WHY YOU FORGET ENGLISH WORDS And HOW TO FINALLY REMEMBER THEM

- Hey, when I was studying Korean,

-Hey, ben Korece çalışırken

I forgot words all the time.

sürekli kelimeleri unutuyordum.

Now, don't get me wrong.

Şimdi, beni yanlış anlama.

I could memorize hundreds and hundreds of words in Korean,

Korece yüzlerce kelimeyi ezberleyebilirdim

but I would still forget them.

ama yine de unuturdum.

Maybe you've experienced the same challenge,

Belki de aynı zorluğu,

the same difficulty, forgetting words all the time.

aynı zorluğu yaşadınız, sürekli kelimeleri unutuyorsunuz.

Well, today, I wanna tell you the five reasons

Pekala, bugün size sürekli kelimeleri unutmanızın beş nedenini anlatmak

why you keep forgetting words,

and I also wanna give you the five solutions.

ve ayrıca beş çözümü de vermek istiyorum.

I'm Teacher Tiffani.

Ben Öğretmen Tiffani.

Let's jump right in.

Hemen başlayalım.

(upbeat rock music)

(iyimser rock müzik)

All right, reason number one, connections.

Pekala, bir numaralı sebep, bağlantılar.

When you learn a word,

Bir kelime öğrendiğinizde,

you don't provide your brain with enough connections,

beyninize yeterli

visual, audible, and mental.

görsel, işitsel ve zihinsel bağlantılar sağlamıyorsunuz. Bir kelimeyi çalışırken

This is what happens, when you're studying a word,

olan şey bu

and again, I remember when I was studying Korean,

ve yine hatırlıyorum, ben Korece çalışırken

you probably look in the dictionary,

muhtemelen sözlüğe bakarsınız

and you see the breakdown of the word.

ve kelimenin dökümünü görürsünüz.

You see how the word is explained.

Sözün nasıl açıklandığını görüyorsunuz.

You see the meaning,

Anlamı görüyorsun

but you don't make any other connections.

ama başka bir bağlantı kurmuyorsun.

For example, I remember when I was younger,

Örneğin, daha gençken hatırlıyorum,

this is something I do remember.

bu hatırladığım bir şey.

I remember when I was about three years old.

Yaklaşık üç yaşımdayken hatırlıyorum.

That's right, three years old.

Bu doğru, üç yaşında. Daha

I remember literally like it was yesterday,

dün gibi hatırlıyorum,

sitting in the kitchen,

mutfakta

watching my mom take out the banana nut bread,

annemin

one of my favorite desserts, out of the oven.

en sevdiğim tatlılardan biri olan muzlu fındıklı ekmeği fırından çıkarışını izliyordum.

I remember the aroma that was, whoo,

going throughout the entire kitchen.

Tüm mutfağa yayılan kokuyu hatırlıyorum.

I remember her slicing the bread

Ekmeği dilimleyip

and putting it on a plate for me

benim için bir tabağa koyduğunu

and then taking a fork and putting it in my mouth.

ve sonra çatalı alıp ağzıma koyduğunu hatırlıyorum.

I was three years old when that happened,

Bu olduğunda üç yaşındaydım,

but I still remember it now, why?

ama şimdi hala hatırlıyorum, neden?

Because there was a visual connection.

Çünkü görsel bir bağlantı vardı.

I also remember hearing my mom take it out of the oven.

Annemin onu fırından çıkardığını duyduğumu da hatırlıyorum.

I remember what it tasted like.

Tadının nasıl olduğunu hatırlıyorum.

So all of these connections that are in my brain,

Yani beynimde, hafızamda yer alan tüm bu bağlantılar,

in my memory, make it easy for me to remember what happened,

even though I was three years old.

üç yaşında olmama rağmen yaşananları hatırlamamı kolaylaştırıyor.

The connections are important.

Bağlantılar önemlidir.

But when it comes to remembering words,

Ama iş kelimeleri hatırlamaya gelince,

a lot of times we don't make those connections,

çoğu zaman bu bağlantıları kuramıyoruz

and you probably struggle with that.

ve muhtemelen bununla mücadele ediyorsunuz.

Again, when I was studying Korean,

Yine Korece çalışırken,

I remember when I took my graduate exam.

lisansüstü sınavıma girdiğimi hatırlıyorum.

I was trying to graduate from a really prestigious

Gerçekten prestijli bir

Korean university, and my exam was all in Korean.

Kore üniversitesinden mezun olmaya çalışıyordum ve sınavım tamamen Koreceydi.

Very difficult.

Çok zor. Bilmem gereken

There were so many words that I had to know.

o kadar çok kelime vardı ki .

Now, when I was preparing for the test,

Şimdi sınava hazırlanırken

I was just reading the information

sadece bilgileri okuyup

and writing it down and trying to memorize it.

yazıp ezberlemeye çalışıyordum.

I wasn't making any connections.

Herhangi bir bağlantı kurmuyordum.

Unfortunately, I did not pass the first time.

Maalesef ilk seferde geçemedim.

Fast forward to the third time I took the exam.

Sınava üçüncü kez girdiğime hızlıca ilerleyin.

Now, in preparation for the exam the third time,

Şimdi üçüncü kez sınava hazırlanırken

I changed the way I studied.

çalışma şeklimi değiştirdim. İlk seferinde bu

I realized that the reason I forgot so much information

kadar çok bilgiyi unutmamın

the first time was because I hadn't made connections.

sebebinin bağlantı kuramamış olmam olduğunu fark ettim.

So, in preparation for the third exam, you know what I did?

Üçüncü sınava hazırlanırken ne yaptım biliyor musunuz?

I got a notebook, I got a sketchbook,

Bir defterim var, eskiz defterim var

and I would write things down and then draw pictures.

ve bir şeyler yazıp sonra resimler çiziyordum.

Then I would visualize the information.

Sonra bilgiyi görselleştirirdim.

