The DEFINITIVE Guide to Becoming a NATURAL English Speaker

The one or two people there that performed better in class

Orada sınıfta daha iyi performans gösteren bir veya iki kişi

usually were people who were already living their English.

genellikle zaten İngilizcelerini yaşayan insanlardı.

I am not what happened to me.

Ben başıma gelen şey değilim. Ben

I am what I choose to become.

olmayı seçtiğim kişiyim.

Get on the fluency train.

Akıcılık trenine binin.

I'm joined here in the Global Studio

Global Studio'da bana,

by the one and only Axel Pose, who in the last episode showed us

geçen bölümde gitarını parçalayarak

why he's called Axel Pose by shredding his guitar.

neden Axel Pose dendiğini gösteren eşsiz Axel Pose katıldı .

How's it going? Thiago.

Nasıl gidiyor? Thiago.

Hey, Ethan. I'm fine. How's it going?

Ethan. Ben iyiyim. Nasıl gidiyor?

Today we are talking all about something that is very near and dear to our hearts.

Bugün, hepimiz için çok yakın ve değerli olan bir şeyden bahsediyoruz.

The RealLife Way.

Gerçek Yaşam Yolu.

And the RealLife Way is our method that we help

Ve RealLife Way,

learners from all around the world to improve their English.

dünyanın her yerinden öğrencilerin İngilizcelerini geliştirmelerine yardımcı olduğumuz yöntemimizdir.

We've talked about this on other podcasts and actually something that we've,

Bunun hakkında diğer podcast'lerde konuştuk ve aslında bildiğimiz bir şey var,

you know,

bilirsiniz,

we know it at our core, but we're kind of defining

özünde biliyoruz, ancak diğer insanlara daha iyi açıklayabilmemiz için bir tür tanımlıyor

and coming up with a framework so that we can better explain

ve bir çerçeve oluşturuyoruz.

to other people, better use it to train new teachers and new team members

that are used to create content and courses and things like that.

içerik ve kurslar ve bunun gibi şeyler oluşturmak için kullanılan yeni öğretmenleri ve yeni ekip üyelerini eğitmek için daha iyi kullanın. Son birkaç aydır

We've been working on this a lot the last few months and we're kind

bunun üzerinde çok çalışıyoruz ve bugün sizinle

of rolling out a new iteration of this with you guys today.

bunun yeni bir yinelemesini başlatıyoruz .

So we're really excited about that.

Bu yüzden gerçekten heyecanlıyız.

And...

Ve...

By the way, Ethan, what's iteration?

Bu arada Ethan, yineleme nedir?

A new iteration of the RealLife Way.

RealLife Way'in yeni bir yinelemesi.

What's iteration?

Yineleme nedir?

Another way we can say this is a new version, right?

Bunun yeni bir versiyon olduğunu söylemenin başka bir yolu, değil mi?

So it's another version of the RealLife Way an iteration, we might say it's

Yani bu, RealLife Way'in başka bir versiyonu, yineleme, bunun

kind of like a not only a version, but like an improvement on previous versions.

sadece bir versiyon gibi değil, önceki versiyonlarda bir gelişme gibi olduğunu söyleyebiliriz.

We often say here, if you've been following us for a while at real life

Burada sık sık söylüyoruz, eğer bizi bir süredir gerçek hayattaki

English, we often say, Don't just learn it, live it.

İngilizce'de takip ediyorsanız, sık sık sadece öğrenmeyin, yaşayın deriz.

But the RealLife Way adds to extra things.

Ancak RealLife Way ekstra şeylere katkıda bulunur.

So living it, that's the first part of it.

Yani onu yaşamak, bunun ilk kısmı.

Connect it, and the final part is activate it.

Bağlayın ve son kısım etkinleştirin.

And these are kind of, you know, circular things that you're doing all the time.

Ve bunlar, bilirsiniz, her zaman yaptığınız döngüsel şeylerdir. Farklı anlarda bunun

You can be at different points of that at different moments,

farklı noktalarında olabilirsiniz

and you're kind of like always cycling through it at a higher level.

ve her zaman daha yüksek bir seviyede bisiklet sürmek gibisinizdir.

You'll get to know all about that today and by the end.

Bununla ilgili her şeyi bugün ve sonunda öğreneceksiniz.

Basically, our goal for you is for you to already

Temel olarak, sizin için hedefimiz, İngilizce seviyenizi yükseltmek için

start putting these things into practice, to level up your English.

bunları uygulamaya şimdiden başlamanızdır .

And also we're going to give you six tools.

Ayrıca size altı araç vereceğiz.

So these components, each of them has two elements.

Yani bu bileşenler, her birinin iki elemanı var.

So that's six elements in total.

Yani toplamda altı element var.

We're going to give you a tool for each one of them

that you can already start using as soon as you finish

listening this podcast or even pausing it during the podcast.

Bu podcast'i dinlemeyi bitirir bitirmez, hatta podcast sırasında duraklattığınız anda kullanmaya başlayabileceğiniz her biri için size bir araç vereceğiz.

So before we get to that, if you are new here, at RealLife

O yüzden o konuya gelmeden önce, eğer burada, RealLife

English, every single week we make new lessons like this, new video

English'te yeniyseniz, her hafta bunun gibi yeni dersler, yeni video podcast'ler hazırlıyoruz ve

podcasts, helping you to take your interest in

ilginizi bir

next level so that you can go from feeling like a lost, insecure

sonraki seviyeye taşımanıza yardımcı oluyoruz, böylece kaybolmuş gibi hissetmekten kurtulabilirsiniz. , kendine

English learner to being a confident and natural English speaker.

güvenen ve doğal bir İngilizce konuşan olmak için güvensiz İngilizce öğrenen.

So if you haven't yet hit that, subscribe on and ballymaloe

Henüz buna ulaşmadıysanız, abone olun ve ballymaloe yapın,

so you don't miss a single new one and you can join our community.

böylece hiçbir yenisini bile kaçırmazsınız ve topluluğumuza katılabilirsiniz.

And that said, let's move on to the first one.

Ve bu, birincisine geçelim dedi.

So as we mentioned live it and this has two elements in it.

Yani bahsettiğimiz gibi yaşayın ve bunun içinde iki unsur var.

The first one is making your English fun, natural and convenient.

İlki, İngilizcenizi eğlenceli, doğal ve kullanışlı hale getirmektir.

And actually Thiago and I recorded a podcast

Ve aslında Thiago ve ben,

just about this out How to make Your English Fun, Natural, Convenient.

İngilizcenizi Nasıl Eğlenceli, Doğal ve Kullanışlı Hale Getireceğinizle ilgili bir podcast kaydettik.

It's a super important place for people to get started because a lot of people

İnsanların başlaması için çok önemli bir yer çünkü birçok insan

are coming out of kind of like boring, dry, traditional methods for learning.

sıkıcı, kuru, geleneksel öğrenme yöntemlerinden çıkıyor.

So this can be something that can be a total game changer.

Yani bu, oyunun kurallarını tamamen değiştirebilecek bir şey olabilir.

But if you're listening to us, you might already know about that.

Ama bizi dinliyorsanız, bunu zaten biliyor olabilirsiniz.

If you are new here, you might want to check out Episode 316

Burada yeniyseniz,

to learn more about how to make your English fun, natural and convenient.

İngilizcenizi nasıl eğlenceli, doğal ve kullanışlı hale getireceğiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için Bölüm 316'ya göz atmak isteyebilirsiniz.

But the tool that we are going to talk about

Ama

for making it fun, natural, convenient, is reflection.

onu eğlenceli, doğal, kullanışlı hale getirmek için bahsedeceğimiz araç yansımadır.

Reflection is something actually like throughout the process, you can always

Yansıtma aslında süreç boyunca şöyle bir şeydir , her zaman

be reflecting on how to improve and it's a really important habit, right? But

nasıl gelişeceğiniz üzerine düşünürsünüz ve bu gerçekten önemli bir alışkanlık, değil mi? Ama iş

when it comes to making a fun natural convenient,

eğlenceyi doğal hale getirmeye gelince,

this is something like at least Thiago and I have actually talked about that

bu en azından Thiago gibi bir şey ve ben aslında

with our coaching students, with individual students.

koçluk yapan öğrencilerimizle, bireysel öğrencilerle bunun hakkında konuştuk.

This is something that I used to do is at the beginning

Bu, başlangıçta

in their first couple of sessions,

ilk birkaç seansta yaptığım bir şeydi,

really getting to know them and getting to know

onları gerçekten tanımak ve

what are the things that you like, what you do in your free time,

sevdiğiniz şeylerin neler olduğunu, boş zamanlarınızda ne yaptığınızı,

what are you passionate about?

neye tutkulu olduğunuzu öğrenmek.

What kind of like, you know, lights you up

Ne tür bir beğeni, bilirsiniz, sizi aydınlatır

and finding ways that you can actually connect your English to that.

ve İngilizcenizi buna gerçekten bağlamanın yollarını bulur .

So find ways to take the things that you already love doing

Bu yüzden zaten yapmayı sevdiğiniz şeyleri alıp

and start doing them in English.

İngilizce yapmaya başlamanın yollarını bulun.

So Thiago actually

Yani Thiago'nun gerçekten

had some really great questions that he asked his students

harika soruları vardı ve öğrencilerine onlarla

when he's kind of like doing this with them.

bunu yapmaktan hoşlanırken onlara sorardı .

And I thought, Thiago, you could go ahead and share with which these questions

Ve düşündüm ki, Thiago, devam edip bu soruların hangileriyle olduğunu paylaşabilirsin

are and if you're listening or if you're watching this,

ve eğer dinliyorsan veya bunu izliyorsan,

I even would say like grab a piece of paper or,

hatta bir parça kağıt al ya da

you know, get out a notepad on your phone or whatever.

bilirsin, bir not defteri çıkar derim. telefonunuzda veya her neyse.

And after the questions, pause and actually like just take

Ve sorulardan sonra, duraklayın ve sadece

a couple of minutes and think about think about your answers to these questions.

birkaç dakikanızı ayırın ve bu sorulara vereceğiniz cevaplar hakkında düşünün.

So take it away, Thiago.

O yüzden götür onu, Thiago.

Yeah, Ethan. And that's super important, right?

Evet, Ethan. Ve bu çok önemli, değil mi?

Because I think most people, most learners, they

Çünkü çoğu insanın, çoğu öğrencinin

they view English as a subject, a school subject.

İngilizceyi bir ders, bir okul dersi olarak gördüklerini düşünüyorum.

They need to study only.

Sadece ders çalışmalılar.

Yeah, but yeah.

Evet, ama evet.

