The Secret To Understanding Fast Speech In Songs | Connected Speech

I want to tell you a story.

Sana hikaye anlatmak istiyorum.

When I was learning Spanish, I used to listen to my favorite Hispanic band, Los Angeles

İspanyolca öğrenirken, en sevdiğim Hispanik grup Los Angeles

Azules almost every weekend, mainly just because I liked them.

Azules'ı neredeyse her hafta sonu, sırf sevdiğim için dinlerdim.

However, after having listened to their music for about two or three months, I still didn't

Ancak müziklerini yaklaşık iki üç ay dinledikten sonra hala

know the lyrics.

sözlerini bilmiyordum.

And I thought to myself, why not?

Ve kendi kendime düşündüm, neden olmasın?

Why not?

Neden?

Well, After doing a quick Google search of the lyrics and listening to the songs and

Pekala, Google'da şarkı sözlerini hızlı bir şekilde aratıp aynı anda hem şarkıları dinleyip hem de

reading the lyrics at the same time, I realized that the reason why I couldn't sing was that

sözlerini okuduktan sonra, şarkı söyleyemememin sebebinin

their songs are full of connected speech.

şarkılarının bağlantılı konuşmalarla dolu olduğunu fark ettim.

Now, connected speech is the way fluent speakers link, cut, and join words together.

Şimdi, bağlantılı konuşma, akıcı konuşmacıların kelimeleri birbirine bağlama, kesme ve birleştirme yoludur. Nasılsın

So instead of saying, how are you?

demek yerine nasılsın?

Saying each word separately.

Her kelimeyi ayrı ayrı söylemek.

I say, how are you?

Nasılsın dedim?

When I realized this, I felt a little silly.

Bunu fark ettiğimde kendimi biraz aptal hissettim.

And I wonder if you have felt the same on your English journey too?

Ve merak ediyorum, siz de aynı şeyi İngilizce yolculuğunuzda hissettiniz mi?

Well, whether you have or not, today's lesson will help your English a lot.

Olsun ya da olmasın, bugünün dersi İngilizcenize çok yardımcı olacak. En

We are going to learn connected speech with the lyrics of three of my favorite songs,

sevdiğim şarkılardan

New Rules by Dua Lipa, the Lazy song by Bruno Mars, and Halo by everyone's favorite Beyonce.

Dua Lipa'dan New Rules, Bruno Mars'tan Lazy ve herkesin favorisi Beyonce'den Halo'nun sözleriyle bağlantılı konuşmayı öğreneceğiz.

And in case we are meeting for the first time I'm Ollie, and we guide you beyond the classroom

Ve ilk kez buluşuyor olmamız ihtimaline karşı , ben Ollie ve

to live and speak English in the real world.

gerçek dünyada İngilizce yaşamanız ve konuşmanız için size sınıfın ötesinde rehberlik ediyoruz. Yeni derslerimizi kaçırmamak için abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile

So join our global growing community by hitting that subscribe button and the bell down below

basarak büyüyen küresel topluluğumuza katılın

so you don't miss any of our new lessons.

.

So let's get on with today's lesson.

O halde bugünün dersine geçelim.

What, the first question I want to ask you is what is connected speech?

Ne, size sormak istediğim ilk soru bağlantılı konuşma nedir?

You know, you might be thinking, oh Ollie, what is connected speech?

Ah Ollie, bağlantılı konuşma nedir diye düşünüyor olabilirsiniz.

Well, I kind of alluded.

Şey, ima ettim.

I kind of said it in the intro, but it's the way that we link cut and join our words together.

Girişte söyledim, ama bu, bağlantı kesme ve kelimelerimizi birleştirme şeklimiz.

We don't say word for word.

Kelimesi kelimesine söylemiyoruz.

You know, one word here, one word here, one word here.

Bilirsin, burada bir kelime, burada bir kelime, burada bir kelime.

We always bring them together to make it a lot easier to say.

Söylemeyi çok daha kolay hale getirmek için onları her zaman bir araya getiriyoruz .