It took a little bit longer,

Biraz uzun sürdü

but when I got to the exam, I passed.

ama sınava geldiğimde geçtim.

I was able to see everything I studied

Çalıştığım her şeyi görebildim

because I started making connections in my brain

çünkü beynimde

to what I was learning, what was happening in my life,

öğrendiklerim, hayatımda olup bitenler

and how I could use it in real life.

ve bunları gerçek hayatta nasıl kullanabileceğim arasında bağlantılar kurmaya başladım.

So the test was a lot easier than the first time.

Yani test ilk seferden çok daha kolaydı.

The same is true when you're trying to remember words.

Aynı şey kelimeleri hatırlamaya çalışırken de geçerlidir.

You have to make connections.

Bağlantılar kurmalısın.

So, how do you do this?

Peki, bunu nasıl yapıyorsun?

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Whenever you learn a new word,

Ne zaman yeni bir kelime öğrenseniz,

make sure to find three personal connections.

üç kişisel bağlantı bulduğunuzdan emin olun .

In other words, you need to document where you learned it,

Başka bir deyişle, onu nerede öğrendiğinizi,

how it applies to your life, and when you can use it.

hayatınıza nasıl uygulandığını ve ne zaman kullanabileceğinizi belgelemeniz gerekir. İngilizce kelimeleri çalışırken

This is going to be a game changer for you

bu senin için ezber bozacak

as you study English words.

.

The thing is, when you learn a new word, for example,

Mesele şu ki, yeni bir kelime öğrendiğinde, örneğin

when you're watching one of my video lessons on YouTube,

YouTube'daki video derslerimden birini izlerken,

I'm so happy to be your teacher,

senin öğretmenin olduğum için çok mutluyum, bazen

I use words that maybe you don't know sometimes.

belki de bilmediğin kelimeler kullanıyorum .

So when you watch my videos, if you hear a word,

Bu yüzden videolarımı izlediğinizde , bir kelime duyarsanız,

"Oh, (Tiffani snaps)

"Oh, (Tiffani tersler)

"Teacher Tiffani used a word that I don't know."

"Öğretmen Tiffani bilmediğim bir kelime kullandı."

Write it down.

Onu yazın.

Then write where you learned it.

Sonra onu nereden öğrendiğinizi yazın.

"I learned it while watching Teacher Tiffani's

"Ben bunu yaparken öğrendim." Öğretmen Tiffani'nin

"YouTube video lesson," and then write the title.

"YouTube video dersi"ni izleyin ve ardından başlığı yazın.

Then, how it applies to your life.

O zaman, bunun hayatınıza nasıl uygulanacağı.

Think about your life.

Hayatını düşün.

Make a connection.

Bağlantı Kur.

Think about the word or expression, and then your life.

Kelimeyi veya ifadeyi ve ardından hayatınızı düşünün.

How does this word relate to my life?

Bu kelimenin benim hayatımla ne alakası var?

How does this expression relate to my life?

Bu ifadenin benim hayatımla nasıl bir ilişkisi var? Kelimenin

You're literally creating connections in your brain.

tam anlamıyla beyninizde bağlantılar yaratıyorsunuz.

Your brain is amazing, and now you're gonna be able

Beyniniz harika ve artık

to remember words because you're making the effort

kelimeleri hatırlayabileceksiniz çünkü

to create those connections.

o bağlantıları yaratmak için çaba harcıyorsunuz.

Then think about when you can use it.

Sonra onu ne zaman kullanabileceğinizi düşünün.

This is also very important.

Bu da çok önemli.

Think about when you can kind of put your skills to the test

Becerilerinizi ne zaman test edebileceğinizi

and show off a little bit and explain it to your friends.

ve biraz gösteriş yapabileceğinizi düşünün ve bunu arkadaşlarınıza açıklayın.

So again, the first reason you forget

Yani yine, unutmanızın ilk nedeni hiç

is because there are no connections,

bağlantı olmamasıdır, bu

so the solution, start making those connections.

yüzden çözüm, bu bağlantıları kurmaya başlayın.

Now, reason number two, interests.

Şimdi, iki numaralı sebep, çıkarlar.

You see, you aren't learning words

Görüyorsun,

that are interesting to you.

sana ilginç gelen kelimeleri öğrenmiyorsun.

Remember that even in your own language,

Kendi dilinizde bile

there are certain words you like to use.

kullanmayı sevdiğiniz bazı kelimeler olduğunu unutmayın.

This is something that I mentioned to my students

Bu,

a few weeks ago when we were in class.

birkaç hafta önce sınıftayken öğrencilerime bahsettiğim bir şeydi.

I explained to them that, hey,

Onlara, hey,

first of all, you are intelligent.

her şeyden önce zeki olduğunuzu açıkladım.

Second of all, even in your own language,

İkincisi, kendi dilinizde bile

there are words you know, but you don't use them.

bildiğiniz ama kullanmadığınız kelimeler var. Zaten kullanmaktan zevk aldığınız

You kind of have a database of words

bir kelime veritabanınız var

that you enjoy using already.

.

Well, that's the same thing for English.

Peki, bu İngilizce için de aynı şey.

If you learn words that are connected to your interests,

İlgi alanlarınızla bağlantılı kelimeleri öğrenirseniz,

you will remember them a lot faster.

onları çok daha hızlı hatırlayacaksınız.

I remember when I was studying Korean.

Korece çalıştığım zamanları hatırlıyorum.

So, I told you all before

Bu yüzden hepinize daha önce

that I love to exercise and I love sports.

egzersiz yapmayı sevdiğimi ve sporu sevdiğimi söyledim.

I've played basketball my entire life.

Hayatım boyunca basketbol oynadım.

So when I was studying Korean,

Böylece Korece çalışırken, sevdiğim şeylerle bağlantılı kelimeleri öğrenerek

I realized that I could learn faster

daha hızlı öğrenebileceğimi fark ettim

by learning the words that were connected to what I liked.

.

