Why Some People Speak FLUENT English, But YOU Don't! | Interview with Leo Gomez

What's up boys and girls? So, this has been  one of my favorite interviews so far. Leo is an  

N'aber erkekler ve kızlar? Yani, bu şimdiye kadarki en sevdiğim röportajlardan biri oldu. Leo

absolutely incredible english teacher! Now, do you  ever feel like you're failing to learn english?  

kesinlikle harika bir İngilizce öğretmenidir! Şimdi, hiç İngilizce öğrenmede başarısız olduğunuzu hissettiğiniz oldu mu?

Well, today he will help you to develop the  mindset of a successful english learner! Leo,  

Pekala, bugün başarılı bir İngilizce öğrenen kişinin zihniyetini geliştirmenize yardımcı olacak! Leo,

welcome to the show! - Oh, thanks man. Thanks a lot for the invitation.

gösteriye hoş geldin! - Teşekkürler dostum. Davet için çok teşekkürler.

So, you will learn seven lessons that if you apply them will help you to master english. But before we get into those  

Böylece, uyguladığınız takdirde İngilizcede uzmanlaşmanıza yardımcı olacak yedi ders öğreneceksiniz. Ancak bunlara girmeden

I wanted to share with you what one RealLifer told  us. So, Mobina said that our lessons have helped  

bir RealLifer'ın bize söylediklerini sizinle paylaşmak istedim . Mobina, derslerimizin

them to learn english faster. So, why don't you  become a RealLifer too by hitting that subscribe  

İngilizceyi daha hızlı öğrenmelerine yardımcı olduğunu söyledi. O halde neden abone ol

button and the bell down below? That way every  week we can help you to understand fast speaking  

düğmesine ve aşağıdaki zile basarak siz de bir RealLifer olmuyorsunuz? Bu şekilde her hafta, hızlı konuşan

natives, to be understood by anyone, and to even connect to the world! All right, have you hit it? Then let's get started!

yerlileri anlamanıza, herkes tarafından anlaşılmanıza ve hatta dünyayla bağlantı kurmanıza yardımcı olabiliriz! Tamam, vurdun mu? O zaman başlayalım!

Of course in the beginning I had to prove myself but to be honest with you, Ethan

Elbette başlangıçta kendimi kanıtlamam gerekiyordu ama size, Ethan'a

and everyone watching this I think the biggest impediment to becoming the kind of  

ve bunu izleyen herkese karşı dürüst olmak gerekirse, profesyonel hayatımda olmak

person that I wanted to become or to reach  higher levels in my professional life, I think  

istediğim türden bir kişi olmam veya daha yüksek seviyelere ulaşmam için en büyük engel olduğunu düşünüyorum.

I think it was within me. I think to a  certain extent, I am my worst critic. And I think  

Sanırım içimdeydi. Sanırım bir dereceye kadar en kötü eleştirmenim benim. Ve bence

for a very long period of time I had a really  hard time accepting the fact that I was different.  

çok uzun bir süre farklı olduğum gerçeğini kabul etmekte gerçekten zorlandım.

But I couldn't see that difference as being a  differential. I couldn't see that as hey, you know, 

Ancak bu farkı bir farklılık olarak göremedim . Bunu hey, bilirsin,

what I'm different that's actually better. Because  I'm different I can use that as leverage to get  

farklı olduğum şey aslında daha iyi olarak göremedim. Farklı olduğum için bunu, olmak istediğim yere ulaşmak için bir kaldıraç olarak kullanabilirim

to where I want to be. And eventually  once I understood that, that's what I started to  

. Ve sonunda bunu anladığımda,

gain momentum in my career, and gain the respect  of people. There's one thing I wanted to say and  

kariyerimde ivme kazanmaya ve insanların saygısını kazanmaya başladım . Söylemek istediğim bir şey var ve

