Learn Business English Course | Conversation | Vocabulary | 19 Lessons

These videos are a great tool for you to improve your business English skills.

Bu videolar, iş İngilizcesi becerilerinizi geliştirmeniz için harika bir araçtır.

All of the topics are a little advanced but necessary to know.

Konuların hepsi biraz ileri düzeyde ama bilinmesi gerekli.

It's up to you to not only watch the videos, but to also review and self-study.

Sadece videoları izlemek değil, aynı zamanda incelemek ve kendi kendine çalışmak da size kalmış.

if you don't know a word check it in the dictionary.

bir kelime bilmiyorsan sözlükten kontrol et.

It's also important to repeat after the teacher.

Öğretmenden sonra tekrar etmek de önemlidir.

Repeating will help improve your intonation and pronunciation.

Tekrarlama, tonlamanızı ve telaffuzunuzu geliştirmenize yardımcı olacaktır.

It takes time and effort to improve your English

İngilizcenizi geliştirmek zaman ve çaba gerektirir,

so it's important to watch and review our videos as much as possible.

bu nedenle videolarımızı mümkün olduğunca çok izlemeniz ve incelemeniz önemlidir.

I know you will enjoy the series let's start.

Seveceğinizi biliyorum seriye başlayalım.

Hello, everyone.

Herkese merhaba.

My name is Robin and in this video I'm going to talk about 'titles'.

Benim adım Robin ve bu videoda 'başlıklar' hakkında konuşacağım.

Titles are very formal so when we're talking to someone in the business

Başlıklar çok resmidir, bu yüzden iş dünyasından biriyle konuşurken

world we should use a title before their name.

isimlerinden önce bir başlık kullanmalıyız .

Now first I'm gonna talk about titles for people we know or people we just met.

Şimdi ilk önce tanıdığımız veya yeni tanıştığımız kişilerin unvanlarından bahsedeceğim.

And later I'm gonna talk about titles for strangers.

Daha sonra yabancılar için başlıklardan bahsedeceğim.

Let's take a look

Bir göz atalım

Okay I have five titles here.

Tamam, burada beş başlığım var.

Very common titles.

Çok yaygın başlıklar.

Maybe you've already heard about them or know them.

Belki de onları zaten duymuşsunuzdur veya biliyorsunuzdur. Hadi

Let's take a look.

bir bakalım.

The first one M-r-s. is pronounced [misses], misses.

İlki M-r-s. [miss] olarak telaffuz edilir, misss.

And misses is used only for married women.

Ve özlüyor sadece evli kadınlar için kullanılır.

Okay so if her last name is Smith I would call her Mrs. Smith.

Tamam, eğer soyadı Smith ise ona Bayan Smith derdim.

Okay she's a married woman.

Tamam o evli bir kadın.

The next one is miss.

Sıradaki bayan.

Miss and Miss is used for single women not married. Okay?

Miss and Miss evli olmayan bekar kadınlar için kullanılır. Tamam aşkım?

So Mrs. Smith, oh I know she is married.

Bayan Smith, evli olduğunu biliyorum.

Miss Smith, oh she's single.

Bayan Smith, o bekar.

Okay again both of them are only used for women.

Tamam yine ikisi de sadece kadınlar için kullanılıyor.

Mrs. and Miss are a little bit old style. Okay?

Bayan ve Bayan biraz eski tarz. Tamam aşkım?

So we don't use those too much anymore. What we use nowadays is this one, m-s.

O yüzden artık bunları çok kullanmıyoruz. Bugünlerde kullandığımız şey bu, m-s.

The MS is pronounced [mizz], [mizz].

MS [mizz], [mizz] olarak telaffuz edilir.

And we only use Ms. for women but we don't know if they're married or single.

Bayan kelimesini sadece kadınlar için kullanıyoruz ama evli mi bekar mı bilmiyoruz.

Okay? We're just using a title for women so in the

Tamam aşkım? Biz sadece kadınlar için bir unvan kullanıyoruz, bu yüzden

very formal situation and in business this is what you should use Ms., Ms. Smith.

çok resmi bir durumda ve işte bu, Bayan Smith'i kullanmanız gereken şeydir.

Okay? Okay so those are what we use for women.

Tamam aşkım? Tamam, bunlar kadınlar için kullandığımız şeyler .

Over here we have Mr.

Burada Bay var

And Mr. of course is used for all men.

ve Bay tabi ki tüm erkekler için kullanılıyor.

Doesn't matter if they're married single.

Evli bekar farketmez.

Every man is mister. Okay, so again if his last name is Smith, Mr. Smith.

Her erkek beyefendidir. Tamam, eğer soyadı Smith ise, Bay Smith.

And the last one doctor.

Ve son doktor.

Of course doctor we use for doctors.

Tabii ki doktorlar için kullandığımız doktor.

Doesn't matter if it's a woman or a man. All doctors we should call doctors before

Kadın ya da erkek olması fark etmez. Tüm doktorlara isimlerinden önce doktor demeliyiz,

their name so like Dr. Smith.

yani Dr. Smith gibi.

Okay? So those are the titles.

Tamam aşkım? Yani başlıklar bunlar.

Again for business, you only need to know this one Ms. and this one Mr.

Yine iş için bilmeniz gereken sadece bu Hanımefendi ve bu Bay

Any man is Mr. and every woman should be Ms.

Her erkek Bay'dır ve her kadın Bayan olmalıdır.

Let's take a look at my name.

Adıma bir göz atalım.

Okay of course I'm a man so we should use Mr.

Tamam tabi ben bir erkeğim bu yüzden Bay kullanmalıyız.

But Mr., we should use it in a formal way so I wrote three styles here.

Ama Bay resmi bir şekilde kullanmalıyız o yüzden buraya üç stil yazdım.

One of them is wrong. Okay? Very wrong.

Bunlardan biri yanlış. Tamam aşkım? Çok yanlış. Hadi

Let's take a look.

bir bakalım.

I have Mr.Robin Shaw, Mr. Robin, Mr. Shaw.

Bende Bay Robin Shaw, Bay Robin, Bay Shaw var.

Which one is wrong?

Hangisi yanlış?

Well it is this one Mr. Robin.

Pekala, bu Bay Robin.

Now a lot of my students say Mr. Robin. Mr. Robin, Mr. Robin.

Şimdi öğrencilerimin çoğu Bay Robin diyor. Bay Robin, Bay Robin.

This is wrong, okay?

Bu yanlış, tamam mı?

You got to be very careful.

Çok dikkatli olmalısın.

Robin is my first name. Okay? And in a formal situation don't just use the first name with Mr.

Robin benim ilk adım. Tamam aşkım? Ve resmi bir durumda sadece ilk ismi Bay ile kullanmayın,

Okay? So this is wrong. You never want to say Mr. Robin.

tamam mı? Yani bu yanlış. Asla Bay Robin demek istemezsin.

Mr. Robin Shaw. Okay my first name is here but actually the Mr. Shaw.

Bay Robin Shaw. Tamam, ilk adım burada ama aslında Bay Shaw.

Okay This is this is a good way very formal.

Tamam, bu çok resmi bir şekilde iyi bir yoldur.

Mr. Robin Shaw or Mr. Shaw.

Bay Robin Shaw veya Bay Shaw.

Okay use this style or this style but never say this style.

Tamam, bu stili veya bu stili kullan ama asla bu stili söyleme.

All right let's take a look at an example.

Pekala, bir örneğe bakalım.

I invited six people to my party.

Altı kişiyi partime davet ettim.

I invited Mr. and Mrs. Smith, Ms Jane Spark, Miss Kirkland, Mr. Scott and Dr. Casting.

Bay ve Bayan Smith, Bayan Jane Spark, Bayan Kirkland, Bay Scott ve Dr. Casting'i davet ettim.

I invited six people to my party.

Altı kişiyi partime davet ettim.

I invited Mr. and Mrs. Smith, Ms Jane Spark, Miss Kirkland, Mr. Scott and Dr. Casting.

Bay ve Bayan Smith, Bayan Jane Spark, Bayan Kirkland, Bay Scott ve Dr. Casting'i davet ettim.

Alright now I'm gonna talk about some titles or expressions to use when you're

Pekala, şimdi

walking in public and you don't know someone.

toplum içinde yürürken ve kimseyi tanımıyorken kullanabileceğiniz bazı başlıklardan veya ifadelerden bahsedeceğim.

Okay you don't know their name, but you want to talk to them in a polite way.

Tamam, isimlerini bilmiyorsun ama onlarla kibar bir şekilde konuşmak istiyorsun.

Okay very formal way

Tamam çok resmi bir şekilde

And if you look here you might say excuse me you want to get someone's attention you say "excuse me."

Ve eğer buraya bakarsanız, afedersiniz diyebilirsiniz, birinin dikkatini çekmek istiyorsanız "afedersiniz" diyebilirsiniz.

Okay there's four main ways.

Tamam, dört ana yol var.

This is for men. This is for women. So let's start with the men.

Bu erkekler için. Bu kadınlar için. Öyleyse erkeklerle başlayalım.

So, very simple "excuse me sir".

Yani, çok basit "afedersiniz efendim".

Okay very polite, "excuse me sir."

Tamam, çok kibar, "özür dilerim efendim."

"Excuse me Mr.", "Excuse me Mr." This is the best one but this one is also possible.

"Afedersiniz Bay.", "Affedersiniz Bay." Bu en iyisi ama bu da mümkün.

Okay when you don't know their name, "excuse me sir" or "may I help you sir?".

Tamam, isimlerini bilmediğinizde "özür dilerim efendim" veya "sana yardımcı olabilir miyim efendim?"

Okay the other two are for women.

Tamam, diğer ikisi kadınlar için.

Now you can say "excuse me ma'am" "excuse me ma'am".

Şimdi "afedersiniz hanımefendi" "afedersiniz hanımefendi" diyebilirsiniz.

This is usually for older women. "Excuse me ma'am" and

Bu genellikle yaşlı kadınlar içindir. "Afedersiniz hanımefendi" ve

"Excuse me miss" is for younger women.

"Afedersiniz hanımefendi" genç kadınlar içindir.

So probably under age 20.

Yani muhtemelen 20 yaşın altında.

Okay under age 20 we would probably say "miss".

Tamam, 20 yaşın altında muhtemelen "özledim" derdik.

So young women and even children females women "excuse me ma'am", "excuse me, miss".

Yani genç kadınlar ve hatta çocuk kadınlar "afedersiniz hanımefendi", "afedersiniz hanımefendi".

"May I help you, ma'am?", "May I help you, miss?"

"Yardım edebilir miyim hanımefendi?", "Yardım edebilir miyim hanımefendi?"

Okay so all of these very polite and you should use them.

Tamam, bunların hepsi çok kibar ve onları kullanmalısın.

Alright, so that's titles titles for people we know.

Pekala, bunlar tanıdığımız insanlar için başlıklar.

Titles for people we don't know - if you want to speak in a polite way

Tanımadığımız kişiler için başlıklar - kibar bir şekilde konuşmak istiyorsanız,

you should you always use titles. It shows a lot of respect.

her zaman başlık kullanmalısınız. Çok saygı gösterir.

Okay that's it for this video see you next time.

Tamam, bu video için bu kadar, bir dahaki sefere görüşürüz.

Hello everyone I'm Robin and in this video we're gonna talk about being fired

Herkese merhaba ben Robin ve bu videoda kovulmaktan bahsedeceğiz

okay there are many expressions in English that express being fired of

tamam mı ingilizcede kovulmayı ifade eden pek çok ifade var

course when you're fired from a job that's a terrible thing because you lost

elbette bir işten kovulduğunuzda bu korkunç bir şey çünkü

your job and as I said there are lots of expressions to express being fired let's

işinizi kaybettiniz ve İşten çıkarılmayı ifade edecek bir sürü ifade var dedim

take a look now I'm gonna use the sentence he was of course it could work

şimdi bir göz atalım o cümlesini kullanacağım tabi ki işe yarayabilir

for men he or women she he was she was he was fired all right that's the most

erkek o kadın o o öyleydi o kovuldu tamam bu en

common way to express being fired he was fired but there are some other ones and

yaygın yol kovulduğunu ifade etmek için kovuldu ama başkaları da var ve

this is the first group there will be a second group later

bu birinci grup var ikinci bir grup daha sonra

let's take a look he was fired he was laid off okay

bir bakalım işten çıkarıldı işten çıkarıldı tamam

now fired is probably your fault the employee fault but if you're laid off

şimdi kovuldu muhtemelen senin hatan çalışanın hatası ama sen İşten çıkarıldım, bu

that's the company fault the company has some financial difficulties so they have

şirketin hatası, şirketin bazı mali güçlükleri var, bu yüzden

to layoff many workers he was dismissed okay he was dismissed this is kind of a

birçok işçiyi işten çıkarmak zorundalar, işten çıkarıldı tamam işten çıkarıldı, bu, kovulduğunu

polite way to say he's fired he was let go okay fired is a very terrible word he

söylemenin kibar bir yolu, bırakılmıştı, tamam, işten çıkarıldı, çok korkunç bir kelime

was fired he was let go means the same thing but it's not as powerful so it's a

kovuldu serbest bırakıldı aynı anlama geliyor ama bu o kadar güçlü değil bu yüzden bırakıldığını

little a little nicer to say he was let go he was released he was released again

söylemek biraz daha hoş serbest bırakıldı tekrar serbest bırakıldı

kind of a more polite way to say he was fired and last one he was terminated he

kovulduğunu söylemenin daha kibar bir yolu ve sonuncusu işine son verildi

was terminated this is actually very strong terminated cut he was terminated

bu aslında çok güçlü bir şekilde sonlandırıldı o sonlandırıldı

all right this is the first group but there's more let's move on here's the

tamam bu ilk grup ama dahası var devam edelim işte

second group of expressions remember they all mean the same thing to be fired

ikinci grup ifadeler unutma bunların hepsi aynı anlama geliyor kovulmak

or right so there's lots of slang and

ya da doğru yani çok şey var

idioms to look at the first one dumped he was dumped again it just means fired

ilk terk edilene bakmak için argo ve deyimlerin anlamı kovuldu demek oluyor

he was sacked he was sacked he was canned he was canned

kovuldu kovuldu konservelendi konservelendi baltalandı

he was axed he was axed now an axe is like an axe to cut a tree so he was axed

baltalandı şimdi balta ağaç kesmek için balta gibidir yani o baltalandı

similar he was cut now the last two idioms also very common he was given the

benzer şekilde kesildi o şimdi kesildi son iki deyim de çok yaygın

boot the boot he was given the boot so he was kicked out of the company and he

was given the pink slip okay now a long time ago when someone was

fired from a company they were given a form to say you're fired and the color

bir şirketten kovuldular onlara işten çıkarıldınız diye bir form verildi ve

of this form was usually pink okay so this expression given the pink slip

bu formun rengi genellikle pembeydi tamam yani bu ifadeye pembe slip verildi

that means he's fired these days they don't use that form anymore but they

yani bu gün kovuldu anlamına geliyor artık o formu kullanmıyorlar ama

still use the expression or the idiom here to mean that person is fired

hala kullanıyorlar buradaki ifade veya deyim o kişinin kovulduğu anlamına gelir, bu

alright so these are also all very common and very good to use to talk

yüzden bunların hepsi çok yaygın ve

about when someone is fired alright so again being fired is a terrible thing

birisi kovulduğu zaman hakkında konuşmak için çok iyi, yani yine kovulmak korkunç bir şey

but in English we have a lot of expressions that mean you are fired

ama İngilizce'de çok fazla ifademiz var. bu kovuldun demek ki

alright so I hope you learned a few more today that's it and I'll see you next

umarım bugün birkaç tane daha öğrenmişsindir o kadar ve bir dahaki sefere görüşürüz

time

hello I'm bill and in this video we're going to talk about how you can

merhaba ben bill ve bu videoda

introduce yourself and your job because when you're meeting new people knowing

kendinizi ve işinizi nasıl tanıtabileceğiniz hakkında konuşacağız çünkü yeni insanlarla tanışırken,

what you do for a living is kind of important and it happens a lot so think

ne iş yaptığınızı bilmek biraz önemlidir ve bu çok sık olur, bu yüzden

about what's important about who you are and what you do for work now think about

kim olduğunuz ve iş için ne yaptığınız hakkında neyin önemli olduğunu düşünün, şimdi

the three most important things they are easy your name standard when you

en önemli üç şeyi düşünün, bunlar kolay sizin için. isim standardı

introduce yourself and then also your title now your title is what you do at

kendinizi tanıttığınızda ve sonra unvanınızı da şimdi unvanınız işinizde ne yaptığınızdır

your job maybe you are an accountant an engineer maybe you do marketing or

belki bir muhasebecisiniz bir mühendissiniz belki pazarlama yapıyorsunuz veya

you're a Salesman or a manager any of these things okay that tells a lot about

bir Satıcı veya yöneticisiniz bunlardan herhangi biri tamam bu çok şey anlatıyor

you as a person or what your job title is and then also company what company do

bir kişi olarak sizinle veya iş unvanınızın ne olduğu ve ardından şirket, hangi şirket

you work for because different companies do different things if you work for a

için çalışıyorsunuz çünkü farklı şirketler farklı şeyler yapıyor, eğer

company like Samsung you probably know a lot about electronics if you work a lot

Samsung gibi bir şirkette çalışıyorsanız, muhtemelen elektronik hakkında çok şey biliyorsunuzdur, eğer çok

of work for a company like Doosan you probably know more about heavy machinery

çalışıyorsanız Doosan gibi bir şirket, muhtemelen ağır makineler ve endüstri hakkında daha çok şey biliyorsunuzdur,

and industry so that explains a lot about who you are as well so if you're

bu nedenle bu, kim olduğunuz hakkında da çok şey açıklar, bu nedenle,

introducing yourself and your job you want to focus name title company the

kendinizi ve işinizi tanıtıyorsanız, odaklanmak istediğiniz isim, unvan, şirket,

orders not too important we'll talk about that later but here as an example

siparişler çok önemli değil, konuşacağız bununla ilgili daha sonra ama burada örnek olarak

