Understand Movies and Series in ENGLISH — How Natives Use the B-Word

So, before we get into today's lesson, I wanted  to take a quick moment just to let you know that  

Bugünkü derse geçmeden önce, bugün konuştuğumuz

if you are sensitive to more vulgar topics like  we were talking about today, then this might not  

gibi daha kaba konulara karşı hassassanız , bu

be the episode for you. We do not condone really  using language like this. However, the reason that  

bölümün size göre olmayabileceğini bilmeniz için kısa bir süre ayırmak istedim. Bu tür bir dilin kullanılmasına gerçekten göz yummuyoruz. Bununla birlikte,

we're doing a topic on this word is because it  is one that you'll find natives use all the time  

bu kelime hakkında bir konu yapıyor olmamızın nedeni, yerlilerin

in different media, in your favorite TV series,  movies, songs, and so on. So, we do believe that  

farklı ortamlarda, en sevdiğiniz TV dizilerinde, filmlerde, şarkılarda vb. her zaman kullandığını göreceğiniz bir kelime olmasıdır. Bu nedenle,

it's important that you're able to understand,  able to comprehend when you come across different  

uses of this word. So we'll be jumping all  into that, and we hope that you find it useful.

bu kelimenin farklı kullanımlarıyla karşılaştığınızda anlayabilmenizin, kavrayabilmenizin önemli olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle , hepsini bu konuya atlayacağız ve yararlı bulacağınızı umuyoruz.

I'm joined here in the global studio by the one,  the only Axl Pose, aka Thiago. How's it going? 

Burada, küresel stüdyoda bana tek kişi, tek Axl Pose, namı diğer Thiago katıldı. Nasıl gidiyor?

Hey, Ethan, I'm doing well. I couldn't help but notice  

Ethan, iyiyim. Orada

that you are sporting a very appropriate  garb there. Or we could say a nice t-shirt 

çok uygun bir kıyafet giydiğinizi fark etmeden edemedim. Ya da güzel bir tişört diyebiliriz.

Ooh, garb. (Garb) Is that T-shirt? Garb. It's a piece of clothing. Yeah. 

Ooh, kıyafet. (Garb) Tişört mü o? Giysi. Bu bir giysi parçası. Evet.

Oh, nice. And forpeople who maybe aren't familiar with that,  

Oh iyi. Ve buna aşina olmayan kişiler için,   bu görüntüye aşina olmamak için

I think like you'd have to be living in a cave to  not be familiar with that image, but just in case  

bir mağarada yaşıyor olmanız gerektiğini düşünüyorum , ancak

someone is listening to us from the comfort of  a cave, what is that, that image on your shirt? 

birisi bizi bir mağaranın rahatlığında dinliyorsa diye, ne olur? o, gömleğindeki o resim?

Oh yeah. I have here Walter White - Heisenberg  from Breaking Bed and his famous line:  

Ah evet. Burada Breaking Bed'den Walter White - Heisenberg ve ünlü sözü var:

"I'm the one who knocks." I am the one who knocks. 

"Kapıyı çalan benim." Kapıyı çalan benim.

Yes. And the reason why that's a very appropriate  piece of garb, piece of clothing is because today  

Evet. Ve bunun çok uygun bir kıyafet parçası olmasının nedeni, çünkü bugün tamamen

we're talking all about the word Bitch.  So get used to listening to that word,  

[ __ ] kelimesinden bahsediyoruz. O yüzden bu kelimeyi dinlemeye alışın,

because we're going to be saying a lot  throughout today's lesson. Uh, again,  

çünkü bugünün dersi boyunca çok söyleyeceğiz. Uh, yine   çok fazla

it's not a word that we condone using  a lot. There's obviously like a lot of,  

kullanmaya göz yumduğumuz bir kelime değil . Belli ki pek çok,

um, political implications. It's not  a word that's so nice, uh, in the,  

um, siyasi çıkarım var. Bu, geçmişte özellikle kadınlar için kullanıldığı anlamda çok hoş bir kelime değil

in the way that it's been used in the past to  refer to, especially to women, for example.  

.

However, it's been evolving and stuff with the,  the language. There's many ways to use it that  

Ancak, gelişmekte ve dille dolmaktadır . Bunu kullanmanın

don't actually refer to women and so on. And we'll  be exploring some of those different uses of the  

aslında kadınları vb. ifade etmeyen birçok yolu vardır. Ve bugün kelimenin bu farklı kullanımlarından bazılarını keşfedeceğiz

word today, so that if you do encounter it when  you're, you know, listening to a TV series or  

, böylece, bilirsiniz, bir TV dizisi dinlerken veya

watching a series like Breaking Bad, which is, I  completely went on a tangent there. The reason we  

Breaking Bad gibi bir dizi izlerken onunla karşılaşırsanız, yani, tamamen gittim orada bir teğet üzerinde.

brought up Breaking Bad is because the king of the  word bitch, perhaps Aaron Paul, who plays Jesse  

Breaking Bad'i gündeme getirmemizin nedeni, [ __ ] kelimesinin kralı, belki de Breaking Bad dizisinde Jesse Pinkman'ı oynayan Aaron Paul'ün [ __ ]

Pinkman on the show Breaking Bad, was just so  famous for his iconic different uses of the word  

kelimesini ikonik farklı kullanımlarıyla çok ünlü olmasıdır

bitch. So that's, that's why. So later in today's  episode, we will be taking a look at some of Jesse  

. İşte bu yüzden. Bugünkü bölümün ilerleyen bölümlerinde , Jesse

Pinkman's uses of this word, because you know  who better to learn from than the king himself.  

Pinkman'ın bu kelimeyi nasıl kullandığına bir göz atacağız, çünkü kraldan daha iyi kimden öğreneceğinizi bilirsiniz.

And, uh, you know, we're going to be exploring all  of these diverse uses, these diverse ways that we,  

Ve, bilirsiniz, tüm bu farklı kullanımları, biz,

natives and native-like speakers might use this  word. So that said, if you are new here every  

yerliler ve anadili gibi konuşanlar olarak bu kelimeyi kullanabileceğimiz bu farklı yolları keşfedeceğiz. Bununla birlikte, burada yeniyseniz, her

single week, we make lessons like this that help  you to go beyond the classroom, learn different  

hafta sınıfın ötesine geçmenize, İngilizcenizi gerçek hayatta

things that help you to better understand and use  your English in real life, so that you can go from  

daha iyi anlamanıza ve kullanmanıza yardımcı olacak farklı şeyler öğrenmenize yardımcı olacak bunun gibi dersler yapıyoruz.

being a frustrated, insecure English learner and  become a confident natural English speaker. So if  

hüsrana uğramış, kendine güveni olmayan bir İngilizce öğrencisi olmak ve kendine güvenen doğal bir İngilizce konuşmacısı olmak. Dolayısıyla

that sounds like something that you want for your  English, be sure to hit that subscribe button and  

bu, İngilizceniz için istediğiniz bir şeye benziyorsa , abone ol düğmesine ve

the button and below, and that way you won't  miss a single new podcast lesson like this one.  

düğmesine ve aşağıdaki düğmeye bastığınızdan emin olun; böylece bunun gibi tek bir yeni podcast dersini bile kaçırmazsınız.

All right. So this very powerful word can be  used as a noun, as a verb, as an adjective in  

Elbette. Dolayısıyla bu çok güçlü kelime, farklı ifadelerde isim, fiil, sıfat olarak kullanılabilir

different expressions. And one of the problems  with it is that oftentimes it's misunderstood  

. Ve bununla ilgili sorunlardan biri de çoğu zaman

by non-natives. Uh, in fact, one of the things  that I tend to see a lot of learners' mistakes,  

yerli olmayanlar tarafından yanlış anlaşılmasıdır. Uh, aslında, birçok öğrencinin hatasını görme eğiliminde olduğum şeylerden biri,

especially Spanish speakers, Portuguese speakers,  right, is that they, they tend to translate it  

özellikle İspanyolca konuşanlar, Portekizce konuşanlar, değil mi?

literally from their language, which is equivalent  word might be puta, but I think a more appropriate  

puta, ama bence bu kelimenin daha uygun bir

translation of that word is prostitute. Or we  might use like a word like whore, or something  

çevirisi fahişedir. Ya da fahişe gibi bir kelime veya

like that to refer to, um, obviously a sex worker,  a female sex worker. And bitch - it can mean that,  

bunun gibi bir şeyi, um, belli ki bir seks işçisi, bir kadın seks işçisi olarak kullanabiliriz. Ve [ __ ] - bu şu anlama gelebilir

but it's very rare. It's like in 95% of cases  it actually means something else, right? 

ancak çok nadirdir. Vakaların %95'inde aslında başka bir anlama geliyor, değil mi?

Yeah, that's true. And it's really interesting  that you pointed that out because it's true.  

Evet doğru. Doğru olduğu için bunu belirtmiş olmanız gerçekten ilginç.

As a Brazilian, uh, we do tend to, to think of  this word as that meaning that you just gave,  

Bir Brezilyalı olarak, bu kelimeyi az önce verdiğiniz anlam olarak düşünme eğilimindeyiz,

yeah? It's referred to a, a prostitute.  But actually it's not quite that,  

değil mi? Bir fahişe olarak anılır. Ama aslında tam olarak öyle değil,

as you said in English. And there are so many  other applications for this word that it can even  

İngilizce olarak söylediğin gibi. Ve bu kelime için o kadar çok başka uygulama var ki

be positive. There's even a positive way to use  this word. We're gonna be covering that today. So. 

olumlu bile olabilir. Bu kelimeyi kullanmanın olumlu bir yolu bile var . Bugün bunu ele alacağız. Bu yüzden.

