10 Reductions for Natural English Pronunciation

Hi, I'm Vanessa from SpeakEnglishWithVanessa.com. Are you ready to improve your pronunciation

Merhaba, ben SpeakEnglishWithVanessa.com'dan Vanessa. Telaffuzunuzu

and your listening skills? Let's do it. One of the keys to understanding natural fast

ve dinleme becerilerinizi geliştirmeye hazır mısınız? Hadi yapalım. Doğal hızlı İngilizceyi anlamanın anahtarlarından biri, anadili İngilizce olan kişiler hızlı konuşurken meydana gelen

English is to know more about reductions and linking that happen when native speakers are

kısaltmalar ve bağlantılar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaktır

speaking quickly. When you can understand these reductions, a whole new world opens

. Bu indirimleri anladığınızda size yepyeni bir dünya

up to you, and you'll catch and hear words that you never heard before. Do you know another

açılacak ve daha önce hiç duymadığınız kelimeleri yakalayıp duyacaksınız.

benefit of improving your listening skills? Well, when you know those reductions, you

Dinleme becerilerinizi geliştirmenin başka bir faydasını biliyor musunuz? Bu kısaltmaları bildiğiniz zaman

can improve your pronunciation too, because you can use them in real life. Are you ready

telaffuzunuzu da geliştirebilirsiniz çünkü bunları gerçek hayatta kullanabilirsiniz.

to talk about 10 common reductions in English? Actually, technically there are 14, because

İngilizcede yaygın olarak kullanılan 10 kısaltmadan bahsetmeye hazır mısınız? Aslında, teknik olarak 14 tane var, çünkü

ironically, I couldn't reduce this list to only 10.

ironik bir şekilde, bu listeyi sadece 10'a indiremedim

In any case, a reduction means that there are some letters in common words that we just

don't say when we're speaking quickly. Native speakers don't talk like this. In fact, we

. Anadili İngilizce olanlar böyle konuşmaz. Aslında

cut off sounds. We reduce sounds. We push words together, and that's what we're going

sesleri kestik. Sesleri azaltıyoruz. Kelimeleri bir araya getiriyoruz ve

to be talking about today. So are you ready to get started with our first common reduction?

bugün bunun hakkında konuşacağız. İlk ortak indirimimize başlamaya hazır mısınız? Hadi

Let's do it. How is this word pronounced? Is it your? Occasionally,

yapalım. Bu kelime nasıl telaffuz edilir? Bu senin .. mi? Bazen,

you're going to hear that in slower English, but in fast English, you're going to hear

bunu daha yavaş İngilizcede duyacaksınız, ancak hızlı İngilizcede kendi sesinizi duyacaksınız

your. Your. I have your phone. Your boss called today. You could say, "I have your phone,"

. Senin. telefonun bende Bugün patronun aradı . "Telefonun bende" diyebilirsin

but do you see how many more muscles that takes? Nah, let's reduce it and make it simpler

ama bunun daha ne kadar kas gerektirdiğini görüyor musun ? Hayır, azaltalım ve

for your muscles and say, "I have your phone. I have your phone. Your boss called today."

kaslarınız için daha basit hale getirelim ve "Telefonunuz bende. Telefonunuz bende. Bugün patronunuz aradı" diyelim.

Your. My mouth is hardly moving when I say this. Your boss. Your boss called today.

Senin. Bunu söylerken ağzım neredeyse hiç hareket etmiyor . Patronun. Bugün patronun aradı.

Make sure that you say all of these sample sentences with me during today's lesson, exercise

Bugünkü derste bu örnek cümlelerin hepsini benimle birlikte söylediğinizden emin olun,

your speaking muscles, because at the end of this lesson, I'm going to be putting all

konuşma kaslarınızı çalıştırın, çünkü bu dersin sonunda,

10 together in one big challenge sentence that I want you to be able to say. So practice

10 tanesini de sizin olmasını istediğim büyük bir meydan okuma cümlesinde bir araya getireceğim. söyleyebilmek Bu yüzden

them step by step with me. Let's say those two sentences together. I have your phone.

bunları benimle adım adım uygulayın. Bu iki cümleyi birlikte söyleyelim. telefonun bende

I have your phone. Your boss called today. Your boss called today.

telefonun bende Bugün patronun aradı. Bugün patronun aradı.

Let's move on to reduction number two. How do you say this word? Is it our? Our? You

İki numaralı azaltma işlemine geçelim. Bu kelimeyi nasıl söylersin? bizim mi? Bizim?

might hear this in a slower, clearer speech, but in fast conversation it just sounds like

Bunu daha yavaş, daha net bir konuşmada duyabilirsiniz, ancak hızlı konuşmada kulağa sadece

the letter R. Our. Our. He has our dog. He has our dog. Our car broke down. Our car broke

R harfi gibi gelir. Our. Bizim. Köpeğimiz var. Köpeğimiz var. Arabamız bozuldu. Arabamız

down. Our car broke down. Can you say those two sentences with me? Practice saying just

bozuldu. Arabamız bozuldu. Bu iki cümleyi benimle birlikte söyler misin? Sadece

the letter R. Forget O and U, just say R. He has our dog. He has our dog. Our car broke