As we study it.

Biz onu incelerken.

Right, you study the language but it's more than that.

Doğru, dili çalışıyorsun ama bundan daha fazlası var.

So what we propose here, when we say living your English

Yani burada önerdiğimiz şey, İngilizcenizi yaşamak dediğimizde

is exactly integrating English into your life.

tam olarak İngilizceyi hayatınıza entegre etmektir .

Yeah, it's a tool.

Evet, bu bir alet.

It's something that is always there.

Bu her zaman orada olan bir şey.

It's part of your life. You just do it right.

Bu senin hayatının bir parçası. Sadece doğru yap.

Almost like, you know, a brushing your teeth in the morning or taking a shower.

Neredeyse, bilirsin, sabahları dişlerini fırçalamak ya da duş almak gibi. Artık

We don't we don't even think about it anymore, but we do it.

düşünmüyoruz bile ama yapıyoruz.

Yeah.

Evet.

So the idea is for you to have English like that in our life.

Yani fikir, sizin için hayatımızda böyle bir İngilizceye sahip olmanızdır .

Yeah.

You just consume content in English, you just do stuff in English in our day

Evet.

Sadece İngilizce içerik tüketiyorsunuz, günümüzde sadece İngilizce şeyler yapıyorsunuz

because that's what you do. Yeah.

çünkü yaptığınız şey bu. Evet.

And the questions that we listed here

Ve

to help you guys with this reflection are,

bu düşüncede size yardımcı olmak için burada listelediğimiz sorular şunlardır:

what do I usually do in my free time?

Boş zamanlarımda genellikle ne yaparım?

What are my hobbies?

Hobilerim nelerdir?

What topics am I interested in?

Hangi konulara ilgim var?

For example, technology, business, psychology.

Örneğin, teknoloji, iş, psikoloji.

What do I already do in my life

Hayatımda zaten

that could easily be done in English?

İngilizce olarak kolayca yapılabilecek ne yapıyorum?

You know, just by changing the language?

Bilirsin, sadece dili değiştirerek?

And how can I make English learning convenient for me?

Ve İngilizce öğrenmeyi benim için nasıl uygun hale getirebilirim?

So these are some questions that we really encourage

Bunlar

you guys to ponder, to reflect on, because

sizi gerçekten düşünmeye, üzerinde düşünmeye teşvik ettiğimiz bazı sorular, çünkü buradaki

the idea is to integrate English in your life

fikir İngilizceyi hayatınıza entegre

And not just be having English, be that thing that you study once

etmektir.

or twice a week at your language school or with a private teacher.

veya özel hocayla

I have to point out there too, you used a really nice word ponder

Şurayı da belirtmeliyim, çok güzel bir kelime kullanmışsınız,

this reminds me always this word of Winnie the Pooh,

bu bana hep Winnie the Pooh'un bu sözünü hatırlatıyor,

because I remember the cartoons when I was growing up.

çünkü ben büyürken çizgi filmleri hatırlıyorum .

He would like sit under a tree and like when he was having some issue

Bir ağacın altına oturmak ve bir sorunu olduğunda olduğu gibi

and he'd be like sitting there being like, ponder, ponder, ponder, like thinking.

ve orada oturup düşünmek, düşünmek, düşünmek, düşünmek gibi olurdu.

So it's it's exactly what we were saying.

Yani tam olarak söylediğimiz şey buydu.

Reflecting.

But ponder is kind of a more advanced way to say that.

Yansıtma

Ancak düşünmek, bunu söylemenin daha gelişmiş bir yoludur .

And the second part of living it is every day.

Ve onu yaşamanın ikinci kısmı her gün.

So to live your English, you have to make it fun,

Bu yüzden İngilizcenizi yaşamak için onu eğlenceli,

natural, convenient, and every day doing it every day.

doğal, kullanışlı hale getirmeli ve bunu her gün her gün yapmalısınız.

And you shared a really nice kind of quote or this may even be considered

Ve gerçekten güzel bir alıntı paylaştınız ya da bu, kayda

like a proverb right before we start recording. Do you want to share that?

başlamadan hemen önce bir atasözü gibi bile kabul edilebilir . Bunu paylaşmak ister misin?

Yeah. About making it every day.

Evet. Her gün yapmakla ilgili.

I would say consistency is the key here, right?

Tutarlılığın burada anahtar olduğunu söyleyebilirim , değil mi?

Consistency is key.

Tutarlılık anahtardır. Bu, her gün beş veya 10 dakika İngilizce pratik yapmanın

Meaning that it's much better for you to practice your English five

sizin için çok daha iyi olduğu anlamına gelir

or 10 minutes every day, that it may be just doing it once a week for 3 hours.

, bunu haftada bir kez 3 saat yapmak olabilir.

Yeah.

So it's really about showing up every day, the consistency side of it,

Evet.

Yani bu gerçekten her gün ortaya çıkmakla ilgili, tutarlılık tarafı,

much better, much more effective in the long run.

çok daha iyi, uzun vadede çok daha etkili.

You know, I've been teaching for many years now.

Biliyorsun, yıllardır öğretmenlik yapıyorum.

Yeah, I've been a teacher for 15 years now.

Evet, 15 yıldır öğretmenim.

And in all, during all this time I have met

Ve bütün bu süre boyunca,

many types of students, many kinds of students.

pek çok türden öğrenciyle tanıştım, pek çok türden öğrenciyle.

And in my experience, it's amazing because I know sometimes

Ve deneyimlerime göre, bu harika çünkü bazen

I would have a class of ten people, you know, and maybe

on kişilik bir sınıfım olurdu ve belki

the one or two people there that performed better in class,

sınıfta daha iyi performans gösteren bir veya iki kişi olurdu,

usually where people who were already living their English outside of the class,

genellikle zaten İngilizcelerini sınıfın dışında yaşayan insanların olduğu yerlerde ,

you know, when I did some digging, some investigation and talk to these students,

hani biraz araştırdığımda, bu öğrencilerle biraz araştırma yaptığımda ve konuştuğumda,

I would discover that they had the habit already

onların zaten her gün İngilizce

of watching movies and series everyday in English.

film ve dizi izleme alışkanlıkları olduğunu keşfederdim .

They loved movies and series where they read comic books in English.

İngilizce çizgi roman okudukları filmleri ve dizileri çok seviyorlardı.

You know, it was a habit already, or they did something in English already

Hani bu zaten bir alışkanlıktı ya da ilgi alanlarına göre İngilizce bir şeyler yapıyorlardı zaten

that was connected with their interests. Yeah.

. Evet.

So I saw that first hand in our students or learners

Böylece İngilizcelerini bu şekilde yaşayan öğrencilerimizde veya öğrenicilerimizde bunu ilk elden gördüm

who live their English like that.

.

Yeah. Outside of the class.

Evet. Sınıfın dışında.

Outside of that deliberate practice moment, they are the ones

Bu kasıtlı uygulama anının dışında, dili öğrenmede

who actually tend to be more successful at learning the language.

aslında daha başarılı olma eğiliminde olanlar onlardır .

A lot of people

Pek çok insan

and this is actually the reason why we have this is the first component

ve aslında bu ilk bileşene sahip olmamızın nedeni bu,

is because a lot of people are coming out of maybe an experience where mostly

çünkü pek çok insan belki de çoğunlukla

you were studying in traditional schools and everything

geleneksel okullarda okuduğunuz bir deneyimden çıkıyor ve her şey

and maybe you were just, you know, you would go to class the two times a week

ve belki de sadece, bilirsiniz, haftada iki kez sınıfa giderdin

because you thought like, you know, that's what you're supposed to do.

çünkü, bilirsin, yapman gerekenin bu olduğunu düşünürdün.

You're supposed to sign up for classes, go off two times a week, and and that's it.

Derslere kaydolman, haftada iki kez izin alman gerekiyor ve hepsi bu.

But it's much more important what you're doing between those classes.

Ama o dersler arasında ne yaptığın çok daha önemli.

If you're showing up every single day and doing something,

Her gün gelip bir şeyler yapıyorsan,

then that you're actually like going to class.

o zaman gerçekten derse gitmek istiyorsun demektir .

In many ways the class will be really helpful,

Birçok yönden, sınıf gerçekten yardımcı olacaktır,

but only if you're already having those really good habits.

ancak yalnızca zaten bu gerçekten iyi alışkanlıklara sahipseniz.

So we actually just talked.

Yani aslında sadece konuştuk.

We did a podcast talking a lot about this, talking about motivation and why

Bunun hakkında çokça konuşan bir podcast yaptık, motivasyondan ve neden

systems, why habits are much more powerful than relying on motivation.

sistemlerden, alışkanlıkların neden motivasyona güvenmekten çok daha güçlü olduğundan bahsettik .

And we had a lot of book that we really love called Atomic Habits by James Clear,

Ve gerçekten sevdiğimiz, James Clear'ın Atomic Habits adlı bir sürü kitabımız vardı, eğer okumadıysanız

which you should totally check out if you haven't.

kesinlikle kontrol etmelisiniz .

So check that out if you want to learn more.

Daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız buna göz atın.

We go a lot deeper,

but just wanted to give you guys kind of like a tool here that you can already use.

Çok daha derine iniyoruz,

ancak size burada zaten kullanabileceğiniz bir araç gibi bir şey vermek istedik.

So one of the things, one of the, um,

Şeylerden biri, um,

I guess it's tool from atomic habits that is really powerful.

sanırım bu gerçekten güçlü olan atomik alışkanlıklardan gelen bir alet . Buna

It's called habit stacking.

alışkanlık yığını denir.

So if you stack things, you pile one on top of another.

Yani bir şeyleri istiflerseniz, birbiri üzerine yığmış olursunuz.

So what this is basically is he says, you know,

Yani bu temelde, zaten

take some habits that you already have, that you already exists.

sahip olduğunuz, zaten var olduğunuz bazı alışkanlıkları alın diyor .

So for most of us, we have a coffee in the morning. Right?

Yani çoğumuz için sabahları bir kahve içeriz. Sağ?

We have our morning.

Sabahımız var.

We make our morning coffee or so we do something while we're having our coffee.

Sabah kahvemizi yapıyoruz ya da kahvemizi içerken bir şeyler yapıyoruz.

So you already have that habit established.

Yani zaten bu alışkanlığı kurdunuz.

Why not stack on top of that some sort of beneficial English habit?

Neden bunun üzerine bir tür yararlı İngilizce alışkanlığı da eklemiyorsun?

And this can be really small.

Ve bu gerçekten küçük olabilir.

