English Movie: The #1 METHOD for Better Speaking!

When my husband proposed to me, he got down on one  knee in Rittenhouse Square in Philadelphia on a  

Kocam bana evlenme teklif ettiğinde, güzel bir Eylül gününde Philadelphia'daki Rittenhouse Meydanı'nda tek dizinin üstüne çöktü

beautiful September day. In today's video, we're  taking a scene from a movie Welcome to Marwen and  

. Bugünün videosunda Marwen'e Hoş Geldiniz filminden bir sahne alıyoruz ve

a marriage proposal is about to happen. We'll use  this scene to study English, specifically American  

bir evlilik teklifi gerçekleşmek üzere. İngilizceyi, özellikle Amerikan İngilizcesi telaffuzunu çalışmak için bu sahneyi kullanacağız

English pronunciation. We'll do an in-depth  analysis like this, which greatly improves  

.

your listening comprehension when it comes to  movies, TV, and English conversation. And the  

Filmler, TV ve İngilizce konuşmalar söz konusu olduğunda dinlediğinizi anlamanızı büyük ölçüde geliştiren bunun gibi derinlemesine bir analiz yapacağız. Ve   anadili İngilizce olan kişilerin

more you know about these pronunciation habits of  native speakers, the easier it will be for others  

bu telaffuz alışkanlıkları hakkında ne kadar çok şey bilirseniz , başkalarının

to understand you speaking English. As always, if  you like this video or you learned something, new  

sizi İngilizce konuşurken anlaması o kadar kolay olacaktır. Her zaman olduğu gibi, bu videoyu beğendiyseniz veya yeni bir şey öğrendiyseniz

please give it a thumbs up and subscribe with  notifications, I'd love to see you back here.

lütfen beğenin ve bildirimlerle abone olun, sizi tekrar burada görmek isterim.

The premise of the movie is Mark suffered  a violent crime. He was beat up very badly.  

Filmin temeli, Mark'ın şiddetli bir suça maruz kalmasıdır. Çok kötü dövüldü.

Then he built this world of dolls in his  backyard to help him cope. And in this world,  

Ardından, başa çıkmasına yardımcı olmak için arka bahçesinde bu oyuncak bebek dünyasını kurdu. Ve bu dünyada

there's a doll of himself and a doll of a woman  named Nicole. Mark wants to propose to Nicole.  

kendisinin bir oyuncak bebeği ve Nicole adında bir kadının  oyuncak bebeği var . Mark, Nicole'e evlenme teklif etmek istiyor.

But first he has the doll version of himself do  it. So in this clip, he is showing some scenes of  

Ama önce kendisinin oyuncak bebek versiyonuna yaptırır. Bu klipte Nicole'e teklifin bazı sahnelerini gösteriyor

that proposal to Nicole. Here's the clip.

. İşte klip.

He built her a teahouse and then proposed  

Ona bir çayevi yaptırdı ve sonra

to her in it? Yes. That's right. 

ona orada mı evlenme teklif etti? Evet. Bu doğru.

Wow. That's exactly what Nicole said. 

Vay. Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

And then, he gave her a medal? Well, he couldn't find a ring. 

Sonra ona bir madalya mı verdi? Yüzük bulamamıştı.

Remember there's a war on. Oh yeah, of course. 

Unutmayın, bir savaş var. Ah evet, tabii ki.

And he got down on one knee and everything. 

Ve tek dizinin üzerine çöktü.

Did you notice that the T was dropped in the 

Kelimedeki T harfinin tam olarak atıldığını fark ettiniz mi

word exactly? Did you notice how the H was  dropped in the word 'her' in the phrase  

? "

'gave her a medal'? Let's do an  in-depth analysis of the scene now.

Ona bir madalya verdi" ifadesindeki "o" kelimesindeki H'nin nasıl düştüğünü fark ettiniz mi? Şimdi sahnenin derinlemesine bir analizini yapalım.

He built her a-- So she puts a pause here,  

Onu bir-- Yani ne söyleyeceğini düşünürken burada bir duraklama yapıyor

while she's considering what to say, and we have  one stressed word in this first thought group.  

ve bu ilk düşünce grubunda vurgulanan bir kelimemiz var.

He built her a-- and it's the peak of stress. The  word 'he' builds up to it. The words her and a,  

Onu bir... ve bu stresin zirvesi. " O" kelimesi buna dayanıyor. O ve a,   kelimeleri

fall away from it, and it's all very smooth. He built her a-- the true T here releases  

ondan uzaklaşıyor ve hepsi çok pürüzsüz. Onu a-- gerçek T burada serbest bırakır

right into the H. He built her a-- this is just  the schwa. He built her a-- he built her a--  

H'nin içine yaptı. Onu a-- bu sadece schwa. Onu bir-- onu bir--

think of that as one word. Try to  make it that smooth. He built her a--

bunu tek kelime olarak düşün. O kadar pürüzsüz hale getirmeye çalışın. Ona bir-- Ona

He built her a--  

bir--

tea house?

