English Puns

Hello, everyone. My name is Robin. 

Herkese merhaba. Benim adım Robin.

And in this video we are  going to talk about ‘puns’. 

Ve bu videoda "kelime oyunları" hakkında konuşacağız.

Okay. Now puns are very difficult to understand. 

Tamam aşkım. Şimdi kelime oyunlarını anlamak çok zor.

Very difficult to hear. And very difficult to use. 

Duymak çok zor. Ve kullanımı çok zor.

So this video is an advanced video  and I don't expect my students to  

Yani bu video ileri düzey bir video ve öğrencilerimin

start making their own puns very soon. So this video is more for fun just to understand  

çok yakında kendi kelime oyunlarını yapmaya başlamalarını beklemiyorum. Yani bu video, biraz İngilizce kelime oyununu anlamak için daha çok eğlence amaçlıdır

a little bit of English word play. Now, what is a pun? 

. Şimdi, kelime oyunu nedir?

Well, a ‘pun’ is kind of a word used in a joke. And the word has two meanings. 

Şey, 'kelime oyunu' şakada kullanılan bir tür kelimedir. Ve kelimenin iki anlamı vardır.

Okay. So to help you,  

Tamam aşkım. Size yardımcı olmak için

we're just going to jump into an example. And I have a very simple example here. 

bir örneğe geçeceğiz. Ve burada çok basit bir örneğim var.

‘Korea has Soul’ This is a pun. 

"Kore'nin Ruhu Var" Bu bir kelime oyunudur. Kelime

The word that is a pun is soul because  soul has two meanings of course. 

oyunu olan kelime ruhtur çünkü ruhun elbette iki anlamı vardır.

Now, when I say Korea has soul, this is s o u l. 

Şimdi, Kore'nin ruhu var dediğimde, bu ruhtur.

That soul means, Korea has  some spirit or some energy. 

Bu ruh, Kore'nin biraz ruha veya biraz enerjiye sahip olduğu anlamına gelir.

But of course it has another meaning. Because, soul, the spelling is different  

Ama elbette başka bir anlamı daha var. Çünkü ruh, yazım farklı

but the sound is the same. Seoul is a city in Korea. 

ama ses aynı. Seul, Kore'de bir şehirdir.

So when we say ‘Korea has soul’, it's kind of  a joke because the ‘soul’ has two meanings. 

Dolayısıyla, "Kore'nin ruhu vardır" dediğimizde bu bir tür  şakadır çünkü "ruh"un iki anlamı vardır.

Okay. Now pun jokes are kind of not really haha funny. 

Tamam aşkım. Şimdi kelime oyunu şakaları gerçekten haha ​​​​komik değil.

Usually when someone says a pun  joke, everyone is kind of quiet. 

Genellikle birisi kelime oyunu yaptığında herkes biraz sessizdir.

And maybe we hear crickets. So if I said ‘Korea has soul’,  

Ve belki de cırcır böcekleri duyarız. Yani "Kore'nin ruhu var" dersem,

maybe everyone's oh yeah. Okay. All right. 

belki herkes evet der. Tamam aşkım. Elbette.

So let's take a look at a couple other  examples of pun jokes to help you understand. 

O halde, anlamanıza yardımcı olacak diğer birkaç kelime oyunu örneğine bakalım.

I have two more examples here to  help you understand the pun jokes. 

Burada, kelime oyunu şakalarını anlamanıza yardımcı olacak iki örneğim daha var.

Okay. The jokes, they use a pun. 

Tamam aşkım. Şakalar, kelime oyunu kullanıyorlar.

Again, they're not really haha funny. You just kind of okay. 

Yine, gerçekten haha ​​komik değiller. Sen biraz iyisin.

So the next one here. ‘My bicycle fell… my  

Yani bir sonraki burada. "Bisikletim düştü...

bicycle fell because it's two-tired.’ ‘My bicycle fell because it's two-tired.’ 

bisikletim iki yorgun olduğu için düştü." " Bisikletim iki yorgun olduğu için düştü."

All right. So the blue word, that's the pun. 