Most definitely. So, uh, first we should recognize  the literal meaning of this word. So people tend  

Kesinlikle. Yani, önce bu kelimenin gerçek anlamını tanımalıyız. Bu yüzden insanlar

to think of it as an insult, like first and  foremost, but actually it comes from the word,  

bunu her şeyden önce bir hakaret olarak düşünme eğilimindedir , ancak aslında                                                         ...

the technical word for a female dog, which even I  as a native speaker, it took me like a long time  

to learn this. And the reason I learned it was  because, uh, we are, family dog was pregnant,  

. Ve bunu öğrenmemin sebebi, uh, biz, aile köpeğimiz hamileydi,

actually, my, my dad wanted to have puppies for  a really long time, and so he decided to breed  

aslında babam çok uzun zamandır yavru köpek sahibi olmak istiyordu ve bu yüzden aile köpeğimizi yetiştirmeye karar verdi

our family dog. And I was about maybe 12, 13 or  so. And I remember I was just like cracking up to  

. Ve yaklaşık 12, 13 yaşındaydım . Ve kendime çattığımı hatırlıyorum

myself. I was laughing a lot and I was reading  some different articles about what you have to  

. Çok gülüyordum ve

do when the, the puppy, uh, sorry, when the,  the dog is having the puppies and everything,  

köpek yavrusu, uh, pardon, köpek yavruları doğurduğunda ve her şey olduğunda yapmanız gerekenler hakkında bazı farklı makaleler okuyordum

and different things that you can encounter,  different things you should be prepared for,  

ve karşılaşabileceğiniz farklı şeyler, farklı şeyler hazırlıklı olmalısınız,

but it didn't say, you know, the dog, the dog,  the dog. What it was saying over and over again  

ama bilirsiniz, köpek, köpek, köpek demedi. Tekrar tekrar söylediği şey,

was the bitch, which is actually the correct  term to use when you're referring to a female  

aslında bir dişi köpeğe atıfta bulunurken kullanmak için doğru terim olan kaltaktı

dog. And you can find this actually commonly  used in the, uh, in the theme of dog breeding. 

. Ve bunun aslında köpek yetiştirme temasında yaygın olarak kullanıldığını bulabilirsiniz.

Ethan, you used a nice word there,  you said breed, right? I mean,  

Ethan, orada güzel bir kelime kullandın, ırk dedin, değil mi? Demek istediğim,

what does it mean in that context to breed a dog? Yeah. So it means to reproduce, and if you're  

bu bağlamda bir köpek yetiştirmek ne anlama geliyor? Evet. Yani üremek anlamına gelir ve eğer

breeding, it's usually used with animals. Uh,  it would sound kind of vulgar if you used it  

üreme yapıyorsanız, genellikle hayvanlar için kullanılır. Uh, bunu insanlarla kullansaydınız kulağa biraz kaba gelirdi

with humans, and it's with animals that usually  you'll be combining, you know, two animals to  

ve genellikle hayvanlarda, bilirsiniz,

have puppies or to have, uh, other sorts of baby  animals. So in most cases, you're not actually  

yavru köpek sahibi olmak veya başka tür yavru hayvanlara sahip olmak için iki hayvanı birleştirirsiniz . Yani çoğu durumda, aslında üreme gibi bir şey içinde değilseniz,

going to hear this word being used to refer to  female dogs unless you actually are in something  

bu kelimenin dişi köpeklere atıfta bulunmak için kullanıldığını duymazsınız

like breeding. But there's all sorts of colloquial  terms and so on. And something that's kind of fun  

. Ancak her türlü konuşma dili terimi vb. Ve eğlenceli olan bir şey

is that we'll even play with this word. Like  you might hear people say "beach", which is,  

bu kelimeyle bile oynayacak olmamız. İnsanların "sahil" dediğini duyabilirsiniz, yani,

if you wanted to use this word, but use it in a  softer way, the same way that we have words like,  

bu kelimeyi kullanmak istiyorsanız, ancak daha yumuşak bir şekilde kullanın, aynı şekilde,

um, damn, we might say, dang, instead of saying  that, or instead of saying fuck, you could say  

um, kahretsin, dang yerine, dang diyebiliriz. bunu söyleyerek veya [ __ ] git demek yerine, falan

like, freaking or frick or something like that,  which is a softer, not vulgar alternative. 

, çıldırmak veya saçmalamak veya bunun gibi bir şey diyebilirsiniz ki bu daha yumuşak, kaba olmayan bir alternatiftir.

I, I think I even heard in a movie instead of  son of a bitch, the character says, son of a gun. 

Ben, sanırım bir filmde [ __ ] çocuğu yerine karakterin "[ __ ] çocuğu" dediğini duymuştum.

Son of a gun. Yeah. Yeah. That's a, a really great  common alternative. A lot of learners might say,  

İtoğluit. Evet. Evet. Bu, gerçekten harika bir ortak alternatif. Örneğin, pek çok öğrenci

for example, that learning grammar is a bitch.  So what do you think about that, Thiago? 

dilbilgisi öğrenmenin bir [ __ ] olduğunu söyleyebilir. Bunun hakkında ne düşünüyorsun, Thiago?

Honestly, I don't understand why people think  that learning grammar is a bitch. I mean,  

Dürüst olmak gerekirse, insanların neden gramer öğrenmenin bir [ __ ] olduğunu düşündüğünü anlamıyorum. Yani,

I love it so much. You know, it's so much  fun for me. Yeah. As a matter of fact,  

onu çok seviyorum. Biliyor musun, bu benim için çok eğlenceli. Evet. Aslına bakarsanız,

we have recently done an episode where I actually  share my feelings and my thoughts towards grammar,  

yakın zamanda dilbilgisine yönelik duygularımı ve düşüncelerimi gerçekten paylaştığım

and I explain better why I love grammar and, and  why studying grammar was beneficial to me. So  

ve dilbilgisini neden sevdiğimi ve dil bilgisi çalışmanın benim için neden faydalı olduğunu daha iyi açıkladığım bir bölüm yaptık. Böylece

you guys can check it out. We're gonna leave the  link to that episode in the description. But guys,  

kontrol edebilirsiniz. O bölümün bağlantısını açıklamaya bırakacağız. Ama beyler,

come on. Learning grammar is not a bitch, but  you gotta make grammar your bitch. All right. 

hadi. Dilbilgisi öğrenmek bir [ __ ] değildir, ancak dilbilgisini kendi orospunuz yapmalısınız. Elbette.

So there's a couple expressions there, but we  should first explain what does it mean if you  

Yani orada birkaç ifade var, ama önce bir şeyin [ __ ] olduğunu söylerseniz bunun ne anlama geldiğini açıklamalıyız

say that something is a bitch? Like here, learning  grammar is a bitch. If someone has those feelings. 

? Burada olduğu gibi, gramer öğrenmek bir [ __ ]. Birisi bu duygulara sahipse.

Something is complicated. It's not easy.  Uh, it's difficult, you know, it's just,  

Karmaşık bir şey var. Kolay değil. Uh, zor, bilirsin, bu sadece

yeah, it's hard. It's even annoying. Like, yeah,  you can use that to express frustration. Like,  

evet, zor. Hatta can sıkıcı. Mesela evet, hayal kırıklığını ifade etmek için bunu kullanabilirsiniz. Mesela

oh, learning grammar is a bitch. I'm like, oh,  it's so hard. It's so, you know, boring. Yeah. 

oh, gramer öğrenmek tam bir [ __ ]. Ah, bu çok zor. Çok, bilirsin, sıkıcı. Evet.

You could even hear, uh, hear it's  used to show sympathy, right? If  

Sempati göstermek için kullanıldığını bile duyabilirsiniz, değil mi?

say you were on your way to record the podcast  and your car broke down, you could say, oh, man,  

Podcast'i kaydetmeye gittiğinizi ve arabanızın bozulduğunu söylerseniz, "Aman Tanrım,

that's a bitch. Like, it's something really  difficult. I, I'm sympathizing with that  

bu tam bir [ __ ]" diyebilirsiniz. Bu gerçekten zor bir şey . Ben, arabanı bozdurarak

difficult situation that you went through  having your car break down, right? So. 

yaşadığın o zor durumu anlıyorum , değil mi? Bu yüzden.

I've heard life's a bitch also. Yeah.  With that (Life's a bitch) idea. 

Ben de hayatın bir [ __ ] olduğunu duydum. Evet. Bu (Hayat bir [ __ ]) fikriyle.

That's a common, a common phrase to say if  something bad happened, right? So that you  

Bu, kötü bir şey olduğunda söylenecek yaygın, yaygın bir ifade , değil mi? Böylece

just say, oh man, life's a bitch. So changing  here to a different expression, you said you  

sadece, ahbap, hayat bir kahpe. Yani burada farklı bir ifadeye geçerek,

gotta make grammar your bitch. What does it mean  if you make something or someone, your bitch? 

dilbilgisini sürtüğün haline getirmen gerektiğini söyledin. Bir şeyi veya birini yaparsan bu ne anlama gelir, [ __ ]?

Yeah. I'm gonna talk about something first.  So, when you make something your bitch,  

Evet. Önce bir şeyden bahsedeceğim. Yani, bir şeyi kendinize [ __ ] yaptığınızda,

like in this case, you make grammar your bitch,  you own it, you master it, you, you don't,  

bu durumda olduğu gibi, dilbilgisini sürtüğünüz yaparsınız, ona sahip olursunuz, ustalaşırsınız, siz, yapmazsınız,

you are not controlled by it. You control it.  So making grammar your bitch in this context  

onun tarafından kontrol edilmezsiniz. Sen kontrol et. Dolayısıyla, bu bağlamda dilbilgisini fahişe yapmak   ona

means you own it, you master it. Uh, grammar is  not this thing that you fear so much, you know. 

sahip olduğunuz, ustalaştığınız anlamına gelir. Uh, dilbilgisi çok korktuğun bir şey değil, biliyorsun.

I think using bitch in that way, it's not so  vulgar, right? If you say make someone your bitch,  

Bence kaltağı bu şekilde kullanmak o kadar da kaba değil, değil mi? Birini fahişe yap dersen,

that is quite vulgar, it's quite insulting. If you  say that you're going to make someone your bitch,  

bu oldukça kaba, oldukça aşağılayıcıdır. Birini orospunuz yapacağını söylerseniz

or you say someone is your bitch, it's, it's quite  insulting. And it means that you are, if, if you  

veya birisinin sizin orospunuz olduğunu söylerseniz, bu oldukça aşağılayıcıdır. Ve bu, eğer

are making someone your bitch, you're making that  person subservient to you. Which in other words  

birini fahişeniz yapıyorsanız, o kişiyi kendinize boyun eğdiriyorsunuz demektir. Başka bir deyişle

could be, you're making that person, they're in  your control, they have to listen to what you say,  

o kişiyi siz yapıyorsunuz, sizin kontrolünüzdeler, söylediklerinizi dinlemek zorundalar,

they're like your slave or your servant or  something like that. So as you can, you can see  

köleniz veya hizmetkarınız gibiler veya bunun gibi bir şey olabilir. Gördüğünüz gibi

it's, it's not something nice to say to someone. Again, the memory from series. Right. I remember  

bu birine söylenecek hoş bir şey değil. Yine bir dizi hatırası. Sağ.

a clip just now from Friends. I dunno if  you remember that clip. I mean, uh, uh,  

Az önce Friends'ten bir klip hatırlıyorum. O klibi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmiyorum. Yani, uh,

the girls, Rachel and Monica, they're fighting.  And then, uh, Phoebe, you know, stops the fight,  

kızlar, Rachel ve Monica, kavga ediyorlar. Ve sonra, Phoebe, bilirsin, kavgayı durdurur,

you know, by, I, I, I guess, you know, I don't  know, uh, pinching them or something. And then  

bilirsin, ben, ben, sanırım, bilirsin, bilmiyorum, uh, onları çimdikleyerek falan. Ve sonra

they (I think grabbing their ears) stop  and then... Grabbing their ears. Exactly.  