I will introduce myself to you so you can see how people do it alright let's

size kendimi tanıtacağım böylece insanların bunu nasıl yaptığını görebileceksiniz tamam

take a look at my example okay so this is my official introduction I say hello

benim örneğime bir göz atalım tamam yani bu benim resmi tanıtımım Merhaba diyorum

my name is Bill and I am an English professor at a university in Suwon so

benim adım Bill ve ben bir İngilizce profesörüyüm Suwon'daki bir üniversitede bu yüzden

one more time this is how I say my introduction hello my name is Bill

bir kez daha tanıtımımı böyle söylüyorum merhaba benim adım Bill

and I am an English professor at a university in Suwon as you just saw I

ve az önce gördüğünüz gibi Suwon'daki bir üniversitede İngilizce profesörüyüm adımı

clearly said my name my title and my company now there are many universities

açıkça söyledim ünvanım ve şirketim şimdi birçok kişi var

in Suwon that's why I didn't say the exact name because not everyone knows

Suwon'daki üniversiteler bu yüzden tam adını söylemedim çünkü herkes

every University in Suwon but that's okay not very important also just

Suwon'daki her üniversiteyi bilmiyor ama sorun değil çok önemli değil ayrıca

remember always start name first then company and title you can put them in a

her zaman önce adı sonra şirketi ve ünvanı hatırla

different order if you want to and in the next examples you can see how

istersen onları farklı bir sıraya koyabilirsin ve sonraki örneklerde,

there's different ways to organize your introduction let's take a look let's

tanıtımınızı düzenlemenin farklı yollarının olduğunu görebilirsiniz, bir göz atalım,

look at a few examples of how to introduce you and your job my name is

sizi ve işinizi nasıl tanıtacağınıza dair birkaç örneğe bakalım, benim adım

David and I am a director at SK again my name is David and I am a director at SK

David ve yine SK'de bir yöneticiyim, adım David ve ben SK'de yöneticiyim, bunu

there's another way to do it I'm Paul and I currently work in the human

yapmanın başka bir yolu var Ben Paul ve şu anda

resources department at Doosan let's do it again

Doosan'da insan kaynakları departmanında çalışıyorum, hadi tekrar yapalım

I'm Paul and I currently work in the human resources department at Doosan now

Ben Paul ve şu anda Doosan'da insan kaynakları departmanında çalışıyorum şimdi

we'll take one more look yeah my name is Chris and I do marketing for

biz' Bir kez daha bakacağım evet, benim adım Chris ve Samsung için pazarlama yapıyorum,

Samsung listen again my name is Chris and I do marketing for Samsung so there

tekrar dinle, benim adım Chris ve Samsung için pazarlama yapıyorum, bu yüzden orada,

you have it several examples that can help you remember how to do this okay if

bunu nasıl yapacağınızı hatırlamanıza yardımcı olabilecek birkaç örnek var, tamam, eğer

you remember them you should be more than ready and confident to introduce

onları hatırlarsanız kendinizi ve işinizi tanıtmaya fazlasıyla hazır ve kendinden emin olmalısınız

yourself and your job I hope this was helpful and I'll see you next video

umarım bu yardımcı olmuştur ve bir sonraki videoda görüşürüz

hello I'm bill and in this video I'm gonna tell you about two questions you

merhaba ben bill ve bu videoda size

need to know for business okay now they're really easy so you should not

iş için bilmeniz gereken iki sorudan bahsedeceğim tamam şimdi gerçekten çok kolaylar, bu yüzden

have any stress about this okay what we have here is this question what do you

bu konuda herhangi bir strese girmemelisin tamam, burada sahip olduğumuz soru şu,

do now if you say it really fast what do you do

eğer gerçekten hızlı söylersen şimdi ne yaparsın, ne yaparsın

gets a little sounds a little strange but just don't worry go natural with it

biraz garip geliyor ama yapma' Endişelenme doğal ol

what do you do what do you do what do you do that's what people want to know

ne yapıyorsun ne yapıyorsun ne yapıyorsun insanların bilmek istediği bu

now if this question we're longer what do

şimdi eğer bu soru daha uzunsa

you do on the weekend well now it's about your weekend your

hafta sonu ne yaparsın peki şimdi konu hafta sonu senin

hobbies your fun time but if the question is just what do you do it's

hobilerin senin eğlence zamanın ama soru sadece ne yapıyorsun

about work and that's all it is so if you ask me what do you do I say I'm a

işle ilgiliyse ve hepsi bu kadar yani bana ne iş yapıyorsun diye sorarsan ben

teacher that's my job that's my work now of course you may

öğretmenim bu benim işim bu benim işim tabii ki

have to change a to an if you're I'm an engineer or I'm a student just the a ok

değiştirmek zorunda kalabilirsin eğer sen mühendisim ya da öğrenciysen sadece a tamam

that's what we have so think job title for this one now there's also here I'm

elimizdeki bu yani bunun için iş unvanını düşün şimdi burada da var ben

in charge of now in charge that means duty what are you responsible

sorumluyum şimdi sorumlu yani görev ne demek sen sorumlu

for what do you need to do for your job if you're a leader of a marketing team

işiniz için ne yapmanız gerekiyor eğer bir pazarlama ekibinin lideriyseniz

you may say I'm in charge of a marketing team you're the leader

ben bir pazarlama ekibinin başındayım diyebilirsiniz lidersiniz bu

that's your duty take care of them or you ask me I'm in charge of helping my

sizin göreviniz onlarla ilgilenin ya da bana sorun ben Öğrencilerime yardım etmekle yükümlüyüm,

students that's what I have to do so I'm in charge of my students of course a

benim yapmam gereken bu, bu yüzden öğrencilerimden sorumluyum tabii ki bundan

very easier than that we have the simpl where do you work now you can say the

çok daha kolay bizde basit şimdi nerede çalışıyorsun şimdi

company name you can be very specific and say

şirket adını söyleyebilirsin çok spesifik olabilirsin ve ben

something like I work at worry Bank or you don't have to say the company name

endişe bankasında çalışıyorum gibi bir şey söyleyin veya şirketin adını söylemek zorunda değilsiniz

you can just say I work at a bank that's fine too

sadece ben bir bankada çalışıyorum diyebilirsiniz bu da sorun değil hadi

let's look at some example dialogue where we put these two questions

bu iki soruyu bir araya getirdiğimiz örnek bir diyaloğa bakalım tamam tamam

together okay all right here's our first examples here

işte bizim ilk örnekler buradaki

the question was what do you do well the easy answers I'm a doctor or I'm a

soru neleri iyi yaparsın kolay cevaplar Ben doktorum bankacıyım

banker or I'm an accountant

ya da muhasebeciyim

what's whatever you do the next question where do you work well I work at a bank

ne iş yapıyorsun sonraki soru nerede iyi çalışıyorsun bankada çalışıyorum

I work at a store I work at a school just the place you work at put that in

çalışıyorum bir mağazada çalışıyorum bir okulda çalışıyorum tam da senin çalıştığın yerde onu da

there all right just like those two phrases I just showed you there's

oraya koy aynen bu iki cümle gibi size az önce gösterdiğim

another question that's very common especially in American conversation and

başka bir soru var özellikle amerikan konuşmasında çok yaygın ve

it goes like this what do you do for a living now for a living you know we all

şöyle devam ediyor ne yaparsın için bir şimdi yaşamak için yaşıyoruz, biliyorsunuz hepimiz

have to live we all have to pay for it so that's our job right there so it's

yaşamak zorundayız hepimiz bunun bedelini ödemek zorundayız yani buradaki işimiz bu yani

basically asking how do you pay for your life what do you do for a living now

temelde hayatınızın bedelini nasıl ödüyorsunuz diye soruyor şimdi yaşamak için ne yapıyorsunuz tıpkı ne

just like the what do you do question you can simply answer I'm a teacher I'm

yapıyorsunuz gibi soru yap basitçe cevaplayabilirsin ben öğretmenim ben

an engineer I'm an accountant or you can go ahead and give a full longer

mühendisim ben muhasebeciyim

description of I work in the personnel department at SK so you can keep it

short you can keep it long that's okay let's take a look at examples of long

uzun bu sorun değil hadi

and short answers to this question all right

bu sorunun uzun ve kısa cevaplarına bir göz atalım tamam

now here's the longer question what do you do for a living now the short answer

şimdi işte daha uzun soru şu an yaşamak için ne yapıyorsun kısa cevap

would just be I'm a teacher and that's fine but you can also give a

sadece ben bir öğretmenim ve bu iyi ama yapabilirsin ayrıca Lotte için

longer answer like I work in the legal department for Lotte so here you can go

hukuk departmanında çalışıyorum gibi daha uzun bir cevap verin, bu yüzden burada

short answer or long answer both are okay okay so there you have it three

kısa cevap veya uzun cevap verebilirsiniz, ikisi de tamam tamam, işte işte yeni insanlarla

simple questions you can use when you meet new people in business so what do

tanıştığınızda kullanabileceğiniz üç basit soru var, peki ne

you do which is always about work remember that what do you do people want

yaparsınız? her zaman işle ilgili olan şunu hatırla, ne yaptığını

to know about your job than me where do you work just what's your company where

benden başka insanlar senin işin hakkında bilmek isterler, nerede çalışıyorsun, şirketin nedir, ne iş

is it what do you do and then of course what do you do for a living that's all

yapıyorsun ve sonra tabii ki hayatını kazanmak için ne yapıyorsun, hepsi

about how you earn your money so you can live I hope this was helpful for you and

bu. hayatta kalabilmek için paranızı nasıl kazanıyorsunuz umarım bu size yardımcı olmuştur ve bir

I'll see you next video

sonraki videoda görüşürüz

hello everyone I am Robin and in this video we are gonna learn some very

herkese merhaba ben robin ve bu videoda

useful expressions to describe a co-worker who is too nice to your boss

bir iş arkadaşını tarif etmek için çok yararlı bazı ifadeler öğreneceğiz. patronunuza

or manager alright now in every company there are

veya müdürünüze iyi davranın, tamam, şimdi her şirkette

some employees your coworker who are too nice to the boss ok and why are they too

iş arkadaşınızın patrona karşı çok iyi olan bazı çalışanları var ve neden bu kadar

nice well maybe they want a promotion or they

iyiler, belki bir terfi istiyorlar veya daha

want a higher salary they want some sort of advantage so they are very nice to

yüksek bir maaş istiyorlar, bir tür avantaj istiyorlar, yani patrona çok iyi davranıyorlar

the boss and maybe they don't even like the boss but they are still always nice

ve belki patronu sevmiyorlar bile ama yine de patrona karşı çok iyi davranıyorlar

to the boss very friendly to the boss always doing what the boss asks them to

patrona karşı çok cana yakınlar her zaman patronun onlardan yapmalarını istediği şeyi yapıyorlar

do and maybe they even give gifts to the boss there are always nice to the boss

ve hatta belki orada patrona hediyeler bile veriyorlar patrona karşı her zaman iyiyiz

well of course we don't like those people we hate those people and we hate

tabii ki o insanları sevmiyoruz o insanlardan nefret ediyoruz ve

those coworkers so we're gonna use these expressions now these expressions can be

o iş arkadaşlarımızdan nefret ediyoruz bu yüzden şimdi bu ifadeleri kullanacağız bu ifadeler

used for both men and women and they are negative ok so we want to call these

hem erkekler hem de kadınlar için kullanılabilir ve olumsuzdur tamam öyleyse bu

people very negative names we don't like them the first one a yes-man very easy

insanlara çok olumsuz isimler takmak istiyoruz onlardan hoşlanmıyoruz ilki bir evet-adam anlaşılması çok kolay

to understand so a yes-man if I said he's a yes-man that means he always says

yani bir evet-adam ona evet-adam dersem bu patrona her zaman evet dediği anlamına gelir tamam

yes to the boss ok whatever the boss asks him to do he says yes he never says

her neyse patron ondan yapmasını ister evet der asla

no because the boss might be angry or upset if he says no so he's a yes-man

hayır demez çünkü patron hayır derse kızabilir veya üzülebilir bu yüzden evet erkeğidir

he always says yes the next one very negative let's use a girl she's a

her zaman evet der sonraki çok olumsuz hadi bir kız kullanalım o bir

bootlicker she's a bootlicker ok so you have to

kaçakçı o bir kaçakçı tamam yani

imagine a boot and someone licking licking the boot ok very negative so

bir botu ve birinin botu yaladığını hayal etmelisiniz tamam çok olumsuz yani

that means if the boss asks lick my boot she would say yes

bu, patron botumu yalamasını isterse evet diyeceği anlamına gelir tamam yani bu

okay so that just means whatever the boss asks she will do so we would say

sadece patron ne isterse onu yapacağı anlamına gelir, biz de

she's a bootlicker okay the next one sucking up okay

onun bir bot yalayıcı olduğunu söyleyebiliriz tamam bir sonraki yalıyor tamam

she's always sucking up okay she's always sucking up means she's always too

o hep yalıyor tamam her zaman yalıyor patrona karşı her zaman çok iyi olduğu anlamına geliyor tamam

nice to the boss okay she's sucking up the last two my

son ikisini yalıyor benim

favorite they're very bad okay let's take a look the first one ass

favorim onlar çok kötü tamam hadi ilk kıçını yalayana bir bakalım

kisser this is your ass so someone who is an ass kisser he's an ass kisser the

bu yani kıçını yalayan biri, o bir kıç öpücüsüdür,

boss has an ass and he's kissing the ass okay

patronun bir kıçı vardır ve kıçını öpüyor tamam, bu

that means he's - really - nice - the boss we call him an ass kisser he

onun - gerçekten - iyi - patron olduğu anlamına gelir, ona kıç öpücü deriz,

doesn't really kiss the boss's ass but he's too nice

gerçekten patronun kıçını öpmez ama o çok iyi

and the last one brown-noser she's a brown-noser okay she's again too

ve sonuncusu kahverengi burunlu o bir kahverengi burunlu tamam o yine

nice to the boss she's a brown-noser now brown-noser the nose is brown why

patrona karşı çok iyi o bir kahverengi burunlu şimdi kahverengi burunlu burun neden

well similar to ass kisser the brown noser is kissing the ass and then get

kahverengi kıç öpücüye çok benziyor kahverengi burunlu kıç öpüyor ve o zaman

some shit on their nose because they're always kissing ass so she's a brown

burunlarına biraz [ __ ] sürün çünkü onlar her zaman kıç öpüyorlar, bu yüzden o kahverengi

noser or he's a brown noser very negative thing to call your coworker who

burunlu ya da o kahverengi burunlu, patrona karşı çok iyi olan iş arkadaşınızı aramak için çok olumsuz bir şey,

is too nice to the boss all right let's take a look at a few examples sentences

tamam, birkaç örnek cümleye bir göz atalım

to help us understand these expressions all right let's take a look at the first

bu ifadeleri anlamamıza yardım edin tamam ilk

example he is a yes man he agrees with all the boss's ideas even the stupid

örneğe bir bakalım o evet adamı patronun tüm fikirlerine katılıyor hatta aptalca

ideas he is a yes man he agrees with all the boss's ideas even the stupid ideas

fikirlerine bile evet patronun tüm fikirlerine katılıyor hatta aptalca fikirlerine

and the next one he always sucks up to the boss he always sucks up to the boss

ve sonraki biri patrona hep yalakalık yapıyor o her zaman patrona yalakalık yapıyor

in the next one she is such a bootlicker she actually

sonrakinde o kadar yağcı ki aslında

hates the boss but acts friendly to him she is such a bootlicker she actually

patrondan nefret ediyor ama ona dostça davranıyor o kadar yağcı ki aslında

hates the boss but acts friendly to him all right let's look at the next one

patrondan nefret ediyor ama ona dostça davranıyor hepsi tamam bir sonrakine bakalım

