😓 Afraid you will NEVER get fluent in English? Here's the video you need

What's stopping you from being fluent?

Akıcı olmanı engelleyen ne?

I mean, what's actually holding you back from speaking

Demek istediğim, seni

and writing as fluently as you want to?

istediğin kadar akıcı konuşmaktan ve yazmaktan alıkoyan ne?

It may not seem like it,

Öyle görünmeyebilir

but there are definitely ways that you can overcome this.

ama kesinlikle bunun üstesinden gelmenin yolları var.

And today, I'm going to share some useful tips to help you do just that.

Ve bugün, tam da bunu yapmanıza yardımcı olacak bazı yararlı ipuçları paylaşacağım. Sizin gibi İngilizce öğrenen

Five of our real life supporters who are English

beş RealLife destekçimiz,

learners like you have shared video testimonials

of some of the biggest challenges they face on the journey to fluency.

akıcı konuşma yolculuğunda karşılaştıkları en büyük zorluklardan bazılarının video referanslarını paylaştı.

So stick around, because it's very likely

Bu yüzden ortalıkta dolaşın, çünkü

that you face the same struggles of learning English.

İngilizce öğrenirken aynı zorluklarla karşılaşmanız çok olası.

By the way, if you haven't already done so, join our global community

Bu arada, henüz yapmadıysanız ,

of over 400,000 learners

by hitting the subscribe button and vote down below.

abone ol düğmesine ve aşağıdaki zile basarak 400.000'den fazla öğrenciden oluşan küresel topluluğumuza katılın.

So you never miss out on our weekly lessons.

Böylece haftalık derslerimizi asla kaçırmazsınız.

Hi, everyone. I'm Esra from Turkey.

Herkese selam. Ben Türkiye'den Esra.

I have been learning English for over ten years.

On yılı aşkın süredir İngilizce öğreniyorum.

Learning English can sometimes spill over when there's so much to learn. And

İngilizce öğrenmek bazen bunaltıcı gelebilir, öğrenecek çok şey var.

sometimes I feel it is almost impossible

Ve bazen

to reach a point of being complete

tamamen akıcı olma noktasına ulaşmanın neredeyse imkansız olduğunu hissediyorum.

It is difficult

to remember all the words or their other meanings.

Tüm kelimeleri veya diğer anlamlarını hatırlamak zordur.

Even they've been learned to feed.

öğrensen bile.

You must study if they do not repeat or speak it.

Çalışmazsan, tekrar etmezsen veya konuşmazsan.

Just easy to forget.

Unutmak kolaydır,

So we should spend lots of time.

bu yüzden çok zaman harcamalıyız.

It is exhausting.

Yorucu.

OK, so the lesson here is that everything sucks sometimes.

Tamam, buradan çıkarılacak ders şu ki, bazen her şey berbattır.

In other words, nothing is perfect all the time.

Başka bir deyişle, hiçbir şey her zaman mükemmel değildir.

For many English learners, English fluency can seem like this enormous mountain

Birçok İngilizce öğrenen için, İngilizce akıcılığı önünüzdeki devasa bir dağ gibi görünebilir

in front of you, and just looking at it fills you with fear you like.

ve sadece ona bakmak bile içini korkuyla doldurur, "

How am I ever going to conquer this mountain?

Bu dağı nasıl fethedeceğim?

How am I ever going to reach the top?

This seems impossible.

Bu imkansız görünüyor."

And you might climb a little bit and things are ok

Ve biraz tırmanabilirsiniz ve her şey yolundadır

and then things start to get scary and you think, OK, I should turn back.

ve sonra işler korkutucu olmaya başlar ve tamam, geri dönmeliyim diye düşünürsünüz.

This is probably not for me.

Bu muhtemelen benim için değil.

I'm not fit enough.

Yeterince formda değilim.

I'm not a mountain climber.

Ben dağcı değilim.

I don't know how to do this. I don't have the best equipment.

Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. En iyi donanıma sahip değilim.

This is what it can feel like at times.

Zaman zaman böyle hissedilebilir.

As an English learner, we feel like we want to give up because

İngilizce öğrenen biri olarak, vazgeçmek istiyormuşuz gibi hissediyoruz çünkü

how am I ever going to achieve this?

bunu nasıl başaracağım?

How am I ever going to learn all the grammar rules?

