5 Secrets to Having an American English Accent: Advanced Pronunciation Lesson

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com.  

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa.

Can you really sound like an American  English speaker? Let's talk about it. 

Gerçekten bir Amerikan İngilizcesi konuşan biri gibi konuşabiliyor musunuz ? Bunun hakkında konuşalım.

Have you ever been watching an American TV show  or movie and you heard a phrase, don't get bent  

Hiç bir Amerikan dizisini veya filmini izlerken bir cümle duydunuz mu,

out of shape of over it. It seems so fast. You  feel like maybe you understood what it meant, but  

aklınızı kaybetmeyin. Çok hızlı görünüyor. Bunun ne anlama geldiğini anlamış gibi hissediyorsunuz, ancak

how in the world are they saying it so quickly?  What is the secret to speaking like this? Well,  

bunu nasıl bu kadar çabuk söylüyorlar? Böyle konuşmanın sırrı nedir? Pekala,

today, I would like to help you with five common  American English phrases that include key American  

bugün size, temel Amerikan İngilizcesi seslerini içeren beş yaygın Amerikan İngilizcesi deyimi konusunda yardımcı olmak istiyorum

English sounds. This lesson will help you to  level up your vocabulary and also level up your  

. Bu ders, kelime dağarcığınızı geliştirmenize ve ayrıca

pronunciation and understanding skills, so the  next time that you hear these phrases and you hear  

telaffuz ve anlama becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır, böylece bir dahaki sefere bu ifadeleri duyduğunuzda ve

American English speakers, you will know exactly  what they're saying. And of course, like always  

Amerikan İngilizcesi konuşanları duyduğunuzda, tam olarak ne dediklerini anlayacaksınız. Ve tabii ki, her zaman olduğu gibi bugünün dersine uygun

I have created a free PDF worksheet to go with  today's lesson. You can download this worksheet  

ücretsiz bir PDF çalışma sayfası oluşturdum . Bu çalışma sayfasını indirebilir

and learn all of the pronunciation points,  all of the sample sentences, all of the ideas,  

ve tüm telaffuz noktalarını, tüm örnek cümleleri, tüm fikirleri öğrenebilir

and at the bottom of the worksheet, you can  answer Vanessa's challenge question so that you  

ve çalışma sayfasının alt kısmında Vanessa'nın meydan okuma sorusunu yanıtlayarak

never forget what you've learned. You can  click on the link in the description to  

öğrendiklerinizi asla unutmazsınız. Açıklamadaki bağlantıya tıklayarak

download that free PDF worksheet today. All right. Let's get started with our  

bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını bugün indirebilirsiniz. Elbette.

first of American English phrase and pronunciation  point. Have you ever been looking at social  

İlk   Amerikan İngilizcesi ifade ve telaffuz noktamızla başlayalım. Hiç sosyal

media and you thought, huh? The grass is always  greener on the other side. And then you realized,  

medyaya bakıp, ha? Diğer taraftaki çimenler hep daha yeşildir. Ve sonra fark ettiniz ki,

maybe the grass isn't always greener on the  other side. There's probably some hidden costs  

belki de diğer tarafta çimler her zaman daha yeşil değildir . İnternette gördüğünüz tüm bu harika şeylerin muhtemelen bazı gizli maliyetleri vardır

to all of these wonderful things that you're  seeing online and that's really the truth. Social  

ve bu gerçekten doğrudur. Sosyal

media's not real. So this common phrase, the grass  isn't always greener on the other side means that  

medya gerçek değil. Bu yaygın deyim, diğer tarafta çimen her zaman daha yeşil değildir,

the other person's life or something that you're  not experiencing always looks better than what  

diğer kişinin hayatının veya sizin deneyimlemediğiniz bir şeyin her zaman

you currently have, but in reality, that's not  really true. If you get to that other place,  

şu anda sahip olduğunuzdan daha iyi göründüğü anlamına gelir, ancak gerçekte bu pek doğru değildir. O diğer yere giderseniz,

if you do that other thing, it's not  always the paradise that you expect. 

diğer şeyi yaparsanız, her zaman beklediğiniz cennet olmaz.