Steve is a big ass kisser he even washes the CEOs car on Sunday

Steve tam bir kıç öpücüğüdür, hatta pazar günleri CEO'nun arabasını yıkar

Steve is a big ass kisser he even washes the CEOs car on Sunday and the last one

I hate brown nosers they always get more perks

I hate brown nosers they always get more perks are you an ass kisser

kahverengi burunlular her zaman daha fazla ikramiye alıyorlar, kıç öpüyor musunuz,

are you a brown-noser okay well from my experience of course I worked at many

kahverengi burunlu musunuz, tamam, deneyimlerime göre, pek çok

companies and schools sometimes I do suck up to the boss you know happy boss

şirkette ve okulda çalıştım, bazen patrona yalakalık yapıyorum, bilirsiniz, mutlu patron

is certainly better than an angry boss but generally I'm not always a

kesinlikle kızgın bir patrondan daha iyidir patron ama genel olarak ben her zaman

brown-noser just sometimes be very careful if you call someone a

kahverengi burunlu değilim, sadece bazen birine

brown-noser or ass-kisser it's very negative okay so you can talk to your

kahverengi burunlu veya kıç öpücü derseniz çok dikkatli olun, bu çok olumsuz tamam, böylece

coworkers he's a brown-noser but if you say you

iş arkadaşlarınızla konuşabilirsiniz o bir kahverengi burunlu ama siz diyorsanız

are brown noser very negative that person's going to be angry all right so

kahverengi burun çok olumsuz o kişi sinirlenecek tamam o yüzden

I hope you understand these expressions and I hope you use them correctly that's

umarım bu ifadeleri anlarsın ve umarım onları doğru kullanırsın bu kadar ve bir

it and I'll see you next time

dahaki sefere görüşürüz

hello I'm Robin and in this video we're going to talk about some business

merhaba ben Robin ve bu videoda gidiyoruz

expressions asking about price and also answering about price all right now

fiyat hakkında soru soran ve aynı zamanda fiyat hakkında cevap veren bazı iş ifadelerinden bahsetmek için, şimdi

first we're gonna look at the questions on how to ask about price and here they

ilk olarak fiyat hakkında nasıl soru sorulacağına ilişkin sorulara bakacağız ve işte

are now we're gonna begin with how much first so of course the most basic

şimdi buradalar, ilk önce ne kadar ile başlayacağız, yani tabii ki

question to ask about price is how much is it how much is it so if you want to

fiyatla ilgili sorulacak en temel soru ne kadar olduğu, bu yüzden bir

know the price or the cost of something that's the easiest most common way how

şeyin fiyatını veya maliyetini öğrenmek istiyorsanız bu en kolay ve en yaygın yol ne kadar,

much is it all right now here are some more you might hear they're all common

şimdi burada daha fazlasını duyabilirsiniz hepsi yaygın

how much does it run how much does it run or sometimes people say how much

ne kadar çalışıyor ne kadar çalışıyor veya bazen insanlar ne kadar

does it run for okay don't be confused by run this is just

çalıştığını söylüyorlar tamam koşarak kafanız karışmasın bu sadece

talking about the cost how much does it run how much does it cost okay again

maliyetten bahsediyor ne kadar çalışıyor ne kadara mal oluyor tamam yine

very basic how much does it cost you want to know how much it costs the price

çok basit ne kadara mal oluyor ne kadara mal olduğunu bilmek istiyorsunuz fiyatı ne

how much does it sell for how much does it sell for how much will it cost me how

kadara satıyor ne kadara satıyor bana ne kadara mal olacak

much will it cost me okay and the last one how much are you asking how much are

bana ne kadara mal olacak tamam ve sonuncusu ne kadar Şimdi ne kadar

you asking now all of these questions are the same they're asking for the

istiyorsun diye soruyorsun, bütün bu sorular aynı,

price or the cost of something so the answer to all these question questions

bir şeyin fiyatını veya maliyetini soruyorlar, bu yüzden nerede konuşursan konuş, tüm bu soru sorularının cevabı

where ever you're talking to would be the same answer all right now instead of

aynı cevap olacak, tamam mı?

how much some people will say what and you see this blue line you never say

bazı insanların ne kadar söyleyeceği yerine ve bu mavi çizgiyi gördüğünüzde asla

what is it it's always how much is it but for these ones people can use what

ne olduğunu söylemezsiniz her zaman ne kadardır ama bu kişiler için insanlar neyi

so you can say what does it run what does it cost what does it sell for what

kullanabilir, böylece ne çalışıyor ne maliyeti ne işe yarıyor diyebilirsiniz bana neye mal olacak ne kadara satarsın neyin

will it cost me what are you asking what is possible - okay I prefer you to use

mümkün olduğunu soruyorsun - tamam ben senin ne kadarını kullanmanı tercih ederim

how much but you can also use what certainly you have to know both ways in

ama ne kadarını da kullanabilirsin kesinlikle her iki yolu da bilmen gerekir

case someone says what or how much all right let's move on to how to answer

birisi ne veya ne kadar derse pekala geçelim nasıl cevap verilir

someone asks you how much is something and you have to answer these are the

biri size bir şeyin ne kadar olduğunu sorar ve siz cevaplamalısınız bunlar en

best ways and the most common ways to answer all right now I'm gonna use $100

iyi ve en yaygın cevap verme yolları pekala şimdi

for every answer so you can understand they all mean the same thing so the most

her cevap için 100 dolar kullanacağım böylece hepsinin aynı anlama geldiğini anlayabilirsiniz en

common way is it's $100 how much is it how much does it sell for it's $100 okay

yaygın yol 100$ ne kadar o 100$ için ne kadar satıyor tamam

now if it's not exactly $100 we're gonna use about or around okay

şimdi tam olarak 100$ değilse aşağı yukarı kullanacağız tamam

so how much is it it's about $100 it's around $100 okay and here are three more

yani ne kadar 100$ civarında 100$ civarında tamam ve işte buradalar

not so common as the top two you're still gonna hear them it sells for $100

ilk ikisi kadar yaygın olmayan üç tane daha, onları yine de duyacaksınız, 100$'a satıyor,

it sells for $100 it goes for $100 it's priced at $100

100$'a satıyor, 100$'a gidiyor, fiyatı 100$'dan

okay so all of these are the same thing

tamam yani bunların hepsi, bir

answering how much something costs okay so the top two two ways that's the most

şeyin ne kadara mal olduğunu yanıtlayan aynı şey, tamam yani en üstte en yaygın olan iki iki yol

common but these ones are a little bit common you will hear them so you should

ama bunlar biraz yaygın onları duyacaksınız bu yüzden onları

know them it sells for $100 it goes for $100 it's priced at $100

bilmelisiniz 100$'a satıyor 100$'a gidiyor 100$'dan fiyatlandırılıyor

okay let's look at some example sentences okay let's look at the first

tamam bazı örnek cümlelere bakalım tamam ilk

example dialogue how much is it it's about two dollars how much is it it's

örneğe bakalım diyalog ne kadar o iki dolar ne kadar o

about two dollars and the next one excuse me what does this car sell for

yaklaşık iki dolar ve bir sonraki pardon bu araba ne satıyor bu

this one sells for $9,000 excuse me what does this car sell for this one

9.000$ a pardon bu araba ne satıyor

sells for 9000 and the next one do you want to buy a

bu 9000 ve bir sonraki bir fitness merkezine üyelik satın almak ister misiniz

membership to the fitness center how much does it run it's about $100 a month

ayda yaklaşık 100$ ne kadar çalışıyor

no thanks do you want to buy a membership to the fitness center how

hayır teşekkürler fitness center üyeliği satın almak istiyor musunuz

much does it run it's about $100 a month no thanks

ayda yaklaşık 100$ hayır teşekkürler

the next one honey we should take a trip to Europe how much will it cost us

sonraki tatlım Avrupa'ya bir gezi yapmalıyız bize ne kadara mal olacak

tickets go for $8,000 okay let's go in June honey we should take a trip to

biletler 8.000$'a gidiyor tamam haydi Haziran'da gidelim tatlım Avrupa'ya bir gezi yapmalıyız

Europe how much will it cost us tickets go for $8,000 okay let's go in June and

bize ne kadara mal olacak biletler 8.000$'a git tamam Haziran'da gidelim ve

the last example what are you asking for this ring this one is priced at $500 oh

son örnek bu yüzük için ne istiyorsun bunun fiyatı 500$ oh

that's a little too expensive for me what are you asking for this ring this

bu benim için biraz fazla pahalı bu yüzük için ne istiyorsun bunun

one is priced at $500 oh that's a little too expensive for me so these are the

fiyatı 500$ oh bu benim için biraz pahalı bu yüzden bunlar

most common ways and best ways to ask about price and answer about price okay

en yaygın yöntemler ve fiyat hakkında soru sormanın ve fiyat hakkında cevap vermenin en iyi yolları tamam o

so you should study these expressions they're very useful very helpful you

halde bu ifadeleri çalışmalısınız çok faydalılar çok faydalı

must know them that's it for this video and I'll see you next time

onları bilmelisiniz bu video bu kadar ve bir dahaki sefere görüşürüz

hi I'm bill and in this video we're gonna talk about some business small

merhaba ben bill ve bu videoda biraz iş hakkında konuşacağız havadan sudan

talk now we remember small talk is just conversations that are not important

sohbet şimdi hatırlıyoruz havadan sudan sohbetler sadece önemli olmayan sohbetlerdir tamam onlar

okay they're not about giving a lot of details it's just easy conversation

çok fazla ayrıntı vermekle ilgili değiller sadece kolay sohbetler

usually when you don't know what else to talk about now these questions are about

genellikle şu anda başka ne hakkında konuşacağınızı bilmediğinizde bu sorular

business and you can use them at work with a co-worker you can use it when you

işle ilgilidir ve bunları bir iş arkadaşınızla işte kullanabilirsiniz

meet friends or just when you're having conversations with new people it can

arkadaşlarınızla tanıştığınızda veya sadece yeni insanlarla sohbet ederken kullanabilirsiniz,

also be a get to know you kind of question and well the first one here

aynı zamanda sizi tanımak gibi bir soru olabilir ve iyi buradaki ilki

would be house business or like house work kind of like that just how is your

ev işi veya benzeri ev işi olabilir,

job going now remember you don't care about details

işiniz nasıl gidiyor şimdi unutmayın, ayrıntılar umurunuzda değil, iş

it's just how's business so a positive answer

nasıl gidiyor, bu yüzden olumlu bir cevap

would just be business is great thank you for asking or I'm having a very good

sadece iş olur, sorduğunuz için harikadır veya işimde çok iyi bir ay geçiriyorum

month at my job no stress but then there's also the

stres yok ama bir de

negative side how's business oh it's not good right now my company is losing

olumsuz taraf var işler nasıl oh şu an iyi değil şirketim

money or oh I have too much work to do I'm so busy it happens okay but now this

para kaybediyor ya da oh yapacak çok işim var çok meşgulüm olur olur tamam ama şimdi bu

is the short one how's business you can also go with the what has business been

kısa iş nasıl gidiyor iş nasıldı sorusuyla da devam edebilirsiniz

like it's kind of this week or last month

bu hafta veya geçen ay

very close how has business been same meaning just a different way of asking

çok yakın iş nasıl aynıydı sadece soruyu sormanın farklı bir yolu

the question same thing what has business been like now here the answer

aynı şey iş ne oldu şimdi olduğu gibi burada cevap

would probably be something like business has been good business has been

muhtemelen şunun gibi bir şey olacaktır: iş iyi gitti iş o

not so good let's take a look at some written examples really quick all right

kadar iyi değildi hadi gerçekten hızlı bir şekilde bazı yazılı örneklere bakalım pekala pekala işte

all right here's some first examples okay question is how's business

bazı ilk örnekler tamam soru şu: işler nasıl iyi

well you can say business is good or you could say work is good

iş iyi diyebilirsiniz ya da işin iyi olduğunu söyleyebilirsin, o zaman

then kind of bad right now because it's not always good sometimes work is not

şu anda biraz kötü çünkü her zaman iyi değil, bazen iş

good and then the other question what's business been like you can say it's been

iyi değil ve sonra diğer soru, iş nasıldı,

all right you could say it's been stressful or it's been a good month so

her şey yolundaydı diyebilirsin, stresli olduğunu ya da iyi olduğunu söyleyebilirsin ay şimdiye kadar tamam

far all right now let's say you're in a

şimdi diyelim ki bir

situation you're not at work you're out to dinner you're meeting new people and

durumdasın işte değilsin akşam yemeğine çıkıyorsun yeni insanlarla tanışıyorsun ve

someone asks you how's business well maybe you don't want to talk about your

birisi sana işlerin nasıl gidiyor diye soruyor belki de işin hakkında konuşmak istemiyorsun başka

job you want to talk about something else

bir şey hakkında konuşmak istersen,

well there are easy ways to move on from the question polite ways and easy ways

sorudan kibar yollarla ve kolay yollarla geçmenin kolay yolları vardır,

so if someone asks you how's business you can just quickly say it's the same

bu yüzden biri sana işin nasıl olduğunu sorarsa, hemen bunun aynı

old same old fast answer no details and it answers their question but also hints

eski, aynı eski hızlı cevap olduğunu söyleyebilirsin, ayrıntı yok ve sorularını cevaplıyor ama aynı zamanda

to them let's talk about something else you can also just do the business is

onlara ipuçları da başka bir şey hakkında konuşalım sen de yapabilirsin sadece iş iş

business just my business is my business that's what it is so let's take a look

sadece benim işim benim işim o yüzden

at some written examples of using these to avoid the question now for when you

şimdi ne zaman soru sormaktan kaçınmak için bunları kullanmanın bazı yazılı örneklerine bir göz atalım iş nasıl gidiyor

want to avoid the question the question is how's business

sorusundan kaçınmak için

you can quickly end the conversation by saying it's the same old same old or you

konuşmayı hemen aynı eski aynı eski diyerek bitirebilirsin ya da

could say business is business here's a very simple dialogue that you

iş iş iş diyebilirsin burada görebileceğin çok basit bir diyalog bu

might see so bill says hey Bob how's business bob says Oh business is

yüzden bill hey Bob iş nasıl diye bob iş nasıl diyor

business bill says I see Bob how's your work bill it's the same old same old

iş faturası Bob'u görüyorum diyor iş faturanız nasıl iş faturanız nasıl aynı eski aynı eski

okay I hope you found this helpful and if you can remember to start the

tamam umarım bunu faydalı bulmuşsunuzdur ve konuşmayı başlatmayı hatırlarsanız

conversation how's business what has business been

işler nasıldı işler nasıldı

like but then of course if you want to avoid the conversation and not talk

ama o zaman tabii ki kaçınmak istiyorsanız sohbet ve

about business you can just do the it's the same old same old

iş hakkında konuşmayın sadece aynı eski aynı eski

or businesses business because it always is alright I hope you learned something

veya ticari iş çünkü her zaman sorun yoktur umarım bir şeyler öğrenmişsinizdir bir

see you next video

sonraki videoda görüşmek üzere

hello everyone I'm bill and today we're gonna talk about some easy questions you

herkese merhaba millet ben bill ve bugün biraz kolay konuşacağız sorabileceğiniz sorular

can ask or maybe you get asked when you meet a foreign visitor for the first

veya belki de yabancı bir ziyaretçiyle ilk

time okay because we got to remember maybe you

kez karşılaştığınızda size sorulan sorular tamam çünkü hatırlamamız gerekiyor belki

meet them at the airport when they come in

geldiklerinde onları havaalanında karşılarsınız

maybe you meet them at your office when they visit or maybe at a business dinner

belki ziyaret ettiklerinde ofisinizde karşılarsınız veya belki bir yerde iş yemeği

you get introduced to someone you say your name's shake hands

birisiyle tanıştırılırsın adını söylersin el sıkışırsın

this is a good thing to say okay now we all know to get to Korea people have to

bu iyi bir şey tamam şimdi hepimiz biliyoruz ki Kore'ye gitmek için insanlar

travel very far usually so it's always nice to ask how was the flight cuz

çok uzaklara seyahat etmek zorunda kalıyor bu yüzden uçuşun nasıl geçtiğini sormak her zaman güzel çünkü