I think it's related to... I think teachers... I think  it's related to teachers in general, Ethan, is  

bence bununla ilgili... Sanırım öğretmenlerle ilgili... Bence genel olarak öğretmenlerle ilgili, Ethan,

that because teaching is almost like a lonely  venture, you are in the classroom by yourself with  

öğretmenlik neredeyse tek başına bir girişim gibi olduğu için , sınıfta Kendinizi

the students, we tend to let the ego get in the way.  And I think it would be a mistake for me to say, 

öğrencilerle, egonun aramıza girmesine izin verme eğilimindeyiz. Ve sanırım benim için söylemem hata olur

or it would be an understatement for me to say  that teachers don't have an ego. I think teachers  

veya öğretmenlerin egosu olmadığını söylemem yetersiz kalır. Bence öğretmenlerin

have quite the ego. And I think that kinds... I  think to a certain extent the ego gets in the way  

oldukça egosu var. Ve bence bu tür... Bence bir dereceye kadar ego,

of improving, of getting better as a teacher. And  I think you know this, and everyone watching or  

bir öğretmen olarak gelişmenin, daha iyi olmanın önüne geçiyor. Ve bence bunu biliyorsunuz ve bunu izleyen veya

listening to this will probably know that  there is not a single problem in the world  

dinleyen herkes muhtemelen dünyada egonuzu tanıtarak çözülebilecek tek bir sorun olmadığını bilecektir

that is ever solved by introducing your ego.  It is actually the opposite, because pride  

. Aslında tam tersidir, çünkü gurur

makes us complacent, pride makes us intolerable,  pride makes us ignorant. Because we are not  

bizi kayıtsız yapar, gurur bizi dayanılmaz kılar, gurur bizi cahil yapar. Çünkü

becoming aware of the things that we don't know. We  don't know what we don't know because our ego is  

bilmediğimiz şeylerin farkına varmıyoruz. Neyi bilmediğimizi bilmiyoruz çünkü egomuz

in a way kind of blinding us, so we cannot learn  the things that we already... The things that we  

bir şekilde bizi kör ediyor, bu yüzden zaten bildiğimiz şeyleri öğrenemiyoruz...

think we already know so I think removing the ego  from the equation, or becoming aware of your ego  

Zaten bildiğimizi düşündüğümüz şeyler, bu yüzden bence egoyu ortadan kaldırmak. denklem veya egonuzun farkına varmak

would definitely help language education in general.

genel olarak dil eğitimine kesinlikle yardımcı olacaktır.

Are you scared to speak english? Maybe you're just really shy. Really, the only way to overcome fear and shyness is to start speaking! 

İngilizce konuşmaktan korkuyor musun? Belki gerçekten utangaçsındır. Gerçekten de korku ve utangaçlığı yenmenin tek yolu konuşmaya başlamaktır!

Now, I'm sure that you're thinking "I know that Ethan,  but I don't have anyone to speak english with."  

Şimdi, "Ethan'ı tanıyorum ama İngilizce konuşacak kimsem yok" diye düşündüğünüze eminim.

We've heard this problem from countless learners  from around the world. So, we decided to solve the  

Bu sorunu dünyanın dört bir yanından sayısız öğrenciden duyduk . Biz de sorunu   çözmeye karar verdik

problem! That's why we built the RealLife App.  Now, on this app at the touch of a button you can

! Bu yüzden RealLife Uygulamasını geliştirdik. Şimdi, bu uygulamada tek bir düğmeye dokunarak

connect to another learner in a different part of  the world for a fast dynamic english conversation,  

hızlı ve dinamik bir İngilizce konuşma için dünyanın farklı bir yerindeki başka bir öğrenciyle bağlantı kurabilir,

plus you can listen to the full interview with Leo  and so many more with an interactive transcript  

ayrıca Leo ile yapılan röportajın tamamını ve daha pek çok şeyi etkileşimli bir dökümle   dinleyebilirsiniz.

for free! Are you ready for real life fluency? Then,  get started now by searching for RealLife English  

özgür! Gerçek hayat akıcılığına hazır mısın? Ardından

in the Google Play or Apple App Store, or just  click the link up here or in the description below. See you there!