R harfini söyleme alıştırması yapın. O ve U'yu unutun, sadece R deyin. Köpeğimiz onda. Köpeğimiz var. Arabamız

down. Our car broke down. The third reduction is actually these three

bozuldu. Arabamız bozuldu. Üçüncü indirgeme aslında bu üç

words, because they go together. Three different pronouns. Hmm, how can we say this sample

kelimedir, çünkü birlikte giderler. Üç farklı zamir. Hmm, bu örnek cümleyi nasıl söyleyebiliriz

sentence? Should you say, "I have his phone. I have his phone." It's okay, I mean when

? "Telefonu bende. Telefonu bende" mi demelisiniz? Sorun değil, demek istediğim,

you're speaking clearly and maybe a little slowly, you might pronounce the H, but in

net ve belki biraz yavaş konuşurken, H'yi telaffuz edebilirsiniz, ancak

spoken fast English we're going to cut off the H and just say, I have his phone, I have

hızlı İngilizce konuşurken H'yi keseceğiz ve sadece, onun telefonu bende, telefonu bende var diyeceğiz.

is phone. I have his phone. I have is phone. What about with her? I have her phone. I have

. Bende onun telefonu var. telefonum var Peki ya onunla? Bende onun telefonu var. Bende

her phone. Er, er, the H is gone. I have her phone.

onun telefonu var. Er, er, H gitti. Bende onun telefonu var.

How about this sentence? Should you say, "I gave it to them? I gave it to them." It's

Bu cümleye ne dersin? " Onlara verdim mi? Onlara verdim" mi diyeceksiniz?

okay, I mean it's understandable, because you're saying every sound, but like the previous

Tamam, yani anlaşılabilir, çünkü her sesi söylüyorsun, ama önceki

two words, we're going to cut off that first sound and just say, "I gave it to them. Im,

iki kelime gibi, o ilk sesi keseceğiz ve "Onlara verdim. Ben,

Im, that T-H is gone. I gave it to them. I gave it to them.

ben, o T-H" diyeceğiz. gitti. Onlara verdim. Onlara verdim.

Now I want to let you know that with his, her, and them, we're typically going to cut

Şimdi, onun, onun ve onlar sözleriyle, o zamirden önce

off that first sound when there's other words before that pronoun. If you said, "His phone

başka kelimeler olduğunda genellikle o ilk sesi keseceğimizi bilmenizi istiyorum . "Telefonu

is on the table," you're not going to cut out the H in his, because there's no words

masanın üzerinde" dediyseniz, onun H'sini kesmeyeceksiniz çünkü

before that. Instead, it's used to link with the previous words, but if there's no previous

ondan önce kelime yok. Bunun yerine, önceki kelimelerle bağlantı kurmak için kullanılır , ancak önceki

words, then you need to say "His phone." But you can say, "I have his phone," because "I

kelimeler yoksa , o zaman "Onun telefonu" demelisin. Ama "Telefonu bende" diyebilirsin, çünkü "Bende

have" comes before "his phone." I have his phone, I have his phone. If you'd like to

" "onun telefonundan önce gelir." Bende onun telefonu var, onun telefonu bende. İsterseniz

check out some more of these pronoun reductions, I made a video up here about how to speak

Bu zamir indirimlerinden bazılarına daha fazla göz atmak için, burada nasıl hızlı İngilizce konuşulacağı hakkında bir video hazırladım,

English fast, so you can check out some of those other tips. Before we go on to the next

böylece diğer ipuçlarından bazılarına göz atabilirsiniz.Bir sonraki indirgemeye geçmeden önce

reduction, let's say those three sentences together. I have his phone. I have his phone.

, bu üç cümleyi birlikte söyleyelim. Bende onun telefonu var. Bende onun telefonu var.

I have her phone. I have her phone. I gave it to them. I gave it to them. How did you

Bende onun telefonu var. Bende onun telefonu var. Onlara verdim. Onlara verdim. Nasıl

do? All right, let's go onto the next reduction. What about this contraction? This contraction

yaptın? Pekala, bir sonraki indirime geçelim. Peki bu kasılma? Bu kasılma,

is two words put together, that's the definition of a contraction. They are creates they're.

bir araya getirilmiş iki kelimedir, bu bir kasılmanın tanımıdır. Onlar yaratılmışlardır.

Hm, is that the best, most reduced way to say it, they're? No. Instead, the Y is just

Hm, bunu söylemenin en iyi, en indirgenmiş yolu bu mu , onlar? Hayır. Bunun yerine, Y bir

going to be kind of glossed over. We can say "They're. They're." The Y is a little bit

şekilde üstü kapatılacak. "Onlar. Onlar" diyebiliriz. Y biraz

forgotten, and it sounds the same as T-H-E-I-R, or T-H-E-R-E. There. Look over there. There.

unutulmuş ve kulağa T-H-E-I-R veya T-H-E-R-E ile aynı geliyor. Orada. Oraya bak. Orada.

