70 Questions You ALWAYS Wanted to ASK | Here's our Answers

Oh, hey, it's great to see you. Shall we go grab a coffee?

Hey, seni görmek harika. Gidip bir kahve içelim mi?

Hey, guys. We are going to be answering

Hey Millet.

some questions so you can get to know Cassé and myself a little bit better.

Cassé'yi ve beni biraz daha iyi tanımanız için bazı soruları yanıtlayacağız.

So Cassé it's really a beautiful day, isn't it?

Yani Cassé, gerçekten güzel bir gün, değil mi?

Yeah, wonderful day.

Evet, harika bir gün.

So what would a perfect day look like for you?

Peki senin için mükemmel bir gün nasıl olurdu?

Sun, friends and laughter.

Güneş, arkadaşlar ve kahkaha.

Are you an early bird or night owl?

Erkenci kuş musun yoksa gece kuşu musun?

Definitely a night owl. Hmm.

Kesinlikle gece kuşu. Hmm.

Do you like tea or coffee in the morning? Coffee.

Sabahları çay mı kahve mi seversiniz? Kahve.

What are you enjoying the most about Brazil?

Brezilya hakkında en çok neyi seviyorsunuz?

Everything. Sun, friendly people.

Her şey. Güneş, dost canlısı insanlar.

Just great atmosphere.

Sadece harika bir atmosfer.

And if someone from our audience were to visit Cape Town, what activities

Ve izleyicilerimizden biri Cape Town'u ziyaret edecek olsa, hangi aktiviteleri

would you recommend they do or places

yapmasını önerirsiniz veya hangi yerleri

they say? We have great beaches and beautiful nature.

söylersiniz? Harika plajlarımız ve güzel doğamız var.

So you get to see like wonderful animals.

Böylece harika hayvanlar gibi görebilirsiniz.

And yeah, it's just a spectacular place to see nature.

Ve evet, doğayı görmek için muhteşem bir yer. Seyahat etmek istediğin bir

What's the next place you want to travel to?

sonraki yer neresi ?

Oh, I would love to visit Mexico. Hmm.

Oh, Meksika'yı ziyaret etmeyi çok isterim. Hmm.

And what's the next country

Ve

you would like to live in if you got the chance? Brazil!

şansın olsa yaşamak isteyeceğin bir sonraki ülke neresi? Brezilya!

And what's one thing that you'd say you can't live without? Coffee!

Ve onsuz yaşayamayacağımı söyleyeceğin bir şey nedir? Kahve!

What's your favorite social media?

En sevdiğin sosyal medya hangisi?

Instagram. And how and when can reallifers meet you on social media?

Instagram. Ve reallifers sosyal medyada sizinle nasıl ve ne zaman buluşabilir?

Every Wednesday, live on Instagram at RealLife.English. OK, my turn.

Her Çarşamba, RealLife.English'te Instagram'da canlı yayında . Tamam, sıra bende.

So would you rather live without the internet

Peki

or without traveling for a year?

bir yıl internetsiz mi yoksa seyahat etmeden mi yaşamayı tercih edersiniz?

I have to say without the internet.

İnternet olmadan söylemeliyim. YouTube'da izlemeyi en

And what's your favorite channel to watch on YouTube?

sevdiğiniz kanal hangisi ?

I really like Matt D'Avella.

Matt D'Avella'yı gerçekten seviyorum.

What do you spend most of your time doing online? Working!

Çevrimiçi zamanınızın çoğunu ne yaparak geçiriyorsunuz? Çalışma!

Favorite activity to unwind after a long day of work?

Uzun bir çalışma gününden sonra gevşemek için en sevdiğiniz aktivite?

It's a good questions, usually walking

Güzel sorular, genellikle

Phoebe, my dog. OK. Nice.

köpeğim Phoebe'yi gezdirir. TAMAM. Güzel.

Do you prefer reading physical books or e-books?

Fiziksel kitapları mı yoksa e-kitapları mı okumayı tercih edersiniz?

eBooks, definitely.

e-Kitaplar, kesinlikle.

And what's the last book you've read?

Ve en son okuduğunuz kitap hangisi? Buna

It's called Hyperfocus. Favorite Country you've lived in.