sometimes it's a long airplane ride a long flight so if you ask how was the

bazen bu bir uzun bir uçak yolculuğu uzun bir uçuş yani uçuş nasıldı diye sorarsanız

flight maybe it was fine or I slept the whole

belki iyiydi ya da tüm

way if they're lucky I can't sleep on airplane so I'm jealous then you also

yol boyunca uyudum eğer şanslılarsa ben uçakta uyuyamam bu yüzden kıskandım o zaman senin de

have was your journey okay same thing just a different way of saying it'd be

yolculuğun vardı tamam aynı bir şey söylemenin farklı bir yolu olurdu

yes it was long but it was comfortable that's alright but now also maybe you

evet uzundu ama rahattı sorun değil ama şimdi de belki

are in a different country and you meet someone and they ask you was your flight

farklı bir ülkedesin ve biriyle tanışıyorsun ve sana uçuşun olup olmadığını soruyorlar

okay was it okay coming here and again you can just say it was good thank you

tamam mı buraya tekrar gelmek sorun muydu sadece iyi oldu teşekkür ederim

or mmm not too comfortable or this service was not very good so really you

ya da mmm çok rahat değil diyebilirsiniz ya da bu hizmet çok iyi değildi yani gerçekten

can get different answers for all of these questions people can talk about

tüm bu sorulara farklı cevaplar alabilirsiniz insanlar

how long the flight was how comfortable they were the service they received so a

uçuşun ne kadar sürdüğü hakkında konuşabilirler aldıkları hizmet ne kadar rahattı

lot of different ways to answer these so let's take a look at some sample

bunlara cevap vermenin birçok farklı yolu bu yüzden bunların nasıl kullanıldığını gösteren bazı örnek diyaloglara bir göz atalım tamam işte

dialogues that show how these are used all right here's dialogue one you say

diyalog bir tanesi

how was your flight the visitor it was comfortable but I

uçuşun nasıl geçti ziyaretçi rahattı ama ben

still had a hard time sleeping so you should say I'm sorry to hear that and

yine de uyumakta zorlandım bu yüzden sen bunu duyduğuma üzüldüm ve

visitor that's okay I can rest at the hotel dialogue - you can ask was

ziyaretçi sorun değil otel diyaloğunda dinlenebilirim - sorabilirsin

yourjourney okay visitor it was fine thank you for asking so here you just

yolculuğun tamam mı ziyaretçi iyiydi sorduğun için teşekkür ederim bu yüzden burada

respond it was my pleasure

cevap vermen benim için bir zevkti

dialogue 3 now if you travel maybe the foreigner says to you was the flight

diyalog 3 şimdi seyahat edersen belki yabancı sana uçağın tamam olduğunu söyler

okay and maybe you answer it was alright but

ve belki de tamam diye cevap verirsin ama

the service was slow so the foreigner says maybe you should try another

hizmet yavaştı bu yüzden yabancı belki bir

airline company next time and you can say I think I will

dahaki sefere başka bir havayolu şirketini denesen iyi olur diyebilirsin

alright now you have three easy questions you can ask a foreign visitor

şimdi üç kolay soru var yabancı bir ziyaretçiye

when you meet them for the first time just uh how was your flight was the

ilk kez karşılaştığınızda sorabilirsiniz, uh, uçuşunuz

journey ok was the flight ok so if you're when you're introduced to a

nasıldı yolculuk tamam uçuş iyi miydi yani

foreign visitor don't be nervous because this is a very simple thing you

yabancı bir ziyaretçiyle tanıştığınızda gergin olmayın çünkü bu el sıkışırken onlara sorabileceğiniz çok basit bir şey tamamdır

can ask them when you're shaking their hand alright I hope you can remember

umarım

this and I'll see you next time

bunu hatırlarsınız ve bir dahaki sefere görüşürüz

hello I'm bill now maybe you saw in another video we talked about asking a

merhaba ben bill şimdi yabancı bir ziyaretçiye sormaktan bahsettiğimiz başka bir videoda görmüşsünüzdür

foreign visitor about their flight over well that's good now to continue from

uçuşları iyi bitti bu şimdi bundan devam etmek için iyi

that though a good thing to ask them about would be

olsa da onlara kalacakları otelin nasıl olduğunu sormak iyi bir şey

how is the hotel they're staying in because some people they don't like

çünkü bazı insanlar

sleeping in hotels so nice hotel is always good now the question you can ask

otellerde uyumayı sevmiyorlar çok güzel bir otel şimdi her zaman iyidir soru

very easy would be how is the hotel again this shows that you care and you

çok kolay sorabilirsiniz otel nasıl olur yine bu onları umursadığınızı ve onlar

worry about them well there's different things they can talk about when they

için endişelendiğinizi gösterir sorunuza cevap verdiklerinde konuşabilecekleri farklı şeyler vardır artık

answer your question they could talk about the service at the hotel now the

oteldeki hizmet hakkında konuşabilirlerdi şimdi

service would be are the workers friendly do they have good food at the

hizmet şöyle olurdu çalışanlar cana yakın, otelde yemekler iyi mi,

hotel if there's a problem do they fix it quickly all right now also the

bir sorun varsa hemen çözüyorlar mı, hemen hemen

comfort of the hotel okay is it clean very important is it clean is the bed

otelin konforu da tamam, temiz mi, çok önemli, temiz mi, yatak güzel mi,

nice do they have soft pillows alright that's important because they want to

yumuşak yastıkları var mı, tamam bu önemli çünkü yabancı

feel comfortable when they're in a foreign country and then another thing

bir ülkedeyken kendilerini rahat hissetmek istiyorlar ve konuşabilecekleri başka bir şey de

that they could talk about would be location of the hotel is the location a

otelin konumu, konumu

very noisy place okay that makes it hard for them to sleep at night or is the

çok gürültülü bir yer tamam, bu onların geceleri uyumasını zorlaştırıyor ya da

location good in that is the location close to things that the visitor wants

konumu iyidir, bu, ziyaretçinin

to see and do is it a interesting location or is it a boring location but

görmek ve yapmak istediği şeylere yakın bir konumdur, ilginç bir konum mudur yoksa sıkıcı bir konum mudur, ancak

still asking the visitor how is the hotel is a good way to make them feel

yine de ziyaretçiye otelin nasıl olduğunu sormak, onları

more comfortable with you so let's take a look at sentences in how this is used

sizinle daha rahat hissettirmek için iyi bir yoldur. peki bunun nasıl kullanıldığına ve cevaplandığına dair cümlelere bir göz atalım.

and answered ok so the question is how is the hotel well possible answers can

be I have everything I need the service is friendly the

location is close to where I need to be it's very comfortable all are very

hepsi çok

possible answers okay now I want to tell you another way to ask this question

olası cevaplar tamam şimdi size otelin şu anda nasıl olduğuyla ilgili bu soruyu sormanın başka bir yolunu anlatmak istiyorum,

about how is the hotel now a common question that people ask would be this

insanların sorduğu yaygın bir soru şu olur:

it is is the hotel - you're suiting now this is underlined here for because -

otel bu - şimdi yakışıyorsunuz bunun burada altı çizili çünkü -

you're suiting just means the same as is the hotel something you like is it

uygun olduğunuz anlamına gelir, otel ile aynı anlama gelir, beğendiğiniz bir şey hoşunuza gidiyor mu,

likeable do you like it so because it starts with is this quick answer would

beğendiniz mi, çünkü bu hızlı cevap

just be yes it is or no it isn't but you could get longer

sadece evet olabilir veya hayır değildir, ancak daha uzun sürebilir

because this is a long question so let's give a good answer so we ask is the

çünkü bu uzun bir soru, bu yüzden iyi bir cevap verelim, bu yüzden otel soruyoruz

hotel - you're suiting common answer it suits me just fine or it suits me well

- ortak bir yanıta uyuyorsunuz, bana gayet uygun veya bana

enough but you can also just say things like I think it's good or I am

yeterince uygun, ancak bunun iyi olduğunu düşünüyorum veya iyiyim gibi şeyler de söyleyebilirsiniz.

comfortable they're just very basic answers about the hotel

rahat onlar sadece otelle ilgili çok basit cevaplar, bunun

let's see some written examples on how this is used the question is is the

nasıl kullanıldığına dair bazı yazılı örnekler görelim soru şu:

hotel - you're suiting and your possible answers can be yes it is Thanks

otel - siz uygunsunuz ve olası cevaplarınız evet olabilir Teşekkürler

it suits me just fine or I am happy there all are possible and

bana uygun ya da ben uygun hepsi olası ve

fine answers so there you have ways to ask a foreign visitor how is the hotel

güzel cevaplar olduğu için, yabancı bir ziyaretçiye otelin nasıl olduğunu sormanın yolları var,

because it's important for them to be comfortable while they're visiting your

çünkü şirketinizi ziyaret ederken rahat olmaları onlar için önemlidir, bu yüzden

company so just remember how is the hotel and is the hotel - you're suiting

sadece otelin nasıl olduğunu ve otelin nasıl olduğunu unutmayın - siz Her

both mean the same thing but just different ways of saying it keeps it

ikisi de aynı anlama geliyor ama sadece farklı söyleme biçimleri,

more interesting for when you're talking so I hope that helps

siz konuşurken onu daha ilginç kılıyor, bu yüzden umarım bu size yardımcı olur

you and I hope you remember it see you next time

ve umarım bunu hatırlarsınız, bir dahaki sefere

what's the worst hotel used to that worst hotel I've ever stayed at it's a

o en kötü otel için kullanılan en kötü otel hangisidir? Bir keresinde

dingy little villa Hotel in New Orleans one time for Mardi Gras they said it was

New Orleans'ta küçük, pis bir villa Otel'de kaldım Mardi Gras için harika olduğunu söylediler

great because it was really close to downtown but it was more of like closets

çünkü şehir merkezine gerçekten yakındı ama daha çok

that they made into a small hotel room just to make money off tourists now the

küçük bir otel odasına yaptıkları dolaplara benziyordu. Turistlerden para kesiliyor artık

blankets in the bed were clean but now the rest of it wasn't at all it was the

yataklardaki battaniyeler temizdi ama geri kalan kısım hiç de

floor was pretty dirty the bathroom was dirty and it was way too expensive

temiz değildi, yerler oldukça kirliydi, banyo kirliydi ve çok pahalıydı

because they were taking advantage of the holiday no I don't it was about nine

çünkü tatilden faydalanıyorlardı. Yaklaşık dokuz

years ago probably just the one in Bohr young because the mud festival was

yıl önceydi, muhtemelen sadece Bohr Young'daydı çünkü çamur festivali

happening just because there is everywhere every place in Boreum during

her yerde

the mud festival is dirty because people walk around covered in

mud so no matter where you go everywhere there's mud inside outside there is no

olduğu için yapılıyordu. içeride çamur var dışarıda

clean place and again Thursday night we got there the hotel was only thirty

temiz bir yer yok ve yine Perşembe gecesi oraya vardık otel sadece otuz

thousand long but then Friday because it's the weekend they told us next night

bin uzunluğundaydı ama sonra Cuma günü hafta sonu olduğu için bize gelecek gecenin

is a hundred thousand won and no matter what I did there was mud and sand

yüz bin won olduğunu söylediler ve ne yaparsam yapayım orada çamur ve

everywhere even in the bed even in the bathroom just can't stop it

yatakta bile banyoda bile her yerde kum var bunu durduramıyorum

hello everyone I'm Robin and in this video we are gonna talk about six

herkese merhaba ben robin ve bu videoda işinizden ayrılırken kullanabileceğiniz altı kelime hakkında konuşacağız

vocabulary to use when you're leaving your job okay

tamam

some are common some are not so common but they're all useful let's take a look

bazıları yaygın bazıları öyle değil yaygın ama hepsi yararlı ilk ikisine bir göz atalım

at the first two quit and give notice okay now quit is the most common word or

bırak ve haber ver tamam şimdi bırak

expression we want to use when leaving a job you can say I quit now usually I

bir işten ayrılırken kullanmak istediğimiz en yaygın kelime veya ifadedir şimdi bırakıyorum diyebilirsin genellikle

quit means suddenly like today but it can be used to talk about the future

bugün aniden bırakırım anlamına gelir ama gelecek ay istifa edeceğim gibi gelecek hakkında konuşmak için kullanılabilir

like I will quit next month I will quit next year and remember if you use it in

Gelecek yıl istifa edeceğim ve unutmayın,

past tense don't say quitted you have to say I quit

geçmiş zamanda kullanırsanız istifa demeyin

my job last month okay just use quit for past tense all right let's take a look

geçen ay işimden ayrıldığımı söylemelisiniz tamam sadece istifa için kullanın geçmiş zaman tamam

at her example this job is terrible I quit okay this job is terrible I quit

onun örneğine bir bakalım bu iş berbat ben bıraktım tamam bu iş berbat ben istifa ettim

this person is not happy with their job he says I quit maybe he says that to his

bu kişi işinden memnun değil istifa ediyorum diyor belki patronuna öyle diyor

boss so in this sense he's probably quitting today he's at his

yani bu anlamda muhtemelen istifa ediyor bugün işinin başında işi

job he says I quit he probably goes home okay he no longer does his job the

bıraktığımı söylüyor büyük ihtimalle eve gidiyor tamam artık işini yapmıyor

second one give notice okay give notice when you give notice this is

ikincisi haber veriyor tamam haber verdiğinde haber ver bu

more formal more professional and the polite way to quit so in our sentence

daha resmi daha profesyonel ve kibar bırakmanın yolu bu yüzden

today I gave my boss two weeks notice okay so how long is the how long do you

bugünkü cümlemizde ben patronuma iki hafta önceden haber verdim tamam peki ne kadar süre

want to continue working at your job two weeks notice some jobs you probably want

işinizde çalışmaya ne kadar devam etmek istiyorsunuz iki hafta fark edin bazı işlerde muhtemelen

to give one month notice but anyway he gives to his boss sometimes it's a paper

bir ay önceden haber vermek istersiniz ama neyse patronuna verir bazen bu bir kağıt

sometimes it's just verbally speaking but you should give notice that's the

bazen sadece sözlü olarak ama haber vermelisin

best way most polite way the professional way to

en iyi yol en kibar yolu

quit to give notice all right let's take a look at the next two the first two

ihbarda bulunmanın profesyonel yolu tamam tamam hadi sonraki iki kelimeye bir göz atalım ilk iki

vocabulary were about you wanting to leave a job the next two maybe you don't

kelime senin bir işten ayrılmayı istemekle ilgiliydi sonraki iki belki istemezsin '

want to leave your job but you have to the words are fired and laid off let's

İşinden ayrılmak istiyorum ama kovuldum ve işten çıkarıldım' sözleri

take a look at fired first now fired a very negative a very bad thing to hear

önce kovulana bir göz atalım şimdi kovuldun çok olumsuz çok kötü bir şey

if your boss tells you you're fired okay now if you're fired you're probably

patronun sana kovulduğunu söylerse tamam şimdi eğer' kovulduğunuzda muhtemelen

doing something wrong you're a bad worker or something and

yanlış bir şey yapıyorsunuz kötü bir çalışansınız falan ve

again fired is quick it's very quick if your boss says you're fired probably you

tekrar kovulmak hızlıdır patronunuz kovulduğunuzu söylerse çok hızlıdır muhtemelen

should leave that job today so go clean off your desk and go home

bugün o işten ayrılmalısınız o yüzden git masanı topla ve eve git

get out so your boss might say this you're a terrible worker you're a

dışarı çık ki patronun bunu söylesin berbat bir işçisin

terrible worker you're fired you're fired again

berbat bir işçisin kovuldun tekrar kovuldun

go home get out the next one laid off now laid off is not your fault

eve git bir sonraki işten çıkar şimdi işten atılmak senin hatan değil

this is probably your fault but laid off is probably the company fault okay the

bu muhtemelen senin hatan ama İşten çıkarılma muhtemelen şirketin hatası tamam

company has some financial problem money problem or there's not enough work for

şirketin bazı mali sorunları var para sorunu var ya da tüm çalışanlar için yeterli iş yok

all the employees okay so when the company has a problem they might have to

tamam bu yüzden şirket bir sorun olduğunda

lay off some employees let's take a look at the example company sales are down

bazı çalışanları işten çıkarmak zorunda kalabilirler örnek şirket satışlarına bir göz atalım