To get the most out of this lesson, I advise that you listen to the part of the song that

Bu dersten en iyi şekilde yararlanmanız için şarkının size

I'm going to teach you first.

öğreteceğim kısmını ilk önce dinlemenizi tavsiye ederim.

I'm going to tell you the time of the song.

Sana şarkının zamanını söyleyeceğim.

So don't worry then after you listen, come back and you're going to learn with me.

O yüzden merak etme, dinledikten sonra geri gel ve benimle birlikte öğreneceksin. Size

I'm going to teach you how to say the words correctly, because the way they are written

kelimeleri nasıl doğru söyleyeceğinizi öğreteceğim , çünkü onların yazılma biçimleri ile

is completely different to the way they sound.

seslenme biçimleri tamamen farklı.

And that's what confuses a of learners.

Ve bu, öğrencilerin kafasını karıştıran şeydir.

That's what confused me with Spanish.

Beni İspanyolca ile karıştıran da buydu.

Then you are going to really listen to the song and you're going to sing with the song

O zaman şarkıyı gerçekten dinleyeceksin ve şarkıyla birlikte söyleyeceksin

because you're going to know how to, uh, you're going to know how to connect the words.

çünkü nasıl yapılacağını bileceksin, uh, kelimeleri nasıl bağlayacağını bileceksin.

I chose these three artists not only because I love them, but because we also have lessons

Bu üç sanatçıyı sadece onları sevdiğim için değil, aynı zamanda

with them on our Learn English with TV Series page, and I have linked the links to those

TV Dizileriyle İngilizce Öğrenin sayfamızda onlarla derslerimiz olduğu için seçtim ve bu

lessons in the description below.

derslerin bağlantılarını aşağıdaki açıklamada verdim.

So you should listen to them after that.

Bu yüzden bundan sonra onları dinlemelisiniz. Bir bakalım

So let's have a look, uh, as I said, these are the songs that we are listening with,

, dediğim gibi, dinlediğimiz şarkılar bunlar

and these are the lyrics that I'm going to teach you, okay?

ve sana öğreteceğim sözler bunlar , tamam mı?

So let's get on to Dua Lipa.

Gelelim Dua Lipa'ya.

Now, Dua Lipa, New Rules.

Şimdi, Dua Lipa, Yeni Kurallar.

You want to listen to 41 seconds to 58 seconds.

41 saniyeden 58 saniyeye kadar dinlemek istiyorsunuz.

Not a lot of time.

Çok zaman değil.

So go and pause this lesson now and go and listen to this part.

Öyleyse şimdi gidin ve bu dersi duraklatın ve gidip bu kısmı dinleyin.

And as I said, these are the lyrics that you will want to look at when you listen to that

Ve dediğim gibi, şarkının o kısmını dinlediğinizde bakmak isteyeceğiniz sözler bunlar

part of the song.

.

Okay?

Tamam aşkım?

All right.

Elbette.

The first line is One: don't pick up the phone.

İlk satır Bir: telefonu açma.

If you listen to this, you would realize that we don't actually say, One: don't pick up

Bunu dinlerseniz, aslında "Bir: telefonu açma" demediğimizi anlarsınız

the phone.

.

You know, it's not how it sounds.

Biliyorsun, kulağa öyle gelmiyor.

We actually say, let's have a look how we connect it first.

Aslında diyoruz ki, önce nasıl bağladığımıza bir bakalım .

You'll notice that NT contractions.

NT kasılmalarının olduğunu fark edeceksiniz.

Okay.

Tamam aşkım.

We don't say one.

Bir tane söylemiyoruz.

Don't you'll notice that it's one don't and the T has dropped completely, almost all NT

Bir don't olduğunu ve T'nin tamamen düştüğünü fark etmeyecek misiniz, neredeyse tüm NT

contractions it'll drop.

kasılmaları düşecek.

And you'll notice this a lot in today's lesson.

Ve bugünün dersinde bunu çokça fark edeceksiniz.

Now you'll notice that pick up is an action.