The important thing is just starting small, building this habit,

Önemli olan küçükten başlamak, bu alışkanlığı geliştirmek,

showing up every single day, even if it's just 2 minutes.

her gün 2 dakika da olsa ortaya çıkmak.

He actually calls this a two minute rule because it's much more effective

Aslında buna iki dakika kuralı diyor çünkü

if you really lower the bar, if you make it really easy for yourself.

çıtayı gerçekten düşürürseniz, bunu kendiniz için gerçekten kolaylaştırırsanız çok daha etkili olur.

And then once you have that habit established, you optimize, you know,

Ve sonra bu alışkanlığı edindikten sonra, optimize edersiniz, bilirsiniz,

you can make it.

başarabilirsiniz.

You can spend more time, you can make it more effective.

Daha fazla zaman ayırabilir, daha etkili hale getirebilirsiniz.

But the important thing is just showing up every single day.

Ama önemli olan her gün ortaya çıkmak.

Ethan, what does to lower the bar means... or mean?

Ethan, çıtayı düşürmek ne anlama geliyor... veya ne anlama geliyor?

Yeah, that's a that's really great.

Evet, bu gerçekten harika.

And it's something that a lot of people come into learning, right.

Ve bu, pek çok insanın öğrenmeye başladığı bir şey, değil mi?

And they have very high expectations.

Ve çok yüksek beklentileri var.

They want to already find the best teacher,

En iyi öğretmeni, en

the best method, the best YouTube channel, whatever.

iyi yöntemi, en iyi YouTube kanalını, her neyse, zaten bulmak istiyorlar.

Instead.

Yerine.

But they're not doing the things to actually like show up every single day.

Ama aslında her gün ortaya çıkacak şeyleri yapmıyorlar.

So until you're actually showing up every single day,

Yani aslında her gün ortaya çıkana kadar,

you know, the same as if like you're wanting to get in shape and everything.

bilirsiniz, sanki şekle girmek istiyormuşsunuz gibi ve her şey. Başlangıçta mükemmel bir egzersiz programı gibi bir şey bulma

You don't need to worry so much about finding like the perfect workout program

konusunda çok fazla endişelenmenize gerek yok

at the beginning.

. Hedeflerinizin ne olduğuna bağlı olarak,

You need to like actually get yourself to the gym

kendinizi

three times a week or four times a week or every day,

haftada üç kez veya haftada dört kez veya her gün spor salonuna götürmeyi gerçekten sevmeniz gerekir

you know, depending on what your goals are.

.

And then once you're actually doing that, then you can, you know, find

Ve sonra bunu gerçekten yaptığınızda,

a really great trainer who can help you to optimize, to do the exercises better.

egzersizleri daha iyi yapmanız için optimize etmenize yardımcı olabilecek gerçekten harika bir eğitmen bulabilirsiniz.

Or you can find like a really great program

Ya da

that helps you to, you know, have kind of like a method that you can follow.

takip edebileceğiniz bir tür yönteme sahip olmanıza yardımcı olan gerçekten harika bir program bulabilirsiniz.

But until you're actually like showing up every day, all the optimization

Ama aslında her gün ortaya çıkana kadar, tüm optimizasyon

and stuff, you might just end up failing because you want you won't stick with it.

falan, sonunda başarısız olabilirsin çünkü buna bağlı kalmamak istiyorsun.

So it's like it's about maybe simplifying the process, right?

Yani bu belki de süreci basitleştirmekle ilgili gibi, değil mi?

You lower the bar, you lower the expectations at first.

Çıtayı düşürürsünüz, önce beklentileri düşürürsünüz.

Right? Exactly.

Sağ? Kesinlikle.

You don't have super crazy high expectations.

Süper çılgın yüksek beklentileriniz yok.

You lower the bar.

Çıtayı indiriyorsun.

Yeah, maybe 2 minutes per day, 5 minutes per day.

Evet, belki günde 2 dakika, günde 5 dakika.

And then as time passes, you can raise the bar,

Ve sonra zaman geçtikçe çıtayı yükseltebilir,

you can increase the the complexity or the the expectations.

karmaşıklığı veya beklentileri artırabilirsiniz.

Right. Exactly.

Sağ. Kesinlikle.

That's the opposite is like let's let's raise the bar, let's stoke the fire.

Bunun tam tersi, hadi çıtayı yükseltelim, ateşi körükleyelim gibi.

I recommend you actually, I try this right now already for yourself.

Aslında size tavsiye ederim, bunu şu anda zaten kendiniz için deniyorum.

So talked about like a morning coffee.

Yani bir sabah kahvesi gibi hakkında konuştuk.

One thing you could do is, you know, maybe studying the new words that you learned

Yapabileceğiniz bir şey, bilirsiniz, belki dizi izlemeden önceki gece öğrendiğiniz yeni kelimeleri çalışmak

maybe the night before you watched TV series

and you took note of like a word or two and, you know, you could actually

ve bir iki kelime gibi not aldığınız ve bilirsiniz,

use these 2 minutes, 5 minutes that you're having more coffee

bu 2 dakika, 5'i gerçekten kullanabilirsiniz. daha fazla kahve içtiğiniz dakikalar

and just like review your list or, you know, use space repetition

ve sadece listenizi gözden geçirmek gibi veya bilirsiniz, bunları incelemek için uzay tekrarını kullanın, ki bundan

to study those, which we'll talk more about

daha fazla bahsedeceğiz

and a really great way you could do this as you're listening this podcast, right?

ve bu podcast'i dinlerken bunu yapmanın gerçekten harika bir yolu , Sağ? Az önce

So we just talked about, for example, lower the bar, raise the bar.

konuştuk, örneğin, çıtayı indirin, çıtayı yükseltin.

And if you are using the the app, we give you vocabulary

Ve uygulamayı kullanıyorsanız,

flashcards for every single podcast so you never forget these new words.

bu yeni kelimeleri asla unutmamanız için size her bir podcast için kelime bilgi kartları veriyoruz.

So you could actually,

for example, try this tomorrow while you're having a morning coffee.

Örneğin, bunu yarın sabah kahvenizi içerken deneyebilirsiniz.

Download the app now and then while you're doing it, then study

Uygulamayı şimdi ve sonra bunu yaparken indirin, ardından

some of the words that you learned today.

bugün öğrendiğiniz bazı kelimeleri çalışın.

And if you start doing that every single day, you're going to find

Ve bunu her gün yapmaya başlarsan,

instead of just like hearing these new expressions and then,

bu yeni ifadeleri duymak yerine,

you know, never using them again, you can actually make them

bilirsin, onları bir daha asla kullanmamak yerine, onları

an active part of your repertoire, your vocabulary.

repertuarının, kelime dağarcığının aktif bir parçası haline getirebilirsin .

So when you get a speaking opportunity, you can actually use them.

Yani bir konuşma fırsatı yakaladığınızda, onları gerçekten kullanabilirsiniz. Bir

So before we move on to the next component,

sonraki bileşene geçmeden önce, Atom Alışkanlıkları'nı okurken

I just wanted to share

one of my favorite quotes that when I was reading Atomic Habits,

en sevdiğim alıntılardan birini paylaşmak istedim ,

so he says, everyone is consumed by the end goal,

bu yüzden diyor ki, herkes nihai hedef tarafından tüketilir,

but one pushup is better than not exercising.

ancak bir şınav egzersiz yapmamaktan daha iyidir.

One minute of guitar practice is better than none at all.

Bir dakikalık gitar pratiği hiç yapmamaktan iyidir.

One minute of reading is better than never picking up a book.

Bir dakikalık okuma, hiç kitap almamaktan daha iyidir. Hiçbir şey yapmamaktansa umduğundan

It's better to do less than you hoped than to do nothing at all.

daha azını yapmak daha iyidir .

So this basically just points to is like, you know, maybe you had a plan

Yani bu temelde şuna işaret ediyor , bilirsiniz, belki

to study grammar for 30 minutes, but you're not...

30 dakika gramer çalışmak için bir planınız vardı, ama siz değilsiniz...

Maybe you have kids.

Belki çocuklarınız var.

They're like screaming in the morning.

Sabahları çığlık atar gibiler.

You couldn't get them out the door and stuff

Onları kapıdan çıkaramazdınız

and you only have 5 minutes then so do 5 minutes of grammar exercise

ve sadece 5 dakikanız var, o zaman sırf 30 dakikayı yapamadığınız için 5 dakikalık gramer alıştırması yapın

just because you couldn't do the 30 minutes. Lower the bar

. Şunu söyleyen çubuğu indirin

that said,

, bir

let's move on to the next component, which is connect it.

sonraki bileşene geçelim, onu bağlayın.

So the first part, first element of connect it is WHY.

Yani ilk kısım, onu bağlamanın ilk unsuru NEDEN'dir.

So we always tell people here, I really fingers start with your WHY

Bu yüzden burada insanlara her zaman şunu söyleriz, gerçekten parmaklarımla NEDEN'inizle başlıyorum

you know, which means that you're really getting clear on your deep

, yani bu, çoğu insanın aslında asla düşünmediği,

burning purpose for learning the language

dili öğrenmek için yanıp tutuşan amacınızı gerçekten netleştirdiğiniz anlamına geliyor

which most people never actually think about.

.

Why they're learning the language?

Neden dili öğreniyorlar?

They're just, you know, doing it because of external, external reasons.

Onlar sadece, bilirsin, bunu dış, dış sebepler yüzünden yapıyorlar.

Their parents tell them they have to do it

Ebeveynleri onlara bunu yapmak zorunda olduklarını

or they're doing it because they think they need to get a job

ya da bir iş bulmaları gerektiğini düşündükleri için yaptıklarını

or they're doing it because they think that it's something

ya da bunu

that successful people do, but they're never really connected inside to like,

başarılı insanların yaptığı bir şey olduğunu düşündükleri için yaptıklarını söylüyorlar ama asla içten içe bağlı değiller. Mesela, öğrenirsem

how is my life going to be different if I learn it?

hayatım nasıl farklı olacak ?

You know, what is something that can really

Bilirsiniz, gerçekten olabilecek bir şey nedir

this can actually be worthwhile, worth all the effort

bu gerçekten zahmete değer olabilir, tüm çabaya değer

because it really does take a lot of effort.

çünkü gerçekten çok fazla çaba gerektirir.

So this is something that's really valuable have because

Yani bu gerçekten değerli bir şey çünkü

when the going gets tough as we say, when things get difficult,

dediğimiz gibi işler zorlaştığında, işler zorlaştığında,

you know, you can go back to your WHY, you can reconnect to that

bilirsiniz, NEDEN'inize geri dönebilirsiniz, bununla yeniden bağlantı kurabilirsiniz

and it'll help to keep pushing you forward.

ve bu sizi ileriye doğru itmeye yardımcı olacaktır.