çay evi mi inşa etti?

Tea house? Tea house? The intonation goes up,  that's a little bit questioning, clarifying,  

Çay evi mi? Çay evi mi? Tonlama yükseliyor, bu biraz sorgulayıcı, açıklayıcı,

she's not sure ,is it a tea house? Tea house?  Tea house? We have another true T here,  

emin değil, çay evi mi? Çay evi mi? Çay evi mi?

because it starts a stressed syllable.

Vurgulu bir heceyi başlattığı için burada başka bir gerçek T'miz var.

Tea house?

Çay evi mi?

Tea house. It's a compound word, and with  compound words like eyeball, basketball,  

çay evi. Bu bileşik bir kelimedir ve göz küresi, basketbol gibi bileşik kelimelerde

stress is on the first word of the compound  word. Tea house? Tea house? So this is house,  

vurgu bileşik kelimenin ilk kelimesindedir . Çay evi mi? Çay evi mi? Yani bu ev,

house, unstressed. That's different than house,  house, how it would sound stressed. Tea house,  

ev, gerilmemiş. Bu, evden, evden, kulağa stresli geleceğinden farklı. Çay evi,

house, tea house. Although he or she makes the  intonation go up, so it's tea house? Tea house?

evi, çay evi. Tonlamayı yükseltse de çay evi mi? Çay evi mi?

Tea house? Tea house? Tea house  and then proposed to her in it?

Çay evi mi? Çay evi mi? Çay evi ve sonra ona burada evlenme teklif ettiniz mi?

And then propose to her in it? And  then propose to her in it? So posed,  

Ve sonra ona içinde teklif? Ve sonra ona içinde teklif?

is the most stressed syllable here. And rather  than drawing it like this with an up down shape,  

Buradaki en vurgulu hece,   şeklindedir. Ve bu şekilde yukarı aşağı şeklinde çizmek yerine,

I’m gonna draw it going up, because her sentence  goes up. Proposed to her in it? And it's  

yukarı doğru çizeceğim çünkü onun cümlesi yukarı gidiyor. İçinde ona teklif ettin mi? Ve

just all going up. So when we're in a part of a  phrase where the intonation is going up, this is a  

her şey   yükseliyor. Dolayısıyla, bir ifadenin tonlamanın yükseldiği bir bölümündeysek, bu bir

yes/no question, and those usually go up in pitch,  when we have a stress syllable like that, rather  

evet/hayır sorusudur ve bunlar genellikle perdede yükselir, böyle bir vurgu hecemiz olduğunda, yukarı

than being up down, he built, it tends to scoop  up. Propo, po, and then propose to her in it?

aşağı olmak yerine, o inşa edildiğinde, toplanma eğilimi gösterir . Propo, po ve sonra ona teklif etme?

And then proposed to her in it?  

Ve sonra ona teklif etti?

And then, pronounced: and then, and then, and  then, and then, and then, low in pitch, very flat,  

Ve sonra, şöyle telaffuz edilir: ve sonra, ve sonra, ve sonra, ve sonra, ve sonra, alçak perdeli, çok düz,

they're unstressed words. The D is dropped. And  then, and then, and then. This is a simplified  

bunlar vurgusuz sözcüklerdir. D bırakılır. Ve sonra, ve sonra, ve sonra. Bu,

voiced TH because it starts an unstressed  syllable. So you don't need to bring your tongue  

vurgusuz bir heceyle başladığı için basitleştirilmiş bir TH'dir . Böylece dilinizin ucunu  geçirmeniz gerekmez

tip through. Then, then, and then, and then,  and then, and then. The tongue moves forward,  

. Sonra, sonra ve sonra ve sonra ve sonra ve sonra. Dil ileri doğru hareket eder,

touches the backs of the teeth, and then pulls  back. And then, and then, and then, and then.  

dişlerin arka kısımlarına dokunur ve sonra geri çeker. Ve sonra, ve sonra ve sonra ve sonra.

And then

Ve sonra

proposed to her in it?

ona teklif etti?

Pro-- the first syllable of this stressed word is  unstressed, so it's going to feel more like these  

Pro-- bu vurgulu kelimenin ilk hecesi vurgusuzdur, bu yüzden daha çok şu kelimeler gibi hissedilecek

words: and then pro, and then pro, and then pro--

: ve sonra pro, sonra pro ve sonra pro--

And then pro

Ve sonra pro

And then proposed to her in it?

Ve sonra ona bu kelimede evlenme teklif etti?

And then propose--  

Ve sonra önerin--

The S, the letter S here is a Z sound in  this word, proposed. Proposed to her in it?

Buradaki S harfi, önerilen bu kelimedeki bir Z sesidir . İçinde ona teklif ettin mi?

Proposed to her in it?