Şimdi almanın bir eylem olduğunu fark edeceksiniz.

It's to forget when my phone is, to answer the phone.

Telefonumun ne zaman olduğunu unutmak, telefona cevap vermek .

Okay.

Tamam aşkım.

So to answer the phone and because pickup is an action.

Yani telefona cevap vermek ve çünkü alma bir eylemdir.

Up the preposition, which is normally not stressed is stressed.

Normalde vurgulanmayan edat yukarı vurgulanır .

And also if the final sound is a consonant and the next letter starts with a vowel, then

Ve ayrıca, son ses bir ünsüzse ve sonraki harf bir sesli harfle başlıyorsa,

the consonant sound links across.

ünsüz ses birbirine bağlanır.

So instead of saying, pick up it's pick up, pick up.

Yani, alın demek yerine, alın, alın.

So repeat after me the sentence: One: don't pick up the phone.

Benden sonra cümleyi tekrar et: Bir: telefonu açma.

One: don't pick up the phone.

Bir: telefonu açma.

Yes.

Evet. Kendi

I said to myself, I wasn't going to sing, sing, but maybe I will sing.

kendime şarkı söylemeyecektim ama belki söylerim dedim. Bir

The next sentence.

sonraki cümle.

You know he's only callin' 'cause he's drunk and alone.

Sadece sarhoş ve yalnız olduğu için aradığını biliyorsun .

Again, if you listen to the song, it actually doesn't sound like that.

Yine, şarkıyı dinlerseniz, aslında kulağa öyle gelmiyor.

So let's have a look at some features of connected speech here.

Şimdi burada bağlantılı konuşmanın bazı özelliklerine bir göz atalım . Her şeyden önce

First of all, we have the reduction of th H in the pronoun, he, and Dua Lipa loves to

, zamirdeki th H'nin indirgenmesi var , he ve Dua Lipa

do this.

bunu yapmayı çok seviyor.

So instead of saying, you know he's, she says, you know he's, you know he's.

Yani, onun olduğunu biliyorsun demek yerine, diyor, öyle olduğunu biliyorsun, öyle olduğunu biliyorsun.

And the w links over to the E sound.

Ve w, E sesine bağlanır.

Right?

Sağ?

'Cause he sounds like an E, the vowel sound, okay?

Çünkü sesli harf E gibi geliyor, tamam mı?

So, you know, he's, he he's ends with an S he is.

Yani, bilirsiniz, o, o, S ile bitiyor .

And the next letter O only will now link because you have a consonant and you have a vowel.

Ve bir sonraki O harfi şimdi bağlantı kuracak çünkü bir ünsüzünüz ve bir sesli harfiniz var.

So instead of saying, you know he's only it's, you know he's only, you know he's only, you

Yani, biliyorsun o sadece o, biliyorsun o sadece, biliyorsun o sadece,

know he's only, okay?

biliyorsun o sadece, tamam mı?

Complicated, right?

Karmaşık, değil mi?

Repeat after me, you know he's only, you know he's only, you got it.

Benden sonra tekrar et, biliyorsun o sadece, biliyorsun o sadece, anladın.

Okay.

Tamam aşkım.

Callin' we know callin' ING is often reduced in a lot of songs and you'll see that in the

Callin', callin' ING'nin çoğu şarkıda genellikle azaltıldığını biliyoruz ve bunu bir

next song as well.

sonraki şarkıda da göreceksiniz.

'Cause he's drunk and alone.

Çünkü sarhoş ve yalnız.

Again, we don't say it like this.

Yine böyle söylemiyoruz.

You can see that he's again, Dua I has reduced the pronoun.

Görüyorsunuz ki yine o, Dua zamirini indirgedim.

He is, to not sound like anything, um, the H disappears.

O, kulağa hiçbir şey gibi gelmiyor, um, H kayboluyor.

And because 'cause sounds with, uh, with a Z, a consonant sound, we Le we then link the

Ve çünkü sesler, uh, bir Z ile, bir ünsüz sesle, biz Le,

consonant sound on 'cause with the pronoun he, because the H drops.