(sanırım kulaklarını tutuyorlar) duruyorlar ve sonra... Kulaklarını tutuyorlar. Kesinlikle.

And then Phoebe says, oh, if, if we were in  prison, you guys would be like my bitches. 

Ve sonra Phoebe, ah, eğer hapiste olsaydık siz de benim [ __ ] gibi olurdunuz diyor.

There we go. You know what? If we were in  prison, you guys would be like my bitches. 

Oraya gidiyoruz. Biliyor musun? Hapishanede olsaydık , sizler benim sürtüklerim gibi olurdunuz.

It's in prison is something that happens,  right, is there's like a hierarchical power  

Hapishanede olan bir şey, değil mi , hiyerarşik bir güç sistemi var gibi

system. Sometimes that can happen. So that's  a, uh, an ambit, uh, it's a, an area where  

. Bazen bu olabilir. Yani bu bir, uh, bir ortam, uh,

you could hear this word used. So obviously you  have to be careful with the word bitch though,  

bu kelimenin kullanıldığını duyabileceğiniz bir alan. Yani belli ki [ __ ] kelimesine dikkat etmelisin,

right? Because oftentimes, like with make  someone your bitch, it can be insulting. 

değil mi? Çünkü çoğu zaman, örneğin birini fahişe yapmak gibi , aşağılayıcı olabilir.

And we actually have a nice clip here that  you brought up, uh, this week, right, Ethan,  

Ve aslında burada, ne kadar saldırgan olabileceğini göstermek için bu hafta gündeme getirdiğin güzel bir klibimiz var , değil mi Ethan

to illustrate how offensive it can be. Right? Exactly. Yeah. One that is very memorable for  

. Sağ? Kesinlikle. Evet.

me in the sense of it being something strong.  And there can be rare occasions where, you know,  

Güçlü bir şey olması anlamında benim için çok akılda kalan bir şey. Ve nadir durumlar olabilir, bilirsiniz, bu,

it can be, uh, tasteful use of the word or, or,  uh, correct use of the word in the sense that,  

kelimenin zevkli kullanımı veya, veya, uh, kelimenin doğru kullanımı olabilir, yani,

the example that I was gonna give that came  to mind for me is actually from Harry Potter  

vereceğim örnek aklıma şu anlamda geldi: ben aslında

of all places, which I remember very clearly in  the, the last book of, and the last movie, uh,  

her yerden Harry Potter'danım, bunu serinin son kitabında ve son filminde çok net hatırlıyorum, uh

of the series that, uh, believe her name is Molly  Weasley, so Ron's mother. Uh, Bellatrix Lestrange,  

,   adının Molly Weasley, yani Ron'un annesi olduğuna inanıyorum.

who's one of the, the bad guys in this movie  is trying to attack her daughter. And so she  

Bu filmdeki kötü adamlardan biri olan Bellatrix Lestrange, kızına saldırmaya çalışıyor. Ve böylece

very appropriately says, "Not my daughter,  you bitch", and in all the other movies,  

çok uygun bir şekilde "Benim kızım olmasın, seni [ __ ]" diyor ve diğer tüm filmlerde,

you know, is you see it as this sweet motherly  woman and everything. So it's just shocking moment  

bilirsiniz, onu bu tatlı anne kadın olarak falan mı görüyorsunuz? Bu yüzden

where she's using this word and it's someone's  trying to kill her daughter, so it's like perfect,  

bu kelimeyi kullandığı ve birinin kızını öldürmeye çalıştığı şok edici bir an, yani

perfect moment to, to use that word. Not my daughter, you bitch. 

bu kelimeyi kullanmak için mükemmel, mükemmel bir an. Benim kızım değil, seni [ __ ].

And we can also use it in the, like, if we use  it in the continuous, right? If we say like,  

Ve bunu sürekli olarak kullanırsak, örneğin, de kullanabiliriz , değil mi? "

someone's being a bitch, it's slightly less  offensive either way, it's very offensive. So be  

Birisi [ __ ] yapıyor" dersek, bu her iki şekilde de biraz daha az saldırgan olur, çok saldırgan olur. Bu yüzden,

careful if you do use this. But if someone's being  a bitch, instead of saying that, that person,  

bunu kullanırsanız dikkatli olun. Ama eğer biri [ __ ] yapıyorsa, o kişiyi söylemek yerine,

we actually haven't even defined if we use  it in the first way, like in Harry Potter,  

aslında tanımlamadık bile, ilk şekilde kullanırsak, Harry Potter'da olduğu gibi,

you're obviously saying that person is a, is a bad  person, or they're evil or something, something  

o kişinin kötü bir insan olduğunu söylüyorsunuz demektir. , ya da onlar kötü ya da onun gibi bir şey

along those lines. But if you say someone's  being a bitch, usually it's more because they're,  

. Ama birisinin [ __ ] olduğunu söylerseniz, genellikle bunun nedeni daha çok,

they're in that moment, they're being annoying.  You're not saying they're always a bad person,  

o anda olmaları, sinir bozucu olmalarıdır. Her zaman kötü bir insan olduklarını söylemiyorsunuz,

it's just in that moment, they're doing  something that's, that's, that's annoying. 

tam o anda, sinir bozucu bir şey yapıyorlar.

I love these little nuances, you know, like there  is a clear difference. Yeah. Like between saying  

Bu küçük nüansları seviyorum, bilirsiniz, bariz bir fark varmış gibi. Evet. Tıpkı

you are a bitch versus you are being a bitch.  It's so interesting, uh, these nuances, right? 

bir [ __ ] olduğunuzu söylemekle bir [ __ ] olduğunuzu söylemek arasında olduğu gibi. Bu nüanslar çok ilginç, değil mi?

It's, yeah, those subtleties of the language  that can, it's something so small, but it can  

Evet, dilin bu incelikleri bunu yapabilir, bu çok küçük bir şeydir, ancak

really change how the perceived comprehension is,  right? So people tend to generally think of this  

algılanan kavrayışı gerçekten değiştirebilir, değil mi? Bu yüzden insanlar genellikle bunu

for a woman, like a, a bitch as a woman, and you  shouldn't, you should not call a woman a bitch.  

bir kadın için bir [ __ ] gibi bir kadın olarak düşünme eğilimindedir ve bir kadına [ __ ] dememelisiniz.

We do not condone that. It's not a good thing.  Sometimes though, you could even hear this used  

Bunu tasvip etmiyoruz. Bu iyi bir şey değil. Bazen bunun

to refer to a man, I remember a really great  clip from The Simpsons where they're watching,  

bir erkeğe atıfta bulunmak için kullanıldığını bile duyabilirsiniz, izledikleri Simpsons'tan gerçekten harika bir klip hatırlıyorum,

I think it's like an award ceremony or something,  and there's a man who's in the, who they're  

Bence bu bir ödül töreni gibi bir şey, ve içinde olan, onların kim olduğu bir adam var.

interviewing and he's talking badly about, you  know, uh, another famous person, an actress,  

Röportaj yapıyorsunuz ve başka bir ünlü kişi, bir aktris hakkında kötü konuşuyor

and Bart that's watching, he says, he's such a  bitch, like, you know, saying that because he's  

ve onu izleyen Bart, onun tam bir [ __ ] olduğunu söylüyor, yani, bilirsin,

gossiping, he's talking badly about this other  person, to everyone who's, who's watching that  

dedikodu yaptığı için bunun hakkında kötü konuştuğunu söylüyor diğer kişiye, o

award ceremony and everything. And so it's,  it's a, a very tactful use of the word there. 

ödül törenini izleyen herkese ve her şeye. Ve böylece, bu, kelimenin orada çok incelikli bir kullanımı.

He's such a bitch. Did you say tactful? 

Tam bir [ __ ]. Dokunaklı mı dedin?

Tactful means if you do something with tact,  you're doing it, uh, with taste. You're doing  

İncelikli, bir şeyi incelikle yaparsanız, onu zevkle yapıyorsunuz demektir.

it in a way that's, you know, spot on.  However, if you're referring to a man,  

Bunu   bir şekilde yapıyorsunuz, bilirsiniz, yerinde. Ancak, bir erkekten bahsediyorsanız,

it's more common than using bitch. You might  use the word bastard, or you might hear that  

[ __ ] kelimesini kullanmaktan daha yaygındır. [ __ ] kelimesini kullanabilirsiniz veya bunun

use more commonly to refer to a man. Something  really important to be aware of with this is that  

bir erkeğe atıfta bulunmak için daha yaygın olarak kullanıldığını duyabilirsiniz. Bununla ilgili dikkat edilmesi gereken gerçekten önemli bir şey de şu ki,

if you are using any sort of  cursing in a foreign language,  

yabancı bir dilde herhangi bir küfür kullanıyorsanız,

you know, we grew up in our mother tongue in  general hearing our mothers hearing, our fathers  

biliyorsunuz, biz genel olarak anadilimizde büyüdük i iterek annelerimiz işitiyor, babalarımız

tell us, you shouldn't say this word. That's a bad  word. So we have all this emotional and all these  

bize söylüyor, yapmamalısınız. bu sözü söyle Bu kötü bir kelime.

memories attached to those words that for most of  us, will act as a sort of filter of when it's okay  

Çoğumuz için

to use this word and when it's not okay. And for  the most part, it's not okay to use these words.  

bu kelimeyi kullanmanın ne zaman uygun olup olmadığına dair bir tür filtre görevi görecek olan bu kelimelere eklenmiş tüm bu duygusal ve tüm bu anılara sahibiz. Ve çoğunlukla, bu kelimeleri kullanmak doğru değil.

