah, bahşiş için teşekkürler. Başka görülmesi gereken var mı? Dan:

Well, the Colosseum is great, but my favorite  thing to do is wander around and see all the  

Kolezyum harika ama en sevdiğim şey etrafta dolaşıp tüm

little chapels. It's usually more  relaxed and less crowded that way. 

küçük şapelleri görmek. Bu şekilde genellikle daha rahat ve daha az kalabalık olur.

Vanessa: Oh, that's good to know. Thanks for the tip. 

Vanessa: Ah, bunu öğrendiğim iyi oldu. Bahşiş için teşekkürler.

Dan: No problem. Enjoy your trip. 

Den: Sorun değil. Yolculuğun tadını çıkar.

Vanessa: I will. 

Vanessa: Yapacağım.

All right, now it is your turn. I'm going to ask  you some questions about where you live because  

Pekala, şimdi sıra sende. Size nerede yaşadığınızla ilgili bazı sorular soracağım çünkü

I'm coming to visit. I need to know what it's  like. I'm going to ask you some questions and then  

ziyarete geleceğim. Nasıl bir şey olduğunu bilmem gerekiyor . Size bazı sorular soracağım ve ardından

I will pause. I will be listening to you wherever  you live around the world. I will be listening. So  

ara vereceğim. Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın sizi dinliyor olacağım . dinliyor olacağım Bu nedenle

please speak out loud. Use the expressions that  you have learned. And I can't wait to learn more  

lütfen yüksek sesle konuşun. Öğrendiğiniz ifadeleri kullanın . Ve şehriniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyorum

about your city. Are you ready to get started? Hi, I'm taking a vacation to your city and I  

. Başlamaya hazır mısın? Merhaba, şehrinize tatile gidiyorum ve

can't wait. Tell me, what's the weather like in  the summer? I need to know what I should pack. 

sabırsızlanıyorum. Söylesene, yazın hava nasıl ? Ne paketlemem gerektiğini bilmem gerekiyor.

That's good to know. Thank you. Well, what's  your favorite thing to do or see in your city? 

Bunu bilmek güzel. Teşekkür ederim. Pekala, şehrinizde yapmayı veya görmeyi en sevdiğiniz şey nedir? Kulağa

Well, that sounds really interesting.  So I got to know, are there any tourist  

gerçekten ilginç geliyor. Gittiğimde kaçınmam gereken herhangi bir turist tuzağı var mı

traps that I should avoid when I go? Thanks so much for the tip. I look forward  

? Bahşiş için çok teşekkürler.

to visiting. I can't wait to see you soon. Bye. All right, how did you do having this conversation  

Ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum. Seni yakında görmek için sabırsızlanıyorum. Hoşçakal. Pekala, benimle bu konuşmayı nasıl yaptın

with me? You're welcome to review that  and say it again and again and again,  

? Pratik yapmak ve özgüveninizi artırmak için bunu gözden geçirebilir ve tekrar tekrar söyleyebilirsiniz

to practice and grow your confidence. Now I want to learn about where you live  

. Şimdi yorumlarda nerede yaşadığınızı   öğrenmek istiyorum

in the comments. Tell me what is a must-see place  in your city. Let us know in the comments. I can't  

. Şehrinizde mutlaka görülmesi gereken bir yerin neresi olduğunu söyleyin . Yorumlarda bize bildirin.

wait to learn more about where you live. And feel  free to read other comments as well to get to know  

Yaşadığınız yer hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyorum. Ve dünyadaki diğer yerleri tanımak için diğer yorumları da okumaktan çekinmeyin

other places around the world. And don't forget  to download the free PDF for today's lesson so  

. Bugünkü ders için ücretsiz PDF'yi indirmeyi unutmayın,

that you can review all of the common vocabulary,  questions, sample conversations, and also answer  

böylece   tüm ortak kelimeleri, soruları, örnek konuşmaları gözden geçirebilir ve ayrıca   ücretsiz PDF çalışma sayfasının

Vanessa's challenge question at the end of the  free PDF worksheet. You can download it with the  

sonundaki   Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayabilirsiniz .

link in the description so that you can continue  practicing and master conversation in English. 

Açıklamadaki  bağlantıyla indirebilirsiniz, böylece İngilizce pratik yapmaya ve konuşmada ustalaşmaya devam edebilirsiniz.

Well, thanks so much and I'll see  you again next Friday for a new  

Pekala, çok teşekkürler. Gelecek Cuma

lesson here on my YouTube channel. Bye. The next step is to download the free  

YouTube kanalımda yeni bir derste görüşmek üzere. Hoşçakal. Sonraki adım,

PDF worksheet for this lesson. With this free  PDF, you will master today's lesson and never  

bu ders için ücretsiz   PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak ve

forget what you have learned. You can be a  confident English speaker. Don't forget to  

öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

subscribe to my YouTube channel for a  free English lesson every Friday. Bye.

Her Cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.