Hiperfokus denir. Yaşadığınız En Sevdiğiniz Ülke.

Probably, you know, in Barcelona, where I currently live,

Muhtemelen, bilirsiniz, şu anda yaşadığım Barselona'da,

Best food you've ever eaten.

Şimdiye kadar yediğiniz en iyi yemek.

Paella. And one thing people

Deniz ürünlü pilav. Ve insanların

should definitely try out or see while in the US? In the US,

ABD'deyken kesinlikle denemeleri veya görmeleri gereken bir şey var mı? ABD'de,

let's say going to California. And one myth

diyelim ki Kaliforniya'ya gidiyoruz. Ve

about living abroad? That it's easy.

yurtdışında yaşamakla ilgili bir efsane? Kolay olduğunu.

So Nia is actually waiting for us with some of your guys's questions.

Yani Nia aslında bazı adamlarınızın sorularıyla bizi bekliyor.

So you want to head over and see her? Sure.

Yani gidip onu görmek ister misin? Elbette.

Well, hey, Nia, good to see you.

Nia, seni görmek ne güzel.

Nice to see you again. Hey, guys, nice to see you.

Seni tekrar görmek güzel. Hey çocuklar, sizi görmek güzel.

Are you ready for the learners' questions? Yeah, sure.

Öğrencilerin sorularına hazır mısınız? Evet tabi.

All right. What type of coffee were you having back there?

Elbette. Orada ne tür kahve içiyordun?

I take my coffee black.

Kahvemi sade alıyorum.

No sugar. I had a latte.

Şekersiz. Latte içtim.

What's your favorite comfort food? Ice cream. / Pizza.

En sevdiğin rahat yemek nedir? Dondurma. / Pizza.

All right now into English.

Pekala, şimdi İngilizce'ye.

How long have you been a teacher?

Ne kadar zamandır öğretmensiniz?

I've been a teacher for three years.

Üç yıllık öğretmenim. On

I've been for ten years.

yıldır buradayım.

Oh wow. What motivates you to teach English?

Vay canına. İngilizce öğretmek için sizi motive eden nedir ?

Because I love traveling, meeting people from all different cultures,

Çünkü seyahat etmeyi, farklı kültürlerden insanlarla tanışmayı

and I love giving other people opportunity to do the same.

ve diğer insanlara da aynısını yapma fırsatı vermeyi seviyorum. Farklı geçmişlere sahip

I love meeting people from diverse backgrounds,

insanlarla tanışmayı seviyorum

and I love giving people the opportunity to improve their lives.

ve insanlara hayatlarını iyileştirme fırsatı vermeyi seviyorum .

Should learners study grammar?

Öğrenciler gramer çalışmalı mı?

I think that they should,

but it doesn't necessarily need to be the only thing you're focused on.

Bence öyle olmalı,

ancak odaklandığınız tek şeyin bu olması gerekmez.

You don't necessarily need to do it early, either. I agree.

Bunu erken yapmanıza da gerek yok . Kabul ediyorum.

I think grammar is very important to learn.

Gramer öğrenmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

I don't think it's the most important thing, though. Yeah.

Yine de bunun en önemli şey olduğunu düşünmüyorum. Evet. İnsanların İngilizcede yaptığı

What are the two most common mistakes people make in English?

en yaygın iki hata nedir ?

That's a good question.

Bu iyi bir soru.

I think one of the biggest mistakes that learners make is just being so focused on

Bence öğrencilerin yaptığı en büyük hatalardan biri

needing to get rid of their accent.

aksanlarından kurtulma ihtiyacına bu kadar odaklanmak.

When really, as long as people can understand you,

Gerçekten, insanlar seni anlayabildiği sürece,

you have intelligibility, having an accent is perfectly fine.

anlaşılabilirliğe sahipsin, aksanın olması gayet iyi.

Yeah, I think the same.

Evet, ben de aynısını düşünüyorum.

But for grammar, I think sometimes people get caught up on,

Ama dilbilgisi için, bence bazen insanlar,

you know, setting grammar rules.

bilirsin, dilbilgisi kuralları koyarken kendilerini kaptırıyorlar.