Google Play'de veya Apple App Store'da RealLife English   arayarak hemen başlayın veya buradaki veya aşağıdaki açıklamada bulunan bağlantıyı tıklayın. Orada görüşürüz!

Another interview I had on the  Talk Show here with Anna from English Fluency  

Talk Show'da English Fluency   Journey'den Anna ile yaptığım başka bir röportaj,

Journey, she's from Ukraine. She's never been to an  english-speaking country, but she's just like so  

kendisi Ukraynalı. Hiç İngilizce konuşulan bir ülkede bulunmadı, ancak

passionate about the language that she, you  know, would listen to audios and repeat it over  

dil konusunda o kadar tutkulu ki, bilirsin, sesleri dinler ve tekrar tekrar tekrar ederdi

and over again. It's just like something that  for most people I think would be just really  

. Bu tıpkı çoğu insan için gerçekten

menial work, you know, having to do something so  repetitive, but she really had her heart set  

önemsiz bir iş olacağını düşündüğüm bir şey gibi, bilirsiniz, bu kadar tekrar eden bir şeyi yapmak zorunda olmak , ama o gerçekten

on that on speaking like an american, which isn't  the best goal for everyone but that was her goal,  

bir Amerikalı gibi konuşmaya kararlıydı, ki bu onun için en iyi hedef değil. herkes ama onun hedefi buydu,

she really had her heart set on that and so she  was willing to put in that really hard work, you  

buna gerçekten gönül vermişti ve bu nedenle gerçekten çok çalışmayı, yani

know, of every day of listening, repeating, listening,  repeating. So, you have to be creative and and very dedicated.

her gün dinleme, tekrarlama, dinleme, tekrarlama işini yapmaya istekliydi. Bu nedenle, yaratıcı ve çok özverili olmalısınız.

The problem today, Ethan, is it's not  a lack of information but the the lack of... We  

Bugünün sorunu, Ethan, bilgi eksikliği değil...

have an abundance of information, but what we're  lacking is the desire to improve, is the desire  

Bilgi bolluğumuz var, ancak eksik olduğumuz şey gelişme arzusu,

to learn. So, a person says to me "learning a  language is very difficult in 2021." I would  

öğrenme arzusu. Bir kişi bana " 2021'de dil öğrenmek çok zor" diyor.

call you... I would call B.S. on that, I don't think  it is. Mike and I, my business partner at Learn  

Seni   arardım... B.S.'yi arardım. bu konuda, öyle olduğunu sanmıyorum. Learn   Your English'teki iş ortağım Mike ve ben,

Your English, we did a podcast episode where we  talked about the seven seas of learning, and one of  

öğrenmenin yedi denizinden ve

the seven seas, Ethan and everyone watching and  listening to this, is conception. You need to have  

yedi denizden biri olan Ethan'dan ve bunu izleyen ve dinleyen herkesin hamile kalması hakkında konuştuğumuz bir podcast bölümü yaptık.

a very clear conception of what you want. It has to  be a vivid vision, a goal that is clearly imagined.  

Ne istediğinize dair çok net bir fikre sahip olmanız gerekir. Canlı bir vizyon, açıkça hayal edilmiş bir hedef olmalıdır.

And by the sounds of it I think Anna had a very  clear conception of what she wanted to be or  

Ve görünüşe göre, Anna'nın ne olmak istediği veya

wanted to sound like. We're constantly creating  this image, this vivid vision of what we're  

nasıl ses çıkarmak istediği konusunda çok net bir fikri olduğunu düşünüyorum. Sürekli olarak bu imajı, yabancı bir dilde yapacaklarımıza dair bu canlı vizyonu oluşturuyoruz

going to do in a foreign language, and eventually  we can pull it off but a lot of people  

ve sonunda bunu başarabiliriz ama birçok insanda

don't have that. So, if you lack this  conception, everything else is going to be very difficult.

buna sahip değiliz. Dolayısıyla, bu anlayışa sahip değilseniz , geri kalan her şey çok zor olacaktır.

