The Secret to Go from Intermediate to ADVANCED English

So you've probably heard that it's possible

Muhtemelen

to become a fluent English speaker just by watching movies

sadece İngilizce film izleyerek

or listening to podcasts in English, for example, Right?

veya podcast dinleyerek akıcı bir İngilizce konuşan olmanın mümkün olduğunu duymuşsunuzdur, değil mi?

Everyone says that. You already know that.

Bunu herkes söylüyor. Sen bunu zaten biliyorsun.

Maybe you even have a friend who speaks amazing English.

Belki harika İngilizce konuşan bir arkadaşın bile vardır .

And they did it just this way by living the language, you know, consuming media,

Ve dili yaşayarak, medyayı tüketerek,

spending time on the Internet, joining communities and so on.

internette zaman geçirerek, topluluklara katılarak vb. bunu tam da bu şekilde yaptılar.

But, you know, why is it that so many of the people that learn this way

Ama, bilirsiniz, neden bu şekilde öğrenen bu kadar çok insan

don't actually seem to ever get advanced English?

aslında hiç ileri düzey İngilizce almıyor gibi görünüyor ?

They go from a basic level of to intermediate level.

Temel seviyeden orta seviyeye geçerler.

And, you know, at this point,

Ve biliyorsunuz, bu noktada

they can probably understand most of what they read or hear.

muhtemelen okuduklarının veya duyduklarının çoğunu anlayabilirler.

But now that they've gotten to this level, doing the same things

Ama şimdi bu seviyeye geldiklerine göre,

that they were doing before, just don't seem to have the same impact.

daha önce yaptıkları şeylerin aynısını yapmak, aynı etkiyi yaratmıyor gibi görünüyor. Sanki

It's kind of like they've gotten stuck in this intermediate zone.

bu ara bölgede sıkışıp kalmışlar gibi.

Does this sound at all familiar to you?

Bu size hiç tanıdık geliyor mu?

Maybe it's even the case for you that you're in this situation right now.

Belki de şu anda bu durumda olman senin için de geçerli.

Right.

Sağ.

Well, most of the time, the problem isn't actually

Pekala, çoğu zaman sorun aslında

that you're doing the wrong activities.

yanlış faaliyetlerde bulunmanız değildir.

In fact, if you've already created yourself

Aslında, kendinize zaten

a lifestyle in English, you're already doing a fantastic job.

İngilizce bir yaşam tarzı oluşturduysanız, zaten harika bir iş çıkarıyorsunuz demektir.

That's probably not the problem.

Muhtemelen sorun bu değil.

But maybe what you haven't realized is that there's a secret.

Ama belki de fark etmediğiniz şey, bir sır olduğudur.

Actually, it's not really a secret.

Aslında, bu gerçekten bir sır değil.

It's more of a special thing

that the people who are really able to get fluent and advance English

İngilizceyi gerçekten akıcı hale getirebilen ve ilerletebilen insanların, sizin henüz yapmayacağınız

start doing it at this point that you might not be doing it yet.

bu noktada yapmaya başlaması daha özel bir şey .

And it's all about something that changes here.

Ve her şey burada değişen bir şeyle ilgili . Senin

In your mind.

aklında.

So they explain better.

Böylece daha iyi açıklarlar.

Let's imagine the following situation.

Aşağıdaki durumu hayal edelim.

So you're having a conversation in English and partway through the conversation

Yani İngilizce bir konuşma yapıyorsunuz ve konuşmanın ortasında aklınıza

you freeze up a bit because you can't think of a certain word,

belirli bir kelime gelmediği için biraz donuyorsunuz

but your conversation partner helps you out.

ama konuşma partneriniz size yardımcı oluyor.

And that way you can continue going with the conversation.

Ve bu şekilde sohbete devam edebilirsiniz .

After about 10 minutes, you part ways and you head home.

Yaklaşık 10 dakika sonra yolları ayırır ve eve gidersiniz.

So what do you do next?

Peki bundan sonra ne yapacaksın?

Now, that's not a very proactive approach, is it?

Şimdi, bu çok proaktif bir yaklaşım değil, değil mi?

Here is what you should actually do.

İşte aslında yapmanız gerekenler.