Of course, it depends your background, it depends  on your education, it depends on even what part  

Elbette geçmişinize, eğitiminize, hatta

of a country you live in. People might use these  words more or less. Uh, just, I was telling Thiago  

bir ülkenin hangi bölümünde yaşadığınıza bağlıdır. İnsanlar bu kelimeleri az ya da çok kullanabilir. Uh, sadece,

earlier that there's like a dog mom, like, you  know, I take Phoebe my dog out in the mornings,  

daha önce Thiago'ya   bir köpek annesi olduğunu, yani, bilirsiniz, Phoebe'yi sabahları köpeğimi dışarı çıkardığımı

and sometimes there's a woman who also takes her  dog out at the same time, and she's from the south  

ve bazen aynı anda köpeğini de dışarı çıkaran bir kadın olduğunu söylüyordum ve o,

of the UK and I guess they must curse more in  the south of the UK because she sometimes calls  

Birleşik Krallık'ın güney   ve sanırım Birleşik Krallık'ın güneyinde daha çok lanetliyor olmalılar çünkü o bazen köpeğine [ __ ] diyor

her dog bitch. And I don't think she's using it in  the sense of like, the technical term for a female  

. Ve bunu bir dişi köpek için kullanılan teknik terim olan "gibi" anlamında kullandığını sanmıyorum

dog. I think it's more like when her dog is doing  something kind of, uh, you know, kind of naughty  

. Bence bu daha çok köpeğinin bir tür, yani, biraz yaramaz

or something like that, something she shouldn't  be doing. And so she uses to insult her dog. 

veya onun gibi bir şey yapması, yapmaması gereken bir şey gibi . Ve bu yüzden köpeğini aşağılamak için kullanıyor.

There's another good word that naughty. What does  (Naughty) it mean when a person is being naughty? 

Yaramazlık diye güzel bir kelime daha var. (Yaramaz) bir kişi yaramaz olduğunda ne anlama gelir?

We'll often use this for children, for example, if  a child is doing something that they know they're  

Bunu genellikle çocuklar için kullanırız, örneğin, eğer bir çocuk yapmaması gerektiğini bildikleri bir şeyi yapıyorsa

not supposed to do, but they're doing it because  maybe they want to, you know, grabbing, like,  

, ama bunu belki de belki kapmak istedikleri için yapıyorsa, bilirsiniz, örneğin,

I know my nephew, for example, he'll, he'll grab  like the, they, they have a pantry where they, and  

biliyorum yeğenim, örneğin, o alır, onlar, kilerleri vardır ve şekerler, çikolatalar gibi

they keep all the things they don't want the kids  to have, like candies and chocolates and stuff  

çocukların almasını istemedikleri her şeyi

up on a high shelf. And so he'll grab like the  little step stool, a little ladder and take it,  

üstlerinde tutarlar. yüksek bir raf. Ve böylece küçük basamaklı tabureyi, küçük bir merdiveni alıp alacak,

carry it into there when no one's looking and grab  like, the candies that he wants off at the top  

kimse bakmadan oraya taşıyacak ve üst raftan istediği şekerleri kapacak

shelf. So that's a great example of being naughty,  doing something he knows he's not supposed to do.  

. Yani bu, yapmaması gerektiğini bildiği bir şeyi yaparak yaramaz olmanın harika bir örneği .

And you were talking earlier about, uh, an  example you had like this about a student,  

Ve daha önce bir öğrenciyle ilgili buna benzer bir örnekten bahsediyordunuz,

right? Who doesn't have so much of an emotional  attachment with a cursing in, in English. 

değil mi? Kim İngilizce'de bir küfürle bu kadar duygusal bir bağa sahip değildir .

Yeah. Yeah. I mean, uh, I remember  the student of mine many years ago,  

Evet. Evet. Yani, yıllar önce öğrencimi hatırlıyorum,

he spoke amazing English. His  English was awesome, you know. And  

harika İngilizce konuşuyordu. İngilizcesi harikaydı, biliyorsun. Ve

he loved American standup comedians, so he will  watch a lot of, um, standup comedians, American,  

Amerikan stand-up komedyenlerini severdi, bu yüzden pek çok, um, stand-up komedyeni izleyecek,

but there is a problem there, there was a problem  because, you know, these comedians, they usually  

ama orada bir sorun var, bir sorun vardı çünkü, bilirsiniz, bu komedyenler, genellikle

curse a lot or they swear a lot on stage. So  because this student of mine was a big fan of  

çok küfür ederler veya çokça küfür ederler. sahnede çok. Yani, bu öğrencim bu adamların büyük bir hayranı olduğu için

these guys, I mean, he would speak cursing a lot  himself. Like, you know, for every sentence he  

, yani kendisi de çokça küfür ederdi . Mesela, söyleyeceği veya konuşacağı her cümle için

would say, or he would speak, there was at least  one curse word there. Yeah. And I don't know,  

orada en az bir küfür vardı. Evet. Ve bilmiyorum,

maybe he didn't realize this, that he was cursing  too much, or maybe he thought that he was being  

belki bunun, çok fazla küfrettiğini fark etmemiştir veya belki izlemeyi sevdiği

cool and funny, like those American comedians that  he loved watching, but maybe he didn't realize  

Amerikalı komedyenler gibi havalı ve komik davrandığını düşünmüştür , ama belki de farkında değildir

that if a native speaker heard him speak, maybe  that person will find him maybe, maybe offensive  

ana dili İngilizce olan biri onun konuştuğunu duyarsa, belki o kişi onu belki, belki saldırgan bulacaktır

because, you know, he just cursed too much. You could say he had a sailor's mouth  

çünkü bilirsiniz, çok fazla küfür etti. Onun bir denizci ağzı

or a potty mouth. What does that mean? 

veya lazımlık ağzı olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu ne anlama gelir?

Apparently sailors must curse a lot because  we have this expression. If someone curses  

Görünüşe göre denizciler bu ifadeye sahip olduğumuz için çokça küfür ediyor olmalı .

all the time, like your student, we can say they  have a sailor's mouth and potty mouth, I mean,  

Öğrenciniz gibi biri sürekli küfrediyorsa, denizci ağzı ve lazımlık ağzı olduğunu söyleyebiliriz, yani

potty refers to the toilet. So when we say potty  mouth, we'll usually use it more with children.  

lazımlık tuvaleti ifade eder. Yani lazımlık ağzı dediğimizde, bunu genellikle çocuklarla daha çok kullanırız.

And like, maybe your mom might threaten you -  I'm going to wash, I'm going to wash your mouth  

Ve belki annen seni tehdit edebilir - Yıkayacağım, senin ağzını

out with soap. You know, if you keep up with  that potty mouth. So you have to be careful,  

sabunla yıkayacağım. Bilirsin, eğer o lazımlık ağzına ayak uydurursan. Yani dikkatli olmalısın,

right? Who is your influences in a language  that you're learning. Because maybe too,  

değil mi? Öğrendiğiniz bir dilde kimlerden etkileniyorsunuz? Çünkü belki de

if your main source of English is coming from  Breaking Bad, then you might think, oh, these  

ana İngilizce kaynağınız Breaking Bad'ten geliyorsa, o zaman ah, bu

natives they use bitch all the time. So I can  just use it. I can call my friends bitch, I can  

yerliler her zaman [ __ ] kullanıyorlar diye düşünebilirsiniz. Böylece onu kullanabilirim. Arkadaşlarıma [ __ ] diyebilirim,

call these people that I'm mad at son of a bitch  and stuff. And you, you need to, as we, I brought  

kızgın olduğum bu insanlara [ __ ] çocuğu falan diyebilirim . Ve sen, bizim gibi,

up the word before - tact, you need to have a  tactful use of cursing. If you choose to curse,  

kelimeyi daha önce gündeme getirdim - incelik, küfürü nazik bir şekilde kullanmalısın. Küfür etmeyi seçerseniz

then you know, you don't really need to. I don't  curse very often. Do you, is this like something  

o zaman bilirsiniz, gerçekten buna ihtiyacınız yoktur. Çok sık küfür etmem. Bu,

that you would ever use in your English, Thiago? Not quite, you know, I was never a big fan of  

İngilizcende hiç kullanacağın bir şey mi, Thiago? Pek sayılmaz, bilirsiniz, hiçbir zaman kendime lanet okumanın büyük bir hayranı olmadım

cursing myself. Youknow, while I understand  those words, when I watch something where  

. Biliyor musun, bu kelimeleri anlasam da,

somebody uses them personally, I don't, I'm not  a fan of using them. Um, I think it's okay to,  

birisinin onları kişisel olarak kullandığı bir şey izlediğimde, anlamıyorum, onları kullanma taraftarı değilim. Um, bence

to curse in certain situations, you know, only  in extreme situations like, uh, I don't know.  

belirli durumlarda küfretmek sorun değil, bilirsin, sadece aşırı durumlarda, uh, bilmiyorum.

Somebody's trying to hurt my family. Okay. I  see that as a justification to curse or some,  

Biri aileme zarar vermeye çalışıyor. Tamam aşkım. Bunu lanetlemek için bir gerekçe olarak görüyorum,

I don't know. I wake up in the middle of the  night and then I stub my pinky toe. You know,  

bilmiyorum. Gecenin bir yarısı uyanıyorum ve sonra serçe parmağımı çarpıyorum. Biliyor musun,

the, I see myself cursing at that time.  I could go son of a bitch. Ow, you know. 

o sırada kendimi lanetlerken görüyorum. Gidebilirim [ __ ] çocuğu. Biliyorsun.

What does it mean if you stub your pinky toe? You know, like, it's like when you kick, uh, you  

Serçe parmağınızı çarparsanız bu ne anlama gelir? Bilirsin, tekmelediğin zaman,

know, your pinky toe is the smallest toe that you  have on your foot, okay? When you stub it, you,  

serçe parmağın ayağındaki en küçük ayak parmağı olur , tamam mı? Ona çarptığınızda, yanlışlıkla

uh, kind of kick a wall or a piece of furniture  with it accidentally, and it really hurts,  

bir duvara veya bir mobilyaya tekme atmış olursunuz ve

you know, when that happens in the middle of  the night. So, you know, if that happens to you,  

bu gecenin bir yarısı olduğunda gerçekten canınız yanar . Yani, eğer bu senin başına gelirse,

I think it's okay to curse. So you are expressing  that anger or frustration in the moment. Because,  

bence küfür etmekte sorun yok. Yani o anda o öfkeyi veya hayal kırıklığını ifade ediyorsunuz. Çünkü,

you know, I do believe that sometimes it is  actually healthy for us to express maybe,  

bilirsiniz, bazen belki

or to vent, you know, uh, some anger or  frustration that we are feeling. Yeah,  

veya hissettiğimiz bazı öfke veya hayal kırıklıklarını ifade etmenin aslında bizim için sağlıklı olduğuna inanıyorum. Evet,

we are humans after all, but these are situations  that don't happen often. They tend to be rare. So  

sonuçta biz insanız, ancak bunlar sık sık gerçekleşmeyen durumlardır. Nadir olma eğilimindedirler. Yani

in those moments, okay, I, I, I think that it's  okay to curse, But you know, what I don't like  

o anlarda, tamam, ben, ben, bence küfür etmez, Ama bilirsiniz, sevmediğim şey

is, uh, people who curse all the time just for  the sake of cursing. I don't know. Just because  

, uh, sırf sövmek için sürekli küfreden insanlar . Bilmiyorum. Sırf

they're trying to be cool or funny. You don't  have to curse a lot all the time to be cool. 

havalı veya komik olmaya çalıştıkları için. Havalı olmak için her zaman çok fazla küfür etmenize gerek yok.