ünsüz sesi şu şekilde ilişkilendiririz, çünkü he zamiriyle , çünkü H düşer.

So it links again.

Böylece tekrar bağlanır.

It's kind of like what happened in, you know he's.

Bu, içinde olan şey gibi, biliyorsun o.

So instead we say, 'cause he's drunk and alone.

Bunun yerine, 'çünkü o sarhoş ve yalnız' diyoruz.

'Cause he's drunk and alone, okay?

Çünkü o sarhoş ve yalnız, tamam mı?

And again, the K links with the A, because we have the consonant vowel sound and because,

Ve yine, K, A ile bağlantılıdır, çünkü bizde ünsüz sesli harf vardır ve çünkü,

and is a function word.

ve bir işlev sözcüğüdür.

It means a function word is like, and uh, you have your verbs that help can, be, things

Bu, bir işlev kelimesinin şöyle olduğu anlamına gelir ve uh, bunun gibi şeylere yardımcı olabilecek fiilleriniz var

like that.

.

And prepositions, they are normally reduced a lot, okay?

Ve edatlar, normalde çok azaltılır, tamam mı?

So instead of saying drunk and alone, we say drunk and alone, drunk and alone, drunk and

Yani sarhoş ve yalnız demek yerine, sarhoş ve yalnız, sarhoş ve yalnız, sarhoş ve

alone.

yalnız diyoruz.

All right.

Elbette.

Are you ready to say this sentence after me?

Benden sonra bu cümleyi söylemeye hazır mısın?

All right.

Elbette. Hadi

Let's do it.

yapalım.

You know he's only callin' 'cause he's drunk and alone.

Sadece sarhoş ve yalnız olduğu için aradığını biliyorsun .

I'll say, I'll say it one more time.

Söyleyeceğim, bir kez daha söyleyeceğim.

You know he's only callin' 'cause he's drunk and alone.

Sadece sarhoş ve yalnız olduğu için aradığını biliyorsun .

Can you say it?

Söyleyebilir misin?

Aww yeah!

Tamam evet!

Very, very good, nice job.

Çok, çok iyi, güzel bir iş.

Okay.

Tamam aşkım.

And here we see again, the NT and you'll notice that let him in.

Ve burada yine NT'yi görüyoruz ve onu içeri aldığını fark edeceksiniz.

She reduces him, the pronoun him.

Onu küçültüyor, zamir onu.

Okay.

Tamam aşkım.

And because we have a T with the vowel sound IM, IM the T is a flap T. So in American English,

Ve IM, IM sesli harfli bir T'ye sahip olduğumuz için, T bir flep T'dir. Yani Amerikan İngilizcesinde,

the flap T becomes a D sound.

flep T bir D sesi olur.

So you'll hear, instead of hearing, don't let him in.

Yani duyacağınıza, onu içeri almayın.

You'll hear, don't let him in.

Duyun, onu içeri

Don't let him in.

almayın. Onu içeri almayın

Don't let him in.

Okay, fantastic.

.

So you can repeat that.

Böylece bunu tekrarlayabilirsiniz.

Don't let him in, don't let him in.

Onu içeri alma, içeri alma.

All right.

Tamam.

The second half of this song is also quite cool.

Bu şarkının ikinci yarısı da oldukça güzel.

You, you have to kick him out again.

Sen, onu tekrar kovmalısın.

Okay.

Tamam aşkım.

So she totally reduces lots and lots of things in this sentence.

Yani bu cümledeki pek çok şeyi tamamen azaltıyor .

So she says you have to kick him out again, you have to kick him out again.

Bu yüzden onu tekrar kovman gerektiğini, tekrar kovman gerektiğini söylüyor.

Have to normally is pronounced with H, but she's reduced it even more; have to, you have

Have to normalde H ile telaffuz edilir, ancak H harfini daha da azaltmıştır; zorundasın,

to kick him out again.

onu tekrar kovmalısın.

All right.

Elbette.

And you'll notice again, she reduces him.