So take note of the word using a note, taking app on your phone,

Bu nedenle, bir not kullanarak, telefonunuzdaki uygulamayı alarak

or you can even use a small notepad if you're old fashioned

veya hatta eski modaysanız,

during the conversation or as soon as you finish it.

konuşma sırasında veya bitirir bitirmez küçük bir not defteri bile kullanabilirsiniz.

Write down some sentences with the words.

Kelimelerle birlikte birkaç cümle yazın.

Spend the next days or weeks reading your sentences out loud

Sonraki günleri veya haftaları cümlelerinizi yüksek sesle okuyarak

and thinking about that word yellow.

ve sarı kelimesini düşünerek geçirin. Dizi,

Look out for that word every time that you watch TV series

a movie and listen to a podcast or read a book.

film izlediğinizde, podcast dinlediğinizde veya kitap okuduğunuz her seferde bu kelimeye dikkat edin.

And of course, don't forget to subscribe to this channel,

Ve tabii ki, bu kanala abone olmayı unutmayın,

because every single week you'll get a new lesson

çünkü her hafta, kendinizi

that's going to help you go from feeling like a lost, insecure English learner

kaybolmuş, güvensiz bir İngilizce öğrencisi gibi hissetmekten, kendine

to being a confident and natural English speaker that, you know, you can be.

güvenen ve doğal bir İngilizce konuşmacısı gibi hissetmenize yardımcı olacak yeni bir ders alacaksınız. biliyorsun, olabilirsin.

Now, did you notice the mentality that is behind all of these different actions?

Şimdi, tüm bu farklı eylemlerin arkasındaki zihniyeti fark ettiniz mi? Buna

It's what's called active learning.

aktif öğrenme denir.

Active learning is all about developing curiosity

Aktif öğrenme tamamen merak geliştirmek

and being an inquisitive learner.

ve meraklı bir öğrenci olmakla ilgilidir.

Now being inquisitive means that you ask questions.

Meraklı olmak, soru sormak anlamına gelir.

You don't just take things at face value.

Olayları sadece göründüğü gibi kabul etmiyorsunuz.

The opposite of active learning would be passive learning.

Aktif öğrenmenin tersi pasif öğrenme olacaktır.

Now, when you learn passively, all you're doing is watching content

Şimdi, pasif bir şekilde öğrendiğinde, yaptığın tek şey içeriği izlemek

or, you know, reading something or whatever, and you're

ya da, bilirsin, bir şeyler okumak ya da her neyse ve gerçekten ne tükettiğin hakkında daha derin düşünmek için

just not really doing any of the hard mental work

zorlu zihinsel çalışmaların hiçbirini yapmıyorsun

to think deeper about what you're consuming.

.

You know, you're just hoping that information will get into your brain

Bilirsiniz, sadece bilginin

by osmosis.

osmoz yoluyla beyninize girmesini umuyorsunuz.

Osmosis basically means that you absorb something instantly.

Ozmoz temelde bir şeyi anında emmeniz anlamına gelir.

So this is that special thing that I was telling you about people

Bu, size,

who have a more advanced level of English than you have this trait in common.

bu ortak özelliğe sahip olduğunuzdan daha ileri düzeyde İngilizceye sahip insanlar hakkında söylediğim özel bir şey.

They're actively curious about the language.

Aktif olarak dili merak ediyorlar .

And keep in mind, this is part of the mindset of a successful English learner.

Ve unutmayın, bu başarılı bir İngilizce öğrenen kişinin zihniyetinin bir parçasıdır.

It's really an attitude that you have towards the language.

Bu gerçekten dile karşı sahip olduğunuz bir tutumdur.

So do you think you're an active learner?

Aktif bir öğrenici olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Well, let's find out.

Hadi öğrenelim. Bir

Imagine this next situation.

sonraki durumu hayal edin.

All right.

So you teach

Elbette.

Yani

English classes once per week with a private teacher for about an hour.

haftada bir özel öğretmenle yaklaşık bir saat İngilizce dersi veriyorsunuz.

You just finished your class and your teacher gave you an assignment

Dersinizi yeni bitirdiniz ve öğretmeniniz size

that for next week, you need to watch a TED talk,

önümüzdeki hafta için bir TED konuşması izlemeniz,

take some notes of the main points, and then you're going to present a summary

ana noktaları not almanız ve ardından

to your teacher about them.

öğretmeninize bunlar hakkında bir özet sunmanız gereken bir ödev verdi.