İçinde ona teklif ettin mi?

So let's talk about our sequence of sounds here.  We have Z in proposed. The ED ending is just a D  

O halde burada ses dizimiz hakkında konuşalım. Önerilen Z var. ED bitişi yalnızca bir D

sound, so it's not two sounds here, it's just a  single D sound: proposed to-- and then we have a  

sesidir, dolayısıyla burada iki ses yoktur, yalnızca tek bir D sesidir: önerilen-- ve sonra '

true T in the word 'to'. When we have a D between  two consonants, it's not uncommon to drop it,  

to' kelimesinde   gerçek bir T'ye sahibiz. İki ünsüz arasında bir D'ye sahip olduğumuzda , onu

or a T sound, so these ending, ED endings, can  be dropped if the sound before is a consonant and  

veya bir T sesini düşürmek alışılmadık bir durum değildir, bu nedenle bu ED ekleri, önceki ses bir ünsüz ve

the sound after is a consonant. So that might  be confusing, you might be like, well, how do  

sonraki ses bir ünsüz ise çıkarılabilir. Bu  kafa karıştırıcı olabilir,

I know it's past tense? And we know that because  of the context. So we don't actually hear the ED  

bunun geçmiş zaman olduğunu nasıl bilebilirim? Ve bunu bağlamdan dolayı biliyoruz. Yani aslında ED

ending. We don't actually hear the D sound. But we  know it's past tense because they're talking about  

bitişini duymuyoruz. Aslında D sesini duymuyoruz. Ama geçmiş zaman olduğunu biliyoruz çünkü

something that happened. He's showing her pictures  telling her a story. But if you've ever wondered  

olmuş bir şeyden bahsediyorlar. Ona bir hikaye anlatan resimlerini gösteriyor. Ama hiç merak ettiyseniz

what happens with ED endings sometimes?  That's what happens. When it's a T or  

bazen ED sonlarına ne olur? Olan bu. Bir T veya

a D sound, and it comes between two other  consonants, it's pretty common to drop it.

bir D sesi olduğunda ve diğer iki ünsüz arasında geldiğinde , onu bırakmak oldukça yaygındır.

Propose to---

Önerin---

So we go right from the Z sound into the true T.  

Yani Z sesinden doğru T'ye gidiyoruz.

This is a schwa. It's not to, it's: to  to to. Proposed to, proposed to, proposed  

Bu bir schwa. Yapmak için değil, yapmak için . teklif edildi, teklif edildi, teklif edildi

to. Z to T with no D. Proposed to her in it.

. Z'den T'ye D olmadan. İçinde ona teklif edildi.

Proposed to her in it.

İçinde ona teklif edildi.

To her in it. To her in  

İçinde ona. İçinde ona

it. She does a little tiny bit of a break  here. To her in it. In it. In it. In it.

. Burada küçük bir mola veriyor . İçinde ona. İçinde. İçinde. İçinde.

Again, pitch is on its way up  and we have a stop T here. In it.  

Yine, perde yükseliyor ve burada bir T durağımız var. İçinde.

In it. In it. Link these words together,  it shouldn't feel like two separate words.  

İçinde. İçinde. Bu kelimeleri birbirine bağlayın, iki ayrı kelime gibi gelmemelidir.

The N, you can feel like begins the next  word. Nit nit nit, in it. In it. In it.

N, bir sonraki  kelimeyi başlatıyormuş gibi hissedebilirsiniz . nit nit nit, içinde. İçinde. İçinde.

In it. In it. In it.

İçinde. İçinde. İçinde.

In it.

İçinde.

Yes.

Evet.

Yes. Yes. Up down shape, statement,  answering the question. Yes.

Evet. Evet. Yukarı aşağı şekil, ifade, soruyu yanıtlama. Evet.

Yes.

Evet.

That's right.

Bu doğru.

Then a little two word thought group. That's  right. That's right. Stress on right. It does  

Sonra iki kelimelik küçük bir düşünce grubu. Bu doğru. Bu doğru. Sağda stres.

end with a stop T. That's right. That's  right. What happens to the word that's?  

Durdurma T ile biter. Bu doğru. Bu doğru. Bu kelimeye ne olur?

That's, that's, that, do you hear it?

Bu, bu, bu, duyuyor musun?

That's right.

Bu doğru.

No, not really. That's, it's, what's, let's,  these can all be reduced to just TS. That's right.

Hayır gerçek değil. Bu, bu, ne, hadi, bunların hepsi sadece TS'ye indirgenebilir. Bu doğru.

That's right.

Bu doğru.

Now, I feel like I do hear a little sound  before. It's sort of like a super unclear TH  

Şimdi, daha önce biraz ses duymuş gibiyim . Süper belirsiz bir TH

schwa. That's, that's, that's, that's. But  

schwa gibi. Bu, bu, bu, bu. Ancak

it's very subtle and it would be common to  even just drop that and just say: T's right.  

bu çok inceliklidir ve bunu bir kenara bırakıp sadece "T doğru" demek bile yaygın bir davranıştır.