Will remind you of why you started learning in the first place.

İlk etapta neden öğrenmeye başladığınızı size hatırlatacaktır.

And a way that I used to do this,

Ve bunu daha önce yaptığım bir yol,

something that you can try right now

şimdi tekrar deneyebileceğiniz bir şey

again, like pausing and just taking a few moments to note down.

, duraklatmak ve not almak için sadece birkaç dakikanızı ayırmak gibi. Buna

It's called the Five Whys Exercise.

Beş Neden Egzersizi denir.

I just have all my students do this in the very first class, so

Tüm öğrencilerime bunu daha ilk sınıfta yaptırıyorum, bu yüzden

it's really simple.

gerçekten çok basit.

I have to do it is you ask yourself why am I learning English?

Bunu yapmak zorundayım, kendinize neden İngilizce öğrendiğimi mi soruyorsunuz?

And most people the first time they ask themselves, there's five whys.

Ve çoğu insan kendilerine ilk kez sorduklarında, beş neden vardır.

Because the first time you do

Çünkü kendinize ilk kez

ask yourself, you're probably you're going to say something

sorduğunuzda, muhtemelen

like, Oh, I'm learning it because I need to get a better job.

daha iyi bir iş bulmam gerektiği için öğreniyorum, gibi bir şey söyleyeceksiniz.

I'm learning it because my parents want me to.

Ailem istediği için öğreniyorum.

I'm learning it because my boss told me or helped me get the promotion.

Patronum bana söylediği veya terfi almama yardım ettiği için öğreniyorum.

I'm learning it because I want to travel

Bunu öğreniyorum çünkü seyahat etmek istiyorum

and all those things. They can be good.

ve tüm bu şeyler. İyi olabilirler.

They can be good reasons to learn and everything.

Öğrenmek ve her şey için iyi sebepler olabilirler.

But it's not it's not very unique.

Ama bu çok benzersiz değil.

It's not like something that's actually in turn on you that's really going to be

Bu, gerçekten size ışık tutacak,

something that's going to light you up and get you excited

sizi heyecanlandıracak

and give you purpose to put in all the hard work. So

ve tüm sıkı çalışmaları yapmanız için size amaç verecek bir şey olacak gibi değil. Yani

it's five ways.

So first yourself, ask yourself, why am I doing this?

beş yol. O

yüzden önce kendinize sorun, bunu neden yapıyorum?

And then when you give your answer, you say, And why is that important?

Ve sonra cevabınızı verdiğinizde, " Peki bu neden önemli?"

You think of an answer that.

Buna bir cevap düşünürsünüz.

So I want to learn English to travel.

Bu yüzden seyahat etmek için İngilizce öğrenmek istiyorum.

And why is that important?

Ve bu neden önemli?

Because I want to be able to travel and like talk to the locals.

Çünkü seyahat edebilmek ve yerel halkla konuşmayı sevmek istiyorum.

And why is that important?

Ve bu neden önemli?

Because I want to have an actual cultural experience

Çünkü

and not just be going as a tourist.

sadece turist olarak değil, gerçek bir kültürel deneyim yaşamak istiyorum.

And why is that important? And so on.

Ve bu neden önemli? Ve benzeri.

So you do this at least five times and you find by you get to the fifth time

Yani bunu en az beş kez yapıyorsunuz ve beşinci sefere geldiğinizde

it's going to connect and something that's like

bağlantı kuracağınızı anlıyorsunuz ve

really important to you, that's really uniquely important to you

sizin için gerçekten önemli olan bir şey, bu sizin için gerçekten benzersiz bir şekilde önemli

and what actually would have my students do is once they got this, it's

ve öğrencilerimin gerçekten yapmasını istediği şey, bunu anladıklarında. ,

put it somewhere

bir

to, you know,

yere koydu, bilirsiniz,

write it down again and put it somewhere where they would see it every single day.

tekrar yazmak ve her gün görecekleri bir yere koymak. Bunu

So I had one student who made it the screensaver on his phone.

telefonunun ekran koruyucusu yapan bir öğrencim vardı.

So every time he'd open up his phone, you would see his WHY for learning English.

Yani telefonunu her açtığında, İngilizce öğrenmek için NEDENİNİ görüyordunuz.

Had other students who put it on a computer on the fridge or,

Onu buzdolabına veya

you know, somewhere else where they would see it every day. So

her gün görecekleri başka bir yere bir bilgisayara koyan başka öğrenciler vardı.

take a moment to do that.

Bunu yapmak için bir dakikanızı ayırın.

It probably won't take you very long, and it can be

Muhtemelen çok uzun sürmeyecek ve İngilizce öğreniminizi

something that can really reinvigorate your English learning.

gerçekten canlandırabilecek bir şey olabilir .

There is a famous saying or proverb, right, Ethan, that goes something like

Ünlü bir söz veya atasözü vardır, değil mi Ethan,

If you don't know where you're going, any place will do something like that, right?

Nereye gittiğini bilmiyorsan, her yer böyle bir şey yapar, değil mi?

Yeah, I've heard it earlier.

Evet, daha önce duydum.

It's like if you don't know where you're going, any road will take you there.

Sanki nereye gittiğini bilmiyorsan , her yol seni oraya götürür.

There you go. Yeah.

İşte gidiyorsun. Evet.

It's like if you don't define your of your purpose or why

for learning English,

İngilizce öğrenmek için amacınızı veya nedeninizi tanımlamazsanız,

Yeah.

I mean, whatever result you get, you have to accept it, right.

evet.

Yani sonuç ne olursa olsun kabul etmek zorundasın, değil mi?

Because you know, there isn't a clear

Çünkü biliyorsunuz net

defined goal. Yeah.

tanımlanmış bir hedef yok. Evet.

And I actually found a quote that I really like connect to this

Ve aslında bununla

and from the Buddha who is probably one of the wisest people of all time.

ve muhtemelen tüm zamanların en bilge insanlarından biri olan Buddha'dan gerçekten sevdiğim bir alıntı buldum.

So he said, Your work is to discover your work

Bu yüzden dedi ki, Senin işin, işini keşfetmek

and then with all of your heart to give yourself to it.

ve sonra tüm kalbinle kendini ona vermek.

So might be a little bit confusing.

O yüzden biraz kafa karıştırıcı olabilir.

Your work is to discover your work.

İşiniz işinizi keşfetmektir.

So it's in another sense saying, you know, discover what were you put here to do?

Yani başka bir anlamda, bilirsin, buraya ne yapmak için konulduğunu keşfet?

What is your purpose?

Amacınız ne?

And like ultimately to you might have one.

Ve sonuçta senin için bir tane olabilir.

Why now in the maybe next year or in two years?

Neden şimdi belki gelecek yıl veya iki yıl sonra?

In five years, if you were to do this exercise again, it might have changed.

Beş yıl sonra, bu alıştırmayı tekrar yapsaydınız, değişebilirdi.

You know, maybe you already got to your first WHY

Biliyor musun, belki zaten ilk NEDEN'ine ulaştın

or maybe you're having what happens to a lot of people.

ya da belki birçok insanın başına gelenleri yaşıyorsun.

So once they start learning English,

Böylece İngilizce öğrenmeye başladıklarında, diğer ülkelerden

they connect with people from other countries.

insanlarla bağlantı kurarlar .

They have new experiences and everything and it kind of like opens their,

Yeni deneyimlere ve her şeye sahipler ve bu onların gözlerini açıyor,

opens their eyes to a new reality, to a new world, to a new worldview.

yeni bir gerçekliğe, yeni bir dünyaya, yeni bir dünya görüşüne açıyor.

And so, like

Ve böylece,

an even deeper part of this, of discovering

bunun daha da derin bir parçası gibi,

your way is like really an ability.

yolunuzu keşfetmek gerçekten bir yetenek gibidir.

It gives you the ability to connect to the world, you know,

Size dünyayla bağlantı kurma yeteneği verir, bilirsiniz,

so that you can play a role

böylece

as like a global citizen and make the world a better place to be.

küresel bir vatandaş gibi bir rol oynayabilir ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilirsiniz.

So I really like this quote from the Buddha

Bu yüzden Buda'nın bu alıntısını gerçekten seviyorum

because I feel like it kind of captures that.

çünkü onu bir nevi yakalıyormuş gibi hissediyorum .

It's like, you know, discovering what were you put here to do?

Buraya ne yapmak için konulduğunu keşfetmek gibi.

How is English like playing a part in that?

İngilizcenin bunda nasıl bir rolü var?

And, you know, give all your heart to it, like really pour yourself into that

Ve bilirsiniz, tüm kalbinizi buna verin,

to give all of your energy to it because, you know, it's it's

tüm enerjinizi buna vermek için gerçekten kendinizi buna verin çünkü, bilirsiniz,

going to be a life well lived in my case, we talked about

benim durumumda bu iyi yaşanmış bir hayat olacak, NEDEN hakkında konuştuk

WHY, which is kind of like, you know, your internal how

, ki bu bir tür, bilirsiniz, örneğin İngilizcenizle nasıl

you know how you're connecting to your English for example.

bağlantı kurduğunuzu nasıl bildiğiniz içseldir .

But on the other side of this is of connecting.

Ancak bunun diğer tarafında bağlantı var.

It is Identity. Is

Kimliktir.

how does your English connect to you?

İngilizceniz size nasıl bağlanıyor?

So you had like a really great quote for this in Thiago.

Demek Thiago'da bunun için gerçekten harika bir alıntı yaptın .

Yeah, yeah.

Evet evet.

There's a quote here from Carl Jung. Right.

Burada Carl Jung'dan bir alıntı var . Sağ.

And he says, I am not what happened to me.

Ve diyor ki, ben başıma gelenlerden değilim. Ben

I am what I choose to become.

olmayı seçtiğim kişiyim.

I really love that because I've had many students coming to me for classes and,

Bunu gerçekten seviyorum çünkü dersler için bana gelen birçok öğrencim oldu ve

you know, some of them, they they carry with them

bilirsiniz, bazıları, konu

some traumas from the past when it comes to learning English.

İngilizce öğrenmeye geldiğinde geçmişten bazı travmaları yanlarında taşıyorlar.

And they say things like, Oh, I wish I had started learning English earlier.

Ah, keşke daha önce İngilizce öğrenmeye başlasaydım gibi şeyler söylüyorlar.

I wish I hadn't taken so long or I wish my parents had enrolled me, you know,

Keşke bu kadar uzun sürmeseydim ya da keşke ailem beni daha gençken

in an English course or four English classes back when I was younger, you know.

bir İngilizce kursuna ya da dört İngilizce sınıfına kaydettirseydi, bilirsiniz.