Tüm gramer kurallarını nasıl öğreneceğim?

Maybe I'm just not a good speaker.

Belki de iyi bir konuşmacı değilim. Ben de dahil olmak üzere

One of the mistakes I notice people make, including myself, is that we think that

insanların yaptığını fark ettiğim hatalardan biri,

once we get that job, or we pass that English exam

o işi aldığımızda veya o İngilizce sınavını geçtiğimizde

or we sign up for that course, everything's going to be perfect.

veya o kursa kaydolduğumuzda her şeyin mükemmel olacağını düşünmemiz.

We're going to be confident everything will flow and fall into place.

Her şeyin akıp yerine oturacağından emin olacağız.

But this is not the case.

Ancak durum böyle değil.

The reality is that most of the time, once you achieve one goal,

Gerçek şu ki, çoğu zaman, bir hedefe ulaştığınızda, gideceğiniz yere ulaşmak için

there are so many more steps to get to where you're going.

daha pek çok adım vardır .

So the idea is not to think of learning English

Bu yüzden buradaki fikir, İngilizce öğrenmeyi asla üstesinden gelemeyeceğiniz

as the scary mountain of challenges that you'll never be able to overcome.

korkunç zorluklar dağı olarak düşünmemek .

And that you should just deal

Ve sadece zorluklarla başa çıkmalı

with the challenges and accept that it's always going to suck.

ve her zaman berbat olacağını kabul etmelisin.

No. Instead, what helps us to understand that these challenges are temporary

Hayır. Bunun yerine, bu zorlukların geçici olduğunu

and that they're just roadblocks on your path to success.

ve başarıya giden yolda sadece engeller olduğunu anlamamıza ne yardımcı olur?

Many successful people, including language learners, say that this is exactly

Dil öğrenenler de dahil olmak üzere birçok başarılı insan, hedeflerine ulaşma

what helps them through

those difficult moments on their way to achieving their goals.

yolundaki bu zor anlarda onlara tam olarak yardımcı olan şeyin bu olduğunu söylüyor . Sahip oldukları

The mindset that they have

zihniyet,

is that they accept the difficult moments as part of the process.

zor anları sürecin bir parçası olarak kabul etmeleridir.

Hello, my name is Mary and I'm learning

Merhaba, benim adım Mary ve

English with a real life English center for three years.

üç yıldır RealLife English çemberi ile İngilizce öğreniyorum. İngilizce konuşmaya

One of my biggest fear of

dair en büyük korkularımdan biri,

speaking English is the thought that I

won't be able to support our real conversation.

gerçek sohbeti destekleyemeyeceğim düşüncesidir.

What happens if I don't remember the word

Sözcüğü hatırlamazsam

or maybe I misunderstand something,

veya bir şeyi yanlış anlarsam

or maybe I mispronounce something

veya bir şeyi yanlış telaffuz edersem

and I can be rude or offend somebody?

ve kabalık edebilir veya birini gücendirebilirsem ne olur?

For these reasons, I swear most of the time

Bu sebeplerden dolayı çoğu zaman

it's there in my confession.

rahat bölgemde kalmayı

I don't speak.

ve konuşmamayı tercih ediyorum.

So the lesson here is how to eliminate fear.

Yani buradaki ders, korkunun nasıl ortadan kaldırılacağıdır .

Well, the truth is, you can and you shouldn't want to.

Gerçek şu ki, yapabilirsin ve istememelisin.

If we didn't have any fear, we'd almost likely die.

Eğer hiç korkumuz olmasaydı, neredeyse ölürdük.

Fear protects us, but it shouldn't control us.

Korku bizi korur ama bizi kontrol etmemelidir.

So picture going, shark cage diving.

Yani köpekbalığı kafesi dalışını hayal edin.

You're in the middle of the ocean, and the only thing between you

Okyanusun ortasındasınız ve bir köpekbalığının jilet gibi keskin dişleriyle aranızdaki tek şey

and the razor sharp teeth of a shark is a cage around you.

etrafınızdaki bir kafes.

So this cage protects you from being the sharks lunge.

Yani bu kafes seni köpekbalıklarının öğle yemeği olmaktan koruyor.

So while the cage is a positive thing in situations like shark cage

Yani köpekbalığı kafesi dalışı gibi durumlarda kafes olumlu bir şey olsa da ,

diving, in social situations, like when you're speaking English,

sosyal durumlarda, örneğin İngilizce konuşurken

you're trying to engage with other people.

diğer insanlarla ilişki kurmaya çalışıyorsunuz.