So let's break down this pronunciation so that you  can use this phrase and say it clearly. The grass  

Bu ifadeyi kullanabilmeniz ve net bir şekilde söyleyebilmeniz için bu telaffuzu inceleyelim. Çim

isn't always greener on the other side.  Do you hear the sound that I emphasized?  

diğer tarafta her zaman daha yeşil değildir. Vurguladığım sesi duyuyor musun?

This is the R sound or in American English, we  often call this the colored R because it's very  

Bu R sesidir veya Amerikan İngilizcesinde buna genellikle renkli R diyoruz çünkü çok

strong. Listen to it when I say the word grass,  grass. Does this remind you of an angry dog?  

güçlüdür. Çim kelimesini söylediğimde onu dinleyin, çim. Bu sana kızgın bir köpeği hatırlatıyor mu?

And this is a way to have the American English  R sound. Can you say it with me? The grass,  

Ve bu, Amerikan İngilizcesi R sesine sahip olmanın bir yoludur . Benimle söyler misin? Çim,

the grass. Let's add the rest of this phrase.  The grass isn't always greener on the other side.  

çimen. Bu ifadenin geri kalanını ekleyelim. Diğer tarafta çim her zaman daha yeşil değildir.

So don't forget that hard R sound in the word  greener at the end, and also in the word other.  

Bu nedenle, kelimedeki sert R sesinin sonunda daha yeşil olduğunu ve ayrıca diğer kelimesinde olduğunu unutmayın. Amerikan İngilizcesinde kelimenin

Having that strong colored R sound at the end  of the word is essential in American English.  

sonunda o güçlü renkli R sesinin olması çok önemlidir.

Let's say this full phrase one more time, and I  want you to try to say it with me. Are you ready?  

Bu tam cümleyi bir kez daha söyleyelim ve bunu benimle birlikte söylemeye çalışmanı istiyorum. Hazır mısın?

The grass isn't always greener on the other side. All right. Let's go on to our second phrase and  

Diğer tarafta çim her zaman daha yeşil değildir. Elbette. İkinci ifademize ve

also our second American English pronunciation  point. Are you someone who is always late? Well,  

ayrıca ikinci Amerikan İngilizcesi telaffuz noktamıza geçelim. Her zaman geç kalan biri misin? Pekala,

it might be useful for you to use this phrase,  better late than never, better late than never.  

bu ifadeyi kullanmanız yararlı olabilir, hiç olmamasından iyidir, geç olması hiç olmamasından iyidir.

Unfortunately, I have had to use this many times.  I am often late, hopefully just by a few minutes,  

Ne yazık ki, bunu birçok kez kullanmak zorunda kaldım. Çoğu zaman geç kalıyorum, umarım sadece birkaç dakika geç kalırım,

but it's still nice to apologize and you can use  this lovely phrase. Sorry, I'm a few minutes late.  

ama yine de özür dilemek güzeldir ve bu güzel ifadeyi  kullanabilirsiniz. Üzgünüm, birkaç dakika geciktim.

Better late than never. You could say  it with a little joke in your voice,  

Geç olsun güç olmasın. Bunu ses tonunda küçük bir şakayla söyleyebilirsin,

but let's break down this pronunciation. Better late than never. Listen to that word,  

ama bu telaffuzu biraz açalım. Geç olsun güç olmasın. Bu kelimeyi dinle,

better. Is there a D in this word better? Are we  talking about a bed that you go to sleep in? Nope.  

daha iyi. Bu kelimede daha iyi bir D var mı? Uyuyacağınız bir yataktan mı bahsediyoruz? Hayır.

In American English, a T that is surrounded  by vowels or vowel sounds will change  

Amerikan İngilizcesinde, ünlüler veya sesli harflerle çevrili bir T,

to a D, better. This is common in the word  water, or maybe you're wearing a sweater.  

daha iyi bir şekilde D'ye dönüşür. Bu, su kelimesinde yaygındır veya belki bir süveter giyiyorsunuzdur.