But it's no use dwelling right on these thoughts.

Ancak bu düşünceler üzerinde fazla durmanın bir faydası yok.

Yeah. I mean, what happened to you? Happened to you.

Evet. Yani, sana ne oldu ? Sana oldu.

That's the past.

Bu geçmiş.

Now what matters is what you choose to do with your life now and in the future.

Şimdi önemli olan, şimdi ve gelecekte yaşamınızla ne yapmayı seçtiğinizdir.

So this quote here. Yeah, I am not

Yani bu alıntı burada. Evet,

what happened to me,

başıma gelen şey ben değilim,

I am what I choose to become, I think is really powerful

olmayı seçtiğim kişiyim, bence bu gerçekten güçlü

because you have the power, you have the autonomy to define

çünkü

what kind of person you want to be in the future.

gelecekte nasıl bir insan olmak istediğinizi belirleme gücünüz, özerkliğiniz var.

And then like the Buddha quote.

Ve sonra Buddha alıntısı gibi.

Right, give yourself to it. Yeah.

Tamam, kendini buna ver. Evet. Bu vizyonu gerçekleştirmek veya gerçekleştirmek için

Give ourself all your energy, all your creativity, all your talent

tüm enerjinizi, tüm yaratıcılığınızı, tüm yeteneğinizi kendimize verin

to accomplish or to realize that vision

and still talking about identity.

ve hala kimlik hakkında konuşuyoruz.

I think, you know, if you can connect that with the type of person

Bence, bilirsin, bunu

you want to become, I think that's more powerful than just having a goal.

olmak istediğin insan tipiyle ilişkilendirirsen, bence bu sadece bir hedefe sahip olmaktan daha güçlü. Bu bölüme

We were talking about this in the prep for this episode, right?

hazırlanırken bundan bahsediyorduk , değil mi?

Yes. And I was reflecting on my learning.

Evet. Ve öğrendiklerimi düşünüyordum.

You know, I started learning English when I was 15 years old.

Biliyorsunuz ben 15 yaşımda İngilizce öğrenmeye başladım .

Like it's been 20 years already.

Sanki 20 yıl geçmiş gibi.

And I don't remember saying to myself,

Ve kendi kendime

I want to learn English or I want to improve my English.

İngilizce öğrenmek istiyorum ya da İngilizcemi geliştirmek istiyorum dediğimi hatırlamıyorum. Aklımda kendi kendime konuşurken

I don't ever remember using those words when talking to myself in my mind.

bu kelimeleri kullandığımı hiç hatırlamıyorum .

But what I remember saying a lot to myself was,

Ama kendi kendime çok şey söylediğimi hatırlıyorum,

I want to be a bilingual person or I want to become bilingual.

iki dilli biri olmak istiyorum ya da iki dilli olmak istiyorum. İki dil

The idea of being bilingual using two languages was very appealing to me,

kullanarak iki dilli olma fikri bana çok çekici geldi

and that's what I said to myself a lot.

ve bunu kendi kendime çokça söyledim. Olmak istiyorum

I want to be I want to become a bilingual person

who expresses themselves well, in my case in Portuguese,

Kendilerini iyi ifade eden iki dilli biri olmak istiyorum, benim durumumda

my native tongue, and also in English, my second language of choice.

anadilim olan Portekizce ve ayrıca ikinci tercihim olan İngilizce.

But I think that the words we use

Ama

when talking to ourselves, our inner voice, yeah, the words are important.

kendimizle konuşurken kullandığımız kelimelerin, iç sesimizin, evet kelimelerin önemli olduğunu düşünüyorum.

They matter because, you see, if you use words like be, being or becoming,

Önemlidir çünkü olmak, olmak ya da olmak gibi kelimeleri kullanırsanız,

that is deeply connected to your self,

bu sizin benliğinizle,

to your identity, or how you view yourself in the future.

kimliğinizle ya da kendinizi gelecekte nasıl gördüğünüzle derinden bağlantılıdır. Bunun

Instead of I want to learn English, which is a goal.

yerine bir amaç olan İngilizce öğrenmek istiyorum .

It's something you are going for.

Bu senin için gittiğin bir şey.

I want to be I want to be an English speaker.

Olmak istiyorum İngilizce konuşan biri olmak istiyorum.

I want to become a fluent English speaker, a confident English speaker.

Akıcı bir İngilizce konuşan, kendinden emin bir İngilizce konuşan biri olmak istiyorum.

I think that rings more

Bence bu daha çok

to the core.

I think, you know, it's more powerful.

öze hitap ediyor.

Bence, bilirsin, daha güçlü.

Yeah. To look at it like that.

Evet. Böyle bakmak için. Bu

So one recommendation is

nedenle, bir tavsiye, kullandığınız

reflect on the kinds of words you have been using.

kelime türleri üzerinde düşünmektir .

Yeah.

With yourself when talking about your goals with English.

Evet.

İngilizce ile hedefleriniz hakkında konuşurken kendinizle.

Yeah.

Evet. Olmak istediğiniz

Does it have any

any connection with the type of person you want to become.

insan türüyle herhangi bir bağlantısı var mı?

Yeah.

So it's important to think about these things as well.

Evet.

Bu yüzden bu şeyler hakkında da düşünmek önemlidir.

Yeah.

Evet.

Yeah.

Evet.

It's like you're saying before shifting from

Sanki geçiş yapmadan önce

if you're having that self-talk, self-talk,

kendi kendine konuşuyorsan, kendi kendine konuşuyorsan, kendi

how you talk to yourself is really important.

kendine nasıl konuştuğunun gerçekten önemli olduğunu söylüyorsun.

So if you have that self-talk of like, oh, you know, I wish that

Yani, kendi kendine şöyle bir konuşmaya sahipsen, oh, bilirsin, keşke

my parents had, you know, enrolled me in, of course, when I was younger.

ailem beni, bilirsin , tabii ki ben daha gençken kaydettirmiş olsaydı.

I wish I had started earlier.

Keşke daha önce başlasaydım.

I wish I had more money so I could get whatever teacher or sign up

Keşke daha fazla param olsaydı, böylece herhangi bir öğretmeni bulabilseydim veya

for whatever course, and instead, like at where you are, you know,

herhangi bir kursa kaydolabilseydim ve bunun yerine, olduğun yerde olduğun gibi, bilirsin,

start from where you are and start thinking about like the future.

olduğun yerden başlayıp gelecek gibi düşünmeye başlayabilseydim.

Like who do you want to become? Why is all the effort worth it?

Mesela kim olmak istiyorsun? Neden tüm çabaya değer?

And a really great exercise for this as well.

Ve bunun için de gerçekten harika bir egzersiz.

I like what Thiago was saying about actually kind of

Thiago'nun aslında kendi

becoming more

aware of how you're talking to yourself is starting with the end in mind.

kendinle nasıl konuştuğunun daha fazla farkına varmakla ilgili söylediği şey hoşuma gitti .

So what this means is envisioning your future self

Yani bunun anlamı, netleştikten sonra gelecekteki benliğinizi tasavvur etmek

once you've gotten clear, I'm like, I want to be a bilingual person.

, Ben iki dilli bir insan olmak istiyorum.

So holding that version of yourself in your mind and then thinking

Yani kendinizin o versiyonunu zihninizde tutun ve sonra

about the details, you know, like actually kind of trying to visualize, okay,

detayları düşünün, bilirsiniz, aslında bir nevi görselleştirmeye çalışmak gibi, tamam,

so I'm going to be this bilingual person all my life, be like,

öyleyse hayatım boyunca bu iki dilli insan olacağım , '

What will I be doing?

Ne olacağım' gibi olacağım. yapmak?

Who I spend my time with?

Zamanımı kiminle geçiriyorum?

Where will I be working?

Nerede çalışacağım?

Where will I be living?

Nerede yaşayacağım?

All these kind of things and getting like really clear in your head

Tüm bu tür şeyler ve kafanızda

that what what will your life be like once you've achieved that goal?

bu hedefe ulaştığınızda hayatınızın nasıl olacağı konusunda gerçekten netleşmek?

And then work backwards from that.

Ve sonra bundan geriye doğru çalışın.

Like so we talk about a lot is fake it until you become it

Mesela, siz o hale gelene kadar pek çok şeyin sahte olduğundan bahsediyoruz,

so you can already start acting like that future self that you wish to be.

böylece şimdiden gelecekte olmak istediğiniz o kişi gibi davranmaya başlayabilirsiniz.

So what would that you start making decisions based on that?

Peki buna dayanarak karar vermeye başlasanız ne olurdu?

So you know, for example, maybe instead of watching a TV series

Yani hani mesela belki İngilizce bir diziyi kendi

in English with subtitles in your native language,

ana dilinizde altyazılı izlemek yerine daha zor olsa bile İngilizce

you start watching them with subtitles in English,

altyazılı izlemeye başlıyorsunuz

even though it's more difficult or instead of,

ya da

I don't know,

ne bileyim

lazing about Saturday morning, maybe you spend just 10 minutes getting

cumartesi hakkında tembellik yapmak yerine sabah, belki sadece 10 dakikanızı

your dusty grammar book off the shelf and like doing some exercises

tozlu gramer kitabınızı raftan alıp bazı alıştırmalar yapmak için harcıyorsunuz

and, you know, maybe, maybe instead of avoiding having a conversation

ve bilirsiniz, belki, belki, belki birisiyle İngilizce konuşmaktan kaçınmak yerine

with someone in English, Thiago has talked about this a lot that he used

, Thiago bundan çok bahsetmiştir. memleketi Sao Paulo'da

to really push himself every time in his native city of Sao Paulo.

her seferinde kendini gerçekten zorlamak .

Like actually when he heard overheard someone speaking another language

Aslında, başka bir dilde konuşan birinin

to go up to them and introduce himself and speak English.

yanlarına gidip kendini tanıttığını ve İngilizce konuştuğunu duyduğunda olduğu gibi.

So, you know, instead of maybe shying away from those opportunities,

Yani, bilirsiniz, belki bu fırsatlardan çekinmek yerine,

putting yourself out there and saying like, oh,

kendinizi ortaya koyup, ah,

you know, this is a chance to speak English,

bilirsiniz, bu İngilizce konuşmak için bir şans,

you want to become that future self who can speak English naturally, confidently.

geleceğin İngilizcesini doğal ve kendinden emin bir şekilde konuşabilen o kişi olmak istiyorsunuz, demek yerine.

