How To Study English When You Don't Have Time

Hey, today I'm gonna give you five methods

Hey, bugün sana vaktin olmadığında İngilizce çalışmana yardımcı olacak beş yöntem vereceğim

to help you study English when you don't have time.

.

I'm Teacher Tiffani, let's jump right in.

Ben Öğretmen Tiffani, hemen başlayalım. Pekala

All right, Method number one.

, Birinci Yöntem.

Method number one is the "15 minute morning routine."

Bir numaralı yöntem "15 dakikalık sabah rutini".

Basically you will create a 15 minute morning routine

Temel olarak, gün için

where you learn one word, one expression, one idiom

bir kelime, bir ifade, bir deyim

and one question for the day.

ve bir soru öğrendiğiniz 15 dakikalık bir sabah rutini oluşturacaksınız.

This method focuses on making English a priority

Bu yöntem, günün başlangıcında İngilizceyi bir öncelik haline getirmeye odaklanır

at the start of your day.

.

Now I'm gonna explain how you do this exactly

Şimdi bunu tam olarak nasıl yapacağınızı

using the steps, but don't worry.

adımları kullanarak anlatacağım ama merak etmeyin.

Even if you're not a morning person,

Sabah insanı olmasanız bile

this method can help you.

bu yöntem size yardımcı olabilir.

Now, a lot of you know that I'm a morning person.

Çoğunuz benim sabah insanı olduğumu biliyorsunuz.

If you open the dictionary,

Sözlüğü açarsan sabahçının yanında

you will see my name and my picture next to morning person.

adımı ve resmimi göreceksin .

Why?

Neden?

Because I get up around 4:00 a.m.

Çünkü sabah 4:00 civarında kalkıyorum

and I love to get work done early in the morning.

ve sabah erkenden iş bitirmeyi seviyorum .

But this method is for early birds and night owls.

Ancak bu yöntem erkenci kuşlar ve gece kuşları içindir.

And let me explain why.

Nedenini açıklayayım.

So here are the steps you need to go through.

Yani, işte izlemeniz gereken adımlar.

Step number one, pick a specific time in the morning.

Birinci adım, sabah belirli bir saat seçin.

It must be the same time every single day.

Her gün aynı saatte olmalı.

Again, it's up to you.

Yine, size kalmış.

For example, for me, I wake up at 4:00 a.m.

Örneğin ben sabah 4:00'te uyanırım

But if you wake up at 7:00 a.m., 8:00 a.m.

ama sabah 7:00, 8:00

or even 9:00 a.m.,

ve hatta 9:00'da uyanırsanız programınıza uygun

you can pick a time that matches your schedule.

bir zaman seçebilirsiniz .

So first pick a time in the morning

Bu yüzden önce programınıza uyan sabah bir zaman seçin

that matches your schedule.

.

Now, step number two.

Şimdi, ikinci adım.

For the first five minutes, search for one word,

İlk beş dakika boyunca bir kelime,

one expression, one idiom and one question.

bir ifade, bir deyim ve bir soru arayın.

Again, one of each, not five words, not five expressions.

Yine her birinden bir tane, beş kelime değil, beş ifade değil.

Only one word, one idiom, one expression and one question.

Sadece bir kelime, bir deyim, bir ifade ve bir soru.

Now, step number three, this is what you're gonna do.

Şimdi, üçüncü adım, yapacağın şey bu.

For the next five minutes,

Sonraki beş dakika boyunca

memorize the word, expression and the idiom.

kelimeyi, ifadeyi ve deyimi ezberleyin.

I know you're smart, I know that you are super intelligent.

Zeki olduğunu biliyorum, süper zeki olduğunu biliyorum. Beş dakikada ezberleyecek

So having three things to memorize in five minutes,

üç şey olması

I think it's very possible because you're smart.

bence çok mümkün çünkü sen akıllısın.

So for the second five minutes,

İkinci beş dakika boyunca

you're gonna memorize the word,

kelimeyi,

the expression and the idiom.

ifadeyi ve deyimi ezberleyeceksiniz.

Now step number four, what you need to do,

Şimdi dördüncü adım, yapmanız gerekenler,

you need to for the last five minutes,

son beş dakika boyunca

read the question and give your answer.

soruyu okuyup cevabınızı vermeniz gerekiyor.

You need to speak out loud.

Yüksek sesle konuşmanız gerekiyor.

Let's say for today,

Bugün için diyelim,

let's say today is Monday or Tuesday.

bugün Pazartesi ya da Salı diyelim.

You find the question,

Soruyu bulursan, bana

tell me about your best childhood memory.

en iyi çocukluk anını anlat.

All right, so you have five minutes

Pekala,

to think about the question and answer it in English

soru üzerinde düşünmek ve İngilizce cevaplamak için beş dakikanız var

but you must say your answer out loud.

ama cevabınızı yüksek sesle söylemelisiniz.

Again, this is a morning routine.

Yine, bu bir sabah rutini.

You'll do every single day for only 15 minutes.

Her gün sadece 15 dakika yapacaksın.

A short period of time, but this method is very effective.

Kısa bir süre, ancak bu yöntem çok etkilidir.

So let me tell you the benefits of this method, here we go.

O halde size bu yöntemin faydalarını anlatayım, başlıyoruz.

Benefit number one.

Bir numaralı fayda. Uzun süre ders

You won't feel stressed about studying

çalışma stresi yaşamazsınız

for a long period of time.

.

Here's something that I wanna explain to you.

İşte size açıklamak istediğim bir şey var.

Many times you get stressed or feel that you don't have time

Çoğu zaman strese girersin veya vaktin olmadığını düşünürsün

because when you do go to study English,

çünkü İngilizce çalışmaya gittiğinde

you don't know what to study.

ne çalışacağını bilemezsin.

You have books, you have videos,

Kitaplarınız var, videolarınız var, sizi çevreleyen

you have all of these things that are surrounding you

tüm bu şeylere sahipsiniz

and you're like, I don't have a lot of time

ve çok fazla zamanım yok

and I don't know what to study.

ve ne çalışacağımı bilmiyorum diyorsunuz.

So eventually you get frustrated and stop.

Yani sonunda sinirlenirsin ve durursun.

But using this 15 minute method, you won't feel stressed

Ancak bu 15 dakikalık yöntemi kullanarak stresli hissetmeyeceksiniz

because you know exactly what you need to do

çünkü her sabah tam olarak ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz

every single morning.

.

Now let me look at the second benefit which is,

Şimdi ikinci faydaya bakalım,

you will remain laser focused during the 15 minute period.

15 dakikalık süre boyunca lazer odaklı kalacaksınız.

Now I really liked this expression laser-focused.

Şimdi lazer odaklı bu ifadeyi gerçekten beğendim.

So I want you to imagine we're on a television show, right?

Bir televizyon programında olduğumuzu hayal etmeni istiyorum, değil mi?

Maybe Star Wars or Star Trek,

Belki Star Wars veya Star Trek

and they're talking to each other,

ve birbirleriyle konuşuyorlar,

yep, I see what's going on over there.

evet, orada neler olduğunu anlıyorum.

Star Trek, you know, the space program, right?

Star Trek, bilirsin, uzay programı, değil mi?

And imagine that one of them had lasers in their eyes,

Ve birinin gözlerinde lazer olduğunu

and they say, "Oh, I see something."

ve "Ah, bir şey görüyorum" dediğini hayal edin.