So I remember literally in class one day,

Bu yüzden, kelimenin tam anlamıyla sınıfta bir gün

the teacher was teaching us vocabulary words,

öğretmenin bize kelimeleri öğrettiğini

and she said "nong-gu."

ve "nong-gu" dediğini hatırlıyorum.

And I was like, "Oh, what's that?"

Ben de "Oh, bu da ne?"

She's like, "Oh, that means basketball in English."

"Oh, bu İngilizce basketbol anlamına geliyor."

(Tiffani snaps) I remember that word, why?

(Tiffani tersler) O kelimeyi hatırlıyorum, neden?

Because in my brain,

Çünkü beynimde

I already have a section for basketball.

zaten basketbol için bir bölüm var.

I'm connected; I love the game.

bağlandım; Oyunu seviyorum.

I love to play.

Oynamayı severim.

I have so many memories.

Çok fazla anım var.

So when I just add this word that is already connected here,

Yani zaten burada bağlantılı olan bu kelimeyi eklediğimde ,

it's easier for me to remember it.

onu hatırlamam daha kolay oluyor.

So I'll never forget "nong-gu" when I'm trying to think

Bu yüzden Korece bir kelime düşünmeye çalıştığımda "nong-gu" kelimesini asla unutmayacağım

of a Korean word, because it means basketball.

çünkü basketbol anlamına geliyor.

However, when I was learning random Korean vocabulary words

Ancak,

for an exam, again, I told you all before.

bir sınav için rastgele Korece kelimeler öğrenirken, yine size daha önce anlatmıştım. Sabah

I was getting up at 4:00 a.m.,

4:00'te kalkıyor, kelime

studying hundreds of vocabulary words

dağarcığı testlerimize hazırlanmak için yüzlerce kelime çalışıyordum

in preparation for our vocabulary tests.

. Çalıştığım

I can't tell you half the words I was studying, why?

kelimelerin yarısını sana söyleyemem , neden?

Because there was no connection.

Çünkü bağlantı yoktu.

I wasn't interested in what I was studying.

Okuduğum şeyle ilgilenmiyordum.

Again, the words were important, but they were not connected

Yine, sözler önemliydi ama

to anything going on in my life at that time.

o zamanlar hayatımda olup biten hiçbir şeyle bağlantılı değillerdi.

So it's very important to learn words

Bu yüzden ilgi alanlarınıza bağlı kelimeleri öğrenmek çok önemlidir

that are connected to your interests.

.

So let me show you how you can do this.

O halde size bunu nasıl yapabileceğinizi göstereyim.

Here's what you have to do.

İşte yapmanız gerekenler.

Whenever you learn a new word,

Ne zaman yeni bir kelime öğrenirseniz,

make sure to add it to a database.

onu bir veritabanına eklediğinizden emin olun.

Now, I mention this, for those of you that joined

Şimdi, bundan bahsediyorum,

a few days ago, I actually had a live class where I talked

birkaç gün önce katılanlar için, aslında İngilizce veritabanı hakkında konuştuğum canlı bir dersim vardı

about the English database, the database method

,

that I came up with after studying Korean.

Korece çalıştıktan sonra bulduğum veritabanı yöntemi.

So for those of you that weren't able to attend the class,

Bu nedenle, derse katılamayanlar için,

you guys can join weeklyenglishwords.com

haftalıkenglishwords.com

Coupon is "LEARN."

Kuponuna katılabilirsiniz: "LEARN." Kontrol etmek isterseniz ilk ay için

You can join for a dollar for the first month

bir dolara katılabilirsiniz

if you wanna check it out.

.

But I taught this database method,

Ama ben bu veritabanı yöntemini öğrettim

and this method actually shows you

ve bu yöntem aslında size zihninizde

how to create your own database in your mind,

kendi veritabanınızı nasıl oluşturacağınızı gösteriyor

and I have vocabulary words

ve

every single week in that membership.

o üyelikte her hafta kelime dağarcığım oluyor.

So here's the thing.

İşte olay şu.

In other words, you need to add the word

Yani kelimeyi

to a specific category based on your interests.

ilgi alanlarınıza göre belirli bir kategoriye eklemeniz gerekiyor.

For example, food words, art words,

Örneğin, yemek sözleri, sanat sözcükleri,

exercise words, et cetera.

egzersiz sözcükleri vb.

So think about your interests.

Bu yüzden ilgi alanlarınızı düşünün.

Again, you guys know I love food, I love sports,

Yine siz bilirsiniz ben yemek yemeyi severim, sporu severim, ailemle

I love spending time with family, I love art,

vakit geçirmeyi severim , sanatı severim,

so I can have these categories in my notebook.

bu yüzden bu kategorileri defterime alabilirim.

So when I learn a new word,

Bu yüzden yeni bir kelime öğrendiğimde

I add it to the category that it belongs to.

onu ait olduğu kategoriye ekliyorum . İngilizce öğrenirken

You can do the same thing as you learn English.

aynı şeyi yapabilirsiniz . Bu

So, think about your interests,

nedenle, ilgi alanlarınızı düşünün

and then figure out which interest the word relates to.

ve ardından kelimenin hangi ilgi alanıyla ilgili olduğunu bulun.

All right, number three, the third reason is usage.

Pekala, üç numara, üçüncü sebep kullanım.

Now, you don't use the words enough

Şimdi, kelimeleri

so that they can go into your permanent memory.

kalıcı hafızanıza girebilecek kadar kullanmıyorsunuz.

In other words, if you don't use them, you will lose them.

Başka bir deyişle, onları kullanmazsanız kaybedersiniz.

So when I was studying Korean,

Yani ben Korece çalışırken,

now, when I first started studying Korean,

şimdi, Korece çalışmaya ilk başladığımda,

it was around 2009 or '10, but I was studying alone.

2009 ya da 10'lar civarındaydı, ama tek başıma çalışıyordum.

Now, at that time, I was really a beginner.