Let's look at this in a couple of sentences. I think they're coming in the mail. I think

Buna bir iki cümle ile bakalım. Sanırım postayla geliyorlar. Sanırım

they're coming in the mail. If you said, "I think they're, they're coming in the mail,"

postayla geliyorlar. O net Y sesiyle " Sanırım geliyorlar, postayla geliyorlar" dediyseniz

with that clear Y sound, it's okay, but when native speakers speak quickly, you're not

, sorun değil, ancak ana dili İngilizce olan kişiler hızlı konuştuğunda

going to hear that. You're going to hear, "I think they're coming in the mail. I think

bunu duymazsınız. "Sanırım postayla geliyorlar. Sanırım

they're. They're coming in the mail." Or, "They're eating all the cake. They're eating

geliyorlar. Postayla geliyorlar." Veya, "Bütün pastayı yiyorlar.

all the cake." Now really, you're just going to have to pick up on context clues to know

Tüm pastayı yiyorlar." Şimdi gerçekten,

if this is T-H-E-R-E, "Look over there," or if it is, "They're eating all the cake," because

bunun T-H-E-R-E mi, "Şuraya bak" mı yoksa "Bütün pastayı yiyorlar" mı olduğunu anlamak için bağlam ipuçlarını toplamanız gerekecek, çünkü

the pronunciation is the same. They're eating all the cake, save some for me! They're. Let's

telaffuz aynı . Bütün pastayı yiyorlar, birazını benim için sakla! onlar

say those two sentences together. I think they're coming in the mail. I think they're

Bu iki cümleyi birlikte söyleyelim. Sanırım postayla geliyorlar. Sanırım

coming in the mail. They're eating all the cake. They're eating all the cake.

postayla geliyorlar. Bütün pastayı yiyorlar . Bütün pastayı yiyorlar.

All right, let's go on to the next reduction. We have another contraction. Did plus not

Pekala, bir sonraki indirgemeye geçelim. Bir daralmamız daha var. Did plus not

creates this word. Should you say "Didn't? Didn't." Yeah, it's okay, it's clear. But

bu kelimeyi oluşturur. "Yapmadı mı? Yapmadı" mı demelisin? Evet, sorun değil, açık. Ancak

when native speakers are speaking quickly, you're not going to hear all of those sounds.

ana dili İngilizce olan kişiler hızlı bir şekilde konuştuğunda, bu seslerin hepsini duymazsınız. Bunun

Instead, you're going to hear, wait for it, "Didn't. Didn't." It's really two cut-short

yerine, "Yapmadı. Yapmadı." Gerçekten iki kısa

sounds: di-nn. And that "nn" is going to be in your throat. What in the world is happening

ses: di-nn. Ve o "nn" boğazında olacak. Bu kelimeye dünyada ne oluyor

with this word? Well, first of all, the second D, did, did, we're going to just stop that

? Her şeyden önce, ikinci D, yaptı, yaptı,

short in your throat. Di, di, di. The end is going to be pronounced nn, nn, but my tongue

boğazındaki kısa devreyi durduracağız. Di, di, di. Sonu nn, nn diye telaffuz edilecek ama dilim

is at the top of my mouth because I need to form that T sound without any air passing

ağzımın tepesinde çünkü o T sesini hava geçirmeden oluşturmam gerekiyor

through. Didn't, didn't, nn, nn. My tongue is at the top of my mouth, I didn't say "Didn't,"

. Yapmadım, yapmadım, nn, nn. Dilim ağzımın üstünde, "Yapmadım" demedim,

I didn't make that final puff of air. Instead, my tongue is stopped at the top of my mouth.

o son havayı solumadım. Bunun yerine dilim ağzımın üst kısmında durdu.

Can you say that word just by itself with me? Didn't. Didn't. Didn't.

Bu kelimeyi benimle tek başına söyleyebilir misin ? yapmadım yapmadım yapmadım

Let's put it in a sentence. He didn't know the answer. He didn't know the answer. Why

Bir cümle ile ifade edelim. Cevabı bilmiyordu. Cevabı bilmiyordu. Neden

didn't you clean your room? Why didn't you clean your room? It's pretty essential to

odanı temizlemedin? Neden odanı temizlemedin?

know if this is a positive word, did, or a negative word, didn't, which is pronounced

Bunun pozitif bir kelime mi, did mi yoksa di-nn olarak telaffuz edilen negatif bir kelime mi olduğunu bilmek oldukça önemlidir,

di-nn, but it can be pretty hard to hear that final negative part, because the T is stopped

ancak son olumsuz kısmı duymak oldukça zor olabilir , çünkü T

short in your mouth. So when you're used to hearing this reduction, hopefully after today's

kısa bir şekilde durdurulur. senin ağzın. Dolayısıyla, bu indirgemeyi duymaya alıştığınızda, umarım bugünkü

lesson, you'll feel a little bit more comfortable picking up on if it's a positive sentence

dersten sonra, bunun olumlu bir cümle mi

or if it's a negative sentence. Let's say those two sentences together. He didn't know

yoksa olumsuz bir cümle mi olduğunu anlamak için biraz daha rahat hissedeceksiniz. Bu iki cümleyi birlikte söyleyelim.

