6 Ways to Say Something is Expensive in English

Hey what’s up guys this is Chad from RealLife English. I’m here with another episode of

Hey, naber çocuklar, ben RealLife English'ten Chad . RealLife TV'nin başka bir bölümüyle karşınızdayım

RealLife TV and I’m here with glen what’s up glen?

ve glen ile buradayım, naber glen?

What’s up guys how are you? He’s the new RealLife English guy right?

nasılsınız arkadaşlar nasılsınız O yeni RealLife English elemanı, değil mi?

Brand new I’m a little nervous but I’m loving it.

Yepyeni biraz gerginim ama onu seviyorum.

So me and Glen we were just talking about how things in Brazil are a little bit expensive,

Ben ve Glen, Brezilya'da işlerin biraz pahalı olduğundan bahsediyorduk,

so we decided to make a little bit of a video to teach you guys some expressions all related

bu yüzden size

in expressing that something is expensive right?

bir şeyin pahalı olduğunu ifade etmekle ilgili bazı ifadeler öğretmek için küçük bir video yapmaya karar verdik, değil mi?

Yeah, it’s going to be a little funny so I hope you guys enjoy.

Evet, biraz komik olacak, umarım beğenirsiniz.

Yeah, alright, so let’s do this Let’s do it. Let’s hit the streets

Evet, pekala, o halde şunu yapalım Hadi yapalım. Hadi sokaklara çıkalım

.Ok so me and my Chinese brother here are tired

. Tamam, ben ve Çinli kardeşim burada

of eating rice and beans every day. We want to eat some sushi but I’m going to have

her gün pirinç ve fasulye yemekten bıktık. Biraz suşi yemek istiyoruz ama çok pahalı olduğu

to break the bank to buy it because it’s so expensive. What a shame, I’m sorry.

için satın almak için bankayı yıkmam gerekecek . Ne yazık, üzgünüm.

Ok, the first expression we are going to learn about describing things that are expensive

Tamam, pahalı olan şeyleri anlatmakla ilgili öğreneceğimiz ilk ifade

is break the bank. Basically that means your bank, all of your money will be broken and

bankayı kırmaktır. Temel olarak bu, bankanız anlamına gelir , tüm paranız kırılacak ve

gone. You’re poor if you buy this, like the sushi, this is my problem I want sushi, that’s it.

gidecek. Suşi gibi bunu alırsan fakirsin , bu benim sorunum suşi istiyorum, o kadar.

What’s your name? Nelson, Nelson? Nelson, Nelson Ok guys I was walking down the street and

Adınız ne? Nelson, Nelson? Nelson, Nelson Tamam millet, sokakta yürüyordum ve

I met my good friend Nelson, all good Nelson?

iyi arkadaşım Nelson ile tanıştım, hepsi iyi Nelson?

All good brother And I wanted to know how much was some strawberries

Her şey yolunda kardeşim Ve bugün buradan almam için çileklerin ne kadar olduğunu öğrenmek istedim,

for me to buy here today they look so delicious. How much are the strawberries?

çok lezzetli görünüyorlar. Çilek ne kadar?

3 for 10, 10 Reis for each little strawberry I don’t know what that sounds like to you

10'a 3, her küçük çilek için 10 Reis, bu size nasıl geliyor bilmiyorum

but to me it seems like that’s going to cost a pretty penny.

ama bana çok pahalıya mal olacak gibi geliyor.

The next expression is when something costs a pretty penny, again another way to say that

Bir sonraki ifade, bir şey güzel bir kuruşa mal olduğunda, yine

something is very expressive you can say that costs a pretty penny. Like my friend Nelson's strawberries here.

bir şeyin çok etkileyici olduğunu söylemenin başka bir yolu, bunun güzel bir kuruşa mal olduğunu söyleyebilirsiniz. Buradaki arkadaşım Nelson'ın çilekleri gibi.