And all of a sudden the movie would have them

Ve birdenbire, filmde

have lasers pointing out of their eyes

lazerlerin gözlerinden dışarı doğrultulmasını

and focused on something.

ve bir şeye odaklanmasını sağlardı.

So when we say laser focused,

Yani lazer odaklı dediğimizde,

it means just like in a TV show,

tıpkı bir dizideki gibi

their eyes are focused on something.

gözleri bir şeye odaklanmış demektir.

It means that you have your eyes focused on one thing.

Bu, gözlerinizi bir şeye odakladığınız anlamına gelir.

It's about focusing and only looking at one thing.

Odaklanmak ve sadece bir şeye bakmakla ilgili.

So you'll be able to focus on this one thing,

Böylece, 15 dakikalık bir süre boyunca bu tek şeye,

this one grouping of expression, word idiom, and question

bu tek ifade, kelime deyimi ve soru grubuna odaklanabileceksiniz

for a 15 minute period.

.

So you'll be laser focused, all right?

Lazer odaklı olacaksın, tamam mı?

Now the third benefit is, you will feel more confident

Şimdi üçüncü fayda,

because you are studying every single day.

her gün çalıştığınız için kendinizi daha güvende hissedeceksiniz.

Man, when I say, you know, when it comes to confidence,

Dostum, dediğimde, kendine güven söz konusu olduğunda, öğrencilerden

I get a lot of questions about confidence

özgüven ve İngilizce konuşma hakkında pek çok soru alıyorum

and speaking in English from students

and maybe you've been one of those students

ve belki de sen

who have asked me that question.

bana bu soruyu soran öğrencilerden biri oldun.

Teacher, how can I be confident in English?

Öğretmenim, İngilizce konusunda kendime nasıl güvenebilirim?

But a lot of times the confidence,

Ama çoğu zaman güven, ki

and I talked about it last week in last week's video lesson,

geçen haftaki video dersinde bundan bahsetmiştim,

the confidence is because

güven,

you don't feel like you're doing enough

yeterince yapıyormuş gibi hissetmemenizden

or you're comparing yourself to someone else.

veya kendinizi başka biriyle karşılaştırmanızdan kaynaklanır.

But if you start using this 15 minute morning method,

Ancak bu 15 dakikalık sabah yöntemini kullanmaya başlarsanız,

you'll know hey,

I'm doing something every day to improve my English.

İngilizcemi geliştirmek için her gün bir şeyler yaptığımı bileceksiniz.

And it's something that happens psychologically.

Ve bu psikolojik olarak olan bir şey. Kendine

You'll start admiring yourself like, Ooh man,

hayran olmaya başlayacaksın , Ooh adamım,

I'm putting in time every single day.

her gün zaman harcıyorum.

Even though it's a 15 minute period of time,

15 dakikalık bir süre olsa da,

every single day in the morning, I'm studying hard

her gün sabahları çok çalışıyorum

and I know that I am improving

ve kendimi geliştirdiğimi biliyorum ve kendinizi

and you will start to feel more confident

daha güvende hissetmeye

and even proud of yourself.

ve hatta kendinizle gurur duymaya başlayacaksınız.

So method number one is a very good method for you

Yani bir numaralı yöntem, İngilizce çalışmak için vaktin olmadığında kullanacağın çok iyi bir yöntem

to use when you don't have time to study English, all right?

, tamam mı?

So method number two.

Yani iki numaralı yöntem.

Method number two is weekly flashcards.

İkinci yöntem, haftalık bilgi kartlarıdır.

Now basically you will create 50 weekly flashcards

Şimdi temel olarak haftalık 50 bilgi kartı oluşturacak

and carry 10 of them with you every single day.

ve her gün 10 tanesini yanınızda taşıyacaksınız .

This method focuses on

Bu yöntem,

regularly reviewing small chunks of information.

küçük bilgi parçalarını düzenli olarak incelemeye odaklanır.

And I'm sure, you know, you've seen many of my videos

Ve eminim ki,

where I talk about the power of studying in chunks.

parçalar halinde çalışmanın gücünden bahsettiğim videolarımın çoğunu görmüşsünüzdür.

So with this method, you have flashcards

Yani bu yöntemle bilgi kartlarınız var

and you're gonna create 50,

ve 50 tane oluşturacaksınız

but don't let that number scare you

ama bu sayı sizi korkutmasın

because remember these flashcards,

çünkü bu bilgi kartlarını unutmayın, tüm hafta boyunca

50 flashcards will be used throughout the entire week.

50 bilgi kartı kullanılacak . Bunu

So let me explain how you're gonna do this, all right?

nasıl yapacağını açıklamama izin ver , tamam mı?

So here we go.

İşte başlıyoruz.

Step number one.

Bir numaralı adım.

At the beginning of the week,

Haftanın başında

select 50 things that you want to learn.

öğrenmek istediğiniz 50 şeyi seçin.

Maybe words, expressions, idioms, grammar rules,

Belki kelimeler, ifadeler, deyimler, gramer kuralları,

formulas, et cetera.

formüller vs.

And I said things you want to learn.

Ve öğrenmek istediğin şeyleri söyledim.

You don't have to get a book and say,

Bir kitap alıp,

okay, the book says do this, this and this, no.

tamam, kitap şunu yap, şunu ve bunu diyor, hayır demene gerek yok.

If you're interested in music

Müzikle ilgileniyorsanız

and you wanna learn more English words related to music,

ve müzikle ilgili daha fazla İngilizce kelime öğrenmek istiyorsanız,

then make flashcards based on that interest.

o ilgi alanınıza göre bilgi kartları hazırlayın.

Or maybe you are trying to learn more grammar rules,

Ya da belki daha fazla gramer kuralı öğrenmeye çalışıyorsun, gramer kuralları hakkında

make flashcards for that week about the grammar rules.

o hafta için bilgi kartları hazırlıyorsun .

Again, it's up to you.

Yine, size kalmış.

This is your language journey but you can use this method

Bu sizin dil yolculuğunuz ama zamanınız olmadığında bile İngilizcenizi geliştirmek için bu yöntemi kullanabilirsiniz

to improve your English even when you don't have time.

.

All right, so step one is done.

Pekala, birinci adım tamamlandı.

Step number two.

İki numaralı adım.

On one side of the card,

Kartın bir yüzüne,

write the title or focus of the card.

kartın başlığını veya odağını yazın.

Again, if you're trying to learn vocabulary,

Yine, kelime öğrenmeye çalışıyorsan,

on one side write the word happenstance

bir tarafına rastlantısal

or fictitious.

veya hayali kelimesini yaz.

You can look those words up guys, all right?

Bu kelimelere bakabilirsiniz çocuklar, tamam mı?

So put the word, the expression, the idea or concept,

Yani kelimeyi, ifadeyi, fikri veya kavramı,

the title on one side of the card.

başlığı kartın bir tarafına koyun.

Then step number three.

Ardından üç numaralı adım.

On the other side of the card, write the definition,

Kartın diğer yüzüne tanımı,

explanation or example.

açıklaması ya da örneği yazın.

Again, on the opposite side,

Yine karşı tarafta,

you wanna make sure you're describing

what this card is all about.

bu kartın neyle ilgili olduğunu anlattığınızdan emin olmak istiyorsunuz.