the answer. He didn't know the answer. Why didn't you clean your room? Why didn't you

Cevabı bilmiyordu. Cevabı bilmiyordu. Neden odanı temizlemedin? Neden

clean your room? Okay, let's go to the next one. Our next reduction

odanı temizlemedin? Tamam, bir sonrakine geçelim. Bir sonraki indirgememiz

is this word. Should you say "That, that," with a clear "ah" sound? Well, in daily conversation

bu kelimedir. Net bir "ah" sesiyle "O, bu" demeli misiniz? Pekala, günlük konuşmada

we often change that vowel sound to be an E. Theh, eh, eh. Notice how my tongue is flat

genellikle bu sesli harfi E olarak değiştiririz. Theh, eh, eh. Dilimin burada nasıl düz olduğuna dikkat edin

here. That, That, that. Let's look at some sentences. I think that it's sunny. I think

. Şu, şu, şu. Bazı cümlelere bakalım. Bence hava güneşli.

that it's sunny. I think theh, eh, eh, that it's sunny. You might hear, "I think that

Bence hava güneşli. Bence hava güneşli. "Sanırım hava

it's sunny," but it's a little bit more difficult to create those muscles to make an "ah" sound.

güneşli" sözlerini duyabilirsiniz, ancak "ah" sesi çıkarmak için bu kasları oluşturmak biraz daha zordur.

I think that it's sunny. And instead reductions are using lazy, relaxed style pronunciation,

Bence hava güneşli. Ve bunun yerine indirgemeler tembel, rahat bir tarzda telaffuz kullanıyor,

so we use an "eh" sound instead. I think that, I think that, eh, eh, let's go to the next

bu yüzden bunun yerine bir "eh" sesi kullanıyoruz. Bence, bence, eh, eh, bir sonraki

sentence. She told me that the test was easy. She told me that the test was easy. That,

cümleye geçelim. Bana sınavın kolay olduğunu söyledi. Bana sınavın kolay olduğunu söyledi. Bu,

eh, eh. She told me that the test was easy. Let's say those two sentences together. I

ha, ha. Bana sınavın kolay olduğunu söyledi. Bu iki cümleyi birlikte söyleyelim.

think that it's sunny. I think that it's sunny. She told me that the test was easy. She told

Bence hava güneşli. Bence hava güneşli. Bana sınavın kolay olduğunu söyledi.

me that the test was easy. Okay, let's go on to our next reduction. What

Bana sınavın kolay olduğunu söyledi. Tamam, bir sonraki indirgememize geçelim.

about this lovely sentence? It's not exactly just one word that's reduced, but we often

Peki ya bu güzel cümle? İndirgenmiş olan tam olarak tek bir kelime değil, ama çoğu zaman

say this whole sentence together, so I want to help you reduce it and understand all of

bu cümlenin tamamını birlikte söylüyoruz, bu yüzden onu azaltmanıza ve

the different reductions for it, because in this situation there's not just one reduction,

onun için olan tüm farklı indirgemeleri anlamanıza yardımcı olmak istiyorum, çünkü bu durumda yalnızca bir indirgeme yok,

there are multiple. The first one, the most clear is, I don't know. I don't know. Listen

birden çok indirgeme var. İlki, en açık olanı, bilmiyorum. Bilmiyorum.

carefully for the T sound, which makes this contraction negative. I don't know. Did you

Bu kasılmayı negatif yapan T sesini dikkatle dinleyin . Bilmiyorum.

hear it? Nope. Instead, my tongue is stopped at the top of my mouth, this is called a stopped

Duydun mu? Hayır. Bunun yerine dilim ağzımın üst kısmında duruyor, buna durmuş

T, it happens all the time. We just talked about it a moment ago with didn't. And here

T deniyor, bu her zaman oluyor. Biraz önce did't ile bunun hakkında konuştuk. Ve burada

you're going to say, "I don't know." So your tongue is stopped at the top of your mouth

"Bilmiyorum" diyeceksiniz. Yani bu kelimenin sonunda diliniz ağzınızın üst kısmında durur

at the end of this word. You're not saying "I don't." Instead, just "I don't know. I

. "Yapmıyorum" demiyorsun. Bunun yerine, sadece "Bilmiyorum.

don't know." I don't know. I don't know. These reductions are going to gradually get more

Bilmiyorum." Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bu indirimler giderek

and more casual. The next one is, I don't know. I don't know. I don't know. What's the

daha rahat hale gelecek. Bir sonraki, bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum.

weather like today? I don't know, I haven't gotten out of bed yet. I don't know. Or you

Bugün hava nasıl? Bilmiyorum, henüz yataktan çıkmadım. Bilmiyorum. Veya

can cut off the D sound and say, "I don't know." I O know, I O know, I don't know. What's

D sesini kesip " Bilmiyorum" diyebilirsiniz. Biliyorum, biliyorum, bilmiyorum.

the weather like? I don't know, I haven't gotten out of bed yet. I don't know.

