How to Be Yourself and Speak English NATURALLY

Do you ever feel like you can't be yourself in English?

Hiç İngilizce'de kendin olamayacağını hissettin mi ?

So I'm a native English speaker and I speak two languages,

Yani ben anadili İngilizce olan biriyim ve iki dil konuşuyorum,

So I'm bilingual. But to be honest with you, I cannot say

yani iki dilliyim. Ama sana karşı dürüst olmak gerekirse,

that I'm as natural in Afrikaans as I am in English.

Afrikaancada İngilizcedeki kadar doğal olduğumu söyleyemem. İngilizce konuştuğumda

I just feel more myself when I speak English.

kendimi daha çok hissediyorum .

What I mean by this is that I'm limited when I speak Afrikaans

Bununla demek istediğim, Afrikaanca konuşurken sınırlıyım

because my vocabulary is not that great.

çünkü kelime dağarcığım o kadar iyi değil.

Actually, I'm not even sure I used the correct word

Aslında,

for "shot" or film in Afrikaans, but it's OK.

Afrikaans'ta "shot" veya film için doğru kelimeyi kullandığımdan bile emin değilim, ama sorun değil.

He got the message.

Mesajı aldı. O

It's just not quite as good.

kadar iyi değil. Kendimi eskisi

I don't feel quite as comfortable.

kadar rahat hissetmiyorum.

But that does not mean that I'm not myself.

Ama bu kendim olmadığım anlamına gelmez.

How about you?

Peki ya sen?

When you speak English, are you able to express yourself

İngilizce konuştuğunuzda, kendinizi ana dilinizde yaptığınız gibi ifade edebiliyor

and show your personality in the same way you would in your native language?

ve kişiliğinizi gösterebiliyor musunuz ?

So I asked this question to four non-native English speakers

Bu soruyu anadili İngilizce olmayan

from Japan, Turkey, Ukraine and Brazil.

Japonya, Türkiye, Ukrayna ve Brezilya'dan dört kişiye sordum. Cevaplarını duyunca

I think you'll be pretty surprised to hear their answers!

oldukça şaşıracağınızı düşünüyorum !

So stick around for today's lesson, because I'll share six

O yüzden bugünün dersine sadık kalın, çünkü

tips that you can use immediately to start feeling

comfortable more yourself while speaking English.

İngilizce konuşurken kendinizi daha rahat hissetmeye başlamanız için hemen kullanabileceğiniz altı ipucu paylaşacağım.

But before we get started each week, we create lessons like this to help

Ancak her hafta başlamadan önce,

you go from feeling like a lost and insecure English learner

kaybolmuş ve güvensiz bir İngilizce öğrenen gibi hissetmekten kendine

to being a confident and natural English speaker.

güvenen ve doğal bir İngilizce konuşan biri gibi hissetmenize yardımcı olmak için buna benzer dersler oluşturuyoruz.

So if you would like to join our community

Bu nedenle, 370.000'den fazla kişiden oluşan topluluğumuza katılmak istiyorsanız, yeni derslerimizi asla kaçırmamak için neden

of over 370,000 why not hit that subscribe button and bell down below

aşağıdaki abone düğmesine ve zile basmıyorsunuz

so you never miss out on any of our new lessons!

?

So what Yui just said is very important.

Yani Yui'nin az önce söylediği şey çok önemli.

She mentioned that she has a Japanese mindset and an English mindset.

Japon zihniyetine ve İngiliz zihniyetine sahip olduğundan bahsetti.

But that doesn't mean that she's not being herself when she speaks English.

Ancak bu, İngilizce konuşurken kendisi olmadığı anlamına gelmez.

What it means is that when she speaks English, she's basically

Bunun anlamı, İngilizce konuştuğunda, zaten

adding to who she already is in Japanese.

Japonca'da zaten kim olduğunu ekliyor olmasıdır. Kelime

So as you develop your vocabulary, as you start to learn new ways

dağarcığınızı geliştirdikçe, kendinizi ifade etmenin yeni yollarını öğrenmeye başladıkça

to express yourself, you realize that you're not quite

,

the same person that you were when you started learning the language.

dili öğrenmeye başladığınız zamanki kişi olmadığınızı fark ediyorsunuz.

