Want to QUIT Learning English? Do THIS First! | Interview with Anna from English Fluency Journey

Welcome back to Beyond Borders!  

Beyond Borders'a tekrar hoş geldiniz!

I sat down with Anna from English Fluency  Journey who has successfully learned English  

English Fluency Journey'den, İngilizce konuşulan bir ülkeye

to a near native level without ever  having traveled to an English-speaking  

hiç gitmeden İngilizce'yi anadiline yakın bir düzeye kadar başarılı bir şekilde öğrenen Anna ile oturdum

country! Anna, welcome to the show! - Thank you for having me I'm very honored.

! Anna, gösteriye hoş geldin! - Beni ağırladığınız için teşekkür ederim, onur duydum.

So, Ana shared some fantastic tips about  how to stay motivated that you'll hear in  

Bu yüzden Ana, nasıl motive kalacağınıza dair

just a few moments. And if you're new here  then remember to hit that subscribe button  

birkaç dakika sonra duyacağınız bazı harika ipuçları paylaştı. Ve burada yeniyseniz, o zaman abone ol düğmesine

and the bell down below so that we can help  you on your learning journey with the knowledge  

ve aşağıdaki zile basmayı unutmayın, böylece

that you need to understand fast speech, to be  understood by anyone and to connect to the world!

hızlı konuşmayı anlamanız, herkes tarafından anlaşılmanız ve iletişim kurmanız gerektiği bilgisiyle öğrenme yolculuğunuzda size yardımcı olabiliriz. dünya!

Just like Kawya, who says that they're  not only learning English on our channel  

Tıpkı kanalımızda İngilizce öğrenmekle kalmayıp

but also getting a dose of motivation! Aww yeah!

bir doz da motivasyon aldıklarını söyleyen Kawya gibi! Tamam evet!

You've obviously put so much hard 

Belli ki çok çok

work into it so I definitely would  just say kudos, you know, for  

çalıştınız, bu yüzden kesinlikle tebrik ederim, bilirsiniz,

all of your hard work and for sticking in  there through the hard times. Yeah, thanks

tüm sıkı çalışmanız ve zor zamanlarda orada kaldığınız için. Evet, teşekkürler

And going back to one of the things you  were saying is is there's a lot of people  

Ve söylediğiniz şeylerden birine geri dönecek olursak,

around you who don't necessarily support your  dream or they don't understand it, they're  

çevrenizde hayalinizi desteklemeyen veya onu anlamayan birçok insan var,

almost judgmental maybe some of them it sounds  like just from the the point of view that because  

neredeyse yargılayıcılar, belki bazıları onlardan geliyor tıpkı

you're being successful and because of their  own insecurities and stuff, I think people a  

başarılı olduğun için ve kendi güvensizlikleri falan yüzünden, bence insanlar

lot of times from their own insecurities will  judge you and tell you what you're doing is  

çoğu zaman kendi güvensizliklerinden dolayı seni yargılayacak ve yaptığın şeyin

wrong because they want you to fail or they  want you to give up or whatever's the case.  

yanlış olduğunu söyleyecek çünkü onlar başarısız olmanızı veya vazgeçmenizi istiyorlar veya durum her neyse.

And I think this is the case for a lot of English  learners even if they're not making a business out  

Ve bence pek çok İngilizce öğrenen için durum bu, tıpkı İngilizce öğrenmek gibi bir iş yapmasalar bile,

of it just like learning English it can be very  difficult if no one around you supports that,  

çevrenizdeki hiç kimse bunu desteklemiyorsa,

if no one in your family speaks English or  anything like that. If you don't have necessarily  

ailenizden hiç kimse İngilizce konuşmuyorsa bu çok zor olabilir. veya bunun gibi bir şey.

like any friends that you can practice with or who  are also learning and stuff. So do you have any  

Beraber pratik yapabileceğiniz veya aynı zamanda öğrenen falan arkadaşlarınızdan hoşlanmanız gerekmiyorsa. Peki,

advice for learners like that if you don't have  that support network around you, what they can  

çevrenizde böyle bir destek ağı yoksa,

do to not give up to not lose that passion? - Okay, that's a very good question.  

bu tutkuyu kaybetmemek için pes etmemeleri için ne yapabilecekleri gibi öğrencilere tavsiyeniz var mı? - Tamam, bu çok güzel bir soru.