Alright, I was walking down the street and

Pekala, sokakta yürüyordum ve

I saw something that was really beautiful, here it is the shorts. I’ve always wanted

gerçekten çok güzel bir şey gördüm, işte şort. Bunu her zaman

this so much but as you can see the manikin shows us it costs an arm and a leg so I guess

çok istemiştim ama gördüğünüz gibi manken bize bir kol ve bir bacağa mal olduğunu gösteriyor, bu yüzden sanırım

I can’t wear these tomorrow for my date. Alright, the next expression I’m going to

yarın randevum için bunları giyemem. Pekala, sana öğreteceğim bir sonraki ifade, bir

teach you is when something costs an arm and a leg, and Sarah here shows us that you actually

şeyin bir kol ve bir bacağa mal olması ve Sarah burada bize bir

have to give a part of yourself to get something, and these shorts that aren’t even finished yet cost 90 Reis.

şeyi elde etmek için kendinden bir parça vermen gerektiğini ve daha bitmemiş bu şortları gösteriyor. henüz 90 Reis'e mal oldu.

So was walking down the street doing some

Sokakta yürürken biraz

window shopping and I noticed this beautiful handbag which I thought really matched my

vitrin alışverişi yapıyordum ve kişiliğime gerçekten uyduğunu düşündüğüm bu güzel el çantasını fark ettim

personality. But when I saw the price I realized I would have to pay out the ass for some fake leather handbag.

. Ama fiyatı görünce sahte deri bir el çantası için kıçımı ödemem gerektiğini anladım.

The next expression to show that something

Bir şeyin gerçekten anlamlı olduğunu gösteren bir sonraki ifade

is really expressive, you can say to pay out of the ass for something. And the reason why

, bir şey için kıçından ödeme yapmak diyebilirsiniz. Ve

we say this, Uhh, I have no idea.

bunu söylememizin nedeni, Uhh, hiçbir fikrim yok.

Alright we have been learning some expression

Pekala,

describing things that are expensive so if you actually find a place that is relatively

pahalı olan şeyleri tanımlayan bazı ifadeler öğreniyoruz, bu yüzden gerçekten nispeten ucuz olan bir yer bulursanız

cheap, 1.99 for everything, and you still don’t want to buy it, you are a tight-ass

, her şey için 1,99 ve yine de onu satın almak istemiyorsanız, sıkı bir kıçınız var

and you look like this. So, don’t be a tight-ass.

ve böyle görünüyorsunuz . Yani, sıkı bir kıç olmayın.

Ok, I remember when I was in the US that McDonalds

Tamam, ABD'deyken McDonalds'ın

is considered a shitty-ass fast food restaurant but here in Brazil it’s a luxury. Here it’s

boktan bir fast food restoranı olarak kabul edildiğini hatırlıyorum ama burada Brezilya'da bu bir lüks. İşte bu

a f#*king Rip off, do not eat here.

bir lanet olası Rip off, burada yemeyin.

This last expression that we learnt here today is rip off, it’s basically whenever

Bugün burada öğrendiğimiz bu son ifade, dolandırıcılıktır, temelde

when ever you're describing something that overcharges

ne zaman bir ürünü aşırı fiyatlandıran bir şeyi tanımlıyorsanız,

a product that is quite shit. That’s it.

oldukça boktandır. Bu kadar.

Alright so we’re here in Belo Horizonte

Pekala, Belo Horizonte'deyiz

and we’re teaching the locals here some cool vocabulary, here we go.

ve burada yerlilere harika kelimeler öğretiyoruz, işte başlıyoruz.

Mcdonalds rip off, McDonalds is a rip off, McDonalds is a rip off

McDonalds bir soygun, McDonalds bir soygun, McDonalds bir soygun

Exactly, enjoy!

Kesinlikle, afiyet olsun!

Well that’s the end of our episode of RealLife

Bu, RealLife TV bölümümüzün sonu

TV, expressions related to stuff that’s expensive. Thanks a lot Glen for helping us today.

, pahalı şeylerle ilgili ifadeler. Bugün bize yardım ettiğin için çok teşekkürler Glen.

Hey no problem I had a lot of fun. So one thing we notice in Brazil is not too

Hey sorun değil ben çok eğlendim. Yani Brezilya'da fark ettiğimiz bir şey çok

expensive, and something that we all enjoy would be a beer. Awesome.

pahalı değil ve hepimizin keyif aldığı bir şey bira olurdu. Mükemmel.

Thanks a lot guys and see you next time on RealLife TV.

Çok teşekkürler çocuklar ve bir dahaki sefere RealLife TV'de görüşmek üzere.