T's right. But I'm hearing something like: it's  right, just a little vocalization before the TS.  

T doğru. Ama şöyle bir şey duyuyorum: bu doğru, sadece TS'den önce küçük bir seslendirme.

That's right. That's right. That's right.

Bu doğru. Bu doğru. Bu doğru.

That's right.

Bu doğru.

Wow. Wow. Wow. Up down shape. Wow. Lips around  

Vay. Vay. Vay. Yukarı aşağı şekil. Vay.

for the W constant at the beginning, and for  the second half of the OW diphthong. Wow. Wow.

Başlangıçtaki W sabiti için ve OW çift sesli ünlünün ikinci yarısı için dudaklar etrafında. Vay. Vay.

Wow.

Vay.

That's exactly what Nicole said.  

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

Now he's kind of whispering. He's  excited. That's exactly what Nicole said.

Şimdi bir nevi fısıldıyor. O heyecanlı. Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

That's exactly what Nicole said.

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

Let's make this a little bit more clear.

Bunu biraz daha netleştirelim.

Exact-- the stress is here on the second  syllable. That's exactly, that's exactly,  

Tam-- vurgu burada ikinci hecededir. Aynen öyle, tam olarak bu,

the TS cluster linking right into the vowel.  That's exactly. The letter X here, this has two  

doğrudan sesli harfe bağlanan TS kümesi. Aynen öyle Buradaki X harfinin iki

pronunciations. This one is the GZ, it can either  be GZ or KX. And here, it's-- sorry, GZ or KS.  

telaffuzu vardır. Bu GZ'dir, GZ veya KX olabilir. Ve burada, pardon, GZ veya KS.

Here, it is GZ. Eg eg eg-- exactly. Now do you  notice, I'm dropping the T? That's really common  

İşte GZ. Örneğin, örneğin, tam olarak. Şimdi fark ettiniz mi, T'yi düşürüyorum?

when the T comes between two other consonants.  So if I was just saying the word without the LY  

T diğer iki sessiz harfin arasına geldiğinde bu gerçekten yaygın bir durumdur. Dolayısıyla, kelimeyi LY   sonu olmadan söylüyor olsaydım

ending, I would say you need to be exact. Exact. I  would say the T if that was the end of my thought.  

, kesin olmanız gerektiğini söylerdim. Bire bir aynı. Düşüncemin sonu buysa T derdim.

You need to be exact. But because it's got an  LY ending, exactly, we now drop that, so it  

Kesin olmalısın. Ama tam olarak bir LY sonu olduğu için, şimdi onu bırakıyoruz, bu yüzden

just goes right from the K sound to the L sound.  I only know one person who pronounces that T.  

K sesinden L sesine gidiyor. T'yi telaffuz eden tek bir kişi tanıyorum.

I have one friend who's very particular, and  she says: exactly, she is the only person I  

Çok titiz bir arkadaşım var ve  şöyle diyor: kesinlikle, bunu yapan tanıdığım tek kişi o

know who does that. So she's dropping it  here, I'm sorry, he is dropping it here,  

. Yani buraya  bırakıyor, üzgünüm, o buraya bırakıyor,

please also drop that T, it's going to be  more natural. That's exactly. That's exactly.

lütfen o T'yi de bırakın, daha doğal olacak. Aynen öyle Aynen öyle Nicole'ün söylediği

That's exactly

tam olarak buydu

what Nicole said. 

.

That's exactly what Nicole said. That's exactly what Nicole said.

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu. Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

What Ni-- what Ni-- these are both going up  towards that peak of stress. We have a stop T,  

Ne Ni-- ne Ni-- bunların ikisi de stresin zirvesine doğru yükseliyor. Nicole'ün dediği gibi bir stop T'miz var

what Nicole said. And then said is coming  off of that peak of stress. What Nicole said.  

. Ve sonra, stresin o zirvesinden çıkmak anlamına gelir. Nicole'ün söylediği.

That's exactly what Nicole said.

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

That's exactly what Nicole said. 

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

When you're imitating the audio here, try to match  his vocal quality, his whisper quality as well.  

Buradaki sesi taklit ederken, onun ses kalitesini ve fısıltı kalitesini de eşleştirmeye çalışın.

Not just the pitch and the rhythm, but  try to match everything about the voice.  

Sadece perde ve ritim değil, sesle ilgili her şeyi eşleştirmeye çalışın.

Pretend that you're him when  you're working with this audio.

Bu ses üzerinde çalışırken o sizmişsiniz gibi davranın.

That's exactly what Nicole said.

Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

And then he gave her a medal?

Ve sonra ona bir madalya mı verdi?

And then, and then, and then, a little break  here, breaking it up into two thought groups.  