Ve yine fark edeceksiniz, onu küçültüyor.

No H and because we have a consonant and vowel sound, the K comes over, kick him, kick him

H yok ve bir ünsüz ve ünlü sesimiz olduğu için , K geliyor, onu tekmeliyor,

out again, out again.

tekrar tekmeliyor, tekrar dışarı atıyor.

And that T in out becomes a flap D sound.

Ve bu T girişi bir flap D sesi olur.

Okay.

Tamam aşkım.

Flap T, excuse me.

Flap T, afedersiniz.

A flap T. Which in American English sounds like a D out again, out again, out again,

Flap T. Amerikan İngilizcesinde kulağa tekrar dışarı, tekrar dışarı, tekrar dışarı gibi geliyor,

okay?

tamam mı?

You have to kick him out again.

Onu tekrar kovmalısın.

Repeat.

Tekrarlamak.

Awesome job.

Harika iş. Hadi

Let's move on.

devam edelim.

Again, you'll see the NT contraction here and his, the H has been reduced again.

Yine, burada NT daralmasını göreceksiniz ve onun H'si yeniden azaltıldı.

So instead of be his it's be his, don't be his friend.

Yani onun olmak yerine onun ol, onun arkadaşı olma.

Don't be his friend.

Onun arkadaşı olma.

Can you say that?

Bunu söyleyebilir misin?

Don't be his friend.

Onun arkadaşı olma.

Aww yeah!

Tamam evet!

Let's continue on.

Devam edelim.

You know you're going wake up in his bed in the morning.

Sabah onun yatağında uyanacağını biliyorsun .

So this basically sounds like two words.

Yani bu temelde iki kelime gibi geliyor.

I know that there's like five or ten.

Beş ya da on tane olduğunu biliyorum.

Five words there or a bit more, but it sounds like, uh, one word wake up in his bed in the

Orada beş kelime veya biraz daha fazla, ama kulağa sabahları yatağında uyanan bir kelime gibi geliyor

morning.

.

So wake up again.

Öyleyse tekrar uyan.

We have a phrasal verb stress is on up the action.

Bir deyimsel fiilimiz var, vurgu eylemde.

If it ends in a consonant sound, it comes over.

Ünsüz bir sesle biterse, biter.

Wake up, wake up.

Uyan uyan.

Wake up in his, wake up in his.

Onun içinde uyan, onun içinde uyan.

And because up ends in a P consonant sound, in starts with an I, the P links with in,

Ve up bir P ünsüz sesiyle bittiği için, in bir I ile başlar, P in ile bağlantılıdır,

okay?

tamam mı?

And because the H in his has reduced the N from in links to the next word, wake up in

Ve onun içindeki H, bağlantılardaki N'yi bir sonraki kelimeye indirgediği için, onunkiyle uyan

his, wake cup in his, wake up in his.

, onunkiyle uyan, onunkiyle uyan.

Complicated, right?

Karmaşık, değil mi?

Bed in the morning, okay.

Sabah yat, tamam.

Again, we see the D has connected to in, because we have the consonant and the I sound.

Yine D'nin in ile bağlantılı olduğunu görüyoruz, çünkü ünsüz ve I sesimiz var.

So can you repeat the second half of this sentence?

Bu cümlenin ikinci yarısını tekrar edebilir misin ?

Wake up in his bed in the morning, wake up in his bed in the morning...

Sabah onun yatağında uyan, sabah onun yatağında uyan…

Wake up in his bed in the morning.

Sabah onun yatağında uyan.

Yeah.

Evet.

I think you got it!

Sanırım anladın!

Awesome.

Mükemmel.

And if you're under him, you ain't gettin' over him.

Ve eğer onun altındaysan, onu aşamayacaksın.

I said to myself, I wouldn't sing.

Kendi kendime şarkı söylemeyeceğim dedim.

Okay.

Tamam aşkım.

In fact, we just made a lesson on connected speech, Andrea and Ethan made a podcast lesson.