And when you do that all the time,  those words really lose their,  

Ve bunu sürekli yaptığınızda, o kelimeler

their power in a sense. Because (Exactly.) if  you only do it when you really hurt yourself,  

bir anlamda gerçekten güçlerini kaybederler. Çünkü (Aynen.) Bunu yalnızca kendinizi gerçekten incittiğinizde yaparsanız

or someone does something to your daughter  while you're at the playground, or you know,  

veya siz oyun alanındayken birisi kızınıza bir şey yaparsa veya bilirsiniz,

something like that, that is really deserving of  some strong language, then if you're just using  

böyle bir şey, bu gerçekten sert bir dili hak ediyorsa, o zaman sadece

it all the time, you have a sailor's mouth and  you're, you're using it in every other sentence,  

her zaman kullanıyorsun, bir denizci ağzın var ve bunu diğer her cümlede kullanıyorsun,

then when you actually want to use it in a strong  way, people won't really take it that way. So,  

o zaman onu gerçekten güçlü bir şekilde kullanmak istediğinde , insanlar bunu gerçekten kabul etmeyecek bu şekilde Yani,

and you know, people might not wanna spend so  much time around you if you're cursing all the  

ve bilirsiniz,

time anyway, depending on what crowds you, what  crowds you roll with. You, you, me, you mentioned  

zaten her zaman küfrediyorsanız, hangi kalabalığa, hangi kalabalıkla dolaştığınıza bağlı olarak insanlar etrafınızda çok fazla zaman geçirmek istemeyebilir. Sen, sen, ben,

son of a bitch, which I imagine most people have  heard that at some point I thought that this was  

[ __ ] çocuklarından bahsettiniz, sanırım çoğu insan bunu duymuş, bir noktada bağlantılı konuşma

a really important one to point out because of  the connected speech, because we won't, natives  

nedeniyle bunun belirtilmesi gereken gerçekten önemli bir konu olduğunu düşündüm , çünkü biz yapmayacağız, yerliler

will almost never say son of a bitch - we'll say  son of a bitch. So we have a couple schwas there,  

yapacak neredeyse hiçbir zaman [ __ ] çocuğu demeyin - biz [ __ ] çocuğu deriz. Yani orada bir çift schwas var

and the of, and the A turns to an uh, and we sort  of link it all together, right? Son of a bitch,  

ve of ve A uh'ya dönüşüyor ve hepsini bir şekilde birbirine bağlıyoruz, değil mi? [ __ ] çocuğu,

son of a bitch. And you can find it even more  connected into dropping oftentime OF, right?  

[ __ ] çocuğu. Ve sık sık OF'yi düşürmeyle daha da bağlantılı bulabilirsiniz, değil mi?

We just turn into schwa together, like uh, so it  can become Son uh uh bitch, son of a bitch - with  

Birlikte schwa'ya dönüşüyoruz, yani uh uh [ __ ] çocuğu, [ __ ] çocuğu olabilir -

a double schwa sound there in the middle. Oh my, lemme try that. Son uh uh, son uh uh  

ortada çift schwa sesi var. Aman Tanrım, bir deneyeyim. Oğul uh uh, oğlum uh uh

bitch. Son uh uh bitch. Exactly. Yeah. 

[ __ ]. Oğul uh uh [ __ ]. Kesinlikle. Evet.

I even heard it in the plural in some movies, you  know, in some movies. I think I remember listening  

Hatta bazı filmlerde çoğul olarak duydum, bilirsiniz, bazı filmlerde. Sanırım   çoğul olarak dinlediğimi hatırlıyorum

in the plural form, like Sons of bitches, you (Oh,  that'sgreat.) sons of bitches like that, you know. 

, [ __ ] çocukları, siz (Oh, bu harika.) [ __ ] çocukları bunun gibi, bilirsiniz.

You could even say son, sons of bitches, sons  of bitches. If you wanted to reduce it even more 

Evlat, [ __ ] çocukları, [ __ ] çocukları bile diyebilirsiniz . Daha da azaltmak istersen

Sons uh, right? Mm-hmm. So sometimes you'll even,  

Sons, öyle değil mi? Mm-hmm. Hatta bazen, daha önce de

like I mentioned, the woman who's from the south  of England uses this word a lot more than I would,  

belirttiğim gibi, İngiltere'nin güneyinden gelen kadın bu kelimeyi benden çok daha fazla kullanır,

for example. And you might find some people  that even use this term to refer to friends.  

örneğin. Hatta bu terimi arkadaşlara atıfta bulunmak için kullanan bazı kişiler de bulabilirsiniz.

I think nowadays maybe it's not so common. We  could actually share, uh, I remember a clip  

Bugünlerde belki de o kadar yaygın olmadığını düşünüyorum. Aslında paylaşabiliriz, uh,

from Predator where Arnold Schwartzenegger, you  know, calls the guy, he hasn't seen his friend  

Predator'dan Arnold Schwartzenegger'in adamı aradığı,

in a long time. He says, oh, you son of a bitch.  And it's used an endearing way, right? A a caring  

uzun süredir arkadaşını görmediği bir klibi hatırlıyorum. Ah seni [ __ ] çocuğu diyor. Ve sevecen bir şekilde kullanılmış, değil mi? Sevecen   bir

way. So there's some people who might use it  this way, but that movie is from the 80s. So  

yol. Yani onu bu şekilde kullanabilecek bazı insanlar var , ancak bu film 80'lerden. Yani

maybe nowadays it's become a, a less common - got  tongue tied over there - a less common practice. 

belki günümüzde bu, daha az yaygın olan - orada dil bağlamak - daha az yaygın bir uygulama haline gelmiştir.

Dylan, you son of a bitch. Another interesting use of the  

Dylan, seni [ __ ] çocuğu. [ __ ] kelimesinin bir başka ilginç kullanımı da,

word bitch is that maybe you stub your toe, or  it could be even something lighter that happens,  

belki ayak parmağınızı çarparsınız veya daha hafif bir şey olabilir,

right? It's like maybe you, you miss your bus  and you, you start bitching about it, that you  

değil mi? Sanki siz, otobüsünüzü kaçırmışsınız ve siz bu konuda şikayet etmeye başlamışsınız,

had to wait, it's another 10 minutes to catch the  next bus, for example. What does it mean if you,  

beklemek zorundaymışsınız, örneğin bir sonraki otobüse yetişmek için 10 dakika daha varmış . Bu ne anlama geliyor,

so it's a verb, obviously. What does  it mean if you bitch about something? 

yani bu bir fiil, tabii ki. Bir şey hakkında sızlanmanız ne anlama gelir?

Yeah. Now as a verb, when you bitch about  something, you complain about it. That  

Evet. Şimdi bir fiil olarak, bir şey hakkında şikayet ettiğinizde , bundan şikayet etmiş olursunuz. Bu

actually reminds me of a, a song from Elton John  called, uh, Bitch is Back, or The Bitch is Back.  

aslında bana Elton John'un [ __ ] is Back veya The [ __ ] is Back adlı bir şarkısını hatırlattı.

And uh, I think in that song, if I remember  correctly, uh, the chorus goes something like,  

Ve sanırım o şarkıda, eğer doğru hatırlıyorsam, koro şuna benziyor:

I Can Bitch Better Than You. Something like  that, you know? So, you know, he's using the  

Senden Daha İyi [ __ ] Yapabilirim. Bunun gibi bir şey , biliyor musun? Yani

word bitch there as a verb. I can bitch, I can bitch,  

[ __ ] kelimesini orada fiil olarak kullanıyor. [ __ ] yapabilirim, [ __ ] olabilirim

'cause I'm better than you. He uses it, I think, several different ways in  

çünkü senden daha iyiyim. Sanırım o şarkıda bile birkaç farklı şekilde kullanıyor

that song even. I think he calls himself a bitch,  which I'm not sure exactly what his intentions  

. Sanırım kendine [ __ ] diyor, ki niyetinin tam olarak ne olduğundan emin değilim,

are there, but, but I think it's used in a, in an  empowering way, which even nowadays, you can find  

ama bence bu, güçlendirici bir şekilde kullanılıyor, ki bugünlerde bile

women that have sort of repurposed this word  for an empowering sense. Like you can say that  

bunu başka bir amaca dönüştüren kadınlar bulabilirsiniz. kelime güçlendirici bir duygu için.

she's a, she's a badass bitch. Like she's a really  empowered, strong, powerful woman. I remember too,  

Onun   o bir, belalı bir [ __ ] olduğunu söyleyebildiğiniz gibi. Sanki gerçekten güçlü, güçlü, güçlü bir kadınmış gibi. Ben de hatırlıyorum,

uh, from The Simpsons, there's a really great  scene that stuck with me since I was a teenager,  

uh, The Simpsons'tan, gençliğimden beri aklımda kalan gerçekten harika bir sahne var,

that the grandfather, uh, Homer Simpson's  father does something, like he loses the  

büyükbaba, uh, Homer Simpson'ın babası bir şeyler yapar, çocukları kaybetmiş gibi

kids or something and Homer's complaining about  it and stuff. And he just says, oh, bitch, bitch,  

falan ve Homer bundan şikayet eder ve şey. Ve sadece, ah, [ __ ], [ __ ],

bitch. Like, you know, stop your complaining. We leave you the kids for three hours and the  

[ __ ] diyor. Mesela, bilirsin, şikayet etmeyi bırak. Çocukları size üç saatliğine bırakıyoruz ve

county takes 'em away. Oh bitch, bitch, bitch. I think this is also if you use it, uh,  

ilçe onları alıp götürüyor. Ah [ __ ], [ __ ], [ __ ]. Bence bu aynı zamanda, uh,

as a verb or you use it to say that  someone's complaining in that way, uh,  

bir fiil olarak kullanırsanız veya birisinin bu şekilde şikayet ettiğini söylemek için kullanırsanız, yani,

that it's not quite as, you know, it's obviously  not as strong as if you call someone a bitch in  

bilirsin, belli ki birine ah dediğiniz kadar güçlü değil [ __ ]

an insulting way. So we recently did an all about  values, and Thiago said that one of his biggest  

aşağılayıcı bir şekilde. Kısa bir süre önce değerler hakkında bir araştırma yaptık ve Thiago en büyük

values is resilience, which you might also say  is to not be bitching about something, right? 

değerlerinden birinin dayanıklılık olduğunu söyledi, buna aynı zamanda bir şey hakkında şikayet etmemek de diyebilirsiniz, değil mi?