Hava nasıl? Bilmiyorum, henüz yataktan çıkmadım. Bilmiyorum.

But can we reduce this even further? Yes. You can just add three similar sounds and

Ama bunu daha da azaltabilir miyiz? Evet. Sadece üç benzer ses ekleyebilir ve

say, "Uh-uh. Uh-uh." Unbelievably, every native speaker will absolutely understand if you

"Uh-uh. Uh-uh" diyebilirsiniz. İnanılmaz bir şekilde,

say, "Uh-uh." Especially if you do that kind of gesture with your shoulders. It means,

"Uh-uh" dersen her ana dili İngilizce olan kişi kesinlikle anlayacaktır. Özellikle de omuzlarınızla bu tür bir jest yaparsanız.

"I don't know," but you didn't say I, you didn't say don't, you didn't say know. You

"Bilmiyorum" anlamına gelir ama ben demedin, yapma demedin, bil demedin.

just said, "Uh-uh, uh-uh." This is very casual, so don't say this to your boss. If he says,

"Uh-uh, uh-uh" dedin. Bu çok sıradan, o yüzden bunu patronuna söyleme.

"When's the project going to be finished?" "Uh-uh." You might lose your job. It's really

"Proje ne zaman bitecek?" "Hı-ıh." İşini kaybedebilirsin. Bu gerçekten

casual, it usually means "I don't care," too, "I'm kind of detached from this situation."

sıradan, genellikle "Umurumda değil" anlamına da geliyor, "Ben bu durumdan biraz kopukum."

"What's the weather like today?" "Uh-uh, I'm sick today, don't ask me, uh-uh." You are

"Bugün hava nasıl?" "Uh-uh, bugün hastayım, bana sorma, uh-uh."

just moving your shoulders and using your intonation to say, "I don't know." Okay, let's

Sadece omuzlarınızı hareket ettiriyorsunuz ve "Bilmiyorum" demek için tonlamanızı kullanıyorsunuz. Tamam,

go back and practice all of these reductions together. I don't know. I don't know. I don't

geri dönelim ve tüm bu indirimleri birlikte uygulayalım. Bilmiyorum. Bilmiyorum.

know. I don't know. I don't know. I don't know. Uh-uh. Uh-uh.

Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Uh-uh. Uh-uh.

All right, let's go on to our next reduction. Next we have this common word, and. And. Which

Pekala, bir sonraki indirgememize geçelim. Sonra bu ortak kelimemiz var ve. Ve. Burada hangi

sound do you think we're going to cut out here? Well, there are two common reductions.

sesi keseceğimizi düşünüyorsun ? İki yaygın indirim var.

The first one is an, an. We're cutting out that final D. But we can also simply say N.

İlki bir, bir. Sondaki D'yi kesiyoruz. Ama basitçe N de diyebiliriz.

Just the letter N. N. Let's look at some sample sentences. He had cake and ice cream yesterday.

Sadece N. N harfi. Bazı örnek cümlelere bakalım. Dün kek ve dondurma yedi.

He had cake and ice cream yesterday. Here we're just saying A-N. He had cake an ice

Dün kek ve dondurma yedi. Burada sadece A-N diyoruz. Dün pasta ve dondurma yedi

cream yesterday. Do you see how that lets us link, an ice cream, an ice cream, instead

. Bunun bir dondurma yerine bir dondurmayı dondurmayla ilişkilendirmemize nasıl izin verdiğini görüyor musunuz

of and ice cream? You're just saying cake an ice cream. Cake an ice cream. To use simply

? Sadece pasta ve dondurma diyorsun. Bir dondurma kek.

the letter N here, I feel like it doesn't sound completely different than an, but you

Burada sadece N harfini kullanmak gerekirse, kulağa an harfinden tamamen farklı gelmiyormuş gibi hissediyorum, ancak

might hear people say, "He had cake N ice cream yesterday." He had cake N ice cream

insanların "Dün pasta N dondurması yedi" dediğini duyabilirsiniz . Dün kek N dondurması yedi

yesterday. He had cake N ice cream yesterday. Let's look at another sentence. I bought bread

. Dün kek N dondurması yedi. Başka bir cümleye bakalım. Ekmek

and eggs, oh, and some chocolate. Hmm. I bought bread and eggs. Oh, and some chocolate. In

, yumurta ve biraz çikolata aldım. Hmm. Ekmek ve yumurta aldım. Oh, ve biraz çikolata.

all of these I'm using an. Notice how my mouth widens a little bit to say that A vowel. I

Bunların hepsinde an kullanıyorum. A sesli harfini söylemek için ağzımın nasıl biraz genişlediğine dikkat edin.

bought bread an eggs. Oh, and some chocolate. But if we want to say just N, N, you can say

Ekmek ve yumurta aldım. Oh, ve biraz çikolata. Ama sadece N, N demek istiyorsak,

I bought bread and eggs. Oh, N some chocolate. So my mouth isn't widening that much because

ekmek ve yumurta aldım diyebilirsiniz. Oh, N biraz çikolata. Yani ağzım o kadar genişlemiyor çünkü

I'm not saying, "An," I'm just saying N. You've got two options. Let's say both of these sentences

"An" demiyorum, sadece N diyorum. İki seçeneğiniz var. Bu iki cümleyi

together. He had cake and ice cream yesterday. He had cake and ice cream yesterday. I bought

birlikte söyleyelim. Dün kek ve dondurma yedi. Dün kek ve dondurma yedi.

bread and eggs. Oh, and some chocolate. I bought bread and eggs. Oh, and some chocolate.