A lot of people you've said they  would say they want to learn english, I think  

Pek çok kişinin İngilizce öğrenmek istediğini söyleyeceğini söylediniz, bence

a lot of people say that they want to be fluent  in english, so they're not even thinking about  

pek çok kişi İngilizce'de akıcı olmak istediğini söylüyor , dolayısıyla

the path of sitting down and learning english,  they just want to already be there. Like you were  

oturup İngilizce öğrenmenin yolunu düşünmüyorlar bile. sadece zaten orada olmak istiyorlar. Daha

saying before like they want the six-pack they  don't want to actually have to go to the gym.  

önce de söylediğin gibi, altılı paket istiyorlarmış gibi aslında spor salonuna gitmek zorunda kalmak istemiyorlar.

So, the problem when you do that too is that  when you say "I want to be fluent" most people  

Yani, bunu yaptığınızda da sorun şu ki "akıcı olmak istiyorum" dediğinizde çoğu insan

don't actually know what that means, and so they're  not able to visualize, or they're not taking the  

bunun ne anlama geldiğini bilmiyor ve bu nedenle görselleştiremiyorlar veya

time to really visualize "What does that mean for  me?" If i'm fluent how is my life different? How will  

zaman ayırmıyorlar "Bu benim için ne anlama geliyor ?" Akıcı olursam hayatım nasıl farklı olur?

I be using the language? Will I have a new job? Will  I be living in a different country? Who will I be  

Dili nasıl kullanacağım? Yeni bir işim olacak mı? Farklı bir ülkede mi yaşayacağım?

using it with? Who will I be speaking with?" So, it's  I think until you've really gotten crystal clear  

Kiminle   kullanacağım? Kiminle konuşacağım?" Yani, bence  gerçekten netleşene kadar   ki bu da

which is kind of going back to Ana she had that  really crystal clear like, you know, "I want to  

Ana'ya geri dönecek olursak, o gerçekten bildiğiniz gibi, "

have this american accent and I'm willing to put  in the hard work to get that." But so many people  

Amerikan aksanına  sahip olmak istiyorum ve ben Bunu elde etmek için sıkı çalışmaya hazırım." Ancak pek çok insan

will say that and they can't really visualize  like what's that going to bring for them, what's  

bunu söyleyecektir ve bunun onlara ne getireceğini,

that life that they'll be living through that,  so, I think if you are really able to make that  

yaşayacakları hayatın ne olduğunu  gerçekten gözlerinde canlandıramazlar, yani , Bence

that purpose furthering the language crystal clear  from the outset, or if you're already learning it  

dili ilerletmenin bu amacını baştan net bir şekilde ortaya koyabiliyorsan veya zaten öğreniyorsan

you can do that now there's no problemM  but it's going to push you through that hard work  

bunu şimdi yapabilirsin, sorun yok ama bu seni zor işlerin üstesinden gelmeye zorlayacak.

through those really boring moments of it and  help you to actually be successful in that goal. 

gerçekten sıkıcı anlar ve bu hedefte gerçekten başarılı olmanıza yardımcı oluyor.  Öğrenme ve yaşam tarzı arasında

There is a very symbolic symbiotic relationship  between learning and lifestyle. And I think you  

çok sembolik bir simbiyotik ilişki var . Ve bence siz  buna

are a very good example of this, I am a very  good example of this because we were able to  

çok iyi bir örneksiniz, ben buna çok  iyi bir örneğim çünkü biz

combine our learning with our lifestyle, and this  is the point in learner autonomy, the learner is  

öğrenimimizi yaşam tarzımızla birleştirebildik ve bu, öğrenci özerkliğinin noktasıdır, öğrenen

the expert not the teacher. And I think there  is a paradigm shift right here because the  

uzman öğretmen değil. Ve bence burada bir paradigma değişikliği var çünkü

learner becomes the experts of their own language  learning journey. People who take the initiative  

öğrenci kendi dil öğrenme yolculuğunun uzmanı oluyor. Öğrenirken inisiyatif alan kişiler, almayanlara göre

in learning they learn much more and they  learn much better than those who don't.  