Yeah, yeah. That's true. Yeah. So if you are  resilient, you tend not to complain so much. You  

Evet evet. Bu doğru. Evet. Dolayısıyla, dayanıklıysanız, çok fazla şikayet etme eğiliminde değilsiniz. Siz

just, you know, you take responsibility for your  life and the problems and obstacles you face and  

sadece, bilirsiniz, hayatınızın ve karşılaştığınız sorunların ve engellerin sorumluluğunu alırsınız ve

you just roll with it. By the way, if you guys  wanna listen to that full episode, we're gonna  

bununla idare edersiniz. Bu arada, bölümün tamamını dinlemek isterseniz,

link it in the description below, and it's a very  nice conversation that Ethan and I have about our  

aşağıdaki açıklamada bağlantısını vereceğiz ve Ethan'la değerlerimiz hakkında yaptığımız çok güzel bir sohbet

values. Yeah. But yeah, I mean, um, not bitching.  Yeah. I mean, uh, this is important to me. I try  

. Evet. Ama evet, demek istediğim, [ __ ] değil. Evet. Yani, uh, bu benim için önemli.

not to do it. Yeah, of course. Sometimes I do  it a little bit because, you know, I'm human.  

Bunu yapmamaya çalışıyorum. Evet tabiki. Bazen bunu biraz yapıyorum çünkü bilirsiniz, ben insanım.

Yeah. Uh, but you know, overall I try not to do  it. And if I catch myself bitching about something  

Evet. Ama genel olarak bunu yapmamaya çalışıyorum . Ve kendimi bir şey hakkında

too much, I immediately stop it. Hey Thiago,  stop the whining, stop whining, stop bitching,  

çok fazla şikayet ederken yakalarsam, hemen durdururum. Hey Thiago, sızlanmayı kes, sızlanmayı bırak, sızlanmayı bırak,

you know, come on man. Get a grip, right? Might say like, uh, even if you wanna be  

bilirsin, hadi dostum. Kendine hakim ol, değil mi? Daha empatik olmak istesen bile

more emphatic, stop your bitching and moaning. So  we'll saythese two together, bitching and moaning. 

sızlanmayı ve sızlanmayı bırak gibi bir şey diyebilir. Yani  bu ikisini birlikte söyleyeceğiz, sızlanmak ve inlemek.

Bitching and moaning. Nice. Like a moan is like a, like a, Ahh, like, you  

[ __ ] ve inleme. Güzel. İnilti gibi, a gibi, Ahh gibi,

know, you're making those kind of drawn out sounds  that show your dissatisfaction with something  

bilirsiniz, olan bir şeyle ilgili memnuniyetsizliğinizi gösteren o tür uzun sesler çıkarıyorsunuz

that's happened, right? You could, even, if you're  not comfortable with using bitching and stuff, you  

, değil mi? Hatta, sürtüşme falan kullanmakta rahat değilseniz, mızmızlanmak

might want to use a non vulgar alternative, like  whining. I think you, you already mentioned that,  

gibi kaba olmayan bir alternatif kullanmak isteyebilirsiniz . Sanırım bundan zaten bahsetmiştin,

right? Stop your whining. Or maybe if you're  learning British English, you could say stop  

değil mi? Sızlanmayı kes. Ya da belki İngiliz İngilizcesi öğreniyorsanız, uçmayı bırakın' diyebilirsiniz

your winging. So we've talked about, uh, bitch  as a noun. We've talked about it as a verb. We've  

. Bir isim olarak [ __ ] hakkında konuştuk. Bundan bir fiil olarak bahsettik. [ __ ]

talked about as a, as an expression like son of  a bitch. But we also mentioned that you could use  

çocuğu gibi bir ifadeyle konuştuk . Ancak sıfat olarak kullanabileceğinizden de bahsetmiştik

it as an adjective. So one way we might do this is  if someone is complaining a lot, um, or someone is  

. Yani bunu yapmanın bir yolu birisi çok şikayet ediyorsa veya biri

saying bad things, right? About like a comment or  a behavior or something like that, then you could  

kötü şeyler söylüyorsa, değil mi? Bir yorum veya bir davranış veya bunun gibi bir şey hakkında,

say that that person's being bitchy. Right. Being bitchy. Nice. 

o kişinin şirret olduğunu söyleyebilirsiniz. Sağ. [ __ ] olmak. Güzel.

Very similar to the example before from The  Simpsons with the, the guy talking about the,  

The  Simpsons'tan önceki örneğe çok benzer , adam hakkında konuşuyor,

the celebrity and stuff. You could also  say, not just that he was being a bitch,  

ünlü ve benzeri şeyler. Ayrıca onun sadece şirretlik yaptığını değil,

you could say he's, he's being bitchy. He's  not being very nice. He's saying bad things. 

şirretlik yaptığını da söyleyebilirsiniz. Pek nazik davranmıyor. Kötü şeyler söylüyor.

That sounds very similar to bitching.  So bitchy (Yeah) and bitching, right? 

Bu sürtmeye çok benziyor. Çok şirret (Evet) ve şirret, değil mi?

But we shouldn't confuse the two because bitching  actually has almost the opposite meaning it's,  

Ama ikisini karıştırmamalıyız çünkü sürtüşmenin aslında neredeyse zıt anlamı var,

uh, it's, it's positive, right? So what does  it mean if you say something's bitching? 

yani, bu, olumlu, değil mi? Peki, bir şeyin sinir bozucu olduğunu söylemeniz ne anlama gelir?

It's cool. Like, oh, this is such a bitching  movie. Like, it's cool, it's awesome. 

Serin. Ah, bu çok [ __ ] bir film. Mesela, harika, harika.

Bitching ride man. Yeah, there's a great example  

[ __ ] sürüşü adamım. Evet, yine Friends'ten harika bir örnek var

from Friends again, as far as we're mentioning  series where I think it's the first time,  

, sanırım ilk kez

right, where Ross plays the keyboards. It's  like something he did when he was young and  

Ross'un klavyeleri çaldığı bir diziden bahsediyoruz. Bu, gençken yaptığı bir şeye benziyor ve

then he wants to come back to making music and  stuff. And so he plays for the other friends  

sonra tekrar müzik yapmaya falan dönmek istiyor . Ve böylece diğer arkadaşlar için oynuyor

and it's, maybe we can just like show a short  part of that, but it's really bad. It's really  

ve bu, belki bunun kısa bir bölümünü gösterebiliriz, ama bu gerçekten kötü. Gerçekten

bad. So none, they don't want to be mean to him  or anything, and they don't, they're just aghast,  

kötü. Yani hiçbiri, ona kötü davranmak istemiyorlar ve istemiyorlar, sadece dehşete kapılmış durumdalar,

right? They don't know what to say. They're,  they're left without words. And so I think  

değil mi? Ne diyeceklerini bilmiyorlar. Onlar, kelimeler olmadan kaldılar. Ve bence

Chandler, right, his response is just "Bitching." Really bitching. 

Chandler, doğru, tepkisi sadece "Sürtüklük". Gerçekten [ __ ].

And something important to notice here, uh,  you might have heard that both Thiago and I  

Ve burada dikkat edilmesi gereken önemli bir şey, uh, hem Thiago'nun hem de benim

said bitchin', not bitching. Cuz if we say with  the -G at the end, it's only if we're saying like  

sürtüşme değil, sürtüşme dediğimizi duymuş olabilirsiniz. Çünkü sonunda -G ile dersek, bu sadece

bitching and moaning, like complaining,  right? But if we say it as an adjective,  

sızlanmak ve inlemek gibi, şikayet etmek gibi söylüyorsak olur, değil mi? Ama bunu bir sıfat olarak söylersek,

we always drop that -G, we always say bitchin'. That also reminds me of another clip from Two and  

o -G'yi her zaman düşürürüz, her zaman [ __ ] deriz. Bu bana ayrıca Two and

a Half Men where the kid walks in Charlie's  house and he goes, bitchin' house, man,  

a Half Men'den çocuğun Charlie'nin evine girdiği ve [ __ ] evi, adamım

you should rent it to MTV. You know,  oh yeah, that's a cool house you have. 

MTV'ye kiralamalısın diye gittiği başka bir klibi hatırlattı. Biliyor musun, oh evet, harika bir evin var.

A bitchin' house man. You should rent it to MTV. You know, what else is bitchin'? 

[ __ ] ev adamı. Onu MTV'ye kiralamalısın. Bilirsin, sürtüklük başka ne?

What else is bitchin'? The RealLife app, of course is probably the  

Başka ne var? RealLife uygulaması, muhtemelen

most bitchin' place to practice your English,  because it's the only place where anytime,  

İngilizce pratiği yapmak için en [ __ ] yerdir, çünkü herhangi bir zamanda,   herhangi bir yerde,

anywhere you are, as long as you have an internet  connection, of course you can certainly press a  

internet bağlantınız olduğu sürece , elbette kesinlikle bir

button and connect to another English speaker,  another part of the world for an illuminating,  

düğmeye basıp bağlanabileceğiniz tek yerdir. aydınlatıcı, ilginç bir sohbet için İngilizce konuşan başka bir yer, dünyanın başka bir yeri

interesting conversation. Don't curse too much.  You know, you don't wanna be the, the person with  

. Çok fazla küfür etme. Bilirsin, farklı insanlarla

a sailor's mouth that's going around talking to  different people. We don't condone that. But,  

konuşarak dolaşan denizci ağzı olan kişi olmak istemezsin . Bunu tasvip etmiyoruz. Ama,

you know, maybe bitching could be a good one  to teach someone else. You know, if something's  

bilirsin, belki sürtüklük başka birine öğretmek için iyi olabilir. Bilirsiniz, eğer bir şey

really awesome, you can say, oh, that's bitchin',  you know, sound like the, the cool kid on the  

gerçekten harikaysa, ah, bu şirret, bilirsiniz, mahalledeki havalı çocukmuş gibi diyebilirsiniz

block. So we wanted to share a shout out, say some  special words to a very special app user, right?  