Ekmek ve yumurta aldım. Oh, ve biraz çikolata. Ekmek ve yumurta aldım. Oh, ve biraz çikolata.

Okay, let's go to our next reduction. Our next reduction is this word: to. But as

Tamam, bir sonraki indirgememize geçelim. Bir sonraki indirgememiz şu kelimedir: için. Ama

you can imagine, we don't say "to." Instead, there are two different ways that we can reduce

tahmin edebileceğiniz gibi "to" demiyoruz. Bunun yerine, bunu azaltabileceğimiz iki farklı yol var

this. You could say to, ah, with an "ah" vowel. Or you can simply say t, t, just that T sound,

. Bir "ah" sesli harfiyle to, ah diyebilirsiniz. Ya da basitçe t, t, sadece o T sesi,

t. Let's look at some sentences. She gave a present to me. To me, to me. I'm just saying,

t diyebilirsiniz. Bazı cümlelere bakalım. Bana bir hediye verdi. bana, bana Sadece

t plus me. To me. To me. She gave a present to me. She gave a present to me. She gave

t artı ben diyorum. Bana göre. Bana göre. Bana bir hediye verdi . Bana bir hediye verdi.

a present to me. Do you see how fast that is? When you learn these reductions, you're

Bana bir hediye verdi. Bunun ne kadar hızlı olduğunu görüyor musun ? Bu kısaltmaları öğrendiğinizde,

going to be able to hear those and hopefully eventually you'll be able to use them yourself,

bunları duyabileceksiniz ve umarız sonunda bunları kendiniz kullanabileceksiniz,

but it's going to help you pick up on words and phrases that you didn't hear before because

ancak daha önce duymadığınız kelimeleri ve cümleleri öğrenmenize yardımcı olacak çünkü

maybe you were expecting someone to say, "She gave a present to me," to me, with that full

belki de Birinin bana o tam sesli harfle "Bana bir hediye verdi" demesini bekliyordun

vowel, but instead we just say "She gave a present to me." To me, so short.

ama onun yerine sadece " Bana bir hediye verdi" deriz. Bana göre çok kısa.

What about this sentence? It's polite to say thank you. It's polite to say thank you, to

Peki ya bu cümle? Teşekkür etmek kibarlıktır. Teşekkür etmek,

say, to say. It's polite to say thank you. You might hear some people say "It's polite

söylemek, söylemek kibarlıktır. Teşekkür etmek kibarlıktır. Bazı insanların "Bunu söylemek kibarlıktır" dediğini duyabilirsiniz.

to say," It's polite to say, to, to say, it's polite to say thank you, but I feel like it's

a little bit more common just to simply have t, t, to say. To me. It's polite to say thank

. Bana göre. Teşekkür etmek kibarlıktır

you. Let's say those two sentences together. She gave a present to me. She gave a present

. Bu iki cümleyi birlikte söyleyelim. Bana bir hediye verdi. Bana bir hediye verdi

to me. It's polite to say thank you. It's polite to say thank you. Great work. Let's

. Teşekkür etmek kibarlıktır. Teşekkür etmek kibarlıktır. Harika iş. Son

go on to our final reduction. Or is it our final reduction? Let's go.

indirimimize geçelim. Yoksa son indirimimiz mi? Hadi gidelim. Bir

The next reduction is this word or these two words together: going to, going to. There

sonraki indirgeme bu kelime veya bu iki kelime birlikte: gidiyor, gidiyor. Bunu

are a lot of different ways that we can reduce this and because we talk about the future,

azaltmanın pek çok farklı yolu var ve gelecek hakkında konuştuğumuz için,

something that we're going to do in the future, a lot, this is a super common reduction. Let's

gelecekte yapacağımız bir şey, çok, bu çok yaygın bir azaltma. Bunu azaltmak için birkaç farklı yol uygulayabilmeniz

take a look at some sample sentences so that you can practice a couple of different ways

için bazı örnek cümlelere göz atalım

to reduce this. "I'm going to study this lesson." Okay. This

. "Ben bu derse çalışacağım." Tamam aşkım. Bu

is every word very clear and very understandable, but native speakers don't speak like that.

her kelime çok net ve çok anlaşılır ama anadili İngilizce olanlar böyle konuşmazlar.

So our first most common reduction is to say, "I'm gonna study this lesson." Going and to,

Yani en yaygın indirgememiz, "Bu dersi çalışacağım" demektir. Gidiyor ve

together, make gonna. The word to changes into just a. I'm gonna study this lesson.

birlikte yapacağız. To kelimesi sadece a olarak değişir. Bu dersi çalışacağım.