You have to start doing it now, even if it's difficult,

Zor da olsa,

even if you're shy, even if you know you fail the first couple of times.

utangaç olsanız da, ilk birkaç seferde başarısız olacağınızı bilseniz de şimdi yapmaya başlamalısınız.

But you have to have those experiences

Ancak, gelecekte olmak istediğiniz o kişi olmak için bu deneyimlere sahip olmalısınız

to become that future self that you want to become.

.

So we are going to share

Bu yüzden

the last component with you, which is activate it.

sizinle son bileşeni, yani etkinleştirin'i paylaşacağız.

But first, we want to take a quick break just to thank some of our listeners.

Ama önce bazı dinleyicilerimize teşekkür etmek için kısa bir ara vermek istiyoruz .

So Thiago, I'll let you do the honor of sharing our first shout out.

O halde Thiago, ilk haykırışımızı paylaşma onurunu sana bırakacağım.

All right.

The first shout out goes to Duulaaye, I believe.

Elbette. Sanırım

ilk haykırış Duulaaye'ye gitti .

Sorry for mispronouncing that.

Bunu yanlış telaffuz ettiğim için özür dilerim.

The testimonial goes like this.

Tanıklık böyle devam ediyor.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim. Bunu

I do like so and sorry also if I'm butchering your name,

seviyorum ve adınızı katlediyorsam da özür dilerim,

but if you want us to shout you out,

ancak sizi haykırmamızı istiyorsanız, bunu

one way you can do that is by download the app.

yapmanın bir yolu uygulamayı indirmektir.

We've already talked about it a few times.

Zaten birkaç kez bunun hakkında konuştuk.

It's free to download and when you do, if you enjoy the experience,

İndirmesi ücretsizdir ve indirdiğinizde, deneyimden keyif alıyorsanız Apple uygulamasında veya Google Play Store'da

then just leave us a five star review in the Apple app or Google Play Store.

bize beş yıldızlı bir yorum bırakmanız yeterlidir .

Let other learners know what your experience was like.

Diğer öğrencilerin deneyiminizin nasıl olduğunu bilmesini sağlayın.

Just like Duulaaye did.

Tıpkı Duulaaye'nin yaptığı gibi.

And that way we can find you and also shout you out.

Ve bu şekilde seni bulabilir ve ayrıca seni haykırabiliriz. Clyde'dan

And we have a very lovely comment that came from one of our recent episodes

son bölümlerimizden birinden

from Clyde in the comments of YouTube.

YouTube'daki yorumlarda çok güzel bir yorumumuz var.

So do you want to go ahead and share what he said?

Öyleyse devam edip söylediklerini paylaşmak ister misin?

Yeah, yeah, sure.

Evet, evet, tabii.

By the way, Clyde is a he's always commenting on our video.

Bu arada, Clyde her zaman videomuza yorum yapıyor.

So thank you so much for that, for watching us and

Bunun için, bizi izlediğiniz ve bölüm

for, you know, interacting with the video by leaving our thoughts on the

hakkındaki düşüncelerimizi bırakarak videoyla etkileşime geçtiğiniz için çok teşekkür ederiz

the episode.

Yeah, it means a lot to us. Right.

.

Evet, bizim için çok şey ifade ediyor. Sağ.

So in this comment here, Clyde says:

Bu yorumda, Clyde şöyle diyor:

Like he referred to it as a train. Yeah, yeah.

Sanki ondan tren olarak bahsetmiş gibi. Evet evet.

Get on the fluency train.

Akıcılık trenine binin. Bu

So if you're watching this on YouTube, you can leave us a comment down below,

yüzden, bunu YouTube'da izliyorsanız, bize aşağıya bir yorum bırakarak bölüm

letting us know what you thought about the episode and we might shot you up next.

hakkında ne düşündüğünüzü bize bildirin ve sıradaki sizi vurabiliriz.

And if you're listening to this, you can go.

Ve eğer bunu dinliyorsan gidebilirsin.

If you would like to actually see us and watch the video,

Bizi gerçekten görmek ve videoyu izlemek istiyorsanız,

then that's also an option for you.

o zaman bu da sizin için bir seçenek.

And I did want to point out before we move on,

Ve devam etmeden önce belirtmek istedim,

because he said in a nutshell, so what does it mean to say in a nutshell.

çünkü kısaca söyledi, peki kısaca söylemek ne anlama geliyor? Söylediklerinizi

When I want to summarize what you're saying,

özetlemek istediğimde ,

you can use that expression in a nutshell.

kısaca o ifadeyi kullanabilirsiniz. Falan,

Imagine you were explaining a bunch of things like blah, blah,

falan, falan, falan, falan, falan, falan, falan, falan, falan, falan gibi bir sürü şeyi açıkladığını hayal et

blah, blah, blah, blah, blah, blah, blah, blah, blah.

.

And then for you to summarize,

Ve sonra özetlemeniz,

to bring it to a conclusion, you can go in a nutshell, blah, blah, blah.

bir sonuca varmanız için, özetle gidebilirsiniz, falan, falan, falan.

Yeah.

Evet.

So let's move into the final component as promised, which is activate it.

Öyleyse söz verdiğimiz gibi son bileşene geçelim, o da onu etkinleştir.

So activating it, we have two more elements here.

Yani onu etkinleştirerek, burada iki öğemiz daha var.

The first one being always learning what we actually we might

Birincisi, aslında her zaman ne öğrendiğimiz,

change the name of this in the future.

bunun adını gelecekte değiştirebiliriz.

We're still kind of figuring out exactly what to call it,

Hâlâ ona tam olarak ne isim vereceğimizi bulmaya çalışıyoruz,

but it's something that Thiago and I, we both have talked about a lot

ancak bu, Thiago ve benim, ikimizin de geçmiş podcast'te hakkında çok konuştuğumuz bir şey

on past podcast,

,

because it's something that even once you get to very advanced

çünkü bu, çok ileri

levels, it's such an important thing to keep always present.

seviyelere ulaştığınızda bile, çok önemli bir şey. her zaman mevcut tutmak için bir şey.

And that's being curious, you know, it's always kind of

Ve bu meraklı olmak, bilirsiniz, her zaman

taking advantage of things that you're learning with,

birlikte öğrendiğiniz şeylerden faydalanmaktır,

be that watching a TV series,

bir dizi izlemek,

watching a movie, listening to this podcast and looking for those bits

bir film izlemek, bu podcast'i dinlemek ve

and pieces of things that are interesting to you, that stick out to you.

ilginç olan küçük şeyleri aramak. sana, bu sana yapışıyor.

You know,

maybe it's a bit of pronunciation, maybe it's a new word, an expression,

Bilirsin,

belki biraz telaffuz, belki yeni bir kelime, bir ifade,

maybe it's a it's grammatical structure that you're studying.

belki de çalışmakta olduğun bir gramer yapısı .

And, you know, maybe you've you pause, you go back, you

Ve, bilirsin, belki ara verirsin, geri dönersin,

you take some notes or something like that.

bazı notlar alırsın ya da onun gibi bir şey. Bundan

So one of the really great ways to take advantage of this is really simple.

yararlanmanın gerçekten harika yollarından biri gerçekten basit.

And actually we did a video all about this because it's about like activating

Ve aslında bununla ilgili bir video yaptık çünkü bu, gerçek hayattaki İngilizce YouTube kanalımızda bulabileceğiniz

your English called The Secret to go from intermediate

The Secret adlı İngilizcenizi orta seviyeden ileri seviyeye geçmek için etkinleştirmekle ilgili

to advance, which you can find on our real life English YouTube channel.

.

And we'll also link it in the description in the show notes.

Ayrıca gösteri notlarındaki açıklamaya da bağlayacağız.

The simple exercise here is just whatever you're doing.

Buradaki basit egzersiz, yaptığınız her şeydir.

You know, if you're listening to a podcast,

Hani podcast dinliyorsanız, size

if it's convenient for you, if you're a place where you can write down

uygun geliyorsa, yazı yazabileceğiniz bir yerseniz

or if you're watching a TV series, grab a notepad or notepad app on your phone.

ya da dizi izliyorsanız telefonunuza bir notepad ya da notepad uygulaması alın.

And when you see a new word or a new expression that you haven't seen before,

Ve daha önce görmediğiniz yeni bir kelime veya yeni bir ifade gördüğünüzde

note it down.

Just take it. It's like really simple.

not edin.

Sadece al. Sanki çok basit.

You just have to tap your phone open there

Telefonunuzu orada açmak için dokunmanız yeterlidir

and, you know, just take a moment to take note of it.

ve bilirsiniz, not almak için bir dakikanızı ayırın.

You don't have to do anything else.

Başka bir şey yapmak zorunda değilsin. Orada öylece

You can just sit there, enjoy watching the series,

oturabilir, diziyi izlemenin keyfini çıkarabilirsiniz,

but making sure to take note of any new word that you find.

ancak bulduğunuz her yeni kelimeyi not ettiğinizden emin olun.

And then

Ve bir

the next step, which actually could even go into the next element

sonraki adım, hatta onu etkinleştirmenin bir sonraki unsuruna bile girebilecek olan

of activating it, is adding it to a spaced repetition system.

, onu aralıklı bir tekrarlama sistemine eklemektir.

So spaced repetition system is a technology that works

Aralıklı tekrar sistemi, hiçbir bilgiyi asla unutmamanızı sağlamak için

with how your brain, how your memory are formed

beyninizin, hafızanızın nasıl oluştuğu ile çalışan bir teknolojidir

to make sure that you never forget a piece of information.

.

There are

some really great apps that we recommend all the time, like Anki, Memorize.

Anki, Memorize gibi her zaman önerdiğimiz gerçekten harika uygulamalar var.

Of course,

Elbette,

if you're using the app, we also give you vocabulary

uygulamayı kullanıyorsanız, size kelime dağarcığı da veriyoruz

and we have our own spaced repetition system

ve kendi aralıklı tekrarlama sistemimiz var,

so that the new words and expressions that you're learning

böylece bugünkü podcast bölümünde öğrendiğiniz yeni kelimeler ve ifadeleri

in the episode of today's podcast, you'll never forget them.

asla unutmayacaksınız. Konuşma zamanı geldiğinde onları gerçekten hatırlayabiliyorsan,

So that's like really amazing

bu gerçekten harika bir şey

is if you can actually remember them when it comes time to speak.

.