Now, step number four.

Şimdi, dördüncü adım.

Every day, select 10 different cards

Her gün 10 farklı kart seçin

and review them periodically throughout the day.

ve gün boyunca periyodik olarak gözden geçirin .

It doesn't mean that you have to sit at your desk at work

Bu, işte masanızda oturmanız

and every hour look at the card,

ve her saat karta bakmanız,

every hour look at the card, no.

her saat karta bakmanız gerektiği anlamına gelmez, hayır.

As you think about it throughout the day,

Siz gün boyunca düşünürken,

Oh, let me kind of review a few things that I have.

Oh, sahip olduğum birkaç şeyi gözden geçirmeme izin verin.

Oh, okay I didn't, oh, this word, interesting.

Oh, tamam, yapmadım, oh, bu kelime, ilginç.

Put it down and keep doing what you're doing.

Onu yere bırak ve yaptığın şeyi yapmaya devam et. Gün boyunca

You wanna be consistently connected to

sürekli olarak kartlara bağlı olmak istiyorsunuz

the cards throughout the day.

.

Now, step number five.

Şimdi, beş numaralı adım.

At the end of the week, review all 50 cards

Haftanın sonunda, hangilerini hatırladığınızı görmek için 50 kartın hepsini gözden geçirin

to see which ones you remember.

.

Again, step number four says 10 different cards every day.

Yine dördüncü adım, her gün 10 farklı kart diyor.

So by the time you get to the last day,

Böylece, son güne geldiğinizde,

you've already went through all 50 cards

50 kartın hepsini çoktan geçtiniz

and now you're gonna review and see

ve şimdi gözden geçirip

which ones you remember and which ones you don't remember.

hangilerini hatırladığınızı ve hangilerini hatırlamadığınızı göreceksiniz.

You're giving yourself the opportunity

Kendinize

to take the information in and then process it and see

bilgiyi alıp işleme ve

which pieces of information you need to work on some more.

hangi bilgi parçaları üzerinde biraz daha çalışmanız gerektiğini görme fırsatı veriyorsunuz.

So what are the benefits of this method?

Peki bu yöntemin faydaları nelerdir?

Here we go, benefit number one.

İşte başlıyoruz, bir numaralı fayda.

You will have a study plan for each week.

Her hafta için bir çalışma planınız olacak.

Study plans, whoo.

Çalışma planları.

When you have a plan, you can reach a goal all right?

Bir planın olduğunda, bir hedefe ulaşabilirsin, tamam mı?

Benefit number two.

İki numaralı avantaj.

You will be able to carry them with you throughout the day.

Onları gün boyunca yanınızda taşıyabileceksiniz.

Think about it, you're not gonna have a book,

Bir düşünün, bir kitabınız olmayacak,

you're just gonna have these cute little flashcards,

sadece bu sevimli küçük kartlara sahip olacaksınız,

put them in your pocket,

onları cebinize koyacaksınız,

put them in your purse for the ladies, and what?

bayanlar için çantanıza koyacaksınız ve ne?

Throughout the day, you can pick them out, take them out

Gün boyunca onları seçebilir, çıkarabilir

and review them.

ve inceleyebilirsiniz.

So again, you can carry them with you throughout the day.

Böylece yine gün boyunca onları yanınızda taşıyabilirsiniz.

The other benefit is you will be able to start

Diğer bir yararı da bilgi kartları

your own English database from the collection of flashcards.

koleksiyonundan kendi İngilizce veritabanınızı başlatabilecek olmanızdır .

Now, this is something that I've emphasized before

Şimdi, bu

in a previous video and to other students.

daha önceki bir videoda ve diğer öğrencilere vurguladığım bir şey.

Why?

Neden?

You need to have your own English database.

Kendi İngilizce veri tabanınızın olması gerekir. Size

I told you all again that, if you want to use my database,

tekrar söyledim, veritabanımı kullanmak isterseniz,

that myself and Teacher Julie created,

Julie Öğretmen ile birlikte oluşturduk,

it's called the Weekly English Words Database,

adı yine Weekly English Words Database

again, weeklyenglishwords.com.

, Weeklyenglishwords.com.

and every week we add 60 new vocabulary words,

ve her hafta İngilizce, görüntülü konuşmalar ve açıklamaların yanı sıra veritabanına 60 yeni kelime,

expressions, and idioms to the database,

ifade ve deyim ekliyoruz

along with English, video conversations and explanations.

.

It's a huge database and again, you can check it out.

Bu çok büyük bir veritabanı ve yine kontrol edebilirsiniz.

But, by doing the flashcards every week

Ancak, zamanınız olmasa bile bu yöntemi izleyerek bilgi kartlarını her hafta yaparak

following this method even when you don't have time,

,

you'll be able to create your own database

kendi veritabanınızı oluşturabilecek

and improve your English speaking ability, all right?

ve İngilizce konuşma becerinizi geliştirebileceksiniz, değil mi?

Now what about method number three?

Şimdi üç numaralı yöntem ne olacak?

Another great method.

Başka bir harika yöntem.

Weekly English video.

Haftalık İngilizce video.

Now, basically you will select and watch

Şimdi, temelde

one English lesson video every single day for a week.

bir hafta boyunca her gün bir İngilizce ders videosu seçip izleyeceksiniz.

This method focuses on mastering the ideas and concepts

Bu yöntem,

presented in one video lesson each week.

her hafta bir video dersinde sunulan fikir ve kavramlarda uzmanlaşmaya odaklanır.

Notice I said one lesson.

Bir ders dediğime dikkat edin.

Not one lesson every single day, no.

Her gün bir ders değil, hayır.

One lesson for an entire week.

Bütün bir hafta boyunca bir ders.

So for example, let's say you're like,

Örneğin, diyelim ki,

man, I am really enjoying this video from Teacher Tiffani.

dostum, Öğretmen Tiffani'nin bu videosundan gerçekten keyif alıyorum.

It's really gonna help me a lot.

Bana gerçekten çok yardımcı olacak.

This may be the video that you wanna use for this method.

Bu, bu yöntem için kullanmak istediğiniz video olabilir.

That means you'll watch this video again tomorrow

Bu, bir hafta boyunca yarın

and the next day and the next day for a week.

ve sonraki gün ve sonraki gün bu videoyu tekrar izleyeceğiniz anlamına gelir.

This method is very, very useful and very helpful

Bu yöntem çok, çok faydalı ve çok faydalı

because it will show you how to master a concept.

çünkü size bir kavramda nasıl ustalaşacağınızı gösterecek.

So let's see the steps, here we go.

Öyleyse adımları görelim, işte başlıyoruz.

Step number one.

Bir numaralı adım.

At the beginning of the week,

Haftanın başında

find one interesting English lesson.

ilginç bir İngilizce dersi bulun.

The type of lesson is up to you.

Ders türü size kalmış.

And for example, multiple vocabulary words,

Ve örneğin, birden fazla kelime dağarcığı,

fluency formulas, et cetera.

akıcılık formülleri, vb.

It's truly up to you.

Bu gerçekten size kalmış.

You can pick the one that you want.

İstediğinizi seçebilirsiniz.

Step number two.

İki numaralı adım.

On day one, watch the video lesson without taking any notes.

Birinci gün video dersi not almadan izleyin.