Şimdi, o zamanlar gerçekten acemiydim.

I really couldn't have a conversation.

Gerçekten sohbet edemedim.

I could only say basic things,

Sadece temel şeyleri söyleyebiliyordum

but I still remember the first two words I learned,

ama öğrendiğim ilk iki kelimeyi hâlâ hatırlıyorum,

not including "hello,"

"merhaba" hariç,

(Tiffani speaking in foreign language)

(yabancı dilde konuşan Tiffani) o

not including that.

hariç.

The first two words I learned were "jinjja" and "jeongmal,"

Öğrendiğim ilk iki kelime "jinjja" ve "jeongmal",

"jinjja" and "jeongmal."

"jinjja" ve "jeongmal" idi.

Now, these two words just mean "really, for real?"

Şimdi, bu iki kelime sadece "gerçekten, gerçekten mi?"

And I'll show them to you real quick.

Ve onları sana çok hızlı bir şekilde göstereceğim.

Look right here on the screen.

Ekranda tam buraya bakın.

You'll see "jeongmal" and "jinjja."

"jeongmal" ve "jinjja"yı göreceksiniz.

So, I learned these words.

Böylece bu kelimeleri öğrendim.

I will never forget these two words, and do you know why?

Bu iki kelimeyi asla unutmayacağım ve nedenini biliyor musun?

I used them every single day,

Onları her gün,

probably about 10 to 15 times a day,

muhtemelen günde yaklaşık 10 ila 15 kez kullandım,

so much so that my Korean friends were like,

öyle ki Koreli arkadaşlarım

"Yo Tiff, your favorite word is jinjja

"Yo Tiff, en sevdiğin kelime jinjja

"or your favorite word is jeongmal."

"veya en sevdiğin kelime jeongmal"

Again, I was just learning, and I really wanted

dedi. , ve gerçekten

to engross myself and dive right into the language,

kendimi kaptırmak ve doğrudan dile dalmak istedim,

but I only knew those words at that time,

ama o zamanlar sadece bu kelimeleri biliyordum, bu

so I used them over and over and over again.

yüzden onları tekrar tekrar kullandım .

But what happened?

Ama ne oldu?

Those words are now lodged in my permanent memory.

Bu kelimeler artık kalıcı hafızamda yerleşmiş durumda. Bunları unutmam

It's almost impossible for me to forget them,

neredeyse imkansız

because I use them so often.

çünkü çok sık kullanıyorum.Şimdi

Now, on the other hand, there are other words

ise Korece öğrendiğim başka kelimeler var

that I learned in Korean that since I've been back

ki Amerika'ya geldiğimden beri

in America, I haven't used them in a long time.

onları hiç kullanmadım.

So when I have conversations with my Korean friends

Yani Koreli arkadaşlarımla sohbet ettiğimde

and we're speaking, there are moments

ve konuştuğumuzda,

more often than in the past (Tiffani laughs)

geçmişte olduğundan daha sık (Tiffani güler) "

where I'll say, (Tiffani snapping)

"Ah, what's the word again?"

Ah, yine ne kelime?" dediğim anlar oluyor (Tiffani gülüyor). Uzun zamandır

I'll forget a word because I haven't used it in a long time,

kullanmadığım için bir kelimeyi unutacağım

but I'll never forget "jinjja" or "jeongmal"

ama çok kullandığım için "jinjja" veya "jeongmal" kelimesini asla unutmayacağım.

because I used it so much.

So the same is true for you.

Yani aynı şey senin için de geçerli.

Usage is one of the reasons why you're forgetting words.

Kullanım, kelimeleri unutmanızın nedenlerinden biridir.

So what's the solution?

Öyleyse çözüm nedir?

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Whenever you learn a new word,

Yeni bir kelime öğrendiğinde, ilk 24 saat içinde

make sure to use it three times within the first 24 hours.

üç kez kullandığından emin ol .

I cannot stress this enough.

Bunu yeterince vurgulamıyorum.

Within the first 24 hours of learning a word,

Bir kelimeyi öğrendikten sonraki ilk 24 saat içinde,

you must use it three times.

onu üç kez kullanmalısınız.

Figure out how to use it three times,

Bunu üç kez nasıl kullanacağınızı öğrenin

and you'll be amazed how much easier it is

ve

for you to remember words moving forward.

ilerleyen kelimeleri hatırlamanın sizin için ne kadar kolay olduğuna şaşıracaksınız.

So in other words, you can use it in a comment

Yani başka bir deyişle,

under a video like this video.

bu video gibi bir videonun altına yapılan bir yorumda kullanabilirsiniz.

Go ahead and comment if you learn a new word.

Devam edin ve yeni bir kelime öğrenirseniz yorum yapın.

Next, explain the word to a friend,

Ardından, kelimeyi bir arkadaşınıza açıklayın

and finally, write a sentence about your day using it.

ve son olarak, onu kullanarak gününüz hakkında bir cümle yazın.

Here's the deal: the more you use something,

Anlaşma şu: Bir şeyi ne kadar çok kullanırsanız,

the easier it will be for you to remember it

onu hatırlamanız

and use it in a real conversation later.

ve daha sonra gerçek bir sohbette kullanmanız o kadar kolay olacaktır.

So if you feel like you're always forgetting words

Bu yüzden, sürekli İngilizce kelimeleri unutuyormuş gibi hissediyorsan

in English, try this solution right here.

, bu çözümü hemen burada dene.

Use the word three times in 24 hours

Kelimeyi öğrendikten hemen sonra 24 saat içinde üç kez kullanın

right after you learn it.

.

Now, the fourth reason why you're forgetting words often

Şimdi, kelimeleri sık sık unutmanızın dördüncü nedeni

is right here, interference.

tam burada, müdahale.

Real quick, pronunciation.

Çok hızlı, telaffuz.

"Inter," good, "ference," good.

"Inter" iyi, "ference" iyi.

That F sound, "inter-ference," excellent.