And if you do these two things, you know, when you're watching TV series

Ve bu iki şeyi yaparsanız, hani dizi izlerken

or listen to a podcast, you actually like taking over the new words

ya da podcast dinlerken aslında yeni kelimeleri ezberlemeyi seviyorsunuz

and then you add them to space repetition system like this,

ve sonra bunları uzay tekrarı sistemine ekliyorsunuz, bu şekilde olmasını

you can ensure that you're actually expanding your active vocabulary

sağlayabilirsiniz. aslında aktif kelime dağarcığınızı genişletiyorsunuz

and there's a quote that actually I just happened upon this morning,

ve aslında bu sabah başıma gelen bir alıntı var,

so I thought it would be great to share here

bu yüzden burada paylaşmanın harika olacağını düşündüm

big part of this

of always learning is being really humble in your life.

.

This is actually something that Thiago and I

Bu aslında Thiago ve benim

were talking about in a recent episode, is that a lot of times

yakın tarihli bir bölümde bahsettiğimiz bir şey, çoğu zaman

once people get to like an upper, intermediate or advanced level,

insanlar bir üst, orta veya ileri seviyeden hoşlandıklarında, bir

they'll kind of, you know, they'll become a little bit arrogant

şekilde, bilirsiniz, biraz olacaklar biraz kibirli

or for themselves, their ego will kind of get the better of them.

ya da kendileri için, egoları onları bir nevi yenecek.

And they start thinking like, you know, I'm already to this level.

Ve ben zaten bu seviyeye gelmişim gibi düşünmeye başlarlar.

I don't need to ask about the definition of new words.

Yeni kelimelerin tanımını sormama gerek yok.

I don't need to practice mimicry.

Mimik yapmaya ihtiyacım yok.

I don't need to improve my accent or improve my pronunciation or whatever.

Aksanımı geliştirmem ya da telaffuzumu geliştirmem gerekmiyor.

The case is kind of like, Oh, I've made it.

Durum bir nevi, Oh, başardım.

You know, I'm good.

Ben iyiyim.

But it's important to keep in mind to keep

Ancak, alçakgönüllü kalma ilkesini bir nevi korumayı akılda tutmak önemlidir

to kind of keep that principle

of staying humble because there's always someone who's better than you.

çünkü her zaman sizden daha iyi biri vardır.

There's always someone who knows more than you.

Her zaman senden daha fazlasını bilen biri vardır.

There's always someone who can teach you something.

Her zaman sana bir şeyler öğretebilecek biri vardır .

There are always new things that you can learn.

Her zaman öğrenebileceğiniz yeni şeyler vardır . Bundan

So the quote that I was talking about this is from

bahsettiğim alıntı,

we looked at the pronunciation before, but I'm still going to butcher this.

daha önce telaffuza baktığımız yerden, ama yine de bunu keseceğim. Dinleyicilerimiz arasında

So if there's any Greek listeners in our in our audience, you can

herhangi bir Yunan dinleyici varsa ,

you can correct me maybe.

belki beni düzeltebilirsiniz.

But is it from Epictetus?

Ama Epiktetos'tan mı?

Epictetus, something like that Greek philosopher.

Epiktetos, o Yunan filozofu gibi bir şey.

And he says it is impossible to learn that which one thinks one already knows.

Ve zaten bildiğini sandığın şeyi öğrenmenin imkansız olduğunu söylüyor .

So is it possible to learn that which one thinks one already knows?

Peki zaten bildiğini sandığı şeyi öğrenmek mümkün müdür?

Which basically means

Bu, temel olarak,

that if you're so convinced that you already know everything, then

zaten her şeyi bildiğinize o kadar ikna olduysanız, o zaman

you know you're kind of like closing your mind off

to any new possibilities of learning new things.

yeni şeyler öğrenmenin yeni olasılıklarına zihninizi kapattığınızı bildiğiniz anlamına gelir.

Um, there's also like a lot, there's kind of like the sayings around, you know,

Um, ayrıca pek çok şey var, etrafta atasözleri gibi bir şey var, bilirsiniz,

once the student's ready, the teacher will appear.

öğrenci hazır olduğunda, öğretmen ortaya çıkar.

And, you know, if your mind is closed off, then no one can really teach you.

Ve bilirsin, eğer zihnin kapalıysa, o zaman kimse sana gerçekten öğretemez.

No one can help you.

Kimse sana yardım edemez.

So it's important to keep that humility, keep an open mind, stay curious.

Bu yüzden alçakgönüllülüğü korumak, açık fikirli olmak, meraklı kalmak önemlidir.

And I think if you do that, then you're going to see you're

Ve bence bunu yaparsan

able to learn so much more.

çok daha fazlasını öğrenebileceğini göreceksin.

And going from there, I think that it'd be perfect actually,

Ve oradan yola çıkarak, aslında mükemmel olacağını düşünüyorum

because Thiago is talking about a quote that has all to do about over practice,

çünkü Thiago, onu harekete geçirmenin bir sonraki unsuru olan aşırı pratikle ilgili her şeyi içeren bir alıntıdan bahsediyor

which is the next element of activating it.

.

Yeah, yeah, sure.

Evet, evet, tabii.

I just want make a comment about what you were saying before.

Sadece daha önce söyledikleriniz hakkında bir yorum yapmak istiyorum.

Yeah. About the quote. Yeah.

Evet. Alıntı hakkında. Evet.

It's about lifelong learning as well.

Hayat boyu öğrenmeyle de ilgili.

Yeah. Like you are learning for life.

Evet. Sanki ömür boyu öğreniyorsun.

You never stop learning.

Öğrenmeyi asla bırakmazsın.

And we can also bring up here the growth mindset versus the fixed mindset, right?

Ayrıca sabit zihniyete karşı büyüme zihniyetini burada da gündeme getirebiliriz , değil mi?

So if you have a growth mindset

Dolayısıyla, gelişen bir zihniyete sahipseniz

and you believe that there is always something new to learn,

ve her zaman öğrenilecek yeni bir şey olduğuna inanıyorsanız,

you are always learning and you are open

her zaman öğreniyorsunuz ve

as a person, as an individual, you are open to new information,

bir kişi olarak, bir birey olarak açıksınız, yeni bilgilere,

you are open to a new way

yeni bir öğrenme yoluna açıksınız.

of looking at something that maybe you have been doing for years already.

belki de yıllardır yaptığınız bir şeye bakmak .

This is growth mindset.

Bu büyüme zihniyetidir.

Now, fixed mindset is that person that believes

Sabit zihniyet,

what Ethan was describing right now, right, Ethan?

Ethan'ın şu anda tarif ettiği şeye inanan kişidir , değil mi Ethan?

Like, Oh, I've learned all I could.

Oh, öğrenebileceğim her şeyi öğrendim gibi.

I've taken my English, you know, as as far as I could.

İngilizcemi elimden geldiğince aldım, biliyorsun.

Now I'm done.

Şimdi bitirdim.

Yeah. This is not much of a growth mindset.

Evet. Bu pek büyüme zihniyeti değil.

I mean, I've been doing this for years, guys.

Yani, bunu yıllardır yapıyorum arkadaşlar.

I've been learning English for 20 years,

20 yıldır İngilizce öğreniyorum

and I still feel like there's stuff that I have to learn and improve.

ve hala öğrenmem ve geliştirmem gereken şeyler varmış gibi hissediyorum.

So it never ends, right?

Yani hiç bitmiyor değil mi?

It never stops.

Asla durmaz.

And our mother tongue is even.

Ve ana dilimiz çifttir.

We never know all of the words.

Hiçbir zaman tüm kelimeleri bilemeyiz.

So we never, you know, know how to say.

Yani biz asla nasıl söyleyeceğimizi bilemeyiz.

Greek philosophers, names that. Not at all, yeah.

Yunan filozofları, bunu adlandırır. Hiç değil, evet.

A quote

that I got for today's episode related to

Bununla ilgili bugünkü bölüm için aldığım bir alıntı

this is from Simon Sinek and from his book Start With Why.

Simon Sinek'ten ve Start With Why kitabından.

And he says Passion alone can't cut it.

Ve tek başına Tutkunun onu kesemeyeceğini söylüyor.

For a passion to survive, it needs structure.

Bir tutkunun hayatta kalması için bir yapıya ihtiyacı vardır.

A Why without How has little probability of success.

Nedensiz Nasıl'ın başarı olasılığı çok düşüktür.

I really love this because I know

Bunu gerçekten seviyorum çünkü

so far, you know, we have been talking about living our English right

şimdiye kadar biliyorum, bilirsiniz, her gün İngilizcemizi doğru yaşamaktan bahsediyoruz ve

every day, connecting it to a deeper intrinsic motivator.

onu daha derin bir içsel motivasyon kaynağına bağlıyoruz.

Yeah. In our case, developing your why.

Evet. Bizim durumumuzda, nedeninizi geliştirmek.

Why am I learning English? That's great.

Neden İngilizce öğreniyorum? Bu harika.

If you do these two things already, that's going to take a really far.

Bu iki şeyi zaten yaparsanız, bu gerçekten çok uzun sürecek.

Yeah, but as the quote here says, you also need

Evet, ama buradaki alıntıda da belirtildiği gibi,

some sort of structure for your studies.

çalışmalarınız için bir tür yapıya da ihtiyacınız var.

It's just like going to the gym.

Tıpkı spor salonuna gitmek gibi.

Maybe you have already been consuming a lot of content

Belki de şimdiden

about workouts and diets or healthy eating, right?

spor ve diyet ya da sağlıklı beslenme ile ilgili pek çok içerik tüketiyorsunuz değil mi?

You are living that world by consuming content about it

O dünyayı onunla ilgili içeriği tüketerek yaşıyorsunuz

and you have a deeper reason why you want to be a healthier person.

ve daha sağlıklı bir insan olmak istemenizin daha derin bir nedeni var.

That's cool,

but just going to the gym and not knowing what you're going to do there,

Bu harika,

ama sadece spor salonuna gitmek ve orada ne yapacağını bilmemek

that's not the best strategy.

en iyi strateji değil. Spor

You need a how you need a structure in the in the case of the gym,

salonunda nasıl bir yapıya ihtiyacınız var ,

maybe you need to know what muscle groups are going to be working

belki de o gün hangi kas gruplarının çalışacağını

on that day, for how long, how many sessions you're going to do.

, ne kadar süreyle, kaç seans yapacağınızı bilmeniz gerekiyor.

So you can apply the same principle to your English learning?

Aynı prensibi İngilizce öğreniminize uygulayabilmeniz için mi?

Yes, live your English every day, consume lots of content, develop that.

Evet, her gün İngilizcenizi yaşayın, bol bol içerik tüketin, geliştirin.

Why that identity.

Neden bu kimlik.

Yeah the future self you want to you are striving for but

Evet, gelecekteki benliğiniz için çabalıyorsunuz ama

also you need that moment in your week, maybe once or twice a week.

aynı zamanda o ana da haftanızda, belki haftada bir veya iki kez ihtiyacınız var.