But as your English level progresses outside of the classroom

Ancak İngilizce seviyeniz sınıf dışında ilerledikçe

and this could be through things like watching YouTube videos

ve bu, Instagram'da YouTube videoları izlemek

being on Instagram, your favorite movies, TV shows in English,

, en sevdiğiniz filmler, İngilizce TV şovları gibi şeyler aracılığıyla olabilir, dille daha

you'll start to notice that you start to form a deeper connection

derin bir bağ kurmaya başladığınızı fark etmeye başlayacaksınız.

with the language that goes beyond just learning new vocabulary.

bu sadece yeni kelimeler öğrenmenin ötesine geçer.

And this is when you start to feel more like yourself.

Ve bu, daha çok kendin gibi hissetmeye başladığın zamandır. Dilin

Understanding the nuances of the language can sometimes

nüanslarını anlamak bazen

help you express yourself even better in English than in your native tongue.

kendinizi İngilizcede ana dilinizden daha iyi ifade etmenize yardımcı olabilir.

And she's able to, by using this one word, express a part of her personality

Ve bu tek kelimeyi kullanarak, kişiliğinin bir parçasını

much more easily in English than she would in her native tongue.

İngilizce'de ana dilinde olduğundan çok daha kolay ifade edebiliyor .

As your vocabulary develops and you start to feel more connected

Kelime dağarcığınız geliştikçe ve kendinizi dile daha bağlı hissetmeye başladıkça, sahip olmak istediğiniz

to the language you can play around with different personality traits

farklı kişilik özellikleriyle oynayabilir

you have all want to have, and transfer those

ve bunları

from your native language to English, for example, if you're quite funny

ana dilinizden İngilizceye aktarabilirsiniz, örneğin, çok komikseniz.

in your native language and you want to transfer this to English,

ana diliniz ve bunu İngilizce'ye aktarmak istiyorsanız,

you could practice telling jokes in English, or perhaps

İngilizce fıkralar anlatma alıştırması yapabilir veya belki de

watch a comedy special in English without subtitles. You could even take note

İngilizce özel bir komediyi altyazısız izleyebilirsiniz. Hatta

of how the comedian tells the jokes and try to replicate that in English.

komedyenin esprileri nasıl anlattığını not alabilir ve bunu İngilizceye kopyalamaya çalışabilirsiniz.

On the other hand,

Öte yandan, İngilizcede geliştirmek istediğiniz

if there's a personality trait that you would like to develop in English,

bir kişilik özelliği varsa ,

perhaps you're quite shy in your native language

belki de ana dilinizde oldukça çekingensiniz

and you want to sound more confident in English.

ve İngilizcede daha özgüvenli görünmek istiyorsunuz .

You could start by learning expressions or phrases

that make you sound confident in English.

İngilizcede kendinden emin görünmeni sağlayan ifadeleri veya cümleleri öğrenerek başlayabilirsin.

I love what Esra is saying here.

Esra'nın burada söylediklerine bayılıyorum.

Mistakes are a natural part of life.

Hatalar hayatın doğal bir parçasıdır.

And as NBA legend Shaquille O'Neal says,

Ve NBA efsanesi Shaquille O'Neal'ın dediği gibi,

before you can succeed, you must first learn to fail.

başarılı olabilmek için önce başarısız olmayı öğrenmelisiniz.

What this means is that we all make mistakes.

Bunun anlamı, hepimizin hata yapabileceğidir.

And making mistakes means that you're trying.

Ve hata yapmak, denediğin anlamına gelir.

And in order to improve and become successful,

Gelişmek ve başarılı olmak için

we need to learn from those mistakes.

bu hatalardan ders almamız gerekiyor.

It's important for you to not take yourself too seriously.

Kendinizi fazla ciddiye almamanız önemlidir.

Embrace the silliness of learning a new language.

Yeni bir dil öğrenmenin aptallığını kucaklayın.

No one is born being a perfect speaker.

Hiç kimse mükemmel bir konuşmacı olarak doğmaz.

One benefit of embracing the silliness is that it allows you to become vulnerable.

Aptallığı kucaklamanın bir yararı, savunmasız kalmanıza izin vermesidir.

