Why I quit NASA to become an ESL Teacher

- [Tiffani] Hey!

- [Tiffani] Hey!

My name is Teacher Tiffani

Benim adım Öğretmen Tiffani

and I want to tell you something.

ve size bir şey söylemek istiyorum.

I used to work for NASA.

NASA için çalışıyordum.

Yeah, that's right.

Evet bu doğru.

NASA.

Nasa.

But one day I quit and I decided

Ama bir gün bıraktım ve

to become an English teacher.

İngilizce öğretmeni olmaya karar verdim.

Today I want to tell you my story.

Bugün size hikayemi anlatmak istiyorum.

Welcome to Speak English with Tiffani.

Tiffani ile İngilizce Konuşmaya hoş geldiniz.

I am Teacher Tiffani.

Ben Öğretmen Tiffani.

Let's jump right in.

Hemen konuya girelim.

It all started in the year 2000.

Her şey 2000 yılında başladı.

That's the year that I went to university,

O yıl üniversiteye gittim

and I had two majors.

ve iki anadal yaptım.

My first major was Computer Science

İlk bölümüm Bilgisayar Bilimiydi

because I loved computers,

çünkü bilgisayarları seviyordum

and my second major was Commercial Art

ve ikinci bölümüm Ticari Sanattı

because I had always, and I still do love art.

çünkü sanatı her zaman sevmiştim ve hala seviyorum.

In 2004, I graduated.

2004 yılında mezun oldum.

It had been a great four years, but now

Harika bir dört yıl olmuştu ama şimdi

it was time to move forward in life.

hayatta ilerleme zamanı gelmişti.

After graduation I received a phone call.

Mezun olduktan sonra bir telefon aldım.

It led to an interview.

Bir röportaja yol açtı.

The interview was great,

Röportaj harikaydı

and because the interview was so great,

ve röportaj çok harika olduğu için

you guessed it, I got a job at NASA.

tahmin ettiniz, NASA'da bir iş buldum.

Everything was amazing.

Her şey harikaydı.

My job at NASA was as a web developer.

NASA'daki işim bir web geliştiricisiydi. NASA'nın farklı sektörleri için

I designed multiple websites

birden fazla web sitesi tasarladım

for different sectors of NASA.

.

It was great.

Harikaydı.

I was a part of the planning, the development,

and the maintenance of multiple websites.

Birden çok web sitesinin planlamasının, geliştirilmesinin ve bakımının bir parçasıydım. Çalışanlarına son derece saygılı

I had an amazing boss, who treated

davranan harika bir patronum

his employees with the utmost respect,

and I also had amazing coworkers.

ve ayrıca harika iş arkadaşlarım vardı.

So I have so many good memories

Bu yüzden NASA'daki zamanımla ilgili çok güzel anım var

about my time at NASA.

.

But while I was working there,

Ama orada çalışırken

I started to feel like something was missing.

bir şeylerin eksik olduğunu hissetmeye başladım.

You see, remember I was an artist,

Bir sanatçı olduğumu

and I wanted to use my art

ve sanatımı

to directly help people.

doğrudan insanlara yardım etmek için kullanmak istediğimi hatırlayın. Hayatımla ne yapmam gerektiğine

During this time of trying to figure out

karar vermeye çalıştığım bu süre zarfında

what I should do with my life,

,

I had some friends who had lived in Korea,

some of them for a few months,

bazıları birkaç aydır

and some of them for a couple of years,

ve bazıları birkaç yıldır Kore'de yaşayan bazı arkadaşlarım vardı

and they raved about how amazing Korea was.

ve ne kadar harika olduklarından övgüyle söz ettiler. Kore öyleydi.

So I thought to myself

Bu yüzden kendi kendime

maybe I should also go to Korea.

belki Kore'ye de gitmeliyim diye düşündüm.

So, in 2009, that's exactly what I did.

Yani, 2009'da, tam olarak yaptığım buydu.