I'm gonna study this lesson again because these are a lot of reductions and I feel like

Bu dersi tekrar çalışacağım çünkü bunlar çok fazla kısaltma ve

I need to practice it again and again to actually understand them in daily conversation. Great.

bunları günlük konuşmada gerçekten anlamak için tekrar tekrar çalışmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Harika.

I'm gonna practice this lesson. I'm gonna to study this lesson every day. What if you

Bu dersi çalışacağım. Bu dersi her gün çalışacağım. Ya daha

wanted to say it even faster? What sound can we cut out? Well, cut out the G and say, I'm

da hızlı söylemek istersen? Hangi sesi kesebiliriz? Pekala, G'yi kesin ve

unna study this lesson. I'm unna study this lesson. I'm unna study this lesson. I'm unna

bu derse çalışmayacağım deyin. Bu dersi çalışmayacağım. Bu dersi çalışmayacağım.

study this lesson. What are you doing today? Oh, I think I'm unna study this lesson again.

Bu dersi çalışmayacağım. Bugün ne yapıyorsun? Oh, sanırım bu dersi tekrar çalışmayacağım. ben

I'm unna. I'm unna. Can we reduce this even further? Yes. The

unnayım ben unnayım Bunu daha da azaltabilir miyiz? Evet.

answer is yes. We can always reduce things further, right? So we could say, I'm a study

Cevap Evet. Her zaman işleri daha da azaltabiliriz, değil mi? Yani diyebiliriz ki, ben

this lesson. This one is less common, but you still will hear this. If someone says,

bu ders çalışıyorum. Bu daha az yaygındır, ancak yine de bunu duyacaksınız. Birisi

"Hey, what are you doing this afternoon?" "Oh, I think I'm a study this lesson a little

"Hey, bu öğleden sonra ne yapıyorsun?" "Ah, sanırım bu derse

bit more." I'm a. It's not quite as common, but you're definitely gonna hear this occasionally.

biraz daha çalışıyorum." ben bir O kadar yaygın değil, ama bunu ara sıra kesinlikle duyacaksınız.

The most common are I'm going to, with that clear G, or I'm unna, with the G cut out.

En yaygın olanları, o net G ile yapacağım ya da G'yi kesip çıkararak unna'yım.

What about this sentence? "When are you going to go?" Yeah, it's okay, very clear, but not

Peki ya bu cümle? "Ne zaman gideceksin?" Evet, sorun değil, çok açık ama o kadar da

quite so natural. You could say, "When are you gonna go?" When are you gonna go? When

doğal değil. "Ne zaman gideceksin?" diyebilirsin. Ne zaman gideceksin? Ne zaman

are you gonna go? Or you could say really quickly, "When are you unna go?" I feel like

gideceksin? Ya da çok hızlı bir şekilde "Ne zaman gideceksin?" diyebilirsin. Özne olarak sen varken

it's less common to cut out the G when you have you as the subject because that's a lot

G'yi kesmenin daha az yaygın olduğunu düşünüyorum çünkü bu bir çok

of vowels together. You unna. You unna go. But you will occasionally hear that. It's

sesli harf bir arada. Sen unna. Gitmek istemiyorsun. Ama ara sıra bunu duyacaksınız.

more common to use unna with I'm. I'm unna go. And when you have the word you, you can

I'm ile unna kullanmak daha yaygındır. gitmeyeceğim Ve sen sözüne sahip olduğunda,

stick with you. You gonna go. When are you gonna go? When are you gonna go?

sana bağlı kalabilirsin. Sen gideceksin. Ne zaman gideceksin? Ne zaman gideceksin?

Let's practice those two sentences together. I'm gonna study this lesson. I'm gonna study

Bu iki cümleyi birlikte çalışalım. Bu dersi çalışacağım.

this lesson. Let's say it without the G. I'm unna study this lesson. I'm unna study this

Bu dersi çalışacağım. G olmadan söyleyelim. Bu derse çalışmayacağım. Bu

lesson. And our second sentence, when are you gonna go? When are you gonna go?

dersi çalışmayacağım. Ve ikinci cümlemiz, ne zaman gideceksin? Ne zaman gideceksin?

Before we go on to our big challenge sentence, I'd like to give you three bonus reductions

Büyük meydan okuma cümlemize geçmeden önce, size bu derste bahsettiğim üç bonus indirimi vermek istiyorum

that I talked about up here in this lesson, but I felt like they needed to be included

, ancak bunların

in a reduction lesson as well. They are, want to, have to and have got to. Hmm. How can

da bir azaltma dersine dahil edilmesi gerektiğini hissettim. İstiyorlar, yapmak zorundalar ve zorundalar. Hmm.

we reduce those? Well, we just talked about gonna, so let's say, wanna, hafta, gotta.

Bunları nasıl azaltabiliriz? Pekala, sadece yapacağız hakkında konuştuk , o yüzden diyelim ki, istemek, hafta, lazım.

Let's take a look at some sentences. I wanna study English. Want to are reduced to wanna.

Bazı cümlelere bir göz atalım. İngilizce çalışmak istiyorum. İstemek istemeye indirgenir.