This is typical of American English. So  when you use this phrase, make sure that you  

Bu tipik bir Amerikan İngilizcesidir. Dolayısıyla bu ifadeyi kullandığınızda,

pronounce it like this, better late than never. Our third American English phrase and American  

bu şekilde   telaffuz ettiğinizden emin olun, geç olması hiç olmamasından iyidir. Üçüncü Amerikan İngilizcesi ifademiz ve Amerikan

English pronunciation is included in this phrase,  don't get bent out of shape over it. Don't get  

İngilizcesi telaffuzumuz bu ifadede yer almaktadır, bu ifadeye aldanmayın.

bent out of shape over it. What's happening here?  Well, there's one concept that we just talked  

Üzerinde eğilip bükülmeyin. Burada neler oluyor? Az önce bahsettiğimiz bir kavram var

about. Listen to the middle of this phrase, out of  shape. Here this T is changing to a D, but we've  

. Bu ifadenin ortasını dinleyin, şekilsiz. Burada bu T, D'ye dönüşüyor, ancak

already talked about that. Don't get bent out of  shape. So what else are we adding here? Listen  

bunun hakkında daha önce konuşmuştuk. Eğilmeden şekilden çıkmayın . Peki buraya başka neler ekliyoruz?

carefully for another T sound. A lot of these  words end in T, but as I say this phrase, I want  

Başka bir T sesi için dikkatlice dinleyin. Bu kelimelerin çoğu T ile bitiyor, ancak ben bu cümleyi söylerken,

you to listen to see if you can hear any of them. Do you hear when I say this phrase? Don't get  

herhangi birini duyup duyamayacağınızı görmek için dinlemenizi istiyorum. Bu cümleyi söylediğimde duyuyor musun?

bent out of shape over it. The sad news is no,  all of these T's are what we call stopped T's.  

Üzerinde eğilip bükülmeyin. Üzücü haber ise hayır, bu T'lerin tümü bizim durmuş T'ler dediğimiz şeylerdir.

So it's not wrong to say, don't get bent, but when  you hear fast American English speakers, you're  

Bu nedenle, eğilmeyin demek yanlış olmaz, ancak hızlı Amerikan İngilizcesi konuşanları duyduğunuzda, onların

going to hear them stop the T in their mouth.  So let's take a look at this common contraction,  

ağızlarındaki T'yi durdurduklarını duyacaksınız. O halde, bu yaygın kasılmaya bir göz atalım,

do not becomes don't, but when we pronounce it in  a fast sentence, you're more likely to hear don't,  

don't olur, ancak hızlı bir cümleyle telaffuz ettiğimizde, don't,   don't sözlerini duymanız daha olasıdır

don't. My tongue is at the top of my mouth, like  it's going to make that T shape, but I just don't  

. Dilim ağzımın üstünde, sanki T şeklini alacakmış gibi ama

let the air come out. Don't get, my tongue is  stopped at the top of my mouth. I did not say  

havanın dışarı çıkmasına izin vermiyorum. Anlama, dilim ağzımın üst kısmında durmuş durumda. Al

get. Instead I said, get, and then the next  word bent becomes bent. Don't get bent. And  

demedim. Bunun yerine, al dedim ve ardından bir sonraki bükülmüş kelime büküldü. Eğilme. Ve  bir

our next word is the linking with a D sound,  out of shape over it. And that final word,  

sonraki kelimemiz, üzerinde şekilsiz bir D sesi olan bağlantıdır . Ve son kelime,

it also has a stopped T. So that T is going to  be at the top of my mouth, it, it. This is a lot. 

aynı zamanda durmuş bir T'ye sahiptir. Yani T ağzımın ucunda olacak, o, o. Bu çok fazla. Size

Let me give you the context and what this means  and then we'll say it together. Let's imagine  

bağlamı ve bunun ne anlama geldiğini vereyim ve sonra birlikte söyleyelim. Farz edelim

that your friend's boss gives her some, we'll say,  constructive criticism, some feedback that maybe  

arkadaşınızın patronu ona biraz, diyelim ki yapıcı eleştiri, belki

didn't feel too great to get. You might say, "Hey,  your boss was just trying to help. Don't get bent  

elde edilemeyecek kadar iyi hissettirmemiş bazı geri bildirimler veriyor. "Hey, patronunuz yalnızca yardım etmeye çalışıyordu. Bunun için kendinizi kaybetmeyin. Yalnızca size bir nasihat

out of shape over it. She was just trying to give  you some advice. It might not sound kind, and it's  

vermeye çalışıyordu.

certainly not something you really wanted to hear,  but don't get bent out of shape over it. You're  

duymak, ama buna kendinizi kaptırmayın.

not going to get fired. It's going to be okay."  This means don't take something too seriously.  