The cage can be a negative thing.

Kafes olumsuz bir şey olabilir.

That cage is holding you back from meeting new friends, from networking

Bu kafes sizi yeni arkadaşlar edinmekten,

with people in your industry, from living a free and happy life.

sektörünüzden insanlarla iletişim kurmaktan, özgür ve mutlu bir hayat yaşamaktan alıkoyuyor. Dışarı

The key to getting out is courage, and you can use it

çıkmanın anahtarı cesarettir ve bunu

in the middle of the ocean or at the party.

okyanusun ortasında veya partide kullanabilirsiniz.

The key is always in your position.

Anahtar her zaman senin konumunda.

So choose to be courageous.

Bu yüzden cesur olmayı seçin.

It takes courage to stand up against the criticism

and self-doubt that often stands in the way of fluency

Çoğu zaman akıcılığın

and even success in general, and how you get to that place

ve hatta genel olarak başarının önünde duran eleştiriye ve kendinden şüphe duymaya karşı durmak cesaret ister ve

of comfortably using that key whenever you want

o anahtarı istediğiniz zaman rahatça kullanma noktasına gelmenin yolu, her gün

is by doing little acts of courage every day.

küçük cesaret eylemleri yapmaktır. gün.

Baby Steps.

Bebek adımları. Bu tür bir cesaret gerektiren

A great example of an activity that requires this kind of courage

etkinliğe harika bir örnek, kendinizi

is practicing your English with a speaking partner,

even though you're feeling shy or doubting your English ability.

utangaç hissetseniz veya İngilizce yeteneğinizden şüphe duysanız bile, konuşan bir partnerle İngilizce pratik yapmaktır.

Now, if your desire to speak English and connect with others

Şimdi, İngilizce konuşma ve başkalarıyla bağlantı kurma arzunuz

is greater than your fear, then you're

korkunuzdan daha büyükse, o zaman

absolutely going to love a real life English app.

RealLife English uygulamamıza kesinlikle bayılacaksınız .

After life, we'd come up with a solution that will allow you to practice

RealLife'ta, istediğiniz

your English any time, anywhere at the press, on the button for free.

zaman, istediğiniz yerde tek bir düğmeye basarak ücretsiz olarak İngilizce pratik yapmanızı sağlayacak bir çözüm bulduk.

You'll also have access to real life conversations with our podcast.

Ayrıca podcast'imiz ile gerçek hayattaki konuşmalara da erişebileceksiniz . İngilizceyi

We will talk about how to best learn English, movies, culture,

en iyi nasıl öğreneceğimiz, filmler, kültür

and so much more.

ve çok daha fazlası hakkında konuşacağız.

We even recently published an inspiring podcast episode,

Hatta kısa bir süre önce,

which I will talk about how they faced similar challenges

Thiago ve Humbert'in

and fears on their language learning journeys.

dil öğrenme yolculuklarında benzer zorluklarla ve korkularla nasıl karşılaştıklarını konuştukları, ilham verici bir podcast bölümü yayınladık .

The best part is that you can practice along

En iyi yanı, her hafta

with new transcripts and flashcards every single week.

yeni transkriptler ve bilgi kartlarıyla birlikte pratik yapabilmenizdir .

So what are you waiting for?

Peki ne bekliyorsun? Aşağıdaki açıklamada yukarı veya aşağı tıklayarak

Download it right now for free by

hemen şimdi ücretsiz indirin

clicking up here or down in the description below,

or simply search for real life in your favorite app store.

veya en sevdiğiniz uygulama mağazasında RealLife'ı arayın.

Hello, this is Steffi I am an intermediate level student

Merhaba, ben Steffy, ben orta seviye bir öğrenciyim

and I've been learning English for different year since author and home

ve şimdiye kadar farklı yıllarda İngilizce öğreniyorum.

Ve kitap okuyabiliyorum, podcast dinleyebiliyorum.

table to read books to listen podcast

the however when it's time for me to speak.

Ancak, konuşma ya da yazma zamanım geldiğinde, öğrendiğim

All right.