Tamam. Yani mavi kelime, kelime oyunu bu.

And again, a pun has two meanings. So why is this funny? or not? 

Ve yine, bir kelime oyununun iki anlamı vardır. Peki bu neden komik? ya da değil?

So funny, too tired. Alright. 

Çok komik, çok yorgun. Peki.

So again, two meanings. The first meaning, my bicycle has ‘two tires’. 

Yani yine iki anlam. İlk anlamı, bisikletimin 'iki lastiği' var.

Okay. The front tire and the back tire. 

Tamam aşkım. Ön lastik ve arka lastik.

So has only two tires. So it fell. 

Yani sadece iki lastiği var. Böylece düştü.

But there's also a second meaning. It's ‘two tired’ sounds like t-o-o, very tired. 

Ama bir de ikinci anlamı var. 'İki yorgun' kulağa t-o-o gibi geliyor, çok yorgun.

So a bicycle fell because it's very tired. Alright. 

Yani bir bisiklet çok yorgun olduğu için düştü. Peki.

So ‘two tired’ sounds like ‘too tired’. And too tired, very tired. 

Yani 'iki yorgun' kulağa 'çok yorgun' gibi geliyor. Ve çok yorgun, çok yorgun.

Alright. So that's what makes the pun funny. 

Peki. Demek kelime oyununu komik yapan da bu.

There's two meanings. The next one - 

İki anlamı var. Sonraki -

‘I used to be a banker but I lost interest.’ ‘I used to be a banker but I lost interest.’ 

"Eskiden bankacıydım ama ilgimi kaybettim." "Eskiden bankacıydım ama ilgimi kaybettim."

Okay. This is the pun. 

Tamam. Kelime oyunu bu.

This word has two meanings. The first meaning is ‘interest’ - I'm interested. 

Bu kelimenin iki anlamı vardır. İlk anlamı "ilgi" dir - ilgileniyorum.

Okay. So he lost interest. 

Tamam aşkım. Böylece ilgisini kaybetti.

He's no longer interested in banking. So he's not a banker anymore. 

Artık bankacılıkla ilgilenmiyor. Yani artık bir bankacı değil.

That's one meaning. A second meaning is  

Bu bir anlam. İkinci bir anlam

‘interest’ is actually a bank term bank. Vocabulary when you put money in the bank. 

"faiz" aslında bir banka terimi bankasıdır. Bankaya para yatırdığınızda kelime dağarcığı.

Okay. Every year the bank will give you interest. 

Tamam aşkım. Her yıl banka size faiz verir.

For example, six percent or 4 percent. They give you interest every year. 

Örneğin, yüzde altı veya yüzde 4. Her yıl faiz veriyorlar.

So he's not a banker anymore  because he lost interest. 

Yani ilgisini kaybettiği için artık bir bankacı değil .

Which would mean he lost money. All right. 

Bu da para kaybettiği anlamına gelir. Elbette.

So this is funny. ‘I used to be a bank but I lost interest’ 

Yani bu komik. "Eskiden bir bankaydım ama ilgimi kaybettim"

Because ‘interest’ is a pun. It has two meanings. 

Çünkü "faiz" bir kelime oyunudur. İki anlamı var.

First meaning, he's not interested  in the banking business anymore. 

İlk anlamı, artık bankacılık işiyle ilgilenmiyor.

And the second meaning, he lost some money. Okay. 

Ve ikinci anlamı, biraz para kaybetti. Tamam aşkım.

All right, let's move on to one last one. All right, the last joke. 

Pekala, son bir tanesine geçelim. Pekala, son şaka. Size

I'm going to show you actually has two puns. And you can decide if it's funny or not. 

aslında iki kelime oyunu olduğunu göstereceğim. Ve komik olup olmadığına siz karar verebilirsiniz.

All right, here's the joke. So there's a question and answer. 

Pekala, işte şaka. Yani bir soru ve cevap var.

The question, ‘How do celebrities stay cool?’ ‘How do celebrities stay cool?’ 

"Ünlüler nasıl havalı kalıyor?" " Ünlüler nasıl havalı kalıyor?"