Kovulmayacaksınız. Her şey yoluna girecek." Bu, bir şeyi fazla ciddiye almamak anlamına gelir.

So can you say this phrase with me? Yes. Let's say  it together. Don't get bent out of the shape over  

Peki bu cümleyi benimle söyler misin? Evet. Hadi birlikte söyleyelim. Üzerindeki şeklin dışına çıkmayın

it. Don't get bent out of shape over it. Don't  get bent out of shape over it. It'll be okay. 

. Üzerinde eğilerek şekil değiştirmeyin. Şeklini bozmayın. İyi olacak.

Our fourth American English phrase and American  English pronunciation is included in this phrase,  

Dördüncü Amerikan İngilizcesi ifademiz ve Amerikan İngilizcesi telaffuzumuz bu ifadeye dahil edilmiştir,

what goes around, comes around. Let's talk about  this pronunciation really quick. What goes around,  

ne olursa olsun, gelir. Bu telaffuz hakkında hızlıca konuşalım. Ne ekersen onu

comes around. Here we have two instances where  the S at the end of goes is followed by a vowel,  

biçersin. Burada, S'nin sonundaki S harfinin ardından bir sesli harfin geldiği iki örneğimiz var,

so that S is going to sound like a Z  in American English. What goes around,  

yani S, Amerikan İngilizcesinde Z gibi ses çıkaracaktır . Etrafta dolaşan,

comes around and this phrase has to do with  your behavior if it's good or bad, like karma,  

ortaya çıkar ve bu ifadenin davranışınızla ilgili olması gerekir, eğer bu iyi veya kötüyse, örneğin karma,

will hopefully happen to you again too. Usually, we use this in a negative sense to  

umarız sizin de başınıza gelir. Genellikle bunu

make ourselves feel a little bit better. So for  example, if someone is not a nice person, you  

kendimizi biraz daha iyi hissetmek için olumsuz anlamda kullanırız. Örneğin birisi iyi bir insan değilse, şöyle

might say, well, what goes around, comes around.  Someday someone is going to be mean to him too.  

diyebilirsiniz: "Ne olursa olsun, olur." Bir gün birisi ona da kötü davranacak.

Or if one of your coworkers gets fired because  they're always late, you might say, well, what  

Veya iş arkadaşlarınızdan biri her zaman geç kaldıkları için kovulursa, ne olursa olur

goes around, comes around. He didn't respect his  job and this business. He was always late, so he  

, diyebilirsiniz. İşine ve bu işe saygı duymuyordu. Her zaman geç kalırdı, bu yüzden

got fired. His own actions ended up affecting him. You can use this with positive things, like  

kovuldu. Kendi eylemleri onu etkiledi. Bunu olumlu şeylerle kullanabilirsiniz, örneğin

I'm always nice to my friends and when  I need them, they also care for me.  

Arkadaşlarıma karşı her zaman iyiyim ve onlara ihtiyacım olduğunda onlar da benimle ilgileniyor.

We could say what goes around, comes around  because your behavior is coming back to you,  

Davranışınız size geri döndüğü için, etrafta dolaşan gelir diyebiliriz,

but it's more likely used in a negative situation.  Bad behavior will come back to haunt you someday.  

ancak bu daha çok olumsuz bir durumda kullanılır. Kötü davranış bir gün seni rahatsız etmek için geri gelecek.

So let's try to say this phrase together with the  S changing to a Z so that you can use it clearly  

O halde bu cümleyi S'nin Z'ye dönüşmesiyle birlikte söylemeye çalışalım ki

and accurately in conversations. Are you  ready? What goes around, comes around.  

konuşmalarda net   ve doğru şekilde kullanabilesiniz. Hazır mısın? Ne ekersen onu biçersin.

What goes around, comes around. Great work. Our final American English phrase and American  

Ne ekersen onu biçersin. Harika iş. Son Amerikan İngilizcesi ifademiz ve Amerikan

English pronunciation point is this phrase,  we'll cross that bridge when we get there.  

İngilizcesi telaffuz noktamız şu ifadedir, oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz.