I need to stress this, I need to emphasize this.

Bunu vurgulamam gerekiyor, bunu vurgulamam gerekiyor.

Do not take any notes on day one.

İlk gün herhangi bir not almayın.

Teacher?

Öğretmen?

Yes, I'm telling you to put your notebook down,

Evet, sana defterini bırak,

put your pen down and simply watch the lesson.

kalemini bırak ve sadece dersi izle diyorum.

Sometimes you don't realize how amazing your brain is.

Bazen beyninizin ne kadar harika olduğunun farkında değilsiniz.

Stop focusing on, oh, I got to get this, I got to get that.

Odaklanmayı bırak, oh, bunu almalıyım, bunu almalıyım.

Nope, sit down, watch the video, listen, enjoy it.

Hayır, oturun, videoyu izleyin , dinleyin, keyfini çıkarın.

But don't take any notes on day one.

Ama ilk günden not almayın.

Now on day two, which is step number three,

Şimdi ikinci gün, yani üçüncü adım,

watch the video lesson again

video dersini tekrar izleyin

and write down the things that you learned.

ve öğrendiklerinizi yazın.

That's right, you're gonna go on day two,

Doğru, ikinci güne gideceksin,

watch it a second time

ikinci kez izleyeceksin

and this is when you can take your pen, take your notebook

ve işte o zaman kalemini al, defterini al

and start writing things down.

ve bir şeyler yazmaya başla.

Now on day three, which is step number four,

Şimdi, dördüncü adım olan üçüncü günde,

watch the video lesson again

video dersini tekrar izleyin

and write in anything else that you missed

ve dersi ilk iki izleyişinizde kaçırdığınız her şeyi yazın

the first two times you watched the lesson.

. Notlarınızı ikinci günden aldığınız notlarla

Compare and combine your notes with the notes from day two.

karşılaştırın ve birleştirin .

Notice we've just watched, taken notes

Dikkat edin az önce izledik, notlar aldık

and taken notes again.

ve yine notlar aldık.

We haven't memorized anything yet, all right?

Henüz hiçbir şey ezberlemedik, tamam mı?

Now the next step, step number five.

Şimdi sıradaki adım, beşinci adım.

Step number five is also important.

Beşinci adım da önemlidir.

On day four, watch the video lesson again

Dördüncü gün video dersini tekrar izleyin

and then write the three main points of the lesson.

ve ardından dersin üç ana noktasını yazın.

Now for videos about words or vocabulary,

Şimdi kelimeler veya kelimelerle ilgili videolar için

you can write the three words that you liked the most.

en çok sevdiğiniz üç kelimeyi yazabilirsiniz.

I wanna explain the step, step number five to you.

Beşinci adımı size açıklamak istiyorum.

Again, you're watching the video another time, right?

Yine, videoyu başka bir zaman izliyorsun, değil mi?

But this time you're looking for the three main points.

Ama bu sefer üç ana noktayı arıyorsunuz. Olan şu ki

What's happening is, you're literally becoming laser-focused

, kelimenin tam anlamıyla lazer odaklı hale geliyorsunuz

and trying to figure out, wait a minute,

ve anlamaya çalışıyorsunuz, bir dakika,

how can I summarize this video lesson?

bu video dersi nasıl özetleyebilirim?

And that's gonna help you think in English,

Ve bu senin İngilizce düşünmene yardımcı olacak,

because you're gonna have to learn how to be concise.

çünkü nasıl kısa ve öz olunacağını öğrenmen gerekecek.

Say what you mean and be clear

Ne demek istediğini söyle ve açık ol

and this is gonna help you do that.

, bu bunu yapmana yardımcı olacak.

Again, when you don't have time,

Yine, zamanınız olmadığında,

this method is still very useful, all right?

bu yöntem yine de çok kullanışlı, tamam mı?

Step number six.

Altıncı adım.

On day five, watch the video lesson again

Beşinci gün video dersini tekrar izleyin

and then find three ways to apply what you learned

ve öğrendiklerinizi

to your daily life.

günlük yaşamınıza uygulamanın üç yolunu bulun.

Now we're getting to the application phase.

Artık başvuru aşamasına geçiyoruz.

Again, the same video.

Yine aynı video.

This is gonna get, how do I explain?

Bu olacak, nasıl açıklarım?

You're gonna watch the video so much

Videoyu o kadar çok izleyeceksiniz

that you're gonna feel like

ki söylenen

you can predict everything that's being said.

her şeyi tahmin edebileceğinizi hissedeceksiniz .

Huh, which means your English is also going to improve.

Huh, bu da İngilizcenizin de gelişeceği anlamına geliyor.

You're gonna start recognizing patterns.

Kalıpları tanımaya başlayacaksın.

But now you need to see, wait a minute,

Ama şimdi bir bakın, bir dakika,

how can I apply what I'm learning from this video

bu videodan öğrendiklerimi

to my daily life?

günlük hayatıma nasıl uygulayabilirim? Ne

No matter what it is it's a vocabulary word?

olursa olsun, bir sözlük sözcüğü mü?

Okay, figure out how you can apply that word to your life.

Tamam, bu kelimeyi hayatına nasıl uygulayabileceğini bul.

If it's a concept or idea, even like this video,

Bu bir kavram veya fikirse, bu video gibi bile olsa,

figure out how you can apply the lesson

dersi

to your life in three ways, all right?

hayatınıza üç şekilde nasıl uygulayabileceğinizi öğrenin, tamam mı?

Now, step number seven for this method.

Şimdi, bu yöntem için yedi numaralı adım.

On day six, review what you wrote in your notes

Altıncı günde,

on day one, two, three, four, and five.

birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci gün notlarınıza ne yazdığınızı gözden geçirin.

You have to review because that's how the information

Gözden geçirmelisiniz çünkü bilgiler

goes into your long-term memory.

uzun süreli belleğinize bu şekilde giriyor.

But this method is very useful.

Ancak bu yöntem çok kullanışlıdır.

Again, one English video for an entire week

Yine bütün bir hafta boyunca bir İngilizce video

and you follow these steps.

ve bu adımları takip ediyorsunuz.

But what about method number four?

Peki ya dördüncü yöntem?

Another good one.

Başka bir iyi.

Method number four, well, it's gonna come in a second.

Dördüncü yöntem, bir saniye içinde gelecek.

But benefits (laughs).

Ama faydaları (gülüyor). Size faydaları

I almost forgot to give you guys the benefits.

vermeyi neredeyse unutuyordum .

But I got you, don't worry.

Ama seni yakaladım, merak etme.

Here we go.

All right, benefits of method number three.

İşte başlıyoruz.

Pekala, üç numaralı yöntemin faydaları.

You will naturally start to understand

Doğal olarak

and apply the information.

bilgileri anlamaya ve uygulamaya başlayacaksınız.

Benefit number two, you will master the idea,

İki numaralı avantaj, fikir,

concept and or words.

kavram ve/veya sözcüklerde ustalaşacaksınız.

And finally, you will begin to understand

Son olarak,

pronunciation patterns and many more things.

telaffuz kalıplarını ve daha birçok şeyi anlamaya başlayacaksınız.