Bu F sesi, "girişim", mükemmel.

All together, "interference."

Hepsi bir arada, "müdahale".

Good, last time, "interference."

Güzel, geçen sefer "müdahale".

Good, now interference, here's the breakdown.

Güzel, şimdi müdahale, işte arıza.

Sometimes you learn something else

Bazen zaten öğrendiklerinizi kullanmadan önce başka bir şey öğrenirsiniz

before you use what you already learned.

.

This interferes with your brain's ability

Bu, beyninizin

to store and remember things.

bir şeyleri saklama ve hatırlama yeteneğine müdahale eder.

So let me explain what I mean.

Öyleyse ne demek istediğimi açıklayayım.

"Interfere" just means to interrupt

"Müdahale" sadece

or to halt the progress of something.

bir şeyin ilerlemesini kesintiye uğratmak veya durdurmak anlamına gelir.

So again, when I was studying Korean,

Yani yine Korece çalışırken,

when I started, I was working and studying at the same time.

başladığımda hem çalışıp hem de okuyordum.

Now, for the beginner level, it was hard, but it was okay.

Şimdi, başlangıç ​​seviyesi için zordu ama iyiydi.

I was learning and working and everything was okay.

Öğreniyordum ve çalışıyordum ve her şey yolundaydı.

I was able to remember the information.

Bilgileri hatırlayabildim.

But as I progressed to the intermediate level,

Ancak orta seviyeye ilerledikçe,

I started realizing

that we were learning a lot more in class.

sınıfta çok daha fazla şey öğrendiğimizi fark etmeye başladım.

We were learning a lot more difficult topics, words,

Çok daha zor konuları, kelimeleri,

expressions, and grammar rules.

ifadeleri ve gramer kurallarını öğreniyorduk. Olan şuydu,

So what was happening was I was learning

ben

all of this information in class, coming home,

tüm bu bilgileri sınıfta öğreniyordum, eve geliyordum

(Tiffani snaps) and immediately going to work.

(Tiffani çıtkırdar) ve hemen işe gidiyordum.

Then I'd come home late at night,

Sonra gece geç saatlerde eve gelir,

try to review a little bit, get up the next morning,

biraz gözden geçirmeye çalışır, ertesi sabah kalkar,

review a little bit, and go right to class and learn more.

biraz gözden geçirir ve doğruca sınıfa gidip daha fazlasını öğrenirdim.

So this is what was happening to me:

Yani bana olan şuydu:

Lots of information, lots of information,

Bir sürü bilgi, bir sürü bilgi

and I was getting overwhelmed,

ve ben bunaldım

because I was never getting the opportunity

çünkü

to learn the information and use the information.

bilgiyi öğrenme ve bilgiyi kullanma fırsatım hiç olmadı.

So there was interference.

Yani müdahale oldu.

All of the information had gone into my brain,

Bütün bilgiler beynimin içine girmişti

but it was being pushed out by the next information,

ama bir sonraki bilgi tarafından dışarı atılıyordu

and that was being pushed out

ve bu da

by the next group of information topics

the teacher would give us each day in class.

öğretmenin her gün sınıfta bize vereceği bir sonraki bilgi konuları grubu tarafından dışarı itiliyordu.

Maybe that's happening to you as well.

Belki bu sana da oluyordur.

You're learning so much and not giving yourself

Çok şey öğreniyorsunuz ve kendinize öğrendiklerinizi

the opportunity to use what you're learning.

kullanma fırsatı vermiyorsunuz .

So here's what you need to do.

İşte yapmanız gerekenler.

Whenever you learn a new word,

Ne zaman yeni bir kelime öğrenirseniz,

make sure you understand it before adding new words.

yeni kelimeler eklemeden önce onu anladığınızdan emin olun.

In other words, you need to make sure you understand

Başka bir deyişle,

the meaning, understand the usage,

anlamını anladığınızdan, kullanımını anladığınızdan

and understand how to use it in your own life.

ve kendi hayatınızda nasıl kullanacağınızı anladığınızdan emin olmanız gerekir.

Remember, it's not about the number of words you know.

Unutma, mesele bildiğin kelime sayısı değil.

It's about the number of words you know, and can use,

Bu, bildiğiniz ve kullanabileceğiniz kelimelerin sayısıyla ilgilidir,

because if you can't use them,

çünkü onları kullanamazsanız,

then nobody knows you actually know them.

o zaman kimse onları gerçekten bildiğinizi bilemez.

So interference is one of the main reasons

Bu yüzden müdahale, Korece kelimeleri unuttuğumu fark etmemin ana nedenlerinden biri

that I realized I was forgetting words in Korean,

and maybe for you, one of the main reasons

ve belki sizin için, İngilizce kelimeleri unutmanızın ana nedenlerinden biri de

why you forget English words is because of interference.

müdahaledir.

So you must start using this solution

Bu nedenle,

and understanding before you move on.

devam etmeden önce bu çözümü ve anlayışı kullanmaya başlamalısınız.

Now, the next reason why you're experiencing

Şimdi,

this challenge of forgetting words is stress.

kelimeleri unutmanın bu zorluğunu deneyimlemenizin bir sonraki nedeni stres.

You are too stressed to retain information.

Bilgileri saklamak için çok streslisiniz.

When I was studying Korean, I told you I was working

Korece çalışırken, size

and studying at the same time when I first started,

ilk başladığımda aynı anda hem çalıştığımı hem de okuduğumu

and when I got to that intermediate level

ve o orta seviyeye geldiğimde, müdahale ve bir sürü şey yüzünden

where I was not able to retain information

bilgiyi tutamadığımı

or hold the information in because of interference

veya bilgiyi tutamadığımı söylemiştim.

and a lot of information coming in,

gelen bilgilerle

I realized that I was getting stressed.

strese girdiğimi fark ettim.

I would go to work, and in my mind, I would say,

İşe giderdim ve içimden

"Man, I have a test tomorrow.