I wanna study English. I hafta study English. Have and to are reduced to hafta. I hafta

İngilizce çalışmak istiyorum. Haftada İngilizce çalışıyorum. Have ve to haftaya indirgenmiştir. Haftada

study English. Or I have got to study English. This is really strong. That can be reduced

İngilizce çalışıyorum. Ya da İngilizce çalışmalıyım. Bu gerçekten güçlü. Bu,

to I gotta study English. I gotta study English. Gotta. So here, we have wanna, hafta, gotta.

İngilizce çalışmam gerek'e indirgenebilir. İngilizce çalışmalıyım. lazım. İşte burada, want, hafta,got var.

Can you say those sentences with me? I wanna study English. I wanna study English. I hafta

Bu cümleleri benimle birlikte söyler misin? İngilizce çalışmak istiyorum. İngilizce çalışmak istiyorum. Haftada

study English. I hafta study English. I gotta study English. I gotta study English. Great

İngilizce çalışıyorum. Haftada İngilizce çalışıyorum. İngilizce çalışmalıyım. İngilizce çalışmalıyım.

work with all 10 or we could say 14 of these reductions.

10'unun hepsiyle harika iş çıkardık ya da bu indirimlerden 14'ü diyebiliriz .

Are you ready for a challenge sentence? Are your pronunciation muscles ready for a challenge

Bir meydan okuma cümlesine hazır mısınız? Telaffuz kaslarınız meydan okuma cümlesine hazır mı

sentence? Let's look at this nice long sentence that uses all of the reductions we just talked

? Az önce bahsettiğimiz tüm indirgemelerin kullanıldığı bu güzel uzun cümleye bakalım

about. We're going to practice it a couple times and I hope that you can say it out loud

. Birkaç kez pratik yapacağız ve umarım bunu benimle yüksek sesle söyleyebilirsin

with me. Let's look at it. All of the keywords that we talked about are

. Bir bakalım. Bahsettiğimiz tüm anahtar kelimeler

in yellow, so make sure that you note those ones. Let's say this a little bit slowly at

sarı renktedir, bu yüzden bunları not ettiğinizden emin olun . Konuştuğumuz tüm konuları kavrayabilmeniz için bunu başta biraz yavaş söyleyelim

first so that you can pick up on all of the things we talked about. I saw his note to

. Kocama yazdığı notu gördüm

my husband, but I didn't know that your dog and cat were also gonna sleep in our house.

ama köpeğinizin ve kedinizin de evimizde uyuyacağını bilmiyordum.

So we can imagine in this situation that someone is gonna spend the night at your house, but

Yani bu durumda birisinin geceyi sizin evinizde geçireceğini ama

they're also bringing their dog and their cat. Let's say this a little bit faster. I

aynı zamanda köpeğini ve kedisini de getireceğini hayal edebiliriz . Bunu biraz hızlı söyleyelim.

saw his note to my husband, but I didn't know that your dog and cat were also gonna sleep

Kocama yazdığı notu gördüm ama köpeğinizin ve kedinizin de

in our house. Let's say it one more time. I saw his note to my husband, but I didn't

evimizde uyuyacağını bilmiyordum. Bir kez daha söyleyelim. Kocama yazdığı notu gördüm ama

know that your dog and cat were also gonna sleep in our house. How did you do with this

köpeğinizin ve kedinizin de evimizde uyuyacağını bilmiyordum. Bu

challenge sentence? I hope that it exercised your pronunciation muscles well.

meydan okuma cümlesini nasıl yaptın? Umarım telaffuz kaslarınızı iyi çalıştırmıştır.

And now, I have a question for you. Which one of these reductions was new for you? Let

Ve şimdi size bir sorum var. Bu indirimlerden hangisi sizin için yeniydi?

me know in the comments. I'm curious to hear what you have to say. And of course, if this

Yorumlarda bana bildirin. Ne söyleyeceğinizi merak ediyorum . Ve tabii ki, eğer bu

was a lot to learn, feel free to go back and practice this lesson again. Thanks so much

öğrenilecek çok şeyse, geri dönüp bu dersi tekrar pratik yapmaktan çekinmeyin.

for learning English with me and I'll see you again next Friday for a new lesson here

Benimle İngilizce öğrendiğin için çok teşekkürler. Gelecek Cuma YouTube kanalımda yeni bir ders için tekrar görüşmek üzere

on my YouTube channel. Bye. The next step is to download my free ebook,

. Hoşçakal. Bir sonraki adım, ücretsiz e-kitabım olan Kendine

Five Steps to Becoming a Confident English Speaker. You'll learn what you need to do

Güvenen Bir İngilizce Konuşmacısı Olmak İçin Beş Adım'ı indirmek .

to speak confidently and fluently. Don't forget to subscribe to my YouTube channel for more

Kendinden emin ve akıcı bir şekilde konuşmak için ne yapman gerektiğini öğreneceksin. Daha fazla ücretsiz ders için YouTube kanalıma abone olmayı unutmayın

free lessons. Thanks so much. Bye.

. Çok teşekkürler. Hoşçakal.