And what I mean by this is that you start to feel OK with the fact

Bununla demek istediğim,

that making mistakes is a natural part of learning anything.

hata yapmanın herhangi bir şeyi öğrenmenin doğal bir parçası olduğu gerçeğiyle kendinizi iyi hissetmeye başlamanızdır.

And once you feel OK with it,

Ve bir kez kendinizi iyi hissettiğinizde, ana dili

you start to feel more courageous, more daring, more willing to try

new things like applying for a job in English or traveling abroad

İngilizce olan kişilerle konuşurken dili kullanma konusunda

without any worry or frustration or anxiety about using the language

herhangi bir endişe, hayal kırıklığı veya endişe duymadan, İngilizce'de bir işe başvurmak veya yurtdışına seyahat etmek gibi yeni şeyler denemek için daha cesur, daha cüretkar ve daha istekli hissetmeye başlarsınız.

when speaking with native speakers.

.

And once you feel courageous, you start to feel more confident

Ve bir kez kendinizi cesur hissettiğinizde, kendinize daha çok güvenmeye başlarsınız

because you're going out there, you're trying new things, you're meeting

çünkü dışarı çıkıyorsunuz, yeni şeyler deniyorsunuz,

new people, you are experiencing

yeni insanlarla tanışıyorsunuz,

life using your English.

İngilizcenizi kullanarak hayatı deneyimliyorsunuz.

And once you've achieved

Ve bir kez

that level of confidence, it will help push you towards your goals.

o güven düzeyine ulaştığınızda, bu sizi hedeflerinize doğru itmeye yardımcı olacaktır.

Whether that means success at school, at work, or life in general.

Bunun okulda, işte veya genel olarak hayatta başarı anlamına gelip gelmediği.

And once you've done that, congratulate yourself.

Ve bunu yaptıktan sonra, kendinizi tebrik edin.

No matter where you are on your English learning journey, whether you're

İngilizce öğrenme yolculuğunuzun neresinde olursanız olun , ister

still starting out, you're an intermediate or you're an advanced level student.

yeni başlıyor olun, ister orta düzeyde, ister ileri düzeyde bir öğrenci olun.

You need to congratulate yourself for your hard work

Sıkı çalışmanız için kendinizi tebrik etmelisiniz

because learning a language is not easy.

çünkü dil öğrenmek kolay değildir.

Be sure to celebrate your strengths.

Güçlü yönlerinizi kutladığınızdan emin olun.

Why not make a list of all the things you do well in English

Neden İngilizcede iyi yaptığın her şeyin bir listesini yapıp

and then continue to keep it up to date?

sonra da onu güncel tutmaya devam etmiyorsun?

The example that Ksenia mentioned is awesome.

Ksenia'nın bahsettiği örnek harika.

So she improved her vocabulary by watching TV series and movies

Böylece dizi ve film izleyerek kelime dağarcığını geliştirdi

and of course you could do the same.

ve tabii ki siz de aynısını yapabilirsiniz.

Another method you could try is to improve your vocabulary in specific areas.

Deneyebileceğiniz başka bir yöntem de belirli alanlardaki kelime dağarcığınızı geliştirmektir.

For example, if you enjoy sport, you could learn more

Örneğin, spordan hoşlanıyorsanız spor ifadeleri hakkında daha fazla bilgi edinebilir

about sport phrases, or you could watch sport only in English.

veya sporu yalnızca İngilizce olarak izleyebilirsiniz.

For example, if you're a gamer, you might take part in online

Örneğin, bir oyuncuysanız, İngilizce konuşan kişilerle

tournaments where you can engage with English speakers.

etkileşim kurabileceğiniz çevrimiçi turnuvalara katılabilirsiniz .

It's important to try to align the things that you love doing

Yapmaktan hoşlandığın şeyler

and the things that you're interested in with your English studies.

ile ilgi duyduğun şeyleri İngilizce çalışmanla uyumlu hale getirmeye çalışmak önemlidir.

This way, it doesn't really feel like work.

Bu şekilde, gerçekten iş gibi hissetmiyor.

It just feels like a natural organic learning process.

Sadece doğal bir organik öğrenme süreci gibi geliyor.