Again, that's why I was saying

Yine, bu yüzden tekrar tekrar söylüyorum, tekrar tekrar

going over and over and over and over again,

,

repeating the same video actually is gonna help your brain

aynı videoyu tekrarlamak aslında beyninizin

process the information in a better way.

bilgiyi daha iyi işlemesine yardımcı olacak.

So again, method number three is amazing.

Yine, üç numaralı yöntem harika.

Now it's time to move on to method number four.

Şimdi dördüncü yönteme geçme zamanı.

All right, here we go.

Pekala, başlıyoruz.

Method number four.

Dördüncü yöntem.

This one is pick one and use it.

Bu birini seç ve kullan.

So basically you will pick one word, expression or concept

Yani temel olarak bir gün için bir kelime, ifade veya kavram seçecek

for a day and use it to describe your daily activities.

ve onu günlük aktivitelerinizi tanımlamak için kullanacaksınız.

This method focuses on immediately applying what you learned

Bu yöntem, öğrendiklerinizi hemen

to every part of your life.

hayatınızın her alanına uygulamaya odaklanır.

Now, again, this is something I always emphasize.

Şimdi, yine, bu her zaman vurguladığım bir şey. Yeni

When you learn something new, don't just say,

bir şey öğrendiğinde , "

Oh, that was good.

Oh, bu iyiydi" deme.

Yes, I like it.

Evet beğendim.

Yes, I like that word, I like that new concept.

Evet, bu kelimeyi seviyorum, bu yeni konsepti seviyorum.

Man, Teacher Tiffani or another English teacher,

Dostum, Öğretmen Tiffani veya başka bir İngilizce öğretmeni,

Wow, they're amazing,

Vay canına, harikalar,

And that's it?

Hepsi bu kadar mı?

No, you have to apply whatever it is that you are learning

Hayır, öğrendiğiniz her ne ise onu uygulamanız gerekir

and this method focuses on

ve bu yöntem,

helping you to apply what you learn,

even though you don't have a lot of time.

çok fazla zamanınız olmasa bile öğrendiklerinizi uygulamanıza yardımcı olmaya odaklanır.

So here we go, let's look at the steps.

İşte başlıyoruz, adımlara bakalım.

Step number one.

Bir numaralı adım.

Select one word, expression or concept.

Bir kelime, ifade veya kavram seçin.

Again, one word, not six, not three, not even two.

Yine tek kelime, altı değil, üç değil, iki bile değil.

Select one word, expression or concept.

Bir kelime, ifade veya kavram seçin.

Step two.

İkinci adım.

In the morning, find two activities that you can describe

Sabah

using the word, expression or concept.

kelime, ifade veya kavram kullanarak tanımlayabileceğiniz iki aktivite bulun.

So for example, let's say today, I learned the word awesome.

Örneğin, bugün harika kelimesini öğrendim diyelim.

Now this is a word I know that you know, right?

Şimdi bu senin bildiğini bildiğim bir kelime , değil mi?

Awesome, it means amazing or really good.

Harika, harika veya gerçekten iyi anlamına gelir.

So let's say I just learned awesome though and I'm like,

Diyelim ki harika olsa da yeni öğrendim ve

wait a minute, today's word is awesome.

bir dakika, bugünün sözü harika.

In the morning, I have to find two activities

Sabah,

that I can describe using this word.

bu kelimeyi kullanarak tanımlayabileceğim iki aktivite bulmalıyım.

So I can say, oh, my mom is awesome.

Böylece, ah, annem harika diyebilirim. Bütün

She made breakfast for my entire family, all right?

ailem için kahvaltı hazırladı , tamam mı?

Then another thing.

Sonra başka bir şey.

Ooh, I can say, man,

Ooh, diyebilirim ki, dostum,

the weather today when I went out to exercise,

bugün egzersiz yapmak için dışarı çıktığımda hava harikaydı, vay

whoo, it was awesome.

canına.

So you see what I did.

Yani ne yaptığımı görüyorsun. Hayatımda olan

I found two activities that happened in my life.

iki aktivite buldum .

Two things, my mom made breakfast

İki şey, annem kahvaltı yaptı

and then I went out to exercise.

ve sonra egzersiz yapmak için dışarı çıktım.

So I applied the word awesome to those two activities.

Bu yüzden harika kelimesini bu iki aktiviteye uyguladım.

You need to do that.

Bunu yapmalısın.

Now the next step, step number two,

Şimdi bir sonraki adım, ikinci adım,

you need to in the afternoon do the exact same thing.

öğleden sonra aynı şeyi yapman gerekiyor.

And step four in the evening, do the exact same thing.

Ve akşam dördüncü adım, aynı şeyi yapın.

Again, you've chosen one word expression or concept

Yine, bir kelime ifadesi veya kavramı seçtiniz

and then the morning, in the afternoon, and in the evening,

ve ardından sabah, öğleden sonra ve akşam

you're gonna find two activities,

iki aktivite bulacaksınız,

so a total of six activities that you can talk about

yani

using the word expression or concept.

kelime ifadesi veya kavramı kullanarak hakkında konuşabileceğiniz toplam altı aktivite .

This is gonna help you so much.

Bu sana çok yardımcı olacak.

Again, even though you don't have time,

Yine vaktiniz olmasa da hala

you're still studying.

ders çalışıyorsunuz.

You're still learning how to think in English

Hâlâ İngilizce düşünmeyi

and apply what you learn.

ve öğrendiklerinizi uygulamayı öğreniyorsunuz.

So what are the benefits?

Peki faydaları nelerdir?

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Benefit number one of this method.

Bu yöntemin bir numaralı avantajı.

Number one, you will start to think more in English.

Birincisi, daha çok İngilizce düşünmeye başlayacaksın.

Benefit number two.

İki numaralı avantaj.

You will understand how easy it is

to connect English to your life.

İngilizceyi hayatınıza bağlamanın ne kadar kolay olduğunu anlayacaksınız.

And benefit number three.

Ve üçüncü avantaj.

You will start to remember words, expressions, and concepts,

Kelimeleri, ifadeleri ve kavramları

a lot faster.

çok daha hızlı hatırlamaya başlayacaksınız.

The moment you take that step

to connect what you are learning to your daily life

Öğrendiklerinizi günlük yaşamınıza bağlamak için o adımı attığınız an, beyninizde

is the moment when everything clicks in your brain like,

her şeyin "

Oh, okay, your brain gets excited too.

Oh, tamam, beyniniz de heyecanlanıyor" gibi tıklandığı andır.

And then you'll have an easier time of

Ve daha sonra

accessing the information from your database

later on when you're trying to speak in English.

İngilizce konuşmaya çalıştığınızda veritabanınızdaki bilgilere daha kolay erişebileceksiniz.

Got you, you got me right?

Anladın mı, beni anladın değil mi?

Okay, all right.

Tamam pekala.

Method number five.

Beşinci yöntem.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Method number five.

Beşinci yöntem.

Method number five is jot down quick notes.

Beşinci yöntem, hızlı notlar almaktır.

Oh, real quick.

Çok hızlı.

I've explained this expression, but maybe you don't know it,

Bu tabiri anlattım ama belki bilmiyorsunuzdur, not

jot down.

alın.

Jot down just means to write very quickly,

Not almak sadece çok hızlı yazmak anlamına gelir,

like a short note, write very quickly, all right?

kısa bir not gibi, çok hızlı yazın, tamam mı?

We say jot down something, got it?