"Abi yarın sınavım var" derdim. "

"Man, the teacher taught us 30 new words today,

Abi bugün öğretmen bize 30 yeni kelime öğretti

"and I can't remember them,"

ve ben bunları hatırlayamıyorum" derdim.

when I was in the middle of my class trying to teach,

sınıfımın ortası öğretmeye çalışıyordu,

so there was stress upon stress upon stress.

yani stres üstüne stres vardı.

So then when I did try to go study,

Bu yüzden çalışmaya gitmeye çalıştığımda,

I wasn't able to retain the information.

bilgiyi aklımda tutamadım.

I kept forgetting, because I was so stressed.

Çok stresli olduğum için sürekli unutuyordum.

It was like a lock was on my brain.

Sanki beynimde bir kilit vardı.

So in response to that, fast forward a year or two.

Buna yanıt olarak, bir veya iki yıl ileri sarın.

I actually went back to America.

Aslında Amerika'ya geri döndüm.

I'm in America now, and I stayed here America

Şu anda Amerika'dayım ve Amerika'da

for six months because I wanted to focus on my test.

altı ay kaldım çünkü sınavıma odaklanmak istiyordum.

This is when I was studying for graduate school.

Bu, yüksek lisans için okuduğum zamandı.

For six months, I didn't work at all; I only studied.

Altı ay boyunca hiç çalışmadım; Sadece çalıştım.

Praise God for good parents.

İyi ebeveynler için Tanrı'ya şükürler olsun.

They let me stay at their house.

Evlerinde kalmama izin verdiler.

They let me stay here, and everything was okay.

Burada kalmama izin verdiler ve her şey yolundaydı.

But for six months, I only focused on learning,

Ama altı ay boyunca sadece öğrenmeye odaklandım

and what happened?

ve ne oldu?

The stress went away.

Stres gitti.

Now, I'm not telling you to quit your job.

Şimdi, sana işini bırak demiyorum.

Don't do that.

Bunu yapma.

I'm not telling you to stop everything and just study.

Sana her şeyi bırakıp sadece ders çalış demiyorum. Vurgulamaya

The point I'm trying to make is when I removed

çalıştığım nokta,

the element of stress away, I was able to retain

stres unsurunu ortadan kaldırdığımda,

the information I needed to pass my Korean exam.

Korece sınavımı geçmek için ihtiyacım olan bilgiyi aklımda tutabildim. Korece

I was able to remember words, ideas, and concepts in Korean.

kelimeleri, fikirleri ve kavramları hatırlayabildim.

The same is true for you.

Aynısı senin için de geçerli.

The reason, one of the reasons why you keep forgetting words

Nedeni, sürekli kelimeleri unutmanızın nedenlerinden biri

is you're probably stressed.

muhtemelen stresli olmanızdır.

Maybe you're preparing for an English exam.

Belki bir İngilizce sınavına hazırlanıyorsundur.

Maybe you wanna get a job,

Belki bir iş bulmak istersin

and you have an English interview.

ve bir İngilizce mülakatın vardır.

Maybe there's something pressing that you have to do

Belki de yapmanız gereken acil bir şey vardır

and English is necessary.

ve İngilizce gereklidir.

So there's a stress element,

Yani bir stres unsuru var

and that's causing you to forget words.

ve bu da sizin kelimeleri unutmanıza neden oluyor.

So what's the solution?

Peki çözüm nedir?

Here we go, how to stop feeling stressed.

İşte başlıyoruz, stresli hissetmeyi nasıl durdurabiliriz.

Change your focus.

Odağınızı değiştirin.

Focus on how the words will help you reach your goal.

Kelimelerin hedefinize ulaşmanıza nasıl yardımcı olacağına odaklanın.

Don't focus on failing.

Başarısızlığa odaklanmayın.

Again, for me, when I was working and studying,

Yine benim için, çalışıp okurken,

I kept thinking, "Oh my goodness,

"Aman Tanrım, "

"I'm not gonna be able to get the information.

bilgiyi alamayacağım" diye düşünüp durdum.

"Oh my goodness, I'm so tired, I'm so stressed."

"Aman Allahım, çok yorgunum, çok stresliyim."

I was focused on failing.

Başarısızlığa odaklandım.

You have to stop focusing on failing.

Başarısızlığa odaklanmayı bırakmalısın.

Change your focus.

Odağınızı değiştirin.

Next, take periodic breaks.

Ardından, periyodik molalar verin.

This can help you relax and give your brain

Bu, rahatlamanıza yardımcı olabilir ve beyninize yeni öğrendiğiniz kelimeleri

an opportunity to process the words you just learned.

işlemesi için bir fırsat verebilir .

And finally, remember that people want to listen to you.

Son olarak, insanların sizi dinlemek istediğini unutmayın.

The words you are learning

Öğrendiğiniz kelimeler

will help others understand you more.

başkalarının sizi daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.

The fact of the matter is, you are awesome; you are amazing.

İşin aslı, sen harikasın; harikasın.

Stress can actually hurt you.

Stres aslında size zarar verebilir.

Let the stress go.

Bırak stres gitsin.

Realize that you can learn lots of words.

Pek çok kelime öğrenebileceğinizi fark edin.

Realize that people do want to listen to you.

İnsanların sizi dinlemek istediğini anlayın.

Even if you are preparing for a test

Bir sınava veya mülakata hazırlanıyor olsanız bile

or preparing for an interview, focus on success.

başarıya odaklanın.

Focus on the fact that, "Wait a minute,

"Bir dakika,

"I am actually studying another language.

" aslında başka bir dil çalışıyorum.

"I can do this," and your brain will relax as well

"Bunu yapabilirim" ve beyniniz de gevşeyecek

and let the words come in and sink in.

ve kelimelerin içeri girip yerleşmesine izin verecek.

These are the reasons why you're forgetting words.

Kelimeleri unutmanızın sebepleri bunlar.

I hope this lesson helped you.