çok daha fazla öğrenirler ve çok daha iyi öğrenirler.

So, self-directed learning or learning autonomy,  Ethan and everyone watching and listening to this,  

Dolayısıyla, kendi kendine öğrenme veya öğrenme özerkliği, Ethan ve bunu izleyen ve dinleyen herkes

is very much in tune, is very much aligned with our  natural psychological development as learners and  

çok uyumludur, öğrenenler olarak doğal psikolojik gelişimimizle çok uyumludur ve

again, it takes maturity, it takes a  little bit of a maturation process I should  

yine olgunluk, biraz  olgunlaşma sürecini

say in the development of the ability to take  more responsibility over our lives. So, I think  

yaşamlarımız üzerinde daha fazla sorumluluk alma yeteneğinin gelişimi olarak söylemeliyim. Bu nedenle, öğrencilerin bilgi

beyond the acquisition and application of  knowledge students need to become more mature.  

edinip uygulamalarının ötesinde daha olgun hale gelmeleri gerektiğini düşünüyorum. Daha hesap verebilir olmaları için

We need to teach them to take more responsibility  to be more accountable. It's not my job as you said  

onlara daha fazla sorumluluk almayı öğretmeliyiz . Dediğin gibi bu benim işim değil

I cannot learn english for you, you have to  do the work. You need to develop the maturity to  

senin için ingilizce öğrenemem, işi  yapmak zorundasın.

to take those responsibilities, to be accountable  for those things, and more importantly, to become  

Bu sorumlulukları alacak  , bu şeylerden sorumlu olabilecek ve daha da önemlisi,

more aware of what you are doing when you  learn and when you use the target language.  

hedef dili öğrendiğinizde ve kullandığınızda  ne yaptığınız   konusunda daha fazla farkındalık sahibi olmanız için olgunluk geliştirmeniz gerekir.

Michael Lewis, actually back in I would say  1992/93 if i'm not mistaken, he wrote a book  

Michael Lewis, aslında 1992/93'te yanılmıyorsam derdim,

called "The lexical approach", but he basically said,  (and a lot of people say that they said that but  

"Sözcüksel yaklaşım" adlı bir kitap yazdı, ancak temelde şöyle dedi ( ve birçok insan bunu söylediklerini söylüyor ama

it was Michael Lewis who said this) he said that  "Languages are not taught, languages are learned."

o Michael'dı Lewis) "Diller öğretilmez, diller öğrenilir" dedi.

That was michael lewis in 1993. And it's true  and I think learner autonomy is basically that  

Bu, 1993'te Michael Lewis'ti. Ve bu doğru ve bence öğrenen özerkliği temel olarak

you don't go to the classroom to teach a language,  you go to the classroom to learn how to learn the language.

sınıfa bir dil öğretmek için gitmezsiniz, sınıfa dili nasıl öğreneceğinizi öğrenmek için gidersiniz.