Bir şeyler yaz diyoruz, anladın mı?

All right good.

Pekala güzel.

So the fifth method is, jot down quick notes.

Beşinci yöntem, hızlı notlar almaktır.

Basically you will create a phone or a small notebook

Temel olarak her gün bir telefon veya küçük bir not

note every day.

defteri oluşturacaksınız.

Update it whenever you learn something

Bir şey öğrendiğinde onu güncelle

and review it at the end of the day.

ve günün sonunda gözden geçir.

This method focuses on grasping the main ideas or concepts

Bu yöntem, ana fikirleri veya kavramları kavramaya

and reviewing them.

ve bunları gözden geçirmeye odaklanır.

So as you go throughout your day,

Yani gün boyunca ilerledikçe, öğreneceğin

there are gonna be things you're gonna learn.

şeyler olacak .

Maybe you overhear someone say something in English

Belki birisinin İngilizce bir şey söylediğini duyarsın

and you're like, oh, I didn't know that, jot it down.

ve "Oh, bunu bilmiyordum, not al" dersiniz.

Really quick note.

Gerçekten hızlı not.

You're not searching for anything,

Hiçbir şey aramıyorsunuz,

just writing a quick note throughout your day.

sadece gün boyunca kısa bir not yazıyorsunuz.

Now this is gonna help you again,

Şimdi bu sana tekrar yardımcı olacak,

grasp the main ideas because you're just writing

ana fikirleri kavrayacaksın çünkü

the main thing you heard, right?

duyduğun ana şeyi yazıyorsun, değil mi?

So let's look at the steps for this one, here we go.

Öyleyse bunun için adımlara bakalım, işte başlıyoruz.

Step number one, find a small notebook,

Birinci adım, küçük bir defter bulun

or you can use your phone.

veya telefonunuzu kullanabilirsiniz.

Again, we're living in the digital age.

Yine dijital çağda yaşıyoruz.

So if you have your cell phone with you all the time,

Yani cep telefonunuz sürekli yanınızdaysa notebook yerine

you can use your cell phone instead of a notebook.

cep telefonunuzu kullanabilirsiniz . Sorun

That's okay, all right?

değil, tamam mı?

Now, step number two.

Şimdi, ikinci adım.

As you go throughout your day,

Gün içinde ilerlerken, öğrendiğiniz

quickly, write down all the new English words,

tüm yeni İngilizce kelimeleri,

expressions or concepts that you learn.

ifadeleri veya kavramları hızlıca yazın.

Remember that these should be very short notes,

Bunların çok kısa notlar olması gerektiğini,

shouldn't take you five minutes.

beş dakikanızı almaması gerektiğini unutmayın.

Just really quickly write it down

Sadece gerçekten hızlı bir şekilde yazın

and keep moving on with your day.

ve gününüze devam edin.

Why?

Neden?

Because this method is gonna help you

Çünkü vaktin olmadığında bu yöntem sana yardımcı olacak

when you don't have time, all right?

, tamam mı?

Step number three.

Üç numaralı adım.

At the end of the day, when you are relaxed,

Günün sonunda, rahatladığınızda,

take out your notebook or phone list

defterinizi veya telefon listenizi çıkarın

and quickly review what you learned that day, all right?

ve o gün öğrendiklerinizi hızlıca gözden geçirin , tamam mı?

So this is very important for you to do.

Bu yüzden yapmanız gereken çok önemli.

You're gonna come back at the end of the day,

Günün sonunda geri geleceksin,

you're gonna review what you learned,

öğrendiklerini gözden geçireceksin

and then you're gonna be able to take the information in

ve sonra bilgiyi alıp

and keep moving on with your life, why?

hayatına devam edebileceksin, neden?

Because you didn't take a lot of time,

Çok fazla zaman ayırmadığınız için

you just reviewed the quick notes that you made earlier.

daha önce aldığınız kısa notları gözden geçirdiniz.

Now, what are the benefits of this method?

Şimdi, bu yöntemin faydaları nelerdir?

You see right here, I have four steps,

İşte burada görüyorsunuz, dört adımım var,

it says four at the top but that should be three.

üstte dört yazıyor ama bu üç olmalı.

It should be three right under method number five.

Beş numaralı yöntemin tam altında üç olmalı.

But I know you got me guys.

Ama beni yakaladığınızı biliyorum çocuklar.

All right, this is three, a three-step process.

Tamam, bu üç, üç aşamalı bir süreç.

Here we go, benefits.

İşte başlıyoruz, faydalar.

Benefit number one.

Bir numaralı fayda. İngilizce

You will start to learn how to grab the main points

ana noktaları

or ideas in English.

veya fikirleri nasıl kavrayacağınızı öğrenmeye başlayacaksınız.

Benefit number two.

İki numaralı avantaj.

You will create a database of new things that you learned.

Öğrendiğiniz yeni şeylerden oluşan bir veri tabanı oluşturacaksınız.

And benefit number three.

Ve üçüncü avantaj.

You will get in the habit of thinking in English

throughout your day.

Gün boyunca İngilizce düşünme alışkanlığı kazanacaksınız.

You are going to really take your English to the next level

using this method.

Bu yöntemi kullanarak İngilizcenizi gerçekten bir sonraki seviyeye taşıyacaksınız.

Now I hope you enjoyed today's lesson.

Umarım bugünkü dersten keyif almışsınızdır.

I really think these methods are gonna help you study

Bu yöntemlerin gerçekten vaktin olmadığında çalışmana yardımcı olacağını düşünüyorum

when you don't have time.

.

My goal is to help you and 1 billion students

Amacım, size ve 1 milyar öğrencinin

learn how to speak English with confidence.

güvenle İngilizce konuşmayı öğrenmesine yardımcı olmaktır.

So you can help me

Bu yüzden

by liking, sharing and subscribing to this channel.

beğenerek, paylaşarak ve kanala abone olarak bana yardımcı olabilirsiniz.

Thank you again so much for giving me the honor

Bana

of being your English teacher.

İngilizce öğretmeniniz olma onurunu verdiğiniz için tekrar çok teşekkür ederim.

I will see you next week.

haftaya görüşürüz

Same place, same time

Aynı yerde, aynı zamanda

and teach you another amazing English lesson.

ve size harika bir İngilizce dersi daha öğreteceğim. O

I'll see you then but as always,

zaman görüşürüz ama her zamanki gibi

remember to speak English.

İngilizce konuşmayı unutma.

(upbeat music)

(iyimser müzik)

You still there, you know what time it is.

Hala oradasın, saatin kaç olduğunu biliyorsun.

It's story time.

Hikaye zamanı.

I said it's story time.

Hikaye zamanı dedim.

All right guys.

Pekala çocuklar.

So you know that I love story time

Hikaye zamanını sevdiğimi biliyorsunuz

and I know you guys love story time too.

ve sizin de hikaye zamanını sevdiğinizi biliyorum.

For today's story, I wanna talk about

Bugünün hikayesi için, ders

a time when I didn't have time to study,

çalışmak için zamanım olmadığı bir zamandan bahsetmek istiyorum,

you all know I speak Korean,

hepiniz Korece konuştuğumu biliyorsunuz

and I also experienced the same thing.

ve ben de aynı şeyi yaşadım.

I didn't have a lot of time.