company sales are down I was laid off okay so probably this company has some

şirket satışları düştü işten çıkarıldım tamam yani muhtemelen bu şirketin bazı

money problems and of course large companies when they lay off workers they

parasal sorunları var ve tabii ki büyük şirketler işçi çıkardıkları zaman

lay off thousands of workers so you can see that in the newspaper they will lay

binlerce işçi çıkarıyorlar gazetede

off like 3,000 workers or 5,000 workers because the company has a lot of

3000 gibi işçi çıkaracaklarını görebilirsiniz veya 5.000 işçi çünkü şirketin çok fazla

problems all right in some cases you might be rehired when the company has

sorunu var tamam bazı durumlarda şirket

better conditions okay so the company sales are down you're laid off sales

daha iyi şartlara sahip olduğunda yeniden işe alınabilirsin tamam yani şirket satışları düştü işten çıkarıldınız satışlar

start to go again they will rehire some workers but

tekrar gitmeye başladı bazı işçileri yeniden işe alacaklar ama

usually they don't rehire the old workers they just hire new younger and

genellikle eski işçileri yeniden işe almazlar sadece yeni, daha genç ve

cheaper workers anyway both are bad if you're fired or laid off you probably

daha ucuz işçileri işe alırlar zaten her ikisi de kötü, eğer kovulursanız veya işten çıkarılırsanız muhtemelen

don't want that alright let's look at the next two examples here are the last

bunu istemezsiniz, sonraki iki örneğe bakalım, işte son

two vocabulary resign and retire let's look at resign resign be careful with

iki kelime dağarcığı istifa ve emekliye bir bakalım istifa istifaya telaffuza dikkat edin istifa istifadır

the pronunciation it's resign resign it's a verb to redesign alright now we

yeniden tasarlamak için bir fiildir tamam şimdi

already learned you can leave the company by quitting or give notice and

zaten öğrendik şirketten ayrılarak veya ihbarda bulunarak ayrılabilirsiniz ve

the last one here is to resign now to resign is usually used with upper

buradaki sonuncusu istifa etmek şimdi istifa etmek genellikle istifa etmek ile kullanılır üst düzey

management executives CEOs even politicians they resign from a company

yöneticiler ceo'lar hatta siyasetçiler bile bir şirketten istifa ediyorlar

now resign can be positive or negative so resign if I'm a CEO and I want to

şimdi istifa ediyorlar olumlu ya da olumsuz olabilir yani ben ceo'ysam istifa ediyorum ve

resign from a company alright so probably I have another job at

bir şirketten istifa etmek istiyorum tamam yani muhtemelen başka bir şirkette başka bir işim var

another company or I'm planning to retire so I officially quit the company

ya da yapmayı planlıyorum emekli ol bu yüzden resmi olarak şirketten ayrıldım

I resigned it can also be negative especially for

istifa ettim bu ayrıca olumsuz olabilir özellikle

politicians they have some public scandal or something and they have to

politikacılar için kamuya açık bir skandal falan var ve

resign they have to quit ok let's take a look at my example he had to resign

istifa etmek zorundalar tamam istifa etmek zorundalar tamam benim örneğime bir göz atalım o

because of a scandal ok so he's a very important person and he has to quit his

bir skandal yüzünden istifa etmek zorunda kaldı tamam yani o çok önemli bir insan ve işini bırakması gerekiyor

job but we don't say quit for the very important person we say resign ok and he

ama çok önemli kişi için istifa demiyoruz tamam istifa diyoruz ve

had some scandal he had to resign the last one retire ok so you worked hard

bir skandal yaşadı o istifa etmek zorunda kaldı sonuncusu emekli oldu tamam bu yüzden çok çalıştınız

and it's time to stop working forever you have to retire so my example after

ve zamanı geldi çalışmayı sonsuza kadar bırakmak için emekli olmalısın yani benim örneğim

35 years of work long time it's time to retire okay so I'm gonna

35 yıl uzun süre çalıştıktan sonra emekli olma zamanı tamam öyleyse

retire from my company of course this is a good thing this is a

şirketimden emekli olacağım tabii ki bu iyi bir şey bu

positive thing there can be early retirement okay some companies have

olumlu bir şey erken emeklilik olabilir tamam bazı şirketler

early retirement they might give you some extra money to retire early in some

erken emekliliğe sahiptir, erken emekli olmanız için size biraz fazladan para verebilirler, bazı

cases it's voluntary means you you want to early retire and in other cases they

durumlarda bu gönüllü olarak erken emekli olmak istediğiniz anlamına gelir ve diğer durumlarda

make you early retire okay but usually just retiring that's a good thing you

erken emekli olmanızı sağlarlar, tamam ama genellikle sadece emekli olmak,

worked hard time to retire all right let's look at some example sentences all

çok çalıştığınız için iyi bir şeydir. emekli ol tamam hadi bazı örnek cümlelere bakalım pekala

right let's look at the examples number one I quit my job today my boss was

örneklere bakalım bir numara bugün işimden ayrıldım patronum

terrible I quit my job today my boss was terrible okay let's look at the next one

berbattı bugün işimden ayrıldım patronum berbattı tamam bir sonrakine

I will move to another city I will give two weeks notice to my company I will

bakalım başka bir şehre taşınacağım ben şirketime iki hafta önceden haber vereceğim

move to another city I will give two weeks notice to my company next example

Başka bir şehre taşınacağım şirketime iki hafta önceden bildirimde bulunacağım sonraki örnek para çaldığı

he got fired from his job because he was stealing money he got fired from his job

için işinden kovuldu para çaldığı

because he was stealing money the next example the company had to layoff 1,000

için işinden kovuldu sonraki örnek düşük satışlar nedeniyle şirket 1.000 çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldı

employees because of low sales the company had to layoff 1,000 employees

şirket düşük satışlar nedeniyle 1.000 çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldı

because of low sales all right the next example he resigned from the CEO

pekala bir sonraki örnek

position due to low sales he resigned from the CEO position due to low sales

düşük satışlar nedeniyle CEO pozisyonundan istifa etti düşük satışlar nedeniyle CEO pozisyonundan istifa etti

and the last example I will retire at age 65 I will retire at age 65 okay

ve son örnek 65 yaşında emekli olacağım 65 yaşında emekli olacağım tamam

I hope those examples helped you let's do a quick review of the six vocabulary

umarım bu örnekler altı kelime dağarcığını hızlı bir şekilde gözden geçirmenize yardımcı olmuştur

the first one quit I quit okay you don't like your job

ilki bıraktım ben bıraktım tamam artık işinizi sevmiyorsunuz

anymore and you're gonna quit probably very quickly like today I quit the next

ve ayrılacaksınız Muhtemelen bugün gibi çok hızlı bir şekilde bırakıyorum bir sonrakine

one give notice a little more professional and nice you tell your boss

haber ver biraz daha profesyonel ve kibar patronuna söyle

or you write your letter to your boss and you give it to him I'm gonna give

ya da mektubunu patronuna yazıp ona ver

notice that I'm quitting one month later all right you're fired

Bir ay sonra istifa ettiğimi haber vereceğim tamam

very bad you're a bad worker Mamie and your boss says you're fired

çok kötü kovuldun kötü bir işçisin Mamie ve patronun kovulduğunu söylüyor tamam öyleyse

okay so get out now get out today laid off company problems not your fault

şimdi defol bugün işten atıldın şirket sorunları senin hatan değil

sorry but we have to lay you off okay you're fired

üzgünüm ama seni işten çıkarmalıyız tamam mı sen işten atıldın

but it's not your fault resign again for kind of upper management and very

ama bu senin suçun değil bir daha istifa et tür üst yönetim ve çok

important workers they don't say I quit they say I resigned and the last one

önemli işçiler için istifa ettim demiyorlar istifa ettim diyorlar ve sonuncusu

retire of course you work many many years and you don't want to work anymore

emekli oluyor tabi ki çok uzun yıllar çalışıyorsun ve artık çalışmak istemiyorsun

you retire all right so I hope you have a very good understanding of these six

sen pekala emekli olun, umarım bu altı kelime hakkında çok iyi bir anlayışa sahipsinizdir

vocabularies and that's it see you next time

ve bu kadar bir dahaki sefere görüşürüz merhaba

hello I'm Robin and in this video we are going to talk about your income and your

ben Robin ve bu videoda geliriniz ve giderleriniz hakkında konuşacağız

outgoings now let's start with income first now your income is the money

şimdi ilk olarak gelirden başlayalım geliriniz

coming in how you make money the money you make that is your income all right

gelen paradır nasıl para kazanırsınız kazandığınız para gelirinizdir

and these are the different ways you can get an income so let's see how they're

ve bunlar gelir elde etmenin farklı yollarıdır bu yüzden

expressed in English now the first way is a salary if you have a job a

şimdi İngilizcede nasıl ifade edildiklerini görelim ilk yol maaş bir işin var

full-time job you get a salary now salary is usually calculated per month

tam zamanlı bir işin var maaş alıyorsun şimdi maaş genellikle aylık

or per year okay so when you talk about your salary for example I make $2,000 a

veya yıllık olarak hesaplanır tamam yani maaşınızdan bahsederken örneğin ayda 2.000 dolar kazanıyorum

month or I make $40,000 a year that's how we would express salary the next one

veya yılda 40.000 dolar kazanıyorum maaşı bu şekilde ifade ederiz bir sonraki

is wage now a wage is usually for a part-time job okay students work for a

ücret şimdi bir ücret genellikle yarı zamanlı bir iş için tamam öğrenciler bir

wage for example if they work at a fast-food restaurant maybe they get a

ücret karşılığında çalışıyorlar örneğin bir fast-food restoranında çalışıyorlarsa belki

small wage this is calculated per hour or per day so for example I make $6 per

küçük bir ücret alıyorlar bu saat başına veya günlük olarak hesaplanır yani örneğin Saatte 6 dolar kazanıyorum, bir

hour the next one is a commission so if you work especially in sales maybe you

sonraki komisyon, yani özellikle satışta çalışıyorsanız, belki

get a commission if you're working at a car dealership you sell a car and you

bir komisyon alırsınız, eğer bir araba galerisinde çalışıyorsanız, bir araba satarsınız ve o arabanın

would get a percentage of the the cost of that car that's called the commission

maliyetinin bir yüzdesini alırsınız. komisyon denir

so the more cars you sell the more Commission you get bonus at the company

yani ne kadar çok araba satarsanız o kadar çok şirkette bonus alırsınız

you work one year at the company and some company is not all companies will

şirkette bir yıl çalışırsınız ve bazı şirketler değil tüm şirketler

give a bonus okay so that's extra money if the company is doing well fees

bonus verir tamam yani bu ekstra para şirket iyi gidiyorsa ücretler

lawyers doctors they might charge fees if you're using their service you have

avukatlar doktorlar hizmetlerini kullanıyorsanız ücret talep edebilirler, bunu yapmanız gerekir,

to effie okay so for example a lawyer might

tamam, örneğin bir avukatın

have a hourly fee of like $400 or $500 okay you pay them a fee and that's how

saatlik ücreti 400$ veya 500$ olabilir, tamam, onlara bir ücret ödersiniz ve paralarını bu şekilde

they make their money from fees Social Security all right this is money from

Sosyal Güvenlik ücretlerinden kazanırlar. Bu

the government it can be called also welfare so if you lost your job or

devletten gelen bir paradır, aynı zamanda refah olarak da adlandırılabilir, yani işinizi kaybederseniz veya

you're handicapped and you need some money from the government

engelliyseniz ve devletten biraz paraya ihtiyacınız varsa, bu

this is Social Security that is also income pension that is your retirement

Sosyal Güvenliktir, bu aynı zamanda gelir emekliliğidir, bu sizin emeklilik

money so after you retire you can collect a pension

paranızdır, yani emekli olduktan sonra siz

that's an income and the last one investments so if you are investing in

bir gelir olan bir emekli maaşı ve son yatırımı toplayabilir, bu nedenle,

property or stock and you make money that is also an income all right so this

mülke veya hisse senedine yatırım yapıyorsanız ve bu da bir gelir olan para kazanıyorsanız, bu, gelir

is the different ways you can get an income let's take a look at some example

elde etmenin farklı yollarıdır, bazı örneklere göz atalım

sentences okay let's look at the first example his yearly salary is $30,000 his

cümleler tamam ilk örneğe bakalım yıllık maaşı 30.000 dolar

yearly salary is $30,000 in the next example her wage is $6 an hour at the

sonraki örnekte yıllık maaşı 30.000 dolar

fast-food restaurant her wage is $6 an hour at the fast-food restaurant and the

fast-food restoranında saat başı 6 dolar fast-food restoranında saat başına 6 dolar ve

next one for every camera I sell I get 10% commission for every camera I sell I

sonraki örnekte sattığım her kamera için %10 komisyon alıyorum sattığım her kamera için

get 10% commission and the next one my company usually gives a year-end bonus

%10 komisyon alıyorum ve bir sonrakinde şirketim genellikle yıl sonu ikramiyesi veriyor

last year I received $5,000 my company usually gives a year-end bonus last year

geçen yıl 5.000$ aldım şirketim geçen yıl genellikle yılsonu ikramiyesi veriyor

I received $5,000 and the next one I'm a lawyer my hourly fee is $500 I'm a

ben 5.000 $ aldı ve bir sonrakinde ben avukatım saatlik ücretim 500 $ Ben bir

lawyer my hourly fee is $500 and the next one our family lives off of

avukatım saatlik ücretim 500 $ ve bir sonrakinde ailemiz

social security the government gives us about $900 a month our family lives off

sosyal güvenlikle geçiniyor devletin bize ayda yaklaşık 900 $ verdiği ailemiz geçimini sağlıyor

of Social Security the government gives us about $900 a month and the last

Sosyal Güvenlik devlet bize ayda yaklaşık 900$ veriyor ve son

example when I retire from my company I can collect a pension of about $2,000 a

örnek şirketimden emekli olduğumda şirketimden emekli olduğumda ayda yaklaşık 2.000$ emekli maaşı alabilirim

month when I retire from my company I can collect a pension of about $2,000 a

Ayda yaklaşık 2.000$ emekli maaşı alabilirim

month okay so we talked about the different types of income the money

tamam o zaman konuştuk farklı gelir türleri hakkında

coming in now we're gonna talk about outgoings outgoings the money going out

şimdi gelen para giderlerden bahsedeceğiz giden para giden para parayı

how you spend the money let's take a look at the first one living expenses

nasıl harcarsınız şimdi ilkine bir göz atalım yaşam giderleri

now living expenses means the things you have to spend or what you need to buy

yaşam giderleri demek harcamak zorunda olduğunuz şeyler veya ne demektir

every day to survive this is talking about food or clothing or even

hayatta kalmak için her gün satın alman gerekiyor bu yiyecekten, giyecekten ve hatta

transportation things like that things you need to get every day those are

ulaşımdan bahsediyor böyle şeyler her gün alman gereken şeyler bunlar

living expenses the next one bills okay so every month we have to pay bills we

geçim giderleri sonraki faturalar tamam yani her ay faturaları ödemek

have to pay the electricity bill the water bill things like that those are

zorundayız ödemek zorundayız elektrik faturası su faturası gibi şeyler bunlar

bills rent if you're living in a house the house is not yours you're renting

faturalar kira bir evde oturuyorsan ev senin değil kiradasın

okay you have to rent the house so you have to spend money to rent the house

tamam evi kiralamak zorundasın yani her ay evi kiralamak için para harcamak zorundasın

every month mortgage now if you want to buy a house but you don't have enough

şimdi ipotek eğer ev almak istiyorsan ama paran yoksa

money you go to the bank you ask for a loan and they give you a loan and you

bankaya gidersin kredi istersin ve sana kredi verirler ve

can buy a house that loan is called a mortgage all right

ev alabilirsin o krediye ipotek denir tamam o yüzden

so rent you don't own the house you're just spending every month rent mortgage

kiralamazsın' t evin sahibi sen sadece harcıyorsun her ay ipotek kirala

you own the house but still every month you have to pay the bank for the loan so

evin sahibisin ama yine de her ay kredi için bankaya ödemen gerekiyor yani

the mortgage is the bank loan to buy the house insurance car insurance health

ipotek banka kredisi evi satın almak için sigorta araba sigortası sağlık

insurance every kind of insurance every month you have to buy insurance

sigortası her türlü sigorta her ay sigorta yaptırmak zorundasın

and of course we have to pay tax on all our income we have to pay tax so these

ve tabii ki tüm gelirimiz üzerinden vergi ödemek zorundayız vergi ödemek zorundayız yani bunlar

are good examples of the outgoings let's look at some more example sentences okay

giderlere güzel örnekler hadi daha fazla örnek cümleye bakalım tamam örneklere bakalım