Of course, celebrities are  famous people, stars, talents. 

Tabii ki ünlüler ünlü insanlar, yıldızlar, yeteneklerdir.

‘How do celebrities stay cool?’ ‘They have many fans.’ 

"Ünlüler nasıl havalı kalıyor?" " Pek çok hayranları var."

Okay that's the joke. And as I said, there's actually two puns. 

Tamam, şaka bu. Ve dediğim gibi, aslında iki kelime oyunu var.

So the question, ‘How do celebrities stay cool?’ Okay. 

Öyleyse soru, 'Ünlüler nasıl havalı kalıyor?' Tamam.

So cool has two meanings. The first meaning is cool, cold. 

Yani cool'un iki anlamı var. İlk anlamı soğuk, soğuk.

Okay. Not hot not warm. So how do they stay cold? 

Tamam aşkım. Sıcak değil ılık. Peki nasıl soğuk kalıyorlar?

The second meaning is, cool, you know  wearing sunglasses, they're cool. 

İkinci anlamı, havalı, bilirsiniz güneş gözlüğü takmak havalı.

All right. Very good. Very cool. So the two meanings of cool. 

Elbette. Çok güzel. Çok havalı. Yani cool'un iki anlamı.

They have many fans of course. There's the pun. 

Elbette çok hayranları var. İşte kelime oyunu.

And the pun has two meanings. The first meaning is fan. 

Ve kelime oyununun iki anlamı var. İlk anlamı taraftardır.

When you're hot, you have the machine blowing air. That's the fan. 

Sıcak olduğunuzda, makine hava üfler. Hayran bu.

And of course, the other meaning, the second  meaning of fan is, when you're very famous  

Ve tabii ki, fanın diğer anlamı, ikinci anlamı, çok ünlü olduğunuzda

and popular people like you, they're your fans. They're screaming and they want your signature,  

ve sizin gibi popüler insanlar, onlar sizin hayranınızdır. Çığlık atıyorlar ve imzanızı,

your autograph. Those are fans. 

imzanızı istiyorlar. Bunlar hayranlar.

Okay. So, ‘How do a celebrity stay cool?’ 

Tamam aşkım. Peki, "Bir ünlü nasıl havalı kalır?"

‘They have many fans.’ All right. 

"Pek çok hayranı var." Pekala.

So this is funny because we can  recognize there's two meanings here. 

Bu komik çünkü burada iki anlam olduğunu fark edebiliyoruz.

So you could read this the first way, ‘How do celebrities stay cool (not hot)?’ 

Yani bunu ilk şekilde okuyabilirsiniz, "Ünlüler nasıl havalı kalıyor (ateşli değil)?"  "

‘They have many fans,’  machines blowing to stay cool. 

Pek çok hayranları var," makineler serin kalmak için üflüyor.

Or ‘How do celebrity stay cool?’ ‘They have many fans,’ people screaming. 

Veya "Ünlüler nasıl havalı kalıyor?" "Pek çok hayranları var" diye bağıran insanlar.

All right. Funny? 

Elbette. Eğlenceli?

Okay, yeah, well, these are pun jokes. Some people like them - very advanced English. 

Tamam, evet, bunlar kelime oyunu şakaları. Bazı insanlar onları sever - çok ileri İngilizce.

Okay because you have to know, you have to have  a very good vocabulary, you have to know the word  

Tamam, çünkü bilmek zorundasın, çok iyi bir kelime dağarcığına sahip olmalısın, kelimeyi bilmek zorundasın

and it's two meanings to understand the joke. All right. That's it. 

ve espriyi anlamak için iki anlamı var. Elbette. Bu kadar.

I hope you enjoyed the puns video. And I hope you can maybe create your  

Umarım kelime oyunları videosunu beğenmişsinizdir. Ve umarım

own pun one day. Or understand it  

bir gün kendi kelime kelime oyununu yaratabilirsin. Veya

when someone tells you a pun joke. That's it and I'll see you next time.

birisi size kelime oyunu yaptığında bunu anlayın. İşte bu ve bir dahaki sefere görüşürüz.