I can't recall all the new words

tüm yeni kelimeleri hatırlayamıyorum

I learned, and I tend to use it ever the same.

ve onu hep aynı şekilde kullanma eğilimindeyim. Bu

So I have this feeling that my vocabulary is very poor.

yüzden kelime haznemin çok zayıf olduğu hissine kapılıyorum.

But it isn't.

Ama değil.

OK, so here the lesson is

Tamam, buradan çıkarılacak ders şu ki,

that you can only achieve as far as you believe.

sadece inandığınız ölçüde başarabilirsiniz.

Imagine getting ready to build your dream home.

Hayalinizdeki evi inşa etmeye hazır olduğunuzu hayal edin.

What is the first thing you need?

İhtiyacınız olan ilk şey nedir?

Well, you would probably start with a blueprint

Pekala, muhtemelen hayalinizdeki evin nasıl görüneceğini

or plan of what you imagined your dream home would look like.

hayal ettiğinizin bir planı veya planıyla başlarsınız .

So if you're designing your home and you only sketch or draw

Dolayısıyla, evinizi tasarlıyorsanız ve yalnızca

a small, simple home

with one bedroom, a roof doors and windows,

tek yatak odalı, çatılı, kapılı ve pencereli küçük, basit bir ev çizer veya çizerseniz,

then when it comes time to build, that's exactly what you're going to get.

o zaman inşa etme zamanı geldiğinde, tam olarak bunu elde edeceksiniz.

You're limited to that because if all you believed was possible.

Bununla sınırlısın çünkü inandığın her şey mümkün olsaydı.

But if you open yourself up to designing something incredible and maybe you hire

Ama kendinizi inanılmaz bir şey tasarlamaya açarsanız ve belki de

someone to help you design this home, when it comes time to build,

bu evi tasarlamanıza yardımcı olması için birini tutarsanız, inşa etme zamanı geldiğinde, muhteşem

you're going to have something spectacular.

bir şeye sahip olacaksınız .

Now, this design, this blueprint, this plan obviously represents your life.

Şimdi, bu tasarım, bu taslak, bu plan belli ki sizin hayatınızı temsil ediyor.

More specifically, your belief in yourself and what's possible in your life.

Daha spesifik olarak, kendinize olan inancınız ve hayatınızda neyin mümkün olduğu.

There's an awesome quote by Elizabeth Gilbert from the book Big Magic

Elizabeth Gilbert'ın Big Magic kitabından harika bir alıntısı var

where she says, If you argue for your limitations, you get to keep them.

, "Sınırlarınızı savunursanız , onları korursunuz."

This means that you decide how much or how little you are capable of.

Bu, ne kadar yetenekli veya ne kadar az yetenekli olduğunuza karar verdiğiniz anlamına gelir.

For example, if someone compliments you and they say, Wow,

Örneğin, biri size iltifat ederse ve "Vay canına,

your English is really good, and your response is, oh, no, I mean,

İngilizcen gerçekten iyi" derse ve senin yanıtın "Oh, hayır, yani,

I don't know, my grammar is really bad or Oh, no, my English sucks.

bilmiyorum, gramerim gerçekten kötü veya Oh, hayır, İngilizcem berbat."

So the more you argue those limitations, the more you're conditioning

Dolayısıyla, bu sınırlamaları ne kadar çok tartışırsanız,

that disbelief in your subconscious mind and you're basically

bilinçaltınızdaki o inançsızlığı o kadar çok şartlandırırsınız ve temel olarak

shrinking your self-image, your potential

kendi imajınızı, potansiyelinizi

and your ability to visualize yourself.

ve kendinizi görselleştirme yeteneğinizi küçültürsünüz.

As a fluent English speaker.

Akıcı bir İngilizce konuşmacısı olarak. Bunun

So a really simple fix for this is to shift the dialog.

için gerçekten basit bir düzeltme, diyaloğu değiştirmektir.

So instead of saying, Oh, I suck.

Yani "Oh, berbatım" demek yerine.

I say to that person, Thank you, I appreciate that.

O kişiye "Teşekkür ederim, minnettarım" derim.

Then make a mental note.

Sonra zihinsel bir not alın.

Tell yourself that I'm going to continue getting better.

Kendinize daha iyi olmaya devam edeceğimi söyleyin.

I'm going to continue making that person proud.

O kişiyi gururlandırmaya devam edeceğim.