let's look at the examples my monthly living expenses are around $800 my

aylık geçim masraflarım 800 dolar civarında

monthly living expenses are around $800 and the next one all my monthly bills

aylık yaşam masraflarım 800 dolar civarında ve bir sonrakinde tüm aylık faturalarımın

add up to about $1,200 all my monthly bills add up to about $1,200 and the

toplamı yaklaşık 1.200 dolar, tüm aylık faturalarımın toplamı yaklaşık 1.200 dolar ve bir

next one I pay five hundred dollars in rent next month my rent will go up one

sonrakinde beş yüz dolar kira ödüyorum gelecek ay kiram bir artacak

hundred dollars I pay five hundred dollars in rent next month my rent will

yüz dolar gelecek ay kira olarak beş yüz dolar ödüyorum kiram

go up one hundred dollars and the next one each month I have to make a thousand

yüz dolar artacak ve sonraki her ay bin

dollar mortgage payment in 15 years my house will be paid off each month I have

dolar ipotek ödemem gerekiyor 15 yıl içinde evim her ay ödenecek 15 yılda

to make a thousand dollar mortgage payment in 15 years my house will be

bin dolarlık ipotek ödemesi evim

paid off and the next one I pay about $400 a month in health insurance to

ödenecek ve bir sonrakine ailemi karşılamak için ayda yaklaşık 400 $ sağlık sigortası ödüyorum Ailemi karşılamak için

cover my family I pay about $400 a month in health insurance to cover my family

ayda yaklaşık 400 $ sağlık sigortası ödüyorum

and the last one my taxes are about thirty percent of my income my taxes are

ve sonuncusu vergilerim gelirimin yaklaşık yüzde otuzu vergilerim gelirimin

about thirty percent of my income now you know different types of income and

yaklaşık yüzde otuzu artık farklı gelir türlerini biliyorsunuz ve

you know different types of outgoings okay I did not teach all the different

farklı gider türlerini biliyorsunuz tamam Tüm farklı

types of income and outgoings I just taught the main ones okay the ones you

gelir ve gider türlerini öğretmedim sadece ana olanları öğrettim tamam

must know these are great financial terms you should study them you should

bilmeniz gerekenler bunlar harika mali şartlardır onları incelemelisiniz

know them and you should use them anyway that's it for this video see you next

onları bilmelisiniz ve yine de kullanmalısınız bu video bu kadar bir dahaki sefere görüşürüz

time

I'm bill and what we have right here is a small talk video usually good for when

ben fatura ve burada sahip olduğumuz şey küçük bir konuşma videosu genellikle için iyi Kore'ye iş için gelen

you're meeting a foreign visitor who's in Korea on business and maybe you can't

yabancı bir ziyaretçiyle tanıştığınızda ve belki de

think about what to talk about well how about the weather easy topic so there's

ne hakkında konuşacağınızı düşünemediğinizde, peki ya hava kolay konusu, bu yüzden

three different questions I want us to talk about about the weather and how to

hava durumu ve nasıl sorulacağı hakkında konuşmamızı istediğim üç farklı soru var.

ask a foreign visitor so here's the first one here it goes how is the

yabancı bir ziyaretçi yani işte ilki burada

weather over there now here over there that means their country the foreign

hava nasıl orada şu anda burada orada hava nasıl yani onların ülkesi anlamına geliyor yabancı

visitors country how is the weather over there in your country now of course

ziyaretçilerin ülkesi oralarda hava nasıl senin ülkende şimdi tabii ki

their answer is going to start with it's the it is meaning the weather is so now

cevapları şu ile başlayacak şu an havanın çok olduğu anlamına geliyor

maybe they could say it's hotter than in Korea or maybe they say it's colder than

belki Kore'den daha sıcak diyebilirler ya da belki

in Korea or even maybe more of an answer they could say it's raining a lot right

Kore'den daha soğuk derler ya da belki daha çok bir cevap şu anda orada çok yağmur yağdığını söyleyebilirler

now over there remember that okay let's look

bunu hatırla tamam hadi bakalım

at the next question okay here we are with the next question

sıradaki soru tamam işte sıradaki

now the next question you can ask the foreign visitor would be this is the

soruyla karşınızdayız şimdi yabancı ziyaretçiye sorabileceğiniz bir sonraki soru şu olabilir: bu yılın

weather good in your country this time of year now we say time of year that

bu zamanında ülkenizde hava güzel mi şimdi yılın zamanı diyoruz

means right now so there's a lot of different ways for someone to answer

yani şu anda çok şey var demektir birisinin bu soruyu cevaplaması için farklı yollar

this question because it starts with is the easy answer would just be yes it is

çünkü bu, kolay cevap sadece evet olur

or no it isn't but giving boring answers isn't good so you got to think there's

ya da hayır olur, ancak sıkıcı cevaplar vermek iyi değildir, bu yüzden

lots of ways to do this you could say ah the weather is wonderful right now or if

bunu yapmanın birçok yolu olduğunu düşünmelisiniz. ah şu anda hava harika deyin ya da

the weather is very bad maybe they could joke and say

hava çok kötüyse belki şaka yapıp

I'm happy to travel because the weather in my country is not fun now there's no

seyahat etmekten mutluyum çünkü ülkemde hava eğlenceli değil artık

real common answer so it takes a lot of practicing but there are some easy

gerçek bir ortak cevap yok bu yüzden çok pratik gerekiyor ama şu sıralar bazı kolay cevaplar var

answers along the lines of it's very good right now or no it's too cold in my

şu anda çok iyi ya da hayır benim ülkemde hava çok soğuk böyle

country things like that are fine okay let's look at the last question okay

şeyler iyi tamam hadi son soruya bakalım tamam

we're onto the last question the last question

son soruya geçiyoruz son soru

it's a comparative okay we have to think about that and it goes like this is the

karşılaştırmalı tamam biz Bunu düşünmek zorundayım ve öyle oluyor ki

weather different from here that just means is the weather different

hava buradan farklı, bu sadece sizin ülkenizdeki havanın Kore'den farklı olduğu anlamına geliyor, bu yüzden

in your country from Korea so we have to use the ER here and I'll explain don't

burada acil servisi kullanmalıyız ve açıklayacağım

worry so we think it is hotter than here or it is colder than here now there's

endişelenmeyin, öyle olduğunu düşünüyoruz buradan daha sıcak veya buradan daha soğuk şimdi

other ways of doing it too we could just say it is raining more than here okay or

bunu yapmanın başka yolları da var buradan daha fazla yağmur yağıyor diyebiliriz tamam veya

it is more windy than here these are all fine as well now let's

buradan daha rüzgarlı bunların hepsi de iyi şimdi

think about all three questions and look at examples of them okay let's now

üç soruyu da düşünelim ve bakalım tamam şimdi

review the questions question one how is the weather over there sample answers

soruları gözden geçirelim birinci soru orada hava nasıl oralarda hava nasıl örnek cevaplar

it's not as hot as Korea or usually very cold or nothing special hot in the

kore kadar sıcak değil veya genellikle çok soğuk veya özel bir şey yok yazın sıcak

summer and cold in the winter question two is the weather good in your country

ve kışın soğuk soru iki hava sizin için iyi mi ülke

this time of year can say yes it is very enjoyable or it's a lot like Korea or no

yılın bu zamanı evet çok keyifli diyebilir ya da Kore'ye çok benziyor ya da hayır

it's not good this time of year question three is the weather different from here

yılın bu zamanı iyi değil üçüncü soru hava buradan farklı

can say it's colder than here it's more wyndi than here or it's snowing more

diyebilir buradan daha soğuk diyebilir buradan daha çok wyndi var ya da daha çok kar yağıyor

than here alright so those are three small talk questions you can ask a

burada tamam o halde bunlar

foreign visitor about the weather in their home country and maybe you'll be

yabancı bir ziyaretçiye kendi ülkelerindeki hava durumu hakkında sorabileceğiniz üç küçük sohbet sorusu ve belki

surprised how they answer I know for me Korea in the summer is much hotter than

nasıl cevap verdiklerine şaşıracaksınız Benim adıma Kore'nin yaz aylarında benim geldiğim yerden çok daha sıcak olduğunu biliyorum.

where I'm from in America ok I'm from Michigan where it rains a lot

Amerika'da tamam ben Michigan'lıyım, çok yağmur yağar

it gets hot in the summer but not as hot as Korea so in the summertime while I

yazın çok sıcak olur ama Kore kadar sıcak olmaz bu yüzden yazın

live here in Korea I'm very uncomfortable sometimes just because of

burada Kore'de yaşarken bazen sadece sıcaktan dolayı çok rahatsız oluyorum

the heat that's just my feeling so ask other foreign visitors about the weather

bu sadece benim hissim bu yüzden diğer yabancı ziyaretçilere

in their countries and enjoy the small talk have a good time

ülkelerindeki hava durumunu sorun ve havadan sudan sohbetin tadını çıkarın iyi eğlenceler

hello I'm bill and what I have for you here is small talk conversation okay now

merhaba ben bill ve burada senin için sunacağım şey havadan sudan sohbet sohbeti tamam şimdi

this is a great way to start a conversation with small talk because

bu havadan sudan sohbetle sohbet başlatmak için harika bir yol çünkü

it's really it's all about current events and things that are happening

bu gerçekten tamamen güncel olaylarla ve

right now so if you're having trouble starting a conversation you can use

şu anda olan şeylerle ilgili, bu yüzden bir sohbete başlamakta zorlanıyorsanız,

these to get things going okay now the phrases are we'll start

işlerin yoluna girmesi için bunları kullanabilirsiniz, şimdi ifadeler, bununla başlayacağız,

with this one I hear that now you can say I hear that

şimdi bunu duyuyorum bunu duydum

or I heard that you can use present tense or past tense both are fine okay

ya da duydum ki şimdiki zamanı ya da geçmiş zamanı kullanabilirsin her ikisi de iyi tamam

but now you would use I hear that something I hear that the election will

ama şimdi kullanırsın öyle bir şey duydum ki seçim

start soon now you say I hear that when you're listening to other people or

yakında başlayacak şimdi diyorsun bunu dinliyorken duyuyorum diğer insanlar veya

maybe the radio in your car or a podcast on your smartphone that's when it when

belki arabanızdaki radyo veya akıllı telefonunuzdaki bir podcast,

you're listening to something and you get news when you listen that's when you

bir şey dinlediğinizde ve dinlediğinizde haber aldığınız zaman,

say I hear that the election will start soon because my podcast told me that

seçimin yakında başlayacağını duydum çünkü podcast'im bana bunu söyledi

that's a good way now the other one would be here I read that

bu iyi bir yol şimdi diğeri burada olurdu

the economy is getting better now I read that because I was on the internet

ekonominin şimdi düzeldiğini okudum bunu okudum çünkü

reading news on the internet or maybe a newspaper if you read that but anyway

internette haber okuyordum ya da belki bir gazete okuduysanız onu ama yine de

mostly internet or an email from someone who's talking about something going on

çoğunlukla internetten ya da bir e-postadan biri bir şeylerin olup bittiğinden bahsediyor, o

that's fine so it's just I read that the economy is getting better you read about

yüzden sadece ekonominin iyiye gittiğini okudum,

it now you want to talk about it with someone that's fine then we have I saw

şimdi bunu okudunuz, iyi olan biriyle konuşmak istiyorsunuz, o zaman biz gördük,

that now you use this when you're watching TV

şimdi izlerken bunu kullandığınızı gördüm TV'de

and you see something on TV tells you news of what's happening now good

bir şey görüyorsunuz ve TV'de size şu anda neler olup bittiğiyle ilgili haberler veriyor iyi bir

example here I saw that my favorite actor has a new movie coming ok so

örnek burada en sevdiğim aktörün yeni bir filminin çıktığını gördüm tamam yani bu

that's good news right there and maybe you want to talk about your co-worker or

iyi bir haber ve belki iş arkadaşınız veya arkadaşınız hakkında konuşmak istersiniz

friend about that news so again look at one more time I hear that

haber yani tekrar bak bir kez daha duydum ki

the election will start soon so can we talk about the election or I read that

yakında seçim başlayacak seçimden bahsedebilir miyiz yoksa

the economy is getting better let's talk about the economy now or I saw that my

ekonominin iyiye gittiğini okudum hadi şimdi ekonomiden konuşalım ya da

favorite actor is making a new movie is he your favorite do you like the new

en sevdiğim aktörün yeni bir film çektiğini gördüm o senin favorin mi yeni

movie small talk let's look at some sample dialogues of these things being

filmi beğendin mi küçük sohbet hadi bazı örnek diyaloglara bakalım bu şeylerin

used dialogue 1 I hear that there is a music festival this weekend

kullanıldığı diyalog 1 bu hafta sonu bir müzik festivali olduğunu duydum

yes I'm thinking about going who are you going with dialogue - I read that

evet gitmeyi düşünüyorum kime gidiyorsun diyalogla - ben

Samsung stock will go down soon really where did you read that I read it on my

Samsung hisselerinin yakında düşeceğini okudum gerçekten nerede okudunuz bunu

internet newsfeed dialog 3 I saw that height Jinro is coming out with a new

internet haber akışı diyalogumda okudum 3 Jinro'nun yeni bir

beer where did you see that on the news last night ok so that's some great ways

birayla çıktığını gördüm bunu dün gece haberlerde nerede gördünüz tamam yani bu harika

to start a small talk conversation ok it's all about current events and what

küçük bir sohbet sohbeti başlatmanın yolları tamam, hepsi güncel olaylar hakkında ve

did you hear about what did you read about and what did you see and take that

ne duydunuz hakkında ne okudunuz ve ne gördünüz

information and go start a conversation I hope it works out for you and you

ve bu bilgiyi alıp bir sohbet başlatın umarım işinize yarar ve denemelisiniz

should try it very soon all right good luck see you next video

çok yakında pekala iyi şanslar bir sonraki videoda görüşmek üzere

hi I'm Robin and in this video we're gonna talk about the difference between

merhaba ben Robin ve bu videoda

branch chain and franchise okay so for some of my students this is a little bit

şube zinciri ile franchise arasındaki fark hakkında konuşacağız tamam bu yüzden bazı öğrencilerim için bu biraz kafa

confusing so I hope to clear up all the confusion now the first word we're gonna

karıştırıcı oldu bu yüzden açıklığa kavuşturmayı umuyorum tüm bu karmaşayı bir kenara bırakın şimdi ilk bahsedeceğimiz kelime

talk about is branch okay you can call it a branch or a branch office alright

şube tamam buna şube veya şube diyebilirsiniz tamam

so a company will have a headquarters the central company and a branch office

yani bir şirketin genel merkezi olacak merkez şirket ve şube

is just an office okay now a good example of branch office are banks

sadece bir ofis tamam şimdi iyi şube örneği bankalar

okay banks have a lot of branches alright they'll have the main bank the

tamam bankaların çok şubesi var tamam ana bankası

central bank and then they'll have different branches in the same city or

merkez bankası olacak ve sonra aynı şehirde veya

another city alright now let's take a look at my example

başka bir şehirde farklı şubeleri olacak tamam şimdi örnek cümleme bir göz atalım

sentence we set up a new branch or branch office in Hong Kong we set up a

biz Hong Kong'da yeni bir şube veya şube açıyoruz

new branch in Hong Kong so maybe our business is in America and we set up a

Hong Kong'da yeni bir şube açıyoruz yani işimiz Amerika'da olabilir ve

branch office in Hong Kong so that branch office is just an office to help

Hong Kong'da bir şube açıyoruz ki şube sadece iş yapmamıza yardımcı olacak bir ofis olsun

us do business in Hong Kong it helps the headquarters alright that's branch let's

Hong Kong'da genel merkeze yardımcı olur tamam bu şube hadi

move on to chain okay so a chain is a store that has one owner okay so there

zincire geçelim tamam yani bir zincir tek sahibi olan bir mağaza tamam yani

might be the parent company or the headquarters and they have other stores

ana şirket veya genel merkez olabilir ve dünya çapında başka mağazaları da var

around the world okay those are chains but the parent company the the

tamam bunlar zincir ama ana şirket

headquarters owns all the chains okay a chain does not have a private owner or a

genel merkez tüm zincirlerin sahibi tamam bir zincirin özel sahibi veya

private investor okay all the stores are owned by the same company one company

özel yatırımcısı yok tamam tüm mağazaların sahibi aynı şirket tek şirket hadi

let's take a look at Walmart now Walmart is the biggest retail store in the world