So it's kind of a very difficult situation  what do you describe like when a person  

Yani bu çok zor bir durum bir kişinin

doesn't have any support and maybe even  resources and opportunities. These days  

herhangi bir desteği, hatta belki kaynakları ve fırsatları olmamasını nasıl tanımlarsınız? Bugünlerde

we have the internet, we have YouTube, so it's a great way to self educate. So when I just  

internete sahibiz, YouTube'a sahibiz, bu nedenle kendi kendini eğitmenin harika bir yolu. Bu yüzden yeni

started I of course was very afraid to speak  English. I was shy, I had the speaking barrier.  

başladığımda tabii ki İngilizce konuşmaktan çok korkuyordum . Utangaçtım, konuşma engelim vardı.

So, I didn't even wanna make any friends online or  whatever to speak with them in English because I  

Bu yüzden, internette herhangi bir arkadaş edinmek ya da onlarla İngilizce konuşmak istemiyordum çünkü

was really like self-conscious about my English. Although, I shouldn't have but I, you know, was

İngilizcem konusunda gerçekten çekingendim. Yine de yapmamalıydım ama ben, bilirsiniz,

Yeah, So I would just sit at  home, just make time in my little 

öyleydim. Bu yüzden evde oturur, küçük

teeny, tiny apartment, maybe  at night or maybe very early in 

, ufacık dairemde vakit ayırırdım, belki geceleri veya belki sabahın çok erken saatlerinde kimse

the morning so that nobody can hear  me. And I would just watch video or 

duymasın Ben. Ve ben sadece video izler veya

listen to a podcast and I  would just shadow, repeat and 

bir podcast dinlerdim ve sadece gölge, tekrar ve

shadow. So my first and and always go to  things are and this is something that I  

gölge yapardım. Bu yüzden ilk ve her zaman gittiğim şeyler ve bu,

always recommend to people do, is to  listen as much as possible like,  

insanlara her zaman tavsiye ettiğim bir şeydir, mümkün olduğunca çok dinlemek,

try to immerse yourself in the  language podcasts, audio books,  

kendinizi podcast'lere, sesli kitaplara,

youtube videos, movies, like whatever and  for as much as you can and then shadow.  

youtube videolarına, filmlere vb. kaptırmaya çalışmaktır. ve yapabildiğiniz kadar ve ardından gölge.

Shadowing or just repeating what you hear, this  will help you so much with your speaking skills,  

Duyduklarınızı gölgeleme veya sadece tekrarlama, konuşma becerilerinizde,

with confidence, with vocabulary even. And like  with a sentence structure because when you're  

güvenle, hatta kelime dağarcığınızla size çok yardımcı olacaktır. Ve tıpkı bir cümle yapısında olduğu gibi, çünkü

copying a native speaker, so of course you're copying what they say and they already know.  

anadili İngilizce olan birini kopyaladığınızda, tabii ki onların söylediklerini de kopyalıyorsunuz ve zaten biliyorlar. Öğrenme

So, if you feel like you need more support on your  learning journey, then I have something spectacular  

yolculuğunuzda daha fazla desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız , sizin için muhteşem bir şeyim var

for you! Right now you can download our free RealLife app from the Apple App and Google Play Store.  

. Şu anda ücretsiz RealLife uygulamamızı Apple App ve Google Play Store'dan indirebilirsiniz. Bunu hemen şimdi

Let me give you two reasons that you should do  this right now! So, first at the touch of a button  

yapmanız için iki neden vereyim ! Böylece, önce tek bir düğmeye   dokunarak

you can have conversations with other English  learners just like you from around the world!  

dünyanın her yerinden tıpkı sizin gibi İngilizce öğrenen diğer kişilerle sohbet edebilirsiniz!

Finally, you can practice speaking English  in a fun and supportive environment. Second,  

Son olarak, eğlenceli ve destekleyici bir ortamda İngilizce konuşma pratiği yapabilirsiniz. İkincisi,   en en zor kelimelerin tamamının transkriptleri ve tanımlarıyla tamamlanan eğlenceli sesli derslerle

you will finally understand fast native speech  with entertaining audio lessons complete with  

nihayet hızlı anadili konuşmayı anlayacaksınız

transcripts and definitions for all of the most  challenging vocabulary! Again, it is all free!

! Yine, hepsi ücretsiz!

I bet this all sounds like a dream right? Well, now  with the RealLife App it's a dream come true! So,  

Bahse girerim bunların hepsi bir rüya gibi geliyor değil mi? Pekala, şimdi RealLife Uygulaması ile bu bir rüyanın gerçekleşmesi! Bu nedenle,

search for it in your preferred app store or click  the link in the description below to learn more!  

tercih ettiğiniz uygulama mağazasında arayın veya daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki açıklamadaki  bağlantıya tıklayın!