Ve sonra, ve sonra, ve sonra, burada küçük bir ara verin , onu iki düşünce grubuna ayırın.

And then, then, is definitely the stressed word,  

Ve sonra, kesinlikle vurgulanan kelimedir,

the word 'and' just comes on the way up,  and it's reduced, it's not and, what is it?

've' kelimesi hemen yukarı gelir, ve azalır, değildir ve, nedir bu?

And then---

Ve sonra---

And then, and then, i would just write  that schwa N. And then, and then.

Ve sonra, ve sonra, sadece şu schwa N'yi yazardım. Ve sonra, ve sonra.

And then---

Ve sonra---

And then, and then, and then. For this  TH, you don't need to make too much of it,  

Ve sonra, ve sonra, ve sonra. Bu TH için çok fazla konuşmanıza gerek yok,

she's not saying and then,  and then, and then. She's  

ve sonra,  ve sonra ve sonra demiyor. Bir

sort of leaving it out, not really, I  mean her tongue tip is probably coming out  

nevi dışarıda bırakıyor, pek değil, yani dilinin ucu muhtemelen

for the N. You can make the N with your tongue  tip actually out of your mouth. Nnn-- nnn--  

N için dışarı çıkıyor. N'yi dilinizin ucu gerçekten ağzınızdan çıkararak yapabilirsiniz. Nnn-- nnn--

And so that's probably what's happening, we  do these shortcuts without thinking of them.

Ve muhtemelen olan da bu, bu kısayolları düşünmeden yapıyoruz.

And then---

Ve sonra---

And then, and then. And so then it's  just right there to immediately pull back  

Ve sonra, ve sonra. Ve o zaman EH sesli harfini hemen geri çekmek için tam orada

for the EH vowel in then. So listen again, she's  not saying and then, and then, and then, tthhh--  

. Tekrar dinleyin, ve sonra, ve sonra, tthhh--

it's more subtle, more quiet than that,

bundan daha incelikli, daha sessiz,

And then---

Ve sonra---

gave her a medal?

ona bir madalya mı verdi?

He gave her a medal? He gave her-- up down  shape of stress there. A medal? And then here,  

Ona madalya mı verdi? Ona-- aşağı yukarı stres şekli verdi. Bir madalya? Ve burada,

it's going up because it's a yes/no question.  He gave her, he gave her, linking together  

evet/hayır sorusu olduğu için artıyor. Gerçekten sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanarak ona verdi, ona verdi

really smoothly. EE vowel right into G. V  sound right into schwa R. She drops the H here,  

. EE sesli harfini doğrudan G. V'ye, sağdan schwa R'ye

that's a common reduction. He gave her a--  er and a-- unstressed, flatter in pitch.  

. Ona bir-- er ve bir-- vurgusuz, perdede daha düz verdi.

He gave her a medal. And then we have the scoop up  for this stressed syllable. He gave her a medal?

Ona bir madalya verdi. Ve sonra, bu vurgulu heceyi özetliyoruz. Ona madalya mı verdi?

He gave her a medal?

Ona madalya mı verdi?

The L in medal is a dark L, it comes at  the end of that word. You don't need to  

Madalyadaki L, koyu renkli bir L'dir ve bu kelimenin sonunda gelir.

lift your tongue tip, it's at  the end of the thought group.  

Dilinizin ucunu kaldırmanıza gerek yoktur, o düşünce grubunun sonundadır.

And so we would just say: medal uhl uhl with  that dark sound, and then we would be done.  

Ve biz de o karanlık sesle sadece "madalya uhl uhl" derdik ve sonra işimiz biterdi.

We don't lift the tongue tip. We make the  dark sound with the back of the tongue,  

Dil ucunu kaldırmıyoruz. Koyu sesi dilin arkasıyla,

while the tip is down. The back of the tongue  presses down and back. Uhl uhl. Medal? Medal?

ucu aşağıdayken yaparız. Dilin arkası aşağı ve geriye doğru bastırır. ıııııııııııııııııııııııııııı Madalya? Madalya?

This is a little bit tricky because we have  a flap, flap your tongue here for the D,  

Bu biraz zor çünkü bir kanat çırpmamız var, burada D için dilinizi çırpın,

it's not medal, dull, it's not  a full D. Medal? Medal? Medal?

bu madalya değil, sıkıcı, tam bir D değil. Madalya? Madalya? Madalya?

But you flap your tongue against the  roof of the mouth, then let it down,  

Ama dilinizi damağınıza çarparsınız, sonra aşağı indirirsiniz,

make the dark sound with the back of your  tongue, and you're done. Medal? Medal?

dilinizin tersiyle karanlık bir ses çıkarırsınız ve işiniz biter. Madalya? Madalya?

Medal?

Madalya?

Well, he couldn't find a ring.

Yüzük bulamamıştı.