So it doesn't feel like

Yani dili öğrenmek için

you have to get up and go and do something in order to learn the language.

kalkıp bir şeyler yapmanız gerekmiyor .

The language actually naturally becomes part of your life.

Dil aslında doğal olarak hayatınızın bir parçası haline gelir.

So in order to live your English,

Yani İngilizcenizi yaşamak için gerçekten sevdiğiniz

you need to learn about things that you actually like.

şeyleri öğrenmeniz gerekiyor .

This could mean joining groups of people to talk about similar interests

Bu, benzer ilgi alanları hakkında konuşmak

or to learn from people who have different opinions or different views on life.

veya farklı görüşlere veya hayata dair farklı görüşlere sahip insanlardan bir şeyler öğrenmek için insan gruplarına katılmak anlamına gelebilir.

This will make you feel more comfortable and confident when you speak English.

Bu, İngilizce konuşurken kendinizi daha rahat ve özgüvenli hissetmenizi sağlayacaktır.

Before you continue watching, why not pause the video and let us know

İzlemeye devam etmeden önce neden videoyu durdurmuyorsunuz ve

down in the comments: Do you feel like you can be yourself in English?

yorumlarda bize bildirmiyorsunuz: İngilizce kendin olabilir misin?

Share your answer in the comments below and why not add an encouraging message

Cevabınızı aşağıdaki yorumlarda paylaşın ve neden topluluğun geri kalanına teşvik edici bir mesaj eklemiyorsunuz

to the rest of the community?

?

So what Izzy is saying here is very, very important.

Yani Izzy'nin burada söylediği şey çok ama çok önemli.

Understanding who you are will help you to understand

Kim olduğunuzu anlamak,

why you are learning English in the first place.

en başta neden İngilizce öğrendiğinizi anlamanıza yardımcı olacaktır.

So if you know why you're learning English, it will help you to align

Dolayısıyla, neden İngilizce öğrendiğinizi biliyorsanız , bu alışkanlıklarınızı uyumlu hale getirmenize yardımcı olacaktır

your habits.

. Hedefiniz için

The things that you do all the time with your goal.

her zaman yaptığınız şeyler .

For example, if you want to get a top IELTS score,

Örneğin, en yüksek IELTS puanı almak istiyorsanız, bu hedefe ulaşmak için

there are certain things you need to do in order to achieve that goal.

yapmanız gereken bazı şeyler vardır .

So in order for you to achieve the goal,

Yani hedefe ulaşabilmeniz için işe

you start with knowing yourself.

kendinizi tanımakla başlıyorsunuz.

And by knowing yourself, you understand why you're doing certain things.

Ve kendinizi tanıyarak, bazı şeyleri neden yaptığınızı anlarsınız.

Another thing he mentions is that our language shouldn't confine us.

Bahsettiği bir diğer şey ise dilimizin bizi kısıtlamaması gerektiğidir.

We shouldn't be limited to our language.

Dilimizle sınırlı kalmamalıyız. İster

We should basically feel like as we learn and grow and develop our language skills,

whether in your native language or second or third language,

ana dilinizde, ister ikinci veya üçüncü dilde öğrenip büyüdükçe ve dil becerilerimizi geliştirirken,

we are ultimately expanding and developing

nihayetinde

ourselves, our personality and our lives.

kendimizi, kişiliğimizi ve yaşamlarımızı genişletiyor ve geliştiriyormuşuz gibi hissetmemiz gerekir.

By knowing yourself, you can identify the main traits about yourself

Kendinizi tanıyarak, İngilizce konuşurken kendinizle ilgili

you would like to share with other people when speaking English.

diğer insanlarla paylaşmak istediğiniz temel özellikleri belirleyebilirsiniz .

For example, if you're very outgoing and expressive in your native language,

Örneğin, ana dilinizde çok dışa dönük ve kendinizi ifade edebiliyorsanız,

you might want to learn how to do the same in English.

aynısını İngilizce'de nasıl yapacağınızı öğrenmek isteyebilirsiniz.

If you enjoyed today's lesson, then why not check out this one next?

Bugünün dersini beğendiyseniz, neden bir sonraki derse bir göz atmıyorsunuz?