So let's look first at what not to do.

O halde önce ne yapılmaması gerektiğine bakalım. Ana dilimde düşünürken

So nice to enjoy this class of use while thinking in my native language.

bu kullanım sınıfının tadını çıkarmak çok güzel .

I love talking to my friend in my native language.

Arkadaşımla ana dilimde konuşmayı seviyorum.

I don't know if I'm dreaming,

Rüya görüp görmediğimi bilmiyorum

but if I am, I sure am dreaming in my native language.

ama rüya görüyorsam kesinlikle ana dilimde rüya görüyorum.

This report in my native language is really hard to write.

Bu raporu ana dilimde yazmak gerçekten zor.

I love to take a walk in the park and think about my day in my native language.

Parkta yürüyüşe çıkmayı ve günümü ana dilimde düşünmeyi seviyorum.

Of course, this guided meditation, my native language is really centering.

Tabii bu rehberli meditasyon, benim ana dilim gerçekten merkezleyici. En

I love to sing my favorite song in my native language and play guitar.

sevdiğim şarkıyı ana dilimde söylemeyi ve gitar çalmayı seviyorum.

Oh no.

Oh hayır. Dersten önce İngilizce

I have to watch a video in English before the class.

bir video izlemem gerekiyor . Bunun

So here's what you could do instead.

yerine yapabileceğiniz şey şu.

So you could simply sit down and watch the TEDx

Böylece oturup

talk that your teacher assigned you.

öğretmeninizin size verdiği TEDx konuşmasını izleyebilirsiniz.

You don't need to worry about the details.

Ayrıntılar hakkında endişelenmenize gerek yok.

The idea here is just to get the main gist or the main idea

Buradaki fikir, sadece neden bahsettiğinizin ana fikrini veya ana fikrini anlamaktır

of what you talking about.

.

So now you can watch the TEDx talk again, but take notes of any interesting points

Artık TEDx konuşmasını tekrar izleyebilirsiniz, ancak dikkatinizi çeken ilginç noktaları not alın

that you notice. And you might want to pause the video

. Ve

when you do this so you don't miss anything.

bunu yaparken hiçbir şeyi kaçırmamak için videoyu duraklatmak isteyebilirsiniz.

Maybe with your morning coffee you could sit down,

Belki sabah kahvenizin yanında oturup

take a look at your notes and start writing

notlarınıza bir göz atabilir ve

your summary in just one or two paragraphs.

bir veya iki paragrafta özetinizi yazmaya başlayabilirsiniz.

Then you can come back to watching the TED talk again with subtitles in English,

Daha sonra TED konuşmasını tekrar İngilizce altyazılı izlemeye geri dönebilir

and especially pay attention

ve özellikle aşina olmadığınız

to any words or expressions that you aren't familiar with.

kelime veya ifadelere dikkat edebilirsiniz .

Look them up and if there's some that you really still can't understand,

Onlara bakın ve hala gerçekten anlayamadığınız bazı şeyler varsa,

you can ask your teacher in the class.

sınıfta öğretmeninize sorabilirsiniz.

You can search for other videos and podcasts on the topic

Konuyla ilgili diğer videoları ve podcast'leri arayabilirsiniz,

so that you can continue

böylece

building on the vocabulary in the context that you learned about.

öğrendiğiniz bağlamdaki kelimeleri geliştirmeye devam edebilirsiniz.

You can watch it again, but this time being more focused on pronunciation.

Tekrar izleyebilirsiniz, ancak bu sefer daha çok telaffuza odaklanarak.

Really honing in or listening to the details

of how the presenter says certain words or phrases.

Sunucunun belirli kelimeleri veya cümleleri nasıl söylediğinin ayrıntılarını gerçekten bilemek veya dinlemek.

You could even take it to the next level by imitating them and recording yourself

Hatta onları taklit ederek ve kendinizi kaydederek

and then comparing the two

ve ardından sunucunun yaptığı gibi konuşmaya

to see how closely you can get to speaking like the presenter did.

ne kadar yaklaşabileceğinizi görmek için ikisini karşılaştırarak bir sonraki aşamaya bile geçebilirsiniz .

As you can see, this active approach online looks very different

Gördüğünüz gibi, bu aktif çevrimiçi yaklaşım pasif yaklaşımdan çok farklı görünüyor

from the passive approach.

.