Well, well, going up, well,  when he makes the pitch go up,  

Pekala, yukarı çıkmak, perdeyi yükselttiğinde

that shows that he's going to continue  talking. Well, he couldn't find a ring.

bu, konuşmaya devam edeceğini gösterir . Yüzük bulamamıştı.

Well, he couldn't find a ring.

Yüzük bulamamıştı.

He couldn't, he couldn't  find a ring. Do you feel that  

Yapamadı, bir yüzük bulamadı.

up down shape of stress on those words?  He find a-- both flatter in pitch.

Bu kelimelerdeki vurgunun aşağı yukarı şeklini hissediyor musunuz? Her ikisi de perdede daha düz buluyor.

He couldn't find a ring.

Yüzük bulamamıştı.

He couldn't find a ring. He couldn't find,  couldn't. In this N apostrophe T contraction,  

Yüzük bulamamıştı. Bulamadı, bulamadı. Bu Napostrof T kısaltmasında,

i don't really hear the T. I don't hear a  stop, so I'm going to write that as dropped.  

T'yi gerçekten duymuyorum. Bir durak duymuyorum, bu yüzden bunu düşmüş olarak yazacağım.

He couldn't. Couldn't find. So the L in this  word is always silent. Couldn't find. Right  

Yapamadı. bulunamadı. Yani bu  kelimedeki L her zaman sessizdir. bulunamadı. Sağ

from N into F. Couldn't find. He couldn't find,  he couldn't, find he couldn't find a ring. Very  

N'den F'ye. Bulunamadı. Bir yüzük bulamadı, bulamadı, bulamadı. Çok

light D. Couldn't find a ring. Linking into the  schwa, couldn't find a ring, couldn't find a ring.

hafif D. Yüzük bulunamadı. Schwa'ya bağlanıyor , bir yüzük bulamıyor, bir yüzük bulamıyor.

Couldn't find a ring.

Yüzük bulunamadı.

Remember, there's a war on.

Unutma, bir savaş var.

Remember, okay little pause, except  bring it into its own thought group.  

Unutma, tamam küçük duraklama, ancak onu kendi düşünce grubuna dahil et.

Three syllable word, listen to it.  Tell me which syllable is stressed.

Üç heceli kelime, dinle. Bana hangi hecenin vurgulu olduğunu söyle.

Remember---

Unutma---

Remember, it's the middle syllable. So it's  not remember, it's ruh ruh, make that a schwa,  

Unutma, bu orta hece. Yani hatırlamak değil, ruh ruhtur, bunu bir schwa yapın,

make it fast. Ruh ruh ruh ruh remember. Remember.

hızlı yapın. Ruh ruh ruh ruh hatırla. Hatırlamak.

Remember,

Unutma,

there's a war on.

bir savaş var.

There's a war on. There's-- so she's sort  of saying the word oh, while he's talking.  

Bir savaş var. İşte-- yani o konuşurken bir nevi oh kelimesini söylüyor.

There's, there's, there's. This word, I  would say reduced, I'm not hearing there's.  

var, var, var. Bu kelime, diyeceğim azaltılmış, orada duymuyorum.

There's. There's. There's. There's. And  even though this would normally be a Z,  

var. var. var. var. Ve bu normalde bir Z olsa da

I hear it as a very weak S.  There's. There's. There's. There's.

çok zayıf bir S olarak duyuyorum. Var. var. var. var.

There's---

Orada---

a war on.

There's, There's

bir savaş var.

Var,

A war on. A war on. A war on. Linking together,  very smoothly. The letter A is a schwa, a war  

Bir savaş var. Bir savaş. Bir savaş. Birbirine bağlanıyor, çok sorunsuz. A harfi bir schwa, bir

on. And then the R links right into  the vowel. This can be either AW or  

savaştır. Ve sonra R doğrudan sesli harfe bağlanır. Bu,

AH as in father. War on. A war on.

babadaki gibi AW veya   AH olabilir. Savaş devam. Bir savaş.

A war on.

Bir savaş.

The word war, a little tricky it's W consonant,  then it's got the AW as in law vowel, followed  

Savaş kelimesi biraz aldatıcıdır, ünsüz W'dir, o zaman hukuktaki gibi AW ünlüsüne sahiptir, ardından

by R. This combination changes this vowel. So  this vowel is LA AH, but it's not wa wa war war.  

R gelir. Bu kombinasyon bu sesli harfi değiştirir. Yani bu sesli harf LA AH'dir, ancak wa wa war war değildir.

It's woh oh ohr. A different vowel sound, so  what happens is the R makes the AW a little more  

Woh oh oh. Farklı bir sesli harf, dolayısıyla olan şey, R'nin AW'yi biraz daha

closed. Woh oh oh. Your lips are more round, your  mouth isn't as open, and the tongue pulls back a  

kapalı yapmasıdır. vay vay vay Dudaklarınız daha yuvarlak, ağzınız eskisi kadar açık değil ve diliniz biraz geri çekiliyor

little bit. Woh woh war. This is the same sound  in core. Or quarter. Oh oh oh war war. A war on.