I don't let uh other people's opinions control me,  stop me, and control my life. So this is you, this  

Başkalarının fikirlerinin beni kontrol etmesine, beni durdurmasına ve hayatımı kontrol etmesine izin vermiyorum. Yani bu sensin, bu

is your opinion, and this is not in my business. So... - I think that's something really important for  

senin fikrin ve bu benim işim değil. Yani... - Bence bu   dinleyen veya izleyen herhangi biri için gerçekten önemli olan bir şey

anyone who's listening or watching is that there's  going to be a lot of people who criticize you  

sizi  eleştiren    çok kişi olacak

and it's like again a lot of times that comes  from people's own insecurities because you're  

ve yine çoğu zaman     bir şey yaptığınız için   insanların kendi güvensizliklerinden kaynaklanır.

doing something that they are not capable of  or that they don't have the courage to go out and do.

yapamayacakları veya dışarı yapacak cesaretleri olmadığı.

I'll tell this to everyone  who's listening, people who criticize  

Bunu dinleyen herkese söyleyeceğim , eleştiren insanlar

usually don't do anything, they don't know anything  about your work, about your experience, about  

genellikle hiçbir şey yapmazlar, işiniz, deneyiminiz,

what you've been through, they are just talking.   That's their job to just speak like around you.  

yaşadıklarınız hakkında hiçbir şey bilmezler, sadece konuşurlar. Senin yanındaymış gibi konuşmak onların işi.

So just don't mind that. If this is someone who  you look up to and whose advice you would love to  

O yüzden buna aldırma. Bu, örnek aldığınız ve tavsiyesini

get, then of course you better  listen to that person, but if this is  

almak isteyeceğiniz biriyse, o zaman elbette o kişiyi dinleseniz iyi olur, ancak bu   hiç

someone who you don't even know,  who doesn't know, you know,  

tanımadığınız, bilmeyen biriyse, bilirsiniz,

it's just pointless, it's just pointless to waste  your time on those people's opinion because  

bu sadece anlamsız, zamanınızı bu insanların fikirleriyle harcamak anlamsız çünkü

because you're just gonna waste your time. So you  better do what you feel is best for you, for your  

çünkü zamanınızı boşa harcayacaksınız. Bu nedenle kendiniz , aileniz için en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapsanız iyi olur

family, and if you enjoy learning English and  if you enjoy working on your pronunciation and  

ve İngilizce öğrenmekten hoşlanıyorsanız ve telaffuzunuz üzerinde çalışmaktan ve

speaking with an American or British or whatever  accent just go for it! Just do it, you do you.  

bir Amerikan veya İngiliz aksanıyla veya herhangi bir aksanla konuşmaktan keyif alıyorsanız, bunun için gidin! Sadece yap, sen yap.

i've heard it a lot of times like even from  my students which I am used to it but when I  

Öğrencilerimden bile çok kez duydum ki buna alışkınım ama

hear something like that about other people  you know, I feel sad for them. So I had a student  

diğer insanlar hakkında böyle bir şey duyduğumda bilirsiniz, onlar için üzülüyorum. Yani bir öğrencim vardı

and she told me that she really wanted  to work on her accent, a particular American accent  

ve bana aksanı üzerinde, belirli bir Amerikan aksanı üzerinde gerçekten çalışmak istediğini   söyledi

and she told me that her friends, dear friends,  that she spends a lot of time with told her like,  

ve bana  arkadaşlarının, sevgili arkadaşlarının , birlikte çok zaman geçirdiği ,

"Whoa you're learning an accent like what  is this? Who are you trying to fool? Like  

"Vay canına" dediğini söyledi. Bu ne  gibi bir aksan öğreniyorsunuz ? Kimi kandırmaya çalışıyorsunuz?

this is pointless. You're just  wasting your time and money."

Bunun anlamsız olduğu gibi. Sadece zamanınızı ve paranızı boşa harcıyorsunuz."