And, you know, as long as you know, people understand

Ve bilirsiniz, bildiğiniz, insanların anladığı

and you're able to communicate, I think you're doing a great job.

ve iletişim kurabildiğiniz sürece, bence harika bir iş çıkarıyorsunuz. İngilizce konuşurken

What should they do if they make a mistake while speaking in English?

hata yaparlarsa ne yapmalılar ?

I think like, first of all, don't apologize.

Bence her şeyden önce özür dileme.

I think a lot of learners, they don't

Bence pek çok öğrenci,

just s'Srry for my bad English," but you don't need to.

sadece kötü İngilizcem için özür dilemiyorlar, ama buna gerek yok.

You know, you're in a learning process. Just keep up the good work.

Biliyorsun, bir öğrenme sürecindesin. Sadece iyi çalışmaya devam et.

I think it's important to recognize that mistakes are part of the learning process.

Bence bu hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu kabul etmek önemlidir.

And yeah, you should just keep going, you know, recognize that it's a mistake

Ve evet, devam etmelisin, bilirsin , bunun bir hata olduğunu kabul etmeli ve

and learn from it.

bundan ders çıkarmalısın.

And how can learners improve their pronunciation?

Ve öğrenciler telaffuzlarını nasıl geliştirebilirler?

I think that listening and practicing is very important for improving your

Dinlemenin ve pratik yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. telaffuzunuzu geliştirmek için önemlidir

pronunciation, so the more you listen, the better your pronunciation will become.

, bu yüzden ne kadar çok dinlerseniz telaffuzunuz o kadar iyi olur.

Yeah, that's a great tip.

Evet, bu harika bir ipucu.

And I'd say to just get in the practice of imitating.

Ve ben sadece taklit etme pratiği yapın derim .

Should learners choose one variant of English like American, British or South African?

Öğrenciler Amerikan gibi İngilizcenin bir çeşidini seçerlerse , İngiliz mi yoksa Güney Afrikalı mı?

It's their choice.

Bu onların seçimi.

I think whatever you choose, if you want to sound more American, that's perfectly OK.

Hangisini seçerseniz seçin bence, daha Amerikalı görünmek istiyorsanız, bu tamamen sorun değil. Tüm farklı aksanlara

It may be good to have some exposure to all the different accents.

biraz maruz kalmak iyi olabilir .

But yeah, let's say whatever you enjoy.

Ama evet, hadi neyi seviyorsanız onu söyleyelim.

Definitely go for that one. Yeah.

Kesinlikle bunu deneyin. Evet.

First step to make learning English a habit.

İngilizce öğrenmeyi alışkanlık haline getirmek için ilk adım.

Download the RealLife App .

RealLife Uygulamasını indirin.

Yeah, you could listen to a weekly podcast for just ten minutes.

Evet, haftalık bir podcast'i sadece on dakika dinleyebilirsiniz.

Have a short four minute conversation.

Dört dakikalık kısa bir konuşma yapın.

Oh, this is an English related question.

Oh, bu İngilizce ile ilgili bir soru.

How do you pronounce these words?

Bu kelimeleri nasıl telaffuz ediyorsunuz?

Often, Route, Almond.

Sıklıkla, Rota, Badem.

What's the difference between in the end and at the end?

Sonunda ve sonunda arasındaki fark nedir?

That's a tricky one.

Bu zor bir soru.

Do you know? I guess at the end of the road or at the end of the day.

Biliyor musunuz? Sanırım yolun sonunda ya da günün sonunda. Bir

It's like talking about like a single point of something.

şeyin tek bir noktasından bahsetmek gibi. Sonu

That's the finality of it.

budur.

So in the end would be like, I don't know the end of the story.

Yani sonunda, hikayenin sonunu bilmiyorum gibi olurdu.

The couple gets together and they live happily ever after. Yeah.

Çift bir araya gelir ve sonsuza dek mutlu yaşarlar. Evet.

What's the difference between watch, look and see? Watch I think of as like

İzle, bak ve gör arasındaki fark nedir? İzle Bence

something that you're

actively watching like that you're not really breaking eye contact,

aktif olarak izlediğin bir şey gibi göz temasını gerçekten bozmadığın gibi,

for example, you might watch a sports or you might watch TV.

örneğin spor seyredebilirsin ya da televizyon seyredebilirsin.