. vay vay savaş. Bu, çekirdekte aynı sestir . Veya çeyrek. Oh oh oh savaş savaş. Bir savaş.

A war on.

Bir savaş.

A little note about linking. So we have a word in  American Englis, moron. You would call someone a  

Bağlama hakkında küçük bir not. Amerikan İngilizcesinde bir kelimemiz var moron.

moron who you think is dumb, makes bad decisions.  He's a complete moron. Moron. So this has the  

Aptal olduğunu düşündüğünüz, kötü kararlar veren birine gerizekalı diyebilirsiniz. O tam bir salak. Moron. Yani bu

same sounds. It's AW as in law, R, and then the  same ending. So the M is different than the W.  

aynı seslere sahip. Kanunda olduğu gibi AW, R ve ardından aynı son. Yani M, W'den farklıdır.

But moron sounds just like war on but with a  different beginning sound. So that just is a  

Ancak moron sesi tıpkı war on gibi ama farklı bir  başlangıç ​​sesiyle. Bu,

way to illustrate how important linking is.  Linking makes two words sound just like one.  

bağlantı oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu göstermenin bir   yoludur. Bağlama, iki kelimenin aynı ses çıkarmasını sağlar.

The only difference between war on and moron  is the beginning consonant. There's no break or  

war on ve moron arasındaki tek fark baştaki ünsüzdür.

anything like that to show that one of them is two  words. Moron. War on. We just love to link words  

Birinin iki kelime olduğunu gösterecek herhangi bir ara veya buna benzer bir şey yoktur . Moron. Savaş devam.

together in a thought group in American English.  It starts to feel like one long word. A war on.

Amerikan İngilizcesinde bir düşünce grubunda kelimeleri birbirine bağlamayı seviyoruz. Uzun bir kelime gibi gelmeye başlar. Bir savaş.

A war on.

Bir savaş.

Oh yeah, of course.

Ah evet, tabii ki.

Oh yeah, of course. Oh yeah, of course.  She really whispers it very quiet.  

Ah evet, tabii ki. Ah evet, tabii ki. Gerçekten çok sessiz fısıldıyor.

Oh yeah, of course. Oh yeah, of course.

Ah evet, tabii ki. Ah evet, tabii ki.

Oh yeah, of course.

Ah evet, tabii ki.

And he got down on one knee and everything.

Ve tek dizinin üzerine çöktü.

And he got down. Phrasal verb. Both are stressed.  Got down on one knee and everything. Everything.

Ve indi. Edatlıfiil. İkisi de stresli. Tek dizimin üzerine çöktüm ve her şey. Her şey.

And he got down on one knee and everything.

Ve tek dizinin üzerine çöktü.

And he got down on one knee and everything.

Ve tek dizinin üzerine çöktü.

Got down, one knee, and EH are our most stressed  syllables, the first syllable of everything.  

Eğilip tek dizimiz ve EH en çok vurgulanan hecelerimizdir, her şeyin ilk hecesidir.

And he. How are those two words pronounced?

Ve o. Bu iki kelime nasıl telaffuz ediliyor?

And he.

Ve o.

And he. And he. And he. And he.

Ve o. Ve o. Ve o. Ve o.

The D is dropped, the H is dropped. AA  vowel N, EE vowel. And he. And he. And he.

D düşürülür, H düşürülür. AA sesli harfi N, EE sesli harfi. Ve o. Ve o. Ve o.

You know, this is just like the name Annie,  only Annie, the name, would be stressed.

Biliyorsunuz, bu tıpkı Annie adı gibi, yalnızca Annie adı vurgulanacaktı.

And he---

Ve o---

Except Annie, since it's a name, would probably  never be pronounced unstressed. Annie, Annie,  

Annie hariç, bu bir isim olduğu için muhtemelen hiçbir zaman vurgusuz olarak telaffuz edilmeyecektir. Annie, Annie,

Annie, Annie. It would always have a stressed  syllable. Annie. Annie. The first syllable  

Annie, Annie. Her zaman vurgulu bir hecesi olurdu. Annie. Annie. Bunun ilk hecesi

of that is stressed. Annie. Annie. But here,  and he. And he. And he. It's the same sounds,  

vurguludur. Annie. Annie. Ama burada ve o. Ve o. Ve o. Aynı sesler,

only they both have an unstressed feel.  And he. And he. And he. And he got down.

sadece ikisinde de vurgusuz bir his var. Ve o. Ve o. Ve o. Ve indi.

And he got down--

Ve

on one knee and everything.

yere çöktü-- tek dizinin üstüne falan.

Got down on, got, got, got. Stop T. Got down on.  

Aşağı indi, var, var, var. Durdur T. İndim.