Aslında, bağlantılı konuşma üzerine bir ders yaptık , Andrea ve Ethan bir podcast dersi verdi.

And you can listen to that episode on the RealLife App.

Ve o bölümü RealLife Uygulamasında dinleyebilirsiniz.

Now on the RealLife App that you can listen to episodes with the transcript.

Şimdi bölümleri transkriptiyle dinleyebileceğiniz RealLife Uygulamasında .

So you can read along.

Böylece birlikte okuyabilirsiniz.

And you can also connect with learners around the world when we host our special speaking

Özel konuşma etkinliklerimize ev sahipliği yaptığımızda, dünyanın her yerinden öğrencilerle de bağlantı kurabilirsiniz

events.

.

It's a good way to practice your speaking, because I hear a lot of people say to me,

Konuşma pratiği yapmak için iyi bir yol, çünkü birçok insanın bana,

teacher, teacher Ollie uh, I think my English is improving, but I have no one to speak to.

öğretmenim, öğretmen Ollie uh, İngilizcemin geliştiğini düşünüyorum ama konuşacak kimsem yok dediğini duyuyorum.

Well, now you can practice on the RealLife English App.

Pekala, artık RealLife English Uygulamasında pratik yapabilirsiniz .

You can download it at RealLifeGlobal.com/App, or download it from the Google Play store

RealLifeGlobal.com/App adresinden veya Google Play mağazasından

or the Apple App store.

veya Apple App mağazasından indirebilirsiniz. Bir

Let's get on to the next song, Bruno Mars, The Lazy Song.

sonraki şarkıya geçelim, Bruno Mars, Tembel Şarkı.

So it's the first 23 seconds of the song.

Yani şarkının ilk 23 saniyesi.

And this is pretty simple.

Ve bu oldukça basit.

Okay.

Tamam aşkım.

You can see the NT reduc.. reduction again, instead of saying, doing, doing, it's kind

NT redüksiyonunu tekrar görebilirsiniz, söylemek, yapmak, yapmak yerine, buna

of like funny that it's called The Lazy Song and he doesn't pronounce words correctly.

Tembel Şarkı denmesi ve kelimeleri doğru telaffuz etmemesi biraz komik.

Wanna = want to, we know that.

Wanna = istemek, bunu biliyoruz.

Again, we see the NT contraction.

Yine NT daralmasını görüyoruz. İçimden

Don't feel like picking up my phone.

telefonumu almak gelmiyor.

So leave a, okay.

Öyleyse bir bırak, tamam.

Leave.

Ayrılmak.

You have the constant sound.

Sürekli bir sesiniz var.

A, an a has been reduced to, instead of saying, leave a message, leave a, a leave a, leave

A, bir a, mesaj bırakın, a bırakın, a bırakın,

a.

a bırakın demek yerine indirgenmiştir.

So leave a message at the tone 'cause today I swear I'm not doing anything.

Tonda bir mesaj bırakın çünkü bugün yemin ederim hiçbir şey yapmıyorum.

So The Lazy Song, instead of like having so much, you know, linking as Dua Lipa's song

Yani Tembel Şarkı, Dua Lipa'nın şarkısında olduğu gibi çok fazla bağlantıya sahip olmak yerine

had, it's more of like the contraction of, of longer words as well.

, daha çok daha uzun kelimelerin kısalması gibi.

But it's a nice one to practice because he sings a little bit slower than Dua Lipa.

Ama pratik yapmak güzel çünkü Dua Lipa'dan biraz daha yavaş şarkı söylüyor.

Okay.

Tamam aşkım.

My second favorite, 'cause I love Dua Lipa is Beyonce.

Dua Lipa'yı sevdiğim için ikinci favorim Beyonce.

And the part you need to listen to is from 25 seconds to 46 seconds.

Ve dinlemeniz gereken kısım 25 saniyeden 46 saniyeye kadar.

Okay.

Tamam aşkım.

I wonder if anybody knows what the, uh, how, how we would make this connected here.

Bunu burada nasıl bağlayacağımızı bilen var mı merak ediyorum.