. Bu nedenle, çok özel bir uygulama kullanıcısına bazı özel sözler söylemek için bir not paylaşmak istedik, değil mi?

All right, and finally, as we mentioned, we  could not do this episode without talking about  

Pekala, son olarak, bahsettiğimiz gibi, bu bölümü

the bitch king himself - Jesse Pinkman from  Breaking Bad. So let's roll a clip from that. 

[ __ ] kralının kendisinden, Breaking Bad'den Jesse Pinkman'dan bahsetmeden yapamazdık . O halde bundan bir klip çekelim.

And for those of you who are listening  to the audio version of the podcast,  

Podcast'in sesli versiyonunu dinleyenleriniz için,

let me give you some context. This is a very short  clip with many random phrases that Jasse says  

size biraz içerik vereyim. Bu, Jasse'nin Breaking Bad dizisi sırasında söylediği pek çok rastgele cümleyi içeren çok kısa bir klip

during the series Breaking Bad. He's famous for  speaking or saying the word bitch a lot throughout  

. Dizi boyunca [ __ ] kelimesini çok konuşması veya söylemesiyle ünlüdür

the series. So there is this funny compilation  here of random phrases where he uses this word. 

. Burada, bu kelimeyi kullandığı rastgele ifadelerin komik bir derlemesi var.

Whatever little bitch. Have at it, bitches cuz  I love hot dogs. Cue ball son of a bitch laughed  

Ne olursa olsun küçük [ __ ]. Alın orospular çünkü sosisli sandviçleri severim. [ __ ] çocuğu

in my face. I'm not your bitch to order around.  Bitches are bleeding us enough already. Yeah,  

yüzüme güldü. Ben emir verecek [ __ ] değilim. Orospular zaten yeterince kanımızı akıtıyor. Evet,

this is gonna help big time with that bitch. That's hilarious. 

bu o sürtükle çok yardımcı olacak. Bu çok komik.

So one, one thing I think that we  could start by talking about is, is  

Yani, bence konuşarak başlayabileceğimiz bir şey,

the way that he says this word is so  emphatic because how he puts so much  

bu kelimeyi söyleyiş şeklinin çok vurgulu olduğu, çünkü o kadar çok

emphasis, he puts so much energy into the  B part of it, like the bitch, like really  

vurgu yaptığı, B kısmına o kadar çok enerji koyduğu, [ __ ] gibi , gerçekten

strong, B at the beginning, right? It's very peculiar. Yeah. I mean,  

güçlü, başlangıçta B gibi, değil mi? Bu çok tuhaf. Evet. Demek istediğim, bu kelimeyi

he has a very special way of saying  this word. It's hard to emulate.

çok özel bir şekilde söyleyiş şekli var . Taklit etmek zor.

What does it mean to emulate something? To imitate, to do it like he's doing in this case. 

bir şeyi taklit etmek ne demek? Taklit etmek, onun bu durumda yaptığı gibi yapmak.

Exactly. It's so natural for him. I think it's  actually they've done interviews with the actor  

Kesinlikle. Onun için çok doğal. Bence aslında oyuncuyla röportajlar yapmışlar

and this is actually something that comes out  of maybe his, his own lingo, his own language  

ve bu aslında onun belki de kendi dilinden,

that he uses when he speaks. So it's probably  just came out so, so natural for him, right? 

konuşurken kullandığı kendi dilinden çıkan bir şey. Yani muhtemelen onun için çok, çok doğal geldi, değil mi?

Yeah. Probably yes, right? So there's some interesting different  

Evet. Muhtemelen evet, değil mi? Burada kullandığı bazı ilginç farklı

expressions he uses it uses here. So he says "have  at it, bitches", which I think there's actually  

ifadeler var. Bu yüzden "değişin sürtükler" diyor, ki bence aslında

some nice connected speech there: have at it. Have  at it, with the American T there in the middle. 

bazı güzel bağlantılı konuşmalar var: varın. Amerikan T'si ortada olacak şekilde başlayın. Sıkın

Have at it, bitches. Have at it bitches.  

sürtükler. Orospular var.

What does it mean, like, have at it? So like, you know, keep doing whatever  

Ne anlama geliyor? Yani, bilirsiniz, ne

it is you're doing. Yeah. Uh, in this  context here, he's talking about hot dogs,  

yapıyorsanız onu yapmaya devam edin. Evet. Uh, buradaki bağlamda, sosisli sandviçlerden,

how hot dogs are disgusting, like the  way they are made. But he loves hot dogs,  

sosisli sandviçlerin ne kadar iğrenç olduğundan, yapılış biçimleri gibi bahsediyor. Ama o sosisli sandviçleri sever,

so he says, have at it, bitches, because I  love hotdogs, so keep making hotdogs, you  

bu yüzden, alın kaltaklar, çünkü ben sosisli sandviçleri severim, bu yüzden sosisli sandviç yapmaya devam edin,

know, uh, this way because you know, they're good. Yeah. I think you could also use this if you're,  

bilirsiniz, uh, bu şekilde çünkü bilirsiniz, onlar iyi. Evet. Bence bunu ayrıca,

for example, there's a lot of food on the table  you could say have at it, like, eat whatever  

örneğin, masada bir sürü yiyecek varsa al bakalım , ne istersen ye  diyebilirsen kullanabilirsin

you want. And then he says, and there's another  one, he is on a payphone actually, and he said,  

. Sonra diyor ki, bir tane daha var, aslında bir ankesörlü telefonda ve

"Cue ball, son of a bitch, laughed in my face." Cue ball, son of a bitch, laughed in my face. 

"İsteka topu, [ __ ] çocuğu, yüzüme güldü" dedi. Bilardo topu, [ __ ] çocuğu, yüzüme güldü.

So what does it mean if...cue  ball, what does that mean? 

Peki eğer... isteka topu ne anlama geliyor , bu ne anlama geliyor?

Uh, that's a, you can call a bald person  that, someone who doesn't have hair. Cue ball. 

Uh, bu bir, kel bir kişiye , saçı olmayan biri diyebilirsiniz. İsteka topu.

Right. And this actually comes from, uh, I believe  it's in, you know, in billiards or in pool,  

Sağ. Ve bu aslında, uh, inanıyorum bilardoda veya bilardoda,

like a pool table. Uh, we call, I believe it's  the white ball. The one that you use to shoot  

bilardo masası gibi. Uh, diyoruz, sanırım beyaz top. Diğer topları atmak için kullandığınız top

the other balls is called the cue ball. So maybe  becausethe, you know, someone whose bald has like  

isteka topu olarak adlandırılır. Yani belki de kelliği

a shiny head - this is obviously not a compliment,  it's insulting to call someone a cue ball. 

parlak bir kafaya sahip olan biri olduğu için - bu kesinlikle bir iltifat değil, birine isteka topu demek aşağılayıcıdır.

It's not a compliment. Yeah. And he might be referring to  

Bu bir iltifat değil. Evet. Heisenberg'den bahsediyor olabilir

Heisenberg, right? Who is bald (Yeah.) or,  or Hank - another character who's bald. Uh,  

, değil mi? Kim kel (Evet.) veya veya Hank - kel olan başka bir karakter. Uh,

and son of a bitch, as we talked about, the,  the connected speech laughed in my face. What  

ve [ __ ] çocuğu, konuştuğumuz gibi, bağlantılı konuşma yüzüme güldü.

does it mean if you laugh in someone's face? I think it's the literal sense here. Yeah. Like,  

Birinin yüzüne gülmek ne anlama gelir? Bence gerçek anlam burada. Evet. Mesela,

uh, you make fun of that person. You maybe even  humiliate that person in public by laughing at  

uh, o kişiyle dalga geçiyorsun. Hatta o kişiye gülerek o kişiyi toplum içinde küçük düşürebilirsiniz

that person. You're not laughing with the  person, you're laughing at that person.  

. Kişiyle gülmüyorsunuz , o kişiye gülüyorsunuz.

The person is the subject of mockery. So what's the difference there between  

Kişi alay konusudur. Peki

laughing at someone and laughing with someone? I guess. Here on the podcast, we always laugh  

birine gülmekle birisiyle gülmek arasındaki fark nedir? Sanırım. Burada, podcast'te

with each other, right? I mean, when (right)  we have fun together, uh, somebody makes a  

hep birlikte gülüyoruz, değil mi? Demek istediğim, (doğru) birlikte eğlendiğimizde, uh, biri

funny comment and then we laugh, we laugh  together. Yeah? This is us laughing with  

komik bir yorum yapar ve sonra güleriz, birlikte güleriz. Evet? Bu, biz   birbirimize gülüyoruz

each other. But if you laugh at someone,  you are making fun of that person. You are  

. Ancak birine gülerseniz o kişiyle dalga geçersiniz.

publicly or deliberately putting that person down. So he used another, another use of bitch here,  

O kişiyi   alenen veya kasıtlı olarak aşağılıyorsunuz. Yani burada başka, başka bir [ __ ] kullanmış,

right? That we saw before, which is like the  one if you're wanting to make someone your  

değil mi? Daha önce gördüğümüz gibi, birini kendinizden aşağı yapmak istiyorsanız

inferior, for example, you're wanting to make them  subservient to you, like you're servant or you're,  

, örneğin, onları kendinize boyun eğdirmek istiyorsunuz, sanki hizmetkarmışsınız veya

you're their master or something in that sense.  He says, I'm not your bitch to order around. 

siz onların efendisiymişsiniz gibi. ya da bu anlamda bir şey. Ben senin [ __ ] emir vermen gereken biri değilim, diyor.

I'm not your bitch to order around. So what does it mean to order someone around? 

Ben emir verecek [ __ ] değilim. Peki, birisine emir vermek ne anlama geliyor?

Imagine a person who is very bossy and likes to  always tell people what to do all the time. This  

Çok otoriter ve insanlara her zaman ne yapacaklarını söylemekten hoşlanan bir kişi hayal edin. Bu

person is very controlling. We can say  that this person likes to order around. 

kişi çok kontrolcü. Bu kişinin emir vermeyi sevdiğini söyleyebiliriz.