I took the long 14-hour flight

14 saatlik uzun uçuşu yaptım

and went to South Korea.

ve Güney Kore'ye gittim.

My time in South Korea was spent

Güney Kore'deki zamanım

as a missionary English teacher.

misyoner bir İngilizce öğretmeni olarak geçti.

I had so many students from businessmen

İş adamlarından iş kadınlarına

to businesswomen, doctors, lawyers,

, doktorlara, avukatlara,

homemakers, stay-at-home moms.

ev hanımlarına, evde oturan annelere kadar pek çok öğrencim oldu.

It was amazing!

Muhteşemdi!

I had thousands of students

Binlerce öğrencim oldu

and I loved all of them.

ve hepsini çok sevdim.

But there was something that happened.

Ama olan bir şey vardı. Öğrencilerimle

You see, as I was spending time

vakit geçirirken

with my students, I started noticing

how hard they were studying.

ne kadar sıkı çalıştıklarını fark etmeye başladım.

They were studying English grammar,

İngilizce gramer,

English expressions, English vocabulary,

İngilizce ifadeler, İngilizce kelime bilgisi,

English pronunciation, and English idioms,

İngilizce telaffuz ve İngilizce deyimler üzerinde çalışıyorlardı

and something came to mind.

ve akıllarına bir şey geldi.

It was a quote from Nelson Mandela.

Nelson Mandela'dan bir alıntıydı.

The quote says, "If you talk to a man

Alıntı der ki, "Bir erkekle

"in a language he understands,

"anladığı bir dilden konuşursanız,

"that goes to his head.

"bu onun kafasına gider. "Onunla

"If you talk to him in his language,

onun dilinde konuşursanız,

"that goes to his heart."

bu onun kalbine gider."

You see, what was happening in my heart was

Bakın, içimden geçen şuydu,

I desired to reach my students

truly and sincerely, I wanted to speak

gerçekten ve içtenlikle öğrencilerime ulaşmak istiyordum,

to their hearts, which meant

onların kalplerine seslenmek istiyordum, bu da

I also had to start studying.

benim de çalışmaya başlamam gerektiği anlamına geliyordu.

And that's when I decided to study Korean,

İşte o zaman Korece,

Korean grammar, expressions, everything.

Korece gramer, ifadeler, her şeyi çalışmaya karar verdim.

And at that time this is

Ve o zamanlar

what my schedule looked like.

programım böyle görünüyordu.

I would wake up at 4 am every day,

Her gün sabah 4'te kalkar,

study for about four hours,

yaklaşık dört saat çalışır,

then take a shower, and at 9 am

sonra duş alır ve sabah 9'da

I would go to my Korean classes,

which lasted about three hours.

yaklaşık üç saat süren Korece derslerime giderdim.

Then I would come back home, eat lunch,

Sonra eve gelir, öğle yemeği yer,

and start work at 2 pm and finish at 10 pm.

14:00'te işe başlar ve 10:00'da bitirirdim.

This was my schedule for about 10 months.

Yaklaşık 10 aylık programım bu şekildeydi.

All because I wanted to reach my students,

Hepsi öğrencilerime ulaşmak istediğim için,

I wanted to learn a language

just like they were learning a language.

tıpkı onlar gibi bir dil öğrenmek istiyordum.

But what happened is, as I was studying,

Ama olan şu ki, çalışırken,

I began to understand how to transition

from a beginner to an intermediate learner,

başlangıç ​​düzeyinden orta düzey öğrenciye

and then from an intermediate

ve ardından orta düzeyden

to an advanced learner.

ileri düzey öğrenciye nasıl geçileceğini anlamaya başladım.

And I decided to take what I was learning

Ben de öğrendiklerimi

to my students, to my intermediate,

öğrencilerime, orta,

advanced students, and I wanted

ileri seviyedeki öğrencilerime götürmeye karar verdim ve

to teach them what I had learned,

onlara öğrendiklerimi,

the principles and the concepts.

ilke ve kavramları öğretmek istedim.