Walls I, walls I, walls I, pretty easy, right?

Duvarlar I, duvarlar I, duvarlar I, oldukça kolay, değil mi?

Okay.

Tamam aşkım.

We have that.

Buna sahibiz.

The, the consonant with S and then we have I, which is a vowel.

The, S ile ünsüz ve sonra sesli harf olan I var.

Walls I, and it links over, walls I. Walls I. Fantastic.

Duvarlar I ve duvarları birbirine bağlar I. Duvarlar I. Fantastik.

So remember those walls I built, well baby they ain't trumbl...

O yüzden ördüğüm o duvarları hatırla, bebeğim onlar yıkılmıyor...

Baby they're tumbling down.

Bebeğim yıkılıyorlar.

Tumbling means to fall.

Tökezlemek, düşmek demektir.

Tumbling.

yuvarlanma

So you might see that some songs in the lyrics, they have the ING, but listen for the contraction,

Yani şarkı sözlerinde bazı şarkıların ING'ye sahip olduğunu görebilirsiniz, ancak kısaltmayı dinleyin,

right?!

değil mi?!

Tumbling down.

Aşağı yuvarlanan.

And they didn't even put up a fight.

Ve kavga bile etmediler.

Oh, I'm now I'm singing.

Oh, şimdi şarkı söylüyorum.

Okay.

Tamam aşkım.

So N apostrophe T again, we have that contraction and the N links over to even, ,cause even

Yani N kesme işareti T yine, bu kısaltmaya sahibiz ve N çifte bağlanır, ,neden

starts with a vowel.

çift sesli harfle başlar.

So didn't even, didn't even.

Yani bile olmadı, bile olmadı.

Okay.

Tamam aşkım.

And if we go on to put up a fight, this is kind of like put up a, is like one word, instead

Ve eğer kavga etmeye devam edersek, bu bir tür ayağa kalkmak gibi, tek bir kelime gibidir, şunu

of saying, put up a, listen, put up a, put up a, put up a fight, put up a fight.

söylemek yerine, ayağa kalk, dinle, ayağa kalk, ayağa kalk , kavga et, ayağa kalk Bir kavga.

Okay.

Tamam aşkım.

T on put, becomes a flap T, D sound, right?

T koymak, bir flap olur T, D sesi, değil mi?

'Cause we have a vowel U, up.

Çünkü bir U sesli harfimiz var, yukarı.

Again, up ends in a P consonant and therefore it links to up, put up a, put up a, okay?

Yine, up bir P ünsüzle biter ve bu nedenle up, up up a, put up a ile bağlantılıdır, tamam mı?

'Cause it's a vowel sound.

Çünkü bu bir sesli harf.

You'll see these features a lot.

Bu özellikleri çok göreceksiniz.

And if you can recognize that that's a great thing, because it's really going to take your

Ve bunun harika bir şey olduğunu anlayabilirseniz, çünkü bu gerçekten

English to the next level.

İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşıyacak.

So this sentence would be, and they didn't even put up a fight, and they didn't even

Yani bu cümle olacaktı ve kavga bile etmediler ve kavga bile etmediler

put up a fight.

. Senin

Your turn.

sıran. Şarkı

Sorry for my singing!

söylediğim için özür dilerim!

Awesome.

Mükemmel.

Love it.

Onu seviyorum.

Okay.

Tamam aşkım.

And the next part of this song, they didn't even make a sound.

Ve bu şarkının sonraki kısmında ses bile çıkarmadılar.

Again, we've seen this in this, in this lesson, didn't even links together, reduction of the

Yine, bunu bu derste gördük, birbirine bağ bile yapmadı,

T with an NT and it links to even 'cause of the E again, make a, we have a make, make

T'nin bir NT ile indirgenmesi ve hatta E'nin nedenine bağlanıyor , bir yap, bir yap,

ends in a K sound, consonant, links with the a, which is reduced, make a.

bitir bir K sesinde, ünsüz, indirgenmiş olan a ile bağlantılar, a yapar.

Make a sound, make a sound.