Look is like you're taking one

Bak,

look at something like, look at this.

şöyle bir şeye bir göz atıyorsun, buna bak.

Yeah. And see... Seeing something is, I guess, the sense.

Evet. Ve bakın... Bir şeyi görmek sanırım bir anlam ifade ediyor.

This sense? Yeah, I'm able to see or I'm not. Like blind person's not able to see.

Bu his? Evet, görebiliyorum ya da göremiyorum. Tıpkı körün göremediği gibi. Çoğul siz iseniz,

How to address a group of people if the plural of you is you?

bir grup insana nasıl hitap edilir ?

Well, it depends where you're at, actually,

Pekala, aslında nerede olduğunuza bağlı,

if that's true or not, because for example, I was just in Texas

bunun doğru olup olmadığı, çünkü örneğin,

over new years and they would say, you all or even y'all.

yeni yılda Teksas'taydım ve hepiniz, hatta hepiniz derlerdi.

Yeah, definitely you all.

Evet, kesinlikle hepiniz.

I think that we also use that when we address a group of people.

Bunu bir grup insana hitap ederken de kullandığımızı düşünüyorum.

Definitely. You all. OK, grammar rapid-fire from a learner.

Kesinlikle. Hepiniz. Tamam, dilbilgisi bir öğrenciden hızlı ateş.

How do we know when to use the past simple or the present perfect?

Geçmiş basit veya şimdiki mükemmeli ne zaman kullanacağımızı nasıl bilebiliriz?

It's a little bit complex, but there's like a rule of thumb

Biraz karmaşık, ama geçmişte başlayıp şimdiye kadar devam eden bir şey olduğunda

that most of times will work when something begins

çoğu zaman işe yarayacağına dair pratik bir kural var,

in the past and then continues up until now, you use the present perfect.

şimdiki mükemmeli kullanırsın.

So for example, I've been in Brazil for two weeks.

Örneğin, iki haftadır Brezilya'dayım.

That means that I'm still in Brazil, but something that you uses

Bu, hala Brezilya'da olduğum anlamına gelir, ancak geçmiş zamanda kullandığınız bir şey

the past tense is already finished.

zaten bitti.

So next week, I'll be saying I was in Brazil for two weeks.

Gelecek hafta, iki haftalığına Brezilya'da olduğumu söyleyeceğim.

Yeah, it's exactly that.

Evet, tam olarak bu.

All right. Let's see.

Elbette. Görelim.

A slang word you use all the time.

Her zaman kullandığın argo bir kelime.

Mm hmm. Kwaai, it's a South African.

Hmm. Kwaai, bu bir Güney Afrikalı.

What does it mean?

Bu ne anlama geliyor?

It's a South African phrase that means that something is really great.

Bir şeyin gerçekten harika olduğu anlamına gelen bir Güney Afrika deyimidir. Sanki

It's like, Oh, you can use Kwai for, you know, when you're...

, Oh, Kwai'yi şunun için kullanabilirsin, bilirsin, sen...

When something's amazing, it's like, Oh, that's a kwaai pair of shoes you have on!

Bir şey harika olduğunda, sanki, Oh, bu bir kwaai ayakkabı giyiyorsun! Genelde öğrencilerle İngilizce konuştuğum

I think I don't use much slang because I usually speak English with learners.

için fazla argo kullanmadığımı düşünüyorum .

All right. The F bomb now.

Elbette. Şimdi F bombası.

Fuck up versus fuck off?

[ __ ] git mi, [ __ ] git mi?

Well, fuck up would refer to... it could be a person.

Pekala, [ __ ] et demek... bir insan olabilir.

Someone could be a fuck up.

Birisi kafayı yemiş olabilir.

Or they could that fuck up could fuck up.

Ya da bu berbat olabilir.

So if you fuck up, you're making a mess, you make...

Yani batırırsan, ortalığı karıştırırsın, yaparsın...

You've made a mistake or you've done something wrong.

Bir hata yaptın ya da yanlış bir şey yaptın.

Or if you're a fuck up your, you generally tend

Ya da [ __ ] gibiysen, genellikle

to make bad decisions or... yeah. And fuck off is like a really emphatic,

kötü kararlar verme eğilimindesin ya da... evet. Ve [ __ ] git,

really rude way of telling someone like , fuck off, get away from it. Or you could.

birine " [ __ ] git, ondan uzaklaş" demenin gerçekten empatik, gerçekten kaba bir yolu. Ya da yapabilirsin.