And I was like "Whoa" and it was like, it was sad  to me to hear this, you know, but again people are  

Ben de "Vay canına" gibiydim ve bunu duymak benim için üzücüydü, bilirsiniz, ama yine insanlar

people. They are entitled to their opinion. So you  just, you have to decide for yourself  

insandır. Görüşlerinde haklılar. Yani siz kendi kendinize karar vermelisiniz

"Am I going to listen to that person or not?"  - Right. and I really like what you were  

"O kişiyi dinleyecek miyim, dinleyecek miyim?" - Sağ. ve

saying before as well is that you need to kind  of be able to recognize the difference between  

daha önce söylediğin şeyi de gerçekten beğendim, yani

criticism, so like people just trying to hurt you  or put you down, and constructive feedback, which  

sadece seni incitmeye veya aşağılamaya çalışan insanlar gibi eleştiri ile yapıcı geri bildirim arasındaki farkı fark edebilmen gerektiği.

might be someone who's actually saying that  thing that it's not a positive thing I mean,  

olumlu bir şey olmadığını söylüyorum,

they're telling you that you need to improve a  certain aspect but they're doing that because  

size belirli bir yönü geliştirmeniz gerektiğini söylüyorlar ama bunu   size

they want to help you, and I think  it's really important that you  

yardım etmek istedikleri için yapıyorlar ve bence

that you're like, you're saying that you are able  to kind of ignore the people that are just trying  

sizin   mesela, seni incitmeye çalışan insanları bir nevi görmezden gelebileceğini söylüyorsun

to hurt you and stuff. You're able to kind of like  have a armor like tough skin and stuff to to that  

. Bu tür konuşmalar için sert bir cilt gibi bir zırha sahip olmak gibi bir şey yapabilirsiniz,

kind of speech especially if like you if people  are trying to put themselves out there trying to  

özellikle de sizin gibi insanlar

create videos or audio or do something  with their English that's really courageous,  

video veya ses oluşturmak veya İngilizceleriyle gerçekten cesurca bir şeyler yapmak için kendilerini ortaya koymaya çalışıyorsa ,

but at the same time you need to be really  open when someone that actually cares about you  

ama aynı zamanda sizi gerçekten önemseyen biri

or a mentor or anything like that is giving you  constructive feedback, you need to kind of like  

veya bir akıl hocası ya da buna benzer herhangi bir şey size yapıcı geri bildirim verdiğinde gerçekten açık olmanız gerekir,

practice accepting that with like an open mind and  stuff, and being able to see the veracity in that  

bunu bir tür açık fikirlilikle kabul etme alıştırması yapmalısınız ve bunda doğruluk payı varsa gerçeği görebilmek

if there is truth in that, and then to apply it  and stuff, because that really is a really powerful  

ve sonra onu uygulamak falan, çünkü bu gerçekten büyümek için gerçekten güçlü bir

tool to be able to grow is to be able to take  constructive feedback and apply it.

araçtır, yapıcı geri bildirim alıp uygulayabilmektir.

I've had a lot of break points I'd say on my journey and  a lot of mistakes that I made. Well, I wouldn't say  

Yolculuğumda söyleyeceğim birçok kırılma noktası ve yaptığım birçok hata oldu.

mistakes just maybe I miscalculated some things,  and I could have done something differently. So

Hatalar demezdim sadece belki bazı şeyleri yanlış hesapladım ve bir şeyleri farklı yapabilirdim. Yani

first first of all nothing incredible,  I don't have any special talent, I just had I  

her şeyden önce inanılmaz bir şey yok, Herhangi bir özel yeteneğim yok, sadece

don't know, an urge to earn this learn this  language and to master my accent, and pronunciation.  

bilmiyorum, bunu kazanmak için bu dili öğrenmek ve aksanımda ve telaffuzumda ustalaşmak için bir dürtüm vardı.

I really wanted this. I just wanted this. I still  want this you know, I am not very eloquent in my  

Bunu gerçekten istiyordum. Sadece bunu istedim. Bunu hala istiyorum, biliyorsun,

native language, and I make mistakes and I stumble  over my words and I mispronounce words even in my  

ana dilimde pek güzel konuşamıyorum ve hatalar yapıyorum, kelimelerim üzerinde tökezliyorum ve ana dilim olan Ukraynacada bile kelimeleri yanlış telaffuz ediyorum

native ukrainian language, so it's not something  supernatural for me, and I do this in English and I

, bu yüzden bu benim için doğaüstü bir şey değil ve bunu yapıyorum İngilizce konuşuyordum ve

have come to terms with this because I was really  like, I was beating myself up over this like, you  

bununla uzlaştım çünkü gerçekten , bunun için kendimi dövüyordum,

you need to speak perfectly in English, you need to  master the skill, but that was my mistake, I was too  

mükemmel İngilizce konuşman gerekiyor, bu beceride ustalaşman gerekiyor, ama bu benim hatamdı, ben de öyleydim.