Umarım bu ders size yardımcı olmuştur.

I hope these solutions help you just like they helped me.

Umarım bu çözümler bana yardımcı oldukları gibi size de yardımcı olur.

Again, if you really are trying to improve your vocabulary,

Yine,

like I mentioned earlier,

daha önce de belirttiğim gibi kelime dağarcığınızı gerçekten geliştirmeye çalışıyorsanız,

I talked about this English database that I've created

with another teacher, weeklyenglishwords.com

başka bir öğretmenle oluşturduğum bu İngilizce veri tabanından bahsetmiştim, dailyenglishwords.com'a

I'd love for you to check it out.

göz atmanızı çok isterim.

The coupon is "LEARN,"

Kupon "ÖĞRENİN"

and you can get the first month for one dollar.

ve ilk ayı bir dolara alabilirsiniz.

Again, if you're focused on improving your vocabulary words

Yine, kelime dağarcığınızı geliştirmeye odaklanmışsanız

and you're tired of forgetting words,

ve kelimeleri unutmaktan sıkıldıysanız,

this database will help you a lot.

bu veritabanı size çok yardımcı olacaktır.

Well, guys, I hope you enjoy today's lesson.

Pekala çocuklar, umarım bugünkü dersten keyif alırsınız.

Thank you so much for joining.

Katıldığınız için çok teşekkür ederim.

Remember to like, share, subscribe.

Beğenmeyi, paylaşmayı, abone olmayı unutmayın.

I will see you next week,

Haftaya görüşürüz

but as always, remember to speak English.

ama her zamanki gibi İngilizce konuşmayı unutma.

(upbeat rock music)

(iyimser rock müzik)

You still there?

Hala orada mısın?

You know what time it is.

Saatin kaç olduğunu biliyorsun.

It's story time! (Tiffani snaps)

Hikaye zamanı! (Tiffani çıtkırdar)

♪ Hey, I said it's story time ♪

♪ Hey, hikaye zamanı dedim ♪

All right guys, so for today's story, again,

Pekala çocuklar, bugünün hikayesinde yine

we're talking about forgetting words and remembering words.

kelimeleri unutmaktan ve kelimeleri hatırlamaktan bahsediyoruz.

So this is a story that happened.

Yani bu yaşanmış bir hikaye.

I was in Korea, and there are two words,

Kore'deydim ve Korece'de iki kelime,

two other words in Korean.

iki kelime daha var.

I mentioned earlier "jinjja" and "jeongmal,"

Daha önce "jinjja" ve "jeongmal"dan bahsetmiştim

but there are two other words, "ung" and "ne."

ama iki kelime daha var , "ung" ve "ne".

They both mean "yes" or "yeah."

İkisi de "evet" veya "evet" anlamına gelir.

So when I first got to Korea,

Kore'ye ilk geldiğimde

I learned "ung," and I learned "ne."

"ung"u ve "ne"yi öğrendim.

Now in English, if you say, "Nay,"

Şimdi İngilizce'de, "Hayır" derseniz,

you're basically saying "no."

temelde "hayır" diyorsunuz.

However, in Korean, and I know my Korean students watching,

Ancak, Korece'de ve Koreli öğrencilerimin izlediğini biliyorum, ne

you know what I mean, "ne" means "yes."

demek istediğimi anlıyorsunuz, "ne" "evet" anlamına gelir.

Like, it's the polite way of saying "yes,"

Mesela, "evet" demenin kibar yolu

and "ung" is more of the, not impolite,

ve "ung" daha çok, kaba değil, "evet"

but more than the casual way of saying "yes,"

demenin sıradan bir yolundan daha fazlası,

more like, "Yeah, that's cool, okay."

daha çok "Evet, bu harika, tamam" gibi.

So I had to learn those two words,

Bu yüzden bu iki kelimeyi öğrenmem gerekiyordu

and because "ne" is so opposite of English,

ve "ne" İngilizcenin, yani

the English meaning, I made it a point to use it often.

İngilizcenin tam tersi olduğu için, onu sık sık kullanmaya özen gösterdim.

Remember, I taught you.

Unutma, sana öğrettim.

I realized that I have to use this often,

Bunu sık sık kullanmam gerektiğini, yoksa

or I will forget, and that's what happened.

unutacağımı fark ettim ve olan da buydu.

In the very beginning,

En başta,

I was saying, "ne" when I meant "yes" or "no,"

" evet" veya "hayır" derken "ne" diyordum

and it was getting confusing when I was in Korea.

ve Kore'deyken kafam karışmaya başladı .

But, I eventually mastered it.

Ama sonunda ustalaştım.

I know "ne," and I know "ung."

"ne"yi biliyorum ve "ung"u biliyorum.

So fast forward now.

Şimdi çok ileri sar.

I've learned to speak Korean fluently,

Koreceyi akıcı bir şekilde konuşmayı öğrendim

and I was living in Korea still, and I called home.

ve hala Kore'de yaşıyordum ve evi aradım.

I called a business, a company,

Bir işletmeyi, bir şirketi aradım

because I was still paying bills in America.

çünkü Amerika'da hala faturaları ödüyordum.

And it was, was it a credit card company?

Ve öyleydi, bir kredi kartı şirketi miydi?

I don't remember the exact company.

Firmayı tam olarak hatırlamıyorum.

But anyways, I called,

Ama her neyse, aradım

and the representative got on the phone and she was like,

ve temsilci telefonu açtı ve

"Hello, Ms. Claiborne, how can I help you?"

"Merhaba Bayan Claiborne, size nasıl yardımcı olabilirim?"

So I explained what was going on,

Bu yüzden neler olduğunu açıkladım

and then she proceeded to tell me what I needed to do.

ve sonra bana ne yapmam gerektiğini söylemeye başladı.

And then she asked me, "Ms. Claiborne,

Sonra bana "Bayan Claiborne,

"would you like me to do this for you?"