If you don't believe someone,

Birine inanmıyorsan,

you could also say, like, you know, fuck off, that's not.

bilirsin, [ __ ] git, öyle değil diyebilirsin.

There's no way that's true.

Bunun doğru olmasına imkan yok.

Is it okay to use those two phrasal verbs with the F word?

Bu iki öbek fiili F kelimesiyle kullanmakta bir sakınca var mı ?

Yeah, why not? Depends who you're talking to, for sure.

Evet neden olmasın? Kiminle konuştuğuna bağlı, elbette.

Don't use it with your boss or grandma.

Patronun veya büyükannenle birlikte kullanma.

Yeah, we sometimes use different words to describe different things

Evet, sana göre bazen farklı şeyleri tanımlamak için farklı kelimeler kullanırız

in your opinion, Cassé, which is the weirdest word South Africans use?

Cassé, Güney Afrikalıların kullandığı en tuhaf kelime hangisi?

I would say braai.

Braai derdim.

We say braai for barbecue.

Mangal için braai diyoruz.

So yeah, it's basically the exact same thing

Yani evet, temelde barbekü ile tamamen aynı şey

as barbecue, but we use the word braai.

ama biz braai kelimesini kullanıyoruz.

What about you, Ethan?

Ya sen, Ethan?

Which is the weirdest one Americans use?

Amerikalıların kullandığı en garip şey hangisi?

Do you have any ideas?

Hiç fikrin var mı?

No, I don't actually. I kind of think like with British

Hayır, aslında bilmiyorum. İngiliz Amerikan İngilizcesinde olduğu gibi düşünüyorum

American English, there are some that like, make no sense in American.

, Amerikan dilinde hiçbir anlam ifade etmeyenler var.

I'm not sure the weirdest, but definitely one weird from the west of the states.

En tuhaf olduğundan emin değilim, ama kesinlikle eyaletlerin batısından bir tuhaf.

We could say howdy for hi.

Selam için merhaba diyebiliriz.

If you want to sound a little bit

Biraz

like a cowboy. I'm gonna hand this over back to you, Cassé.

kovboy gibi konuşmak istiyorsan. Bunu sana geri vereceğim, Cassé.

It was nice talking to you guys.

Sizlerle konuşmak güzeldi çocuklar.

Great to see you, Nia!

Seni görmek harika, Nia!

Oh, the water is so nice!

Oh, su çok güzel!

When was the last time you were in a pool?

En son ne zaman havuzda bulundun?

I've never been in a pool before.

Daha önce hiç havuza girmedim.

Kidding. No. I was in a pool last week.

Şaka yapmak. Hayır. Geçen hafta havuzdaydım.

OK, well, let me handle this to you to ask the first question.

Tamam, ilk soruyu sorman için bunu sana bırakayım.

OK, so what does it mean when South Africans say "lekker"?

Pekala, Güney Afrikalılar "lekker" dediğinde bu ne anlama geliyor?

I have heard this one before,

Bunu daha önce duymuştum

and it sounds very similar to lecker in German, which means delicious.

ve Almanca'da lezzetli anlamına gelen lecker'a çok benziyor.

But I think you use it for like, great. Awesome, right? Yeah, that's true.

Ama bence onu harika bir şey için kullanıyorsun. Harika, değil mi? Evet doğru.

Perfect. OK. How about you?

Mükemmel. TAMAM. Peki ya sen?

The next one? Yeah.

Sıradaki? Evet.

What does it mean when I say something is dank?

Bir şeyin nemli olduğunu söylediğimde bu ne anlama geliyor?

Does it mean like something's bad?

Bir şeylerin kötü olduğu anlamına mı geliyor?

Like it's bad situation is very similar to lekker,

Kötü bir durum gibi , lezzetli

as you can use it for something that's delicious.

bir şey için kullanabileceğiniz için lekkere çok benzer .

You can use it for something that's great.

Harika bir şey için kullanabilirsiniz.

Only those situations. Hmm.

Sadece bu durumlar. Hmm.