We'll cross that bridge when we get there. Does  this phrase exist in your language? I feel like  

Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz. Bu ifade dilinizde var mı?

this is kind of an international idea that you're  dealing with a problem, and you know that some  

Bunun bir tür uluslararası bir fikir olduğunu düşünüyorum, bir problemle uğraşıyorsunuz ve

other problems might come in the future,  but you don't want to think about them now.  

gelecekte başka problemlerin ortaya çıkabileceğini biliyorsunuz, ancak bunları şimdi düşünmek istemiyorsunuz.

We'll cross that bridge when we get there.  Let's focus on our current problems instead. 

Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz. Bunun yerine mevcut sorunlarımıza odaklanalım.

Well, let's take a look at this pronunciation,  especially that first word. We'll  

Pekala, bu telaffuza, özellikle de ilk kelimeye bir göz atalım.

cross that bridge when we get there. You can say  this contraction very clearly. We'll, we plus will  

Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz. Bu daralmayı çok net bir şekilde söyleyebilirsiniz. We will, we plus will   we

is we'll, but in fast American English, we  often reduce this in a relaxed way and we say,  

will'dir, ancak hızlı Amerikan İngilizcesinde bunu rahat bir şekilde azaltırız ve

we'll, we'll. This is similar to  these other contractions as well,  

we'l, we' deriz. Bu diğer kasılmalara da benzer,

like you'll, you'll. Instead of saying you will,  we say you'll, you'll, and same as we will,  

gibi yapacaksın, yapacaksın. Yapacaksın demek yerine, yapacaksın, yapacaksın diyoruz ve aynı şekilde yapacağız,

we'll. So could you say this with me?  We'll cross that bridge when we get there. 

yapacağız. Peki bunu benimle söyler misin? Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz.

For my family, we raised seven baby chicks, and we  knew that having adult chickens would be a lot of  

Ailem için yedi yavru civciv büyüttük ve yetişkin tavuklara sahip olmanın çok fazla

work, but we kind of just said, we'll cross that  bridge when we get there. Let's enjoy baby chicks  

iş olacağını biliyorduk, ama bir nevi oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz dedik. Civcivler elimizdeyken   tadını çıkaralım

while we have them. We'll cross that bridge  when we get there. Let's say it all together.  

. Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz . Gelin hep birlikte söyleyelim.

We'll cross that bridge when we get there. We'll  cross that bridge when we get there. Great work. 

Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz. Oraya vardığımızda o köprüyü geçeceğiz. Harika iş.

Well, I hope that this lesson was  useful to you and you didn't get  

Pekala, umarım bu ders sizin için yararlı olmuştur ve bu konuda

bent out of shape over it. Now, I have a question  for you. Are you someone who has to often say  

formunuzu kaybetmemişsinizdir. Şimdi size bir sorum var .

better late than never? Let me know in the  comments and don't forget to download today's  

Geç olması hiç olmamasından iyidir demek zorunda olan biri misiniz? Yorumlarda bana bildirin ve net bir şekilde konuşabilmeniz ve hızlı Amerikan İngilizcesi konuşmaları anlayabilmeniz için

free PDF worksheet with all of these American  English phrases and American English pronunciation  

tüm bu Amerikan İngilizcesi ifadeleri ve Amerikan İngilizcesi telaffuz

points so that you can speak clearly and  understand fast American English conversations.  

noktalarını içeren bugünün   ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmeyi unutmayın .

You can click on the link in the description  to download that free PDF worksheet today. 

Bu ücretsiz PDF çalışma sayfasını bugün indirmek için açıklamadaki bağlantıya tıklayabilirsiniz. Benimle İngilizce

Well, thank you so much for learning  English with me, and I'll see you again  

öğrendiğin için çok teşekkür ederim .

next Friday for a new lesson here on my YouTube  channel. Bye. The next step is to download  

Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için görüşmek üzere . Hoşçakal. Sonraki adım,

the free PDF worksheet for this lesson. With  this free PDF, you will master today's lesson  

bu ders için   ücretsiz PDF çalışma sayfasını indirmektir. Bu ücretsiz PDF ile bugünün dersinde ustalaşacak

and never forget what you have learned.  You can be a confident English speaker.  

ve öğrendiklerinizi asla unutmayacaksınız. Kendine güvenen bir İngilizce konuşmacısı olabilirsiniz.

Don't forget to subscribe to my YouTube channel  for a free English lesson every Friday. Bye.

Her cuma ücretsiz İngilizce dersi için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın. Hoşçakal.