So I started teaching them how to give a speech,

Böylece onlara nasıl konuşma yapacaklarını,

how to develop and organize your ideas,

fikirlerinizi nasıl geliştireceklerini ve organize edeceklerini,

how to speak English with confidence,

İngilizceyi nasıl güvenle konuşacaklarını,

how to make long sentences, and so many

nasıl uzun cümleler kuracaklarını ve

other things that were not taught

in the class before that.

daha önce sınıfta öğretilmeyen birçok şeyi öğretmeye başladım.

And something amazing happened.

Ve harika bir şey oldu.

My students began to improve very quickly.

Öğrencilerim çok hızlı gelişmeye başladı.

It was like a light bulb went off

Sanki kafalarında bir ampul yanmıştı

in their head, and their speech

ve

and their way of thinking in English

İngilizce konuşmaları ve düşünme biçimleri

improved rapidly.

hızla gelişti.

So, then I started thinking a little bit more.

Sonra biraz daha düşünmeye başladım.

If my students at my classroom

Sınıfımdaki öğrencilerim

were improving so much,

bu kadar gelişiyorsa daha fazla öğrenciye yardımcı olabileceğim

how about starting a YouTube channel

bir YouTube kanalı açmaya ne dersiniz

where I can help even more students?

?

So I started Speak English With Tiffani.

Ben de Tiffani ile İngilizce Konuşmaya başladım.

Now, initially my plan was only

Şimdi, başlangıçta planım sadece

to help Korean students.

Koreli öğrencilere yardım etmekti.

But what I realized was that Indian students,

Ama fark ettim ki Hintli öğrenciler,

Vietnamese students, Japanese students,

Vietnamlı öğrenciler, Japon öğrenciler, dünyanın dört bir yanından

all of these students from around the world

tüm bu öğrenciler

started to watch my YouTube channel,

YouTube kanalımı izlemeye başladılar

and they were learning the same concepts,

ve aynı kavramları öğreniyorlardı

and they were improving their English.

ve İngilizcelerini geliştiriyorlardı.

So, in 2018, I left Korea.

Böylece 2018'de Kore'den ayrıldım.

I moved back to America and decided

Amerika'ya geri döndüm ve

to continue teaching English online

to help ESL students across the world.

dünyanın her yerindeki ESL öğrencilerine yardımcı olmak için çevrimiçi İngilizce öğretmeye devam etmeye karar verdim.

So what's my goal?

Peki benim amacım ne?

Why did I do it?

Neden yaptım?

Why did I leave NASA to teach English,

Neden İngilizce öğretmek için NASA'dan ayrıldım

and why am I still doing it?

ve neden hala yapıyorum?

Here's the reason.

İşte nedeni.

I want to help one million students.

Bir milyon öğrenciye yardım etmek istiyorum.

That's my goal.

Bu benim hedefim.

I'm Teacher Tiffani.

Ben Öğretmen Tiffani.

If you haven't received your free

Ücretsiz

Speak English Ebook yet,

Speak English Ebook'unuzu henüz almadıysanız, hemen

go to SpeakEnglishWithTiffani.com/ebook right now.

SpeakEnglishWithTiffani.com/ebook adresine gidin .

I know that this ebook will help you

Bu e-kitabın

improve your English and also help you

İngilizcenizi geliştirmenize ve ayrıca

understand more of the expressions

that native English speakers use.

anadili İngilizce olanların kullandığı ifadeleri daha fazla anlamanıza yardımcı olacağını biliyorum. Ayrıca soldaki bir

And remember you can also watch

my next English video lesson

sonraki İngilizce video dersime

on the left by clicking it.

tıklayarak da izleyebileceğinizi unutmayın.

If you ever need help,

Yardıma ihtiyacınız olursa

remember you can also email me

bana [email protected] adresinden e-posta gönderebileceğinizi unutmayın

at [email protected].

.

I want to help you speak English

İngilizce konuşmanıza

and enjoy doing it.

ve bunu yapmaktan zevk almanıza yardımcı olmak istiyorum.