Linking together N into the  vowel for on. Down on one knee.

N'yi on için  sesli harfe bağlamak. Tek dizinin üstüne çök.

Got down on one knee and--

Tek dizimin üzerine çöktüm ve--

One knee, one knee, do you notice those two words?  We're just linking them together with a single  

Tek diz, tek diz, şu iki kelimeyi fark ettin mi? Onları tek bir

N sound. So the letter K is silent,  and of course there's no sound for this  

N sesiyle birbirine bağlıyoruz. Yani K harfi sessizdir ve elbette bu EE için ses yoktur

EE. One knee. I'm not gonna actually show that  blocked off, because then it looks like the word  

. Bir diz. Aslında bloke edildiğini göstermeyeceğim, çünkü o zaman on kelimesi gibi görünür

on, but we don't pronounce that letter  as its own sound. One knee. One knee.

, ancak bu harfi kendi sesi olarak telaffuz etmeyiz. Bir diz. Bir diz.

One knee and----

Bir diz ve ----

everything.

her şey.

And everything. And everything. Now here, the word  and sounds like the word in. I would say, i would  

Ve herşey. Ve herşey. Şimdi burada ve kelimesi in kelimesi gibi geliyor.

write it in IPA with schwa and even though this  word, I would write with IH, N. But it's reduced:  

IPA'da schwa ile yazardım ve bu  kelime olmasına rağmen IH, N ile yazardım. Ama indirgenmiş:

and, and, and, and everything. D is dropped. And  everything. And this ending N links right into  

ve, ve, ve, ve her şey . D düşürülür. Ve herşey. Ve bu N bitişi doğrudan vurgulu hece olan

the vowel of EH, the stressed syllable. And  everything. And everything. And everything.

EH'nin sesli harfine bağlanır. Ve herşey. Ve herşey. Ve herşey.

And everything.

Ve herşey.

Awkwardly, later on in the scene,  

Garip bir şekilde, sahnenin ilerleyen bölümlerinde,

he gets down on one knee to propose to her, and  she is not interested. Okay, let's listen to this  

ona evlenme teklif etmek için dizinin üzerine çöker ve kadın ilgilenmez. Tamam,

whole conversation one more time.

tüm bu sohbeti bir kez daha dinleyelim.

He built her a teahouse and then  

Ona bir çayevi yaptırdı ve sonra

proposed to her in it? Yes. That's right. 

ona orada mı evlenme teklif etti? Evet. Bu doğru.

Wow. That's exactly what Nicole said. 

Vay. Nicole'ün söylediği tam olarak buydu.

And then, he gave her a medal? Well, he couldn't find a ring. 

Sonra ona bir madalya mı verdi? Yüzük bulamamıştı.

Remember there's a war on. Oh yeah, of course. 

Unutmayın, bir savaş var. Ah evet, tabii ki.

And he got down on one knee and everything.

Ve tek dizinin üzerine çöktü.

If you love studying scenes like this,  

Bunun gibi sahneleri incelemeyi seviyorsanız,

check out my Learn English With Movies and Learn  English With TV playlists. If you watch all those,  

Filmlerle İngilizce Öğrenin ve TV ile İngilizce Öğrenin oynatma listelerime göz atın. Tüm bunları izlerseniz,

I guarantee, your listening comprehension  will improve. If you want to go even further  

dinlediğinizi anlama becerinizin gelişeceğini garanti ederim . Daha da ileri gitmek

and train with what you learn, check out  my academy at rachelsenglishacademy.com  

ve öğrendiklerinizle antrenman yapmak istiyorsanız rachelsenglishacademy.com adresindeki akademime göz atın

I have over 150 videos like this that  you can't find on my YouTube channel,  

Bunun gibi  YouTube kanalımda  bulamayacağınız 150'den fazla videom

and I have the method and supplemental  materials for you to train with,  

ve sizin için yöntem ve tamamlayıcı  materyaller var. İngilizce konuşmanızın

to improve fluency, confidence, and the  effectiveness of your spoken English.  

akıcılığını, güvenini ve etkililiğini geliştirmek için   birlikte çalışmak .

We do offer a 30-day Money-Back Guarantee  so there's no risk in trying it. Keep your  

30 günlük Para İadesi Garantisi sunuyoruz bu nedenle deneme riski yoktur.

learning going right now with this video, and  don't forget to subscribe with notifications,  

Bu video ile öğreniminize hemen şimdi devam edin ve

so you never miss a video. I make new videos on  English every Tuesday and I’d love to see you back  

hiçbir videoyu kaçırmamak için bildirimlerle abone olmayı unutmayın. Her salı İngilizce'de yeni videolar hazırlıyorum ve sizi buralarda tekrar görmek isterim

here. I love being your English teacher. That's  it and thanks so much for using Rachel’s English.

. İngilizce öğretmenin olmayı seviyorum. Hepsi bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.