Being an active learner is all about looking for opportunities

Aktif bir öğrenci olmak,

to learn anytime or anywhere with one piece of content.

her zaman ve her yerde tek parça içerikle öğrenme fırsatları aramakla ilgilidir.

You can get so much out of it if you really are paying attention

Gerçekten dikkat ediyorsanız

and a great way to become a more active learner

ve daha aktif bir öğrenci olmanın

and have a lot of fun doing it is with the real life app.

ve bunu yaparken çok eğlenmenin harika bir yolu gerçek hayat uygulamasıysa, bundan çok şey elde edebilirsiniz.

Now with our app, you will listen to our world

Şimdi uygulamamız ile dünyaca

famous podcast with full transcripts, email category definitions.

ünlü podcast'imizi tam transkriptleri, e-posta kategori tanımları ile dinleyebileceksiniz.

Plus, you can use vocabulary flashcards.

Ayrıca, kelime bilgi kartlarını da kullanabilirsiniz.

They're going to help you

to activate the vocabulary that you learn and never forget them.

Öğrendiğiniz kelimeleri aktif hale getirmenize ve asla unutmamanıza yardımcı olacaklar.

And finally, you can practice everything that you learn

Ve son olarak, İngilizce konuşarak öğrendiğin her şeyi istediğin

by speaking English any time, anywhere.

zaman, istediğin yerde uygulayabilirsin.

So what are you waiting for?

Peki ne bekliyorsun?

This is actually the best way to become a more proactive English learner.

Bu aslında daha proaktif bir İngilizce öğrencisi olmanın en iyi yoludur.

So you can download the app now for free in your favorite app store,

Böylece uygulamayı şimdi en sevdiğiniz uygulama mağazasından ücretsiz olarak

or by giving up here or down the description below.

veya buradan vazgeçerek veya aşağıdaki açıklamayı yazarak indirebilirsiniz.

So you're watching your favorite TV series, and what's more,

Yani en sevdiğiniz diziyi izliyorsunuz ve dahası,

you're watching it fully in English with the audio and subtitles in English.

onu tamamen İngilizce, İngilizce sesli ve altyazılı olarak izliyorsunuz.

That's awesome.

Bu harika.

But then you run into this word, so I'll get candles in my mom's tablecloth.

Ama sonra bu kelimeyle karşılaşırsan, ben de annemin masa örtüsüne mum alırım.

And since it's Rachel's birthday

Ve bugün Rachel'ın doğum günü olduğu

and we want it to be special, I thought I'd poach a salmon. Oh,

ve bunun özel olmasını istediğimiz için, kaçak somon avlayayım dedim. Ah,

what question.

hangi soru?

Why do we always have their parties where you poach things?

Neden her zaman senin bir şeyleri kaçırdığın partileri veriyoruz?

So what do you do next?

Peki bundan sonra ne yapacaksın?

I'm not sure what this word poach means.

Bu poach kelimesinin ne anlama geldiğinden emin değilim.

Oh, well, now, don't get me wrong.

Oh, peki, şimdi, beni yanlış anlama.

It's totally okay for you to watch TV series and movies just to enjoy them.

Dizi ve filmleri sadece zevk almak için izlemenizde hiçbir sakınca yoktur.

But if your goal is to take your English to the next level, then this approach just

Ancak amacınız İngilizcenizi bir sonraki seviyeye taşımaksa, o zaman bu yaklaşım yeterli

is not going to cut it.

olmayacaktır.

So here are some things that you could do instead.

İşte bunun yerine yapabileceğiniz bazı şeyler .

You can pause.

Ara verebilirsiniz.

You can go back.

Geri dönebilirsin.

Repeated again.

Tekrarlandı.

You can listen and even pause it

Dinleyebilir ve hatta duraklatabilir

and then repeat, saying the phrase yourself.

ve ardından cümleyi kendiniz söyleyerek tekrarlayabilirsiniz . Karşılaştığınız yeni sözcükleri not almak için telefonunuzu veya not defterinizi elinizin altında bulundurmak

It can be a really good idea to have your phone or notepad

gerçekten iyi bir fikir olabilir

handy to take notes of any new words that you encounter.

.

This is something that I really like to do

Bu gerçekten yapmaktan hoşlandığım bir şey

because I don't like to interrupt the flow of what I'm watching.