And you used the nice word there. You said bossy.  Bossy is someone who does this, right? They order  

Ve orada güzel kelimeyi kullandın. Patron dedin. Bossy bunu yapan biri, değil mi? İnsanlara emir verirler

people around and we can also use the phrasal  verb to boss around, which is it means the  

ve biz de deyimsel fiili patronluk taslamak için kullanabiliriz, yani bu

same thing. (Nice) And then maybe just take one  more of the examples from here. So, uh, he says,  

aynı anlama gelir. (Güzel) Ve sonra belki buradan bir örnek daha alabiliriz. Yani, uh, diyor ki,

this is going to help big time with that bitch. Yeah, this is gonna help big time with that bitch. 

bu o kaltakla çok zaman geçirecek. Evet, bu o sürtükle çok yardımcı olacak.

So howis he using bitch here? As an insult. Yeah? And I think he's  

Peki [ __ ] burada nasıl kullanıyor? Bir hakaret olarak. Evet? Ve sanırım o

even talking to his mother, you (Is he? ) know, in  that clip, if I remember correctly. Yeah. Because,  

klipte annesiyle bile konuşuyor (öyle mi? ) yanlış hatırlamıyorsam. Evet. Çünkü,

you know, uh, yeah. Uh, his mother is kind  of kicking him out of the house because,  

bilirsiniz, uh, evet. Uh, annesi onu bir bakıma evden atıyor çünkü,

you know, he has a drug problem. So, (Right)  uh, he's actually insulting his mom there. Yeah. 

bilirsiniz, onun uyuşturucu sorunu var. Yani, (Doğru) uh, aslında orada annesine hakaret ediyor. Evet.

It's gonna help big time with his addiction or  something like that being kicked out of his house. 

Bağımlılığına ya da onun gibi bir şeye evinden atılmasının büyük faydası olacak.

Exactly. Yeah. I imagine. Yeah. Don't call your mother a bitch.  

Kesinlikle. Evet. Hayal ediyorum. Evet. Annene [ __ ] deme. Öyle

It's not. That's (No) not good. And what does  it mean big time? It's going to help big time. 

değil. Bu (Hayır) iyi değil. Ve büyük zaman ne anlama geliyor? Çok yardımcı olacak.

Like it's gonna help a lot. Yeah.  So it's a informal way, cool way  

Çok yardımcı olacak gibi. Evet. Yani çok şey söylemenin resmi olmayan, havalı bir yolu

to say a lot. It's an intensifier. Yeah. Yeah. And he's so interesting because he,  

. Bu bir yoğunlaştırıcı. Evet. Evet. Ve o çok ilginç çünkü o,

he'll even use bitch as like a, as an endearing  term. We talked earlier that you can use son of  

[ __ ] kelimesini bile sevimli bir terim olarak kullanacak . Bunun için [ __ ] çocuğunu kullanabileceğinizi daha önce konuşmuştuk

a bitch for this and, you know, Jesse Pinkman  even will use this to refer to people in a,  

ve, bilirsiniz, Jesse Pinkman bunu insanlara atıfta bulunmak için bile kullanacaktır,   olması

in a way that's supposed to be, not, not as  an insult, but you know, as a way to refer to  

gereken bir şekilde, hakaret olarak değil , ama bilirsiniz,

friends or colleagues or so on. I think he calls his friends  

arkadaşlara veya iş arkadaşlarına vb. atıfta bulunmanın bir yolu olarak. Sanırım şovdaki arkadaşlarına [ __ ] diyor

in the show bitches. Yo, bitches. Yeah. And the tone's so important too,  

. Sürtükler. Evet. Ve ton da çok önemli,

right? If you say like, yo bitches, like,  it's a friendly way of saying, but if you're  

değil mi? Gibi derseniz, sürtükler, gibi, bu arkadaşça bir söyleme şeklidir, ancak

calling someone like bitch, then it's a downward  tone, right? It's, it's insulting the person. So  

birine [ __ ] gibi hitap ediyorsanız, bu aşağılayıcı bir tondur, değil mi? Bu, kişiye hakarettir. Öyleyse

let's jump in today's big challenge.  

bugünün büyük mücadelesine geçelim.

Alright. So we shared a lot of clips and memories  that Thiago and I have with different places.  

Peki. Bu yüzden, Thiago ve benim farklı yerlerde sahip olduğumuz birçok klibi ve anıyı paylaştık.

We've heard the word used in different ways.  So we're really curious, dear learner about,  

Kelimenin farklı şekillerde kullanıldığını duyduk. Bu yüzden gerçekten merak ediyoruz sevgili öğrenci,

you know, where you've heard this word used,  if you have any memories attached to series or  

bilirsiniz, bu kelimenin kullanıldığını nerede duydunuz, dizilere,   filmlere veya şarkılara bağlı herhangi bir anınız var mı

movies or songs, or maybe when you heard that  you're not quite sure even how it was used,  

veya belki bunu duyduğunuzda nasıl olduğundan bile tam olarak emin değilsiniz. kullanıldı,

what did it mean in that context? So, you  know, if you want to comment that down below,  

bu bağlamda ne anlama geliyordu? Yani, bunu aşağıya yorum olarak bırakmak isterseniz,

we might even be able to help you out to better  understand. And we'd love to, love to hear your  

daha iyi anlamanız için size yardımcı olabiliriz . Anılarınızı

memories, your, your bitchy memories, or if you  are just listening to the audio, of course you  

, sizin şirret anılarınızı duymayı çok isteriz, çok isteriz veya yalnızca sesi dinliyorsanız, elbette

can email us at [email protected].  Alright, so before we wrap up, was there  

bize [email protected] adresinden e-posta gönderebilirsiniz. Tamam, bitirmeden önce

any final words you wanted to say, Thiago? About this topic, just be careful, guys, you know,  

söylemek istediğin son bir söz var mıydı, Thiago? Bu konu hakkında, sadece dikkatli olun çocuklar,

I think, uh, you know, it is nice for you to  know these different uses of this word bitch,  

bence, uh, bilirsiniz, bu [ __ ] kelimesinin bu farklı kullanımlarını bilmeniz sizin için güzel,

but you know, it doesn't necessarily mean we are  not telling you to go out there and start using  

ama bu, mutlaka  söylemediğimiz anlamına gelmez dışarı çıkıp

this word freely. Yeah. Uh, but you know, it is  important from an educational standpoint for us  

bu kelimeyi özgürce kullanmaya başlayın. Evet. Ama bilirsiniz, bu farklı durumlarda ne anlama geldiklerini bilmeniz için size bunları öğretmek eğitim açısından bizim için önemlidir

to teach you this stuff so that you know, uh, what  they mean, yeah, in those different situations. 

.

Even if you're against using this word, other  people are not, they are going to use it. So,  

Bu kelimeyi kullanmaya karşı olsanız bile, diğer insanlar karşı çıkmıyor, kullanacaklar. Yani,

you know, it is important that you  can understand them if they do.  

anlarlarsa anlayabilmeniz önemlidir .

But I think before we wrap up, we wanted to give  a final thanks to some of our recent commenters,  

Ama sanırım bitirmeden önce, son yorum yapanlarımızdan bazılarına,   yeni katılanlardan bazılarına  son bir teşekkür etmek istedik

some of the recent participants  in another big challenge, right? 

, değil mi?

Yeah, yeah. So, you know, we've recently  done an episode about accent, and it was  

Evet evet. Biliyorsunuz, yakın zamanda aksanla ilgili bir bölüm yaptık ve

a great conversation Ethan and I had, and, and  at the end of that episode, we asked you guys,  

Ethan'la harika bir sohbetimiz oldu ve bu bölümün sonunda size şunu sorduk çocuklar,

is it important for you to sound like a native?  Has your mind changed after listening to this  

bir aksan gibi konuşmanız sizin için önemli mi? yerli? Bu bölümü dinledikten sonra fikriniz değişti mi

episode? And some of you have responded. Joyce,  for example, said, "I don't wanna sound like a  

? Ve bazılarınız yanıt verdi. Örneğin Joyce, "Yerli biri gibi konuşmak istemiyorum

native. I just wanna speak clearly. I wanna  be understood". Thai says, "I always improve  

. Sadece net konuşmak istiyorum. Anlaşılmak istiyorum" dedi. Tayca, "

my accent every day because I wanna speak like a  native speaker. Improving accent helps me a lot  

Aksanımı her gün geliştiriyorum çünkü ana dili İngilizce olan biri gibi konuşmak istiyorum . Aksanımı geliştirmek bana hayatımda çok   yardımcı oluyor

in my life". Antonio said, I think you don't need  to speak like a native. The most important thing  

" diyor. Antonio, "Bence yerli gibi konuşmana gerek yok" dedi. En önemli şey

is that you speak and the people understand what  you said. Hello, from Brazil!" Hello Antonio. And  

konuşmanız ve insanların söylediklerinizi anlamalarıdır . Merhaba, Brezilya'dan!" Merhaba Antonio. Ve

Pablo says, "I wanna sound like a native to be  more confident when I'm talking to someone and  

Pablo şöyle diyor: " Biriyle konuşurken daha özgüvenli olmak ve

to allow the other person to feel more confident  talking to me." Okay. And finally, Drago says,  

karşımdaki kişinin benimle konuşurken daha özgüvenli hissetmesini sağlamak için bir yerli gibi konuşmak istiyorum ." Tamam. Ve son olarak , Drago,

"Hi, after this video, I'm not interested in  sounding like a native speaker anymore because  

"Merhaba, bu videodan sonra artık ana dili İngilizce olan biri gibi konuşmakla ilgilenmiyorum çünkü

you have changed my mind. I wanna, I want other  people around me to be able to understand me."  

fikrimi değiştirdiniz. İstiyorum, çevremdeki diğer insanların beni anlayabilmesini istiyorum."

Nice comments, guys. Thank you. That was fantastic. So again, we look  

Güzel yorumlar arkadaşlar. Teşekkürler. Harikaydı. Bu nedenle, yine

forward to seeing your guys' comments down below  and maybe we'll feature it on a future episode.  

aşağıda  sizinkilerin yorumlarını görmek için sabırsızlanıyoruz ve belki öne çıkarırız gelecekteki bir bölümde.

That said, thanks so much for joining us  today, and we hope that this has been an  

Bununla birlikte, bugün  bize  katıldığınız için çok teşekkür ederiz ve bunun

enlightening real-life experience and  we look forward to seeing you hearing  

aydınlatıcı bir gerçek hayat deneyimi olduğunu umuyoruz ve  The RealLife  English Podcast'in bir sonraki bölümünde sizden haber   almayı dört gözle bekliyoruz

from you on the next episode of The RealLife  English Podcast. 1, 2, 3. Aww (Aww yeah.) yeah!

. 1 , 2, 3. Ayy (Ah evet.) evet!