Walmart'a bir göz atalım şimdi Walmart dünyanın en büyük perakende mağazası dünya

they tried to come to Korea a few years ago but they failed so they're gone

birkaç yıl önce Kore'ye gelmeye çalıştılar ama başarısız oldular, bu yüzden

now but there's still the largest in the world let's take a look at the example

şimdi gittiler ama hala dünyanın en büyüğü var örnek cümleye bir göz atalım

sentence Walmart is the largest chain in the world okay so we see chain which

Walmart dünyanın en büyük zinciri tamam öyleyse hangi zinciri görüyoruz

means the Walmart headquarters they own all the thousands of Walmart's in the

Walmart genel merkezi, dünyadaki binlerce Walmart'ın hepsine sahip oldukları anlamına gelir,

world all right those Walmart's do not have a private

pekala, bu Walmart'ların özel bir

investor or a private person buying and operating a Walmart just as one owner

yatırımcısı veya bir Walmart'ı tek bir sahip olarak satın alan ve işleten özel bir kişisi yok, hadi

let's move on to franchise all right the last word we're gonna look at is

franchise'a geçelim, tamam son sözü biz

franchise now you can contact the corporation and give them money and you

franchise'a bak şimdi şirketle iletişime geçebilir ve onlara para verebilirsin ve

can open up one of their stores okay that's a franchise again it's different

mağazalarından birini açabilirsin tamam bu yine bir franchise bu

than a chain for example Starbucks there's thousands of Starbucks around

bir zincirden farklı örneğin Starbucks dünya çapında binlerce Starbucks var

the world but they're all owned by the corporation but on the other hand

ama hepsi sahipli şirket tarafından ama öte yandan

McDonald's there's thousands of McDonald's around the world but these a

McDonald's dünya çapında binlerce McDonald's var ama bu

lot of these McDonald's have private investors all right they contacted the

McDonald's'ların birçoğunun özel yatırımcıları var, tamam şirketle temasa geçtiler

corporation and they had a lot of money to invest and they opened up their own

ve yatırım yapacak çok paraları vardı ve kendi

McDonald's that's their franchise all right now I want to talk about Subway

McDonald's'larını açtılar, bu onların franchise tamam şimdi Subway'den bahsetmek istiyorum,

not the underground transportation system that's a different subway this

farklı bir metro olan yeraltı ulaşım sisteminden değil, bu

subway is Subway restaurants okay they make Subway sandwiches and they're very

metro Subway restoranları tamam Subway sandviçleri yapıyorlar ve

popular around the world but not so popular in Korea although there are some

dünya çapında çok popülerler ama Kore'de o kadar popüler değiller, ancak

Subway's in Korea all right subway is the largest franchise in the

içinde bazı Subway'ler var. Kore tamam metro dünyanın en büyük franchise'ı

world okay subway is the largest franchise in the world

tamam metro dünyanın en büyük franchise'ı

there's over 37,000 franchises of Subway all right so a lot of people they invest

37.000'den fazla Subway franchise'ı var pek çok insan yatırım yapıyor

and open up their own Subway franchise okay so that's the difference between a

ve kendi Subway franchise'larını açıyor tamam yani bir şube arasındaki fark bu

branch a chain and a franchise all right I hope you learned a lot in this video

bir zincir ve bir franchise tamamdır umarım bu videoda çok şey öğrenmişsinizdir bir

see next time

dahaki sefere bakın merhaba

hi I'm Robin and in this video I'm going to teach you some verbs to describe

ben Robin ve bu videoda size yukarı doğru hareketi tarif etmek için bazı fiiller öğreteceğim

upward movement okay upward movement what does that mean well that means

tamam yukarı doğru hareket bu ne anlama geliyor iyi ki

things are going up for example your sales your profits or your stock maybe

bazı şeylerin arttığı anlamına gelir, örneğin satışlarınız, kârınız veya hisse senetleriniz

they're going up and you want to express that in English I want to use these

yükseliyor olabilir ve bunu İngilizce'de ifade etmek istiyorsunuz, bu

verbs to describe the upward movement alright so the first one go up if you

fiilleri yukarı doğru hareketi tanımlamak için kullanmak istiyorum, bu yüzden satışlar dediyseniz ilki yükselir

said sales are going up of course that's a good thing

artıyor tabii ki bu iyi bir şey

increase profits are increasing good thing gain our stock has some gain good

karların artması iyi bir şey kazanç stoklarımızda biraz kazanç var iyi tırmanış

climb our sales are climbing climb climbing

satışlarımız tırmanıyor tırmanıyor tırmanıyor

you could also use that as an upward movement and the last one here

bunu yukarı yönlü bir hareket olarak da kullanabilirsiniz ve buradaki sonuncusu

strengthen our stocks are strengthening our sales are strengthening that means

stoklarımızı güçlendiriyor satışlarımızı güçlendiriyor güçleniyor, bu

getting better all right let's move on to some more the first group of verbs

daha iyi olmak anlamına geliyor, pekala, hadi biraz daha

describing upward movement we're great but these ones are better why are these

yukarı doğru hareketi tanımlayan ilk fiil grubuna geçelim biz harikayız ama bunlar daha iyi neden bunlar

ones better because they're showing a higher and quicker upward movement there

daha iyi çünkü onlar daha yüksek ve daha hızlı bir yukarı hareket gösteriyorlar.

you go you're going up faster and higher really quick so the first to jump and

gerçekten daha hızlı yükseliyorsunuz, bu yüzden ilk zıplayan ve

leap they mean the same thing so if you say my stock jumped or my stock leapt

sıçrayan aynı şeyi ifade ediyor, yani benim hissem sıçradı veya benim hissem sıçradı

yet your stock went up very quick very high soar soar is a verb we use to

ama sizin hisseniz çok hızlı yükseldi çok yükseğe uçmak için kullandığımız bir fiildir.

describe the bird the bird flying high in the sky the bird source so if your

kuşu tanımla gökyüzünde yüksekten uçan kuş kuş kaynağı bu yüzden

profits soar yeah they're going up high to the sky that's a good thing search

kârınız yükselirse evet gökyüzüne yükselirler bu iyi bir şeydir arama

very fast going up a search so our sales surged during the Christmas time okay

çok hızlı yukarı gidiyor bu nedenle satışlarımız Noel döneminde arttı tamam

rocket like a rocket going straight up very fast our profits rocketed this year

roket gibi dümdüz çok hızlı yükselen bir roket bu yıl karımız fırladı

skyrocket same as rocket going up very fast to the sky our profits skyrocketed

roketle aynı gökyüzüne çok hızlı yükseliyor karımız

this year and the last one take off sales are really starting to take off

bu yıl fırladı ve son kalkış satışları gerçekten yükselmeye başlıyor

okay jump right up go up alright so these are good verbs to describe a very

tamam zıpla hemen yukarı çık peki bunlar çok hızlı ve hızlı bir yukarı hareketi tanımlamak için iyi fiillerdir hadi

quick and fast upward movement let's take a look at some examples alright

bazı örneklere bakalım pekala

let's look at the first example our sales are going up our sales are going

ilk örneğe bakalım satışlarımız artıyor satışlarımız

up and the next one our profits increased by 200% this quarter our

artıyor ve bir sonrakinde karımız bu çeyrekte %200 arttı

profits increased by 200% this quarter and the next one my stock is gaining a

karımız bu çeyrekte %200 arttı ve bir sonraki çeyrekte hisselerim çok artıyor hisselerim

lot my stock is gaining a lot and the next one our profits continue to climb

çok artıyor ve bir sonrakinde karlarımız sonu gelmeyen bir şekilde tırmanmaya devam ediyor

with no end in sight our profits continue to climb with no end in sight

karlarımız sonu görünmeden tırmanmaya devam ediyor

alright the next one this company is really starting to strengthen its

tamam mı bir sonraki çeyrekte bu şirket karını gerçekten güçlendirmeye başlıyor

profits this company is really starting to strengthen its profits and the next

bu şirket gerçekten karını güçlendirmeye başlıyor ve bir sonraki

one sales jumped a lot since last year sales jumped a lot since last year the

satışlar geçen yıldan beri çok arttı satışlar geçen yıldan bu yana çok arttı

next one our company stock leaped twelve percent

sonraki şirket hissemiz bugün yüzde on iki arttı

today our company stock leaped twelve percent today and the next one the stock

şirket hissemiz fırladı bugün yüzde on iki ve bir sonraki

is soaring after the quarter results were released the stock is soaring after

çeyrek sonuçları açıklandıktan sonra hisse senedi yükseliyor ve bir sonraki çeyrek sonuçları açıklandıktan sonra hisse senedi yükseliyor

the quarter results were released and the next one we always see a surge in

ve bir sonraki Noel tatillerinde satışlarda her zaman bir artış görüyoruz

sales over the Christmas holidays we always see a surge in

yelkenlerde her zaman bir dalgalanma görüyoruz

sails over the Christmas holidays the next one since we released our new

Noel tatili bir sonraki Noel tatili yeni ürünümüzü piyasaya sürdüğümüzden beri

product our profits have skyrocketed since we released our new product our

karımız fırladı yeni ürünümüzü piyasaya sürdüğümüzden beri

profits have skyrocketed and the last one when the advertising started the

karımız fırladı ve sonuncusu reklam başladığında satışlar

sales took off when the advertising started the sales took off you just saw

yükseldi reklam başladığında satışlar yükseldi az önce gördünüz

some good examples and in my examples I used stocks profits and sales a lot now

iyi örnekler ve örneklerimde hisse senedi karlarını ve satışları çok kullandım, şimdi

these verbs don't have to be only used with profits and stocks and sales they

bu fiiller sadece kar ve hisse senetleri ve satışlarla birlikte kullanılmak zorunda değiller, yukarı hareketi tanımlamak için

can be used with many other things to describe upward movement so for example

başka birçok şeyle birlikte kullanılabilirler, örneğin

another example would be attendance so if you have an exhibition the attendance

başka bir örnek katılım yani bir serginiz varsa

at this exhibition skyrocketed okay it went up very fast or another example is

bu sergiye katılım fırladı tamam çok hızlı arttı ya da başka bir örnek

just a restaurant oK we've seen a lot of gain in customers at our restaurant this

sadece bir restoran tamam bu yıl restoranımızda çok fazla müşteri artışı gördük tamam bu

year all right so it can be used to describe money situations but it can

yüzden kullanılabilir para durumlarını tarif eder ama

also be used to describe other situations - alright that's it for this

diğer durumları tarif etmek için de kullanılabilir - tamam bu

video see you next time

video için bu kadar bir dahaki sefere görüşürüz

hi everyone I'm Robin and in this video I'm gonna teach you verbs to describe

herkese merhaba ben Robin ve bu videoda size aşağı hareketi tarif etmek için fiiller öğreteceğim

downward movement okay now downward movement is scary when

tamam şimdi aşağı hareket

you're talking about stock or profit or sales okay

hisse senedinden, kardan veya satıştan bahsederken korkutucu tamam hadi

let's take a look these are the verbs you want to use for downward movement

bunlar aşağı doğru hareket için kullanmak istediğiniz fiillere bir göz atalım,

the first one go down so if I say my profits in my company are going down

ilki aşağı gidiyor yani eğer şirketimde karım düşüyor dersem sonrakinde bu

that's not good the next one decrease our profits are

iyi değil bir düşüş karımız azalıyor

decreasing remember the opposite word increase going up decrease increase

karşıt kelimeyi hatırlayın artış yukarı gidiyor azalıyor azalıyor

decrease sales are starting to slide sales are starting to slide this is a

satışlar kaymaya başlıyor satışlar kaymaya başlıyor bu

common one now slide means sales were okay but they're starting to go down

artık yaygın bir durum kayma satışlar tamam ama aşağı inmeye başlıyorlar

downward movement they're starting to slide fall sales are falling my stock is

hareket onlar düşmeye başlıyor satışlar düşüyor stoklarım

falling our profits are falling not good to hear

düşüyor karlarımız düşüyor duymak iyi değil

lose ground our sales are losing ground okay now this one's a little difficult

satışlarımız zemin kaybediyor tamam şimdi bu biraz zor zemin kaybetmek

lose ground means a it's not stable something wrong

anlamına geliyor a istikrarlı değil yanlış bir şey

so if our sales are losing ground okay there's a problem with the sales going

yani satışlarımız düşüyorsa tamam satışların düşmesiyle ilgili bir sorun var

down losing ground and weaken my stock is weakening remember your stock could

zemini kaybediyor ve zayıflıyor stoğum zayıflıyor hatırlayın stokunuz

be strengthening going up but in this case downward movement my stock is

yukarı doğru güçleniyor olabilir ama bu durumda aşağı doğru hareket benim stoğum

weakening going down alright let's move on the next three verbs also describe a

zayıflıyor aşağı iniyor pekala sonraki üç fiile geçelim aşağı doğru bir hareketi de tanımlıyor

downward movement but these verbs are scarier because they describe a very

ama bu fiiller daha ürkütücü çünkü çok

quick and big drop alright something you don't want to hear when talking about

hızlı ve büyük bir düşüşü anlatıyorlar pekala

stock profit or sales okay here are the verbs again a very quick and big sudden

hisse senedi karı veya satışlarından bahsederken duymak istemeyeceğiniz bir şey tamam işte fiiller yine çok hızlı ve büyük ani bir düşüş

drop the first one crash okay if you say our

ilk çökme tamam diyorsanız

sales crashed that's terrible because your sales write down very quick

satışlarımız düştü bu korkunç çünkü satışlarınız çok hızlı bir şekilde

collapsed our profits collapsed this year there's no money or profits

düştü yazdığınız karlar bu yıl çöktü para yok ya da karlar çöktü

collapsed went right down and the last one plummet plummet very common to say

hemen düştü ve sonuncusu düştü demek çok yaygın bir şekilde düştü

plummet my stock plummeted my stock plummeted okay that's a very terrible

stoğum düştü stoğum düştü tamam bu çok korkunç bir

thing if your stock plummeted because the value of your stock dropped right

şey hisse senedinizin değeri

down all right so these ones we would use for a very big and sudden drop let's

düştüğü için düştüyse, pekala, peki bunlar çok büyük ve ani bir düşüş için kullanırdık,

take a look at some example sentences all right let's look at the first

bazı örnek cümlelere bakalım, tamam, ilk

example profits decreased by four percent this quarter profits decreased

örneğe bakalım, kâr yüzde dört azaldı bu Çeyrek karı

by four percent this quarter and the next example profits will slide if we do

bu çeyrekte yüzde dört azaldı ve bir sonraki örnek kaliteyi iyileştirmezsek karlar kayacak

not improve the quality profits will slide if we do not improve the quality

Kaliteyi iyileştirmezsek karlar kayacak

and the next example my company stock has started to fall since the CEO died

ve bir sonraki örnek CEO öldüğünden beri şirket hissem düşmeye başladı

my company stock has started to fall since the CEO died and the next example

şirket hissem CEO öldüğünden beri düşmeye başladı ve bir sonraki örnek,

we lost ground on profits since our rival came out with a new product we

rakibimiz yeni bir ürünle çıktığından beri karda zemin kaybettik,

lost ground on profits since our rival came out with a new product and the next

rakibimiz yeni bir ürünle çıktığından beri karda zemin kaybettik ve bir sonraki örnekte

one our stock has weakened over the last few days our stock has weakened over the

stoklarımız zayıfladı son birkaç gün stoklarımız

last few days and the next example our stock crashed after the CEO was arrested

son birkaç gün içinde zayıfladı ve bir sonraki örnekte CEO tutuklandıktan sonra stoklarımız düştü

our stock crashed after the CEO was arrested and the next one sales have

CEO tutuklandıktan sonra stoklarımız düştü ve bir sonrakinde

collapsed because our product has too many defects

ürünümüzde çok fazla kusur olduğu için satışlar düştü

sales have collapsed because our product has too many defects and the last one

çünkü satışlar çöktü ürünümüzde çok fazla kusur var ve sonuncusu,

our profits will plummet if we don't introduce a new product soon our profits

yeni bir ürünü yakında piyasaya sürmezsek karımız hızla düşecek,

will plummet if we don't introduce a new product soon okay we saw how we can use

yeni bir ürünü yakında piyasaya sürmezsek karımız hızla düşecek tamam,

these verbs to describe downward movement now this video focused on these

bu fiilleri aşağı doğru tarif etmek için nasıl kullanabileceğimizi gördük. hareket şimdi bu video bu

verbs in a negative way we're always talking about money and of course any

fiillere olumsuz bir şekilde odaklandı biz hep paradan bahsediyoruz ve tabii ki ne