too strict and too harsh on myself. And I was you  know, too hard on myself and because of  

kendime karşı çok katı ve çok sert. Ve bilirsiniz , kendime karşı çok katıydım ve bu yüzden

that I had moments of disappointment and burning  out. So I remember that I literally was so  

hayal kırıklığı ve tükenmişlik anları yaşadım . Bu yüzden,

afraid to skip even a day of my learning routine  because I was so afraid that I was going to  

öğrenme rutinimin bir gününü bile atlamaktan gerçekten çok korktuğumu hatırlıyorum çünkü

lose any progress that I gained or I was going to  lose my skills and that was so ridiculous. I didn't  

kazandığım herhangi bir ilerlemeyi kaybedeceğimden veya becerilerimi kaybedeceğimden çok korkuyordum ve bu çok saçmaydı.

give myself time to even rest, you know.So that was  my mistake, don't go too hard on yourself if you  

Kendime dinlenmek için bile zaman tanımadım, biliyorsun. Yani bu benim hatamdı,

feel like your brain is boiling up and you are at  this breaking point, so just give yourself a break  

beyninin kaynadığını hissediyorsan ve bu kırılma noktasındaysan kendine fazla yüklenme, bu yüzden kendine bir şans ver. mola

you're not gonna forget everything, and you're not  gonna lose your skills, everything's gonna be okay.  

her şeyi unutmayacaksınız ve becerilerinizi  kaybetmeyeceksiniz, her şey yoluna girecek.

I wasn't patient with myself, so as I said I  was like, I need to be able to speak now,  

Kendime karşı sabırlı değildim, bu yüzden dediğim gibi , şimdi konuşabilmem gerekiyor, bu

so I'm gonna just push myself, i'm not gonna sleep,  i'm not gonna eat, I'm gonna wake up and I'm gonna  

yüzden kendimi zorlayacağım, uyumayacağım, yemek yemeyeceğim, ben' uyanacağım ve

practice my speaking. Of course it gave results, but  it came with a price. So as I said I had a lot of  

konuşma pratiği yapacağım. Elbette sonuç verdi, ancak bir bedeli de vardı.

times that I had experienced this burn out, I just had these moments when I didn't feel  

Bu tükenmişliği birçok kez yaşadığımı söylediğim gibi, hiçbir

like doing anything, learning, practicing, nothing.  It was just like I felt like I don't want to do  

şey yapmak, öğrenmek, pratik yapmak, hiçbir şey yapmak istemediğim anlar yaşadım. Sanki bunu yapmak istemiyormuşum gibi hissettim

this, it's pointless, I didn't get to that level  that I wanted to get like it's taking too long.  

, anlamsız, ulaşmak istediğim seviyeye ulaşamadım, sanki bu çok uzun sürüyormuş gibi.

But then instead of that I chose to just, to take  a step back and to take a look at my achievements.  

Ama sonra bunun yerine bir adım geri atmayı ve başarılarıma bir göz atmayı seçtim.

And now I always check in with my progress.  So I take a step back, I look at myself and  

Ve şimdi her zaman ilerlememi kontrol ediyorum. Bu yüzden bir adım geri atıyorum, kendime bakıyorum ve

I think like, man a year ago I was here, and right  now I'm over here, like, right now I'm able to  

adam bir yıl önce buradaydım ve  şu an  buradayım, şu anda

read the super complicated book without even  checking every other word. I'm able to watch  

süper karmaşık  kitabı kontrol etmeden okuyabiliyorum  diye düşünüyorum. diğer her kelime.

any movie, and talk to anyone, and that's  because I was working, I didn't stop  

Herhangi bir filmi izleyebilir ve herkesle konuşabilirim ve bunun nedeni çalışıyordum, durmadım

and I didn't get discouraged. So of course I  had all these moments that people experience.  

ve cesaretim kırılmadı. Tabii ki insanların yaşadığı tüm bu anları yaşadım.

If you are enjoying this interview with Anna  remember that this is just an excerpt from  

Anna ile yapılan bu röportajdan keyif alıyorsanız, bunun röportajın tamamından yalnızca bir alıntı olduğunu unutmayın

the full interview. You can listen to the whole  conversation for free, just click the link in the  

. Sohbetin tamamını ücretsiz olarak dinleyebilirsiniz, aşağıdaki açıklamada bulunan bağlantıyı tıklamanız yeterlidir

description below. And I also want to invite you to  check out Anna's YouTube Channel, that's also linked  

. Ayrıca sizi Anna'nın aşağıda bağlantısı verilen YouTube Kanalına da göz atmaya davet etmek istiyorum

down below. And go ahead and subscribe while you're  there for all sorts of great advice from her.  