That is more deliberate, that is more structured,

Bu daha kasıtlı, bu daha yapılandırılmış,

maybe something like, okay, today

belki şöyle bir şey, tamam, bugün

I'm going to sit down for 20 minutes and work on my pronunciation deliberately.

20 dakika oturacağım ve kasıtlı olarak telaffuzum üzerinde çalışacağım.

I'm going to listen when I

listen to a podcast or watch a movie and repeat what I hear

Bir podcast dinlediğimde veya bir film izlediğimde dinleyeceğim ve

tomorrow or another day, you know, I'm going to sit down

yarın veya başka bir gün duyduklarımı tekrarlayacağım, bilirsiniz,

and do some grammar work here

burada oturup biraz gramer çalışması yapacağım

because I know I really struggle with this structure.

çünkü bununla gerçekten mücadele ettiğimi biliyorum yapı.

So adding structure to your learning is also really important.

Bu nedenle, öğreniminize yapı eklemek de gerçekten önemlidir.

And it goes with this third component yet, which is activation.

Ve aktivasyon olan bu üçüncü bileşenle birlikte gider .

Yeah.

Evet.

So that deliver practice, just like I was saying, it's super important.

Yani bu uygulama, tıpkı dediğim gibi, çok önemli.

I think like you were saying, it can be really good to have like

Sanırım dediğin gibi, benzer seanslar yapmak gerçekten iyi olabilir

sessions, like I deliver practice session

, örneğin ben size

that you have a free day or a couple of days a week, but

boş bir gününüz veya haftada birkaç gününüz olan pratik seansı veririm, ama

even just like,

you know, again, like coming back to the fun, natural, convenient every day,

hatta tıpkı,

bilirsiniz, tekrar geri gelmek gibi Her gün eğlenceli, doğal, uygun,

you know, find ways that you can can I add like drops also deliver practice

bilirsiniz, yapabileceğiniz yollar bulun Benzer damlalar da ekleyebilirim pratik de sunarım bilirsiniz

you know maybe if you're watching I think Thiago talks a lot about like Two

belki izliyorsanız Thiago, İki Buçuk Adam gibi şeylerden çok bahsediyor.

and a Half Men that there are like a lot of different

moments from that that he would mimic and he still like remembers today.

taklit edeceği ve bugün hala hatırlamayı sevdiği anlardan pek çok farklı an.

Right because these these things I'll stick with you.

Doğru çünkü bu şeyler sana bağlı kalacağım.

So you're watching TV series.

Yani dizi izliyorsunuz.

This is something I find really helpful, even though like I'm at an advanced level

Bu gerçekten yararlı bulduğum bir şey, farklı dillerde ileri düzeyde olmama rağmen,

in different languages

just to, you know, I'll hear something I really like the way the person said it.

bilirsin, kişinin söyleme şeklini gerçekten sevdiğim bir şey duyacağım.

Just like posit and like repeat how that person was saying it a couple of times.

Pozitif gibi ve o kişinin söylediğini birkaç kez tekrarla.

Like go back, maybe listen again and, and it can just do wonders, even

Geri dönmek gibi, belki tekrar dinleyin ve ve bu sadece harikalar yaratabilir, taklitin aktivasyonunun

just those kind of like bits and pieces of, of activation of

bu türden küçük parçaları bile,

of mimicking can do wonders for, you know, improving.

gelişme için harikalar yaratabilir. Gün boyunca

I think if you have those kind of like little micro habits

bu tür küçük mikro alışkanlıklarınız varsa ve bunların bir

throughout the day to those things where they add up, right?

araya geldiği şeylere sahipseniz, değil mi?

So if you have like your sessions and you also have like these kind of bits

Dolayısıyla, seanslarınızı beğendiyseniz ve ayrıca günleriniz boyunca doldurabileceğiniz bu tür küçük parçalara sahipseniz, bu

and pieces that you can fill

throughout your days

that's going to

even if you're already in advanced level, helps

zaten ileri seviyede olsanız bile,

you to get even higher, right, to raise the bar.

daha da yükselmenize yardımcı olur, değil mi? çubuk.

And then it's nice to point out here, Ethan, that,

Ve burada belirtmek güzel Ethan,

you know, these three components, these three components we are presenting

bilirsin, bugün sunduğumuz bu üç bileşen, bu üç bileşen,

today, live English, connect, live it connected, activated.

canlı İngilizce, bağlantı, canlı bağlantı, etkinleştirilmiş. Bölümün başında

They go together like I described at the beginning of the episode.

anlattığım gibi birlikte gidiyorlar .

It's like a circle. Yeah.

Bir daire gibi. Evet.

And you are always doing them.

Ve sen bunları hep yapıyorsun.

One does not exclude the other.

Biri diğerini dışlamaz.

Yeah.

And I think that the reason why many people fail at learning English

Evet.

Ve bence pek çok insanın

with traditional methods or schools or even classes is because

geleneksel yöntemlerle veya okullarda ve hatta sınıflarda İngilizce öğrenmede başarısız olmasının nedeni, bir

think about it, right?

düşünün, değil mi?

If you have private classes with their teacher once a week or twice

Öğretmenleri ile haftada bir veya iki kez özel dersleriniz varsa

a week, this is more in their lines of activating it.

, bu daha çok onların aktif hale getirme çizgisindedir.

Then the other components.

Sonra diğer bileşenler.

Yeah, I view private classes

Evet,

that I have with my students as deliberate practice moments that we have.

öğrencilerimle yaptığım özel dersleri kasıtlı uygulama anları olarak görüyorum.

It's that one hour that we have together

to deliberately work on a specific point of the language.

Dilin belirli bir noktası üzerinde kasıtlı olarak çalışmak için birlikte sahip olduğumuz o bir saat.

That's cool, we need that perfect.

Harika, mükemmele ihtiyacımız var.

But many people, they stop there that the issue, you know, they stop there.

Ama birçok insan, meselenin orada bittiğini bilirsin, orada dururlar.

They don't live their English

throughout the rest of the week or they don't have that deeper burning.

Haftanın geri kalanında İngilizcelerini yaşamıyorlar ya da o kadar derin bir yanmaları yok.

Why they are learning the language.

Neden dil öğreniyorlar.

They think it's just because of the job or the boss is annoying them about that.

Bunun sadece iş yüzünden olduğunu veya patronun onları bu konuda rahatsız ettiğini düşünüyorlar.

Right.

Sağ.

But if you bring the other two components together,

Ama diğer iki bileşeni bir araya getirirseniz

then they're going to be successful.

başarılı olacaklardır.

It's living our English, connecting it to a deeper, you know, a purpose

İngilizcemizi yaşamak, onu daha derin, bilirsiniz, bir amaca bağlamak

and having those deliberate practice moments.

ve kasıtlı pratik anları yaşamaktır.

You can do that with a teacher.

Bunu bir öğretmenle yapabilirsiniz.

The activation, the deliberate practice moment.

Aktivasyon, kasıtlı uygulama anı.

It helps, right?

Yardımcı olur, değil mi?

But you don't have to. You can do it alone.

Ama zorunda değilsin. Tek başına yapabilirsin.

I it alone.

yalnız ben.

Most of my deliberate practice was done alone.

Kasıtlı pratiğimin çoğu tek başıma yapıldı.

I never had a teacher per say. Right.

Hiç söylemediğim bir öğretmenim olmadı. Sağ.

So, you know, going back to that right one component does not exclude the other.

Yani, bilirsiniz, bir bileşene geri dönmek diğerini dışlamaz.

You need the three of them.

Üçüne ihtiyacın var.

Yeah.

So maybe listening to this podcast today, guys, reflect, you know, reflect.

Evet.

Belki bugün bu podcast'i dinliyorsunuz beyler, düşünün, bilirsiniz, düşünün.

I mean, okay, which one of these components do I need to

Demek istediğim, tamam, bu bileşenlerden hangisini

develop more or have I not been developing?

daha fazla geliştirmem gerekiyor veya geliştirmedim mi?

Yeah, because maybe you are struggling

Evet, çünkü belki İngilizcenle mücadele ediyorsun

with your English because one of these is not really in place for you.

çünkü bunlardan biri sana pek uymuyor.

If you're listening to this podcast, if you're watching us, it's

Bu podcast'i dinliyorsanız, bizi izliyorsanız, bunun

because you must have goals right to improve your English.

nedeni İngilizcenizi geliştirmek için doğru hedefleriniz olması gerektiğidir .

So, you know, don't just listen to this passively actually take action.

Yani, bilirsiniz, bunu sadece pasif bir şekilde dinlemeyin, gerçekten harekete geçin. Bahsettiğimiz araçlardan

You can activate it today by using one of the tools that we talked about.

birini kullanarak bugün etkinleştirebilirsiniz .

Choose any of them or try all of them.

Herhangi birini seçin veya hepsini deneyin.

Think how much time you have, but we really challenge you.

Ne kadar zamanınız olduğunu bir düşünün, ama biz size gerçekten meydan okuyoruz.

Like at least choose one.

Beğen en az birini seç.

Try to make like one small change today

Bugün sadece 2 dakika da olsa İngilizcenizi bir şekilde geliştirecek küçük bir değişiklik yapmaya çalışın

that's going to improve your English in some way, even if it's just 2 minutes.

.

So that said, before we wrap up, if you are watching this on YouTube,

Bununla birlikte, bitirmeden önce, bunu YouTube'da izliyorsanız,

let us know which component live it, connect to activate it.

hangi bileşenin yaşadığını bize bildirin , etkinleştirmek için bağlanın.

Do you struggle with the most and would you like us to, you know, make another episode?

En çok mücadele ediyor musunuz ve başka bir bölüm yapmamızı ister misiniz?

So going deeper on so why don't you let us know what down comes below?

Öyleyse daha derine iniyoruz, neden aşağıda ne olduğunu bize bildirmiyorsunuz?

That way we can make a lesson that's can help you with that.

Bu şekilde size bu konuda yardımcı olabilecek bir ders oluşturabiliriz.

And that's a great sharing all of these different ideas with you.

Ve bu, tüm bu farklı fikirleri sizinle paylaşmak harika.

We would love to hear what you thought about it, what you think about

some of these new ideas with Life Way.

Life Way ile ilgili bu yeni fikirlerden bazıları hakkında ne düşündüğünüzü duymak isteriz. Gelecek hafta

And we look forward to bring you more

size daha fazla dinamit içeriği sunmak için sabırsızlanıyoruz

dynamite's content next week.

.

One, two or three: Aaww Yeah!

Bir, iki veya üç: Aaww Evet!