OK. Favorite tongue twister in English.

TAMAM. İngilizce'de favori tekerleme.

Well, I always have trouble remembering them,

Şey, onları hatırlamakta her zaman sorun yaşıyorum

but I like the Betty Botter bought a bit of bitter butter,

ama Betty Botter'ın biraz acı tereyağı almasını sevdim

but the butter was too bitter.

ama tereyağı çok acıydı.

So something like that? Yeah, no, that was quite good.

Yani bunun gibi bir şey mi? Evet, hayır, bu oldukça iyiydi.

All right, your favorite idiom in English?

Pekala, İngilizcede en sevdiğin deyim?

Don't throw the baby out with the bathwater.

Bebeği banyo suyuyla birlikte dışarı atmayın.

That is a good one.

Bu iyi bir tanesidir.

You know, visual kind of idiom.

Bilirsin, görsel bir deyim.

What is your favorite word in English? Hmm.

İngilizcede en sevdiğin kelime nedir? Hmm. harika

I like awesome. I use that all the time as an American.

severim. Bunu bir Amerikalı olarak her zaman kullanırım.

Yeah, it's great. Or Ricochet.

Evet, harika. Veya Ricochet.

That's another good one. Yeah.

Bu başka bir iyi. Evet.

How many languages do you speak?

Kaç dili konuşabiliyorsun?

I speak two and a half.

İki buçuk konuşuyorum.

I speak English, Afrikaans and I've been learning Portuguese.

İngilizce, Afrikaans konuşuyorum ve Portekizce öğreniyorum.

You are getting better in your Portuguese here.

Burada Portekizce'nde daha iyiye gidiyorsun.

All right, so I have some special question for you.

Pekala, o halde size özel bir sorum var. Afrikaans dilinde telaffuzu

What's the most difficult word to pronounce in Afrikaans

en zor olan kelime nedir

What's your favorite word in Afrikaans?

Afrikaans dilinde en sevdiğiniz kelime nedir? Öğrenmek isteyeceğiniz

What's the next language that you'd like to learn?

bir sonraki dil nedir ?

I'd like to learn Spanish. Hmm.

İspanyolca öğrenmek istiyorum. Hmm.

OK, what's your favorite place in Barcelona? Woo, that's a good question.

Tamam, Barselona'da en sevdiğin yer neresi? Woo, bu iyi bir soru.

I always like getting good things to eat.

Her zaman yiyecek güzel şeyler almayı severim. En

one of my favorite restaurants is called a “Els 4 Gats."

sevdiğim restoranlardan birinin adı “Els 4 Gats.”

A trip to the mountains, or day at the beach? A day at the beach.

Dağ gezisi mi, kumsalda bir gün mü? Sahilde bir gün.

First word you learned in Catalan.

Katalanca öğrendiğin ilk kelime.

The first word I learned, "te estimo", which means I love you. Oh, great.

Öğrendiğim ilk kelime "te estimo", bu da seni sevdiğim anlamına geliyor. Oh, harika.

What's your favorite word in Catalan?

Katalanca en sevdiğin kelime ne?

Yeah, my favorite word.

Evet, benim favori kelimem.

Probably the same one "te estimo", or "gos" because it's a dog.

Muhtemelen aynı "te estimo" veya "gos" çünkü o bir köpek.

Oh, you have a dog, right?

Oh, senin bir köpeğin var, değil mi?

I have a dog, I wish I would like to say "te estimo" to her.

Bir köpeğim var ona "te estimo" demek isterdim.Peki

And what's the most difficult language for you to learn? The most difficult...

sizin için öğrenmesi en zor dil hangisi? En zoru...

I learned Hebrew for a little bit. That was very challenging.

İbraniceyi biraz öğrendim.Bu çok zorlayıcıydı.Yani

So if you were to write a book, what would it be about?

Bir kitap yazsaydın, ne hakkında olurdu?

I probably write a book about diversity in South Africa. Oh, cool.

Muhtemelen Güney Afrika'daki çeşitlilik hakkında bir kitap yazarım. Harika.

If you were to give a TEDTalk, what would it be about?

Bir TEDTalk verecek olsaydın, ne hakkında olurdu?

It's a good question.