. Devam edin ve ondan her türlü harika tavsiye için oradayken abone olun.

It doesn't give you almost anything of course  you're gonna be surrounded by people who speak  

Bu size neredeyse hiçbir şey vermez elbette İngilizce konuşan insanlarla çevrili olacaksınız

English, but you're gonna have to do the work.  It's not like you come there and English is like  

, ancak işi yapmak zorunda kalacaksınız. Oraya geldiğinizde İngilizce

automatically downloaded into your head (Ethan: not at all) yeah,  so I think that's the mistake that people  

otomatik olarak kafanıza indirilmiş gibi olmuyor (Ethan: hiç de değil) evet, bu yüzden insanların

make when they think that going  to an English-speaking country will  

İngilizce konuşulan bir ülkeye gitmenin

will change a lot or will help them a lot,  I don't know, of course if you  

çok şey değiştireceğini düşündüklerinde yaptıkları bir hata olduğunu düşünüyorum veya onlara çok yardımcı olur, bilmiyorum, tabii

go there and if you take a course, and if you  start to communicate with people around you in  

oraya   giderseniz ve bir kursa giderseniz ve çevrenizdeki insanlarla

English, with native speakers, and you  kind of blend in or maybe you go and  

İngilizce, ana dili İngilizce olan kişilerle iletişim kurmaya başlarsanız ve bir şekilde uyum sağlarsanız veya belki gidip

you work, and you work with native speakers and you  communicate it will help, but usually what we see  

çalışırsınız ve anadili İngilizce olan kişilerle çalışırsınız ve bunun yardımcı olacağını iletirsiniz, ancak genellikle gördüğümüz gibi

that people go there they find someone who speaks  their language and they stay in their community.  

insanlar oraya giderler, kendi dillerini konuşan birini bulurlar ve topluluklarında kalırlar.

So, they don't learn, and they feel so comfortable  there because there are a lot of different  

Yani öğrenmiyorlar ve orada kendilerini o kadar rahat hissediyorlar çünkü pek çok farklı  topluluk var ve

communities that they don't have this eed to learn English anymore.

artık İngilizce öğrenme ihtiyaçları yok.

Totally, you have to work on your mindset first. It doesn't matter what you do either you're learning language or whatever,  

Kesinlikle, önce zihniyetiniz üzerinde çalışmalısınız. Ne yaparsan yap dil ​​öğreniyorsun ya da her neyse,

you have to work on your mindset, you have to be in  the right mindset for this. I just want to say this  

zihniyetin üzerinde çalışmalısın, bunun için doğru zihniyette olmalısın. Herkese şunu söylemek istiyorum,

to everyone that there will always be someone  better than you, someone more successful, than you  

her zaman senden daha iyi, daha başarılı, senden

someone worse than you, but there will never ever  be anyone exactly like you, you are you. You are  

daha kötü biri olacak, ama asla tam olarak senin gibi biri olmayacak, sen sensin.

amazing and you're unique. So you know, every one of  us has something to bring to the table, to bring to  

Harikasınız ve benzersizsiniz. Biliyorsunuz, her birimizin masaya, bu dünyaya getirecek bir şeyi var

this world, so just embrace yourself and don't  be afraid to speak out. And our experiences and our  

, bu yüzden kendinizi kucaklayın ve konuşmaktan korkmayın. Ve deneyimlerimiz ve

paths are exceptional, so just don't be afraid  and just work on your mindset and just, nothing  

yollarımız olağanüstü, bu yüzden korkmayın ve sadece zihniyetiniz üzerinde çalışın ve hiçbir şey

is impossible, everything is possible. i'm telling you this and you better believe me.  

imkansız değildir, her şey mümkündür. Bunu sana söylüyorum ve bana inansan iyi edersin.

Yeah, you're living proof for sure. I think it's a  lifelong journey. So, I'm gonna be

Evet, kesinlikle canlı kanıtısın. Bence bu ömür boyu sürecek bir yolculuk. Yani

learning for as long as I live. That's for  sure. You don't have to be that obsessive  

yaşadığım sürece öğreneceğim. Kesinlikle. Benim kadar takıntılı olmanıza gerek yok

as I am, you don't have to go overboard  with your learning process of course.

, öğrenme sürecinizde aşırıya kaçmanıza gerek yok elbette.

It doesn't have to be that intensive as I said, I  get a little bit obsessive over these things like  

Söylediğim kadar yoğun olmak zorunda değil, bu tür şeylere biraz takıntılıyım, örneğin

when I want something that badly  I would do anything to get that.  

bir şeyi çok istediğimde bunu elde etmek için her şeyi yaparım.