çünkü izlediğim şeyin akışını bozmaktan hoşlanmıyorum.

And then when it's my study time,

Ve sonra çalışma zamanım geldiğinde, tüm yeni kelimeleri

I can use that to look up all the new words.

aramak için bunu kullanabilirim . İzlediğim

I learn from a particular episode of a series that I'm watching

bir dizinin belirli bir bölümünden öğreniyorum

and something really simple

ve yapabileceğiniz gerçekten basit bir şey,

that you can do that will already do wonders

for turning something passive into something

pasif bir şeyi aktif bir şeye dönüştürmek için şimdiden harikalar yaratacak

active is sitting down with a goal, and it can be a really small goal.

, bir hedefle oturmak ve bu gerçekten küçük bir hedef olabilir.

So, for example, say you're going to watch an episode of Friends

Örneğin, Friends'in bir bölümünü izleyeceğinizi

and your only goal during watching that episode is to learn one new word.

ve o bölümü izlerken tek amacınızın yeni bir kelime öğrenmek olduğunu varsayalım.

By the way, if you love watching TV series or movies,

Bu arada, dizi veya film izlemeyi seviyorsanız, en

then you have got to check out the recent podcast, where we look specifically

at how you can make watching your favorite media a more active process.

sevdiğiniz medyayı izlemeyi nasıl daha aktif bir süreç haline getirebileceğinize özel olarak baktığımız son podcast'e göz atmalısınız.

So you can find that anywhere where you listen to podcasts

Böylece bunu podcast'leri dinlediğiniz her yerde bulabilirsiniz

and we'll also link it down in description below.

ve biz de aşağıdaki açıklamaya bağlayacağız.

Now it's your turn.

Şimdi senin sıran.

We would love to hear how you have made your English learning more active.

İngilizce öğreniminizi nasıl daha aktif hale getirdiğinizi duymak isteriz.

What are some things that you've done that you've found to be really effective?

Yaptığınız ve gerçekten etkili olduğunu bulduğunuz bazı şeyler nelerdir?

Why do you share them with us and your fellow learners down in

Bunları neden aşağıdaki yorumlarda bizimle ve öğrenci arkadaşlarınızla paylaşıyorsunuz

the comments below?

?

So being curious and inquisitive about the language is exactly

Dolayısıyla, dil hakkında meraklı ve meraklı olmak, bir

what takes someone from being an average speaker of the language

kişiyi o dili ortalama bir konuşmacı olmaktan

to being an exceptional speaker of the language.

istisnai bir konuşmacı olmaya götüren şeydir .

So look for more opportunities where you can make your passive

Bu nedenle, pasif

learning into active learning and you're going to see incredible results.

öğrenmenizi aktif öğrenmeye dönüştürebileceğiniz daha fazla fırsat arayın ve inanılmaz sonuçlar göreceksiniz.

If you're really wanting

to master language, it can take years upon years upon years.

Dilde gerçekten ustalaşmak istiyorsanız, bu yıllar yıllar alabilir.

So what systems help us to do is to put the focus on the little things

Dolayısıyla, sistemlerin yapmamıza yardımcı olduğu şey,

that we need to do every day in order to have immense long term benefits.

çok büyük uzun vadeli faydalar elde etmek için her gün yapmamız gereken küçük şeylere odaklanmaktır.

So just to give you an example, say that you make it

Size bir örnek vermek gerekirse,

your habit to learn three new words every day.

her gün üç yeni kelime öğrenmeyi alışkanlık haline getirdiğinizi söyleyin.

That's not really that much.

Bu gerçekten o kadar değil.

And it might seem like it's too small of an objective to have.

Ve sahip olunamayacak kadar küçük bir hedef gibi görünebilir.

However, if you were able to do this successfully, if you can successfully

Ancak, bunu başarılı bir şekilde yapabildiyseniz,

build this goal of spending just a few minutes every day

her gün sadece birkaç dakika

practicing and memorizing three new words, then over two years

çalışarak ve üç yeni kelimeyi ezberleyerek bu hedefi başarıyla inşa edebilirseniz, o zaman iki yılda kelime

you will have added over 2000 new words to your vocabulary.

dağarcığınıza 2000'den fazla yeni kelime eklemiş olacaksınız.

So you can see it really built up over time.

Böylece zamanla gerçekten oluştuğunu görebilirsiniz.