çok zamanım olmadı

But I wanna tell you what happened

Ama ders çalışmak için zaman bulduğumda neler olduğunu size anlatmak istiyorum

when I found the time to study.

.

So when I was in Korea studying Korean,

Bu yüzden Kore'de Korece okurken

I was working a full-time job.

tam zamanlı bir işte çalışıyordum.

I worked in the morning, the afternoon and at night.

Sabah, öğle ve akşam çalıştım.

I worked very long days.

Çok uzun günler çalıştım.

So as you can imagine, I really didn't have time

Tahmin edebileceğiniz gibi Korece çalışmak için gerçekten zamanım olmadı

to study Korean but I knew I needed to learn.

ama öğrenmem gerektiğini biliyordum.

So I figured out ways, I gave you some methods today

Bu yüzden yollar buldum, bugün size Korece çalışmanız için bazı yöntemler verdim

to study Korean and I made time to learn Korean,

ve meşgul olmama rağmen Korece öğrenmek için zaman ayırdım

even though I was busy.

.

Now, let me tell you what the result was.

Şimdi size sonucun ne olduğunu söyleyeyim.

So fast forward after I finally could speak Korean fluently,

Sonunda Korece'yi akıcı bir şekilde konuşabildiğimde çok hızlı ilerledim ,

I was moved to a new school.

yeni bir okula taşındım.

Nothing happened, they just needed more help there.

Hiçbir şey olmadı, sadece orada daha fazla yardıma ihtiyaçları vardı.

I was actually in Yongin.

Aslında Yongin'deydim. Koreli

For those that are Korean, Yongin Institute.

olanlar için , Yongin Enstitüsü.

(speaking foreign language)

(yabancı dil konuşuyor)

And I went to this school and

Ben de bu okula gittim ve

in the area of the school was in,

okulun bulunduğu bölgede

there weren't too many foreigners.

çok fazla yabancı yoktu.

It was a small little town area, really nice,

Küçük bir kasaba bölgesiydi, gerçekten güzeldi

but there weren't a lot of foreigners.

ama çok fazla yabancı yoktu.

The only foreigners that were there

Orada bulunan tek yabancılar

worked at the institute, basically.

temelde enstitüde çalışıyordu.

So there may have been,

Yani belki sekiz, belki

I think I could have counted on my hand,

maybe eight foreigners, maybe eight to 10,

sekiz ila on yabancı vardı, enstitümüzde çalışanlar da

including the ones that worked at our institute

dahil olmak üzere

that I saw walking around our little city.

küçük şehrimizde dolaşırken gördüm.

So it wasn't like Seoul.

Yani Seul gibi değildi.

I lived in Seoul, which was the main city of Korea

Kore'nin ana şehri olan Seul'de yaşadım

and there were tons of Americans, Europeans, Africans,

ve tonlarca Amerikalı, Avrupalı, Afrikalı

there are tons of people.

tonlarca insan vardı.

So anyways, I moved to that area and as you can imagine,

Her neyse, o bölgeye taşındım ve tahmin edebileceğiniz gibi,

since there weren't a lot of foreigners,

çok fazla yabancı olmadığı için,

a lot of Americans there

orada çok fazla Amerikalı olduğu için,

that meant there also weren't a lot of African-Americans.

bu da çok fazla Afrikalı-Amerikalı olmadığı anlamına geliyordu.

I was one of...

Ben... Orada

Well there's another lady there but she was from Africa,

başka bir bayan daha var ama o Afrika'dandı,

from South Africa, really great person.

Güney Afrika'dandı, gerçekten harika bir insandı.

But anyway, so I went there.

Ama her neyse, ben de oraya gittim.

So I was one of maybe two African-American women.

Yani belki iki Afrikalı-Amerikalı kadından biriydim.

But the other woman that worked there,

Ama orada çalışan diğer kadın

she was light-skinned.

açık tenliydi.

So even though she was a black woman, she didn't have a,

Yani zenci bir kadın olmasına rağmen

her skin color was not even close to mine, right?

ten rengi benimkine yakın bile değildi, değil mi?

And so anyways, I'm I was okay, I didn't mind.

Ve her neyse, ben iyiydim, umursamadım.

I mean, I'd lived in Korea for like eight years at that time

Demek istediğim, o zamanlar sekiz yıl kadar Kore'de yaşadım

and I loved Koreans.

ve Korelileri severdim.

I was okay with, you know, people staring

İnsanların bana bakması benim için sorun değildi

and I would always answer questions.

ve ben her zaman soruları cevaplardım.

For example, I would be on the train

Örneğin, trende olurdum

and people would kind of touch my hair

ve insanlar saçlarıma bir nevi dokunurlardı

because my hair is natural and they said, Oh

çünkü saçlarım doğaldı ve "Oh

and then I just started talking to them in Korean

ve sonra onlarla Korece konuşmaya başladım

and we'd start a conversation and I explained to them,

ve bir konuşma başlatırdık ve onlara açıkladım,

you know, black hair

bilirsin, siyah saç

and how you really shouldn't touch people's hair.

ve insanların saçlarına gerçekten dokunmaman gerektiğini.

And we have a good conversation.

Ve güzel bir sohbetimiz var. Her

So anyways, I got to this school

neyse, bu okula geldim

and I was placed in a class with little kids.

ve küçük çocukların olduğu bir sınıfa yerleştirildim.

Now, I love children, I love kids.

Şimdi çocukları seviyorum, çocukları seviyorum. Ufak tefeklerimden

I've mentioned my munchkins, my nieces many times,

, yeğenlerimden defalarca bahsettim,

I call little kids munchkins.

küçük çocuklara munchkin diyorum.

So I went to this classroom

Ben de bu sınıfa gittim

and it was a class full of cute munchkins.

ve sevimli munchkinlerle dolu bir sınıftı.

They were, I think, American ages,

Sanırım Amerikan çağlarıydılar,

they were between five and six.

beş ile altı arasındaydılar.

Yeah, between five six and I think a few seven-year-olds

Evet, beş altı arasında ve sanırım birkaç yedi yaşında

but they were very young.

ama çok gençtiler.

So remember I told you, not only was it a small city,

Hatırlayın, size sadece küçük bir şehir değildi, şehirde gördüğüm

there were only two black women in the city that I had seen,

sadece iki zenci kadın vardı

and I was one of them and I was in this class now with

ve onlardan biriydim ve şimdi bu sınıfta

five, six and seven year olds.

beş, altı ve yedi yaşındaki çocuklarla birlikteydim.

So I was the first black woman they had ever seen.

Yani gördükleri ilk siyah kadın bendim.

So when I walked into the classroom, they stared at me.

Bu yüzden sınıfa girdiğimde bana baktılar.

And again, they didn't know I could speak Korean.

Ve yine Korece konuşabildiğimi bilmiyorlardı.

So many of them stared at me and pointed and some laughed

Birçoğu bana baktı ve işaret etti ve bazıları güldü

and they were only laughing

ve sadece gülüyorlardı

because they had never seen this skin color in person.

çünkü bu ten rengini şahsen hiç görmemişlerdi.

So it was, again, children are so inquisitive.

Yani yine öyleydi, çocuklar çok meraklı.

They're so curious

Çok meraklılar

and when they see something that ever seen before,

ve daha önce görülmemiş bir şey gördüklerinde,

they're like, Whoa, what is that?