And of course one of the things, my son has served  a very strong incentive for me to learn and to  

Ve tabii ki, oğlumun öğrenmem ve gelişmem için çok güçlü bir teşviki oldu

improve because my goal was to immerse him in the  language and to make English his native language.  

çünkü amacım onu ​​dilin içine çekmek ve İngilizceyi anadili yapmaktı.

So, that was the goal and of course I am his main  source of this language and I had to do my best.  

Yani amaç buydu ve elbette ben onun bu dilin ana kaynağıyım ve elimden gelenin en iyisini yapmak zorundaydım.

So you don't have to do all this if your goal and  your goal doesn't have to be like that, so even if  

Yani, hedefiniz ve hedefiniz böyle olmak zorunda değilse tüm bunları yapmak zorunda değilsiniz , yani

you have just 15 minutes a day to work on your  English that's great. That's going to give you a  

İngilizceniz üzerinde çalışmak için günde sadece 15 dakikanız olsa bile bu harika. Bu size bir

result. But if you know like, it has to be some good  concentrated work. And find what works for you  

sonuç verecektir. Ama eğer bilirseniz, bunun iyi yoğunlaştırılmış bir çalışma olması gerekir . Ve senin için en çok neyin işe yaradığını bul derdim

the best, I would say, because as I said uh having  five notebooks written up and down didn't help me  

, çünkü dediğim gibi aşağı yukarı beş deftere sahip olmak bana hiç yardımcı olmadı

at all, that was a waste of time for me. So find  something that works for you, so you can  

, bu benim için zaman kaybıydı. Bu yüzden işinize yarayan bir şey bulun, böylece  beni

you can listen to me, you can listen to a lot of  people, and you can make your own decisions choices,  

söyleyebilebilebilebilmek   bilin,

you know yourself best, and you know what it works.  Or try things at least try something because a lot  

Ya da bir şeyler deneyin, en azından bir şeyler deneyin, çünkü çoğu

of the times like people don't even want to try.  What I hear is like. that's not going to work for  

zaman insanlar denemek bile istemez. Duyduğum gibi. bu benim için   işe yaramayacak

me, I don't think so, well you haven't even tried,  maybe you'll enjoy it, maybe you like it.  

, sanmıyorum, denemedin bile, belki hoşuna gider, belki hoşuna gider.

Like, I wouldn't ever thought that I would enjoy  writing, this is something that I've never done  

Mesela, yazmaktan zevk alacağımı hiç düşünmezdim , bu hayatımda hiç yapmadığım bir şeydi

in my life but when I started writing in  English that was something that I really  

ama İngilizce yazmaya başladığımda gerçekten

started enjoying the same with reading. I've never  enjoyed reading in Ukrainian and Russian, never.  

okumaktan aynı zevki almaya başladığım bir şeydi. Ukraynaca ve Rusça okumaktan hiç zevk almadım, asla.

But in English I don't know, there's  something magical about this language I guess.

Ama İngilizce'de bilmiyorum, bu dilde sihirli bir şeyler var sanırım.

Ii'd say don't waste your time, just start. If you're  thinking about learning English or leveling up  

Vaktinizi boşa harcamayın, hemen başlayın derim. İngilizce öğrenmeyi veya seviye atlamayı düşünüyorsanız,

your Eenglish or whatever just start. I know you're  afraid, I know you're being self-conscious and shy,  

Eenglish'inizi veya her neyse, hemen başlayın. Korktuğunu biliyorum , çekingen ve utangaç olduğunu biliyorum,

I know, but just do it scared because there's even a book, "Do it scared".

biliyorum ama bunu sadece korkarak yap çünkü "Korkarak yap" diye bir kitap bile var.

Yeah, so take action. This is an antidote for fear.  

Evet, öyleyse harekete geç. Bu korku için bir panzehirdir.

You have to take action, so yeah, just  just go for it, just do and don't mind  

Harekete geçmelisiniz, bu yüzden evet, sadece bunun için gidin, sadece yapın ve

other people's opinion. This is so  important. Don't try to be perfect.  

diğer insanların fikirlerine aldırmayın. Bu çok önemli. Mükemmel olmaya çalışmayın.