Ses ver, ses çıkar.

Can you say that?

Bunu söyleyebilir misin?

Make a sound awesome.

Harika bir ses çıkar.

They didn't even make a sound.

Ses bile çıkarmadılar.

I found a way to let you in.

Seni içeri almanın bir yolunu buldum.

Did you notice, let you, let you?

Fark ettin mi, izin verdin, izin verdin mi?

In American English and Australian English, we have T plus Y is a CH.

Amerikan İngilizcesi ve Avustralya İngilizcesinde, T artı Y eşittir bir CH'dir. İzin

Let you, let you in, let you in.

ver, içeri gireyim, içeri gireyim.

Okay.

Tamam.

I found a way to let you in let you win, but I never really have a doubt.

Kazanmana izin vermenin bir yolunu buldum ama gerçekten hiç şüphem yok.

Standing in the light of your halo.

Halenizin ışığında durmak.

Light of your.

senin ışığın.

Light of your halo.

Halenizin ışığı. Senin

I didn't say it light of your, I said light of your, light of your halo.

ışığın demedim, senin ışığın, halenin ışığı dedim.

Light of your halo.

Halenizin ışığı.

Okay.

Tamam aşkım.

So light sounds like li of is duh 'cause we have the T the flap T becomes a D sound and

Yani ışık li of duh gibi geliyor çünkü bizde T var, flep T bir D sesine dönüşüyor ve

it's a consonant.

bu bir ünsüz.

So it links over to of, which is a preposition.

Yani bir edat olan of ile bağlantılıdır.

And because a preposition is normally not stressed, it becomes reduced light of, light

Ve bir edat normalde vurgulanmadığından, azaltılmış ışık olur,

of, and she even reduces your as well.

hafif olur ve hatta sizin de azaltır.

Yuh, yuh..

Yuh, yuh..

Light of your halo.

Halonun ışığı.

So can you say that?

Yani bunu söyleyebilir misin?

Light of your halo, light of your halo.

Halonun ışığı, halenin ışığı.

Standing in the light of your halo.

Halenizin ışığında durmak.

I've got my angle now.

Artık açım var.

Okay.

Tamam aşkım. Bugün öğrenmenizi

So they were the three songs that I wanted you to learn with today.

istediğim üç şarkı onlardı .

And we have seen a couple of features of connected speech that will help you to understand English

Ve İngilizce

songs a lot better.

şarkıları çok daha iyi anlamanıza yardımcı olacak bağlantılı konuşmanın birkaç özelliğini gördük. Sırada ne

What next?

var? Bu dersi

If you don't feel that confident after watching this lesson, you can watch it again and you

izledikten sonra kendinize o kadar güvenmiyorsanız , tekrar izleyebilir ve

can slow it down, listen back to the songs and do all that.

yavaşlatabilir, şarkıları tekrar dinleyebilir ve tüm bunları yapabilirsiniz.

After this, watch the lessons that we made with these artists over on the Learn English

Ardından Learn English

with TV Aeries.

with TV Aeries üzerinden bu sanatçılarla yaptığımız dersleri izleyin.

And in fact, Ethan and Andrea have just released a new episode, which goes into more detail

Ve aslında Ethan ve Andrea, en yeni podcast olan RealLife uygulamasında bağlantılı konuşma hakkında daha fazla ayrıntıya giren yeni bir bölüm yayınladılar

about connected speech, uh, on the RealLife app, the newest podcast.

.

Okay.

Tamam aşkım.

I think it's episode two 38.

Sanırım bu ikinci bölüm 38.

So make sure you check out that when we finish and if you are still watching and haven't

Bu yüzden, bitirdiğimizde ve hala izliyorsanız ve

subscribed or liked the video, make sure you do so to stay updated with all of our new

videoyu beğenmediyseniz veya abone değilseniz, real'deki tüm yeni derslerimizden haberdar olmak için bunu kontrol ettiğinizden emin olun.

lessons here at real life English.

hayat ingilizcesi

Aww yeah!

Tamam evet!