Bu güzel bir soru.

I think I'd do it probably on the topic of something

Bence Bunu muhtemelen

having to do with learning like, for example, what I was saying before

öğrenmekle ilgili bir konuda yapardım, mesela daha önce

about no need to worry so much about your accent.

aksanınız hakkında bu kadar endişelenmenize gerek olmadığını söylediğim gibi.

So have you met anyone famous?

Ünlü biriyle tanıştınız mı?

No, unfortunately not. Me neither. Not yet.

Hayır, ne yazık ki değil. Ben de değil. Henüz değil.

I'm still hoping in Barcelona run into Shakira and Pique.

Hala Barcelona'da Shakira ve Pique ile karşılaşmayı umuyorum.

Yeah, I want to run into John Mayer.

Evet, John Mayer ile karşılaşmak istiyorum.

There you go. Me too.

İşte gidiyorsun. Ben de.

What famous person would you like to have dinner with? Hmm.

Hangi ünlüyle yemek yemek isterdin? Hmm.

Maybe I should have dinner

Belki de Jennifer Aniston'la akşam yemeği yemeliyim

with Jennifer Aniston so I can ask her to be on the show. Awesome.

ki ondan programa katılmasını isteyeyim. Mükemmel. Aldığınız

What's the best life advice that you've ever gotten?

en iyi hayat tavsiyesi nedir?

The best advice that I've been given is probably to just keep going, you know?

Bana verilen en iyi tavsiye muhtemelen devam etmemdir, anlıyor musun?

Don't stop when you fail, just keep trying.

Başarısız olduğunuzda durmayın, denemeye devam edin. Küçükken keşke bilseydim

What is the one thing you wish you knew when you were younger?

dediğiniz tek şey nedir ?

Oh, it's a good question.

Güzel bir soru.

I think just accepting yourself, you know, just learning to love yourself

Bence sadece kendini kabul etmek, bilirsin, sadece kendini sevmeyi öğrenmek

is really, really important.

gerçekten çok önemli.

What would be the number one piece of advice

that you would give to English learners?

İngilizce öğrenenlere vereceğiniz bir numaralı tavsiye ne olurdu?

I would say, don't focus so much on your mistakes.

Hatalarınıza bu kadar odaklanmayın derim.

Try and focus on your progress.

İlerlemenize odaklanmaya çalışın.

So if you're making progress in one way or another,

Yani şu ya da bu şekilde ilerleme kaydediyorsanız,

like just focus on that. Hmm. I love it.

sadece buna odaklanın. Hmm. Bayıldım.

Same to you. What would you say is the number one piece of advice

Aynen.

that you'd like to share with English learners?

İngilizce öğrenenlerle paylaşmak isteyeceğiniz bir numaralı tavsiyeye ne dersiniz?

I probably said a lot already, but yeah, I'd say

Muhtemelen çok şey söyledim ama evet,

maybe like you just don't give up, just keep going when you fall down.

belki de pes etme, düştüğünde devam et derdim.

If you broke your habit, then just pick it up again.

Alışkanlığınızı bozduysanız, tekrar alın.

Don't beat yourself up. Great.

Kendini hırpalama. Harika.

All right. So how can learners get more of our lessons?

Elbette. Peki öğrenciler derslerimizden nasıl daha fazla yararlanabilirler?

Just hit the subscribe button and the bell down below, and you won't miss

Abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basmanız yeterlidir,

a single lesson.

tek bir dersi bile kaçırmazsınız.

Oh, someone's calling me. Let me see who it is.

Biri beni arıyor. Kim olduğuna bir bakayım.

Oh, it's Max. Max, Oh, hey, Max.

Oh, bu Max. Max, merhaba, Max.

Hey, guys, what's up? Hey, Max. Having a good time? Yeah.

Naber beyler nasıl gidiyor? Merhaba Max. İyi vakit geçiriyor? Evet.

Hey, I have a few questions from the community.

Hey, topluluktan birkaç sorum var .

Oh, amazing. All right.

Muhteşem. Elbette.

So first, why should people learn English?

İlk olarak, insanlar neden İngilizce öğrenmeli?

Hey, do you want to take that one? Sure.

Hey, onu almak ister misin? Elbette.