"bunu sizin için yapmamı ister misiniz?" diye sordu

And I said, "Ne."

ve ben de "Hayır." Hiç

Without even thinking about it, it naturally just came out.

düşünmeden , doğal olarak ağzımdan çıktı.

Like, I literally wasn't even thinking.

Hatta düşündüm.

I was mixing English and Korean.

İngilizce ve Korece'yi karıştırıyordum. O

So she said, "Oh, okay,

da, "Oh, tamam,

"so you don't want me to do it for you?"

yani senin için yapmamı istemiyor musun?" dedi.

And I was like, "No, no, no, ne, ne, ne."

Ben de "Hayır, hayır, hayır, ne, ne, ne" gibiydim.

She was like, "But you keep saying no."

"Ama sen hayır demeye devam ediyorsun" gibiydi.

(Tiffani laughs)

(Tiffani güler) İşte o

And that's when I realized, "Oh my goodness,

zaman fark ettim, "Aman Tanrım,

"I'm speaking Korean to this lady."

"Bu bayanla Korece konuşuyorum." Tekrar tekrar "ne" dediğimin

I didn't even realize

farkında bile değildim

that I was saying "ne" over and over again.

.

So I explained, I said, "No, ma'am, I'm so sorry.

Bu yüzden açıkladım, dedim , "Hayır hanımefendi, çok üzgünüm.

"Ne means yes in Korean, and I was trying to say yes."

"Ne, Korece'de evet demektir ve ben de evet demeye çalışıyordum."

She was like, "Oh, okay."

"Ah, tamam" gibiydi.

So it was funny, but I never forgot that,

Komikti ama bunu hiç unutmadım

because I did it unconsciously.

çünkü bilinçsizce yaptım. İki dili karıştırdığımı

I really didn't realize that I was mixing the two languages,

gerçekten fark etmemiştim

but because I had used "ne" so much over and over

ama Korece becerilerimi geliştirmeye çalışırken "ne"yi defalarca kullandığım için

trying to improve my Korean skills,

it naturally came out before "yes."

doğal olarak "evet"ten önce geldi.

Interesting, right?

İlginç, değil mi?

English is my first language, but because I used "ne"

İngilizce benim ana dilim ama "ne"yi çok kullandığım için

so much, it came out first when I was on the phone.

önce telefonda konuşurken çıktı.

Now fast forward even more to today.

Şimdi, bugüne daha da ileri sarın.

I say "ne" and I say "ung" all the time,

Her zaman "ne" diyorum ve "ung" diyorum,

so much so that I don't even realize it,

o kadar ki farkında bile değilim

but my friends just understand and they accept it.

ama arkadaşlarım sadece anlıyor ve kabul ediyorlar.

If I'm on the phone with one of my friends

Arkadaşlarımdan biriyle telefonda konuşurken

and she's telling me a story,

bana bir hikaye anlatıyorsa,

I'm like, "Ung, ung, uh-huh, ung, ung."

"Ung, ung, uh-huh, ung, ung" derim.

The thing is in English, in American culture, that's rude.

İngilizcede, Amerikan kültüründe bu kabalıktır.

It's kind of like you're interrupting someone.

Sanki birinin sözünü kesiyorsun.

But my friends know that I lived in Korea

Ama arkadaşlarım Kore'de yaşadığımı

and that I was in the Korean culture and I learned Korean,

ve Kore kültürünün içinde olduğumu ve Korece öğrendiğimi biliyorlar, bu yüzden

so they understand that I'm not being rude.

kabalık etmediğimi anlıyorlar.

But again, because I used it so much,

Ama yine de, onu çok kullandığım için

it became a part of me, to the point that I do it

benim bir parçam oldu, öyle ki

even when I'm speaking in English.

İngilizce konuşurken bile bunu yapıyorum.

Part of the Korean comes out.

Korecenin bir kısmı çıkıyor.

So it's funny, but it's like, I can't change it.

Yani komik, ama sanki değiştiremem.

It's just naturally how it happens.

Böyle olması doğaldır.

So, hopefully this encourages you.

Yani, umarım bu sizi cesaretlendirir.

The more you use English, the more you practice,

İngilizceyi ne kadar çok kullanırsan, o kadar çok pratik yaparsan,

it will start to come out naturally.

doğal olarak ortaya çıkmaya başlayacaktır.

Don't stress.

stres yapma

Use it often.

Sık sık kullanın.

Remember to let it set in.

Yerleşmesine izin vermeyi unutmayın.

Use the words, expressions three times in 24 hours,

Kelimeleri, ifadeleri 24 saat içinde üç kez kullanın

and I guarantee you will stop forgetting words.

ve kelimeleri unutmayı bırakacağınızı garanti ederim.

Remember, guys, if you are interested in learning more words

Unutmayın çocuklar, her hafta daha fazla kelime öğrenmekle ilgileniyorsanız

every single week, you wanna improve your vocabulary,

, kelime dağarcığınızı geliştirmek istiyorsanız,

please go to weeklyenglishwords.com.

lütfen dailyenglishwords.com'a gidin.

Use the coupon code "LEARN," L-E-A-R-N,

"LEARN" L-E-A-R-N kupon kodunu kullanın

and get the first month for a dollar.

ve ilk ayı bir dolara alın.

I want you guys to try it out and see how you can improve

Sizden bunu denemenizi ve

your vocabulary by watching English conversations,

İngilizce sohbetler izleyerek,

looking at vocabulary explanation videos,

kelime açıklama videolarına bakarak

and getting a print out of all the words

ve sohbet videolarında öğrendiğiniz tüm kelimelerin çıktısını alarak kelime dağarcığınızı nasıl geliştirebileceğinizi görmenizi istiyorum

you learn in the conversation videos.

.

All right, guys, I will see you next week.

Pekala çocuklar, haftaya görüşürüz.

Thank you so much.

Çok teşekkür ederim.

I love you all.

Hepinizi seviyorum.

Have a good one.

iyi eğlenceler