Vay canına, bu da ne?

So again, I wasn't shocked, but they were so cute.

Yani yine şok olmadım ama çok tatlıydılar.

So I walked in and they were kind of making comments

Ben de içeri girdim ve bir çeşit yorum yapıyorlardı

and I said, hello to the other teacher.

ve diğer öğretmene merhaba dedim.

And then I, you know, i was gonna start teaching my class.

Sonra ben, bilirsiniz, sınıfıma ders vermeye başlayacaktım.

But then I realized, wait a minute, these kids are small.

Ama sonra fark ettim, bir dakika, bu çocuklar küçük.

I can speak Korean and I can kind of make them

Korece konuşabiliyorum ve onları

feel a little bit more comfortable.

biraz daha rahat hissettirebiliyorum.

Because again, I was gonna be their teacher,

Çünkü yine onların öğretmeni olacaktım,

they had never seen a woman that looked like me before.

daha önce bana benzeyen bir kadın görmemişlerdi. Küçük oldukları için

They didn't understand me completely

beni tam olarak anlamadılar

because they were little,

,

they were just starting to learn English.

İngilizce öğrenmeye yeni başlıyorlardı.

So in introducing myself, I started speaking in Korean.

Böylece kendimi tanıtırken Korece konuşmaya başladım.

The whole class,

Bütün sınıf,

"She spoke in Korean."

"Korece konuştu."

And they said that in Korean, right?

Ve bunu Korece söylediler, değil mi?

So of course you know, they were like,

Yani tabii ki bilirsiniz,

"Well okay, are you Korean?"

"Pekala, Koreli misiniz?"

And I was like "No, I'm not Korean, I'm American."

Ben de "Hayır, ben Koreli değilim, Amerikalıyım" gibiydim.

So, but again, the innocence of children.

Yani, ama yine, çocukların masumiyeti.

So I taught the class but what happened was,

Bu yüzden sınıfa ders verdim ama olan şuydu,

over time, then when I first went in the classroom,

zamanla sınıfa ilk girdiğimde

children are very clingy.

çocuklar çok yapışkan oldular.

They like to be around adults.

Yetişkinlerin yanında olmayı severler.

They like to hold and hug.

Kucaklamayı ve sarılmayı severler.

But again, I was a strange person to them.

Ama yine de onlar için garip bir insandım.

So they really didn't necessarily come toward me

Yani gerçekten bana doğru gelmediler

or like, you know, kind of wanna be next to me

ya da bilirsiniz,

because I was strange to them.

onlara yabancı olduğum için yanımda olmak istemediler.

But because I spoke to them in Korean for part of a class,

Ama dersin bir bölümünde onlarla Korece konuştuğum için

and again, I taught an English, of course.

ve yine bir İngilizce öğrettim tabii ki.

But over time they started to get to know me more

Ama zamanla beni daha çok tanımaya başladılar

and they started to see that I love children.

ve çocukları sevdiğimi görmeye başladılar.

And they started to realize, wait a minute,

Ve fark etmeye başladılar, bir dakika,

she may look different,

o farklı görünebilir,

she may not be Korean,

Koreli olmayabilir

but there's something about her that we like.

ama onda bizim hoşumuza giden bir şeyler var .

So much so that fast forward, about four weeks,

Öyle ki ileri saralım, yaklaşık dört hafta,

four or five weeks, when I would walk in class,

dört ya da beş hafta, sınıfa girdiğimde koşarak

they would run up to me and they'd start speaking in Korean

yanıma gelirler ve

because they knew I could understand.

anlayabileceğimi bildikleri için Korece konuşmaya başlarlardı.

And they say, "Teacher, guess what I did today at school."

Ve "Hocam bugün okulda ne yaptığımı tahmin edin" diyorlar.

And again, it just made me feel so good

Ve yine, kendimi çok iyi hissettirdi

and I never forgot when that connection,

ve o bağlantının

when it clicked for them.

onlar için ne zaman tıkladığını asla unutmadım.

That even though I didn't look like them,

Onlara benzemesem de,

even though I wasn't from their country,

onların ülkesinden olmasam da

the fact that I could speak their language

onların dilini konuşabilmem

and could understand them, made them connect with me.

ve onları anlayabilmem, onların benimle bağ kurmasını sağladı.

And they would hug me, and then "Teacher don't go."

Ve bana sarılırlardı ve ardından "Hocam gitme."

And I really, really loved Being their teacher.

Ve onların öğretmeni olmayı gerçekten çok sevdim.

And it all happened because I decided to find the time

Ve bunların hepsi,

when I was busy to study Korean.

Korece çalışmakla meşgul olduğum zamanı bulmaya karar verdiğim için oldu. Korece çalışmasaydım

I wouldn't have had that same experience

aynı deneyimi yaşamazdım

if I hadn't studied Korean.

.

Because the kids would have taken a little bit longer

Çünkü çocukların bana yaklaşması biraz daha uzun sürerdi

to get close to me because they wouldn't have known

çünkü

how to express themselves in English.

kendilerini İngilizce ifade etmeyi bilemezlerdi.

So why am I telling you this story?

Öyleyse neden sana bu hikayeyi anlatıyorum?

Trust me, I get it.

Güven bana, anlıyorum.

Studying English is not easy.

İngilizce öğrenmek kolay değil.

And it's harder when you don't have time.

Ve zamanınız olmadığında daha zordur.

You have a family, you have kids, you have work,

Bir ailen var, çocukların var, işin var,

you're in the midst of this pandemic

bu salgının ortasındasın

and a lot of things are going on.

ve pek çok şey oluyor.

But using the methods I taught you today,

Ama bugün size öğrettiğim yöntemleri kullanarak,

even when you're busy, you still can study,

meşgul olduğunuzda bile

even for a short time, you can study English.

kısa bir süre için bile İngilizce çalışabilirsiniz.

Because when you do, you will realize amazing experiences

Çünkü bunu yaptığınızda, harika deneyimlerin farkına varacaksınız

and amazing things will happen for you

ve tıpkı Kore'deyken küçük munchkinlerle bağlantı kurabildiğimde benim için olduğu gibi sizin için de harika şeyler olacak

just like they happen for me when I was able to connect

to the little munchkins when I was in Korea.

.

All right guys, that's all I have for you.

Pekala çocuklar, sizin için sahip olduğum tek şey bu.

I just wanna encourage you again, follow the five methods.

Sizi tekrar cesaretlendirmek istiyorum , beş yöntemi uygulayın.

If you wanna keep studying with me,

Benimle çalışmaya devam etmek istiyorsan,

remember, you can go to speakenglishwithTiffani.com,

talkenglishwithTiffani.com'a,

speakenglishwithTiffaniacademy.com.

talkenglishwithTiffaniacademy.com'a gidebileceğini unutma.

And if you want to join and become a member

Ve İngilizce veritabanımıza katılmak ve üye olmak istiyorsanız

of our English database, go to weeklyenglishwords.com.

, dailyenglishwords.com adresine gidin.

All right guys, thank you so much.

Pekala çocuklar, çok teşekkür ederim.

Again, I'm honored to be your teacher.

Öğretmeniniz olmaktan bir kez daha onur duydum.

I will see you next week, same time, same location.

Haftaya aynı saatte aynı yerde görüşürüz.

Bye bye.

Güle güle.