Boring is part of the learning  process, Ethan. I think a person who says to me "Oh,  

Sıkıcı, öğrenme sürecinin bir parçasıdır, Ethan. Sanırım bana "Ah,   bir

I want to learn something, or I want to learn how  to do something." You're going to go through those  

şey öğrenmek istiyorum veya bir şeyi nasıl yapacağımı öğrenmek istiyorum." O can

moments of boredom, you're going to go through  those moments where things are not going to be  

sıkıntısı anlarından geçeceksiniz, her şeyin eskisi kadar eğlenceli olmayacağı o anlardan geçeceksiniz

as fun. People are visualizing the fluency  they're not visualizing the process, So, the focus  

. İnsanlar akıcılığı gözlerinde canlandırıyorlar, süreci görselleştirmiyorlar. Dolayısıyla, odak

is always on the outcome, the focus is on "I want  to be fluent. I want to have a six-pack." But nobody  

her zaman sonuca, odak noktası " Akıcı olmak istiyorum. Altılı bir pakete sahip olmak istiyorum." Ama kimse

is thinking about "Okay, what is it going to take  for me to get to that level?" So, if you are able  

"Tamam, o düzeye gelmem için ne gerekir?" diye düşünmüyor. Yani,

to understand or again, going back to the seven seas, I think you need to have that stubborn consistency  

yedi denize geri dönerek anlayabilirseniz, bence bu vizyonun peşinden giderken o inatçı tutarlılığa sahip olmanız gerekir

right in pursuing that vision, because if you  are consistent you do the one percent every day  

, çünkü tutarlıysanız her gün yüzde birini yaparsınız

you will get there. But again it also requires  philosophy, because philosophy helps you develop  

oraya ulaşırsınız. Ama yine de felsefe gerektirir, çünkü felsefe bir karakter geliştirmenize yardımcı olur

a character, and when you develop a character that character will guide you, that character will  

ve bir karakter geliştirdiğinizde o karakter size rehberlik eder, o karakter

will keep you on the proper course of action.  And finally going back to what you said and I  

sizi doğru eylemde tutar. Ve son olarak söylediklerinize dönersek,

think you said that very nicely "enjoying  the process." Developing the, again another sea,  

bence bunu çok güzel bir şekilde "sürecin tadını çıkarmak " olarak söylediniz. Yine başka bir deniz,

the capacity to enjoy the process along the way,  because if you don't enjoy the process (like a  

yol boyunca süreçten keyif alma kapasitesini geliştirmek, çünkü süreçten zevk almazsanız (bir

craftsman, a craftsman enjoys the process) so,  if you don't enjoy that you're not going to  

zanaatkar gibi, bir zanaatkar da süreçten zevk alır), yani  siz keyif almazsanız, siz de keyif almazsınız.

enjoy learning. Learning is forever, you have to enjoy that you have to embrace that every day. I have to do the same thing until it clicks.  

öğrenmekten   zevk alacak. Öğrenmek sonsuza kadar sürer, bunu her gün benimsemek zorunda olmanın tadını çıkarmalısınız. Tıklayana kadar aynı şeyi yapmalıyım.

I've always had this fascination for a foreign language  

Yabancı bir dile karşı her zaman böyle bir ilgim olmuştur

and i think english was the first language that I  came across back in the day, and I remember  

ve sanırım o günlerde karşılaştığım ilk dil İngilizceydi ve

listening to the radio (I was able to listen to  BBC even though it was very staticky at the time)  

radyo dinlediğimi hatırlıyorum ( çok durağan olmasına rağmen BBC dinleyebildim) zaman)

and I remember falling in love with the way  people use the language. I was fascinated  

ve insanların dili kullanma biçimlerine aşık olduğumu hatırlıyorum .

by... I've always been fascinated by people's  choices of words when they are communicating, 

Büyülendim  ... İnsanların iletişim kurarken,  mesajlarını iletirken kullandıkları sözcük seçimleri beni her zaman büyülemiştir

when they're getting their message across and  that's when it started and eventually it  

ve bu işte o zaman başladı ve sonunda

grew with me. I don't believe in love at first  sight, Ethan, but I automatically saw myself  

benimle büyüdü. İlk görüşte aşka inanmam Ethan, ama kendimi otomatik olarak

doing that for the rest of my life. I said "You know  what? I really like teaching, I'm fascinated by the  

hayatımın geri kalanında bunu yaparken gördüm. "Biliyor musun ? Öğretmeyi gerçekten seviyorum,

way people acquire certain things, by how people  master things." So, I said "You know what? I'm gonna do this.

insanların belirli şeyleri edinme biçimleri, bazı şeylerde ustalaşma biçimleri beni büyülüyor" dedim. Ben de "Biliyor musun? Bunu yapacağım.