Enjoy the process. This is really important as  well, enjoy the process. If you're not enjoying  

Sürecin tadını çıkarın. Bu da gerçekten önemli , sürecin tadını çıkarın.

this, if it feels like too hard, too much of work,  and like you're going crazy over this,  

Bundan zevk almıyorsanız, çok zor, çok fazla iş gibi geliyorsa ve bunun için çıldırıyorsanız,

you're not gonna get that result  actually that you wanna get because it's

aslında elde etmek istediğiniz sonucu elde edemezsiniz çünkü bu

not going to feel right for you. So learn to enjoy  the process, learn to enjoy your learning journey,  

doğru hissettirmeyecektir senin için. Bu yüzden süreçten zevk almayı öğrenin , öğrenme yolculuğunuzdan zevk almayı öğrenin,

so every single day, little by little, like whatever  you do you, have to enjoy it. If you're stuck, just  

böylece her gün, yavaş yavaş, ne yaparsanız yapın, tadını çıkarmak zorundasınız. Sıkışırsanız,

switch things up. I hear it a lot like, I'm stuck, I  don't know what to do I've tried all these things,  

işleri değiştirin. Şunları çok duyuyorum: Sıkıştım, ne yapacağımı bilmiyorum Tüm bunları denedim

and I am just you know, I just hit a plateau. So  that's it, switch things up, change your routine,  

ve ben sadece bilirsiniz, bir düzlüğe çıktım. İşte bu kadar , bir şeyleri değiştirin, rutininizi değiştirin,

try something new and this will definitely help.  - Yeah. That's really great advice I think that's  

yeni bir şey deneyin ve bu kesinlikle yardımcı olacaktır. - Evet. Bu gerçekten harika bir tavsiye bence bu

a problem that so many learners have is they get this feeling of like they're not progressing  

pek çok öğrencinin sahip olduğu bir sorun, artık ilerlemedikleri hissine kapılıyorlar

anymore, if something was working before it stopped  working, and I think that's really great advice to  

, sanki bir şey durmadan önce çalışıyordu ve bence bu gerçekten harika bir tavsiye.

switch things up to try something new. I think even  your own journey you were saying that  

yeni bir şey. Bence kendi yolculuğunuzda bile,

in the beginning you were trying all these  things that you thought you were supposed to do  

başlangıçta yapmanız gerektiğini düşündüğünüz tüm bu şeyleri denediğinizi

and it was like it was really arduous,  it was just like you didn't want to  

ve bu gerçekten çok zormuş gibi, sadece yapmak istemiyormuşsunuz gibi olduğunu söylüyordunuz.

do it and stuff, and so like by switching it up  and finding something that worked better for you,  

ve bunun gibi, onu değiştirip sizin için daha iyi çalışan bir şey bularak,

then you were able to start making a lot more  process, having more fun with it, so I think  

o zaman çok daha fazla işlem yapmaya, onunla daha fazla eğlenmeye başlayabilirsiniz, bu yüzden bence

that's something to come back to, if you're not  having fun, if you're not enjoying at least like  

eğer değilseniz, bu geri dönülecek bir şey eğlenmek, en azından

some moments of it and stuff like maybe you need  to try something different, right? - Right, right, so  

bazı anlarından zevk almıyorsanız ve belki de farklı bir şey denemeniz gerekiyor, değil mi? - Doğru, peki

if you find your way, if you find what works for you  the best, it doesn't have to take like even an  

yolunuzu bulursanız, sizin için en iyi işe yarayan  şeyi bulursanız, İngilizce öğrenmek günde bir   saat bile almak zorunda değildir,

hour a day of learning English it might be just 15  minutes, but it'll be very very productive.

sadece 15 dakika olabilir, ama olacak çok çok üretken.

I hope you've had a ton of fun today and gotten  some great insights from Anna and I. Remember that  

Umarım bugün çok eğlenmişsinizdir ve Anna ile benden harika fikirler edinmişsinizdir. Aşağıda bağlantısı verilen

you can learn so much more from the full interview,  which is linked down below. And why not put  

tam röportajdan çok daha fazlasını öğrenebileceğinizi unutmayın . Ve neden

what you've learned into practice right now? You  can speak English over on the RealLife app. Just  

öğrendiklerinizi hemen uygulamaya koymuyorsunuz? RealLife uygulamasında İngilizce konuşabilirsiniz.

search for it in your preferred App Store, or you  can also find that linked down in the description.  

Bunun için   tercih ettiğiniz App Store'da arama yapın veya bağlantıyı açıklamada da bulabilirsiniz.

And now it's time to go beyond the  classroom and live your English. Aww yeah!  

Ve şimdi sınıfın ötesine geçip İngilizcenizi yaşama zamanı. Tamam evet!