I'm going to continue making myself proud because

Kendimi gururlandırmaya devam edeceğim çünkü

clearly I'm doing something right.

açıkça bir şeyleri doğru yapıyorum.

Actually learn English for a while in Nice.

Bir süredir İngilizce öğreniyorum ve

You have that uncanny feeling.

We may have to speak in English, especially when it's an important

özellikle önemli bir durum söz konusu olduğunda, İngilizce konuşmam gerektiğinde hala o tekinsiz duyguya sahibim.

situation.

I fear that people will judge me if I make mistakes,

Hata yaparsam,

that I'm not competent for them.

o pozisyon için yetkin olmadığım

To lead him or that I'm not skilled.

veya yetenekli olmadığım için insanların beni yargılayacağından korkuyorum.

So the lesson here is we all want to be loved

Buradan çıkarılacak ders şu: Hepimiz sevilmek

and validated but don't let that control you.

ve onaylanmak istiyoruz ama bunun sizi kontrol etmesine izin vermeyin.

Imagine you speak English in public and someone comes up to you

Topluluk içinde İngilizce konuştuğunuzu ve birisinin size gelip

and says Your English sucks.

İngilizcenizin berbat olduğunu söylediğini hayal edin.

Never speak English ever again.

Bir daha asla İngilizce konuşmayın.

Even though this is just one person's opinion, it can really hurt

Bu sadece bir kişinin görüşü olsa da,

when someone says something negative about us,

biri bizim hakkımızda,

especially about our abilities if we've been practicing really hard.

özellikle de çok sıkı çalışıyorsak yeteneklerimiz hakkında olumsuz bir şey söylediğinde gerçekten canımızı yakabilir. Başkalarından onay alma ihtiyacıyla

If you feel this kind of fear that comes with this need for validation from others,

gelen bu tür bir korku hissederseniz ,

it helps to remember that your worth, your ability,

değerinizin, yeteneğinizin,

your specialness does not depend on other people.

özelliğinizin diğer insanlara bağlı olmadığını hatırlamanıza yardımcı olur.

It's almost as if they're

Sanki

waiting for someone to tap them on the shoulder and say, Hey, you've got it.

birinin omuzlarına hafifçe vurup, Hey, anladın, demesini bekliyorlar.

But this essentially puts your purpose

Ancak bu, esasen amacınızı

and your gifts in the hands of someone else,

ve yeteneklerinizi bir başkasının ellerine teslim eder

and waiting for someone to come along and say

ve birinin gelip artık

you're enough is a waste of time.

yeter demesini beklemek zaman kaybıdır.

You don't need it.

Buna ihtiyacın yok.

You define you.

Siz tanımlıyorsunuz.

Hate I've been learning and speaking English since my childhood.

MERHABA. Çocukluğumdan beri İngilizce öğreniyor ve konuşuyorum.

I can I think I'm pretty

okay to speak English to do all my day to day activities But what's holding me

İngilizce konuşmakta, tüm günlük aktivitelerimi yapmakta oldukça iyi olduğumu düşünüyorum . Ama beni

back from expressing myself fully in English is perfectionism.

kendimi tamamen İngilizce ifade etmekten alıkoyan şey mükemmeliyetçilik.

I want everything to be perfect.

Her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. Kullandığım

The words and phrases I use, the pronunciation of words,

kelimeler ve deyimler , kelimelerin telaffuzu,

the speech, rhythm, etc..

konuşma, ritim vb.

And because of all this, I sometimes

Ve tüm bunlardan dolayı bazen hiç

just don't speak at all.

konuşmuyorum.

So this fifth lesson is trying to be perfect.

Yani bu beşinci ders mükemmel olmaya çalışıyor .

Is a waste of time difficult

Zaman kaybıdır, zor

moments are natural, and we all experience them.

anlar doğaldır ve bunları hepimiz yaşarız.

Sometimes we're up and sometimes we're down.

Bazen yukarıdayız, bazen aşağıdayız.

We experienced the highs.

zirveleri yaşadık.

We experienced the lows, the ebbs and flows of life.

Hayatın iniş çıkışlarını, iniş çıkışlarını yaşadık.

You've probably heard that perfectionism is bad.

Muhtemelen mükemmeliyetçiliğin kötü olduğunu duymuşsunuzdur.

But what is it?

Ama bu ne?

So think of perfectionism.

Yani mükemmeliyetçiliği düşünün.