time money is going down that's bad that's negative but these verbs can also

zaman para düşüyorsa bu kötü bu olumsuz ama bu fiiller

be used in a positive way too for example if I said cancer rates are going

olumlu anlamda da kullanılabilir örneğin kanser dersem oranlar

down that's a good thing or if I said crime is decreasing that's a good thing

düşüyor bu iyi bir şey ya da suç azalıyor dediysem bu çok iyi bir şey

too okay just make sure you know you can use

tamam sadece

them in a negative way or a positive way that's it for this video and I'll see

onları olumlu ya da olumsuz yönde kullanabileceğinizi bildiğinizden emin olun bu video bu kadar ve

you next time

sonra görüşürüz

hello I'm Robin and in this video I'm going to teach you about using movement

merhaba ben Robin ve bu videoda size hareket sıfatlarını kullanmayı öğreteceğim

adjectives these are adjectives that help us

bunlar

express upward movement and downward movement let's take a look here are my

yukarı hareketi ve aşağı hareketi ifade etmemize yardımcı olan sıfatlardır hadi bir göz atalım benim

nouns increase gain climb these are nouns to express upward movement

isimlerim bu artış kazanç tırmanış bunlar yukarı doğru ifade etmek için kullanılan isimler hareket

decrease decline and drop these are nouns to express downward movement and

azaltmak düşüş ve düşüş aşağı doğru hareketi ifade eden isimlerdir ve

here are our adjectives now all of these adjectives can work with all of these

işte sıfatlarımız şimdi bu sıfatların hepsi bu kelimelerin hepsiyle çalışabilir

words okay you can use slight with every word you can use slow with every word

tamam her kelimeyle hafif kullanabilirsiniz her kelimeyle yavaş kullanabilirsiniz

and all of these you can use with every word they all match let's begin with

ve bunların hepsini kullanabilirsiniz her kelimeyle kullan hepsi eşleşiyor hafif ile başlayalım

slight now the meaning of slight is very little okay so if you have a slight

şimdi hafifin anlamı çok az tamam yani hafif bir

increase very little increase slight again you could have a slight decrease

artış varsa çok az artış hafif tekrar hafif bir düşüş olabilir

very little going down very little slow of course slow means not fast slow you

çok az aşağı iniyor çok az yavaş tabii ki yavaş demek değil hızlı yavaş yavaş

could have a slow gain or a slow decline very slow gain slow decline gradual okay

bir artış veya yavaş bir düşüş yaşayabilirsiniz çok yavaş kazanç yavaş düşüş kademeli tamam kademeli

gradual means slow over time so a gradual climb something is gradually

anlamına gelir yani kademeli bir tırmanış bir şey kademeli olarak

climbing or a gradual decline something is going down gradually slowly steady

tırmanıyor veya kademeli bir düşüş bir şey yavaş yavaş düşüyor yavaş yavaş sabit istikrarlı

you could have a steady increase steady very steady straight steady steady

bir artışa sahip olabilirsiniz çok sabit düz sabit sabit

decrease steady wrap it rapid means very fast okay if you have something a rapid

azalma sabit sarma hızlı demektir çok hızlı tamam eğer bir şeyiniz varsa hızlı bir

climb right up a rapid climb or a rat a rapid drop right down and the last one

tırmanış hemen yukarı hızlı bir tırmanış veya fare hızlı bir düşüş ve sonuncusu büyük büyük

massive massive means big large so if you have a massive gain very big gain or

büyük demektir yani büyük bir kazancınız varsa çok büyük kazanç veya

am massive drop very big drop a massive

büyük düşüş çok büyük düşüş büyük

decline very big decline okay so all of these adjectives can work with all of

düşüş çok büyük düşüş tamam yani tüm bu sıfatlar tüm

these nouns let's take a look at some examples let's look at the first example

bu isimlerle çalışabilir hadi bazı örneklere göz atalım ilk örneğe bakalım

my stock had a slight decrease in value this week my stock had a slight decrease

hisse senedimin değerinde hafif bir düşüş oldu bu hafta stokumun değerinde hafif bir düşüş oldu

in value this week and the next one there has been a slow increase in sales

ve bir sonrakinde satışlarda bu yıl yavaş bir artış oldu bu yıl satışlarda

this year there has been a slow increase in sales this year and the next one

yavaş bir artış oldu ve bir sonrakinde

sales will gradually decline as the technology gets old sales will gradually

teknoloji eskidikçe satışlar kademeli olarak düşecek satışlar

decline as a technology gets old and the next one we can see a steady

bir teknoloji yaşlandıkça kademeli olarak azalacak ve bir sonrakinde kârda istikrarlı bir artış görebiliriz kârda istikrarlı bir

climb in profits we can see a steady climb in profits and the next one

artış görebiliriz ve bir sonrakinde

our company is experiencing massive gains our company is experiencing

şirketimiz büyük kazançlar elde ediyor şirketimiz

massive gains and the last one our profits will rapidly drop if we don't

büyük kazançlar yaşıyor ve sonuncusu bizim kârımız

lay off some employees our profits will rapidly drop if we don't lay off some

bazı çalışanları işten çıkarmazsak hızla düşecek bazı çalışanları işten çıkarmazsak karımız hızla düşecek

employees those were great examples of how to use movement adjectives in

bunlar hareket sıfatlarının cümlelerde nasıl kullanılacağına dair harika örneklerdi

sentences now before I go I want to talk about something else I don't want to

şimdi gitmeden önce başka bir şeyden bahsetmek istiyorum ben

confuse you let's take a look all right so we learned this today a steady

kafanızı karıştırmak istemem bir göz atalım o halde bugün bunu öğrendik istikrarlı bir

increase increase is the noun steady is the adjective a steady increase alright

artış artış isim sabit sıfattır sabit bir artış tamam

but now let's look at this sentence it increases steadily okay this is also

ama şimdi bu cümleye bakalım sürekli artıyor tamam bu da

okay what's happening well increase is a noun and it could

sorun değil ne oluyor iyi artış bir isimdir ve

also be used as a verb alright and steady is an adjective but it can also

aynı zamanda bir fiil olarak da kullanılabilir tamam ve sabit bir sıfattır ama aynı zamanda

be used an adverb all right so here it's

bir zarf olarak da kullanılabilir pekala yani işte

adjectives now here it's verb adverb all right so just be aware that there are

sıfatlar şimdi burada fiil zarfı tamam bu yüzden sadece

two ways to express that in this video we just focused on this way all right

iki yol olduğunun farkında olun bu videoda sadece bu şekilde odaklandığımızı ifade etmek için pekala, bir

that's it see you next time

dahaki sefere görüşürüz

hello I'm bill and what I have right here is some ways for you to tell your

merhaba ben bill ve burada sahip olduğum şey, fikrinizi diğer insanlara söylemeniz için bazı yollar

opinion to other people okay because maybe you're having a discussion or

tamam çünkü belki de bir tartışma veya

maybe even a small argument but these are good ways to tell how you're feeling

hatta belki küçük bir tartışma ama bunlar nasıl hissettiğinizi

and what you think should be done now I have two positive ways here okay for

ve şimdi ne yapılması gerektiğini düşündüğünüzü söylemenin iyi yolları.

what you think are good ideas so these are for your good ideas and then down

o zaman

here I have two negatives for when you want to talk about bad ideas now an

burada iki negatifim var, kötü fikirler hakkında konuşmak istediğinizde şimdi

example here with this phrase I think that so if you have a good idea you can

burada bu cümleyle bir örnek bence bu yüzden iyi bir fikriniz varsa

start with this phrase to tell people your good idea okay maybe even something

insanlara iyi fikrinizi anlatmak için bu cümleyle başlayabilirsiniz tamam belki basit bir şey bile

simple like I think that we should eat healthy food okay good idea

sağlıklı yemek yememiz gerektiğini düşünüyorum tamam iyi fikir

eat healthy food so I think that we should eat healthy food same thing here

sağlıklı yemek yememiz gerektiğini düşünüyorum bu yüzden sağlıklı yemek yememiz gerektiğini düşünüyorum burada

talk about this my belief is now this is almost the same

bunun hakkında konuşun benim inancım şu ki bu hemen hemen aynı bence

as I think that you can use it the same way okay but now we use this for our

siz de aynı şekilde kullanabilirsiniz tamam ama şimdi bunu burada işimiz için kullanıyoruz

business here you could say my belief is we are spending too much money on

diyebilirsiniz ki benim inancım şu ki pazarlamaya çok fazla para harcıyoruz bu

marketing that's a problem right there so if you think you're spending too much

tam bir sorun bu yüzden çok fazla para harcadığınızı düşünüyorsanız

money tell people my belief is we are spending too much money on marketing

insanlara benim inancımın çok fazla harcadığımıza inandığını söyleyin pazarlamaya para

okay so you think it's a good idea to stop that now for the negatives here we

tamam, bu yüzden bunu durdurmanın iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsun, şimdi negatifler için burada

have this one talking about bad ideas I don't think that now an easy one here

kötü fikirlerden bahsediyoruz. Şimdi burada kolay bir fikir

would be I don't think that is good for the company maybe someone's going to

olacağını düşünmüyorum. şirket belki birisi

make a bad decision so you want to speak and try to stop it so I don't think that

kötü bir karar verecek, bu yüzden konuşmak ve bunu durdurmak istiyorsun, bu yüzden bunun

is a good decision you want to change that better decision now same thing I

iyi bir karar olduğunu düşünmüyorum, şimdi daha iyi olan kararını değiştirmek istiyorsun, şimdi aynı şeye katılmıyorum,

disagree that okay this could easily go I

tamam bu kolayca gidebilir,

disagree that will help the company okay again someone's going to make a bad

katılmıyorum bu şirkete yardımcı olacak tamam yine birisi kötü bir

decision you want to tell them that your opinion says it's a bad decision we need

karar verecek onlara fikrinizin bunun kötü bir karar olduğunu söylediğini söylemek istiyorsunuz bu

to change it so I disagree that will help the company okay let's look at some

yüzden katılmıyorum bu şirkete yardımcı olacak tamam hadi bazı

examples dialog one I think that is a good deal you're right it used to be

örneklere bakalım diyalog bir bence bu iyi bir anlaşma haklısın

more expensive dialogue to my belief is that we should focus more on advertising

diyalog eskiden daha pahalıydı bence reklama daha çok odaklanmalıyız bu

that's a good idea now more people will know what we're selling dialogue 3 I

iyi bir fikir şimdi daha fazla insan ne sattığımızı bilecek diyalog 3

don't think that we should have a meeting on Friday I understand your

Cuma günü bir toplantı olmalı Çalışanların diyaloğuna

feeling there isn't anything new to tell the

anlatacak yeni bir şey olmadığı hissini anlıyorum

employees dialogue for I disagree that the new contract is better than the old

çünkü yeni sözleşmenin eskisinden daha iyi olduğu konusunda katılmıyorum

one I suppose the old one was more clear

Sanırım eskisi

about expectations all right now you know some ways to tell people your

beklentiler konusunda daha netti, tamam şimdi biraz biliyorsunuz İnsanlara

opinion both in a positive way and in a negative way remember for positive just

fikrinizi hem olumlu hem de olumsuz bir şekilde söylemenin yolları, olumlu olarak hatırlayın, sadece şunu

that I think that or my belief is you say that when you want to share a good

düşünüyorum ya da benim inancıma göre, iyi bir fikri paylaşmak istediğinizde bunu söylüyorsunuz

idea but then there's always the I don't think that or I disagree that this is

ama sonra her zaman bunu düşünmüyorum ya da bunun,

when you want to stop people from making a bad decision or you have a better idea

insanların kötü bir karar vermesini engellemek istediğinizde ya da sahip olduklarından daha iyi bir fikriniz olduğunda buna katılmıyorum.

than what they have there you can use these at busy at work when you're

talking about business you can use them at home or even in your normal life just

normal hayatınızda bile

any time you have a discussion with people or even an argument these are

insanlarla tartıştığınız veya hatta tartıştığınız herhangi bir zamanda bunlar

great ways to let them hear your opinion all right I hope that's helpful and I

fikrinizi duymalarını sağlamanın harika yollarıdır, umarım bu yardımcı olur ve umarım

hope you use them too thank you

siz de kullanırsınız, teşekkürler merhaba,

hi this is bill and in this video I'm gonna show you a term that is perfect

bu fatura ve bunda video Size bir iş durumu için mükemmel olan bir terim göstereceğim

for a business situation okay now maybe you already know the word

tamam şimdi belki uzlaşma kelimesini zaten biliyorsunuzdur. Uzlaşmak anlamına gelen

compromise well there's a phrase you can use that means the same thing is

bir deyim var,

compromise it's just a easy to say kind of casual and it's great for sentences

söylemesi kolay bir tür gündelik ve bu cümleler için harika

okay now that phrase is meet in the middle

tamam şimdi bu ifade ortada buluşuyor tamam

alright now it's kind of exactly what you think all right so now you can think

şimdi tam olarak düşündüğünüz gibi pekala yani şimdi

about it like this there's two men having a business negotiation okay

bunun hakkında şöyle düşünebilirsiniz, iki adam bir iş görüşmesi yapıyor tamam

and now maybe the first man wants the price to be $20.00 okay and the second

ve şimdi belki ilk adam fiyatı istiyor 20.00 dolar olur ikinci

man he wants the price to be $10 okay well the first man doesn't want $10 and

adam fiyatın 10 dolar olmasını ister tamam peki birinci adam 10 dolar istemez

the second man doesn't want $20 so they negotiate and then they decide to meet

ikinci adam 20 dolar istemez bu yüzden pazarlık yaparlar ve sonra ortada buluşmaya karar verirler

in the middle that means the man who wants $20 comes down and the man who

yani alacak olan adam 20$ istiyor ve

wants $10 comes up and they choose $15 see that they both give up a little they

10$ isteyen adam geliyor ve 15$'ı seçiyorlar ikisinin de biraz vazgeçtiğini görüyorlar

meet in the middle it's a fair way to finish a negotiation because if you look

ortada buluşuyorlar bu bir pazarlığı bitirmenin adil bir yolu çünkü

at the sentence I've written up here it says let's meet in the middle so we can

buraya yazdığım cümleye bakarsanız ortada buluşalım da

both be happy it's kind of like everybody wins

ikimiz de mutlu olalım diyor, sanki

if you meet in the middle this is good for business when you're talking about

ortada buluşursanız herkes kazanıyor gibi, bu iş için iyidir,

contract or prices of things you can actually also use this if you're

sözleşmeden veya bir şeylerin fiyatlarından bahsederken, aslında bunu da kullanabilirsiniz.

shopping at a market and maybe you think the person selling something is asking

Bir markette alışveriş yapıyorsunuz ve belki bir şey satan kişinin

for a price too high maybe you offer a lower price and after some talking maybe

çok yüksek bir fiyat istediğini düşünüyorsunuz, belki daha düşük bir fiyat teklif ediyorsunuz ve biraz konuştuktan sonra belki

you me in the middle or compromise same meaning

siz ortada ya da uzlaşma aynı anlamı

okay if you meet in the middle both sides win

tamam ortada buluşursanız iki taraf da kazanır

all right let's look at some written examples of this being used here are

pekala bunun kullanıldığı bazı yazılı örneklere bakalım burada

some sentences of how you can use meet in the middle

nasıl kullanılacağına dair bazı cümleler var ortada buluş

we are both far from what we want but if we meet in the middle we can both be

ikimiz de istediğimizden çok uzağız ama ortada buluşursak ikimiz de mutlu olabiliriz

happy I want 20 items and you think I should

20 madde istiyorum ve 10 almam gerektiğini düşünüyorsun,

get 10 so let's meet in the middle and make it 15 items why don't we meet in

o yüzden ortada buluşalım ve 15 madde yapalım neden ortada buluşup

the middle so we can finish this negotiation so there you see some easy

bu pazarlığı bitiremeyiz, böylece ortada buluşma

and practical examples of using phrase meet in the middle now it's a good

ifadesinin kullanımına ilişkin bazı kolay ve pratik örnekler görüyorsunuz, şimdi bu

phrase to know for business because it's common everybody uses it at some time

iş için bilinmesi gereken iyi bir tabir çünkü herkesin

when they're negotiating it's a good term to use so if you practice it and

müzakere ederken kullandığı bir terimdir, bu kullanmak için iyi bir terimdir, bu yüzden pratik yaparsanız ve

you use it I promise you that English speakers know the meaning and will think

kullanırsanız, size söz veriyorum İngilizce konuşanlar anlamını bilirler ve

it fits perfectly into your conversation okay so get out there and start talking

uygun olduğunu düşünürler. tamam o yüzden dışarı çık ve

to people about meeting in the middle when you're trying to negotiate or

insanlarla bir şeyi müzakere etmeye veya

decide on something okay I hope you use it and I'll see you next video

karar vermeye çalışırken ortada buluşma hakkında konuşmaya başla tamam umarım kullanırsın ve bir sonraki videoda görüşürüz