I think people should learn English because it helps them

Bence insanlar İngilizce öğrenmeli çünkü bu onların

connect with the world, helps them expand their worldview

dünyayla bağlantı kurmalarına, dünya

and their perceptions and their understanding. Yeah. Awesome.

görüşlerini, algılarını ve anlayışlarını genişletmelerine yardımcı oluyor. Evet. Mükemmel.

The next question is what's unique about learning English with RealLife English?

Sonraki soru, RealLife English ile İngilizce öğrenmenin benzersiz yanı nedir?

Oh, that is a good question,

Oh, bu iyi bir soru,

I believe, because you're not just learning English, you're really

inanıyorum çünkü sadece İngilizce öğrenmiyorsun,

making English a part of your life.

İngilizceyi gerçekten hayatının bir parçası yapıyorsun.

I like to think of it that we're not helping you to

study English or to learn English, but we're helping you to become

İngilizce çalışmanıza veya İngilizce öğrenmenize yardımcı olmadığımızı, ancak İngilizce konuşan biri olmanıza yardımcı olduğumuzu düşünmek hoşuma gidiyor

an English speaker.

.

All right. OK, so I have another one.

Elbette. Tamam, bir tane daha var.

What is RealLife English's next goal?

RealLife English'in bir sonraki hedefi nedir?

We've got a lot of them,

Birçoğumuz var,

but one of them right now is to bring more people to our app

ancak şu anda bunlardan biri,

so that they can improve their listening and their speaking

dinleme ve konuşma becerilerini geliştirebilmeleri

and really connect with people from all around the world . All right.

ve dünyanın her yerinden insanlarla gerçekten bağlantı kurabilmeleri için daha fazla insanı uygulamamıza çekmek. Elbette.

So someone wrote, What's the biggest problems learners face

Birisi şöyle yazdı: Öğrencilerin İngilizce öğrenirken karşılaştıkları en büyük sorunlar nelerdir

when learning English?

?

I think some of the biggest problems learners face is that they

Bence öğrencilerin karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri,

they get really caught up in perfection and they try to be perfect.

kendilerini gerçekten mükemmelliğe kaptırmaları ve mükemmel olmaya çalışmalarıdır.

And this becomes a demotivating, you know, situation

Ve bu, birkaç denemeden sonra pes etme eğiliminde oldukları, motive edici, bilirsiniz, bir durum haline gelir

where they just tend to give up after a few attempts.

.

And yeah, this is this is one of the biggest challenges I think.

Ve evet, bu bence en büyük zorluklardan biri.

And lastly, someone's interested in knowing where they can find

Ve son olarak, birileri

more of our lessons.

derslerimizden daha fazlasını nerede bulabileceklerini bilmekle ilgileniyor.

Well, they can find more of our lessons on our app, on our RealLife English app.

Derslerimizin daha fazlasını uygulamamızda, RealLife English uygulamamızda bulabilirler.

They can also find our podcast in the website, and Instagram

Podcast'imizi web sitesinde ve Instagram'da da bulabilirler,

as we mentioned before, we are everywhere! It's true. All over the place.

daha önce de belirttiğimiz gibi her yerdeyiz! Bu doğru. Her yerde.

All right, Max, great to see you. Thanks so much for giving us a call.

Pekala Max, seni görmek harika. Bizi aradığınız için çok teşekkür ederiz.

Thank you, guys. Bye!

Sağolun beyler. Hoşçakal!

I just been like a really lovely afternoon. Thanks so much for coming over.

Gerçekten güzel bir öğleden sonra gibiydim. Geldiğiniz için çok teşekkürler.

It's been lovely being here.

Burada olmak çok güzeldi.

And my last question defintely would have to be, should we do this again sometime?

Ve son sorum kesinlikle şu olmalı, bunu bir ara tekrar yapmalı mıyız?

Yeah. What do you guys think?

Evet. Siz ne düşünüyorsunuz?

Should we? Comment down below and let us know.

Yapmalı mıyız? Aşağıya yorum yapın ve bize bildirin.

So, yeah, we hope to see you again.

Yani, evet, sizi tekrar görmeyi umuyoruz.

Thanks so much for tuning in. Bye.

Uyardığınız için çok teşekkürler. Güle güle.