Anyone who decides to teach a language has to  go through the process of learning a language. And  

Bir dil öğretmeye karar veren herkes, bir dili öğrenme sürecinden geçmek zorundadır. Ve   Demek

I mean, you've learned Catalan, I've learned english,  I've learned spanish, I've tried to learn other  

istediğim, sen Katalanca öğrendin, ben İngilizce öğrendim, İspanyolca öğrendim, diğer dilleri öğrenmeye çalıştım

languages but I just didn't have the time and the  motivation to really pursue them any further,  

ama onları daha fazla takip edecek zamanım ve motivasyonum yoktu,

but I find that when you have gone  through the pains of learning a foreign language  

ancak bir yabancı dil öğrenmenin sancılarını çektiğinizde  bunu anlıyorum.

it becomes much easier for you to otherize, for  you to empathize, for you to look at your student  

ötekileştirmeniz, empati kurmanız, öğrencinize bakmanız

and understand exactly where they're coming from,  because if you've never learned a language and  

ve tam olarak nereden geldiklerini anlamanız için çok daha kolay hale gelir, çünkü hiç dil öğrenmediyseniz ve

your first language is english and that's the only  language you speak, I think you were lacking that  

ilk diliniz İngilizce'dir ve tek dil budur konuşuyorsun, bence o

sense of otherizing, like how can I  relate to someone if I've never done that? It's  

ötekileştirme duygusundan yoksundun, mesela ben bunu hiç yapmadıysam biriyle nasıl ilişki kurabilirim? Bu senin çocuğun yoksa

like me talking to you about parenting  if you don't have kids, so I find that  

ebeveynlik hakkında konuşmam gibi , bu yüzden bence

this experience of going through the pains of  learning a foreign language, going through the  

bu deneyim yabancı dil öğrenmenin,

pains of immigrating to a foreign country, and trying to settle into a new culture, and  

yabancı bir ülkeye göç etmenin, yeni bir kültüre yerleşmenin sancılarını çekmenin ve

understanding, again we know the iceberg of culture.  We know that culture is not just customs, habits,  

anlamanın sancılarını, yine kültürün buzdağını biliyoruz. Kültürün yalnızca adetler, alışkanlıklar

and food. We know there's much more underneath  that iceberg. I find that experience really  

ve yemek olmadığını biliyoruz. O buzdağının altında çok daha fazlasının olduğunu biliyoruz . Bu deneyimin, bugün olduğum türde bir eğitimci olmam için gerçekten

was the tipping point for me to kind of  become the kind of educator that I am today.

bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum . Leo

I learned so much from this interview with  Leo! Today's lesson has just been a taste of  

ile yapılan bu röportajdan çok şey öğrendim ! Bugünün dersi, bunun bir tadıydı

it! So, do not miss out on the whole thing. You  can listen to it wherever you enjoy podcasts,  

! Yani, her şeyi kaçırmayın. Podcast'leri sevdiğiniz her yerde dinleyebilirsiniz,

but I would recommend that you download the ReaLife App. That way you can effortlessly understand  

ancak ReaLife Uygulamasını indirmenizi tavsiye ederim . Bu şekilde,

the whole interview with the transcript,  and learn the most essential vocabulary. 

transkript ile tüm görüşmeyi zahmetsizce anlayabilir ve en temel kelimeleri öğrenebilirsiniz.

And now, it's time to go beyond the  classroom and live your english. Aww yeah!

Ve şimdi sınıfın ötesine geçme ve İngilizcenizi yaşama zamanı. Tamam evet!