As a line.

bir çizgi olarak.

It's going from one end to the other.

Bir uçtan bir uca gidiyor.

And in both ends of this line are the extremes, right?

Ve bu çizginin her iki ucunda da aşırı uçlar var, değil mi?

And both of them can be equally bad for you.

Ve ikisi de sizin için eşit derecede kötü olabilir.

So if you go too far, unlike lacking

Yani,

any kind of desire to get things right, that's bad.

işleri yoluna koymak için herhangi bir arzudan yoksun olarak çok ileri giderseniz, bu kötüdür.

If you're trying to be too perfect, this is bad as well.

Çok mükemmel olmaya çalışıyorsan, bu da kötü.

So why does it get difficult?

Peki neden zorlaşıyor? Mükemmel olmaya çalışmanın

Once we reach a particular point of trying to be perfect,

belirli bir noktasına geldiğimizde ,

the reason for this is because you're exhausting yourself.

bunun nedeni kendinizi yormanızdır. Durumdan gerçekte elde

You're using more energy than what you're actually getting out of the situation.

ettiğinizden daha fazla enerji kullanıyorsunuz .

So even though you're staying up late, studying for hours,

Yani geç saatlere kadar ayakta kalsanız ve saatlerce çalışsanız da

you're not really remembering any of the knowledge.

aslında hiçbir bilgiyi hatırlamıyorsunuz.

So once you reach a certain point, you've hit a point that you can physically.

Yani belli bir noktaya geldiğinizde fiziksel olarak vurabileceğiniz bir noktaya gelmiş oluyorsunuz.

It's as much as you can physically take.

Fiziksel olarak alabildiğin kadar.

And if you keep going, basically what you're doing is

Ve devam edersen, temelde yaptığın şey, sanki

it's like you're exhausting yourself. And you're not.

kendini tüketiyormuşsun gibi olur. Ve sen değilsin.

It's getting harder and harder to actually move forward along this line.

Bu çizgide gerçekten ilerlemek gittikçe zorlaşıyor.

So as a recovering perfectionist, this really resonates with me

İyileşmekte olan bir mükemmeliyetçi olarak, bu gerçekten bende yankı uyandırıyor.

So the tip here is

Buradaki ipucu,

do not measure your self-worth by your successes or your failures,

öz değerinizi başarılarınız veya başarısızlıklarınızla ölçmeyin,

but instead tied into how dedicated you are to achieving your goals.

bunun yerine hedeflerinize ulaşmaya ne kadar adadığınıza bağlı .

When you can actually say that you care more about making English a natural part

İngilizceyi günlük hayatınızın ve kimliğinizin doğal bir parçası haline getirmeyi,

of your daily life and your identity than you do about what other people think.

diğer insanların ne düşündüğünden daha çok önemsediğinizi gerçekten söyleyebildiğiniz zaman.

That is when perfectionism starts to fade away and that line disappears.

İşte o zaman mükemmeliyetçilik solmaya başlar ve o çizgi kaybolur. Bu

So today we covered

yüzden bugün, sizi akıcı İngilizce konuşmaktan alıkoyan belirli korkuların

five tips that you can use to overcome certain fears

üstesinden gelmek için kullanabileceğiniz beş ipucu ele aldık

that are holding you back from fluency in English.

.

Here's a quick recap.

İşte hızlı bir özet.

Everything sex sometimes how to eliminate fear

you can only achieve as far as you believe.

We all want to be loved and validated, but don't let it control you.

Trying to be perfect is a waste of time.

So that's it for today, guys.

Bugünlük bu kadar arkadaşlar.

I hope you're feeling fearless and ready to take on

Umarım korkusuz hissediyorsundur ve akıcı konuşmana engel olan her zorluğun üstesinden gelmeye hazırsındır

any challenge that stands in your way of fluency.

. Bizimle öğrenmeye

If you would like to continue

devam etmek istiyorsanız, bir

learning with us and be sure to check out this lesson next

sonraki derse göz atmayı unutmayın.

It always feels like there's more.

We have to give more time

we have to spend, and it always feels like it's such a chore

and something that I've personally found to be true when it comes

to this aspect of connecting or finding speaking partners

or even making friends in the language that you're learning as a social media

can be one of the best tools to achieve this.

So today I'm going to show you how you can use these five social apps

to not only advance your English, but also advance your social life.